ABOUT THE SPEAKER
Melinda Gates - Philanthropist
Melinda French Gates is co-chair of the Bill & Melinda Gates Foundation, where she puts into practice the idea that every life has equal value.

Why you should listen

The Bill & Melinda Gates Foundation works to help all people lead healthy, productive lives. As co-chair, Melinda French Gates helps shape and approve strategies, review results, advocate for foundation issues and set the overall direction. In developing countries, the foundation focuses on improving people's health with vaccines and other life-saving tools and giving them a chance to lift themselves out of hunger and extreme poverty. In the United States, it seeks to dramatically improve education so that all young people have the opportunity to reach their full potential. Based in Seattle, Washington, the foundation is led by CEO Jeff Raikes and co-chair William H. Gates Sr., under the direction of Bill Gates, Melinda Gates and Warren Buffett.

In recent years, Melinda French Gates has become a vocal advocate for access to contraception, advancing the idea that empowering women to decide whether and when to have children can have transformational effects on societies. In 2012, Gates spearheaded the London Summit on Family Planning, with the goal of delivering contraceptives to 120 million women in developing countries by 2020. When asked why she got involved in this issue, Gates said, "We knew that 210 million women were saying they wanted access to the contraceptives we have here in the United States and we weren't providing them because of political controversy in our country. To me, that was just a crime. I kept looking around trying to find the person to get this back on the global stage. I realized I just had to do it."

 

More profile about the speaker
Melinda Gates | Speaker | TED.com
TEDxChange

Melinda Gates: Let's put birth control back on the agenda

Melinda Gates: Doğum kontrolünü tekrar gündemimize alalım

Filmed:
1,260,206 views

Doğum Kontrol. Bu konu son yıllarda tartışmalı hale geldi. Ama böyle mi olmalı? Melinda Gates dünyadaki birçok sosyal değişim sorununun kadınların çocuk sayılarını kendilerinin kontrol etmesiyle düzelebileceğine inanıyor. Bu önemli konuşmada, gelecek on yılda sesi olmayı planladığı bu sorunun, dünya tarafından tekrar incelenmesi gerektiğini savunuyor.
- Philanthropist
Melinda French Gates is co-chair of the Bill & Melinda Gates Foundation, where she puts into practice the idea that every life has equal value. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:04
TodayBugün, I'd like to talk with you
0
160
1695
Bugün, sizinle aslında
00:05
about something that should be
a totallybütünüyle uncontroversialtartışılmaz topickonu.
1
1880
5296
hiçbir şekilde tartışılmaması gereken
bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
Ama ne yazık ki, bu konu inanılmaz
şekilde tartışmalı hâle geldi.
00:11
But, unfortunatelyne yazık ki,
it's becomeolmak incrediblyinanılmaz controversialtartışmalı.
2
7200
4920
Bu yıl, eğer düşünecek olursanız,
00:17
This yearyıl, if you think about it,
3
13200
1572
00:19
over a billionmilyar couplesçiftler
will have sexseks with one anotherbir diğeri.
4
15440
3480
bir milyardan fazla çift seks yapacak.
00:23
CouplesÇiftler like this one,
5
19640
1200
Bunlar gibi
ve bunlar
00:26
and this one,
6
22200
1200
00:27
and this one,
7
23960
1456
ve bunlar
00:29
and, yes,
8
25440
1200
ve evet,
00:31
even this one.
9
27080
1216
hatta bu çift.
00:32
(LaughterKahkaha)
10
28320
1896
(Gülüşmeler)
Benim fikrim şöyle:
00:34
And my ideaFikir is this --
11
30240
1560
00:36
all these menerkekler and womenkadınlar
should be freeücretsiz to decidekarar ver
12
32640
4536
Tüm bu erkekler ve kadınlar
çocuk yapmak isteyip istemediklerine
00:41
whetherolup olmadığını they do or do not
want to conceivegebe a childçocuk.
13
37200
3680
karar vermede özgür olmalıdırlar.
00:45
And they should be ableyapabilmek to use
one of these birthdoğum controlkontrol methodsyöntemleri
14
41680
3456
Verdikleri karara göre de, bu doğum
kontrol yöntemlerinden birini
00:49
to actdavranmak on theironların decisionkarar.
15
45160
2280
kullanabilmeleri gerekir.
Sanırım bu düşünceye katılmayan
00:53
Now, I think you'dşimdi etsen have a hardzor time
16
49040
2856
00:55
findingbulgu manyçok people
who disagreekatılmıyorum with this ideaFikir.
17
51920
3360
fazla sayıda insan bulmakta zorlanırsınız.
01:00
Over one billionmilyar people use birthdoğum controlkontrol
withoutolmadan any hesitationtereddüt at all.
18
56240
6000
Bir milyarı aşkın insan hiç tereddütsüz
doğum kontrolü kullanıyor.
01:07
They want the powergüç
to planplan theironların ownkendi liveshayatları
19
63400
3560
Bu insanlar kendi hayatlarını planlama
gücüne sahip olmak
ve daha sağlıklı, daha iyi eğitimli, daha
refah içinde aileler kurmak istiyorlar.
01:11
and to raiseyükseltmek healthierdaha sağlıklı, better educatedeğitimli
and more prosperousmüreffeh familiesaileleri.
20
67560
5080
01:18
But, for an ideaFikir that is
so broadlyGenel olarak acceptedkabul edilmiş in privateözel,
21
74200
5360
Ama insanların özelde bu kadar yaygın
olarak kabul ettiği bir düşünceye göre,
01:24
birthdoğum controlkontrol certainlykesinlikle generatesüretir
a lot of oppositionmuhalefet in publichalka açık.
22
80360
4360
doğum kontrolü, toplumda kesinlikle
çok fazla muhalefet yaratıyor.
01:29
Some people think
when we talk about contraceptionDoğum kontrolü
23
85520
3416
Gebelikten korunma hakkında
konuştuğumuzda, bazı insanlar bunun
kürtaj olduğunu düşünüyorlar,
01:32
that it's codekod for abortionKürtaj,
24
88960
1520
01:35
whichhangi it's not.
25
91040
1200
ki öyle değil.
01:36
Some people -- let's be honestdürüst --
26
92720
2376
Bazı insanlar, dürüst olalım,
01:39
they're uncomfortablerahatsız with the topickonu
because it's about sexseks.
27
95120
3280
seksle ilgili olduğu için bu
konudan rahatsızlık duyuyor.
Bazı insanlar
01:43
Some people worryendişelenmek
28
99320
1736
aile planlamasının gerçek amacının
nüfus kontrolü olduğundan endişeleniyor.
01:45
that the realgerçek goalhedef of familyaile planningplanlama
is to controlkontrol populationspopülasyonları.
29
101080
4360
Bunların hepsi ikincil hususlar
01:50
These are all sideyan issuessorunlar
30
106720
3816
01:54
that have attachedekli themselveskendilerini
to this coreçekirdek ideaFikir that menerkekler and womenkadınlar
31
110560
5776
ve çiftlerin ne zaman çocuk
istediklerine karar verebilmeleri
gerektiği şeklindeki
asıl düşünceye bağlıdırlar.
02:00
should be ableyapabilmek to decidekarar ver
when they want to have a childçocuk.
32
116360
3720
02:05
And as a resultsonuç, birthdoğum controlkontrol has
almostneredeyse completelytamamen and totallybütünüyle disappearedkayboldu
33
121240
6576
Sonuç olarak, doğum kontrolü
küresel sağlık gündeminden
neredeyse tamamen kalkmıştır.
02:11
from the globalglobal healthsağlık agendaGündem.
34
127840
1600
02:14
The victimskurbanlar of this paralysisfelç
are the people of sub-SaharanSahra AfricaAfrika
35
130280
6216
Bu felç hâlinin kurbanları da
Sahra Altı Afrika
ve Güney Asya halklarıdır.
02:20
and SouthGüney AsiaAsya.
36
136520
1200
02:23
Here in GermanyAlmanya, the proportionoran of people
that use contraceptionDoğum kontrolü
37
139040
4376
Burada, Almanya'da, doğum kontrolü
kullanan insanların oranı
02:27
is about 66 percentyüzde.
38
143440
1736
yaklaşık yüzde 66'dır.
02:29
That's about what you'dşimdi etsen expectbeklemek.
39
145200
2120
Bu beklenilen bir oran.
02:31
In ElEl SalvadorSalvador, very similarbenzer, 66 percentyüzde.
40
147960
3400
El Salvador'da da çok benzer, yüzde 66.
02:35
ThailandTayland, 64 percentyüzde.
41
151920
2520
Tayland'da yüzde 64.
02:39
But let's comparekarşılaştırmak that to other placesyerler,
42
155440
2336
Ama bunu başka yerlerle kıyaslayalım.
Örneğin, Uttar Pradesh, Hindistan'ın
en büyük eyaletlerinden biri.
02:41
like UttarUttar PradeshPradesh,
one of the largesten büyük statesdevletler in IndiaHindistan.
43
157800
3696
02:45
In factgerçek, if UttarUttar PradeshPradesh
was its ownkendi countryülke,
44
161520
3776
Aslında Uttar Pradesh bir ülke olsaydı,
02:49
it would be the fifthbeşinci largesten büyük
countryülke in the worldDünya.
45
165320
3480
dünyadaki en büyük beşinci ülke olurdu.
02:53
TheirOnların contraceptionDoğum kontrolü rateoran -- 29 percentyüzde.
46
169840
3520
Bu eyaletin doğum kontrolü oranı,
yüzde 29.
Nijerya, Afrika'nın en kalabalık ülkesi
yüzde 10.
02:58
NigeriaNijerya, the mostçoğu populouskalabalık
countryülke in AfricaAfrika, 10 percentyüzde.
47
174200
5640
03:04
ChadChad, 2 percentyüzde.
48
180680
2360
Çad'da yüzde 2.
Afrika'da sadece bir ülkeyi ele alalım:
Senegal.
03:09
Let's just take one countryülke
in AfricaAfrika, SenegalSenegal.
49
185640
3136
03:12
TheirOnların rateoran is about 12 percentyüzde.
50
188800
2056
Burada doğum kontrol oranı
yaklaşık yüzde 12.
03:14
But why is it so lowdüşük?
51
190880
1800
Ama neden bu kadar düşük?
03:17
One reasonneden is that the mostçoğu popularpopüler
contraceptiveskontraseptifler are rarelynadiren availablemevcut.
52
193400
5480
Bunun bir nedeni, en popüler doğum
kontrol yöntemlerinin nadiren bulunması.
03:23
WomenKadınlar in AfricaAfrika will tell you
over and over again
53
199560
2896
Afrika'daki kadınlar bugün
tercih ettikleri yöntemin,
03:26
that what they prefertercih etmek todaybugün
is an injectableenjekte edilebilir.
54
202480
3096
enjeksiyon olduğunu tekrar
tekrar söyleyeceklerdir.
03:29
They get it in theironların armkol --
and they go about fourdört timeszamanlar a yearyıl,
55
205600
4016
Bunu kollarına bir yılda
yaklaşık dört kez yaptırıyorlar
03:33
they have to get it everyher threeüç monthsay --
to get theironların injectionenjeksiyon.
56
209640
3056
ve enjeksiyonlarını üç ayda bir
yaptırmaları gerekiyor.
Afrika'daki kadınların enjeksiyonu bu
kadar sevmelerinin nedeni,
03:36
The reasonneden womenkadınlar like it so much in AfricaAfrika
is they can hidesaklamak it from theironların husbandsKocalar,
57
212720
5280
bunu bazen bir sürü çocuk isteyen
kocalarından saklayabilmeleri.
03:42
who sometimesara sıra want a lot of childrençocuklar.
58
218600
2000
03:45
The problemsorun is everyher other time
a womankadın goesgider into a clinicklinik in SenegalSenegal,
59
221280
5496
Sorun şu ki, Senegal'de bir kadın
ne zaman bir kliniğe gitse,
03:50
that injectionenjeksiyon is stockedstoklanan out.
60
226800
1760
bu enjeksiyon bitmiş oluyor.
03:53
It's stockedstoklanan out 150 daysgünler out of the yearyıl.
61
229440
4360
Yılın 150 gününde mevcut değil.
Durumu kafanızda
canlandırabiliyor musunuz?
03:58
So can you imaginehayal etmek the situationdurum --
62
234400
1856
04:00
she walksyürüyüşleri all this way
to go get her injectionenjeksiyon.
63
236280
2896
Kadın tüm o yolu enjeksiyonunu
yaptırmak için katediyor.
04:03
She leavesyapraklar her fieldalan,
sometimesara sıra leavesyapraklar her childrençocuklar,
64
239200
3176
Tarlasını, bazen çocuklarını bırakıyor
04:06
and it's not there.
65
242400
1456
ve enjeksiyon tükenmiş oluyor.
04:07
And she doesn't know
when it's going to be availablemevcut again.
66
243880
2762
Enjeksiyonun tekrar ne zaman
mevcut olacağını da bilmiyor.
04:11
This is the sameaynı storyÖykü
acrosskarşısında the continentkıta of AfricaAfrika todaybugün.
67
247440
4880
Bu durum bugün Afrika kıtası
boyunca aynı şekilde.
04:16
And so what we'vebiz ettik createdoluşturulan as a worldDünya
has becomeolmak a life-and-deathölüm kalım crisiskriz.
68
252880
4615
Yani dünya olarak yarattığımız şey
bir ölüm kalım krizi hâline geldi.
04:21
There are 100,000 womenkadınlar [perbaşına yearyıl]
who say they don't want to be pregnanthamile
69
257519
5681
Hamile kalmak istemediğini
söyleyen 100.000 kadın (yılda) var
04:27
and they dieölmek in childbirthDoğum --
100,000 womenkadınlar a yearyıl.
70
263720
3720
ve bunlar doğum sırasında ölüyor --
bir yılda 100.000 kadın.
04:32
There are anotherbir diğeri 600,000 womenkadınlar [perbaşına yearyıl]
71
268080
2416
600.000 kadın (yılda) daha var ki,
04:34
who say they didn't want to be pregnanthamile
in the first placeyer,
72
270520
2816
bunlar da hamile kalmayı
istemediklerini söylüyorlar
04:37
and they give birthdoğum to a babybebek
73
273360
2096
ve bir çocuk doğuruyorlar
04:39
and her babybebek dieskalıp
in that first monthay of life.
74
275480
3200
ve bu çocuk hayatının ilk ayında ölüyor.
04:43
I know everyoneherkes wants to savekayıt etmek
these mothersanneler and these childrençocuklar.
75
279840
5920
Herkesin bu anneleri ve çocuklarını
kurtarmak istediğini biliyorum.
04:50
But somewherebir yerde alonguzun bir the way,
we got confusedŞaşkın by our ownkendi conversationkonuşma.
76
286800
5816
Ama bir noktada, kendi konuşmalarımız
ile aklımız karıştı.
04:56
And we stoppeddurduruldu tryingçalışıyor to savekayıt etmek these liveshayatları.
77
292640
3040
Bu insanların hayatlarını kurtarmaya
çalışmayı bıraktık.
05:01
So if we're going to make
progressilerleme on this issuekonu,
78
297160
2840
Eğer bu konuda bir ilerleme göstereceksek,
05:04
we have to be really clearaçık
about what our agendaGündem is.
79
300640
3520
gündemimizin ne olduğu konusunda
gerçekten net olmalıyız.
05:08
We're not talkingkonuşma about abortionKürtaj.
80
304880
2336
Kürtajdan bahsetmiyoruz.
05:11
We're not talkingkonuşma
about populationnüfus controlkontrol.
81
307240
2840
Nüfus kontrolünden bahsetmiyoruz.
05:14
What I'm talkingkonuşma about is givingvererek womenkadınlar
the powergüç to savekayıt etmek theironların liveshayatları,
82
310640
6496
Bahsettiğim şey kadınlara
kendi hayatlarını,
çocuklarının hayatlarını
kurtarma gücü vermek
05:21
to savekayıt etmek theironların children'sçocuk liveshayatları
83
317160
2096
05:23
and to give theironların familiesaileleri
the besten iyi possiblemümkün futuregelecek.
84
319280
3280
ve ailelerine, olabilecek en iyi geleceği
sağlama gücünü vermek.
05:28
Now, as a worldDünya,
85
324080
1856
Dünya olarak,
05:29
there are lots of things we have to do
in the globalglobal healthsağlık communitytoplum
86
325960
3256
küresel sağlık topluluğunda
yapmamız gereken bir sürü şey var,
05:33
if we want to make the worldDünya
better in the futuregelecek --
87
329240
2429
eğer gelecekte dünyayı daha iyi hâle
getirmek istiyorsak.
05:36
things like fightkavga diseaseshastalıklar.
88
332360
1776
Mesela hastalıklarla savaşmak gibi.
05:38
So manyçok childrençocuklar todaybugün dieölmek of diarrheaishal,
as you heardduymuş earlierdaha erken, and pneumoniazatürree.
89
334160
4536
Bugün pek çok çocuk, daha önce duyduğunuz
gibi, ishalden ve zatürreden ölüyor.
Bu hastalıklar yılda milyonlarca
çocuğu öldürüyor.
05:42
They killöldürmek literallyharfi harfine
millionsmilyonlarca of childrençocuklar a yearyıl.
90
338720
2616
05:45
We alsoAyrıca need to help smallküçük farmersçiftçiler --
91
341360
2096
Ayrıca küçük çiftçilere yardım etmeliyiz--
05:47
farmersçiftçiler who plowpulluk
smallküçük plotsaraziler of landarazi in AfricaAfrika --
92
343480
3920
Afrika'da küçük arazileri
sabanla süren çiftçilere. --
Böylece çocuklarını doyuracak
yeterli yiyeceği yetiştirebilirler.
05:52
so that they can growbüyümek enoughyeterli foodGıda
to feedbesleme theironların childrençocuklar.
93
348000
2896
05:54
And we have to make sure that
childrençocuklar are educatedeğitimli around the worldDünya.
94
350920
3320
Ayrıca tüm dünyada çocukların
eğitim görmesini sağlamalıyız.
05:59
But one of the simplestEn basit
and mostçoğu transformativedönüştürücü things we can do
95
355040
5296
Ama yapabileceğimiz en basit ve
en dönüştürücü şeylerden biri,
06:04
is to give everybodyherkes accesserişim
to birthdoğum controlkontrol methodsyöntemleri
96
360360
3856
herkesin doğum kontrol yöntemlerine
erişimini sağlamaktır.
06:08
that almostneredeyse all GermansAlmanlar have accesserişim to
and all AmericansAmerikalılar, at some pointpuan,
97
364240
5456
Bu yöntemlere neredeyse tüm Almanlar
ve Amerikalılar erişebiliyor.
06:13
they use these toolsaraçlar duringsırasında theironların life.
98
369720
2160
Bu araçları hayatları boyunca
kullanıyorlar.
Gündemimizin ne olduğu konusunda
gerçekten net olduğumuz sürece,
06:17
And I think as long as we're really clearaçık
about what our agendaGündem is,
99
373000
6096
gerçekleşmeyi bekleyen
küresel bir hareket var
06:23
there's a globalglobal movementhareket
waitingbekleme to happenolmak
100
379120
2616
06:25
and readyhazır to get behindarkasında
this totallybütünüyle uncontroversialtartışılmaz ideaFikir.
101
381760
4880
ve bu hareket, tamamen tartışmasız
olan bu düşünceyi desteklemeye hazır.
Katolik bir ailede büyüdüm.
06:32
When I grewbüyüdü up,
I grewbüyüdü up in a CatholicKatolik home.
102
388480
3296
06:35
I still considerdüşünmek myselfkendim
a practicingalıştırma yapmak CatholicKatolik.
103
391800
2840
Kendimi hâlâ Katolikliği uygulayan
biri olarak görüyorum.
06:39
My mom'sannemin great-uncleBüyük amcam was a JesuitCizvit priestrahip.
104
395280
4096
Annemin büyük amcası Cizvit bir rahipti.
06:43
My great-auntbüyük halam was a DominicanDominik nunrahibe.
105
399400
3416
Büyük teyzem Dominikan bir rahibeydi.
Tüm hayatı boyunca bir öğretmen
ve bir müdürdü.
06:46
She was a schoolteacheröğretmen
and a principalAsıl adı her entiretüm life.
106
402840
3736
06:50
In factgerçek, she's the one who taughtöğretilen me
as a younggenç girlkız how to readokumak.
107
406600
3480
Aslında, küçük bir kızken bana
okumayı öğreten oydu.
06:55
I was very closekapat to her.
108
411040
1400
Ona çok yakındım.
06:57
And I wentgitti to CatholicKatolik schoolsokullar
for my entiretüm childhoodçocukluk
109
413280
3216
Tüm çocukluğum boyunca,
üniversiteye gitmek için
07:00
untila kadar I left home to go to universityÜniversite.
110
416520
2240
evden ayrılana kadar
Katolik okullarına gittim.
07:03
In my highyüksek schoolokul, UrsulineKadınlar AcademyAkademi,
111
419800
2760
Lisemde, Ursuline Akademisi'nde,
07:07
the nunsrahibeler madeyapılmış servicehizmet and socialsosyal justiceadalet
a highyüksek priorityöncelik in the schoolokul.
112
423200
5720
rahibeler, hizmete ve sosyal adalete
yüksek öncelik verdiler.
Bugün, vakfın işlerinde (Gates Vakfı),
07:14
TodayBugün, in the [GatesGates] Foundation'sVakfı'nın work,
113
430080
2336
07:16
I believe I'm applyinguygulayarak the lessonsdersler
that I learnedbilgili in highyüksek schoolokul.
114
432440
4160
lisede öğrendiğim dersleri
uyguladığıma inanıyorum.
07:22
So, in the traditiongelenek of CatholicKatolik scholarsbilim adamları,
115
438120
2896
Katolik bilginlerinin geleneğinde,
07:25
the nunsrahibeler alsoAyrıca taughtöğretilen us
to questionsoru receivedAlınan teachingsöğretileri.
116
441040
5120
rahibeler bize kabul edilmiş
öğretileri sorgulamayı da öğrettiler.
07:31
And one of the teachingsöğretileri that we girlskızlar
and my peers questionedsorguya
117
447200
5256
Biz kızların ve akranlarımın
sorguladığı öğretilerden biri,
07:36
was is birthdoğum controlkontrol really a singünah?
118
452480
3560
doğum kontrolünün gerçekten
bir günah olup olmadığıydı.
07:41
Because I think one of the reasonsnedenleri
119
457400
1736
Çünkü bana göre,
doğum kontrolü hakkında konuşmanın bizi
çok rahatsız etmesinin nedenlerinden biri,
07:43
we have this hugeKocaman discomfortrahatsızlık
talkingkonuşma about contraceptionDoğum kontrolü
120
459160
4336
07:47
is this lingeringkalan concernilgilendirmek
121
463520
1976
seks ile üremeyi birbirinden ayırmanın
07:49
that if we separateayrı sexseks from reproductionüreme,
we're going to promotedesteklemek promiscuitykarışıklık.
122
465520
5320
rastgele cinsel ilişkiyi teşvik
edeceği endişesidir.
Bence bu, doğum kontrolü konusunda
sorulabilecek mantıklı bir soru:
07:55
And I think that's a reasonablemakul questionsoru
to be askeddiye sordu about contraceptionDoğum kontrolü --
123
471560
4256
07:59
what is its impactdarbe on sexualcinsel moralityahlâk?
124
475840
3800
Doğum kontrolünün cinsel ahlak
üzerindeki etkisi nedir?
08:05
But, like mostçoğu womenkadınlar,
125
481160
1336
Ama birçok kadın gibi,
08:06
my decisionkarar about birthdoğum controlkontrol
had nothing to do with promiscuitykarışıklık.
126
482520
4720
benim doğum kontrol kararımın da
rastgele cinsel ilişki ile ilişkisi yok.
08:11
I had a planplan for my futuregelecek.
I wanted to go to collegekolej.
127
487840
3456
Gelecek için bir planım vardı.
Üniversiteye gitmek istiyordum.
08:15
I studiedokudu really hardzor in collegekolej,
128
491320
2336
Üniversitede gerçekten çok çalıştım
08:17
and I was proudgururlu to be one of the very fewaz
femalekadın computerbilgisayar scienceBilim graduatesmezunları
129
493680
4736
ve üniversitemdeki çok az sayıda kadın
bilgisayar bilimi mezunu arasında olmaktan
gurur duydum.
08:22
at my universityÜniversite.
130
498440
1280
08:24
I wanted to have a careerkariyer,
so I wentgitti on to business schoolokul
131
500280
3336
Kariyer yapmak istiyordum.
Bu yüzden işletme okuluna devam ettim
08:27
and I becameoldu one of the youngestEn genç
femalekadın executivesYöneticiler at MicrosoftMicrosoft.
132
503640
3480
ve Microsoft'taki en genç kadın
yöneticilerden biri oldum.
Yine de hâlâ hatırlıyorum.
Ailemin evinden ayrılıp
08:33
I still rememberhatırlamak, thoughgerçi,
when I left my parents'Anne babamın home
133
509040
3095
08:36
to movehareket acrosskarşısında the countryülke
to startbaşlama this newyeni job at MicrosoftMicrosoft.
134
512159
3481
Microsoft'taki yeni işime başlamak için
ülkenin diğer ucuna taşındığım zamanı.
Ailem beş yıllık daha yüksek eğitim
almam için çok fedakarlıkta bulundu.
08:40
They had sacrificedkurban a lot
to give me fivebeş yearsyıl of higherdaha yüksek educationEğitim.
135
516120
5240
08:46
But they said, as I left home --
136
522120
1576
Ama evden ayrılırken,
08:47
and I literallyharfi harfine wentgitti down the frontön stepsadımlar,
down the porchsundurma at home --
137
523720
3336
verandanın basamaklarından inerken,
08:51
and they said,
138
527080
1216
bana şöyle söylediler:
08:52
"Even thoughgerçi you've had
this great educationEğitim,
139
528320
2400
"Böyle mükemmel bir eğitim almış olsan da,
08:55
if you decidekarar ver to get marriedevli
and have kidsçocuklar right away,
140
531400
4520
hemen evlenip çocuk yapmaya
karar verirsen,
09:00
that's OK by us, too."
141
536560
1680
bizim için sorun yok."
09:03
They wanted me to do the thing
that would make me the very happiesten mutlu.
142
539080
5256
Beni en mutlu edecek şeyi
yapmamı istiyorlardı.
09:08
I was freeücretsiz to decidekarar ver what that would be.
143
544360
2936
Bunun ne olduğuna
karar vermekte özgürdüm.
09:11
It was an amazingşaşırtıcı feelingduygu.
144
547320
2160
Bu inanılmaz bir histi.
09:14
In factgerçek, I did want to have kidsçocuklar --
145
550680
3896
Aslında çocuklarım olsun istiyordum --
09:18
but I wanted to have them
when I was readyhazır.
146
554600
3240
ama bunu hazır olduğum zaman istiyordum.
09:22
And so now, BillBill and I have threeüç.
147
558520
2560
Şimdi, Bill ve benim üç çocuğumuz var.
09:26
And when our eldesten büyükleri daughterkız evlat was borndoğmuş,
148
562000
2200
En büyük kızımız doğduğunda,
09:28
we weren'tdeğildi, I would say,
exactlykesinlikle sure how to be great parentsebeveyn.
149
564960
3696
nasıl mükemmel bir ebeveyn olunacağından
tam olarak emin değildik.
09:32
Maybe some of you know that feelingduygu.
150
568680
1960
Belki bazılarınız bu hissi
biliyorsunuzdur.
09:35
And so we waitedbekledi a little while
before we had our secondikinci childçocuk.
151
571240
3080
Bu yüzden ikinci çocuğumuzu
yapmadan önce biraz bekledik.
09:39
And it's no accidentkaza
that we have threeüç childrençocuklar
152
575040
3656
Üç yıl arayla üç çocuğumuzun olması,
09:42
that are spacedaralıklı threeüç yearsyıl apartayrı.
153
578720
2240
kesinlikle tesadüf değil.
09:45
Now, as a motheranne, what do I want
the very mostçoğu for my childrençocuklar?
154
581600
4880
Şimdi bir anne olarak,
çocuklarım için en çok ne istiyorum?
09:51
I want them to feel the way I did --
155
587520
2200
Onların da benim gibi
hayatta istedikleri her şeyi
09:54
like they can do anything
they want to do in life.
156
590240
3960
yapabileceklerini hissetmelerini
istiyorum.
10:00
And so, what has struckvurdu me
157
596040
1616
Beni en çok etkileyen şey,
10:01
as I've travelledseyahat the last decadeonyıl
for the foundationvakıf around the worldDünya
158
597680
4000
vakıf için dünyayı gezdiğim son on yılda,
10:06
is that all womenkadınlar want that sameaynı thing.
159
602280
3960
tüm kadınların o aynı şeyi
istemeleri oldu.
10:11
Last yearyıl, I was in NairobiNairobi, in the slumsgecekondu,
in one calleddenilen KorogochoKorogocho --
160
607520
4936
Geçen yıl, Nairobi'de Korogocho
adındaki yoksul mahalledeydim.
10:16
whichhangi literallyharfi harfine meansanlamına geliyor when translatedtercüme,
"standingayakta shoulderomuz to shoulderomuz."
161
612480
4560
Korogocho, tercüme edildiğinde
"omuz omuza durmak" anlamına geliyor.
10:21
And I spokekonuştu with this women'sBayanlar groupgrup
that's picturedresimde here.
162
617880
3016
Bu resimdeki kadınlarla konuştum.
10:24
And the womenkadınlar talkedkonuştuk very openlyaçıkça
about theironların familyaile life in the slumsgecekondu,
163
620920
4136
Kadınlar varoşlardaki aile yaşamının
nasıl olduğuyla ilgili
çok açık bir şekilde konuştular
10:29
what it was like.
164
625080
1416
10:30
And they talkedkonuştuk quiteoldukça intimatelyyakından
about what they did for birthdoğum controlkontrol.
165
626520
3600
ve doğum kontrolü için ne yaptıklarını
oldukça samimi bir şekilde anlattılar.
10:34
MarianneMarianne, in the centermerkez of the screenekran
in the redkırmızı sweaterKazak,
166
630920
3136
Marianne, ekranın ortasındaki
kırmızı hırkalı kadın,
10:38
she summedtoplanmış up that entiretüm
two-houriki saat conversationkonuşma
167
634080
3736
iki saatlik konuşmamızı
hiçbir zaman unutamayacağım
bir şekilde özetledi.
10:41
in a phraseifade that I will never forgetunutmak.
168
637840
2320
10:45
She said, "I want to bringgetirmek
everyher good thing to this childçocuk
169
641240
6360
Dedi ki: "Bir başka çocuk doğurmadan
önce, bu çocuğuma
her şeyin en güzelini vermek istiyorum."
10:52
before I have anotherbir diğeri."
170
648520
1400
10:55
And I thought -- that's it.
171
651120
2056
"İşte bu" diye düşündüm.
10:57
That's universalevrensel.
172
653200
1640
Bu evrensel bir şey.
10:59
We all want to bringgetirmek
everyher good thing to our childrençocuklar.
173
655240
4600
Hepimiz çocuklarımıza her şeyin
en güzelini vermek istiyoruz.
11:04
But what's not universalevrensel is our abilitykabiliyet
to providesağlamak everyher good thing.
174
660960
4320
Evrensel olmayan şey ise, en güzel
şeyleri sağlayabilme gücümüz.
11:09
So manyçok womenkadınlar sufferacı çekmek
from domesticyerli violenceşiddet.
175
665960
2696
Çok sayıda kadın aile içi şiddete uğruyor
11:12
And they can't even
broachşiş the subjectkonu of contraceptionDoğum kontrolü,
176
668680
3056
ve doğum kontrolü konusunu,
11:15
even insideiçeride theironların ownkendi marriageevlilik.
177
671760
1840
kendi evliliklerinde dahi açamıyorlar.
11:18
There are manyçok womenkadınlar
who lackeksiklik basictemel educationEğitim.
178
674240
2880
Temel eğitimden yoksun
çok sayıda kadın var.
11:21
Even manyçok of the womenkadınlar
who do have knowledgebilgi and do have powergüç
179
677840
5000
Ancak bilgi ve güç sahibi olan
kadınların çoğu bile
doğum kontrol yöntemlerine ulaşamıyor.
11:27
don't have accesserişim to contraceptiveskontraseptifler.
180
683440
2656
11:30
For 250 yearsyıl, parentsebeveyn around the worldDünya
181
686120
5016
250 yıldır tüm dünyadaki ebeveynler,
daha küçük aileler kurmaya karar veriyor.
11:35
have been decidingkarar
to have smallerdaha küçük familiesaileleri.
182
691160
2760
Bu akım, tüm kültür ve coğrafyalarda
11:38
This trendakım has been steadyistikrarlı
for a quarterçeyrek of a millenniumMillennium,
183
694960
4176
11:43
acrosskarşısında cultureskültürler and acrosskarşısında geographiescoğrafyalar,
184
699160
2840
250 yıldır devam ediyor,
11:46
with the glaringgöze batan exceptionistisna
of sub-SaharanSahra AfricaAfrika and SouthGüney AsiaAsya.
185
702800
5480
Sahra Altı Afrika ve Güney Asya'daki
bariz istisnalar hariç.
Fransızlar, 1700'lerin ortalarında
ailelerini küçültmeye başladılar.
11:53
The FrenchFransızca startedbaşladı bringinggetiren down
theironların familyaile sizeboyut in the mid-orta1700s.
186
709920
4456
11:58
And over the nextSonraki 150 yearsyıl,
this trendakım spreadYAYILMIŞ all acrosskarşısında EuropeEurope.
187
714400
5920
Sonraki 150 yıl boyunca,
bu akım tüm Avrupa'ya yayıldı.
Bu tarihi öğrendiğimde beni
şaşırtan şey şu oldu:
12:05
The surprisingşaşırtıcı thing to me,
as I learnedbilgili this historytarih,
188
721000
3576
12:08
was that it spreadYAYILMIŞ not alonguzun bir socioeconomicsosyo-ekonomik
lineshatlar but around culturalkültürel lineshatlar.
189
724600
6816
Bu yayılma, sosyoekonomik düzeyde değil,
kültürel düzeyde gerçekleşmişti.
12:15
People who spokekonuştu the sameaynı languagedil
madeyapılmış that changedeğişiklik as a groupgrup.
190
731440
3856
Aynı dili konuşan insanlar bu değişimi
bir grup olarak yaptılar.
12:19
They madeyapılmış the sameaynı choiceseçim
for theironların familyaile,
191
735320
2576
İster zengin ister yoksul olsunlar,
12:21
whetherolup olmadığını they were richzengin
or whetherolup olmadığını they were poorfakir.
192
737920
3000
kendi aileleri için aynı kararı verdiler.
Daha küçük aile akımının
yayılmasının nedeni,
12:26
The reasonneden that trendakım
towardkarşı smallerdaha küçük familiesaileleri spreadYAYILMIŞ
193
742400
3216
12:29
was that this wholebütün way
was driventahrik by an ideaFikir --
194
745640
3200
çiftlerin kaç çocuk yapacakları konusunda,
12:33
the ideaFikir that couplesçiftler
can exerciseegzersiz consciousbilinçli controlkontrol
195
749320
5016
bilinçli olarak kontrol sahibi olabilmesi
fikriydi.
12:38
over how manyçok childrençocuklar they have.
196
754360
1920
12:41
This is a very powerfulgüçlü ideaFikir.
197
757640
3560
Bu çok güçlü bir fikir.
12:45
It meansanlamına geliyor that parentsebeveyn have
the abilitykabiliyet to affectetkilemek the futuregelecek,
198
761680
4240
Bu, şu anlama geliyor: Ebeveynler
geleceği etkileme gücüne sahipler.
12:50
not just acceptkabul etmek it as it is.
199
766400
3240
Onu olduğu gibi kabul etmek
zorunda değiller.
12:54
In FranceFransa, the averageortalama familyaile sizeboyut
wentgitti down everyher decadeonyıl
200
770960
4056
Fransa'da ortalama aile büyüklüğü,
her on yılda azalarak
12:59
for 150 yearsyıl in a rowsıra
untila kadar it stabilizedstabilize.
201
775040
3720
150 yıl sonunda sabit hâle geldi.
13:03
It tookaldı so long back then because
the contraceptiveskontraseptifler weren'tdeğildi that good.
202
779440
4320
Bu çok uzun sürdü, çünkü o dönemde
doğum kontrol yöntemleri çok iyi değildi.
13:08
In GermanyAlmanya, this transitiongeçiş startedbaşladı
in the 1880s, and it tookaldı just 50 yearsyıl
203
784480
6216
Almanya'da bu değişim 1880'lerde başladı
ve aile büyüklüğünün sabit hâle gelmesi
sadece 50 yıl sürdü.
13:14
for familyaile sizeboyut
to stabilizedengelemek in this countryülke.
204
790720
2640
Asya ve Latin Amerika'da
bu değişim 1960'larda başladı
13:18
And in AsiaAsya and LatinLatin AmericaAmerika,
the transitiongeçiş startedbaşladı in the 1960s,
205
794120
4616
13:22
and it happenedolmuş much fasterDaha hızlı
because of modernmodern contraceptionDoğum kontrolü.
206
798760
4120
ve modern doğum kontrol yöntemleri
sayesinde çok daha hızlı gerçekleşti.
13:29
I think, as we go throughvasitasiyla this historytarih,
it's importantönemli to pauseDuraklat for a momentan
207
805160
5816
Bence bu tarihe göz atarken,
bir an için durup
13:35
and to rememberhatırlamak why this has becomeolmak
suchböyle a contentiousçekişmeli issuekonu.
208
811000
5056
bu meselenin neden bu kadar tartışmalı
hâle geldiğini hatırlamamız önemli.
13:40
It's because some familyaile planningplanlama programsprogramlar
209
816080
2656
Çünkü bazı aile planlama programları,
13:42
resortedbaşvurdu to unfortunateşanssız incentivesteşvikler
and coercivezorlayıcı policiespolitikaları.
210
818760
4840
talihsiz teşviklere ve zorlayıcı
politikalara başvurdu.
13:48
For instanceörnek, in the 1960s, IndiaHindistan
adoptedbenimsenen very specificözel numericsayısal targetshedefler
211
824480
6856
Örneğin, 1960'larda Hindistan çok özel
sayısal hedefler benimsedi ve kadınlara,
bedenlerine rahim içi araç konulmasını
kabul etmeleri için para verildi.
13:55
and they paidödenmiş womenkadınlar to acceptkabul etmek
havingsahip olan an IUDSPİRAL placedyerleştirilmiş in theironların bodiesbedenler.
212
831360
4280
14:00
Now, IndianHint womenkadınlar were
really smartakıllı in this situationdurum.
213
836200
3376
Hintli kadınlar çok akıllıydı.
14:03
When they wentgitti to get an IUDSPİRAL insertedeklenen,
they got paidödenmiş sixaltı rupeesrupi.
214
839600
3496
Vücutlarına RİA yerleştirildiğinde
kendilerine altı rupi ödeniyordu.
Peki ne yaptılar?
14:07
And so what did they do?
215
843120
1200
14:08
They waitedbekledi a fewaz hourssaatler or a fewaz daysgünler,
216
844960
2016
Birkaç saat ya da gün beklediler ve
bir başka hizmet sağlayıcısına gidip
14:11
and they wentgitti to anotherbir diğeri servicehizmet providersağlayıcı
and had the IUDSPİRAL removedçıkarıldı for one rupeeRupisi.
217
847000
5200
bir rupi karşılığında RİA'yı
vücutlarından çıkarttırdılar.
14:18
For decadeson yıllar in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
218
854200
2560
ABD'de on yıllar boyunca,
Afrikalı-Amerikalı kadınlar kendi
rızaları olmadan kısırlaştırıldılar.
14:21
African-AmericanAfrikalı-Amerikalı womenkadınlar
were sterilizedsterilize withoutolmadan theironların consentrazı olmak.
219
857280
4680
14:26
The procedureprosedür was so commonortak
220
862880
2216
Bu prosedür o kadar yaygındı ki,
14:29
it becameoldu knownbilinen as
the MississippiMississippi appendectomyApandisit ameliyatı --
221
865120
3520
Mississippi appendektomisi
(apandisit) adını aldı.
14:33
a tragictrajik chapterbölüm in my country'sülkenin historytarih.
222
869200
3000
Ülkemin tarihinde trajik bir bölüm.
14:37
And as recentlyson günlerde as the 1990s, in PeruPeru,
223
873400
2776
1990'lar kadar yakın bir zamanda,
14:40
womenkadınlar from the AndesAndes regionbölge
were givenverilmiş anesthesiaanestezi
224
876200
3496
Peru'nun And bölgesindeki kadınlara
anestezi verildi
14:43
and they were sterilizedsterilize
withoutolmadan theironların knowledgebilgi.
225
879720
2920
ve haberleri olmadan kısırlaştırıldılar.
14:48
The mostçoğu startlingşaşırtıcı thing about this
226
884200
2616
Bu konudaki en ürkütücü şey ise,
14:50
is that these coercivezorlayıcı policiespolitikaları
weren'tdeğildi even neededgerekli.
227
886840
2736
bu zorlayıcı politikalara
gerek bile olmamasıydı.
14:53
They were carriedtaşınan out in placesyerler
228
889600
1816
Zaten bu politikalar,
ebeveynlerin çocuk sayısını azaltmak
istedikleri bölgelerde uygulanıyordu.
14:55
where parentsebeveyn alreadyzaten
wanted to loweralt theironların familyaile sizeboyut.
229
891440
4120
15:00
Because in regionbölge after regionbölge,
again and again,
230
896120
3296
Çünkü art arda her bölgede
ebeveynler daha küçük aileler
istemeye başlamıştı.
15:03
parentsebeveyn have wanted
to have smallerdaha küçük familiesaileleri.
231
899440
2920
Yani Afrikalı kadınların özünde
15:07
There's no reasonneden to believe
232
903600
1776
15:09
that AfricanAfrika womenkadınlar
have innatelyDoğuştan differentfarklı desiresarzuları.
233
905400
3600
farklı istekleri olduğuna inanmak için
hiçbir sebep yok.
15:13
GivenVerilen the optionseçenek,
they will have fewerDaha az childrençocuklar.
234
909520
3680
Seçenek verildiği takdirde onlar da
daha az çocuk yapacaklardır.
Soru şu:
15:18
The questionsoru is:
235
914080
1496
15:19
will we investyatırmak in helpingyardım ediyor
all womenkadınlar get what they want now?
236
915600
5480
Tüm kadınların isteklerine ulaşmasına
yardım etmeye yatırım yapacak mıyız?
Yoksa onları yüzyıllık bir mücadeleye,
15:25
Or, are we going to condemnmahkum them
to some century-longyüzyıl süren strugglemücadele,
237
921880
4696
15:30
as if this was still revolutionarydevrimci FranceFransa
238
926600
2736
hâlâ ihtilal dönemindeki Fransa gibi
15:33
and the besten iyi methodyöntem
was coituscinsel birleşme interruptusInterruptus?
239
929360
2800
en iyi metodun geri çekme olduğu
zamanlara mı mahkûm edeceğiz?
15:39
EmpoweringGüçlendirici parentsebeveyn --
it doesn't need justificationiki yana yaslama.
240
935320
4280
Ebeveynleri güçlendirmek için
bir gerekçeye ihtiyacımız yok.
15:44
But here'sburada the thing -- our desirearzu etmek
to bringgetirmek everyher good thing to our childrençocuklar
241
940560
6856
Çocuklarımıza en güzelini verme isteği,
15:51
is a forcekuvvet for good throughoutboyunca the worldDünya.
242
947440
2840
dünyanın her yerinde iyiye dair
bir güç oluşturuyor.
15:54
It's what propelspropels societiestoplumlar forwardileri.
243
950640
2480
Toplumları ileriye iten de işte bu güçtür.
15:58
In that sameaynı slumgecekondu in NairobiNairobi,
I metmet a younggenç businesswomaniş kadını,
244
954600
3936
Nairobi'deki aynı yoksul mahallede,
genç bir iş kadınıyla tanıştım.
16:02
and she was makingyapma backpackssırt çantaları
out of her home.
245
958560
2216
Evinin dışında sırt çantaları yapıyordu.
16:04
She and her younggenç kidsçocuklar
would go to the localyerel jeanskot factoryfabrika
246
960800
3336
O ve küçük çocukları bölgelerindeki
kot fabrikasına giderek,
16:08
and collecttoplamak scrapsufak parça of denimdenim.
247
964160
1736
kot parçaları topluyordu.
16:09
She'dOnun böyle birşey yapacağını createyaratmak these backpackssırt çantaları
and resellsattığınız them.
248
965920
2536
O parçalardan sırt çantaları yapıp
onları satıyordu.
16:12
And when I talkedkonuştuk with her,
she had threeüç childrençocuklar,
249
968480
2381
Onunla konuştuğumda, üç çocuğu vardı.
Ailesi hakkında sorular sordum
16:14
and I askeddiye sordu her about her familyaile.
250
970885
1576
16:16
And she said she and her husbandkoca decidedkarar
251
972485
2091
ve bana kocasıyla üçüncü çocuktan sonra
16:18
that they wanted to stop
havingsahip olan childrençocuklar after theironların thirdüçüncü one.
252
974600
3016
çocuk yapmak istemediklerine
karar verdiklerini söyledi.
16:21
And so when I askeddiye sordu her why,
she simplybasitçe said,
253
977640
2656
Nedenini sorduğumda,
bana basitçe şunu dedi,
16:24
"Well, because I couldn'tcould runkoş
my business if I had anotherbir diğeri childçocuk."
254
980320
3496
"Çünkü bir çocuğum daha olsa
işimi yürütemem."
16:27
And she explainedaçıkladı the incomegelir
that she was gettingalma out of her business
255
983840
3239
Bana işinden elde ettiği gelirin,
16:31
affordedelde edilmiştir her to be ableyapabilmek to give
an educationEğitim to all threeüç of her childrençocuklar.
256
987103
3720
üç çocuğunu da okutmaya
yettiğini açıkladı.
16:35
She was incrediblyinanılmaz optimisticiyimser
about her family'sailenin futuregelecek.
257
991280
4280
Ailesinin geleceği hakkında
son derece iyimserdi.
Bu, yüz milyonlarca kadın ve erkeğin
16:41
This is the sameaynı mentalzihinsel calculusDiferansiyel ve İntegral Hesap
258
997160
2536
16:43
that hundredsyüzlerce of millionsmilyonlarca
of menerkekler and womenkadınlar have gonegitmiş throughvasitasiyla.
259
999720
4176
akıllarında yaptığı hesabın aynısı.
Kanıtlar gösteriyor ki,
tamamen doğru bir hesap.
16:47
And evidencekanıt proveskanıtlıyor
that they have it exactlykesinlikle right.
260
1003920
3800
16:52
They are ableyapabilmek to give theironların childrençocuklar
more opportunitiesfırsatlar
261
1008320
3896
Aileler ne zaman çocuk sahibi
olacaklarını kendileri belirleyerek,
16:56
by exercisingegzersiz controlkontrol
over when they have them.
262
1012240
3280
çocuklarına daha fazla
fırsat sunabilirler.
17:01
In BangladeshBangladeş,
263
1017280
1296
Bangladeş'te
17:02
there's a districtilçe calleddenilen MatlabMATLAB.
264
1018600
1936
Matlab adlı bir bölge var.
Araştırmacılar, burada yaşayan
17:04
It's where researchersaraştırmacılar have collectedtoplanmış dataveri
on over 180,000 inhabitantssakinleri sincedan beri 1963.
265
1020560
6736
180 binin üzerinde insan hakkında
1963'ten beri veri topluyor.
Küresel sağlık topluluğunda,
bunun en uzun süredir devam eden
17:11
In the globalglobal healthsağlık communitytoplum,
266
1027319
1537
17:12
we like to say it's one of the longestEn uzun
piecesparçalar of researchAraştırma that's been runningkoşu.
267
1028880
3696
araştırmalardan olduğunu
söylemeyi severiz.
Elimizde çok fazla muhteşem
sağlık istatistiği var.
17:16
We have so manyçok great healthsağlık statisticsistatistik.
268
1032599
2177
17:18
In one of the studiesçalışmalar, what did they do?
269
1034800
2536
Bu çalışmaların birinde, ne yaptılar?
Köylülerin yarısı doğum kontrolü
kullanmak üzere seçildi.
17:21
HalfYarısı the villagersköylüler
were chosenseçilmiş to get contraceptiveskontraseptifler.
270
1037359
4096
17:25
They got educationEğitim
and accesserişim to contraceptionDoğum kontrolü.
271
1041480
3176
Eğitim aldılar ve doğum kontrol
yöntemlerine erişimleri sağlandı.
17:28
TwentyYirmi yearsyıl latersonra,
followingtakip etme those villagesköyler,
272
1044680
3176
20 yıl sonra bu köylere baktığımızda,
bu köylerin yaşam kalitesinin komşu
köylerden daha yüksek olduğunu gördük.
17:31
what we learnedbilgili is that they had a better
qualitykalite of life than theironların neighborsKomşular.
273
1047880
4016
17:35
The familiesaileleri were healthierdaha sağlıklı.
274
1051920
1696
Aileler daha sağlıklıydı.
17:37
The womenkadınlar were lessaz likelymuhtemelen
to dieölmek in childbirthDoğum.
275
1053640
3136
Kadınların çocuk doğururken
ölme ihtimali daha düşüktü.
17:40
TheirOnların childrençocuklar were lessaz likelymuhtemelen
to dieölmek in the first thirtyotuz daysgünler of life.
276
1056800
4016
Çocuklarının yaşamın ilk otuz gününde
ölme ihtimali daha düşüktü.
17:44
The childrençocuklar were better nourishedbeslenen.
277
1060840
2296
Çocuklar daha iyi besleniyordu.
17:47
The familiesaileleri were alsoAyrıca wealthiervarlıklı.
278
1063160
2016
Aileler de daha zengindi.
Yetişkin kadınların maaşları
daha yüksekti.
17:49
The adultyetişkin women'sBayanlar wagesücret were higherdaha yüksek.
279
1065200
2496
17:51
HouseholdsHane had more assetsvarlıklar --
things like livestockçiftlik hayvanları or landarazi or savingstasarruf.
280
1067720
4520
Hanelerin daha çok mülkü mevcuttu --
hayvan, arazi ya da birikim olarak.
Son olarak, bu ailelerin çocukları
daha iyi eğitim alıyordu.
17:56
FinallySon olarak, theironların sonsoğulları and daughterskız çocukları
had more schoolingeğitim.
281
1072800
3520
18:01
So when you multiplyçarpmak these typestürleri
of effectsetkileri over millionsmilyonlarca of familiesaileleri,
282
1077480
5520
Yani bunların milyonlarca aile
üzerindeki etkisini topladığımızda,
18:07
the productürün can be large-scalebüyük ölçekli
economicekonomik developmentgelişme.
283
1083440
3280
büyük ölçekli ekonomik gelişme
elde edilebilir.
18:11
People talk about the AsianAsya
economicekonomik miraclemucize of the 1980s --
284
1087560
4056
1980'lerdeki Asya ekonomik
mucizesi hakkında konuşulur.
Ama bu aslında bir mucize değildi.
18:15
but it wasn'tdeğildi really a miraclemucize.
285
1091640
2056
18:17
One of the leadingönemli causesnedenleri
of economicekonomik growthbüyüme acrosskarşısında that regionbölge
286
1093720
3536
Bu bölgedeki ekonomik büyümenin
başlıca nedenlerinden biri,
18:21
was this culturalkültürel trendakım
towardskarşı smallerdaha küçük familiesaileleri.
287
1097280
3840
daha küçük ailelere doğru olan
bu kültürel akımdı.
18:26
SweepingSüpürme changesdeğişiklikler startbaşlama
at the individualbireysel familyaile levelseviye --
288
1102600
3896
Büyük değişimler ilk önce
aile bazında başlar.
18:30
the familyaile makingyapma a decisionkarar
about what's besten iyi for theironların childrençocuklar.
289
1106520
4440
Çocukları için en iyisinin ne olduğuna
karar veren bir aileyle.
Aileler bu kararı verip
değişimi yarattıklarında,
18:35
When they make that changedeğişiklik
and that decisionkarar,
290
1111760
3016
18:38
those becomeolmak sweepingNefes kesici
regionalbölgesel and nationalUlusal trendseğilimler.
291
1114800
3720
bunlar bölgesel ve ulusal
köklü değişikliklere dönüşür.
Sahra Altı Afrika'daki ailelere de
18:43
When familiesaileleri in sub-SaharanSahra AfricaAfrika
are givenverilmiş the opportunityfırsat
292
1119160
4136
bu kararları vermeleri için
fırsat verildiğinde,
18:47
to make those decisionskararlar for themselveskendilerini,
293
1123320
2360
18:50
I think it will help sparkkıvılcım
a virtuousErdemli cycledevir of developmentgelişme
294
1126280
3256
bu karar kıtadaki topluluklarda
18:53
in communitiestopluluklar acrosskarşısında the continentkıta.
295
1129560
2760
verimli bir gelişim döngüsünü
tetikleyecektir.
18:58
We can help poorfakir familiesaileleri
buildinşa etmek a better futuregelecek.
296
1134000
3856
Yoksul ailelerin daha iyi bir gelecek
inşa etmesine yardım edebiliriz.
19:01
We can insistısrar that all people
have the opportunityfırsat
297
1137880
3696
Tüm insanların
doğum kontrolünü öğrenme
fırsatı olması
19:05
to learnöğrenmek about contraceptiveskontraseptifler
298
1141600
1936
19:07
and have accesserişim
to the fulltam varietyvaryete of methodsyöntemleri.
299
1143560
3280
ve tüm metotlara erişebilmeleri
konusunda ısrar edebiliriz.
19:12
I think the goalhedef here is really clearaçık:
300
1148040
2856
Bence burada hedef gayet açık:
19:14
universalevrensel accesserişim to birthdoğum controlkontrol
that womenkadınlar want.
301
1150920
4880
Kadınların tüm dünyada doğum
kontrolüne ulaşabilmeleri
ve bunun olabilmesi için hem zengin
hem fakir tüm hükûmetlerin benzer şekilde
19:20
And for that to happenolmak, it meansanlamına geliyor that
bothher ikisi de richzengin and poorfakir governmentshükümetler alikebenzer
302
1156360
5296
19:25
mustşart make contraceptionDoğum kontrolü a totalGenel Toplam priorityöncelik.
303
1161680
3520
doğum kontrolünü birincil öncelik
hâline getirmesi gerekir.
19:29
We can do our partBölüm,
in this roomoda and globallyküresel,
304
1165760
3976
Bu odada ve küresel çapta,
19:33
by talkingkonuşma about the hundredsyüzlerce
of millionsmilyonlarca of familiesaileleri
305
1169760
3256
yüzlerce milyon doğum
kontrolüne ulaşamayan aile
19:37
that don't have accesserişim
to contraceptionDoğum kontrolü todaybugün
306
1173040
2896
ve eğer ulaşabilselerdi hayatlarında
nelerin değişebileceği
19:39
and what it would do to changedeğişiklik
theironların liveshayatları if they did have accesserişim.
307
1175960
3720
hakkında konuşarak üzerimize
düşeni yapabiliriz.
19:44
I think if MarianneMarianne
and the membersüyeler of her women'sBayanlar groupgrup
308
1180680
3736
Bence Marianne ve kadınlar
grubunun üyeleri,
19:48
can talk about this openlyaçıkça
309
1184440
2296
bu konu hakkında açıkça
konuşabiliyorsa,
19:50
and have this discussiontartışma
out amongstarasında themselveskendilerini and in publichalka açık,
310
1186760
3400
kendi aralarında ve toplum içinde
bunu tartışabiliyorsa,
biz de yapabiliriz
19:54
we can, too.
311
1190800
1360
ve buna şu an başlamamız gerek.
19:56
And we need to startbaşlama now.
312
1192760
1480
19:59
Because like MarianneMarianne, we all want
to bringgetirmek everyher good thing to our childrençocuklar.
313
1195480
6560
Çünkü hepimiz Marianne gibi çocuklarımıza
her şeyin en güzelini vermek istiyoruz.
20:06
And where is the controversytartışma in that?
314
1202800
2640
O zaman burada neyi tartışıyoruz?
20:10
Thank you.
315
1206160
1216
Teşekkürler.
20:11
(ApplauseAlkış)
316
1207400
2736
(Alkışlar)
20:14
ChrisChris AndersonAnderson: Thank you.
317
1210160
1240
Chris Anderson: Teşekkürler.
20:22
I have some questionssorular for MelindaMelinda.
318
1218360
3976
Melinda'ya birkaç sorum var.
20:26
(ApplauseAlkış endsuçları)
319
1222360
1296
(Alkışlar biter)
20:27
Thank you for your couragecesaret
and everything elsebaşka.
320
1223680
2960
Cesaretin ve her şey için teşekkürler.
Peki Melinda, son yıllarda
20:31
So, MelindaMelinda, in the last fewaz yearsyıl
321
1227480
2496
çok fazla akıllı insanın şöyle
şeyler söylediğini duyuyorum:
20:34
I've heardduymuş a lot of smartakıllı people
say something to the effectEfekt of,
322
1230000
3720
20:39
"We don't need to worryendişelenmek
about the populationnüfus issuekonu anymoreartık.
323
1235400
3456
"Artık nüfus sorunuyla ilgili
endişelenmemiz gerekmiyor.
20:42
FamilyAile sizesboyutları are cominggelecek down
naturallydoğal olarak all over the worldDünya.
324
1238880
3496
Aile büyüklükleri tüm dünyada
doğal olarak azalıyor.
20:46
We're going to peakzirve
at ninedokuz or 10 billionmilyar. And that's it."
325
1242400
2960
9 ya da 10 milyarda zirveye
ulaşacağız, daha fazla artmayacak."
20:50
Are they wrongyanlış?
326
1246720
1216
Bu kişiler yanılıyor mu?
20:51
MelindaMelinda GatesGates: If you look
at the statisticsistatistik acrosskarşısında AfricaAfrika,
327
1247960
2776
Melinda Gates: Afrika'daki
istatistiklere bakarsanız,
yanılıyorlar.
20:54
they are wrongyanlış.
328
1250760
1216
Bence bu soruna farklı bir
mercekten bakmalıyız.
20:56
And I think we need to look at it,
thoughgerçi, from a differentfarklı lenslens.
329
1252000
3056
Bu soruna zeminden yukarı
doğru bakmalıyız.
20:59
We need to look at it
from the groundzemin upwardsyukarı doğru.
330
1255080
2176
Bence doğum kontrolü konusunda
bu kadar sorun yaşamamızın
21:01
I think that's one of the reasonsnedenleri
we got ourselveskendimizi in so much troublesorun
331
1257280
3256
nedenlerinden biri de bu.
21:04
on this issuekonu of contraceptionDoğum kontrolü.
332
1260560
1696
Biz olaya yukarıdan aşağı doğru baktık
21:06
We lookedbaktı at it from topüst down
333
1262280
1381
21:07
and said we want to have differentfarklı
populationnüfus numberssayılar over time.
334
1263685
3531
ve zamanla nüfus sayılarının
değişmesi gerektiğini söyledik.
21:11
Yes, we carebakım about the planetgezegen.
Yes, we need to make the right choicesseçimler.
335
1267240
3296
Evet, gezegenimizi önemsiyoruz.
Evet, doğru kararları vermeliyiz.
Ama bu kararların aile bazında
verilmesi gerekiyor ve bu sadece
21:14
But the choicesseçimler have to be madeyapılmış
at the familyaile levelseviye.
336
1270560
2576
21:17
And it's only by givingvererek people accesserişim
and lettingicar them chooseseçmek what to do
337
1273160
4336
insanlara erişimi verip istediklerini
seçmelerine izin vermekle olur.
21:21
that you get those sweepingNefes kesici changesdeğişiklikler
that we have seengörüldü globallyküresel --
338
1277520
3056
Ancak bu şekilde küresel olarak
yaşadığımız bu değişimleri görürüz,
21:24
exceptdışında for sub-SaharanSahra AfricaAfrika and those
placesyerler in SouthGüney AsiaAsya and AfghanistanAfganistan.
339
1280600
4680
Sahra Altı Afrika, Güney Asya ve
Afganistan'daki bazı yerler hariç.
21:31
CACA: Some people on the right in AmericaAmerika
340
1287920
2096
CA: Amerika'da sağ kanattan bazı insanlar
21:34
and in manyçok conservativemuhafazakâr cultureskültürler
around the worldDünya
341
1290040
3400
ve dünya üzerindeki pek çok
muhafazakar kültür
şöyle bir şey söyleyebilir:
21:39
mightbelki say something like this:
342
1295360
1816
21:41
"It's all very well to talk about savingtasarruf
liveshayatları and empoweringgüçlendirici womenkadınlar and so on.
343
1297200
3667
"Hayat kurtarmak ve kadınları güçlendirmek
gibi şeylerden bahsetmeniz güzel,
21:44
But, sexseks is sacredkutsal.
344
1300891
1960
ama seks kutsaldır.
Bu önerdiğiniz şey,
21:48
What you're proposingöneren
is going to increaseartırmak the likelihoodolasılık
345
1304000
4016
evlilik dışı çok fazla seksin
olma ihtimalini arttırır.
21:52
that lots of sexseks happensolur outsidedışında marriageevlilik.
346
1308040
2216
21:54
And that is wrongyanlış."
347
1310280
1440
Bu yanlıştır."
21:56
What would you say to them?
348
1312600
2056
Onlara ne dersin?
21:58
MGMG: I would say
that sexseks is absolutelykesinlikle sacredkutsal.
349
1314680
3256
MG: Onlara seksin kesinlikle
kutsal olduğunu söylerim.
22:01
And it's sacredkutsal in GermanyAlmanya,
and it's sacredkutsal in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
350
1317960
3096
Almanya'da kutsal, ABD'de kutsal,
22:05
and it's sacredkutsal in FranceFransa
and so manyçok placesyerler around the worldDünya.
351
1321080
3096
Fransa'da kutsal ve dünyanın
pek çok yerinde de öyle.
Ülkemdeki seksüel tecrübesi olan
kadınların yüzde 98'inin,
22:08
And the factgerçek that 98 percentyüzde of womenkadınlar
in my countryülke who are sexuallycinsel experienceddeneyimli
352
1324200
4896
doğum kontrolünün seksi daha az kutsal
yapmadığını düşündüklerini söylerim.
22:13
say they use birthdoğum controlkontrol
doesn't make sexseks any lessaz sacredkutsal.
353
1329120
4176
22:17
It just meansanlamına geliyor that they're gettingalma
to make choicesseçimler about theironların liveshayatları.
354
1333320
3256
Bu sadece hayatları hakkında seçim
yapma hakları olduğunu gösterir
ve bence bu seçimi yaparken,
22:20
And I think in that choiceseçim,
355
1336600
1296
22:21
we're alsoAyrıca honoringonurlandıran
the sacrednesskutsallık of the familyaile
356
1337920
2896
aynı zamanda ailenin kutsallığını ve de
22:24
and the sacrednesskutsallık of the mother'sannenin life
357
1340840
2256
anne ve çocuk hayatlarının kutsallığını
onların hayatlarını kurtararak
onurlandırıyoruz.
22:27
and the childrens'Çocuk liveshayatları
by savingtasarruf theironların liveshayatları.
358
1343120
2256
22:29
To me, that's incrediblyinanılmaz sacredkutsal, too.
359
1345400
2280
Bence bu da inanılmaz kutsal bir şey.
22:32
CACA: So what is your foundationvakıf
doing to promotedesteklemek this issuekonu?
360
1348760
4736
CA: Peki vakfın bu sorunu
düzeltmek için neler yapıyor?
22:37
And what could people here
and people listeningdinleme on the web --
361
1353520
4016
Burada ve internetten bizi
dinleyen insanların bu konuda
ne yapmalarını istersin?
22:41
what would you like them to do?
362
1357560
1536
22:43
MGMG: I would say this --
joinkatılmak the conversationkonuşma.
363
1359120
2143
MG: Şunu derim, sohbete katılın.
22:45
We'veBiz ettik listedlistelenmiş the websiteWeb sitesi up here.
JoinKatılmak the conversationkonuşma.
364
1361287
4169
Web sitesini buraya koyduk.
Sohbete katılın.
Doğum kontrolünün sizin ya da
bir tanıdığınızın hayatını
22:49
Tell your storyÖykü about how contraceptionDoğum kontrolü
has eitherya changeddeğişmiş your life
365
1365480
3816
nasıl değiştirdiğini anlatın
22:53
or somebody'sbiri var life that you know.
366
1369320
2016
ve desteklediğinizi gösterin.
22:55
And say that you're for this.
367
1371360
1381
Şöyle diyecek çok sayıda insana
ihtiyacımız var: " Bu mantıklı.
22:56
We need a groundswellGroundswell
of people sayingsöz, "This makesmarkaları senseduyu.
368
1372765
2715
22:59
We'veBiz ettik got to give all womenkadınlar accesserişim --
no mattermadde where they livecanlı."
369
1375504
3392
Nerede yaşarsa yaşasın tüm
kadınlara olanak sağlamalıyız."
23:02
And one of the things
that we're going to do
370
1378920
2096
Yapacağımız şeylerden biri de,
23:05
is do a largegeniş eventolay JulyTemmuz 11 in LondonLondra,
371
1381040
3176
11 Temmuz'da Londra'da
büyük bir etkinlik düzenlemek.
23:08
with a wholebütün hostevsahibi of countriesülkeler,
a wholebütün hostevsahibi of AfricanAfrika nationsmilletler,
372
1384240
3376
Burada her ülkeden ev sahipleri olacak,
tüm Afrika uluslarından.
23:11
to all say we're puttingkoyarak this back
on the globalglobal healthsağlık agendaGündem.
373
1387640
3136
Ve hep birlikte bu sorunu tekrar
küresel sağlık gündemine alacağız.
23:14
We're going to commitişlemek resourceskaynaklar to it,
374
1390800
1856
Buna kaynak sağlayacağız
23:16
and we're going to do planningplanlama
from the bottomalt up with governmentshükümetler
375
1392680
3136
ve hükûmetlerle aşağıdan yukarı
doğru planlama yapacağız,
23:19
to make sure that womenkadınlar are educatedeğitimli --
376
1395840
2096
kadınların eğitilmesi
23:21
so that if they
want the toolaraç, they have it,
377
1397960
2456
ve eğer isterlerse araçlara
ulaşabilmelerini,
23:24
and that they have
lots of optionsseçenekleri availablemevcut
378
1400440
2096
birçok seçeneklerinin
olmasını sağlayacağız.
23:26
eitherya throughvasitasiyla
theironların localyerel healthcaresağlık hizmeti workerişçi
379
1402560
2096
İster yerel sağlık çalışanlarına,
23:28
or theironların localyerel communitytoplum ruralkırsal clinicklinik.
380
1404680
1880
ister kırsaldaki toplum
kliniklerine gidebilecekler.
23:31
CACA: MelindaMelinda, I'm guessingtahmin that some
of those nunsrahibeler who taughtöğretilen you at schoolokul
381
1407920
4576
CA: Melinda, okuldayken öğretmenin
olan rahibelerden bazıları bir noktada
23:36
are going to see
this TEDTED Talk at some pointpuan.
382
1412520
2640
bu TED konuşmasını görecekler.
Sence dehşete mi düşecekler,
yoksa seni destekleyecekler mi?
23:39
Are they going to be horrifieddehşete kapılmış,
or are they cheeringtezahürat you on?
383
1415960
2896
MG: Bu TED konuşmasını
göreceklerini biliyorum.
23:42
MGMG: I know they're going
to see the TEDTED Talk
384
1418880
2096
Çünkü bunu yaptığımı biliyorlar ve
konuşmayı onlara göndermeyi planlıyorum.
23:45
because they know that I'm doing it
and I planplan to sendgöndermek it to them.
385
1421000
3136
23:48
And, you know, the nunsrahibeler who taughtöğretilen me
were incrediblyinanılmaz progressiveilerici.
386
1424160
3136
Beni eğiten rahibeler son derece
ileri düşünceliydi.
Umarım, sosyal adalet
ve hizmet konularında
23:51
I hopeumut that they'llacaklar be very proudgururlu of me
387
1427320
1896
23:53
for livingyaşam out what they taughtöğretilen us
about socialsosyal justiceadalet and servicehizmet.
388
1429240
3936
bize öğrettiklerine uygun yaşadığım için
benimle çok gurur duyuyorlardır.
23:57
I have come to feel
incrediblyinanılmaz passionatetutkulu about this issuekonu
389
1433200
3896
Bu konu hakkında son derece
tutkulu hissetmeye başladım,
gelişmekte olan dünyada
gördüklerimden sonra.
24:01
because of what I've seengörüldü
in the developinggelişen worldDünya.
390
1437120
2776
24:03
And for me, this topickonu
has becomeolmak very closekapat to heartkalp
391
1439920
4856
Bu konu kalbime çok yakın
gelmeye başladı.
Çünkü bu kadınlarla tanışıyorsun
ve onların çoğu zaman sesi yok.
24:08
because you meetkarşılamak these womenkadınlar
and they are so oftensık sık voicelesssessiz.
392
1444800
3056
24:11
And yethenüz they shouldn'tolmamalı be --
393
1447880
1336
Ama böyle olmamalı,
24:13
they should have a voiceses,
they should have accesserişim.
394
1449240
2536
onların da sesi olmalı,
onların da erişimi olmalı.
Umarım bu kadınlar,
24:15
And so I hopeumut they'llacaklar feel
395
1451800
1256
24:17
that I'm livingyaşam out
what I've learnedbilgili from them
396
1453080
2816
onlardan ve vakıfta on yıllardır
yapmakta olduğum işlerden
24:19
and from the decadeson yıllar of work
that I've alreadyzaten donetamam at the foundationvakıf.
397
1455920
3286
öğrendiklerime uygun olarak
yaşadığımı hissediyorlardır.
24:24
CACA: So, you and your teamtakım broughtgetirdi togetherbirlikte
todaybugün an amazingşaşırtıcı groupgrup of speakershoparlörler
398
1460200
4376
CA: Sen ve takımın bugün buraya
harika bir grup konuşmacı getirdiniz,
hepsine minnettarız.
24:28
to whomkime we're all gratefulminnettar.
399
1464600
2560
24:31
Did you learnöğrenmek anything?
400
1467680
1816
Bugün bir şey öğrendin mi?
24:33
(LaughterKahkaha)
401
1469520
1216
(Gülüşmeler)
24:34
MGMG: Oh my goshAllah Allah, I learnedbilgili so manyçok things.
I have so manyçok follow-uptakip questionssorular.
402
1470760
3816
MG: Tanrım, çok şey öğrendim.
Çok fazla sorum var
24:38
And I think a lot
of this work is a journeyseyahat.
403
1474600
2256
ve bence bu işin büyük kısmı
bir yolculuk.
24:40
You heardduymuş the discussiontartışma
about the journeyseyahat throughvasitasiyla energyenerji,
404
1476880
3856
Enerji ile yapılan yolculuğu anlatan
konuşmayı duydunuz,
24:44
or the journeyseyahat throughvasitasiyla socialsosyal designdizayn,
405
1480760
2336
sosyal tasarımla yapılan
yolculuğu anlatanı
24:47
or the journeyseyahat in the cominggelecek and sayingsöz,
406
1483120
1920
ya da çıkıp şunu diyeni:
24:49
"Why aren'tdeğil there any womenkadınlar
on this platformplatform?"
407
1485064
2152
"Bu platformda neden hiç kadın yok?"
24:51
And I think for all of us who work
on these developmentgelişme issuessorunlar,
408
1487240
3376
Bence gelişme konuları üzerinde
çalışan bizler için geçerli bir şey,
diğer insanlarla konuşarak öğreniyorsun.
24:54
you learnöğrenmek by talkingkonuşma to other people.
409
1490640
1776
24:56
You learnöğrenmek by doing.
You learnöğrenmek by tryingçalışıyor and makingyapma mistakeshatalar.
410
1492440
2856
Yaparak öğreniyorsun.
Deneyip hatalar yaparak öğreniyorsun.
Olay sorduğun sorularda.
24:59
And it's the questionssorular you asksormak.
411
1495320
1496
Bazen bizi cevaba götüren
sorduğumuz sorulardır,
25:00
SometimesBazen it's the questionssorular you asksormak
that helpsyardım eder leadöncülük etmek to the answerCevap
412
1496840
3376
bir sonraki kişi bu soruyu
cevaplamamıza yardım edebilir.
25:04
the nextSonraki personkişi
that can help you answerCevap it.
413
1500240
2096
O yüzden bugünkü panelistlere
birçok sorum var.
25:06
So I have lots of questionssorular
for the panelistspanelist from todaybugün.
414
1502360
2696
Bence harika bir gündü.
25:09
And I thought it was just an amazingşaşırtıcı day.
415
1505080
2056
CA: Melinda, bizi bu yolculuğa
davet ettiğin için teşekkür ederiz.
25:11
CACA: MelindaMelinda, thank you for invitingçekici
all of us on this journeyseyahat with you.
416
1507160
3334
Çok teşekkürler.
MG: Harika. Teşekkürler Chris.
25:14
Thank you so much.
MGMG: Great. Thanksteşekkürler, ChrisChris.
417
1510518
2048
Translated by Ece Ünalan
Reviewed by Yunus Aşık

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Melinda Gates - Philanthropist
Melinda French Gates is co-chair of the Bill & Melinda Gates Foundation, where she puts into practice the idea that every life has equal value.

Why you should listen

The Bill & Melinda Gates Foundation works to help all people lead healthy, productive lives. As co-chair, Melinda French Gates helps shape and approve strategies, review results, advocate for foundation issues and set the overall direction. In developing countries, the foundation focuses on improving people's health with vaccines and other life-saving tools and giving them a chance to lift themselves out of hunger and extreme poverty. In the United States, it seeks to dramatically improve education so that all young people have the opportunity to reach their full potential. Based in Seattle, Washington, the foundation is led by CEO Jeff Raikes and co-chair William H. Gates Sr., under the direction of Bill Gates, Melinda Gates and Warren Buffett.

In recent years, Melinda French Gates has become a vocal advocate for access to contraception, advancing the idea that empowering women to decide whether and when to have children can have transformational effects on societies. In 2012, Gates spearheaded the London Summit on Family Planning, with the goal of delivering contraceptives to 120 million women in developing countries by 2020. When asked why she got involved in this issue, Gates said, "We knew that 210 million women were saying they wanted access to the contraceptives we have here in the United States and we weren't providing them because of political controversy in our country. To me, that was just a crime. I kept looking around trying to find the person to get this back on the global stage. I realized I just had to do it."

 

More profile about the speaker
Melinda Gates | Speaker | TED.com