ABOUT THE SPEAKER
Leslie T. Chang - Journalist
In her reporting and writing, Leslie T. Chang explores the lives of workers in China, focusing on the experience of women.

Why you should listen

Leslie T. Chang's book Factory Girls: From Village to City in a Changing China traces the lives of Chunming and Min, two young women working in Dongguan, a factory city in South China. Leaving their home villages far behind in pursuit of work, Chunming and Min are part of an estimated 10 million young migrants (estimated to be 70 percent women) who work in China's booming factories. These migrants live in a "perpetual present," forging individual and nontraditional lives amid the breakneck pace of manufacturing.

As Chang gets to know these two women and others, she reveals the harsh realities of China's spectacular industrial growth, and also explores her family's own history of migration from mainland China.

Chang lived in China for a decade as a correspondent for The Wall Street Journal. She is now based in Egypt.

More profile about the speaker
Leslie T. Chang | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2012

Leslie T. Chang: The voices of China's workers

Leslie T. Chang: Çinli İşçilerin Sesi

Filmed:
1,558,400 views

Küreselleşme hakkında süregelen ateşli tartışmalardaki eksik taraf , dünya çapında pazarlanan ürünleri üretmek için Çin'deki fabrikalara ve diğer gelişmekte olan ülkelere göç eden milyonlarca insanın sesi,yani işçilerin sesidir.Muhabir Leslie T.Chang Çin'in gelişmekte olan büyük şehirlerindeki kadınlara sordu ve şimdi onların yaşam hikayelerini anlatıyor.
- Journalist
In her reporting and writing, Leslie T. Chang explores the lives of workers in China, focusing on the experience of women. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
HiMerhaba. So I'd like to talk a little bitbit about the people
0
794
2416
Merhaba. Gündelik hayatımızda sıklıkla kullandığımız ayakkabı,
00:19
who make the things we use everyher day:
1
3210
2529
çanta, bilgisayar ve cep telefonları gibi eşyaları
00:21
our shoesayakkabı, our handbagsçanta, our computersbilgisayarlar and cellhücre phonestelefonlar.
2
5739
3760
üreten insanlar hakkında ufak bir konuşma yapmak istiyorum.
00:25
Now, this is a conversationkonuşma that oftensık sık callsaramalar up a lot of guiltsuçluluk.
3
9499
4446
Yapacağım bu konuşma oldukça hüzünlü
00:29
ImagineHayal the teenagegenç farmÇiftlik girlkız who makesmarkaları lessaz than
4
13945
3591
Spor ayakkabılarınızı yapmak için uğraşan
00:33
a dollardolar an hoursaat stitchingdikiş your runningkoşu shoesayakkabı,
5
17536
2856
ve saatte bir dolardan az para kazanan küçük köylü kızı ya da
00:36
or the younggenç ChineseÇince man who jumpsatlayışlar off a rooftopçatı katı
6
20392
2698
iPad'inizin parçalarını monte edebilmek için fazladan mesaiye kalan
00:38
after workingçalışma overtimemesai assemblingbirleştirme your iPadiPad.
7
23090
4040
ve sonrasında kendini çatıdan atan Çinli bir genci düşünün.
00:43
We, the beneficiariesyararlananlar of globalizationküreselleşme, seemgörünmek to exploitsömürmek
8
27130
3608
Küreselleşmenin nimetlerinden(!) faydalanan bizler ise
00:46
these victimskurbanlar with everyher purchasesatın alma we make,
9
30738
2703
satın aldığımız her ürünle bu insanları sömürüyoruz
00:49
and the injusticeadaletsizlik
10
33441
1633
ve görünen o ki yaptıkları ürünler
00:50
feelshissediyor embeddedgömülü in the productsÜrünler themselveskendilerini.
11
35074
3089
var olan adaletsizliğin bir kanıtı.
00:54
After all, what's wrongyanlış with a worldDünya in whichhangi a workerişçi
12
38163
2560
Yine de, iPhone'un montajlarını yapan bir işçinin iPhone almaya gücünün
00:56
on an iPhoneiPhone assemblymontaj linehat can't even affordparası yetmek to buysatın almak one?
13
40723
3776
yetmediği bu sistemin neresi yanlış (!)
01:00
It's takenalınmış for grantedverilmiş that ChineseÇince factoriesfabrikalar are oppressivebaskıcı,
14
44499
2650
Çindeki fabrikalar acımasız ve zalim
01:03
and that it's our desirearzu etmek for cheapucuz goodsmal
15
47149
2731
ve şüphesiz ki bunun temel sebebi
01:05
that makesmarkaları them so.
16
49880
2361
bizim ucuz mallara olan tutkumuz.
01:08
So, this simplebasit narrativeöykü equatingequating WesternWestern demandtalep
17
52241
3815
Batı'nın bu ürünlere olan talebinin,Çinde çekilen çilelerle
01:11
and ChineseÇince sufferingçile is appealingçekici,
18
56056
2812
doğru orantılı olduğunu gösteren verdiğim bu basit örnek
01:14
especiallyözellikle at a time when manyçok of us alreadyzaten feel guiltysuçlu
19
58868
2635
özellikle de dünyadaki bu adaletsiz sistemde oynadığımız rol yüzünden
01:17
about our impactdarbe on the worldDünya,
20
61503
2578
kendimizi kötü hissettiğimiz bir dönemde oldukça çarpıcı fakat ,
01:19
but it's alsoAyrıca inaccurateyanlış and disrespectfulsaygısız.
21
64081
3783
bir o kadar da yanlış ve saygısızca.
01:23
We mustşart be peculiarlytuhaf self-obsessedkendi kendine takıntılı to imaginehayal etmek that we
22
67864
2984
Dünyanın başka bir ucundaki milyonlarca insanı
01:26
have the powergüç to drivesürücü tensonlarca of millionsmilyonlarca of people
23
70848
3168
göç etmesine ve bu insanların böylesine acımasız koşullarda
01:29
on the other sideyan of the worldDünya to migrategöç and sufferacı çekmek
24
74016
2712
acı çekmesinden bizim de sorumlu olduğumuzu
01:32
in suchböyle terriblekorkunç waysyolları.
25
76728
2795
her zaman aklımızda bulundurmalıyız.
01:35
In factgerçek, ChinaÇin makesmarkaları goodsmal for marketspiyasalar all over the worldDünya,
26
79523
2818
Çin düşük maliyetli, eğitimli iş gücü
01:38
includingdahil olmak üzere its ownkendi, thanksTeşekkürler to a combinationkombinasyon of factorsfaktörler:
27
82341
3588
barındıran ve piyasadaki talebi hızlı bir şekilde
01:41
its lowdüşük costsmaliyetler, its largegeniş and educatedeğitimli workforceişgücü,
28
85929
3406
karşılayabilecek üretim kapasitesi olan büyük fabrikaları sayesinde
01:45
and a flexibleesnek manufacturingimalat systemsistem
29
89335
2466
hem kendisi için hem de
01:47
that respondsyanıt verir quicklyhızlı bir şekilde to marketpazar demandstalepler.
30
91801
3151
dünyadaki tüm pazarlar için ürün imal etmektedir.
01:50
By focusingodaklanma so much on ourselveskendimizi and our gadgetsgadget'lar,
31
94952
3049
Kendi zevklerimize ve sahip olduğumuz ürünlere
01:53
we have renderedRender the individualsbireyler on the other endson
32
98001
2463
kendimizi o kadar kaptırdık ki dünyanın başka bir
01:56
into invisibilityGörünmezlik, as tinyminik and interchangeableyer değiştirebilir
33
100464
3360
ucundaki insanları bir cep telefonunun küçük ve takılıp çıkarılabilir
01:59
as the partsparçalar of a mobileseyyar phonetelefon.
34
103824
3055
parçaları kadar görmezden geliyoruz.
02:02
ChineseÇince workersişçiler are not forcedzorunlu into factoriesfabrikalar
35
106879
2665
Çinli işçiler fabrikalarda sadece bizim açgözlü
02:05
because of our insatiabledoyumsuz desirearzu etmek for iPodsiPod.
36
109544
2479
iPod isteklerimiz yüzünden çalışmak zorunda kalmıyorlar.
02:07
They chooseseçmek to leaveayrılmak theironların homesevler in ordersipariş to earnkazanmak moneypara,
37
112023
3072
Onlar evlerini, para kazanmak için,yeni beceriler edinebilmek için
02:10
to learnöğrenmek newyeni skillsbecerileri, and to see the worldDünya.
38
115095
3953
ve dünyayı görebilmek için terkediyorlar.
02:14
In the ongoingdevam eden debatetartışma about globalizationküreselleşme, what's
39
119048
2393
Küreselleşme hakkında süregelen tartışmada
02:17
been missingeksik is the voicessesleri of the workersişçiler themselveskendilerini.
40
121441
3431
eksik kalan taraf ise işçilerin seslerini duyuramaması.
02:20
Here are a fewaz.
41
124872
2305
İşte bu işçilerden birkaç örnek :
02:23
BaoBao YongxiuYongxiu: "My motheranne tellsanlatır me to come home
42
127177
3749
Bao Yongxiu : " Annem evime geri dönüp
02:26
and get marriedevli, but if I marryevlenmek now, before I have fullytamamen
43
130926
3724
evlenmemi söylüyor, fakat daha kendimi tam olarak geliştiremeden
02:30
developedgelişmiş myselfkendim, I can only marryevlenmek an ordinarysıradan workerişçi,
44
134650
4085
eve dönersem, sadece sıradan bir işçiyle evlenebilirim.
02:34
so I'm not in a rushacele."
45
138735
2503
Bu yüzden evlenmek için acele etmiyorum."
02:37
ChenChen YingYing: "When I wentgitti home for the newyeni yearyıl,
46
141238
3042
Chen Ying" Yılbaşı için evime döndüğümde
02:40
everyoneherkes said I had changeddeğişmiş. They askeddiye sordu me,
47
144280
3256
herkes bana değiştigimi söyledi. Beni böylesine
02:43
what did you do that you have changeddeğişmiş so much?
48
147536
3097
değiştirenin ne olduğunu sordular. Onlara okuduğumu
02:46
I told them that I studiedokudu and workedişlenmiş hardzor. If you tell them
49
150633
3278
ve çok çalıştıgımı söyledim. Bu konuda daha fazla şey
02:49
more, they won'talışkanlık understandanlama anywayneyse."
50
153911
3368
söyleseniz de zaten anlamazlar"
02:53
WuWu ChunmingChunming: "Even if I make a lot of moneypara,
51
157279
3385
Wu Chunming " İyi bir gelirim olsa bile
02:56
it won'talışkanlık satisfytatmin etmek me.
52
160664
2151
bu beni , tatmin edemez.
02:58
Just to make moneypara is not enoughyeterli meaninganlam in life."
53
162815
4369
Çünkü para, hayatın anlamı değildir.
03:03
XiaoXiao JinJin: "Now, after I get off work, I studyders çalışma Englishİngilizce,
54
167184
4712
Xiao Jin " İşten çıktıktan sonra ,İngilizce çalışıyorum.
03:07
because in the futuregelecek, our customersmüşteriler won'talışkanlık
55
171896
1789
Çünkü ilerde müşterilerimiz sadece Çinli olmayacaklar,
03:09
be only ChineseÇince, so we mustşart learnöğrenmek more languagesdiller."
56
173685
3862
Daha fazla dil öğrenmek zorundayız.
03:13
All of these speakershoparlörler, by the way, are younggenç womenkadınlar,
57
177547
2771
Bu arada, bu konuşmacıların hepsi
03:16
18 or 19 yearsyıl oldeski.
58
180318
3082
18-19 yaşlarındaki genç kadınlar.
03:19
So I spentharcanmış two yearsyıl gettingalma to know assemblymontaj linehat workersişçiler
59
183400
2942
Güney Çin'de yer alan Dongguan şehrinde bu örnekteki
03:22
like these in the southgüney ChinaÇin factoryfabrika cityŞehir calleddenilen DongguanDongguan.
60
186342
3929
gibi montaj işçileriyle tanışabilmek için iki senemi harcadım.
03:26
CertainBelirli subjectskonular camegeldi up over and over:
61
190271
2520
Ne kadar para kazandıkları,
03:28
how much moneypara they madeyapılmış,
62
192791
1904
Nasıl bir eşle evlenmek istedikleri
03:30
what kindtür of husbandkoca they hopedümit to marryevlenmek,
63
194695
2379
bulundukları fabrikada çalışmaya devam edecekler mi
03:32
whetherolup olmadığını they should jumpatlama to anotherbir diğeri factoryfabrika
64
197074
2125
yoksa başka bir fabrikaya geçiş yapacaklar mı ?
03:35
or staykalmak where they were.
65
199199
2200
gibi konular sürekli konuşuldu.
03:37
Other subjectskonular camegeldi up almostneredeyse never, includingdahil olmak üzere
66
201399
2193
Bana bir hapis hayatı gibi gelen
03:39
livingyaşam conditionskoşullar that to me lookedbaktı closekapat to prisonhapis life:
67
203592
3447
10-15 işçinin tek bir odada kalması
03:42
10 or 15 workersişçiler in one roomoda,
68
207039
2283
50 insanın tek bir banyoyu kullanması,
03:45
50 people sharingpaylaşım a singletek bathroombanyo,
69
209322
3359
gündüz ve gece fabrikadaki çalışma saatlerine göre yaşamaları
03:48
daysgünler and nightsgece ruledçizgili by the factoryfabrika clocksaat.
70
212681
3334
gibi konular ise hiç gündeme gelmedi.
03:51
EveryoneHerkes they knewbiliyordum livedyaşamış in similarbenzer circumstanceskoşullar,
71
216015
3488
İşçilerin tanıdığı herkes benzer durumda yaşıyordu
03:55
and it was still better than the dormitoriesöğrenci yurtları and homesevler
72
219503
2761
fakat yine de bu koşullar Çin'in kırsal kesimlerindeki
03:58
of ruralkırsal ChinaÇin.
73
222264
2568
evlerden ve yurtlardan daha iyiydi.
04:00
The workersişçiler rarelynadiren spokekonuştu about the productsÜrünler they madeyapılmış,
74
224832
2726
İşçiler çok nadiren yaptıkları ürünler
04:03
and they oftensık sık had great difficultyzorluk explainingaçıklayan
75
227558
2344
hakkında konuşurlardı. Ve çoğu zaman ne yaptıklarını
04:05
what exactlykesinlikle they did.
76
229902
2442
tarif etmekte güçlük çekerlerdi.
04:08
When I askeddiye sordu LuLu QingminQingmin,
77
232344
1711
En iyi tanıdığım genç kadına fabrikada
04:09
the younggenç womankadın I got to know besten iyi,
78
234055
2102
tam olarak ne iş yaptıgını sordugum zaman bana
04:12
what exactlykesinlikle she did on the factoryfabrika floorzemin,
79
236157
2467
kulağa Çince gibi gelen
04:14
she said something to me in ChineseÇince that soundedkulağa like
80
238624
2405
"qui xi"
04:16
"qiuQiu xiXI."
81
241029
1777
diye bir şey söyledi.
04:18
Only much latersonra did I realizegerçekleştirmek that she had been sayingsöz
82
242806
2969
Ancak daha sonradan "kalite kontrol"
04:21
"QCQC," or qualitykalite controlkontrol.
83
245775
3224
dğer bir deyişle " KK" dediğini anladım.
04:24
She couldn'tcould even tell me what she did on the factoryfabrika floorzemin.
84
248999
3863
Bana fabrikada ne yaptığını bile söyleyemedi.
04:28
All she could do was parrotpapağan a garbledbozuk abbreviationkısaltma
85
252862
2457
Tek söylediği şey , anlayamadığı bir dilde
04:31
in a languagedil she didn't even understandanlama.
86
255319
3994
sürekli tekrar ettiği bir kısaltmaydı.
04:35
KarlKarl MarxMarx saw this as the tragedytrajedi of capitalismkapitalizm,
87
259313
3622
Karl Marx bunu kapitalizmin acı bir sonucu olarak,
04:38
the alienationyabancılaşma of the workerişçi from the productürün of his laboremek.
88
262935
4043
işçinin emek sarf ederek ürettiği ürün hakkında bir fikrinin olmaması olarak gördü.
04:42
UnlikeAksine, say, a traditionalgeleneksel makeryapıcı of shoesayakkabı or cabinetsdolapları,
89
266978
3624
Yerel bir ayakkabıcının ya da mobilyacının aksine,
04:46
the workerişçi in an industrialSanayi factoryfabrika has no controlkontrol,
90
270602
3247
fabrikada çalışan bir işçi yaptığı işten
04:49
no pleasureZevk, and no truedoğru satisfactionmemnuniyet or understandinganlayış
91
273849
3257
herhangi bir zevk almaz, doyuma ulaşamaz
04:53
in her ownkendi work.
92
277106
2191
ve yaptığı işten bir şey anlayamaz.
04:55
But like so manyçok theoriesteoriler that MarxMarx arrivedgeldi at
93
279297
2416
Fakat, Marx British Museum'un okuma odasında
04:57
sittingoturma in the readingokuma roomoda of the Britishİngiliz MuseumMüze,
94
281713
2819
ürettiği bir çok teorisinde olduğu gibi
05:00
he got this one wrongyanlış.
95
284532
2826
bunda da yanılmıştı.
05:03
Just because a personkişi spendsharcıyor her time
96
287358
2299
Bir insanın bir şey üretirken
05:05
makingyapma a pieceparça of something does not mean
97
289657
2768
emek sarfetmesi , o kişinin tüm hayatının
05:08
that she becomesolur that, a pieceparça of something.
98
292425
2552
o işten ibaret olduğu anlamına gelmez.
05:10
What she does with the moneypara she earnskazanır,
99
294977
3103
Esas önemli olan,İşçinin o işten kazandığı para,
05:13
what she learnsöğrenir in that placeyer, and how it changesdeğişiklikler her,
100
298080
3505
fabrikada edindiği deneyimler, ve bu deneyimlerin
05:17
these are the things that mattermadde.
101
301585
2761
bu kişiyi nasıl geliştirdiğidir.
05:20
What a factoryfabrika makesmarkaları is never the pointpuan, and
102
304346
2300
Asıl önemli olan bir fabrikanın ne ürettiği değildir ve
05:22
the workersişçiler could not carebakım lessaz who buyssatın alır theironların productsÜrünler.
103
306646
4084
işçiler de ürettikleri ürünü kimin alacağını önemsemezler.
05:26
JournalisticGazetecilik coveragekapsama of ChineseÇince factoriesfabrikalar,
104
310730
2488
Diğer bir yandan Medya , Çindeki fabrikalarda çalışan
05:29
on the other handel, playsoyunlar up this relationshipilişki
105
313218
2112
bu durumu, yani işçiler ve ürettikleri ürünler












işçilerin,ürettikleri ürünlerle aralarında
05:31
betweenarasında the workersişçiler and the productsÜrünler they make.
106
315330
2829
olan ilişkilerini sık sık gündeme getirmektedir.
05:34
ManyBirçok articleshaberler calculatehesaplamak: How long would it take
107
318159
3089
Bu konuda pek çok makale, bir işçinin
05:37
for this workerişçi to work in ordersipariş to earnkazanmak enoughyeterli moneypara
108
321248
2844
ürettiği ürünü alabilmesi için
05:39
to buysatın almak what he's makingyapma?
109
324092
2460
ne kadar çalışması gerektiğini sorguluyor.
05:42
For exampleörnek, an entry-level-lineEntry düzey satır assemblymontaj linehat workerişçi
110
326552
2488
Örneğin, Çindeki bir İPhone fabrikasında
05:44
in ChinaÇin in an iPhoneiPhone plantbitki would have to shellkabuk out
111
329040
3272
çalışan normal bir montaj işçisi iPhone
05:48
two and a halfyarım months'aylık wagesücret for an iPhoneiPhone.
112
332312
3545
satın alabilmek için 2.5 aylık maaşını vermesi gerekmekte.
05:51
But how meaningfulanlamlı is this calculationhesaplama, really?
113
335857
3337
Fakat yapılan bu hesaplamalar ne kadar mantıklı ?
05:55
For exampleörnek, I recentlyson günlerde wroteyazdı an articlemakale
114
339194
1990
Mesela, geçenlerde The New Yorker dergisinde
05:57
in The NewYeni YorkerYorker magazinedergi,
115
341184
978
bir makale yayımladım, fakat makalemde
05:58
but I can't affordparası yetmek to buysatın almak an adilan in it.
116
342162
3239
kullanabilecegim bir reklamı karşılayamadım.
06:01
But, who caresbakımları? I don't want an adilan in The NewYeni YorkerYorker,
117
345401
2056
Fakat ne farkeder ki ? Ben nasıl The New Yorker dergisinde
06:03
and mostçoğu of these workersişçiler don't really want iPhonesiPhone.
118
347457
2865
reklam istemiyorsam, işçiler de iPhone istemiyorlar.
06:06
TheirOnların calculationshesaplamalar are differentfarklı.
119
350322
2760
Bu işçilerin düşündükleri şeyler farklı.
06:08
How long should I staykalmak in this factoryfabrika?
120
353082
1814
Bu fabrikada ne kadar çalışmalıyım ?
06:10
How much moneypara can I savekayıt etmek?
121
354896
2463
Ne kadar para biriktirebilirim?
06:13
How much will it take to buysatın almak an apartmentapartman or a cararaba,
122
357359
2570
Bir daire veya bir araba alabilmem için,evlenmek veya çocuğumu okula
06:15
to get marriedevli, or to put my childçocuk throughvasitasiyla schoolokul?
123
359929
4590
yollayabilmem için ne kadar çalışmalıyım ?
06:20
The workersişçiler I got to know had a curiouslymerakla abstractsoyut
124
364519
2691
Tanıdğım işçilerin ürettikleri ürünlerle
06:23
relationshipilişki with the productürün of theironların laboremek.
125
367210
3758
garip bir soyut bağları vardı.
06:26
About a yearyıl after I metmet LuLu QingminQingmin, or MinMin,
126
370968
3142
Lu Qingmin ya da kısaca Min'le tanıştıktan yaklaşık
06:30
she inviteddavet me home to her familyaile villageköy
127
374110
2034
bir sene sonra beni Çin Yılbaşı için ailesinin
06:32
for the ChineseÇince NewYeni YearYıl.
128
376144
2223
yaşadığı köye davet etti.
06:34
On the traintren home, she gaveverdi me a presentmevcut:
129
378367
2386
Trenle köye giderken bana bir hediye verdi:
06:36
a CoachKoç brandmarka changedeğişiklik purseçanta with brownkahverengi leatherderi trimdöşeme.
130
380753
4391
Coach marka kahverengi bir deri bozuk para cüzdanı.
06:41
I thankedteşekkür etti her, assumingvarsayarak it was fakesahte,
131
385144
1673
Dongguan'da satılan her şey gibi bu cüzdanın da
06:42
like almostneredeyse everything elsebaşka for saleSatılık in DongguanDongguan.
132
386817
3477
taklit bir ürün olduğunu düşünerek ona teşekkür ettim.
06:46
After we got home, MinMin gaveverdi her motheranne anotherbir diğeri presentmevcut:
133
390294
3809
Eve vardığımızda Min annesine başka bir hediye daha verdi:
06:50
a pinkpembe DooneyDooney & BourkeBourke handbagel çantası,
134
394103
2185
Pembe bir Dooney&Bourke marka el çantası ve bundan
06:52
and a fewaz nightsgece latersonra, her sisterkız kardeş was showinggösterme off
135
396288
2423
bir kaç gün sonra kız kardeşi bize koyu-kızıl kahverengi
06:54
a maroonkestane rengi LeSportsacLeSportsac shoulderomuz bagsırt çantası.
136
398711
3504
LeSportsac marka omuzdan asmalı çantasını gösterdi.
06:58
SlowlyYavaş yavaş it was dawningağarma on me that these handbagsçanta
137
402215
3800
Bu çantaların aslında kendi fabrikalarında
07:01
were madeyapılmış by theironların factoryfabrika,
138
406015
2017
üretildiğini anlamıştım
07:03
and everyher singletek one of them was authenticotantik.
139
408032
3166
ve çantaların hepsi orjinaldi.
07:07
Min'sMin'in sisterkız kardeş said to her parentsebeveyn,
140
411198
2465
Min annesine bu çantaların ABD'de
07:09
"In AmericaAmerika, this bagsırt çantası sellssatar for 320 dollarsdolar."
141
413663
3362
320 dolara satıldığını söyledi.
07:12
Her parentsebeveyn, who are bothher ikisi de farmersçiftçiler, lookedbaktı on, speechlesssuskun.
142
417025
3039
Her ikisi de çiftçi olan annesi ve babası şaşkınlıktan dicek söz bulamadılar.
07:15
"And that's not all -- CoachKoç is cominggelecek out with a newyeni linehat,
143
420064
2559
Ayrıca, Coach marka çantaların yeni "2191" üretimiyle piyasaya çıkacağını
07:18
2191," she said. "One bagsırt çantası will sellsatmak for 6,000."
144
422623
4801
ve tek bir çantanın 6000'e satılacağını söyledi.
07:23
She pauseddurdurulmuş and said, "I don't know if that's 6,000 yuanyuan or
145
427424
4247
Bir süre durakladıktan sonra bu sefer :" 6000 dolara mı yoksa 6000 yuana mı
07:27
6,000 AmericanAmerikan dollarsdolar, but anywayneyse, it's 6,000." (LaughterKahkaha)
146
431671
5647
satılacağından emin değilim fakat sonuçta 6000'e satılacak"
07:33
Min'sMin'in sister'sKız kardeşinin boyfrienderkek arkadaş, who had traveledseyahat home with her
147
437318
2595
Yılbaşı için eve gelen Min'in kız kardeşinin erkek arkadaşı
07:35
for the newyeni yearyıl, said,
148
439913
2117
Bu çantanın 6000 dolar ya da yuan
07:37
"It doesn't look like it's worthdeğer that much."
149
442030
2833
edecek kadar değerli olmadığını söyledi.
07:40
Min'sMin'in sisterkız kardeş turneddönük to him and said, "Some people actuallyaslında
150
444863
2825
Min'in kardeşi, erkek arkadaşına dönüp " Sen ne anlarsın böyle şeylerden
07:43
understandanlama these things. You don't understandanlama shitbok."
151
447688
3544
bazı insanlar böyle şeylerden iyi anlar."
07:47
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
152
451232
4655
(Gülüşmeler-Alkışlar)
07:51
In Min'sMin'in worldDünya, the CoachKoç bagsçantalar had a curiousMeraklı currencypara birimi.
153
455887
4040
Coach marka çantalar Min'in hayatında garip bir değere sahipler.
07:55
They weren'tdeğildi exactlykesinlikle worthlessdeğersiz, but they were nothing
154
459927
2320
Tamamen değersiz şeyler değiller fakat
07:58
closekapat to the actualgerçek valuedeğer, because almostneredeyse no one they knewbiliyordum
155
462247
2710
gerçek değerlerinin yakınından bile geçemezler.Çünkü
08:00
wanted to buysatın almak one, or knewbiliyordum how much it was worthdeğer.
156
464957
3930
tanıdığı insanlar ne bu çantaları almak istiyor ne de bu çantaların değerini biliyor.
08:04
OnceBir kez, when Min'sMin'in olderdaha eski sister'sKız kardeşinin friendarkadaş got marriedevli,
157
468887
3355
Bir keresinde Min'in büyük ablasının bir arkadaşı evlendiğinde
08:08
she broughtgetirdi a handbagel çantası alonguzun bir as a weddingDüğün presentmevcut.
158
472242
2828
Min düğün hediyesi olarak bir el çantası getirdi.
08:10
AnotherBaşka bir time, after MinMin had alreadyzaten left
159
475070
2168
Başka bir zaman da Min el çantası fabrikasından
08:13
the handbagel çantası factoryfabrika, her youngerdaha genç sisterkız kardeş camegeldi to visitziyaret etmek,
160
477238
3142
çoktan çıksa da küçük kız kardeşi ziyarete geldiginde
08:16
bringinggetiren two CoachKoç Signatureİmza handbagsçanta as giftsHediyeler.
161
480380
4111
hediye olarak 2 tane Coach marka el çantasıyla geldi.
08:20
I lookedbaktı in the zipperedfermuarlı pocketcep of one,
162
484491
2075
Birtanesinin fermuarlı iç cebine baktığımda şöyle yazılı ingilizce bir kart gördüm :
08:22
and I foundbulunan a printedbasılı cardkart in Englishİngilizce, whichhangi readokumak,
163
486566
4239
"Bir Amerikan klasiği.1941 yılında
08:26
"An AmericanAmerikan classicklasik.
164
490805
3258
bir beyzbol eldiveninin cilali eskitilmiş yüzeyi
08:29
In 1941, the burnishedparlatılmış patinaPatina
165
494063
2510
Coach'un kurucusunda
08:32
of an all-Americanall-American baseballbeyzbol gloveeldiven
166
496573
2362
bu konforlu yumuşak eldivenin derisiyle
08:34
inspiredyaratıcı the founderkurucu of CoachKoç to createyaratmak
167
498935
2200
aynı yeni el çantaları
08:37
a newyeni collectionToplamak of handbagsçanta from the sameaynı
168
501135
2409
üretme fikri uyandırdı.
08:39
luxuriouslylüks bir şekilde softyumuşak gloved-handeldivenli elden leatherderi.
169
503544
3209
6 tane becerikli deri ustası
08:42
SixAltı skilledyetenekli leatherworkersderi craftedhazırlanmış 12 Signatureİmza handbagsçanta
170
506753
4175
12 özel seriden oluşan mükemmel bir uyuma sahip
08:46
with perfectmükemmel proportionsOranlar and a timelesszamansız flairFlair.
171
510928
4136
zarif el çantaları ürettiler.
08:50
They were freshtaze, functionalfonksiyonel, and womenkadınlar everywhereher yerde
172
515064
2280
Bu çantalar yepyeni ve kullanışlıydılar.
08:53
adoredhayran them. A newyeni AmericanAmerikan classicklasik was borndoğmuş."
173
517344
5336
Kadınlar bu çantalara hayran kaldılar.Yeni bir Amerikan klasiği doğmuştu."
08:58
I wondermerak etmek what KarlKarl MarxMarx would have madeyapılmış of MinMin
174
522680
2326
Karl Marx, Min ve kardeşleri hakkında
09:00
and her sisterskız kardeşler.
175
525006
1908
ne düşünüyordu merak ediyorum.
09:02
TheirOnların relationshipilişki with the productürün of theironların laboremek
176
526914
2607
Ürettikleri ürünlerle olan bağları, Marx'ın
09:05
was more complicatedkarmaşık, surprisingşaşırtıcı and funnykomik
177
529521
2295
hayal edebileceğinden çok daha karmaşık,
09:07
than he could have imaginedhayal.
178
531816
2258
şaşırtıcı ve bir o kadar da eğlenceliydi.
09:09
And yethenüz, his viewgörünüm of the worldDünya persistsdevam ederse, and our tendencyeğilim
179
534074
2823
Fakat, Marx'ın bu dünya görüşü ve bizim işçileri
09:12
to see the workersişçiler as facelessmeçhul masseskitleler,
180
536897
2609
kimliksiz bir topluluk olarak görmeye ve bu işçilerin
09:15
to imaginehayal etmek that we can know what they're really thinkingdüşünme.
181
539506
3874
gerçekte neler düşündüklerini bilebileceğimize dair eğilimimiz hala geçerliliğini sürdürmektedir.
09:19
The first time I metmet MinMin, she had just turneddönük 18
182
543380
3401
Min ile tanıştığımda, daha henüz 18'ine
09:22
and quitçıkmak her first job on the assemblymontaj linehat
183
546781
2655
girmişti ve bir elektronik fabrikasındaki
09:25
of an electronicselektronik factoryfabrika.
184
549436
2315
montaj işçiliğinden henüz çıkmıştı.
09:27
Over the nextSonraki two yearsyıl, I watchedizledi as she switchedanahtarlamalı jobsMeslekler
185
551751
2646
İki yıl boyunca, Min'in 5 kez iş değiştirdiğine
09:30
fivebeş timeszamanlar, eventuallysonunda landinginiş a lucrativekazançlı postposta
186
554397
3076
ve sonunda bir donanım fabrikasının satış bölümünde
09:33
in the purchasingSatın alma departmentbölüm of a hardwaredonanım factoryfabrika.
187
557473
3574
iyi maaşlı bir mevkide çalıştığına şahit oldum.
09:36
LaterDaha sonra, she marriedevli a fellowadam migrantgöçmen workerişçi,
188
561047
2525
Daha sonra, Min bir göçmen işçi arkadaşıyla evlenip
09:39
movedtaşındı with him to his villageköy,
189
563572
2142
eşinin köyüne taşındı ve
09:41
gaveverdi birthdoğum to two daughterskız çocukları,
190
565714
2203
iki kız çocuğu dünyaya getirdi.
09:43
and savedkaydedilmiş enoughyeterli moneypara to buysatın almak a secondhandİkinci el BuickBuick
191
567917
2188
Sonunda kendisine ikinci el bir Buick ve ailesene de
09:46
for herselfkendini and an apartmentapartman for her parentsebeveyn.
192
570105
4406
bir daire alabileceği kadar para biriktirdi.
09:50
She recentlyson günlerde returnediade to DongguanDongguan on her ownkendi
193
574511
3133
Son zamanlarda, eşini ve çocuklarını
09:53
to take a job in a factoryfabrika that makesmarkaları constructioninşaat cranesVinçler,
194
577644
3616
geçici bir süre köyde bırakarak,
09:57
temporarilygeçici olarak leavingayrılma her husbandkoca and childrençocuklar
195
581260
2200
Dongguan'da vinç üreten
09:59
back in the villageköy.
196
583460
1983
bir fabrikada çalışmaya gitti.
10:01
In a recentson emailE-posta to me, she explainedaçıkladı,
197
585443
2581
Son zamanlarda bana attığı bir e-maide şöyle yazmıştı:
10:03
"A personkişi should have some ambitionhırs while she is younggenç
198
588024
4046
" İnsan genç yaşlarında azimli olmalı ki,
10:07
so that in oldeski ageyaş she can look back on her life
199
592070
2662
yaşlandığında geriye bakıp
10:10
and feel that it was not livedyaşamış to no purposeamaç."
200
594732
4783
hayatını bir hiç uğruna yaşamadığını görebilsin".
10:15
AcrossArasında ChinaÇin, there are 150 millionmilyon workersişçiler like her,
201
599515
4396
Çin'de Min gibi 150 milyon işçi var.
10:19
one thirdüçüncü of them womenkadınlar, who have left theironların villagesköyler
202
603911
2753
Bu işçilerin 3'te 1'ini otellerde, restorantlarda ve büyük şehirlerin
10:22
to work in the factoriesfabrikalar, the hotelsoteller, the restaurantsrestoranlar
203
606664
3543
inşaatlarında çalışmak için köylerini
10:26
and the constructioninşaat sitesSiteler of the bigbüyük citiesşehirler.
204
610207
2605
terk eden kadın işçiler oluşturuyor.
10:28
TogetherBirlikte, they make up the largesten büyük migrationgöç in historytarih,
205
612812
3744
Hep birlikte bu işçiler tarihteki en büyük göçü oluşturuyorlar
10:32
and it is globalizationküreselleşme, this chainzincir that beginsbaşlar
206
616556
3000
ve milyonlarca insanın nasıl çalışacağını
10:35
in a ChineseÇince farmingtarım villageköy
207
619556
2519
nasıl evleneceğini, nasıl yaşayıp nasıl düşüneceklerini
10:37
and endsuçları with iPhonesiPhone in our pocketscepler and NikesNike on our feetayaklar
208
622075
3777
etkileyen şey ise, Çin'in bir köyünde başlayan,
10:41
and CoachKoç handbagsçanta on our armssilâh
209
625852
2424
cebimizdeki iPhonelarla, ayağımızdaki Nike ayakkabılarla
10:44
that has changeddeğişmiş the way these millionsmilyonlarca of people
210
628276
2289
ve kolumuzdaki Coach marka çantalarla sona eren
10:46
work and marryevlenmek and livecanlı and think.
211
630565
4913
bu üretim süreci ve küreselleşmedir.
10:51
Very fewaz of them would want to go back
212
635478
1949
Bu işçilerden çok az bir kısmı
10:53
to the way things used to be.
213
637427
2557
bu işlerin yürüyüş şeklinin değişmesini istiyor.
10:55
When I first wentgitti to DongguanDongguan, I worriedendişeli that
214
639984
3180
Dongguan'a ilk gittiğimde, işçilerle çok fazla vakit
10:59
it would be depressingiç karartıcı to spendharcamak so much time with workersişçiler.
215
643164
4375
geçirmenin iç karartıcı olacağını düşünüyordum.
11:03
I alsoAyrıca worriedendişeli that nothing would ever happenolmak to them,
216
647539
2771
Ayrıca onlar için bir değişiklik olmayacağından
11:06
or that they would have nothing to say to me.
217
650310
2629
ya da bana bir şey söylemeyeceklerinden endişeleniyordum.
11:08
InsteadBunun yerine, I foundbulunan younggenç womenkadınlar who were smartakıllı and funnykomik
218
652939
2650
Fakat tam tersine; zeki, komik
11:11
and bravecesur and generouscömert.
219
655589
2847
cesur ve cömert kadınlarla tanıştım.
11:14
By openingaçılış up theironların liveshayatları to me,
220
658436
2331
Bu kadınlar hayatlarına beni de dahil ederek
11:16
they taughtöğretilen me so much about factoriesfabrikalar
221
660767
2206
fabrikalar ve Çin hakkında













Çin ve fabrikalar hakkındaki pek çok şeyi ve
11:18
and about ChinaÇin and about how to livecanlı in the worldDünya.
222
662973
4206
bu dünyada nasıl yaşanacağını öğrettiler bana.
11:25
This is the CoachKoç purseçanta that MinMin gaveverdi me
223
669486
2712
Bu Coach marka cüzdan
11:28
on the traintren home to visitziyaret etmek her familyaile.
224
672198
2410
ailesini ziyarete giderken Min'in trende bana verdiği hediye.
11:30
I keep it with me to remindhatırlatmak me of the tieskravatlar that tiekravat me
225
674608
2643
Bu cüzdanı, hakkında yazı yazdığım kadına olan
11:33
to the younggenç womenkadınlar I wroteyazdı about,
226
677251
2724
bağlarımı hatırlatması için,
11:35
tieskravatlar that are not economicekonomik but personalkişisel in naturedoğa,
227
679975
4270
doğadaki asıl bağların parayla değil de anılarla ölçülebilen
11:40
measuredölçülü not in moneypara but in memorieshatıralar.
228
684245
3567
ekonomik olmayan insani bağlar olduğunu hatırlatması için saklıyorum.
11:43
This purseçanta is alsoAyrıca a reminderuyarı mektubu that the things that you imaginehayal etmek,
229
687812
3419
Bu cüzdan, ofisinizde ya da kütüphanenizde
11:47
sittingoturma in your officeofis or in the librarykütüphane,
230
691231
3542
otururken hayal ettiğiniz şeylerin
11:50
are not how you find them when you actuallyaslında go out
231
694773
2403
aslında gerçek dünyada çok farklı olduduğunu
11:53
into the worldDünya.
232
697176
1507
hatırlatıyor bana.
11:54
Thank you. (ApplauseAlkış)
233
698683
1988
Dinlediğiniz için teşekkür ederim. (Alkışlar)
11:56
(ApplauseAlkış)
234
700671
6672
(Alkışlar)
12:03
ChrisChris AndersonAnderson: Thank you, LeslieLeslie, that was an insightIçgörü
235
707343
2069
Chris Anderson: Teşekkür ederiz Leslie, bu anlattığın
12:05
that a lot of us haven'tyok had before.
236
709412
2597
şeyler bize yeni bir bakış açısı kazandırdı.
12:07
But I'm curiousMeraklı. If you had a minutedakika, say,
237
712009
3487
Fakat merak ettiğim bir şey var, bir dakikanı alacağım bu yüzden.
12:11
with Apple'sApple'nın headkafa of manufacturingimalat,
238
715496
3721
Diyelim ki Apple'ın üretim müdürüyle konuşuyorsun
12:15
what would you say?
239
719217
2360
ona ne söylerdin?
12:17
LeslieLeslie ChangChang: One minutedakika?
240
721577
1128
Bir dakika mı ?
12:18
CACA: One minutedakika. (LaughterKahkaha)
241
722705
1513
Bir dakika. (Gülüşmeler)
12:20
LCLC: You know, what really impressedetkilendim me about the workersişçiler
242
724218
1926
Biliyorsun ki beni işçiler hakkında en çok etkileyen şey
12:22
is how much they're self-motivatedkendi kendini motive, self-drivenkendinden tahrikli,
243
726144
3226
onların bu kadar çok hevesli, becerikli
12:25
resourcefulbecerikli, and the thing that struckvurdu me,
244
729370
2617
ve gayretli olmaları. Ve beni en çok sarsan şey ise
12:27
what they want mostçoğu is educationEğitim, to learnöğrenmek,
245
731987
2965
en çok istedikleri şeyin eğitim ve öğrenmek olması,
12:30
because mostçoğu of them come from very poorfakir backgroundsarka.
246
734952
1547
çünkü bu işçilerin büyük bir kısmı oldukça fakir ailelerden geliyor.
12:32
They usuallygenellikle left schoolokul when they were in 7thinci or 8thinci gradesınıf.
247
736499
2944
Genelde 7 ya da 8 yaşlarında okulu bırakıyorlar.
12:35
TheirOnların parentsebeveyn are oftensık sık illiteratecahil,
248
739443
2239
Ebeveynleri genellikle cahil
12:37
and then they come to the cityŞehir, and they, on theironların ownkendi,
249
741682
2640
ve bu çocuklar şehre kendi imkanlarıyla gelip
12:40
at night, duringsırasında the weekendshafta sonları, they'llacaklar take a computerbilgisayar classsınıf,
250
744322
2125
geceleri ve haftasonları bilgisayar
12:42
they'llacaklar take an Englishİngilizce classsınıf, and learnöğrenmek
251
746447
2268
ve İngilizce derslerine giriyorlar. Öğrendikleri
12:44
really, really rudimentaryilkel things, you know,
252
748715
2124
şeyler ise oldukça temel düzeyde şeyler,ne bileyim
12:46
like how to typetip a documentbelge in WordWord,
253
750839
1739
mesela , Word belgesinde nasıl yazı yazıldığını
12:48
or how to say really simplebasit things in Englishİngilizce.
254
752578
2664
ya da İngilizcedeki en basit temel cümleleri öğreniyorlar.
12:51
So, if you really want to help these workersişçiler,
255
755242
2128
Eğer gerçekten bu işçilere yardım etmek istiyorsanız
12:53
startbaşlama these smallküçük, very focusedodaklı, very pragmaticpragmatik classessınıflar
256
757370
3223
bu okullarda verilen ufak , yoğunlaştırılmış ve faydalı
12:56
in these schoolsokullar, and what's going to happenolmak is,
257
760593
3129
kursları siz de açın ve göreceksiniz ki
12:59
all your workersişçiler are going to movehareket on,
258
763722
1419
işçileriniz hayatlarına devam edicekler
13:01
but hopefullyinşallah they'llacaklar movehareket on into higherdaha yüksek jobsMeslekler withiniçinde AppleElma,
259
765141
3407
ve bir gün belki de umarım ki Apple içinde daha yüksek yerlere gelecekler
13:04
and you can help theironların socialsosyal mobilityhareketlilik
260
768548
2941
ve siz bu işçilerin sosyal hareketliliklerine
13:07
and theironların self-improvementkendini geliştirme.
261
771489
997
ve kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunabilirsiniz.
13:08
When you talk to workersişçiler, that's what they want.
262
772486
1778
İşçilerle sorduğunuz zaman da tüm istediklerinin bu olduğunu göreceksiniz.
13:10
They do not say, "I want better hotSıcak waterSu in the showersduş.
263
774264
2674
Duşta daha sıcak bir duş,
13:12
I want a nicerdaha güzel roomoda. I want a TVTV setset."
264
776938
1985
daha hoş bir oda ya da bir televizyon seti istemiyorlar.
13:14
I mean, it would be niceGüzel to have those things,
265
778923
1623
Böyle olanaklara sahip olmaları tabii ki güzel olur
13:16
but that's not why they're in the cityŞehir,
266
780546
1158
fakat şehre gelmelerinin nedeni bu değil,
13:17
and that's not what they carebakım about.
267
781704
2089
önem verdikleri şey de bu değil.
13:19
CACA: Was there a senseduyu from them of a narrativeöykü that
268
783793
3550
Chris Anderson: Peki işçilerin konuşmaları genelde
13:23
things were kindtür of toughsert and badkötü, or was there a narrativeöykü
269
787343
3412
hayatın zorluğu ve kötü oluşu üzerine miydi yoksa
13:26
of some kindtür of levelseviye of growthbüyüme, that things over time
270
790755
3013
konuşmalarında hayatlarında bir ilerleme olduğu,
13:29
were gettingalma better?
271
793768
1623
her şeyin zamanla daha da güzel olacağı inancı mı hakimdi?
13:31
LCLC: Oh definitelykesinlikle, definitelykesinlikle. I mean, you know,
272
795391
1907
Leslie Chang: Tabii ki. Yani oldukça ilginçti,
13:33
it was interestingilginç, because I spentharcanmış basicallytemel olarak two yearsyıl
273
797298
2366
çünkü sonuçta orada,Dongguan şehrinde
13:35
hangingasılı out in this cityŞehir, DongguanDongguan,
274
799664
1994
iki senemi geçirdim.
13:37
and over that time, you could see immenseengin changedeğişiklik
275
801658
2111
ve zamanla, her bir insanın hayatındaki
13:39
in everyher person'skişiler life: upwardyukarı doğru, downwardaşağı doğru, sidewaysyana doğru,
276
803769
2795
o yoğun değişimi görüyorsunuz .İnişler ve çıkışlar oluyordu
13:42
but generallygenellikle upwardyukarı doğru.
277
806564
1821
fakat genel olarak hayatları daha iyiye gidiyordu.
13:44
If you spendharcamak enoughyeterli time, it's upwardyukarı doğru, and I metmet people
278
808385
1787
Yeteri kadar zaman harcarsanız, hayat koşullarınız düzeliyor
13:46
who had movedtaşındı to the cityŞehir 10 yearsyıl agoönce, and who are now
279
810172
2295
10 yıl önce şehre gelen ve şimdi orta gelirli
13:48
basicallytemel olarak urbankentsel middleorta classsınıf people,
280
812467
2107
olan insanlarla tanıştım.
13:50
so the trajectoryYörünge is definitelykesinlikle upwardyukarı doğru.
281
814574
2021
yani hayatlarındaki değişimin yönü ileriye dönük.
13:52
It's just hardzor to see when you're suddenlyaniden
282
816595
1935
Bir anda şehrinde ortasına düşüverdiğinizde
13:54
suckedemdi into the cityŞehir. It looksgörünüyor like everyone'sherkesin var poorfakir and
283
818530
2121
neyin nasıl olduğunu kestirmesi zor.Herkes fakir ve
13:56
desperateumutsuz, but that's not really how it is.
284
820651
1738
umutsuz gözüküyor fakat gerçekte durum böyle değil.
13:58
CertainlyKesinlikle, the factoryfabrika conditionskoşullar are really toughsert,
285
822389
2154
Tabii ki de , fabrikadaki koşullar oldukça ağır
14:00
and it's nothing you or I would want to do,
286
824543
2317
ve ne ben böyle bir hayatı isterim ne de siz,
14:02
but from theironların perspectiveperspektif, where they're cominggelecek from
287
826860
3145
bu insanların bakış açılarına göre ise, geldikleri
14:05
is much worsedaha da kötüsü, and where they're going
288
830005
1997
yer, gidecekleri yerden çok daha kötü.
14:07
is hopefullyinşallah much better, and I just wanted to give
289
832002
2008
Ben konuşmamda sadece
14:09
that contextbağlam of what's going on in theironların mindszihinler,
290
834010
2361
bu insanların nasıl hissedip neler düşündüğünü
14:12
not what necessarilyzorunlu olarak is going on in yoursseninki.
291
836371
2363
anlatmak istedim,sizin aklınızdan geçenleri değil.
14:14
CACA: Thanksteşekkürler so much for your talk.
292
838734
1496
Chris Anderson :Konuşman için çok teşekkür ederiz.
14:16
Thank you very much. (ApplauseAlkış)
293
840230
4369
Ben teşekkür ederim. (Alkışlar)
Translated by mert moralı
Reviewed by Zeynep İlbasmış

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Leslie T. Chang - Journalist
In her reporting and writing, Leslie T. Chang explores the lives of workers in China, focusing on the experience of women.

Why you should listen

Leslie T. Chang's book Factory Girls: From Village to City in a Changing China traces the lives of Chunming and Min, two young women working in Dongguan, a factory city in South China. Leaving their home villages far behind in pursuit of work, Chunming and Min are part of an estimated 10 million young migrants (estimated to be 70 percent women) who work in China's booming factories. These migrants live in a "perpetual present," forging individual and nontraditional lives amid the breakneck pace of manufacturing.

As Chang gets to know these two women and others, she reveals the harsh realities of China's spectacular industrial growth, and also explores her family's own history of migration from mainland China.

Chang lived in China for a decade as a correspondent for The Wall Street Journal. She is now based in Egypt.

More profile about the speaker
Leslie T. Chang | Speaker | TED.com