ABOUT THE SPEAKER
Paul Conneally - Aid worker
Paul Conneally is the public communications manager for the International Federation of the Red Cross and Red Crescent Societies, and a leader in using digital technologies for humanitarian aid.

Why you should listen

 

Paul Conneally has worked as a journalist since 1988 in the print and broadcast media, primarily in the area of news reportage and documentaries that focus on socio-economic development and international politics. He worked with the International Committee of the Red Cross for 11 years working in communications, cooperation and operations in regions from North Caucasus and Central Asia to the Balkans, Afghanistan, Somalia, Eritrea, Ethiopia, Sudan and Israel & the Occupied Territories. He has also spent two and a half years as head of ICRC's donor reporting unit in Geneva.

Since August 2008, Paul oversees all aspects of public communication including audio visual production, advocacy initiatives, and online and social media for the International Federation of the Red Cross and Red Crescent Societies

 

More profile about the speaker
Paul Conneally | Speaker | TED.com
TEDxRC2

Paul Conneally: How mobile phones power disaster relief

Paul Conneally: Dijital yardımlaşma

Filmed:
407,294 views

Haiti'deki talihsiz deprem, yardımlaşma gruplarına beklenmeyen bir şey öğretti: mobil cihazların koordine etme, bilgilendirme ve yardım çalışmalarına rehberlik etme gücü. TEDxRC2'de, Paul Conneally, sosyal medya ve yeni teknolojilerin insani yardımın merkezine yerleşmesine dair sıradışı örnekler veriyor.
- Aid worker
Paul Conneally is the public communications manager for the International Federation of the Red Cross and Red Crescent Societies, and a leader in using digital technologies for humanitarian aid. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
The humanitarianinsancıl modelmodel has barelyzar zor changeddeğişmiş
0
0
3000
20. yüzyılın başından beri
00:18
sincedan beri the earlyerken 20thinci centuryyüzyıl.
1
3000
2000
yardımlaşmanın modeli hemen hemen hiç değişmedi.
00:20
Its originskökenleri are firmlysıkıca rootedköklü
2
5000
2000
Kökleri kesin bir şekilde
00:22
in the analoganalog ageyaş.
3
7000
2000
analog çağa dayanıyor.
00:24
And there is a majormajör shiftvardiya cominggelecek on the horizonufuk.
4
9000
4000
Ve ufukta büyük bir değişiklik görünüyor.
00:28
The catalystkatalizatör for this changedeğişiklik
5
13000
2000
Bu değişimi hızlandıran etkense
00:30
was the majormajör earthquakedeprem that struckvurdu HaitiHaiti
6
15000
3000
12 Ocak 2010'da Haiti'yi vuran
00:33
on the 12thinci of JanuaryOcak in 2010.
7
18000
4000
büyük deprem oldu.
00:37
HaitiHaiti was a gameoyun changerdeğiştirici.
8
22000
3000
Haiti oyunun kurallarını değiştirdi.
00:40
The earthquakedeprem destroyedyerlebir edilmiş the capitalBaşkent of Port-au-PrincePort-au-Prince,
9
25000
4000
Deprem, başkent Port-au-Prince'la birlikte
00:44
claimingiddia the liveshayatları of some 320,000 people,
10
29000
3000
320,000 insanın hayatını yok etti;
00:47
renderingsıva homelessevsiz
11
32000
2000
yaklaşık 1.2 milyon insanı da
00:49
about 1.2 millionmilyon people.
12
34000
3000
evsiz bıraktı.
00:52
GovernmentHükümet institutionskurumlar were completelytamamen decapitatedkafası,
13
37000
3000
Başkanlık sarayı da dahil olmak üzere
00:55
includingdahil olmak üzere the presidentialCumhurbaşkanlığı palaceSarayı.
14
40000
3000
devlet kurumlarının tümü yıkıldı.
00:58
I rememberhatırlamak standingayakta
15
43000
2000
Port-au-Prince şehir merkezinde
01:00
on the roofçatı of the MinistryBakanlığı of JusticeAdalet
16
45000
2000
Adalet Bakanlığı'nın çatısında
01:02
in downtownşehir merkezinde Port-au-PrincePort-au-Prince.
17
47000
2000
durduğumu hatırlıyorum.
01:04
It was about two metersmetre highyüksek,
18
49000
2000
Yaklaşık iki metre yüksekliğindeydi,
01:06
completelytamamen squashedezilmiş
19
51000
2000
depremin etkisiyle
01:08
by the violenceşiddet of the earthquakedeprem.
20
53000
2000
tamamen yıkılmıştı.
01:10
For those of us on the groundzemin in those earlyerken daysgünler,
21
55000
3000
Bu tarz olayların daha ilk zamanlarında saha görevinde olan bizim gibiler
01:13
it was clearaçık for even the mostçoğu disaster-hardenedfelaket sertleştirilmiş veteransGaziler
22
58000
3000
ve hatta en kıdemlilerimiz için bile
01:16
that HaitiHaiti was something differentfarklı.
23
61000
2000
Haiti depreminin diğerlerinden tamamen farklı olduğu çok açıktı.
01:18
HaitiHaiti was something we hadn'tolmasaydı seengörüldü before.
24
63000
3000
Haiti depremi bizim daha önce hiç görmediğimiz bir şeydi.
01:22
But HaitiHaiti providedsağlanan us with something elsebaşka unprecedentedeşi görülmemiş.
25
67000
3000
Ama Haiti depremi bize başka örneği olmayan bir şey daha gösterdi.
01:25
HaitiHaiti allowedizin us to glimpsebelirti into a futuregelecek
26
70000
3000
Haiti bize, insanların akıllı telefonlara
01:28
of what disasterafet responsetepki mightbelki look like
27
73000
3000
erişiminin olduğu
01:31
in a hyper-connectedhiper bağlı worldDünya
28
76000
2000
hiper-bağlantılı bir dünyada
01:33
where people have accesserişim
29
78000
2000
afete müdahalenin nasıl olacağına dair
01:35
to mobileseyyar smartakıllı devicescihazlar.
30
80000
3000
geleceğe bir göz atmamızı sağladı.
01:38
Because out of the urbankentsel devastationyıkım
31
83000
2000
Port-au-Prince'taki
01:40
in Port-au-PrincePort-au-Prince
32
85000
2000
kentsel tahribat yüzünden
01:42
camegeldi a torrentsel of SMSSMS textsmetinler --
33
87000
3000
SMS'lerden oluşan bir sağanak geldi --
01:45
people cryingağlıyor for help,
34
90000
2000
insanlar yardım istiyor,
01:47
beseechingkaçışırken us for assistanceyardım,
35
92000
2000
yardım etmemiz için yalvarıyor,
01:49
sharingpaylaşım dataveri, offeringteklif supportdestek,
36
94000
2000
veri paylaşıyor, desteklerini sunuyor,
01:51
looking for theironların lovedsevilen onesolanlar.
37
96000
2000
sevdiklerini arıyorlardı.
01:53
This was a situationdurum
38
98000
2000
Bu, geleneksel yardım kuruluşlarının
01:55
that traditionalgeleneksel aidyardım agenciesajanslar had never before encounteredkarşılaşılan.
39
100000
3000
daha önce hiç karşılaşmadığı bir durumdu.
01:58
We were in one of the poorestyoksul countriesülkeler on the planetgezegen,
40
103000
3000
Dünyanın en fakir ülkelerinden birindeydik,
02:01
but 80 percentyüzde of the people
41
106000
3000
ama insanların yüzde 80'inin
02:04
had mobileseyyar devicescihazlar in theironların handseller.
42
109000
2000
ellerinde mobil cihazları vardı.
02:06
And we were unpreparedhazırlıksız for this,
43
111000
2000
Bu duruma karşı hazırlıksızdık
02:08
and they were shapingşekillendirme the aidyardım effortçaba.
44
113000
3000
ve yardım uğraşını onlar şekillendiriyordu.
02:11
OutsideDışarıda HaitiHaiti alsoAyrıca, things were looking differentfarklı.
45
116000
3000
Haiti'nin dışında da her şey farklı gözüküyordu.
02:14
TensOn of thousandsbinlerce of so-calledsözde digitaldijital volunteersgönüllüler
46
119000
3000
On binlerce dijital gönüllü
02:17
were scouringTemizleme the InternetInternet,
47
122000
2000
interneti tarıyor,
02:19
convertingdönüştürme tweetsTweets
48
124000
2000
yazılardan dönüştürülmüş
02:21
that had alreadyzaten been converteddönüştürülmüş from textsmetinler
49
126000
2000
tweetleri dönüştürüyor
02:23
and puttingkoyarak these into open-sourceaçık kaynak mapsharitalar,
50
128000
2000
ve bunları açık-kaynaklı haritalara koyuyor,
02:25
layeringkatmanlama them with all sortssıralar of importantönemli informationbilgi --
51
130000
3000
bir sürü önemli bilgiyle dolduruyorlardı --
02:28
people like CrisisKriz MappersMappers and OpenAçık StreetSokak MapHarita --
52
133000
3000
Crisis Mappers ve Open Street Map'teki gibi insanlar --
02:31
and puttingkoyarak these on the WebWeb for everybodyherkes --
53
136000
2000
ve bu bilgileri Web'e herkes için koyuyorlardı --
02:33
the mediamedya, the aidyardım organizationsorganizasyonlar and the communitiestopluluklar themselveskendilerini --
54
138000
3000
medya, yardım kuruluşları ve toplulukların kendilerinin --
02:36
to participatekatılmak in and to use.
55
141000
3000
katılmaları ve kullanmaları için.
02:39
Back in HaitiHaiti,
56
144000
2000
Haiti'deki insanlar
02:41
people were increasinglygiderek turningdöndürme
57
146000
2000
git gide artan biçimde
02:43
to the mediumorta of SMSSMS.
58
148000
2000
SMS diline dönüyorlardı.
02:45
People that were hungry and hurtingzarar
59
150000
2000
Acıkan ve canı acıyan insanlar
02:47
were signalingsinyalizasyon theironların distresssıkıntı,
60
152000
2000
sıkıntılarını belirtiyorlar,
02:49
were signalingsinyalizasyon theironların need for help.
61
154000
3000
yardıma olan ihtiyaçlarını duyuruyorlardı.
02:52
On streetsokak sidestaraf all over Port-au-PrincePort-au-Prince,
62
157000
3000
Port-au-Prince'ın tüm sokaklarında
02:55
entrepreneursgirişimciler sprungYaylı up
63
160000
2000
cep telefonu şarj eden istasyonlar
02:57
offeringteklif mobileseyyar phonetelefon chargingdoldurma stationsistasyonlar.
64
162000
3000
sunan girişimciler türemişti.
03:00
They understoodanladım more than we did
65
165000
2000
İnsanın doğuştan gelen
03:02
people'sinsanların innateDoğuştan gelen need
66
167000
2000
iletişimde kalma dürtüsünü
03:04
to be connectedbağlı.
67
169000
2000
bizden çok daha iyi anlamışlardı.
03:06
Never havingsahip olan been confrontedkarşı karşıya
68
171000
2000
Böyle bir durumla daha önce
03:08
with this typetip of situationdurum before,
69
173000
2000
karşılaşmamış olan bizler,
03:10
we wanted to try and understandanlama
70
175000
2000
bu inanılmaz kaynaktan nasıl yararlanabileceğimizi,
03:12
how we could tapmusluk into this incredibleinanılmaz resourcekaynak,
71
177000
3000
mobil teknolojinin
03:15
how we could really leverageKaldıraç
72
180000
2000
ve SMS'lerin bu denli kullanımını
03:17
this incredibleinanılmaz use of mobileseyyar technologyteknoloji
73
182000
2000
nasıl çıkarımıza kullanabileceğimizi
03:19
and SMSSMS technologyteknoloji.
74
184000
2000
anlamak ve bunu denemek istiyorduk.
03:21
We startedbaşladı talkingkonuşma with a localyerel telecomTelekom providersağlayıcı calleddenilen VoilVolaà,
75
186000
4000
Trilogy International'ın iştiraki olan
03:25
whichhangi is a subsidiaryyan kuruluşu of TrilogyÜçlemesi InternationalUluslararası.
76
190000
4000
yerel bir telekomünikasyon sağlayıcısı Voilà ile görüşmeye başladık.
03:29
We had basicallytemel olarak threeüç requirementsGereksinimler.
77
194000
2000
Temelde üç gereksinimimiz vardı.
03:31
We wanted to communicateiletişim kurmak
78
196000
2000
Çift-yönlü bir iletişim formunda
03:33
in a two-wayiki yönlü formform of communicationiletişim.
79
198000
2000
bağlantı kurmak istiyorduk.
03:35
We didn't want to shoutNot; we neededgerekli to listen as well.
80
200000
3000
Sadece haykırmaya değil, dinlemeye de ihtiyacımız vardı.
03:38
We wanted to be ableyapabilmek to targethedef
81
203000
2000
Belli coğrafik toplulukları
03:40
specificözel geographiccoğrafi communitiestopluluklar.
82
205000
2000
hedef alabilmek istiyorduk.
03:42
We didn't need to talk to the wholebütün countryülke at the sameaynı time.
83
207000
3000
Tüm ülkeyle aynı anda konuşmamıza gerek yoktu.
03:45
And we wanted it to be easykolay to use.
84
210000
3000
Ve olabildiğince kolay bir kullanıma sahip olmalıydı.
03:48
Out of this rubblemoloz of HaitiHaiti and from this devastationyıkım
85
213000
3000
Haiti'nin bulunduğu bu enkazdan ve yıkımdan
03:51
camegeldi something that we call TERATERA --
86
216000
2000
TERA adını verdiğimiz şey çıktı --
03:53
the TrilogyÜçlemesi EmergencyAcil durum ResponseYanıt ApplicationUygulama --
87
218000
3000
Trilogy Acil Durum Müdahale Uygulaması --
03:56
whichhangi has been used to supportdestek the aidyardım effortçaba
88
221000
2000
o zamandan beri yardım çalışmalarına
03:58
ever sincedan beri.
89
223000
2000
destek oldu.
04:00
It has been used to help communitiestopluluklar preparehazırlamak for disastersafetler.
90
225000
3000
Toplumlara, afetlere hazırlık konusunda yardım için kullanıldı.
04:03
It has been used to signalişaret earlyerken warninguyarı
91
228000
3000
Havaya bağlı afetlerde
04:06
in advanceilerlemek of weather-relatedHava durumu ile ilgili disastersafetler.
92
231000
2000
önceden haber verebilmek için kullanıldı.
04:08
It's used for publichalka açık healthsağlık awarenessfarkında olma campaignskampanyalar
93
233000
3000
Kolerayı önleme gibi kamuyu bilinçlendirme
04:11
suchböyle as the preventionönleme of cholerakolera.
94
236000
2000
kampanyalarında kullanıldı.
04:13
And it is even used for sensitivehassas issuessorunlar
95
238000
3000
Hatta cinsiyet temelli şiddete karşı
04:16
suchböyle as buildingbina awarenessfarkında olma
96
241000
2000
dikkat çekmek gibi hassas konularda dahi
04:18
around gender-basedcinsiyete dayalı violenceşiddet.
97
243000
2000
bilinç oluşturma amaçlı kullanıldı.
04:20
But does it work?
98
245000
3000
Ama işe yarıyor mu?
04:23
We have just publishedyayınlanan
99
248000
2000
Bu program hakkında
04:25
an evaluationdeğerlendirme of this programprogram,
100
250000
3000
bir değerlendirme yayınladık
04:28
and the evidencekanıt that is there for all to see
101
253000
3000
ve herkesin görmesi için yayınlanan kanıtlar
04:31
is quiteoldukça remarkabledikkat çekici.
102
256000
3000
oldukça dikkate değer.
04:34
Some 74 percentyüzde of people
103
259000
2000
İnsanların yüzde 74'ü
04:36
receivedAlınan the dataveri.
104
261000
2000
veriye eriştiler.
04:38
Those who were intendedistenilen to receiveteslim almak the dataveri,
105
263000
2000
Bunlar veriye erişmesi istenen kişilerdi,
04:40
74 percentyüzde of them receivedAlınan it.
106
265000
2000
yüzde 74'ü de erişti.
04:42
96 percentyüzde of them
107
267000
2000
Yüzde 96'sı
04:44
foundbulunan it usefulişe yarar.
108
269000
2000
kullanışlı buldu.
04:46
83 percentyüzde of them tookaldı actionaksiyon --
109
271000
3000
Yüzde 83'ü harekete geçti --
04:49
evidencekanıt that it is indeedaslında empoweringgüçlendirici.
110
274000
2000
gerçekten de güçlendirici bir kanıt.
04:51
And 73 percentyüzde of them sharedpaylaşılan it.
111
276000
4000
Ve yüzde 73'ü paylaştı.
04:55
The TERATERA systemsistem
112
280000
2000
TERA sistemi
04:57
was developedgelişmiş from HaitiHaiti
113
282000
2000
bölgedeki mühendislerin desteğiyle
04:59
with supportdestek of engineersmühendisler in the regionbölge.
114
284000
3000
Haiti'de geliştirildi.
05:02
It is a user-appropriatekullanıcı uygun technologyteknoloji
115
287000
2000
İnsancıllığın büyük etki göstermesi için kullanılan
05:04
that has been used for humanitarianinsancıl good to great effectEfekt.
116
289000
3000
kullanıcı dostu bir teknoloji.
05:07
TechnologyTeknoloji is transformationaldönüşüm.
117
292000
3000
Teknoloji dönüşümlüdür.
05:10
Right acrosskarşısında the developinggelişen worldDünya,
118
295000
2000
Gelişen dünyadaki
05:12
citizensvatandaşlar and communitiestopluluklar
119
297000
2000
yurttaşlar ve topluluklar
05:14
are usingkullanma technologyteknoloji
120
299000
2000
kendi toplumlarında teknolojiyi;
05:16
to enableetkinleştirmek them to bringgetirmek about changedeğişiklik, positivepozitif changedeğişiklik,
121
301000
2000
değişimi, pozitif yönde bir değişimi
05:18
in theironların ownkendi communitiestopluluklar.
122
303000
2000
getirmelerine olanak sağlaması için kullanıyorlar.
05:20
The grassrootskökleşmiş has been strengthenedgüçlendirilmiş
123
305000
2000
Sıradan insanlar,
05:22
throughvasitasiyla the socialsosyal powergüç of sharingpaylaşım
124
307000
2000
paylaşmanın sosyal gücüyle pekiştirilmiş olarak
05:24
and they are challengingmeydan okuma the oldeski modelsmodeller,
125
309000
2000
eski analog
05:26
the oldeski analoganalog modelsmodeller
126
311000
2000
denetleme ve yönetim sistemlerine
05:28
of controlkontrol and commandkomuta.
127
313000
3000
meydan okuyorlar.
05:31
One illustrationörnekleme of the transformationaldönüşüm powergüç of technologyteknoloji
128
316000
3000
Teknolojinin dönüşümsel gücünün
05:34
is in KiberaKibera.
129
319000
2000
bir örneği de Kibera'da.
05:36
KiberaKibera is one of Africa'sAfrika'nın largesten büyük slumsgecekondu.
130
321000
2000
Kibera Afrika'nın en büyük fakir semtlerinden biri.
05:38
It's on the outskirtsdisi of NairobiNairobi,
131
323000
2000
Kenya'nın başkenti
05:40
the capitalBaşkent cityŞehir of KenyaKenya.
132
325000
2000
Nairobi'nin varoşlarında.
05:42
It's home to an unknownBilinmeyen numbernumara of people --
133
327000
2000
Meçhul sayıda insana ev sahipliği yapıyor --
05:44
some say betweenarasında 250,000
134
329000
2000
kimisi bu sayının 250.000 ile
05:46
and 1.2 millionmilyon.
135
331000
2000
1,2 milyon arasında olduğunu söylüyor.
05:48
If you were to arrivevarmak in NairobiNairobi todaybugün
136
333000
2000
Eğer bugün Nairobi'ye ulaşıp
05:50
and pickalmak up a touristturist mapharita,
137
335000
2000
bir turist haritası alırsanız görürsünüz;
05:52
KiberaKibera is representedtemsil
138
337000
2000
Kibera, insan yerleşiminden yoksun
05:54
as a lushgür, greenyeşil nationalUlusal parkpark
139
339000
2000
yeşil bir ulusal park
05:56
devoidyoksun of humaninsan settlementyerleşme.
140
341000
2000
olarak gösteriliyor.
05:58
YoungGenç people livingyaşam in KiberaKibera
141
343000
2000
Kibera'da yaşayan topluluk içerisinde
06:00
in theironların communitytoplum,
142
345000
2000
basit avuçiçi cihazlara,
06:02
with simplebasit handheldel devicescihazlar,
143
347000
2000
GPS özellikli cihazlara
06:04
GPSGPS handheldel devicescihazlar and SMS-enabledSMS-etkin mobileseyyar phonestelefonlar,
144
349000
4000
ve SMS atılabilen cep telefonlarına sahip genç nüfus
06:08
have literallyharfi harfine put themselveskendilerini on the mapharita.
145
353000
2000
kendilerini harfi harfine haritaya yerleştiriyorlar.
06:10
They have collatedharmanlanmış crowd-sourcedkalabalık kaynaklı dataveri
146
355000
2000
Kalabalığın oluşturduğu verileri birleştirip
06:12
and renderedRender the invisiblegörünmez visiblegözle görülür.
147
357000
3000
görünmezi görünüz kılıyorlar.
06:15
People like JoshJosh and SteveSteve
148
360000
3000
Josh ve Steve gibi insanlar
06:18
are continuingdevam ediyor to layertabaka informationbilgi uponüzerine informationbilgi,
149
363000
3000
herkesin kullanımı için
06:21
real-timegerçek zaman informationbilgi, TweetTweet it and textMetin it ontoüstüne these mapsharitalar
150
366000
3000
bilgi üstüne bilgi eklemeye, gerçek zamanlı bilgiler vermeye,
06:24
for all to use.
151
369000
2000
tweetlemeye ve bunları haritalara koymaya devam ediyorlar.
06:26
You can find out about the latestson impromptuhazırlıksız musicmüzik sessionoturum, toplantı, celse.
152
371000
3000
En yeni doğaçlama müzik oturumu hakkında bilgi alabilirsiniz.
06:29
You can find out about the latestson securitygüvenlik incidentolay.
153
374000
2000
En son güvenlik olayları hakkında bilgi bulabilirsiniz.
06:31
You can find out about placesyerler of worshipibadet.
154
376000
2000
İbadet edecek yerler hakkında bilgiye ulaşabilirsiniz.
06:33
You can find out about the healthsağlık centersmerkezleri.
155
378000
2000
Sağlık merkezleri hakkında bilgilere erişebilirsiniz.
06:35
You can feel the dynamismdinamizm
156
380000
2000
Bu yaşayan, nefes alan topluluğun
06:37
of this livingyaşam, breathingnefes communitytoplum.
157
382000
2000
dinamizmini hissedebilirsiniz.
06:39
They alsoAyrıca have theironların ownkendi newshaber network on YouTubeYouTube
158
384000
3000
Ayrıca şu anda YouTube üzerinde 36.000 izleyicisi bulunan
06:42
with 36,000 viewersizleyiciler at the momentan.
159
387000
3000
kendi haber ağlarına da sahipler.
06:45
They're showinggösterme us what can be donetamam
160
390000
3000
Bize mobil, dijital teknolojiyle
06:48
with mobileseyyar, digitaldijital technologiesteknolojiler.
161
393000
2000
nelerin yapılabileceğini gösteriyorlar.
06:50
They're showinggösterme that the magicsihirli of technologyteknoloji
162
395000
2000
Bize teknoloji sihrinin
06:52
can bringgetirmek the invisiblegörünmez visiblegözle görülür.
163
397000
2000
görünmezi görünür kılabileceğini gösteriyorlar.
06:54
And they are givingvererek a voiceses to themselveskendilerini.
164
399000
2000
Ve böylece kendilerini ifade ediyorlar.
06:56
They are tellingsöylüyorum theironların ownkendi storyÖykü,
165
401000
3000
Resmi öykülerini es geçip,
06:59
bypassingyan yol the officialresmi narrativeöykü.
166
404000
2000
bize kendi hikayelerini anlatıyorlar.
07:01
And we're seeinggörme from all pointsmakas on the globeküre similarbenzer storieshikayeleri.
167
406000
3000
Ve biz de dünya üzerinde her yerde benzer öykülerle karşılaşıyoruz.
07:04
In MongoliaMoğolistan for instanceörnek,
168
409000
2000
Mesela halkın yüzde 30'unun göçebe olduğu
07:06
where 30 percentyüzde of the people are nomadicgöçebe,
169
411000
2000
Moğolistan'da,
07:08
SMSSMS informationbilgi systemssistemler are beingolmak used
170
413000
3000
göç ve hava durumlarını takip etmek için
07:11
to trackiz migrationgöç and weatherhava patternsdesenler.
171
416000
2000
SMS bilgi sistemleri kullanılıyor.
07:13
SMSSMS is even used
172
418000
2000
SMS
07:15
to holdambar herderçobanı summitszirve
173
420000
2000
çobanların uzaktan katılımlı
07:17
from remoteuzak participationkatılım.
174
422000
2000
toplantılar düzenlemesi için bile kullanılıyor.
07:19
And if people are migratinggeçiş yapma
175
424000
2000
Ve eğer insanlar
07:21
into urbankentsel, unfamiliaryabancı, concretebeton environmentsortamları,
176
426000
2000
şehre, tanıdık olmayan, betonarme yapılarla dolu bir çevreye
07:23
they can alsoAyrıca be helpedyardım etti in anticipationbeklenti
177
428000
2000
göç ediyor olsalar dahi, SMS bilgilerine dayanarak,
07:25
with socialsosyal supportersdestekçileri readyhazır and waitingbekleme for them
178
430000
3000
sosyal destek vermeye hazır ve onları bekleyen insanlar tarafından
07:28
basedmerkezli on SMSSMS knowledgebilgi.
179
433000
2000
yardım alabiliyorlar.
07:30
In NigeriaNijerya,
180
435000
2000
Nijerya'da,
07:32
open-sourceaçık kaynak SMSSMS toolsaraçlar
181
437000
3000
açık-kaynaklı SMS araçları
07:35
are beingolmak used by the RedKırmızı CrossÇapraz communitytoplum workersişçiler
182
440000
3000
Kızıl Haç kamu personeli tarafından
07:38
to gathertoplamak informationbilgi from the localyerel communitytoplum
183
443000
3000
yerel toplumda sıtmaya yakalanan insanların sayısını
07:41
in an attemptgirişim to better understandanlama and mitigateazaltmak
184
446000
2000
daha iyi kavramak ve bu sayıyı düşürme amaçlı olarak
07:43
the prevalenceyaygınlık of malariasıtma.
185
448000
2000
bilgi toplamak için kullanılıyor.
07:45
My colleagueçalışma arkadaşı, JasonJason PeatTurba, who runskoşar this programprogram,
186
450000
3000
Bu programı yürüten meslektaşım, Jason Peat,
07:48
tellsanlatır me it's 10 timeszamanlar fasterDaha hızlı and 10 timeszamanlar cheaperdaha ucuz
187
453000
3000
bu yöntemin, geleneksel yöntemden
07:51
than the traditionalgeleneksel way of doing things.
188
456000
3000
10 katı hızlı ve 10 katı ucuz olduğunu söylüyor.
07:54
And not only is it empoweringgüçlendirici to the communitiestopluluklar,
189
459000
2000
Ve bu sadece toplumları güçlendirmekle de kalmıyor,
07:56
but really importantlyönemlisi,
190
461000
2000
ama gerçekten önemli olarak, bu bilgiler,
07:58
this informationbilgi stayskalır in the communitytoplum
191
463000
2000
uzun vadeli sağlık politikaları formüle etmek için
08:00
where it is neededgerekli to formulateformüle long-termuzun vadeli healthsağlık policesilkeleri.
192
465000
3000
kullanılacakları bu toplum içerisinde de kalmış oluyorlar.
08:04
We are on a planetgezegen
193
469000
2000
Bizler 7 milyar nüfuslu,
08:06
of sevenYedi billionmilyar people,
194
471000
3000
5 milyar mobil aboneye sahip,
08:09
fivebeş billionmilyar mobileseyyar subscriptionsabonelikleri.
195
474000
3000
bir dünyada yaşıyoruz.
08:12
By 2015,
196
477000
2000
2015 itibariyle,
08:14
there will be threeüç billionmilyar smartphonesakıllı telefonlar in the worldDünya.
197
479000
4000
dünya üzerinde üç milyar akıllı telefon olacak.
08:19
The U.N. broadbandgenişbant commissionkomisyon
198
484000
2000
Birleşmiş Milletler genişbant komisyonu
08:21
has recentlyson günlerde setset targetshedefler
199
486000
2000
gelişmekte olan dünyada
08:23
to help broadbandgenişbant accesserişim
200
488000
2000
bugün yüzde 20 ile ölçülen
08:25
in 50 percentyüzde of the DevelopingGeliştirme WorldDünya,
201
490000
3000
genişbanta erişimi yüzde 50'ye çıkarmak için
08:28
comparedkarşılaştırıldığında to 20 percentyüzde todaybugün.
202
493000
2000
hedeflerini belirliyorlar.
08:30
We are hurtlingsavrulan towardskarşı a hyper-connectedhiper bağlı worldDünya
203
495000
3000
Tüm kültürlerin ve tüm sosyal tabakaların
08:33
where citizensvatandaşlar from all cultureskültürler and all socialsosyal stratatabakaları
204
498000
3000
akıllı, hızlı mobil cihazlara erişiminin olduğu
08:36
will have accesserişim to smartakıllı, fasthızlı mobileseyyar devicescihazlar.
205
501000
4000
hiper-bağlantılı bir dünyaya doğru son sürat gidiyoruz.
08:40
People are understandinganlayış,
206
505000
2000
Kahire'den Oakland'e,
08:42
from CairoCairo to OaklandOakland,
207
507000
2000
insanlar bir araya gelmek için
08:44
that there are newyeni waysyolları to come togetherbirlikte,
208
509000
2000
seferber olmak için yeni yollara sahip olduklarını,
08:46
there are newyeni waysyolları to mobilizeseferber etmek,
209
511000
2000
etkili olabilmek için yeni yollar bulunduğunu
08:48
there are newyeni waysyolları to influenceetki.
210
513000
3000
anlıyorlar.
08:52
A transformationdönüşüm is cominggelecek whichhangi needsihtiyaçlar to be understoodanladım
211
517000
3000
Yardımlaşma düzenleri ve modellerinin
08:55
by the humanitarianinsancıl structuresyapıları and humanitarianinsancıl modelsmodeller.
212
520000
3000
anlaması gereken bir değişim süreci geliyor.
08:58
The collectivetoplu voicessesleri of people
213
523000
2000
İnsanların ortak seslerinin
09:00
needsihtiyaçlar to be more integratedentegre throughvasitasiyla newyeni technologiesteknolojiler
214
525000
3000
eylemlerin organizasyonel strateji ve planlara
09:03
into the organizationalörgütsel strategiesstratejiler and plansplanları of actionseylemler
215
528000
2000
yeni teknolojilerle daha çok entegre edilmesi gerekiyor
09:05
and not just recycledgeri dönüştürülmüş
216
530000
2000
ve bu entegrasyon sadece
09:07
for fundraisingbağış toplama or marketingpazarlama.
217
532000
2000
para toplamak ve pazarlamak için kullanılmamalı.
09:09
We need to, for exampleörnek, embracekucaklamak
218
534000
2000
Örneğin, bizim,
09:11
the bigbüyük dataveri,
219
536000
2000
büyük veriyi,
09:13
the knowledgebilgi that is there from marketpazar leadersliderler
220
538000
2000
onu nasıl kullanacağını bilen
09:15
who understandanlama what it meansanlamına geliyor
221
540000
2000
piyasa liderlerinden gelen
09:17
to use and leverageKaldıraç bigbüyük dataveri.
222
542000
3000
bilgiyi benimsememiz gerekiyor.
09:20
One ideaFikir that I'd like you to considerdüşünmek, for instanceörnek,
223
545000
3000
Düşünmenizi istediğim bir fikir, mesela,
09:23
is to take a look at our IT departmentsbölümler.
224
548000
3000
bilgi işlem departmanlarımıza bir göz atmanız.
09:26
They're normallynormalde backroomarka odaya or basementBodrum kat hardwaredonanım servicehizmet providerssağlayıcıları,
225
551000
3000
Bu kişiler normalde arka odada ya da bodrumda çalışan donanım servis sağlayıcıları,
09:29
but they need to be elevatedyüksek to softwareyazılım strategistsstratejistler.
226
554000
3000
fakat yazılım stratejistleri katına yükseltilmeleri gerekiyor.
09:32
We need people in our organizationsorganizasyonlar
227
557000
2000
Bize organizasyonlarımızda
09:34
who know what it's like to work with bigbüyük dataveri.
228
559000
2000
büyük veriyle çalışmak nasıldır bilen insanlar lazım.
09:36
We need technologyteknoloji
229
561000
2000
Biz teknolojiye
09:38
as a coreçekirdek organizationalörgütsel principleprensip.
230
563000
2000
organizasyonel esasımız olarak ihtiyaç duyuyoruz.
09:40
We need technologicalteknolojik strategistsstratejistler in the boardroomToplantı odası
231
565000
3000
Bize yönetim kurulu toplantılarında
09:43
who can asksormak and answerCevap the questionsoru,
232
568000
2000
"Amazon veya Google bu kadar veriyle ne yapıyor?"
09:45
"What would AmazonAmazon or GoogleGoogle
233
570000
2000
sorusunu sorabilecek ve cevaplayabilecek
09:47
do with all of this dataveri?"
234
572000
2000
ve bunu yardımlaşmanın hayrına dönüştürebilecek
09:49
and convertdönüştürmek it to humanitarianinsancıl good.
235
574000
2000
teknolojik stratejistler lazım.
09:53
The possibilitiesolasılıklar
236
578000
2000
Yeni dijital teknolojilerin
09:55
that newyeni digitaldijital technologiesteknolojiler are bringinggetiren
237
580000
2000
getirdiği imkanlar
09:57
can help humanitarianinsancıl organizationsorganizasyonlar,
238
582000
2000
yardımlaşma organizasyonlarına katkıda bulunabilir,
09:59
not only ensuresağlamak
239
584000
2000
sadece, insanların
10:01
that people'sinsanların right to informationbilgi is metmet,
240
586000
2000
bilgiye ulaşma veya iletişimde kalma hakkını
10:03
or that they have theironların right to communicateiletişim kurmak,
241
588000
3000
güvence altına almakla kalmayıp,
10:06
but I think in the futuregelecek,
242
591000
2000
öyle sanıyorum ki gelecekte,
10:08
humanitarianinsancıl organizationsorganizasyonlar will alsoAyrıca have to anticipatetahmin etmek
243
593000
3000
yardımlaşma kuruluşları ayrıca
10:11
the right for people to accesserişim
244
596000
2000
insanların bu yardımlaşma dünyasında güçlenmelerini,
10:13
criticalkritik communicationiletişim technologiesteknolojiler
245
598000
2000
seslerinin duyulmasını
10:15
in ordersipariş to ensuresağlamak
246
600000
2000
ve bu dünyaya katkıda bulunmalarını da
10:17
that theironların voicessesleri are heardduymuş,
247
602000
2000
sağlama almak için gerekli
10:19
that they're trulygerçekten participatingkatılan,
248
604000
2000
kritik iletişim teknolojilerine
10:21
that they're trulygerçekten empoweredgüçlenmiş in the humanitarianinsancıl worldDünya.
249
606000
3000
erişim haklarını da temin edecektir.
10:24
It has always been the elusiveyakalanması zor idealideal
250
609000
3000
Yardımlaşma çabasında,
10:27
to ensuresağlamak fulltam participationkatılım of people affectedetkilenmiş by disastersafetler
251
612000
3000
afetten etkilenen insanların tam katılımını sağlamak
10:30
in the humanitarianinsancıl effortçaba.
252
615000
3000
her zaman için ulaşılamaz bir ülkü olmuştur.
10:33
We now have the toolsaraçlar. We now have the possibilitiesolasılıklar.
253
618000
3000
Şimdi araçlara sahibiz. Şimdi imkanlarımız var.
10:36
There are no more reasonsnedenleri not to do it.
254
621000
4000
Yapmamak için ortada daha fazla neden yok.
10:40
I believe we need to bringgetirmek the humanitarianinsancıl worldDünya
255
625000
3000
Yardımlaşma dünyasını analogdan dijitale geçirmeye
10:43
from analoganalog to digitaldijital.
256
628000
2000
ihtiyaç duyduğumuza inanıyorum.
10:45
Thank you very much.
257
630000
2000
Çok teşekkür ederim.
10:47
(ApplauseAlkış)
258
632000
4000
(Alkışlar)
Translated by Ekin Öcalan
Reviewed by Meric Aydonat

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Paul Conneally - Aid worker
Paul Conneally is the public communications manager for the International Federation of the Red Cross and Red Crescent Societies, and a leader in using digital technologies for humanitarian aid.

Why you should listen

 

Paul Conneally has worked as a journalist since 1988 in the print and broadcast media, primarily in the area of news reportage and documentaries that focus on socio-economic development and international politics. He worked with the International Committee of the Red Cross for 11 years working in communications, cooperation and operations in regions from North Caucasus and Central Asia to the Balkans, Afghanistan, Somalia, Eritrea, Ethiopia, Sudan and Israel & the Occupied Territories. He has also spent two and a half years as head of ICRC's donor reporting unit in Geneva.

Since August 2008, Paul oversees all aspects of public communication including audio visual production, advocacy initiatives, and online and social media for the International Federation of the Red Cross and Red Crescent Societies

 

More profile about the speaker
Paul Conneally | Speaker | TED.com