ABOUT THE SPEAKER
Charles Hazlewood - Conductor
Charles Hazlewood dusts off and invigorates classical music, adding a youthful energy and modern twists to centuries-old masterworks. At TEDGlobal, he conducts the Scottish Ensemble.

Why you should listen

Charles Hazlewood's fresh presentations of classical music shake up the traditional settings of the form -- in one performance he’ll engage in a conversation with the audience, while in another he’ll blend film or sculpture into a piece -- but his goal is always the same: exposing the deep, always-modern joy of the classics. He's a familiar face on British TV, notably in the 2009 series The Birth of British Music on BBC2. He conducts the BBC Orchestras and guest-conducts orchestras around the world.

Together with Mark Dornford-May, he founded a lyric-theatre company in South Africa called Dimpho Di Kopane (which means "combined talents") after auditioning in the townships and villages of South Africa. Of the 40 members, only three had professional training. They debuted with Bizet's Carmen, which was later transposed into a movie version called U-Carmen eKhayelitsha, spoken and sung in Xhosa, that was honored at the Berlin Flim Festival. He regularly involves children in his projects and curates his own music festival, Play the Field, on his farm in Somerset. His latest project: the ParaOrchestra.

He says: "I have loads of issues with the way classical music is presented. It has been too reverential, too 'high art' -- if you're not in the club, they're not going to let you join. It's like The Turin Shroud: don't touch it because it might fall apart."

More profile about the speaker
Charles Hazlewood | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2011

Charles Hazlewood: Trusting the ensemble

Charles Hazlewood: Orkestraya güvenmek

Filmed:
570,578 views

Orkestra şefi Charles Hazlewood, müzik liderliğinde güvenin rolünü anlatıyor ve bunun nasıl gerçekleştiğini sahnede İskoç Orkestrasına şeflik ederken gösteriyor. Aynı zamanda iki ayrı müzikal projeden klipler paylaşıyor: "U-Carmen eKhayelitsha" ve "ParaOrchestra"
- Conductor
Charles Hazlewood dusts off and invigorates classical music, adding a youthful energy and modern twists to centuries-old masterworks. At TEDGlobal, he conducts the Scottish Ensemble. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
I am a conductororkestra şefi,
0
0
2000
Ben bir orkestra şefiyim,
00:17
and I'm here todaybugün
1
2000
2000
ve bugün sizinle güven hakkında
00:19
to talk to you about trustgüven.
2
4000
2000
konuşmak için buradayım.
00:21
My job dependsbağlıdır uponüzerine it.
3
6000
3000
İşim bunun üstüne kurulu.
00:24
There has to be, betweenarasında me and the orchestraOrkestra,
4
9000
2000
Benim ve orkestram arasında
00:26
an unshakableSARSILMAZ bondbağ of trustgüven,
5
11000
2000
sarsılmaz bir güven bağı olmalı,
00:28
borndoğmuş out of mutualkarşılıklı respectsaygı,
6
13000
3000
karşılıklı saygıdan doğan,
00:31
throughvasitasiyla whichhangi we can spinçevirmek a musicalmüzikal narrativeöykü
7
16000
3000
bunun sayesinde hepimizin inanabileceği
00:34
that we all believe in.
8
19000
2000
müziksel bir anlatım ortaya çıksın.
00:36
Now in the oldeski daysgünler, conductingiletken, musicmüzik makingyapma,
9
21000
3000
Eski günlerde, şeflik, müzik üretme,
00:39
was lessaz about trustgüven and more, franklyaçıkçası, about coercionzorlama.
10
24000
3000
güven değil de samimi olmak gerekirse daha çok baskıya dayanırdı.
00:42
Up to and around about the Secondİkinci WorldDünya WarSavaş,
11
27000
2000
Şefler yaklaşık 2.dünya savaşına kadar
00:44
conductorsiletkenler were invariablyher zaman dictatorsdiktatörler --
12
29000
2000
değişmez bir şekilde diktatörlerdi --
00:46
these tyrannicalzalim figuresrakamlar
13
31000
2000
bu acımasız kişiler
00:48
who would rehearseprova, not just the orchestraOrkestra as a wholebütün, but individualsbireyler withiniçinde it,
14
33000
3000
sadece orkestraya değil, içindeki bireylere de adeta hayatlarının içine girerek
00:51
withiniçinde an inchinç of theironların liveshayatları.
15
36000
3000
prova yaptırırdı.
00:54
But I'm happymutlu to say now that the worldDünya has movedtaşındı on,
16
39000
2000
Ama şunu söylemekten mutluyum ki dünya değişti,
00:56
musicmüzik has movedtaşındı on with it.
17
41000
2000
müzik de onunla birlikte değişti.
00:58
We now have a more democraticdemokratik viewgörünüm and way of makingyapma musicmüzik --
18
43000
3000
Şimdi daha demokratik bir bakışımız ve müzik yapma şeklimiz var --
01:01
a two-wayiki yönlü streetsokak.
19
46000
2000
çift yönlü bir sokak gibi.
01:03
I, as the conductororkestra şefi, have to come to the rehearsalprova with a cast-irondökme demir senseduyu
20
48000
3000
Benim, bir şef olarak, çalacağımız müziğin dış mimarisi ile ilgili kesin bir algı ile
01:06
of the outerdış architecturemimari of that musicmüzik,
21
51000
3000
provaya gelmem gerekir,
01:09
withiniçinde whichhangi there is then immenseengin personalkişisel freedomözgürlük
22
54000
3000
ki böylelikle orkestra üyelerinin parlayabileceği
01:12
for the membersüyeler of the orchestraOrkestra to shineparlaklık.
23
57000
2000
çok geniş bir kişisel özgürlük sağlanabilsin.
01:14
For myselfkendim, of coursekurs,
24
59000
2000
Bana gelince, tabi ki,
01:16
I have to completelytamamen trustgüven my bodyvücut languagedil.
25
61000
4000
vücut dilime tamamen inanmam lazım.
01:20
That's all I have at the pointpuan of saleSatılık.
26
65000
2000
Kendimi gösterebilmem için elimde olan tek şey bu.
01:22
It's silentsessiz gesturejest.
27
67000
2000
Sessiz bir jest.
01:24
I can hardlyzorlukla barkbağırmak out instructionstalimatlar while we're playingoynama.
28
69000
3000
Çalarken çok nadir talimat verebilirim.
01:29
(MusicMüzik)
29
74000
10000
(Müzik)
02:51
LadiesBayanlar and gentlemenbeyler, the Scottishİskoç EnsembleEnsemble.
30
156000
2000
Bayanlar baylar, İskoç Topluluğu.
02:53
(ApplauseAlkış)
31
158000
7000
(Alkış)
03:00
So in ordersipariş for all this to work,
32
165000
2000
Yani bütün bunların işe yarayabilmesi için
03:02
obviouslybelli ki I have got to be in a positionpozisyon of trustgüven.
33
167000
2000
apaçık bir şekilde güven noktasında durmam gerekiyor.
03:04
I have to trustgüven the orchestraOrkestra,
34
169000
2000
Orkestraya güvenmem gerekiyor,
03:06
and, even more cruciallyEn önemlisi, I have to trustgüven myselfkendim.
35
171000
2000
ve daha da önemlisi kendime güvenmem gerekiyor.
03:08
Think about it: when you're in a positionpozisyon of not trustinggüvenme,
36
173000
2000
Şunu bir düşünün: güvenmediğinizde
03:10
what do you do?
37
175000
2000
ne yaparsınız?
03:12
You overcompensatetelâfi.
38
177000
2000
Eksikliğinizi abartılı bir şekilde telafi etmeye çalışırsınız.
03:14
And in my gameoyun, that meansanlamına geliyor you overgesticulateovergesticulate.
39
179000
2000
Benim işimde de bu abartılı jestler yapmak demektir.
03:16
You endson up like some kindtür of rabidKuduz windmillyel değirmeni.
40
181000
2000
Sonunda delirmiş bir yel değirmeni gibi olursunuz.
03:18
And the biggerDaha büyük your gesturejest getsalır,
41
183000
2000
Ve açıkçası jestiniz ne kadar büyürse,
03:20
the more ill-definedkötü tanımlanmış, blurrybulanık
42
185000
2000
orkestranız için o kadar bozuk,
03:22
and, franklyaçıkçası, uselessyararsız it is to the orchestraOrkestra.
43
187000
2000
ve anlaşılmaz olur ve açıkçası gereksizleşir.
03:24
You becomeolmak a figureşekil of funeğlence. There's no trustgüven anymoreartık, only ridiculealay.
44
189000
3000
Siz artık bir eğlence figürü olursunuz.. Artık güven kalmaz, sadece dalga geçilir.
03:27
And I rememberhatırlamak at the beginningbaşlangıç of my careerkariyer,
45
192000
2000
Ve kariyerimin başlarını hatırlıyorum da
03:29
again and again, on these dismalkasvetli outingsgezileri with orchestrasorkestralar,
46
194000
2000
orkestralarla yaptığım kasvetli turnelerde sayısız kere
03:31
I would be going completelytamamen insanedeli on the podiumpodyum,
47
196000
3000
az bir kreşendo(sesi gittikçe yükselen) yapmak için
03:34
tryingçalışıyor to engenderdoğurmak a smallküçük scaleölçek crescendokreşendo really,
48
199000
2000
yani ufacık bir ses artışını sağlamak için
03:36
just a little upsurgeartış in volumehacim.
49
201000
2000
podyumda tamamen kendimden geçiyordum.
03:38
BuggerHerif me, they wouldn'tolmaz give it to me.
50
203000
2000
Kahretsin, istediğimi yapmıyorlardı.
03:40
I spentharcanmış a lot of time in those earlyerken yearsyıl
51
205000
2000
İlk yıllarımda soyunma odalarında
03:42
weepingağlayan silentlysessizce in dressingsoyunma roomsOdalar.
52
207000
2000
sessizce ağlayarak çok vakit geçirdim.
03:44
And how futilebeyhude seemedgibiydi the wordskelimeler of advicetavsiye to me
53
209000
3000
Büyük İngiliz şef Sir Colin Davis'in tavsiyeleri
03:47
from great Britishİngiliz veteranUsta conductororkestra şefi SirEfendim ColinColin DavisDavis
54
212000
2000
ne kadar da faydasızdı benim için.
03:49
who said, "Conductingİletken, CharlesCharles,
55
214000
2000
Şöyle demişti," Şeflik, Charles,
03:51
is like holdingtutma a smallküçük birdkuş in your handel.
56
216000
2000
elinde ufak bir kuşu tutmak gibidir.
03:53
If you holdambar it too tightlysıkıca, you crushezmek it.
57
218000
3000
Eğer çok sıkı tutarsan, ezersin.
03:56
If you holdambar it too looselygevşek, it fliessinekler away."
58
221000
3000
Çok boş bırakırsan, uçar gider."
03:59
I have to say, in those daysgünler, I couldn'tcould really even find the birdkuş.
59
224000
3000
Söylemem gerekir ki o günlerde gerçekten bir kuş bile bulamamıştım.
04:02
Now a fundamentaltemel
60
227000
2000
Şimdi müzik anlamında
04:04
and really viscerallyviscerally importantönemli experiencedeneyim for me, in termsşartlar of musicmüzik,
61
229000
3000
benim için çok temel ve gerçekten içsel anlamda önemli bir deneyim
04:07
has been my adventuresmacera in SouthGüney AfricaAfrika,
62
232000
2000
Güney Afrika'daki maceralarım olmuştur,
04:09
the mostçoğu dizzyinglydizzyingly musicalmüzikal countryülke on the planetgezegen in my viewgörünüm,
63
234000
3000
bana göre gezegenimizin en baş döndürücü müzik ülkesi,
04:12
but a countryülke whichhangi, throughvasitasiyla its musicalmüzikal culturekültür,
64
237000
2000
müziksel kültürüyle bana
04:14
has taughtöğretilen me one fundamentaltemel lessonders:
65
239000
3000
çok temel bir ders veren bir ülke:
04:17
that throughvasitasiyla musicmüzik makingyapma
66
242000
2000
müzik yaparak
04:19
can come deepderin levelsseviyeleri
67
244000
2000
çok derin seviylerde
04:21
of fundamentaltemel life-givinghayat veren trustgüven.
68
246000
3000
yaşamsal güven sağlayabilirsiniz.
04:24
Back in 2000, I had the opportunityfırsat to go to SouthGüney AfricaAfrika
69
249000
3000
2000 yılında, Güney Afrika'ya yeni bir opera topluluğu
04:27
to formform a newyeni operaopera companyşirket.
70
252000
2000
kurmak için gitme fırsatım oldu.
04:29
So I wentgitti out there, and I auditionedseçmelere,
71
254000
2000
Böylelikle oraya gittim, ülkenin
04:31
mainlyağırlıklı olarak in ruralkırsal townshipİlçesi locationsyerleri, right around the countryülke.
72
256000
2000
genellikle kırsal bölgelerinde ses sınavları yaptım.
04:33
I heardduymuş about 2,000 singersşarkıcılar
73
258000
2000
Yaklaşık 2000 şarkıcı dinledim
04:35
and pulledçekti togetherbirlikte a companyşirket
74
260000
2000
büyük bir çoğunluğu siyahi olan
04:37
of 40 of the mostçoğu jaw-droppinglyçene-droppingly amazingşaşırtıcı younggenç performerssanatçılar,
75
262000
3000
ağzınızı açık bırakacak kadar etkileyici 40 genç icracıyı
04:40
the majorityçoğunluk of whomkime were blacksiyah,
76
265000
2000
bir topluluk içinde bir araya getirdim,
04:42
but there were a handfulavuç of whitebeyaz performerssanatçılar.
77
267000
2000
ama aralarında bir avuç kadar da beyaz sanatçı vardı.
04:44
Now it emergedortaya earlyerken on in the first rehearsalprova perioddönem
78
269000
2000
İlk prova döneminin başlarında
04:46
that one of those whitebeyaz performerssanatçılar
79
271000
2000
beyaz sanatçılarımızdan birisinin
04:48
had, in his previousönceki incarnationvücut bulma,
80
273000
2000
ırkçılık günlerinde Güney Afrika
04:50
been a memberüye of the SouthGüney AfricanAfrika policepolis forcekuvvet.
81
275000
2000
polis kuvvetleri üyesi olduğu ortaya çıkmıştı.
04:52
And in the last yearsyıl of the oldeski regimerejim,
82
277000
2000
Ve rejimin son günlerinde,
04:54
he would routinelyrutin be detailedDetaylı to go into the townshipİlçesi
83
279000
3000
kasabaya rutin bir şekilde gidip
04:57
to aggressaggress the communitytoplum.
84
282000
2000
toplumu rahatsız etmesi emrediliyordu.
04:59
Now you can imaginehayal etmek what this knowledgebilgi did to the temperaturesıcaklık in the roomoda,
85
284000
3000
Şimdi, bu bilginin odadaki genel ortamı ve sıcaklığı ne hale getirdiğini
05:02
the generalgenel atmosphereatmosfer.
86
287000
2000
hayal edebilirsiniz.
05:04
Let's be underaltında no illusionsillüzyonlar.
87
289000
2000
Herhangi bir yanılsamaya kapılmayın.
05:06
In SouthGüney AfricaAfrika, the relationshipilişki mostçoğu devoidyoksun of trustgüven
88
291000
3000
Güney Afrika'da güvenin en yoksun olduğu ilişki
05:09
is that betweenarasında a whitebeyaz policemanpolis
89
294000
2000
beyaz bir polis ile
05:11
and the blacksiyah communitytoplum.
90
296000
2000
siyah toplum arasındadır.
05:13
So how do we recoverkurtarmak from that, ladiesBayan and gentlemenbeyler?
91
298000
2000
Peki bunu nasıl iyileştirebiliriz bayanlar baylar?
05:15
SimplySadece throughvasitasiyla singingşan.
92
300000
2000
Basitçe şarkı söyleyerek.
05:17
We sangşarkı söyledi, we sangşarkı söyledi,
93
302000
3000
Biz de şarkı söyledik, söyledik,
05:20
we sangşarkı söyledi,
94
305000
2000
söyledik,
05:22
and amazinglyinanılmaz newyeni trustgüven grewbüyüdü,
95
307000
2000
ve inanılmaz biçimde yeni bir güven gelişti,
05:24
and indeedaslında friendshipdostluk blossomedçiçek.
96
309000
2000
ve dostluk gerçekten çiçek verdi.
05:26
And that showedgösterdi me suchböyle a fundamentaltemel truthhakikat,
97
311000
2000
Bu da bana çok temel bir gerçeği gösterdi ki
05:28
that musicmüzik makingyapma and other formsformlar of creativityyaratıcılık
98
313000
3000
müzik ve yaratıcılığın diğer formları
05:31
can so oftensık sık go to placesyerler
99
316000
2000
sadece kelimelerle gidilmesi mümkün olmayan
05:33
where meresırf wordskelimeler cannotyapamam.
100
318000
3000
pek çok yere gidebilir.
05:36
So we got some showsgösterileri off the groundzemin. We startedbaşladı touringgezici them internationallyuluslararası.
101
321000
2000
Böylelikle bölge dışında da gösterilerimiz oldu. Uluslararası turlara başladık.
05:38
One of them was "CarmenCarmen."
102
323000
2000
Bunlardan birisi "Carmen"di.
05:40
We then thought we'devlenmek make a moviefilm of "CarmenCarmen,"
103
325000
2000
Daha sonra "Carmen"in filmini yapmayı düşündük
05:42
whichhangi we recordedkaydedilmiş and shotatış outsidedışında on locationyer
104
327000
2000
ki ses kayıtlarını yaptık ve çekimleri de Cape Town'un
05:44
in the townshipİlçesi outsidedışında CapeCape TownŞehir calleddenilen KhayelitshaKhayelitsha.
105
329000
2000
dışında Khayelitsha adlı kasabanın civarında yaptık.
05:46
The pieceparça was sungSung entirelyBaştan sona in XhosaZosa dili,
106
331000
2000
Eseri tamamen Khoza dilinde yaptık,
05:48
whichhangi is a beautifullygüzel musicalmüzikal languagedil, if you don't know it.
107
333000
3000
eğer bilmiyorsanız çok güzel müziksel bir dil.
05:51
It's calleddenilen "U-CarmenU-Carmen e-Khayelitshae-Khayelitsha" --
108
336000
2000
Adı "U-Carmen e-Khayelitsha" --
05:53
literallyharfi harfine "CarmenCarmen of KhayelitshaKhayelitsha."
109
338000
2000
"Khayelitsha'nın Carmen'i" demek oluyor.
05:55
I want to playoyun you a tinyminik clipklips of it now
110
340000
2000
Güney Afrika'da müzik yapmanın hiç de
05:57
for no other reasonneden than to give you proofkanıt positivepozitif
111
342000
2000
ufak bir şey olmadığını sadece ve sadece ispatlamak için
05:59
that there is nothing tinyminik about SouthGüney AfricanAfrika musicmüzik makingyapma.
112
344000
3000
şimdi sizlere kısa bir klip izletmek istiyorum.
06:03
(MusicMüzik)
113
348000
10000
(Müzik)
07:15
(ApplauseAlkış)
114
420000
7000
(Alkış)
07:22
Something whichhangi I find utterlytamamen enchantingbüyüleyici
115
427000
3000
Güney Afrika'da müzik yapmakla ilgili
07:25
about SouthGüney AfricanAfrika musicmüzik makingyapma
116
430000
2000
inanılmaz derecede etkileyici olan şey
07:27
is that it's so freeücretsiz.
117
432000
2000
çok özgür olması.
07:29
SouthGüney AfricansAfrikalılar just make musicmüzik really freelyserbestçe.
118
434000
2000
Güney Afrikalılar müziği gerçekten özgürce yapıyorlar.
07:31
And I think, in no smallküçük way,
119
436000
2000
Ve bence, hiç küçümsenmeyecek bir şey,
07:33
that's duenedeniyle to one fundamentaltemel factgerçek:
120
438000
2000
bu çok temel bir gerçeğe bağlı:
07:35
they're not boundciltli to a systemsistem of notationgösterimi.
121
440000
2000
herhangi bir notasyon sistemine bağımlı değiller.
07:37
They don't readokumak musicmüzik.
122
442000
2000
Müziği okumuyorlar.
07:39
They trustgüven theironların earskulaklar.
123
444000
2000
Kulaklarına güveniyorlar.
07:41
You can teachöğretmek a bunchDemet of SouthGüney AfricansAfrikalılar a tunenağme in about fivebeş secondssaniye flatdüz.
124
446000
3000
Bir grup Güney Afrikalı'ya bir melodiyi 5 saniyede öğretebilirsiniz.
07:44
And then, as if by magicsihirli,
125
449000
2000
Ve sonrası, sihir gibi,
07:46
they will spontaneouslykendiliğinden improviseuydurmak a loadyük of harmonyarmoni around that tunenağme
126
451000
3000
aniden melodinin tonunda gezerek armoniye uygun emprovize yaparlar
07:49
because they can.
127
454000
2000
çünkü yapabiliyorlar.
07:51
Now those of us that livecanlı in the WestBatı, if I can use that termterim,
128
456000
3000
Şimdi tabir-i caizse biz Batı'da yaşayanların
07:54
I think have a much more hideboundhidebound attitudetutum or senseduyu of musicmüzik --
129
459000
3000
müziğe karşı çok daha dar kafalı bir tavrımız veya bakışımız var --
07:57
that somehowbir şekilde it's all about skillbeceri and systemssistemler.
130
462000
3000
öyle ki bu bize göre sadece yetenek ve sistem işi.
08:00
ThereforeBu nedenle it's the exclusiveözel preservekorumak
131
465000
3000
Dolayısıyla, seçilmiş ve yetenekli bir
08:03
of an eliteseçkinler, talentedyetenekli bodyvücut.
132
468000
2000
vücudun özel korumasında olmalı.
08:05
And yethenüz, ladiesBayan and gentlemenbeyler, everyher singletek one of us on this planetgezegen
133
470000
3000
Ve buna rağmen, bayanlar ve baylar, bu gezegendeki her bir birey
08:08
probablymuhtemelen engagesyürütmektedir with musicmüzik on a dailygünlük basistemel.
134
473000
3000
muhtemelen her gün müzikle iç içe.
08:11
And if I can broadengenişletmek this out for a secondikinci,
135
476000
2000
Bir saniyeliğine bu söylediğimi biraz genişletirsek,
08:13
I'm willingistekli to betbahis that everyher singletek one of you sittingoturma in this roomoda
136
478000
3000
Bahse girebilirim ki burada oturan herkes ama herkes
08:16
would be happymutlu to speakkonuşmak with acuityKeskinliği, with totalGenel Toplam confidencegüven,
137
481000
2000
tamamen kendine güvenerek, keskinlikle filmler hatta
08:18
about moviesfilmler, probablymuhtemelen about literatureEdebiyat.
138
483000
3000
edebiyat hakkında konuşmaktan zevk alır.
08:21
But how manyçok of you would be ableyapabilmek to make a confidentkendine güvenen assertiononaylama işlemi
139
486000
3000
Ama kaçınız bir klasik müzik bestesiyle ilgili kendine güvenen
08:24
about a pieceparça of classicalKlasik musicmüzik?
140
489000
3000
bir konuşma yapabilirsiniz?
08:27
Why is this?
141
492000
2000
Neden böyle?
08:29
And what I'm going to say to you now
142
494000
2000
Ve şimdi size söyleyebileceğim şey şu ki
08:31
is I'm just urgingçağıran you to get over
143
496000
2000
bu büyük özgüven eksikliğinizi
08:33
this supremeyüce lackeksiklik of self-confidencekendine güven,
144
498000
2000
yenmeniz için size ısrar ediyorum,
08:35
to take the plungeDalma, to believe that you can trustgüven your earskulaklar,
145
500000
3000
Hızlıca dalmak, kulaklarınıza güvenebileceğinize inanmanız için
08:38
you can hearduymak some of the fundamentaltemel musclekas tissuedoku,
146
503000
2000
temel kas dokusunun, lifin, DNA'nın
08:40
fiberelyaf, DNADNA,
147
505000
2000
bir kısmını duyabilirsiniz,
08:42
what makesmarkaları a great pieceparça of musicmüzik great.
148
507000
3000
ki bu da bir müzik parçasını harika yapan şeydir.
08:45
I've got a little experimentdeney I want to try with you.
149
510000
2000
Sizinle denemek istediğim ufak bir deney var.
08:47
Did you know
150
512000
2000
TED'in aslında bir
08:49
that TEDTED is a tunenağme?
151
514000
2000
melodi olduğunu biliyor muydunuz?
08:51
A very simplebasit tunenağme basedmerkezli on threeüç notesnotlar -- T, E, D.
152
516000
3000
Üç notadan oluşan basit bir melodi -- T, E, D.
08:54
Now hangasmak on a minutedakika.
153
519000
2000
Bir dakika durun şimdi.
08:56
I know you're going to say to me, "T doesn't existvar olmak in musicmüzik."
154
521000
3000
Bana "Müzikte T yoktur" diyeceğinizi biliyorum.
08:59
Well ladiesBayan and gentlemenbeyler, there's a time-honoredonur systemsistem,
155
524000
2000
Evet bayanlar baylar, zamanla kendini ispat etmiş
09:01
whichhangi composersbesteciler have been usingkullanma for hundredsyüzlerce of yearsyıl,
156
526000
2000
bestecilerin yüzyıllardır kullandığı
09:03
whichhangi proveskanıtlıyor actuallyaslında that it does.
157
528000
3000
gerçekten de o notanın varlığını ispat eden bir sistem var.
09:06
If I singşarkı söyle you a musicalmüzikal scaleölçek: A, B, C, D, E, F, G --
158
531000
4000
Eğer bir gamı söylerseniz: A(la), B(si), C(do), D(re), E(mi), F(fa), G(sol) --
09:10
and I just carrytaşımak on with the nextSonraki setset of lettersharfler in the alphabetalfabe, sameaynı scaleölçek:
159
535000
3000
ve alfabedeki sonraki harfleri söylemeye devam ediyorum, aynı gam:
09:13
H, I, J, K, L, M, N,
160
538000
3000
H, I, J, K, L, M, N,
09:16
O, P, Q, R, S, T -- there you go.
161
541000
2000
O, P, Q, R, S, T -- işte bulduk.
09:18
T, see it's the sameaynı as F in musicmüzik.
162
543000
2000
T, müzikteki F(fa) ile aynı.
09:20
So T is F.
163
545000
2000
Yani T F(fa) oluyor.
09:22
So T, E, D is the sameaynı as F, E, D.
164
547000
2000
Sonuçta T, E, D F(fa),E(mi),D(re) ile aynı.
09:24
Now that pieceparça of musicmüzik that we playedOyunun at the startbaşlama of this sessionoturum, toplantı, celse
165
549000
3000
Bu konuşmanın başında çaldığımız o müzik eserinin
09:27
had enshrinedbenimsenen in its heartkalp
166
552000
2000
kalbinde gizli bir şekilde
09:29
the themetema, whichhangi is TEDTED.
167
554000
2000
TED teması vardı.
09:31
Have a listen.
168
556000
2000
Bir dinleyin.
09:34
(MusicMüzik)
169
559000
7000
(Müzik)
09:41
Do you hearduymak it?
170
566000
2000
Duydunuz mu?
09:43
Or do I smellkoku some doubtşüphe in the roomoda?
171
568000
2000
Odada şüphe kokusu alıyor gibiyim?
09:45
Okay, we'lliyi playoyun it for you again now,
172
570000
2000
Peki, şimdi sizin için çalıyoruz,
09:47
and we're going to highlightvurgulamak, we're going to pokepoke out the T, E, D.
173
572000
3000
ve T, E, D kısmını daha vurgulu bir şekilde çalarak ortaya çıkaracağız.
09:50
If you'llEğer olacak pardonAF the expressionifade.
174
575000
3000
Yaptığım hareket için beni affedin.
09:53
(MusicMüzik)
175
578000
7000
(Müzik)
10:00
Oh my goodnessiyilik me, there it was loudyüksek sesle and clearaçık, surelyelbette.
176
585000
3000
Aman Allahım, şimdi kesinlikle sesli ve anlaşılırdı.
10:03
I think we should make this even more explicitaçık.
177
588000
1000
Sanırım bunu daha da açık hale getirmeliyiz.
10:04
LadiesBayanlar and gentlemenbeyler, it's nearlyneredeyse time for teaÇay.
178
589000
2000
Bayanlar ve baylar, neredeyse çay arasına yaklaştık.
10:06
Would you reckonhesaba katmak you need to singşarkı söyle for your teaÇay, I think?
179
591000
2000
Çay içmek için şarkı söylemeniz gerektiğini tahmin edebiliyorsunuzdur sanırım!
10:08
I think we need to singşarkı söyle for our teaÇay.
180
593000
2000
Sanırım çayımız için şarkı söyleyeceğiz.
10:10
We're going to singşarkı söyle those threeüç wonderfulolağanüstü notesnotlar: T, E, D.
181
595000
3000
Bu üç çok güzel notayı söyleyeceğiz: T, E, D.
10:13
Will you have a go for me?
182
598000
2000
Benim için dener misiniz?
10:15
AudienceSeyirci: T, E, D.
183
600000
2000
Dinleyiciler: T, E, D.
10:17
CharlesCharles HazlewoodHazlewood: Yeah, you soundses a bitbit more like cowsinekler really than humaninsan beingsvarlıklar.
184
602000
3000
Charles Hazlewood: Evet, insandan çok inekler gibi geliyor sesiniz.
10:20
ShallEder we try that one again?
185
605000
2000
Bir kere daha deneyelim mi?
10:22
And look, if you're adventurousmaceracı, you go up the octaveoktav.
186
607000
2000
Ve bakın, eğer maceraperestseniz bir üst oktava çıkın.
10:24
T, E, D.
187
609000
2000
T, E, D.
10:26
AudienceSeyirci: T, E, D.
188
611000
2000
Dinleyiciler: T, E, D.
10:28
CHCH: OnceBir kez more with vimVim. (AudienceSeyirci: T, E, D.)
189
613000
3000
CH: Bir kere daha kuvvetli bir şekilde (Dinleyiciler: T, E, D.)
10:31
There I am like a bloodykanlı windmillyel değirmeni again, you see.
190
616000
2000
İşte yine kahrolası bir yel değirmeni gibi oldum, görüyorsunuz.
10:33
Now we're going to put that in the contextbağlam of the musicmüzik.
191
618000
3000
Şimdi bunu müzik bağlamına yerleştireceğiz.
10:36
The musicmüzik will startbaşlama, and then at a signalişaret from me, you will singşarkı söyle that.
192
621000
3000
Müzik başlayacak ve benim işaretimle söylemeye başlayacaksınız.
10:41
(MusicMüzik)
193
626000
4000
(Müzik)
10:53
One more time,
194
638000
2000
Bir kere daha.
10:55
with feelingduygu, ladiesBayan and gentlemenbeyler.
195
640000
2000
Hissederek söyler misiniz bayanlar ve baylar
10:57
You won'talışkanlık make the keyanahtar otherwiseaksi takdirde.
196
642000
3000
Yoksa notaları tam çıkaramazsınız.
11:00
Well donetamam, ladiesBayan and gentlemenbeyler.
197
645000
2000
Harikasınız bayanlar ve baylar
11:02
It wasn'tdeğildi a badkötü debutilk for the TEDTED choirkoro,
198
647000
3000
TED korosu için fena bir başlangıç değildi.
11:05
not a badkötü debutilk at all.
199
650000
3000
hem de hiç fena bir başlangıç değildi.
11:08
Now there's a projectproje that I'm initiatingbaşlatılması at the momentan
200
653000
2000
Şimdi, başlattığım bir proje var
11:10
that I'm very excitedheyecanlı about and wanted to sharepay with you,
201
655000
2000
bu proje hakkında çok heyecanlıyım ve sizinle paylaşmak istedim.
11:12
because it is all about changingdeğiştirme perceptionsalgılamalar,
202
657000
2000
Çünkü bu tamamen algılarınızı değiştirmekle ilgili
11:14
and, indeedaslında, buildingbina a newyeni levelseviye of trustgüven.
203
659000
3000
ve aslında yeni bir güven oluşturmak.
11:17
The youngestEn genç of my childrençocuklar was borndoğmuş with cerebralSerebral palsypalsi,
204
662000
3000
En küçük çocuğum beyin felciyle doğdu
11:20
whichhangi as you can imaginehayal etmek,
205
665000
2000
bu da tahmin edersiniz ki
11:22
if you don't have an experiencedeneyim of it yourselfkendin,
206
667000
2000
belli bir deneyiminiz yoksa
11:24
is quiteoldukça a bigbüyük thing to take on boardyazı tahtası.
207
669000
2000
sahnede söylenmesi zor birşeydir.
11:26
But the gifthediye that my gorgeousmuhteşem daughterkız evlat has givenverilmiş me,
208
671000
3000
Ama kızımın bana verdiği muhteşem hediye,
11:29
asidebir kenara from her very existencevaroluş,
209
674000
2000
var olmasının yanı sıra,
11:31
is that it's openedaçıldı my eyesgözleri to a wholebütün stretchUzatmak of the communitytoplum
210
676000
3000
şimdiye kadar tamamen saklı bir toplulukla tanışmamı sağlamış olmasıdır.
11:34
that was hithertoŞimdiye kadar hiddengizli,
211
679000
2000
tamamen saklı bir topluluk.
11:36
the communitytoplum of disabledengelli people.
212
681000
2000
engelli insanlar topluluğu.
11:38
And I foundbulunan myselfkendim looking at the ParalympicsParalimpik Oyunları and thinkingdüşünme how incredibleinanılmaz
213
683000
3000
Engelliler Olimpiyatlarını izlerlen kendimi şunu düşünürken buldum:
11:41
how technology'steknoloji en been harnessedharnessed to provekanıtlamak beyondötesinde doubtşüphe
214
686000
3000
teknoloji insanları o kadar donatmış ki
11:44
that disabilitysakatlık is no barrierbariyer
215
689000
2000
bu engelli olma durumu
11:46
to the highesten yüksek levelsseviyeleri of sportingspor achievementbaşarı.
216
691000
2000
spor müsabakalarında en yüksek seviyelere çıkmada artık bir engel değil.
11:48
Of coursekurs there's a grimmerzalim sideyan to that truthhakikat,
217
693000
2000
Tabi ki bunun arkasında bir gerçek var:
11:50
whichhangi is that it's actuallyaslında takenalınmış decadeson yıllar for the worldDünya at largegeniş
218
695000
3000
Engelli olmak ve spor yapmak
11:53
to come to a positionpozisyon of trustgüven,
219
698000
3000
kavramlarının yan yana durabileceğine
11:56
to really believe that disabilitysakatlık and sportsSpor Dalları can go togetherbirlikte
220
701000
3000
inanacak noktaya gelmek
11:59
in a convincinginandırıcı and interestingilginç fashionmoda.
221
704000
3000
dünyanın on yıllarını almıştır.
12:02
So I find myselfkendim askingsormak:
222
707000
2000
Bu yüzden kendi kendime sordum:
12:04
where is musicmüzik in all of this?
223
709000
2000
müzik bu durumda nerede?
12:06
You can't tell me that there aren'tdeğil millionsmilyonlarca of disabledengelli people,
224
711000
2000
Bana sadece İngiltere'de
12:08
in the U.K. aloneyalnız,
225
713000
2000
muhteşem müzik potansiyeli olan
12:10
with massivemasif musicalmüzikal potentialpotansiyel.
226
715000
3000
milyonlarca engelli insan olmadığını söyleyemezsiniz.
12:13
So I decidedkarar to createyaratmak a platformplatform for that potentialpotansiyel.
227
718000
3000
Bu yüzden bu potansiyel için bir platform yaratmaya karar verdim.
12:16
It's going to be Britain'sİngiltere'nin first ever
228
721000
2000
Bu İngiltere'nin ilk
12:18
nationalUlusal disabledengelli orchestraOrkestra.
229
723000
2000
milli engelli orkestrası olacak.
12:20
It's calleddenilen ParaorchestraParaorchestra.
230
725000
2000
Adı Engelliorkestra
12:22
I'm going to showgöstermek you a clipklips now
231
727000
2000
Şimdi size ilk yaptığımız doğaçlamanın
12:24
of the very first improvisationdoğaçlama sessionoturum, toplantı, celse that we had.
232
729000
2000
klibini göstereceğim.
12:26
It was a really extraordinaryolağanüstü momentan.
233
731000
2000
Çok sıradışı bir andı.
12:28
Just me and fourdört astonishinglyşaşılacak derecede giftedyetenekli disabledengelli musiciansmüzisyenler.
234
733000
3000
Sadece ben ve 4 tane olağanüstü yetenekli engelli müzisyen.
12:31
NormallyNormalde when you improviseuydurmak --
235
736000
3000
Normalde doğaçlama yaptığınızda
12:34
and I do it all the time around the worldDünya --
236
739000
2000
ve ben bunu dünyada her yerde yaparım.
12:36
there's this initialilk perioddönem of horrorkorku,
237
741000
2000
başlangıçta bir korku vardır.
12:38
like everyone'sherkesin var too frightenedkorkmuş to throwatmak the hatşapka into the ringhalka,
238
743000
2000
herkesin şapkayı ringe atmaktan korkması gibi.
12:40
an awfulkorkunç pregnanthamile silenceSessizlik.
239
745000
2000
çok berbat bir sessizlik.
12:42
Then suddenlyaniden, as if by magicsihirli, bangpatlama! We're all in there
240
747000
2000
Sonra birden, büyülü bir biçimde, hepimiz ordayızdır,
12:44
and it's completetamamlayınız bedlamkızılca kıyamet. You can't hearduymak anything.
241
749000
2000
bir tür tımarhanedeyizdir. Hiç birşey duyamazsınız
12:46
No one'sbiri listeningdinleme. No one'sbiri trustinggüvenme.
242
751000
2000
Kimse dinlemez, kimse güvenmez
12:48
No one'sbiri respondingtepki vermek to eachher other.
243
753000
3000
Kimse birbirine cevap vermez.
12:51
Now in this roomoda with these fourdört disabledengelli musiciansmüzisyenler,
244
756000
2000
Şimdi bu odada bu dört engelli müzisyenle
12:53
withiniçinde fivebeş minutesdakika
245
758000
2000
5 dakikada
12:55
a raptmest listeningdinleme, a raptmest responsetepki
246
760000
2000
anında dinleyip anında cevap vereceğiz
12:57
and some really insanelydelicesine beautifulgüzel musicmüzik.
247
762000
3000
ve çok güzel bir müzik ortaya çıkacak.
13:02
(VideoVideo) (MusicMüzik)
248
767000
8000
(Video) (Müzik)
13:10
NicholasNicholas:: My name'sAdım NicholasNicholas McCarthyMcCarthy.
249
775000
2000
Benim adım Nicholas McCarthy
13:12
I'm 22, and I'm a left-handedSolak pianistpiyanist.
250
777000
2000
22 yaşındayım ve solak bir piyanistim.
13:14
And I was borndoğmuş withoutolmadan my left handel -- right handel.
251
779000
3000
ve ben sol elim ve sağ elim olmadan doğdum.
13:17
Can I do that one again?
252
782000
3000
Bunu tekrar yapabilir miyim?
13:20
(MusicMüzik)
253
785000
7000
(Müzik)
13:27
LynLyn: When I'm makingyapma musicmüzik,
254
792000
2000
Lyn: Müzik yaparken
13:29
I feel like a pilotpilot in the cockpitpilot kabini flyinguçan an airplaneuçak.
255
794000
3000
bir uçağı uçuran bir pilot gibi hissediyorum.
13:32
I becomeolmak alivecanlı.
256
797000
2000
Yaşadığımı hissediyorum.
13:34
(MusicMüzik)
257
799000
11000
(Müzik)
13:45
ClarenceClarence: I would ratherdaha doğrusu be ableyapabilmek to playoyun an instrumentEnstrüman again
258
810000
3000
Clarence: Tekrar bir müzik aleti çalabilmeyi
13:48
than walkyürümek.
259
813000
2000
yürümekten daha çok isterim.
13:50
There's so much joysevinç and things
260
815000
2000
Bir enstrüman çalmak ve müzik icra etmekten alabileceğim
13:52
I could get from playingoynama an instrumentEnstrüman and performingicra.
261
817000
4000
çok fazla şey ve keyif var.
13:56
It's removedçıkarıldı some of my paralysisfelç.
262
821000
4000
Engelli olduğumu biraz unutturan bir durum.
14:00
(MusicMüzik)
263
825000
15000
(Müzik)
14:15
(ApplauseAlkış)
264
840000
7000
(Alkış)
14:22
CHCH: I only wishdilek that some of those musiciansmüzisyenler were here with us todaybugün,
265
847000
3000
CH: İsterdim ki o müzisyenlerden bazıları bugün burada bizimle olsalardı,
14:25
so you could see at firsthandilk elden how utterlytamamen extraordinaryolağanüstü they are.
266
850000
3000
böylece ilk elden görürdünüz ne kadar olağanüstü olduklarını.
14:28
ParaorchestraParaorchestra is the nameisim of that projectproje.
267
853000
2000
Engelli orkestrası bu projenin adı.
14:30
If any of you thinksdüşünüyor you want to help me in any way
268
855000
2000
Eğer herhangi biriniz bana bir şekilde yardım etmeyi düşünürse
14:32
to achievebaşarmak what is a fairlyoldukça impossibleimkansız and implausiblemantıksız dreamrüya still at this pointpuan,
269
857000
3000
adeta imkansız görünen bu hayalimizi gerçekleştirmede
14:35
please let me know.
270
860000
2000
lütfen bunu bana bildirin.
14:37
Now my partingayrılık shotatış
271
862000
2000
Şimdi partnerim
14:39
comesgeliyor courtesynezaket of the great JosephJoseph HaydnHaydn,
272
864000
2000
muhteşem Joseph Haydn geliyor
14:41
wonderfulolağanüstü AustrianAvusturya composerbesteci in the secondikinci halfyarım of the 18thinci centuryyüzyıl --
273
866000
3000
18. yüzyılın ikinci yarısının harika Avusturyalı bestecisi --
14:44
spentharcanmış the bulkkütle of his life
274
869000
2000
orkestrasıyla birlikte hayatını
14:46
in the employkullanmak of PrincePrens NikolausNikolaus EsterhazyEsterhazy, alonguzun bir with his orchestraOrkestra.
275
871000
3000
Prens Nikolaus Esterhazye çalışmakla geçirdi.
14:49
Now this princeprens lovedsevilen his musicmüzik,
276
874000
3000
Bu prens onun müziğini sevdi.
14:52
but he alsoAyrıca lovedsevilen the countryülke castleKale that he tendedeğilimi to resideikamet in mostçoğu of the time,
277
877000
3000
ama zamanın çoğunda kendini kapattığı kalesini de sevdi.
14:55
whichhangi is just on the Austro-HungarianAvusturya-Macaristan bordersınır,
278
880000
2000
bu kale tam Avusturya Macaristan sınırında.
14:57
a placeyer calleddenilen EsterhazyEsterhazy --
279
882000
2000
Esterhazy diye bir yer.
14:59
a long way from the bigbüyük cityŞehir of ViennaViyana.
280
884000
2000
büyük Viyana şehrinden çok uzakta.
15:01
Now one day in 1772,
281
886000
2000
1772 yılında bir gün,
15:03
the princeprens decreedkarar that the musicians'müzisyenler familiesaileleri,
282
888000
2000
Prens
15:05
the orchestralOrkestra musicians'müzisyenler familiesaileleri,
283
890000
2000
müzisyenlerin ailelerinin ve orkestradaki müzisyenlerin ailelerinin
15:07
were no longeruzun welcomeHoşgeldiniz in the castleKale.
284
892000
2000
artık kalede kalamayacağını duyurdu.
15:09
They weren'tdeğildi allowedizin to staykalmak there anymoreartık; they had to be returnediade to ViennaViyana --
285
894000
3000
Orada kalmalarına izin verilmiyordu artık, Viyana'ya dönmek zorundalardı.
15:12
as I say, an unfeasiblyderinliğindeengin long way away in those daysgünler.
286
897000
3000
söylediğim gibi oldukça uzun bir yol.
15:15
You can imaginehayal etmek, the musiciansmüzisyenler were disconsolateüzüntülü.
287
900000
4000
tahmin edersiniz ki müzisyenler kederlendiler.
15:19
HaydnHaydn remonstratedremonstrated with the princeprens, but to no availyaramak.
288
904000
3000
Haydn prense serzenişte bulundu ama boş yere.
15:22
So givenverilmiş the princeprens lovedsevilen his musicmüzik,
289
907000
2000
Prens Haydn'ın müziğini sevdiğinden
15:24
HaydnHaydn thought he'diçin ona writeyazmak a symphonySenfoni to make the pointpuan.
290
909000
3000
Haydn bu durumu anlatmak için bir senfoni yazmayı düşündü.
15:27
And we're going to playoyun just the very tailkuyruk endson of this symphonySenfoni now.
291
912000
3000
İşte şimdi tam da bu yazılan senfoninin son kısmını çalacağız.
15:30
And you'llEğer olacak see the orchestraOrkestra in a kindtür of sullensomurtkan revoltİsyanı.
292
915000
3000
Ve sizler orkestrayı küsmüş bir isyan halinde bulacaksınız.
15:33
I'm pleasedmemnun to say, the princeprens did take the tipbahşiş
293
918000
2000
Bunu söylemek çok güzel ki prens
15:35
from the orchestralOrkestra performanceperformans,
294
920000
2000
bu orkestranın performansından çok etkilendi,
15:37
and the musiciansmüzisyenler were reunitedtekrar bir araya with theironların familiesaileleri.
295
922000
2000
ve müzisyenler ailelerine kavuştular.
15:39
But I think it sumstoplamları up my talk ratherdaha doğrusu well, this,
296
924000
3000
Sanırım bu benim konuşmamı oldukça iyi özetliyor.
15:42
that where there is trustgüven,
297
927000
2000
güvenin olduğu yerde
15:44
there is musicmüzik -- by extensionuzantı life.
298
929000
3000
müzik var.
15:47
Where there is no trustgüven,
299
932000
2000
Güvenin olmadığı yerde
15:49
the musicmüzik quiteoldukça simplybasitçe withersWithers away.
300
934000
3000
müzik de hızlıca yok olur gider.
15:56
(MusicMüzik)
301
941000
10000
(Müzik)
19:06
(ApplauseAlkış)
302
1131000
23000
(Alkış)
Translated by evrim kuran
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Charles Hazlewood - Conductor
Charles Hazlewood dusts off and invigorates classical music, adding a youthful energy and modern twists to centuries-old masterworks. At TEDGlobal, he conducts the Scottish Ensemble.

Why you should listen

Charles Hazlewood's fresh presentations of classical music shake up the traditional settings of the form -- in one performance he’ll engage in a conversation with the audience, while in another he’ll blend film or sculpture into a piece -- but his goal is always the same: exposing the deep, always-modern joy of the classics. He's a familiar face on British TV, notably in the 2009 series The Birth of British Music on BBC2. He conducts the BBC Orchestras and guest-conducts orchestras around the world.

Together with Mark Dornford-May, he founded a lyric-theatre company in South Africa called Dimpho Di Kopane (which means "combined talents") after auditioning in the townships and villages of South Africa. Of the 40 members, only three had professional training. They debuted with Bizet's Carmen, which was later transposed into a movie version called U-Carmen eKhayelitsha, spoken and sung in Xhosa, that was honored at the Berlin Flim Festival. He regularly involves children in his projects and curates his own music festival, Play the Field, on his farm in Somerset. His latest project: the ParaOrchestra.

He says: "I have loads of issues with the way classical music is presented. It has been too reverential, too 'high art' -- if you're not in the club, they're not going to let you join. It's like The Turin Shroud: don't touch it because it might fall apart."

More profile about the speaker
Charles Hazlewood | Speaker | TED.com