ABOUT THE SPEAKER
Giles Duley - Photojournalist
Giles Duley began his career as a fashion photographer. When it was time for a change he found himself on a journey of war and hardship.

Why you should listen

Giles was a photographer who, some years ago, tired of celebrity photoshoots and the attendant egos and tantrums that often accompanied them. He flung his camera on the photoshoot bed and it bounced out the window into the streets of SoHo, London. At that point he decided to change course and dedicated himself to using his camera to "tell unheard stories of those caught in conflict and economic hardship around the world." His work took him to Sudan, Angola, Ukraine and Bangladesh, among other places. Early in 2011, on assignment in Afghanistan, Duley stepped on a landmine. Despite the fact that the horrific accident left Duley a triple amputee, he continues to dedicate his life to telling stories through photography.

More profile about the speaker
Giles Duley | Speaker | TED.com
TEDxObserver

Giles Duley: When a reporter becomes the story

Filmed:
231,062 views

Giles Duley gave up a life of glamour and celebrity as a fashion photographer to travel the world and document the stories of the forgotten and marginalized. While on assignment in Afghanistan he stepped on a landmine, a horrific event that left him a triple amputee. In this moving talk Duley tells us stories of peoples lost and found -- including his. (Filmed at TEDxObserver.)
- Photojournalist
Giles Duley began his career as a fashion photographer. When it was time for a change he found himself on a journey of war and hardship. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:09
Good morningsabah, everyoneherkes.
0
1192
1419
Herkese günaydın.
00:12
When I was first askeddiye sordu to do a TEDTED Talk,
1
4158
3348
İlk TED konuşmamı yapmadan önce
00:15
I GoogledGoogled to try and find out
a little bitbit more about,
2
7530
3717
Google'da, TED konuşması yapmanın
nasıl bir his olduğunu araştırdım.
00:20
you know, how it feltkeçe to be givingvererek one.
3
12235
2375
İlk okuduğum şeylerden biri,
00:22
And one of the first things I readokumak
was a speakerkonuşmacı in the StatesBirleşik
4
14634
3014
Amerikalı bir konuşmacıdandı
00:25
sayingsöz that she feltkeçe fine
untila kadar she camegeldi onstagesahnede,
5
17672
3048
sahneye ilk çıktığında her şey
yolunda gidiyormuş,
00:28
and then she saw the timerZamanlayıcı tickingtık tık down.
6
20744
2044
süresinin akmaya başladığını görene dek.
00:30
(LaughterKahkaha)
7
22812
1038
(Gülüşme)
00:31
And it remindedhatırlattı her of a bombbomba.
8
23874
1655
Ona bir bombayı anımsatmış
00:34
I was thinkingdüşünme,
"That's the last thing I need."
9
26156
2446
"Bu ihtiyacım olacak son şey"
diye düşündüm.
00:36
(LaughterKahkaha)
10
28626
1988
(Gülüşme)
00:38
(ApplauseAlkış)
11
30638
5011
(Alkışlama)
Burada olmak benim için bir ayrıcalık.
00:43
AnywayYine de, it's a great privilegeayrıcalık to be here.
12
35999
2033
Bana bir yazı editörünün,
00:46
I think it's a bitbit of a jokeşaka
13
38056
1743
bir konuşma etkinliğinin
00:47
for an editoreditör of a paperkâğıt to chooseseçmek
a photographerfotoğrafçı to openaçık a speakingkonuşuyorum eventolay.
14
39823
4075
açılışı için bir fotoğrafçıyı seçmesi
şaka gibi geliyor.
00:51
(LaughterKahkaha)
15
43922
1032
(Gülüşme)
00:52
We're not renownedünlü for our wordskelimeler,
16
44978
1873
Biz kelimelerimizle bilinmeyiz
ve ben son 40 yılımı bir kameranın
00:54
and I spentharcanmış the last 40 yearsyıl
hidinggizleme behindarkasında a camerakamera
17
46875
2577
arkasına saklanarak geçirdim.
00:57
so I didn't have to speakkonuşmak.
18
49476
1821
O nedenle konuşmama gerek yoktu.
00:59
But I'm here todaybugün, and what I want
to talk about are storieshikayeleri
19
51321
2982
Ama bugün buradayım ve hikâyeler hakkında
konuşmak istiyorum
01:02
and the importanceönem of storieshikayeleri to me
20
54327
1777
ve benim için hikâyelerin önemi hakkında.
01:04
and, I think, the importanceönem
of storieshikayeleri to everybodyherkes.
21
56128
2560
Hatta bence herkes için
hikâyelerin önemi hakkında.
01:06
I'm sure todaybugün you'llEğer olacak hearduymak
a lot of storieshikayeleri
22
58712
2296
Eminim bugün birçok
hikâye dinleyeceksiniz
01:09
and, by listeningdinleme to other
people'sinsanların storieshikayeleri,
23
61032
2104
Bence başkalarının hikâyelerini dinleyerek
01:11
I think we can learnöğrenmek
about the worldDünya, about other people
24
63160
3706
dünyayı ve diğer insanları anlayıp
daha iyi bir anlayış kazanırız.
01:14
and get a better understandinganlayış.
25
66890
1537
Bu yüzden, bir fotoğrafçı olarak
01:16
So I want to talk about threeüç storieshikayeleri
that I've donetamam as a photographerfotoğrafçı,
26
68451
3646
hazırladığım üç hikâyeden
bahsetmek istiyorum
01:20
and how they'veonlar ettik inspiredyaratıcı me,
27
72121
1974
ve bana nasıl ilham verdiklerinden
01:22
and how, in my life, I've becomeolmak
a partBölüm of the storieshikayeleri
28
74119
3018
ve yaptığım hikâyelerin nasıl bir parçası
01:25
that I documentbelge myselfkendim.
29
77161
1664
hâline geldiğimden.
John'un dediği gibi
01:27
As JohnJohn said, I was a fashionmoda photographerfotoğrafçı
30
79966
2179
ben bir moda fotoğrafçısıydım
ve 10 sene boyunca müzik fotoğrafçısı.
01:30
and musicmüzik photographerfotoğrafçı for 10 yearsyıl.
31
82169
1762
01:31
I enjoyedzevk it, I had a lot of funeğlence,
32
83955
1603
Bundan zevk alıyordum ve çok eğlendim
01:33
but always wanted to do
something more with my work.
33
85582
2772
ama hep yaptıklarımdan daha
fazlasını yapmak istedim
01:36
And storytellinghikaye anlatımı was always
something I wanted to do.
34
88378
2666
ve hikâye anlatıcılığı hep yapmak
istediğim bir şeydi.
01:40
So 10 yearsyıl agoönce, I setset out
to travelseyahat the worldDünya,
35
92187
3470
Bu yüzden, on yıl önce dünyayı
dolaşmaya karar verdim.
01:43
to go and photographfotoğraf
other people in theironların situationsdurumlar
36
95681
4135
Gidip insanların hayatlarının
fotoğraflarını çekmek,
hikâyelerini dinlemek
01:47
and to recordkayıt theironların storieshikayeleri,
to bringgetirmek them back,
37
99840
2734
ve diğer insanların onları anlamasını
01:50
so that other people mightbelki understandanlama.
38
102598
2450
sağlamak için.
01:53
But this didn't happenolmak overnightbir gecede.
39
105072
1851
Tabii bu bir anda gerçekleşmedi.
Müzik ve moda fotoğrafçılığı yaparken
01:55
When I workedişlenmiş as a musicmüzik photographerfotoğrafçı
and a fashionmoda photographerfotoğrafçı,
40
107550
3124
bir şeylerin eksik olduğuna dair
01:58
I always had this naggingnagging feelingduygu
that there was something missingeksik,
41
110698
3218
içimde bir his vardı,
02:01
that I wasn'tdeğildi quiteoldukça
usingkullanma my skillsbecerileri productivelyverimli bir şekilde.
42
113940
3010
yeteneklerimi verimli bir şekilde
kullanmadığımı düşünüyordum.
02:04
And it mayMayıs ayı seemgörünmek
very obviousaçık, the linkbağlantı, now,
43
116974
2168
Şu anda yerine oturmuş olabilir ama
o zamanlar fotoğrafçılığı
02:07
but at the time,
I couldn'tcould really work out
44
119166
2115
nasıl verimli bir şekilde
02:09
how could I use my photographyfotoğrafçılık
to do something usefulişe yarar.
45
121305
2835
kullanacağıma dair hiçbir fikrim yoktu.
02:12
So I gaveverdi up photographyfotoğrafçılık.
46
124883
1715
Böylece fotoğrafçılığı bıraktım.
Ondan tamamiyle uzaklaştım
02:14
I walkedyürüdü away formform it completelytamamen
and decidedkarar to do carebakım work.
47
126622
3363
ve bakıcılık yapmaya karar verdim.
02:18
As a carebakım workerişçi, I startedbaşladı looking
after a younggenç guy calleddenilen NickNick.
48
130009
5213
Bakıcıyken, Nick adında bir çocuğa
bakmaya başladım.
02:24
NickNick has autismotizm, very severeşiddetli autismotizm.
49
136167
2540
Nick ağır bir otizm hastasıydı
02:27
But over the yearsyıl of looking after him,
we becameoldu very closekapat friendsarkadaşlar.
50
139860
3428
ama yıllar geçtikçe
çok yakın arkadaş olduk.
Onunla tüm gün ilgileniyordum.
02:31
I would give him a 24-hour-saat carebakım,
51
143312
1639
02:32
we would go off and do things
from swimmingyüzme, going for walksyürüyüşleri ...
52
144975
3525
Dışarı çıkıp yüzmekten yürüyüşe kadar
02:36
all sortssıralar.
53
148524
1335
her şeyi yapardık.
02:38
BitBit by bitbit, thoughgerçi,
as I got to know him better,
54
150526
2274
Onu tanıdıkça, hikâyesinin
02:40
I realizedgerçekleştirilen that his storyÖykü
wasn'tdeğildi beingolmak told.
55
152824
2707
anlatılmadığını fark ettim.
02:43
He self-harmedkendi kendine zarar, he would punchyumruk himselfkendisi
quiteoldukça a lot in the faceyüz.
56
155555
4563
Kendine zarar verirdi.
Sürekli kendi yüzünü yumrukluyordu.
02:48
And nobodykimse really got to see that.
57
160142
2905
Ve bunu kimse görmüyordu.
02:53
So this is NickNick.
58
165217
1407
İşte bu Nick.
02:55
He used to describetanımlamak his life
as livingyaşam downstairsalt kat at a partyParti.
59
167576
4284
Hayatını, bir partiyi
alt katta geçirmeye benzetiyordu.
02:59
He said he could hearduymak
the partyParti in the kitchenmutfak,
60
171884
2225
Partiyi mutfaktan duyabildiğini
ama kendini bodrum katına hapsolmuş gibi
03:02
but he feltkeçe like he was always
trappedhapsolmuş in the basementBodrum kat,
61
174133
2709
hissettiğini söylerdi.
03:04
in his ownkendi little worldDünya,
62
176866
1164
Kendi küçük dünyasında
03:06
wantingeksik to be partBölüm of the partyParti
but not ableyapabilmek to walkyürümek upstairsüst katta.
63
178054
3432
partiye gitmek isteyip de
yürüyememek gibi.
03:11
So I documentedbelgeli his life.
64
183010
1401
Ben de hayatını kaydettim.
03:12
I startedbaşladı to photographfotoğraf it,
65
184435
1939
Fotoğraflarını çekmeye başladım.
03:14
not really with any intentionniyet
of doing anything with the picturesresimler,
66
186398
3096
Fotoğrafları kullanmak amacıyla değil de
03:17
but just as a way of recordingkayıt.
67
189518
1887
sadece kaydetmiş olmak için.
03:19
And as I startedbaşladı doing that, I realizedgerçekleştirilen
that I could tell somebody'sbiri var storyÖykü
68
191429
4159
Bunu yapmaya başlayınca, fotoğraflarımla,
insanların hikâyelerini anlatabileceğimi
farkettim.
03:23
throughvasitasiyla my photographsfotoğraflar.
69
195612
1581
03:27
As I said, NickNick would self-harmKendine zarar verme.
70
199161
2341
Dediğim gibi, Nick kendine zarar verirdi.
03:29
He would punchyumruk himselfkendisi in the faceyüz.
71
201526
2399
Kendini yumruklardı
03:32
And nobodykimse really got to see that.
72
204671
3439
ve bunu kimse görmüyordu.
03:37
As we builtinşa edilmiş up a kindtür
of closeryakın friendshipdostluk,
73
209055
2557
Daha da yakınlaşmaya başladığımızda
03:39
he finallyen sonunda would allowizin vermek me
to actuallyaslında see him doing this
74
211636
4202
yaptıklarını görmeme ve fotoğraflarını
03:43
and to documentbelge it.
75
215862
1152
çekmeme izin verdi.
03:45
It was a momentan of trustgüven.
76
217038
2153
Güvenini kazanmıştım.
03:49
The socialsosyal servicesHizmetler were not
particularlyözellikle good at helpingyardım ediyor NickNick,
77
221167
3168
Sosyal hizmetlerin
yardımı dokunmuyordu.
Kendisine şiddetle
03:52
and they said that he wouldn'tolmaz be
self-harmingkendi kendine zarar as badkötü as we said.
78
224359
4289
zarar verdiğine inanmıyorlardı.
03:56
So one day, I tookaldı a photographfotoğraf
of when he'diçin ona really been self-harmingkendi kendine zarar.
79
228672
3784
Ben de bir gün kendisine zarar verirken
onun fotoğrafını çektim
04:02
We tookaldı that to the socialsosyal servicesHizmetler,
80
234188
1859
ve sosyal hizmetlere götürdüm.
04:04
and theironların reactionreaksiyon was immediatelyhemen
incrediblyinanılmaz differentfarklı,
81
236071
2759
Tepkileri anında değişti ve onun
04:06
and they managedyönetilen to get a lot of help.
82
238854
2343
ihtiyacı olan desteği vermeye başladılar
04:09
And I'm gladmemnun to say now,
eightsekiz yearsyıl latersonra,
83
241221
2695
ve beni mutlu eden şey
04:11
I actuallyaslında spokekonuştu to NickNick last night,
84
243940
1808
8 yıl sonra, dün Nick ile telefonda
04:13
and he wanted to let me know
that he was feelingduygu a lot better,
85
245772
3128
görüştüm, bana daha iyi olduğunu ve artık
04:16
and he doesn't do
the self-harmingkendi kendine zarar anymoreartık.
86
248924
2367
kendine zarar vermediğini söyledi.
04:19
And in some smallküçük way,
I hopeumut that the photographsfotoğraflar
87
251315
3060
Az da olsa umarım fotoğraflarımın
04:22
was a partBölüm of that processsüreç.
88
254399
1503
bu gelişmeye katkısı olmuştur.
04:24
The mainana thing it did is it inspiredyaratıcı
me to go out with my camerakamera
89
256886
3806
En önemlisi bu olay,
kameramı alıp insanların
04:28
and to tell other people'sinsanların storieshikayeleri.
90
260716
1967
hikâyelerini anlatmamı sağladı.
04:32
One of the storieshikayeleri I did
was in KutupalongKutupalong,
91
264223
3905
Hikâyelerimden biri Burma ve Bangladeş'in
04:36
on the bordersınır of BurmaBurma and BangladeshBangladeş.
92
268152
3221
sınırlarında olan Kutupalong'da geçiyor.
04:40
Here, the RohingyasRohingyas refugeesmülteciler
have been left,
93
272080
2637
Burada, Rohingyalı mülteciler
04:43
prettygüzel much to rotrot,
94
275392
1174
20 yıldan fazladır
04:44
for over 20 yearsyıl.
95
276590
1400
ölüme terk edilmişlerdi.
04:46
This is a pictureresim of the unofficialgayri resmi campkamp.
96
278562
2221
Bu resmi olmayan kamp alanının fotoğrafı
04:48
At the topüst, you can see
the officialresmi UNBM campkamp.
97
280807
3544
yukarıdaki ise, resmi BM kampı.
04:52
All these hutskulübe are the unofficialgayri resmi campskampları.
98
284956
2342
Tüm barakalar resmi olmayan kamplar.
04:55
LiterallyKelimenin tam anlamıyla, the rawçiğ sewagekanalizasyon
runskoşar throughvasitasiyla the campkamp.
99
287322
2629
Arıtılmamış lağım suyu
resmen kampın ortasından akıyor.
04:59
The people there have been forgottenunutulmuş,
100
291411
2268
Oradaki insanlar unutulmuş.
Ben de onların hikâyelerini kaydetmenin
05:01
so I thought it was importantönemli to go
and documentbelge theironların storieshikayeleri.
101
293703
3023
önemli olduğunu düşündüm.
05:04
So I arrangeddüzenlenmiş with the villageköy elderyaşça büyük;
102
296750
1805
Böylece köyün büyüğüyle konuştum,
05:06
the people would come alonguzun bir the nextSonraki day,
103
298579
2209
insanlar ertesi gün toplanacaklardı
05:08
and I would take portraitsportreler
of all these people
104
300812
2268
ve ben de onların fotoğraflarını çekip
05:11
and recordkayıt theironların storieshikayeleri.
105
303104
1343
hikâyelerini kaydedecektim.
05:13
So as the time wentgitti on,
I turneddönük up in the morningsabah,
106
305288
3373
Ertesi gün geldiğinde, beyaz bir çarşaf
05:16
I put a bigbüyük, whitebeyaz sheettabaka up,
and I startedbaşladı to photographfotoğraf these people.
107
308685
4237
astım ve fotoğraflarını çekmeye başladım.
05:21
SuddenlyAniden, thoughgerçi, everything
got a bitbit out of controlkontrol,
108
313792
3023
Birden, her şey kontrolden çıkmaya başladı
05:24
and, althougholmasına rağmen it was still dawnşafak,
109
316839
1621
hâlâ şafak vakti olmasına rağmen
05:26
we were filleddolu in this smallküçük
little compoundbileşik we had madeyapılmış
110
318484
3039
kurduğumuz küçük bölme,
05:29
with literallyharfi harfine hundredsyüzlerce of people
turningdöndürme up with ailmentshastalık and diseaseshastalıklar
111
321547
5058
yüzlerce hastalıklı insanla dolup taştı
05:34
and just ... a hopelessUmutsuz situationdurum.
112
326629
3004
ve tamamiyle umutsuz bir durumdu.
05:38
And that's exactlykesinlikle
what theironların situationdurum is -- helplessçaresiz.
113
330048
2760
Çaresiz bir vaziyettelerdi.
05:41
A childçocuk with a tumortümör that nobodykimse helpedyardım etti,
who was slowlyyavaşça suffocatingboğucu.
114
333498
4250
Kimsenin yardım
etmediği tümörlü bir çocuk
soluk alamıyordu.
05:47
I got in a bitbit of a panicPanik,
115
339562
1647
Biraz panikledim
çünkü bu insanlar
05:49
because these people were
cominggelecek up to me, desperateumutsuz,
116
341233
2495
yardım için bana geliyorlardı.
05:51
and I was tryingçalışıyor to explainaçıklamak
to the villageköy elderyaşça büyük
117
343752
2257
Köyün büyüğüne doktor olmadığımı,
insanlara yardım
05:54
that I was not a doctordoktor,
and I couldn'tcould help these people.
118
346033
2941
edemeyeceğimi anlatmaya çalıştım.
05:56
And the villageköy elderyaşça büyük
turneddönük to me and he said,
119
348998
2232
O da bana döndü ve dedi ki:
05:59
"No, it's really importantönemli;
these people know you're not a doctordoktor,
120
351254
3265
"Hayır, onlar doktor
olmadığını biliyor ama en azından
06:02
but at leasten az somebodybirisi
is now tellingsöylüyorum theironların storyÖykü,
121
354543
2387
artık birileri onların hikâyelerini
06:04
and somebodybirisi is recordingkayıt
what is happeningolay to them."
122
356954
2800
biliyor ve kaydediyor"
06:08
And it was a good momentan for me.
123
360405
1723
Bu benim için güzel bir şeydi.
06:10
It was a realizationgerçekleşme
that maybe it was worthwhiledeğerli
124
362152
3852
Bunu yapmanın emeğime değdiğini
06:14
going off and doing these things.
125
366028
2093
fark etmemi sağladı.
Bana ilham veren başka bir hikâye
06:17
AnotherBaşka bir storyÖykü that inspiredyaratıcı me
was in OdessaOdessa, in UkraineUkrayna.
126
369526
3908
Ukrayna'nın Odessa şehrinde geçiyor.
06:21
I was documentingbelgeleme a bunchDemet of streetsokak kidsçocuklar.
127
373458
2459
Bir grup sokak çocuğunu çekiyordum ve
06:24
I endedbitti up actuallyaslında livingyaşam
with them in a squatağız kavgası,
128
376592
2305
onların gecekondusunda yaşamaya başladım.
06:26
whichhangi I can say was an experiencedeneyim.
129
378921
2407
Değişik bir deneyim
olduğunu söyleyebilirim.
06:30
ManyBirçok lategeç nightsgece of vodka-fueledvotka-Ramen violenceşiddet
130
382262
2905
Votka ve şiddet dolu
gecelerde, çantamla bir köşede
06:33
with me sittingoturma in the cornerköşe with my bagsırt çantası,
131
385191
2397
oturup, kendi kendime
06:35
just going, "When was this a good ideaFikir?"
132
387612
2358
"Bu kararı nasıl aldım?" diye düşünürdüm.
06:37
(LaughterKahkaha)
133
389994
1111
(Gülüşme)
06:39
I would say it's momentsanlar
like that when I think,
134
391492
2275
Böyle zamanlarda
''Neden moda dünyasını
06:41
"Why did I leaveayrılmak the fashionmoda worldDünya?"
135
393791
1802
bıraktım ki?'' diye
düşünürdüm.
06:43
But they were great kidsçocuklar,
136
395617
1205
Yinede iyi çocuklardı.
06:44
and on the last day,
they tookaldı me down to the seadeniz
137
396846
3597
Son gün beni deniz kenarına götürdüler,
06:48
for a sortçeşit of tripgezi, a sortçeşit of farewellveda.
138
400467
2622
veda gezisi gibi bir şeydi.
06:51
There they are, drinkingiçme vodkavotka.
139
403113
1569
Votka içiyorlardı, aralarından
06:52
And then SergeSerge, who was the oldesten eski
and the mostçoğu violentşiddetli --
140
404706
3304
en büyüğü ve çılgını olan Serge
06:56
he'diçin ona just got out of the prisonhapis
for stabbingbıçaklama somebodybirisi --
141
408034
2663
birini bıçakladığı
için girdiği hapisten yeni çıkmıştı.
06:58
comesgeliyor and putskoyar his armkol around me
and saysdiyor, "We go swimmingyüzme."
142
410721
2907
Kolunu omzuma attı ve yüzmeye gidelim dedi
07:01
Now, I have to say, I had
a "LonelyYalnız PlanetGezegen" guidekılavuz to UkraineUkrayna
143
413652
3650
Yanımda Ukrayna için
Lonely Planet'ten bir klavuzum vardı
07:05
and in it, it gaveverdi some advicetavsiye.
144
417326
2298
ve içinde birkaç tavsiye vardı:
07:08
And in that advicetavsiye was,
"Do not talk to the streetsokak kidsçocuklar,
145
420346
3573
"Sokak çocuklarıyla konuşmayın,
07:13
at no pointpuan leaveayrılmak your baggagebagaj unattendedKatılımsız
146
425038
2431
asla bavulunuzun yanından ayrılmayın
07:16
and in all countssayımları, do not go swimmingyüzme."
147
428889
2441
ve ne olursa olsun yüzmeye gitmeyin"
07:19
(LaughterKahkaha)
148
431354
1771
(Gülüşme)
07:21
So I was like, "I don't know
if this is a good ideaFikir."
149
433149
2761
''Bu iyi bir fikir mi bilmiyorum''
dedim, ben de.
07:24
SergeSerge has got his armkol around me.
150
436904
2356
Bu arada Serge'nin kolu hâlâ omuzumdaydı
07:27
I'm like, "OK." So there I am.
151
439284
1727
böylece "tamam" dedim ve gittik.
07:29
(LaughterKahkaha)
152
441035
1010
(Gülüşme)
07:30
I literallyharfi harfine handedeli all my cameraskameralar,
all my equipmentekipman, to these streetsokak kidsçocuklar.
153
442069
3572
Resmen tüm ekipmanımı ve kameralarımı
07:33
And they tookaldı it.
154
445665
1809
çocuklara verdim ve hepsini aldılar.
07:35
It's kindtür of funnykomik to know,
if you look in the backgroundarka fon,
155
447498
2743
Biraz komik bir durumdu, arka plana
bakarsanız suya girmeyen
07:38
you can see the other streetsokak kidsçocuklar
who didn't get in the waterSu go,
156
450265
3073
çocukları görebilirsiniz
"O suya neden giresin ki?"
07:41
"Why would you get in that waterSu?"
157
453362
1647
07:43
But one of the little kidsçocuklar, LilicLilic,
158
455033
1661
Kameramı alan küçük çocuğun
07:44
he was the one who had takenalınmış my camerakamera,
159
456718
1928
adı Lilic'ti
07:46
and he startedbaşladı takingalma photographsfotoğraflar.
160
458670
1645
ve fotoğraflar çekmeye başladı.
07:48
He was really excitedheyecanlı by this camerakamera.
161
460339
1981
Kamerayı kullanmak onu heyecanlandırmıştı.
07:50
And we talkedkonuştuk a lot about
how I was going to get him a camerakamera
162
462344
2909
Ona kamera alacağım ve geri gelip ona
07:53
and would returndönüş and we could startbaşlama
to teachöğretmek him photographyfotoğrafçılık.
163
465277
2974
kullanmayı öğreteceğim hakkında konuştuk.
07:56
He had a realgerçek eyegöz for things.
164
468275
1618
Her şeye başka bir gözle bakardı.
07:58
That's him, there.
165
470771
1543
İşte resimdeki Lilic.
08:00
That was takenalınmış on the last
eveningakşam I was there.
166
472338
2916
Orada geçirdiğim son aksam çekilmişti.
08:03
I'd been stayingkalma there, but that night,
I left to go and collecttoplamak my things.
167
475278
3595
O gece eşyalarımı toplamaya gitmiştim.
08:06
And when I camegeldi back
in the morningsabah, he was deadölü.
168
478897
2546
Sabahleyin geri geldiğimde Lilic ölmüştü.
08:10
He had takenalınmış a lot of pillshaplar
and a lot of vodkavotka.
169
482057
3022
Votkayla beraber çok fazla hap içmiş.
08:13
And he had passedgeçti out in the night
and didndeğil’t recoverkurtarmak.
170
485103
3606
Gece bayılmış ve sabaha uyanmamış.
08:17
Again, it was anotherbir diğeri reminderuyarı mektubu
171
489814
1627
Bu insanların hayatlarını çekmeye
08:19
of maybe why I should recordkayıt
these people'sinsanların storieshikayeleri:
172
491465
2468
devam etmem için bir başka hatırlatmaydı
08:21
because theironların liveshayatları are importantönemli,
173
493957
1633
çünkü onların hayatları önemli
08:23
and it's importantönemli
for me to documentbelge them.
174
495614
2509
ve bu benim onları çekmemi
de önemli yapıyor.
08:26
Then in FebruaryŞubat of last yearyıl,
when I was on patroldevriye in AfghanistanAfganistan,
175
498147
3939
Geçen Şubat, Afganistan'da devriyedeyken
08:30
I steppedbasamaklı on an IEDBUBİ TUZAĞI.
176
502848
1641
el yapımı bir bombaya bastım
08:34
That's me down there, somewherebir yerde.
177
506002
1699
aşağıda bir yerlerde ben varım
08:37
I becameoldu partBölüm of the storyÖykü.
178
509178
1529
ve hikâyenin bir parçası oldum.
08:39
At first, I was devastatedharap
by what had happenedolmuş, obviouslybelli ki.
179
511617
3753
Normal olarak ilk başta yıkılmıştım,
08:44
I thought my work was over,
180
516598
1898
işimin sona erdiğini düşünüyordum
08:46
I thought everything
didn't make senseduyu to me.
181
518520
3395
ve hiç bir şeye anlam veremiyordum.
08:50
And then I realizedgerçekleştirilen:
I never setset out to CongoKongo Cumhuriyeti,
182
522423
3023
Sonra fark ettim ki, başta Congo'ya,
08:53
to AngolaAngola, to BangladeshBangladeş
183
525470
1788
Angola'ya, Bangladeş'e fotoğraf
08:55
to take photographsfotoğraflar.
184
527282
1600
çekmek için gitmemiştim.
08:56
I wentgitti to those placesyerler because I wanted
to make some kindtür of changedeğişiklik,
185
528906
3476
Oralara bir fark yaratmak için gitmiştim
09:00
and photographyfotoğrafçılık happenedolmuş to be my toolaraç.
186
532406
2017
ve fotoğrafçılık sadece bir araçtı.
09:03
And then I becameoldu awarefarkında
that my bodyvücut was, in manyçok waysyolları,
187
535402
3793
Sonra fark ettim ki vücudum savaşın
09:07
a livingyaşam exampleörnek
of what warsavaş does to somebodybirisi.
188
539219
2509
insanlara yaptıklarının en iyi örneğiydi.
09:09
And I realizedgerçekleştirilen I could use
my ownkendi experiencedeneyim, my ownkendi bodyvücut,
189
541752
3583
Deneyimimi ve vücudumu bunu anlatmak
09:13
to tell that storyÖykü.
190
545359
1377
için kullanabilirdim ve
09:15
And it was alsoAyrıca by looking back
at the other people I've documentedbelgeli.
191
547165
3883
hikâyelerini anlattığım insanları düşündüm
09:19
I thought of NickNick, and I thought
of his resilienceesneklik.
192
551072
2468
Nick'i ve onun dirençliliğini düşündüm,
09:22
I thought of the RohingyasRohingyas
and the factgerçek that they have no hopeumut.
193
554429
3665
Rohingyalıları ve onların umutsuzluğunu,
09:27
I thought of LilicLilic and a lostkayıp life.
194
559023
2960
hayatını kaybetmiş Lilic'i düşündüm.
09:30
And in factgerçek, it was the storieshikayeleri
that I've documentedbelgeli
195
562880
2455
Doğrusu bu hikâyeler,
09:33
that inspiredyaratıcı me to get
throughvasitasiyla the last yearyıl,
196
565359
3209
benim geçen seneyi atlatmamı sağladı
09:36
to survivehayatta kalmak,
197
568592
1173
hayatta kalmamı,
09:38
to get back up on my newyeni legsbacaklar
198
570408
2049
yeni bacaklarımın üstünde durmamı,
09:40
and to be ableyapabilmek to come
and tell theironların storieshikayeleri,
199
572481
2413
geri dönüp onların hikâyelerini
09:42
but alsoAyrıca my ownkendi storyÖykü.
200
574918
1483
ve kendi hikâyemi anlatmamı sağladı.
09:45
So I did a self-portraitkendi portresi,
201
577346
1501
Kendi fotoğrafımı çektim.
Savaşın insana ne yaptığını
09:48
because I wanted to showgöstermek everybodyherkes
what a bombbomba does to somebodybirisi,
202
580046
3180
ve organlarını kaybetmenin hayatının
09:51
but alsoAyrıca to showgöstermek that losingkaybetme your limbsbacaklarda
doesn't endson your life;
203
583250
3688
bittiği anlamına gelmediğini
göstermek istedim.
09:55
that you can have
what people say is disabilitysakatlık,
204
587390
2398
Engel dedikleri şey sende olabilir
09:57
but not be disabledengelli;
205
589812
1466
ama bu seni engelli yapmaz.
09:59
that you can be ableyapabilmek to do anything
206
591302
1793
Kafana koyarsan
10:01
if you put your mindus to it
207
593119
1841
ve inanırsan
10:02
and have beliefinanç in it.
208
594984
1504
istediğin her şeyi yapabilirsin.
Bu çok garip
10:06
It's strangegarip,
209
598389
1157
bir sene önce nerede olduğuma bakıyorum
10:07
but in manyçok waysyolları I look
at where I was a yearyıl agoönce,
210
599570
2393
ve şimdi nerede olduğuma.
10:09
and I look at where I am now,
211
601987
1438
O zamanlar sahip
10:11
and I realizegerçekleştirmek that I have
a lot of things I didn't have then.
212
603449
2905
olmadığım şeylere artık sahibim.
10:14
I wouldn'tolmaz be sittingoturma here right now
if this hadn'tolmasaydı happenedolmuş.
213
606378
2913
Bunu yaşamasaydım,
şu an burada oturuyor olmazdım.
10:17
I wouldn'tolmaz have been ableyapabilmek
to showgöstermek you those photographsfotoğraflar
214
609315
2612
O fotoğrafları size gösterip
bu hikâyeleri anlatmış olamazdım.
10:19
and tell you those storieshikayeleri.
215
611951
1389
10:21
I was luckyşanslı 10 yearsyıl agoönce,
when I satoturdu down and I trieddenenmiş to work out
216
613364
3458
10 yıl önce dünyada nasıl bir değişiklik
10:24
what I could do to make
a differencefark in this worldDünya.
217
616846
2421
yapabilirim diye
düşündüğümde çok şanslıymışım.
10:27
I realizedgerçekleştirilen that my photographyfotoğrafçılık
was a toolaraç and a way to do it.
218
619291
3296
Fotoğrafçılığın
bunun için bir araç olduğunu fark ettim.
10:31
I think that's what's really keyanahtar.
219
623175
1665
Bence önemli olan da bu.
10:33
It's that we all can
be partBölüm of that wheeltekerlek.
220
625345
3255
Hepimiz bu değişimin parçası olabiliriz.
10:36
We can all be cogsSMM in a wheeltekerlek of changedeğişiklik.
221
628624
2459
Hepimiz bir işe yarayabiliriz.
10:39
We can all make a differencefark.
222
631107
1560
Hepimiz bir fark yaratabiliriz.
10:40
EverybodyHerkes here has an abilitykabiliyet
to use something
223
632691
2818
Buradaki herkesin bir şeyleri değiştircek
10:43
to make a differencefark to the worldDünya.
224
635533
1708
yetenekleri vardır.
10:45
We can all sitoturmak in frontön of the TVTV and go,
225
637265
2974
Hepimiz televizyonun karşısına oturup
10:48
"I don't know what to do
about it," and forgetunutmak about it.
226
640263
2668
"Ben ne yapabilirim ki" deyip geçebiliriz.
10:50
But the realitygerçeklik is that we can
all do something.
227
642955
2280
Ama gerçek şu ki herkes bir şey yapabilir.
10:53
It mightbelki be just writingyazı a lettermektup.
228
645259
1786
Sadece bir mektup yazmak olabilir.
10:55
It mightbelki be standingayakta
on a soapboxsabun and talkingkonuşma.
229
647069
2510
Sahneye çıkıp konuşma yapmak olabilir.
10:57
It mightbelki be just recordingkayıt
somebody'sbiri var storyÖykü
230
649603
2074
Birinin hikâyesini başkalarına
anlatmak da
10:59
and tellingsöylüyorum it to somebodybirisi elsebaşka.
231
651701
1631
olabilir.
11:01
But everyher singletek one of us here,
232
653356
1793
Buradaki herkes eğer fark yaratmak
11:03
if we want to make a differencefark, we can,
an there is nothing to stop us.
233
655173
3459
istiyorsa, yapabilir
bizi durduracak hiç bir şey yok.
11:06
And we all have our ownkendi experiencesdeneyimler
that we can use as well.
234
658656
3265
Hepimizin kullanabileceği deneyimleri var.
11:10
So really, that's all I wanted
to talk about todaybugün.
235
662548
2429
Bugün söylemek istediğim şey sadece buydu.
11:13
I just wanted to say that life
goesgider on all around the worldDünya.
236
665001
5065
Hayat dünyanın her yerinde devam ediyor.
11:18
People are going throughvasitasiyla terriblekorkunç things.
237
670090
2320
İnsanların başından korkunç şeyler geçiyor
11:21
EveryoneHerkes of us is going
throughvasitasiyla our ownkendi terriblekorkunç experiencedeneyim.
238
673164
2860
Herkes kişisel kötü deneyimler geçiriyor.
11:24
But if we sharepay those
and we talk about storieshikayeleri,
239
676048
2314
Eğer bunları başkalarıyla paylaşırsak
11:26
then we can inspireilham vermek eachher other
240
678386
1496
birbirimize sorunları atlamamız
11:27
to get throughvasitasiyla our ownkendi badkötü experiencesdeneyimler.
241
679906
2662
için yardımcı oluruz.
11:30
I know that the people I've recordedkaydedilmiş
have gottenkazanılmış me to this pointpuan.
242
682592
3754
Biliyorum ki hayatını
anlattığım kişiler
beni çoktan unutmuştur.
11:34
And I hopeumut in some smallküçük way,
the storieshikayeleri I've been ableyapabilmek to tell you
243
686370
3301
Ama umarım ki
anlattıklarım küçük çapta bile olsa
11:37
will help you get throughvasitasiyla things.
244
689695
1594
zorlukları atlatmanızı ve onları
11:39
And in turndönüş, I hopeumut you will use
your experiencesdeneyimler to help othersdiğerleri.
245
691313
3564
başkalarına yardım etmekte
kullanmanızı sağlar.
11:43
Thank you very much.
246
695624
1183
Çok teşekkür ederim
11:44
(ApplauseAlkış)
247
696831
3627
(Alkış)
Translated by Zisan Bas
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Giles Duley - Photojournalist
Giles Duley began his career as a fashion photographer. When it was time for a change he found himself on a journey of war and hardship.

Why you should listen

Giles was a photographer who, some years ago, tired of celebrity photoshoots and the attendant egos and tantrums that often accompanied them. He flung his camera on the photoshoot bed and it bounced out the window into the streets of SoHo, London. At that point he decided to change course and dedicated himself to using his camera to "tell unheard stories of those caught in conflict and economic hardship around the world." His work took him to Sudan, Angola, Ukraine and Bangladesh, among other places. Early in 2011, on assignment in Afghanistan, Duley stepped on a landmine. Despite the fact that the horrific accident left Duley a triple amputee, he continues to dedicate his life to telling stories through photography.

More profile about the speaker
Giles Duley | Speaker | TED.com