ABOUT THE SPEAKER
Andrew Blum - Network author
For his new book, "Tubes," Andrew Blum visited the places where the internet exists in physical form: the cables and switches and servers that virtually connect us.

Why you should listen

In his book Tubes: A Journey to the Center of the Internet, Andrew Blum wanted to capture the "spirit of place" of the Internet. Because as far-reaching and virtual as our connection to the Net is, the signals travel on good old-fashioned cabling, glass fibers jacketed in polymer, running through conduit under streets. The immaterial Internet runs on a very material, industry-like infrastructure. So that when Alaska senator Ted Stevens called the Internet "a series of tubes" ... well, he was kind of right, and he did inspire the title of this utterly fascinating book, which explores the switches, data centers, sea crossings and many, many tubes that make up our online reality.

Blum is a writer for Newsweek, and has written for Wired, Popular Science, Metropolis and more.

Learn more about Tubes:

Read excerpts on submarine cables and Internet exchange points (like 60 Hudson in NYC).

Browse book club materials (from the Amherst Reads book club)

Listen to Andrew Blum's audio interview on Fresh Air

 

More profile about the speaker
Andrew Blum | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2012

Andrew Blum: Discover the physical side of the internet

Andrew Blum: İnternet gerçekte nedir?

Filmed:
1,521,702 views

Bir sincap gelip kablolarını çiğneyerek bağlantısını kestiğinde, gazeteci Andrew Blum internetin gerçekte neyden yapıldığını merak etmeye başladı. Böylece, sualtı kablolarını, gizli bağlantı noktalarını ve diğer fiziksel parçaları görmek için yola koyuldu.
- Network author
For his new book, "Tubes," Andrew Blum visited the places where the internet exists in physical form: the cables and switches and servers that virtually connect us. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
I've always writtenyazılı primarilyÖncelikle about architecturemimari,
0
827
2031
Daha önceleri binalar ve mimari hakkında
00:18
about buildingsbinalar, and writingyazı about architecturemimari
1
2858
2525
yazıyordum ve mimariyle ilgili yazmak
00:21
is basedmerkezli on certainbelli assumptionsvarsayımlar.
2
5383
2741
belirli varsayımlara dayanır.
00:24
An architectmimar designstasarımlar a buildingbina, and it becomesolur a placeyer,
3
8124
2458
Bir mimar binayı tasarlar ve onu bir mekan haline gelir,
00:26
or manyçok architectsmimarlar designdizayn manyçok buildingsbinalar, and it becomesolur
4
10582
2480
ya da bir çok mimar bir çok bina tasarlayarak
00:28
a cityŞehir, and regardlessne olursa olsun of this complicatedkarmaşık mixkarıştırmak of forcesgüçler
5
13062
3274
bir şehir yaratırlar, bu yerleri şekillendiren siyasetin,
00:32
of politicssiyaset and culturekültür and economicsekonomi bilimi that shapesşekiller
6
16336
2397
kültürün ve ekonominin karmaşıklığına rağmen
00:34
these placesyerler, at the endson of the day, you can go
7
18733
3003
günün sonunda gider ve buraları
00:37
and you can visitziyaret etmek them. You can walkyürümek around them.
8
21736
2656
ziyaret edersiniz. Çevresinde gezersiniz.
00:40
You can smellkoku them. You can get a feel for them.
9
24392
1673
Kokularını duyarsınız. Bir şekilde hissedebilirsiniz.
00:41
You can experiencedeneyim theironların senseduyu of placeyer.
10
26065
3493
Size, birer mekan oluşlarının hissini yaşatırlar.
00:45
But what was strikingdikkat çekici to me over the last severalbirkaç yearsyıl
11
29558
2349
Ancak son birkaç yılda beni sarsan şey şu oldu,
00:47
was that lessaz and lessaz was I going out into the worldDünya,
12
31907
3375
dışarıdaki dünyaya daha az karıştıkça
00:51
and more and more, I was sittingoturma in frontön of my computerbilgisayar screenekran.
13
35282
3229
bilgisayar ekranımın karşısında daha çok oturuyordum.
00:54
And especiallyözellikle sincedan beri about 2007, when I got an iPhoneiPhone,
14
38511
4320
Ve özellikle iPhone'umu aldığım 2007'den beri,
00:58
I was not only sittingoturma in frontön of my screenekran all day,
15
42831
1876
ekran karşısında sadece oturmakla kalmadım
01:00
but I was alsoAyrıca gettingalma up at the endson of the day
16
44707
2097
günün sonunda kalkıp, tüm gün cebimde
01:02
and looking at this little screenekran that I carriedtaşınan in my pocketcep.
17
46804
3300
taşıdığım küçük ekrana da bakmaya başladım.
01:06
And what was surprisingşaşırtıcı to me was how quicklyhızlı bir şekilde
18
50104
2859
Ve fiziksel dünyayla olan bağlantımın
01:08
my relationshipilişki to the physicalfiziksel worldDünya had changeddeğişmiş.
19
52963
2937
ne kadar da çabuk değiştiği beni çok şaşırttı.
01:11
In this very shortkısa perioddönem of time, you know, whetherolup olmadığını you
20
55900
1775
Bu kısacık zamanda, isterseniz siz buna çevirimiçi
01:13
call it the last 15 yearsyıl or so of beingolmak onlineinternet üzerinden, or the last,
21
57675
3456
geçen 15 yıl, ya da devamlı çevirimiçi olduğunuz
01:17
you know, fourdört or fivebeş yearsyıl of beingolmak onlineinternet üzerinden all the time,
22
61131
2959
dört - beş yıl deyin, bu zaman içinde
01:19
our relationshipilişki to our surroundingsçevre had changeddeğişmiş in that
23
64090
3174
çevremizdekilerle ilişkimiz öylesine değişti ki
01:23
our attentionDikkat is constantlysürekli dividedbölünmüş. You know,
24
67264
1799
dikkatimiz her daim bölünmüş durumda. Biliyorsunuz,
01:24
we're bothher ikisi de looking insideiçeride the screensekranlar and we're looking
25
69063
2564
hem ekranın içindekilere hem de dışarıda
01:27
out in the worldDünya around us.
26
71627
1832
çevremizde olan dünyaya bakıyoruz.
01:29
And what was even more strikingdikkat çekici to me, and what I really
27
73459
2527
Ve beni daha da çok şaşırtan ve takıldığım bir konu da
01:31
got hungasılı up on, was that the worldDünya insideiçeride the screenekran
28
75986
3002
ekranın içindeki dünyanın kendi içinde hiçbir
01:34
seemedgibiydi to have no physicalfiziksel realitygerçeklik of its ownkendi.
29
78988
3789
gerçekliğinin olmamasıydı.
01:38
If you wentgitti and lookedbaktı for imagesGörüntüler of the InternetInternet,
30
82777
2768
Gidip de internetteki bir resmim ararsanız,
01:41
this was all that you foundbulunan, this famousünlü imagegörüntü by OpteOpte
31
85545
3118
bulduğunuz şey bu olur, Opte'nin bu meşhur İnternet fotoğrafı
01:44
of the InternetInternet as the kindtür of MilkySütlü Way, this infinitesonsuz expanseGenişlik
32
88663
3130
Samanyolu gibi, sonsuz genişlikte
01:47
where we don't seemgörünmek to be anywhereherhangi bir yer on it.
33
91793
2096
ve üzerinde yokmuşuz gibi görünüyor.
01:49
We can never seemgörünmek to graspkavramak it in its totalitybütünlük.
34
93889
2424
Onu asla tamamıyla yakalayamayacağız.
01:52
It's always remindedhatırlattı me of the ApolloApollo imagegörüntü of the EarthDünya,
35
96313
3617
Bana her zaman Apollo'nun çektiği yeryüzü fotoğrafını
01:55
the bluemavi marbleMermer pictureresim, and it's similarlybenzer şekilde meantdemek to suggestönermek,
36
99930
2730
hatırlatıyor, mavi bir bilye gibi, ve bu benzerliği
01:58
I think, that we can't really understandanlama it as a wholebütün.
37
102660
2697
sanki onu bir bütün gibi anlayamayacağımızı ifade ediyor.
02:01
We're always sortçeşit of smallküçük in the faceyüz of its expanseGenişlik.
38
105357
3685
Genişlemesinin yüzeyinde küçük bir parçaymışız gibi.
02:04
So if there was this worldDünya and this screenekran, and if there was
39
109042
3365
Yani bu dünya, bu ekran ve etrafımdaki
02:08
the physicalfiziksel worldDünya around me, I couldn'tcould ever get them
40
112407
2857
fiziksel dünya ayrı olsaydı, tüm bunları asla
02:11
togetherbirlikte in the sameaynı placeyer.
41
115264
2981
bir araya getiremezdim.
02:14
And then this happenedolmuş.
42
118245
3207
Ve sonra olan oldu.
02:17
My InternetInternet brokekırdı one day, as it occasionallybazen does,
43
121452
2598
Bir gün internet bağlantım gitti, zaten arada sırada olur,
02:19
and the cablekablo guy camegeldi to fixdüzeltmek it, and he startedbaşladı with
44
124050
2734
ve tamirci düzeltmeye geldi, kanepenin arkasındaki
02:22
the dustytozlu clumpyığın of cableskabloları behindarkasında the couchkanepe,
45
126784
2127
tozlu kablo yığınıyla işe başladı ve sırasıyla bunları
02:24
and he followedtakip etti it to the frontön of my buildingbina and into the basementBodrum kat and out to the back yardyard,
46
128911
3210
evimin önüne, giriş katıma ve arka bahçeme kadar takip etti
02:28
and there was this bigbüyük jumblekarmakarışık of cableskabloları againstkarşısında the wallduvar.
47
132121
2876
ve duvara dayalı karmaşık kablolar duruyordu.
02:30
And then he saw a squirrelSincap runningkoşu alonguzun bir the wiretel,
48
134997
2554
Ve kablo boyunca koşturan bir sincap gördü,
02:33
and he said, "There's your problemsorun.
49
137551
2791
"İşte," dedi "probleminiz bu."
02:36
A squirrelSincap is chewingçiğneme on your InternetInternet." (LaughterKahkaha)
50
140342
4421
"İnternetinizi bir sincap çiğniyor." (Kahkahalar)
02:40
And this seemedgibiydi astoundingşaşırtıcı. The InternetInternet is
51
144763
3127
Ve bu gayet şaşırtıcıydı. İnternet devasa bir
02:43
a transcendentaşkın ideaFikir. It's a setset of protocolsiletişim kuralları that has changeddeğişmiş
52
147890
3374
düşünce. Alışverişten sevgili bulmaya, devrimlere kadar
02:47
everything from shoppingalışveriş yapmak to datingescort to revolutionsdevrimler.
53
151264
3455
her şeyi değiştiren birtakım protokoller bütünü.
02:50
It was unequivocallytümden not something
54
154719
2629
Yani bir sincabın onu çiğneyemeyeceği
02:53
a squirrelSincap could chewçiğnemek on. (LaughterKahkaha)
55
157348
3311
su götürmez bir gerçekti. (Kahkahalar)
02:56
But that in factgerçek seemedgibiydi to be the casedurum.
56
160659
1878
Ama, o anki durum bundan ibaretti.
02:58
A squirrelSincap had in factgerçek chewedçiğnenmiş on my InternetInternet. (LaughterKahkaha)
57
162537
3202
Bir sincap gerçekten de İnternet'imi çiğneyivermişti. (Kahkahalar)
03:01
And then I got this imagegörüntü in my headkafa of what would happenolmak
58
165739
2187
Ve sonra kafamda, bir kabloyu duvardan çekip
03:03
if you yankedçekti the wiretel from the wallduvar and if you startedbaşladı
59
167926
2180
takip edersem nereye gideceğimi canlandırdım.
03:06
to followtakip et it. Where would it go?
60
170106
1604
Acaba nereye varırdım?
03:07
Was the InternetInternet actuallyaslında a placeyer that you could visitziyaret etmek?
61
171710
3508
İnternet gerçekten de ziyaret edebileceğiniz bir yer mi?
03:11
Could I go there? Who would I meetkarşılamak?
62
175218
1349
Gidebilir miyim oraya? Kimle karşılaşırım?
03:12
You know, was there something actuallyaslında out there?
63
176567
3376
Yani orada bir yerlerde gerçekten bir şey var mı?
03:15
And the answerCevap, by all accountshesapları, was no.
64
179943
3037
Cevap her halükarda hayırdı.
03:18
This was the InternetInternet, this blacksiyah boxkutu with a redkırmızı lightışık on it,
65
182980
2780
İnternet buydu, üstünde kırmızı ışık yanan siyah bir kutu,
03:21
as representedtemsil in the sitcomdurum komedisi "The IT CrowdKalabalık."
66
185760
3430
tıpkı "The IT Crowd" dizisinde gösterildiği gibi.
03:25
NormallyNormalde it liveshayatları on the topüst of BigBüyük BenBen,
67
189190
3559
Diziye göre, İnternet normalde Big Ben'in tepesinde durur
03:28
because that's where you get the besten iyi receptionresepsiyon,
68
192749
3082
çünkü en iyi orada çekiyordur,
03:31
but they had negotiatedmüzakere that theironların colleagueçalışma arkadaşı could borrowödünç almak it
69
195831
3305
ama iş arkadaşlarının öğleden sonraki sunumunda kullanması için
03:35
for the afternoonöğleden sonra to use in an officeofis presentationsunum.
70
199136
3172
onu ödünç alabileceğine karar verirler.
03:38
The eldersyaşlılar of the InternetInternet were willingistekli to partBölüm with it
71
202308
2374
Eski internetçiler kısa süre için ondan ayrılmayı
03:40
for a shortkısa while, and she looksgörünüyor at it and she saysdiyor,
72
204682
2866
kabul eder ve arkadaşları onu gördüğünde şaşırır
03:43
"This is the InternetInternet? The wholebütün InternetInternet? Is it heavyağır?"
73
207548
3390
"İnternet bu mu? Bütün İnternet? Peki ağır mı?"
03:46
They say, "Of coursekurs not, the InternetInternet doesn't weightartmak anything."
74
210938
3960
Onlar da "Tabi ki değil, İnternetin hiçbir ağırlığı olmaz." derler.
03:50
And I was embarrassedmahçup. I was looking for this thing
75
214898
2317
Ben de utanmıştım. Sadece ahmakların aramayı düşünecekleri
03:53
that only foolsAptallar seemgörünmek to look for.
76
217215
2296
bir şeyi merak ediyordum.
03:55
The InternetInternet was that amorphousamorf blobBLOB, or it was a sillysaçma
77
219511
2835
İnternet şekilsiz bir bölge ya da üstünde
03:58
blacksiyah boxkutu with a blinkingyanıp sönen redkırmızı lightışık on it.
78
222346
2246
kırmızı ışığı yanıp sönen aptal bir kara kutuydu.
04:00
It wasn'tdeğildi a realgerçek worldDünya out there.
79
224592
2328
Orada gerçek bir dünya yoktu.
04:02
But, in factgerçek, it is. There is a realgerçek worldDünya of the InternetInternet out there,
80
226920
3312
Ama aslında var. Oralarda bir yerde gerçek bir İnternet dünyası var
04:06
and that's what I spentharcanmış about two yearsyıl visitingziyaret,
81
230232
1766
ve iki yıl boyunca oraları ziyaret ettim,
04:07
these placesyerler of the InternetInternet. I was in largegeniş dataveri centersmerkezleri
82
231998
3545
İnternetin bu yerlerini. Büyük veri merkezlerine gittim,
04:11
that use as much powergüç as the citiesşehirler in whichhangi they sitoturmak,
83
235543
2645
buralar bulundukları şehirler kadar enerji tüketiyor
04:14
and I visitedziyaret placesyerler like this, 60 HudsonHudson StreetSokak in NewYeni YorkYork,
84
238188
3189
ve böyle yerlere gittim, New York'ta 60 Hudson caddesinde,
04:17
whichhangi is one of the buildingsbinalar in the worldDünya,
85
241377
1708
dünyadaki binalardan biri,
04:18
one of a very shortkısa listliste of buildingsbinalar, about a dozendüzine buildingsbinalar,
86
243085
2898
bir düzine binanın yer aldığı kısa listedeki binalardan biri,
04:21
where more networksağlar of the InternetInternet connectbağlamak to eachher other
87
245983
2644
burada herhangi bir yerdekinden daha çok İnternet ağı
04:24
than anywhereherhangi bir yer elsebaşka.
88
248627
1358
birbirine bağlanıyor.
04:25
And that connectionbağ is an unequivocallytümden physicalfiziksel processsüreç.
89
249985
2617
Ve bu bağlantı kesinlikle fiziksel bir işlem.
04:28
It's about the routeryönlendirici of one network, a FacebookFacebook or
90
252602
2485
Ağın yönlendiricisiyle alakalı, Facebook,
04:30
a GoogleGoogle or a B.T. or a ComcastComcast or a Time WarnerWarner, whateverher neyse it is,
91
255087
2942
Google, B.T., Comcast ya da Time Warner, ya da herhangi biri,
04:33
connectingbağlantı with usuallygenellikle a yellowSarı fiberelyaf opticoptik cablekablo up into
92
258029
2431
çoğunlukla tavana çıkan sarı fiberoptik kablo ve
04:36
the ceilingtavan and down into the routeryönlendirici of anotherbir diğeri network,
93
260460
2694
diğer ağın yönlendiricisiyle bağlanıyor.
04:39
and that's unequivocallytümden physicalfiziksel, and it's surprisinglyşaşırtıcı biçimde intimatesamimi.
94
263154
4377
Bu kesinlikle fiziksel ve şaşırtıcı bir şekilde homojen.
04:43
A buildingbina like 60 HudsonHudson, and a dozendüzine or so othersdiğerleri,
95
267531
3293
60 Hudson'dakine benzer bir bina ve bunlar gibi bir düzinesi,
04:46
has 10 timeszamanlar more networksağlar connectingbağlantı withiniçinde it
96
270824
2326
yanlarındaki bina dizilerindekinden 10 kat daha fazla
04:49
than the nextSonraki tierkatmanı of buildingsbinalar.
97
273150
1848
ağ bağlantısı yapıyor.
04:50
There's a very shortkısa listliste of these placesyerler.
98
274998
2068
Bu binaların listesi gayet kısa.
04:52
And 60 HudsonHudson in particularbelirli is interestingilginç because it's home
99
277066
2908
Ve 60 Hudson özellikle ilginç çünkü
04:55
to about a halfyarım a dozendüzine very importantönemli networksağlar,
100
279974
2589
yaklaşık bir düzine önemli ağlara ev sahipliği yapıyor
04:58
whichhangi are the networksağlar whichhangi serveservis the underseaDenizaltı cableskabloları
101
282563
2298
ve bunlar denizaltı kablolarıyla okyanustan geçerek
05:00
that travelseyahat underneathaltında the oceanokyanus
102
284861
2348
Avrupa ve Amerika'yı birbirine bağlıyor,
05:03
that connectbağlamak EuropeEurope and AmericaAmerika and connectbağlamak all of us.
103
287209
2253
yani hepimiz arasındaki bağlantıyı kuruyor.
05:05
And it's those cableskabloları in particularbelirli that I want to focusodak on.
104
289462
3587
Ve işte bu kabloların üstünde özellikle duracağım.
05:08
If the InternetInternet is a globalglobal phenomenonfenomen, if we livecanlı
105
293049
3860
İnternet evrensel bir fenomen ise ve evrensel bir şehirde
05:12
in a globalglobal villageköy, it's because there are cableskabloları underneathaltında
106
296925
2440
yaşıyorsak, bu sadece okyanus altından geçen
05:15
the oceanokyanus, cableskabloları like this.
107
299365
2105
bunun gibi kablolar sayesindedir.
05:17
And in this dimensionboyut, they are incrediblyinanılmaz smallküçük.
108
301470
2886
Ve bir bakıma, inanılmaz derecede küçükler.
05:20
You can you holdambar them in your handel. They're like a gardenBahçe hoseHortum.
109
304356
2942
Elinizin içinde tutabilirsiniz. Bahçe hortumu kadarlar.
05:23
But in the other dimensionboyut they are incrediblyinanılmaz expansivegeniş,
110
307298
4063
Öteki taraftan, inanılmaz derecede büyükler,
05:27
as expansivegeniş as you can imaginehayal etmek.
111
311361
1640
hayal edebileceğiniz kadar genişler.
05:28
They stretchUzatmak acrosskarşısında the oceanokyanus. They're threeüç or fivebeş
112
313001
2555
Okyanus boyunca ilerliyorlar. Üç, beş ya da sekiz
05:31
or eightsekiz thousandbin milesmil in lengthuzunluk, and
113
315556
2611
mil uzunluğundalar ve
05:34
if the materialmalzeme scienceBilim and the computationalbilişimsel technologyteknoloji
114
318167
2609
materyal bilimi, bilgisayar teknolojisi ne kadar
05:36
is incrediblyinanılmaz complicatedkarmaşık, the basictemel physicalfiziksel processsüreç
115
320776
3533
karmaşıksa, fiziksel süreç bir o kadar şaşırtıcı derecede
05:40
is shockinglyşok edici simplebasit. LightIşık goesgider in on one endson of the oceanokyanus
116
324309
3780
basit. Işık okyanusun bir ucundan giriyor ve
05:43
and comesgeliyor out on the other, and it usuallygenellikle comesgeliyor
117
328089
3285
öteki ucundan çıkıyor ve çoğunlukla
05:47
from a buildingbina calleddenilen a landinginiş stationistasyon that's oftensık sık
118
331374
2633
bağlantı istasyonu denilen ve deniz kenarında
05:49
tuckedsıkışmış away inconspicuouslyinconspicuously in a little seasideSahil neighborhoodKomşuluk,
119
334007
2947
küçük bir yerleşim yerinde bulunan binalarda gizleniyor
05:52
and there are amplifiersamplifikatörler that sitoturmak on the oceanokyanus floorzemin
120
336954
2734
ve okyanus yüzeyinde orkinosa benzeyen
05:55
that look kindtür of like bluefinmavi yüzgeçli tunaton balığı, and everyher 50 milesmil
121
339688
2520
yükselticiler duruyor ve her 50 milde
05:58
they amplifyyükseltmek the signalişaret, and sincedan beri the rateoran of transmissiontransmisyon
122
342208
3657
sinyali yüksetiyor. Ve aktarmanın hızı inanılmaz derecede
06:01
is incrediblyinanılmaz fasthızlı, the basictemel unitbirim is a 10-gigabit-per-second-gigabit-başına-ikinci
123
345865
3206
yüksek olduğu için -- saniyede 10 gigabit dalgaboyu ışık --
06:04
wavelengthdalga boyu of lightışık, maybe a thousandbin timeszamanlar your ownkendi
124
349071
2498
belki de sizin bağlantınızın bin katı,
06:07
connectionbağ, or capableyetenekli of carryingtaşıma 10,000 videovideo streamsakışları,
125
351569
3184
ya da 10.000 video yayımını taşıyabilir,
06:10
but not only that, but you'llEğer olacak put not just one wavelengthdalga boyu of lightışık
126
354753
3278
sadece bu kadar değil, fiberlere yalnızca
06:13
throughvasitasiyla one of the fiberselyaf, but you'llEğer olacak put maybe
127
358031
2957
bir dalgaboyu ışık koymuyorsunuz, belki
06:16
50 or 60 or 70 differentfarklı wavelengthsdalga boyları or colorsrenkler of lightışık
128
360988
3019
50, 60 ya da 70 farklı dalgaboylarında renk veya ışığı
06:19
throughvasitasiyla a singletek fiberelyaf, and then you'llEğer olacak have maybe
129
364007
2868
tek bir fiberden geçiriyorsunuz ve tek kabloda
06:22
eightsekiz fiberselyaf in a cablekablo, fourdört going in eachher directionyön.
130
366875
2602
iki yöne giden dörder taneden toplam sekiz fiber var.
06:25
And they're tinyminik. They're the thicknesskalınlık of a hairsaç.
131
369477
3490
Ve incecikler. Bir saç teli kadar.
06:28
And then they connectbağlamak to the continentkıta somewherebir yerde.
132
372967
1829
Ve koskoca kıtayı bir yerlere bağlıyorlar.
06:30
They connectbağlamak in a manholeKuyu like this. LiterallyKelimenin tam anlamıyla,
133
374796
2338
Bağlantıyı şunun gibi bir rögarda sağlıyorlar.
06:33
this is where the 5,000-mile-mil cablekablo plugsPrizler in.
134
377134
3089
Gerçekten de 5000 millik kabloların girişleri burada.
06:36
This is in HalifaxHalifax, a cablekablo that stretchesuzanıyor from HalifaxHalifax to Irelandİrlanda.
135
380223
4490
Bu Halifax'ta, Halifax'tan İrlanda'ya uzuyor.
06:40
And the landscapepeyzaj is changingdeğiştirme. ThreeÜç yearsyıl agoönce,
136
384713
2981
Ve yer şekilleri değişime uğruyor. Üç yıl önce,
06:43
when I startedbaşladı thinkingdüşünme about this, there was one cablekablo
137
387694
1896
bunu düşünmeye ilk başladığımda, Afrika'nın batı kıyısında
06:45
down the WesternWestern coastsahil of AfricaAfrika, representedtemsil
138
389590
3167
bir kablo vardı, bu haritada Steve Song tarafından
06:48
in this mapharita by SteveSteve SongŞarkı as that thinince blacksiyah linehat.
139
392757
2874
bu ince siyah çizgiyle gösterilmiş.
06:51
Now there are sixaltı cableskabloları and more cominggelecek, threeüç down eachher coastsahil.
140
395631
4845
Şimdi ise altı kablo var ve dahası da geliyor, her kıyıya üçer tane.
06:56
Because oncebir Zamanlar a countryülke getsalır pluggedtakılı in by one cablekablo,
141
400476
2631
Çünkü bir ülke bir kabloyla bağlandığında bunun yeterli
06:59
they realizegerçekleştirmek that it's not enoughyeterli. If they're going to buildinşa etmek
142
403107
1800
olmadığını farkediyor. Etrafında bir sanayi kuracaklarsa
07:00
an industrysanayi around it, they need to know that theironların connectionbağ
143
404907
2816
bağlantılarının kopmayacağını bilmeleri gerekiyor,
07:03
isn't tenuousince but permanentkalıcı, because if a cablekablo breakssonları,
144
407723
2710
çünkü bir kablo koparsa, denize bir gemi yollamanız,
07:06
you have to sendgöndermek a shipgemi out into the waterSu, throwatmak
145
410433
2067
bir kanca yardımıyla kablonun bir ucunu çekip
07:08
a grapplingfilika hookkanca over the sideyan, pickalmak it up, find the other endson,
146
412500
2915
diğer ucunu bulmanız gerekir ve sonra
07:11
and then fusesigorta the two endsuçları back togetherbirlikte and then dumpçöplük it over.
147
415415
3043
bu iki ucu bağlamalı ve yeniden suya bırakmalısınız.
07:14
It's an intenselyyoğun bir şekilde, intenselyyoğun bir şekilde physicalfiziksel processsüreç.
148
418458
4540
Çok, çok yoğun fiziksel bir süreç.
07:18
So this is my friendarkadaş SimonSimon CooperCooper, who untila kadar very recentlyson günlerde
149
422998
4298
Bu, arkadaşım Simon Cooper, şimdiye kadar
07:23
workedişlenmiş for TataTata Communicationsİletişim, the communicationsiletişim wingkanat
150
427296
2672
Tata İletişim'de çalışıyordu, büyük bir
07:25
of TataTata, the bigbüyük IndianHint industrialSanayi conglomeratekonglomera.
151
429968
2998
Hindistan endüstriyel holding şirketi.
07:28
And I've never metmet him. We'veBiz ettik only communicatedtebliğ
152
432966
2982
Ve onunla hiç yüzyüze görüşmedik. Sadece
07:31
viaüzerinden this telepresenceTelepresence systemsistem, whichhangi always makesmarkaları me
153
435948
3457
İnternet üzerinden görüşmeler yaptık, bu yüzden de
07:35
think of him as the man insideiçeride the InternetInternet. (LaughterKahkaha)
154
439405
3896
onu hep İnternet'teki adam olarak görüyorum. (Gülüşmeler)
07:39
And he is Englishİngilizce. The underseaDenizaltı cablekablo industrysanayi
155
443301
3197
Kendisi bir İngiliz. Deniz-altı kablo sanayisi
07:42
is dominatedhakim by Englishmenİngilizler, and they all seemgörünmek to be 42.
156
446498
3645
İngilizler tarafından yönetiliyor ve hepsi 42 yaşlarında gibiler.
07:46
(LaughterKahkaha) Because they all startedbaşladı at the sameaynı time
157
450143
3175
(Gülüşmeler) Çünkü hepsi aynı zamanda başladılar
07:49
with the boomBoom about 20 yearsyıl agoönce.
158
453318
2500
ve o zamanlar 20'lerindediler.
07:51
And TataTata had gottenkazanılmış its startbaşlama as a communicationsiletişim business
159
455818
3260
Ve Tata, iletişim işine iki kabloları varken başladı,
07:54
when they boughtsatın two cableskabloları, one acrosskarşısında the AtlanticAtlantik
160
459078
2465
biri Atlas'ı öteki Pasifik'i geçen iki kablo,
07:57
and one acrosskarşısında the PacificPasifik, and proceededdevam to addeklemek piecesparçalar
161
461543
3160
ve dünyayı saran bir kemer oluşturana kadar
08:00
ontoüstüne them, untila kadar they had builtinşa edilmiş a beltkemer around the worldDünya,
162
464703
3544
buna yenilerini eklediler, bu da sizin gönderileriniz
08:04
whichhangi meansanlamına geliyor they will sendgöndermek your bitsbit to the EastDoğu or the WestBatı.
163
468247
2097
Doğu'ya ya da Batı'ya gönderebilecekleri anlamına geliyor.
08:06
They have -- this is literallyharfi harfine a beamışın of lightışık around the worldDünya,
164
470344
2223
Gerçekten de dünyanın çevresinde dolanan bir ışık dalgasına sahipler,
08:08
and if a cablekablo breakssonları in the PacificPasifik, it'llolacak sendgöndermek it around
165
472567
2211
Pasifik'te bir kablo kopsa, bağlantıyı diğer taraftan
08:10
the other directionyön. And then havingsahip olan donetamam that,
166
474778
3185
yapıverirler. Ve bu ağı tamamladıktan sonra
08:13
they startedbaşladı to look for placesyerler to wiretel nextSonraki.
167
477963
3944
bağlanacak başka yerler aramaya başladılar.
08:17
They lookedbaktı for the unwiredUnwired placesyerler, and that's meantdemek
168
481907
2490
Kablonun ulaşmadığı yerler aradılar ve bu da Kuzey ve
08:20
NorthKuzey and SouthGüney, primarilyÖncelikle these cableskabloları to AfricaAfrika.
169
484397
2794
Güney oluyordu, öncelikle Afrika'daki bu kablolar.
08:23
But what amazesşaşırtıyor me is Simon'sSimon'ın incredibleinanılmaz geographiccoğrafi imaginationhayal gücü.
170
487191
3771
Ancak beni şaşırtan Simon'ın inanılmaz coğrafik hayal gücüydü.
08:26
He thinksdüşünüyor about the worldDünya with this incredibleinanılmaz expansivenesssözlülük.
171
490962
2959
Dünyayı inanılmaz bir genişlikte düşünüyordu.
08:29
And I was particularlyözellikle interestedilgili because I wanted to see
172
493921
3313
Ve bununla özellikle ilgileniyordum çünkü bu kabloların
08:33
one of these cableskabloları beingolmak builtinşa edilmiş. See, you know, all the time
173
497234
2852
nasıl kurulduğunu görmek istiyordum.
08:35
onlineinternet üzerinden we experiencedeneyim these fleetingkısacık momentsanlar of connectionbağ,
174
500086
2320
Çevirimiçi olarak yaşadığımız o kısacık bağlantı anlarını,
08:38
these sortçeşit of briefkısa adjacenciesetraf, a tweetTweet or a FacebookFacebook postposta
175
502406
3294
basit bir dolaşımı, bir tweet ya da Facebook iletisini
08:41
or an emailE-posta, and it seemedgibiydi like there was a physicalfiziksel corollarydoğal sonucu to that.
176
505700
3840
ya da bir e-postayı görmek; bunun fiziksel bir sonucu varmış gibi.
08:45
It seemedgibiydi like there was a momentan when the continentkıta
177
509540
2076
Kıtanın fişinin takıldığı bir an varmış gibiydi ve
08:47
was beingolmak pluggedtakılı in, and I wanted to see that.
178
511616
2347
ben bunu görmek istiyordum.
08:49
And SimonSimon was workingçalışma on a newyeni cablekablo,
179
513963
2285
Ve Simon yeni bir kablo üzerinde çalışıyordu,
08:52
WACSAFROAMERİKAN, the WestBatı AfricaAfrika CableKablo SystemSistem, that stretchedgergin
180
516248
2511
BAKS, Batı Afrika Kablo Sistemi,
08:54
from LisbonLizbon down the westbatısında coastsahil of AfricaAfrika,
181
518759
2121
Lizbon'dan Afrika'nın batı kıyısında
08:56
to CoteCote d'IvoireSahili, to GhanaGana, to NigeriaNijerya, to CameroonKamerun.
182
520880
2869
Cote d'lvoire'a, Gana'ya, Nijerya'ya ve Kamerun'a uzanıyor.
08:59
And he said there was cominggelecek soonyakında, dependingbağlı
183
523749
2333
Ve hava durumuna bağlı olarak yakın zamanda
09:01
on the weatherhava, but he'diçin ona let me know when,
184
526082
2194
bir çalışmanın olacağını ve bana haber vereceğini söyledi.
09:04
and so with about fourdört daysgünler noticeihbar, he said to go
185
528276
3201
Böylece dört gün içinde Lizbon'un güney sahiline
09:07
to this beachplaj southgüney of LisbonLizbon, and a little after 9,
186
531477
2831
gitmemi söyledi ve 9'dan az sonra şu adam
09:10
this guy will walkyürümek out of the waterSu. (LaughterKahkaha)
187
534308
3696
denizden yürüyerek çıktı. (Kahkahalar)
09:13
And he'llo olacak be carryingtaşıma a greenyeşil nylonnaylon linehat, a lightweighthafif linehat,
188
538004
4320
Ve yeşil naylon bir hat taşıyordu, çok hafif bir hat,
09:18
calleddenilen a messengerMessenger linehat, and that was the first linkbağlantı
189
542324
2713
taşıyıcı kablo hattı deniyor ve deniz ile kara arasındaki
09:20
betweenarasında seadeniz and landarazi, this linkbağlantı that would then be
190
545037
2553
ilk bağlantı noktası buydu ve sonradan
09:23
leveragedkaldıraçlı into this 9,000-mile-mil pathyol of lightışık.
191
547590
3863
9.000 millik ışık yolu olarak kullanılacaktı.
09:27
Then a bulldozerbuldozer beganbaşladı to pullÇek the cablekablo in from this
192
551453
2590
Sonra, bir buldozer şu özel kablo döşeme gemisinden
09:29
specializeduzman cablekablo landinginiş shipgemi, and it was floatedsatışa çıkardı
193
554043
3357
kablo çekmeye başladı ve doğru yere gelene kadar
09:33
on these buoysŞamandıralar untila kadar it was in the right placeyer.
194
557400
2748
bu balonlara bağlı kaldı.
09:36
Then you can see the Englishİngilizce engineersmühendisler looking on.
195
560148
2742
Burada inceleme yapan İngiliz mühendisleri görüyorsunuz.
09:38
And then, oncebir Zamanlar it was in the right placeyer, he got back
196
562890
2813
Ve sonra, doğru yere gelince, elinde bir bıçakla
09:41
in the waterSu holdingtutma a bigbüyük knifebıçak, and he cutkesim eachher buoyşamandıra off,
197
565703
3359
suya geri giderek balonları birer birer kesti
09:44
and the buoyşamandıra poppedattı up into the airhava, and the cablekablo
198
569062
2299
ve balonlar uçup giderken, kablo da
09:47
droppeddüştü to the seadeniz floorzemin, and he did that all the way out
199
571361
1905
deniz tabanına düştü, gemiye kadar hepsini tek tek kesti
09:49
to the shipgemi, and when he got there,
200
573266
1873
ve oraya ulaştığında,
09:51
they gaveverdi him a glassbardak of juiceMeyve suyu and a cookietanımlama bilgisi,
201
575139
2413
kendisine bir bardak meyve suyu ve kurabiye verdiler,
09:53
and then he jumpedatladı back in, and he swamyüzdü back to shoreShore,
202
577552
2419
sonra suya geri atladı ve yüzerek sahile geldi
09:55
and then he litAydınlatılmış a cigarettesigara. (LaughterKahkaha)
203
579971
7160
ve sigarasını yaktı. (Gülüşmeler)
10:03
And then oncebir Zamanlar that cablekablo was on shoreShore,
204
587131
2712
Ve kablo sahile geldiğinde
10:05
they beganbaşladı to preparehazırlamak to connectbağlamak it to the other sideyan,
205
589843
3504
bağlantı istasyonundan getirilmiş olan kabloyla
10:09
for the cablekablo that had been broughtgetirdi down from the landinginiş stationistasyon.
206
593347
2957
diğer tarafa bağlamak için hazırlamaya başlıyorlar.
10:12
And first they got it with a hacksawdemir testeresi, and then they startbaşlama
207
596304
2858
İlk önce bir testereyle başlıyorlar ve sonra
10:15
sortçeşit of shavingtıraş away at this plasticplastik interior with a --
208
599162
2936
plastik iç kısmı inceltmeye başlıyorlar. Bu işi
10:17
sortçeşit of workingçalışma like chefsşefler, and then finallyen sonunda they're workingçalışma
209
602098
2062
bir şefin çalışması gibi yapıyorlar, sonra da
10:20
like jewelerskuyumcular to get these hair-thinsaç ince fiberselyaf to linehat up
210
604160
2708
bir kuyumcu gibi saç teli inceliğindeki fiber kabloları
10:22
with the cablekablo that had come down,
211
606868
1677
birbirlerine bağlıyorlar
10:24
and with this hole-punchbir delik machinemakine they fusesigorta it togetherbirlikte.
212
608545
2991
ve şu delme makinesiyle birbirlerine kaynatıyorlar.
10:27
And when you see these guys going at this cablekablo with a hacksawdemir testeresi,
213
611536
3331
Bu adamları kablonun başında testereyle gördüğünüzde
10:30
you stop thinkingdüşünme about the InternetInternet as a cloudbulut.
214
614867
2643
İnternet'i sadece bir bulut olarak görmeyi bırakıyorsunuz.
10:33
It startsbaşlar to seemgörünmek like an incrediblyinanılmaz physicalfiziksel thing.
215
617510
3937
Artık tamamen fiziksel bir şey olmaya başlıyor.
10:37
And what surprisedşaşırmış me as well was that as much as this
216
621447
2508
Bunun kadar beni şaşırtan bir diğer şey
10:39
is basedmerkezli on the mostçoğu sophisticatedsofistike technologyteknoloji, as much
217
623955
2847
en karmaşık teknolojiye dayanmasına ve inanılmaz
10:42
as this is an incrediblyinanılmaz newyeni thing, the physicalfiziksel processsüreç
218
626802
2905
derecede yeni birşey olmasına rağmen bu fiziksel süreç
10:45
itselfkendisi has been around for a long time, and the culturekültür is the sameaynı.
219
629707
3767
uzun süredir var ve kültür hala değişmedi.
10:49
You see the localyerel laborersişçi. You see the Englishİngilizce engineermühendis
220
633474
1989
Yerel işçileri görüyorsunuz. İngiliz mühendisi
10:51
givingvererek directionstalimatlar in the backgroundarka fon. And more importantlyönemlisi,
221
635463
3175
arka tarafta işi anlatırken görüyorsunuz. Ve daha da önemlisi,
10:54
the placesyerler are the sameaynı. These cableskabloları still connectbağlamak
222
638638
2643
aynı yerdeler. Bu kablolar hala klasik liman şehirlerini
10:57
these classicklasik portLiman citiesşehirler, placesyerler like LisbonLizbon, MombasaMombasa,
223
641281
3050
bağlıyorlar: Lizbon, Mombasa,
11:00
MumbaiMumbai, SingaporeSingapur, NewYeni YorkYork.
224
644331
3159
Bombay, Singapur, New York gibi.
11:03
And then the processsüreç on shoreShore takes around threeüç or fourdört daysgünler,
225
647490
4086
Sonrasında kıyıdaki işlemler üç ya da dört gün sürüyor,
11:07
and then, when it's donetamam, they put the manholeKuyu coverkapak
226
651576
4191
bittiğinde kapağını kapatıp
11:11
back on topüst, and they pushit the sandkum over that,
227
655767
2971
üzerini kumla örtüyorlar
11:14
and we all forgetunutmak about it.
228
658738
3082
ve herkes bunu unutuyor.
11:17
And it seemsgörünüyor to me that we talk a lot about the cloudbulut,
229
661820
2251
Bana öyle geliyor ki, bu buluttan çok bahsediyoruz,
11:19
but everyher time we put something on the cloudbulut,
230
664071
1910
ancak her seferinde buluta birşeyler ekliyoruz,
11:21
we give up some responsibilitysorumluluk for it.
231
665981
2202
üstüne sorumluluklar yüklüyoruz.
11:24
We are lessaz connectedbağlı to it. We let other people worryendişelenmek about it.
232
668183
3864
Daha az ilgileniyoruz. Uğraşmayı başkalarına bırakıyoruz.
11:27
And that doesn't seemgörünmek right.
233
672047
1283
Ve bu hiç doğru değil.
11:29
There's a great NealNeal StephensonStephenson linehat where he saysdiyor
234
673330
2342
Neal Stephenson şöyle birşey yazmış:
11:31
that wiredtelli people should know something about wiresteller.
235
675672
4397
bağlanan insanlar bağlantıyla ilgili bilgi sahibi olmalılar.
11:35
And we should know, I think, we should know
236
680069
2270
Ve şunu bilmeliyiz, bence, internetimizin geldiği yeri
11:38
where our InternetInternet comesgeliyor from, and we should know
237
682339
2753
bilmeliyiz ve bizi fiziksel olarak bağlayan şeyin
11:40
what it is that physicallyfiziksel olarak, physicallyfiziksel olarak connectsbağlandığı us all.
238
685092
4822
fiziksel olarak ne olduğunu anlamalıyız.
11:45
Thank you. (ApplauseAlkış)
239
689914
2339
Teşekkürler. (Alkışlar)
11:48
(ApplauseAlkış)
240
692253
2397
(Alkışlar)
11:50
Thanksteşekkürler. (ApplauseAlkış)
241
694650
3610
Teşekkürler. (Alkışlar)
Translated by Diba Szamosi
Reviewed by Meric Aydonat

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Andrew Blum - Network author
For his new book, "Tubes," Andrew Blum visited the places where the internet exists in physical form: the cables and switches and servers that virtually connect us.

Why you should listen

In his book Tubes: A Journey to the Center of the Internet, Andrew Blum wanted to capture the "spirit of place" of the Internet. Because as far-reaching and virtual as our connection to the Net is, the signals travel on good old-fashioned cabling, glass fibers jacketed in polymer, running through conduit under streets. The immaterial Internet runs on a very material, industry-like infrastructure. So that when Alaska senator Ted Stevens called the Internet "a series of tubes" ... well, he was kind of right, and he did inspire the title of this utterly fascinating book, which explores the switches, data centers, sea crossings and many, many tubes that make up our online reality.

Blum is a writer for Newsweek, and has written for Wired, Popular Science, Metropolis and more.

Learn more about Tubes:

Read excerpts on submarine cables and Internet exchange points (like 60 Hudson in NYC).

Browse book club materials (from the Amherst Reads book club)

Listen to Andrew Blum's audio interview on Fresh Air

 

More profile about the speaker
Andrew Blum | Speaker | TED.com