ABOUT THE SPEAKER
Auret van Heerden - Labor-rights activist
At the head of the Fair Labor Association (FLA), Auret van Heerden takes a practical approach to workers' rights, persuading corporations and NGOs to protect labor in global supply chains.

Why you should listen

Raised in apartheid South Africa, Auret van Heerden became an activist early. As a student, he agitated for workers' rights and co-wrote a book on trade unionism; he was tortured and placed in solitary confinement, then exiled in 1987. (Later, in post-apartheid South Africa, he became labor attaché to the South African mission to the UN.) For the past decade he's been the president and CEO of the Fair Labor Association, or FLA, an initiative that brings together companies, NGOs and universities to develop and keep up international labor standards in global supply chains.

Founded in 1999, the FLA grew out of a task force convened by President Clinton to investigate and end child labor and other sweatshop practices. Difficult enough in the US, protecting labor is even more complex in the global economy, with its multiple sets of laws and layers of contractors and outsourcers. Policing the entire chain is impossible, so the FLA works instead to help all parties agree that protecting workers is the best way to do business, and agree on voluntary initiatives to get there. The FLA worked with Apple Computer, for example, to inspect its global factories and seek raises and better working conditions at the Foxconn plant in China.

Van Heerden and FLA create a safe space in which stakeholders representing different interest groups within a global supply chain can work together to resolve conflicts of rights and interests, filling in the governance gap. Van Heerden's newest initiative: the Institute for Social and Environmental Responsibility, which will conduct research and convene multi-stakeholder forums on corporate responsibility.

More profile about the speaker
Auret van Heerden | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2010

Auret van Heerden: Making global labor fair

Auret van Heerden: Adil İşgücünü Küreselleştirme

Filmed:
678,476 views

Emektar eylemci Auret van Heerden işci haklarının ileri sınırlarından -- küreselleştirilmiş ekonomilerde tek bir ulusal vücut işcilerin güvenliği ve korunmasını tutabilir. Küresel arz zincilerimizi dürüst bir şekilde nasıl tutabiliriz ? ve adil iş gücü için iş durumlarından bahsediyor.
- Labor-rights activist
At the head of the Fair Labor Association (FLA), Auret van Heerden takes a practical approach to workers' rights, persuading corporations and NGOs to protect labor in global supply chains. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
This cellhücre phonetelefon
0
0
3000
Bu cep telefonu...
00:18
startedbaşladı its trajectoryYörünge
1
3000
3000
...Doğu Kongo'da ki madenlerin...
00:21
in an artisanalzanaat mineMayın
2
6000
2000
...elle çıkartılmasını tetikledi.
00:23
in the EasternDoğu CongoKongo Cumhuriyeti.
3
8000
2000
Bu maden silahlı gangsterler tarafından...
00:25
It's minedmayınlı by armedSilahlı gangsçeteler
4
10000
2000
...çocuk köleleri kullanılarak çıkartılır.
00:27
usingkullanma slavesköle, childçocuk slavesköle,
5
12000
2000
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi...
00:29
what the U.N. SecurityGüvenlik CouncilKonseyi
6
14000
2000
...buna “kan mineralleri” de demektedir.
00:31
callsaramalar "bloodkan mineralsmineraller,"
7
16000
2000
Çin, Shinjin’de ki...
00:33
then traveledseyahat into some componentsbileşenler
8
18000
2000
...bazı bileşen yerlerine ve
00:35
and endedbitti up in a factoryfabrika
9
20000
2000
kapatılmış bir fabrikaya gezide bulundum.
00:37
in ShinjinShinjin in ChinaÇin.
10
22000
2000
Bu yıl içerisinde fabrikada...
00:39
That factoryfabrika -- over a dozendüzine people have committedtaahhüt suicideintihar
11
24000
3000
...bir düzineden fazla insan...
00:42
alreadyzaten this yearyıl.
12
27000
2000
...çoktan intihar etti.
00:44
One man diedvefat etti after workingçalışma a 36-hour-saat shiftvardiya.
13
29000
3000
Adamın biri 36 saat çalıştıktan sonra öldü.
00:48
We all love chocolateçikolata.
14
33000
2000
Çikolatayı severiz ve çocuklarımız için satın alırız.
00:50
We buysatın almak it for our kidsçocuklar.
15
35000
2000
Gana ve Fildişi Sahilin’den gelen...
00:52
EightySeksen percentyüzde of the cocoakakao comesgeliyor from CoteCote d'IvoireSahili and GhanaGana
16
37000
3000
...kakaounun % 80’ni çocuklar tarafından...
00:55
and it's harvestedhasat by childrençocuklar.
17
40000
3000
...toplanıyor ve orada ki çocuk köleler...
00:58
CoteCote d'IvoireSahili, we have a hugeKocaman problemsorun of childçocuk slavesköle.
18
43000
2000
...büyük problemimizdir.
01:00
ChildrenÇocuk have been traffickedticareti from other conflictfikir ayrılığı zonesbölgeleri
19
45000
3000
Kahve plantasyonlarında ve diğer...
01:03
to come and work on the coffeeKahve plantationstarlaları.
20
48000
3000
...çatışma bölgelerinde çalışan...
01:06
HeparinHeparin -- a bloodkan thinnerdaha ince,
21
51000
2000
...çocuklar tacir edilmiştir.
01:08
a pharmaceuticalfarmasötik productürün --
22
53000
2000
Heparin-kan inceltici ilaç ürünü...
01:10
startsbaşlar out in artisanalzanaat workshopsatölyeler
23
55000
3000
...Çin gibi maden yatakları bulunan...
01:13
like this in ChinaÇin,
24
58000
2000
...yerlerde yola çıkar. Çünkü,
01:15
because the activeaktif ingredientMadde
25
60000
2000
aktif madde domuz bağırsaklarından gelir.
01:17
comesgeliyor from pigs'domuz intestinesbağırsak.
26
62000
3000
Elmas: “Kanlı Elmas”...
01:20
Your diamondelmas -- you've all heardduymuş, probablymuhtemelen seengörüldü the moviefilm "BloodKan DiamondElmas."
27
65000
3000
...hepimizin duyduğu ve muhtemelen...
01:23
This is a mineMayın in ZimbabweZimbabve
28
68000
2000
...izlemiş olduğu bir filmdir.
01:25
right now.
29
70000
2000
Şu anda bunun sahibi Zimbabve devletidir.
01:27
CottonPamuk: UzbekistanÖzbekistan is the secondikinci biggesten büyük
30
72000
2000
Pamuk: Özbekistan pamuk ihracatında...
01:29
exporterihracatçı of cottonpamuk on EarthDünya.
31
74000
2000
...dünya ikincisidir.
01:31
EveryHer yearyıl when it comesgeliyor to the cottonpamuk harvesthasat,
32
76000
3000
Her yıl pamuk toplama zamanı geldiğinde,
01:34
the governmenthükümet shutskapatır down the schoolsokullar,
33
79000
2000
devlet okulları kapatır...
01:36
putskoyar the kidsçocuklar in busesotobüsler, busesotobüsler them to the cottonpamuk fieldsalanlar
34
81000
3000
...çocukları otobüslere bindirir ve
01:39
to spendharcamak threeüç weekshaftalar harvestinghasat the cottonpamuk.
35
84000
3000
hasat için üç hafta pamuk tarlalarına...
01:42
It's forcedzorunlu childçocuk laboremek
36
87000
2000
...gönderir ve geleneksel olan bu çalışma...
01:44
on an institutionalkurumsal scaleölçek.
37
89000
2000
...ölçüsünde çocuklar zorlanır. Muhtemelen...
01:47
And all of those productsÜrünler probablymuhtemelen endson theironların liveshayatları
38
92000
3000
...bu ürünlerin tümü atık alanlarından...
01:50
in a dumpçöplük like this one in ManilaManila.
39
95000
2000
...biri olan Manila’da, hayatları sonlanacaktır.
01:52
These placesyerler, these originskökenleri,
40
97000
3000
Bu yerlerde, bu kaynakları,
01:55
representtemsil etmek governanceYönetim gapsboşluklar.
41
100000
2000
yönetim açıkları temsil eder.
01:57
That's the politestpolitest descriptionaçıklama
42
102000
2000
Bu onlar için yaptığım...
01:59
I have for them.
43
104000
3000
...en kibar yakıştırmadır.
02:02
These are the darkkaranlık poolshavuzları
44
107000
2000
Bu karanlık havuzlar küresel tedarik zincirinin...
02:04
where globalglobal supplyarz chainszincirler beginbaşla --
45
109000
3000
...başladığı yerlerdir. Küresel tedarik zinciri...
02:07
the globalglobal supplyarz chainszincirler,
46
112000
2000
...en beğendiğimiz markalı ürünleri...
02:09
whichhangi bringgetirmek us our favoritesevdiğim brandmarka nameisim productsÜrünler.
47
114000
3000
...ürünleri bizlere getirir.
02:12
Some of these governanceYönetim gapsboşluklar
48
117000
3000
Bazı bu yönetim açıklarını...
02:15
are runkoş by roguehaydut statesdevletler.
49
120000
3000
...haydut devletler işletiliyor.
02:18
Some of them are not statesdevletler anymoreartık at all.
50
123000
2000
Bazıları başarısız olduğundan...
02:20
They're failedbaşarısız oldu statesdevletler.
51
125000
2000
...artık devlet bile değillerdir.
02:22
Some of them
52
127000
2000
Sadece bazı ülkeler serbestleştirme...
02:24
are just countriesülkeler who believe that deregulationderegülasyon or no regulationdüzenleme
53
129000
3000
...veya düzenleme olmaksızın ...
02:27
is the besten iyi way to attractçekmek investmentyatırım,
54
132000
3000
...cazip yatırımların ve ticari teşvikin...
02:30
promotedesteklemek tradeTicaret.
55
135000
2000
...en iyi yol olduğuna inanıyorlar.
02:32
EitherHer iki way, they presentmevcut us
56
137000
2000
Her iki şekilde de bize gösterilen...
02:34
with a hugeKocaman moralmanevi and ethicalahlâki dilemmaikilem.
57
139000
3000
...büyük bir ahlaki ve etik ikilemdir.
02:38
I know that noneYok of us want to be accessoriesAksesuarlar
58
143000
2000
Küresel tedarik zincirinde insan haklarının...
02:40
after the factgerçek
59
145000
3000
...kötüye kullanılması gerçeğinden...
02:43
of a humaninsan rightshaklar abusetaciz
60
148000
2000
...sonra, biliyorum hiç birimiz...
02:45
in a globalglobal supplyarz chainzincir.
61
150000
2000
...bunun bir parçası olmak istemiyoruz.
02:47
But right now,
62
152000
2000
Fakat şimdilerde,
02:49
mostçoğu of the companiesşirketler involvedilgili in these supplyarz chainszincirler
63
154000
3000
bu tedarik zincirinde yer alan...
02:52
don't have any way
64
157000
2000
...şirketlerin çoğu her hangi bir şekilde...
02:54
of assuringtemin us
65
159000
2000
...bizleri güvencesi altına almıyor,
02:56
that nobodykimse had to mortgageipotek theironların futuregelecek,
66
161000
2000
herkes kendi geleceğini ipotek etmek ve
02:58
nobodykimse had to sacrificekurban theironların rightshaklar
67
163000
3000
en sevdiği markalı ürünleri...
03:01
to bringgetirmek us our favoritesevdiğim
68
166000
2000
...getirttirmek için haklarından...
03:03
brandmarka nameisim productürün.
69
168000
2000
...fedakârlık yapmak zorundaydı.
03:06
Now, I didn't come here to depressBunalıma girmek you
70
171000
2000
Küresel tedarik zinciri durumu hakkında...
03:08
about the statebelirtmek, bildirmek of the globalglobal supplyarz chainzincir.
71
173000
3000
...karamsarlığa düşmeniz için gelmedim.
03:11
We need a realitygerçeklik checkKontrol.
72
176000
2000
Gerçek bir kontrole ihtiyacımız var.
03:13
We need to recognizetanımak just how seriousciddi
73
178000
3000
Sahip olduğumuz hakların ciddi derecede...
03:16
a deficitaçık of rightshaklar we have.
74
181000
3000
...eksik olduğunun farkına varmalıyız.
03:19
This is an independentbağımsız republicCumhuriyeti,
75
184000
2000
Bağımsız bir cumhuriyet,
03:21
probablymuhtemelen a failedbaşarısız oldu statebelirtmek, bildirmek.
76
186000
2000
muhtemelen başarısız bir devlettir.
03:23
It's definitelykesinlikle not a democraticdemokratik statebelirtmek, bildirmek.
77
188000
3000
Kesinlikle demokratik bir devlet değildir.
03:27
And right now,
78
192000
2000
Ve şimdi,
03:29
that independentbağımsız republicCumhuriyeti of the supplyarz chainzincir
79
194000
2000
tedarik zincirinin bağımsız cumhuriyeti...
03:31
is not beingolmak governedyönetilir
80
196000
2000
bizi tatmin edecek şekilde...
03:33
in a way that would satisfytatmin etmek us,
81
198000
3000
...yönetilmemekte olan etik tüketim...
03:36
that we can engagetutmak in ethicalahlâki tradeTicaret or ethicalahlâki consumptiontüketim.
82
201000
3000
...ve ticaretiyle uğraşabiliriz.
03:40
Now, that's not a newyeni storyÖykü.
83
205000
2000
Tabi bu yeni hikâye bir değildir.
03:42
You've seengörüldü the documentariesbelgeseller
84
207000
2000
Giysi üreten dünyanın her yerinde...
03:44
of sweatshopsücretle işçi çalıştıran işyerlerinin makingyapma garmentsgiysiler
85
209000
2000
...gelişmiş ülkelerde bile çalışanların...
03:46
all over the worldDünya, even in developedgelişmiş countriesülkeler.
86
211000
3000
...emeğinin istismar edildiği atölyelerin...
03:49
You want to see the classicklasik sweatshopEcel tezgahında,
87
214000
2000
...belgesellerini izledik. Sizde görmek istiyorsanız,
03:51
meetkarşılamak me at MadisonMadison SquareKare GardenBahçe,
88
216000
2000
Madison Square Garden’da buluşalım.
03:53
I'll take you down the streetsokak, and I'll showgöstermek you a ChineseÇince sweatshopEcel tezgahında.
89
218000
3000
Sizi sokağın aşağısından alacağım ve Çinlilerinin yerlerini göstereceğim.
03:56
But take the exampleörnek of heparinheparin.
90
221000
3000
Fakat Heparin örneğini ele alırsak,
03:59
It's a pharmaceuticalfarmasötik productürün.
91
224000
2000
o bir ilaç ürünüdür.
04:01
You expectbeklemek that the supplyarz chainzincir that getsalır it to the hospitalhastane,
92
226000
3000
Tedarik zincirinde muhtemel beklentiniz,
04:04
probablymuhtemelen squeakycızırtılı cleantemiz.
93
229000
3000
hastane için en sağlıklısını temin etmek.
04:08
The problemsorun is that the activeaktif ingredientMadde in there --
94
233000
2000
Önceden belirttiğim gibi aktif bileşenin...
04:10
as I mentionedadı geçen earlierdaha erken --
95
235000
2000
...domuzlardan gelmesidir.
04:12
comesgeliyor from pigsdomuzlar.
96
237000
2000
Bu bileşenin Amerikalı baş yöneticisi...
04:14
The mainana AmericanAmerikan manufacturerüretici firma
97
239000
3000
...birkaç yıl önce bileşeni Çin’e...
04:17
of that activeaktif ingredientMadde
98
242000
2000
...taşımaya karar verdi.
04:19
decidedkarar a fewaz yearsyıl agoönce to relocateYeniden Konumlandır to ChinaÇin
99
244000
3000
Çünkü Çin,
04:22
because it's the world'sDünyanın en biggesten büyük supplierTedarikçi of pigsdomuzlar.
100
247000
3000
dünyanın en büyük domuz tedarikçisidr.
04:25
And theironların factoryfabrika in ChinaÇin --
101
250000
2000
Oldukça temiz olan Çin’de ki fabrikada...
04:27
whichhangi probablymuhtemelen is prettygüzel cleantemiz --
102
252000
3000
aktarılan bileşen ve katledilen domuzlar,
04:30
is gettingalma all of the ingredientsmalzemeler
103
255000
2000
ailelerin yaşadığı kesimhane bahçelerinden...
04:32
from backyardarka bahçe abattoirsabattoirs,
104
257000
2000
...gelen tüm malzemelerden oluşuyor.
04:34
where familiesaileleri slaughterkatliam pigsdomuzlar
105
259000
2000
Birkaç yıl önce,
04:36
and extractözüt the ingredientMadde.
106
261000
3000
Heparin tedarik zincirinde ki,
04:39
So a coupleçift of yearsyıl agoönce, we had a scandalskandal
107
264000
2000
kirletici maddelerden dolayı,
04:41
whichhangi killedöldürdü about 80 people around the worldDünya,
108
266000
2000
dünya çapında 80 kişiyi öldürdüğümüze...
04:43
because of contaminantskirletici
109
268000
2000
...dair bir skandal yaşadık.
04:45
that creptsüzüldü into the heparinheparin supplyarz chainzincir.
110
270000
3000
Daha da kötüsü tedarikçilerin bazıları,
04:48
WorseDaha kötü, some of the supplierstedarikçileri
111
273000
2000
Heparin testlerinde ürünün...
04:50
realizedgerçekleştirilen that they could substitutevekil a productürün
112
275000
4000
taklit edildiğinin farkına vardı.
04:54
whichhangi mimickedtaklit heparinheparin in teststestler.
113
279000
3000
Taklit olanının maliyeti dokuz pound olmasına karşın...
04:58
This substitutevekil costmaliyet ninedokuz dollarsdolar a poundpound,
114
283000
3000
...gerçek Heparin' in bileşen maliyeti...
05:01
whereasbuna karşılık realgerçek heparinheparin, the realgerçek ingredientMadde,
115
286000
3000
...dokuz yüz pound'dır.
05:04
costmaliyet 900 dollarsdolar a poundpound.
116
289000
3000
Farkı akıl edememişler.
05:07
A no-brainerbeyinsiz.
117
292000
2000
Sorun daha fazla insanı öldürmüş olmasıdır.
05:09
The problemsorun was that it killedöldürdü more people.
118
294000
3000
Kendinize sormanız gereken soru şu;
05:12
And so you're askingsormak yourselfkendin,
119
297000
2000
“ ABD Gıda ve İlaç İdaresi, Çin devlet ajansı...
05:14
"How come the U.S. FoodGıda and DrugUyuşturucu AdministrationYönetim
120
299000
2000
yemek ve ilaçlar için...
05:16
allowedizin this to happenolmak?
121
301000
2000
...bunun olmasına nasıl izin verdi?
05:18
How did the ChineseÇince StateDevlet AgencyAjansı for FoodGıda and DrugsUyuşturucu
122
303000
2000
Cevap oldukça basit;
05:20
allowizin vermek this to happenolmak?"
123
305000
2000
Çinliler ilaç tesislerini...
05:22
And the answerCevap is quiteoldukça simplebasit:
124
307000
3000
...kimyasal tesisler gibi tanıtıyorlar...
05:25
the ChineseÇince definetanımlamak these facilitiestesisler
125
310000
2000
...bu yüzden onlara denetim yapılmıyor.
05:27
as chemicalkimyasal facilitiestesisler, not pharmaceuticalfarmasötik facilitiestesisler,
126
312000
3000
ABD Gıda ve İlaç İdaresinin...
05:30
so they don't auditDenetim them.
127
315000
2000
yargılama problemi vardır.
05:32
And the USFDAUSFDA
128
317000
2000
Bu sınır ötesidir.
05:34
has a jurisdictionalyetki problemsorun.
129
319000
2000
Aslında deniz aşırı ülkelerin...
05:36
This is offshoreOffshore.
130
321000
2000
...iyi bir yılı içerisinde...
05:38
They actuallyaslında do conductkuralları a fewaz investigationsaraştırmalar overseasdenizaşırı --
131
323000
2000
...yaklaşık bir düzine belki de 20 düzine kadar...
05:40
about a dozendüzine a yearyıl -- maybe 20 in a good yearyıl.
132
325000
3000
...araştırma yapmaları gerekirken yapmıyorlar.
05:43
There are 500
133
328000
2000
Sadece Çin’de,
05:45
of these facilitiestesisler
134
330000
2000
bu aktif maddeleri üreten...
05:47
producingüreten activeaktif ingredientsmalzemeler in ChinaÇin aloneyalnız.
135
332000
3000
...beş yüz tane tesis vardır.
05:50
In factgerçek, about 80 percentyüzde
136
335000
3000
Aslında,
05:53
of the activeaktif ingredientsmalzemeler in medicinesilaçlar now
137
338000
2000
ilaçlardaki aktif bileşenlerin %80’ni,
05:55
come from offshoreOffshore,
138
340000
2000
özellikle Çin ve Hindistan gibi...
05:57
particularlyözellikle ChinaÇin and IndiaHindistan,
139
342000
2000
...denizaşırı ülkelerden gelmektedir.
05:59
and we don't have a governanceYönetim systemsistem.
140
344000
3000
Üretimi güvenli yapacak...
06:02
We don't have a regulatorydüzenleyici systemsistem
141
347000
2000
...düzenleme - yönetim sistemine ve
06:04
ableyapabilmek to ensuresağlamak
142
349000
2000
İnsan Haklarını...
06:06
that that productionüretim is safekasa.
143
351000
2000
...garanti altına alacak...
06:10
We don't have a systemsistem to ensuresağlamak
144
355000
2000
...basit hassasiyete...
06:12
that humaninsan rightshaklar, basictemel dignityhaysiyet,
145
357000
2000
...sahip değiliz.
06:14
are ensuredsağlanmalıdır.
146
359000
2000
Yaklaşık olarak,
06:17
So at a nationalUlusal levelseviye --
147
362000
3000
60 farklı ülkenin ulusal düzeyinde çalıştık ve
06:20
and we work in about 60 differentfarklı countriesülkeler --
148
365000
2000
...üretimi düzeltmek için...
06:22
at a nationalUlusal levelseviye
149
367000
2000
...devlet gücünde...
06:24
we'vebiz ettik got a seriousciddi breakdownarıza in the abilitykabiliyet of governmentshükümetler
150
369000
2000
...ciddi derecede aksaklıklara...
06:26
to regulatedüzenleyen productionüretim
151
371000
3000
...sahibiz.
06:29
on theironların ownkendi soiltoprak.
152
374000
3000
Gerçek sorun,
06:32
And the realgerçek problemsorun with the globalglobal supplyarz chainzincir
153
377000
2000
tedarik zincirinin ülkeler üstü olmasıdır.
06:34
is that it's supranationaluluslarüstü.
154
379000
2000
Daha az güce sahip ve
06:36
So governmentshükümetler who are failinghata,
155
381000
2000
başarısız olan ülkeler...
06:38
who are droppingbırakarak the balltop
156
383000
2000
...ulusal düzeyde...
06:40
at a nationalUlusal levelseviye,
157
385000
2000
...silahlanmada problem yaşarlar.
06:42
have even lessaz abilitykabiliyet to get theironların armssilâh around the problemsorun
158
387000
2000
Başlıklara bakınız.
06:44
at an internationalUluslararası levelseviye.
159
389000
3000
Geçen yıl uluslararası sorunlar karşısında…
06:47
And you can just look at the headlineshaber başlıkları.
160
392000
2000
…doğru olanı yapmak için…
06:49
Take CopenhagenCopenhagen last yearyıl --
161
394000
3000
...tamamıyla başarısız olan…
06:52
completetamamlayınız failurebaşarısızlık of governmentshükümetler
162
397000
2000
…Kopenhag ve
06:54
to do the right thing
163
399000
2000
geçen hafta toplanan ve
06:56
in the faceyüz of an internationalUluslararası challengemeydan okuma.
164
401000
3000
sadece birkaç ay önce verdiği…
06:59
Take the G20 meetingtoplantı a coupleçift of weekshaftalar agoönce --
165
404000
3000
...sözlerden geri adım atan…
07:02
steppedbasamaklı back from its commitmentstaahhütler of just a fewaz monthsay agoönce.
166
407000
3000
…G20 zirvesini ele alalım.
07:07
You can take any one
167
412000
2000
Bu hafta tartıştığımız...
07:09
of the majormajör globalglobal challengeszorluklar we'vebiz ettik discussedtartışılan this weekhafta
168
414000
3000
…küresel ana sorunlardan her hangi birini…
07:12
and asksormak yourselfkendin, where is the leadershipliderlik from governmentshükümetler
169
417000
3000
…ele alıp kendinize şunu sorabilirsiniz;
07:15
to stepadım up and come up with solutionsçözeltiler,
170
420000
3000
uluslararası bu problemleri yanıtları ile...
07:18
responsesyanıt-e doğru,
171
423000
2000
hızlandırıp çözüme ulaştıracak yöneticilik nerede?
07:20
to those internationalUluslararası problemssorunlar?
172
425000
3000
Onlar ulusal ve de seçmenleri…
07:23
And the simplebasit answerCevap is they can't. They're nationalUlusal.
173
428000
3000
…yerel olduklarından cevap çok basittir;
07:27
TheirOnların votersSeçmenler are localyerel.
174
432000
2000
yapamazlar.
07:29
They have parochialdar görüşlü interestsilgi.
175
434000
2000
Daha büyük küresel kamu yararı için…
07:31
They can't subordinatealt those interestsilgi
176
436000
2000
…kendi çıkarlarını göz ardı etmezler.
07:33
to the greaterbüyük globalglobal publichalka açık good.
177
438000
3000
Uluslar arası düzeyde...
07:36
So, if we're going to ensuresağlamak the deliveryteslim
178
441000
2000
…anahtar kamu mallarının…
07:38
of the keyanahtar publichalka açık goodsmal
179
443000
2000
…teslimini sağlayabildiğimiz durumlar ve
07:40
at an internationalUluslararası levelseviye --
180
445000
2000
tedarik zincirinde…
07:42
in this casedurum, in the globalglobal supplyarz chainzincir --
181
447000
3000
…çözüme ulaştıracak…
07:45
we have to come up with a differentfarklı mechanismmekanizma.
182
450000
3000
…farklı mekanizmalar ve
07:48
We need a differentfarklı machinemakine.
183
453000
2000
makinelere ihtiyacımız vardır.
07:52
FortunatelyNeyse ki, we have some examplesörnekler.
184
457000
3000
Şanslıyız ki benzer bazı örneklere sahibiz.
07:56
In the 1990s,
185
461000
2000
1990’lı yıllarda,
07:58
there were a wholebütün seriesdizi of scandalsskandallar
186
463000
2000
ABD’de üretilen markalar hakkında ki…
08:00
concerningilişkin the productionüretim of brandmarka nameisim goodsmal in the U.S. --
187
465000
2000
…çocuk işçiler, zor şartlar, ciddi sağlık ve
08:02
childçocuk laboremek, forcedzorunlu laboremek,
188
467000
2000
güvenlik ihlalleri içeren…
08:04
seriousciddi healthsağlık and safetyemniyet abusesihlalleri.
189
469000
3000
…bir dizi skandal vardı ve sonunda başkan Clinton…
08:07
And eventuallysonunda PresidentBaşkan ClintonClinton, in 1996,
190
472000
2000
…1996 yılında Sanayi,
08:09
convenedtoplandı a meetingtoplantı at the WhiteBeyaz HouseEv,
191
474000
3000
İnsan Hakları Sivil Toplum Kuruluşları,
08:12
inviteddavet industrysanayi, humaninsan rightshaklar NGOsSivil toplum örgütleri,
192
477000
3000
Sendikalar ve Çalışma Bakanlığını…
08:15
tradeTicaret unionssendikalar, the DepartmentBölümü of LaborEmek,
193
480000
2000
…Beyaz Saray’a davet etti.
08:17
got them all in a roomoda
194
482000
2000
Onları bir odaya toplayarak;
08:19
and said, "Look,
195
484000
2000
“Ben küreselleşmenin…
08:21
I don't want globalizationküreselleşme to be a raceyarış to the bottomalt.
196
486000
2000
…dibe doğru gitmesinden yana değilim.
08:23
I don't know how to preventönlemek that,
197
488000
2000
Bunu nasıl engelleyeceğimi bilmiyorum ama…
08:25
but I'm at leasten az going to use my good officesbürolar
198
490000
2000
…en azından halkımla beraber…
08:27
to get you folksarkadaşlar togetherbirlikte
199
492000
2000
…bunun üstesinden gelmek için çabalayacağım.” dedi
08:29
to come up with a responsetepki."
200
494000
3000
Böylece bu işlerle ilgilenecek özel bir ekip kuruldu ve
08:32
So they formedoluşturulan a WhiteBeyaz HouseEv taskgörev forcekuvvet,
201
497000
2000
tedarik zincirinde…
08:34
and they spentharcanmış about threeüç yearsyıl arguingTartışan
202
499000
3000
…kimin ne kadar sorumluluk aldığı hakkında…
08:37
about who takes how much responsibilitysorumluluk
203
502000
3000
…yaklaşık üç senelerini bununla ilgili tartışarak geçirdiler.
08:40
in the globalglobal supplyarz chainzincir.
204
505000
3000
Şirketler,
08:43
CompaniesŞirketler didn't feel it was theironların responsibilitysorumluluk.
205
508000
3000
onların bu tarz tesisleri,
08:46
They don't ownkendi those facilitiestesisler.
206
511000
2000
çalışanları, yasal sorumlulukları yokmuş gibi...
08:48
They don't employkullanmak those workersişçiler.
207
513000
2000
...kendilerini sorumlu hissetmediler.
08:50
They're not legallyyasal olarak liablesorumlu.
208
515000
3000
Masadaki diğer herkes şöyle dedi;
08:53
EverybodyHerkes elsebaşka at the tabletablo
209
518000
2000
” Halk kesmiyor ve
08:55
said, "FolksMillet, that doesn't cutkesim it.
210
520000
2000
koruyucu bakım yükümlülüğüne sahip olduğunuzdan…
08:57
You have a custodialgözaltı dutygörev, a dutygörev of carebakım,
211
522000
3000
…bu ürünü tüketmek için…
09:00
to make sure that that productürün
212
525000
2000
…vicdanlarımızda fedakârlık ya da…
09:02
getsalır from whereverher nerede to the storemağaza
213
527000
3000
…güvenlik korkusu olmaksızın…
09:05
in a way that allowsverir us to consumetüketmek it,
214
530000
3000
…tüketim için izin verilen bu ürünlerin…
09:08
withoutolmadan fearkorku of our safetyemniyet,
215
533000
3000
...hangi depolardan geldiğinden...
09:11
or withoutolmadan havingsahip olan to sacrificekurban our consciencevicdan
216
536000
4000
...emin olmalıyız.”
09:15
to consumetüketmek that productürün."
217
540000
2000
Kabul ederlerken,
09:17
So they agreedkabul, "Okay, what we'lliyi do
218
542000
3000
“Ortak standartlar grubu ve davranış kuralları üzerinde…
09:20
is we agreeanlaşmak on a commonortak setset of standardsstandartlar,
219
545000
2000
…ne yapacağımız hakkında anlaştık.
09:22
codekod of conductkuralları.
220
547000
2000
Mülkiyetimiz ya da kontrolümüz…
09:24
We'llWe'll applyuygulamak that throughoutboyunca
221
549000
2000
…ne olursa olsun küresel tedarik zincirimiz boyunca…
09:26
our globalglobal supplyarz chainzincir
222
551000
2000
…bunu uygulayacağız ve
09:28
regardlessne olursa olsun of ownershipsahiplik or controlkontrol.
223
553000
2000
sözleşmenin bir parçası olarak yer vereceğiz.”
09:30
We'llWe'll make it partBölüm of the contractsözleşme."
224
555000
3000
Ve bu dâhiyane bir hareket oldu.
09:33
And that was a strokeinme of absolutekesin geniusdeha,
225
558000
3000
Çünkü kamu mallarının teslimi için...
09:36
because what they did
226
561000
2000
...yaptıkları özel güç,
09:38
was they harnessedharnessed the powergüç of the contractsözleşme,
227
563000
3000
anlaşmanın gücünü zorlaştırdı.
09:41
privateözel powergüç,
228
566000
2000
Bir gerçekle yüzleşirsek,
09:43
to deliverteslim etmek publichalka açık goodsmal.
229
568000
2000
Hindistan ya da Çin tedarikçiler için…
09:45
And let's faceyüz it,
230
570000
2000
…büyük çokuluslu markalardan…
09:47
the contractsözleşme from a majormajör multinationalçok uluslu brandmarka
231
572000
2000
…gelen sözleşmenin yerel iş hukuku,
09:49
to a supplierTedarikçi in IndiaHindistan or ChinaÇin
232
574000
3000
yerel çevre düzenlemeleri ve
09:52
has much more persuasiveikna edici valuedeğer
233
577000
2000
yerel İnsan Hakları standartlarından…
09:54
than the localyerel laboremek lawhukuk,
234
579000
2000
…daha ikna edici bir değer yoktur.
09:56
the localyerel environmentalçevre regulationsyönetmelik,
235
581000
2000
Bu fabrikalarda muhtemelen…
09:58
the localyerel humaninsan rightshaklar standardsstandartlar.
236
583000
3000
…hiçbir zaman müfettiş göremeyeceksiniz.
10:01
Those factoriesfabrikalar will probablymuhtemelen never see an inspectorMüfettiş.
237
586000
3000
Müfettişler…
10:04
If the inspectorMüfettiş did come alonguzun bir,
238
589000
3000
…rüşvet almayı ret edip…
10:07
it would be amazingşaşırtıcı if they were ableyapabilmek
239
592000
2000
…bu fabrikalara gitmiş olsalardı,
10:09
to resistdirenmek the briberüşvet.
240
594000
3000
bu gerçekten şaşırtıcı olurdu.
10:13
Even if they did theironların jobsMeslekler,
241
598000
2000
Onlar işlerini yapmış olsalar bile…
10:15
and they citedatıf those facilitiestesisler for theironların violationsihlal,
242
600000
3000
…bahsedilen bu fabrikaların ihlalleri için…
10:19
the fine would be derisoryderisory.
243
604000
2000
…verilecek ceza zaten gülünç konusu olurdu.
10:21
But you losekaybetmek that contractsözleşme
244
606000
2000
Ama büyük bir markanın...
10:23
for a majormajör brandmarka nameisim,
245
608000
2000
...sözleşmesi fes edilirse...
10:25
that's the differencefark
246
610000
2000
iflas etmek ya da iş dünyasında kalmak...
10:27
betweenarasında stayingkalma in business or going bankruptiflas etti.
247
612000
3000
…arasındaki farkta olurdunuz.
10:30
That makesmarkaları a differencefark.
248
615000
2000
Farkı yaratır.
10:32
So what we'vebiz ettik been ableyapabilmek to do
249
617000
2000
Bu yüzden,
10:34
is we'vebiz ettik been ableyapabilmek to harnesskoşum
250
619000
2000
küresel tedarik zincirinde…
10:36
the powergüç and the influenceetki
251
621000
2000
…gerçek uluslararası kurum etkisi ve
10:38
of the only trulygerçekten transnationalulus ötesi institutionkurum
252
623000
3000
anahtar kamu malların teslimi için…
10:41
in the globalglobal supplyarz chainzincir,
253
626000
2000
…sadece doğru olanı yapma ve
10:43
that of the multinationalçok uluslu companyşirket,
254
628000
3000
ürün için güç kullanımını…
10:46
and get them to do the right thing,
255
631000
2000
…yapmamız mümkün.
10:48
get them to use that powergüç for good,
256
633000
3000
Tabi ki şimdi,
10:51
to deliverteslim etmek the keyanahtar publichalka açık goodsmal.
257
636000
3000
çokuluslu şirketler için doğal bir anlam taşımıyor.
10:55
Now of coursekurs, this doesn't come naturallydoğal olarak
258
640000
2000
Onlar bunu yapmak için değil,
10:57
to multinationalçok uluslu companiesşirketler.
259
642000
2000
para kazanmak için kuruldular.
10:59
They weren'tdeğildi setset up to do this. They're setset up to make moneypara.
260
644000
3000
Fakat son derece etkili kuruluşlardır.
11:02
But they are extremelyson derece efficientverimli organizationsorganizasyonlar.
261
647000
3000
Kaynaklara sahipler ve
11:05
They have resourceskaynaklar,
262
650000
2000
biz yükümlülüğü ekleyebilirsek….
11:07
and if we can addeklemek the will, the commitmenttaahhüt,
263
652000
3000
…ürünü nasıl teslim edeceklerini bilirler.
11:10
they know how to deliverteslim etmek that productürün.
264
655000
3000
Şimdi, elde etmek kolay değildir.
11:15
Now, gettingalma there is not easykolay.
265
660000
3000
Daha önce ekrana koyduğum tedarik zincirleri,
11:18
Those supplyarz chainszincirler I put up on the screenekran earlierdaha erken,
266
663000
3000
şimdi orada değildirler.
11:21
they're not there.
267
666000
2000
İnsanların asıl problemlerle yüzleşebileceği,
11:23
You need a safekasa spaceuzay.
268
668000
2000
onlar üzerinde anlaşmaya ve
11:25
You need a placeyer where people can come togetherbirlikte,
269
670000
3000
çözümlere ulaşabileceği,
11:28
sitoturmak down withoutolmadan fearkorku of judgmentyargı,
270
673000
2000
yargılanma korkusu ve
11:30
withoutolmadan recriminationsuçlama,
271
675000
2000
suçlama olmadan…
11:32
to actuallyaslında faceyüz the problemsorun,
272
677000
2000
…oturabilecekleri güvenli bir yere ihtiyaçları vardır.
11:34
agreeanlaşmak on the problemsorun and come up with solutionsçözeltiler.
273
679000
3000
Bunları yapabilmemiz için teknik çözümler vardır.
11:37
We can do it. The technicalteknik solutionsçözeltiler are there.
274
682000
3000
Sorun;
11:40
The problemsorun is the lackeksiklik of trustgüven, the lackeksiklik of confidencegüven,
275
685000
3000
çokuluslu şirketler, sivil toplum kurumları,
11:43
the lackeksiklik of partnershiportaklık
276
688000
2000
kampanya grupları ve
11:45
betweenarasında NGOsSivil toplum örgütleri, campaignkampanya groupsgruplar,
277
690000
2000
Sivil Toplum Kuruluşları arasındaki...
11:47
civilsivil societytoplum organizationsorganizasyonlar
278
692000
3000
ortaklık, inanç ve güven eksikliğidir.
11:50
and multinationalçok uluslu companiesşirketler.
279
695000
3000
Bu ikisini, güvenli bir yerde birlikte...
11:53
If we can put those two togetherbirlikte in a safekasa spaceuzay,
280
698000
3000
...çalışmaları için bir araya getirebilirsek,
11:56
get them to work togetherbirlikte,
281
701000
2000
şu anda kamu mallarını teslim edebilir…
11:58
we can deliverteslim etmek publichalka açık goodsmal right now,
282
703000
3000
…ya da son derece yetersiz olabiliriz.
12:01
or in extremelyson derece shortkısa supplyarz.
283
706000
3000
Tabi ki bu bir radikal bir önermedir.
12:04
This is a radicalradikal propositionönerme,
284
709000
2000
Ayda yaklaşık olarak…
12:06
and it's crazyçılgın to think
285
711000
2000
…23 - 25 dolar arası bir maaş için köyünü…
12:08
that if you're a 15-year-old-yaşında BangladeshiBangladeşli girlkız
286
713000
3000
…terk eden 15 yaşında Bangladeş'li bir kız değilseniz,
12:11
leavingayrılma your ruralkırsal villageköy
287
716000
3000
bu size çılgınca gelebilir.
12:14
to go and work in a factoryfabrika in DhakaDhaka --
288
719000
3000
Bu fabrika,
12:17
22, 23, 24 dollarsdolar a monthay --
289
722000
3000
davranış ve ahlâk sahibi markalaşmış şirketlere…
12:22
your besten iyi chanceşans of enjoyingkeyfi rightshaklar at work
290
727000
3000
...üretim yapıyorsa, seninde en iyi şansın…
12:25
is if that factoryfabrika is producingüreten
291
730000
2000
bu ahlâk kurallarını sözleşmene eklemen ve
12:27
for a brandmarka nameisim companyşirket
292
732000
2000
bu haklardan yararlanmandır.
12:29
whichhangi has got a codekod of conductkuralları
293
734000
2000
Çokuluslular İnsan Haklarını mı koruyor?
12:31
and madeyapılmış that codekod of conductkuralları partBölüm of the contractsözleşme.
294
736000
3000
Bu bir çılgınlık.
12:35
It's crazyçılgın.
295
740000
2000
Orada bir güvensizlik olduğunu biliyorum.
12:37
MultinationalsÇokuluslu şirketler are protectingkoruyucu humaninsan rightshaklar.
296
742000
2000
Onlara nasıl güvenebiliriz? diye soracaksınız.
12:39
I know there's going to be disbeliefgüvensizlik.
297
744000
2000
Güvenmeyeceğiz.
12:41
You'llYou'll say, "How can we trustgüven them?"
298
746000
2000
Eski silah kontrolcünün tabiriyle:
12:43
Well, we don't.
299
748000
2000
“ Güven ama denetle. "
12:45
It's the oldeski armssilâh controlkontrol phraseifade:
300
750000
2000
Bu yüzden biz denetimiz.
12:47
"TrustGüven, but verifyDOĞRULAYIN."
301
752000
2000
Bütün fabrika isimlerini ve
12:49
So we auditDenetim.
302
754000
2000
onların tedarik zincirlerini alalım.
12:51
We take theironların supplyarz chainzincir, we take all the factoryfabrika namesisimler,
303
756000
3000
Tesadüfî örnekleme yapalım ve
12:54
we do a randomrasgele sampleNumune,
304
759000
2000
bu fabrikalara haberiz inceleme yapılması için…
12:56
we sendgöndermek inspectorsmüfettişleri on an unannouncedhaber vermeden basistemel
305
761000
3000
…müfettişler yollayalım.
12:59
to inspectdenetlemek those facilitiestesisler,
306
764000
2000
Ve çıkan bu sonuçları yayınlayalım.
13:01
and then we publishyayınlamak the resultsSonuçlar.
307
766000
2000
Bunun için eleştiri kesinlikle şeffaf olmalıdır.
13:03
TransparencyŞeffaflık is absolutelykesinlikle criticalkritik to this.
308
768000
3000
Sorumluluğu, kendinizde arayabilirsiniz ama...
13:07
You can call yourselfkendin responsiblesorumluluk sahibi,
309
772000
3000
…denetime açık olmadan…
13:10
but responsibilitysorumluluk withoutolmadan accountabilityHesap verebilirlik
310
775000
3000
…sorumluluk çoğu zaman doğru çalışmıyor.
13:13
oftensık sık doesn't work.
311
778000
2000
Bizler sadece silahlı çok uluslar değiliz.
13:15
So what we're doing is, we're not only enlistingkaydetme the multinationalsçokuluslu şirketler,
312
780000
3000
Bu yüzden bizde ne yapıyoruz;
13:18
we're givingvererek them the toolsaraçlar to deliverteslim etmek this publichalka açık good --
313
783000
3000
Kamu mallarının teslimi ve
13:21
respectsaygı for humaninsan rightshaklar --
314
786000
2000
insan haklarına saygı için…
13:23
and we're checkingkontrol etme.
315
788000
2000
…onlara araçlar veriyoruz ve kontrol ediyoruz.
13:25
You don't need to believe me. You shouldn'tolmamalı believe me.
316
790000
2000
Bana inanmaya ihtiyacınız yok ve inanmamalısınız da.
13:27
Go to the websiteWeb sitesi. Look at the auditDenetim resultsSonuçlar.
317
792000
3000
Ekranda yazılı internet sayfasına gidin ve
13:30
AskSormak yourselfkendin, is this companyşirket behavingdavranışlar
318
795000
2000
denetim sonuçlarına bakın.
13:32
in a sociallysosyal responsiblesorumluluk sahibi way?
319
797000
3000
Ve kendinize şunu sorun;
13:35
Can I buysatın almak that productürün
320
800000
2000
bu şirketler sosyal sorumluluğa sahip bir şekilde mi davranıyor?
13:37
withoutolmadan compromisingödün my ethicsetik?
321
802000
3000
Kendi kurallarımdan taviz vermeden…
13:40
That's the way the systemsistem worksEserleri.
322
805000
3000
…bu ürünü satın alabilir miyim?
13:45
I hatenefret the ideaFikir
323
810000
2000
İşte sistem bu şekilde çalışır.
13:47
that governmentshükümetler are not protectingkoruyucu humaninsan rightshaklar around the worldDünya.
324
812000
3000
Hükümetlerin dünya çapında…
13:50
I hatenefret the ideaFikir
325
815000
2000
…İnsan Haklarını korumamaları ve başarısız olmaları…
13:52
that governmentshükümetler have droppeddüştü this balltop
326
817000
2000
fikirlerinden nefret ediyorum ve
13:54
and I can't get used to the ideaFikir
327
819000
3000
her nedense işlerini yapmayanlar ile...
13:57
that somehowbir şekilde we can't get them to do theironların jobsMeslekler.
328
822000
3000
…anlaşma fikrine alışamıyorum.
14:00
I've been at this for 30 yearsyıl,
329
825000
2000
Bunun için 30 yıldır çalışıyorum ki bu sürede…
14:02
and in that time I've seengörüldü
330
827000
2000
…düşüşü durdurmak için yetenekli ve
14:04
the abilitykabiliyet, the commitmenttaahhüt, the will of governmenthükümet
331
829000
3000
bağlı devletler gördüm.
14:07
to do this declinedüşüş,
332
832000
2000
Fakat şimdi, geçmişe döndürebileceklerini sanmıyorum.
14:09
and I don't see them makingyapma a comebackgeri dönüş right now.
333
834000
3000
Bu yüzden,
14:12
So we startedbaşladı out thinkingdüşünme
334
837000
2000
bu durumun geçici olduğu düşüncesiyle yola çıktık.
14:14
this was a stopgapönlem measureölçmek.
335
839000
2000
Aslına bakarsak,
14:16
We're now thinkingdüşünme that, in factgerçek,
336
841000
3000
şimdi düşündüğümüz şey muhtemelen…
14:19
this is probablymuhtemelen the startbaşlama
337
844000
2000
…uluslar arası sorunları çözümlemede…
14:21
of a newyeni way of regulatingdüzenleyen and addressingadresleme
338
846000
3000
…düzenleyici yeni yolun başlangıcıdır.
14:24
internationalUluslararası challengeszorluklar.
339
849000
2000
Buna ister şebeke idaresi,
14:26
Call it network governanceYönetim. Call it what you will.
340
851000
3000
isterse yapacaklarınız deyin,
14:29
The privateözel actorsaktörler,
341
854000
3000
gelecekte özel aktörler, şirketler ve
14:32
companiesşirketler and NGOsSivil toplum örgütleri,
342
857000
2000
Sivil Toplum Kuruluşları büyük sorunlarla…
14:34
are going to have to get togetherbirlikte
343
859000
2000
…yüzleşmek zorunda kalacak.
14:36
to faceyüz the majormajör challengeszorluklar we are going to faceyüz.
344
861000
2000
Domuz gribi, kuş gribi gibi…
14:38
Just look at pandemicssalgınlar --
345
863000
2000
…evrensel salgınlara ve
14:40
swinedomuz flugrip, birdkuş flugrip, H1N1.
346
865000
3000
birçok ülkenin sağlık sistemine bakarsak,
14:43
Look at the healthsağlık systemssistemler in so manyçok countriesülkeler.
347
868000
2000
ciddi salgınlara karşı...
14:45
Do they have the resourceskaynaklar
348
870000
2000
göğüs gerebilecek kaynaklara sahip midirler?
14:47
to faceyüz up to a seriousciddi pandemicyaygın?
349
872000
3000
Hayır.
14:50
No.
350
875000
2000
Özel sektör, Sivil Toplum Kuruluşları…
14:52
Could the privateözel sectorsektör and NGOsSivil toplum örgütleri
351
877000
3000
…bu sorumluluk için bir araya gelebilirler mi?
14:55
get togetherbirlikte and marshalMareşal a responsetepki?
352
880000
2000
Kesinlikle.
14:57
AbsolutelyKesinlikle.
353
882000
2000
Eksik olan şey…
14:59
What they lackeksiklik is that safekasa spaceuzay
354
884000
2000
…eylemin taşınması, kabul edilmesi ve
15:01
to come togetherbirlikte, agreeanlaşmak
355
886000
2000
bir araya getirilmesidir.
15:03
and movehareket to actionaksiyon.
356
888000
2000
Çoğu zaman…
15:05
That's what we're tryingçalışıyor to providesağlamak.
357
890000
3000
…insanlar için teslim etmenin,
15:09
I know as well
358
894000
2000
sorumluluk sınıflandırmasına göre…
15:11
that this oftensık sık seemsgörünüyor
359
896000
2000
…karşı konulamaz gibi göründüğünü…
15:13
like an overwhelmingezici levelseviye of responsibilitysorumluluk
360
898000
2000
…bende biliyorum.
15:15
for people to assumeüstlenmek.
361
900000
2000
Küresel tedarik zincirim boyunca…
15:17
"You want me to deliverteslim etmek humaninsan rightshaklar
362
902000
2000
…insan haklarını benden….
15:19
throughoutboyunca my globalglobal supplyarz chainzincir.
363
904000
2000
…teslim etmemi mi istiyorsunuz?
15:21
There are thousandsbinlerce of supplierstedarikçileri in there."
364
906000
3000
Orada binlerce tedarikçiler vardır.
15:24
It seemsgörünüyor too dauntingyıldırıcı, too dangeroustehlikeli,
365
909000
3000
Ve her hangi bir şirketle mücadele etmek…
15:27
for any companyşirket to take on.
366
912000
2000
…çok tehlikeli ve zor görünüyor.
15:29
But there are companiesşirketler.
367
914000
2000
Fakat üyesi olduğumuz oradaki…
15:31
We have 4,000 companiesşirketler who are membersüyeler.
368
916000
3000
…4.000 şirketten bazıları çok büyüktür
15:34
Some of them are very, very largegeniş companiesşirketler.
369
919000
2000
Özellikle spor malzemeleri endüstrisi…
15:36
The sportingspor goodsmal industrysanayi, in particularbelirli,
370
921000
2000
…bunun için elinden gelenin en iyisini yaptı.
15:38
steppedbasamaklı up to the plateplaka and have donetamam it.
371
923000
3000
Hindistan’da ki…
15:41
The exampleörnek, the rolerol modelmodel, is there.
372
926000
3000
…pamuk tarlalarında kullanılan çocuklar,
15:45
And wheneverher ne zaman we discusstartışmak
373
930000
2000
tartışacağımız problemlerden birisidir ve
15:47
one of these problemssorunlar that we have to addressadres --
374
932000
2000
bu yıl 50,000 pamuk tarlasını denetleyeceğiz.
15:49
childçocuk laboremek in cottonseedAyçiçek farmsçiftlikleri in IndiaHindistan --
375
934000
3000
Bu rol modeli örneğine...
15:52
this yearyıl we will monitorizlemek 50,000 cottonseedAyçiçek farmsçiftlikleri in IndiaHindistan.
376
937000
3000
...karşı konulması güç gibi gözüküyor.
15:56
It seemsgörünüyor overwhelmingezici.
377
941000
2000
Bölge dışına çıkmak istiyorsanız…
15:58
The numberssayılar just make you want to zonebölge out.
378
943000
3000
…sadece sayılar yetmez ama...
16:01
But we breakkırılma it down to some basictemel realitiesgerçekler.
379
946000
3000
...bazı ana gerçeklerle bunu yıkabiliriz.
16:04
And humaninsan rightshaklar
380
949000
2000
Bunun için insan haklarının düşük ve
16:06
comesgeliyor down to a very simplebasit propositionönerme:
381
951000
3000
basit bir önergesi vardır:
16:09
can I give this personkişi theironların dignityhaysiyet back?
382
954000
3000
Saygınlıktan yoksun ve
16:12
PoorZavallı people,
383
957000
2000
insani hakları ihlal edilmiş yoksul insanlara…
16:14
people whosekimin humaninsan rightshaklar have been violatedihlal --
384
959000
2000
kaybettikleri saygınlıklarını geri verebilir miyiz?
16:16
the cruxdönüm noktası of that
385
961000
2000
Bu sadece insanlara kaybettikleri…
16:18
is the losskayıp of dignityhaysiyet,
386
963000
2000
…saygınlığın geri verilmesiyle başlar.
16:20
the lackeksiklik of dignityhaysiyet.
387
965000
2000
Şimdilerde,
16:22
It startsbaşlar with just givingvererek people back theironların dignityhaysiyet.
388
967000
3000
Hindistan’ın Gurgoan dışında ki gösterişli ve
16:25
I was sittingoturma in a slumgecekondu outsidedışında GurgaonGurgaon
389
970000
3000
parlak yeni şehirlerinden biri olan Delhi’ye…
16:28
just nextSonraki to DelhiDelhi,
390
973000
2000
…yakın bir gecekonduda oturuyordum ve
16:30
one of the flashiestflashiest, brightestparlak newyeni citiesşehirler
391
975000
3000
çalışma ortamları kötü olan yolun aşağısında ki…
16:33
poppinghaşhaş up in IndiaHindistan right now,
392
978000
3000
atölyede çalışan işçilere “Markalı ürünleri almak için…
16:36
and I was talkingkonuşma to workersişçiler
393
981000
2000
benden ne mesajı iletmemi istersiniz?
16:38
who workedişlenmiş in garmenthazır giyim sweatshopsücretle işçi çalıştıran işyerlerinin down the roadyol,
394
983000
2000
diye sordum ve onlar para yerine,
16:40
and I askeddiye sordu them what messagemesaj they would like me to take to the brandsmarkalar.
395
985000
3000
“ İşverenler bizlere daha az insanmışız ya da…
16:44
They didn't say moneypara.
396
989000
3000
hiç yokmuşuz gibi davranmak yerine…
16:47
They said, "The people who employkullanmak us
397
992000
3000
…lütfen onlardan bize insan gibi davranmalarını isteyin”...
16:50
treattedavi etmek us like we are lessaz than humaninsan,
398
995000
3000
…diyerek cevapladılar.
16:53
like we don't existvar olmak.
399
998000
2000
İnsan haklarını anlamam için…
16:55
Please asksormak them to treattedavi etmek us like humaninsan beingsvarlıklar."
400
1000000
3000
…en basit cevap oldu ve
16:59
That's my simplebasit understandinganlayış of humaninsan rightshaklar.
401
1004000
2000
sizlere en basit önerim,
17:01
That's my simplebasit propositionönerme to you,
402
1006000
3000
bu odada ki ya da oranın dışında kalan ve
17:04
my simplebasit pleaSavunma to everyher decision-makertarafınızdan
403
1009000
3000
her kararlarını kendileri verenlere beyanım;
17:07
in this roomoda, everybodyherkes out there.
404
1012000
2000
böyle kararları birlikte verebiliriz ve
17:09
We can all make a decisionkarar
405
1014000
2000
başarısızlığa sahip olan…
17:11
to come togetherbirlikte
406
1016000
2000
…devletlerin hatalarını…
17:13
and pickalmak up the ballstaşaklar and runkoş with the ballstaşaklar
407
1018000
3000
…göz önüne alarak onları…
17:16
that governmentshükümetler have droppeddüştü.
408
1021000
2000
…kendi yararımıza geliştirmek için…
17:18
If we don't do it,
409
1023000
2000
…bizler karar verebiliriz.
17:20
we're abandoningterk hopeumut,
410
1025000
2000
Eğer bunu yapmazsak insanlığımızı ve
17:22
we're abandoningterk our essentialgerekli humanityinsanlık,
411
1027000
3000
umutlarımızı terk ederiz.
17:25
and I know that's not a placeyer we want to be,
412
1030000
2000
Ve biliyorum ki hiçbirimiz…
17:27
and we don't have to be there.
413
1032000
2000
…böyle bir yere sahip olmak istemeyiz.
17:29
So I appealtemyiz to you.
414
1034000
2000
Bu yüzden,
17:31
JoinKatılmak us, come into that safekasa spaceuzay,
415
1036000
2000
bunları gerçekleştirmek için…
17:33
and let's startbaşlama to make this happenolmak.
416
1038000
2000
…güvenli yerler oluşturmanız ve
17:35
Thank you very much.
417
1040000
2000
bize katılmanız için çağrıda bulunuyorum. Çok teşekkür ederim.
17:37
(ApplauseAlkış)
418
1042000
3000
(Alkış)
Translated by Gamze Okay
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Auret van Heerden - Labor-rights activist
At the head of the Fair Labor Association (FLA), Auret van Heerden takes a practical approach to workers' rights, persuading corporations and NGOs to protect labor in global supply chains.

Why you should listen

Raised in apartheid South Africa, Auret van Heerden became an activist early. As a student, he agitated for workers' rights and co-wrote a book on trade unionism; he was tortured and placed in solitary confinement, then exiled in 1987. (Later, in post-apartheid South Africa, he became labor attaché to the South African mission to the UN.) For the past decade he's been the president and CEO of the Fair Labor Association, or FLA, an initiative that brings together companies, NGOs and universities to develop and keep up international labor standards in global supply chains.

Founded in 1999, the FLA grew out of a task force convened by President Clinton to investigate and end child labor and other sweatshop practices. Difficult enough in the US, protecting labor is even more complex in the global economy, with its multiple sets of laws and layers of contractors and outsourcers. Policing the entire chain is impossible, so the FLA works instead to help all parties agree that protecting workers is the best way to do business, and agree on voluntary initiatives to get there. The FLA worked with Apple Computer, for example, to inspect its global factories and seek raises and better working conditions at the Foxconn plant in China.

Van Heerden and FLA create a safe space in which stakeholders representing different interest groups within a global supply chain can work together to resolve conflicts of rights and interests, filling in the governance gap. Van Heerden's newest initiative: the Institute for Social and Environmental Responsibility, which will conduct research and convene multi-stakeholder forums on corporate responsibility.

More profile about the speaker
Auret van Heerden | Speaker | TED.com