ABOUT THE SPEAKER
Robert Thurman - Buddhist scholar
The first American to be ordained a Tibetan Monk by the Dalai Lama, Robert A.F. Thurman is a scholar, author and tireless proponent of peace.

Why you should listen

Tenzin Robert Thurman became a Tibetan monk at age 24. He's a professor of Indo-Tibetan Buddhist studies at Columbia University, and co-founder of Tibet House US, a nonprofit dedicated to the preservation and promotion of Tibetan civilization.

Thurman's focus is on the balance between inner insight and cultural harmony. In interpreting the teachings of Buddha, he argues that happiness can be reliable and satisfying in an enduring way without depriving others.

He has translated many Buddhist Sutras, or teachings, and written many books, recently taking on the topic of Anger for the recent Oxford series on the seven deadly sins. He maintains a podcast on Buddhist topics. And yes, he is Uma's dad.

More profile about the speaker
Robert Thurman | Speaker | TED.com
TEDSalon 2006

Robert Thurman: We can be Buddhas

Bob Thurman'a göre hepimiz Buda olabiliriz.

Filmed:
2,047,266 views

Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu dünyamızda, her şeyi her an bilebiliriz. Budist alim Bob Thurman, bu kitlesel aydınlanmanın Buda'nın doğasına atılan ilk adım olduğunu anlatıyor.
- Buddhist scholar
The first American to be ordained a Tibetan Monk by the Dalai Lama, Robert A.F. Thurman is a scholar, author and tireless proponent of peace. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:31
Thank you.
0
6000
4000
Teşekkürler.
00:35
And I feel like this wholebütün eveningakşam has been very amazingşaşırtıcı to me.
1
10000
4000
Bu gece benim için harika geçiyor.
00:39
I feel it's sortçeşit of like the VimalakirtiVimalakirti SutraSutra,
2
14000
4000
Bir nevi Vimalakirti Sutra'daymışım gibi hissediyorum,
00:43
an ancienteski work from ancienteski IndiaHindistan
3
18000
3000
eski Hindistan'dan eski bir eser,
00:46
in whichhangi the BuddhaBuda appearsbelirir at the beginningbaşlangıç and a wholebütün bunchDemet of people
4
21000
6000
eserin başında Buda beliriyor ve bölgenin en büyük şehri olan Vaisali'den
00:52
come to see him from the biggesten büyük cityŞehir in the areaalan, VaishaliMehmet,
5
27000
4000
bir grup insan onu görmeye geliyor ve yanlarında ona sunmak için
00:56
and they bringgetirmek some sortçeşit of jeweledjeweled parasolsşemsiye to make an offeringteklif to him.
6
31000
4000
bir sürü mücevherli şemsiye getiriyorlar.
01:00
All the younggenç people, actuallyaslında, from the cityŞehir.
7
35000
3000
Şehirden gelenlerin hepsi genç olanlardan
01:03
The oldeski fogeysBuda'ya don't come because they're maddeli at BuddhaBuda,
8
38000
5000
-- çünkü yaşlılar Buda'ya kızgın olduklarından gelmeyi reddetmişlerdir
01:08
because when he camegeldi to theironların cityŞehir he acceptedkabul edilmiş --
9
43000
2000
kızgınlığın sebebi ise Buda'nın şehre geldiğinde yerel bir Geyşa'nın
01:10
he always acceptskabul eder the first invitationdavet that comesgeliyor to him, from whoeverher kim it is,
10
45000
4000
davetini kabul etmesiydi -çünkü Buda her zaman kim olursa olsun onu ilk davet edenin
01:14
and the localyerel geishageyşa, a movie-starfilm yıldızı sortçeşit of personkişi,
11
49000
4000
davetini kabul eder; ve bu Geyşa, ki kendisi bir çeşit film-yıldızı gibi bir şey,
01:18
racedyarıştı the eldersyaşlılar of the cityŞehir in a chariotsavaş arabası and inviteddavet him first.
12
53000
3000
Buda'yı davet etmek için bir at arabası ile yaşlılarla yarışmıştı.
01:21
So he was hangingasılı out with the moviefilm starstar, and of coursekurs they were grumblingşikâyetçi:
13
56000
4000
Sonuçta Buda, film yıldızıyla dolaşıyordu, yaşlılarsa homurdanıyordu:
01:25
"He's supposedsözde to be religiousdini and all this.
14
60000
2000
"O dini bir kişilik.
01:27
What's he doing over there at Amrapali'sAmrapali'nin'ın houseev with all his 500 monkskeşişler,"
15
62000
5000
Fakat öyleyse Amrapali'nin evinde 500 keşişi ile birlike ne işi var?"
01:32
and so on. They were all grumblingşikâyetçi, and so they boycottedboykot etti him.
16
67000
4000
Hepsi aynı fikirdeydi ve sonuç olarak onu boykot ettiler.
01:36
They wouldn'tolmaz go listen to him.
17
71000
1000
Gelip onu dinlemeyeceklerdi.
01:37
But the younggenç people all camegeldi.
18
72000
2000
Fakat gençlerin hepsi geldi.
01:39
And they broughtgetirdi this kindtür of a jeweledjeweled parasolşemsiye, and they put it on the groundzemin.
19
74000
4000
Ve yanlarında bir tür mücevherli şemsiyelerle getirdiler
01:43
And as soonyakında as they had laidkoydu all these,
20
78000
2000
Bunları yere koydukları anda,
01:45
all theironların bigbüyük stackyığın of these jeweledjeweled parasolsşemsiye that they used to carrytaşımak in ancienteski IndiaHindistan,
21
80000
5000
bu eski Hindistan'da taşıdıkları türden mücevherli şemsiye yığınını,
01:50
he performedgerçekleştirilen a kindtür of specialözel effectEfekt whichhangi madeyapılmış it into a giantdev planetariumPlanetaryum,
22
85000
7000
Buda, bir tür mucize gerçekleştirdi ve şemsiye yığını dev bir gökkubbe haline geldi:
01:57
the wondermerak etmek of the universeEvren. EveryoneHerkes lookedbaktı in that, and they saw in there
23
92000
3000
Evrenin mucizesi. Herkes buna baktı ve orada
02:00
the totalGenel Toplam interconnectednessiç içe of all life in all universesevrenler.
24
95000
4000
tüm evrendeki tüm yaşamların birbirine olan büyük bağlantılılığını gördü.
02:04
And of coursekurs, in the BuddhistBudist cosmosEvren there are millionsmilyonlarca and billionsmilyarlarca of planetsgezegenler
25
99000
4000
Budist kainatında, üstünde insan yaşamı olan
02:08
with humaninsan life on it,
26
103000
2000
milyarlarca gezegen vardır,
02:10
and enlightenedAydın beingsvarlıklar can see the life on all the other planetsgezegenler.
27
105000
3000
ve aydınlanmış varlıklar diğer dünyalardaki yaşamı görebilirler.
02:13
So they don't -- when they look out and they see those lightsışıklar that you showedgösterdi
28
108000
3000
Yani gökyüzündeki ışıklara baktıklarında sadece yanan maddeler,
02:16
in the skygökyüzü -- they don't just see sortçeşit of piecesparçalar of mattermadde burningyanan
29
111000
4000
kayalar ya da patlayan gazlar görmediler.
02:20
or rockskayalar or flamesalevler or gasesgazlar explodingpatlayan.
30
115000
4000
Onlar aslında başka kıtalar, insanlar, tanrılar,
02:24
They actuallyaslında see landscapesmanzaralar and humaninsan beingsvarlıklar
31
119000
2000
ejderhalar, yılanımsı varlıklar, tanrıçalar ve
02:26
and godstanrılar and dragonsejderha and serpentYılan beingsvarlıklar and goddessesTanrıçalar and things like that.
32
121000
6000
bu gibi daha nice harika şeyler gördüler.
02:32
He madeyapılmış that specialözel effectEfekt at the beginningbaşlangıç
33
127000
2000
Başlangıçda o özel efekti yapmasının sebebi
02:34
to get everyoneherkes to think about interconnectionarası bağlantı
34
129000
3000
oradaki herkesi bağlantılılık, birbirine bağlantılılık kavramı ve
02:37
and interconnectednessiç içe and how everything in life was totallybütünüyle interconnectedbirbirine bağlı.
35
132000
5000
hayattaki her şeyin nasıl birbiriyle bağlantılı olduğu hakkında düşündürmekti.
02:42
And then LeileiLeilei -- I know his other nameisim -- told us about interconnectionarası bağlantı,
36
137000
8000
Ve daha sonra Leilei - diğer ismini de biliyorum - bize birbirine bağlantılılık hakkında,
02:50
and how we're all totallybütünüyle interconnectedbirbirine bağlı here,
37
145000
3000
burada hepimizin nasıl biribirine bağlantılı oluğu ve
02:53
and how we'vebiz ettik all knownbilinen eachher other. And of coursekurs in the BuddhistBudist universeEvren,
38
148000
3000
biribirimizi nasıl tanıdığımızı anlattı. Tabi Budist evrende
02:56
we'vebiz ettik alreadyzaten donetamam this alreadyzaten billionsmilyarlarca of timeszamanlar in manyçok, manyçok lifetimesyaşam süreleri in the pastgeçmiş.
39
151000
5000
geçmiş yaşantılarımızda bunları zaten milyarlarca kez yaptığımız varsayılır.
03:01
And I didn't give the talk always. You did, and we had to watch you, and so forthileri.
40
156000
9000
Ve bu konuşmayı hep ben vermedim. Siz verdiniz, ve bizler sizi izlemek zorundaydık, ve böyle devam eder.
03:10
And we're all still tryingçalışıyor to, I guesstahmin we're all tryingçalışıyor to becomeolmak TEDstersTED'ciler,
41
165000
4000
Ve hâlâ deniyoruz, sanırım hepimiz birer TEDci olmaya çalışıyoruz,
03:14
if that's a modernmodern formform of enlightenmentaydınlatma.
42
169000
4000
eğer ki aydınlanmanın çağdaş formu bu ise.
03:18
I guesstahmin so. Because in a way, if a TEDsterTEDci relatesile ilgilidir to all the interconnectednessiç içe
43
173000
4000
Sanırım öyle. Çünkü bir bakıma eğer TEDci kişi tüm bilgisayarların ve her şeyin
03:22
of all the computersbilgisayarlar and everything, it's the forgingSıcak dövme of a masskitle awarenessfarkında olma,
44
177000
6000
birbiriyle bağlantılılığını sağlıyorsa, o zaman herkesin dünyanın dört bir yanında olan
03:28
of where everybodyherkes can really know everything
45
183000
2000
her şeyi bildiği kitlesel bir farkındalığın
03:30
that's going on everywhereher yerde in the planetgezegen.
46
185000
2000
şekillenmesini sağlıyor demektir.
03:32
And thereforebu nedenle it will becomeolmak intolerabledayanılmaz --
47
187000
2000
Bu sebeple bizim yaptığımız kabul edilemez bir şey --
03:34
what compassionmerhamet is, is where it will becomeolmak intolerabledayanılmaz for us,
48
189000
4000
biz merhametten söz ededuralım, başka yerlerde insanlar
03:38
totallybütünüyle intolerabledayanılmaz that we sitoturmak here in comfortkonfor and in pleasureZevk and enjoyingkeyfi
49
193000
6000
hastalıklarla boğuşuyor, bir lokma dahi yiyecek bulamıyor
03:44
the life of the mindus or whateverher neyse it is,
50
199000
2000
ve başlarını sokacak çatıları dahi yokken ya da zulme uğruyorken
03:46
and there are people who are absolutelykesinlikle riddleddelik deşik with diseasehastalık
51
201000
5000
bizlerin burada rahatlık ve keyif içinde
03:51
and they cannotyapamam have a biteısırmak of foodGıda and they have no placeyer,
52
206000
3000
oturup düşünsel hayatın ya da nasıl isimlendirirseniz artık,
03:54
or they're beingolmak brutalizeddönünce by some terriblekorkunç personkişi and so forthileri.
53
209000
3000
tadını çıkarıyor olmamız kabul edilemez bir şey.
03:57
It just becomesolur intolerabledayanılmaz.
54
212000
2000
Kabul edilemez oluyor.
03:59
With all of us knowingbilme everything, we're kindtür of forcedzorunlu by technologyteknoloji
55
214000
6000
Hepimizin her şeyi bilmesiyle, teknoloji tarafından birer Buda gibi bir şey olmaya,
04:05
to becomeolmak BuddhasBuda or something, to becomeolmak enlightenedAydın.
56
220000
4000
aydınlanmaya zorlanıyoruz.
04:09
And of coursekurs, we all will be deeplyderinden disappointedhayal kırıklığına uğramış when we do.
57
224000
6000
Ve tabi ki, öyle olduğumuzda hayal kırıklığına uğruyoruz.
04:15
Because we think that because we are kindtür of tiredyorgun of what we do,
58
230000
7000
Çünkü, yaptığımız işten birazcık bile olsa sıkıldığımızda,
04:22
a little bitbit tiredyorgun, we do sufferacı çekmek.
59
237000
2000
acı çektiğimizi düşünüyoruz.
04:24
We do enjoykeyfini çıkarın our miserysefalet in a certainbelli way.
60
239000
3000
Mutsuzluğumuzdan bir nevi zevk alıyoruz.
04:27
We distractdikkatini dağıtmak ourselveskendimizi from our miserysefalet by runningkoşu around somewherebir yerde,
61
242000
3000
Mutsuzluğumuzdan uzaklaşmak için başka yerlere kaçıyoruz,
04:30
but basicallytemel olarak we all have this commonortak miserysefalet
62
245000
2000
fakat temelde hepimizde bu ortak mutsuzluk var;
04:32
that we are sortçeşit of stucksıkışmış insideiçeride our skinsSkins
63
247000
3000
sanki biz kendi tenimizin içinde kapalı kalmışken
04:35
and everyoneherkes elsebaşka is out there.
64
250000
3000
diğer herkes dışarıdaymış gibi.
04:38
And occasionallybazen we get togetherbirlikte with anotherbir diğeri personkişi stucksıkışmış in theironların skincilt
65
253000
3000
Ve eninde sonunda bizim gibi kendini kapalı kalmış hisseden bir başkasını buluyoruz
04:41
and the two of us enjoykeyfini çıkarın eachher other, and eachher one triesçalışır to get out of theironların ownkendi,
66
256000
5000
ve ikimiz birbirimizden zevk alıyoruz ve her birimiz tenimizin dışına çıkmaya çalışıyor,
04:46
and ultimatelyen sonunda it failsbaşarısız of coursekurs, and then we're back into this thing.
67
261000
4000
fakat sonunda başarısız oluyoruz; yine en başa dönüyoruz.
04:50
Because our egocentricben merkezci perceptionalgı -- from the Buddha'sBuda'nın pointpuan of viewgörünüm, misperceptiondurum --
68
265000
6000
Benmerkezci bakış açımız sebebiyle -- Buda'nın değişiyle, yanlış açı --
04:56
is that all we are is what is insideiçeride our skincilt.
69
271000
4000
tenimizin içinde kalmış kişiden başka birisi olamıyoruz.
05:00
And it's insideiçeride and outsidedışında, selföz and other,
70
275000
3000
Hep içerisi ve dışarısı, ben ve diğeri oluyor;
05:03
and other is all very differentfarklı.
71
278000
1000
diğeri ise her zaman bizden tamamen ayrı.
05:04
And everyoneherkes here is unfortunatelyne yazık ki carryingtaşıma that habitualalışılmış perceptionalgı,
72
279000
3000
Malesef buradaki herkes alışık oldukları bu bakış açısına
05:07
a little bitbit, right?
73
282000
3000
sahip biraz, değil mi?
05:10
You know, someonebirisi sittingoturma nextSonraki to you in a seatoturma yeri -- that's OK because you're in a theatertiyatro,
74
285000
3000
Birisi sizin hemen yanınızda oturuyor, bir salonda olduğunuzdan bu çok normal,
05:13
but if you were sittingoturma on a parkpark benchBank and someonebirisi camegeldi up and satoturdu that closekapat to you,
75
288000
3000
fakat eğer bir parkta oturuyor olsaydınız ve birisi gelip yanınıza otursaydı,
05:16
you'dşimdi etsen freakanormal out.
76
291000
2000
bundan rahatsız olurdunuz.
05:18
What do they want from me? Like, who'skim that?
77
293000
3000
Benden ne istiyorlar? Yani, kim bu kişi?
05:21
And so you wouldn'tolmaz sitoturmak that closekapat to anotherbir diğeri personkişi
78
296000
3000
"Bana karşı diğer tüm evren" bakış açısı sebebiyle bir başkasının yanına oturmazsınız.
05:24
because of your notionkavram that it's you versuse karşı the universeEvren -- that's all BuddhaBuda discoveredkeşfedilen.
79
299000
6000
Buda tüm bunları fark etmişti.
05:30
Because that cosmickozmik basictemel ideaFikir that it is us all aloneyalnız, eachher of us,
80
305000
5000
Hepimizin yapayalnız olduğu temel kozmik fikir sebebiyle, her birimiz,
05:35
and everyoneherkes elsebaşka is differentfarklı,
81
310000
3000
ve diğer herkes farklı,
05:38
then that putskoyar us in an impossibleimkansız situationdurum, doesn't it?
82
313000
3000
o zaman bu bizi bir kısır döngüye sokuyor, değil mi?
05:41
Who is it who'skim going to get enoughyeterli attentionDikkat from the worldDünya?
83
316000
3000
Kim o kişi, hangimiz dünyanın ilgisini yeterince çekecek?
05:44
Who'sKim'ın going to get enoughyeterli out of the worldDünya?
84
319000
3000
Dünyanın tadını kim çıkartacak?
05:47
Who'sKim'ın not going to be overruntaşması by an infinitesonsuz numbernumara of other beingsvarlıklar --
85
322000
3000
Eğer diğer tüm varlıklardan farklıysan,
05:50
if you're differentfarklı from all the other beingsvarlıklar?
86
325000
3000
kim, sonsuz sayıdaki diğer varlık arasında kaybolmadan durabilecek?
05:53
So where compassionmerhamet comesgeliyor is where you
87
328000
4000
Sonuçta, merhametin ortaya çıktığı an
05:57
surprisinglyşaşırtıcı biçimde discoverkeşfetmek you losekaybetmek yourselfkendin in some way:
88
332000
5000
kişinin şaşkınlık içinde bir şekilde kendisini kaybettiğini fark ettiği an oluyor:
06:02
throughvasitasiyla artSanat, throughvasitasiyla meditationmeditasyon, throughvasitasiyla understandinganlayış, throughvasitasiyla knowledgebilgi actuallyaslında,
89
337000
5000
sanatta, meditasyonda, anlayışta, hatta bilgide,
06:07
knowingbilme that you have no suchböyle boundarysınır,
90
342000
2000
bir sınırının olmadığını bildiğinde,
06:09
knowingbilme your interconnectednessiç içe with other beingsvarlıklar.
91
344000
3000
diğer varlıkla olan bağlantılılığını bildiğinde.
06:12
You can experiencedeneyim yourselfkendin as the other beingsvarlıklar
92
347000
3000
Onlardan ayrı olduğun yanılsamasından kurtulduğun zaman,
06:15
when you see throughvasitasiyla the delusionsanrı of beingolmak separatedayrıldı from them.
93
350000
5000
kendini sanki diğerleriymişsin gibi deneyimleyebilirsin.
06:20
When you do that, you're forcedzorunlu to feel what they feel.
94
355000
3000
Ve bunu yaptığında, onların hissettiklerini paylaşmak zorunda kalacaksın.
06:23
LuckilyNeyse ki, they say -- I still am not sure --
95
358000
4000
Şansın varsa şunu derler "Hâlâ pek emin değilim"
06:27
but luckilyiyi ki, they say that when you reachulaşmak that pointpuan because some people have said
96
362000
4000
o da eğer şansın varsa, fakat o noktaya geldiğinde Budist edebiyattaki bazı insanlar
06:31
in the BuddhistBudist literatureEdebiyat, they say, "Oh who would really want to be compassionateşefkatli?
97
366000
3000
"Ah, gerçekten merhametli olmayı mı isterdin?
06:34
How awfulkorkunç! I'm so miserablesefil on my ownkendi. My headkafa is achingağrıyan.
98
369000
5000
"Ne kötü! Tek başıma zaten yeterince kötüyüm. Başım ağrıyor.
06:39
My boneskemikler are achingağrıyan. I go from birthdoğum to deathölüm. I'm never satisfiedmemnun.
99
374000
3000
"Kemiklerim sızlıyor. Doğumdan ölüme gidiyorum. Asla tatmin olmadım.
06:42
I never have enoughyeterli, even if I'm a billionairemilyarder, I don't have enoughyeterli.
100
377000
3000
"Asla yetmiyor, milyarder bile olsam asla yetmiyor.
06:45
I need a hundredyüz billionmilyar." So I'm like that.
101
380000
3000
"Yüz milyara ihtiyacım var, ben böyleyim.
06:48
ImagineHayal if I had to feel even a hundredyüz other people'sinsanların sufferingçile.
102
383000
6000
"Bir de başka yüz kişinin daha sıkıntısını hissettiğimi düşün.
06:54
It would be terriblekorkunç.
103
389000
2000
"Korkunç olurdu."
06:56
But apparentlygörünüşe göre, this is a strangegarip paradoxparadoks of life.
104
391000
3000
Fakat görünüşe göre, bu hayatın tuhaf bir çelişkisi.
06:59
When you're no longeruzun lockedkilitli in yourselfkendin,
105
394000
4000
Artık kendinize kapalı olmadığınızda,
07:03
and as the wisdombilgelik or the intelligencezeka or the scientificilmi knowledgebilgi
106
398000
3000
ve ufkunuzu genişleten, empati yapmanıza empati yapma becerinizi geliştirmenize olanak sağlayan
07:06
of the naturedoğa of the worldDünya, that enablessağlayan you to let your mindus spreadYAYILMIŞ out,
107
401000
8000
bilgeliğiniz ya da zekanız ya da dünyanın doğası hakkındaki bilimsel bilginiz
07:14
and empathizeempati, and enhanceartırmak the basictemel humaninsan abilitykabiliyet of empathizingempati,
108
409000
4000
ve aslında diğer varlık olduğunuzun farkına vardığınızda...
07:18
and realizingfark that you are the other beingolmak,
109
413000
3000
Bir şekilde bu farkına varışla, hayatın doğasını daha derinden anlıyorsunuz ve
07:21
somehowbir şekilde by that openingaçılış, you can see the deeperDaha derine naturedoğa of life. And you can,
110
416000
6000
bu korkunç ben-ben-ben-benim döngüsünden kurtuluyorsunuz;
07:27
you get away from this terriblekorkunç ironDemir circledaire of I, me, me, mineMayın,
111
422000
8000
tıpkı Beatles'ın
07:35
like the BeatlesBeatles used to singşarkı söyle.
112
430000
2000
şarkılarında söyledikleri gibi.
07:37
You know, we really learnedbilgili everything in the '60s.
113
432000
2000
Cidden, ne öğrendiysek hep 60'larda öğrendik.
07:39
Too badkötü nobodykimse ever wokeuyandı up to it,
114
434000
4000
Kimsenin bunu fark etmemiş olması ne yazık
07:43
and they'veonlar ettik been tryingçalışıyor to suppressbastırmak it sincedan beri then.
115
438000
2000
ve o zamandan beridir de bunu bastırmaya çalışıyorlar.
07:45
I, me, me, mineMayın. It's like a perfectmükemmel songşarkı, that songşarkı. A perfectmükemmel teachingöğretim.
116
440000
5000
Ben, ben, ben, benim. Muhteşem bir şarkı gibi. Muhteşem bir ders.
07:50
But when we're relievedrahatladım from that,
117
445000
3000
Fakat ne zaman ki bu döngüden kurtuluyoruz
07:53
we somehowbir şekilde then becomeolmak interestedilgili in all the other beingsvarlıklar.
118
448000
2000
ilgimiz diğer varlıklara yöneliyor.
07:55
And we feel ourselveskendimizi differentlyfarklı olarak. It's totallybütünüyle strangegarip.
119
450000
4000
Kendimizi farklı hissediyoruz. Çok tuhaf.
07:59
It's totallybütünüyle strangegarip.
120
454000
2000
Çok, çok tuhaf.
08:01
The DalaiDalay LamaLama always likesseviyor to say --
121
456000
3000
Dalai Lama şöyle demeye bayılırdı --
08:04
he saysdiyor that when you give birthdoğum in your mindus to the ideaFikir of compassionmerhamet,
122
459000
5000
derdi ki aklında merhamet düşüncesi belirdiğinde,
08:09
it's because you realizegerçekleştirmek that you yourselfkendin and your painszahmet and pleasureszevkler
123
464000
4000
bunun sebebi sizin, kendinizin, acılarınız ve zevklerinizin
08:13
are finallyen sonunda too smallküçük a theatertiyatro for your intelligencezeka.
124
468000
4000
zekânızın yanında önemsiz birer oyun olduğunu fark etmenizdir.
08:17
It's really too boringsıkıcı whetherolup olmadığını you feel like this or like that, or what, you know --
125
472000
5000
Şöyle ya da böyle hissettiğinize ya da ne hissettiğinize bakmak çok sıkıcı
08:22
and the more you focusodak on how you feel, by the way, the worsedaha da kötüsü it getsalır.
126
477000
6000
ve siz nasıl hissettiğinize yoğunlaştıkça daha da kötüleşiyor.
08:28
Like, even when you're havingsahip olan a good time,
127
483000
2000
Şey gibi, iyi vakit geçirirken bile sormak:
08:30
when is the good time over?
128
485000
2000
Bu iyi zaman ne zaman bitecek?
08:32
The good time is over when you think, how good is it?
129
487000
4000
İyi vakit, onun ne kadar iyi olduğunu düşündüğünüz zaman bitmiyor mu?
08:36
And then it's never good enoughyeterli.
130
491000
3000
İşte o zaman asla yeterince iyi olmuyor.
08:39
I love that LeileiLeilei said that the way of helpingyardım ediyor those who are sufferingçile badlykötü
131
494000
5000
Leilei'nin, fiziksel alemden ya da diğer alemlerde acı çekenlere yardım etmenin
08:44
on the physicalfiziksel planeuçak or on other planesdüzlemler is havingsahip olan a good time,
132
499000
5000
iyi vakit geçirmek olduğunu,
08:49
doing it by havingsahip olan a good time.
133
504000
2000
bunu zevk alarak yaptığını söylemesini seviyorum.
08:51
I think the DalaiDalay LamaLama should have heardduymuş that. I wishdilek he'diçin ona been there to hearduymak that.
134
506000
3000
Bence Dalai Lama bunu duymalıydı. Keşke orada olup bunu duysaydı.
08:54
He oncebir Zamanlar told me -- he lookedbaktı kindtür of sadüzgün;
135
509000
2000
Bir keresinde bana -- üzgün görünüyordu;
08:56
he worriesEndişeye very much about the havesgerekenler and have-notsyoksullar.
136
511000
2000
sahibiyet konusunda sıkılıyordu.
08:58
He lookedbaktı a little sadüzgün, because he said, well, a hundredyüz yearsyıl agoönce,
137
513000
4000
Biraz üzgün görünüyordu, çünkü yüz yıl önce,
09:02
they wentgitti and tookaldı everything away from the havesgerekenler.
138
517000
3000
onların gelip sahip olunan her şeyi aldığını söyledi.
09:05
You know, the bigbüyük communistKomünist revolutionsdevrimler, RussiaRusya and ChinaÇin and so forthileri.
139
520000
3000
Şu büyük komünist devrimleri, Rusya, Çin ve benzerleri.
09:08
They tookaldı it all away by violenceşiddet,
140
523000
2000
Herkese dağıtacaklarını söyleyerek,
09:10
sayingsöz they were going to give it to everyoneherkes, and then they were even worsedaha da kötüsü.
141
525000
4000
şiddet yoluyla her şeyi aldılar ve her şey daha kötü oldu.
09:14
They didn't help at all.
142
529000
2000
Hiçbir şey düzelmedi.
09:16
So what could possiblybelki changedeğişiklik this terriblekorkunç gapboşluk that has openedaçıldı up in the worldDünya todaybugün?
143
531000
6000
Günümüzde oluşmuş bu büyük uçurumu ne değiştirebilir?
09:22
And so then he looksgörünüyor at me.
144
537000
2000
Sonra bana baktı.
09:24
So I said, "Well, you know, you're all in this yourselfkendin. You teachöğretmek: it's generositycömertlik,"
145
539000
5000
Bense, "Eh, bu işte tek başınasın. Sen öğretiyorsun: Bu cömertliktir," dedim.
09:29
was all I could think of. What is virtueErdem?
146
544000
3000
Aklıma başka bir şey gelmemişti. Hem erdem dediğin nedir?
09:32
But of coursekurs, what you said, I think the keyanahtar to savingtasarruf the worldDünya, the keyanahtar to compassionmerhamet
147
547000
6000
Fakat tabi ki, bence dünyayı kurtarmanın sırrı, merhametin sırrı,
09:38
is that it is more funeğlence.
148
553000
4000
aslında daha eğlenceli olmasıdır.
09:42
It should be donetamam by funeğlence. GenerosityCömertlik is more funeğlence. That's the keyanahtar.
149
557000
5000
Eğlenerek yapılmalı. Cömertlik daha eğlenceli. İşin sırrı bu.
09:47
EverybodyHerkes has the wrongyanlış ideaFikir. They think BuddhaBuda was so boringsıkıcı,
150
562000
4000
Herkes yanlış biliyor. Buda'nın sıkıcı olduğunu düşünüyorlar,
09:51
and they're so surprisedşaşırmış when they meetkarşılamak DalaiDalay LamaLama and he's fairlyoldukça jollyneşeli.
151
566000
4000
sonraysa Dalai Lama ile tanıştıklarında çok şaşırıyorlar çünkü o çok neşeli birisi.
09:55
Even thoughgerçi his people are beingolmak genocidedSoykırıma --
152
570000
2000
Halkı soykırıma uğruyor olsa bile --
09:57
and believe me, he feelshissediyor everyher blowdarbe on everyher oldeski nun'sbir rahibe headkafa,
153
572000
5000
ve inanın bana, Çin hapishanelerinde her yaşlı annenin başına inen
10:02
in everyher ChineseÇince prisonhapis. He feelshissediyor it.
154
577000
3000
her darbeyi hissediyor. Aynen hissediyor.
10:05
He feelshissediyor the way they are harvestinghasat yaksyaks nowadaysşu günlerde.
155
580000
3000
Bugünlerde tibet öküzlerini nasıl güttüklerini hissediyor.
10:08
I won'talışkanlık even say what they do. But he feelshissediyor it.
156
583000
4000
Ben doğrusu ne yaptıklarını bilmiyorum bile, Fakat o hissediyor.
10:12
And yethenüz he's very jollyneşeli. He's extremelyson derece jollyneşeli.
157
587000
4000
Ve yine de çok neşeli. Son derece neşeli.
10:16
Because when you openaçık up like that,
158
591000
3000
Çünkü, o şekilde dünyaya açıldığınızda,
10:19
then you can't just -- what good does it do to addeklemek beingolmak miserablesefil with others'başkalarının miserysefalet?
159
594000
6000
yapamıyorsunuz -- diğerlerinin acısına kendinizinkini de katmanın ne faydası var?
10:25
You have to find some visionvizyon where you see how hopefulumutlu it is,
160
600000
3000
Bir şeylerin umutlu ve değiştirilebilir göründüğü
10:28
how it can be changeddeğişmiş.
161
603000
2000
bir bakış açısı edinmek zorundasınız.
10:30
Look at that beautifulgüzel thing ChihoChiho'nun showedgösterdi us. She scaredkorkmuş us with the lavalav man.
162
605000
4000
Chiho'nun bize gösterdiği şu güzel şeye bakın. Bizi lav adamla korkuttu.
10:34
She scaredkorkmuş us with the lavalav man is cominggelecek,
163
609000
3000
Bizi lav adam geliyor diye korkuttu,
10:37
then the tsunamitsunami is cominggelecek,
164
612000
2000
sonraysa tsunami geliyor diye,
10:39
but then finallyen sonunda there were flowersÇiçekler and treesağaçlar, and it was very beautifulgüzel.
165
614000
6000
fakat bir bakmışız çiçekler ve ağaçlar gelmiş, ve çok güzeldiler.
10:45
It's really lovelygüzel.
166
620000
2000
Harikaydılar.
10:47
So, compassionmerhamet meansanlamına geliyor to feel the feelingsduygular of othersdiğerleri,
167
622000
6000
Yani, merhamet, diğerlerinin duygularını hissetmek anlamına geliyor,
10:53
and the humaninsan beingolmak actuallyaslında is compassionmerhamet.
168
628000
3000
ve insan dediğin aslında merhamettir.
10:56
The humaninsan beingolmak is almostneredeyse out of time.
169
631000
4000
İnsan dediğimiz adeta zamanın dışındadır.
11:00
The humaninsan beingolmak is compassionmerhamet because what is our brainbeyin for?
170
635000
4000
İnsan dediğin merhamettir çünkü beynimiz başka ne içindir ki?
11:04
Now, Jim'sJim'in brainbeyin is memorizingezberleme the almanacAlmanak.
171
639000
6000
Şimdi, Jim'in beyni takvimin günlerini ezberliyor.
11:10
But he could memorizeezberlemek all the needsihtiyaçlar of all the beingsvarlıklar that he is, he will, he did.
172
645000
5000
Fakat bunu yerine tüm canlıların tüm ihtiyaçlarını ezberleyebilir, yapıyor, yapacak, yaptı.
11:15
He could memorizeezberlemek all kindsçeşit of fantasticfantastik things to help manyçok beingsvarlıklar.
173
650000
5000
Birçok varlığa yardımcı olacak her türden olağanüstü şeyi ezberleyebilir.
11:20
And he would have tremendousmuazzam funeğlence doing that.
174
655000
3000
Ve bunu yaparken çok eğlenirdi.
11:23
So the first personkişi who getsalır happymutlu,
175
658000
2000
Yani ilk mutlu olacak kişi kendisi olurdu eğer ki
11:25
when you stop focusingodaklanma on the self-centeredbencil situationdurum of, how happymutlu am I,
176
660000
5000
cavabın daima olumsuz olduğu
11:30
where you're always dissatisfiedhoşnutsuz --
177
665000
2000
ben-merkezci 'ne kadar mutluyum' sorgusunu bırakabilseydi.
11:32
as MickMick JaggerJagger told us. You never get any satisfactionmemnuniyet that way.
178
667000
5000
Mick Jagger'ın bize dediği gibi, bu şekilde asla tatmin olamazsın.
11:37
So then you decidekarar ver, "Well, I'm sickhasta of myselfkendim.
179
672000
2000
O zaman bir karara varıyorsun: Kendimden bıktım.
11:39
I'm going to think of how other people can be happymutlu.
180
674000
3000
Artık diğerlerinin nasıl mutlu olabileceğini düşüneceğim.
11:42
I'm going to get up in the morningsabah and think,
181
677000
1000
Artık sabah kalktığımda düşüneceğim:
11:43
what can I do for even one other personkişi, even a dogköpek, my dogköpek, my catkedi,
182
678000
4000
diğeri için, bir köpek, kedi, hayvan ya da böcek dahi olsa,
11:47
my petEvcil Hayvan, my butterflykelebek?"
183
682000
3000
diğeri için ne yapabilirim?
11:50
And the first personkişi who getsalır happymutlu when you do that,
184
685000
2000
Ve böyle yaptığın için mutlu olan ilk kişinin ardından,
11:52
you don't do anything for anybodykimse elsebaşka, but you get happierdaha mutlu, you yourselfkendin,
185
687000
5000
aslında başkasını değil, önce kendini daha mutlu kılmış oluyorsun;
11:57
because your wholebütün perceptionalgı broadensgenişletiyor
186
692000
3000
çünkü tüm ufkun genişliyor ve
12:00
and you suddenlyaniden see the wholebütün worldDünya and all of the people in it.
187
695000
4000
bir anda tüm dünyayı ve içindeki insanları görüyorsun.
12:04
And you realizegerçekleştirmek that this -- beingolmak with these people --
188
699000
2000
Ve o an fark ediyorsun; bu insanlarla iç içe olmak
12:06
is the flowerçiçek gardenBahçe that ChihoChiho'nun showedgösterdi us.
189
701000
2000
Chiho'nun bize göstermiş olduğu çiçek bahçesidir.
12:08
It is NirvanaNirvana.
190
703000
2000
Bu, Nirvana'dır.
12:10
And my time is up. And I know the TEDTED commandmentsemir.
191
705000
2000
Ve zamanım doldu. Ve TED'in kurallarını biliyorum.
12:12
Thank you.
192
707000
2000
Teşekkür ederim.
Translated by Mete Güre
Reviewed by Ramazan Gurer

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Robert Thurman - Buddhist scholar
The first American to be ordained a Tibetan Monk by the Dalai Lama, Robert A.F. Thurman is a scholar, author and tireless proponent of peace.

Why you should listen

Tenzin Robert Thurman became a Tibetan monk at age 24. He's a professor of Indo-Tibetan Buddhist studies at Columbia University, and co-founder of Tibet House US, a nonprofit dedicated to the preservation and promotion of Tibetan civilization.

Thurman's focus is on the balance between inner insight and cultural harmony. In interpreting the teachings of Buddha, he argues that happiness can be reliable and satisfying in an enduring way without depriving others.

He has translated many Buddhist Sutras, or teachings, and written many books, recently taking on the topic of Anger for the recent Oxford series on the seven deadly sins. He maintains a podcast on Buddhist topics. And yes, he is Uma's dad.

More profile about the speaker
Robert Thurman | Speaker | TED.com