ABOUT THE SPEAKER
Morgan Spurlock - Filmmaker
Morgan Spurlock makes documentary film and TV that is personal, political -- and, above all, deeply empathetic.

Why you should listen

Though it was as high-concept as any reality-TV show, Morgan Spurlock's 2004 film Super Size Me was something else entirely: a critique of modern fast-feeding, wrapped in the personal story of a charming, curious host. And "host" can be taken literally: eating only McDonald's for 30 days straight, Spurlock went into a shocking physical and emotional decline, showing via his own body the truth about junk food. After this Oscar-nominated doc came Spurlock's three-seasons-long unscripted TV show, 30 Days, based on another lifehack: Send a person to live, for 30 days, inside another worldview. Stories from 30 Days are human, engaging, surprising: An anti-immigrant activist warms to a tight-knit family of border-crossers; an outsourced US engineer meets the Indian engineer who holds his old job; a former pro football player spends 30 days navigating the world in a wheelchair.

In 2008, Spurlock released Where in the World Is Osama Bin Laden?, about his months-long trek through Afghanistan, Saudi Arabia, Egypt, Israel, Palestine ... following leads and interviewing people along the way. (In an interview, he guessed he got within 50 miles of Osama before winding up the hunt.) He was also part of a group-filmed version of Freakonomics. He wrote a book about his fast-food odyssey, called Don't Eat This Book -- while his wife, vegan chef Alex Jamieson, wrote a bestseller about the eight-week cleansing diet she put Spurlock on after he got supersized.

His latest film, The Greatest Movie Ever Sold, dives into the mysterious world of brand sponsorship, a major influence on how pop culture is developed and shared. Almost totally sponsored itself, the film was the first to be sold at Sundance 2011, and, it's said, made a profit before it even opened. The film debuts in US theaters on April 22, 2011.

 

More profile about the speaker
Morgan Spurlock | Speaker | TED.com
TED2011

Morgan Spurlock: The greatest TED Talk ever sold

Morgan Spurlock: Satılmış En Muhteşem TED Konuşması

Filmed:
2,446,716 views

Film yapımcısı Morgan Spurlock, esprili bir dille ve ısrarcı bir tavırla, sponsorluk hakkındaki filmini tamamıyla sponsorlar tarafından finanse etme arayışıyla marka pazarlamasının gizli fakat etkileyici dünyasına giriyor. ( Evet, ayrıca bu konuşmanın isim hakları da bir sponsor tarafından satın alındı. Kim tarafından ve ne kadara mı? O şimdi size söyleyecek.)
- Filmmaker
Morgan Spurlock makes documentary film and TV that is personal, political -- and, above all, deeply empathetic. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
I have spentharcanmış the pastgeçmiş fewaz yearsyıl
0
0
3000
Son bir kaç yılımı
00:18
puttingkoyarak myselfkendim into situationsdurumlar
1
3000
2000
genelde çok zor
00:20
that are usuallygenellikle very difficultzor
2
5000
2000
ve aynı zamanda bir bakıma tehlikeli durumlara
00:22
and at the sameaynı time somewhatbiraz dangeroustehlikeli.
3
7000
3000
sokarak geçirdim.
00:26
I wentgitti to prisonhapis --
4
11000
2000
Hapishaneye gittim --
00:28
difficultzor.
5
13000
2000
Zor bir durum.
00:30
I workedişlenmiş in a coalkömür mineMayın --
6
15000
3000
Bir kömür madeninde çalıştım --
00:33
dangeroustehlikeli.
7
18000
2000
Tehlikeli bir durum.
00:35
I filmedfilme in warsavaş zonesbölgeleri --
8
20000
2000
Savaş alanlarında çekimler yaptım --
00:37
difficultzor and dangeroustehlikeli.
9
22000
2000
Hem zor hem de tehlikeli bir durum.
00:39
And I spentharcanmış 30 daysgünler eatingyemek yiyor nothing but this --
10
24000
4000
Ve 30 günümü sadece şunları yiyerek geçirdim.
00:43
funeğlence in the beginningbaşlangıç,
11
28000
2000
Başta eğlenceliydi,
00:45
little difficultzor in the middleorta, very dangeroustehlikeli in the endson.
12
30000
3000
ortalara doğru biraz zorlaştı, sonlarda ise çok tehlikeli bir hale dönüştü.
00:49
In factgerçek, mostçoğu of my careerkariyer,
13
34000
2000
Aslında, neredeyse tüm kariyerim boyunca
00:51
I've been immersingçeker myselfkendim
14
36000
2000
tek amacım
00:53
into seeminglygörünüşte horriblekorkunç situationsdurumlar
15
38000
3000
kendimi berbat görünen durumlara sokarak,
00:56
for the wholebütün goalhedef of tryingçalışıyor
16
41000
2000
toplumsal sorunları
00:58
to examineincelemek societaltoplumsal issuessorunlar
17
43000
2000
merak uyandıracak,
01:00
in a way that make them engagingçekici, that make them interestingilginç,
18
45000
3000
ilginç kılacak biçimde inceleyip
01:03
that hopefullyinşallah breakkırılma them down in a way
19
48000
2000
ve bu şekilde onları parçalara ayırarak
01:05
that make them entertainingeğlenceli and accessibleulaşılabilir to an audienceseyirci.
20
50000
3000
izleyiciler için erişilebilir ve eğlendirici kılmaya çalıştım.
01:08
So when I knewbiliyordum I was cominggelecek here
21
53000
2000
Buraya markalaşma ve sponsorluk dünyasını inceleyecek
01:10
to do a TEDTED Talk that was going to look at the worldDünya of brandingdağlama and sponsorshipSponsorluk,
22
55000
3000
bir konuşma yapmak üzere geleceğimi öğrendiğimde
01:13
I knewbiliyordum I would want to do something a little differentfarklı.
23
58000
2000
daha önce yaptıklarımdan biraz farklı bir şey yapmak isteyeceğimi biliyordum.
01:15
So as some of you mayMayıs ayı or mayMayıs ayı not have heardduymuş,
24
60000
3000
Kiminizin duymuş olduğu ya da daha duymadığı gibi
01:18
a coupleçift weekshaftalar agoönce, I tookaldı out an adilan on eBayeBay.
25
63000
3000
birkaç hafta önce ebay'e bir ilan koydum.
01:21
I sentgönderilen out some FacebookFacebook messagesmesajları,
26
66000
3000
Birkaç Facebook,
01:24
some TwitterTwitter messagesmesajları,
27
69000
2000
ve Twitter mesajı yolladım,
01:26
and I gaveverdi people the opportunityfırsat to buysatın almak the namingadlandırma rightshaklar
28
71000
2000
ve insanlara 2011'de yapacağım TEDTalk'ımın (TED Konuşması)
01:28
to my 2011 TEDTED Talk.
29
73000
2000
isim haklarını satın alma fırsatını verdim.
01:30
(LaughterKahkaha)
30
75000
2000
(Gülüşmeler)
01:32
That's right, some luckyşanslı individualbireysel, corporationşirket,
31
77000
3000
Evet, doğru duydunuz. Şanslı bir birey ya da şirket,
01:35
for-profitkar amacı gütmeyen or non-profitkar amacı gütmeyen,
32
80000
2000
veya kar-amacı güden ya da gütmeyen bir kurum,
01:37
was going to get the once-in-a-lifetimeyaşam boyu opportunityfırsat --
33
82000
2000
hayatları boyunca bir defa karşılarına çıkabilecek bir fırsatı...
01:39
because I'm sure ChrisChris AndersonAnderson will never let it happenolmak again --
34
84000
2000
- Çünkü eminim ki, Chris Anderson'ın bunun bir daha olmasına izin vermeyecek -
01:41
(LaughterKahkaha)
35
86000
2000
(Gülüşmeler)
01:43
to buysatın almak the namingadlandırma rightshaklar
36
88000
2000
yani şu an izlediğiniz konuşmanın isim haklarını
01:45
to the talk you're watchingseyretme right now,
37
90000
2000
almaya hak kazanacaktı.
01:47
that at the time didn't have a titleBaşlık, didn't really have a lot of contentiçerik
38
92000
3000
tabi o zaman daha konuşmamın bir başlığı ve pek fazla bir içeriği yoktu
01:50
and didn't really give much hintipucu
39
95000
2000
Bu da konunun ne olacağı hakkında
01:52
as to what the subjectkonu mattermadde would actuallyaslında be.
40
97000
3000
pek de fikir vermiyordu.
01:55
So what you were gettingalma was this:
41
100000
2000
Sonuç olarak sunduğum şuydu:
01:57
Your nameisim here presentshediyeler:
42
102000
2000
"İsminiz buraya" Sunar:
01:59
My TEDTED Talk that you have no ideaFikir what the subjectkonu is
43
104000
3000
"Konusu hakkında hiç bir fikrinizin olmadığı TED Konuşmam --
02:02
and, dependingbağlı on the contentiçerik, could ultimatelyen sonunda blowdarbe up in your faceyüz,
44
107000
3000
ve içeriğe bağlı olarak, sizi ya da şirketinizi zor bir duruma düşürebilir.
02:05
especiallyözellikle if I make you or your companyşirket look stupidaptal for doing it.
45
110000
3000
Özellikle eğer sizi buna sponsor olduğunuz için enayi gibi gösterirsem! --
02:08
But that beingolmak said,
46
113000
2000
Fakat bununla beraber,
02:10
it's a very good mediamedya opportunityfırsat.
47
115000
2000
bu çok iyi bir medya fırsatı!"
02:12
(LaughterKahkaha)
48
117000
6000
(Gülüşmeler)
02:18
You know how manyçok people watch these TEDTED TalksGörüşmeler?
49
123000
3000
Bu TED Konuşmalarını ne kadar çok kişi izliyor, biliyor musunuz?
02:21
It's a lot.
50
126000
2000
Çok fazla.
02:24
That's just a workingçalışma titleBaşlık, by the way.
51
129000
2000
Bu arada tabi bu başlığın taslak hali...
02:26
(LaughterKahkaha)
52
131000
2000
(Gülüşmeler)
02:28
So even with that caveatbilmeniz gereken,
53
133000
3000
Ve bu uyarılara rağmen
02:31
I knewbiliyordum that someonebirisi would buysatın almak the namingadlandırma rightshaklar.
54
136000
2000
birisinin isim haklarını alacağını biliyordum.
02:33
Now if you'dşimdi etsen have askeddiye sordu me that a yearyıl agoönce,
55
138000
2000
Eğer bunu bana bir sene önce sormuş olsaydınız,
02:35
I wouldn'tolmaz have been ableyapabilmek to tell you that with any certaintykesinlik.
56
140000
2000
bunu hiçbir kesinlik ile size söyleyemezdim.
02:37
But in the newyeni projectproje that I'm workingçalışma on, my newyeni filmfilm,
57
142000
2000
Fakat şu anda çalıştığım yeni projede, benim yeni filmim bu olacak,
02:39
we examineincelemek the worldDünya of marketingpazarlama, advertisingreklâm.
58
144000
3000
pazarlama dünyasını, reklamcılığı inceliyoruz.
02:42
And as I said earlierdaha erken,
59
147000
2000
Ve daha önce de söylediğim gibi,
02:44
I put myselfkendim in some prettygüzel horriblekorkunç situationsdurumlar over the yearsyıl,
60
149000
3000
yıllar boyunca kendimi biraz berbat durumlara soktum.
02:47
but nothing could preparehazırlamak me, nothing could readyhazır me,
61
152000
3000
Fakat hiçbir şey, ama hiçbir şey,
02:50
for anything as difficultzor
62
155000
3000
beni bu kadar zor,
02:53
or as dangeroustehlikeli
63
158000
2000
ya da bu kadar tehlikeli bir şeye,
02:55
as going into the roomsOdalar with these guys.
64
160000
3000
yani bu adamlarla görüşmeler yapmaya hazırlayamazdı.
02:59
(LaughterKahkaha)
65
164000
3000
(Gülüşmeler)
03:02
You see, I had this ideaFikir for a moviefilm.
66
167000
3000
Anlayacağınız üzere, bir film yapmak üzere bir fikrim vardı.
03:05
(VideoVideo) MorganMorgan SpurlockSpurlock: What I want to do is make a filmfilm
67
170000
2000
Morgan Spurlock: Yapmak istediğim, tümünün ürün yerleşimi,
03:07
all about productürün placementyerleştirme, marketingpazarlama and advertisingreklâm,
68
172000
3000
pazarlama ve reklamcılık hakkında olduğu
03:10
where the entiretüm filmfilm is fundedfinanse
69
175000
2000
ve tamamıyla ürün yerleşimi, pazarlama ve reklamcılık tarafından
03:12
by productürün placementyerleştirme, marketingpazarlama and advertisingreklâm.
70
177000
2000
finanse edilecek bir film yapmak.
03:14
So the moviefilm will be calleddenilen "The GreatestEn büyük MovieFilm Ever SoldSatılan."
71
179000
3000
Ve filmin adı "Satılmış En Muhteşem Film" olacak.
03:17
So what happensolur in "The GreatestEn büyük MovieFilm Ever SoldSatılan,"
72
182000
2000
Bu "Satılmış En Muhteşem Film"de tüm olanlar
03:19
is that everything from topüst to bottomalt, from startbaşlama to finishbitiş,
73
184000
3000
baştan aşağıya, başlangıçtan sonuca,
03:22
is brandedmarkalı from beginningbaşlangıç to endson --
74
187000
2000
baştan sona markaların sponsorluğunda olacak.
03:24
from the above-the-titleYukarıdaki başlık sponsorsponsor that you'llEğer olacak see in the moviefilm,
75
189000
2000
Filmde göreceğiniz ismin üzerindeki sponsordan,
03:26
whichhangi is brandmarka X.
76
191000
2000
şimdilik ismi X markası...
03:28
Now this brandmarka, the QualcommQualcomm StadiumStadyum,
77
193000
2000
Şimdi bu marka, Qualcomm Stadyumu (Amerikada çok amaçlı bir stadyum)...
03:30
the StaplesZımba CenterMerkezi ...
78
195000
2000
ya da Staples Center (Amerika'da bir spor arenası) olabilir...
03:32
these people will be marriedevli to the filmfilm in perpetuityebediyen -- foreversonsuza dek.
79
197000
3000
bu insanlar filme daimi olarak evli olacaklar -- sonsuza dek
03:35
And so the filmfilm exploresaraştırıyor this wholebütün ideaFikir -- (MichaelMichael KassanKassan: It's redundantgereksiz.)
80
200000
2000
ve böylece film tümünü kapsayacak şekilde şu fikri -- ( Michael Kassan: Bu gereksiz bir şey.
03:37
It's what? (MKMK: It's redundantgereksiz.) In perpetuityebediyen, foreversonsuza dek?
81
202000
3000
Bu ne? (MK: Bu gereksiz.) Daima, sonsuza dek?
03:40
I'm a redundantgereksiz personkişi. (MKMK: I'm just sayingsöz.)
82
205000
2000
Ben gereksiz biriyim. (MK: Sadece söylemek istedim.)
03:42
That was more for emphasisvurgu.
83
207000
2000
Bunu daha çok vurgulamak için söylemiştim.
03:44
It was, "In perpetuityebediyen. ForeverSonsuza dek."
84
209000
2000
Şöyleydi, " Daima. Sonsuza dek."
03:46
But not only are we going to have the brandmarka X titleBaşlık sponsorsponsor,
85
211000
2000
Fakat sadece X markasını sponsor olarak almayacağız,
03:48
but we're going to make sure we sellsatmak out everyher categorykategori we can in the filmfilm.
86
213000
2000
ayrıca filmde satabileceğimiz tüm kategorileri satacağız.
03:50
So maybe we sellsatmak a shoeayakkabı and it becomesolur the greatestEn büyük shoeayakkabı you ever woregiydiği ...
87
215000
3000
Yani belki de bir ayakkabı satacağız ve o ayakkabı giydiğiniz en muhteşem ayakkabı olacak...
03:53
the greatestEn büyük cararaba you ever drovesürdü from "The GreatestEn büyük MovieFilm Ever SoldSatılan,"
88
218000
3000
ya da "Satılmış En Muhteşem Film"de gördüğünüz sürdüğünüz en muhteşem araba...
03:56
the greatestEn büyük drinkiçki you've ever had, courtesynezaket of "The GreatestEn büyük MovieFilm Ever SoldSatılan."
89
221000
3000
"Satılmış En Muhteşem Film"in katkılarıyla, içtiğiniz en muhteşem içki...
03:59
XavierXavier KochharKochhar: So the ideaFikir is,
90
224000
2000
Xavier Kochhar: Yani fikriniz,
04:01
beyondötesinde just showinggösterme that brandsmarkalar are a partBölüm of your life,
91
226000
2000
markaların insanların hayatlarının bir parçası olduğunu göstermenin ötesinde,
04:03
but actuallyaslında get them to financemaliye the filmfilm? (MSMS: Get them to financemaliye the filmfilm.)
92
228000
3000
onların filmi finanse etmesini mi sağlamak? (MS: Onların filmi finanse etmesini sağlamak)
04:06
MSMS: And actuallyaslında we showgöstermek the wholebütün processsüreç of how does it work.
93
231000
2000
MS: Ve aslında tüm bu işlerin nasıl yapıldığını göstermek.
04:08
The goalhedef of this wholebütün filmfilm is transparencyşeffaflık.
94
233000
2000
Tüm bu filmin amacı şeffaflık.
04:10
You're going to see the wholebütün thing take placeyer in this moviefilm.
95
235000
2000
Bu filmde tüm işlemlerin gerçekleşmesini göreceksiniz.
04:12
So that's the wholebütün conceptkavram,
96
237000
2000
Yani bu baştan sona,
04:14
the wholebütün filmfilm, startbaşlama to finishbitiş.
97
239000
2000
tüm filmin genel düşüncesi.
04:16
And I would love for CEGCEG to help make it happenolmak.
98
241000
2000
Ve CEG'nin bunun gerçekleşmesine yardım etmesinden çok mutlu olurum.
04:18
RobertRobert FriedmanFriedman: You know it's funnykomik,
99
243000
2000
Robert Friedman: Biliyor musun, bu aslında garip,
04:20
because when I first hearduymak it,
100
245000
2000
çünkü bunu ilk duyduğumda
04:22
it is the ultimatenihai respectsaygı
101
247000
2000
aslında bu bir izleyici kitlesi için
04:24
for an audienceseyirci.
102
249000
2000
tam anlamıyla en üstün saygı gösterisi.
04:26
Guy: I don't know how receptivealıcı
103
251000
2000
Guy: Aslında insanların buna karşı
04:28
people are going to be to it, thoughgerçi.
104
253000
2000
ne kadar kavrayıcı olacaklarını bilmiyorum.
04:30
XKXK: Do you have a perspectiveperspektif --
105
255000
2000
XK: Şu bakış açısına sahip misiniz? --
04:32
I don't want to use "angleaçı" because that has a negativenegatif connotationçağrışım --
106
257000
2000
Açı kelimesini kullanmak istemiyorum çünkü olumsuz bir çağrışıma sahip --
04:34
but do you know how this is going to playoyun out? (MSMS: No ideaFikir.)
107
259000
3000
ama bunun nasıl sonuçlanacağını biliyor musunuz? (MS: Hiçbir fikrim yok)
04:37
DavidDavid CohnCohn: How much moneypara does it take to do this?
108
262000
3000
David Cohn: Bunun yapılması için ne kadar para gerekli?
04:40
MSMS: 1.5 millionmilyon. (DCDC: Okay.)
109
265000
3000
MS: 1.5 milyon $ (DC: Tamam.)
04:43
JohnJohn KamenKamen: I think that you're going to have a hardzor time meetingtoplantı with them,
110
268000
2000
John Kamen: Onlarla yapacağın toplantıda zorlanacağını düşünüyorum,
04:45
but I think it's certainlykesinlikle worthdeğer pursuingpeşinde
111
270000
2000
fakat yine de birkaç büyük, bilinen markanın
04:47
a coupleçift bigbüyük, really obviousaçık brandsmarkalar.
112
272000
3000
peşinden koşmaya değer.
04:50
XKXK: Who knowsbilir, maybe by the time your filmfilm comesgeliyor out,
113
275000
2000
XK: Kim bilebilir, belki de filminiz çıktığı sırada,
04:52
we look like a bunchDemet of blitheringKahrolası idiotssalaklar.
114
277000
2000
biz de saçma sapan konuşan ahmaklar gibi görüneceğiz.
04:54
MSMS: What do you think the responsetepki is going to be?
115
279000
3000
MS: Buna karşı yanıtların nasıl olacağını düşünüyorsunuz?
04:57
StuartStuart RuderferRuderfer: The responsesyanıt-e doğru mostlyçoğunlukla will be "no."
116
282000
2000
Stuart Ruderfer: Yanıtlar büyük çoğunluka "Hayır" olacaktır.
04:59
MSMS: But is it a toughsert sellsatmak because of the filmfilm
117
284000
2000
MS: Fakat sizce bu satış, film yüzünden mi,
05:01
or a toughsert sellsatmak because of me?
118
286000
2000
yoksa benim yüzümden mi zor bir satış?
05:03
JKJK: BothHer ikisi de.
119
288000
2000
JK: Her ikisi de.
05:05
MSMS: ... MeaningAnlamı not so optimisticiyimser.
120
290000
3000
MS: ... Pek de olumlu bir anlama gelmiyor bu.
05:08
So, sirBayım, can you help me? I need help.
121
293000
2000
Yani, bayım, bana yardım edebilir misiniz? Yardıma ihtiyacım var.
05:10
MKMK: I can help you.
122
295000
2000
MK: Size yardım edebilirim.
05:12
MSMS: Okay. (MKMK: Good.)
123
297000
2000
MS: Tamam. (MK: Güzel.)
05:14
AwesomeKorku veren.
124
299000
2000
Muhteşem.
05:16
MKMK: We'veBiz ettik gottalazım figureşekil out whichhangi brandsmarkalar.
125
301000
2000
MK: Hangi markalar olacağını belirlemeliyiz.
05:18
MSMS: Yeah. (MKMK: That's the challengemeydan okuma.)
126
303000
3000
MS: Evet. (MK: İşte bu zor kısmı.)
05:21
When you look at the people you dealanlaştık mı with ..
127
306000
2000
Görüşmekte olduğunuz insanlara baktığımızda ...
05:23
MKMK: We'veBiz ettik got some placesyerler we can go. (MSMS: Okay.)
128
308000
2000
MK: Gidebileceğimiz bazı yerler var. (MS: Tamam.)
05:25
TurnDönüş the camerakamera off.
129
310000
2000
Kamerayı kapat.
05:27
MSMS: I thought "TurnDönüş the camerakamera off"
130
312000
2000
MS: "Kamerayı kapat" deyişinin
05:29
meantdemek, "Let's have an off-the-recordKayıt dışı conversationkonuşma."
131
314000
2000
kayıt-dışı bir görüşme yapalım anlamına geldiğini düşünmüştüm.
05:31
TurnsDöner out it really meansanlamına geliyor,
132
316000
2000
Aslında anlamı gerçekte
05:33
"We want nothing to do with your moviefilm."
133
318000
3000
"Filminizin hiçbir şeyi ile alakalı olmak istemiyoruz" imiş.
05:36
MSMS: And just like that, one by one,
134
321000
3000
MS: Ve burada olduğu gibi, teker teker,
05:39
all of these companiesşirketler suddenlyaniden disappearedkayboldu.
135
324000
3000
tüm bu şirketler aniden kayboldular.
05:42
NoneHiçbiri of them wanted anything to do with this moviefilm.
136
327000
2000
Hiçbiri bu filmle alakalı bir şey yapmak istemedi.
05:44
I was amazedşaşırmış.
137
329000
2000
Şaşırmıştım.
05:46
They wanted absolutelykesinlikle nothing to do with this projectproje.
138
331000
2000
Bu proje ile ilgili kesinlikle bir şey yapmak istemiyorlardı.
05:48
And I was blownşişmiş away, because I thought the wholebütün conceptkavram, the ideaFikir of advertisingreklâm,
139
333000
2000
Hayretler içinde kalmıştım, çünkü reklamcılığın, asıl düşüncesi,
05:50
was to get your productürün out in frontön of as manyçok people as possiblemümkün,
140
335000
3000
mümkün olan en fazla kişinin önüne ürününü koymak,
05:53
to get as manyçok people to see it as possiblemümkün.
141
338000
2000
mümkün olan en fazla kişinin onu görmesini sağlamaktı.
05:55
EspeciallyÖzellikle in today'sbugünkü worldDünya,
142
340000
2000
Özellikle günümüz dünyasında,
05:57
this intersectionkesişim of newyeni mediamedya and oldeski mediamedya
143
342000
2000
yeni medya ile eski medyanın kesiştiği
05:59
and the fracturedkırık mediamedya landscapepeyzaj,
144
344000
2000
ve parçalanmış medya dünyasında
06:01
isn't the ideaFikir to get
145
346000
2000
ana fikir, mesajı topluluklara ulaştırabilecek
06:03
that newyeni buzz-worthyolmadaniçkiye deliveryteslim vehiclearaç
146
348000
3000
kulaktan kulağa yayılabilme ihtimali olan
06:06
that's going to get that messagemesaj to the masseskitleler?
147
351000
2000
yeni dağıtım aracı edinmek değil midir?
06:08
No, that's what I thought.
148
353000
3000
Hayır, bu sadece benim düşüncemdi.
06:11
But the problemsorun was, you see,
149
356000
2000
Fakat sorun şuydu, gördüğünüz gibi,
06:13
my ideaFikir had one fatalölümcül flawkusur,
150
358000
3000
fikrimin ölümcül bir hatası vardı,
06:16
and that flawkusur was this.
151
361000
3000
ve hata şuydu.
06:20
ActuallyAslında no, that was not the flawkusur whatsoeverher ne.
152
365000
2000
Hayır aslında, bu hata ya da o her neyse değildi.
06:22
That wouldn'tolmaz have been a problemsorun at all.
153
367000
2000
Bu hiç de sorun olmazdı.
06:24
This would have been fine.
154
369000
2000
Bu sorun olmazdı.
06:26
But what this imagegörüntü representstemsil was the problemsorun.
155
371000
2000
Fakat sorun, bu görüntünün temsil ettiği şeydi.
06:28
See, when you do a GoogleGoogle imagegörüntü searcharama for transparencyşeffaflık,
156
373000
2000
İşte, eğer Google'da şeffaflık (transparency) için
06:30
this is ---
157
375000
2000
görsel arama yaparsanız, bu ...
06:32
(LaughterKahkaha)
158
377000
2000
(Gülüşmeler)
06:34
(ApplauseAlkış)
159
379000
3000
(Alkışlar)
06:37
This is one of the first imagesGörüntüler that comesgeliyor up.
160
382000
3000
Bu ilk bulunan görsellerden birisi.
06:40
So I like the way you rollrulo, SergeySergey BrinBrin. No.
161
385000
3000
Evet, bu işi yapış şeklini beğeniyorum Sergey Brin! Hayır.
06:43
(LaughterKahkaha)
162
388000
4000
(Gülüşmeler)
06:47
This is was the problemsorun: transparencyşeffaflık --
163
392000
3000
Sorun buydu: Şeffaflık ...
06:50
freeücretsiz from pretenseiddiası or deceitaldatma;
164
395000
2000
yalanlar ve hilekarlıktan arınmış;
06:52
easilykolayca detectedtespit or seengörüldü throughvasitasiyla;
165
397000
2000
b: kolayca fark edilebilen ya da nedeni anlaşılabilen;
06:54
readilykolayca understoodanladım;
166
399000
2000
c: kolayca anlaşılabilen;
06:56
characterizedözelliği by visibilitygörünürlük or accessibilityulaşılabilirlik of informationbilgi,
167
401000
3000
d: özellikle iş çalışmalarını ilgilendiren
06:59
especiallyözellikle concerningilişkin business practicesuygulamaları --
168
404000
2000
ve görünürlük ile ya da bilgiye erişilebilirlik ile karakterize edilen,
07:01
that last linehat beingolmak probablymuhtemelen the biggesten büyük problemsorun.
169
406000
3000
ve bu son satır belki de en büyük problemi teşkil ediyor.
07:04
You see, we hearduymak a lot about transparencyşeffaflık these daysgünler.
170
409000
3000
Bildiğiniz gibi, son zamanlarda şeffaflık konusunda çok şey duyuyoruz.
07:07
Our politicianssiyasetçiler say it, our presidentDevlet Başkanı saysdiyor it,
171
412000
2000
Politikacılarımız onu söylüyor, başkanımız onu söylüyor,
07:09
even our CEO'sGenel Müdür'ün say it.
172
414000
2000
CEOlarımız bile onu söylüyor.
07:11
But suddenlyaniden when it comesgeliyor down to becomingolma a realitygerçeklik,
173
416000
2000
Fakat sıra bunu gerçeğe dönüştürmeye geldiğinde,
07:13
something suddenlyaniden changesdeğişiklikler.
174
418000
2000
birşey aniden değişiyor.
07:15
But why? Well, transparencyşeffaflık is scarykorkutucu --
175
420000
3000
Ama neden? Aslında, şeffaflık korkutucudur.
07:18
(RoarKükreme)
176
423000
2000
(Kükreme)
07:20
like that oddgarip, still-screamingHala çığlık bearayı.
177
425000
3000
şu garip kükreyen ayı gibi.
07:23
(LaughterKahkaha)
178
428000
2000
(Gülüşmeler)
07:25
It's unpredictableöngörülemeyen --
179
430000
2000
Tahmin edilemezdir...
07:27
(MusicMüzik)
180
432000
2000
(Müzik)
07:29
(LaughterKahkaha)
181
434000
2000
(Gülüşmeler)
07:31
like this oddgarip countryülke roadyol.
182
436000
3000
şu garip kır yolu gibi.
07:34
And it's alsoAyrıca very riskyriskli.
183
439000
3000
Ve aynı zamanda da çok risklidir.
07:38
(LaughterKahkaha)
184
443000
3000
(Gülüşmeler)
07:41
What elsebaşka is riskyriskli?
185
446000
2000
Başka neler risklidir?
07:43
EatingYeme an entiretüm bowlçanak of CoolCool WhipKırbaç.
186
448000
3000
Koca bir kase Cool Whip yemek! (Süt türevlerinden yapılan bir tür kremşanti)
07:46
(LaughterKahkaha)
187
451000
5000
(Gülüşmeler)
07:51
That's very riskyriskli.
188
456000
3000
İşte bu çok riskli!
07:55
Now when I startedbaşladı talkingkonuşma to companiesşirketler
189
460000
2000
Şirketlerle konuşmaya başladığımda
07:57
and tellingsöylüyorum them that we wanted to tell this storyÖykü,
190
462000
2000
ve onlara bu hikayeyi anlatmak istediğimizi söylediğimizde,
07:59
and they said, "No, we want you to tell a storyÖykü.
191
464000
2000
ve onlar bize "Hayır, biz senin bir hikaye anlatmanı istiyoruz.
08:01
We want you to tell a storyÖykü,
192
466000
2000
Evet biz senin bir hikaye anlatmanı istiyoruz,
08:03
but we just want to tell our storyÖykü."
193
468000
3000
ama sadece bizim hikayemizi anlatmanı istiyoruz" dediler.
08:06
See, when I was a kidçocuk
194
471000
2000
İşte, ben çocukken
08:08
and my fatherbaba would catchyakalamak me in some sortçeşit of a lieYalan --
195
473000
2000
babam beni bir tür yalan söylerken yakaladığında
08:10
and there he is givingvererek me the look he oftensık sık gaveverdi me --
196
475000
3000
- işte burada bana genelde attığı bakış buydu -
08:13
he would say, "SonOğlu, there's threeüç sidestaraf to everyher storyÖykü.
197
478000
4000
şöyle derdi, "Oğlum, her hikayenin üç türü vardır.
08:17
There's your storyÖykü,
198
482000
3000
Senin anlattığın hikaye,
08:20
there's my storyÖykü
199
485000
2000
benim anlattığım hikaye,
08:22
and there's the realgerçek storyÖykü."
200
487000
2000
ve gerçek hikaye."
08:24
Now you see, with this filmfilm, we wanted to tell the realgerçek storyÖykü.
201
489000
3000
İşte biz bu filmle gerçek hikayeyi anlatmak istedik.
08:27
But with only one companyşirket, one agencyAjans willingistekli to help me --
202
492000
2000
Fakat bana yardım etmek isteyen sadece bir şirketle, bir ajansla
08:29
and that's only because I knewbiliyordum JohnJohn BondBond and RichardRichard KirshenbaumKirshenbaum for yearsyıl --
203
494000
4000
- ve bunun da tek sebebi John Bond ve Richard Kirshenbaum'u uzun yıllardır tanıyor olmam -
08:33
I realizedgerçekleştirilen that I would have to go on my ownkendi,
204
498000
2000
Kendi başıma hareket etmem gerektiğini anladım,
08:35
I'd have to cutkesim out the middlemanaracı
205
500000
2000
ve aracıları ortadan kaldırmalı
08:37
and go to the companiesşirketler myselfkendim with all of my teamtakım.
206
502000
3000
ve tüm takımımla beraber doğrudan şirketlere gitmeliydim.
08:40
So what you suddenlyaniden startedbaşladı to realizegerçekleştirmek --
207
505000
2000
İşte bu sayede aniden anlamaya başladığımız
08:42
or what I startedbaşladı to realizegerçekleştirmek --
208
507000
2000
- ya da benim anlamaya başladığım -
08:44
is that when you startedbaşladı havingsahip olan conversationskonuşmaları with these companiesşirketler,
209
509000
2000
bu şirketlerle görüşmelere başladığımızda,
08:46
the ideaFikir of understandinganlayış your brandmarka is a universalevrensel problemsorun.
210
511000
3000
her şirketin markasını algılamasında sorun olduğunu gördüm.
08:49
(VideoVideo) MSMS: I have friendsarkadaşlar who make great bigbüyük, giantdev HollywoodHollywood filmsfilmler,
211
514000
2000
MS: Büyük, dev Hollywood filmleri yapan arkadaşlarım ve benim yaptığım gibi
08:51
and I have friendsarkadaşlar who make little independentbağımsız filmsfilmler like I make.
212
516000
3000
küçük bütçeli bağımsız filmler yapan arkadaşarım var.
08:54
And the friendsarkadaşlar of mineMayın who make bigbüyük, giantdev HollywoodHollywood moviesfilmler
213
519000
2000
Ve büyük, dev Hollywood filmleri yapan arkadaşlarım
08:56
say the reasonneden theironların filmsfilmler are so successfulbaşarılı
214
521000
2000
filmlerinin çok başarılı olmasının nedeni olarak
08:58
is because of the brandmarka partnersortaklar that they have.
215
523000
2000
filmlerinde olan marka ortaklarını söylüyorlar.
09:00
And then my friendsarkadaşlar who make smallküçük independentbağımsız filmsfilmler
216
525000
2000
Ve küçük bütçeli bağımsız film yapan arkadaşlarım da
09:02
say, "Well, how are we supposedsözde to competeyarışmak
217
527000
2000
şöyle derler, "Peki, o zaman biz
09:04
with these bigbüyük, giantdev HollywoodHollywood moviesfilmler?"
218
529000
2000
bu büyük bütçeli, dev Hollywood filmleri ile nasıl rekabet edebiliriz ki?"
09:06
And the moviefilm is calleddenilen
219
531000
2000
Ve filmin ismi
09:08
"The GreatestEn büyük MovieFilm Ever SoldSatılan."
220
533000
2000
"Satılmış En Muhteşem Film" olacak.
09:10
So how specificallyözellikle will we see BanBan in the filmfilm?
221
535000
3000
Peki biz filmde Ban'ı tam olarak nasıl göreceğiz?
09:13
Any time I'm readyhazır to go, any time I openaçık up my medicinetıp cabinetdolap,
222
538000
3000
Ne zaman evden çıkmak üzere hazırsam, ne zaman banyo dolabımı açarsam,
09:16
you will see BanBan deodorantdeodorant.
223
541000
2000
Ban deodorantını göreceksiniz.
09:18
While anytimeistediğin zaman I do an interviewröportaj with someonebirisi,
224
543000
3000
Biriyle görüşme yaptığım sırada,
09:21
I can say, "Are you freshtaze enoughyeterli for this interviewröportaj?
225
546000
3000
şöyle diyebilirim, "Bu görüşme için yeterince canlı mısınız?
09:24
Are you readyhazır? You look a little nervoussinir.
226
549000
2000
Hazır mısınız? Biraz tedirgin görünüyorsunuz.
09:26
I want to help you calmsakin down.
227
551000
2000
Sizin sakinleşmenize yardım etmek istiyorum.
09:28
So maybe you should put some one before the interviewröportaj."
228
553000
2000
Belki de görüşmeden önce şundan biraz kullanmalısınız."
09:30
So we'lliyi offerteklif one of these fabulousharika scentskokular.
229
555000
2000
Ve şu muhteşem kokulardan birini önereceğiz.
09:32
WhetherOlup olmadığı it's a "FloralÇiçek FusionFüzyon" or a "ParadiseCennet WindsRüzgarlar,"
230
557000
2000
"Floral Fusion" ya da "Paradise Winds" olabilir,
09:34
they'llacaklar have theironların chanceşans.
231
559000
2000
hepsi sunulma şansını yakalayacak.
09:36
We will have them geareddişli for bothher ikisi de maleerkek or femalekadın --
232
561000
3000
Ve önerileri erkek ve kadın için özelleştireceğiz --
09:39
solidkatı, roll-onroll-on or stickÇubuk, whateverher neyse it mayMayıs ayı be.
233
564000
3000
katı, roll-on ya da çubuk halinde, ya da her ne haldeyse.
09:42
That's the two-centiki sent tourtur.
234
567000
2000
Böylece iki sent'lik turumuzun sonuna geliyoruz.
09:44
So now I can answerCevap any of your questionssorular
235
569000
2000
Artık şimdi sizin herhangi bir sorunuz varsa cevaplandırabilirim
09:46
and give you the five-centbeş sent tourtur.
236
571000
2000
ve siz beş sent'lik tura çıkarabilirim.
09:48
KarenKaren FrankFrank: We are a smallerdaha küçük brandmarka.
237
573000
2000
Karen Frank: Biz daha küçük bir markayız.
09:50
Much like you talkedkonuştuk about beingolmak a smallerdaha küçük moviefilm,
238
575000
2000
Az önce bahsettiğiniz küçük çaplı filmlerdeki gibi,
09:52
we're very much a challengerChallenger brandmarka.
239
577000
2000
büyük markalarla rekabet içindeyiz.
09:54
So we don't have the budgetsbütçeleri that other brandsmarkalar have.
240
579000
2000
Bu yüzden diğer markaların sahip olduğu bütçelere sahip değiliz.
09:56
So doing things like this -- you know,
241
581000
2000
Ve bunun gibi bir şey yapmak -- sizin de anlayacağınız gibi
09:58
remindhatırlatmak people about BanBan --
242
583000
2000
insanlara Ban'ı hatırlatmak --
10:00
is kindtür of why were interestedilgili in it.
243
585000
2000
ilgimizi çeken şey olmuştu.
10:02
MSMS: What are the wordskelimeler that you would use to describetanımlamak BanBan?
244
587000
2000
MS: Ban'ı tanımlamak için hangi kelimeleri kullanırsınız?
10:04
BanBan is blankboş.
245
589000
3000
Ban şudur...
10:07
KFKF: That's a great questionsoru.
246
592000
3000
KF: Bu muhteşem bir soru.
10:10
(LaughterKahkaha)
247
595000
5000
(Gülüşmeler)
10:15
WomanKadın: SuperiorÇift technologyteknoloji.
248
600000
2000
Kadın: Üstün teknoloji.
10:17
MSMS: Technology'sTeknoloji not the way you want to describetanımlamak something
249
602000
2000
MS: İnsanların koltuk altlarına sürdükleri bir şeyi
10:19
somebody'sbiri var puttingkoyarak in theironların armpitkoltuk altı.
250
604000
2000
teknoloji ile tanımlamak istemezsiniz.
10:21
Man: We talk about boldcesur, freshtaze.
251
606000
2000
Erkek: Biz cesur ve canlı deriz.
10:23
I think "freshtaze" is a great wordsözcük that really spinsspin this categorykategori into the positivepozitif,
252
608000
3000
Bence "canlı" bu kategoriyi "kokuyla ve nemlilikle savaşır"a göre
10:26
versuse karşı "fightskavgalar odorkoku and wetnessıslaklık."
253
611000
2000
olumlu yönde dönüştüren çok iyi bir kelime.
10:28
It keepstutar you freshtaze.
254
613000
2000
Sizi canlı tutar.
10:30
How do we keep you fresherdaha taze longeruzun -- better freshnesstazelik,
255
615000
2000
Sizi nasıl daha uzun süre canlı tutar -- daha iyi canlılık,
10:32
more freshnesstazelik, threeüç timeszamanlar fresherdaha taze.
256
617000
2000
daha fazla canlılık, üç kat daha canlı.
10:34
Things like that that are more of that positivepozitif benefityarar.
257
619000
3000
Bunu gibi şeyler daha olumlu fayda sağlama konusunda mesaj verir.
10:38
MSMS: And that's a multi-millionMulti-milyon dollardolar corporationşirket.
258
623000
3000
MS: Ve bu konuştuğumuz şirket milyon dolarlık bir şirket.
10:41
What about me? What about a regulardüzenli guy?
259
626000
2000
Peki ya ben? Herhangi biri bunu nasıl yapardı?
10:43
I need to go talk to the man on the streetsokak,
260
628000
2000
Sokağa çıkıp orada insanlarla görüşmeliydim,
10:45
the people who are like me, the regulardüzenli JoesJoes.
261
630000
2000
benim gibi, sıradan insanlarla...
10:47
They need to tell me about my brandmarka.
262
632000
2000
Bana marka hakkında onlar bir şeyler söylemeliler.
10:49
(VideoVideo) MSMS: How would you guys describetanımlamak your brandmarka?
263
634000
3000
MS: Siz kendi markanızı nasıl tanımlardınız?
10:53
Man: UmUm, my brandmarka?
264
638000
3000
Erkek: Hım, kendi markamı mı?
10:56
I don't know.
265
641000
2000
Bilmiyorum.
10:58
I like really niceGüzel clothesçamaşırlar.
266
643000
2000
Ben gerçekten güzel giysileri severim.
11:00
WomanKadın: 80's'ler revivalRevival
267
645000
2000
Kadın: 80'lerin geri dönüşü ile
11:02
meetskarşılayan skater-punkkaykaycı serseri,
268
647000
2000
kaykaycı punk'ın birleşimi
11:04
unlessolmadıkça it's laundryÇamaşırhane day.
269
649000
2000
eğer çamaşır günü değilse tabi...
11:06
MSMS: All right, what is brandmarka GerryGerry?
270
651000
2000
MS: Peki Gerry, marka nedir?
11:08
GerryGerry: UniqueBenzersiz. (MSMS: UniqueBenzersiz.)
271
653000
2000
Gerry: Eşsiz. (MS: Eşsiz.)
11:10
Man: I guesstahmin what kindtür of genreTür, stylestil I am
272
655000
2000
Adam: Sanırım benim tarzım, stilim
11:12
would be like darkkaranlık glamorSihir.
273
657000
3000
dark glamor olur.
11:15
I like a lot of blacksiyah colorsrenkler,
274
660000
2000
Birçok siyah rengi seviyorum,
11:17
a lot of graysgriler and stuffşey like that.
275
662000
2000
birçok griler ve ona benzer şeyler.
11:19
But usuallygenellikle I have an accessoryAksesuar,
276
664000
2000
Ama genellikle, güneş gözlükleri
11:21
like sunglassesGüneş gözlüğü,
277
666000
2000
ya da kristaller ve benzer
11:23
or I like crystalkristal and things like that too.
278
668000
2000
aksesuarlarım olur, onları da seviyorum.
11:25
WomanKadın: If DanDan were a brandmarka,
279
670000
2000
Kadın: Eğer Dan bir marka olsaydı,
11:27
he mightbelki be a classicklasik convertibleüstü açık araba
280
672000
4000
o üstü açılan klasik bir
11:31
MercedesMercedes BenzBenz.
281
676000
2000
Mercedes Benz olurdu.
11:33
Man 2: The brandmarka that I am
282
678000
2000
2. Adam: Benim olduğum marka
11:35
is, I would call it casualgündelik flyuçmak.
283
680000
2000
benim deyişimle, rahat takılmaktır.
11:37
WomanKadın 2: PartBölümü hippiehippi, partBölüm yogiYogi,
284
682000
2000
Kadın 2: Bir parça hippi, bir parça yogi,
11:39
partBölüm BrooklynBrooklyn girlkız -- I don't know.
285
684000
2000
bir parça Brooklyn Kadını -- Bilmiyorum.
11:41
Man 3: I'm the petEvcil Hayvan guy.
286
686000
2000
3. Adam: Ben evcil hayvan adamıyım.
11:43
I sellsatmak petEvcil Hayvan toysoyuncaklar all over the countryülke, all over the worldDünya.
287
688000
2000
Tüm ülkeye ve dünyaya evcil hayvan oyuncakları satıyorum.
11:45
So I guesstahmin that's my brandmarka.
288
690000
2000
İşte sanırım bu benim markam.
11:47
In my warpedçarpık little industrysanayi, that's my brandmarka.
289
692000
3000
Benim küçük çarpık endüstrimde, işte bu benim markam.
11:50
Man 4: My brandmarka is FedExFedEx because I deliverteslim etmek the goodsmal.
290
695000
3000
4. Adam: Benim markam FedEx çünkü ben iyi şeyleri teslim ederim.
11:53
Man 5: FailedBaşarısız oldu writer-alcoholicYazar-alkollü brandmarka.
291
698000
2000
5. Adam: Başarısız Yazar-Alkolik Markası
11:55
Is that something?
292
700000
2000
Bu marka olur mu?
11:57
LawyerAvukat: I'm a lawyeravukat brandmarka.
293
702000
4000
Avukat: Ben bir avukat markasıyım.
12:03
TomTom: I'm TomTom.
294
708000
2000
Tom: Ben Tom'um.
12:06
MSMS: Well we can't all be brandmarka TomTom, but I do oftensık sık find myselfkendim
295
711000
3000
MS: Pekala, hepimiz Tom markası olamayız tabi, ama ben kendimi
12:09
at the intersectionkesişim of darkkaranlık glamorSihir and casualgündelik flyuçmak.
296
714000
3000
sık sık cazibeli ve rahat takılma aralığında bulmuyor değilim.
12:12
(LaughterKahkaha)
297
717000
2000
(Gülüşmeler)
12:14
And what I realizedgerçekleştirilen is I neededgerekli an expertuzman.
298
719000
2000
Ve böylece farkına vardım ki, bir uzmana ihtiyacım vardı.
12:16
I neededgerekli somebodybirisi who could get insideiçeride my headkafa,
299
721000
2000
Benim kafamın içine girebilecek,
12:18
somebodybirisi who could really help me understandanlama
300
723000
2000
ve şu söylenen "marka kişiliği" denilen şeyi
12:20
what they call your "brandmarka personalitykişilik."
301
725000
2000
anlamama yardım edecek birine ihtiyacım vardı.
12:22
And so I foundbulunan a companyşirket calleddenilen OlsonOlson ZaltmanZaltman in PittsburgPittsburg.
302
727000
2000
Ve böylece Pittsburg'da Olson Zaltman adından bir şirket buldum.
12:24
They'veOnlar ettik helpedyardım etti companiesşirketler like NestleNestle, FebrezeFebreze, HallmarkHallmark
303
729000
3000
Bu şirket Nestle, Febreze, Hallmark gibi şirketlerin
12:27
discoverkeşfetmek that brandmarka personalitykişilik.
304
732000
2000
kendi marka kişiliklerini keşfetmelerine yardımcı olmuşlar.
12:29
If they could do it for them, surelyelbette they could do it for me.
305
734000
3000
Eğer bunu onlar için yapabilmişlerse, kesinlikle bunu benim için de yapabilirlerdi.
12:32
(VideoVideo) AbigailAbigail: You broughtgetirdi your picturesresimler, right?
306
737000
2000
Abigail: Fotoğraflarınızı getirdiniz, değil mi?
12:34
MSMS: I did. The very first pictureresim
307
739000
2000
MS: Evet. İlk fotoğrafım
12:36
is a pictureresim of my familyaile.
308
741000
2000
ailemin bir fotoğrafı.
12:38
A: So tell me a little bitbit how it relatesile ilgilidir to your thoughtsdüşünceler and feelingsduygular about who you are.
309
743000
3000
A: Peki bana bunun sizin kim olduğunuz hakkındaki düşüncelerinizle ve hislerinizle nasıl bağlantılı olduğundan bahsedin.
12:41
MSMS: These are the people who shapeşekil the way I look at the worldDünya.
310
746000
2000
MS: Onlar dünyaya bakışımı şekillendiren insanlar.
12:43
A: Tell me about this worldDünya.
311
748000
2000
A: Bana bu dünyadan biraz bahsedin.
12:45
MSMS: This worldDünya? I think your worldDünya is the worldDünya that you livecanlı in --
312
750000
3000
MS: Bu dünyadan mı? Sanırım dünyanız, içinde yaşadığınız dünyadır --
12:48
like people who are around you, your friendsarkadaşlar, your familyaile,
313
753000
3000
ve etrafınızdaki insanlardır. Siz, arkadaşlarınız, aileniz,
12:51
the way you livecanlı your life, the job you do.
314
756000
2000
yaşam tarzınız, yaptığınız iş.
12:53
All those things stemmedkaynaklandığını and startedbaşladı from one placeyer,
315
758000
2000
Tüm bu şeyler bir yerde birleşti ve başladı,
12:55
and for me they stemmedkaynaklandığını and startedbaşladı with my familyaile in WestBatı VirginiaVirginia.
316
760000
3000
ve benim için bu şeyler ben ve ailemle beraber Batı Virginia'da birleşti ve başladı.
12:58
A: What's the nextSonraki one you want to talk about?
317
763000
2000
A: Bir sonraki konuşmak istediğiniz konu ne?
13:00
MSMS: The nextSonraki one: This was the besten iyi day ever.
318
765000
2000
MS: Sıradaki konu: Bu hayatımda yaşadığım en güzel gündü.
13:02
A: How does this relateilgili to your thoughtsdüşünceler and feelingsduygular about who you are?
319
767000
2000
A: Bu kim olduğunuza dair düşünceleriniz ve hisleriniz ile nasıl bağlantılı?
13:04
MSMS: It's like, who do I want to be?
320
769000
2000
MS: Bu benim olmak istediğim şey gibi.
13:06
I like things that are differentfarklı.
321
771000
2000
Farklı olan şeyleri severim.
13:08
I like things that are weirdtuhaf. I like weirdtuhaf things.
322
773000
2000
Garip olan şeyleri severim. Ben garip şeyleri severim.
13:10
A: Tell me about the "why" phaseAşama -- what does that do for us?
323
775000
2000
A: Bana "Neden" fazınızdan bahsedin -- bu bize ne yapar?
13:12
What is the machetepala? What pupapupa stageevre are you in now?
324
777000
2000
Maşat nedir? Hangi pupa evresinizdesiniz?
13:14
Why is it importantönemli to rebootyeniden doğmuş gibi? What does the redkırmızı representtemsil etmek?
325
779000
3000
Bilgisayarı tekrar başlatmak neden önemlidir? Kırmızı neyi temsil eder?
13:17
Tell me a little bitbit about that partBölüm.
326
782000
2000
Bana bu kısım hakkında birkaç şey söyleyin
13:19
... A little more about you that is not who you are.
327
784000
3000
... olmadığınız kişi hakkında biraz bilgi verir misiniz?
13:22
What are some other metamorphosesmetamorfoz that you've had?
328
787000
2000
Yaşadığınız diğer metamorfozlar nelerdi?
13:24
... Doesn't have to be fearkorku. What kindtür of rollerrulman coasterbardak altlığı are you on?
329
789000
2000
... Korku olması zorunlu değil. Şu an bindiğiniz hız treninin türü nedir?
13:26
MSMS: EEEEEEEEEEEE! (A: Thank you.) No, thank you.
330
791000
2000
MS: EEEEEE! (A: Teşekkür ederim.) Hayır, ben teşekkür ederim.
13:28
A: Thanksteşekkürler for you patiencesabır. (MSMS: Great job.)
331
793000
2000
A: Sabrınız için teşekkür ederim. (MS: Çok iyi iş çıkardınız)
13:30
A: Yeah. (MSMS: Thanksteşekkürler a lot.) All right.
332
795000
2000
A: Evet. (MS: Çok teşekkürler.) Tamam
13:32
MSMS: Yeah, I don't know what's going to come of this.
333
797000
2000
MS: Evet, bunun sonucunda ne çıkacağını bilmiyorum.
13:34
There was a wholebütün lot of crazyçılgın going on in there.
334
799000
3000
İçeride çok çılgın şeyler oldu.
13:37
LindsayLindsay ZaltmanZaltman: The first thing we saw was this ideaFikir
335
802000
2000
Lindsay Zaltman: Bizim ilk fark ettiğimiz şey
13:39
that you had two distinctfarklı, but complementarytamamlayıcı
336
804000
2000
marka kişiliğinizin iki farklı ancak birbirini tamamlayan
13:41
sidestaraf to your brandmarka personalitykişilik --
337
806000
3000
yüzü olduğuydu.
13:44
the MorganMorgan SpurlockSpurlock brandmarka is a mindfuldikkatli/playoyun brandmarka.
338
809000
3000
Morgan Spurlock markası düşünceli/eğlenceli bir marka.
13:47
Those are juxtaposedbitişik very nicelygüzelce togetherbirlikte.
339
812000
2000
Bunlar yan yana çok uyumlular.
13:49
And I think there's almostneredeyse a paradoxparadoks with those.
340
814000
2000
Ve aslında bu yüzden neredeyse bir paradoks oluşturuyorlar.
13:51
And I think some companiesşirketler
341
816000
2000
Sanırım çoğu şirket iki farklı yönlerinin
13:53
will just focusodak on one of theironların strengthsgüçlü or the other
342
818000
3000
ikisine birden odaklanmak yerine
13:56
insteadyerine of focusingodaklanma on bothher ikisi de.
343
821000
2000
sadece birine odaklanacaklardır.
13:58
MostÇoğu companiesşirketler tendeğiliminde to -- and it's humaninsan naturedoğa --
344
823000
3000
Çoğu şirket - insan doğasının bir parçası olan -
14:01
to avoidönlemek things that they're not sure of,
345
826000
2000
emin olmadıkları şeylerden, korkudan,
14:03
avoidönlemek fearkorku, those elementselementler,
346
828000
2000
ve benzer şeylerden kaçınırlar
14:05
and you really embracekucaklamak those,
347
830000
2000
ancak siz bunları gerçekten kucaklıyorsunuz
14:07
and you actuallyaslında turndönüş them into positivespozitifler for you, and it's a neattemiz thing to see.
348
832000
3000
ve onları sizin için olumlu şeylere dönüştürüyorsunuz, ve bunu görmek hoş bir şey.
14:10
What other brandsmarkalar are like that?
349
835000
2000
Hangi diğer markalar buna benziyorlar?
14:12
The first on here is the classicklasik, AppleElma.
350
837000
2000
İlk örnek marka, bu konuda klasikleşen Apple.
14:14
And you can see here too, TargetHedef, WiiWii,
351
839000
3000
Burada ayrıca Target, Wii,
14:17
MiniMini from the MiniMini CoopersCoopers, and JetBlueJetBlue.
352
842000
3000
Mini Coopers'dan Mini'yi ve JetBlue'yu da görebilirsiniz.
14:20
Now there's playfuloynak brandsmarkalar and mindfuldikkatli brandsmarkalar,
353
845000
2000
Eğlenceli markaları ve düşünceli markaları konuşuyoruz,
14:22
those things that have come and gonegitmiş,
354
847000
2000
ve tüm bu alternatiflere karşı,
14:24
but a playfuloynak, mindfuldikkatli brandmarka is a prettygüzel powerfulgüçlü thing.
355
849000
3000
eğlenceli, düşünceli bir marka oldukça güçlü bir olgudur.
14:27
MSMS: A playfuloynak, mindfuldikkatli brandmarka. What is your brandmarka?
356
852000
2000
MS: Eğlenceli, düşünceli bir marka. Sizin markanız ne?
14:29
If somebodybirisi askeddiye sordu you to describetanımlamak your brandmarka identityKimlik, your brandmarka personalitykişilik,
357
854000
3000
Eğer birisi size markanızın kimliğini, markanızın kişiliğini tanımlamanızı isteseydi,
14:32
what would you be?
358
857000
2000
cevabınız ne olurdu?
14:34
Are you an up attributenitelik? Are you something that getsalır the bloodkan flowingakan?
359
859000
3000
Canlı bir tavrınız mı var? İnsanların kanını kaynatan bir kişi misiniz?
14:37
Or are you more of a down attributenitelik?
360
862000
2000
Yoksa daha sakin bir tavrınız mı var?
14:39
Are you something that's a little more calmsakin, reservedsaklıdır, conservativemuhafazakâr?
361
864000
3000
Biraz daha sakin kalan, içine kapanık, tutucu musunuz?
14:42
Up attributesöznitelikleri are things like beingolmak playfuloynak,
362
867000
3000
Canlı tavırlar arasında eğlenceli olmak,
14:45
beingolmak freshtaze like the FreshTaze PrincePrens,
363
870000
3000
Fresh Prince (Will Smith'in oynadığı bir dizi rolü) gibi canlı olmak,
14:48
contemporaryçağdaş, adventurousmaceracı,
364
873000
2000
modern, maceracı olmak
14:50
edgysinirli or daringcesur like ErrolErrol FlynnFlynn,
365
875000
2000
Errol Flynn gibi heyecanlı ya da cesur olmak,
14:52
nimbleçevik or agileÇevik, profanesaygısız, domineeringotoriter,
366
877000
3000
atik ya da çevik, dünyevi olmak, sözünü geçirmek,
14:55
magicalbüyülü or mysticalmistik like GandalfGandalf.
367
880000
2000
Gandalf gibi büyüleyici ya da gizemli olmak vardır.
14:57
Or are you more of a down attributenitelik?
368
882000
2000
Ya da daha sakin bir tavra mı sahipsiniz?
14:59
Are you mindfuldikkatli, sophisticatedsofistike like 007?
369
884000
2000
007 gibi düşünceli, çok bilgili misiniz?
15:01
Are you establishedkurulmuş, traditionalgeleneksel, nurturingbesleyici, protectivekoruyucu,
370
886000
3000
Oprah gibi oturaklı, geleneksel, anaç, korumacı
15:04
empatheticempatik like the OprahOprah?
371
889000
2000
empati kurabilen biri misiniz?
15:06
Are you reliabledürüst, stablekararlı, familiartanıdık,
372
891000
2000
Dalai Lama ya da Yoda gibi
15:08
safekasa, securegüvenli, sacredkutsal,
373
893000
2000
güvenilir, dengeli, bilinen,
15:10
contemplativedalmış or wisebilge
374
895000
2000
güvene alan, güvende, kutsal,
15:12
like the DalaiDalay LamaLama or YodaYoda?
375
897000
2000
derin düşünceler içinde ya da bilge biri misiniz?
15:14
Over the coursekurs of this filmfilm,
376
899000
3000
Bu film sürecinde,
15:17
we had 500-plus-artı companiesşirketler
377
902000
2000
500'ün üstünde şirketle görüştük.
15:19
who were up and down companiesşirketler
378
904000
2000
Bunlardan bazıları canlı, bazıları ise daha sakin bir tavra sahipti.
15:21
sayingsöz, "no," they didn't want any partBölüm of this projectproje.
379
906000
2000
Sakin tavırda olanlar bu projeye "Hayır" dediler. Projeye katılmak istemediler.
15:23
They wanted nothing to do with this filmfilm, mainlyağırlıklı olarak because they would have no controlkontrol,
380
908000
3000
Bu proje ile ilgili hiçbir şey yapmak istemediler, bunun temel nedeni kontrol edemeyecekleri korkusuydu.
15:26
they would have no controlkontrol over the finalnihai productürün.
381
911000
2000
Son ürün hakkında kontrole sahip olamayacaklardı.
15:28
But we did get 17 brandmarka partnersortaklar
382
913000
2000
Fakat biz, o kontrolü bırakmaya istekli,
15:30
who were willingistekli to relinquishvazgeçmek that controlkontrol,
383
915000
2000
benim gibi düşünceli ve eğlenceli biriyle
15:32
who wanted to be in business
384
917000
2000
işin içinde olmak isteyen
15:34
with someonebirisi as mindfuldikkatli and as playfuloynak as myselfkendim
385
919000
3000
ve en nihayetinde bizim tek başımıza anlatmayı
15:37
and who ultimatelyen sonunda empoweredgüçlenmiş us to tell storieshikayeleri
386
922000
2000
başaramayacağımız hikayeleri anlatmak için bize güç verecek
15:39
that normallynormalde we wouldn'tolmaz be ableyapabilmek to tell --
387
924000
3000
17 şirket bulduk.
15:42
storieshikayeleri that an advertiserreklamveren would normallynormalde never get behindarkasında.
388
927000
3000
Bu hikayeler bir reklamcının öğrenemeyeceği hikayelerdi.
15:45
They enabledetkin us to tell the storyÖykü about neuromarketingneuromarketing,
389
930000
3000
Reklamlar ve aynı zamanda sinema filmleri pazarlamasında
15:48
as we got into tellingsöylüyorum the storyÖykü in this filmfilm
390
933000
2000
MRI'ların beyindeki arzu merkezlerinin
15:50
about how now they're usingkullanma MRI'sMRI'ın
391
935000
2000
hedeflenmesinde nasıl kullanıldığını
15:52
to targethedef the desirearzu etmek centersmerkezleri of your brainbeyin
392
937000
2000
anlatma işine girerek
15:54
for bothher ikisi de commercialsreklam as well as moviefilm marketingpazarlama.
393
939000
3000
bizim neuromarketing'in öyküsünü anlatmamızı sağladılar.
15:57
We wentgitti to SanSan PauloPaulo where they have bannedyasaklı outdoorAçık advertisingreklâm.
394
942000
3000
Dış mekan reklamlarının yasaklandığı San Paulo'ya gittik.
16:00
In the entiretüm cityŞehir for the pastgeçmiş fivebeş yearsyıl,
395
945000
2000
Son beş senedir şehirde
16:02
there's no billboardsreklam panoları, there's no postersafişler, there's no flyersel ilanları, nothing.
396
947000
3000
ne billboard, ne poster, ne de el ilanları var. Hiçbir şey yok.
16:05
(ApplauseAlkış)
397
950000
2000
(Alkışlar)
16:07
And we wentgitti to schoolokul districtsİlçeler
398
952000
2000
Amerika'da şirketlerin günümüzde erişmeye çalıştıkları
16:09
where now companiesşirketler are makingyapma theironların way
399
954000
2000
para sıkıntısı olan
16:11
into cash-strappednakit sıkıntısı çeken schoolsokullar all acrosskarşısında AmericaAmerika.
400
956000
3000
okullara gittik.
16:14
What's incredibleinanılmaz for me is the projectsprojeler that I've gottenkazanılmış the mostçoğu feedbackgeri bildirim out of,
401
959000
3000
Benim için inanılmaz olan şu ki, içinden en çok geri dönüş aldığım
16:17
or I've had the mostçoğu successbaşarı in,
402
962000
2000
ya da en büyük başarılara ulaştığım projeler
16:19
are onesolanlar where I've interactedetkileşim with things directlydirekt olarak.
403
964000
2000
doğrudan etkileşime girdiklerim oldu.
16:21
And that's what these brandsmarkalar did.
404
966000
2000
Ve bu şirketler de
16:23
They cutkesim out the middlemanaracı, they cutkesim out theironların agenciesajanslar
405
968000
2000
aracıları ortadan kaldırdılar, ajanslarını ortadan kaldırdılar
16:25
and said, "Maybe these agenciesajanslar
406
970000
2000
ve şöyle dediler
16:27
don't have my besten iyi interestfaiz in mindus.
407
972000
2000
"Belki de bu ajanslar benim için en iyi olanı düşünmüyorlar"
16:29
I'm going to dealanlaştık mı directlydirekt olarak with the artistsanatçı.
408
974000
2000
Sanatçıyla ben doğrudan görüşeceğim.
16:31
I'm going to work with him to createyaratmak something differentfarklı,
409
976000
2000
Onunla değişik bir şey,
16:33
something that's going to get people thinkingdüşünme,
410
978000
2000
insanları düşünmeye sevk edecek bir şey yaratacağım
16:35
that's going to challengemeydan okuma the way we look at the worldDünya."
411
980000
2000
ve bu dünyaya bakış tarzımızı sorgulayacak.
16:37
And how has that been for them? Has it been successfulbaşarılı?
412
982000
2000
Peki bu zamana kadar bu yaklaşım nasıl sonuçlar verdi? Başarılı oldu mu?
16:39
Well, sincedan beri the filmfilm premieredİlk seslendirilişi: at the SundanceSundance FilmFilm FestivalFestivali, let's take a look.
413
984000
3000
Artık filmimiz Sundance Film Festivali'nde gösterime girdiğine göre bir göz atabiliriz.
16:42
AccordingAccording to BurrellesBurrelles, the moviefilm premieredİlk seslendirilişi: in JanuaryOcak,
414
987000
3000
Burrelles'e göre film Ocak'ta prömiyerini yaptı,
16:45
and sincedan beri then -- and this isn't even the wholebütün thing --
415
990000
2000
ve o zamandan beri - ve bu tüm olayın sadece küçük bir parçası -
16:47
we'vebiz ettik had 900 millionmilyon mediamedya impressionsizlenimler for this filmfilm.
416
992000
3000
film hakkında 900 milyon medya gösterimi aldık.
16:50
That's literallyharfi harfine coveringkapsayan just like a two and a half-weekyarı-hafta perioddönem.
417
995000
2000
Bu kelimenin tam anlamıyla iki buçuk haftalık bir zamanın tümünün kaplanması demek.
16:52
That's only onlineinternet üzerinden -- no printbaskı, no TVTV.
418
997000
2000
Bunlar sadece dijital ortamdaki veriler -- Basılı yayın ya da TV dahil değil --
16:54
The filmfilm hasn'tdeğil sahiptir even been distributeddağıtılmış yethenüz.
419
999000
2000
Film'in dağıtımına daha başlanmadı bile.
16:56
It's not even onlineinternet üzerinden. It's not even streamingyayın Akışı.
420
1001000
2000
Film dijital ortamda yayınlanmış değil. Hiç bir yayın söz konusu değil.
16:58
It's not even been out into other foreignyabancı countriesülkeler yethenüz.
421
1003000
3000
Ve henüz yabancı ülkelere gönderilmedi bile.
17:01
So ultimatelyen sonunda,
422
1006000
2000
Yani sonuç olarak
17:03
this filmfilm has alreadyzaten startedbaşladı to gainkazanç a lot of momentummoment.
423
1008000
3000
bu film şimdiden momentum kazanmaya başladı bile.
17:06
And not badkötü for a projectproje that almostneredeyse everyher adilan agencyAjans we talkedkonuştuk to
424
1011000
3000
Ve hiç de kötü bir proje değil, konuştuğumuz neredeyse tüm reklam ajansları
17:09
advisedtavsiye theironların clientsistemciler not to take partBölüm.
425
1014000
2000
müşterilerine bu projede yer almamalarını tavsiye etti.
17:11
What I always believe
426
1016000
2000
Benim her zaman inandığım bir şey vardır.
17:13
is that if you take chancesşansı, if you take risksriskler,
427
1018000
2000
O da şudur ki, eğer şansınızı denerseniz, eğer risk alırsanız
17:15
that in those risksriskler will come opportunityfırsat.
428
1020000
3000
bu risklerden fırsatlar doğacaktır.
17:18
I believe that when you pushit people away from that,
429
1023000
2000
Şuna inanıyorum ki, eğer insanları bundan uzaklaştırırsanız,
17:20
you're pushingitme them more towardskarşı failurebaşarısızlık.
430
1025000
2000
insanları aslında başarısızlığa doğru yönlendirirsiniz.
17:22
I believe that when you traintren your employeesçalışanlar to be riskrisk aversehoşlanmıyorsunuz,
431
1027000
3000
İnanıyorum ki, çalışanlarınızı risklerden kaçınacak şekilde eğitirseniz,
17:25
then you're preparinghazırlamak your wholebütün companyşirket
432
1030000
2000
bu sayede aslında tüm şirketi
17:27
to be rewardödül challengedmeydan.
433
1032000
2000
ödüllerle sınanmaya hazırlarsınız.
17:29
I feel like that what has to happenolmak movinghareketli forwardileri
434
1034000
2000
Hissettiğim şu ki, ilerlemek için gerekli olan şey
17:31
is we need to encourageteşvik etmek people to take risksriskler.
435
1036000
3000
insanları risk almaya cesaretlendirmektir.
17:34
We need to encourageteşvik etmek people to not be afraidkorkmuş
436
1039000
2000
İnsanları onları korkutabilecek fırsatlardan
17:36
of opportunitiesfırsatlar that mayMayıs ayı scarekorkutmak them.
437
1041000
2000
korkmamaya cesaretlendirmeliyiz.
17:38
UltimatelySonuçta, movinghareketli forwardileri,
438
1043000
2000
En nihayetinde, devam edersek,
17:40
I think we have to embracekucaklamak fearkorku.
439
1045000
2000
sanırım korkuyu kucaklamalıyız.
17:42
We'veBiz ettik got to put that bearayı in a cagekafes.
440
1047000
2000
İşte bu ayıyı kafese koymalıyız!
17:44
(LaughterKahkaha)
441
1049000
7000
(Gülüşmeler)
17:51
EmbraceKucaklama fearkorku. EmbraceKucaklama riskrisk.
442
1056000
3000
Korkuyu kucaklayın. Riski kucaklayın.
17:54
One bigbüyük spoonfulkaşık at a time, we have to embracekucaklamak riskrisk.
443
1059000
3000
Her seferinde birer kaşık alarak, riski kucaklamalıyız.
17:57
And ultimatelyen sonunda, we have to embracekucaklamak transparencyşeffaflık.
444
1062000
4000
Ve en son olarak da, şeffaflığı benimsemeliyiz.
18:01
TodayBugün, more than ever,
445
1066000
2000
Bugün, birazcık samimiyet,
18:03
a little honestyDürüstlük is going to go a long way.
446
1068000
2000
daha önce olmadığı kadar büyük etki yaratacak.
18:05
And that beingolmak said, throughvasitasiyla honestyDürüstlük and transparencyşeffaflık,
447
1070000
3000
Ve sonuç olarak, samimiyet ve şeffaflık ile,
18:08
my entiretüm talk, "EmbraceKucaklama TransparencyŞeffaflık,"
448
1073000
3000
tüm bu konuşmam "Şeffaflığı Kucaklayın"
18:11
has been broughtgetirdi to you
449
1076000
2000
sizlere
18:13
by my good friendsarkadaşlar at EMCEMC,
450
1078000
3000
ebay'den isim haklarını
18:16
who for $7,100
451
1081000
2000
$7,100'e satın alan,
18:18
boughtsatın the namingadlandırma rightshaklar on eBayeBay.
452
1083000
2000
EMC'deki iyi arkadaşlarım tarafından sunuldu.
18:20
(ApplauseAlkış)
453
1085000
9000
(Alkışlar)
18:29
EMCEMC: TurningDönüm bigbüyük dataveri
454
1094000
3000
EMC: Büyük Verileri
18:32
into bigbüyük opportunityfırsat
455
1097000
2000
Dünya Çapında Tüm Organizasyonlar için
18:34
for organizationsorganizasyonlar all over the worldDünya.
456
1099000
2000
Büyük Fırsatlara Dönüştürüyor.
18:36
EMCEMC presentshediyeler: "EmbraceKucaklama TransparencyŞeffaflık."
457
1101000
3000
EMC "Şeffaflığı Kucaklayın"ı Sunar.
18:39
Thank you very much, guys.
458
1104000
2000
Çok teşekkürler çocuklar.
18:41
(ApplauseAlkış)
459
1106000
13000
(Alkışlar)
18:54
JuneHaziran CohenCohen: So, MorganMorgan,
460
1119000
3000
Juna Cohen: Peki söyle Morgan,
18:57
in the nameisim of transparencyşeffaflık,
461
1122000
2000
şeffaflık adına soruyorum
18:59
what exactlykesinlikle happenedolmuş to that $7,100?
462
1124000
2000
şu $7,100'a ne oldu?
19:01
MSMS: That is a fantasticfantastik questionsoru.
463
1126000
3000
MS: Bu muhteşem bir soru.
19:04
I have in my pocketcep a checkKontrol
464
1129000
3000
Şu anda cebimde
19:07
madeyapılmış out to the parentebeveyn organizationorganizasyon to the TEDTED organizationorganizasyon,
465
1132000
2000
TED organizasyonunun sahibi organizasyon
19:09
the SaplingFidan FoundationVakfı --
466
1134000
2000
Sapling Foundation'a yazılmış
19:11
a checkKontrol for $7,100
467
1136000
2000
ve gelecek yılki TED'e katılmam için kullanılacak
19:13
to be applieduygulamalı towardkarşı my attendancekatılım for nextSonraki year'syılın TEDTED.
468
1138000
3000
$7,100 değerinde bir çek var.
19:16
(LaughterKahkaha)
469
1141000
2000
(Gülüşmeler)
19:18
(ApplauseAlkış)
470
1143000
3000
(Alkışlar)
Translated by Halil Gokhan Aydin
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Morgan Spurlock - Filmmaker
Morgan Spurlock makes documentary film and TV that is personal, political -- and, above all, deeply empathetic.

Why you should listen

Though it was as high-concept as any reality-TV show, Morgan Spurlock's 2004 film Super Size Me was something else entirely: a critique of modern fast-feeding, wrapped in the personal story of a charming, curious host. And "host" can be taken literally: eating only McDonald's for 30 days straight, Spurlock went into a shocking physical and emotional decline, showing via his own body the truth about junk food. After this Oscar-nominated doc came Spurlock's three-seasons-long unscripted TV show, 30 Days, based on another lifehack: Send a person to live, for 30 days, inside another worldview. Stories from 30 Days are human, engaging, surprising: An anti-immigrant activist warms to a tight-knit family of border-crossers; an outsourced US engineer meets the Indian engineer who holds his old job; a former pro football player spends 30 days navigating the world in a wheelchair.

In 2008, Spurlock released Where in the World Is Osama Bin Laden?, about his months-long trek through Afghanistan, Saudi Arabia, Egypt, Israel, Palestine ... following leads and interviewing people along the way. (In an interview, he guessed he got within 50 miles of Osama before winding up the hunt.) He was also part of a group-filmed version of Freakonomics. He wrote a book about his fast-food odyssey, called Don't Eat This Book -- while his wife, vegan chef Alex Jamieson, wrote a bestseller about the eight-week cleansing diet she put Spurlock on after he got supersized.

His latest film, The Greatest Movie Ever Sold, dives into the mysterious world of brand sponsorship, a major influence on how pop culture is developed and shared. Almost totally sponsored itself, the film was the first to be sold at Sundance 2011, and, it's said, made a profit before it even opened. The film debuts in US theaters on April 22, 2011.

 

More profile about the speaker
Morgan Spurlock | Speaker | TED.com