ABOUT THE SPEAKER
Dan Ariely - Behavioral economist
The dismal science of economics is not as firmly grounded in actual behavior as was once supposed. In "Predictably Irrational," Dan Ariely told us why.

Why you should listen

Dan Ariely is a professor of psychology and behavioral economics at Duke University and a founding member of the Center for Advanced Hindsight. He is the author of the bestsellers Predictably IrrationalThe Upside of Irrationality, and The Honest Truth About Dishonesty -- as well as the TED Book Payoff: The Hidden Logic that Shapes Our Motivations.

Through his research and his (often amusing and unorthodox) experiments, he questions the forces that influence human behavior and the irrational ways in which we often all behave.

More profile about the speaker
Dan Ariely | Speaker | TED.com
TEDxRiodelaPlata

Dan Ariely: What makes us feel good about our work?

Dan Ariely: Dan Ariely: Yaptığımız işte bize kendimizi iyi hissettiren nedir?

Filmed:
6,508,994 views

Bizi çalışmaya isteklendiren nedir? Yaygın kanaatin aksine, sadece para değil. Tam olarak zevk de değil. Öyle görünüyor ki çoğumuz sürekli ilerleme ve amaç duygusu hissettikçe başarılı oluyoruz. Davranışsal ekonomist Dan Ariely bizim işimizde anlam hakkındaki beklenmedik ve ince farkları olan davranışlarımızı ortaya çikaran iki ufuk açıcı deney sunuyor. (TEDxRiodelaPlata'da görüntülendi)
- Behavioral economist
The dismal science of economics is not as firmly grounded in actual behavior as was once supposed. In "Predictably Irrational," Dan Ariely told us why. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I want to talk a little bitbit todaybugün
0
405
1703
Bugün biraz iş gücü ve çalışma
00:14
about laboremek and work.
1
2108
3898
hakkında konuşmak istiyorum.
00:18
When we think about how people work,
2
6006
3164
İnsanların nasıl çalıştığını düşündüğümüzde,
00:21
the naivesaf intuitionsezgi we have
3
9170
2469
sahip olduğumuz saf sezgi
00:23
is that people are like ratssıçanlar in a mazeLabirent --
4
11639
2166
insanların bir labirent içinde fareler gibi olduğu ve
00:25
that all people carebakım about is moneypara,
5
13805
2379
tüm ilgilendiklerinin para olduğudur.
00:28
and the momentan we give people moneypara,
6
16184
1312
Ve biz insanlara para verdiğimiz an,
00:29
we can directdirekt them to work one way,
7
17496
1822
onları o şekilde veya
00:31
we can directdirekt them to work anotherbir diğeri way.
8
19318
2104
bu şekilde çalışmaya yönlendirebiliriz.
00:33
This is why we give bonusesikramiye to bankersbankacılar and payödeme in all kindsçeşit of waysyolları.
9
21422
3301
Bu yüzden bankacılara ikramiye verip değişik yollarla ödeme yaparız.
00:36
And we really have this incrediblyinanılmaz simplisticbasit viewgörünüm
10
24723
3381
Ve biz gerçekten insanların çalışma sebebi ve iş gücü piyasasının neye benzediği hakkında
00:40
of why people work and what the laboremek marketpazar looksgörünüyor like.
11
28104
4358
bu inanılmaz basit görüşe sahibiz.
00:44
At the sameaynı time, if you think about it,
12
32462
2728
Aynı zamanda, eğer bunun hakkında düşünürsek,
00:47
there's all kindsçeşit of strangegarip behaviorsdavranışlar in the worldDünya around us.
13
35190
3333
etrafımızda her türlü garip davranışın olduğunu görüyoruz.
00:50
Think about something like mountaineeringDağcılık and mountaindağ climbingTırmanmak.
14
38523
3132
Dağ tırmanışı ve dağcılık gibi şeyleri düşünün.
00:53
If you readokumak bookskitaplar of people who climbtırmanış mountainsdağlar, difficultzor mountainsdağlar,
15
41655
4536
Eğer dağ tırmanışı yapan, zorlu dağlara tırmanan insanların kitaplarını okuyorsanız,
00:58
do you think that those bookskitaplar are fulltam of momentsanlar of joysevinç and happinessmutluluk?
16
46191
4997
bu kitapların sevinç ve mutluluk anlarıyla dolu olduğunu mu düşünüyorsunuz?
01:03
No, they are fulltam of miserysefalet.
17
51188
2733
Hayır, onlar sefalet doludur.
01:05
In factgerçek, it's all about frostbitedonma and difficultyzorluk to walkyürümek
18
53921
3801
Aslında, bunların hepsi donmalar ve zorlu yürüyüşler hakkındadır
01:09
and difficultyzorluk of breathingnefes --
19
57722
1684
ve nefes zorluğu --
01:11
coldsoğuk, challengingmeydan okuma circumstanceskoşullar.
20
59406
2599
soğuk, zor şartlar.
01:14
And if people were just tryingçalışıyor to be happymutlu,
21
62005
2698
Ve eğer insanlar sadece mutlu olmaya çalışıyor olsaydı,
01:16
the momentan they would get to the topüst,
22
64703
2000
zirveye ulaştıkları anda,
01:18
they would say, "This was a terriblekorkunç mistakehata.
23
66703
1769
"Bu korkunç bir hataydı,
01:20
I'll never do it again."
24
68472
1511
bir daha asla tekrarlamayacağım.” derlerdi.
01:21
(LaughterKahkaha)
25
69983
1539
(kahkahalar)
01:23
"InsteadBunun yerine, let me sitoturmak on a beachplaj somewherebir yerde drinkingiçme mojitosMojito."
26
71522
3632
"Bunun yerine, ben gideyim deniz kenarı bir yerde mojito içeyim.”
01:27
But insteadyerine, people go down,
27
75154
3260
Ama böyle söylemek yerine, insanlar aşağı iner
01:30
and after they recoverkurtarmak, they go up again.
28
78414
3024
ve toparlandıktan sonra, tekrar yukarı çıkarlar.
01:33
And if you think about mountaindağ climbingTırmanmak as an exampleörnek,
29
81438
3412
Ve eğer dağ tırmanışını bir örnek olarak düşünürsek,
01:36
it suggestsanlaşılacağı all kindsçeşit of things.
30
84850
2093
bu örnek bize birçok şey ileri sürer.
01:38
It suggestsanlaşılacağı that we carebakım about reachingulaşan the endson, a peakzirve.
31
86943
3961
Bu bizim amaca, bir tepeye ulaşmayı önemsediğimizi ileri sürer.
01:42
It suggestsanlaşılacağı that we carebakım about the fightkavga, about the challengemeydan okuma.
32
90904
3534
Bu bizim mücadeleyi, meydan okumayı önemsediğimizi ileri sürer.
01:46
It suggestsanlaşılacağı that there's all kindsçeşit of other things
33
94438
2049
Bizi çalışmaya ya da belli şekillerde davranmaya isteklendiren
01:48
that motivatemotive etmek us to work or behaveDavranmak in all kindsçeşit of waysyolları.
34
96487
5497
birçok farklı şeyin olduğunu ileri sürer.
01:53
And for me personallyŞahsen, I startedbaşladı thinkingdüşünme about this
35
101984
2837
Benim şahsen bu konuda düşünmeye başlamam
01:56
after a studentÖğrenci camegeldi to visitziyaret etmek me.
36
104821
2818
bir öğrencinin ziyaretime gelmesinden sonra oldu.
01:59
This was a studentÖğrenci that was one of my studentsöğrencilerin a fewaz yearsyıl earlierdaha erken.
37
107639
3999
Bu öğrenci daha önceki yıllarda öğrencim olan biriydi.
02:03
And he camegeldi one day back to campuskampus.
38
111638
2184
Bir gün kampüse geri geldi
02:05
And he told me the followingtakip etme storyÖykü:
39
113822
2249
ve bana şu hikayeyi anlattı:
02:08
He said that for more than two weekshaftalar, he was workingçalışma on a PowerPointPowerPoint presentationsunum.
40
116071
5401
İki haftadan fazla bir süredir bir PowerPoint sunumu üzerinde çalışıyormuş.
02:13
He was workingçalışma in a bigbüyük bankbanka.
41
121472
1769
Büyük bir bankada çalışıyormuş.
02:15
This was in preparationhazırlık for a mergerbirleşme and acquisitionsatın alma.
42
123241
3897
Bu bir birleşme ve devralma için hazırlıkmış.
02:19
And he was workingçalışma very hardzor on this presentationsunum --
43
127138
2807
Bu sunum üzerinde oldukça yoğun çalışıyormuş--
02:21
graphsgrafikleri, tablestablolar, informationbilgi.
44
129945
2009
grafikler, tablolar, bilgiler.
02:23
He stayedkaldı lategeç at night everyher day.
45
131954
3067
Her gece geç saatlere kadar işte kalmış.
02:27
And the day before it was duenedeniyle,
46
135021
2453
Ve bitirilmesi gerekenden bir gün önce,
02:29
he sentgönderilen his PowerPointPowerPoint presentationsunum to his bosspatron,
47
137474
3214
PowerPoint sunumunu patronuna göndermiş
02:32
and his bosspatron wroteyazdı him back and said,
48
140688
2655
ve patronu ona bir cevap yazarak şöyle demiş:
02:35
"NiceGüzel presentationsunum, but the mergerbirleşme is cancelediptal edildi."
49
143343
4910
"Güzel sunum, ama birleşme iptal edildi."
02:40
And the guy was deeplyderinden depressedbunalımlı.
50
148253
2090
Adam derin bir depresyona girmiş.
02:42
Now at the momentan when he was workingçalışma,
51
150343
2430
Çalıştığı zamanlarda
02:44
he was actuallyaslında quiteoldukça happymutlu.
52
152773
1770
aslında oldukça mutluymuş.
02:46
EveryHer night he was enjoyingkeyfi his work,
53
154543
2279
Her gece yaptığı o işten zevk alıyormuş,
02:48
he was stayingkalma lategeç, he was perfectingMükemmelleştirici this PowerPointPowerPoint presentationsunum.
54
156822
4650
geç saatlere kadar çalışıp, bu PowerPoint sunumunu mükemmel hale getirmiş.
02:53
But knowingbilme that nobodykimse would ever watch that madeyapılmış him quiteoldukça depressedbunalımlı.
55
161472
5150
Ama kimsenin izlemeyeceğini bilmek onu oldukça depresyona sokmuş.
02:58
So I startedbaşladı thinkingdüşünme about how do we experimentdeney
56
166622
2705
Bu yüzden bu 'çalışmalarımızın meyveleri' fikriyle
03:01
with this ideaFikir of the fruitsmeyve of our laboremek.
57
169327
3817
biz nasıl deneyler yapabiliriz diye düşünmeye başladım.
03:05
And to startbaşlama with, we createdoluşturulan a little experimentdeney
58
173144
4232
Ve başlangıç olarak, küçük bir deney hazırladık.
03:09
in whichhangi we gaveverdi people LegosLegos, and we askeddiye sordu them to buildinşa etmek with LegosLegos.
59
177376
6028
İnsanlara legolar verdik ve onlardan bu legolarla bir şey yapmalarını istedik.
03:15
And for some people, we gaveverdi them LegosLegos and we said,
60
183404
4202
Ve bazı insanlara da legolar verdik ve dedik ki,
03:19
"Hey, would you like to buildinşa etmek this BionicleBionicle for threeüç dollarsdolar?
61
187606
4715
"3 dolara bu Bionicle’ı yapmak ister misin?
03:24
We'llWe'll payödeme you threeüç dollarsdolar for it."
62
192321
2023
Bunun için sana 3 dolar ödeyeceğiz."
03:26
And people said yes, and they builtinşa edilmiş with these LegosLegos.
63
194344
3248
İnsanlar kabul etti ve verdiğimiz legoları yaptılar.
03:29
And when they finishedbitmiş, we tookaldı it, we put it underaltında the tabletablo,
64
197592
3870
Bitirdiklerinde Bionicle’ı aldık masanın altına koyduk
03:33
and we said, "Would you like to buildinşa etmek anotherbir diğeri one, this time for $2.70?"
65
201462
5025
ve dedik ki, “Bir tane daha yapmak ister misin, bu sefer 2,70 dolar karşılığında?"
03:38
If they said yes, we gaveverdi them anotherbir diğeri one.
66
206487
1709
Eğer evet derlerse, onlara başka bir tane daha verdik.
03:40
And when they finishedbitmiş, we askeddiye sordu them,
67
208196
1302
Ve bitirdiklerinde, onlara
03:41
"Do you want to buildinşa etmek anotherbir diğeri one?" for $2.40, $2.10, and so on,
68
209498
4739
"Başka bir tane daha kurmak ister misin?" 2,40 dolar, 2,10 dolar karşılığında,
03:46
untila kadar at some pointpuan people said, "No more. It's not worthdeğer it for me."
69
214237
5448
“Hayır, o kadara değmez.” diyene kadar, ödenecek miktarı azaltarak sorduk.
03:51
This was what we calleddenilen the meaningfulanlamlı conditionşart.
70
219685
2837
İşte buna anlamlı şartlandırma diyoruz.
03:54
People builtinşa edilmiş one BionicleBionicle after anotherbir diğeri.
71
222522
3141
İnsanlar art arda Bionicle inşa ettiler.
03:57
After they finishedbitmiş everyher one of them, we put them underaltında the tabletablo.
72
225663
3229
Her birini bitirdiklerinde, onları masanın altına koyduk.
04:00
And we told them that at the endson of the experimentdeney,
73
228892
2372
Ve deneyin sonunda onlara dedik ki,
04:03
we will take all these BioniclesBionicles, we will disassemblesökmeye them,
74
231264
3292
bu Bionicle'ları alacağız ve tekrar parçalara ayıracağız,
04:06
we will put them back in the boxeskutuları, and we will use it for the nextSonraki participantkatılımcı.
75
234556
4657
onları kutulara koyup bir sonraki katılımcı için kullanacağız.
04:11
There was anotherbir diğeri conditionşart.
76
239213
1794
Başka bir şartlandırma şekli daha var.
04:13
This other conditionşart was inspiredyaratıcı by DavidDavid, my studentÖğrenci.
77
241007
4649
Bu diğer şartlandırmada öğrencim David’den esinlenildi.
04:17
And this other conditionşart we calleddenilen the SisyphicSisyphic conditionşart.
78
245656
3378
Ve buna Sisifos şartlandırması diyoruz.
04:21
And if you rememberhatırlamak the storyÖykü about SisyphusSisifos,
79
249034
2441
Eğer Sisifos hakkındaki hikayeyi hatırlarsanız,
04:23
SisyphusSisifos was punishedceza by the godstanrılar to pushit the sameaynı rockKaya up a hillTepe,
80
251475
5049
Sisifos tanrılar tarafından aynı taşı tepeye çıkarmakla cezalandırılmıştı,
04:28
and when he almostneredeyse got to the endson,
81
256524
2015
Tam sona gelmek üzereyken,
04:30
the rockKaya would rollrulo over, and he would have to startbaşlama again.
82
258539
3058
taş yuvarlanıp düşüyordu ve tekrar başlamak zorunda kalıyordu.
Siz bunu boşa iş yapmanın esası olarak düşünebilirsiniz.
04:33
And you can think about this as the essenceöz of doing futilebeyhude work.
83
261597
5094
04:38
You can imaginehayal etmek that if he pusheditilmiş the rockKaya on differentfarklı hillstepeler,
84
266691
2817
Eğer taşı farklı bir tepeye taşısaydı, en azından
04:41
at leasten az he would have some senseduyu of progressilerleme.
85
269508
2808
biraz ilerleme hissi yaşayabilirdi diye düşünebilirsiniz.
04:44
AlsoAyrıca, if you look at prisonhapis moviesfilmler,
86
272316
2538
Aynı zamanda, eğer hapishane filmlerine bakarsanız,
04:46
sometimesara sıra the way that the guardsMuhafızlar tortureişkence the prisonersmahkumlar
87
274854
3353
bazen gardiyanlar mahpuslara işkence olsun diye
04:50
is to get them to digkazmak a holedelik
88
278207
2134
bir çukur kazdırırlar
04:52
and when the prisonermahkum is finishedbitmiş, they asksormak him to filldoldurmak the holedelik back up and then digkazmak again.
89
280341
4466
ve mahpus işini bitirdiğinde, çukuru geri doldurtup tekrar kazdırırlar.
04:56
There's something about this cyclicalDöngüsel versionversiyon
90
284807
2288
Bu birşeylerin tekrar tekrar tekrar yapıldığı
04:59
of doing something over and over and over
91
287095
2368
döngüsel uyarlamada özellikle
05:01
that seemsgörünüyor to be particularlyözellikle demotivatingdemotive.
92
289463
2943
şevk kırıcı birşey var.
05:04
So in the secondikinci conditionşart of this experimentdeney, that's exactlykesinlikle what we did.
93
292406
3497
Bu yüzden deneyin ikinci şeklinde, biz de aynen bunu yaptık.
05:07
We askeddiye sordu people, "Would you like to buildinşa etmek one BionicleBionicle for threeüç dollarsdolar?"
94
295903
5087
İnsanlara dedik ki “3 dolara bir Bionicle’ı yapmak ister misin?”
05:12
And if they said yes, they builtinşa edilmiş it.
95
300990
1914
Evet derlerse, yaptılar.
05:14
Then we askeddiye sordu them, "Do you want to buildinşa etmek anotherbir diğeri one for $2.70?"
96
302904
3487
Sonra dedik ki “2,70 dolar karşılığında bir tane daha yapmak ister misin?”
05:18
And if they said yes, we gaveverdi them a newyeni one,
97
306391
3359
Evet derlerse, yeni bir tane verdik
05:21
and as they were buildingbina it,
98
309750
1965
ve onlar yenisini yaparken
05:23
we tookaldı apartayrı the one that they just finishedbitmiş.
99
311715
2868
biz henüz bitirdikleri Bionicle’ı parçalarına ayırdık.
05:26
And when they finishedbitmiş that,
100
314583
2628
Ve onlar yenisini yapmayı bitirdiklerinde,
05:29
we said, "Would you like to buildinşa etmek anotherbir diğeri one, this time for 30 centscent lessaz?"
101
317211
3667
“Bir tane daha yapmak ister misiniz, bu sefer 30 sent daha az alacaksınız?”
05:32
And if they said yes, we gaveverdi them the one that they builtinşa edilmiş and we brokekırdı.
102
320878
4033
Eğer evet derlerse, daha önce onların yapıp bizim parçalarına ayırdığımızı verdik.
05:36
So this was an endlesssonsuz cycledevir
103
324911
2300
Bu böyle bitmeyen bir döngüydü,
05:39
of them buildingbina and us destroyingtahrip in frontön of theironların eyesgözleri.
104
327211
4979
onlar yapıyor, biz gözlerinin önünde parçalıyorduk.
05:44
Now what happensolur when you comparekarşılaştırmak these two conditionskoşullar?
105
332190
4153
Şimdi bu iki deneyi karşılaştırırsak ne olur?
05:48
The first thing that happenedolmuş
106
336343
1086
Öncelikle olan şey
05:49
was that people builtinşa edilmiş manyçok more BioniclesBionicles -- they builtinşa edilmiş 11 versuse karşı sevenYedi --
107
337429
3715
anlamlı şartlandırmadaki insanlar Sisifos şartlandırmasındaki insanlardan
05:53
in the meaningfulanlamlı conditionşart versuse karşı the SisyphusSisifos conditionşart.
108
341144
3652
daha fazla Bionicle yaptılar. —11’e karşı 7 —
05:56
And by the way, we should pointpuan out that this was not a bigbüyük meaninganlam.
109
344796
3068
Bu arada, çok büyük bir anlamdan bahsetmediğimizi de belirtelim
05:59
People were not curingkür cancerkanser or buildingbina bridgesköprü.
110
347864
2414
İnsanlar kansere çare buluyor ya da köprüler inşa ediyor falan değiller.
06:02
People were buildingbina BioniclesBionicles for a fewaz centscent.
111
350278
4105
İnsanlar birkaç sent için Bionicle yapıyorlardı.
06:06
And not only that, everybodyherkes knewbiliyordum that the BioniclesBionicles would be destroyedyerlebir edilmiş quiteoldukça soonyakında.
112
354383
5051
Dahası, hepsi Bionicle’ların kısa bir süre sonra parçalanacağını biliyorlardı.
06:11
So there was not a realgerçek opportunityfırsat for bigbüyük meaninganlam.
113
359434
2894
Öyle büyük bir anlam için gerçek bir fırsat yoktu.
06:14
But even the smallküçük meaninganlam madeyapılmış a differencefark.
114
362328
3885
Ama küçük bir anlam bile bir fark yarattı.
06:18
Now we had anotherbir diğeri versionversiyon of this experimentdeney.
115
366213
2371
Sonra bu deneyin başka bir uyarlamasını yaptık.
06:20
In this other versionversiyon of the experimentdeney,
116
368584
1539
Deneyin bu diğer uyarlamasında
06:22
we didn't put people in this situationdurum,
117
370123
2337
insanları bu duruma sokmadık,
06:24
we just describedtarif edilen to them the situationdurum, much as I am describingaçıklayan to you now,
118
372460
4419
sadece durumu onlara anlattık; tıpkı size şimdi anlattığım gibi
06:28
and we askeddiye sordu them to predicttahmin what the resultsonuç would be.
119
376879
3116
ve onlara sonucun ne olacağını tahmin etmelerini istedik.
06:31
What happenedolmuş?
120
379995
1096
Ne oldu ?
06:33
People predictedtahmin the right directionyön but not the right magnitudebüyüklük.
121
381091
4051
İnsanların tahminleri doğru yöndeydi ama doğru çapta değildi.
06:37
People who were just givenverilmiş the descriptionaçıklama of the experimentdeney
122
385142
4056
Deneyin sadece anlatıldıği insanlar anlamlı şartlandırmadaki
06:41
said that in the meaningfulanlamlı conditionşart people would probablymuhtemelen buildinşa etmek one more BionicleBionicle.
123
389198
4313
insanların muhtemelen bir tane daha fazla Bionicle yapacağını söylediler.
06:45
So people understandanlama that meaninganlam is importantönemli,
124
393511
2450
Yani insanlar anlamın etkisini biliyorlar,
06:47
they just don't understandanlama the magnitudebüyüklük of the importanceönem,
125
395961
2763
sadece bu etkinin büyüklüğünü bilmiyorlar,
06:50
the extentderece to whichhangi it's importantönemli.
126
398724
2154
ne derecede etkili olabileceğini bilmiyorlar.
06:52
There was one other pieceparça of dataveri we lookedbaktı at.
127
400878
3084
Bir başka veriyi daha inceledik.
06:55
If you think about it, there are some people who love LegosLegos and some people who don't.
128
403962
4918
Düşünürseniz, legolari seven insanlar vardır, sevmeyenler vardır.
07:00
And you would speculatespekülasyon yapmak that the people who love LegosLegos
129
408880
2082
Ve diyebilirsiniz ki legoları seven insanlar
07:02
will buildinşa etmek more LegosLegos, even for lessaz moneypara,
130
410962
2582
az para için bile olsa daha çok lego yapiyor olabilir,
07:05
because after all, they get more internal joysevinç from it.
131
413544
2934
çünkü ne de olsa bundan daha çok içten bir zevk alıyorlar.
07:08
And the people who love LegosLegos lessaz will buildinşa etmek lessaz LegosLegos
132
416478
3305
Ve logoları daha az seven insanlar daha az lego yapıyor,
07:11
because the enjoymenthoşlanma that they derivetüretmek from it is loweralt.
133
419783
2944
çünkü bu işten daha az zevk alıyorlar.
07:14
And that's actuallyaslında what we foundbulunan in the meaningfulanlamlı conditionşart.
134
422727
2834
Ve anlamlı şartlandırmada bizim de bulduğumuz gerçekten bu oldu.
07:17
There was a very niceGüzel correlationbağıntı betweenarasında love of LegoLego
135
425561
3037
Lego sevgisi ve insanların yaptığı lego sayısı arasında
07:20
and the amounttutar of LegosLegos people builtinşa edilmiş.
136
428598
2129
çok güzel bir ilinti vardı.
07:22
What happenedolmuş in the SisyphicSisyphic conditionşart?
137
430727
2551
Sisofik şartlandırmada ne oldu ?
07:25
In that conditionşart the correlationbağıntı was zerosıfır.
138
433278
2905
Sisofik şartlandırma yönteminde bu ilinti sıfırdı.
07:28
There was no relationshipilişki betweenarasında the love of LegoLego and how much people builtinşa edilmiş,
139
436183
4441
Lego sevgisiyle kaç tane yaptıkları arasında hiç ilişki yoktu.
07:32
whichhangi suggestsanlaşılacağı to me that with this manipulationhile
140
440624
2921
Buradan aklıma gelen şey bu insanların gözlerinin önünde
07:35
of breakingkırma things in frontön of people'sinsanların eyesgözleri,
141
443545
2366
oyuncakları parçalama hilesiyle
07:37
we basicallytemel olarak crushedezilmiş any joysevinç that they could get out of this activityaktivite.
142
445911
4669
esasen bu uğraştan alabilecekleri bütün keyfi kaçırdık.
07:42
We basicallytemel olarak eliminatedelimine it.
143
450580
2781
Kökünden ortadan kaldırdık.
07:45
SoonYakında after I finishedbitmiş runningkoşu this experimentdeney,
144
453361
3717
Bu deneyi bitirdikten kısa bir süre sonra
07:49
I wentgitti to talk to a bigbüyük softwareyazılım companyşirket in SeattleSeattle.
145
457078
4064
Seattle şehrinde büyük bir yazılım şirketine konuşma yapmaya gittim.
07:53
I can't tell you who they were, but they were a bigbüyük companyşirket in SeattleSeattle.
146
461142
3594
Kim olduklarını söyleyemem ama Seattle’da büyük bir şirket.
07:56
And this was a groupgrup withiniçinde this softwareyazılım companyşirket that was put in a differentfarklı buildingbina.
147
464736
4358
Yazılım şirketi içinde farklı bir binaya yerleştirilmiş bir gruptu.
08:01
And they askeddiye sordu them to innovateyenilik yapmak and createyaratmak the nextSonraki bigbüyük productürün for this companyşirket.
148
469094
5183
Onlardan bir yenilik, şirketin yeni büyük ürününü geliştirmelerini istemişlerdi.
08:06
And the weekhafta before I showedgösterdi up,
149
474277
1866
Ben varmadan bir hafta önce
08:08
the CEOCEO of this bigbüyük softwareyazılım companyşirket wentgitti to that groupgrup, 200 engineersmühendisler,
150
476143
4067
bu büyük yazılım şirketinin CEO’su bu 200 mühendisten oluşan gruba gidip
08:12
and cancelediptal edildi the projectproje.
151
480210
3101
projeyi iptal etmişti.
08:15
And I stooddurdu there in frontön of 200 of the mostçoğu depressedbunalımlı people I've ever talkedkonuştuk to.
152
483311
5155
Hayatımda konuştuğum en sıkıntılı 200 kişinin önünde duruyordum.
08:20
And I describedtarif edilen to them some of these LegoLego experimentsdeneyler,
153
488466
3195
Ve onlara yaptığımız bazı Lego deneylerinden bahsettim,
08:23
and they said they feltkeçe like they had just been throughvasitasiyla that experimentdeney.
154
491661
4846
bana adeta aynı deneyden geçtiklerini hissettiklerini söylediler.
08:28
And I askeddiye sordu them, I said,
155
496507
1622
Onlara sordum, dedim ki;
08:30
"How manyçok of you now showgöstermek up to work latersonra than you used to?"
156
498129
3530
“Kaçınız işe daha önce geldiğinizden daha geç geliyorsunuz?”
08:33
And everybodyherkes raisedkalkık theironların handel.
157
501659
2204
Hepsi elini kaldırdı.
08:35
I said, "How manyçok of you now go home earlierdaha erken than you used to?"
158
503863
2981
Dedim ki, “Kaçınız eve daha önce gittiğinizden daha erken gidiyorsunuz?”
08:38
And everybodyherkes raisedkalkık theironların handel.
159
506844
1799
Hepsi elini kaldırdı.
08:40
I askeddiye sordu them, "How manyçok of you now addeklemek not-so-kosherYani kosher things to your expensegider reportsraporlar?"
160
508643
5866
“Kaçınız harcama raporlarınıza eklememeniz gereken şeyler ekliyorsunuz?”
08:46
And they didn't really raiseyükseltmek theironların handseller,
161
514509
1752
Hani gerçekten ellerini kaldırmadılar ama beni akşam yemeğine çıkartıp
harcama raporlarıyla neler yapabileceklerini gösterdiler.
08:48
but they tookaldı me out to dinnerakşam yemegi and showedgösterdi me what they could do with expensegider reportsraporlar.
162
516261
5624
08:53
And then I askeddiye sordu them, I said,
163
521885
1699
Ve onlara sordum, dedim ki;
“CEO sizin canınızı sıkmamak için ne yapabilirdi?”
08:55
"What could the CEOCEO have donetamam to make you not as depressedbunalımlı?"
164
523584
4600
09:00
And they camegeldi up with all kindsçeşit of ideasfikirler.
165
528184
2364
Bir çok farklı fikir ortaya attılar.
09:02
They said the CEOCEO could have askeddiye sordu them to presentmevcut to the wholebütün companyşirket
166
530548
3238
CEO son iki yıldır neler yaptıklarını ve neye karar verdiklerini
09:05
about theironların journeyseyahat over the last two yearsyıl and what they decidedkarar to do.
167
533786
3307
bütün şirkete sunmalarını isteyebilirdi dediler.
09:09
He could have askeddiye sordu them to think about whichhangi aspectGörünüş of theironların technologyteknoloji
168
537093
3865
Onların teknolojilerinin hangi yönünün organizasyonun diğer kısımlarına
09:12
could fituygun with other partsparçalar of the organizationorganizasyon.
169
540958
3546
uyabileceğini düşünmelerini isteyebileceğini söylediler.
09:16
He could have askeddiye sordu them to buildinşa etmek some prototypesprototipler, some next-generationyeni nesil prototypesprototipler,
170
544504
3374
Onlardan bazı ön ürünler, yeni nesil ön ürünler hazırlamalarını isteyip
09:19
and seengörüldü how they would work.
171
547878
1871
nasıl çalışacağını görebilirdi dediler.
09:21
But the thing is that any one of those
172
549749
1995
Ama şu var ki bunların her biri
09:23
would requiregerektirir some effortçaba and motivationmotivasyon.
173
551744
2967
biraz çaba ve motivasyon gerektirir.
09:26
And I think the CEOCEO basicallytemel olarak did not understandanlama the importanceönem of meaninganlam.
174
554711
4153
Ve sanırım CEO basitçe anlamın önemini anlamamıştı.
09:30
If the CEOCEO, just like our participantskatılımcılar,
175
558864
2264
Eğer CEO, tıpkı bizim katılımcılarımız gibi,
09:33
thought the essenceöz of meaninganlam is unimportantÖnemsiz,
176
561128
3101
anlamın özünün önemsiz olduğunu düşündüyse
09:36
then he [wouldn'tolmaz] carebakım.
177
564229
1357
umursamamış olabilir.
09:37
And he would tell them, "At the momentan I directedyönlendirilmiş you in this way,
178
565586
2965
Ve diyebilir ki, “O zaman sizi öyle yönlendirmiştim,
09:40
and now that I am directingyönetmenlik you in this way,
179
568551
1602
ve şimdi böyle yönlendiriyorum,
09:42
everything will be okay."
180
570153
1960
herşey iyi olacak."
09:44
But if you understoodanladım how importantönemli meaninganlam is,
181
572113
2548
Ama anlamın önemini anladıysanız,
09:46
then you would figureşekil out that it's actuallyaslında importantönemli
182
574661
2417
insanların yaptıkları şeyleri umursamalarını sağlamak için
09:49
to spendharcamak some time, energyenerji and effortçaba
183
577078
1883
biraz zaman, enerji ve çaba harcamanın
09:50
in gettingalma people to carebakım more about what they're doing.
184
578961
3435
gerçekten önemli olduğu sonucuna varırsınız.
09:54
The nextSonraki experimentdeney was slightlyhafifçe differentfarklı.
185
582396
2708
Bir sonraki deney biraz farklıydı.
09:57
We tookaldı a sheettabaka of paperkâğıt with randomrasgele lettersharfler,
186
585104
2657
Üzerinde rastgele harfler olan bir sayfa kağıt aldık
09:59
and we askeddiye sordu people to find pairsçiftleri of lettersharfler that were identicalözdeş nextSonraki to eachher other.
187
587761
4471
ve insanlardan aynı harf çiftlerini bulmalarını istedik.
10:04
That was the taskgörev.
188
592232
1148
Görev buydu.
10:05
And people did the first sheettabaka.
189
593380
1383
İnsanlar ilk sayfayı yaptılar.
10:06
And then we askeddiye sordu them if they wanted to do the nextSonraki sheettabaka for a little bitbit lessaz moneypara
190
594763
3060
Sonra biraz daha az para karşılığında bir sayfa daha yapar mısınız diye sorduk.
10:09
and the nextSonraki sheettabaka for a little bitbit lessaz moneypara, and so on and so forthileri.
191
597823
2958
Ve sonraki sayfayı biraz daha az, vesaire..
10:12
And we had threeüç conditionskoşullar.
192
600781
1883
Elimizde üç şartlandırma vardı.
10:14
In the first conditionşart, people wroteyazdı theironların nameisim on the sheettabaka,
193
602664
3688
İlk şartlandırmada insanlar sayfanın üzerine isimlerini yazdılar,
10:18
foundbulunan all the pairsçiftleri of lettersharfler, gaveverdi it to the experimenterdeneyci.
194
606352
3678
bütün harf çiftlerini buldular, deneyi yapana verdiler.
10:22
The experimenterdeneyci would look at it, scantaramak it from topüst to bottomalt,
195
610030
3966
Deneyci baştan sonra inceleyip
10:25
say "uh huh" and put it on the pileistif nextSonraki to them.
196
613996
4150
“hı hı” dedi ve kağıdı yanlarındaki öbeğin üstüne koydu.
10:30
In the secondikinci conditionşart, people did not writeyazmak theironların nameisim on it.
197
618146
3699
İkinci şartlandırmada insanlar üzerine isimlerini yazmadılar.
10:33
The experimenterdeneyci lookedbaktı at it,
198
621845
2218
Deneyci şöyle bir baktı,
10:36
tookaldı the sheettabaka of paperkâğıt, did not look at it, did not scantaramak it,
199
624063
3133
kağıdı aldi ve hiç bakıp incelemeden
10:39
and simplybasitçe put it on the pileistif of pagessayfalar.
200
627196
3599
basitçe kağıt öbeğinin üstüne koydu.
10:42
So you take a pieceparça, you just put it on the sideyan.
201
630795
2652
Yani bir parça alıp, sadece kenara koydunuz.
10:45
And in the thirdüçüncü conditionşart,
202
633447
1146
Üçüncü şartlandırmada
10:46
the experimenterdeneyci got the sheettabaka of paperkâğıt and directlydirekt olarak put it into a shredderParçalayıcı.
203
634593
8378
deneyci sayfayı alıp doğrudan kağıt imha makinesine koydu.
10:54
What happenedolmuş in those threeüç conditionskoşullar?
204
642971
2817
Bu üç şartlandırmada ne oldu ?
10:57
In this plotarsa I'm showinggösterme you at what payödeme rateoran people stoppeddurduruldu.
205
645788
4432
Bu grafikte size insanların hangi ücrette durduklarını gösteriyorum.
11:02
So lowdüşük numberssayılar mean that people workedişlenmiş harderDaha güçlü. They workedişlenmiş for much longeruzun.
206
650220
4518
Düşük rakamlar insanların daha gayretli çalıştığı anlamına geliyor. Daha çok çalıştılar.
11:06
In the acknowledgedkabul etti conditionşart, people workedişlenmiş all the way down to 15 centscent.
207
654738
4916
Tasdik edilme şartlanmasında, insanlar 15 sent seviyesine kadar çalıştılar.
11:11
At 15 centscent perbaşına pagesayfa, they basicallytemel olarak stoppeddurduruldu these effortsçabaları.
208
659654
3744
Sayfa başı 15 sent seviyesinde, artık çaba sarfetmeyi bıraktılar.
11:15
In the shredderParçalayıcı conditionşart, it was twiceiki defa as much -- 30 centscent perbaşına sheettabaka.
209
663398
4755
Kağıt imha makinesi durumunda, iki kat fazlaydı - sayfa başı 30 sent.
11:20
And this is basicallytemel olarak the resultsonuç we had before.
210
668153
2173
Bu basitçe daha önce aldığımız sonuç.
11:22
You shredpaçavra people'sinsanların effortsçabaları, outputçıktı,
211
670326
3478
İnsanların çabalarını, ürettiklerini imha ettiğinizde
11:25
you get them not to be as happymutlu with what they're doing.
212
673804
2499
yaptıklarıyla o kadar mutlu olmamalarını sağlayabiliyorsunuz.
11:28
But I should pointpuan out, by the way,
213
676303
1535
Ama şunu da işaret etmeliyim bu arada
11:29
that in the shredderParçalayıcı conditionşart, people could have cheatedhile.
214
677838
2965
kağıt imha makinesi şartlanmasında insanlar hile yapabilirdi.
11:32
They could have donetamam not so good work,
215
680803
2181
Çok da iyi olmayan bir iş çıkarabilirlerdi,
11:34
because they realizedgerçekleştirilen that people were just shreddingparçalama it.
216
682984
2503
çünkü insanların zaten imha edeceğini fark etmişlerdi.
11:37
So maybe the first sheettabaka you would do good work,
217
685487
1867
Belki ilk kağıt için iyice uğraşırsınız,
11:39
but then you see nobodykimse is really testingtest yapmak it,
218
687354
1919
ama sonra kimsenin gerçekten kontrol etmediğini görünce
11:41
so you would do more and more and more.
219
689273
2195
bir tane daha, bir tane daha, bir tane daha yaparsınız.
11:43
So in factgerçek, in the shredderParçalayıcı conditionşart,
220
691468
1562
Yani aslında, kağıt imha makinesi şartlanmasında
11:45
people could have submittedgönderilmiş more work and gottenkazanılmış more moneypara
221
693030
2874
insanlar daha fazla sayfa tamamlayıp, daha fazla para alabilirlerdi
11:47
and put lessaz effortçaba into it.
222
695904
2419
ve daha az çaba harcayabilirlerdi.
11:50
But what about the ignoredihmal conditionşart?
223
698323
2147
Peki ya göz ardı etme şartlandırması?
11:52
Would the ignoredihmal conditionşart be more like the acknowledgedkabul etti or more like the shredderParçalayıcı,
224
700470
3513
Göz ardı etme şartlandırması daha çok tasdik edilen şartlanma gibi mi yoksa imha makinesi gibi mi,
11:55
or somewherebir yerde in the middleorta?
225
703983
2019
ya da ortalarda bir yerlerde mi ?
11:58
It turnsdönüşler out it was almostneredeyse like the shredderParçalayıcı.
226
706002
3356
Hemen hemen imha makinesi şartlandırması gibi olduğu ortaya çıktı.
12:01
Now there's good newshaber and badkötü newshaber here.
227
709358
2807
Şimdi burada hem iyi haber hem de kötü haber var.
12:04
The badkötü newshaber is that ignoringgörmezden the performanceperformans of people
228
712165
4635
Kötü haber şu ki, insanların performansını göz ardı etmek
12:08
is almostneredeyse as badkötü as shreddingparçalama theironların effortçaba in frontön of theironların eyesgözleri.
229
716800
4500
çabalarını gözlerinin önünde imha etmek kadar kötü.
12:13
IgnoringGörmezden getsalır you a wholebütün way out there.
230
721300
3750
Göz ardı etmek sizi tamamen devre dışı bırakıyor.
12:17
The good newshaber is that by simplybasitçe looking at something that somebodybirisi has donetamam,
231
725050
4400
İyi haber de şu, birinin yaptığı şeye basitçe bir bakıp,
12:21
scanningtarama it and sayingsöz "uh huh,"
232
729450
2215
inceleyip, “hı hı” demek
12:23
that seemsgörünüyor to be quiteoldukça sufficientyeterli
233
731665
1404
tamamıyla yeterli olarak görünüyor
12:25
to dramaticallydramatik improveiyileştirmek people'sinsanların motivationsmotivasyonları.
234
733069
3243
ve insanların motivasyonunu önemli ölçüde artırıyor.
12:28
So the good newshaber is that addingekleme motivationmotivasyon doesn't seemgörünmek to be so difficultzor.
235
736312
5481
Yani iyi haber motivasyonu arttırmak o kadar da zor görünmüyor.
12:33
The badkötü newshaber is that eliminatingortadan kaldırarak motivationsmotivasyonları
236
741793
2297
Kötü haber şu ki; motivasyonu düşürmek
12:36
seemsgörünüyor to be incrediblyinanılmaz easykolay,
237
744090
1775
inanılmaz kolay görünüyor
12:37
and if we don't think about it carefullydikkatlice, we mightbelki overdoaşırıya it.
238
745865
3691
ve eğer dikkatli düşünmezsek, dozunu kaçırabiliriz.
12:41
So this is all in termsşartlar of negativenegatif motivationmotivasyon
239
749556
3485
Şimdi bütün bunlar negatif motivasyon
12:45
or eliminatingortadan kaldırarak negativenegatif motivationmotivasyon.
240
753041
2883
ya da negatif motivasyonu ortadan kaldırma ile ilgiliydi.
12:47
The nextSonraki partBölüm I want to showgöstermek you is something about the positivepozitif motivationmotivasyon.
241
755924
4490
Sizlere göstereceğim bir sonraki kısım pozitif motivasyon ile ilgili.
12:52
So there is a storemağaza in the U.S. calleddenilen IKEAIKEA.
242
760414
4128
Amerika’da bir mağaza var, IKEA isimli.
12:56
And IKEAIKEA is a storemağaza with kindtür of okay furnituremobilya that takes a long time to assemblebirleştirmek.
243
764542
6848
IKEA, parçalarının monte edilmesinin zaman aldığı orta kalitede mobilya satan bir yer.
13:03
(LaughterKahkaha)
244
771390
1950
(Kahkahalar)
13:05
And I don't know about you, but everyher time I assemblebirleştirmek one of those,
245
773340
2840
Sizi bilmem ama, ben parçaları birleştirdiğim her sefer
13:08
it takes me much longeruzun, it's much more effortfulgereklilikler, it's much more confusingkafa karıştırıcı.
246
776180
4086
daha çok zaman harcıyorum, daha çok uğraşıyorum, daha çok kafam karışıyor.
13:12
I put things in the wrongyanlış way.
247
780266
2920
Parçaları yanlış şekillerde koyuyorum.
13:15
I can't say enjoykeyfini çıkarın those piecesparçalar.
248
783186
2604
Bu mobilyaların pek hoşuma gittiğini söyleyemeyeceğim.
13:17
I can't say I enjoykeyfini çıkarın the processsüreç.
249
785790
3250
Bütun bu işlemin pek hoşuma gittiğini de söyleyemeyeceğim.
13:21
But when I finishbitiş it, I seemgörünmek to like those IKEAIKEA piecesparçalar of furnituremobilya
250
789040
3863
Ama bitirdiğimde, o IKEA mobilyayı diğerlerinden
13:24
more than I like other onesolanlar.
251
792903
2371
daha çok seviyorum gibi geliyor.
13:27
And there's an oldeski storyÖykü about cakekek mixeskarışımlar.
252
795274
4372
Kek karışımları ile ilgili eski bir hikaye var.
13:31
So when they startedbaşladı cakekek mixeskarışımlar in the '40s,
253
799646
3028
40lı yıllarda ilk kek karışımlarını yapmaya başladıklarında
13:34
they would take this powderpudra and they would put it in a boxkutu,
254
802674
3815
bu tozu alıp bir kutunun içine koydular
13:38
and they would asksormak housewivesev kadınları to basicallytemel olarak pourdökün it in, stirheyecan some waterSu in it,
255
806489
4439
ve ev hanımlarına basitçe bir kaba boşaltıp su eklemelerini,
13:42
mixkarıştırmak it, put it in the ovenfırın, and -- voilaVoila! -- you had cakekek.
256
810928
4512
karıştırıp fırına vermelerini istediler ve - işte! - kekiniz hazır.
13:47
But it turnsdönüşler out they were very unpopularpopüler olmayan.
257
815440
2199
Ama hiç tutulmadığını gördüler.
13:49
People did not want them.
258
817639
1785
İnsanlar istemediler.
13:51
And they thought about all kindsçeşit of reasonsnedenleri for that.
259
819424
2299
Araştırmacılar buna neden olabilecek bir çok şeyi düşündüler.
13:53
Maybe the tastedamak zevki was not good.
260
821723
1433
Belki tadı güzel değildi.
13:55
No, the tastedamak zevki was great.
261
823156
1500
Hayır, tadı harikaydı.
13:56
What they figuredanladım out was that there was not enoughyeterli effortçaba involvedilgili.
262
824656
5024
Sonra farkettiler ki yeteri kadar çaba harcanmıyordu.
14:01
It was so easykolay that nobodykimse could serveservis cakekek to theironların guestsmisafir
263
829680
3401
O kadar kolaydı ki kimse bu keki misafirlerine ikram edip
14:05
and say, "Here is my cakekek."
264
833081
2308
buyrun “İşte benim kekim” diyemiyordu.
14:07
No, no, no, it was somebodybirisi else'sbaşka var cakekek.
265
835389
1569
Hayır, hayır, hayır, başkasının kekiydi.
14:08
It was as if you boughtsatın it in the storemağaza.
266
836958
2015
Sanki hazır alınmış bir kek gibiydi.
14:10
It didn't really feel like your ownkendi.
267
838973
2411
Size aitmiş hissi vermiyordu.
14:13
So what did they do?
268
841384
1659
Peki ne yaptılar ?
14:15
They tookaldı the eggsyumurta and the milkSüt out of the powderpudra.
269
843043
3667
Yumurtayı ve sütü karışımdan çıkardılar.
14:18
(LaughterKahkaha)
270
846710
1353
(Kahkahalar)
14:20
Now you had to breakkırılma the eggsyumurta and addeklemek them.
271
848063
3841
Artık yumurtaları kırıp eklemeniz gerekiyordu.
14:23
You had to measureölçmek the milkSüt and addeklemek it, mixingkarıştırma it.
272
851904
2970
Sütü ölçüp, ekleyip karıştırmanız gerekiyordu.
14:26
Now it was your cakekek. Now everything was fine.
273
854874
2815
Artık sizin kekiniz oldu. Herşey yoluna girdi.
14:29
(ApplauseAlkış)
274
857689
9586
(Alkışlar)
14:39
Now I think a little bitbit like the IKEAIKEA effectEfekt,
275
867275
2768
Şimdi sanırım biraz IKEA etkisi gibi
14:42
by gettingalma people to work harderDaha güçlü,
276
870043
1966
insanları daha çok çalıştırarak
14:44
they actuallyaslında got them to love what they're doing to a higherdaha yüksek degreederece.
277
872009
3753
yaptıkları şeyi daha fazla sevmelerini sağladılar.
14:47
So how do we look at this questionsoru experimentallydeneysel olarak?
278
875762
3022
Peki bu soruya deneysel olarak nasıl bakabiliriz ?
14:50
We askeddiye sordu people to buildinşa etmek some origamiOrigami.
279
878784
2439
İnsanlardan origami yapmalarını istedik.
14:53
We gaveverdi them instructionstalimatlar on how to createyaratmak origamiOrigami,
280
881223
2853
Origaminin nasıl yapılacağını anlatan açıklama verdik
14:56
and we gaveverdi them a sheettabaka of paperkâğıt.
281
884076
1686
ve bir sayfa kağıt verdik.
14:57
And these were all novicesYeni başlayanlar, and they builtinşa edilmiş something that was really quiteoldukça uglyçirkin --
282
885762
4314
Herkes acemiydi, oldukça çirkin seyler yaptılar.
15:02
nothing like a frogkurbağa or a craneVinç.
283
890076
2667
Hiçbiri kurbağa ya da vinç gibi şeyler değildi.
15:04
But then we told them, we said, "Look, this origamiOrigami really belongsaittir to us.
284
892743
3532
Ama sonra onlara dedik ki, “Bak, bu origami aslında bize ait.
15:08
You workedişlenmiş for us, but I'll tell you what, we'lliyi sellsatmak it to you.
285
896275
2817
Sen bizim için çalıştın, ama bak ne diyeceğim, sana satalım bunu.
15:11
How much do you want to payödeme for it?"
286
899092
2135
Kaç para ödemek istersin?”
15:13
And we measuredölçülü how much they were willingistekli to payödeme for it.
287
901227
2983
Ve kaç para ödeyebileceklerini ölçtük.
15:16
And we had two typestürleri of people.
288
904210
1973
İki tip insan vardı.
15:18
We had the people who builtinşa edilmiş it,
289
906183
1927
Yapan insanlar vardı ve
15:20
and we had the people who did not buildinşa etmek it and just lookedbaktı at it as externaldış observersgözlemciler.
290
908110
4914
yapmayıp dışardan gözlemci olarak bakan insanlar vardı.
15:25
And what we foundbulunan was that the buildersinşaatçılar thought
291
913024
2404
Yapanların bunların güzel origami parçaları
15:27
that these were beautifulgüzel piecesparçalar of origamiOrigami,
292
915428
3514
olduğunu düşündüklerini gördük;
15:30
and they were willingistekli to payödeme for them fivebeş timeszamanlar more
293
918942
2539
ve onlar beş kat daha fazla ödeyebileceklerdi,
15:33
than the people who just evaluateddeğerlendirilen them externallyDışarıdan.
294
921481
3158
dışardan gözlemci olan insanlarla karşılaştırdığımızda.
15:36
Now you could say, if you were a builderOluşturucu,
295
924639
3025
Şimdi diyebilirsiniz ki, eğer siz yaptıysanız,
15:39
do you think that, "Oh, I love this origamiOrigami, but I know that nobodykimse elsebaşka would love it?"
296
927664
6439
Ne düşünürsünüz, “Ben bu origamiyi çok seviyorum ama biliyorum ki başka kimse sevmez” mi
15:46
Or do you think, "I love this origamiOrigami, and everybodyherkes elsebaşka will love it as well?"
297
934103
5694
yoksa “Ben bu origamiyi çok seviyorum ve herkes de çok sevecek” mi ?
15:51
WhichHangi one of those two is correctdoğru?
298
939797
2469
Bu ikisinden hangisi doğru ?
15:54
TurnsDöner out the buildersinşaatçılar not only lovedsevilen the origamiOrigami more,
299
942266
3157
Gördük ki, yapanlar, sadece origamiyi sevmediler,
15:57
they thought that everybodyherkes would see the worldDünya in theironların viewgörünüm.
300
945423
3498
herkesin dünyayı kendilerinin gördüğü gibi göreceğini düşündüler.
16:00
They thought everybodyherkes elsebaşka would love it more as well.
301
948921
3021
Herkesin çok seveceğini düşündüler.
16:03
In the nextSonraki versionversiyon we trieddenenmiş to do the IKEAIKEA effectEfekt.
302
951942
3052
Bir sonraki uyarlamada IKEA etkisini yapmayı denedik.
16:06
We trieddenenmiş to make it more difficultzor.
303
954994
1799
Daha zor bir hale getirmeye çalıştık.
16:08
So for some people we gaveverdi the sameaynı taskgörev.
304
956793
2910
Bazı insanlara aynı görevi verdik.
16:11
For some people we madeyapılmış it harderDaha güçlü by hidinggizleme the instructionstalimatlar.
305
959703
4022
Bazılarından açıklamayı saklayıp işi zorlaştırdık.
16:15
At the topüst of the sheettabaka, we had little diagramsdiyagramlar of how do you foldkat origamiOrigami.
306
963725
4272
Sayfanın en üstünde origaminin nasıl katlandığını anlatan küçük şekiller vardı.
16:19
For some people we just eliminatedelimine that.
307
967997
2746
Bazı insanlara o kısımları vermedik.
16:22
So now this was toughersert. What happenedolmuş?
308
970743
2959
Yani şimdi daha zorlaşmıştı. Ne oldu ?
16:25
Well in an objectiveamaç way, the origamiOrigami now was uglierdaha çirkin, it was more difficultzor.
309
973702
5907
Tarafsız olarak bakarsak, origami şimdi daha çirkindi, daha zordu.
16:31
Now when we lookedbaktı at the easykolay origamiOrigami,
310
979609
2102
Ve kolay origamiye baktığımızda aynı şeyi gördük:
16:33
we saw the sameaynı thing: Buildersİnşaatçılar lovedsevilen it more, evaluatorsdeğerlendiriciler lovedsevilen it lessaz.
311
981711
4392
Yapanlar daha çok sevdi, gözlemciler daha az sevdi.
16:38
When you lookedbaktı at the hardzor instructionstalimatlar,
312
986103
2161
Zor açıklamalara baktığımızda,
16:40
the effectEfekt was largerdaha büyük.
313
988264
2930
etki daha büyüktü.
16:43
Why? Because now the buildersinşaatçılar lovedsevilen it even more.
314
991194
5078
Neden? Çünkü şimdi origamiyi yapanlar daha da çok sevmişti.
16:48
They put all this extraekstra effortçaba into it.
315
996272
2654
Çok daha fazla çaba harcadılar.
16:50
And evaluatorsdeğerlendiriciler? They lovedsevilen it even lessaz.
316
998926
4098
Peki gözlemciler? Çok daha az sevdiler.
16:55
Because in realitygerçeklik it was even uglierdaha çirkin than the first versionversiyon.
317
1003024
4405
Çünkü gerçekte ilk hallerinden çok daha çirkinlerdi.
16:59
Of coursekurs, this tellsanlatır you something about how we evaluatedeğerlendirmek things.
318
1007429
5097
Tabii ki, bu size nasıl değerlendirme yaptığımız hakkında birşeyler anlatıyor.
17:04
Now think about kidsçocuklar.
319
1012526
2205
Şimdi çocukları düşünün.
17:06
ImagineHayal I askeddiye sordu you, "How much would you sellsatmak your kidsçocuklar for?"
320
1014731
4414
Farzedin ki size sordum, “Çocuğunuzu kaça satarsınız?”
17:11
Your memorieshatıralar and associationsdernekler and so on.
321
1019145
2635
Hatıralarınızı, bağınızı falan.
17:13
MostÇoğu people would say for a lot, a lot of moneypara --
322
1021780
3423
Birçok insan çok fazla, hem de bayağı çok fazla ister,
17:17
on good daysgünler.
323
1025203
1836
iyi günlerde..
17:19
(LaughterKahkaha)
324
1027039
1264
(Kahkahalar)
17:20
But imaginehayal etmek this was slightlyhafifçe differentfarklı.
325
1028303
1768
Ama farzedin ki biraz farklı olsaydı.
Farzedin ki kendi çocuğunuz olmasaydı,
17:22
ImagineHayal if you did not have your kidsçocuklar,
326
1030071
1579
17:23
and one day you wentgitti to the parkpark and you metmet some kidsçocuklar,
327
1031650
3334
ve bir gün bir parka gittiğinizde çocuklarla tanışsaydınız,
sanki sizin çocuklarınızmış gibi.
17:26
and they were just like your kidsçocuklar.
328
1034984
1237
17:28
And you playedOyunun with them for a fewaz hourssaatler.
329
1036221
1721
Birkaç saat oynasaydınız onlarla.
17:29
And when you were about to leaveayrılmak, the parentsebeveyn said,
330
1037942
2220
Ayrılmak üzereyken, ebeveynleri deseydi ki,
17:32
"Hey, by the way, just before you leaveayrılmak, if you're interestedilgili, they're for saleSatılık."
331
1040162
4130
“Ha, bu arada, ayrılmadan önce, eğer ilgilenirseniz, satılıklar.”
(Kahkahalar)
17:36
(LaughterKahkaha)
332
1044292
2273
17:38
How much would you payödeme for them now?
333
1046565
2859
Kaç para öderdiniz?
17:41
MostÇoğu people say not that much.
334
1049424
2500
Birçok insan pek fazla değil der.
17:43
And this is because our kidsçocuklar are so valuabledeğerli,
335
1051924
4819
Bunun sebebi çocuklarımızın çok değerli olmasıdır.
17:48
not just because of who they are,
336
1056743
2065
Sadece kim olduklarıyla ilgili değil,
17:50
but because of us, because they are so connectedbağlı to us
337
1058808
3908
bizim yüzümüzden, bize çok yakın olmaları yüzünden,
17:54
and because of the time and connectionbağ.
338
1062716
2268
zaman ve ilişki yüzünden.
17:56
And by the way, if you think that IKEAIKEA instructionstalimatlar are not good,
339
1064984
3258
Bu arada, IKEA açıklamalarının iyi olmadığını düşünüyorsanız
18:00
think about the instructionstalimatlar that come with kidsçocuklar.
340
1068242
1919
bir de çocukların kullanma kılavuzunu bir düşünün.
18:02
Those are really toughsert.
341
1070161
1237
Oldukça zor.
18:03
(LaughterKahkaha)
342
1071398
1074
(Kahkahalar)
18:04
By the way, these are my kidsçocuklar, whichhangi, of coursekurs, are wonderfulolağanüstü and so on.
343
1072472
4480
Bu arada, bunlar benim çocuklarım, ve tabii ki harikalar falan.
18:08
WhichHangi comesgeliyor to tell you one more thing,
344
1076952
1948
Size bir şey daha söyleme fırsatı veriyor
18:10
whichhangi is, much like our buildersinşaatçılar,
345
1078900
2316
o da şu ki; tıpkı bizim lego yapan denekler gibi,
18:13
when they look at the creatureyaratık of theironların creationoluşturma,
346
1081216
3745
kendi yaratmış olduğumuz varlığa baktığımızda
18:16
we don't see that other people don't see things our way.
347
1084961
4741
başka insanların onu bizim gibi görmediklerini anlamıyoruz.
18:21
Let me say one last commentyorum Yap.
348
1089702
3131
Son bir yorum yapayım.
18:24
If you think about AdamAdam SmithSmith versuse karşı KarlKarl MarxMarx,
349
1092833
3397
Adam Smith’e karşı Karl Marx’ı düşünürseniz
18:28
AdamAdam SmithSmith had the very importantönemli notionkavram of efficiencyverim.
350
1096230
4116
Adam Smith’in verimin önemi konusunda çok önemli bir görüşü vardı.
18:32
He gaveverdi an exampleörnek of a pintoplu iğne factoryfabrika.
351
1100346
2834
İğne fabrikası örneğini verirdi.
18:35
He said pinsiğne have 12 differentfarklı stepsadımlar,
352
1103180
3265
İğnelerin 12 farklı aşaması olduğunu söylerdi
18:38
and if one personkişi does all 12 stepsadımlar, productionüretim is very lowdüşük.
353
1106445
4117
ve bir insan bütün 12 aşamayı yaparsa üretim çok düşük olurdu.
18:42
But if you get one personkişi to do stepadım one
354
1110562
2500
Ama bir insan birinci aşamayı yaparsa
18:45
and one personkişi to do stepadım two and stepadım threeüç and so on,
355
1113062
2403
ve başka bir insan ikinci aşamayi, diğeri üçüncüyü şeklinde giderse,
18:47
productionüretim can increaseartırmak tremendouslymüthiş.
356
1115465
2798
Üretim olağanüstü düzeyde artabilir.
18:50
And indeedaslında, this is a great exampleörnek and the reasonneden for the IndustrialEndüstriyel RevolutionDevrim and efficiencyverim.
357
1118263
5534
Gerçekten de, bu harika bir örnek ve Sanayi Devrimi’nin ve verimliliğin sebebidir.
18:55
KarlKarl MarxMarx, on the other handel,
358
1123797
2083
Öte yandan Karl Marx
18:57
said that the alienationyabancılaşma of laboremek is incrediblyinanılmaz importantönemli
359
1125880
3301
emeğin yabancılaşmasının insanların yaptıkları şeyle ilişkilerini
19:01
in how people think about the connectionbağ to what they are doing.
360
1129181
3604
düşünmelerinde inanılmaz önemli olduğunu söyledi.
19:04
And if you make all 12 stepsadımlar, you carebakım about the pintoplu iğne.
361
1132785
3294
Eğer bütün 12 aşamayı siz yaparsanız, iğneye önem verirsiniz.
19:08
But if you make one stepadım everyher time, maybe you don't carebakım as much.
362
1136079
3824
Ama her seferinde sadece bir aşama yaparsanız, belki o kadar önemsemezsiniz.
19:11
And I think that in the IndustrialEndüstriyel RevolutionDevrim,
363
1139903
2883
Sanırim Sanayi Devrimi’nde
19:14
AdamAdam SmithSmith was more correctdoğru than KarlKarl MarxMarx,
364
1142786
3344
Adam Smith Karl Marx’tan daha doğruydu
19:18
but the realitygerçeklik is that we'vebiz ettik switchedanahtarlamalı
365
1146130
2817
ama gerçek şu ki, bizler değiştik.
19:20
and now we're in the knowledgebilgi economyekonomi.
366
1148947
2366
Artık bilgi ekonomisindeyiz.
19:23
And you can asksormak yourselfkendin, what happensolur in a knowledgebilgi economyekonomi?
367
1151313
2733
Kendinize sorabilirsiniz, bilgi ekonomisinde ne olur?
19:26
Is efficiencyverim still more importantönemli than meaninganlam?
368
1154046
3418
Verimlilik anlamdan hala daha önemli midir ?
19:29
I think the answerCevap is no.
369
1157464
1582
Bence cevap hayır.
19:31
I think that as we movehareket to situationsdurumlar
370
1159046
2167
Bence insanların çabaları, dikkatleri, verdikleri önem,
19:33
in whichhangi people have to decidekarar ver on theironların ownkendi
371
1161213
2983
hissettikleri bağ konularında kendileri karar vermeleri gerektiği
19:36
about how much effortçaba, attentionDikkat, caringsempatik, how connectedbağlı they feel to it,
372
1164196
3788
durumlara doğru ilerledikçe
19:39
are they thinkingdüşünme about laboremek on the way to work and in the showerduş and so on,
373
1167984
4050
ve işe giderken ve duş alırken emekleri hakkında düşünürlerken
19:44
all of a suddenani MarxMarx has more things to say to us.
374
1172034
4459
bir anda Marx bize daha çok şey anlatabiliyor.
19:48
So when we think about laboremek, we usuallygenellikle think about motivationmotivasyon and paymentödeme as the sameaynı thing,
375
1176493
4937
Yani emek hakkında düşünürken, genellikle motivasyon ve ödemeyi eş alırız
19:53
but the realitygerçeklik is that we should probablymuhtemelen addeklemek all kindsçeşit of things to it --
376
1181430
3758
ama gerçekte daha birçok farklı şey eklememiz lazım
19:57
meaninganlam, creationoluşturma, challengeszorluklar, ownershipsahiplik, identityKimlik, pridegurur, etcvb.
377
1185188
4355
anlam, yaratım, zorluklar, sahiplik, kimlik, gurur... vs
20:01
And the good newshaber is that if we addedkatma all of those componentsbileşenler and thought about them,
378
1189543
4307
İyi haber bütün bu bileşenleri ekleyip düşünürsek,
20:05
how do we createyaratmak our ownkendi meaninganlam, pridegurur, motivationmotivasyon,
379
1193850
3398
kendi anlamımızı, gururumuzu, motivasyonumuzu nasıl yaratabiliriz diye,
20:09
and how do we do it in our workplaceiş yeri and for the employeesçalışanlar,
380
1197248
3433
ve bunu iş yerimizde ve çalışanlarımız için nasıl yaparız diye,
20:12
I think we could get people to bothher ikisi de be more productiveüretken and happierdaha mutlu.
381
1200681
3823
bence insanları hem daha üretken hem de daha mutlu yapabiliriz.
20:16
Thank you very much.
382
1204504
1680
Çok teşekkür ederim.
20:18
(ApplauseAlkış)
383
1206184
1800
(Alkışlar)
Translated by Gokhan Topalhan
Reviewed by Enise Zabitci

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Dan Ariely - Behavioral economist
The dismal science of economics is not as firmly grounded in actual behavior as was once supposed. In "Predictably Irrational," Dan Ariely told us why.

Why you should listen

Dan Ariely is a professor of psychology and behavioral economics at Duke University and a founding member of the Center for Advanced Hindsight. He is the author of the bestsellers Predictably IrrationalThe Upside of Irrationality, and The Honest Truth About Dishonesty -- as well as the TED Book Payoff: The Hidden Logic that Shapes Our Motivations.

Through his research and his (often amusing and unorthodox) experiments, he questions the forces that influence human behavior and the irrational ways in which we often all behave.

More profile about the speaker
Dan Ariely | Speaker | TED.com