ABOUT THE SPEAKER
Hyeonseo Lee - Activist
As a child growing up in North Korea, Hyeonseo Lee thoght her country was the "best on the planet." It wasn't until the famine of the 90s that she began to wonder. She escaped the country at 17-years-old to begin a life in hiding as a refugee in China. Hers is a harrowing, personal tale of survival and hope -- and a powerful reminder of those who face constant danger, even when the border is far behind.

Why you should listen

 

Hyeonseo Lee grew up in North Korea but escaped to China in 1997. In 2008, when she was 28-years-old, she came to Seoul, South Korea, where she struggled to adjust to life in the bustling city. North Korean defectors often have a hard time in South Korea, she noted in the Wall Street Journal: "We defectors have to start from scratch. Prejudice against North Koreans and icy stares were other obstacles that were hard to cope with."
 
Now a student at Hankuk University of Foreign Studies, she has become an advocate for fellow refugees, even helping close relatives leave North Korea after they were targeted. Her dream? As she told the Korea Times, she'd like to work at the UN or an NGO that advocates for the human rights of North Koreans, including their right to be treated as political refugees.

She has a new book called The Girl with Seven Names.

More profile about the speaker
Hyeonseo Lee | Speaker | TED.com
TED2013

Hyeonseo Lee: My escape from North Korea

Hyeonseo Lee: Kuzey Kore'den kaçışım

Filmed:
13,915,716 views

Kuzey Kore'de yetişmiş bir cocuk olarak, Hyeonseo Lee ülkesinin dünya üzerindeki en iyi ülke oldugunu düşünmekteydi. 90 yılların kıtlık döneminde merak etmeye baslamıştı. 14 yasında ülkeden kaçtı, ve Cin'de bir mülteci olarak gizli bir hayata basladı. Onunki umudun ve hayatta kalmanın kişisel üzücü bir hikayesiydi... ve hatta sınır cok uzaktayken bile sürekli tehlikelerle karşılaşanların güçlü hatırlatıcısı..
- Activist
As a child growing up in North Korea, Hyeonseo Lee thoght her country was the "best on the planet." It wasn't until the famine of the 90s that she began to wonder. She escaped the country at 17-years-old to begin a life in hiding as a refugee in China. Hers is a harrowing, personal tale of survival and hope -- and a powerful reminder of those who face constant danger, even when the border is far behind. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
When I was little,
0
357
1351
Ben küçükken
00:17
I thought my countryülke was the besten iyi on the planetgezegen,
1
1708
3362
ülkemin en iyi yer olduğunu düşünmüştüm.
00:20
and I grewbüyüdü up singingşan a songşarkı calleddenilen "Nothing To EnvyKıskançlık."
2
5070
3375
Ve "kıskanacak bir şey yok" adli şarkıyı söyleyerek büyüdüm.
00:24
And I was very proudgururlu.
3
8445
2635
Gururluydum.
00:26
In schoolokul, we spentharcanmış a lot of time
4
11080
1788
Okulda, Kim ll -Sung 'un tarihini
00:28
studyingders çalışıyor the historytarih of KimKim Il-SungIl-Sung,
5
12868
1761
çalışarak çok fazla zaman harcadık.
00:30
but we never learnedbilgili much about the outsidedışında worldDünya,
6
14629
3942
Fakat dış dünya hakkında çok fazla şey hiçbir zaman öğrenmedik.
00:34
exceptdışında that AmericaAmerika, SouthGüney KoreaKore, JapanJaponya are the enemiesdüşmanları.
7
18571
4950
Amerika, Güney Kore ve Japonya düşmanları hariç.
00:39
AlthoughHer ne kadar I oftensık sık wonderedmerak about the outsidedışında worldDünya,
8
23521
3214
Dış dünyayı sık sık merak etmeme rağmen
00:42
I thought I would spendharcamak my entiretüm life in NorthKuzey KoreaKore,
9
26735
4148
bütün hayatımı Kuzey Kore' de geçireceğimi sanmıştım.
00:46
untila kadar everything suddenlyaniden changeddeğişmiş.
10
30883
3704
Her şey aniden değişinceye kadar.
00:50
When I was sevenYedi yearsyıl oldeski, I saw my first publichalka açık executionicra,
11
34587
4760
İlk halka açık infazı gördüğümde 7 yaşındaydım.
00:55
but I thought my life in NorthKuzey KoreaKore was normalnormal.
12
39347
3258
Fakat Kuzey Kore'deki hayatımın normal olduğunu sanmıştım.
00:58
My familyaile was not poorfakir,
13
42605
2112
Ailem fakir değildi
01:00
and myselfkendim, I had never experienceddeneyimli hungeraçlık.
14
44717
3533
ve ben hiç kıtlık yaşamamıştım.
01:04
But one day, in 1995, my momanne broughtgetirdi home a lettermektup
15
48250
4503
Fakat bir gün 1995' te, annem eve iş arkadaşının
01:08
from a coworker'siş'ın arkadaşı sisterkız kardeş.
16
52753
2063
kız kardeşinden bir mektup getirdi.
01:10
It readokumak, "When you readokumak this, all fivebeş familyaile membersüyeler
17
54816
5134
Ve şöyle diyordu; "bunu okuduğunuzda
01:15
will not existvar olmak in this worldDünya,
18
59950
2740
'ailenizden beş kişi artık bu dünyada olmayacak.
01:18
because we haven'tyok eatenyemiş for the pastgeçmiş two weekshaftalar.
19
62690
4151
Çünkü biz geçen 2 haftadan beridir bir şey yemedik.
01:22
We are lyingyalan söyleme on the floorzemin togetherbirlikte,
20
66841
2472
Biz yerde birlikte yatıyoruz
01:25
and our bodiesbedenler are so weakzayıf we are readyhazır to dieölmek."
21
69313
8711
ve vücudumuz o kadar zayıf ki ölmeye hazırız'
01:33
I was so shockedşok.
22
78024
3307
Çok şok olmuştum.
01:37
This was the first time I heardduymuş
23
81331
2146
Ülkemdeki insanların
01:39
that people in my countryülke were sufferingçile.
24
83477
4237
açlık çektiğini ilk kez duymuştum.
01:43
SoonYakında after, when I was walkingyürüme pastgeçmiş a traintren stationistasyon,
25
87714
3310
Bir müddet sonra tren istasyonundan geçerken
01:46
I saw something terriblekorkunç
26
91024
1385
hafızamdan silemeyeceğim
01:48
that I can't erasesilmek from my memorybellek.
27
92409
3824
çok kötü bir şeyler gördüm.
01:52
A lifelesscansız womankadın was lyingyalan söyleme on the groundzemin,
28
96233
3168
Cansız bir kadın kollarında
01:55
while an emaciatedzayıflamış childçocuk in her armssilâh
29
99401
3189
bir deri bir kemik kalmış çocuğuyla yerde yatıyordu.
01:58
just staredbaktı helplesslyÇaresizce at his mother'sannenin faceyüz.
30
102590
4410
Ve sadece aciz bir şekilde annesinin yüzüne bakıyordu
02:02
But nobodykimse helpedyardım etti them, because they were so focusedodaklı
31
107000
4240
Hiç kimse onlara yardım etmiyordu.
02:07
on takingalma carebakım of themselveskendilerini and theironların familiesaileleri.
32
111240
4625
Çünkü herkes kendi hayatlarına ve ailelerine odaklanmıştı.-
02:11
A hugeKocaman faminekıtlık hitvurmak NorthKuzey KoreaKore in the mid-orta1990s.
33
115865
4117
1990'ların ortalarında çok büyük bir kıtlık Kuzey Kore'yi vurmuştu.
02:15
UltimatelySonuçta, more than a millionmilyon NorthKuzey KoreansKoreliler
34
119982
2735
Ve sonuç olarak 1 milyondan fazla Kuzey Koreli
02:18
diedvefat etti duringsırasında the faminekıtlık, and manyçok only survivedhayatta
35
122717
3317
kıtlık süresince açlıktan öldü ve bir çoğuda
02:21
by eatingyemek yiyor grassçimen, bugsböcek and treeağaç barkbağırmak.
36
126034
5649
ot, böcek ve ağaç kabuklarını yiyerek hayatını sürdürdüler.
02:27
PowerGüç outageskesintileri alsoAyrıca becameoldu more and more frequentsık,
37
131683
3284
Elektrik kesintisi gittikçe sıklaşmaya başladı
02:30
so everything around me was completelytamamen darkkaranlık at night
38
134967
4357
bu yüzden de etrafımdaki her şey geceleri karanlıktı.
02:35
exceptdışında for the seadeniz of lightsışıklar in ChinaÇin,
39
139324
2552
Evimin karşısındaki ırmaktan görünen
02:37
just acrosskarşısında the rivernehir from my home.
40
141876
2480
Çin'deki deniz ışıklar hariç.
02:40
I always wonderedmerak why they had lightsışıklar but we didn't.
41
144356
5324
Her zaman neden onların ışıkları var bizim yok diye merak ederdim.
02:45
This is a satelliteuydu pictureresim showinggösterme NorthKuzey KoreaKore at night
42
149680
4344
Bu komşularımıza nazaran Kuzey Kore'yi geceleri gösteren
02:49
comparedkarşılaştırıldığında to neighborsKomşular.
43
154024
3412
bir uydu resmiydi.
02:53
This is the AmrokAmrok RiverNehir,
44
157436
1943
Bu Amork nehri
02:55
whichhangi servesvermektedir as a partBölüm of the bordersınır
45
159379
2371
Kuzey Kore ve Çin arasında
02:57
betweenarasında NorthKuzey KoreaKore and ChinaÇin.
46
161750
2684
bir sınırdır.
03:00
As you can see, the rivernehir can be very narrowdar
47
164434
2464
Gördüğünüz gibi nehir bazı belli noktalarda dardır
03:02
at certainbelli pointsmakas, allowingizin NorthKuzey KoreansKoreliler to secretlygizlice crossçapraz.
48
166898
5996
Kuzey Koreliler'in gizlice karşıya geçmesine izin verir,
03:08
But manyçok dieölmek.
49
172894
1624
fakat pek çoğu ölür.
03:10
SometimesBazen, I saw deadölü bodiesbedenler floatingyüzer down the rivernehir.
50
174518
7466
Bazen cansız vücutları nehrin üzerinde yüzerken görürdüm.
03:17
I can't revealortaya çıkartmak manyçok detailsayrıntılar [about] how I left NorthKuzey KoreaKore,
51
181984
4940
Kuzey Kore'yi nasıl terk etme konusundaki detaylara anlam veremezdim.
03:22
but I only can say that duringsırasında the uglyçirkin yearsyıl of the faminekıtlık
52
186924
4263
Fakat sadece şunu söyleyebilirim ki bu çok kötü kıtlık sürecinde
03:27
I was sentgönderilen to ChinaÇin to livecanlı with distantuzak relativesakrabaları.
53
191187
5303
akrabalarımdan uzakta Çin'de yaşamaya gönderildim.
03:32
But I only thought
54
196490
1700
Fakat sadece
03:34
that I would be separatedayrıldı from my familyaile for a shortkısa time.
55
198190
4287
kısa bir süreliğine ailemden ayrı kalabileceğimi düşünmüştüm.
03:38
I could have never imaginedhayal
56
202477
1692
Birlikte yaşamanın14 yıl olacağını
03:40
that it would take 14 yearsyıl to livecanlı togetherbirlikte.
57
204169
4493
asla hayal etmemiştim.
03:44
In ChinaÇin, it was hardzor livingyaşam as a younggenç girlkız withoutolmadan my familyaile.
58
208662
4424
Çin'de ailesiz genç bir kız olarak yaşamak çok zordu.
03:48
I had no ideaFikir what life was going to be like
59
213086
3343
Kuzey Koreli bir mülteci olarak
03:52
as a NorthKuzey KoreanKore dili refugeemülteci,
60
216429
1837
yaşamın neye benzeyeceği konusunda hiç bir fikrim yoktu
03:54
but I soonyakında learnedbilgili it's not only extremelyson derece difficultzor,
61
218266
3536
Fakat yaşamanın sadece zor olduğunu değil
03:57
it's alsoAyrıca very dangeroustehlikeli,
62
221802
2647
aynı zamanda tehlikeli olduğunu da öğrendim.
04:00
sincedan beri NorthKuzey KoreanKore dili refugeesmülteciler are considereddüşünülen in ChinaÇin
63
224449
4890
Çünkü Kuzey Koreli mülteciler Çin'de yasa dışı göçmenler olarak
04:05
as illegalyasadışı migrantsgöçmenler.
64
229339
2839
düşünülür.
04:08
So I was livingyaşam in constantsabit fearkorku
65
232178
2274
Bu yüzden sürekli kimliğim açığa çıkacak
04:10
that my identityKimlik could be revealedortaya,
66
234452
2543
korkusuyla yaşıyordum
04:12
and I would be repatriatedrepatriated to a horriblekorkunç fatekader
67
236995
3137
ve bu korkunç kaderle
04:16
back in NorthKuzey KoreaKore.
68
240132
2756
Kuzey Kore'ye geri gönderilebilirdim.
04:18
One day, my worsten kötü nightmarekâbus camegeldi truedoğru,
69
242888
2712
Çin polisi tarafından yakalandım zaman
04:21
when I was caughtyakalandı by the ChineseÇince policepolis
70
245600
2838
bir gün bu korkunç kabusum gerçeğe döndü
04:24
and broughtgetirdi to the policepolis stationistasyon for interrogationsorgulama.
71
248438
3999
ve sorgulama için karakola getirildim.
04:28
SomeoneBirisi had accusedsanık me of beingolmak NorthKuzey KoreanKore dili,
72
252437
3438
Birileri beni Kuzey Koreli olmakla suçluyordu
04:31
so they testedtest edilmiş my ChineseÇince languagedil abilitiesyetenekleri
73
255875
3685
bundan dolayı da Çince bilgimi test edip
04:35
and askeddiye sordu me tonston of questionssorular.
74
259560
3323
bir sürü sorular sordular.
04:38
I was so scaredkorkmuş,
75
262883
2273
Çok korkmuştum,
04:41
I thought my heartkalp was going to explodepatlamak.
76
265156
3008
kalbimin birden patlayacağını düşündüm.
04:44
If anything seemedgibiydi unnaturaldoğal olmayan, I could be imprisonedhapsedilmiş
77
268164
3498
Eğer yolunda gitmeyen bir şeyler olursa hapse atılacaktım
04:47
and repatriatedrepatriated.
78
271662
2184
ve ülkeme geri gönderilecektim.
04:49
I thought my life was over,
79
273846
2447
O an hayatımın bittiğini sandım.
04:52
but I managedyönetilen to controlkontrol all the emotionsduygular insideiçeride me
80
276293
3239
Fakat duygularımı kontrol etmeyi başardım
04:55
and answerCevap the questionssorular.
81
279532
1958
ve tüm soruları yanıtladım.
04:57
After they finishedbitmiş questioningsorgulama me,
82
281490
2172
Beni sorgulamaları bittikten sonra
04:59
one officialresmi said to anotherbir diğeri,
83
283662
2125
başka bir görevli
05:01
"This was a falseyanlış reportrapor.
84
285787
2078
"bu sahte bir belgedir" dedi.
05:03
She's not NorthKuzey KoreanKore dili."
85
287865
1932
"O Kuzey Koreli değildir "
05:05
And they let me go. It was a miraclemucize.
86
289797
4222
ve gitmeme izin verdiler. Bu bir mucizeydi.
05:09
Some NorthKuzey KoreansKoreliler in ChinaÇin seekaramak asylumsığınma
87
294019
2871
Bazı Kuzey Koreliler Çin'de sığınak arıyorlardı-
05:12
in foreignyabancı embassieselçilikler,
88
296890
2323
yabancı konsolosluklarda.
05:15
but manyçok can be caughtyakalandı by the ChineseÇince policepolis
89
299213
3316
Fakat çoğu Çin polisi tarafından yakalanmıştı
05:18
and repatriatedrepatriated.
90
302529
1460
ve ülkelerine geri gönderilmişti.
05:19
These girlskızlar were so luckyşanslı.
91
303989
2177
O kızlar çok şanslıydı.
05:22
Even thoughgerçi they were caughtyakalandı,
92
306166
1616
Yakalanmalarına rağmen
05:23
they were eventuallysonunda releasedyayınlandı
93
307782
1354
ağır bir uluslararası baskıdan sonra
05:25
after heavyağır internationalUluslararası pressurebasınç.
94
309136
3348
nihayetinde serbest bırakılmışlardı.
05:28
These NorthKuzey KoreansKoreliler were not so luckyşanslı.
95
312484
3341
Bu Kuzey Koreliler o kadar şansli değildiler.
05:31
EveryHer yearyıl, countlesssayısız NorthKuzey KoreansKoreliler are caughtyakalandı in ChinaÇin
96
315825
3915
Her yıl Çin'de sayısız Kuzey Koreli yakalanıyordu
05:35
and repatriatedrepatriated to NorthKuzey KoreaKore,
97
319740
2712
ve Kuzey Kore'ye geri gönderiliyorlardı.
05:38
where they can be torturedişkence, imprisonedhapsedilmiş
98
322452
3534
Orada da işkence görebiliyor, hapse atılabiliyor ya da
05:41
or publiclyGenel olarak executedidam.
99
325986
2791
halka açık infaza maruz kalabiliyorlardı.
05:44
Even thoughgerçi I was really fortunateşanslı to get out,
100
328777
3104
Ben kaçtığım için gerçekten çok şanslıydım.
05:47
manyçok other NorthKuzey KoreansKoreliler have not been so luckyşanslı.
101
331881
3058
Fakat bir çok Kuzey Koreli bu kadar şanslı değildi.
05:50
It's tragictrajik that NorthKuzey KoreansKoreliler have to hidesaklamak theironların identitieskimlikler
102
334939
3801
Kuzey Koreliler'in kimliklerini saklamak zorunda olmaları
05:54
and strugglemücadele so hardzor just to survivehayatta kalmak.
103
338740
4194
ve hayatta kalmak için bu kadar uğraş vermeleri çok korkunç bir şeydi.
05:58
Even after learningöğrenme a newyeni languagedil and gettingalma a job,
104
342934
3038
Yeni bir dil öğrendikten ve yeni bir işe sahip olduktan sonra bile
06:01
theironların wholebütün worldDünya can be turneddönük upsideüst taraf down in an instantanlık.
105
345972
3881
tüm dünyaları aniden alt üst olabilirdi.
06:05
That's why, after 10 yearsyıl of hidinggizleme my identityKimlik,
106
349853
3736
10 yıl kimliğimi sakladıktan sonra
06:09
I decidedkarar to riskrisk going to SouthGüney KoreaKore,
107
353589
4282
Güney Kore'ye gitme riskini alma
06:13
and I startedbaşladı a newyeni life yethenüz again.
108
357871
3075
ve tekrardan yeni bir hayata başlama nedenim budur.
06:16
SettlingYerleşme down in SouthGüney KoreaKore was a lot more challengingmeydan okuma
109
360946
3143
Güney Kore'de yaşamak, yerleşmek
06:19
than I had expectedbeklenen.
110
364089
2060
umduğumdan çok daha zordu.
06:22
Englishİngilizce was so importantönemli in SouthGüney KoreaKore,
111
366149
3429
İngilizce Güney Kore'de çok önemliydi
06:25
so I had to startbaşlama learningöğrenme my thirdüçüncü languagedil.
112
369578
3283
ve bu yüzden 3. dilimi öğrenmek zorundaydım.
06:28
AlsoAyrıca, I realizedgerçekleştirilen there was a widegeniş gapboşluk
113
372861
3177
Ayrıca, Kuzey Kore ve Güney Kore arasında
06:31
betweenarasında NorthKuzey and SouthGüney.
114
376038
1983
büyük bir boşluk olduğunu fark ettim.
06:33
We are all KoreanKore dili, but insideiçeride,
115
378021
2177
Hepimiz Koreli idik, fakat
06:36
we have becomeolmak very differentfarklı
116
380198
1840
67 yıllık bölünmeden dolayı
06:37
duenedeniyle to 67 yearsyıl of divisionbölünme.
117
382038
3592
içten içe farklılaşmıştık.
06:41
I even wentgitti throughvasitasiyla an identityKimlik crisiskriz.
118
385630
4039
Hatta ben bir kimlik krizi yaşadım.
06:45
Am I SouthGüney KoreanKore dili or NorthKuzey KoreanKore dili?
119
389669
3240
Kuzey Koreli mi yoksa Güney Koreli miyim?
06:48
Where am I from? Who am I?
120
392909
2959
Nereliyim? Kimim?
06:51
SuddenlyAniden, there was no countryülke
121
395868
2036
Gururla benim diyebileceğim
06:53
I could proudlygururla call my ownkendi.
122
397904
5411
bir ülke yoktu.
06:59
Even thoughgerçi adjustingayarlama to life in SouthGüney KoreaKore was not easykolay,
123
403315
3991
Güney Kore'deki hayata alışmak kolay olamamasına rağmen
07:03
I madeyapılmış a planplan.
124
407306
1176
bir plan yaptım.
07:04
I startedbaşladı studyingders çalışıyor for the universityÜniversite entranceGiriş examsınav.
125
408482
3453
Üniversite giriş sınavına çalışmaya başladım.
07:07
Just as I was startingbaşlangıç to get used to my newyeni life,
126
411935
4015
Yeni hayatıma alışmaya başlamışken
07:11
I receivedAlınan a shockingşok edici phonetelefon call.
127
415950
2543
şok edici bir telefon aldım.
07:14
The NorthKuzey KoreanKore dili authoritiesyetkililer
128
418493
1421
Kuzey Kore hükumeti
07:15
interceptedele some moneypara that I sentgönderilen to my familyaile,
129
419914
2712
aileme gönderdiğim paraya el koymuştu.
07:18
and, as a punishmentceza, my familyaile was going
130
422626
2732
Ve ceza olarak da ailem
07:21
to be forciblyzorla removedçıkarıldı
131
425358
2337
zorla
07:23
to a desolateıssız locationyer in the countrysidekırsal.
132
427695
3468
kırsal bölgedeki boş bir yere sürülmüşlerdi.
07:27
They had to get out quicklyhızlı bir şekilde,
133
431163
2720
Oradan hemen çıkmaları gerekliydi.
07:29
so I startedbaşladı planningplanlama how to help them escapekaçış.
134
433883
3565
Bu yüzde onları nasıl kaçırabileceğimi planlamaya başladım.
07:33
NorthKuzey KoreansKoreliler have to travelseyahat incredibleinanılmaz distancesmesafeler
135
437448
3482
Kuzey Koreliler özgürlük yolunda çok büyük mesafeler
07:36
on the pathyol to freedomözgürlük.
136
440930
2629
katetmek zorundaydılar.
07:39
It's almostneredeyse impossibleimkansız to crossçapraz the bordersınır
137
443559
2823
Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki sınırı geçmek
07:42
betweenarasında NorthKuzey KoreaKore and SouthGüney KoreaKore,
138
446382
2858
neredeyse imkansızdı.
07:45
so, ironicallyironik, I tookaldı a flightuçuş back to ChinaÇin
139
449240
3466
Ve işin garip tarafı Çin'e gitmek için bir bilet aldım
07:48
and I headedbaşlı towardkarşı the NorthKuzey KoreanKore dili bordersınır.
140
452706
3622
ve Kuzey Kore sınırına doğru yol aldım.
07:52
SinceBeri my familyaile couldn'tcould speakkonuşmak ChineseÇince,
141
456328
2864
Ailem Çince konuşamadığı için
07:55
I had to guidekılavuz them,
142
459192
2216
onlara rehberlik etmek zorundaydım.
07:57
somehowbir şekilde, throughvasitasiyla more than 2,000 milesmil in ChinaÇin
143
461408
3803
Bir şekilde Çin'de 2000 milden fazla mesafeden sonra
08:01
and then into SoutheastGüneydoğu AsiaAsya.
144
465211
3263
Güney Doğu Asya'ya doğru gittim.
08:04
The journeyseyahat by busotobüs tookaldı one weekhafta,
145
468474
2542
Yolculuğumuz otobüsle 1 hafta sürdü
08:06
and we were almostneredeyse caughtyakalandı severalbirkaç timeszamanlar.
146
471016
3015
ve neredeyse birkaç defa yakalanıyorduk.
08:09
One time, our busotobüs was stoppeddurduruldu
147
474031
2641
Bir keresinde otobüsümüz durduruldu
08:12
and boardedbindik by a ChineseÇince policepolis officersubay.
148
476672
4459
zırhlı bir Çin polisi bindi.
08:17
He tookaldı everyone'sherkesin var I.D. cardskartları,
149
481131
2103
Herkesin kimliğini aldı
08:19
and he startedbaşladı askingsormak them questionssorular.
150
483234
2633
ve onlara sorular sormaya başladı.
08:21
SinceBeri my familyaile couldn'tcould understandanlama ChineseÇince,
151
485867
3595
Ailem Çince anlamadığı için
08:25
I thought my familyaile was going to be arrestedtutuklandı.
152
489462
4134
ailemin tutuklanacağını sanmıştım.
08:29
As the ChineseÇince officersubay approachedyaklaştı my familyaile,
153
493596
2981
Polis aileme yaklaştığında
08:32
I impulsivelyDüşüncesizce stooddurdu up, and I told him
154
496577
2509
hemen ayağa kalktım
08:34
that these are deafSAĞIR and dumbdilsiz people
155
499086
2667
bunlar sağır ve dilsizler
08:37
that I was chaperoningrefakat.
156
501753
2205
ve bu yüzden ben bunlara eşlik ediyorum dedim.
08:39
He lookedbaktı at me suspiciouslykuşkuyla,
157
503958
2174
Şüpheli bir şekilde bana baktı.
08:42
but luckilyiyi ki he believedinanılır me.
158
506132
3884
Fakat neyse ki bana inandı.
08:45
We madeyapılmış it all the way to the bordersınır of LaosLaos,
159
510016
3111
Laos sınırına doğru tüm yol boyunca bunu yaptık.
08:49
but I had to spendharcamak almostneredeyse all my moneypara
160
513127
4627
Fakat hemen hemen bütün paramı sınır görevlilerine rüşvet vererek
08:53
to briberüşvet the bordersınır guardsMuhafızlar in LaosLaos.
161
517754
2744
harcamak zorunda kalmıştım.
08:56
But even after we got pastgeçmiş the bordersınır,
162
520498
2853
Fakat sınırı geçtikten sonra bile
08:59
my familyaile was arrestedtutuklandı and jailedhapis
163
523351
2905
yasa dışı sınır geçişinden dolayı
09:02
for illegalyasadışı bordersınır crossinggeçit.
164
526256
2509
ailem tutuklanıp hapse atılmıştı.
09:04
After I paidödenmiş the fine and briberüşvet,
165
528765
2216
Para cezasını ve rüşveti ödedikten sonra
09:06
my familyaile was releasedyayınlandı in one monthay,
166
530981
3589
1 ay içerisinde ailem serbest bırakıldı.
09:10
but soonyakında after, my familyaile was arrestedtutuklandı and jailedhapis again
167
534570
3816
Fakat kısa bir süre sonra, Laos'un başkentinde ailem
09:14
in the capitalBaşkent of LaosLaos.
168
538386
2439
tekrar tutuklanıp hapse atıldı.
09:16
This was one of the lowesten düşük pointsmakas in my life.
169
540825
4568
Bu hayatımdaki en kötü şeylerden biriydi.
09:21
I did everything to get my familyaile to freedomözgürlük,
170
545393
5389
Ailemin özgürlüğü için her şeyi yaptım,
09:26
and we camegeldi so closekapat,
171
550782
2374
çok yaklaşmıştık,
09:29
but my familyaile was thrownatılmış in jailhapis
172
553156
2297
ama ailem Güney Kore konsolosluğunun biraz uzağında
09:31
just a shortkısa distancemesafe from the SouthGüney KoreanKore dili embassyBüyükelçiliği.
173
555453
3544
hapse atılmıştı.
09:34
I wentgitti back and forthileri betweenarasında the immigrationGöçmenlik officeofis
174
558997
3026
Yeniden göçmen bürosu
09:37
and the policepolis stationistasyon,
175
562023
1731
ve karakol arasında
09:39
desperatelyumutsuzca tryingçalışıyor to get my familyaile out,
176
563754
3028
umutsuzca ailemin serbest bırakılması için çabalayarak gittim geldim.
09:42
but I didn't have enoughyeterli moneypara
177
566782
1452
Fakat rüşvet verecek ve para cezasını
09:44
to payödeme a briberüşvet or fine anymoreartık.
178
568234
2627
ödeyecek yeterince param yoktu.
09:46
I lostkayıp all hopeumut.
179
570861
1794
Bütün umudumu kaybetmiştim.
09:48
At that momentan, I heardduymuş one man'sadam voiceses asksormak me,
180
572655
3701
İşte o an bir adamın bana seslendiğini duydum
09:52
"What's wrongyanlış?"
181
576356
1491
"Sorun nedir"
09:53
I was so surprisedşaşırmış
182
577847
1597
Tamamen bir yabancının
09:55
that a totalGenel Toplam strangeryabancı caredbakım enoughyeterli to asksormak.
183
579444
3933
ilgi göstermesine çok şaşırmıştım.
09:59
In my brokenkırık Englishİngilizce, and with a dictionarysözlük,
184
583377
2554
Bozuk İngilizcem ve sözlük yardımıyla
10:01
I explainedaçıkladı the situationdurum, and withoutolmadan hesitatingtereddüt,
185
585931
3954
tereddüt etmeden durumu açıkladım,
10:05
the man wentgitti to the ATMATM
186
589885
2053
ve adam para çekme makinesine gitti.
10:07
and he paidödenmiş the restdinlenme of the moneypara for my familyaile
187
591938
2995
Ailem ve diğer iki Kuzey Koreli'nin serbest kalması
10:10
and two other NorthKuzey KoreansKoreliler to get out of jailhapis.
188
594933
4064
için geri kalan bütün parayı ödedi.
10:14
I thankedteşekkür etti him with all my heartkalp, and I askeddiye sordu him,
189
598997
3404
Bütün kalbimle ona teşekkür ettim ve sordum
10:18
"Why are you helpingyardım ediyor me?"
190
602401
2374
"Neden bana yardım ediyorsun? "
10:20
"I'm not helpingyardım ediyor you," he said.
191
604775
2295
"Sana yardım etmiyorum"
10:22
"I'm helpingyardım ediyor the NorthKuzey KoreanKore dili people."
192
607070
3251
"Kuzey Koreli insanlara yardım ediyorum" dedi.
10:26
I realizedgerçekleştirilen that this was a symbolicsembolik momentan in my life.
193
610321
4498
İşte o anın hayatımın sembolik ani olduğunu fark ettim.
10:30
The kindtür strangeryabancı symbolizedsembolize newyeni hopeumut for me
194
614819
3589
Bu yabancı kibar adam benim
10:34
and the NorthKuzey KoreanKore dili people when we neededgerekli it mostçoğu,
195
618408
3398
ve bütün Kuzey Koreli insanlar için en çok ihtiyacımızın olduğu andaki umudu simgelemişti.
10:37
and he showedgösterdi me the kindnessnezaket of strangersyabancı insanlar
196
621806
3251
Ve bana yabancıların kibarlığını
10:40
and the supportdestek of the internationalUluslararası communitytoplum
197
625057
2610
ve uluslararası toplumun desteğini gösterdi.
10:43
are trulygerçekten the raysışınları of hopeumut we NorthKuzey KoreanKore dili people need.
198
627667
5221
Kuzey Koreliler için umudun ışığı olmuştur.
10:48
EventuallySonunda, after our long journeyseyahat,
199
632888
2486
Sonunda uzun bir yolculuktan sonra
10:51
my familyaile and I were reunitedtekrar bir araya in SouthGüney KoreaKore,
200
635374
3397
ben ve ailem Güney Kore'de tekrar bir araya gelmiştik.
10:54
but gettingalma to freedomözgürlük is only halfyarım the battlesavaş.
201
638771
3454
Fakat özgürlük bu savaşın sadece yarısıdır.
10:58
ManyBirçok NorthKuzey KoreansKoreliler are separatedayrıldı from theironların familiesaileleri,
202
642225
3623
Çoğu Kuzey Koreli ailelerinden ayrılmışlardı
11:01
and when they arrivevarmak in a newyeni countryülke,
203
645848
2813
ve yeni bir ülkeye vardıklarında
11:04
they startbaşlama with little or no moneypara.
204
648661
3644
hayatlarına parasız ya da çok az parayla başlayacaklar.
11:08
So we can benefityarar from the internationalUluslararası communitytoplum
205
652305
3026
Bu yüzden uluslararası toplumdan
11:11
for educationEğitim, Englishİngilizce languagedil trainingEğitim,
206
655331
3005
eğitim , İngilizce dil eğitimi, iş eğitimi ve dahası için
11:14
job trainingEğitim, and more.
207
658336
2363
yardım alabilirdik.
11:16
We can alsoAyrıca actdavranmak as a bridgeköprü
208
660699
2114
Ayrıca Kuzey Kore ve dış dünyadaki
11:18
betweenarasında the people insideiçeride NorthKuzey KoreaKore
209
662813
2125
insanlar arasında bir köprü
11:20
and the outsidedışında worldDünya,
210
664938
1980
görevi görebiliriz.
11:22
because manyçok of us staykalmak in contacttemas
211
666918
2724
Çünkü çoğumuz hala
11:25
with familyaile membersüyeler still insideiçeride,
212
669642
2769
aile üyelerimizle iletişim halindeyiz
11:28
and we sendgöndermek informationbilgi and moneypara
213
672411
2182
ve Kuzey Koreyi değiştirmek için yardım olarak
11:30
that is helpingyardım ediyor to changedeğişiklik NorthKuzey KoreaKore from insideiçeride.
214
674593
4568
onlara bilgi ve para gönderiyoruz.
11:35
I've been so luckyşanslı, receivedAlınan so much help
215
679161
3037
Bu kadar yardım ve ilham aldığım
11:38
and inspirationilham in my life,
216
682198
2205
için çok şanslıydım.
11:40
so I want to help give aspiringAspiring NorthKuzey KoreansKoreliler
217
684403
3344
Bu yüzden de uluslararası destekle Kuzey Koreliler'e
11:43
a chanceşans to prosperbaşarılı ol
218
687747
2776
başarma şansı amacını
11:46
with internationalUluslararası supportdestek.
219
690523
3038
vermek istiyorum.
11:49
I'm confidentkendine güvenen that you will see more and more
220
693561
2486
Kendimden eminim ki dünyanın her yerinde
11:51
NorthKuzey KoreansKoreliler succeedingbaşarılı all over the worldDünya,
221
696047
2757
TED de dahil olmak üzere gittikçe artan başarılı
11:54
includingdahil olmak üzere the TEDTED stageevre.
222
698804
2351
Kuzey Koreliler göreceksiniz.
11:57
Thank you.
223
701155
2622
Teşekkür ederim.
11:59
(ApplauseAlkış)
224
703777
9722
(Alkışlar)
Translated by Yağmur Küçümen
Reviewed by Aysel SÜS

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Hyeonseo Lee - Activist
As a child growing up in North Korea, Hyeonseo Lee thoght her country was the "best on the planet." It wasn't until the famine of the 90s that she began to wonder. She escaped the country at 17-years-old to begin a life in hiding as a refugee in China. Hers is a harrowing, personal tale of survival and hope -- and a powerful reminder of those who face constant danger, even when the border is far behind.

Why you should listen

 

Hyeonseo Lee grew up in North Korea but escaped to China in 1997. In 2008, when she was 28-years-old, she came to Seoul, South Korea, where she struggled to adjust to life in the bustling city. North Korean defectors often have a hard time in South Korea, she noted in the Wall Street Journal: "We defectors have to start from scratch. Prejudice against North Koreans and icy stares were other obstacles that were hard to cope with."
 
Now a student at Hankuk University of Foreign Studies, she has become an advocate for fellow refugees, even helping close relatives leave North Korea after they were targeted. Her dream? As she told the Korea Times, she'd like to work at the UN or an NGO that advocates for the human rights of North Koreans, including their right to be treated as political refugees.

She has a new book called The Girl with Seven Names.

More profile about the speaker
Hyeonseo Lee | Speaker | TED.com