ABOUT THE SPEAKER
Don Tapscott - Digital strategist
Don Tapscott, Executive Chairman of the Blockchain Research Institute, is one of the world’s leading authorities on the impact of technology in business and society. He has authored 16 books, including "Wikinomics: How Mass Collaboration Changes Everything," which has been translated into over 25 languages

Why you should listen

A leading analyst of innovation and the impacts of technology, Don Tapscott has authored or co-authored 15 widely read books about various aspects of the reshaping of our society and economy. His work Wikinomics counts among the most influential business books of the last decade. His new book The Blockchain Revolution, co-authored with his son, Alex, discusses the blockchain, the distributed-database technology that's being deployed well beyond its original application as the public ledger behind Bitcoin. In the book, they analyze why blockchain technology will fundamentally change the internet -- how it works, how to use it and its promises and perils.

Tapscott is an adjunct professor of management at the Rotman School of Management at the University of Toronto, a Senior Advisor at the World Economic Forum and an Associate of the Berkman Klein Center for Internet and Society at Harvard University.

More profile about the speaker
Don Tapscott | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2012

Don Tapscott: Four principles for the open world

Don Tapscott: Açık dünya için gereken dört ilke

Filmed:
1,100,150 views

Fütürist Don Tapscott'a göre yeni nesiller doğduklarında, iletişim teknolojileriyle yıkanıyorlar ve bunun sonucunda dünya daha açık ve şeffaf bir hal alıyor. İlham veren konuşmasında Tapscott, bu açık dünyayı daha iyi bir yere dönüştürecek olan dört ana ilkeden söz ediyor.
- Digital strategist
Don Tapscott, Executive Chairman of the Blockchain Research Institute, is one of the world’s leading authorities on the impact of technology in business and society. He has authored 16 books, including "Wikinomics: How Mass Collaboration Changes Everything," which has been translated into over 25 languages Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:17
OpennessAçıklık. It's a wordsözcük that
0
1440
2365
Açıklık sözcüğü,
00:19
denotesgösterir opportunityfırsat and possibilitiesolasılıklar.
1
3805
3079
fırsat ve imkanı çağrıştırıyor.
00:22
Open-endedAçık uçlu, openaçık hearthOcak,
2
6884
2040
Açık uçlu, open hearth (Amerika'da bir dernek)
00:24
openaçık sourcekaynak, openaçık doorkapı policypolitika,
3
8924
3353
açık kaynak, açık kapı politikası,
00:28
openaçık barbar. (LaughterKahkaha)
4
12277
3536
açık bar. (Gülüşmeler)
00:31
And everywhereher yerde the worldDünya is openingaçılış up,
5
15813
2520
Baktığımız her yerde dünya açılıyor,
00:34
and it's a good thing.
6
18333
1500
bu iyi bir şey.
00:35
Why is this happeningolay?
7
19833
1776
Peki neden açılıyor?
00:37
The technologyteknoloji revolutiondevrim is openingaçılış the worldDünya.
8
21609
2964
Teknoloji devrimi, dünyayı açıyor.
00:40
Yesterday'sDünkü InternetInternet was a platformplatform
9
24573
2545
Dünün interneti,
00:43
for the presentationsunum of contentiçerik.
10
27118
2592
içerik sunumu için bir platformdu.
00:45
The InternetInternet of todaybugün is a platformplatform for computationhesaplama.
11
29710
3255
Günümüzde internet bir bilişim platformu.
00:48
The InternetInternet is becomingolma a giantdev
12
32965
1607
Internet, devasa bir küresel bilgisayara dönüşüyor
00:50
globalglobal computerbilgisayar, and everyher time you go on it,
13
34572
2601
ve onu her kullandığımızda;
00:53
you uploadyüklemek a videovideo, you do a GoogleGoogle searcharama,
14
37173
2657
video yüklediğimizde ya da Google'da bir arama yaptığımızda
00:55
you remixremix something,
15
39830
1654
bir şeyleri değiştiriyoruz,
00:57
you're programmingprogramlama this bigbüyük globalglobal computerbilgisayar
16
41484
2547
hepimizin paylaştığı bu büyük küresel bilgisayarı
00:59
that we all sharepay.
17
44031
1240
yeniden programlıyoruz.
01:01
Humanityİnsanlık is buildingbina a machinemakine,
18
45271
3234
İnsanlık, bir makine yaratıyor
01:04
and this enablessağlayan us to collaborateişbirliği yapmak in newyeni waysyolları.
19
48505
3074
ve bu makine yeni biçimlerde işbirliğine olanak sağlıyor.
01:07
Collaborationİşbirliği can occurmeydana on
20
51579
1316
Astronomik ölçülerde
01:08
an astronomicalastronomik basistemel.
21
52895
2974
bir işbirliği...
01:11
Now a newyeni generationnesil is openingaçılış up the worldDünya as well.
22
55869
3408
Dünyayı açan bir başka şey de yeni nesil.
01:15
I startedbaşladı studyingders çalışıyor kidsçocuklar about 15 yearsyıl agoönce,
23
59277
2689
Çocuklar üzerinde çalışmaya 15 yıl önce başladım.
01:17
-- so actuallyaslında 20 yearsyıl agoönce now --
24
61966
1959
-aslında 20 yıl oldu-
01:19
and I noticedfark how my ownkendi childrençocuklar were
25
63925
1595
Kendi çocuklarımın bu karmaşık teknolojiyi
01:21
effortlesslyzahmetsizce ableyapabilmek to use all this sophisticatedsofistike technologyteknoloji,
26
65520
3517
zahmetsizce kullanmayı nasıl başardıklarını gördüm
01:24
and at first I thought,
27
69037
1217
ve önce kendi kendime dedim ki:
01:26
"My childrençocuklar are prodigiesprodigies!" (LaughterKahkaha)
28
70254
2965
"Çocuklarım birer dahi!" (Gülüşmeler)
01:29
But then I noticedfark all theironların friendsarkadaşlar were like them,
29
73219
2126
Ama sonra fark ettim ki arkadaşları da onlar gibi,
01:31
so that was a badkötü theoryteori.
30
75345
1944
yani benimkisi kötü bir teoriydi.
01:33
So I've startedbaşladı workingçalışma with a fewaz hundredyüz kidsçocuklar,
31
77289
2995
Böylece yüzlerce çocukla birlikte çalıştıktan sonra
01:36
and I camegeldi to the conclusionSonuç
32
80284
1595
vardığım sonuç şu oldu:
01:37
that this is the first generationnesil to come of ageyaş
33
81879
2058
bu nesil, dijital çağda
01:39
in the digitaldijital ageyaş,
34
83937
1134
bit'lerle yetişmiş
01:40
to be bathedbanyo in bitsbit.
35
85071
1621
ilk nesil.
01:42
I call them the NetNET GenerationÜretimi.
36
86692
2336
Ben onlara "internet nesli" diyorum.
01:44
I said, these kidsçocuklar are differentfarklı.
37
89028
1350
Bu çocukların farklı olduklarını anladım.
01:46
They have no fearkorku of technologyteknoloji, because it's not there.
38
90378
2878
Teknolojiden korkmuyorlardı; çünkü böyle bir kavramları yoktu.
01:49
It's like the airhava.
39
93256
1461
Teknoloji onlar için hava gibi,
01:50
It's sortçeşit of like, I have no fearkorku of a refrigeratorbuzdolabı.
40
94717
3823
tıpkı benim buzdolabından korkmamam gibi.
01:54
And — (LaughterKahkaha)
41
98540
2530
Ve - (gülüşmeler)
01:56
And there's no more powerfulgüçlü forcekuvvet to changedeğişiklik
42
101070
1838
Ve, kurumları değiştirmede,
01:58
everyher institutionkurum than the first generationnesil of digitaldijital nativesYerliler.
43
102908
4708
dijital yerlilerinden daha etkili bir güç olamaz.
02:03
I'm a digitaldijital immigrantGöçmen.
44
107616
1354
Ben, dijital göçmenim.
02:04
I had to learnöğrenmek the languagedil.
45
108970
2941
Dili sonradan öğrenmek zorunda kaldım.
02:07
The globalglobal economicekonomik crisiskriz is openingaçılış up the worldDünya as well.
46
111911
3269
Dünyayı açan bir diğer şey de küresel ekonomik kriz.
02:11
Our opaqueopak institutionskurumlar from the IndustrialEndüstriyel AgeYaş,
47
115180
3030
Sanayi Devrimi'nden kalan kapalı kurumlarımız;
02:14
everything from oldeski modelsmodeller of the corporationşirket,
48
118210
2369
eski model şirketlerden,
02:16
governmenthükümet, mediamedya, WallDuvar StreetSokak,
49
120579
2481
yönetimimize, medyaya ve Wall Street'e kadar her şey,
02:18
are in variousçeşitli stagesaşamaları of beingolmak stalleddurdu or frozendondurulmuş
50
123060
3576
farklı aşamalarda durmuş ya da donup kalmışlar
02:22
or in atrophyAtrofi or even failinghata,
51
126636
2926
veya körelmişler; hatta yıkılmak üzereler.
02:25
and this is now creatingoluşturma a burningyanan platformplatform in the worldDünya.
52
129562
3010
Bu durum dünya genelinde, acil değişikliğe gitmemiz gerektiğine işaret ediyor.
02:28
I mean, think about WallDuvar StreetSokak.
53
132572
1829
Demek istediğim, Wall Street'i bir düşünün.
02:30
The coreçekirdek modusmodus operandioperandi of WallDuvar StreetSokak almostneredeyse broughtgetirdi down
54
134401
3211
Wall Street'in en temel işleyiş mantığı neredeyse
02:33
globalglobal capitalismkapitalizm.
55
137612
2498
küresel kapitalizmi yerle bir ediyordu.
02:36
Now, you know the ideaFikir of a burningyanan platformplatform,
56
140110
1563
Mevcut yerinizde durmanızın maliyeti,
02:37
that you're somewherebir yerde where the costsmaliyetler of stayingkalma where you are
57
141673
4170
başka bir yere hatta tamamen farklı bir yere
02:41
becomeolmak greaterbüyük than the costsmaliyetler of movinghareketli to something differentfarklı,
58
145843
3201
geçmenizin maliyetinden fazlaysa
02:44
perhapsbelki something radicallykökünden differentfarklı.
59
149044
3173
tehlike çanları çalıyor demektir.
02:48
And we need to changedeğişiklik
60
152217
1728
Kurumlarımızın hepsini
02:49
and openaçık up all of our institutionskurumlar.
61
153945
2093
değiştirmeli ve açık hale getirmeliyiz.
02:51
So this technologyteknoloji pushit,
62
156038
1682
Teknolojideki atılımlar,
02:53
a demographicdemografik kicktekme from a newyeni generationnesil
63
157720
2892
yeni nesilden yükselen demografik enerji
02:56
and a demandtalep pullÇek from a newyeni
64
160612
2868
ve yeni küresel ekonomik çevreden
02:59
economicekonomik globalglobal environmentçevre
65
163480
2427
kaynaklanan talepler,
03:01
is causingneden olan the worldDünya to openaçık up.
66
165907
1693
dünyanın açılmasına yol açıyor.
03:03
Now, I think, in factgerçek,
67
167600
3120
Ben, aslında insanlık tarihinde
03:06
we're at a turningdöndürme pointpuan in humaninsan historytarih,
68
170720
3203
bir dönüm noktasında olduğumuzu düşünüyorum;
03:09
where we can finallyen sonunda now rebuildyeniden inşa etmek
69
173923
1945
Sanayi Devrinden kalan pek çok kuruluşu
03:11
manyçok of the institutionskurumlar of the IndustrialEndüstriyel AgeYaş
70
175868
2438
bir takım yeni ilkeler çerçevesinde
03:14
around a newyeni setset of principlesprensipler.
71
178306
1557
nihayet yeniden inşa edebildiğimiz bir dönemde....
03:15
Now, what is opennessaçıklık?
72
179863
2364
Açıklık ne anlama geliyor?
03:18
Well, as it turnsdönüşler out, opennessaçıklık
73
182227
1575
Açıklık kavramının birden çok
03:19
has a numbernumara of differentfarklı meaningsAnlamlar,
74
183802
2242
farklı anlama geldiğini söylemek mümkün.
03:21
and for eachher there's a correspondinguyan principleprensip
75
186044
2903
Medeniyetin dönüşümü açısından
03:24
for the transformationdönüşüm of
76
188947
1669
bu anlamlardan her birinin karşılık geldiği
03:26
civilizationmedeniyet.
77
190616
2024
bir ilke var.
03:28
The first is collaborationişbirliği.
78
192640
3275
İlki; işbirliği.
03:31
Now, this is opennessaçıklık in the senseduyu of the boundariessınırları
79
195915
2815
Bu bağlamda açıklık, kurumların sınırlarının
03:34
of organizationsorganizasyonlar becomingolma more porousgözenekli and fluidsıvı
80
198730
2959
daha aşılabilir, esnek ve açık sınırlara dönüştürülmesi
03:37
and openaçık.
81
201689
1864
anlamını taşıyor.
03:39
The guy in the pictureresim here,
82
203553
1536
Bu resimdeki adamın
03:40
I'll tell you his storyÖykü.
83
205089
1129
hikayesini anlatayım.
03:42
His nameisim is RobRob McEwenMcEwen.
84
206218
1905
Adı Rob McEwen.
03:44
I'd like to say, "I have this think tanktank, we scourovmak the worldDünya
85
208123
2582
"Düşünce kuruluşumuz sayesinde etkileyici çalışmalar bulmak amacıyla
03:46
for amazingşaşırtıcı casedurum studiesçalışmalar."
86
210705
1654
tüm dünyayı araştırıyoruz" demek isterdim.
03:48
The reasonneden I know this storyÖykü
87
212359
1658
Ancak bu hikayeyi biliyor olmamın sebebi,
03:49
is because he's my neighborkomşu. (LaughterKahkaha)
88
214017
4161
komşum olması. (Gülüşmeler)
03:54
He actuallyaslında movedtaşındı acrosskarşısında the streetsokak from us,
89
218178
1767
Bizim evin karşısına taşındı,
03:55
and he heldbekletilen a cocktailkokteyl partyParti
90
219945
1279
komşularıyla tanışmak için bir parti düzenledi.
03:57
to meetkarşılamak the neighborsKomşular, and he saysdiyor, "You're DonDon TapscottTapscott.
91
221224
2445
Bana: "Sen Don Tapscott'sun,
03:59
I've readokumak some of your bookskitaplar."
92
223669
909
kitaplarını okumuştum" dedi.
04:00
I said, "Great. What do you do?"
93
224578
1100
Ben de: "Harika. Siz ne iş yapıyorsunuz?" diye sordum
04:01
And he saysdiyor, "Well I used to be a bankerbankacı
94
225678
1317
O da: "Önceleri bankacıydım
04:02
and now I'm a goldaltın minermadenci."
95
226995
1448
ama şimdi altın madencisiyim" diye yanıtladı.
04:04
And he tellsanlatır me this amazingşaşırtıcı storyÖykü.
96
228443
2990
Ve bana harika hikayesini anlattı.
04:07
He takes over this goldaltın mineMayın, and his geologistsjeologlar
97
231433
2491
Altın madenini aldıktan sonra jeologlar
04:09
can't tell him where the goldaltın is.
98
233924
1287
altının nerede olduğunu bir türlü bulamazlar.
04:11
He givesverir them more moneypara for geologicaljeolojik dataveri,
99
235211
1727
Daha fazla jeolojik veri toplanması için biraz daha para verir,
04:12
they come back, they can't tell
100
236938
1629
fakat jeologlar bu sefer de
04:14
him where to go into productionüretim.
101
238567
1862
nerede üretime geçebileceğini bilmediklerini söylerler.
04:16
After a fewaz yearsyıl, he's so frustratedhayal kırıklığına uğramış he's readyhazır
102
240429
3980
Aradan birkaç yıl geçer ve her şeyden vazgeçmeye
04:20
to give up, but he has an epiphanygörünüş one day.
103
244409
2377
hazır olduğu bir gün aklında bir şimşek çakar.
04:22
He wondersharikaları, "If my geologistsjeologlar don't know where the goldaltın is,
104
246786
2774
"Madem jeologlar altının nerede olduğunu bulamıyor,
04:25
maybe somebodybirisi elsebaşka does."
105
249560
2370
belki bir başkası bulur" diye geçirir aklından.
04:27
So he does a "radicalradikal" thing.
106
251930
2003
Böylece "radikal" bir şey yapar.
04:29
He takes his geologicaljeolojik dataveri,
107
253933
1507
Eldeki jeolojik verileri alıp
04:31
he publishesyayınlamaktadır it and he holdstutar a contestyarışma on the InternetInternet
108
255440
2763
yayınlar ve internette bir yarışma başlatır:
04:34
calleddenilen the GoldcorpGoldcorp ChallengeMeydan okuma.
109
258203
1491
Goldcorp Challenge.
04:35
It's basicallytemel olarak halfyarım a millionmilyon dollarsdolar in prizeödül moneypara
110
259694
3580
Yarışma gereği, şu sorulara doğru yanıt verebilecek kişiye
04:39
for anybodykimse who can tell me, do I have any goldaltın,
111
263274
2712
yarım milyon dolar ödül parası verilecektir : Altınım var mı,
04:41
and if so, where is it? (LaughterKahkaha)
112
265986
3936
varsa nerede? (Gülüşmeler)
04:45
He getsalır submissionsgönderimler from all around the worldDünya.
113
269922
2147
Dünyanın dört bir köşesinden başvurular yapılır.
04:47
They use techniquesteknikleri that he's never heardduymuş of,
114
272069
2257
Bu kişiler daha önce Rob'un duymadığı teknikler kullanır
04:50
and for his halfyarım a millionmilyon dollarsdolar in prizeödül moneypara,
115
274326
2168
ve ödül olarak belirlediği yarım milyon dolar karşılığında
04:52
RobRob McEwenMcEwen findsbuluntular 3.4 billionmilyar dollarsdolar worthdeğer of goldaltın.
116
276494
4185
Rob McEwen 3.4 milyar dolar değerinde altına kavuşur.
04:56
The marketpazar valuedeğer of his companyşirket
117
280679
1773
Şirketinin piyasa değeri ise
04:58
goesgider from 90 millionmilyon to 10 billionmilyar dollarsdolar,
118
282452
2318
90 milyon dolardan 10 milyar dolara yükselir.
05:00
and I can tell you, because he's my neighborkomşu,
119
284770
2692
Ve şunu söyleyebilirim ki-zira benim komşum olur,
05:03
he's a happymutlu camperCamper. (LaughterKahkaha)
120
287462
3490
kendisi kamp yapmaya bayılır. (Gülüşmeler)
05:06
You know, conventionalKonvansiyonel wisdombilgelik saysdiyor talentyetenek is insideiçeride, right?
121
290952
3688
Yeteneğin insanın içinde olduğu söylenegelmiştir.
05:10
Your mostçoğu preciousdeğerli assetvarlık goesgider out the elevatorAsansör everyher night.
122
294640
3111
En kıymetli varlığımızı oradan oraya taşıyoruz.
05:13
He viewedbakıldı talentyetenek differentlyfarklı olarak.
123
297751
2505
O, yeteneğe farklı bir açıdan baktı.
05:16
He wonderedmerak, who are theironların peers?
124
300256
2296
Acaba diğer rakipler kim? diye sordu.
05:18
He should have firedateş his geologyJeoloji departmentbölüm, but he didn't.
125
302552
4069
Jeoloji ekibini kovması gerekiyordu, ama kovmadı.
05:22
You know, some of the besten iyi submissionsgönderimler
126
306621
2331
Başvurulardan en iyilerini gönderenler
05:24
didn't come from geologistsjeologlar.
127
308952
2231
jeolog değildi.
05:27
They camegeldi from computerbilgisayar scientistsBilim adamları, engineersmühendisler.
128
311183
2496
Bilişimcilerdi, mühendislerdi.
05:29
The winnerkazanan was a computerbilgisayar graphicsgrafik companyşirket
129
313679
1251
Kazanan, bir bilişim grafik şirketi oldu.
05:30
that builtinşa edilmiş a threeüç dimensionalboyutlu modelmodel of the mineMayın
130
314930
1816
Şirket, maden alanının üç boyutlu bir modelini oluşturdu
05:32
where you can helicopterhelikopter undergroundyeraltı
131
316746
1823
böylece yerin altına helikopterle ulaşılarak
05:34
and see where the goldaltın is.
132
318569
2670
altının yeri tespit edilebiliyordu.
05:37
He helpedyardım etti us understandanlama that socialsosyal media'smedyanın becomingolma
133
321239
3103
Rob, bize, sosyal medyanın
05:40
socialsosyal productionüretim.
134
324342
2073
sosyal üretime dönüşmekte olduğunu gösterdi.
05:42
It's not about hookingçengel up onlineinternet üzerinden.
135
326415
1744
Bu, internette takılmak değil.
05:44
This is a newyeni meansanlamına geliyor of productionüretim in the makingyapma.
136
328159
3075
Bu, gelişmekte olan yeni bir üretim aracı: "ideagora"
05:47
And this IdeagoraIdeagora that he createdoluşturulan, an openaçık marketpazar, agoraAgora,
137
331234
3997
Rob'un Parlak zekalar için oluşturduğu
05:51
for uniquelybenzersiz qualifiednitelikli mindszihinler,
138
335231
2999
"Ideagora"(özel bir terim: açık pazar, agora)
05:54
was partBölüm of a changedeğişiklik, a profoundderin changedeğişiklik in the deepderin structureyapı
139
338230
4735
değişimin bir parçasıydı. Bu köklü değişim,
05:58
and architecturemimari of our organizationsorganizasyonlar,
140
342965
2458
kurumsal yapılarımızda;
06:01
and how we sortçeşit of orchestrateorkestraya uyarlamak capabilitykabiliyet to innovateyenilik yapmak,
141
345423
3602
inovasyonlarımızda, yönetim şeklimizde,
06:04
to createyaratmak goodsmal and servicesHizmetler,
142
349025
1700
ürün ve hizmet oluşturma biçimimizde,
06:06
to engagetutmak with the restdinlenme of the worldDünya,
143
350725
1123
devlet olarak dünyayla kurduğumuz ilişkilerde
06:07
in termsşartlar of governmenthükümet, how we createyaratmak publichalka açık valuedeğer.
144
351848
4405
ve kamusal değer yaratma becerimizde kendini gösteriyor,
06:12
OpennessAçıklık is about collaborationişbirliği.
145
356253
1986
Birincisi işbirliğinde açıklık demiştik.
06:14
Now secondlyikinci olarak, opennessaçıklık is about transparencyşeffaflık.
146
358239
2366
İkincisi, şeffaflık anlamındaki açıklık.
06:16
This is differentfarklı. Here, we're talkingkonuşma about the communicationiletişim
147
360605
2190
Bu, biraz farklı bir anlamda. Bahsettiğim şey; çalışanlara,
06:18
of pertinentilgili informationbilgi to stakeholderspaydaşlar of organizationsorganizasyonlar:
148
362795
3835
alıcılara, iş ortaklarına, hissedarlara
06:22
employeesçalışanlar, customersmüşteriler, business partnersortaklar, shareholderspay sahipleri,
149
366630
2917
ait bilgilerin, o kurumunla ilişkili herkesle
06:25
and so on.
150
369547
1762
paylaşılmasıdır.
06:27
And everywhereher yerde, our institutionskurumlar are becomingolma nakedçıplak.
151
371309
4273
Kurumlarımız her yerde gözler önüne seriliyor.
06:31
People are all bentbükülmüş out of shapeşekil about WikiLeaksWikiLeaks,
152
375582
2487
Herkes WikiLeaks'e çok öfkeli
06:33
but that's just the tipbahşiş of the icebergbuzdağı.
153
378069
2456
ama bu daha buzdağının görünen ucu.
06:36
You see, people at theironların fingertipsParmak uçları now, everybodyherkes,
154
380525
2705
Gördüğünüz gibi, artık yalnızca Julian Assange'ın değil,
06:39
not just JulianJulian AssangeAssange,
155
383230
2225
herkesin elinde, bir tık ötesinde,
06:41
have these powerfulgüçlü toolsaraçlar for findingbulgu out what's going on,
156
385455
2591
dünyada neler olup bittiğini anlamaya,
06:43
scrutinizingscrutinizing, informingihbar othersdiğerleri,
157
388046
1457
araştırmaya, bilgilendirmeye, hatta
06:45
and even organizingdüzenleme collectivetoplu responsesyanıt-e doğru.
158
389503
3590
toplu tepkiler koymaya yarayan güçlü araçlar bulunuyor.
06:48
InstitutionsKurumlar are becomingolma nakedçıplak,
159
393093
2290
Kurumlar çıplaklaşıyor.
06:51
and if you're going to be nakedçıplak,
160
395383
1807
Ve eğer çıplak kalacaksanız
06:53
well, there's some corollariescorollaries that flowakış from that.
161
397190
2715
bunun doğal sonuçları olacaktır.
06:55
I mean, one is,
162
399905
863
Yani,
06:56
fitnessFitness is no longeruzun optionalisteğe bağlı. (LaughterKahkaha)
163
400768
2781
artık herkes fit olmak zorunda. (Gülüşmeler)
06:59
You know? Or if you're going to be nakedçıplak, you'dşimdi etsen better get bufftutkunu.
164
403549
4321
Malum.. Veya çıplak kalacaksanız, vücudunuz adaleli olmalı.
07:03
Now, by bufftutkunu I mean, you need to have good valuedeğer,
165
407870
3465
Adaleden kastım iyi değerlere sahip olmanız gerektiği;
07:07
because valuedeğer is evidencedkanıtlandığı like never before.
166
411335
1980
çünkü bu durumda değerleriniz gözler önünde olacak.
07:09
You say you have good productsÜrünler.
167
413315
964
Bizim iyi ürünlerimiz var diyorsanız da
07:10
They'dOnlar-cekti better be good.
168
414279
1041
gerçekten iyi olmak zorundalar:
07:11
But you alsoAyrıca need to have valuesdeğerler.
169
415320
1951
Ancak yine de değerlere ihtiyacınız var.
07:13
You need to have integritybütünlük as partBölüm of your boneskemikler
170
417271
2943
Dürüstlüğün, kurumunuzun iliklerine ve DNA'sına
07:16
and your DNADNA as an organizationorganizasyon,
171
420214
2408
işlemiş olması gerekiyor.
07:18
because if you don't, you'llEğer olacak be unableaciz to buildinşa etmek trustgüven,
172
422622
2473
Şayet işlememişse güven oluşturamazsınız.
07:20
and trustgüven is a sinesinüs quaNereye nonSigara of this newyeni network worldDünya.
173
425095
3989
Ve bu yeni ağ dünyasında güven, olmazsa olmaz bir değerdir.
07:24
So this is good. It's not badkötü.
174
429084
3271
Bu iyi birşey. Kötü olmadığı kesin.
07:28
SunlightGüneş ışığı is the besten iyi disinfectantDezenfektan.
175
432355
2695
Güneş en iyi mikrop kırıcıdır.
07:30
And we need a lot of sunlightGüneş ışığı in this troubledsıkıntılı worldDünya.
176
435050
3983
Bizim de bu sıkıntılı dünyada bolca güneş ışığına ihtiyacımız var.
07:34
Now, the thirdüçüncü meaninganlam and correspondinguyan principleprensip
177
439033
2996
Açıklığın üçüncü anlamı ve buna karşılık gelen ilkesi
07:37
of opennessaçıklık is about sharingpaylaşım.
178
442029
2130
paylaşıma ilişkin.
07:40
Now this is differentfarklı than transparencyşeffaflık.
179
444159
1721
Bu, şeffaflıktan farklı.
07:41
TransparencyŞeffaflık is about the communicationiletişim of informationbilgi.
180
445880
2743
Şeffaflık, bilginin yayılmasıyla ilgili.
07:44
SharingPaylaşımı is about givingvererek up assetsvarlıklar, intellectualentellektüel propertyözellik.
181
448623
4418
Paylaşım ise kişisel varlıklardan, fikri mülkiyetlerden vazgeçmeyle ilgili.
07:48
And there are all kindsçeşit of famousünlü storieshikayeleri about this.
182
453041
2270
Bu konu hakkında bilinen pek çok hikaye var.
07:51
IBMIBM gaveverdi away 400 millionmilyon dollarsdolar of softwareyazılım
183
455311
2937
IBM'in Linux hareketine 400 milyon dolarlık
07:54
to the LinuxLinux movementhareket, and that gaveverdi them
184
458248
2101
yazılım vermesi ve karşılığında
07:56
a multi-billionmulti-milyar dollardolar payoffhesabı kapatmak.
185
460349
3011
birkaç milyar dolarlık kar etmesi gibi.
07:59
Now, conventionalKonvansiyonel wisdombilgelik saysdiyor,
186
463360
1960
Geleneksel akıl bize der ki:
08:01
"Well, hey, our intellectualentellektüel propertyözellik belongsaittir to us,
187
465320
2735
"Bizim fikri mülkiyet hakkımız bize aitir
08:03
and if someonebirisi triesçalışır to infringeihlal it, we're going to get out
188
468055
2303
birileri bu hakkımızı elimizden almaya kalkarsa,
08:06
our lawyersavukatları and we're going to suedava them."
189
470358
2348
avukatlarımızı arar dava açarız."
08:08
Well, it didn't work so well for the recordkayıt labelsetiketleri, did it?
190
472706
3413
Kayıt şirketleri için pek de öyle olmadı ama değil mi?
08:12
I mean, they tookaldı — They had a technologyteknoloji disruptionbozulma,
191
476119
5104
Teknolojileri sekteye uğradı
08:17
and ratherdaha doğrusu than takingalma a business modelmodel innovationyenilik
192
481223
2689
ve buna karşılık olarak işletme modellerinde
08:19
to correspondkarşılık gelen to that, they tookaldı and soughtaranan a legalyasal solutionçözüm
193
483912
3952
yenilik yapmak yerine, hukuki yollara başvurdular
08:23
and the industrysanayi that broughtgetirdi you ElvisElvis and the BeatlesBeatles
194
487864
2313
bizlere Elvis Presley'i, Beatles'ı kazandıran sektör
08:26
is now suingdava childrençocuklar
195
490177
2032
şimdilerde çocukları dava ediyor
08:28
and is in dangerTehlike of collapseçöküş.
196
492209
4167
ve iflasın eşiğinde.
08:32
So we need to think differentlyfarklı olarak about intellectualentellektüel propertyözellik.
197
496376
2841
Bu nedenle fikri mülkiyet hakkındaki görüşlerimizi değiştirmeliyiz.
08:35
I'll give you an exampleörnek.
198
499217
1029
Bir örnek vereyim.
08:36
The pharmaceuticalfarmasötik industrysanayi is in deepderin troublesorun.
199
500246
2882
İlaç sanayi sıkıntılı günler yaşıyor.
08:39
First of all, there aren'tdeğil a lot of bigbüyük inventionsbuluşlar
200
503128
2605
Her şeyden önce yeni buluşların sayısı az
08:41
in the pipelineboru hattı, and this is a bigbüyük problemsorun for humaninsan healthsağlık,
201
505733
2354
ve bu, insan sağlığı açısından hiç iyi değil.
08:43
and the pharmaceuticalfarmasötik industrysanayi has got a biggerDaha büyük problemsorun,
202
508087
5161
İlaç sanayinin daha büyük bir sıkıntısı var:
08:49
that they're about to falldüşmek off something
203
513248
1923
"patent uçurumu"ndan
08:51
calleddenilen the patentpatent cliffuçurum.
204
515171
1521
aşağı düşmek üzereler.
08:52
Do you know about this?
205
516692
768
Bunu biliyor muydunuz?
08:53
They're going to losekaybetmek 20 to 35 percentyüzde of theironların revenuegelir
206
517460
3004
Önümüzdeki 12 ay içinde
08:56
in the nextSonraki 12 monthsay.
207
520464
1627
gelirlerinin yüzde 25 ila 35'ini kaybedecekler.
08:57
And what are you going to do,
208
522091
1331
Peki ne yapalım?
08:59
like, cutkesim back on paperkâğıt clipsklip or something? No.
209
523422
3110
Ataçtan tasarruf mu edelim? Hayır.
09:02
We need to reinventyeniden icat the wholebütün modelmodel of scientificilmi researchAraştırma.
210
526532
4713
Bilimsel araştırma modelini tamamiyle yeniden icat etmemiz gerekiyor.
09:07
The pharmaceuticalfarmasötik industrysanayi needsihtiyaçlar to placeyer assetsvarlıklar
211
531245
3464
İlaç sanayinin, varlıklarını ortaya koyması gerekiyor.
09:10
in a commonsavam. They need to startbaşlama sharingpaylaşım precompetitiveprecompetitive researchAraştırma.
212
534709
3935
Rekabetçi olmayan araştırmaları paylaşmaya başlamaları gerekiyor.
09:14
They need to startbaşlama sharingpaylaşım
213
538644
2343
Klinik deney verilerini
09:16
clinicalklinik trialDeneme dataveri,
214
540987
1458
paylaşmaya başlamaları gerekiyor.
09:18
and in doing so, createyaratmak a risingyükselen tidegelgit that could liftasansör all boatstekneler,
215
542445
4271
Bunu yaparken batmakta olan bütün tekneleri yükseltecek bir dalga yaratmaları gerekiyor.
09:22
not just for the industrysanayi but
216
546716
1942
yalnızca sanayi için değil;
09:24
for humanityinsanlık.
217
548658
2791
aynı zamanda insanlık için.
09:27
Now, the fourthdördüncü meaninganlam
218
551449
2405
Açıklığın
09:29
of opennessaçıklık,
219
553854
2146
dördüncü anlamı
09:31
and correspondinguyan principleprensip, is about empowermentgüçlenme.
220
556000
1999
ve buna karşılık gelen ilkesi, güçlendirmeye ilişkin.
09:33
And I'm not talkingkonuşma about the motherhoodAnnelik senseduyu here.
221
557999
2216
Annelik güdülerinden bahsetmiyorum.
09:36
KnowledgeBilgi and intelligencezeka is powergüç,
222
560215
3474
Bilgi ve zeka güçtür.
09:39
and as it becomesolur more distributeddağıtılmış, there's a
223
563689
2839
Bu güç ne kadar uzağa dağılırsa
09:42
concomitantverebildiği distributiondağıtım
224
566528
2545
o derece merkezden uzaklaşır
09:44
and decentralizationademi and disaggregationyükünün of powergüç
225
569073
3631
ve yayılır- ki buna dünyanın her yerinde
09:48
that's underwaydevam in the worldDünya todaybugün.
226
572704
1929
tanıklık ediyoruz.
09:50
The openaçık worldDünya is bringinggetiren freedomözgürlük.
227
574633
3090
Açık dünya beraberinde özgürlüğü getiriyor.
09:53
Now, take the ArabArap SpringBahar.
228
577723
2349
Arap Baharı'nı bir düşünün.
09:55
The debatetartışma about the rolerol of socialsosyal mediamedya
229
580072
1912
Sosyal medyanın ve sosyal değişimin
09:57
and socialsosyal changedeğişiklik has been settledyerleşik.
230
581984
1994
rolüne dair tartışmalar duruldu.
09:59
You know, one wordsözcük: TunisiaTunus.
231
583978
3238
Bildiğiniz gibi tek bir sözcük: Tunus
10:03
And then it endedbitti up havingsahip olan a wholebütün bunchDemet of other wordskelimeler too.
232
587216
2346
Sonra bir baktık onu diğer sözcükler izliyor.
10:05
But in the TunisianTunus revolutiondevrim,
233
589562
2342
Ancak, Tunus'taki devrimde
10:07
the newyeni mediamedya didn't causesebeb olmak the revolutiondevrim;
234
591904
2127
devrime yol açan yeni medya araçları değildi.
10:09
it was causedneden oldu by injusticeadaletsizlik.
235
594031
1780
Adaletsizlikti.
10:11
SocialSosyal mediamedya didn't createyaratmak the revolutiondevrim;
236
595811
4237
Devrimi sosyal medya yapmadı.
10:15
it was createdoluşturulan by a newyeni generationnesil of younggenç people
237
600048
2321
Yeni nesil genç insanlar yaptı;
10:18
who wanted jobsMeslekler and hopeumut and
238
602369
1808
iş isteyen, umut isteyen
10:20
who didn't want to be treatedişlenmiş as subjectskonular anymoreartık.
239
604177
4026
rejime mahkum olmak istemeyen genç insanlar yaptı.
10:24
But just as the InternetInternet dropsdamla transactionişlem and collaborationişbirliği
240
608203
3065
İşletmelerdeki ve siyasetteki işlem ve işbirliği maliyetleri
10:27
costsmaliyetler in business and governmenthükümet,
241
611268
2368
internet sayesinde azalırken
10:29
it alsoAyrıca dropsdamla the costmaliyet of dissentmuhalefet, of rebellionisyan,
242
613636
2757
aynı zamanda muhalifliğin, başkaldırmanın
10:32
and even insurrectionayaklanma
243
616393
1829
hatta ayaklanmanın maliyetleri de
10:34
in waysyolları that people didn't understandanlama.
244
618222
2092
insanların anlayamadığı şekilde düştü.
10:36
You know, duringsırasında the TunisianTunus revolutiondevrim,
245
620314
1823
Tunus devirim sırasında, bildiğiniz üzere
10:38
sniperskeskin nişancılar associatedilişkili with the regimerejim were killingöldürme
246
622137
2694
rejim yanlısı keskin nişancılar, sokaklardaki
10:40
unarmedSilahsız studentsöğrencilerin in the streetsokak.
247
624831
1744
silahsız öğrencileri vuruyordu.
10:42
So the studentsöğrencilerin would take theironların mobileseyyar devicescihazlar,
248
626575
3021
Bunun üzerine öğrenciler mobil cihazlarını alıp
10:45
take a pictureresim, triangulateüçgen the locationyer,
249
629596
2653
fotoğraflar çektiler, sahayı tarayıp fotoğrafı
10:48
sendgöndermek that pictureresim to friendlyarkadaş canlısı militaryaskeri unitsbirimler,
250
632249
2201
dost askeri birimlere gönderdiler.
10:50
who'dkim olur come in and take out the sniperskeskin nişancılar.
251
634450
2409
Askeri birimler de kesin nişancıları etkisiz hale getirdi.
10:52
You think that socialsosyal mediamedya is about hookingçengel up onlineinternet üzerinden?
252
636859
2534
Sosyal medyanın internette takılmak olduğunu mu düşünüyorsunuz?
10:55
For these kidsçocuklar, it was a militaryaskeri toolaraç
253
639393
3027
Bu çocuklar için askeri bir araçtı;
10:58
to defendsavunmak unarmedSilahsız people from murdererskatiller.
254
642420
3126
silahsız halkı canilerden koruma aracıydı.
11:01
It was a toolaraç of self-defensekendini savunma.
255
645546
2133
Nefs-i müdafaa aracıydı.
11:03
You know, as we speakkonuşmak todaybugün, younggenç people
256
647679
2355
Biz burada konuşurken
11:05
are beingolmak killedöldürdü in SyriaSuriye,
257
650034
2010
Suriye'de gençler öldürülüyor.
11:07
and up untila kadar threeüç monthsay agoönce,
258
652044
1810
Üç ay öncesine kadar
11:09
if you were injuredyaralı on the streetsokak,
259
653854
2199
sokakta yaralanmış olsaydınız
11:11
an ambulanceambulans would pickalmak you up,
260
656053
1452
ambulans sizi alıp
11:13
take you to the hospitalhastane, you'dşimdi etsen go in, say, with a brokenkırık legbacak,
261
657505
2900
hastaneye götürürdü. Kırık bir bacakla hastaneye yatar;
11:16
and you'dşimdi etsen come out with a bulletmermi in your headkafa.
262
660405
2479
kafanızda bir kurşunla hastaneden çıkardınız.
11:18
So these 20-somethings-bazı şeyleri createdoluşturulan
263
662884
2911
20'li yaşlardaki bu gençler
11:21
an alternativealternatif healthsağlık carebakım systemsistem,
264
665795
2294
alternatif bir sağlık hizmeti sistemi oluşturdular.
11:23
where what they did is they used TwitterTwitter and basictemel
265
668089
2390
Buna göre Twitter ve halkın erişebildiği bazı
11:26
publiclyGenel olarak availablemevcut toolsaraçlar that when someone'sbirisi var injuredyaralı,
266
670479
3245
temel araçları kullanarak, birisi yaralandığında
11:29
a cararaba would showgöstermek up, it would pickalmak them up,
267
673724
2680
bir araç gönderilmesini, yaralıyı almasını
11:32
take them to a makeshifteğreti medicaltıbbi clinicklinik, where you'dşimdi etsen get
268
676404
2559
ve geçici bir sağlık kliniğine götürülmesini sağladılar;
11:34
medicaltıbbi treatmenttedavi, as opposedkarşıt to beingolmak executedidam.
269
678963
3542
tedavi edileceğiniz bir kliniğe, infaz edileceğiniz değil.
11:38
So this is a time of great changedeğişiklik.
270
682505
3185
Büyük bir değişim zamanı.
11:41
Now, it's not withoutolmadan its problemssorunlar.
271
685690
2634
Elbette bazı eksikleri de yok değil.
11:44
Up untila kadar two yearsyıl agoönce,
272
688324
2646
İki yıl öncesine kadar
11:46
all revolutionsdevrimler in humaninsan historytarih had a leadershipliderlik,
273
690970
3153
insanlık tarihindeki bütün devrimlerde bir liderlik vardı,
11:50
and when the oldeski regimerejim felldüştü, the leadershipliderlik
274
694123
2792
eski rejim düştüğünde, liderlik ve örgütü
11:52
and the organizationorganizasyon would take powergüç.
275
696915
978
yönetimi devralırdı.
11:53
Well, these wikiwiki revolutionsdevrimler happenolmak so fasthızlı
276
697893
2525
Bu wiki devrimler öylesine hızlı bir şekilde oluyor ki
11:56
they createyaratmak a vacuumvakum, and
277
700418
1498
bir boşluk yaratıyorlar
11:57
politicssiyaset abhorsden nefret ediyor a vacuumvakum,
278
701916
1735
ve halk boşluktan nefret eder.
11:59
and unsavoryçirkin forcesgüçler can filldoldurmak that,
279
703651
2072
Bu boşluk istenmeyen güçler tarafından
12:01
typicallytipik the oldeski regimerejim,
280
705723
3126
-tipik olarak eski rejim yanlıları,
12:04
or extremistsaşırılık, or fundamentalistköktenci forcesgüçler.
281
708849
2346
aşırı gruplar veya radikaller tarafından- doldurulabilir
12:07
You can see this playingoynama out todaybugün in EgyptMısır.
282
711195
2735
Mısır'da bunun gerçekleştiğini görüyoruz.
12:09
But that doesn't mattermadde,
283
713930
1663
Ama olsun;
12:11
because this is movinghareketli forwardileri.
284
715593
2137
çünkü bu ilerlemedir.
12:13
The traintren has left the stationistasyon. The catkedi is out of the bagsırt çantası.
285
717730
2976
Tren istasyondan kalktı. Kedi, çantadan çıktı.
12:16
The horseat is out of the barnahır. Help me out here, okay?
286
720706
3378
At, ahırdan kurtuldu. Toparlamama yardım edin?
12:19
(LaughterKahkaha) The toothpastediş macunu is out of the tubetüp.
287
724084
2142
(Gülüşmeler) Diş macunu tüpten taştı.
12:22
I mean, we're not puttingkoyarak this one back.
288
726226
2223
Yani, olanları geri alamayız.
12:24
The openaçık worldDünya is bringinggetiren empowermentgüçlenme and freedomözgürlük.
289
728449
3733
Açık dünya beraberinde gücü ve özgürlüğü getiriyor.
12:28
I think, at the endson of these fourdört daysgünler,
290
732182
2784
Bence, bu dört günlük sürenin sonunda
12:30
that you'llEğer olacak come to concludesonuçlandırmak that the arcArk of historytarih
291
734966
2766
şu sonuca varacaksınız:
12:33
is a positivepozitif one, and it's towardskarşı opennessaçıklık.
292
737732
3496
tarih pozitif bir şekilde, açıklığa doğru yol alıyor.
12:37
If you go back a fewaz hundredyüz yearsyıl,
293
741228
2481
Birkaç yüzyıl geriye gidecek olursak,
12:39
all around the worldDünya it was a very closedkapalı societytoplum.
294
743709
2384
bütün dünyada toplumlar çok kapalıydı.
12:41
It was agrarianTarım, and the meansanlamına geliyor of productionüretim
295
746093
1569
Tarıma dayalıydı ve
12:43
and politicalsiyasi systemsistem was calleddenilen feudalismFeodalizm, and knowledgebilgi
296
747662
2715
yani üretim ve siyasi sistem feodaldi.
12:46
was concentratedkonsantre in the churchkilise and the nobilityasalet.
297
750377
3938
Bilgi ise kilise ve asil sınıfın etrafında toplanmıştı.
12:50
People didn't know about things.
298
754315
1607
İnsanlar bilgi sahibi değillerdi.
12:51
There was no conceptkavram of progressilerleme.
299
755922
2475
İlerleme diye birşey yoktu.
12:54
You were borndoğmuş, you livedyaşamış your life and you diedvefat etti.
300
758397
1903
Doğardınız, hayatınızı yaşayıp ölürdünüz.
12:56
But then JohannesJohannes GutenbergGutenberg camegeldi alonguzun bir with his great inventionicat,
301
760300
4596
Ama daha sonra Johannes Gutenberg çıkageldi; o büyük buluşuyla birlikte.
13:00
and, over time, the societytoplum openedaçıldı up.
302
764896
3552
Ve zamanla toplum açıldı.
13:04
People startedbaşladı to learnöğrenmek about things, and when they did,
303
768448
2041
İnsanlar bilgilenmeye başladı ve bilgilendiklerinde
13:06
the institutionskurumlar of feudalfeodal societytoplum appearedortaya çıktı
304
770489
1385
feodal toplumun kurumları
13:07
to be stalleddurdu, or frozendondurulmuş, or failinghata.
305
771874
3703
durma, donma, yıkılma noktasına geldi.
13:11
It didn't make senseduyu for the churchkilise to be responsiblesorumluluk sahibi
306
775577
2776
İnsanlar bilgi sahibiyken, kilisenin
13:14
for medicinetıp when people had knowledgebilgi.
307
778353
2282
tıptan sorumlu olması mantıklı gelmemeye başladı.
13:16
So we saw the ProtestantProtestan ReformationReformasyon.
308
780635
1947
Böylece Protestan Reformasyonu yaşandı.
13:18
MartinMartin LutherLuther calleddenilen the printingbaskı pressbasın
309
782582
1870
Martin Luther matbaa için
13:20
"God'sTanrı'nın highesten yüksek actdavranmak of graceGrace."
310
784452
2397
"Tanrı'nın en büyük lütfu" demiştir.
13:22
The creationoluşturma of a corporationşirket, scienceBilim, the universityÜniversite,
311
786849
3511
Şirketlerin oluşumu, bilimin, üniversitelerin oluşumu
13:26
eventuallysonunda the IndustrialEndüstriyel RevolutionDevrim,
312
790360
1687
ve sonunda Sanayi Devriminin yaşanması....
13:27
and it was all good.
313
792047
2174
Hepsi de müthiş olaylardı.
13:30
But it camegeldi with a costmaliyet.
314
794221
2147
Ama bir bedeli vardı.
13:32
And now, oncebir Zamanlar again, the technologyteknoloji geniecin
315
796368
2712
Teknoloji cini bir kez daha şişeden çıktı;
13:34
is out of the bottleşişe, but this time it's differentfarklı.
316
799080
3320
ancak bu sefer durum farklı.
13:38
The printingbaskı pressbasın gaveverdi us accesserişim to the writtenyazılı wordsözcük.
317
802400
2865
Matbaa, yazılı dünyaya erişmemizi sağladı.
13:41
The InternetInternet enablessağlayan eachher of us to be a produceryapımcı.
318
805265
3459
Internet, herbirimizin üretici olmasını sağlıyor.
13:44
The printingbaskı pressbasın gaveverdi us accesserişim to recordedkaydedilmiş knowledgebilgi.
319
808724
2814
Matbaa, kayıtlı bilgilere ulaşmamızı sağladı.
13:47
The InternetInternet givesverir us accesserişim,
320
811538
1910
Internet yalnızca bilgi ve birikime değil;
13:49
not just to informationbilgi and knowledgebilgi, but
321
813448
1649
aynı zamanda diğer insanların
13:50
to the intelligencezeka containediçeriyordu in the craniacrania of other people
322
815097
3376
beyinlerindeki zekaya da erişmemizi mümkün kılıyor
13:54
on a globalglobal basistemel.
323
818473
1537
hem de küresel ölçekte.
13:55
To me, this is not an informationbilgi ageyaş,
324
820010
3239
Bana göre bu bilgi çağı değil;
13:59
it's an ageyaş of networkedağa intelligencezeka.
325
823249
2874
ağ tabanlı zeka çağı.
14:02
It's an ageyaş of vastgeniş promisesöz vermek,
326
826123
3872
Sonsuz olanaklar çağı;
14:05
an ageyaş of collaborationişbirliği,
327
829995
3128
işbirliği çağı,
14:09
where the boundariessınırları of our organizationsorganizasyonlar are changingdeğiştirme,
328
833123
4179
kurumlarımızın şeffaflık sınırlarının değiştiği
14:13
of transparencyşeffaflık, where sunlightGüneş ışığı
329
837302
2715
güneş ışıklarının medeniyeti
14:15
is disinfectingdezenfekte civilizationmedeniyet,
330
840017
3223
mikroplardan arındırdığı bir çağ.
14:19
an ageyaş of sharingpaylaşım and understandinganlayış
331
843240
3556
Sıradan insanların bu yeni gücü
14:22
the newyeni powergüç of the commonsavam,
332
846796
1706
paylaşma ve anlama çağı,
14:24
and it's an ageyaş of empowermentgüçlenme
333
848502
2643
güç ve
14:27
and of freedomözgürlük.
334
851145
2891
özgürlük çağı.
14:29
Now, what I'd like to do is,
335
854036
3536
Konuşmamı sonlandırırken
14:33
to closekapat, to sharepay with you
336
857572
2648
yaptığım bir araştırmayı
14:36
some researchAraştırma that I've been doing.
337
860220
2609
sizlerle paylaşmak istiyorum.
14:38
I've trieddenenmiş to studyders çalışma all kindsçeşit of organizationsorganizasyonlar
338
862829
2511
Geleceğin nasıl olacağını anlayabilmek için
14:41
to understandanlama what the futuregelecek mightbelki look like,
339
865340
3137
her tür yapı üzerinde çalışma yapmaya çalıştım;
14:44
but I've been studyingders çalışıyor naturedoğa recentlyson günlerde.
340
868477
3025
ama son zamanlarda doğa üzerine çalışmalar yapıyorum.
14:47
You know, beesArılar come in swarmssürüleri
341
871502
3630
Bilirsiniz, arılar kümeler halinde dolaşır
14:51
and fishbalık come in schoolsokullar.
342
875132
2711
balıklar sürüler halinde...
14:53
StarlingsSığırcık, in the areaalan around EdinburghEdinburgh,
343
877843
2813
İngiltere'nin kırlarında
14:56
in the moorsFaslılar of Englandİngiltere,
344
880656
1483
Edinburgh civarında, sığırcıklar
14:58
come in something calleddenilen a murmurationmurmuration,
345
882139
2094
mırıldanma diye bilinen bir şekilde dolaşıyorlar.
15:00
and the murmurationmurmuration refersatıfta to the murmuringmırıldanarak of the wingskanatlar
346
884233
2772
Mırıldanma, kuşların kanatlarının mırıltısını ifade ediyor.
15:02
of the birdskuşlar, and throughoutboyunca the day the starlingssığırcık
347
887005
1913
Gün boyunca bu sığırcıklar
15:04
are out over a 20-mile-mil radiusRADIUS
348
888918
1865
yarıçapı 30 km'den fazla olan bir alanda uçuyor,
15:06
sortçeşit of doing theironların starlingStarling thing.
349
890783
2041
sesler çıkartıyorlar.
15:08
And at night they come togetherbirlikte
350
892824
1764
Geceleri bir araya toplanıp
15:10
and they createyaratmak one of the mostçoğu spectacularmuhteşem things
351
894588
2122
doğada en muazzam şeylerden birini
15:12
in all of naturedoğa,
352
896710
1595
oluşturuyorlar.
15:14
and it's calleddenilen a murmurationmurmuration.
353
898305
2054
Buna sığırcıkların dansı deniyor.
15:16
And scientistsBilim adamları that have studiedokudu this have said
354
900359
2917
Bu konuda çalışmalar yapan bilimadamları
15:19
they'veonlar ettik never seengörüldü an accidentkaza.
355
903276
1746
şimdiye kadar hiçbir sığırcığın hata yapmadığını söylüyor.
15:20
Now, this thing has a functionfonksiyon.
356
905022
1950
Bunun bir işlevi var.
15:22
It protectskorur the birdskuşlar.
357
906972
1862
Kuşları koruyor.
15:24
You can see on the right here,
358
908834
1600
Sağ tarafta gördüğünüz gibi
15:26
there's a predatoryırtıcı hayvan beingolmak chasedkovaladı away by the collectivetoplu powergüç
359
910434
4505
yırtıcı bir hayvan var; kuşların oluşturduğu
15:30
of the birdskuşlar, and apparentlygörünüşe göre this is a frighteningkorkutucu thing
360
914939
2990
toplu gücün kovaladığı bir hayvan.
15:33
if you're a predatoryırtıcı hayvan of starlingssığırcık.
361
917929
3464
Sığırcık avlayan bir avcı için korkutucu birşey olsa gerek.
15:37
And there's leadershipliderlik,
362
921393
2448
Liderlik var.
15:39
but there's no one leaderlider.
363
923841
2138
Ama tek bir lider yok.
15:41
Now, is this some kindtür of fancifulhayali analogyanaloji,
364
925979
2101
Bu, gerçekdışı bir benzetme mi,
15:43
or could we actuallyaslında learnöğrenmek something from this?
365
928080
2446
yoksa bundan çıkartabileceğimiz bir ders var mı?
15:46
Well, the murmurationmurmuration functionsfonksiyonlar to recordkayıt
366
930526
3056
Sığırcıkların dansı, pek çok ilkeye bağlı
15:49
a numbernumara of principlesprensipler,
367
933582
1363
işliyor.
15:50
and they're basicallytemel olarak the principlesprensipler that
368
934945
1519
Bu ilkeler, temelde
15:52
I have describedtarif edilen to you todaybugün.
369
936464
1914
bugün size açıkladığım ilkeler.
15:54
This is a hugeKocaman collaborationişbirliği.
370
938378
2806
Bu, devasa bir işbirliği.
15:57
It's an opennessaçıklık, it's a sharingpaylaşım
371
941184
1779
Açıklık, paylaşım.
15:58
of all kindsçeşit of informationbilgi, not just about locationyer
372
942963
2515
Yalnızca konumun, yörüngenin ya da tehlikenin vb. değil
16:01
and trajectoryYörünge and dangerTehlike and so on, but about foodGıda sourceskaynaklar.
373
945478
5015
yiyecek kaynaklarımıza kadar her türlü bilginin paylaşımı.
16:06
And there's a realgerçek senseduyu of interdependenceDayanışma,
374
950493
4137
Gerçek anlamda karşılıklı bağımlılık da söz konusu.
16:10
that the individualbireysel birdskuşlar somehowbir şekilde understandanlama
375
954630
3687
Bireysel kuşlar, topluluğun çıkarlarının kendi çıkarlarına
16:14
that theironların interestsilgi are in the interestfaiz of the collectivetoplu.
376
958317
2959
olduğunu bir şekilde biliyorlar.
16:17
PerhapsBelki de like we should understandanlama
377
961276
2249
Belki de bizim de şunu anlamamız gerekiyor:
16:19
that business can't succeedbaşarılı olmak
378
963525
4168
işletmeler, batmakta olan bir dünyada
16:23
in a worldDünya that's failinghata.
379
967693
2160
başarılı olamazlar.
16:25
Well, I look at this thing,
380
969853
1557
Buna bakıp
16:27
and I get a lot of hopeumut.
381
971410
2687
umutla doluyorum.
16:29
Think about the kidsçocuklar todaybugün in the ArabArap SpringBahar, and
382
974097
5052
Arap Baharı çocuklarını düşünün;
16:35
you see something like this that's underwaydevam.
383
979149
2856
buna benzer bir şeyin yaşanmakta olduğunu göreceksiniz.
16:37
And imaginehayal etmek, just considerdüşünmek this ideaFikir, if you would:
384
982005
4140
Şu fikri bir hayal edin:
16:42
What if we could connectbağlamak ourselveskendimizi in this worldDünya
385
986145
3945
hava ve camdan oluşan engin bir ağ ile
16:45
throughvasitasiyla a vastgeniş network of airhava and glassbardak?
386
990090
3845
birbirimize bağlansak ne olurdu?
16:49
Could we go beyondötesinde just sharingpaylaşım informationbilgi and knowledgebilgi?
387
993935
2832
Yalnızca bilgi ve birikimleri paylaşmanın ötesine geçebilir miydik?
16:52
Could we startbaşlama to sharepay our intelligencezeka?
388
996767
2509
Zekalarımızı da paylaşır mıydık?
16:55
Could we createyaratmak some kindtür of
389
999276
2442
Bireyin, grubun ya da
16:57
collectivetoplu intelligencezeka
390
1001718
1721
zümrenin de ötesinde
16:59
that goesgider beyondötesinde an individualbireysel or a groupgrup or a teamtakım
391
1003439
3920
bir çeşit toplu zeka yaratıp
17:03
to createyaratmak, perhapsbelki, some kindtür of consciousnessbilinç
392
1007359
4148
küresel ölçekte; belki bir bilinç
17:07
on a globalglobal basistemel?
393
1011507
1225
oluşturabilir miydik?
17:08
Well, if we could do this, we could attacksaldırı some bigbüyük problemssorunlar in the worldDünya.
394
1012732
3673
Bunu yapabiliyor olsaydık, dünyadaki bazı büyük sorunları da ortadan kaldırmış olurduk.
17:12
And I look at this thing,
395
1016405
1871
Buna bakıyorum
17:14
and, I don't know, I get a lot of hopeumut that maybe this
396
1018276
2915
ve bilmem neden, umutlanıyorum; belki
17:17
smallerdaha küçük, networkedağa, openaçık worldDünya
397
1021191
3796
çocuklarımıza bırakacağımız bu daha küçük, ağ tabanlı
17:20
that our kidsçocuklar inheritmiras mightbelki be a better one, and that
398
1024987
3104
ve açık dünya ileride daha iyi bir dünya olur
17:23
this newyeni ageyaş of networkedağa intelligencezeka could be
399
1028091
3313
ve belki yeni ağ tabanlı bilgi çağı
17:27
an ageyaş of promisesöz vermek fulfilledyerine
400
1031404
2624
vaatlerin tamamen gerçekleştirildiği,
17:29
and of periltehlike unrequitedkarşılıksız.
401
1034028
3030
tehditlerin karşılık bulamadığı bir çağ olur..
17:32
Let's do this. Thank you.
402
1037058
3346
Haydi bunu gerçekleştirelim! Teşekkürler.
17:36
(ApplauseAlkış)
403
1040404
9626
(Alkış)
Translated by Gülay Eroğlu
Reviewed by Kerem Yorukoglu

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Don Tapscott - Digital strategist
Don Tapscott, Executive Chairman of the Blockchain Research Institute, is one of the world’s leading authorities on the impact of technology in business and society. He has authored 16 books, including "Wikinomics: How Mass Collaboration Changes Everything," which has been translated into over 25 languages

Why you should listen

A leading analyst of innovation and the impacts of technology, Don Tapscott has authored or co-authored 15 widely read books about various aspects of the reshaping of our society and economy. His work Wikinomics counts among the most influential business books of the last decade. His new book The Blockchain Revolution, co-authored with his son, Alex, discusses the blockchain, the distributed-database technology that's being deployed well beyond its original application as the public ledger behind Bitcoin. In the book, they analyze why blockchain technology will fundamentally change the internet -- how it works, how to use it and its promises and perils.

Tapscott is an adjunct professor of management at the Rotman School of Management at the University of Toronto, a Senior Advisor at the World Economic Forum and an Associate of the Berkman Klein Center for Internet and Society at Harvard University.

More profile about the speaker
Don Tapscott | Speaker | TED.com