TEDxSeattleU
Ken Jennings: Watson, Jeopardy and me, the obsolete know-it-all
Ken Jennings: "Watson, Riziko! ve ben", modası geçmiş "herşeyi bilen" adam...
Filmed:
Readability: 3.6
1,338,700 views
Genel kültür dahisi Ken Jennings, gündelik bilgileri sayesinde bir kariyer yaptı; Amerika'daki "Riziko!" (Jeopardy!) yarışmasını en çok kazanan yarışmacı. Ama 2011'de süper bilgisayar Watson'ın meydan okuyuşuna cevap verdi--ve kaybetti. Jennings, usta olduğu alanda bir bilgisayara yenildiğinde neler hissettiğini esprili ve alçak gönüllü bir şekilde anlatırken, eski moda bilginin önemine de parmak basıyor. (TEDxSeattleU da filme alınmıştır.)
Ken Jennings - Know-it-all
Ken Jennings holds the record for most consecutive wins on the classic American trivia game show, Jeopardy. Full bio
Ken Jennings holds the record for most consecutive wins on the classic American trivia game show, Jeopardy. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
In two weeks time, that's the ninth anniversary
0
495
2775
İki hafta içinde, o kutsal
"Riziko!"(Jeopardy) yarışması
"Riziko!"(Jeopardy) yarışması
00:15
of the day I first stepped out onto that hallowed "Jeopardy" set.
1
3270
4100
sahnesine adım atmamın
dokuzuncu yıl dönümü olacak.
dokuzuncu yıl dönümü olacak.
00:19
I mean, nine years is a long time.
2
7370
1850
Dokuz yıl uzun bir zaman süresi.
00:21
And given "Jeopardy's" average demographics,
3
9220
1918
Ve "Riziko'nun" ortalama
demografiklerine bakıldığında,
demografiklerine bakıldığında,
00:23
I think what that means
4
11138
1292
düşünüyorum ki, bu beni izleyen çoğu insanın...
00:24
is most of the people who saw me on that show are now dead.
5
12430
3191
artık ölmüş olduğu anlamına geliyor.
00:27
(Laughter)
6
15621
2183
(Gülüşmeler)
00:29
But not all, a few are still alive.
7
17804
1439
Ama hepsi değil, bir kısmı hala hayatta.
00:31
Occasionally I still get recognized at the mall or whatever.
8
19243
2513
Bazı zamanlar, alışveriş merkezlerinde
falan tanındığım oluyor.
falan tanındığım oluyor.
00:33
And when I do, it's as a bit of a know-it-all.
9
21756
2702
Ve tanındığım zaman, beni bir çeşit
"herşeyi bilen" tarzında tanıyorlar.
"herşeyi bilen" tarzında tanıyorlar.
00:36
I think that ship has sailed, it's too late for me.
10
24458
2454
Bana göre, o gemi çoktan limanı terketti,
benim için çok geç artık.
benim için çok geç artık.
00:38
For better or for worse, that's what I'm going to be known as,
11
26912
2191
Ama iyi ya da kötü, ben öyle biliniyor olacağım,
00:41
as the guy who knew a lot of weird stuff.
12
29103
3234
bütün garip şeyleri bilen adam olarak.
00:44
And I can't complain about this.
13
32337
2288
Ve bunu şikayet edemem.
00:46
I feel like that was always sort of my destiny,
14
34625
2413
Her zaman bunu kaderim olarak hissettim,
00:49
although I had for many years been pretty deeply in the trivia closet.
15
37038
3467
her ne kadar, yıllarca genel kültür alanıyla
gizlice ilgilenmiş olmama rağmen.
gizlice ilgilenmiş olmama rağmen.
00:52
If nothing else, you realize very quickly as a teenager,
16
40505
2766
Her şey bir yana, bir genç olarak
çabucak farkediyorsunuz ki,
çabucak farkediyorsunuz ki,
00:55
it is not a hit with girls to know Captain Kirk's middle name.
17
43271
3188
Kaptan Kirk'in göbek adını bilerek
kızlara asılamazsınız.
kızlara asılamazsınız.
00:58
(Laughter)
18
46459
1165
(Gülüşmeler)
00:59
And as a result, I was sort of the deeply closeted kind of know-it-all for many years.
19
47624
4231
Ve sonuçta, bir nevi "herşeyi bilen"
sıfatımı insanlardan gizlemiştim
sıfatımı insanlardan gizlemiştim
01:03
But if you go further back, if you look at it, it's all there.
20
51855
3224
Ama geriye dönüp baktığınızda,
herşey ortada.
herşey ortada.
01:07
I was the kind of kid who was always bugging Mom and Dad
21
55079
3129
Annesini ve babasını, sürekli okuduğu
muhteşem gerçeklerle...
muhteşem gerçeklerle...
01:10
with whatever great fact I had just read about --
22
58208
2932
rahatsız eden bir çocuktum--
01:13
Haley's comet or giant squids
23
61140
1701
Halley kuyruklu yıldızı veya
devasa kalamarlar
devasa kalamarlar
01:14
or the size of the world's biggest pumpkin pie or whatever it was.
24
62841
3929
veya dünyadaki en büyük balkabağı turtasının
büyüklüğü veya başka şeyler.
büyüklüğü veya başka şeyler.
01:18
I now have a 10-year-old of my own who's exactly the same.
25
66770
3217
Şimdi de benim aynım olan
10 yaşında bir çocuğum var.
10 yaşında bir çocuğum var.
01:21
And I know how deeply annoying it is, so karma does work.
26
69987
4101
Ve bunun ne kadar gıcık olduğunu
biliyorum, yani karma çalışıyor.
biliyorum, yani karma çalışıyor.
01:26
(Laughter)
27
74088
1500
(Gülüşmeler)
01:27
And I loved game shows, fascinated with game shows.
28
75588
2833
Ve bilgi yarışmalarını çok severdim,
büyülenirdim...
büyülenirdim...
01:30
I remember crying on my first day of kindergarten back in 1979
29
78421
3406
Anaokulunun ilk gününde
ağladığımı hatırlıyorum, yıl 1979
ağladığımı hatırlıyorum, yıl 1979
01:33
because it had just hit me, as badly as I wanted to go to school,
30
81827
2525
çünkü her ne kadar okula gitmeyi
isteseydim de,
isteseydim de,
01:36
that I was also going to miss "Hollywood Squares" and "Family Feud."
31
84352
3333
"Hollywood Kareleri"ni ve "Aileler Yarışıyor"u özleyeceğimi farketmiştim.
01:39
I was going to miss my game shows.
32
87685
4227
Bilgi yarışmalarımı özleyecektim.
01:43
And later, in the mid-'80s,
33
91912
1690
Ve daha sonra 80'lerin ortasında,
01:45
when "Jeopardy" came back on the air,
34
93602
1611
"Riziko!" tekrar yayınlanmaya başladığında,
01:47
I remember running home from school every day to watch the show.
35
95213
4073
programı izlemek için okuldan
eve koştuğumu hatırlıyorum.
eve koştuğumu hatırlıyorum.
01:51
It was my favorite show, even before it paid for my house.
36
99286
5502
Benim en sevdiğim televizyon programıydı,
evimin parasını vermeden önce bile.
evimin parasını vermeden önce bile.
01:56
And we lived overseas, we lived in South Korea where my dad was working,
37
104788
2414
Ve yurtdışında yaşıyorduk, babamın
çalıştığı yerde, Güney Kore'de.
çalıştığı yerde, Güney Kore'de.
01:59
where there was only one English language TV channel.
38
107202
2417
Orada bir tek İngilizce kanalı vardı.
02:01
There was Armed Forces TV,
39
109619
1250
Silahlı Kuvvetler kanalı,
02:02
and if you didn't speak Korean, that's what you were watching.
40
110869
2166
ve Korece konuşmuyorsanız,
izleyeceğiniz kanal oydu.
izleyeceğiniz kanal oydu.
02:05
So me and all my friends would run home every day and watch "Jeopardy."
41
113035
3316
Yani, ben ve arkadaşlarım her gün
eve koşup "Riziko!"yu izliyorduk.
eve koşup "Riziko!"yu izliyorduk.
02:08
I was always that kind of obsessed trivia kid.
42
116351
3001
Ben her zaman o genel kültüre
takıntılı bir çocuk olmuşumdur.
takıntılı bir çocuk olmuşumdur.
02:11
I remember being able to play Trivial Pursuit against my parents back in the '80s
43
119352
5183
80'lerde,oyunun meşhur olduğu zamanlar.
02:16
and holding my own, back when that was a fad.
44
124535
2834
kendi başıma aileme karşı
Trivial Pursuit oynardım.
Trivial Pursuit oynardım.
02:19
There's a weird sense of mastery you get
45
127369
2048
Garip bir his oluyor içinizde,
bir çeşit ustalık hissi,
bir çeşit ustalık hissi,
02:21
when you know some bit of boomer trivia that Mom and Dad don't know.
46
129417
3245
anneniz ve babanızdan daha fazla
genel kültür bildiğinizde.
genel kültür bildiğinizde.
02:24
You know some Beatles factoid that Dad didn't know.
47
132662
3556
Babanızın bilmediği küçük bir
Beatles gerçeği biliyorsunuz.
Beatles gerçeği biliyorsunuz.
02:28
And you think, ah hah, knowledge really is power --
48
136218
2984
Ve diyorsunuz ki,
bilgi gerçekten de güçtür--
bilgi gerçekten de güçtür--
02:31
the right fact deployed at exactly the right place.
49
139202
7184
tam yerinde ortaya çıkan,
gerçek bilgi.
gerçek bilgi.
02:38
I never had a guidance counselor
50
146386
1816
Hiçbir zaman bir genel kültür
bilgisinin gerçek bir...
bilgisinin gerçek bir...
02:40
who thought this was a legitimate career path,
51
148202
2384
kariyer seçeneği olduğunu
düşünen bir danışmanım olmadı,
düşünen bir danışmanım olmadı,
02:42
that thought you could major in trivia
52
150586
2449
genel kültür dalında anadal yapmak,
02:45
or be a professional ex-game show contestant.
53
153035
3417
ya da profesyonel bir
bilgi yarışması katılımcısı olmak.
bilgi yarışması katılımcısı olmak.
02:48
And so I sold out way too young.
54
156452
2400
Ve genç bir yaşta bıraktım.
02:50
I didn't try to figure out what one does with that.
55
158852
1434
Birisinin öyle bir şeyle neler
yapabileceğini anlamaya uğraşmadım.
yapabileceğini anlamaya uğraşmadım.
02:52
I studied computers because I heard that was the thing,
56
160286
2465
O zamanlar yaygın olduğu için
bilgisayar bölümünde okudum,
bilgisayar bölümünde okudum,
02:54
and I became a computer programmer --
57
162751
1861
ve programcı oldum--
02:56
not an especially good one,
58
164612
1799
ve çok da iyi olmayan bir programcı,
02:58
not an especially happy one at the time when I was first on "Jeopardy" in 2004.
59
166411
5009
2004 de "Büyük Risk"e katıldığımda
çok da mutlu olmayan bir programcı.
çok da mutlu olmayan bir programcı.
03:03
But that's what I was doing.
60
171420
1325
Ama yaptığım iş buydu.
03:04
And it made it doubly ironic -- my computer background --
61
172745
2840
Ve bu da durumumu ironik bir hale getirdi--
bilgisayarlarla olan geçmişim--
bilgisayarlarla olan geçmişim--
03:07
a few years later, I think 2009 or so,
62
175585
4216
bir kaç yıl sonra, 2009 civarında
03:11
when I got another phone call from "Jeopardy" saying,
63
179801
2538
"Riziko!"dan bir telefon geldi ve
03:14
"It's early days yet, but IBM tells us
64
182339
2323
"Daha erken ama, IBM bize...
03:16
they want to build a supercomputer to beat you at 'Jeopardy.'
65
184662
5084
seni yarışmada yenebilecek bir
süperbilgisayar geliştirdiğini söylüyor,
süperbilgisayar geliştirdiğini söylüyor,
03:21
Are you up for this?"
66
189746
1498
buna hazır mısın? " diye sordular.
03:23
This was the first I'd heard of it.
67
191244
1590
Bu onu ilk duyduğum andı.
03:24
And of course I said yes, for several reasons.
68
192834
2668
Tabi ki de, evet dedim,
birkaç nedenden dolayı.
birkaç nedenden dolayı.
03:27
One, because playing "Jeopardy" is a great time.
69
195502
2252
İlki, "Riziko!"da yarışarak,
güzel zaman geçiriyordum.
güzel zaman geçiriyordum.
03:29
It's fun. It's the most fun you can have with your pants on.
70
197754
3641
Eğlenceliydi, pantolonunuz üstünüzdeyken, yapabileceğiniz en büyük eğlence.
03:33
(Laughter)
71
201426
2004
(Gülüşmeler)
03:35
And I would do it for nothing.
72
203430
1405
Ve karşılığında hiç bir şey
almasam bile yapardım.
almasam bile yapardım.
03:36
I don't think they know that, luckily,
73
204835
1733
Şansıma onlar bunu bilmiyor,
03:38
but I would go back and play for Arby's coupons.
74
206568
3218
ama geri dönüp "Arby's"
kuponları için bile oynarım.
kuponları için bile oynarım.
03:41
I just love "Jeopardy," and I always have.
75
209786
2132
"Riziko!"yu seviyorum ve
her zaman sevdim.
her zaman sevdim.
03:43
And second of all, because I'm a nerdy guy and this seemed like the future.
76
211918
4234
İkincisi, ben biraz inek biriyim,
ve bu bana gelecekte olacak gibi geldi.
ve bu bana gelecekte olacak gibi geldi.
03:48
People playing computers on game shows
77
216152
1866
Bilgi yarışmalarında insanların
bilgisayara karşı yarışması,
bilgisayara karşı yarışması,
03:50
was the kind of thing I always imagined would happen in the future,
78
218018
3052
bu tarz bir şey gelecekte olacak
diye hep hayal etmişimdir,
diye hep hayal etmişimdir,
03:53
and now I could be on the stage with it.
79
221070
1548
ve şimdi de bununla
aynı sahnede olabilirdim.
aynı sahnede olabilirdim.
03:54
I was not going to say no.
80
222618
1084
Hayır demeyecektim.
03:55
The third reason I said yes
81
223702
1133
Üçüncü neden ise,
03:56
is because I was pretty confident that I was going to win.
82
224835
2600
kazanabileceğimden bayağı emindim.
03:59
I had taken some artificial intelligence classes.
83
227435
2136
Bazı yapay zeka dersleri almıştım ve
04:01
I knew there were no computers that could do what you need to do to win on "Jeopardy."
84
229571
4330
biliyordum ki, bilgisayarlar "Riziko!"yu
kazanmak için gereken şeyi yapamazlardı.
kazanmak için gereken şeyi yapamazlardı.
04:05
People don't realize how tough it is to write that kind of program
85
233901
3200
İnsanlar o tarz bir programı yazmanın
ne kadar zor olduğunun farkında değil,
ne kadar zor olduğunun farkında değil,
04:09
that can read a "Jeopardy" clue in a natural language like English
86
237101
3560
"Riziko!"da bir ipucunu İngilizce gibi
doğal bir dilde okuyup
doğal bir dilde okuyup
04:12
and understand all the double meanings, the puns, the red herrings,
87
240661
3625
anlamak, bütün yan anlamları,
mecazları, kelime oyunlarını,
mecazları, kelime oyunlarını,
04:16
unpack the meaning of the clue.
88
244286
2567
ipucununun asıl anlamını çıkarmak.
04:18
The kind of thing that a three- or four-year-old human, little kid could do,
89
246853
4641
Üç-dört yaşındaki bir çocuğun
yapabileceği bir şey,
yapabileceği bir şey,
04:23
very hard for a computer.
90
251494
2225
bilgisayarlar için çok zordur.
04:25
And I thought, well this is going to be child's play.
91
253719
3109
Ve düşündüm ki bu bir çocuk oyuncağı olacak.
04:28
Yes, I will come destroy the computer and defend my species.
92
256828
4924
Evet, bilgisayarları yenecek ve
türümü savunacaktım.
türümü savunacaktım.
04:33
(Laughter)
93
261752
1851
(Gülüşmeler)
04:35
But as the years went on,
94
263603
1600
Ama, yıllar geçtikçe,
04:37
as IBM started throwing money and manpower and processor speed at this,
95
265203
3791
IBM bu iş için para, insan gücü ve
işlemci hızı ortaya koyduğunda,
işlemci hızı ortaya koyduğunda,
04:40
I started to get occasional updates from them,
96
268994
2091
onlardan bazı güncel bilgiler
almaya ve...
almaya ve...
04:43
and I started to get a little more worried.
97
271085
1785
...endişelenmeye başladım.
04:44
I remember a journal article about this new question answering software that had a graph.
98
272870
6083
Bu soru cevaplayan yazılım hakkında,
okuduğum bir makaleyi hatırladım.
okuduğum bir makaleyi hatırladım.
04:50
It was a scatter chart showing performance on "Jeopardy,"
99
278953
3917
Bir nokta grafiği vardı, "Riziko!"da yarışmacı performanslarını gösteren,
04:54
tens of thousands of dots representing "Jeopardy" champions up at the top
100
282870
3651
En tepede "Riziko!"yu kazananları
ifade eden binlerce nokta...
ifade eden binlerce nokta...
04:58
with their performance plotted on number of --
101
286521
2282
ve performansları-- cevapladıkları sorular üzerine diyecektim
05:00
I was going to say questions answered, but answers questioned, I guess,
102
288803
4066
ama soruladıkları cevaplar demek
daha doğru olur--
daha doğru olur--
05:04
clues responded to --
103
292869
1959
cevap verilen ipuçları-- denk geliyordu.
05:06
versus the accuracy of those answers.
104
294828
2391
Grafik, performansları, cevapların
doğruluğuyla karşılaştırıyordu.
doğruluğuyla karşılaştırıyordu.
05:09
So there's a certain performance level that the computer would need to get to.
105
297219
3359
Yani, bilgisayarın erişmesi gereken
belli bir seviye vardı.
belli bir seviye vardı.
05:12
And at first, it was very low.
106
300578
1791
Ve en başta bu çok düşüktü.
05:14
There was no software that could compete at this kind of arena.
107
302369
3367
Bu tip bir alanda yarışabilecek bir yazılım yoktu.
05:17
But then you see the line start to go up.
108
305736
2184
Ama daha sonra bu çizginin yukarı doğru
gitmeye başladığını görüyordunuz.
gitmeye başladığını görüyordunuz.
05:19
And it's getting very close to what they call the winner's cloud.
109
307920
2483
Ve bizim şampiyonlar bulutu dediğimiz
kümeye çok yaklaşmıştı.
kümeye çok yaklaşmıştı.
05:22
And I noticed in the upper right of the scatter chart
110
310403
1674
Ve grafiğin üst sağ köşesinde,
diğerlerinden daha koyu, kimi siyah...
diğerlerinden daha koyu, kimi siyah...
05:24
some darker dots, some black dots, that were a different color.
111
312077
6125
bir kaç değişik renkte
nokta fark ettim.
nokta fark ettim.
05:30
And thought, what are these?
112
318202
1568
Ve düşündüm ki bunlar ne ?
05:31
"The black dots in the upper right represent 74-time 'Jeopardy' champion Ken Jennings."
113
319770
3892
"Sağ üst köşedeki siyah noktalar, yarışmayı 74 kere kazanan Ken Jennings'i temsil ediyor."
05:35
And I saw this line coming for me.
114
323662
2192
Ve gördüm ki, bu çizgi bana doğru geliyor.
05:37
And I realized, this is it.
115
325854
1100
Fark ettim ki, durum ortada.
05:38
This is what it looks like when the future comes for you.
116
326954
2040
Gelecek size doğru geldiğinde
tablo budur.
tablo budur.
05:40
(Laughter)
117
328994
1943
(Gülüşmeler)
05:42
It's not the Terminator's gun sight;
118
330937
2182
Terminatör' ün silah görüşü değil;
05:45
it's a little line coming closer and closer to the thing you can do,
119
333119
4167
senin yapabildiğine gün gittikçe
yaklaşan o ince çizgi,
yaklaşan o ince çizgi,
05:49
the only thing that makes you special, the thing you're best at.
120
337286
3135
seni özel kılan tek şeye,
en iyi yaptığın şeye.
en iyi yaptığın şeye.
05:52
And when the game eventually happened about a year later,
121
340421
4752
Er ya da geç, bir yıl sonra kadar,
yarışma yapıldığında,
yarışma yapıldığında,
05:57
it was very different than the "Jeopardy" games I'd been used to.
122
345173
2863
benim katıldığım "Riziko!"
programlarından daha farklıydı.
programlarından daha farklıydı.
06:00
We were not playing in L.A. on the regular "Jeopardy" set.
123
348036
2501
Los Angeles'ta bildiğimiz
"Riziko!"yu oynamıyorduk.
"Riziko!"yu oynamıyorduk.
06:02
Watson does not travel.
124
350537
2266
"Watson" (IBM'in süperbilgisayarı)
seyahat etmez.
seyahat etmez.
06:04
Watson's actually huge.
125
352803
1100
"Watson" aslında çok büyük.
06:05
It's thousands of processors, a terabyte of memory,
126
353903
4533
Binlerce işlemci, bir terabayt hafıza,
06:10
trillions of bytes of memory.
127
358436
1418
milyarlarca bayttan oluşan bir hafıza.
06:11
We got to walk through his climate-controlled server room.
128
359854
2433
Watson'ın klima kotrollü sunucu
odasının içinden geçip, yürüdük.
odasının içinden geçip, yürüdük.
06:14
The only other "Jeopardy" contestant to this day I've ever been inside.
129
362287
3625
Şu güne kadar içine girdiğim
tek "Riziko!" yarışmacısı. (gülüşmeler)
tek "Riziko!" yarışmacısı. (gülüşmeler)
06:17
And so Watson does not travel.
130
365912
3324
Anlaşıldığı üzere, Watson seyehat etmez.
06:21
You must come to it; you must make the pilgrimage.
131
369236
4034
Sizin ona gitmeniz lazım;
bu lütufta bulunmanız lazım.
bu lütufta bulunmanız lazım.
06:25
So me and the other human player
132
373270
2057
Böylece, ben ve diğer yarışmacı kişi
06:27
wound up at this secret IBM research lab
133
375327
3208
Westchester vilayetindeki,
karlı ormanlar arasındaki...
karlı ormanlar arasındaki...
06:30
in the middle of these snowy woods in Westchester County
134
378535
2548
gizli IBM araştırma laboratuvarına gittik,
06:33
to play the computer.
135
381083
1582
bilgisayara karşı yarışmak için.
06:34
And we realized right away
136
382665
2050
Ve o an fark ettik ki,
06:36
that the computer had a big home court advantage.
137
384715
2899
bilgisayarın büyük bir saha avantajı vardı.
06:39
There was a big Watson logo in the middle of the stage.
138
387614
2351
Sahnenin ortasında kocaman
bir "Watson" logosu vardı.
bir "Watson" logosu vardı.
06:41
Like you're going to play the Chicago Bulls,
139
389965
2667
Hani, Chicago Bulls'a karşı oynarsınız da
06:44
and there's the thing in the middle of their court.
140
392632
2300
sahanın ortasında kocaman
bir logoları olur.
bir logoları olur.
06:46
And the crowd was full of IBM V.P.s and programmers
141
394932
3236
Ayrıca, kalabalık tümüyle IBM yöneticileri
ve programcılarından oluşuyordu,
ve programcılarından oluşuyordu,
06:50
cheering on their little darling,
142
398168
1897
"bir taneleri" için tezahürat yapıyorlardı,
06:52
having poured millions of dollars into this
143
400065
2366
bu proje için milyon dolarlar
harcadıktan sonra
harcadıktan sonra
06:54
hoping against hope that the humans screw up,
144
402431
2938
ümitsizce istiyorlardı ki,
insanlar kaybetsin,
insanlar kaybetsin,
06:57
and holding up "Go Watson" signs
145
405369
1797
ve "Haydi Watson"
tabelaları tutuyorlardı
tabelaları tutuyorlardı
06:59
and just applauding like pageant moms every time their little darling got one right.
146
407166
4648
ve çocuklarını destekleyen anneler gibi,
her doğru cevapta onu alkışlıyorlardı.
her doğru cevapta onu alkışlıyorlardı.
07:03
I think guys had "W-A-T-S-O-N" written on their bellies in grease paint.
147
411814
5867
Galiba, bazıları boyayla karınlarının üstüne
"W-A-T-S-O-N" yazmışlardı.
"W-A-T-S-O-N" yazmışlardı.
07:09
If you can imagine computer programmers with the letters "W-A-T-S-O-N" written on their gut,
148
417681
5404
Eğer göbeklerine "W-A-T-S-O-N" yazmış
bilgisayar programcılıarını, hayal ederseniz
bilgisayar programcılıarını, hayal ederseniz
07:15
it's an unpleasant sight.
149
423085
1667
çok da hoş bir görüntü değil.
07:16
But they were right. They were exactly right.
150
424752
3047
Ama haklıydılar,
tam olarak haklıydılar.
tam olarak haklıydılar.
07:19
I don't want to spoil it, if you still have this sitting on your DVR,
151
427799
2416
Eğer yarışmayı kaydedip hala izlemediyseniz,
sizin için sürprizi bozmak istemem...
sizin için sürprizi bozmak istemem...
07:22
but Watson won handily.
152
430215
3167
ama Watson üstün bir şekilde kazandı.
07:25
And I remember standing there behind the podium
153
433382
2867
Hala hatırlarım,
kürsünün arkasında dururken,
kürsünün arkasında dururken,
07:28
as I could hear that little insectoid thumb clicking.
154
436249
2765
böceksi tıklamayı hala duyuyordum.
07:31
It had a robot thumb that was clicking on the buzzer.
155
439014
3369
Watson'ın robotsu bir parmağı vardı
ve zile basıyordu.
ve zile basıyordu.
07:34
And you could hear that little tick, tick, tick, tick.
156
442383
4115
Ve siz de kısık sesli "tick,tick,tick,tick"
sesini duyuyordunuz.
sesini duyuyordunuz.
07:38
And I remember thinking, this is it.
157
446498
2753
Hatırlıyorum da, bunun son olduğu düşündüm.
07:41
I felt obsolete.
158
449251
1597
Demode olmuş hissettim.
07:42
I felt like a Detroit factory worker of the '80s
159
450848
3051
80'lerde Detroit'te bir işçi olduğumu hissettim,
07:45
seeing a robot that could now do his job on the assembly line.
160
453899
2851
bir robotun benim bir zamanlar
yaptığım işi yaptığını.
yaptığım işi yaptığını.
07:48
I felt like quiz show contestant was now the first job that had become obsolete
161
456750
5091
Bilgi yarışması katılımcılığı,
düşünen bilgisayarlar çağında
düşünen bilgisayarlar çağında
07:53
under this new regime of thinking computers.
162
461841
3779
demode olan ilk işti,
07:57
And it hasn't been the last.
163
465620
1957
Ve sonuncusu da değil.
07:59
If you watch the news, you'll see occasionally --
164
467577
2642
Eğer haberleri seyrediyorsanız,
görürsünüz ki--
görürsünüz ki--
08:02
and I see this all the time --
165
470219
1692
ve ben bunu çoğu zaman görüyorum--
08:03
that pharmacists now, there's a machine that can fill prescriptions automatically
166
471911
4758
eczanelerde, ilaçlarınızı,
eczacının yardımı olmadan,
eczacının yardımı olmadan,
08:08
without actually needing a human pharmacist.
167
476669
2409
otomatik olarak
veren makinalar var.
veren makinalar var.
08:11
And a lot of law firms are getting rid of paralegals
168
479078
2191
Ve çoğu avukatlık bürosu,
hukuk stajyerlerin işine son veriyor,
hukuk stajyerlerin işine son veriyor,
08:13
because there's software that can sum up case laws and legal briefs and decisions.
169
481269
4392
çünkü, dosyaları okuyup, davaları özetleyen
ve karar veren yazılımlar var.
ve karar veren yazılımlar var.
08:17
You don't need human assistants for that anymore.
170
485661
2508
Artık bunları yapmak için de
insanlara ihtiyaç yok.
insanlara ihtiyaç yok.
08:20
I read the other day about a program where you feed it a box score
171
488169
3133
Bir gün, bir amerikan futbolu,
08:23
from a baseball or football game
172
491302
1784
ya da beyzball maçının skorlarını girince
08:25
and it spits out a news article as if a human had watched the game
173
493086
2576
size bir insan yazmış gibi,
gazete haberi
gazete haberi
08:27
and was commenting on it.
174
495662
1425
yapan bir yazlım hakkında okudum.
08:29
And obviously these new technologies can't do as clever or creative a job
175
497087
3999
Açıkça görülüyor ki,
yeni teknolojiler yerlerini aldıkları
yeni teknolojiler yerlerini aldıkları
08:33
as the humans they're replacing,
176
501086
1435
insanlar gibi yaratıcı ve
zekice işleri yapamazlar
zekice işleri yapamazlar
08:34
but they're faster, and crucially, they're much, much cheaper.
177
502521
3817
ama daha hızlılar ve en önemlisi
çok ama çok daha ucuzlar.
çok ama çok daha ucuzlar.
08:38
So it makes me wonder what the economic effects of this might be.
178
506338
5017
Bu da beni olayın ekonomik etkilerinin
neler olabilceği üzerine düşündürdü.
neler olabilceği üzerine düşündürdü.
08:43
I've read economists saying that, as a result of these new technologies,
179
511355
3346
Ekonomistlerin bu yeni
teknolojiler sayesinde,
teknolojiler sayesinde,
08:46
we'll enter a new golden age of leisure
180
514701
2125
lüksün hakim olduğu
altın çağa gireceğimizi,
altın çağa gireceğimizi,
08:48
when we'll all have time for the things we really love
181
516826
2293
geçekten yapmak istedğimiz şeylere
zaman harcayacağımızı, çünkü, yapmak istemedğimiz...
zaman harcayacağımızı, çünkü, yapmak istemedğimiz...
08:51
because all these onerous tasks will be taken over by Watson and his digital brethren.
182
519119
6972
işlerin Watson ve onun dijital kardeşleri
tarafından devrelınacağını söylediğini okudum
tarafından devrelınacağını söylediğini okudum
08:58
I've heard other people say quite the opposite,
183
526091
1714
Ama başkalarının da
tam tersini söylediği duydum,
tam tersini söylediği duydum,
08:59
that this is yet another tier of the middle class
184
527805
2216
bunun orta sınıf için başka
bir seviye olduğunu,
bir seviye olduğunu,
09:02
that's having the thing they can do taken away from them by a new technology
185
530021
5034
yapabildikleri şeyin yeni bir teknoloji
tarafından ellerinden alınmasının
tarafından ellerinden alınmasının
09:07
and that this is actually something ominous,
186
535055
1564
aslında uğursuz bir şey olduğu ve
09:08
something that we should worry about.
187
536619
1505
hakkında endişelenmemiz gereken
bir şey olduğunu söyleyenler...
bir şey olduğunu söyleyenler...
09:10
I'm not an economist myself.
188
538124
1849
Ben ekonomist değilim.
09:11
All I know is how it felt to be the guy put out of work.
189
539973
3272
Bildiğim tek şey,
kullanılmaz olmanın verdiği his.
kullanılmaz olmanın verdiği his.
09:15
And it was friggin' demoralizing. It was terrible.
190
543245
3060
Ve o da yüksek derecede demoralize
eden bir şey. Berbat bir şey.
eden bir şey. Berbat bir şey.
09:18
Here's the one thing that I was ever good at,
191
546305
2231
Mesela, benim iyi olduğum bir şey vardı ve
09:20
and all it took was IBM pouring tens of millions of dollars and its smartest people
192
548536
4153
IBM yanlızca milyonlarca dolar ve
en zeki çalışanlarını harcayarak,
en zeki çalışanlarını harcayarak,
09:24
and thousands of processors working in parallel
193
552689
2533
aynı anda çalışan binlerce
işlemci kullanarak
işlemci kullanarak
09:27
and they could do the same thing.
194
555222
2084
aynı şeyi yaptılar.
09:29
They could do it a little bit faster and a little better on national TV,
195
557306
3231
Televizyondaki halinden biraz
daha hızlı ve iyi yapabilirler,
daha hızlı ve iyi yapabilirler,
09:32
and "I'm sorry, Ken. We don't need you anymore."
196
560537
2735
ve "Kusura bakma Ken. Sana
daha fazla ihtiyacımız yok." diyebilirler.
daha fazla ihtiyacımız yok." diyebilirler.
09:35
And it made me think, what does this mean,
197
563272
3733
Bu da beni düşündürdü,
bu ne anlama geliyor,
bu ne anlama geliyor,
09:39
if we're going to be able to start outsourcing,
198
567005
1739
eğer işleri makinelere
vermeye başlayacaksak
vermeye başlayacaksak
09:40
not just lower unimportant brain functions.
199
568744
3625
beyin fonksiyonlarını sadece
azaltmak anlamına mı geliyor.
azaltmak anlamına mı geliyor.
09:44
I'm sure many of you remember a distant time
200
572369
2475
Eminim ki çoğunuz hatırlarsınız,
uzun bir zaman önce
uzun bir zaman önce
09:46
when we had to know phone numbers, when we knew our friends' phone numbers.
201
574844
2827
telefon numaralarını bilmek zorundaydık,
ya da arkadaşlarımızın numaralarını.
ya da arkadaşlarımızın numaralarını.
09:49
And suddenly there was a machine that did that,
202
577671
1991
Ve birden, bunu yapan
bir makine ortaya çıktı.
bir makine ortaya çıktı.
09:51
and now we don't need to remember that anymore.
203
579662
2393
ve artık bir daha numara
ezberlememize gerek kalmadı.
ezberlememize gerek kalmadı.
09:54
I have read that there's now actually evidence
204
582055
1883
Aslında, hipocampus,
beyinin ilişkileri düzenleyen kısmının
beyinin ilişkileri düzenleyen kısmının
09:55
that the hippocampus, the part of our brain that handles spacial relationships,
205
583938
4444
Navigasyon cihazı gibi
aletler kullanan insanlarda
aletler kullanan insanlarda
10:00
physically shrinks and atrophies
206
588382
1654
fiziksel olarak küçüldüğüne ve
köreldiğine dair
köreldiğine dair
10:02
in people who use tools like GPS,
207
590036
2602
kanıt olduğunu okudum,
10:04
because we're not exercising our sense of direction anymore.
208
592638
2564
çünkü artık beynimizin yön verme
duygusunu çalıştırmıyoruz
duygusunu çalıştırmıyoruz
10:07
We're just obeying a little talking voice on our dashboard.
209
595202
2334
Sadece, bize nereye gitmemizi
söyleyen küçük ekrana uyuyoruz.
söyleyen küçük ekrana uyuyoruz.
10:09
And as a result, a part of our brain that's supposed to do that kind of stuff
210
597536
2604
Sonuç olarak da beynimizin
o tarz işleri yapan kısmı
o tarz işleri yapan kısmı
10:12
gets smaller and dumber.
211
600140
1813
küçülüyor ve salaklaşıyor.
10:13
And it made me think, what happens when computers are now better
212
601953
3791
Bu da aklıma bazı sorular getiriyor.
Bilgisayarlar...
Bilgisayarlar...
10:17
at knowing and remembering stuff than we are?
213
605744
3500
bir şeyleri bilmede ve hatırlamada
daha iyi olunca ne olacak?
daha iyi olunca ne olacak?
10:21
Is all of our brain going to start to shrink and atrophy like that?
214
609244
4076
Beynimizin tamamı küçülmeye
ve körelmeye mi başlayacak ?
ve körelmeye mi başlayacak ?
10:25
Are we as a culture going to start to value knowledge less?
215
613320
3767
Toplum olarak bilgiye daha mı
az değer vermeye başlayacağız ?
az değer vermeye başlayacağız ?
10:29
As somebody who has always believed in the importance of the stuff that we know,
216
617087
3872
Bilmeye her zaman
değer veren birisi olarak,
değer veren birisi olarak,
10:32
this was a terrifying idea to me.
217
620959
7224
bu fikir benim için korkunçtu.
10:40
The more I thought about it, I realized, no, it's still important.
218
628183
4977
Daha çok düşündükçe,
farkettim ki, hayır bu hala önemli.
farkettim ki, hayır bu hala önemli.
10:45
The things we know are still important.
219
633160
2209
Bildiğimiz şeyler hala önemli.
10:47
I came to believe there were two advantages
220
635369
3002
Bir şeyleri bilen insanlarlın
10:50
that those of us who have these things in our head have
221
638371
3671
"Ha, evet, bir dakika, Google'dan
bakıyorum" diyen insanlara
bakıyorum" diyen insanlara
10:54
over somebody who says, "Oh, yeah. I can Google that. Hold on a second."
222
642042
4826
göre iki avantajı
olduğunu düşünüyorum.
olduğunu düşünüyorum.
10:58
There's an advantage of volume, and there's an advantage of time.
223
646868
2668
Birisi miktar, diğeri ise
zaman avantajı.
zaman avantajı.
11:01
The advantage of volume, first,
224
649536
1556
Miktarın avantajı,
11:03
just has to do with the complexity of the world nowadays.
225
651092
2632
günümüzün dünyasının
karmaşıklığıyla alakalı.
karmaşıklığıyla alakalı.
11:05
There's so much information out there.
226
653724
1417
Erişebileceğimiz o kadar
fazla bilgi var ki.
fazla bilgi var ki.
11:07
Being a Renaissance man or woman,
227
655141
1284
Bir Rönesans adamı
veya kadını olmak,
veya kadını olmak,
11:08
that's something that was only possible in the Renaissance.
228
656425
2166
sadece Rönesans döneminde
mümkündü.
mümkündü.
11:10
Now it's really not possible
229
658591
1266
Şu an bildiğimiz her alanda eğitim sahibi
11:11
to be reasonably educated on every field of human endeavor.
230
659857
3084
olmak pek de mümkün değil.
11:14
There's just too much.
231
662941
1604
Ortada çok fazla bilgi var.
11:16
They say that the scope of human information
232
664545
2497
Diyorlar ki, her 18 ay,
11:19
is now doubling every 18 months or so,
233
667042
2049
insanoğlunun bilgisi,
yani dünyada olan bilgiler
yani dünyada olan bilgiler
11:21
the sum total of human information.
234
669091
2536
iki katına çıkıyor.
11:23
That means between now and late 2014,
235
671627
3582
Demek oluyor ki,
şu an ve 2014 arasında,
şu an ve 2014 arasında,
11:27
we will generate as much information, in terms of gigabytes,
236
675209
3467
geçmiş yıllarda insanların bildikleri kadar,
11:30
as all of humanity has in all the previous millenia put together.
237
678676
4080
bilgi üretmiş olacağız.
11:34
It's doubling every 18 months now.
238
682756
2071
Her 18 ay, iki katına çıkıyor.
11:36
This is terrifying because a lot of the big decisions we make
239
684827
3359
Bu korkutucu bir tablo,
çünkü aldığımız bütün kararlar,
çünkü aldığımız bütün kararlar,
11:40
require the mastery of lots of different kinds of facts.
240
688186
3276
farklı alanlarda bildiğimiz
bilgilerin ustalığını gerektirir.
bilgilerin ustalığını gerektirir.
11:43
A decision like where do I go to school? What should I major in?
241
691462
5032
Nerede okuyayım, hangi alanda
ana dal yapayım gibi kararlar ?
ana dal yapayım gibi kararlar ?
11:48
Who do I vote for?
242
696494
1434
Kime oy vereyim ?
11:49
Do I take this job or that one?
243
697928
1766
Bu işi mi seçeyim, şu işi mi ?
11:51
These are the decisions that require correct judgments
244
699694
3634
Bu kararlar, bir çok farklı bilgilerin
11:55
about many different kinds of facts.
245
703328
2120
doğru bir şekilde yargılanmasıyla alınır.
11:57
If we have those facts at our mental fingertips,
246
705448
1737
Eğer o bilgiler zihninizin ucundaysa,
11:59
we're going to be able to make informed decisions.
247
707185
2700
bilerek karar vermek daha kolay olur.
12:01
If, on the other hand, we need to look them all up,
248
709885
2667
Ama, tam tersi, her şeyi
bir yerden bakmamız gerekirse,
bir yerden bakmamız gerekirse,
12:04
we may be in trouble.
249
712552
1860
başımız belada olabilir.
12:06
According to a National Geographic survey I just saw,
250
714412
1938
Okuduğum bir National
Geographic anketinde,
Geographic anketinde,
12:08
somewhere along the lines of 80 percent
251
716350
2320
Amerikan başkanlık seçimlerinde,
dış politika gibi konularda
dış politika gibi konularda
12:10
of the people who vote in a U.S. presidential election about issues like foreign policy
252
718670
4015
oy veren insanların yüzde 80'i,
12:14
cannot find Iraq or Afghanistan on a map.
253
722685
2967
Irak'ı veya Afganistan'ı
haritada bulamıyorlar.
haritada bulamıyorlar.
12:17
If you can't do that first step,
254
725652
2566
Eğer daha bu ilk adımı beceremiyorsanız,
12:20
are you really going to look up the other thousand facts you're going to need to know
255
728218
3035
Amerikan dış politikasında ustalaşmak için
12:23
to master your knowledge of U.S. foreign policy?
256
731253
2966
öğrenmeniz gereken binlerce bilgiyi de araştıracak mısınız?
12:26
Quite probably not.
257
734219
1265
Bu çok da olası değil.
12:27
At some point you're just going to be like,
258
735484
1317
Bir noktada, diyeceksin ki,
12:28
"You know what? There's too much to know. Screw it."
259
736801
1867
"Boşver, bilinmesi gereken
çok şey var. Salla gitsin."
çok şey var. Salla gitsin."
12:30
And you'll make a less informed decision.
260
738668
1800
Ve böylece daha az bilinçli
bir karar vereceksiniz.
bir karar vereceksiniz.
12:32
The other issue is the advantage of time that you have
261
740468
3484
Diğer konu ise,eğer her şey
parmak uçuşlarınızda ise,
parmak uçuşlarınızda ise,
12:35
if you have all these things at your fingertips.
262
743952
1934
elinizde olan zaman avantajı.
12:37
I always think of the story of a little girl named Tilly Smith.
263
745886
3416
Her zaman Tilly Smith adında
küçük bir kızın hikayesi aklıma gelir.
küçük bir kızın hikayesi aklıma gelir.
12:41
She was a 10-year-old girl from Surrey, England
264
749302
2683
Surrey, İngiltere'den, 10 yaşında bir kız,
12:43
on vacation with her parents a few years ago in Phuket, Thailand.
265
751985
3333
ailesiyle bir kaç sene önce
Phuket,Tayland'da tatile gider.
Phuket,Tayland'da tatile gider.
12:47
She runs up to them on the beach one morning
266
755318
1650
Bir sabah plajda onların yanına koşar,
12:48
and says, "Mom, Dad, we've got to get off the beach."
267
756968
2585
ve der ki "Anne,Baba,
plajı terk etmemiz lazım."
plajı terk etmemiz lazım."
12:51
And they say, "What do you mean? We just got here."
268
759553
2547
Ailesi sorar " Ne demek ?
Daha şimdi buraya geldik."
Daha şimdi buraya geldik."
12:54
And she said, "In Mr. Kearney's geography class last month,
269
762100
3100
Ve kız da der ki "Bay Kearney,
geçen ay coğrafya sınıfında,
geçen ay coğrafya sınıfında,
12:57
he told us that when the tide goes out abruptly out to sea
270
765200
2935
bize dalgalar birden denizden
çekilirse ve uzaklarda
çekilirse ve uzaklarda
13:00
and you see the waves churning way out there,
271
768135
1692
sarsılır gibi dursa, bunun
tsunamiye bir işaret olduğunu
tsunamiye bir işaret olduğunu
13:01
that's the sign of a tsunami, and you need to clear the beach."
272
769827
4198
ve plajı terketmemiz gerektiğini anlattı.
13:06
What would you do if your 10-year-old daughter came up to you with this?
273
774025
2195
Eğer sizin 10 yaşındaki kızınız size
böyle bir şeyle gelse, ne yapardınız ?
böyle bir şeyle gelse, ne yapardınız ?
13:08
Her parents thought about it,
274
776220
1344
Ailesi bunun hakkında düşündü,
13:09
and they finally, to their credit, decided to believe her.
275
777564
2134
ve sonunda ona güvenerek,
ona inanmaya karar verdiler
ona inanmaya karar verdiler
13:11
They told the lifeguard, they went back to the hotel,
276
779698
2015
Can kurtarana haber verdiler,
ve otele geri döndüler,
ve otele geri döndüler,
13:13
and the lifeguard cleared over 100 people off the beach, luckily,
277
781713
3884
ve cankurtaran oradaki 100 den
fazla kişiyi uzaklaştırdı,
fazla kişiyi uzaklaştırdı,
13:17
because that was the day of the Boxing Day tsunami,
278
785597
2905
çünkü o gün 2004 Hint okyanusu
tsunamisinin olduğu gündü,
tsunamisinin olduğu gündü,
13:20
the day after Christmas, 2004,
279
788502
1595
Noel'den sonraki gün, 2004'te,
13:22
that killed thousands of people in Southeast Asia and around the Indian Ocean.
280
790097
3966
tsunami Güneydoğu Asya ve Hint Okyanusu
kıyısında binlerce insanın hayatına mal oldu.
kıyısında binlerce insanın hayatına mal oldu.
13:26
But not on that beach, not on Mai Khao Beach,
281
794063
2474
Ama o plajdaki, Mai Khao
plajındaki, insanları değil,
plajındaki, insanları değil,
13:28
because this little girl had remembered one fact from her geography teacher a month before.
282
796537
5214
çünkü o küçük kız, bir ay önceki coğrafya
sınıfından bir bilgi hatırladı.
sınıfından bir bilgi hatırladı.
13:33
Now when facts come in handy like that --
283
801751
2097
İşte öyle bilgiler, o tarz
zamanlarda işinize yarıyor--
zamanlarda işinize yarıyor--
13:35
I love that story because it shows you the power of one fact,
284
803848
3615
Bu hikayeyi severim çünkü size
bilginin gücünü gösterir,
bilginin gücünü gösterir,
13:39
one remembered fact in exactly the right place at the right time --
285
807463
4272
doğru zamanda, doğru yerde
hatırlanmış bir bilgi--
hatırlanmış bir bilgi--
13:43
normally something that's easier to see on game shows than in real life.
286
811735
2745
normalde bu tarz şeyleri gerçek hayattan ziyade bilgi yarışmalarında görürsünüz.
13:46
But in this case it happened in real life.
287
814480
2103
Ama bu durumda, gerçek hayatta oldu.
13:48
And it happens in real life all the time.
288
816583
1619
Ve çoğu zaman da olur.
13:50
It's not always a tsunami, often it's a social situation.
289
818202
2214
Her zaman tsunami değil,
genellikle sosyal durumlarda.
genellikle sosyal durumlarda.
13:52
It's a meeting or job interview or first date
290
820416
4713
Bir toplantıda, buluşmada
ya da iş görüşmesinde,
ya da iş görüşmesinde,
13:57
or some relationship that gets lubricated
291
825129
1674
veya iki insan ortak bilgiler
bildiklerini fark edince,
bildiklerini fark edince,
13:58
because two people realize they share some common piece of knowledge.
292
826803
3380
ilerleyen bir ilişki.
14:02
You say where you're from, and I say, "Oh, yeah."
293
830183
2551
Nereden olduğunu söylersin
ve ben "Aa,evet." derim,
ve ben "Aa,evet." derim,
14:04
Or your alma mater or your job,
294
832734
1633
ya da mezun olduğun
üniversite veya iş,
üniversite veya iş,
14:06
and I know just a little something about it,
295
834367
1917
ve ben bunun hakkında
muhabbet edecek kadar
muhabbet edecek kadar
14:08
enough to get the ball rolling.
296
836284
1549
bir şeyler bilirim.
14:09
People love that shared connection that gets created
297
837833
1869
İnsanlar o oluşan paylaşılan
bağlantıyı severler
bağlantıyı severler
14:11
when somebody knows something about you.
298
839702
2292
birisi sizin hakkınızda bir şey bilince.
14:13
It's like they took the time to get to know you before you even met.
299
841994
4010
Sanki daha önce zaman harcayıp,
o insanı tanımışsınız gibi.
o insanı tanımışsınız gibi.
14:18
That's often the advantage of time.
300
846004
1412
Bu genelde, zaman avantajı.
14:19
And it's not effective if you say, "Well, hold on.
301
847416
1485
Ayrıca, "Bir dakika, sen Frago,
Kuzey Dakota'dansın.
Kuzey Dakota'dansın.
14:20
You're from Fargo, North Dakota. Let me see what comes up.
302
848901
5564
Ne gelecek bir bakayım,
Aaa, evet Roger Maris...
Aaa, evet Roger Maris...
14:26
Oh, yeah. Roger Maris was from Fargo."
303
854465
1902
de Fargo'dandı." demek
çok da verimli değil.
çok da verimli değil.
14:28
That doesn't work. That's just annoying.
304
856367
3033
Bu böyle olmaz, bu sadece
sinir bozucu.
sinir bozucu.
14:31
(Laughter)
305
859400
2447
(Gülüşmeler)
14:33
The great 18th-century British theologian and thinker, friend of Dr. Johnson,
306
861847
5702
18. yüzyıl İngiliz düşünürü ve
ilahiyatçısı, Dr.Johnson'ın arkadaşı,
ilahiyatçısı, Dr.Johnson'ın arkadaşı,
14:39
Samuel Parr once said, "It's always better to know a thing than not to know it."
307
867549
6368
Samuel Parr demiş ki " Bir şeyi bilmek,
her zaman o şeyi bilmemekten iyidir."
her zaman o şeyi bilmemekten iyidir."
14:45
And if I have lived my life by any kind of creed, it's probably that.
308
873917
4533
Ve eğer hayatımı bir söze göre
yaşadıysam, o söz budur.
yaşadıysam, o söz budur.
14:50
I have always believed that the things we know -- that knowledge is an absolute good,
309
878450
5533
Her zaman bildiğimiz şeylere inandım--
bilginin kesinlikle iyi olduğuna,
bilginin kesinlikle iyi olduğuna,
14:55
that the things we have learned and carry with us in our heads
310
883983
2800
öğrendiğimiz şeyler ve kafamızda
taşıdığımız şeyler...
taşıdığımız şeyler...
14:58
are what make us who we are,
311
886783
2018
...bizi biz yapan şeylerdir,
15:00
as individuals and as a species.
312
888801
2517
birey ya da insanoğlu olarak.
15:03
I don't know if I want to live in a world where knowledge is obsolete.
313
891318
4097
Bilginin değersiz olduğu bir dünyada
yaşamak istiyor muyum bilmiyorum.
yaşamak istiyor muyum bilmiyorum.
15:07
I don't want to live in a world where cultural literacy has been replaced
314
895415
3336
Kültürel okur yazarlığın
(çn.genel kültürün)...
(çn.genel kültürün)...
15:10
by these little bubbles of specialty,
315
898751
1910
özel bir kaç kabiliyetle yer değiştirdiği
bir dünyada yaşamak istemiyorum,
bir dünyada yaşamak istemiyorum,
15:12
so that none of us know about the common associations
316
900661
3506
hiç birimizin uygarlığımızı
birbirine bağlayan
birbirine bağlayan
15:16
that used to bind our civilization together.
317
904167
2516
ortak birlikteliklerden haberdar
olmadığımız bir dünyada...
olmadığımız bir dünyada...
15:18
I don't want to be the last trivia know-it-all
318
906683
1934
Dünyadaki son "herşeyi bilen"
adam olmak istemiyorum,
adam olmak istemiyorum,
15:20
sitting on a mountain somewhere,
319
908617
1418
bir yerde dağın tepesinde,
15:22
reciting to himself the state capitals and the names of "Simpsons" episodes
320
910035
4365
kendi kendine başkentleri ve
"Simpsons" bölümlerinin isimlerini,
"Simpsons" bölümlerinin isimlerini,
15:26
and the lyrics of Abba songs.
321
914400
3666
ve ABBA şarkılarının sözlerini
ezberlemek istemiyorum.
ezberlemek istemiyorum.
15:30
I feel like our civilization works when this is a vast cultural heritage that we all share
322
918066
4483
Bence, uygarlığımız, paylaştığımız
büyük bir kültürel bir miras olunca,
büyük bir kültürel bir miras olunca,
15:34
and that we know without having to outsource it to our devices,
323
922549
3186
bunu bilince ve bunu teknolojik
araçlara,arama motorlarına
araçlara,arama motorlarına
15:37
to our search engines and our smartphones.
324
925735
2605
ve telefonlarımıza bırakmayınca, yürüyor.
15:40
In the movies, when computers like Watson start to think,
325
928340
4627
Filmlerde, Watson gibi bilgisayarlar
düşünmeye başlayınca,
düşünmeye başlayınca,
15:44
things don't always end well.
326
932967
2583
işin sonu çoğu zaman iyi bitmez...
15:47
Those movies are never about beautiful utopias.
327
935550
3798
O filmler, hiç bir zaman
güzel ütopyalar olmuyor.
güzel ütopyalar olmuyor.
15:51
It's always a terminator or a matrix or an astronaut getting sucked out an airlock in "2001."
328
939348
5735
Bir terminatör veya matrix veya "2001" filminde
uzay boşluğuna çekilen bir astronot...
uzay boşluğuna çekilen bir astronot...
15:57
Things always go terribly wrong.
329
945083
3235
Olaylar her zaman korkunç
bir şekilde kötüye gider.
bir şekilde kötüye gider.
16:00
And I feel like we're sort of at the point now
330
948318
1932
Ve hissediyorum ki,
biz böyle bir noktadayız,
biz böyle bir noktadayız,
16:02
where we need to make that choice of what kind of future we want to be living in.
331
950250
4083
nasıl bir gelecekte yaşamak
istediğimizi seçmemiz gerekiyor.
istediğimizi seçmemiz gerekiyor.
16:06
This is a question of leadership,
332
954333
1517
Bu bir liderlik sorunu,
16:07
because it becomes a question of who leads the future.
333
955850
3667
çünkü geleceği kim
yönetecek sorusuna dönüşüyor.
yönetecek sorusuna dönüşüyor.
16:11
On the one hand, we can choose between a new golden age
334
959517
6183
Bir tarafta, bilginin daha önce olmadığı kadar
16:17
where information is more universally available
335
965700
3302
evrensel olarak ulaşılabilir olduğu,
16:21
than it's ever been in human history,
336
969002
1661
bilginin ve cevapların her zaman
parmak uçlarımızda
parmak uçlarımızda
16:22
where we all have the answers to our questions at our fingertips.
337
970663
2371
olduğu bir altın çağ ile
16:25
And on the other hand,
338
973034
1543
diğer tarafta,
16:26
we have the potential to be living in some gloomy dystopia
339
974577
2773
makinaların dünyayı ele geçirdiği,
16:29
where the machines have taken over
340
977350
2019
neyi bilip bilmediğimizin önemli
olmadığına karar verdiğimiz,
olmadığına karar verdiğimiz,
16:31
and we've all decided it's not important what we know anymore,
341
979369
3049
bilginin önemli olmadığı,
(çünkü herşey internette)
(çünkü herşey internette)
16:34
that knowledge isn't valuable because it's all out there in the cloud,
342
982418
2615
bu yüzden niye birşey öğrenmeyle uğraşalım ki diye düşündüğümüz
16:37
and why would we ever bother learning anything new.
343
985033
6111
umutsuz bir distopyada yaşama potansiyeli arasında seçeceğiz.
16:43
Those are the two choices we have. I know which future I would rather be living in.
344
991144
3789
Elimizdeki iki seçenek bu. Ben kendim hangi gelecekte yaşamak istiyorum biliyorum.
16:46
And we can all make that choice.
345
994933
2233
Ve hepimiz o seçimi yapabiliriz.
16:49
We make that choice by being curious, inquisitive people who like to learn,
346
997166
3335
Bu seçimi, meraklı,öğrenmeye
açık,sorgulayan,
açık,sorgulayan,
16:52
who don't just say, "Well, as soon as the bell has rung and the class is over,
347
1000501
3136
"Zil çalar çalmaz, ders biter,
öğrenmeme gerek yok." demeyen
öğrenmeme gerek yok." demeyen
16:55
I don't have to learn anymore,"
348
1003637
1323
bireyler olarak yapabiliriz, veya
16:56
or "Thank goodness I have my diploma. I'm done learning for a lifetime.
349
1004960
3077
"Tanrıya şükür, diplomamı aldım,
hayatım boyunca başka
hayatım boyunca başka
17:00
I don't have to learn new things anymore."
350
1008037
2359
şeyler öğrenmeme gerek yok." dememeliyiz.
17:02
No, every day we should be striving to learn something new.
351
1010396
3307
Her gün yeni şeyler
öğrenmek için çalışmalıyız.
öğrenmek için çalışmalıyız.
17:05
We should have this unquenchable curiosity for the world around us.
352
1013703
4192
Etrafımızdakiler için dindirilemeyen
bir merakımız olmalı.
bir merakımız olmalı.
17:09
That's where the people you see on "Jeopardy" come from.
353
1017895
2725
"Riziko!"da gördüğünüz insanlar
buralardan geliyor.
buralardan geliyor.
17:12
These know-it-alls, they're not Rainman-style savants
354
1020620
3081
"Herşeyi bilen" insanlar,
Yağmur Adam tipi bilginleri değil,
Yağmur Adam tipi bilginleri değil,
17:15
sitting at home memorizing the phone book.
355
1023701
2102
evde oturan, telefon rehberlerini
ezberleyen tipler değil.
ezberleyen tipler değil.
17:17
I've met a lot of them.
356
1025803
1316
Çoğuyla tanıştım.
17:19
For the most part, they are just normal folks
357
1027119
1550
Çoğu kısımda, bu insanlar normal insanlar,
17:20
who are universally interested in the world around them, curious about everything,
358
1028669
4098
sadece evrensel olarak çevrelerindeki
şeylerle fazla ilgilenen insanlar.
şeylerle fazla ilgilenen insanlar.
17:24
thirsty for this knowledge about whatever subject.
359
1032767
3319
Bilgi için her zaman aç olan insanlar.
17:28
We can live in one of these two worlds.
360
1036086
2533
Bu iki dünyandan birinde yaşayabilirsiniz...
17:30
We can live in a world where our brains, the things that we know,
361
1038619
3301
Beynimizin, bildiğimiz şeylerin
bizi özel yaptığı bir dünya...
bizi özel yaptığı bir dünya...
17:33
continue to be the thing that makes us special,
362
1041920
1830
ya da bütün bilgileri Watson gibi
17:35
or a world in which we've outsourced all of that to evil supercomputers from the future like Watson.
363
1043750
6370
şeytani süperbilgisayarlara kaptırdığımız
bir dünyada yaşayabiliriz.
bir dünyada yaşayabiliriz.
17:42
Ladies and gentlemen, the choice is yours.
364
1050120
2648
Bayanlar ve baylar, seçim sizin.
17:44
Thank you very much.
365
1052768
2252
Çok teşekkürler.
ABOUT THE SPEAKER
Ken Jennings - Know-it-allKen Jennings holds the record for most consecutive wins on the classic American trivia game show, Jeopardy.
Why you should listen
Ken Jennings loves facts. When he was a kid he followed his parents around reciting whatever new fact he had learned -- "Haley's comet or giant squids or the size of the world's biggest pumpkin pie or whatever it was" -- to no end. And his natural curiosity paid off. Today Jennings holds the record for most consecutive wins on the trivia game show Jeopardy, with an astounding 74 wins. (At one point Jennings also held the Guinness World Record for "Most cash won on a game show." Not bad for a trivia nerd.)
In 2011 Jennings participated in the IBM Challenge, which featured him and Jeopardy rival Brad Rutter in a match against IBM supercomputer Watson. Jennings came in second. Watson was first. But Jennings wasn't disappointed in his performance, As he wrote of his loss, "I don't have 2,880 processor cores and 15 terabytes of reference works at my disposal. ... My puny human brain, just a few bucks worth of water, salts, and proteins, hung in there just fine against a jillion-dollar supercomputer."
In 2012 Jennings published the book Because I Said So!: The Truth Behind the Myths, Tales, and Warnings Every Generation Passes Down to Its Kids.
Ken Jennings | Speaker | TED.com