ABOUT THE SPEAKER
Josette Sheeran - Anti-hunger leader
Our generation is the first in history with enough resources to eradicate hunger worldwide. Josette Sheeran, the former head of the UN World Food Programme, shares a plan.

Why you should listen

When Josette Sheeran was the executive director of the United Nations World Food Programme, based in Rome, she oversaw the largest humanitarian agency fighting hunger around the globe. Every year, the program feeds more than 90 million people, including victims of war and natural disasters, families affected by HIV/AIDS, and schoolchildren in poor communities.

Sheeran believes that hunger and poverty must and can be solved through both immediate actions and long-term policies. At the Millennium Development Goal Summit in 2010, she outlined 10 ways the world can end hunger. They include providing school meals, connecting small farmers to markets, empowering women and building the resiliency of vulnerable communities.

Sheeran has a long history of helping others. Prior to joining the UN in 2007, Sheeran was the Under Secretary for Economic, Energy and Agricultural Affairs at the US Department of State, where she frequently focused on economic diplomacy to help emerging nations move toward self-sufficiency and prosperity. She put together several initiatives to bring US aid to the Middle East. She also served as Deputy US Trade Representative, helping African nations develop their trade capacity.

She says: "I think we can, in our lifetime, win the battle against hunger because we now have the science, technology, know-how, and the logistics to be able to meet hunger where it comes. Those pictures of children with swollen bellies will be a thing of history."

More profile about the speaker
Josette Sheeran | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2011

Josette Sheeran: Ending hunger now

Josette Sheeran: Açlığı şimdi sona erdirmek

Filmed:
949,398 views

BM'in Dünya Gıda Programı'nın başında olan Josette Sheeran, herkes için yeterince gıdanın olduğu bir dünyada neden insanların hala aç olmasının, açlıktan ölmesinin, gıdanın hala bir savaş silahı olarak kullanılmasının nedenleri hakkında konuşuyor. Görüşü: 'Gıda kişilerle çözülemeyecek tek konu. Hep birlikte göğüs germeliyiz.'
- Anti-hunger leader
Our generation is the first in history with enough resources to eradicate hunger worldwide. Josette Sheeran, the former head of the UN World Food Programme, shares a plan. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
Well after manyçok yearsyıl workingçalışma in tradeTicaret and economicsekonomi bilimi,
0
0
3000
Ticaret ve ekonomi alanlarında yıllarca çalıştıktan sonra,
00:18
fourdört yearsyıl agoönce,
1
3000
2000
dört yıl önce,
00:20
I foundbulunan myselfkendim workingçalışma on the frontön lineshatlar
2
5000
2000
kendimi insan kırılganlığının ön saflarında
00:22
of humaninsan vulnerabilityGüvenlik açığı.
3
7000
3000
çalışırken buldum.
00:25
And I foundbulunan myselfkendim in the placesyerler
4
10000
2000
Ve insanların her gün yaşamak için
00:27
where people are fightingkavga everyher day to survivehayatta kalmak
5
12000
3000
savaştığı ve tek bir öğün dahi kazanamadığı
00:30
and can't even obtainelde etmek a mealyemek.
6
15000
3000
yerlerde buldum.
00:34
This redkırmızı cupFincan comesgeliyor from RwandaRuanda
7
19000
2000
Bu kırmızı kap Ruanda'dan, Fabian
00:36
from a childçocuk namedadlı FabianFabian.
8
21000
2000
isimli bir çocuktan geldi.
00:38
And I carrytaşımak this around
9
23000
2000
Ve bunu gerçekten
00:40
as a symbolsembol, really, of the challengemeydan okuma
10
25000
2000
bir davet ve aynı zamanda umudun
00:42
and alsoAyrıca the hopeumut.
11
27000
2000
sembolü olarak taşıyorum.
00:44
Because one cupFincan of foodGıda a day
12
29000
2000
Çünkü günde tek bir kap yemek
00:46
changesdeğişiklikler Fabian'sFabian'ın life completelytamamen.
13
31000
3000
Fabian'ın hayatını tamamen değiştiriyor.
00:49
But what I'd like to talk about todaybugün
14
34000
3000
Ancak bugün konuşmak istediğim
00:52
is the factgerçek that this morningsabah,
15
37000
3000
bu sabah, Dünya üzerindeki
00:55
about a billionmilyar people on EarthDünya --
16
40000
2000
yaklaşık bir milyar insanın -
00:57
or one out of everyher sevenYedi --
17
42000
2000
her yedi kişiden birinin -
00:59
wokeuyandı up and didn't even know
18
44000
2000
sabah uyandığı ve bu kabı nasıl
01:01
how to filldoldurmak this cupFincan.
19
46000
2000
dolduracağını bilmediği gerçeği.
01:03
One out of everyher sevenYedi people.
20
48000
3000
Her yedi kişiden biri.
01:07
First, I'll asksormak you: Why should you carebakım?
21
52000
2000
Öncelikle, sormalıyım, neden umurunuzda olsun ki?
01:09
Why should we carebakım?
22
54000
2000
Neden umursamalıyız?
01:11
For mostçoğu people,
23
56000
2000
Çoğu insan için,
01:13
if they think about hungeraçlık,
24
58000
2000
açlık hakkında düşündüklerinde,
01:15
they don't have to go faruzak back on theironların ownkendi familyaile historytarih --
25
60000
3000
kendi aile tarihlerinde çok geriye gitmelerine gerek yok -
01:18
maybe in theironların ownkendi liveshayatları, or theironların parents'Anne babamın liveshayatları,
26
63000
2000
belki kendi yaşamlarında ya da ebeveynlerinin yaşamlarında,
01:20
or theironların grandparents'Büyükbaba ve Büyükanneler liveshayatları --
27
65000
2000
ya da büyükanne ve babalarının yaşamlarında -
01:22
to rememberhatırlamak an experiencedeneyim of hungeraçlık.
28
67000
3000
açlık deneyimini hatırlayabilirler.
01:25
I rarelynadiren find an audienceseyirci
29
70000
2000
İnsanların böyle bir deneyim için
01:27
where people can go back very faruzak withoutolmadan that experiencedeneyim.
30
72000
3000
çok geriye gitmelerini gerektiren bir dinleyici grubuyla nadiren karşılaştım.
01:30
Some are driventahrik by compassionmerhamet,
31
75000
2000
Bazıları şefkatle harekete geçiyor,
01:32
feel it's perhapsbelki
32
77000
2000
belki bunun
01:34
one of the fundamentaltemel actseylemler of humanityinsanlık.
33
79000
2000
insanlığın temel davranışlarından biri olduğunu düşünüyor.
01:36
As GandhiGandi said,
34
81000
2000
Gandi’nin dediği gibi,
01:38
"To a hungry man, a pieceparça of breadekmek is the faceyüz of God."
35
83000
4000
'Aç bir insana, bir parça ekmek Tanrının yüzü gibi gelir.'
01:42
OthersDiğerleri worryendişelenmek about peaceBarış and securitygüvenlik,
36
87000
3000
Diğerleri huzur ve güven konusunda endişelidir,
01:45
stabilityistikrar in the worldDünya.
37
90000
2000
dünyadaki istikrar konusunda.
01:47
We saw the foodGıda riotsayaklanmalar in 2008,
38
92000
3000
2008'de, gıda ayaklanmalarını gördük,
01:50
after what I call the silentsessiz tsunamitsunami of hungeraçlık
39
95000
3000
gıda fiyatları bir gecede ikiye katlanınca,
01:53
sweptsüpürüldü the globeküre when foodGıda pricesfiyatları doubledkatına overnightbir gecede.
40
98000
3000
bizim daha sonra açlığın sessiz tsunamisi dediğimiz, tüm dünyayı süpürdü.
01:56
The destabilizingkararsız hale effectsetkileri of hungeraçlık
41
101000
3000
Açlığın istikrarsızlaştırıcı etkisi
01:59
are knownbilinen throughoutboyunca humaninsan historytarih.
42
104000
2000
tüm insanlık tarihi boyunca bilinir.
02:01
One of the mostçoğu fundamentaltemel actseylemler of civilizationmedeniyet
43
106000
3000
Medeniyetin en temel eylemlerinden bir tanesi
02:04
is to ensuresağlamak people can get enoughyeterli foodGıda.
44
109000
3000
insanların yeterince gıdaya sahip olduğundan emin olmaktır.
02:07
OthersDiğerleri think about MalthusianMalthus nightmareskabuslar.
45
112000
4000
Diğerleri Maltusyan kabusları düşünür.
02:11
Will we be ableyapabilmek to feedbesleme a populationnüfus
46
116000
3000
Bir kaç on yıl içinde dokuz milyar olacak
02:14
that will be ninedokuz billionmilyar in just a fewaz decadeson yıllar?
47
119000
3000
bir popülasyonu doyurabilecek miyiz?
02:17
This is not a negotiablepazarlık thing, hungeraçlık.
48
122000
2000
Bu pazarlığa tabi bir şey değil, açlık.
02:19
People have to eatyemek.
49
124000
2000
İnsanlar yemek zorunda.
02:21
There's going to be a lot of people.
50
126000
2000
Birçok insan olacak.
02:23
This is jobsMeslekler and opportunityfırsat all the way up and down the valuedeğer chainzincir.
51
128000
4000
Bu tüm değer zincirinde aşağıdan yukarı iş ve fırsat demek.
02:27
But I actuallyaslında camegeldi to this issuekonu
52
132000
2000
Ama aslında bu konuya farklı
02:29
in a differentfarklı way.
53
134000
3000
şekilde geldim.
02:32
This is a pictureresim of me and my threeüç childrençocuklar.
54
137000
3000
Bu benim ve üç çocuğumun bir fotoğrafı.
02:35
In 1987, I was a newyeni motheranne
55
140000
2000
1987'de, ilk çocuğumla
02:37
with my first childçocuk
56
142000
2000
yeni bir anneydim,
02:39
and was holdingtutma her and feedingbesleme her
57
144000
3000
buna çok benzer bir imge
02:42
when an imagegörüntü very similarbenzer to this
58
147000
3000
televizyonda belirdiğinde
02:45
camegeldi on the televisiontelevizyon.
59
150000
3000
onu kucaklıyor ve besliyordum.
02:48
And this was yethenüz anotherbir diğeri faminekıtlık in EthiopiaEtiyopya.
60
153000
3000
Ve bu Etiyopya'daki herhangi kıtlıktan biriydi.
02:51
One two yearsyıl earlierdaha erken
61
156000
2000
Bir iki yıl öncesinde
02:53
had killedöldürdü more than a millionmilyon people.
62
158000
3000
bir milyondan fazla insanın ölümüne neden olmuştu.
02:56
But it never struckvurdu me as it did that momentan,
63
161000
3000
Ama beni asla o an vurduğu gibi vurmamıştı,
02:59
because on that imagegörüntü
64
164000
2000
çünkü bu imgede
03:01
was a womankadın tryingçalışıyor to nursehemşire her babybebek,
65
166000
2000
bir kadın bebeğine meme veriyordu
03:03
and she had no milkSüt to nursehemşire.
66
168000
4000
ve hiç sütü yoktu.
03:07
And the baby'sBebeğin cryağlamak really penetratednüfuz me,
67
172000
3000
Ve bebeğin ağlayışı bir anne olarak
03:10
as a motheranne.
68
175000
2000
içime işledi.
03:12
And I thought, there's nothing more hauntingperili ev
69
177000
2000
Ve düşündüm, yiyecekle cevap verilemeyecek
03:14
than the cryağlamak of a childçocuk
70
179000
2000
bir çocuğun ağlayışı gibi
03:16
that cannotyapamam be returnediade with foodGıda --
71
181000
5000
akıldan çıkmayan hiçbir şey yok -
03:21
the mostçoğu fundamentaltemel expectationbeklenti of everyher humaninsan beingolmak.
72
186000
3000
her insanın en temel beklentisi.
03:24
And it was at that momentan
73
189000
2000
Ve tam da bu anda
03:26
that I just was filleddolu
74
191000
3000
aslında bu sorunu
03:29
with the challengemeydan okuma and the outragerezalet
75
194000
3000
nasıl çözeceğimizi bildiğimize dair
03:32
that actuallyaslında we know how to fixdüzeltmek this problemsorun.
76
197000
2000
bir meydan okuma ve öfke ile doluydum.
03:34
This isn't one of those rarenadir diseaseshastalıklar
77
199000
2000
Bu çözüm bulamadığımız şu nadir
03:36
that we don't have the solutionçözüm for.
78
201000
3000
görülen hastalıklardan biri değil.
03:39
We know how to fixdüzeltmek hungeraçlık.
79
204000
2000
Açlığı nasıl düzeltebileceğimiz biliyoruz.
03:41
A hundredyüz yearsyıl agoönce, we didn't.
80
206000
2000
Yüz yıl önce bilmiyorduk.
03:43
We actuallyaslında have the technologyteknoloji and systemssistemler.
81
208000
3000
Doğrusu teknoloji ve sistemlere sahibiz.
03:46
And I was just struckvurdu
82
211000
3000
Ve bunun yakışıksız
03:49
that this is out of placeyer.
83
214000
2000
olduğu fikriyle çarpıldım.
03:51
At our time in historytarih, these imagesGörüntüler are out of placeyer.
84
216000
3000
Tarihte bizim çağımızda, bu imgeler yakışıksız.
03:54
Well guesstahmin what?
85
219000
2000
Peki tahmin edin?
03:56
This is last weekhafta in northernkuzey KenyaKenya.
86
221000
3000
Bu, geçen hafta Kuzey Kenya.
03:59
YetHenüz again,
87
224000
2000
Bir kez daha,
04:01
the faceyüz of starvationaçlık
88
226000
2000
açlığın yüzü,
04:03
at largegeniş scaleölçek
89
228000
2000
yarını görüp göremeyecekleri
04:05
with more than ninedokuz millionmilyon people
90
230000
3000
konusunda merak içinde olan,
04:08
wonderingmerak ediyor if they can make it to the nextSonraki day.
91
233000
3000
dokuz milyarı aşkın insan ölçeğinde.
04:11
In factgerçek,
92
236000
2000
Doğrusu,
04:13
what we know now
93
238000
2000
şimdi bildiğimiz,
04:15
is that everyher 10 secondssaniye
94
240000
2000
her 10 saniyede bir çocuğu
04:17
we losekaybetmek a childçocuk to hungeraçlık.
95
242000
2000
açlıktan dolayı kaybettiğimiz.
04:19
This is more
96
244000
2000
Bu, HIV/AIDS,
04:21
than HIVHIV/AIDSAIDS,
97
246000
3000
sıtma ve tüberküloz
04:24
malariasıtma and tuberculosisTüberküloz combinedkombine.
98
249000
3000
hepsinin birlikte olduğundan daha fazla.
04:27
And we know that the issuekonu
99
252000
2000
Ve biliyoruz ki bu konu
04:29
is not just productionüretim of foodGıda.
100
254000
3000
sadece gıdanın üretimi değil.
04:32
One of my mentorsmentorların in life
101
257000
2000
Yaşamımdaki akıl hocalarımdan biri
04:34
was NormanNorman BorlaugErnest Borlaug, my herokahraman.
102
259000
3000
Norman Borlaug, kahramanım.
04:37
But todaybugün I'm going to talk about accesserişim to foodGıda,
103
262000
3000
Ama bugün gıdaya ulaşımla ilgili konuşacağım,
04:40
because actuallyaslında this yearyıl and last yearyıl
104
265000
3000
çünkü aslında bu yıl ve geçtiğimiz yıl
04:43
and duringsırasında the 2008 foodGıda crisiskriz,
105
268000
2000
ve 2008 gıda krizi boyunca,
04:45
there was enoughyeterli foodGıda on EarthDünya
106
270000
2000
Dünya üzerinde, herkesin 2.700 kalori
04:47
for everyoneherkes to have 2,700 kilocalorieskilocalories.
107
272000
3000
alması için yeterince gıda vardı.
04:50
So why is it
108
275000
3000
Peki neden
04:53
that we have a billionmilyar people
109
278000
2000
yiyecek bulamayan bir milyar
04:55
who can't find foodGıda?
110
280000
2000
insanımız var?
04:57
And I alsoAyrıca want to talk about
111
282000
2000
Ve ayrıca benim yeni bilgi yükü
04:59
what I call our newyeni burdenyük of knowledgebilgi.
112
284000
2000
diye tanımladığım şeyden bahsetmek istiyorum.
05:01
In 2008,
113
286000
2000
2008'de,
05:03
LancetLancet compiledderlenmiş all the researchAraştırma
114
288000
3000
Lancet tüm araştırmaları derledi
05:06
and put forwardileri the compellingzorlayıcı evidencekanıt
115
291000
4000
ve eğer bir çocuk ilk bin gününde -
05:10
that if a childçocuk in its first thousandbin daysgünler --
116
295000
3000
doğumundan iki yaşına kadar -
05:13
from conceptionfikir to two yearsyıl oldeski --
117
298000
3000
yeteri kadar besin alamazsa,
05:16
does not have adequateyeterli nutritionbeslenme,
118
301000
2000
hasarın geri döndürülemez olduğunu
05:18
the damagehasar is irreversiblegeri dönüşü olmayan.
119
303000
2000
gösteren delilleri ortaya koydu.
05:20
TheirOnların brainsbeyin and bodiesbedenler will be stuntedbodur.
120
305000
3000
Beyinleri ve bedenleri güdük kalacaktır.
05:23
And here you see a brainbeyin scantaramak of two childrençocuklar --
121
308000
3000
Ve burada iki çocuğun beyin taramasını görüyorsunuz -
05:26
one who had adequateyeterli nutritionbeslenme,
122
311000
2000
biri yeterince besin almış,
05:28
anotherbir diğeri, neglectedbakımsız
123
313000
2000
diğeri, bakımsız ve
05:30
and who was deeplyderinden malnourishedyetersiz beslenen.
124
315000
2000
çok derin bir şekilde yetersiz beslenmiş.
05:32
And we can see brainbeyin volumeshacimleri
125
317000
2000
Ve bu çocukların beyin hacimlerinin
05:34
up to 40 percentyüzde lessaz
126
319000
3000
yüzde 40'a kadar
05:37
in these childrençocuklar.
127
322000
2000
az olduğunu görebilirsiniz.
05:39
And in this slidekaymak
128
324000
2000
Ve bu slaytta
05:41
you see the neuronsnöronlar and the synapsessinapsların of the brainbeyin
129
326000
3000
beyindeki nöronların ve snapsların oluşmadığını
05:44
don't formform.
130
329000
2000
görebilirsiniz.
05:46
And what we know now is this has hugeKocaman impactdarbe on economiesekonomiler,
131
331000
3000
Ve şimdi bildiğimiz, bunun ekonomiler üzerinde muazzam etkisi olduğu,
05:49
whichhangi I'll talk about latersonra.
132
334000
2000
ki daha sonra konuşacağız.
05:51
But alsoAyrıca the earningkazanma potentialpotansiyel of these childrençocuklar
133
336000
3000
Ama ayrıca bu çocukların kazanma ihtimali
05:54
is cutkesim in halfyarım in theironların lifetimeömür
134
339000
3000
yaşamlarında yarıya bölünüyor,
05:57
duenedeniyle to the stuntingbodurluk
135
342000
2000
yaşamlarının erken
05:59
that happensolur in earlyerken yearsyıl.
136
344000
2000
dönemlerindeki bakımsızlıktan dolayı.
06:01
So this burdenyük of knowledgebilgi drivessürücüler me.
137
346000
3000
Sonuçta, bu bilgi yükü beni harekete geçirdi.
06:04
Because actuallyaslında we know how to fixdüzeltmek it
138
349000
3000
Çünkü aslında bunu kolayca nasıl çözeceğimizi
06:07
very simplybasitçe.
139
352000
2000
biliyoruz.
06:09
And yethenüz, in manyçok placesyerler,
140
354000
2000
Ve yine de, birçok yerde,
06:11
a thirdüçüncü of the childrençocuklar,
141
356000
2000
çocukların üçte biri
06:13
by the time they're threeüç
142
358000
2000
üç yaşına ulaştıklarında
06:15
alreadyzaten are facingkarşı a life of hardshipsıkıntı
143
360000
3000
buna bağlı olarak zorlu bir yaşamla
06:18
duenedeniyle to this.
144
363000
2000
yüz yüze geliyor.
06:20
I'd like to talk about
145
365000
2000
Açlığın ileri safhalarında
06:22
some of the things I've seengörüldü on the frontön lineshatlar of hungeraçlık,
146
367000
2000
gördüğüm bazı şeyler hakkında konuşmak istiyorum,
06:24
some of the things I've learnedbilgili
147
369000
3000
özel sektörde elde ettiğim
06:27
in bringinggetiren my economicekonomik and tradeTicaret knowledgebilgi
148
372000
3000
ekonomik ve ticari bilgimi ve deneyimimi
06:30
and my experiencedeneyim in the privateözel sectorsektör.
149
375000
4000
kullanırken öğrendiğim bazı şeylerden.
06:34
I'd like to talk about where the gapboşluk of knowledgebilgi is.
150
379000
3000
Bilgi açıklığının nerede olduğu konusunda konuşmak istiyorum.
06:37
Well first, I'd like to talk about the oldesten eski nutritionalbesin methodyöntem on EarthDünya,
151
382000
3000
Öncelikle, Dünyadaki en eski besin metodu hakkında konuşmak istiyorum,
06:40
breastfeedingEmzirme.
152
385000
2000
emzirme.
06:42
You mayMayıs ayı be surprisedşaşırmış to know
153
387000
3000
Belki bunu duymak sizi şaşırtacak,
06:45
that a childçocuk could be savedkaydedilmiş everyher 22 secondssaniye
154
390000
3000
eğer hayatının ilk altı ayında emzirilmişse
06:48
if there was breastfeedingEmzirme in the first sixaltı monthsay of life.
155
393000
3000
her 22 saniyede bir çocuk kurtarılabilir.
06:53
But in NigerNijer, for exampleörnek,
156
398000
3000
Ama Nijerya'da, örneğin,
06:56
lessaz than sevenYedi percentyüzde of the childrençocuklar
157
401000
2000
çocukların yüzde yedisinden azı
06:58
are breastfedAnne sütü
158
403000
2000
hayatının, sadece
07:00
for the first sixaltı monthsay of life, exclusivelysadece.
159
405000
3000
ilk altı ayında emziriliyor.
07:03
In MauritaniaMoritanya, lessaz than threeüç percentyüzde.
160
408000
4000
Moritanya'da, yüzde üçten daha azı.
07:07
This is something that can be transformeddönüştürülmüş with knowledgebilgi.
161
412000
4000
Bu bilgi ile dönüştürülebilecek bir şey.
07:11
This messagemesaj, this wordsözcük, can come out
162
416000
2000
Bu mesaj, bu söz, şöyle anlaşılabilir,
07:13
that this is not an old-fashionedeski moda way of doing business;
163
418000
3000
bu iş yapmanın eski usul yollarından;
07:16
it's a brilliantparlak way
164
421000
2000
bu çocuğunuzun
07:18
of savingtasarruf your child'sçocuğun life.
165
423000
2000
hayatını kurtaracak zekice bir yol.
07:20
And so todaybugün we focusodak on not just passinggeçen out foodGıda,
166
425000
3000
Ve bu yüzden bugün sadece gıdayı iletmeye odaklanacağız,
07:23
but makingyapma sure the mothersanneler have enoughyeterli enrichmentzenginleştirme,
167
428000
3000
ama annelerin yeterince zenginleştirilmiş gıda aldığına
07:26
and teachingöğretim them about breastfeedingEmzirme.
168
431000
3000
ve emzirme konusunda onları eğittiğimizden emin olduğumuza.
07:29
The secondikinci thing I'd like to talk about:
169
434000
2000
Konuşmak istediğim ikinci konu:
07:31
If you were livingyaşam in a remoteuzak villageköy somewherebir yerde,
170
436000
2000
Eğer uzak bir yerdeki bir köyde yaşıyorsanız,
07:33
your childçocuk was limptopal,
171
438000
2000
çocuğunuz sakat,
07:35
and you were in a droughtkuraklık, or you were in floodssel,
172
440000
3000
ve siz kuraklık içindeyseniz ya da sel altında,
07:38
or you were in a situationdurum where there wasn'tdeğildi adequateyeterli diversityçeşitlilik of dietdiyet,
173
443000
3000
ya da yeterince çeşitli beslenmenin mümkün olmadığı bir durumdaysanız,
07:41
what would you do?
174
446000
2000
ne yapardınız?
07:43
Do you think you could go to the storemağaza
175
448000
2000
Bir dükkana gidip, dilediğiniz güç
07:45
and get a choiceseçim of powergüç barsBarlar, like we can,
176
450000
3000
barlarından, bizim yaptığımız gibi,
07:48
and pickalmak the right one to matchmaç?
177
453000
2000
size uygun olanı alacağınızı mı düşünüyorsunuz?
07:50
Well I find parentsebeveyn out on the frontön lineshatlar
178
455000
3000
Ön saflarda ebeveynler gördüm,
07:53
very awarefarkında theironların childrençocuklar are going down for the countsaymak.
179
458000
3000
çocuklarının baygın düşeceğinden gayet eminler.
07:56
And I go to those shopsdükkanlar, if there are any,
180
461000
3000
Ve bu dükkanlara gittim, tabii eğer varsa,
07:59
or out to the fieldsalanlar to see what they can get,
181
464000
3000
ya da dışarıda tarlalarda ne alabileceklerine
08:02
and they cannotyapamam obtainelde etmek the nutritionbeslenme.
182
467000
3000
bakmak için ve besin alamıyorlar.
08:05
Even if they know what they need to do, it's not availablemevcut.
183
470000
3000
Neye ihtiyaçları olduğu bilebilseler dahi, mevcut değil.
08:08
And I'm very excitedheyecanlı about this,
184
473000
2000
Ve ben bununla ilgili çok heyecanlıyım,
08:10
because one thing we're workingçalışma on
185
475000
3000
çünkü üzerinde çalıştığımız şeylerden biri,
08:13
is transformingdönüştürme the technologiesteknolojiler
186
478000
3000
gıda endüstrisinde mevcut olan
08:16
that are very availablemevcut
187
481000
2000
teknolojileri, geleneksel
08:18
in the foodGıda industrysanayi
188
483000
2000
ürünlere için mevcut
08:20
to be availablemevcut for traditionalgeleneksel cropsbitkileri.
189
485000
3000
hale gelecek şekilde dönüştürmek.
08:23
And this is madeyapılmış with chickpeasNohut, driedkurutulmuş milkSüt
190
488000
3000
Ve bu nohut, kurutulmuş süt
08:26
and a hostevsahibi of vitaminsVitaminler,
191
491000
2000
ve birçok vitaminle yapıldı,
08:28
matchedeşleşti to exactlykesinlikle what the brainbeyin needsihtiyaçlar.
192
493000
2000
beynin tam olarak ihtiyacını karşılamak üzere.
08:30
It costsmaliyetler 17 centscent for us to produceüretmek this
193
495000
3000
Bunu, benim deyişimle, insanlık için gıdayı
08:33
as, what I call, foodGıda for humanityinsanlık.
194
498000
3000
üretmek, 17 kuruşa mal oluyor.
08:36
We did this with foodGıda technologiststeknoloji
195
501000
2000
Bunu Hindistan ve Pakistan'daki
08:38
in IndiaHindistan and PakistanPakistan --
196
503000
3000
gıda teknolojistleriyle-
08:41
really about threeüç of them.
197
506000
2000
sadece üçüyle aslında, yaptık.
08:43
But this is transformingdönüştürme
198
508000
2000
Ama bu, bunu alacak çocukların
08:45
99 percentyüzde of the kidsçocuklar who get this.
199
510000
2000
yüzde 99'unu dönüştürecek.
08:47
One packagepaket, 17 centscent a day --
200
512000
3000
Tek paket, günde 17 kuruş -
08:50
theironların malnutritionyetersiz beslenme is overcomeüstesinden gelmek.
201
515000
2000
yetersiz beslenme alt edilmiş olacak.
08:52
So I am convincedikna olmuş
202
517000
2000
Yani, daha zengin
08:54
that if we can unlockkilidini the technologiesteknolojiler
203
519000
3000
dünyadaki yaygın olan teknolojileri
08:57
that are commonplaceolağan in the richerzengin worldDünya
204
522000
3000
gıdaları dönüştürmek için kullanabileceğimize
09:00
to be ableyapabilmek to transformdönüştürmek foodsgıdalar.
205
525000
2000
ikna oldum böylece.
09:02
And this is climate-proofİklim-proof.
206
527000
2000
Ve bu iklime bağlı değil.
09:04
It doesn't need to be refrigeratedbuzdolabında, it doesn't need waterSu,
207
529000
2000
Buzdolabına konması gerekmiyor, suya ihtiyacı yok,
09:06
whichhangi is oftensık sık lackingeksik.
208
531000
2000
ki çoğu zaman kısıtlıdır su.
09:08
And these typestürleri of technologiesteknolojiler,
209
533000
2000
Ve bu tarz teknolojiler,
09:10
I see, have the potentialpotansiyel
210
535000
2000
gördüğüm kadarıyla,
09:12
to transformdönüştürmek the faceyüz of hungeraçlık and nutritionbeslenme, malnutritionyetersiz beslenme
211
537000
3000
ön saflardaki açlık ve beslenme, yetersiz beslenmenin
09:15
out on the frontön lineshatlar.
212
540000
3000
yüzünü dönüştürme potansiyeline sahip.
09:18
The nextSonraki thing I want to talk about is schoolokul feedingbesleme.
213
543000
2000
Konuşmak istediğim diğer konu okul beslenmesi.
09:20
EightySeksen percentyüzde of the people in the worldDünya
214
545000
2000
Dünyadaki insanların yüzde 80'i
09:22
have no foodGıda safetyemniyet net.
215
547000
2000
henüz gıda güvenliğine sahip değil.
09:24
When disasterafet strikesvurur --
216
549000
3000
Felaket vurduğunda -
09:27
the economyekonomi getsalır blownşişmiş, people losekaybetmek a job,
217
552000
3000
ekonomi patlayıp insanlar işini kaybettiğinde,
09:30
floodssel, warsavaş, conflictfikir ayrılığı,
218
555000
2000
seller, savaş, çatışma,
09:32
badkötü governanceYönetim, all of those things --
219
557000
2000
kötü yönetim, tüm bunlar,
09:34
there is nothing to falldüşmek back on.
220
559000
2000
başvuracak bir yer yok.
09:36
And usuallygenellikle the institutionskurumlar --
221
561000
2000
Ve genellikle kurumlar -
09:38
churcheskiliseler, templestapınaklar, other things --
222
563000
2000
kiliseler, tapınaklar, diğer şeyler -
09:40
do not have the resourceskaynaklar
223
565000
2000
güvenli bir ağ sağlamak için
09:42
to providesağlamak a safetyemniyet net.
224
567000
2000
kaynaklara sahip değiller.
09:44
What we have foundbulunan workingçalışma with the WorldDünya BankBanka
225
569000
2000
Dünya Bankasıyla çalışmalarımızda bulduğumuz şu,
09:46
is that the poorfakir man'sadam safetyemniyet net,
226
571000
2000
fakir insanın güvenlik ağı,
09:48
the besten iyi investmentyatırım, is schoolokul feedingbesleme.
227
573000
2000
en iyi yatırımı, okul beslenmesi.
09:50
And if you filldoldurmak the cupFincan
228
575000
2000
Ve eğer kabı küçük çiftçilerden
09:52
with localyerel agriculturetarım from smallküçük farmersçiftçiler,
229
577000
3000
gelen yöresel tarımla doldurabilirseniz,
09:55
you have a transformativedönüştürücü effectEfekt.
230
580000
2000
dönüştürücü bir etkisi oluyor.
09:57
ManyBirçok kidsçocuklar in the worldDünya can't go to schoolokul
231
582000
3000
Dünyada bir çok çocuk okula gidemiyor
10:00
because they have to go begdilenmek and find a mealyemek.
232
585000
2000
çünkü gidip dilenmek ve bir öğün bulmak zorundalar.
10:02
But when that foodGıda is there,
233
587000
2000
Ama yiyecek orada olduğunda,
10:04
it's transformativedönüştürücü.
234
589000
2000
dönüştürücü oluyor.
10:06
It costsmaliyetler lessaz than 25 centscent a day to changedeğişiklik a kid'sçocuğun life.
235
591000
3000
Bir çocuğun hayatını değiştirmek günde 25 kuruştan azına mal oluyor.
10:09
But what is mostçoğu amazingşaşırtıcı is the effectEfekt on girlskızlar.
236
594000
3000
Ama en inanılmaz etki kızlar üzerinde oluyor.
10:12
In countriesülkeler where girlskızlar don't go to schoolokul
237
597000
4000
Kız çocuklarının okula gitmediği ülkelerde
10:16
and you offerteklif a mealyemek to girlskızlar in schoolokul,
238
601000
3000
okulda kızlara yemek sunduğunuzda,
10:19
we see enrollmentkayıt ratesoranları
239
604000
2000
kayıt oranlarının kızlar ve
10:21
about 50 percentyüzde girlskızlar and boysçocuklar.
240
606000
2000
erkekler için yüzde 50 arttığını görüyoruz.
10:23
We see a transformationdönüşüm in attendancekatılım by girlskızlar.
241
608000
3000
Kızların devamlılığında bir dönüşüm gözlüyoruz.
10:26
And there was no argumenttartışma,
242
611000
2000
Ve hiç bir tartışma yoktu,
10:28
because it's incentiveözendirici.
243
613000
2000
çünkü teşvik edici.
10:30
FamiliesAileler need the help.
244
615000
2000
Ailelerin yardıma ihtiyacı var.
10:32
And we find that if we keep girlskızlar in schoolokul latersonra,
245
617000
2000
Ve gördük ki eğer kızları tutabilirsek,
10:34
they'llacaklar staykalmak in schoolokul untila kadar they're 16,
246
619000
2000
16 yaşına kadar okulda kalacaklar,
10:36
and won'talışkanlık get marriedevli if there's foodGıda in schoolokul.
247
621000
3000
ve okulda yiyecek varsa evlenmeyecekler.
10:39
Or if they get an extraekstra rationrasyon of foodGıda
248
624000
2000
Ya da eğer haftanın sonunda
10:41
at the endson of the weekhafta --
249
626000
2000
fazladan yiyecek alırlarsa -
10:43
it costsmaliyetler about 50 centscent --
250
628000
2000
yaklaşık 50 kuruşa mal oluyor -
10:45
will keep a girlkız in schoolokul,
251
630000
2000
bir kız çocuğunu okulda tutabileceğiz,
10:47
and they'llacaklar give birthdoğum to a healthierdaha sağlıklı childçocuk,
252
632000
2000
ve daha sağlıklı bir çocuk doğuracaklar,
10:49
because the malnutritionyetersiz beslenme is sentgönderilen
253
634000
3000
çünkü yetersiz beslenme nesilden
10:52
generationnesil to generationnesil.
254
637000
3000
nesile aktarılır.
10:55
We know that there's boomBoom and bustbüst cyclesdöngüleri of hungeraçlık.
255
640000
2000
Açlığın arttığı ve azaldığı dönemler olduğunu biliyoruz.
10:57
We know this.
256
642000
2000
Bunu biliyoruz.
10:59
Right now on the HornBoynuz of AfricaAfrika, we'vebiz ettik been throughvasitasiyla this before.
257
644000
3000
Şu anda Afrika Boynuzu'nda, daha önce bunu yaşadık.
11:02
So is this a hopelessUmutsuz causesebeb olmak?
258
647000
2000
O zaman bu umutsuz bir amaç mı?
11:04
AbsolutelyKesinlikle not.
259
649000
2000
Kesinlikle değil.
11:08
I'd like to talk about what I call our warehousesAmbarlar for hopeumut.
260
653000
3000
Depolarımızı umut için ne diye çağırdığımızdan bahsetmek istiyorum.
11:11
CameroonKamerun, northernkuzey CameroonKamerun, boomBoom and bustbüst cyclesdöngüleri of hungeraçlık
261
656000
3000
Kamerun, Kuzey Kamerun, açlığın arttığı ve azaldığı dönemler,
11:14
everyher yearyıl for decadeson yıllar.
262
659000
2000
onlarca yıldır her yıl.
11:16
FoodGıda aidyardım cominggelecek in everyher yearyıl
263
661000
3000
İnsanlar kurak sezonlarda
11:19
when people are starvingçok aç duringsırasında the leanyağsız seasonsmevsim.
264
664000
4000
açlık çekerken yemek yardımı gidiyor.
11:23
Well two yearsyıl agoönce,
265
668000
2000
İki yıl önce, şöyle bir
11:25
we decidedkarar, let's transformdönüştürmek the modelmodel of fightingkavga hungeraçlık,
266
670000
4000
karar verdik; hadi açlıkla savaş modelini değiştirelim
11:29
and insteadyerine of givingvererek out the foodGıda aidyardım, we put it into foodGıda banksbankalar.
267
674000
3000
ve yemek yardımı vermek yerine, onu gıda bankalarına koyalım.
11:32
And we said, listen,
268
677000
2000
Ve dedik ki, dinleyin,
11:34
duringsırasında the leanyağsız seasonsezon, take the foodGıda out.
269
679000
2000
kurak mevsimde, yiyeceği alın.
11:36
You manageyönetmek, the villageköy managesyönetir these warehousesAmbarlar.
270
681000
3000
Siz yönetin, köy oradaki depoyu yönetsin.
11:39
And duringsırasında harvesthasat, put it back with interestfaiz,
271
684000
2000
Ve hasat zamanı, faiziyle yerine koyun,
11:41
foodGıda interestfaiz.
272
686000
2000
gıda faizi.
11:43
So addeklemek in fivebeş percentyüzde, 10 percentyüzde more foodGıda.
273
688000
4000
Yani yüzde beş ekleyin, yüzde 10 daha fazla gıda.
11:47
For the pastgeçmiş two yearsyıl,
274
692000
2000
Son iki yıldır,
11:49
500 of these villagesköyler where these are
275
694000
2000
bunların bulunduğu köylerin 500 tanesi
11:51
have not neededgerekli any foodGıda aidyardım -- they're self-sufficientkendi kendine yeten.
276
696000
2000
hiç bir gıda yardımına ihtiyaç durmadı - kendilerine yettiler.
11:53
And the foodGıda banksbankalar are growingbüyüyen.
277
698000
2000
Ve gıda bankaları büyüyor.
11:55
And they're startingbaşlangıç schoolokul feedingbesleme programsprogramlar for theironların childrençocuklar
278
700000
3000
Ve köyün insanları tarafından çocuklar için okul beslenme
11:58
by the people in the villageköy.
279
703000
2000
programları başlatılıyor.
12:00
But they'veonlar ettik never had the abilitykabiliyet
280
705000
2000
Ama basit bir altyapıyı kuracak
12:02
to buildinşa etmek even the basictemel infrastructurealtyapı
281
707000
2000
yeteneğe ve kaynaklara dahi asla
12:04
or the resourceskaynaklar.
282
709000
2000
sahip olmamışlardı.
12:06
I love this ideaFikir that camegeldi from the villageköy levelseviye:
283
711000
2000
Köy düzeyinden gelen şu fikre bayıldım:
12:08
threeüç keysanahtarları to unlockkilidini that warehousedepo.
284
713000
3000
depoyu kilitlemek için üç anahtar.
12:11
FoodGıda is goldaltın there.
285
716000
2000
Yiyecek altın değerinde.
12:13
And simplebasit ideasfikirler can transformdönüştürmek the faceyüz,
286
718000
3000
Ve basit fikirler, dünyanın küçük bölgelerini değil
12:16
not of smallküçük areasalanlar,
287
721000
2000
büyük bölgelerinin
12:18
of bigbüyük areasalanlar of the worldDünya.
288
723000
2000
çehresini değiştirebilir.
12:20
I'd like to talk about what I call digitaldijital foodGıda.
289
725000
4000
Dijital gıda dediğim şeyden bahsetmek istiyorum.
12:24
TechnologyTeknoloji is transformingdönüştürme
290
729000
3000
Teknoloji, klasik kıtlığın görüldüğü
12:27
the faceyüz of foodGıda vulnerabilityGüvenlik açığı
291
732000
2000
yerlerdeki gıda kırılganlığının
12:29
in placesyerler where you see classicklasik faminekıtlık.
292
734000
2000
çehresini dönüştürüyor.
12:31
AmartyaAmartya SenSen wonwon his NobelNobel PrizeÖdülü
293
736000
2000
Amartya Sen, "Tahmin edin, kıtlıklar
12:33
for sayingsöz, "GuessSanırım what, famineskıtlıklar happenolmak in the presencevarlık of foodGıda
294
738000
4000
yiyecek varlığında gerçekleşir çünkü insanlar onu satın alacak durumda değildir."
12:37
because people have no abilitykabiliyet to buysatın almak it."
295
742000
3000
diyerek Nobel Ödülü'nü kazandı.
12:40
We certainlykesinlikle saw that in 2008.
296
745000
2000
Bunu kesinlikle 2008 yılında gördük.
12:42
We're seeinggörme that now in the HornBoynuz of AfricaAfrika
297
747000
2000
Bunu şimdi, geçtiğimiz yıl Afrika Boynuzu'nda
12:44
where foodGıda pricesfiyatları are up 240 percentyüzde in some areasalanlar
298
749000
3000
bazı bölgelerde gıda fiyatlarının yüzde 240'a kadar
12:47
over last yearyıl.
299
752000
2000
çıkmasında gördük.
12:49
FoodGıda can be there and people can't buysatın almak it.
300
754000
2000
Yiyecek orada ve insanlar alamıyorlar.
12:51
Well this pictureresim -- I was in HebronHebron in a smallküçük shopDükkan, this shopDükkan,
301
756000
4000
Bu resim - Hebron'da küçük bir dükkandaydım, bu dükkana,
12:55
where insteadyerine of bringinggetiren in foodGıda,
302
760000
3000
yiyecek getirmek yerine,
12:58
we providesağlamak digitaldijital foodGıda, a cardkart.
303
763000
3000
dijital yiyecek sağlıyoruz, bir kartla.
13:01
It saysdiyor "bonBon appetitolsun" in ArabicArapça.
304
766000
3000
Arapça 'Afiyet olsun' diyor.
13:04
And the womenkadınlar can go in and swipetokatlamak
305
769000
3000
Ve kadınlar girip kartı okutup
13:07
and get ninedokuz foodGıda itemsürün.
306
772000
2000
dokuz gıda alabiliyorlar.
13:09
They have to be nutritiousBesleyici,
307
774000
2000
Bunların besin değeri yüksek olmalı
13:11
and they have to be locallylokal olarak producedüretilmiş.
308
776000
2000
ve yöresel olarak üretilmiş olmalı.
13:13
And what's happenedolmuş in the pastgeçmiş yearyıl aloneyalnız
309
778000
2000
Ve sadece geçtiğimiz yıl olan şuydu,
13:15
is the dairysüt industrysanayi --
310
780000
2000
süt endüstrisi -
13:17
where this card'skartın used for milkSüt and yogurtyoğurt
311
782000
3000
bu kartın süt ve yoğurt ve yumurta ve humus
13:20
and eggsyumurta and hummusHumus --
312
785000
2000
için kullanıldığı -
13:22
the dairysüt industrysanayi has gonegitmiş up 30 percentyüzde.
313
787000
3000
süt endüstrisi yüzde 30 büyüdü.
13:25
The shopkeepersesnaf are hiringişe alıyor more people.
314
790000
2000
Dükkan sahipleri daha fazla insan çalıştırıyor.
13:27
It is a win-win-winkazan kazan situationdurum
315
792000
2000
Bu herkesin kazandığı
13:29
that startsbaşlar the foodGıda economyekonomi movinghareketli.
316
794000
3000
gıda ekonomisini harekete geçiren bir durum.
13:32
We now deliverteslim etmek foodGıda in over 30 countriesülkeler
317
797000
3000
Şu anda 30 kadar ülkeye, cep telefonlarıyla
13:35
over cellhücre phonestelefonlar,
318
800000
3000
gıda yolluyoruz,
13:38
transformingdönüştürme even the presencevarlık of refugeesmülteciler in countriesülkeler,
319
803000
4000
hatta ülkelerdeki mültecilerin durumunu dahi değiştirerek,
13:42
and other waysyolları.
320
807000
2000
ve başka şeyleri.
13:44
PerhapsBelki de mostçoğu excitingheyecan verici to me
321
809000
2000
Belki de benim için en heyecan
13:46
is an ideaFikir that BillBill GatesGates, HowardHoward BuffettBuffett and othersdiğerleri
322
811000
3000
verici Bil Gates, Howard Buffett ve diğerlerinin
13:49
have supporteddestekli boldlycesaretle,
323
814000
2000
bunu cesurca desteklemeleri,
13:51
whichhangi is to asksormak the questionsoru:
324
816000
2000
ki şu soruyu sorduruyor;
13:53
What if, insteadyerine of looking at the hungry as victimskurbanlar --
325
818000
3000
Açlara kurban gibi bakmak yerine -
13:56
and mostçoğu of them are smallküçük farmersçiftçiler
326
821000
2000
ve çoğu kendi ailelerini
13:58
who cannotyapamam raiseyükseltmek enoughyeterli foodGıda or sellsatmak foodGıda
327
823000
3000
destekleyecek kadar dahi gıda yetiştirip
14:01
to even supportdestek theironların ownkendi familiesaileleri --
328
826000
2000
satamayan küçük çiftçiler -
14:03
what if we viewgörünüm them as the solutionçözüm,
329
828000
3000
eğer onları çözüm olarak, açlıkla
14:06
as the valuedeğer chainzincir to fightkavga hungeraçlık?
330
831000
2000
savaşmada değer zinciri olarak görürsek ne olur?
14:08
What if from the womenkadınlar in AfricaAfrika
331
833000
5000
Hiçbir gıda satamayan
14:13
who cannotyapamam sellsatmak any foodGıda --
332
838000
2000
Afrika'daki kadınlardan -
14:15
there's no roadsyollar, there's no warehousesAmbarlar,
333
840000
2000
yol yok, depo yok, yiyecekleri
14:17
there's not even a tarpmuşamba to pickalmak the foodGıda up with --
334
842000
3000
toplayabilmek için bir branda bile yok -
14:20
what if we give the enablingetkinleştirme environmentçevre
335
845000
2000
eğer onlara aç çocuklarını başka yerde
14:22
for them to providesağlamak the foodGıda
336
847000
2000
beslemek için uygun bir ortam
14:24
to feedbesleme the hungry childrençocuklar elsewherebaşka yerde?
337
849000
3000
verecek olursak ne olur?
14:27
And PurchasingSatın alma for Progressİlerleme todaybugün is in 21 countriesülkeler.
338
852000
3000
Ve Gelişme için Satın Alma bugün 21 ülkede.
14:30
And guesstahmin what?
339
855000
2000
Ve biliyor musunuz?
14:32
In virtuallyfiilen everyher casedurum,
340
857000
2000
Gerçekten her vakada,
14:34
when poorfakir farmersçiftçiler are givenverilmiş a guaranteedgarantili marketpazar --
341
859000
3000
fakir çiftçilere garantili bir pazar verildiğinde -
14:37
if you say, "We will buysatın almak 300 metricmetrik tonston of this.
342
862000
3000
"Bundan 300 metrik ton alacağız. Toplayacağız.
14:40
We'llWe'll pickalmak it up. We'llWe'll make sure it's storeddepolanan properlyuygun şekilde." --
343
865000
3000
Uygun bir şekilde saklandığından emin olacağız." dendiğinde -
14:43
theironların yieldsverimleri have gonegitmiş up two-iki-, three-üç-, fourfoldkat
344
868000
3000
randımanları iki, üç, dört kat artıyor
14:46
and they figureşekil it out,
345
871000
2000
ve bir yolunu buluyorlar,
14:48
because it's the first guaranteedgarantili opportunityfırsat they'veonlar ettik had in theironların life.
346
873000
3000
çünkü hayatları boyunca el ettikleri tek garantili fırsat bu.
14:51
And we're seeinggörme people transformdönüştürmek theironların liveshayatları.
347
876000
3000
Ve insanların hayatlarını dönüştürdüklerini görüyoruz.
14:54
TodayBugün, foodGıda aidyardım, our foodGıda aidyardım --
348
879000
3000
Bugün, gıda yardımı, gıda yardımımız -
14:57
hugeKocaman enginemotor --
349
882000
2000
muazzam makine -
14:59
80 percentyüzde of it is boughtsatın in the developinggelişen worldDünya.
350
884000
3000
yüzde 80'i gelişmekte olan ülkeler tarafından alındı.
15:02
TotalToplam transformationdönüşüm
351
887000
2000
Gıdaya ihtiyaç duyan
15:04
that can actuallyaslında transformdönüştürmek the very liveshayatları that need the foodGıda.
352
889000
4000
kişilerin aslında kendilerinin yaşamlarını değiştirecek toplam bir dönüşüm.
15:08
Now you'dşimdi etsen asksormak, can this be donetamam at scaleölçek?
353
893000
3000
Şimdi soracaksınız, bu belli bir ölçüde yapılabilir mi?
15:11
These are great ideasfikirler, village-levelköy düzeyi ideasfikirler.
354
896000
3000
Bunlar harika fikirler, köy-düzeyinde fikirler.
15:14
Well I'd like to talk about BrazilBrezilya,
355
899000
2000
Brezilya hakkında konuşmak istiyorum,
15:16
because I've takenalınmış a journeyseyahat to BrazilBrezilya over the pastgeçmiş coupleçift of yearsyıl,
356
901000
3000
çünkü şu anda Dünyadaki herhangi bir ulustan daha hızlı bir şekilde
15:19
when I readokumak that BrazilBrezilya was defeatingyenerek hungeraçlık
357
904000
2000
açlıkla baş edebildiklerini okuduktan sonra
15:21
fasterDaha hızlı than any nationulus on EarthDünya right now.
358
906000
2000
geçtiğimiz son birkaç yılda Brezilya'ya gittim.
15:23
And what I've foundbulunan is,
359
908000
2000
Ve bulduğum şu oldu,
15:25
ratherdaha doğrusu than investingyatırım theironların moneypara in foodGıda subsidiessübvansiyonlar
360
910000
2000
paralarını gıda desteği ya da diğer şeylere
15:27
and other things,
361
912000
2000
yatırmak yerine,
15:29
they investedyatırım in a schoolokul feedingbesleme programprogram.
362
914000
2000
okul beslenme programına yatırmışlardı.
15:31
And they requiregerektirir that a thirdüçüncü of that foodGıda
363
916000
2000
Ve kullanılan gıdanın üçte birinin
15:33
come from the smallestEn küçük farmersçiftçiler who would have no opportunityfırsat.
364
918000
3000
imkanı olmayan en küçük çiftçiden gelmesini şart koşmuşlardı.
15:36
And they're doing this at hugeKocaman scaleölçek
365
921000
2000
Ve bunu Başkan Lula'nın herkesin günde
15:38
after PresidentBaşkan LulaLula declaredbeyan his goalhedef
366
923000
3000
üç öğün yemesini kendisine hedef
15:41
of ensuringsağlanması everyoneherkes had threeüç mealsyemek a day.
367
926000
3000
olarak belirlemesinden sonra geniş çapta yapıyorlar.
15:44
And this zerosıfır hungeraçlık programprogram
368
929000
4000
Ve bu sıfır açlık programı
15:48
costsmaliyetler .5 percentyüzde of GDPGSYİH
369
933000
3000
gayrisafi milli hasılanın (GSMH) yüzde 5'ine
15:51
and has liftedkaldırdı manyçok millionsmilyonlarca of people
370
936000
5000
mal oluyor ve birçok insanı açlık
15:56
out of hungeraçlık and povertyyoksulluk.
371
941000
2000
ve yoksulluktan kurtarıyor.
15:58
It is transformingdönüştürme the faceyüz of hungeraçlık in BrazilBrezilya,
372
943000
3000
Brezilya'daki açlığın çehresini dönüştürüyor,
16:01
and it's at scaleölçek, and it's creatingoluşturma opportunitiesfırsatlar.
373
946000
3000
ve belli bir çapta ve fırsatlar yaratıyor.
16:04
I've gonegitmiş out there; I've metmet with the smallküçük farmersçiftçiler
374
949000
3000
Oraya gittim; bunun sayesinde yaratılan fırsat
16:07
who have builtinşa edilmiş theironların livelihoodsgeçim
375
952000
2000
ve platform üzerine
16:09
on the opportunityfırsat and platformplatform
376
954000
2000
kendi yaşamlarını kuran
16:11
providedsağlanan by this.
377
956000
3000
küçük çiftçilerle tanıştım.
16:14
Now if we look at the economicekonomik imperativezorunlu here,
378
959000
2000
Şimdi buradaki ekonomik gerekliliğe baktığımızda,
16:16
this isn't just about compassionmerhamet.
379
961000
3000
bu sadece merhametle ilgili değil.
16:19
The factgerçek is studiesçalışmalar showgöstermek
380
964000
2000
Gerçek şu ki, çalışmalar
16:21
that the costmaliyet of malnutritionyetersiz beslenme and hungeraçlık --
381
966000
3000
yetersiz beslenme ve açlığın maliyetinin -
16:24
the costmaliyet to societytoplum,
382
969000
2000
topluma olan maliyeti,
16:26
the burdenyük it has to bearayı --
383
971000
2000
taşımak zorunda olduğu yük -
16:28
is on averageortalama sixaltı percentyüzde,
384
973000
2000
her yıl için GSMH'nin
16:30
and in some countriesülkeler up to 11 percentyüzde,
385
975000
2000
ortalama olarak yüzde altısı ve bazı ülkelerde
16:32
of GDPGSYİH a yearyıl.
386
977000
3000
yüzde 11'e kadar çıkıyor.
16:35
And if you look at the 36 countriesülkeler
387
980000
3000
Ve eğer yetersiz beslenme yükü
16:38
with the highesten yüksek burdenyük of malnutritionyetersiz beslenme,
388
983000
2000
en fazla olan 36 ülkeye baktığınızda,
16:40
that's 260 billionmilyar lostkayıp from a productiveüretken economyekonomi
389
985000
3000
bu üreten bir ekonomiden her yıl 260 milyarın
16:43
everyher yearyıl.
390
988000
2000
kaybolması demek.
16:45
Well, the WorldDünya BankBanka estimatestahminler
391
990000
2000
Dünya Bankası, bu ülkelerdeki
16:47
it would take about 10 billionmilyar dollarsdolar --
392
992000
2000
yetersiz beslenmeyle ilgilenmek için
16:49
10.3 --
393
994000
2000
10 milyar,
16:51
to addressadres malnutritionyetersiz beslenme in those countriesülkeler.
394
996000
2000
10.3 milyar dolara ihtiyaç olduğunu tahmin ediyor.
16:53
You look at the cost-benefitfayda maliyet analysisanaliz,
395
998000
2000
Maliyet-fayda analizine bakın,
16:55
and my dreamrüya is to take this issuekonu,
396
1000000
3000
ve benim hayalim bu konuyu ele almak,
16:58
not just from the compassionmerhamet argumenttartışma,
397
1003000
3000
sadece merhamet argümanı olarak değil,
17:01
but to the financemaliye ministersBakanlar of the worldDünya,
398
1006000
2000
ama dünyanın finans bakanlarına,
17:03
and say we cannotyapamam affordparası yetmek
399
1008000
2000
ve tüm insanlık için yeterli
17:05
to not investyatırmak
400
1010000
2000
ve alınabilir
17:07
in the accesserişim to adequateyeterli, affordablesatın alınabilir nutritionbeslenme
401
1012000
3000
besine ulaşmaya yatırım yapmamaya
17:10
for all of humanityinsanlık.
402
1015000
3000
gücümüz yetmez demek.
17:13
The amazingşaşırtıcı thing I've foundbulunan
403
1018000
3000
Bulduğum inanılmaz şey,
17:16
is nothing can changedeğişiklik on a bigbüyük scaleölçek
404
1021000
3000
bir liderin kararlılığı olmadan
17:19
withoutolmadan the determinationbelirleme of a leaderlider.
405
1024000
2000
hiçbir şeyin büyük bir çapta değiştirilemeyeceği.
17:21
When a leaderlider saysdiyor, "Not underaltında my watch,"
406
1026000
3000
Bir lider "Ben varken olmaz" dediğinde
17:24
everything beginsbaşlar to changedeğişiklik.
407
1029000
2000
her şey değişmeye başlar.
17:26
And the worldDünya can come in
408
1031000
2000
Ve dünya bunun yapılması için
17:28
with enablingetkinleştirme environmentsortamları and opportunitiesfırsatlar to do this.
409
1033000
3000
olanak sağlayan ortamlar ve fırsatlarla cevap verir.
17:31
And the factgerçek that FranceFransa
410
1036000
2000
Ve aslında Fransa'nın G20'nin
17:33
has put foodGıda at the centermerkez of the G20
411
1038000
2000
merkezine gıdayı koyması
17:35
is really importantönemli.
412
1040000
2000
gerçekten önemli.
17:37
Because foodGıda is one issuekonu
413
1042000
2000
Çünkü gıda kişilerle,
17:39
that cannotyapamam be solvedçözülmüş personkişi by personkişi, nationulus by nationulus.
414
1044000
3000
uluslarla çözülemeyecek yegane konudur.
17:42
We have to standdurmak togetherbirlikte.
415
1047000
2000
Hep birlikte karşı koymalıyız.
17:44
And we're seeinggörme nationsmilletler in AfricaAfrika.
416
1049000
2000
Ve Afrika'daki ulusları görüyoruz.
17:46
WFP'sWFP's been ableyapabilmek to leaveayrılmak 30 nationsmilletler
417
1051000
3000
Dünya Gıda Programı 30 ulusu, 30 ulusu
17:49
because they have transformeddönüştürülmüş
418
1054000
2000
bırakabildi çünkü onlar kendi uluslarındaki
17:51
the faceyüz of hungeraçlık in theironların nationsmilletler.
419
1056000
2000
açlığın çehresini dönüştürebildiler.
17:53
What I would like to offerteklif here is a challengemeydan okuma.
420
1058000
3000
Burada önermek istediğim bir davet.
17:58
I believe we're livingyaşam at a time in humaninsan historytarih
421
1063000
3000
İnanıyorum ki insanlık tarihinde çocukların uyanıp
18:01
where it's just simplybasitçe unacceptablekabul edilemez
422
1066000
3000
bir kap yiyeceği nerede bulacaklarını
18:04
that childrençocuklar wakeuyanmak up
423
1069000
2000
bilememelerinin
18:06
and don't know where to find a cupFincan of foodGıda.
424
1071000
2000
kabul edilemez olduğu bir zamanda yaşıyoruz.
18:08
Not only that,
425
1073000
2000
Sadece bu da değil,
18:10
transformingdönüştürme hungeraçlık
426
1075000
2000
açlığı dönüştürmek
18:12
is an opportunityfırsat,
427
1077000
2000
bir fırsat,
18:14
but I think we have to changedeğişiklik our mindsetsmindsets.
428
1079000
3000
ama sanıyorum zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor.
18:17
I am so honoredonur to be here
429
1082000
2000
Burada dünyanın en iyi
18:19
with some of the world'sDünyanın en topüst innovatorsyenilikçiler and thinkersdüşünürler.
430
1084000
4000
mucitleri ve düşünürleriyle birlikte olmaktan onur duyuyorum.
18:23
And I would like you to joinkatılmak with all of humanityinsanlık
431
1088000
4000
Ve sizden tüm insanlıkla birlikte kuma bir çizgi çizip
18:27
to drawçekmek a linehat in the sandkum
432
1092000
2000
'Artık yeter.
18:29
and say, "No more.
433
1094000
2000
Artık bunu
18:31
No more are we going to acceptkabul etmek this."
434
1096000
2000
kabul etmeyeceğiz." demenizi istiyorum.
18:33
And we want to tell our grandchildrentorunlar
435
1098000
2000
Ve torunlarımıza, tarihte
18:35
that there was a terriblekorkunç time in historytarih
436
1100000
2000
çocukların üçte birinin beyinlerinin ve bedenlerinin
18:37
where up to a thirdüçüncü of the childrençocuklar
437
1102000
2000
gelişemediği korkunç bir dönem vardı,
18:39
had brainsbeyin and bodiesbedenler that were stuntedbodur,
438
1104000
2000
ama artık bu böyle değil
18:41
but that existsvar no more.
439
1106000
2000
diyebilmemizi istiyorum.
18:43
Thank you.
440
1108000
2000
Teşekkürler.
18:45
(ApplauseAlkış)
441
1110000
18000
(Alkışlar)
Translated by Serap Cakil
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Josette Sheeran - Anti-hunger leader
Our generation is the first in history with enough resources to eradicate hunger worldwide. Josette Sheeran, the former head of the UN World Food Programme, shares a plan.

Why you should listen

When Josette Sheeran was the executive director of the United Nations World Food Programme, based in Rome, she oversaw the largest humanitarian agency fighting hunger around the globe. Every year, the program feeds more than 90 million people, including victims of war and natural disasters, families affected by HIV/AIDS, and schoolchildren in poor communities.

Sheeran believes that hunger and poverty must and can be solved through both immediate actions and long-term policies. At the Millennium Development Goal Summit in 2010, she outlined 10 ways the world can end hunger. They include providing school meals, connecting small farmers to markets, empowering women and building the resiliency of vulnerable communities.

Sheeran has a long history of helping others. Prior to joining the UN in 2007, Sheeran was the Under Secretary for Economic, Energy and Agricultural Affairs at the US Department of State, where she frequently focused on economic diplomacy to help emerging nations move toward self-sufficiency and prosperity. She put together several initiatives to bring US aid to the Middle East. She also served as Deputy US Trade Representative, helping African nations develop their trade capacity.

She says: "I think we can, in our lifetime, win the battle against hunger because we now have the science, technology, know-how, and the logistics to be able to meet hunger where it comes. Those pictures of children with swollen bellies will be a thing of history."

More profile about the speaker
Josette Sheeran | Speaker | TED.com