ABOUT THE SPEAKER
John Hunter - Educator
Teacher and musician John Hunter is the inventor of the World Peace Game (and the star of the documentary "World Peace and Other 4th-Grade Achievements").

Why you should listen

Musician, teacher, filmmaker and game designer, John Hunter has dedicated his life to helping children realize their full potential. His own life story is one of a never-ending quest for harmony. As a student, he studied comparative religions and philosophy while traveling through Japan, China and India. In India, inspired by Ghandi's philosophy, he began to think about the role of the schoolteacher in creating a more peaceful world.

As his online biography says: "Accepting the reality of violence, he would seek to incorporate ways to explore harmony in various situations. This exploration would take form in the framework of a game – something that students would enjoy. Within the game data space, they would be challenged, while enhancing collaborative and communication skills."

In 1978, at the Richmond Community High School, Hunter led the first sessions of his World Peace Game, a hands-on political simulation. The game has now been played around the world, on a four-tiered board. It's the subject of the new film World Peace and Other 4th-Grade Achievements.

Read John Hunter's note to the community following the publication of his TEDTalk >>

More profile about the speaker
John Hunter | Speaker | TED.com
TED2011

John Hunter: Teaching with the World Peace Game

World Peace Game ile John Hunter

Filmed:
1,558,983 views

John Hunter dünyanın tüm sorunlarını 4'x5' lik bir pleksiglas tabla üzerine yerleştirdi ve 4. sınıf öğrencilerinin bu sorunları çözmesini istedi. TED2011'de Dünya Barış Oyunu'nun nasıl okul çocuklarını kaynaştırdığını ve sınıf derslerinin ötesinde neden karmaşık konuları anlattığını -- doğaçlama ve her zaman hayret verici -- anlatıyor.
- Educator
Teacher and musician John Hunter is the inventor of the World Peace Game (and the star of the documentary "World Peace and Other 4th-Grade Achievements"). Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
I'm very fortunateşanslı to be here.
0
0
2000
Bugün burada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum
00:17
I feel so fortunateşanslı.
1
2000
2000
Çok şanslı olduğumu hissediyorum.
00:19
I've been so impressedetkilendim by the kindnessnezaket expressedifade to me.
2
4000
4000
Bana aktarılan bu iyi duygulardan çok etkilenmiş durumdayım.
00:23
I calleddenilen my wifekadın eş LeslieLeslie,
3
8000
2000
Karım Leslie'ye seslendim
00:25
and I said, "You know, there's so manyçok good people
4
10000
2000
ve dedim ki "Bildiğin gibi, bir çok iyi insan var
00:27
tryingçalışıyor to do so much good.
5
12000
2000
çok fazla iyi şeyler yapmak için çaba harcayan
00:29
It feelshissediyor like I've landedindi in a colonykoloni of angelsMelekler."
6
14000
4000
Sanki "bir melekler topluluğunun ortasına inmiş" gibi hissediyorum.
00:33
It's a truedoğru feelingduygu.
7
18000
3000
Bu gerçek bir duygu.
00:36
But let me get to the talk -- I see the clocksaat is runningkoşu.
8
21000
3000
Fakat artık konuşmama başlamalıyım -- saatin ilerlediğini görüyorum.
00:39
I'm a publichalka açık schoolokul teacheröğretmen,
9
24000
3000
Ben bir devlet okulu öğretmeniyim,
00:42
and I just want to sharepay a storyÖykü of my superintendentBaş Komiser.
10
27000
3000
ve sizlerle müdüremiz ile ilgili bir hikaye paylaşmak istiyorum.
00:45
Her nameisim is PamPam MoranMoran
11
30000
2000
Onun Adı Pam Moran
00:47
in AlbemarleAlbemarle Countyİlçe, VirginiaVirginia,
12
32000
2000
Virginia, Albermarle İlçesinden,
00:49
the foothillseteklerinde of the BlueMavi RidgeRidge MountainsDağlar.
13
34000
2000
Blue Ridge Dağlarının eteklerinde.
00:51
And she's a very high-techyüksek teknoloji superintendentBaş Komiser.
14
36000
2000
Ve kendisi bir hayli ileri-teknolojik bir amirdir.
00:53
She useskullanımları smartakıllı boardspanoları, she blogsbloglar,
15
38000
2000
Akıllı yazı tahtaları kullanır, blog yazarlığı yapar,
00:55
she TweetsTweets, she does FacebookFacebook,
16
40000
2000
Tweet'ler, Facebook kullanır,
00:57
she does all this sortçeşit of high-techyüksek teknoloji stuffşey.
17
42000
2000
kısacası bu ve benzeri ileri-teknolojinin araçlarını etkin kullanır.
00:59
She's a technologyteknoloji leaderlider and instructionalöğretim leaderlider.
18
44000
3000
Hem bir teknoloji lideri, hemde bir eğitici liderdir.
01:02
But in her officeofis,
19
47000
2000
Fakat ofisinde
01:04
there's this oldeski woodenahşap, weather-wornHava durumu söz konusu ürün tabletablo, kitchenmutfak tabletablo --
20
49000
4000
eski ve yıkık dökük ahşap bir masa vardır--
01:08
peelingpeeling greenyeşil paintboya, it's kindtür of ricketyçürük.
21
53000
3000
yeşil boyası pul pul soyulmuş, hatta köhne denilebilecek bir masa.
01:11
And I said, "PamPam, you're suchböyle a modernmodern, cutting-edgeson teknoloji personkişi.
22
56000
4000
Ona dedim ki, "Pam, sen modern ve bunu en iyi şekilde hayatına yansıtan bir insansın.
01:15
Why is this oldeski tabletablo in your officeofis?"
23
60000
2000
Bu eski masanın ofisinde olmasının sebebi nedir?"
01:17
And she told me, she said,
24
62000
2000
Bana dedi ki,
01:19
"You know, I grewbüyüdü up in SouthwesternGüneybatı VirginiaVirginia,
25
64000
3000
Bildiğin gibi ben Güney-Batı Virginia'da büyüdüm,
01:22
in the coalkömür minesmayınlar and the farmlandstarım arazileri of ruralkırsal VirginiaVirginia,
26
67000
3000
Kırsal Virginia'nın kömür madenlerinin ve tarım alanlarının olduğu bölgesinde,
01:25
and this tabletablo was in my grandfather'sbüyükbabasının kitchenmutfak.
27
70000
4000
ve bu masa büyük babamın mutfağında dururdu.
01:29
And we'devlenmek come in from playingoynama, he'diçin ona come in from plowingçiftçilik and workingçalışma,
28
74000
3000
Biz oyun oynamaktan döndüğümüzde, o da tarlayı sürmekten ve çalışmaktan döndüğünde
01:32
and we'devlenmek sitoturmak around that tabletablo everyher night.
29
77000
2000
her akşam masanın etrafında otururduk.
01:34
And as I grewbüyüdü up, I heardduymuş so much knowledgebilgi
30
79000
3000
Ve bir yandan büyürken, bir yandan çok şey öğrendim
01:37
and so manyçok insightsanlayışlar and so much wisdombilgelik
31
82000
2000
çok fazla kavrayış ve bilgelik
01:39
come out around this tabletablo,
32
84000
2000
bu masanın etrafında ortaya çıktı,
01:41
I beganbaşladı to call it the wisdombilgelik tabletablo.
33
86000
3000
Ben de onu bilgelik masası olarak adlandırmaya başladım.
01:44
And when he passedgeçti on, I tookaldı this tabletablo with me and broughtgetirdi it to my officeofis,
34
89000
3000
Büyük babam vefat ettikten sonra, bu masayı yanımda getirdim ve ofisime koydum,
01:47
and it remindshatırlatır me of him.
35
92000
2000
ve bana onu hatırlatıyor.
01:49
It remindshatırlatır me of what goesgider on around an emptyboş spaceuzay sometimesara sıra."
36
94000
5000
bana zaman zaman boş bir tablanın etrafında neler olabileceğini hatırlatıyor."
01:54
The projectproje I'm going to tell you about
37
99000
2000
Sizlere bahsedeğim proje
01:56
is calleddenilen the WorldDünya PeaceBarış GameOyunu,
38
101000
2000
Dünya Barış Oyunu adını taşıyor
01:58
and essentiallyesasen it is alsoAyrıca an emptyboş spaceuzay.
39
103000
2000
ve aslında o da bir boş tabla.
02:00
And I'd like to think of it
40
105000
2000
onu da 21.yy'ın bilgelik masası olarak
02:02
as a 21stst centuryyüzyıl wisdombilgelik tabletablo, really.
41
107000
4000
düşünmek beni mutlu ediyor gerçekten.
02:06
It all startedbaşladı back in 1977.
42
111000
4000
Herşey 1977 yılında başladı
02:10
I was a younggenç man,
43
115000
3000
Genç bir adamdım,
02:13
and I had been droppingbırakarak in and out of collegekolej.
44
118000
7000
ve üniversiteden bir ayrılıp bir geri dönüyordum.
02:20
And my parentsebeveyn were very patienthasta,
45
125000
3000
Ailem çok sabırlıydı,
02:23
but I had been doing intermittentaralıklı sojournsgezileri to IndiaHindistan
46
128000
2000
bir yandan da mistik arayışlarım doğrultusunda
02:25
on a mysticalmistik questQuest.
47
130000
2000
Hindistan'a ziyaretler gerçekleştiriyordum.
02:27
And I rememberhatırlamak the last time I camegeldi back from IndiaHindistan --
48
132000
2000
Hindistan'dan en son döndüğüm zamanı hatırlıyorum --
02:29
in my long whitebeyaz flowingakan robeselbiseler
49
134000
2000
uzun beyaz elbisemin içinde
02:31
and my bigbüyük beardsakal and my JohnJohn LennonLennon glassesgözlük --
50
136000
3000
uzun bir sakal ve John Lennon gözlüklerimle,
02:34
and I said to my fatherbaba,
51
139000
2000
Babama demiştim ki,
02:36
"DadBaba, I think I've just about foundbulunan spiritualmanevi enlightenmentaydınlatma."
52
141000
2000
"Baba, galiba sonunda ruhsal aydınlanmaya ulaştım."
02:38
He said, "Well there's one more thing you need to find."
53
143000
3000
Bana dedi ki, "İyi öyleyse, bulman gereken tek bir şey daha kaldı"
02:41
I said, "What is that, dadbaba?" "A job."
54
146000
3000
Dedim ki "O nedir baba?" "Bir iş."
02:44
(LaughterKahkaha)
55
149000
3000
(Kahkahalar)
02:47
And so they pleadedyalvardı with me to get a degreederece in something.
56
152000
3000
bana bir iş bulmam için yalvardılar
02:50
So I got a degreederece
57
155000
2000
bunun üzerine ben de okula başladım
02:52
and it turneddönük out to be educationEğitim.
58
157000
2000
ve konum bir şekilde eğitim oldu
02:54
It was an experimentaldeneysel educationEğitim programprogram.
59
159000
2000
deneysel bir eğitim programıydı
02:56
It could have been dentistryDiş Hekimliği, but the wordsözcük "experimentaldeneysel" was in it,
60
161000
2000
Bu dişçilik de olabilirdi ama "deneysel" kelimesi içinde olduğundan
02:58
and so that's what I had to go for.
61
163000
3000
kendimi katılmak için bir nevi zorunlu hissettim.
03:01
And I wentgitti in for a job interviewröportaj
62
166000
3000
bir iş görüşmesine gittiğimde
03:04
in the RichmondRichmond PublicKamu SchoolsOkullar in VirginiaVirginia, the capitalBaşkent cityŞehir,
63
169000
3000
Virginia Başkent'te Richmond Devlet Okulu'nda
03:07
boughtsatın a three-pieceüç parçalı suittakım elbise -- my concessionimtiyaz to conventionKongre --
64
172000
3000
üç parçalı bir takım elbise satın aldım --bu benim görüşme için verdiğim tavizdi,
03:10
kepttuttu my long beardsakal and my afroAfro
65
175000
2000
uzun sakal ve afro saçlarımla birlikte
03:12
and my platformplatform shoesayakkabı -- at the time it was the '70s --
66
177000
3000
platform topuklu ayakkabılarım da dahil olmak üzere -- o zamanlar 70'lerdi--
03:15
and I walkedyürüdü in, and I satoturdu down and had an interviewröportaj.
67
180000
3000
içeri girdim, oturdum ve mülakatı gerçekleştirdik.
03:18
And I guesstahmin they were hardzor up for teachersöğretmenler
68
183000
2000
Herhalde öğretmen kıtlığı yaşıyorlardı,
03:20
because the supervisorgözetmen, her nameisim was AnnaAnna AroAro,
69
185000
2000
çünkü amir, adı Anna Aro idi,
03:22
said I had the job teachingöğretim giftedyetenekli childrençocuklar.
70
187000
3000
Özel öğrenciler için öğretmenlik işini aldığımı söyledi.
03:26
And I was so shockedşok, so stunnedhayrete,
71
191000
2000
Çok şaşırmış ve sersemlemiştim,
03:28
I got up and said, "Well, thank you, but what do I do?"
72
193000
3000
ayağa kalktım, ve dedim ki " Peki öyleyse, teşekkür ederim, ama ben şimdi ne yapacağım?"
03:31
(LaughterKahkaha)
73
196000
3000
(Kahkahalar)
03:34
GiftedYetenekli educationEğitim hadn'tolmasaydı really takenalınmış holdambar too much.
74
199000
2000
Özel eğitim fazla bilindik değildi.
03:36
There weren'tdeğildi really manyçok materialsmalzemeler or things to use.
75
201000
3000
Kullanmak için çok fazla materyal yoktu.
03:39
And I said, "What do I do?"
76
204000
2000
Ben de sordum, "Ne yapmalıyım?"
03:41
And her answerCevap shockedşok me. It stunnedhayrete me.
77
206000
3000
Cevabı benim için bir şoktu. Beni sersemletti.
03:44
Her answerCevap setset the templateşablon
78
209000
2000
Cevabı, o zamandan sonraki tüm kariyerim için
03:46
for the entiretüm careerkariyer I was to have after that.
79
211000
3000
kullanacağım şablonu oluşturdu.
03:50
She said, "What do you want to do?"
80
215000
4000
Bana dedi ki, " Sen ne yapmak istiyorsun?"
03:55
And that questionsoru clearedtemizlenir the spaceuzay.
81
220000
2000
Bu soru zihnimi berraklaştırdı.
03:57
There was no programprogram directiveyönergesi, no manualManuel to followtakip et,
82
222000
3000
Herhangi bir program direktifi yoktu, bir el kitabı mevcut değildi,
04:00
no standardsstandartlar in giftedyetenekli educationEğitim
83
225000
3000
özel eğitimde bu şekilde
04:03
in that way.
84
228000
2000
herhangi bir standart yoktu
04:05
And she clearedtemizlenir suchböyle a spaceuzay
85
230000
2000
ve zihnimde öyle bir yer açtı ki,
04:07
that I endeavoredçaba from then on
86
232000
2000
bundan sonra ben de
04:09
to clearaçık a spaceuzay for my studentsöğrencilerin, an emptyboş spaceuzay,
87
234000
3000
öğrencilerim için kendi anlayışları doğrultusunda
04:12
wherebyMademki they could createyaratmak and make meaninganlam
88
237000
2000
kendi anlamlarını çıkaracakları bir
04:14
out of theironların ownkendi understandinganlayış.
89
239000
3000
boş tabla oluşturmaya gayret ettim.
04:18
So this happenedolmuş in 1978,
90
243000
3000
Bu anlattığım olay 1978'de gerçekleşti,
04:21
and I was teachingöğretim manyçok yearsyıl latersonra,
91
246000
3000
ve uzun yıllar öğretmenlik yapmaya devam ettim,
04:24
and a friendarkadaş of mineMayın introducedtanıtılan me to a younggenç filmmakerfilm yapımcısı.
92
249000
3000
derken bir arkadaşım beni genç bir film yapımcısı ile tanıştırdı.
04:27
His nameisim is ChrisChris FarinaNişasta.
93
252000
2000
Bu bayın adı Chris Farina idi.
04:29
ChrisChris FarinaNişasta is here todaybugün at his ownkendi costmaliyet.
94
254000
2000
Chris Farina bugün kendi imkanlarıyla burada bulunuyor.
04:31
ChrisChris, could you standdurmak up and let them see you --
95
256000
2000
Chris, lütfen ayağa kalkıp kendini gösterir misin --
04:33
a younggenç, visionarydüşsel filmmakerfilm yapımcısı who'skim madeyapılmış a filmfilm.
96
258000
3000
bir film yapmış olan genç, öngürülü film yapımcısı.
04:36
(ApplauseAlkış)
97
261000
4000
(Alkışlar)
04:40
This filmfilm is calleddenilen "WorldDünya PeaceBarış and Other 4thinci GradeSınıf AchievementsBaşarıları."
98
265000
3000
Filmin adı "World Peace and Other 4th Grade Achievements."
04:43
He proposedönerilen the filmfilm to me -- it's a great titleBaşlık.
99
268000
3000
Bana filmi önerdiğinde -- ki bu arada harika bir isim
04:46
He proposedönerilen the filmfilm to me,
100
271000
2000
Bana filmi önerdiğinde,
04:48
and I said, "Yeah, maybe it'llolacak be on localyerel TVTV,
101
273000
2000
dedim ki "Eh belki yerel bir televizyonda yayınlanır,
04:50
and we can say hiMerhaba to our friendsarkadaşlar."
102
275000
2000
ve biz de arkadaşlarımıza selam gönderebiliriz."
04:52
But the filmfilm has really gonegitmiş placesyerler.
103
277000
2000
Fakat film gerçekten bir yerlere geldi.
04:54
Now it's still in debtborç, but ChrisChris has managedyönetilen, throughvasitasiyla his ownkendi sacrificekurban,
104
279000
3000
Hala bir takım borçlar olsa da Chris bir takım fedakarlıklar da yaparak
04:57
to get this filmfilm out.
105
282000
2000
bu filmi yapmayı başardı.
04:59
So we madeyapılmış a filmfilm
106
284000
2000
Böylece biz bir film yaptık
05:01
and it turnsdönüşler out to be more than a storyÖykü about me,
107
286000
3000
ve zamanla benim hakkımdaki bir hikaye olmaktan çıkıp
05:04
more than a storyÖykü about one teacheröğretmen.
108
289000
2000
bir öğretmen hakkındaki bir hikayeye dönüştü.
05:06
It's a storyÖykü that's a testamentahit to teachingöğretim and teachersöğretmenler.
109
291000
4000
Bu film, öğretme sanatı ve öğretmenlere vasiyet niteliğinde bir öyküdür.
05:10
And it's a beautifulgüzel thing.
110
295000
2000
Ve çok da güzel bir şeydir.
05:12
And the strangegarip thing is, when I watch the filmfilm --
111
297000
3000
İlginç olan şey ise, filmi izlerken --
05:15
I have the eerieürkütücü sensationduygu of seeinggörme it --
112
300000
3000
onu izlemek bir anlamda ürkütücüydü --
05:18
I saw myselfkendim literallyharfi harfine disappearkaybolmak.
113
303000
3000
kendimi tam anlamıyla kaybolmuş olarak gördüm.
05:21
What I saw
114
306000
2000
Gördüğüm şey
05:23
was my teachersöğretmenler cominggelecek throughvasitasiyla me.
115
308000
4000
Benim öğretmenlerimin benim aracılığım ile ortaya çıktıklarıydı.
05:27
I saw my geometrygeometri teacheröğretmen in highyüksek schoolokul, MrBay. Rucell'sRucell'ın
116
312000
4000
Lisedeki geometri öğretmenimi gördüm, Mr. Rucell'i
05:31
wryalaycı smilegülümseme underaltında his handlebarGidon mustacheBıyık.
117
316000
3000
Palabıyıklarının altındaki çarpık gülümsemesiyle.
05:34
That's the smilegülümseme I use -- that's his smilegülümseme.
118
319000
3000
Bu gülüş benim de gülüşümdü. -- aslında onun olmasına rağmen.
05:37
I saw JanJan Polo'sPolo flashingyanıp sönen eyesgözleri.
119
322000
3000
Jan Polo'nun ışıldayan gözlerini gördüm.
05:40
And they weren'tdeğildi flashingyanıp sönen in angeröfke,
120
325000
2000
ve onlar kızgınlıkla parlamıyordu,
05:42
they were flashingyanıp sönen in love, intenseyoğun love for her studentsöğrencilerin.
121
327000
3000
sevgiyle ve öğrencileri için yoğun bir sevgiyle parlıyorlardı.
05:45
And I have that kindtür of flashflaş sometimesara sıra.
122
330000
3000
bazen ben de böylesi bir ışıldamaya sahip oluyorum.
05:48
And I saw MissBayan EthelEthel J. BanksBankalar
123
333000
3000
İlkokuldan Bayan Ethel J. Banks'i de gördüm
05:51
who woregiydiği pearlsİnciler and high-heelsyüksek topuklar to elementarytemel schoolokul everyher day.
124
336000
4000
her gün topuklu ayakkabılar ve inciler giyerdi.
05:55
And you know, she had that old-schoolEski usül teacheröğretmen starebakıyorum.
125
340000
4000
Ve bilirsiniz, şu eski okul- öğretmenlerinin bakışı vardı.
05:59
You know the one.
126
344000
2000
Hangisi olduğunu bilirsiniz.
06:01
(LaughterKahkaha)
127
346000
3000
(Kahkahalar)
06:04
"And I'm not even talkingkonuşma about you behindarkasında me,
128
349000
2000
Sen arkamdaki hakkında konuşmuyorum bile,
06:06
because I've got eyesgözleri in the back of my headkafa."
129
351000
2000
çünkü kafamın arkasında gözlerim var."
06:08
(LaughterKahkaha)
130
353000
3000
(Kahkahalar)
06:11
You know that teacheröğretmen?
131
356000
2000
Bu tip öğretmenleri biliyorsunuz değil mi?
06:13
I didn't use that starebakıyorum very oftensık sık,
132
358000
2000
Bu bakışı çok sık kullanmıyorum,
06:15
but I do have it in my repertoirerepertuar.
133
360000
3000
ama repertuvarımda var.
06:18
And MissBayan BanksBankalar was there as a great mentorakıl hocası for me.
134
363000
3000
Miss Banks'de oradaydı ki kendisi benim için muhteşem bir akıl hocasıdır.
06:21
And then I saw
135
366000
2000
Sonrasında kendi ailemi,
06:23
my ownkendi parentsebeveyn, my first teachersöğretmenler.
136
368000
3000
ilk öğretmenlerimi gördüm.
06:26
My fatherbaba, very inventiveyaratıcı, spatialuzaysal thinkerdüşünür.
137
371000
3000
yaratıcı ve çok özel bir düşünür olan babamı,
06:29
That's my brothererkek kardeş MalcolmMalcolm there on the right.
138
374000
3000
Sağ tarafta oturan kardeşim Malcolm'u.
06:32
And my motheranne,
139
377000
2000
Ve annemi,
06:34
who taughtöğretilen me in fourthdördüncü gradesınıf
140
379000
2000
Dördüncü sınıfta öğretmenimdi
06:36
in segregatedayrılmış schoolsokullar in VirginiaVirginia,
141
381000
2000
Virginia'da farklı okullarda,
06:38
who was my inspirationilham.
142
383000
3000
Benim ilham kaynağımdı.
06:41
And really, I feel as thoughgerçi,
143
386000
2000
gerçekten de hissettiğim,
06:43
when I see the filmfilm --
144
388000
2000
filmi gördüğümde
06:45
I have a gesturejest she does, like this --
145
390000
3000
-- anneme ait olan bir hareket var bende de, şöyle bir şey --
06:48
I feel like I am a continuationDevamı of her gesturejest.
146
393000
4000
Onun bu hareketinin devamı olduğumu hissettim.
06:52
I am one of her teachingöğretim gesturesmimik.
147
397000
2000
ben onun öğretici hareketlerinden birisiyim.
06:54
And the beautifulgüzel thing was,
148
399000
2000
ve güzel olan şey şuydu,
06:56
I got to teachöğretmek my daughterkız evlat in elementarytemel schoolokul, MadelineMadeline.
149
401000
3000
ben de kızımın, Madeline'in, ilkokuldaki öğretmeniydim.
06:59
And so that gesturejest of my mother'sannenin
150
404000
2000
ve bu sayede annemin bu hareketi,
07:01
continuesdevam ediyor throughvasitasiyla manyçok generationsnesiller.
151
406000
2000
bir çok nesil boyunca devam edecek.
07:03
It's an amazingşaşırtıcı feelingduygu
152
408000
2000
bu silsileye sahip olmak
07:05
to have that lineagesoy.
153
410000
2000
inanılmaz bir his.
07:07
And so I'm here standingayakta on the shouldersomuzlar of manyçok people.
154
412000
2000
Böylece burada bir çok insanın destekleri sayesinde bulunuyorum.
07:09
I'm not here aloneyalnız.
155
414000
2000
Burada yalnız değilim.
07:11
There are manyçok people on this stageevre right now.
156
416000
3000
Şu anda bu sahnede bir çok insan var.
07:15
And so this WorldDünya PeaceBarış GameOyunu I'd like to tell you about.
157
420000
4000
Sizlere bahsetmek istediğim World Peace Game,
07:19
It startedbaşladı out like this:
158
424000
2000
Şu şekilde başladı:
07:21
it's just a four-footdört ayak by five-footBeş metrelik plywoodkontrplâk boardyazı tahtası
159
426000
3000
Oyun bir buçuk- iki metrelik bir kontrplak tahtanın üzerindeydi
07:24
in an inner-cityşehir içi urbankentsel schoolokul, 1978.
160
429000
3000
1978 yılında, şehir içinde bir devlet okulundaydım.
07:27
I was creatingoluşturma a lessonders for studentsöğrencilerin on AfricaAfrika.
161
432000
2000
Afrika'daki çocuklar için bir ders hazırlıyordum.
07:29
We put all the problemssorunlar of the worldDünya there,
162
434000
2000
Dünyadaki bütün problemleri bu kontrplak tablanın üzerine yerleştirdik,
07:31
and I thought, let's let them solveçözmek it.
163
436000
2000
ve ben dedim ki, bırakalım da çözsünler.
07:33
I didn't want to lectureders or have just bookkitap readingokuma.
164
438000
3000
Sadece konu anlatmak ya da kitap okumak istemedim.
07:36
I wanted to have them be immerseddalmış
165
441000
2000
Onların konunun içine girmesini ve
07:38
and learnöğrenmek the feelingduygu of learningöğrenme throughvasitasiyla theironların bodiesbedenler.
166
443000
4000
tüm benlikleri ile öğrenmeyi hissetmelerini istedim.
07:42
So I thought, well they like to playoyun gamesoyunlar.
167
447000
2000
Düşündüm ki, oyun oynamayı seviyorlar.
07:44
I'll make something -- I didn't say interactiveinteraktif;
168
449000
2000
Bir şeyler yapmalıyım -- interaktif olarak adlandırmadım
07:46
we didn't have that termterim in 1978 --
169
451000
2000
çünkü 1978'lerde öyle bir terim yoktu --
07:48
but something interactiveinteraktif.
170
453000
2000
ama düşündüğüm buydu.
07:50
And so we madeyapılmış the gameoyun,
171
455000
2000
ve böylece oyunu yaptık,
07:52
and it has sincedan beri evolvedgelişti
172
457000
2000
ve devamlı olarak gelişim gösterdi,
07:54
to a four-footdört ayak by four-footdört ayak by four-footdört ayak
173
459000
3000
1.2 metreye 1.2 metrelik
07:57
PlexiglassPleksiglas structureyapı.
174
462000
3000
pleksiglas bir yapıya ulaşıncaya kadar.
08:00
And it has fourdört PlexiglassPleksiglas layerskatmanlar.
175
465000
3000
ve 4 adet pleksiglas katmanı var.
08:03
There's an outerdış spaceuzay layertabaka
176
468000
2000
Bir dış uzay katmanı var
08:05
with blacksiyah holesdelikler and satellitesuydular
177
470000
2000
karadelik ve uydulara sahip
08:07
and researchAraştırma satellitesuydular and asteroidasteroit miningmadencilik.
178
472000
2000
araştırma uyduları ve meteor madenciliği dahil.
08:09
There's an airhava and spaceuzay levelseviye
179
474000
2000
büyük pamuk yığınlarını kullanarak oluşturduğumuz
08:11
with cloudsbulutlar that are bigbüyük puffsPuffs of cottonpamuk we pushit around
180
476000
2000
bulutları içeren bir hava ve uzay katmanı var
08:13
and territorialtoprak airhava spacesalanlarda and airhava forcesgüçler,
181
478000
2000
hava sahaları ve hava kuvvetleri burada yer alıyor,
08:15
a groundzemin and seadeniz levelseviye with thousandsbinlerce of gameoyun piecesparçalar on it --
182
480000
3000
binlerce oyun elemanını içeren yeryüzü ve deniz katmanı var --
08:18
even an underseaDenizaltı levelseviye
183
483000
2000
Hatta denizaltılar ve deniz altı madenciliğinin bulunduğu
08:20
with submarinesdenizaltılar and underseaDenizaltı miningmadencilik.
184
485000
2000
bir deniz altı katmanımız bile var.
08:22
There are fourdört countriesülkeler around the boardyazı tahtası.
185
487000
2000
Oyun tablasında 4 adet ülke var.
08:24
The kidsçocuklar make up the namesisimler of the countriesülkeler -- some are richzengin; some are poorfakir.
186
489000
3000
Çocuklar ülke adlarını kendileri buluyorlar -- bazıları zengin bazıları fakir
08:27
They have differentfarklı assetsvarlıklar, commercialticari and militaryaskeri.
187
492000
3000
ticari ve askeri alanlarda değişik oranlarda üstünlükleri var.
08:30
And eachher countryülke has a cabinetdolap.
188
495000
2000
Her ülkenin bir bakanlar kurulu var.
08:32
There's a PrimeBaşbakan MinisterBakanı, SecretarySekreter of StateDevlet, MinisterBakanı of DefenseSavunma
189
497000
2000
Bir başbakan, bir eyalet sekreteri, savunma bakanı
08:34
and a CFOFİNANS MÜDÜRÜ, or ComptrollerMali işler.
190
499000
3000
Bir mali işler müdürü veya müfettiş.
08:37
I chooseseçmek the PrimeBaşbakan MinisterBakanı basedmerkezli on my relationshipilişki with them.
191
502000
3000
Onlarla olan ilişkilerime bağlı olarak başbakanlarını ben seçiyorum.
08:40
I offerteklif them the job, they can turndönüş it down,
192
505000
2000
Onlara iş öneriyorum, ki geri çevirebilirler,
08:42
and then they chooseseçmek theironların ownkendi cabinetdolap.
193
507000
2000
ve onlar da kendi bakanlar kurullarını belirliyorlar.
08:44
There's a WorldDünya BankBanka, armssilâh dealersbayiler and a UnitedAmerika NationsMilletler.
194
509000
3000
Oyunda dünya bankası var, silah tüccarları var, birleşmiş milletler var.
08:47
There's alsoAyrıca a weatherhava goddesstanrıça
195
512000
2000
Hatta bir hava durumu tanrıçası bile var
08:49
who controlskontroller a randomrasgele stockStok marketpazar and randomrasgele weatherhava.
196
514000
3000
rastlantısal borsa ve hava olaylarını kontrol ediyor.
08:52
(LaughterKahkaha)
197
517000
2000
(Kahkahalar)
08:54
That's not all.
198
519000
2000
Hepsi bu kadar da değil.
08:56
And then there's a 13-page-sayfa crisiskriz documentbelge
199
521000
2000
50 iç içe geçmiş problemi içeren
08:58
with 50 interlockingiç içe problemssorunlar.
200
523000
2000
13 sayfalık bir kriz belgesi var.
09:00
So that, if one thing changesdeğişiklikler, everything elsebaşka changesdeğişiklikler.
201
525000
3000
Böylece bir şey değiştiğinde, diğer her şey de onunla beraber değişiyor.
09:03
I throwatmak them into this complexkarmaşık matrixmatris,
202
528000
3000
Onları bu karmaşık matrisin içine bırakıyorum,
09:06
and they trustgüven me because we have a deepderin, richzengin relationshipilişki togetherbirlikte.
203
531000
4000
ve birbirimizle olan derin bağlarımızdan dolayı bana güveniyorlar.
09:11
And so with all these criseskrizler,
204
536000
2000
Bütün bu krizlerle birlikte,
09:13
we have -- let's see -- ethnicetnik and minorityazınlık tensionsgerginlikler;
205
538000
3000
-- bakalım -- etnik ve azınlık gerilimleri var,
09:16
we have chemicalkimyasal and nuclearnükleer spillssızıntıları,
206
541000
2000
kimyasal ve nükleer sızıntılar var,
09:18
nuclearnükleer proliferationçoğalma.
207
543000
2000
Nükleer silahlanma var.
09:20
There's oilsıvı yağ spillssızıntıları, environmentalçevre disastersafetler,
208
545000
3000
Petrol sızıntıları, çevresel felaketler,
09:23
waterSu rightshaklar disputesanlaşmazlıkları, breakawayBreakaway republicsCumhuriyetleri,
209
548000
3000
su hakları anlaşmazlıkları, ayrılıkçı cumhuriyetler,
09:26
faminekıtlık, endangerednesli tehlike altında olan speciesTürler and globalglobal warmingısınma.
210
551000
2000
Kıtlık, nesli tehlike altındaki türler, küresel ısınma.
09:28
If AlAl GoreGore is here,
211
553000
2000
Eğer Al Gore buradaysa,
09:30
I'm going to sendgöndermek my fourth-gradersDördüncü sınıflar from Agnor-HurtAgnor-zarar and VenableVenable schoolsokullar to you
212
555000
3000
Agnor-Hurt ve Venable okullarından 4. sınıf öğrencilerimi yanına gönderebilirim
09:33
because they solvedçözülmüş globalglobal warmingısınma in a weekhafta.
213
558000
3000
Çünkü küresel ısınmayı bir haftada çözdüler.
09:36
(LaughterKahkaha)
214
561000
2000
(Kahkahalar)
09:38
(ApplauseAlkış)
215
563000
3000
(Alkışlar)
09:41
And they'veonlar ettik donetamam it severalbirkaç timeszamanlar too.
216
566000
3000
Ve bunu bir kaç defa daha yaptılar.
09:44
(LaughterKahkaha)
217
569000
2000
(Kahkahalar)
09:46
So I alsoAyrıca have in the gameoyun a saboteurSaboteur --
218
571000
3000
Oyunda aynı zamanda bir de sabotajcı var --
09:49
some childçocuk -- it's basicallytemel olarak a troublemakerbaş belası --
219
574000
3000
bazı çocuklar -- basitçe bir bela çıkarıcı --
09:52
and I have my troublemakerbaş belası put to use
220
577000
3000
ve ben de kendi bela çıkarıcımı kullanıyorum
09:55
because they, on the surfaceyüzey,
221
580000
2000
çünkü onlar, yüzeyde,
09:57
are tryingçalışıyor to savekayıt etmek the worldDünya and theironların positionpozisyon in the gameoyun.
222
582000
2000
ve hem dünyayı hem de oyundaki pozisyonlarını korumaya çalışıyorlar.
09:59
But they're alsoAyrıca tryingçalışıyor to underminebaltalamak everything in the gameoyun.
223
584000
3000
Ama aynı zamanda oyundaki her şeyi de baltalamaya çalışıyorlar.
10:03
And they do it secretlygizlice throughvasitasiyla misinformationyanlış bilgilendirme
224
588000
2000
Bunu yanlış bilgilendirmeler, belirsizlikler ve
10:05
and ambiguitiesbelirsizlikleri and irrelevanciesirrelevancies,
225
590000
2000
konu dışı bilgilendirmeler yoluyla gizli bir şekilde yapıyorlar.
10:07
tryingçalışıyor to causesebeb olmak everyoneherkes to think more deeplyderinden.
226
592000
2000
Herkesin daha derin düşünmesini sağlamaya çalışıyorlar.
10:09
The saboteurSaboteur is there,
227
594000
2000
Sabotajcı orada,
10:11
and we alsoAyrıca readokumak from SunGüneş Tzu'sTzu'nun "The ArtSanat of WarSavaş."
228
596000
2000
ve biz de aynı zamanda Sun Tzu'nun "Savaş Sanatı"'nı okuyoruz.
10:13
Fourth-gradersDördüncü sınıflar understandanlama it -- ninedokuz yearsyıl oldeski --
229
598000
3000
4. Sınıflar bunu anlayabiliyorlar -- 9 yaşında olmalarına rağmen --
10:16
and they handlesap that and use that
230
601000
2000
Bunu ele alıyorlar, ve kullanıyorlar ama
10:18
to understandanlama how to, not followtakip et --
231
603000
2000
Nasıl olduğunu anlamak için, izlemek için değil --
10:20
at first they do --
232
605000
2000
yaptıkları ilk şey --
10:22
the pathsyolları to powergüç and destructionimha,
233
607000
2000
güce ve yıkıma giden yollar,
10:24
the pathyol to warsavaş.
234
609000
2000
Savaşa giden yollar.
10:26
They learnöğrenmek to overlookgöz ardı short-sighteddar görüşlü reactionsreaksiyonları
235
611000
2000
dar görüşlü tepkileri ve dürtüsel düşünceleri
10:28
and impulsiveitici thinkingdüşünme,
236
613000
2000
görmezden gelmeyi öğreniyorlar.
10:30
to think in a long-termuzun vadeli, more consequentialSonuç olarak ortaya çıkan way.
237
615000
4000
Uzun vadeli ve mantıklı düşünmeyi öğreniyorlar.
10:34
StewartStewart BrandMarka is here, and one of the ideasfikirler for this gameoyun camegeldi from him
238
619000
3000
Stewart Brand burada, oyuna yönelik fikirlerden biri de ona ait
10:37
with a CoEvolutionCoEvolution QuarterlyÜç ayda bir articlemakale
239
622000
2000
Üç aylık makalelerinden birinde yer alan birlikte-evrim kavramı ile birlikte
10:39
on a peaceBarış forcekuvvet.
240
624000
2000
bir barış gücü oluşturulması.
10:41
And in the gameoyun, sometimesara sıra studentsöğrencilerin actuallyaslında formform a peaceBarış forcekuvvet.
241
626000
3000
ve oyunda, öğrenciler bazen gerçekten de bir barış gücü oluşturuyorlar.
10:44
I'm just a clocksaat watcherWatcher.
242
629000
3000
Ben sadece bir zaman takipçisiyim.
10:47
I'm just a clarifiertemizleyici. I'm just a facilitatorkolaylaştırıcı.
243
632000
2000
Bir netleştiriciyim, kolaylaştırıcıyım.
10:49
The studentsöğrencilerin runkoş the gameoyun.
244
634000
2000
Oyunu çocuklar götürüyorlar.
10:51
I have no chanceşans to make any policypolitika whatsoeverher ne
245
636000
2000
Bir kere oynamaya başladıklarında
10:53
oncebir Zamanlar they startbaşlama playingoynama.
246
638000
2000
Herhangi bir politika üretmek bir bir şansım yok.
10:55
So I'll just sharepay with you ...
247
640000
3000
Bu nedenle sadece sizinle paylaşacağım ...
10:58
(VideoVideo) BoyÇocuk: The WorldDünya PeaceBarış GameOyunu is seriousciddi.
248
643000
2000
(Video) Çocuk: Dünya Barış Oyunu ciddi bir olay.
11:00
You're actuallyaslında gettingalma taughtöğretilen something like how to take carebakım of the worldDünya.
249
645000
3000
Dünya ile nasıl ilgilenmeniz gerektiğini size öğretiyor.
11:03
See, MrBay. HunterAvcı is doing that
250
648000
2000
Mr, Hunter bunu yapıyor
11:05
because he saysdiyor his time has messedhaberci up a lot,
251
650000
2000
çünkü o diyor ki onun zamanında her şey çoktan mahvedilmiş,
11:07
and he's tryingçalışıyor to tell us
252
652000
2000
ve şimdi bize söylemeye çalıştığı şey
11:09
how to fixdüzeltmek that problemsorun.
253
654000
2000
bu problemi nasıl çözeceğimiz.
11:11
JohnJohn HunterAvcı: I offeredsunulan them a --
254
656000
2000
John Hunter: onlara bir şey önerdim --
11:13
(ApplauseAlkış)
255
658000
3000
(Alkışlar)
11:16
ActuallyAslında, I can't tell them anything because I don't know the answerCevap.
256
661000
3000
Aslında, onlara hiç bir şey söyleyemem, çünkü cevapları ben de bilmiyorum.
11:19
And I admititiraf etmek the truthhakikat to them right up frontön: I don't know.
257
664000
3000
ve onların karşısında gerçeği kabul ediyorum: Bilmiyorum.
11:22
And because I don't know, they'veonlar ettik got to digkazmak up the answerCevap.
258
667000
3000
ve bilmediğim için, cevap için çaba harcamalılar.
11:25
And so I apologizeözür dilemek to them as well.
259
670000
2000
aynı zamanda onlardan özür de diliyorum.
11:27
I say, "I'm so sorry, boysçocuklar and girlskızlar,
260
672000
3000
Diyorum ki, "Çocuklar, çok üzgünüm,
11:30
but the truthhakikat is
261
675000
2000
ama gerçek şu ki
11:32
we have left this worldDünya to you in suchböyle a sadüzgün and terriblekorkunç shapeşekil,
262
677000
3000
bu dünyayı sizlere çok kötü bir durumdayken bıraktık
11:35
and we hopeumut you can fixdüzeltmek it for us,
263
680000
2000
bu umuyoruz ki sizler bizim için onu düzeltebilirsiniz.
11:37
and maybe this gameoyun will help you learnöğrenmek how to do it."
264
682000
2000
ve bu oyun belki de sizlere bunun nasıl yapılacağını öğretir."
11:39
It's a sinceresamimi apologyÖzür,
265
684000
2000
Bu çok içten bir özür,
11:41
and they take it very seriouslycidden mi.
266
686000
2000
ve onlar da bunu ciddiye alıyorlar.
11:43
Now you mayMayıs ayı be wonderingmerak ediyor what all this complexitykarmaşa looksgörünüyor like.
267
688000
3000
Şimdi belki sizler de bu karmaşıklığın neye benzediğini merak ediyorsunuzdur.
11:46
Well when we have the gameoyun startbaşlama, here'sburada what you see.
268
691000
3000
Peki öyleyse, işte oyunu başlattığımızda olanlar.
11:49
(VideoVideo) JHJH: All right, we're going into negotiationsmüzakereler as of now. Go.
269
694000
3000
(Video) JH: Pekala, şimdi de müzakerelere başlıyoruz. Haydi bakalım.
11:52
(ChatterSohbet eden)
270
697000
7000
(Konuşmalar)
12:00
JHJH: My questionsoru to you is, who'skim in chargeşarj etmek of that classroomsınıf?
271
705000
3000
JH: İşte size sorum, şu anda bu sınıfta sorumlu kim?
12:04
It's a seriousciddi questionsoru: who is really in chargeşarj etmek?
272
709000
3000
Bu ciddi bir soru: Kim işlerin başında?
12:07
I've learnedbilgili to cedevazgeçmek controlkontrol of the classroomsınıf
273
712000
2000
Ben zaman içerisinde kontrolü sınıfa bırakmayı öğrendim.
12:09
over to the studentsöğrencilerin over time.
274
714000
2000
Kontrolü öğrencilere bırakmayı.
12:11
There's a trustgüven and an understandinganlayış
275
716000
2000
Burada bir anlayış ve dürüstlük var
12:13
and a dedicationithaf to an idealideal
276
718000
2000
bir fikre adanmışlık var
12:15
that I simplybasitçe don't have to do
277
720000
2000
öyle ki mesleğe ilk başladığımda
12:17
what I thought I had to do as a beginningbaşlangıç teacheröğretmen:
278
722000
2000
yapmak zorunda olduğumu düşünmediğim bir şekilde:
12:19
controlkontrol everyher conversationkonuşma and responsetepki in the classroomsınıf.
279
724000
3000
Sınıftaki her konuşmayı ve karşılığı kontrol ederek.
12:22
It's impossibleimkansız. TheirOnların collectivetoplu wisdombilgelik
280
727000
2000
Bu imkansız. Onların kollektif bilgeliği
12:24
is much greaterbüyük than mineMayın,
281
729000
2000
Benimkinden çok daha büyük,
12:26
and I admititiraf etmek it to them openlyaçıkça.
282
731000
3000
Be bunu onların önünde açık yüreklilikle kabul ediyorum.
12:29
So I'll just sharepay with you some storieshikayeleri very quicklyhızlı bir şekilde
283
734000
3000
Şimdi sizlerle, adeta sihirli olayları içeren
12:32
of some magicalbüyülü things that have happenedolmuş.
284
737000
3000
bir kaç hikayeyi hızlıca paylaşacağım.
12:35
In this gameoyun we had a little girlkız,
285
740000
3000
bir keresinde oyunda küçük bir kız çocuğu vardı,
12:38
and she was the DefenseSavunma MinisterBakanı of the poorestyoksul nationulus.
286
743000
3000
en fakir ülkenin savunma bakanıydı.
12:41
And the DefenseSavunma MinisterBakanı -- she had the tanktank corpskolordu and AirHava ForceKuvvet and so forthileri.
287
746000
4000
ve savunma bakanı -- tank birliklerine, hava kuvvetlerine vb. sahipti.
12:45
And she was nextSonraki doorkapı to a very wealthyzengin, oil-richpetrol zengini neighborkomşu.
288
750000
3000
ve petrol zengini, varlıklı bir ülke ile komşuydu.
12:48
WithoutOlmadan provocationprovokasyon,
289
753000
2000
Herhangi bir provokasyon olmadığı halde,
12:50
suddenlyaniden she attackedsaldırıya, againstkarşısında her PrimeBaşbakan Minister'sBakanın ordersemirler,
290
755000
3000
birden bire, kendi başbakanının emirlerine karşı gelerek komşusunun
12:53
the next-doorkapı neighbor'sKomşunun oilsıvı yağ fieldsalanlar.
291
758000
2000
petrol sahalarına saldırıda bulundu.
12:55
She marchedyürüdü into the oilsıvı yağ fieldalan reservesrezervler,
292
760000
2000
Petrol sahalarının içlerine doğru yürüdü,
12:57
surroundedçevrili it, withoutolmadan firingateş a shotatış,
293
762000
2000
hiç ateş etmeden, alanları kuşattı,
12:59
and securedemniyete it and heldbekletilen it.
294
764000
2000
koruma altına altı, ve öylece elinde tuttu.
13:01
And that neighborkomşu was unableaciz to conductkuralları any militaryaskeri operationsoperasyonlar
295
766000
2000
işgal edilen komşusu hiç bir askeri operasyon düzenleyemedi
13:03
because theironların fuelyakıt supplyarz was lockedkilitli up.
296
768000
3000
çünkü petrol arzı tamamen kitlenmişti.
13:06
We were all upsetüzgün with her, "Why are you doing this?
297
771000
2000
Hepimiz ona kırılmıştık, "Neden bunu yapıyorsun?
13:08
This is the WorldDünya PeaceBarış GameOyunu. What is wrongyanlış with you?"
298
773000
2000
Bu Dünya Barış Oyunu. Senin neyin var?" diye sorduk.
13:10
(LaughterKahkaha)
299
775000
2000
(Gülüşmeler)
13:12
This was a little girlkız and, at ninedokuz yearsyıl oldeski,
300
777000
2000
Bu dokuz yaşındaki küçük kız çocuğu,
13:14
she heldbekletilen her piecesparçalar and said, "I know what I'm doing."
301
779000
3000
piyonlarını tutmaya devam etti ve yanındaki kız arkadaşına
13:17
To her girlfriendsKız she said that.
302
782000
3000
"Ben ne yaptığımı biliyorum." dedi.
13:20
That's a breachGüvenlik ihlali there.
303
785000
2000
Burada bir ihlal durumu var.
13:22
And we learnedbilgili in this, you don't really ever want to crossçapraz
304
787000
2000
Bundan çıkardığımız sonuç, elinde tanklar olan 9 yaşındaki
13:24
a ninedokuz year-oldyaş girlkız with tankstanklar.
305
789000
2000
bir kız çocuğuyla zıtlaşmak istemezsiniz.
13:26
(LaughterKahkaha)
306
791000
2000
(Kahkahalar)
13:28
They are the toughestEn zor opponentsrakipler.
307
793000
3000
Onlar en zorlu muhaliflerdir.
13:31
And we were very upsetüzgün.
308
796000
2000
Ve sonuç olarak çok üzgündük.
13:33
I thought I was failinghata as a teacheröğretmen. Why would she do this?
309
798000
3000
Bir öğretmen olarak başarısız olduğumu düşündüm. Bunu neden yapıyordu?
13:36
But come to find out, a fewaz gameoyun daysgünler latersonra --
310
801000
2000
fakat bir kaç oyun günü sonra anlamaya başladım --
13:38
and there are turnsdönüşler where we take negotiationmüzakere from a teamtakım --
311
803000
4000
bazen takımlarla görüşme yaptığımız aşamalar vardır --
13:42
actuallyaslında there's a negotiationmüzakere perioddönem with all teamstakımlar,
312
807000
3000
aslında tüm takımlara yönelik bir görüşme dönemiydi,
13:45
and eachher teamtakım takes a turndönüş,
313
810000
2000
her takım sıra ile geliyordu,
13:47
then we go back in negotiationmüzakere, around and around,
314
812000
2000
biz de sonuç almaksızın görüşmelere devam ediyorduk.
13:49
so eachher turndönüş around is one gameoyun day.
315
814000
2000
her tur bir oyun gününe denk geliyor.
13:51
So a fewaz gameoyun daysgünler latersonra it camegeldi to lightışık
316
816000
3000
Bir kaç oyun günü sonra ortaya çıktı ki
13:54
that we foundbulunan out this majormajör countryülke
317
819000
2000
bu zengin ülke
13:56
was planningplanlama a militaryaskeri offensivesaldırgan
318
821000
2000
tüm dünyaya hakim olabilmek için
13:58
to dominatehükmetmek the entiretüm worldDünya.
319
823000
3000
askeri bir saldırı planlıyordu.
14:01
Had they had theironların fuelyakıt suppliesgereçler, they would have donetamam it.
320
826000
2000
eğer petrol sağlayabilseydi, bunu yapacaklardı.
14:03
She was ableyapabilmek to see the vectorsvektörel çizimler and trendakım lineshatlar and intentionsniyetleri
321
828000
3000
Küçük kız, vektörleri, eğilimleri ve niyetleri görmeyi başarabilmişti
14:06
long before any of us
322
831000
2000
hem de hepimizden çok önce.
14:08
and understandanlama what was going to happenolmak
323
833000
2000
neler olacağını anlamıştı ve
14:10
and madeyapılmış a philosophicalfelsefi decisionkarar
324
835000
2000
barış oyununda saldırmak gibi
14:12
to attacksaldırı in a peaceBarış gameoyun.
325
837000
3000
felsefi bir karar vermişti.
14:15
Now she used a smallküçük warsavaş to avertönlemek a largerdaha büyük warsavaş,
326
840000
3000
Daha büyük bir savaştan kaçınmak için küçük bir savaşı kullanmıştı,
14:18
so we stoppeddurduruldu and had a very good philosophicalfelsefi discussiontartışma
327
843000
2000
böylece biz de durup bu hareketin doğru mu,
14:20
about whetherolup olmadığını that was right,
328
845000
2000
duruma göre doğru mu yoksa yanlış mı olduğu hakkında
14:22
conditionalKoşullu good, or not right.
329
847000
3000
iyi bir felsefi tartışma gerçekleştirdik.
14:25
That's the kindtür of thinkingdüşünme that we put them in, the situationsdurumlar.
330
850000
3000
İşte bizim yerleştirmek istediğimiz düşünce tipi bu; durumlar.
14:28
I could not have designedtasarlanmış that in teachingöğretim it.
331
853000
2000
bunu öğretim içerisinde tasarlayamazdım.
14:30
It camegeldi about spontaneouslykendiliğinden throughvasitasiyla theironların collectivetoplu wisdombilgelik.
332
855000
3000
bu tamamen onların kollektif bilgeliklerinden doğaçlama olarak ortaya çıktı.
14:33
(ApplauseAlkış)
333
858000
6000
(Alkışlar)
14:39
AnotherBaşka bir exampleörnek, a beautifulgüzel thing happenedolmuş.
334
864000
2000
Bir diğer örnek, çok güzel bir olay.
14:41
We have a lettermektup in the gameoyun.
335
866000
2000
Oyunda bir mektubumuz var.
14:43
If you're a militaryaskeri commanderKomutan and you wageücret troopsasker --
336
868000
2000
eğer askeri bir komutansanız ve ücretli askerleriniz varsa --
14:45
the little plasticplastik toysoyuncaklar on the boardyazı tahtası -- and you losekaybetmek them,
337
870000
3000
-- tablanın üzerindeki plastik askerler -- ve onları kaybederseniz,
14:48
I put in a lettermektup.
338
873000
2000
bunu mektuba koyuyorum.
14:50
You have to writeyazmak a lettermektup to theironların parentsebeveyn --
339
875000
3000
Ailelerine bir mektup yazmak zorundasınız --
14:53
the fictionalkurgusal parentsebeveyn of your fictionalkurgusal troopsasker --
340
878000
2000
Hayali askerlerinizin hayali ailelerine --
14:55
explainingaçıklayan what happenedolmuş and offeringteklif your condolencesbaşsağlığı.
341
880000
3000
neler olduğunu açıklayan ve taziyelerinizi sunan.
14:58
So you have a little bitbit more thought
342
883000
2000
böylece çatışmaya girmeden önce
15:00
before you commitişlemek to combatsavaş.
343
885000
3000
bir kere daha düşünüyorsunuz.
15:03
And so we had this situationdurum come up --
344
888000
2000
bir gün böyle bir durumla karşılaştık --
15:05
last summeryaz actuallyaslında,
345
890000
2000
aslında geçtiğimiz yazdı.
15:07
at Agnor-HurtAgnor-zarar SchoolOkul in AlbemarleAlbemarle Countyİlçe --
346
892000
3000
Albemarle'de bulunan Agnor-Hurt okulundaydık --
15:10
and one of our militaryaskeri commandersKomutanlar got up to readokumak that lettermektup
347
895000
3000
askeri komutanlarımızdan biri yazdığı mektubu okumak için ayağa kalktı.
15:13
and one of the other kidsçocuklar said, "MrBay. HunterAvcı,
348
898000
2000
diğer çocuklardan biri bana seslendi, "Bay Hunter,
15:15
let's asksormak -- there's a parentebeveyn over there."
349
900000
2000
haydi soralım -- orada bir veli var."
15:17
There was a parentebeveyn visitingziyaret that day, just sittingoturma in the back of the roomoda.
350
902000
2000
o gün orada ziyaret için gelmiş bir veli vardı, odanın arka tarafında oturuyordu.
15:19
"Let's asksormak that momanne to readokumak the lettermektup.
351
904000
2000
"Hadi oradaki anneye mektubu okumasını söyleyelim.
15:21
It'llİtll ' be more realerrealer if she readsokur it."
352
906000
2000
Eğer o okursa çok daha gerçekçi olur."
15:23
So we did, we askeddiye sordu her, and she gamelycesaretle pickedseçilmiş up the lettermektup.
353
908000
3000
Biz de gidip sorduk, mektubu cesaretle eline aldı.
15:26
"Sure." She startedbaşladı readingokuma. She readokumak one sentencecümle.
354
911000
3000
"Tabi ki." Okumaya başladı. Bir cümle okudu.
15:29
She readokumak two sentencescümleler.
355
914000
3000
İki cümle okudu.
15:32
By the thirdüçüncü sentencecümle, she was in tearsgözyaşı.
356
917000
3000
Üçüncü cümlede, gözyaşları içindeydi.
15:35
I was in tearsgözyaşı.
357
920000
3000
Ben de aynı şekilde.
15:38
EverybodyHerkes understoodanladım
358
923000
2000
Herkes anladı ki
15:40
that when we losekaybetmek somebodybirisi, the winnerskazananlar are not gloatingYani Oh olsun.
359
925000
3000
birilerini kaybettiğimizde, kazananlar sinsi değildir.
15:43
We all losekaybetmek.
360
928000
3000
Hepimiz kaybetmişizdir.
15:46
And it was an amazingşaşırtıcı occurrenceoluşumu and an amazingşaşırtıcı understandinganlayış.
361
931000
2000
Yaşadığımız, hepimiz için inanılmaz bir deneyim ve inanılmaz bir kavrayıştı.
15:48
I'll showgöstermek you what my friendarkadaş DavidDavid saysdiyor about this.
362
933000
2000
Şimdi size arkadaşım David'in bu konuda neler söylediğini göstereceğim.
15:50
He's been in manyçok battlessavaşlar.
363
935000
2000
Şimdiye kadar bir çok çatışmanın içinde bulundu.
15:52
(VideoVideo) DavidDavid: We'veBiz ettik really had enoughyeterli of people attackingsaldırma.
364
937000
2000
(Video) David: Gerçekten de saldırmak için yeteri kadar adamımız vardı.
15:54
I mean, we'vebiz ettik been luckyşanslı [mostçoğu of] the time.
365
939000
4000
Demek istediğim, [çoğu zaman] şanslıydık.
15:58
But now I'm feelingduygu really weirdtuhaf
366
943000
2000
Fakat şimdi çok garip hissediyorum,
16:00
because I'm livingyaşam what SunGüneş TzuTzu said one weekhafta.
367
945000
4000
çünkü haftanın birinde dediği şeyi yaşıyorum.
16:04
One weekhafta he said,
368
949000
2000
Haftanın birinde dedi ki,
16:06
"Those who go into battlesavaş and winkazanmak
369
951000
2000
Bir savaşa girip de kazananlar
16:08
will want to go back,
370
953000
2000
geri dönmek isteyecekler,
16:10
and those who losekaybetmek in battlesavaş
371
955000
2000
ve kaybedenler ise
16:12
will want to go back and winkazanmak."
372
957000
3000
bu sefer kazanmak için geri dönmek isteyecekler."
16:15
And so I've been winningkazanan battlessavaşlar,
373
960000
2000
Ben bir süredir çatışmalar kazanıyorum,
16:17
so I'm going into battlessavaşlar, more battlessavaşlar.
374
962000
3000
ve giderek daha çok çatışmanın içine giriyorum.
16:20
And I think it's sortçeşit of weirdtuhaf to be livingyaşam
375
965000
2000
Ve bence tıpkı Sun Tzu'nun dediği şekilde
16:22
what SunGüneş TzuTzu said.
376
967000
2000
yaşamak biraz garip.
16:26
JHJH: I get chillstitreme everyher time I see that.
377
971000
3000
JH: Bunu her gördüğümde ürperiyorum.
16:29
That's the kindtür of engagementnişan you want to have happenolmak.
378
974000
3000
İşte istediğimiz bu türden bir ilişkilendirme.
16:32
And I can't designdizayn that, I can't planplan that,
379
977000
3000
Bunu istesem de planlayamam, tasarlayamam,
16:35
and I can't even testÖlçek that.
380
980000
2000
hatta test edemem bile.
16:37
But it's self-evidentçok aşikar assessmentdeğerlendirme.
381
982000
2000
Fakat bu aşikar bir değerlendirme.
16:39
We know that's an authenticotantik assessmentdeğerlendirme of learningöğrenme.
382
984000
3000
Biliyoruz ki bu öğrenmenin özgün bir değerlendirmesi.
16:44
We have a lot of dataveri, but I think sometimesara sıra we go beyondötesinde dataveri
383
989000
3000
Elimizde bir çok veri var, fakat bazen neler olduğuna dair gerçek doğrularla
16:47
with the realgerçek truthhakikat of what's going on.
384
992000
3000
bu verilerin de ötesine geçtiğimizi düşünüyorum
16:50
So I'll just sharepay a thirdüçüncü storyÖykü.
385
995000
3000
O yüzden üçüncü bir hikayeyi paylaşacağım.
16:53
This is about my friendarkadaş BrennanBrennan.
386
998000
3000
Arkadaşım Brennan ile ilgili.
16:56
We had playedOyunun the gameoyun one sessionoturum, toplantı, celse after schoolokul
387
1001000
3000
Bir dönem boyunca okuldan sonra bu oyunu oynamıştık
16:59
for manyçok weekshaftalar, about sevenYedi weekshaftalar,
388
1004000
3000
haftalarca, yaklaşık olarak 7 hafta boyunca,
17:02
and we had essentiallyesasen solvedçözülmüş all 50 of the interlockingiç içe criseskrizler.
389
1007000
3000
ve bütün iç içe geçmiş 50 krizi çözmüştük.
17:05
The way the gameoyun is wonwon is all 50 problemssorunlar have to be solvedçözülmüş
390
1010000
3000
Oyunun kazanılması için 50 problemin çözülmesi
17:08
and everyher country'sülkenin assetvarlık valuedeğer
391
1013000
2000
ve her ülkenin kaynak değerlerinin
17:10
has to be increasedartmış aboveyukarıdaki its startingbaşlangıç pointpuan.
392
1015000
2000
başladıkları noktadan yukarıda olması gerekiyor.
17:12
Some are poorfakir, some are wealthyzengin. There are billionsmilyarlarca.
393
1017000
3000
Bazıları fakir, bazıları zengin. Milyarlık nüfusları var.
17:15
The WorldDünya BankBanka presidentDevlet Başkanı was a third-graderüçüncü sınıf öğrencisi one time.
394
1020000
2000
Bir keresinde Dünya Bankası Başkanı üçüncü sınıf öğrencisiydi.
17:17
He saysdiyor, "How manyçok zerossıfır in a trilliontrilyon? I've got to calculatehesaplamak that right away."
395
1022000
3000
Dedi ki, "Bir trilyonda kaç tane sıfır vardır? Hesaplamalarımı doğru yapmalıyım."
17:20
But he was settingayar fiscalmali policypolitika in that gameoyun
396
1025000
2000
Oyunda onunla beraber oynayan lise öğrencileri için
17:22
for highyüksek schoolokul playersoyuncu who were playingoynama with him.
397
1027000
3000
mali politikaları o ayarlıyordu.
17:25
So the teamtakım that was the poorestyoksul
398
1030000
3000
Takım en fakir olandı
17:28
had gottenkazanılmış even pooreryoksul.
399
1033000
2000
ve daha da fakirleşti.
17:30
There was no way they could winkazanmak.
400
1035000
2000
kazanmaları için hiç bir çıkış yolu yoktu.
17:32
And we were approachingyaklaşıyor fourdört o'clocksaat, our cut-offkesme time --
401
1037000
2000
Saat 4'e yaklaşıyordu, zamanımız bitiyordu --
17:34
there was about a minutedakika left --
402
1039000
2000
bir dakika kadar kalmıştı --
17:36
and despairumutsuzluk just settledyerleşik over the roomoda.
403
1041000
2000
herkesi bir umutsuzluk dalgası sardı.
17:38
I thought, I'm failinghata as a teacheröğretmen.
404
1043000
2000
Bir öğretmen olarak başarısız olduğumu düşündüm.
17:40
I should have gottenkazanılmış it so they could have wonwon.
405
1045000
3000
Eğer iyi öğretebilseydim, kazanabilirlerdi.
17:43
They shouldn'tolmamalı be failinghata like this.
406
1048000
3000
Böyle başarısızlığa uğramazlardı.
17:46
I've failedbaşarısız oldu them.
407
1051000
3000
Onları ben başarısızlığa uğrattım.
17:49
And I was just feelingduygu so sadüzgün and dejectedkeyifsiz.
408
1054000
2000
Kendimi üzgün ve karamsar hissediyordum.
17:51
And suddenlyaniden, BrennanBrennan walkedyürüdü over to my chairsandalye
409
1056000
2000
Birdenbire, Brennan benim sandalyeme doğru yürüdü
17:53
and he grabbedyakaladı the bellçan, the bellçan I ringhalka
410
1058000
2000
zili elimden aldı, benim kabine toplantısı veya değişikliği
17:55
to signalişaret a changedeğişiklik or a reconveningreconvening of cabinetsdolapları,
411
1060000
2000
durumlarında sinyal olarak kullandığım zili,
17:57
and he ranran back to his seatoturma yeri, rangçaldı the bellçan.
412
1062000
2000
ve kendi koltuğuna geri döndü, zili çaldı.
17:59
EverybodyHerkes ranran to his chairsandalye: there was screamingbağıran;
413
1064000
2000
Herkes onun sandalyesine doğru koştu, çığlıklar atılıyordu,
18:01
there was yellingseslenme, wavingsallama of theironların dossiersaboneliği.
414
1066000
2000
bağrışmalar vardı, dosyalar dalgalanıyordu.
18:03
They get these dossiersaboneliği fulltam of secretgizli documentsevraklar.
415
1068000
2000
Gizli belgelerden oluşan dosyaları aldılar.
18:05
They were gesticulatinggesticulating; they were runningkoşu around.
416
1070000
2000
El kol hareketleri yapıyor, ortalıkta koşturuyorlardı.
18:07
I didn't know what they were doing. I'd lostkayıp controlkontrol of my classroomsınıf.
417
1072000
3000
Ne yaptıklarını bilmiyordum. Sınıfın kontrolünü kaybetmiştim.
18:11
PrincipalAsıl walksyürüyüşleri in, I'm out of a job.
418
1076000
3000
Müdür içeri girerse, işimden olurum.
18:14
The parentsebeveyn were looking in the windowpencere.
419
1079000
2000
Veliler pencereden içeri bakıyorlar.
18:16
And BrennanBrennan runskoşar back to his seatoturma yeri. EverybodyHerkes runskoşar back to theironların seatoturma yeri.
420
1081000
3000
Ve Brennan kendi yerine geri döndü. Herkes kendi yerlerine döndüler.
18:19
He ringshalkalar the bellçan again. He saysdiyor, "We have" --
421
1084000
2000
Zili bir daha çaldı. Dedi ki, "Biz," --
18:21
and there's 12 secondssaniye left on the clocksaat --
422
1086000
2000
Zamanın dolmasına sadece 12 saniye vardı --
18:23
"we have, all nationsmilletler, pooledhavuza alınan all our fundspara togetherbirlikte.
423
1088000
3000
"Biz bütün uluslar, fonlarımızı bir havuzda topladık.
18:26
And we'vebiz ettik got 600 billionmilyar dollarsdolar.
424
1091000
2000
Şu anda 600 milyar dolarımız var.
18:28
We're going to offerteklif it as a donationbağış to this poorfakir countryülke.
425
1093000
2000
Bunu fakir ülkeye bağış olarak öneriyoruz.
18:30
And if they acceptkabul etmek it, it'llolacak raiseyükseltmek theironların assetvarlık valuedeğer and we can winkazanmak the gameoyun.
426
1095000
3000
Eğer kabul ederlerse, bu onların kaynak değerlerini artıracaktır ve biz de oyunu kazanacağız.
18:33
Will you acceptkabul etmek it?"
427
1098000
2000
Kabul eder misiniz?"
18:35
And there are threeüç secondssaniye left on the clocksaat.
428
1100000
2000
Zamanın dolmasına üç saniye var.
18:37
EverybodyHerkes looksgörünüyor at this primeasal ministerbakan of that countryülke,
429
1102000
3000
Herkes fakir ülkenin başbakanına bakıyor,
18:40
and he saysdiyor, "Yes."
430
1105000
2000
ve o da cevap veriyor, "Evet."
18:42
And the gameoyun is wonwon.
431
1107000
3000
Ve oyun kazanılıyor.
18:45
SpontaneousSpontan compassionmerhamet
432
1110000
3000
Doğaçlama şefkat
18:48
that could not be plannedplanlı for,
433
1113000
2000
kesinlikle planlanamaz,
18:50
that was unexpectedbeklenmedik and unpredictableöngörülemeyen.
434
1115000
3000
beklenmedik ve tahmin edilemezdi.
18:53
EveryHer gameoyun we playoyun is differentfarklı.
435
1118000
2000
Oynadığımız her oyun farklı.
18:55
Some gamesoyunlar are more about socialsosyal issuessorunlar,
436
1120000
2000
Bazıları daha çok sosyal konularla ilgili,
18:57
some are more about economicekonomik issuessorunlar.
437
1122000
2000
Bazıları daha çok ekonomik konularla ilgili.
18:59
Some gamesoyunlar are more about warfaresavaş.
438
1124000
2000
Bazıları daha çok savaşla ilgili.
19:01
But I don't try to denyreddetmek them that realitygerçeklik of beingolmak humaninsan.
439
1126000
3000
Fakat insan olmanın gerçekliğini reddetmemeye çalışıyorum.
19:04
I allowizin vermek them to go there
440
1129000
2000
oraya gitmelerine izin veriyorum
19:06
and, throughvasitasiyla theironların ownkendi experiencedeneyim, learnöğrenmek, in a bloodlesskansız way,
441
1131000
4000
ve kendi deneyimleri doğrultusunda, kanlı bir şekilde öğrenmelerine
19:10
how not to do what they considerdüşünmek to be the wrongyanlış thing.
442
1135000
3000
yanlış olarak adlandırdıkları bir şeyi nasıl yapmayacaklarına
19:13
And they find out what is right
443
1138000
2000
ve neyin doğru olduğunu kendi yolları ile,
19:15
theironların ownkendi way, theironların ownkendi selvescanlarından.
444
1140000
2000
kendi başlarına buluyorlar.
19:18
And so in this gameoyun,
445
1143000
2000
Bu yüzden bu oyundan,
19:20
I've learnedbilgili so much from it,
446
1145000
2000
çok fazla şey öğrendim,
19:22
but I would say
447
1147000
2000
fakat diyebilirim ki
19:24
that if only
448
1149000
3000
keşke
19:27
they could pickalmak up a criticalkritik thinkingdüşünme toolaraç
449
1152000
2000
bu oyundan kritik düşünsel bir araç oluştursalar
19:29
or creativeyaratıcı thinkingdüşünme toolaraç
450
1154000
2000
veya yaratıcı bir düşünsel araç
19:31
from this gameoyun
451
1156000
2000
geliştirseler
19:33
and leverageKaldıraç something good for the worldDünya,
452
1158000
4000
dünya için iyi bir şeyler geliştirseler
19:37
they mayMayıs ayı savekayıt etmek us all.
453
1162000
3000
hepimizi kurtarabilirler.
19:40
If only.
454
1165000
3000
Keşke.
19:43
And on behalfadına of all of my teachersöğretmenler
455
1168000
2000
Ve bana destek olmuş olan
19:45
on whosekimin shouldersomuzlar I'm standingayakta,
456
1170000
2000
tüm öğretmenlerim adına
19:47
thank you. Thank you. Thank you.
457
1172000
3000
Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.
19:50
(ApplauseAlkış)
458
1175000
31000
(Alkışlar)
Translated by Fatmagül BOLAT DENERİ
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
John Hunter - Educator
Teacher and musician John Hunter is the inventor of the World Peace Game (and the star of the documentary "World Peace and Other 4th-Grade Achievements").

Why you should listen

Musician, teacher, filmmaker and game designer, John Hunter has dedicated his life to helping children realize their full potential. His own life story is one of a never-ending quest for harmony. As a student, he studied comparative religions and philosophy while traveling through Japan, China and India. In India, inspired by Ghandi's philosophy, he began to think about the role of the schoolteacher in creating a more peaceful world.

As his online biography says: "Accepting the reality of violence, he would seek to incorporate ways to explore harmony in various situations. This exploration would take form in the framework of a game – something that students would enjoy. Within the game data space, they would be challenged, while enhancing collaborative and communication skills."

In 1978, at the Richmond Community High School, Hunter led the first sessions of his World Peace Game, a hands-on political simulation. The game has now been played around the world, on a four-tiered board. It's the subject of the new film World Peace and Other 4th-Grade Achievements.

Read John Hunter's note to the community following the publication of his TEDTalk >>

More profile about the speaker
John Hunter | Speaker | TED.com