TEDWomen 2010
Rufus Griscom + Alisa Volkman: Let's talk parenting taboos
Rufus Griscom + Alisa Volkman: Çocuk yetiştirme hakkında tabular
Filmed:
Readability: 3.8
2,430,863 views
Babble.com yayıncıları Rufus Griscom ile Alisa Volkman, hayat dolu bir çift. Ebeveynlerin asla ve asla kabul etmediği ama kabul etmesi gereken 4 gerçeği gün yüzüne çıkarıyorlar. Hem anne baba olanlar hem de olmayanlar için eğlenceli ve dürüstçe...
Rufus Griscom + Alisa Volkman - Website co-founders
Rufus Griscom and Alisa Volkman co-founded Babble, a website for parents. He’s the CEO, she’s the VP of sales strategy and brand development, and they have three sons. Full bio
Rufus Griscom and Alisa Volkman co-founded Babble, a website for parents. He’s the CEO, she’s the VP of sales strategy and brand development, and they have three sons. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:18
Alisa Volkman: So this is where our story begins --
0
3000
3000
Alise Volkman: İşte hikayemiz burada başlıyor
00:21
the dramatic moments of the birth
1
6000
2000
doğumun sarsıcı görüntüsüyle
00:23
of our first son, Declan.
2
8000
2000
ilk oğlumuz, Declan.
00:25
Obviously a really profound moment,
3
10000
2000
Şüphesiz, hayatlarımızı birçok yönden değiştiren
00:27
and it changed our lives in many ways.
4
12000
2000
etkili, önemli bir an.
00:29
It also changed our lives in many unexpected ways,
5
14000
2000
Hayatlarımızı hiç beklemediğimiz açılardan da
00:31
and those unexpected ways we later reflected on,
6
16000
3000
değiştiren bu ana bir yıl sonra dönüp bakmak
00:34
that eventually spawned a business idea between the two of us,
7
19000
2000
aklımıza bir iş kurma fikri düşürdü
00:36
and a year later, we launched Babble,
8
21000
2000
ve böylece anne babalar için bir web sitesi olan
00:38
a website for parents.
9
23000
2000
Babble'ı kurduk.
00:40
Rufus Griscom: Now I think of our story
10
25000
2000
Rufus Griscom: Şimdi düşünüyorum da, öykümüz aslında
00:42
as starting a few years earlier. AV: That's true.
11
27000
3000
birkaç yıl öncesinden başlıyor (AV: Doğru.)
00:45
RG: You may remember, we fell head over heels in love.
12
30000
3000
RG: Hatırlarsın, aşk aklımızı başımızdan almıştı.
00:48
AV: We did.
13
33000
2000
AV: Almıştı.
00:50
RG: We were at the time running a very different kind of website.
14
35000
2000
RG: O zamanlar çok farklı bir web sitemiz vardı.
00:52
It was a website called Nerve.com,
15
37000
2000
Adı Nerve.com du ve
00:54
the tagline of which was "literate smut."
16
39000
3000
"okumuş pislik" diye etiketlenmişti.
00:57
It was in theory, and hopefully in practice,
17
42000
3000
Teoride ve (keşke) pratikte
01:00
a smart online magazine
18
45000
2000
seks ve kültür üzerine
01:02
about sex and culture.
19
47000
3000
çevrimiçi bir dergiydi.
01:05
AV: That spawned a dating site.
20
50000
3000
AV: Flört sitesine evrildi.
01:08
But you can understand the jokes that we get. Sex begets babies.
21
53000
2000
Maruz kaldığımız şakaları tahmin edersiniz. Seks bebek getirir.
01:10
You follow instructions on Nerve and you should end up on Babble,
22
55000
3000
Nerve'deki talimatlara uyanın sonu Babble olur filan
01:13
which we did.
23
58000
2000
ki, bize de bu oldu.
01:15
And we might launch a geriatric site as our third. We'll see.
24
60000
3000
Belki ileride bir geriatri sitesi kurarız, üçüncü sitemiz bu olur. Göreceğiz.
01:19
RG: But for us, the continuity between Nerve and Babble
25
64000
3000
RG: Ama Nerve'den Babble'a geçiş bizim için
01:22
was not just the life stage thing,
26
67000
2000
sıradan bir yaşamın yeni evresi meselesi değildi,
01:24
which is, of course, relevant,
27
69000
2000
her ne kadar bununla ilintili olsa da.
01:26
but it was really more about
28
71000
2000
Bizim için aslolan
01:28
our desire to speak very honestly
29
73000
2000
insanların içtenlikle bahsetmekte zorlandığı konuları
01:30
about subjects that people have difficulty speaking honestly about.
30
75000
3000
gayet dürüstçe konuşabilmekti.
01:33
It seems to us that
31
78000
2000
Bize öyle geliyordu ki,
01:35
when people start dissembling, people start lying about things,
32
80000
3000
işler asıl insanlar yalan söylemeye,
01:38
that's when it gets really interesting.
33
83000
2000
ikiyüzlülük etmeye başladığında ilginçleşiyor de ve
01:40
That's a subject that we want to dive into.
34
85000
2000
biz de tam o noktaya dalmak istiyorduk.
01:42
And we've been surprised to find, as young parents,
35
87000
2000
Genç ebeveynler olarak hayretle fark ettik ki,
01:44
that there are almost more taboos around parenting
36
89000
3000
çocuk yetiştirme konusundaki tabular,
01:47
than there are around sex.
37
92000
2000
neredeyse seks hakkıdaki tabulardan bile fazla.
01:49
AV: It's true. So like we said,
38
94000
2000
AV: Doğru. Söylendiği gibi
01:51
the early years were really wonderful,
39
96000
2000
bebeğin ilk yaşları gerçekten harikaydı ama
01:53
but they were also really difficult.
40
98000
2000
bir o kadar da zordu.
01:55
And we feel like some of that difficulty
41
100000
2000
Bundan söz etmek zordur çünkü
01:57
was because of this false advertisement around parenting.
42
102000
3000
anne-babalık reklamları gayet yanıltıcı.
02:00
(Laughter)
43
105000
2000
(Kahkahalar)
02:02
We subscribed to a lot of magazines, did our homework,
44
107000
3000
Bir sürü dergiye abone olduk, ödevimizi yaptık
02:05
but really everywhere you look around, we were surrounded by images like this.
45
110000
3000
ama başımızı nereye çevirsek böyle görüntülerle karşılaşıyorduk.
02:08
And we went into parenting
46
113000
2000
Biz de anne baba olunca
02:10
expecting our lives to look like this.
47
115000
2000
hayatımız böyle olacak sandık.
02:12
The sun was always streaming in, and our children would never be crying.
48
117000
3000
Bütün günler güneşli geçecek, çocuklarımız hiç ağlamayacak.
02:15
I would always be perfectly coiffed and well rested,
49
120000
3000
Ben daima bakımlı ve dinlenmiş olacağım.
02:19
and in fact, it was not like that at all.
50
124000
2000
Ama gerçeklerin bununla hiç ilgisi yok.
02:21
RG: When we lowered the glossy parenting magazine
51
126000
3000
RG: O içi güzel görüntülerle dolu,
02:24
that we were looking at, with these beautiful images,
52
129000
2000
pırıl pırıl anne baba dergilerini indirip,
02:26
and looked at the scene in our actual living room,
53
131000
2000
gözlerimizi kendi salonumuza çevirdiğimizde
02:28
it looked a little bit more like this.
54
133000
2000
gördüğümüz şunlardı.
02:30
These are our three sons.
55
135000
2000
Bizim oğlanlar.
02:32
And of course, they're not always crying and screaming,
56
137000
2000
Elbette daima ağlayıp bağırmıyorlar.
02:34
but with three boys, there's a decent probability
57
139000
2000
Ama evde üç oğlan olunca aralarından hiç değilse birinin
02:36
that at least one of them will not be comporting himself
58
141000
2000
istenen şekilde davranmaması ihtimali
02:38
exactly as he should.
59
143000
2000
epeyce yüksek.
02:40
AV: Yes, you can see where the disconnect was happening for us.
60
145000
3000
AV: Evet, işte bizde de ipler bu noktada koptu.
02:43
We really felt like what we went in expecting
61
148000
3000
Çocuk sahibi olurkenki beklentilerimizle
02:46
had nothing to do with what we were actually experiencing,
62
151000
3000
yaşadıklarımızın hiç alakası olmadığını hissettik.
02:49
and so we decided we really wanted to give it to parents straight.
63
154000
3000
Böylece anne babalara gerçekleri göstermeye karar verdik.
02:52
We really wanted to let them understand
64
157000
3000
Ebeveynliğin gerçekte ne olduğunu
02:55
what the realities of parenting were in an honest way.
65
160000
3000
anlamalarını sağlayacak bir dürüslüğü seçtik.
02:58
RG: So today, what we would love to do
66
163000
2000
RG: İşte bu bağlamda bugün sizlerle çocuk yetiştirmenin
03:00
is share with you four parenting taboos.
67
165000
3000
4 tabusunu paylaşmayı istiyoruz.
03:03
And of course, there are many more than four things
68
168000
2000
Elbette ebeveynlik hakkında söyleyemeyeceğiniz şeyler
03:05
you can't say about parenting,
69
170000
2000
sadece bu dördü değil.
03:07
but we would like to share with you today
70
172000
2000
Bizim için özellikle geçerli olan
03:09
four that are particularly relevant for us personally.
71
174000
3000
dördünü sizlerle paylaşacağız.
03:12
So the first, taboo number one:
72
177000
3000
İşte ilk tabu:
03:15
you can't say you didn't fall in love with your baby
73
180000
3000
yüzünü görür görmez
03:18
in the very first minute.
74
183000
2000
bebeğime aşık olmadım diyemezsiniz.
03:20
I remember vividly, sitting there in the hospital.
75
185000
3000
Bugün gibi hatırlıyorum. Hastanedeydik.
03:23
We were in the process of giving birth to our first child.
76
188000
3000
İlk bebeğimizi dünyaya getiriyorduk.
03:26
AV: We, or I?
77
191000
2000
AV: Biz mi ben mi?
03:28
RG: I'm sorry.
78
193000
2000
RG: Afedersin.
03:30
Misuse of the pronoun.
79
195000
2000
Yanlış özne.
03:32
Alisa was very generously in the process
80
197000
2000
Alisa ilk bebeğimizi doğurma
03:34
of giving birth to our first child -- (AV: Thank you.)
81
199000
2000
lütfunda bulunuyordu (AV: Sağ ol.)
03:36
-- and I was there with a catcher's mitt.
82
201000
2000
ve ben de kapı önünde bekliyordum
03:38
And I was there with my arms open.
83
203000
2000
Kollarımı açmıştım.
03:40
The nurse was coming at me
84
205000
2000
Hemşire bana doğru geliyordu
03:42
with this beautiful, beautiful child,
85
207000
2000
kucağında güzel mi güzel bebekle.
03:44
and I remember, as she was approaching me,
86
209000
2000
Bana yaklaşırken, hatırlıyorum,
03:46
the voices of friends saying,
87
211000
3000
arkadaşlarımız sesleri kafamda çınlıyordu:
03:49
"The moment they put the baby in your hands,
88
214000
2000
"Bebeği kucağına verdiklerinde
03:51
you will feel a sense of love that will come over you
89
216000
3000
öyle güçlü öyle büyük bir sevgi
03:54
that is [on] an order of magnitude more powerful
90
219000
2000
kaplayacak ki içini, hayatında böyle bir şey
03:56
than anything you've ever experienced in your entire life."
91
221000
3000
hissetmediğini göreceksin."
03:59
So I was bracing myself for the moment.
92
224000
2000
İşte o ana hazırlıklı olmaya çalışıyordum.
04:01
The baby was coming,
93
226000
2000
Bebek geliyordu
04:03
and I was ready for this Mack truck of love
94
228000
2000
ve ben de bebeğin sevgisiyle
04:05
to just knock me off my feet.
95
230000
3000
kamyon çarpmışa dönecektim.
04:08
And instead, when the baby was placed in my hands,
96
233000
3000
Bebek kollarıma verilmişti
04:11
it was an extraordinary moment.
97
236000
2000
tabii ki özel bir andı ama.
04:13
This picture is from literally a few seconds after
98
238000
3000
Bu resim bebeği kucağıma alıp
04:16
the baby was placed in my hands and I brought him over.
99
241000
3000
annesine getirmemden saniyeler sonra çekildi.
04:19
And you can see, our eyes were glistening.
100
244000
2000
Gözlerimizdeki ışıltıya bakın.
04:21
I was overwhelmed with love and affection for my wife,
101
246000
3000
Karıma duyduğum sevgi ve şefkat ile
04:24
with deep, deep gratitude
102
249000
2000
eli ayağı düzgün bir bebek sahibi olmanın
04:26
that we had what appeared to be a healthy child.
103
251000
2000
verdiği büyük minnetle doluydum.
04:28
And it was also, of course, surreal.
104
253000
2000
Bir yandan da tuhaf şeyler yapıyordum.
04:30
I mean, I had to check the tags and make sure.
105
255000
2000
Bileklikleri eşleşiyor mu diye kontrol ediyordum.
04:32
I was incredulous, "Are you sure this is our child?"
106
257000
2000
Şüpheyle "emin misin? bizimki bu mu?" diye soruyordum
04:34
And this was all quite remarkable.
107
259000
3000
Tümü son derece önemli.
04:37
But what I felt towards the child at that moment was deep affection,
108
262000
3000
Tabii ki çocuğa karşı büyük bir şefkat duyuyordum ama
04:40
but nothing like what I feel for him now, five years later.
109
265000
3000
bunun 5 yıl sonra, şimdiki duygularımla alakası yok.
04:43
And so we've done something here
110
268000
2000
Bu noktada bir bakıma
04:45
that is heretical.
111
270000
2000
sapıkça birşey yaptık.
04:47
We have charted
112
272000
3000
Çocuğumuza duyduğumuz sevgiyi
04:50
our love for our child over time.
113
275000
3000
bir çizelgeye döktük.
04:53
(Laughter)
114
278000
2000
(Kahkahalar)
04:55
This, as you know, is an act of heresy.
115
280000
3000
Bu düpedüz sapkınlık.
04:58
You're not allowed to chart love.
116
283000
2000
Zamana göre sevgi miktarı çizelgesi olmaz.
05:00
The reason you're not allowed to chart love
117
285000
2000
Sevgiyi ölçemeyiz çünkü
05:02
is because we think of love as a binary thing.
118
287000
2000
sevginin iki halli bir şey olduğunu düşünürüz.
05:04
You're either in love, or you're not in love.
119
289000
2000
Ya aşıksındır ya değilsindir.
05:06
You love, or you don't love.
120
291000
2000
Ya seversin, ya sevmezsin.
05:08
And I think the reality is that love is a process,
121
293000
3000
Ama aslında bence sevgi bir süreç.
05:11
and I think the problem with thinking of love
122
296000
2000
Sevgi hakkındaki sorun da bu,
05:13
as something that's binary
123
298000
2000
onun ya var ya yok türünde birşey olduğunu
05:15
is that it causes us
124
300000
2000
düşünmemiz yüzünden
05:17
to be unduly concerned
125
302000
2000
sevgiyi yanlış değerlendiriyoruz
05:19
that love is fraudulent, or inadequate, or what have you.
126
304000
3000
sevgi yalandır, sevgi kifayetsizdir, veya seni senden alır.
05:22
And I think I'm speaking obviously here to the father's experience.
127
307000
3000
Bu noktada babanın deneyiminden bahsediyorum, sanırım.
05:25
But I think a lot of men do go through this sense
128
310000
2000
Zannedersem baba olan her erkek bu yoldan geçiyor,
05:27
in the early months, maybe their first year,
129
312000
3000
ilk aylarda hatta belki ilk yıl boyunca gösterdiği duygusal tepki,
05:30
that their emotional response is inadequate in some fashion.
130
315000
3000
kimilerine göre kifayetsiz oluyor.
05:33
AV: Well, I'm glad Rufus is bringing this up,
131
318000
2000
AV: Rufus'un bunu söylemesine memnun oldum
05:35
because you can notice where he dips in the first years
132
320000
3000
çünkü gördüğünüz gibi ilk sene,
05:38
where I think I was doing most of the work.
133
323000
3000
en çok işi benim üstlendiğim sırada o dibe vurmuş.
05:41
But we like to joke,
134
326000
2000
Bütün çocuklarımızın ilk aylarında ona takılıp
05:43
in the first few months of all of our children's lives,
135
328000
2000
bakın, Rufus amca diye
05:45
this is Uncle Rufus.
136
330000
2000
şakalaşmayı severiz.
05:47
(Laughter)
137
332000
2000
(Kahkahalar)
05:49
RG: I'm a very affectionate uncle, very affectionate uncle.
138
334000
2000
RG: Ama çok müşfik bir amcayım ben, çok müşfik.
05:51
AV: Yes, and I often joke with Rufus when he comes home
139
336000
3000
AV: Evet, ona bir de şöyle takılırım:
05:54
that I'm not sure he would actually be able to find our child in a line-up
140
339000
3000
başka bebeklerle bir araya koysak
05:57
amongst other babies.
141
342000
2000
bizimkileri bulabileceğinden şüpheliyim.
05:59
So I actually threw a pop quiz here onto Rufus.
142
344000
2000
Ona sürpriz bir sınav hazırladım
06:01
RG: Uh oh.
143
346000
2000
Eyvah
06:03
AV: I don't want to embarrass him too much. But I am going to give him three seconds.
144
348000
3000
AV: Fazla mahcup etmek istemiyorum. Üç saniye süre vereceğim.
06:06
RG: That is not fair. This is a trick question. He's not up there, is he?
145
351000
3000
RG: Ama olmazki. Bu hileli bir soru. borda yok değil mi?
06:09
AV: Our eight-week-old son is somewhere in here,
146
354000
3000
AV: Sekiz haftalık oğlumuz bunlardan biri.
06:12
and I want to see if Rufus can actually quickly identify him.
147
357000
2000
Rufus çabucak tanıyabilecek mi, görmek istiyorum.
06:14
RG: The far left. AV: No!
148
359000
2000
RG: En soldaki (AV: Hayır!)
06:16
(Laughter)
149
361000
7000
(Kahkahalar)
06:23
RG: Cruel.
150
368000
2000
RG: Zalim.
06:25
AV: Nothing more to be said.
151
370000
2000
AV: Fazla söze gerek yok.
06:27
(Laughter)
152
372000
2000
(Kahkahalar)
06:29
I'll move on to taboo number two.
153
374000
2000
İkinci tabuya geçeceğim.
06:31
You can't talk about how lonely having a baby can be.
154
376000
3000
Çocuk sahibi olmanın ne kadar yalnızlaştırdığından bahsedemezsiniz.
06:34
I enjoyed being pregnant. I loved it.
155
379000
2000
Hamilelik çok güzeldi, çok sevmiştim.
06:36
I felt incredibly connected to the community around me.
156
381000
3000
Çevremle aramdaki bağ çok güçlüydü.
06:39
I felt like everyone was participating in my pregnancy, all around me,
157
384000
3000
Etraftaki herkesin hamileliğimle ilgilendiğini
06:42
tracking it down till the actual due-date.
158
387000
3000
doğuma kadar her aşamayla meşgul olduklarını hissetmiştim.
06:46
I felt like I was a vessel of the future of humanity.
159
391000
3000
Gelecek nesillere vesile olduğumu hissediyordum.
06:49
That continued into the the hospital. It was really exhilarating.
160
394000
3000
Bu coşkulu his hastanede de devam etti.
06:52
I was shower with gifts and flowers and visitors.
161
397000
3000
Hediyeler, çiçekler, ziyaretçiler yağıyordu.
06:55
It was a really wonderful experience,
162
400000
3000
Şahane bir deneyimdi.
06:58
but when I got home,
163
403000
2000
Ama eve gidince
07:00
I suddenly felt very disconnected
164
405000
2000
birden herkesle bağlantım koptu
07:02
and suddenly shut in and shut out,
165
407000
3000
aniden dört duvar arasına kısıldım.
07:05
and I was really surprised by those feelings.
166
410000
2000
Bu hisler beni hayrete düşürdü.
07:07
I did expect it to be difficult,
167
412000
2000
Zor olacağını tahmin ediyordum,
07:09
have sleepless nights, constant feedings,
168
414000
2000
gece uykusuz kalmak, devamlı beslemek beklenen şeylerdi ama
07:11
but I did not expect the feelings
169
416000
2000
yaşadığım o yalnız kalmışlık hissini
07:13
of isolation and loneliness that I experienced,
170
418000
3000
beklemiyordum.
07:16
and I was really surprised that no one had talked to me,
171
421000
2000
Kimsenin bana böyle yapayalnız hissedeceğimden
07:18
that I was going to be feeling this way.
172
423000
2000
bahsetmemiş olmasına şaştım.
07:20
And I called my sister
173
425000
2000
Çok yakın olduğum ve üç çocuk annesi olan
07:22
whom I'm very close to -- and had three children --
174
427000
3000
kızkardeşimi arayıp sordum:
07:25
and I asked her, "Why didn't you tell me
175
430000
2000
"neden böyle yapayalnız kalacağımı
07:27
I was going to be feeling this way,
176
432000
2000
muazzam bir izolasyon hissini yaşayacağımı
07:29
that I was going to have these -- feeling incredibly isolated?"
177
434000
3000
daha önce söylemedin?"
07:33
And she said -- I'll never forget --
178
438000
2000
Hiç unutmam, dedi ki:
07:35
"It's just not something you want to say to a mother
179
440000
2000
"İlk defa anne olacak birine
07:37
that's having a baby for the first time."
180
442000
3000
bu gibi şeyler söylenmez ki"
07:40
RG: And of course, we think
181
445000
2000
RG: İşte bize göre
07:42
it's precisely what you really should be saying
182
447000
3000
ilk defa anne olacaklara söylenmesi gereken
07:45
to mothers who have kids for the first time.
183
450000
3000
tam da böyle şeylerdir.
07:48
And that this, of course, one of the themes for us
184
453000
3000
Bizce bu içten
07:51
is that we think
185
456000
2000
ve kaba dürüstlük
07:53
that candor and brutal honesty
186
458000
2000
hep birlikte iyi anne-babalar
07:55
is critical to us collectively
187
460000
2000
olabilmemiz için
07:57
being great parents.
188
462000
2000
kritik öneme sahip.
07:59
And it's hard not to think
189
464000
2000
Bu yalnızlık hissine yol açan etkenlerden birinin
08:01
that part of what leads to this sense of isolation
190
466000
2000
içinde yaşadığımız modern dünya olduğunu
08:03
is our modern world.
191
468000
2000
düşünmemek mümkün değil.
08:05
So Alisa's experience is not isolated.
192
470000
2000
Böylece Alisa'nın deneyimini izole etmedik.
08:07
So your 58 percent of mothers surveyed
193
472000
2000
Anketine katılan annelerden %58'i
08:09
report feelings of loneliness.
194
474000
2000
kendilerini yalnız hissettiklerini bildirdi.
08:11
Of those, 67 percent are most lonely
195
476000
2000
Bunlardan en yalnız olan %67'sinin
08:13
when their kids are zero to five -- probably really zero to two.
196
478000
3000
çocukları 0-5 yaş aralığında, muhtemelen 0-2 yaşlarında.
08:16
In the process of preparing this,
197
481000
2000
Bu araştırmayı hazırlarken
08:18
we looked at how some other cultures around the world
198
483000
2000
dünyanın farklı kültürlerinde bu sürenin
08:20
deal with this period of time,
199
485000
3000
nasıl geçirildiğine baktık.
08:23
because here in the Western world,
200
488000
2000
Çünkü Batı dünyasında %50'den daha azımız
08:25
less than 50 percent of us live near our family members,
201
490000
3000
aile üyeleri ile yakın yerlerde oturuyor ki,
08:28
which I think is part of why this is such a tough period.
202
493000
3000
bu süreci zorlaştıran en önemli etkenlerden biri bu.
08:31
So to take one example among many:
203
496000
2000
Birçokları arasından bir örneğe bakalım
08:33
in Southern India
204
498000
2000
Güney Hindistan'da
08:35
there's a practice known as jholabhari,
205
500000
2000
jholabihari diye bir gelenek var
08:37
in which the pregnant woman, when she's seven or eight months pregnant,
206
502000
3000
kadın hamileliğin 7-8. aylarında
08:40
moves in with her mother
207
505000
2000
bir dizi tören ve ritüelle
08:42
and goes through a series of rituals and ceremonies,
208
507000
2000
annesinin evine taşınır
08:44
give birth and returns home to her nuclear family
209
509000
3000
doğum yapar ve bebeği birkaç aylık olduktan sonra
08:47
several months after the child is born.
210
512000
2000
kocasıyla yaşadığı evine döner.
08:49
And this is one of many ways
211
514000
2000
Başka kültürlerde bu yalnızlık döneminin atlatılması için çeşitli
08:51
that we think other cultures offset this kind of lonely period.
212
516000
3000
yöntemler olduğunu düşünüyoruz.
08:54
AV: So taboo number three:
213
519000
2000
AV: Üç numaralı tabu:
08:56
you can't talk about your miscarriage -- but today I'll talk about mine.
214
521000
3000
düşük yaptığınızı söyleyemezsiniz ama bugün kendiminkini anlatacağım.
08:59
So after we had Declan,
215
524000
2000
Declan doğduktan sonra
09:01
we kind of recalibrated our expectations.
216
526000
2000
beklentilerimizi gözden geçirdik.
09:03
We thought we actually could go through this again
217
528000
3000
Neyle karşılaşacağımızı bildiğimize göre
09:06
and thought we knew what we would be up against.
218
531000
3000
bu tecrübeyi tekrar yaşayabiliriz dedik.
09:09
And we were grateful that I was able to get pregnant,
219
534000
3000
Şükür ki yeniden hamile kalabildim.
09:12
and I soon learned that we were having a boy,
220
537000
2000
Derken bebeğin erkek olduğunu öğrendim.
09:14
and then when I was five months,
221
539000
2000
Beş aylık hamileyken
09:16
we learned that we had lost our child.
222
541000
2000
bebeğimizi kaybettiğimizi öğrendik.
09:18
This is actually the last little image we have of him.
223
543000
3000
Bu onun son küçük resmi.
09:22
And it was obviously a very difficult time --
224
547000
2000
Elbette çok zor zamanlardı
09:24
really painful.
225
549000
3000
çok acı çektik.
09:27
As I was working through that mourning process,
226
552000
3000
Bu yas süreci üzerinde çalışıyordum.
09:30
I was amazed that I didn't want to see anybody.
227
555000
3000
Kimseyle görüşmek istemediğimi fark edince hayrete düştüm.
09:33
I really wanted to crawl into a hole,
228
558000
3000
Cidden bir köşede kıvrılıp kalmak istiyordum.
09:36
and I didn't really know how I was going
229
561000
2000
Yeniden toplum içine
09:38
to work my way back into my surrounding community.
230
563000
3000
nasıl çıkacağımı bilemiyordum.
09:41
And I realize, I think, the way I was feeling that way,
231
566000
3000
Bir şekilde derinlerde
09:44
is on a really deep gut level,
232
569000
2000
bir isteksizlik hissediyordum
09:46
I was feeling a lot of shame
233
571000
3000
Utanıyordum
09:49
and embarrassed, frankly,
234
574000
2000
hicap duyuyordum, doğrusu
09:51
that, in some respects, I had failed
235
576000
2000
bir bakıma genetik görevimi
09:53
at delivering what I'm genetically engineered to do.
236
578000
3000
yerine getirememiş, başarısız olmuştum.
09:56
And of course, it made me question,
237
581000
2000
Bu yüzden tekrar anne olamazsam,
09:58
if I wasn't able to have another child,
238
583000
2000
bunun evliliğimi ve
10:00
what would that mean for my marriage,
239
585000
2000
bir kadın olarak beni
10:02
and just me as a woman.
240
587000
2000
nasıl etkileyeceğini sorgulamaya başladım.
10:04
So it was a very difficult time.
241
589000
2000
Cidden zor zamanlardı.
10:06
As I started working through it more,
242
591000
2000
Üzerinde daha fazla çalıştıkça
10:08
I started climbing out of that hole and talking with other people.
243
593000
3000
o delikten çıkmaya ve insanlarla konuşmaya başladım.
10:11
I was really amazed
244
596000
2000
Benzer bir sürü öyküyle karşılaşmak
10:13
by all the stories that started flooding in.
245
598000
2000
gerçekten hayret vericiydi.
10:15
People I interacted with daily,
246
600000
2000
Daha önce her gün konuştuğum,
10:17
worked with, was friends with,
247
602000
2000
birlikte çalıştığım, arkadaşım olan insanlar
10:19
family members that I had known a long time,
248
604000
2000
aile fertleri ve uzun zamandır tanıdığım kimseler
10:21
had never shared with me their own stories.
249
606000
2000
benimle kendi deneyimlerini hiç paylaşmamıştı.
10:23
And I just remember feeling all these stories came out of the woodwork,
250
608000
3000
Tüm o deneyimlerin saklandıkları yerden çıkmasını hatırlıyorum.
10:26
and I felt like I happened upon
251
611000
2000
Gizli bir kadınlar kulübüne
10:28
this secret society of women that I now was a part of,
252
613000
3000
kabul edilmiş gibiydim
10:31
which was reassuring and also really concerning.
253
616000
3000
rahatlatan, güven veren bir kulüp.
10:35
And I think,
254
620000
2000
Sanırım düşük yapmak
10:37
miscarriage is an invisible loss.
255
622000
2000
görünmez bir cenaze gibi.
10:39
There's not really a lot of community support around it.
256
624000
2000
Toplumun yanınızda olacağı kadar büyük olmayan
10:41
There's really no ceremony,
257
626000
2000
gerçek bir töreni bile bulunmayan
10:43
rituals, or rites.
258
628000
2000
görünmez bir defin.
10:45
And I think, with a death, you have a funeral, you celebrate the life,
259
630000
3000
Gerçek bir cenazede tören düzenler, bir biçimde hayatı kutlar
10:48
and there's a lot of community support,
260
633000
2000
toplumdan destek alırsınız.
10:50
and it's something women don't have with miscarriage.
261
635000
2000
Düşük yaptığınızda durum bu değildir.
10:52
RG: Which is too bad because, of course,
262
637000
2000
RG: Ve ne yazıktır ki çok yaygın
10:54
it's a very common and very traumatic experience.
263
639000
2000
çok travmatik bir tecrübe.
10:56
Fifteen to 20 percent of all pregnancies result in miscarriage,
264
641000
3000
Hamileliklerin % 15 - 20'si düşükle sonlanıyor.
10:59
and I find this astounding.
265
644000
2000
Bence son derece sarsıcı.
11:01
In a survey, 74 percent of women said
266
646000
2000
Bir araştırmaya göre düşük yapan kadınların
11:03
that miscarriage, they felt, was partly their fault, which is awful.
267
648000
3000
%74'ün kendilerini suçladıklarını gösteriyor ki, bu korkunç.
11:06
And astoundingly, 22 percent
268
651000
2000
Ve daha korkuncu %22'si
11:08
said they would hide a miscarriage from their spouse.
269
653000
2000
düşük yapsa, bunu kocasından gizleyeceğini söylüyor.
11:10
So taboo number four:
270
655000
2000
Şimdi dört numaralı tabu:
11:12
you can't say that your average happiness
271
657000
3000
çocuk sahibi olduktan sonra ortalama
11:15
has declined since having a child.
272
660000
3000
mutluluk seviyenizin düştüğünü söyleyemezsiniz.
11:18
The party line is that every single aspect of my life
273
663000
3000
Cocuk sahibi olmanın mucizevi
11:21
has just gotten dramatically better
274
666000
2000
seviyesine erişince
11:23
ever since I participated
275
668000
2000
hayatımın her alanında çok ama çok daha mutlu
11:25
in the miracle that is childbirth and family.
276
670000
3000
oldum demeniz beklenir.
11:29
I'll never forget, I remember vividly to this day,
277
674000
3000
Bugün gibi hatrımda
11:32
our first son, Declan, was nine months old,
278
677000
3000
ilk oğlumuz Declan dokuz aylıktı
11:35
and I was sitting there on the couch,
279
680000
2000
kanepede oturuyordum
11:37
and I was reading Daniel Gilbert's wonderful book, "Stumbling on Happiness."
280
682000
3000
ve Daniel Gilbert'in "Tökezleten Mutluluk" kitabını okuyordum.
11:40
And I got about two-thirds of the way through,
281
685000
2000
Üçte ikisini bitirmiştim ki,
11:42
and there was a chart on the right-hand side --
282
687000
3000
bir sayfanın sağında
11:45
on the right-hand page --
283
690000
2000
bizden bahsedildiğini fark ettim
11:47
that we've labeled here
284
692000
2000
"Yeni ana-babalar için
11:49
"The Most Terrifying Chart Imaginable
285
694000
2000
muhtemel en korkunç
11:51
for a New Parent."
286
696000
2000
çizelge"
11:53
This chart is comprised of four completely independent studies.
287
698000
3000
Birbirinden bağımsız dört araştırmaya
11:56
Basically, there's this precipitous drop
288
701000
3000
dayanan çizelgede, daha genel bir mutluluk ile
11:59
of marital satisfaction,
289
704000
2000
yakından ilişkili olan evlilikten
12:01
which is closely aligned, we all know, with broader happiness,
290
706000
3000
memnun olma oranının sert bir şekilde dibe vurduğu
12:04
that doesn't rise again
291
709000
2000
ve ilk çocuk
12:06
until your first child goes to college.
292
711000
3000
üniversiteye başlayana kadar yükselmediği gösteriliyor.
12:09
So I'm sitting here looking at the next two decades of my life,
293
714000
3000
Burda durmuş gelecek 20 yılıma bakıyorum da
12:12
this chasm of happiness
294
717000
2000
bu mutluluğu ikiye yaran bu dönem
12:14
that we're driving our proverbial convertible straight into.
295
719000
3000
malum aile arabasını süreceğimiz dönem olacak.
12:17
We were despondent.
296
722000
3000
Bedbin bir dönem.
12:20
AV: So you can imagine, I mean again, the first few months were difficult,
297
725000
2000
AV: Tamam, ilk aylar zorluydu
12:22
but we'd come out of it,
298
727000
2000
ama üstesinden gelmiştik derken
12:24
and were really shocked to see this study.
299
729000
2000
bu araştırma, üstümüzde soğuk duş etkisi yaptı
12:26
So we really wanted to take a deeper look at it
300
731000
3000
Bir umut ışığı görme hülyasıyla
12:29
in hopes that we would find a silver lining.
301
734000
2000
konuya daha da dikkatlice eğildik.
12:31
RG: And that's when it's great to be running a website for parents,
302
736000
2000
RG: Bir ebeveyn web sayfası sahibi olmanın en güzel taraflarından biri de
12:33
because we got this incredible reporter
303
738000
3000
o dört araştırmayı yapan bilimadamlarıyla
12:36
to go and interview all the scientists
304
741000
3000
röportaj yapacak harika bir
12:39
who conducted these four studies.
305
744000
2000
muhabirimizin olması.
12:41
We said, something is wrong here.
306
746000
2000
Çünkü dedik ki, böyle olmasa gerek.
12:43
There's something missing from these studies.
307
748000
2000
Bu araştırmalarda eksik olan bir şey var.
12:45
It can't possibly be that bad.
308
750000
3000
Bu kadar feci olamaz.
12:49
So Liz Mitchell did a wonderful job with this piece,
309
754000
3000
Muhabirimiz Liz Mitchell harika bir iş başardı.
12:52
and she interviewed four scientists,
310
757000
3000
Dört bilimadamıyla görüştü
12:55
and she also interviewed Daniel Gilbert,
311
760000
2000
hatta Daniel Gilbert ile de röportaj yaptı
12:57
and we did indeed find a silver lining.
312
762000
2000
ve anladık ki, bir umut ışığı var, sahiden.
12:59
So this is our guess
313
764000
2000
Tahminimize göre
13:01
as to what this baseline of average happiness
314
766000
3000
ortalama mutluluk çizgisi
13:04
arguably looks like throughout life.
315
769000
2000
insanın yaşamı boyunca şöyle seyrediyor.
13:06
Average happiness is, of course, inadequate,
316
771000
2000
Ama bu çizgi
13:08
because it doesn't speak
317
773000
2000
an be an mutluluğu yansıtmadığı
13:10
to the moment-by-moment experience,
318
775000
2000
için yetersiz.
13:12
and so this is what we think it looks like
319
777000
3000
İşte an be an mutluluk hallerini üstüne giydirdiğinizde
13:15
when you layer in
320
780000
2000
mutluluk çizgisi
13:17
moment-to-moment experience.
321
782000
3000
şöyle bir hal alıyor.
13:20
And so we all remember as children,
322
785000
2000
Çocukluğumuzda (şimdi kendi çocuklarımızda
13:22
the tiniest little thing -- and we see it on the faces of our children --
323
787000
3000
gördüğümüz) ufacık bir
13:25
the teeniest little thing
324
790000
2000
olay, bir durum
13:27
can just rocket them to these heights
325
792000
2000
bir anda mutluluk patlaması
13:29
of just utter adulation,
326
794000
2000
yaratıp zirveye çıkarken
13:31
and then the next teeniest little thing
327
796000
2000
hemen ardından küçücük bir başka şey
13:33
can cause them just to plummet to the depths of despair.
328
798000
2000
mutluzluğa, bedbinliğe sürüklenmelerine sebep olabilir.
13:35
And it's just extraordinary to watch, and we remember it ourselves.
329
800000
3000
İzlemesi bile olağandışı. kendi çocukluğumuzu hatırlatıyor.
13:38
And then, of course, as you get older,
330
803000
2000
Ve yaş ilerledikçe
13:40
it's almost like age is a form of lithium.
331
805000
2000
yaş neredeyse lityumun hallerinden biri gibi oluyor,
13:42
As you get older, you become more stable.
332
807000
3000
ve yaş ilerledikçe daha dengeli hale geliyorsunuz.
13:45
And part of what happens, I think, in your '20s and '30s,
333
810000
3000
20'li 30'lu yaşlara gelindiğinde ise
13:48
is you start to learn to hedge your happiness.
334
813000
2000
mutluluğu zaptetmeyi öğreniyorsunuz.
13:50
You start to realize that
335
815000
2000
Fark ediyorsunuz ki
13:52
"Hey, I could go to this live music event
336
817000
3000
"Hey, şu konsere gidebilir ve
13:55
and have an utterly transforming experience
337
820000
2000
yaşayacağım muazzam tecrübe sayesinde
13:57
that will cover my entire body with goosebumps,
338
822000
3000
tüylerim diken diken olur
14:00
but it's more likely that I'll feel claustrophobic
339
825000
2000
ama kim bilir ne kadar kalabalık olacak
14:02
and I won't be able to get a beer.
340
827000
3000
gidip bir bira bile alamam.
14:05
So I'm not going to go.
341
830000
2000
İyisi mi gitmeyeyim.
14:07
I've got a good stereo at home. So, I'm not going to go."
342
832000
3000
Evde müzik setim var. Boşvereyim konseri."
14:10
So your average happiness goes up,
343
835000
3000
Ortalama mutluluk çizgisi yükseliyor
14:13
but you lose those transcendent moments.
344
838000
2000
ama iniş-çıkışlar azalıyor.
14:15
AV: Yeah, and then you have your first child,
345
840000
3000
AV: Evet, derken ilk çocuk dünyaya geliyor
14:18
and then you really resubmit yourself
346
843000
2000
ve kendinizi yeniden o iniş çıkışlara
14:20
to these highs and lows --
347
845000
2000
alıştırmanız gerekiyor.
14:22
the highs being the first steps, the first smile,
348
847000
3000
çıkışlar, ilk adımlar, ilk gülücük,
14:25
your child reading to you for the first time --
349
850000
2000
okumayı öğrendiği an,
14:27
the lows being, our house, any time from six to seven every night.
350
852000
3000
inişler ise akşam 6-7 arası evde olmak.
14:32
But you realize you resubmit yourself
351
857000
2000
ancak farkettik ki, bu yeniden alışma
14:34
to losing control in a really wonderful way,
352
859000
3000
dengeyi kaybetmenin en harika yolu
14:37
which we think provides a lot of meaning to our lives
353
862000
2000
hayatımıza kattığı anlam
14:39
and is quite gratifying.
354
864000
2000
müteşekkir olmamızı sağlıyor.
14:41
RG: And so in effect,
355
866000
2000
RG: Bir anlamda
14:43
we trade average happiness.
356
868000
2000
ortalama mutluluğumuzu
14:45
We trade the sort of security and safety
357
870000
2000
ve güvenlik hissimizi
14:47
of a certain level of contentment
358
872000
2000
o iniş çıkışların vereceği
14:49
for these transcendent moments.
359
874000
3000
tatmin duygusuyla değiş tokuş ediyoruz.
14:52
So where does that leave the two of us
360
877000
2000
Bu çizgilerin en kalın yeri,
14:54
as a family with our three little boys
361
879000
2000
ikimizin, üç oğlumuzla
14:56
in the thick of all this?
362
881000
2000
birlikte bir aile olarak bulunduğu bugün.
14:58
There's another factor in our case.
363
883000
2000
Bu ayrı bir konu.
15:00
We have violated yet another taboo
364
885000
2000
Bir başka tabuyu
15:02
in our own lives,
365
887000
2000
daha devirdik, yaşamımızda.
15:04
and this is a bonus taboo.
366
889000
3000
Bu bonus tabu
15:07
AV: A quick bonus taboo for you, that we should not be working together,
367
892000
3000
AV: Üç çocuğun varken
15:10
especially with three children --
368
895000
2000
aynı işte çalışmamalısın, tabusu
15:12
and we are.
369
897000
2000
ki biz bunu yapıyoruz.
15:14
RG: And we had reservations about this on the front end.
370
899000
3000
RG: Hatta böyle olsun diye uğraştık desem yeridir.
15:17
Everybody knows, you should absolutely not work with your spouse.
371
902000
3000
Herkesin bildiği gibi eşlerin aynı işte çalışmaması gerekir.
15:20
In fact, when we first went out to raise money to start Babble,
372
905000
3000
Babble'ı kuracak parayı toparlamaya başladığımız sırada
15:23
the venture capitalists said,
373
908000
2000
yatırımcı kapitalistler dedi ki:
15:25
"We categorically don't invest
374
910000
2000
"Karı-koca tarafından kurulan şirketlere
15:27
in companies founded by husbands and wives,
375
912000
2000
ilkesel olarak yatırım yapmıyoruz
15:29
because there's an extra point of failure.
376
914000
2000
çünkü başarısız olma ihtimali çok yüksek.
15:31
It's a bad idea. Don't do it."
377
916000
2000
Kötü biri fikir. Vazgeçin."
15:33
And we obviously went forward. We did.
378
918000
2000
Tabii ki üstüne gittik ve başardık.
15:35
We raised the money, and we're thrilled that we did,
379
920000
3000
Parayı toparladık. Yaptığımızdan heyecan duyduk çünkü
15:38
because in this phase of one's life,
380
923000
2000
insan hayatının bu evresinde
15:40
the incredibly scarce resource is time.
381
925000
3000
en kıt bulunan şey zaman.
15:43
And if you're really passionate about what you do every day -- which we are --
382
928000
3000
Ve ancak, hem işinizi her gün tutkuyla ve heyecanla yapan (bizim gibi)
15:46
and you're also passionate about your relationship,
383
931000
2000
hem de ilişkisine tutkuyla bağlı olanlar
15:48
this is the only way we know how to do it.
384
933000
3000
nasıl olduğunu bilir.
15:51
And so the final question that we would ask is:
385
936000
2000
Son olarak sorulacak şudur:
15:53
can we collectively bend that happiness chart upwards?
386
938000
3000
el birliğiyle şu ortalama mutluluk çizgisini yukarı çekebilir miyiz?
15:56
It's great that we have these transcendent moments of joy,
387
941000
3000
O birden parlayıveren
15:59
but they're sometimes pretty quick.
388
944000
3000
neşe kıvılcımları hoş.
16:02
And so how about that average baseline of happiness?
389
947000
3000
ama ortalama mutluluk ne olacak?
16:05
Can we move that up a little bit?
390
950000
2000
Onu da azıcık yukarı çıkaramaz mıyız?
16:07
AV: And we kind of feel that the happiness gap, which we talked about,
391
952000
3000
AV: Bahsettiğimiz o mutluluğun
16:10
is really the result of walking into parenting --
392
955000
2000
yanlış nedenlerden dolayı anne-babalığa kafa tutmakla
16:12
and really any long-term partnership for that matter --
393
957000
2000
ve bunu çok uzun süre elbirliğiyle yapmakla ilgili
16:14
with the wrong expectations.
394
959000
2000
olduğu kanısındayız.
16:16
And if you have the right expectations and expectation management,
395
961000
3000
Bizce çocuk sahibi olmakla ilgili doğru beklentiler içindeyseniz
16:19
we feel like it's going to be a pretty gratifying experience.
396
964000
3000
ve beklentilerinizi yönetebiliyorsanız, ebeveynlik tatmin edici bir deneyim olur.
16:22
RG: And so this is what --
397
967000
2000
RG: Şeye benziyor
16:24
And we think that a lot of parents,
398
969000
2000
yani bizim gibi birçok anne baba
16:26
when you get in there -- in our case anyway --
399
971000
2000
ilk çocukta şöyle hissetmiştir:
16:28
you pack your bags for a trip to Europe, and you're really excited to go.
400
973000
3000
Avrupa seyahati için bavulları toplamışsınız
16:31
Get out of the airplane,
401
976000
2000
uçağa atlamışsınız
16:33
it turns out you're trekking in Nepal.
402
978000
2000
ama bir bakıyorsunuz ki, Nepal'de trekking yapıyorsunuz.
16:35
And trekking in Nepal is an extraordinary experience,
403
980000
3000
Nepal'i arşınlamak da sıradışı bir deneyim
16:38
particularly if you pack your bags properly
404
983000
2000
tabii eğer doğru hazılık yapıldıysa
16:40
and you know what you're getting in for and you're psyched.
405
985000
2000
ve ne olacağını önceden biliyorsanız.
16:42
So the point of all this for us today
406
987000
2000
Özetle, bizlerin amacı
16:44
is not just hopefully honesty for the sake of honesty,
407
989000
3000
sırf dürüstlük adına içtenlikle konuşmak değil,
16:47
but a hope that by being more honest and candid about these experiences,
408
992000
3000
tecrübelerimizi samimiyetle ve isteyerek paylaşmamız sayesinde
16:50
that we can all collectively
409
995000
2000
el birliğiyle
16:52
bend that happiness baseline up a little bit.
410
997000
3000
o mutluluk çizgisini biraz yukarı çevirebilmektir.
16:55
RG + AV: Thank you.
411
1000000
2000
RG+AV: Teşekkür ederiz.
16:57
(Applause)
412
1002000
5000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Rufus Griscom + Alisa Volkman - Website co-foundersRufus Griscom and Alisa Volkman co-founded Babble, a website for parents. He’s the CEO, she’s the VP of sales strategy and brand development, and they have three sons.
Why you should listen
Alisa Volkman co-founded Babble with her husband, Rufus Griscom, in December 2006, and has spent the past four years growing the site to attract more than 4 million parents a month. As VP of Sales Strategy and Brand Development, Volkman oversees design, influences product development, and creates and sells custom ad programs.
Griscom serves as Babble’s CEO. He was co-founder of the pathbreaking Nerve.com in 1997, as the website’s founding editor and CEO. In the decade that followed, Griscom grew Nerve Media into a profitable website and online dating business, in the process spinning off Spring Street Networks. He serves as an advisor to several New York-based internet companies. Volkman and Griscom have three sons, Declan, Grey and the brand-new Rye.
Rufus Griscom + Alisa Volkman | Speaker | TED.com