ABOUT THE SPEAKER
Evelyn Glennie - Musician
Percussionist and composer Dame Evelyn Glennie lost nearly all of her hearing by age 12. Rather than isolating her, it has given her a unique connection to her music.

Why you should listen

Dame Evelyn Glennie's music challenges the listener to ask where music comes from: Is it more than simply a translation from score to instrument to audience?

The Grammy-winning percussionist and composer became almost completely deaf by the age of 12, but her hearing loss brought her a deeper understanding of and connection to the music she loves. She's the subject of the documentary Touch the Sound, which explores this unconventional and intriguing approach to percussion.

Along with her vibrant solo career, Glennie has collaborated with musicians ranging from classical orchestras to Björk. Her career has taken her to hundreds of concert stages around the world, and she's recorded a dozen albums, winning a Grammy for her recording of Bartók's Sonata for Two Pianos and Percussion, and another for her 2002 collaboration with Bela Fleck.

Her passion for music and musical literacy brought her to establish, in collaboration with fellow musicians Julian Lloyd Weber and Sir James Galway, the Music Education Consortium, which successfully lobbied for an investment of 332 million pounds in music education and musical resources in Britain. 

More profile about the speaker
Evelyn Glennie | Speaker | TED.com
TED2003

Evelyn Glennie: How to truly listen

Evelyn Glennie nasıl dinlenir gösteriyor

Filmed:
5,875,532 views

Beklentilerimizin ötesindeki bu sunumda, sağır vurmalı çalgı sanatçısı Evelyn Glennie müzik dinlemenin sadece ses dalgalarının kulak zarımıza çarpmasına izin vermekten çok daha fazlası olduğunu gösteriyor.
- Musician
Percussionist and composer Dame Evelyn Glennie lost nearly all of her hearing by age 12. Rather than isolating her, it has given her a unique connection to her music. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:25
I'm not quiteoldukça sure whetherolup olmadığını I really want to see
0
0
4000
Sabahın dokuzu gibi bir saatte bir trampet görmek
00:29
a snaretuzak drumdavul at ninedokuz o'clocksaat or so in the morningsabah.
1
4000
4000
isteyip istemediğimden pek de emin değilim.
00:33
But anywayneyse, it's just great to see suchböyle a fulltam theatertiyatro,
2
8000
4000
Ama her neyse, böylesi dolu bir salon görmek harika,
00:37
and really I mustşart thank HerbieHerbie HancockHancock
3
12000
2000
ve gerçekten Herbie Hancock ve meslektaşlarına
00:39
and his colleaguesmeslektaşlar for suchböyle a great presentationsunum. (ApplauseAlkış)
4
14000
4000
böyle harika bir sunum yaptıkları için teşekkür etmeliyim.
00:43
One of the interestingilginç things,
5
18000
4000
İlginç şeylerden biri, tabii ki
00:47
of coursekurs, is the combinationkombinasyon of that rawçiğ handel on the instrumentEnstrüman
6
22000
6000
o enstrüman üzerindeki saf elin teknoloji ile kombinasyonuydu
00:53
and technologyteknoloji, and of coursekurs what he said about listeningdinleme to our younggenç people.
7
28000
7000
ve elbette genç insanlarımızı dinlemek hakkında soyledikleri.
01:00
Of coursekurs, my job is all about listeningdinleme,
8
35000
5000
Tabii ki, benim işim tamamen dinlemekle ilgili,
01:05
and my aimamaç, really, is to teachöğretmek the worldDünya to listen.
9
40000
6000
ve amacım da, gerçekten, dünyaya dinlemeyi öğretmek.
01:11
That's my only realgerçek aimamaç in life.
10
46000
4000
Bu benim hayattaki tek gerçek hedefim.
01:15
And it soundssesleri quiteoldukça simplebasit, but actuallyaslında it's quiteoldukça a bigbüyük, bigbüyük job.
11
50000
6000
Ve kulağa çok basit gibi geliyor ama, aslında bu çok çok büyük bir iş.
01:21
Because you know, when you look at a pieceparça of musicmüzik -- for exampleörnek,
12
56000
6000
Çünkü biliyorsunuz, bir parça müziğe baktığınızda -- örneğin,
01:27
if I just openaçık my little motorbikemotosiklet bagsırt çantası -- we have here, hopefullyinşallah,
13
62000
8000
eğer sadece şu küçük motorsiklet çantamı açabilirsem -- buradaki, umarım,
01:35
a pieceparça of musicmüzik that is fulltam of little blacksiyah dotsnoktalar on the pagesayfa.
14
70000
6000
üzeri küçük siyah noktalarla dolu sayfanın üzerinde bir parça müzik var.
01:41
And, you know, we openaçık it up and I readokumak the musicmüzik.
15
76000
8000
Ve biliyorsunuz, biz onu açarız ve ben müziği okurum.
01:49
So technicallyteknik olarak, I can actuallyaslında readokumak this.
16
84000
5000
Yani teknik olarak, ben bunu hakikaten okuyabilirim.
01:54
I will followtakip et the instructionstalimatlar, the tempoTempo markingsişaretler, the dynamicsdinamik.
17
89000
4000
Açıklamaları takip ederim, tempo işaretlerini, dinamiğini
01:58
I will do exactlykesinlikle as I'm told.
18
93000
5000
Bana söylenenleri aynen yaparım.
02:03
And so thereforebu nedenle, because time is shortkısa,
19
98000
3000
Ve bu yüzden, zaman kısa olduğu için,
02:06
if I just playoyun you literallyharfi harfine the first maybe two lineshatlar or so. It's very straightforwardbasit.
20
101000
9000
Eğer size yalnızca olduğu gibi ilk belki iki satırı falan çalarsam. Bu çok basit.
02:15
There's nothing too difficultzor about the pieceparça.
21
110000
1000
Bu eserin zor olan hiç bir tarafı yok.
02:16
But here I'm beingolmak told that the pieceparça of musicmüzik is very quickhızlı.
22
111000
4000
Fakat burada bana bu müzik parçasının oldukça hızlı olduğu söyleniyor.
02:20
I'm beingolmak told where to playoyun on the drumdavul.
23
115000
4000
Çalarken trampetin neresini kullanacağım söyleniyor.
02:24
I'm beingolmak told whichhangi partBölüm of the stickÇubuk to use.
24
119000
5000
Sopaların hangi kısmını kullanacağım söyleniyor.
02:29
And I'm beingolmak told the dynamicdinamik.
25
124000
2000
Ve bana dinamiği söyleniyor.
02:31
And I'm alsoAyrıca beingolmak told that the drumdavul is withoutolmadan snarestuzaklarına.
26
126000
5000
Ve ayrıca bana trampetin kirişsiz olacağı da söyleniyor.
02:36
SnaresTuzaklarına on, snarestuzaklarına off.
27
131000
3000
Kirişler takılı, kirişler çıkık
02:39
So thereforebu nedenle, if I translateÇevirmek this pieceparça of musicmüzik, we have this ideaFikir. (MusicMüzik)
28
134000
9000
O halde, eğer bu parçayı tercüme edersem, şöyle bir fikir ortaya çıkar.
03:18
And so on. My careerkariyer would probablymuhtemelen last about fivebeş yearsyıl.
29
173000
6000
Gibi. Muhtemelen kariyerim beş yıl kadar sürerdi.
03:24
HoweverAncak, what I have to do as a musicianmüzisyen is do everything that is not on the musicmüzik.
30
179000
8000
Fakat, bir müzisyen olarak benim yapmam gereken, notada yazılı olmayan herşeydir.
03:32
Everything that there isn't time to learnöğrenmek from a teacheröğretmen,
31
187000
6000
Bir öğretmenden öğrenmeye zaman olmayan herşeyi,
03:38
or to talk about, even, from a teacheröğretmen.
32
193000
3000
bir öğretmenle konuşmaya bile fırsat olmayacak herşeyi yapmaktır.
03:41
But it's the things that you noticeihbar when you're not actuallyaslında with your instrumentEnstrüman
33
196000
5000
Esas enstrümanınızla birlikte değilken farkettiğiniz birtakım şeyler
03:46
that in factgerçek becomeolmak so interestingilginç, and that you want to explorekeşfetmek
34
201000
5000
inanılmaz ilginç ve trampetin bu küçücük yüzeyi aracılığıyla
03:51
throughvasitasiyla this tinyminik, tinyminik surfaceyüzey of a drumdavul.
35
206000
4000
keşfetmek isteyeceğiniz şeylere dönüşüyor.
03:55
So there, we experiencedeneyim the translationçeviri. Now we'lliyi experiencedeneyim the interpretationyorumu. (MusicMüzik) (ApplauseAlkış)
36
210000
6000
Ve işte, tercümenin deneyimine vardık. Şimdi de yorumu tecrübe edeceğiz.
04:50
Now my careerkariyer mayMayıs ayı last a little longeruzun!
37
265000
8000
Şimdi kariyerim birazcık daha uzun sürebilir.
04:58
But in a way, you know, it's the sameaynı if I look at you and I see
38
273000
5000
Fakat, bir şekilde, siz de biliyorsunuz, bu benim size bakıp pembe bir bluz giymiş
05:03
a niceGüzel brightparlak younggenç ladybayan with a pinkpembe topüst on.
39
278000
3000
hoş zeki bir hanımefendi görmemle aynı şey.
05:06
I see that you're clutchingtutarak a teddyTeddy bearayı, etcvb., etcvb.
40
281000
4000
Oyuncak bir ayıya sıkıca sarılmış olduğunuzu görmemle, vesaire vesaire.
05:10
So I get a basictemel ideaFikir as to what you mightbelki be about, what you mightbelki like,
41
285000
5000
Böylece hakkınızda az çok bir fikre sahip olurum, neleri sevebileceğiniz
05:15
what you mightbelki do as a professionmeslek, etcvb., etcvb.
42
290000
5000
nasıl bir işle meşgul olabileceğiniz, vesaire vesaire.
05:20
HoweverAncak, that's just, you know, the initialilk ideaFikir I mayMayıs ayı have that we all get
43
295000
6000
Ancak, bu sadece, biliyorsunuz, gerçekten baktığımız zaman hepimizin edindiği
05:26
when we actuallyaslında look, and we try to interpretyorumlamak,
44
301000
3000
bir ilk izlenimdir. Ve biz bunu yorumlamaya çalışırız,
05:29
but actuallyaslında it's so unbelievablyinanılmaz derecede shallowsığ.
45
304000
2000
fakat aslında bu inanılmaz derecede yüzeyseldir.
05:31
In the sameaynı way, I look at the musicmüzik; I get a basictemel ideaFikir;
46
306000
3000
Aynı şekilde, müziğe bakarım, temel bir fikir edinirim,
05:34
I wondermerak etmek what technicallyteknik olarak mightbelki be hardzor, or, you know, what I want to do.
47
309000
5000
Teknik olarak neyin zor olabileceğini düşünürüm, yada bilirsiniz işte, ne yapmak istediğimi.
05:39
Just the basictemel feelingduygu.
48
314000
2000
Sedece o temel duyguyu.
05:41
HoweverAncak, that is simplybasitçe not enoughyeterli.
49
316000
2000
Ancak, bu tek başına yeterli değildir.
05:43
And I think what HerbieHerbie said -- please listen, listen.
50
318000
4000
Ve Herbie' nin dediğini düşünürüm -- lütfen dinle, dinle.
05:47
We have to listen to ourselveskendimizi, first of all.
51
322000
4000
Kendimizi dinlemeliyiz, her şeyden önce.
05:51
If I playoyun, for exampleörnek, holdingtutma the stickÇubuk -- where literallyharfi harfine I do not let go of the stickÇubuk --
52
326000
10000
Eğer çalarsam, örneğin, bageti tutarak -- tam anlamıyla bageti bırakmadan tuttuğumda--
06:01
you'llEğer olacak experiencedeneyim quiteoldukça a lot of shockşok cominggelecek up throughvasitasiyla the armkol.
53
336000
4000
kolunuzdan yukarı gelen şiddetli bir sarsıntıyı hissedersiniz.
06:05
And you feel really quiteoldukça -- believe it or not --
54
340000
2000
Ve kendinizi, ister inanın ister inanmayın,
06:07
detachedbağımsız from the instrumentEnstrüman and from the stickÇubuk,
55
342000
3000
hem enstrümandan hem de bagetten oldukça kopuk hissedersiniz
06:10
even thoughgerçi I'm actuallyaslında holdingtutma the stickÇubuk quiteoldukça tightlysıkıca.
56
345000
6000
aslında bageti oldukça sıkıca tutuyor olmama rağmen.
06:16
By holdingtutma it tightlysıkıca, I feel strangelygarip bir şekilde more detachedbağımsız.
57
351000
4000
Bageti sıkıca tutarak, garip bir şekilde daha kopuk hissediyorum.
06:20
If I just simplybasitçe let go and allowizin vermek my handel, my armkol, to be more of a supportdestek systemsistem,
58
355000
7000
Eğer sadece basitçe bırakırsam ve elimin, kolumun daha çok bir destek sistemi olmasına izin verirsem
06:27
suddenlyaniden I have more dynamicdinamik with lessaz effortçaba. Much more.
59
362000
9000
birdenbire daha az çabayla daha fazla dinamiğe sahip oluyorum. Çok daha fazla.
06:36
And I just feel, at last, one with the stickÇubuk and one with the drumdavul.
60
371000
5000
Ve kendimi, en sonunda, bagetle ve trampetle bir hissediyorum.
06:41
And I'm doing faruzak, faruzak lessaz.
61
376000
2000
Ve çok çok daha az şey yapıyorum.
06:43
So in the sameaynı way that I need time with this instrumentEnstrüman,
62
378000
3000
Aynı bu enstrümanla zaman geçirmeye ihtiyacım olduğu gibi,
06:46
I need time with people in ordersipariş to interpretyorumlamak them.
63
381000
6000
insanları yorumlayabilmek için de onlarla zaman geçirmeye ihtiyacım var.
06:52
Not just translateÇevirmek them, but interpretyorumlamak them.
64
387000
2000
Onları sadece tercüme etmek değil ama yorumlamak için.
06:54
If, for exampleörnek, I playoyun just a fewaz barsBarlar of a pieceparça of musicmüzik
65
389000
8000
Eğer, örneğin, bir müzik parçasının bir kaç mezurunu çalarsam
07:02
for whichhangi I think of myselfkendim as a technicianteknisyen --
66
397000
5000
kendimi bir teknisyen gibi hissederek --
07:07
that is, someonebirisi who is basicallytemel olarak a percussionperküsyon playeroyuncu ... (MusicMüzik)
67
402000
5000
yani, sadece vurmalı çalgı çalan biri...
07:24
And so on. If I think of myselfkendim as a musicianmüzisyen ... (MusicMüzik)
68
419000
4000
ve bunun gibi. Eğer kendimi bir müzisyen olarak düşünürsem...
07:50
And so on. There is a little bitbit of a differencefark there that is worthdeğer just -- (ApplauseAlkış)
69
445000
7000
ve bunun benzeri. Burda üzerinde düşünülmeye değer küçük bir -- (Alkışlar)
07:57
-- thinkingdüşünme about.
70
452000
2000
-- fark var.
07:59
And I rememberhatırlamak when I was 12 yearsyıl oldeski,
71
454000
3000
Ve hatırlıyorum 12 yaşındaydım
08:02
and I startedbaşladı playingoynama tympaniTympani and percussionperküsyon, and my teacheröğretmen said,
72
457000
6000
ve timpani ve perküsyon çalmaya başlamıştım, ve öğretmenim dedi ki,
08:08
"Well, how are we going to do this? You know, musicmüzik is about listeningdinleme."
73
463000
6000
"Peki, bunu nasıl yapacağız? Biliyorsun, müzik tamamen dinlemekle ilgili."
08:14
And I said, "Yes, I agreeanlaşmak with that. So what's the problemsorun?"
74
469000
4000
"Evet, buna katılıyorum. Öyleyse sorun ne?"
08:18
And he said, "Well, how are you going to hearduymak this? How are you going to hearduymak that?"
75
473000
5000
Ve o dedi ki, "Peki, sen bunu nasıl duyacaksın? Şunu nasıl duyacaksın?
08:23
And I said, "Well, how do you hearduymak it?"
76
478000
2000
Ve ben de dedim ki, "Peki sen nasıl duyuyorsun?"
08:25
He said, "Well, I think I hearduymak it throughvasitasiyla here."
77
480000
4000
Dedi ki "Şey, sanırım buradan duyuyorum."
08:29
And I said, "Well, I think I do too -- but I alsoAyrıca hearduymak it throughvasitasiyla my handseller,
78
484000
5000
Ve dedim ki, "Yani, sanırım ben de -- ama ben ayrıca ellerimle de duyuyorum,
08:34
throughvasitasiyla my armssilâh, cheekbonesElmacık kemikleri, my scalpkafa derisi, my tummyKarın, my chestgöğüs, my legsbacaklar and so on."
79
489000
7000
kollarım aracılığıyla da, elmacık kemiklerimle, kafa derimle, midemle, göğsümle, bacaklarımla, vesaire"
08:41
And so we beganbaşladı our lessonsdersler everyher singletek time tuningayarlama drumsdavul --
80
496000
6000
Ve böylece her seferinde dersimize davulları akort ederek başladık--
08:47
in particularbelirli, the kettlesu ısıtıcısı drumsdavul, or tympaniTympani --
81
502000
3000
özellikle de büyük orkestra davulunu ve timpaniyi
08:50
to suchböyle a narrowdar pitchzift intervalaralığı, so something like ...
82
505000
9000
çok dar bir ses perdesi aralığına, yani bunun gibi...
08:59
that of a differencefark. Then graduallykademeli olarak ... and graduallykademeli olarak ...
83
514000
7000
bu kadarlık bir fark. Sonra azar azar... ve azar azar ....
09:06
and it's amazingşaşırtıcı that when you do openaçık your bodyvücut up,
84
521000
5000
ve vücudunuzu bu deneyime açtığınızda hissettikleriniz inanılmaz,
09:11
and openaçık your handel up to allowizin vermek the vibrationtitreşim to come throughvasitasiyla,
85
526000
4000
ve elinizi açıp titreşimin size ulaşmasına izin verdiğinizde
09:15
that in factgerçek the tinyminik, tinyminik differencefark ...
86
530000
4000
o aslında küçücük olan fark
09:19
can be feltkeçe with just the tiniestufak partBölüm of your fingerparmak, there.
87
534000
6000
orada, parmağınızın en ufacık parçasıyla bile hissedilebilir.
09:25
And so what we would do is that I would put my handseller on the wallduvar
88
540000
4000
Ve bu nedenle yaptığımız şey, ben müzik odasının duvarının üzerine
09:29
of the musicmüzik roomoda, and togetherbirlikte we would "listen" to the soundssesleri of the instrumentsenstrümanlar,
89
544000
7000
elimi koyardım ve beraber enstrümanların seslerini dinlerdik,
09:36
and really try to connectbağlamak with those soundssesleri
90
551000
3000
ve gerçekten o seslerle bir bağ kurmaya çalışırdık,
09:39
faruzak, faruzak more broadlyGenel olarak than simplybasitçe dependingbağlı on the earkulak.
91
554000
5000
sadece kulağa dayanmaktan çok daha kapsamlı bir bağ.
09:44
Because of coursekurs, the earkulak is, I mean, subjectkonu to all sortssıralar of things.
92
559000
4000
Çünkü tabii ki kulak -- demek istediğim, pek çok şeyin etkisi altında kaldığından
09:48
The roomoda we happenolmak to be in, the amplificationamplifikasyon, the qualitykalite of the instrumentEnstrüman,
93
563000
5000
İçinde bulunduğumuz oda, ses hacminin yükselmesi, enstrümanın kalitesi
09:53
the typetip of stickssopa ... etcvb., etcvb.
94
568000
10000
bagetlerin cinsi, vesaire vesaire.
10:03
They're all differentfarklı.
95
578000
8000
Hepsi farklıdır.
10:11
SameAynı amounttutar of weightağırlık, but differentfarklı soundses colorsrenkler.
96
586000
5000
Aynı ağırlıkta, fakat farklı ses renkleri.
10:16
And that's basicallytemel olarak what we are. We're just humaninsan beingsvarlıklar,
97
591000
2000
Ve temelde biz de buyuz. Bizler sadece insanız,
10:18
but we all have our ownkendi little soundses colorsrenkler, as it were,
98
593000
3000
ama hepimiz kendimize ait küçük ses renklerine sahibiz:
10:21
that make up these extraordinaryolağanüstü personalitieskişilikleri
99
596000
3000
bir bakıma bu olağanüstü kişilikleri, karakterleri
10:24
and characterskarakterler and interestsilgi and things.
100
599000
3000
ilgi alanlarını ve varlıkları da onlar oluşturur.
10:27
And as I grewbüyüdü olderdaha eski, I then auditionedseçmelere for the RoyalRoyal AcademyAkademi of MusicMüzik in LondonLondra,
101
602000
6000
Biraz büyüyünce Londra'daki Royal Academy of Music'in sınavlarına girdim,
10:33
and they said, "Well, no, we won'talışkanlık acceptkabul etmek you, because we haven'tyok a clueipucu,
102
608000
4000
ve bana dediler ki, "Şey, hayır, sizi kabul etmeyeceğiz, çünkü sizin gibi, biliyorsunuz
10:37
you know, of the futuregelecek of a so-calledsözde 'deaf''sağır' musicianmüzisyen."
103
612000
5000
deyim yerindeyse, 'sağır' bir müzisyenin geleceği hakkında hiçbir fikrimiz yok."
10:42
And I just couldn'tcould quiteoldukça acceptkabul etmek that.
104
617000
4000
Ve ben bunu pek kabul edemezdim.
10:46
And so thereforebu nedenle, I said to them, "Well, look, if you refuseçöp --
105
621000
7000
Ve bu nedenle, onlara dedim ki, "Peki, bakın, eğer beni geri çeviriyorsanız
10:53
if you refuseçöp me throughvasitasiyla those reasonsnedenleri,
106
628000
3000
eğer beni bu nedenlerden dolayı geri çeviriyorsanız,
10:56
as opposedkarşıt to the abilitykabiliyet to performyapmak and to understandanlama and love
107
631000
9000
ses yaratma sanatındaki sunum yeteneğimi, anlayışımı ve sevgimi
11:05
the artSanat of creatingoluşturma soundses --
108
640000
3000
değerlendirmeksizin
11:08
then we have to think very, very hardzor about the people you do actuallyaslında acceptkabul etmek."
109
643000
6000
o zaman aslında kabul ettiğiniz insanlar hakkında çok ciddi şekilde düşünmeliyiz.
11:14
And as a resultsonuç -- oncebir Zamanlar we got over a little hurdleengel, and havingsahip olan to auditionSeçmeler twiceiki defa --
110
649000
6000
Ve sonuç olarak-- bu küçük engeli aştıktan ve ikinci kez sınava girdikten sonra--
11:20
they acceptedkabul edilmiş me. And not only that --
111
655000
4000
beni okula kabul ettiler. Ve bununla da kalmadı
11:24
what had happenedolmuş was that it changeddeğişmiş the wholebütün rolerol
112
659000
4000
bu olay Birleşik Krallık genelinde müzik kurumlarının
11:28
of the musicmüzik institutionskurumlar throughoutboyunca the UnitedAmerika Kingdomİngiltere.
113
663000
4000
bütün işlevini degiştirdi.
11:32
UnderAltında no circumstanceskoşullar were they to refuseçöp any applicationuygulama whatsoeverher ne on the basistemel of
114
667000
9000
Hiçbir koşulda buna benzer bir gerekçe gösterilerek başvurular reddedilemedi
11:41
whetherolup olmadığını someonebirisi had no armssilâh, no legsbacaklar --
115
676000
2000
bir kimse kolsuz, bacaksız olsun olmasın---
11:43
they could still perhapsbelki playoyun a windrüzgar instrumentEnstrüman if it was supporteddestekli on a standdurmak.
116
678000
4000
muhtemelen yine de, bir dayanakla desteklenirse nefesli bir enstrüman çalabilir.
11:47
No circumstanceskoşullar at all were used to refuseçöp any entrygiriş.
117
682000
7000
Benzeri hiçbir durum yapılan herhangi bir başvuruyu reddetmek için kullanılmadı.
11:54
And everyher singletek entrygiriş had to be listeneddinlenen to, experienceddeneyimli and then
118
689000
5000
Ve başvuru yapan herkes tek tek dinlenmek, hissedilmek zorundaydı,
11:59
basedmerkezli on the musicalmüzikal abilitykabiliyet -- then that personkişi could eitherya entergirmek or not.
119
694000
8000
ve sonrasında müzikal yeteneklerine göre -- sonra o bireyler programa girebilir yada giremezdi.
12:07
So thereforebu nedenle, this in turndönüş meantdemek that there was an extremelyson derece interestingilginç
120
702000
6000
Bu nedenle, böylesi bir değişim bu müzik kurumlarına oldukça ilginç
12:13
bunchDemet of studentsöğrencilerin who arrivedgeldi in these variousçeşitli musicmüzik institutionskurumlar.
121
708000
4000
bir grup öğrencinin katılması anlamına geliyordu.
12:17
And I have to say, manyçok of them now
122
712000
3000
Ve söylemeliyim ki oların pek çoğu şimdi
12:20
in the professionalprofesyonel orchestrasorkestralar throughoutboyunca the worldDünya.
123
715000
4000
dünyanın farklı yerlerinde profesyonel orkestraların bünyesindeler.
12:24
The interestingilginç thing about this as well, thoughgerçi --
124
719000
2000
Bu durumla ilgili bir başka ilginç şey de
12:26
(ApplauseAlkış) --
125
721000
5000
(Alkışlar)
12:31
is quiteoldukça simplybasitçe that not only were people connectedbağlı with soundses --
126
726000
6000
açıkça, insanların müzikle birbirine bağlı olmasının yanı sıra --
12:37
whichhangi is basicallytemel olarak all of us, and we well know that musicmüzik really is our dailygünlük medicinetıp.
127
732000
7000
ki temelde buna hepimiz dahiliz, ve gayet iyi biliyoruz ki müzik gerçekten bizim günlük ilacımızdır.
12:44
I say "musicmüzik," but actuallyaslında I mean "soundses."
128
739000
3000
Müzik diyorum ama, aslında kastettiğim ses.
12:47
Because you know, some of the extraordinaryolağanüstü things I've experienceddeneyimli
129
742000
3000
Çünkü biliyorsunuz, bir müzisyen olarak yaşadığım o bazı sıradışı şeyler,
12:50
as a musicianmüzisyen, when you mayMayıs ayı have a 15-year-old-yaşında laddelikanlı
130
745000
5000
söz gelimi 15 yaşında genç bir delikanlı
12:55
who has got the mostçoğu incredibleinanılmaz challengeszorluklar,
131
750000
5000
en inanılmaz sorunlarla yüzleşmek zorunda olan
13:00
who mayMayıs ayı not be ableyapabilmek to controlkontrol his movementshareketler,
132
755000
3000
belki de hareketlerini kontrol edemeyen
13:03
who mayMayıs ayı be deafSAĞIR, who mayMayıs ayı be blindkör, etcvb., etcvb. --
133
758000
3000
belki sağır, belki kör, vesaire vesaire
13:06
suddenlyaniden, if that younggenç laddelikanlı sitsoturur closekapat to this instrumentEnstrüman,
134
761000
6000
Aniden, o genç delikanlı bu enstrümana yakın otursa
13:12
and perhapsbelki even liesyalanlar underneathaltında the marimbaMarimba,
135
767000
3000
ve hatta marimbanın altına uzansa
13:15
and you playoyun something that's so incrediblyinanılmaz organ-likeorgan gibi, almostneredeyse --
136
770000
6000
ve siz de neredeyse inanılmaz derecede orga benzer bir şeyler çalsanız--
13:21
I don't really have the right stickssopa, perhapsbelki --
137
776000
3000
Aslında doğru bagetlerim de yok, sanırım
13:24
but something like this. Let me changedeğişiklik. (MusicMüzik)
138
779000
4000
ama buna benzer bir şey. İzninizle değiştireyim.
14:18
Something that's so unbelievablyinanılmaz derecede simplebasit --
139
833000
1000
Böylesi inanılmayacak kadar basit bir şey --
14:19
but he would be experiencingyaşandığı something that I wouldn'tolmaz be,
140
834000
6000
ama o benim hissedemeyeceğim bir şeyi hissediyor olacaktı.
14:25
because I'm on topüst of the soundses.
141
840000
2000
çünkü ben sesin tam üstündeyim.
14:27
I have the soundses cominggelecek this way.
142
842000
3000
Ses bana bu taraftan geliyor.
14:30
He would have the soundses cominggelecek throughvasitasiyla the resonatorsÇınlayıcılar (Rezonatörler).
143
845000
3000
Ona ise ses rezonatörler aracılığı ile geliyor olacak.
14:33
If there were no resonatorsÇınlayıcılar (Rezonatörler) on here, we would have ... (MusicMüzik)
144
848000
10000
Eğer üzerinde rezonatörler olmasaydı, biz --
14:43
So he would have a fullnessdolgunluk of soundses that those of you in the frontön fewaz rowssatır
145
858000
4000
yani o delikanlı, öndeki bir kaç sırada oturan sizlerin hissedemediği o
14:47
wouldn'tolmaz experiencedeneyim, those of you in the back fewaz rowssatır wouldn'tolmaz experiencedeneyim eitherya.
146
862000
4000
ses bütünlüğünü hissederdi: arka bir kaç sırada oturan sizler de bunu hissedemezdiniz.
14:51
EveryHer singletek one of us, dependingbağlı on where we're sittingoturma,
147
866000
3000
Oturduğumuz yere göre her birimiz
14:54
will experiencedeneyim this soundses quiteoldukça, quiteoldukça differentlyfarklı olarak.
148
869000
4000
bu sesi çok, çok farklı şekillerde algılayacağız.
14:58
And of coursekurs, beingolmak the participatorKatılımcı of the soundses,
149
873000
3000
Ve tabii ki, sesi icra eden kişi olarak
15:01
and that is startingbaşlangıç from the ideaFikir of what typetip of soundses I want to produceüretmek --
150
876000
6000
ve ne çeşit bir ses üretmek istediğim fikrinden yola çıkarak
15:07
for exampleörnek, this soundses.
151
882000
3000
örneğin, bu ses.
15:16
Can you hearduymak anything?
152
891000
3000
Her hangi bir şey duyuyor musunuz?
15:19
ExactlyTam olarak. Because I'm not even touchingdokunma it.
153
894000
3000
Kesinlikle. Çünkü dokunmuyorum bile.
15:22
But yethenüz, we get the sensationduygu of something happeningolay.
154
897000
6000
Fakat yine de, bir şeylerin olduğu hissine kapılıyoruz.
15:28
In the sameaynı way that when I see treeağaç moveshamle,
155
903000
2000
Tıpkı ağaçların hareket ettiğini gördüğümde,
15:30
then I imaginehayal etmek that treeağaç makingyapma a rustlinghışır soundses.
156
905000
4000
ağaçların hışırtı sesi çıkardığını hayal etmem gibi.
15:34
Do you see what I mean?
157
909000
2000
Ne dediğimi anlayabiliyor musunuz?
15:36
WhateverNe olursa olsun the eyegöz seesgörür, then there's always soundses happeningolay.
158
911000
4000
Göz herhangi bir şey gördüğünde, her zaman sesin oluştuğu izlenimi doğar.
15:40
So there's always, always that hugeKocaman --
159
915000
4000
O yüzden, her zaman, her zaman o muazzam
15:44
I mean, just this kaleidoscopekaleydoskop of things to drawçekmek from.
160
919000
5000
yani, esinlenebileceğiniz bir değişkenlik var.
15:49
So all of my performancesperformansları are basedmerkezli on entirelyBaştan sona what I experiencedeneyim,
161
924000
6000
Bu yüzden, tüm performanslarım tamamıyla yaşadıklarıma dayanır,
15:55
and not by learningöğrenme a pieceparça of musicmüzik, puttingkoyarak on someonebirisi else'sbaşka var interpretationyorumu of it,
162
930000
4000
bir parça müziği öğrenmeye yada başka birinin yorumunu sahnelemeye değil,
15:59
buyingalış all the CDsCD possiblemümkün of that particularbelirli pieceparça of musicmüzik, and so on and so forthileri.
163
934000
5000
ya da belli bir parça müziğin olası bütün CD lerini almaya ve benzeri şeylere.
16:04
Because that isn't givingvererek me enoughyeterli of something that is so rawçiğ and so basictemel,
164
939000
6000
Çünkü tüm bunlar bana bu denli saf ve temel nitelikte
16:10
and something that I can fullytamamen experiencedeneyim the journeyseyahat of.
165
945000
6000
ve yolculuğunu adamakıllı tecrübe edebileceğim şekilde bir malzeme vermiyor.
16:16
So it mayMayıs ayı be that, in certainbelli hallssalonları, this dynamicdinamik mayMayıs ayı well work. (MusicMüzik)
166
951000
9000
Belki de belli müzik salonlarında olan da budur, bu dinamik pekala ise yarayabilir.
16:34
It mayMayıs ayı be that in other hallssalonları, they're simplybasitçe not going to experiencedeneyim that
167
969000
4000
Belki de başka salonlarda bunu hiçbir şekilde tecrübe edemeyecekler
16:38
at all and so thereforebu nedenle, my levelseviye of softyumuşak,
168
973000
3000
ve bu nedenle, benim yumuşak
16:41
gentlenazik playingoynama mayMayıs ayı have to be ... (MusicMüzik)
169
976000
2000
ve nazik çalışım şu şekilde olabilir -- ♪♫
17:08
Do you see what I mean? So, because of this explosionpatlama in accesserişim to soundses,
170
1003000
7000
Ne dediğimi anlıyor musunuz? Yani, sese erişim konusundaki bu patlama yüzünden
17:15
especiallyözellikle throughvasitasiyla the deafSAĞIR communitytoplum,
171
1010000
2000
özellikle de işitme engelliler camiasında
17:17
this has not only affectedetkilenmiş how musicmüzik institutionskurumlar,
172
1012000
5000
bu sadece müzik kurumlarının ya da işitme engelliler okullarının
17:22
how schoolsokullar for the deafSAĞIR treattedavi etmek soundses -- and not just as a meansanlamına geliyor of therapyterapi --
173
1017000
6000
sesi nasıl ele aldıkları ile ilgili değil. Ve sadece bir terapi aracı olarak da değil --
17:28
althougholmasına rağmen of coursekurs, beingolmak a participatorKatılımcı of musicmüzik,
174
1023000
3000
ki tabii ki, sesin bir katılımcısı olarak,
17:31
that definitelykesinlikle is the casedurum as well.
175
1026000
3000
durum tam olarak da bu.
17:34
But it's meantdemek that acousticianstitreşimlerin have had to really think about the typestürleri of hallssalonları
176
1029000
7000
Ama anlatılmaya çalışılan, ses bilimcilerin bir araya getirdiği salonlar konusunda
17:41
they put togetherbirlikte. There are so fewaz hallssalonları in this worldDünya
177
1036000
5000
fazlasıyla düşünmüş olduklarıdır. İddia ediyorum ki, dünya üzerinde hakikaten
17:46
that actuallyaslında have very good acousticsAkustik,
178
1041000
4000
çok iyi akustiğe sahip olan çok az salon var.
17:50
darecesaret I say. But by that I mean where you can absolutelykesinlikle do anything you imaginehayal etmek.
179
1045000
6000
Ama bununla aklınıza gelecek her türlü şeyi yapabileceğiniz bir yer kastediyorum.
17:56
The tiniestufak, softestyumuşak, softestyumuşak soundses to something that is so broadgeniş,
180
1051000
5000
En ufak, en yumuşak, yumuşacık sesten, çok geniş
18:01
so hugeKocaman, so incredibleinanılmaz! There's always something --
181
1056000
5000
kocaman ve muhteşem birşeye. Her zaman birşeyler vardır --
18:06
it mayMayıs ayı soundses good up there, mayMayıs ayı not be so good there.
182
1061000
2000
şu yukarıda kulağa hoş gelir, burada pek birşeye benzemez
18:08
MayMayıs be great there, but terriblekorkunç up there.
183
1063000
2000
Belki orada harika ama şu yukarıda berbat.
18:10
Maybe terriblekorkunç over there, but not too badkötü there, etcvb., etcvb.
184
1065000
4000
Belki şurada rezalet ama, orada pek de fena değil, vesaire vesaire.
18:14
So to find an actualgerçek hallsalon is incredibleinanılmaz
185
1069000
5000
Yani gerçek bir müzik salonu bulmak inanılmaz
18:19
-- for whichhangi you can playoyun exactlykesinlikle what you imaginehayal etmek,
186
1074000
4000
özellikle ne hayal ettiyseniz aynen çalabileceğiniz bir salonu
18:23
withoutolmadan it beingolmak cosmeticallykozmetik enhancedgelişmiş.
187
1078000
3000
güzel görünsün diye üzerinde oynanmamış bir salonu bulmak.
18:26
And so thereforebu nedenle, acousticianstitreşimlerin are actuallyaslında in conversationkonuşma with people who are
188
1081000
7000
Ve bu nedenle, ses bilimciler aslında işitme engelli kimselerle
18:33
hearingişitme impairedayrılmış, and who are participatorsKatılımcılar of soundses.
189
1088000
6000
ve sesin katılımcısı olan bireylerle sürekli iletişim halindedirler.
18:39
And this is quiteoldukça interestingilginç.
190
1094000
2000
Ve bu oldukça ilginç bir durum.
18:41
I cannotyapamam, you know, give you any detaildetay as faruzak as what is actuallyaslında happeningolay
191
1096000
6000
Yani hakikaten size bu salonlar ile ilgili tam olarak ne olduğu konusunda
18:47
with those hallssalonları, but it's just the factgerçek that they are going to a groupgrup of people
192
1102000
6000
çok detay veremiyorum ama, gidip de bunca yıl hakkında
18:53
for whomkime so manyçok yearsyıl we'vebiz ettik been sayingsöz,
193
1108000
4000
şu sözlerin sarf edildiği bir grup insana
18:57
"Well, how on EarthDünya can they experiencedeneyim musicmüzik? You know, they're deafSAĞIR."
194
1112000
3000
"Yani, nasıl olur da onlar sesi duyabilirler? Biliyorsunuz, onlar sağır."
19:00
We just -- we go like that, and we imaginehayal etmek that that's what deafnesssağırlık is about.
195
1115000
4000
Biz sadece--- böyle davranarak, sağır olmanın böyle bir şey olduğunu hayal ederiz.
19:04
Or we go like that, and we imaginehayal etmek that's what blindnesskörlük is about.
196
1119000
2000
Ya da başka türlü yapar, kör olmanın da böyle bir şey olduğunu hayal ederiz.
19:06
If we see someonebirisi in a wheelchairtekerlekli sandalye, we assumeüstlenmek they cannotyapamam walkyürümek.
197
1121000
5000
Tekerlekli sandalyede oturan birini gördüğümüzde, yürüyemediklerini varsayarız.
19:11
It mayMayıs ayı be that they can walkyürümek threeüç, fourdört, fivebeş stepsadımlar. That, to them, meansanlamına geliyor they can walkyürümek.
198
1126000
7000
Belkide üç, dört, beş adım yürüyebilirler. Bu, onlar için yürüyebildikleri anlamına gelir.
19:18
In a year'syılın time, it could be two extraekstra stepsadımlar.
199
1133000
4000
Bir yıl içerisinde, bu fazladan iki adım olabilir.
19:22
In anotherbir diğeri year'syılın time, threeüç extraekstra stepsadımlar.
200
1137000
3000
Bir başka yılın sonunda, üç adım daha.
19:25
Those are hugelyderece importantönemli aspectsyönleri to think about.
201
1140000
5000
Bunlar düşünülmesi gereken son derece önemli noktalar.
19:30
So when we do listen to eachher other,
202
1145000
4000
Öyle ki, birbirimizi dinlediğimiz zaman
19:34
it's unbelievablyinanılmaz derecede importantönemli for us to really testÖlçek our listeningdinleme skillsbecerileri,
203
1149000
8000
dinleme yetimizi gerçekten test etmek bizim için inanılmaz derecede önemlidir.
19:42
to really use our bodiesbedenler as a resonatingrezonans chamberbölme, to stop the judgmentyargı.
204
1157000
5000
Gerçekten vücudumuzu titreşen bir odacık gibi kullanmak. Yargılamayı bırakmak.
19:47
For me, as a musicianmüzisyen who dealsfırsatlar with 99 percentyüzde of newyeni musicmüzik,
205
1162000
4000
Benim için, yeni müziğin yüzde 99'u ile uğraşan bir müzisyen olarak
19:51
it's very easykolay for me to say, "Oh yes, I like that pieceparça.
206
1166000
3000
Şunları söylemek çok kolay, "Aa evet, bu parçayı sevdim"
19:54
Oh no, I don't like that pieceparça." And so on.
207
1169000
2000
Yoo hayır, bu parçayı sevmedim." Gibi.
19:56
And you know, I just find that I have to give those piecesparçalar of musicmüzik realgerçek time.
208
1171000
6000
Ve biliyor musunuz, anladım ki o parçalara gerçekten zaman ayırmalıyım.
20:02
It mayMayıs ayı be that the chemistrykimya isn't quiteoldukça right betweenarasında myselfkendim and that particularbelirli pieceparça of musicmüzik,
209
1177000
5000
Gayet mümkün ki belirli bir müzik parçası ile benim kimyam pek tutmamış olabilir.
20:07
but that doesn't mean I have the right to say it's a badkötü pieceparça of musicmüzik.
210
1182000
5000
Fakat bu durum bana o parçanın kötü olduğunu söyleme hakkını vermez.
20:12
And you know, it's just one of the great things about beingolmak a musicianmüzisyen,
211
1187000
5000
Ve biliyorsunuz, bir müzisyen olmanın harika taraflarından biri de
20:17
is that it is so unbelievablyinanılmaz derecede fluidsıvı.
212
1192000
4000
bu konunun inanılmaz derecede değişken olmasıdır.
20:21
So there are no ruleskurallar, no right, no wrongyanlış, this way, that way.
213
1196000
4000
Yani, hiç bir kural yok, doğru ya da yanlış yok, bu şekilde ya da o şekilde
20:25
If I askeddiye sordu you to clapalkış -- maybe I can do this.
214
1200000
5000
Eğer sizden alkışlamanızı istersem -- belki böyle yapabilirim.
20:30
If I can just say, "Please clapalkış and createyaratmak the soundses of thundergök gürültüsü."
215
1205000
6000
Eğer sadece "lütfen alkışlayın" dersem. Ve gök gürültüsünün sesini yaratın.
20:36
I'm assumingvarsayarak we'vebiz ettik all experienceddeneyimli thundergök gürültüsü.
216
1211000
3000
Hepimizin gök gürültüsünü bildiğini varsayıyorum.
20:39
Now, I don't mean just the soundses;
217
1214000
2000
Şimdi, sadece sesi kastetmiyorum,
20:41
I mean really listen to that thundergök gürültüsü withiniçinde yourselveskendiniz.
218
1216000
5000
Demek istediğim, hakikaten içinizdeki o gök gürültüsünü dinleyin.
20:46
And please try to createyaratmak that throughvasitasiyla your clappingAlkışlar. Try. Just -- please try.
219
1221000
5000
Ve lütfen onu alkışlayarak yaratmayı deneyin. Deneyin. Sadece-- lütfen deneyin.
20:51
(ApplauseAlkış)
220
1226000
7000
(Alkışlar)
20:58
Very good! SnowKar. SnowKar. Have you ever heardduymuş snowkar?
221
1233000
10000
Çok güzel! Kar. Kar. Siz hiç karın sesini duydunuz mu?
21:08
AudienceSeyirci: No.
222
1243000
1000
İzleyiciler: Hayır.
21:09
EvelynEvelyn GlennieGlennie: Well then, stop clappingAlkışlar. (LaughterKahkaha) Try again.
223
1244000
6000
Evelyn Glennie: Eee o zaman, alkışlamayı bırakın. (Kahkahalar) Tekrar deneyin.
21:15
Try again. SnowKar.
224
1250000
6000
Tekrar deneyin. Kar.
21:21
See, you're awakeuyanık.
225
1256000
2000
Gördünüz mü, ayıksınız.
21:23
RainYağmur. Not badkötü. Not badkötü.
226
1258000
9000
Yağmur. Hiç fena değil. Hiç fena değil.
21:32
You know, the interestingilginç thing here, thoughgerçi, is that I askeddiye sordu a groupgrup of kidsçocuklar
227
1267000
4000
Biliyor musunuz, burada ilginç olan şey, aslında, çok da uzun olmayan bir süre önce
21:36
not so long agoönce exactlykesinlikle the sameaynı questionsoru.
228
1271000
4000
aynı soruyu bir grup öğrenciye sordum.
21:40
Now -- great imaginationhayal gücü, thank you very much.
229
1275000
4000
Şimdi -- muazzam hayal gücü, çok teşekkür ederim.
21:44
HoweverAncak, not one of you got out of your seatsKoltuklar to think,
230
1279000
3000
Fakat, aranızdan hiç kimse de koltuğundan kalkıp şunu düşünmedi:
21:47
"Right! How can I clapalkış? OK, maybe ... (ClapsGürlemesi)
231
1282000
2000
"Peki! Nasıl alkışlayabilirim? Tamam, belki...
21:52
Maybe I can use my jewelrytakı to createyaratmak extraekstra soundssesleri.
232
1287000
3000
-- belki fazladan ses çıkarmak için takılarımı kullanabilirim.
21:55
Maybe I can use the other partsparçalar of my bodyvücut to createyaratmak extraekstra soundssesleri."
233
1290000
4000
Belki fazladan ses çıkarmak için bedenimin diğer kısımlarını kullanabilirim."
21:59
Not a singletek one of you thought about clappingAlkışlar in a slightlyhafifçe differentfarklı way
234
1294000
5000
İçinizden bir kişi bile, yerinde oturup iki elini kullanarak alkışlamanın dışında
22:04
other than sittingoturma in your seatsKoltuklar there and usingkullanma two handseller.
235
1299000
4000
azıcık farklı bir şekilde alkışlamayı düşünmedi.
22:08
In the sameaynı way that when we listen to musicmüzik,
236
1303000
2000
Aynı şekilde müzik dinlerken de,
22:10
we assumeüstlenmek that it's all beingolmak fedfederasyon throughvasitasiyla here.
237
1305000
4000
onun tamamen buradan bize sunulduğunu varsayarız.
22:14
This is how we experiencedeneyim musicmüzik. Of coursekurs it's not.
238
1309000
4000
Müziği bu şekilde hissederiz. Tabii ki durum böyle değil.
22:18
We experiencedeneyim thundergök gürültüsü -- thundergök gürültüsü, thundergök gürültüsü. Think, think, think.
239
1313000
4000
Gök gürültüsünü hissederiz--- gök gürültüsü, gök gürültüsü. Düşün düşün düşün.
22:22
Listen, listen, listen. Now -- what can we do with thundergök gürültüsü?
240
1317000
7000
Dinle dinle dinle. Şimdi gök gürültüsü ile ne yapabiliriz?
22:29
I rememberhatırlamak my teacheröğretmen. When I first startedbaşladı, my very first lessonders,
241
1324000
5000
Öğretmenimi hatırlıyorum. İlk başladığımda, ta ilk dersimde,
22:34
I was all preparedhazırlanmış with stickssopa, readyhazır to go.
242
1329000
4000
bagetlerimle birlikte, çalmaya hazırım.
22:38
And insteadyerine of him sayingsöz, "OK, EvelynEvelyn, please, feetayaklar slightlyhafifçe apartayrı,
243
1333000
5000
Ve bana şunu söylemek yerine," Tamam, Evelyn, lütfen. Ayaklar hafifçe aralık,
22:43
armssilâh at a more-or-lessdaha fazla veya daha az 90 degreederece angleaçı, stickssopa in a more-or-lessdaha fazla veya daha az V shapeşekil,
244
1338000
6000
kollar aşağı yukarı 90 derecelik br açıda, bagetler az çok V şeklinde,
22:49
keep this amounttutar of spaceuzay here, etcvb.
245
1344000
3000
burada bu kadar mesafeyi koru, vesaire
22:52
Please keep your back straightDüz, etcvb., etcvb., etcvb." --
246
1347000
2000
Lütfen sırtını dik tut, vesaire, vesaire, vesaire."
22:54
where I was probablymuhtemelen just going to endson up absolutelykesinlikle rigidkatı, frozendondurulmuş,
247
1349000
4000
Muhtemelen tüm bunlar olurken kaskatı donup kalacaktım,
22:58
and I would not be ableyapabilmek to strikegrev the drumdavul,
248
1353000
2000
ve trampete vuramayacaktım,
23:00
because I was thinkingdüşünme of so manyçok other things -- he said,
249
1355000
2000
çünkü bir sürü başka şeyi düşünüyor olacaktım. Bana dedi ki,
23:02
"EvelynEvelyn, take this drumdavul away for sevenYedi daysgünler, and I'll see you nextSonraki weekhafta."
250
1357000
5000
"Evelyn, bu trampeti yedi günlüğüne al götür, haftaya görüşürüz."
23:07
So, heavensgökler! What was I to do? I no longeruzun requiredgereklidir the stickssopa;
251
1362000
5000
Aman tanrım! Ne yapacaktım? Artık bagetlere ihtiyacım yoktu.
23:12
I wasn'tdeğildi allowedizin to have these stickssopa.
252
1367000
2000
Bu bagetleri kullanmaya iznim yoktu.
23:14
I had to basicallytemel olarak look at this particularbelirli drumdavul,
253
1369000
4000
Öncelikle bu trampeti incelemeliydim,
23:18
see how it was madeyapılmış, what these little lugstutamak did, what the snarestuzaklarına did.
254
1373000
5000
nasıl yapıldığına bakıp, şu küçük kulpların ne yaptığına, kapanların ne yaptığına.
23:23
TurnedAçık it upsideüst taraf down, experimentedtecrübe with the shellkabuk, experimentedtecrübe with the headkafa.
255
1378000
7000
Baş aşağı çevirdim, dış iskeleti ile oynadım, baş kısmı ile oynadım.
23:30
ExperimentedTecrübe with my bodyvücut, experimentedtecrübe with jewelrytakı,
256
1385000
6000
Kendi bedenim ile denedim, takılar ile denedim,
23:36
experimentedtecrübe with all sortssıralar of things.
257
1391000
2000
her türlü şeyle denedim.
23:48
And of coursekurs, I returnediade with all sortssıralar of bruisesçürükler and things like that --
258
1403000
3000
Ve pek tabii, her türlü yara bere ve morluklar ile geri döndüm --
23:51
but neverthelessyine de, it was suchböyle an unbelievableInanılmaz experiencedeneyim,
259
1406000
5000
ama yine de, inanılmaz bir deneyim oldu
23:56
because then, where on EarthDünya are you going to experiencedeneyim that in a pieceparça of musicmüzik?
260
1411000
5000
çünkü yani, nasıl olur da herhangi bir parça ile böylesi bir deneyim yaşayabilirsiniz?
24:01
Where on EarthDünya are you going to experiencedeneyim that in a studyders çalışma bookkitap?
261
1416000
4000
nasıl olur da bir çalışma kitabıyla bunu yaşayabilirsiniz?
24:05
So we never, ever dealtele with actualgerçek studyders çalışma bookskitaplar.
262
1420000
3000
O yüzden biz hiçbir zaman çalışma kitaplarıyla uğraşmadık.
24:08
So for exampleörnek, one of the things that we learnöğrenmek
263
1423000
3000
Yani mesela, perküsyoncu olmaya çalışırken öğrendiğimiz
24:11
when we are dealingmuamele with beingolmak a percussionperküsyon playeroyuncu, as opposedkarşıt to a musicianmüzisyen,
264
1426000
6000
şeylerden biri de, ki bu müzisyenlerden farklıdır,
24:17
is basicallytemel olarak straightforwardbasit singletek strokeinme rollsRulo.
265
1432000
4000
gayet basit tek vuruşlu tremolodur.
24:24
Like that. And then we get a little fasterDaha hızlı and a little fasterDaha hızlı and a little fasterDaha hızlı.
266
1439000
7000
İşte böyle. Ve sonra bir az daha hızlanıyoruz, biraz daha ve bir az daha hızlı.
24:31
And so on and so forthileri. What does this pieceparça requiregerektirir?
267
1446000
3000
Vesaire vesaire. Bu parça ne gerektirir?
24:34
SingleTek strokeinme rollsRulo. So why can't I then do that whilstiken learningöğrenme a pieceparça of musicmüzik?
268
1449000
8000
Tek vuruşlu tremololar. Peki ben bunu neden bir parça müziği öğrenirken yapamıyorum?
24:42
And that's exactlykesinlikle what he did.
269
1457000
3000
Ve onun yaptığı da aynen buydu.
24:45
And interestinglyilginç biçimde, the olderdaha eski I becameoldu, and when I becameoldu a full-timetam zamanlı studentÖğrenci
270
1460000
5000
Ve ilginçtir ki, büyüdükçe, bir "müzik kurumu"nda tam zamanlı
24:50
at a so calleddenilen "musicmüzik institutionkurum," all of that wentgitti out of the windowpencere.
271
1465000
6000
öğrenci olduğumda, tüm bunlar pencereden uçtu gitti.
24:56
We had to studyders çalışma from studyders çalışma bookskitaplar.
272
1471000
2000
Çalışma kitaplarından çalışmak zorundaydık.
24:58
And constantlysürekli, the questionsoru, "Well, why? Why? What is this relatingilgili to?
273
1473000
4000
Ve sürekli olarak, şu soru, peki, neden? Neden? Bu ne ile ilgiliydi?
25:02
I need to playoyun a pieceparça of musicmüzik." "Oh, well, this will help your controlkontrol!"
274
1477000
4000
Bir parça çalmam gerekiyor. "Eh, işte, bu enstrümana hakim olmana yardım edecek!"
25:06
"Well, how? Why do I need to learnöğrenmek that? I need to relateilgili it to a pieceparça of musicmüzik.
275
1481000
5000
Peki, nasıl: Neden bunu öğrenmeliyim? Bunu parça ile ilişkilendirmeye ihtiyacım var.
25:11
You know. I need to say something.
276
1486000
3000
Biliyorsunuz. Bir şey söylemeliyim.
25:14
"Why am I practicingalıştırma yapmak paradiddlesparadiddles?
277
1489000
2000
Neden dörtlü trampet vuruşları çalışıyorum?
25:20
Is it just literallyharfi harfine for controlkontrol, for hand-stickel-sopa controlkontrol? Why am I doing that?
278
1495000
5000
Kelimenin tam anlamıyla kontrol için mi, el ve baget kontrolü için mi? Bunu neden yapıyorum?
25:25
I need to have the reasonneden,
279
1500000
3000
Mantığını anlamam lazım,
25:28
and the reasonneden has to be by sayingsöz something throughvasitasiyla the musicmüzik."
280
1503000
5000
ve bu mantık da müzik yoluyla bir şeyler anlatmak olmalı.
25:33
And by sayingsöz something throughvasitasiyla musicmüzik, whichhangi basicallytemel olarak is soundses,
281
1508000
5000
Ve müzikle bir şeyler anlatırken, ki bu temelinde sestir,
25:38
we then can reachulaşmak all sortssıralar of things to all sortssıralar of people.
282
1513000
5000
her çeşit insana ve her türlü şeye ulaşabiliriz.
25:43
But I don't want to take responsibilitysorumluluk of your emotionalduygusal baggagebagaj.
283
1518000
3000
Ancak duygusal yükünüzün sorumluluğunu almak istemem.
25:46
That's up to you, when you walkyürümek throughvasitasiyla a hallsalon.
284
1521000
2000
Bir konser salonundan içeriye girerken, bu size kalmıştır.
25:48
Because that then determinesbelirleyen what and how we listen to certainbelli things.
285
1523000
6000
Çünkü, neyi ne şekilde dinleyeceğimizi bu belirler.
25:54
I mayMayıs ayı feel sorrowfulKederli, or happymutlu, or exhilaratedneşeli, or angrykızgın when I playoyun
286
1529000
6000
Çalarken kendimi hüzünlü hissedebilirim, ya da mutlu, ya da coşkulu, ya da kızgın
26:00
certainbelli piecesparçalar of musicmüzik, but I'm not necessarilyzorunlu olarak
287
1535000
2000
ama bu illa ki sizin de
26:02
wantingeksik you to feel exactlykesinlikle the sameaynı thing.
288
1537000
4000
benimle aynı şeyleri hissetmenizi istediğim anlamına gelmez.
26:06
So please, the nextSonraki time you go to a concertkonser,
289
1541000
3000
O yüzden, lütfen bir daha konsere gittiğinizde,
26:09
just allowizin vermek your bodyvücut to openaçık up, allowizin vermek your bodyvücut to be this resonatingrezonans chamberbölme.
290
1544000
7000
bedeninizin kendisini bu deneyime açmasına, müziğin yankılandığı bir odaya dönüşmesine izin verin.
26:16
Be awarefarkında that you're not going to experiencedeneyim the sameaynı thing as the performerEn iyi oyuncusu is.
291
1551000
5000
Müzisyenin yaşadığı deneyimin aynısını yaşamayacağınızın farkında olun.
26:21
The performerEn iyi oyuncusu is in the worsten kötü possiblemümkün positionpozisyon for the actualgerçek soundses,
292
1556000
4000
Müzisyen asıl sesi duymak için olası en kötü pozisyondadır.
26:25
because they're hearingişitme the contacttemas of the stickÇubuk on the drumdavul,
293
1560000
6000
Onlar bagetin trampet ile temasını duyarlar,
26:31
or the malletçekiç on the bitbit of woodahşap, or the bowyay on the stringsicim, etcvb.,
294
1566000
4000
ya da çekicin bir parça ağaca vuruşunu, ya da yayın telin üzerindeki sesini, ve buna benzer sesleri
26:35
or the breathnefes that's creatingoluşturma the soundses from windrüzgar and brasspirinç.
295
1570000
4000
Ya da prinç enstrüman ve soluktan sesi yaratan nefesi
26:39
They're experiencingyaşandığı that rawnessçiğlik there.
296
1574000
2000
Oradaki hamlığı hissederler.
26:41
But yethenüz they're experiencingyaşandığı something so unbelievablyinanılmaz derecede puresaf,
297
1576000
4000
Ama yine de inanılmayacak kadar saf bir şeyi hissederler,
26:45
whichhangi is before the soundses is actuallyaslında happeningolay.
298
1580000
4000
ses gerçekten oluşmadan var olan bir şeyin deneyimini.
26:49
Please take noteNot of the life of the soundses after the actualgerçek initialilk strikegrev,
299
1584000
6000
Lütfen, sesin ilk vuruşu ya da nefesi takip eden ömrüne dikkat edin.
26:55
or breathnefes, is beingolmak pulledçekti. Just experiencedeneyim the wholebütün journeyseyahat of that soundses
300
1590000
7000
Sadece, sesin bu yolculuğunu hissedin
27:02
in the sameaynı way that I wisheddiledi I'd experienceddeneyimli the wholebütün journeyseyahat
301
1597000
4000
tıpkı benim dün gece gelmek yerine bu özel konferansın
27:06
of this particularbelirli conferencekonferans, ratherdaha doğrusu than just arrivinggelen last night.
302
1601000
5000
tüm sürecini yaşamış olmayı istemem gibi.
27:11
But I hopeumut maybe we can sharepay one or two things as the day progressesilerledikçe.
303
1606000
4000
Umarım, günün ilerleyen saatlerinde belki bir iki şey paylaşabiliriz.
27:15
But thank you very much for havingsahip olan me!
304
1610000
3000
Fakat, beni ağırladığınız için çok teşekkür ederim!
27:18
(ApplauseAlkış)
305
1613000
10000
(Alkışlar)
Translated by deniz ilkbasaran
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Evelyn Glennie - Musician
Percussionist and composer Dame Evelyn Glennie lost nearly all of her hearing by age 12. Rather than isolating her, it has given her a unique connection to her music.

Why you should listen

Dame Evelyn Glennie's music challenges the listener to ask where music comes from: Is it more than simply a translation from score to instrument to audience?

The Grammy-winning percussionist and composer became almost completely deaf by the age of 12, but her hearing loss brought her a deeper understanding of and connection to the music she loves. She's the subject of the documentary Touch the Sound, which explores this unconventional and intriguing approach to percussion.

Along with her vibrant solo career, Glennie has collaborated with musicians ranging from classical orchestras to Björk. Her career has taken her to hundreds of concert stages around the world, and she's recorded a dozen albums, winning a Grammy for her recording of Bartók's Sonata for Two Pianos and Percussion, and another for her 2002 collaboration with Bela Fleck.

Her passion for music and musical literacy brought her to establish, in collaboration with fellow musicians Julian Lloyd Weber and Sir James Galway, the Music Education Consortium, which successfully lobbied for an investment of 332 million pounds in music education and musical resources in Britain. 

More profile about the speaker
Evelyn Glennie | Speaker | TED.com