ABOUT THE SPEAKER
Pico Iyer - Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships.

Why you should listen

In twelve books, covering everything from Revolutionary Cuba to the XIVth Dalai Lama, Islamic mysticism to our lives in airports, Pico Iyer has worked to chronicle the accelerating changes in our outer world, which sometimes make steadiness and rootedness in our inner world more urgent than ever. In his TED Book, The Art of Stillness, he draws upon travels from North Korea to Iran to remind us how to remain focused and sane in an age of frenzied distraction. As he writes in the book, "Almost everybody I know has this sense of overdosing on information and getting dizzy living at post-human speeds ... All of us instinctively feel that something inside us is crying out for more spaciousness and stillness to offset the exhilarations of this movement and the fun and diversion of the modern world."

More profile about the speaker
Pico Iyer | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2013

Pico Iyer: Where is home?

Pico Iyer: Ev neresidir?

Filmed:
3,367,035 views

Dünyanın dört bir yanında giderek daha çok insan kendi ülkelerinden uzaklarda yaşıyor. Yazar Pico Iyer --kendisinin de üç veya dört "kökeni" var-- evin anlamı, seyahat etmenin mutluluğu ve sessiz durmanın huzuru üzerine derin düşüncelerini ifade ediyor.
- Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
Where do you come from?
0
739
1868
Nerelisin?
00:14
It's suchböyle a simplebasit questionsoru,
1
2607
2071
Oldukça basit bir soru,
00:16
but these daysgünler, of coursekurs, simplebasit questionssorular
2
4678
2183
fakat bu sıralarda elbette basit sorular
00:18
bringgetirmek ever more complicatedkarmaşık answerscevaplar.
3
6861
3046
çok daha çetrefilli cevaplar buluyor.
00:21
People are always askingsormak me where I come from,
4
9907
2952
İnsanlar bana hep nereli
olduğumu soruyorlar
00:24
and they're expectingbekliyor me to say IndiaHindistan,
5
12859
3180
ve benden Hindistan
dememi bekliyorlar,
00:28
and they're absolutelykesinlikle right insofarkadarıyla as 100 percentyüzde
6
16039
3101
bir yerde soyumun ve atalarımın
00:31
of my bloodkan and ancestrysoy does come from IndiaHindistan.
7
19140
3566
Hindistan kökenli olduğunda
yüzde yüz haklılar.
00:34
ExceptHariç, I've never livedyaşamış one day of my life there.
8
22706
4065
Ancak ben hayatımın bir gününü
bile orada geçirmedim.
00:38
I can't speakkonuşmak even one wordsözcük
9
26771
2408
Oranın 22.000'den fazla lehçesinden
00:41
of its more than 22,000 dialectslehçeleri.
10
29179
3000
bir kelime bile konuşamıyorum.
00:44
So I don't think I've really earnedkazanılan the right
11
32179
2210
Bu yüzden kendime Hintli deme
00:46
to call myselfkendim an IndianHint.
12
34389
2446
hakkını aslında göremiyorum.
00:48
And if "Where do you come from?"
13
36835
1196
Eğer "Nerelisin?" sorusunun anlamı,
00:50
meansanlamına geliyor "Where were you borndoğmuş and raisedkalkık and educatedeğitimli?"
14
38031
3419
"Nerede doğdun, büyüdün
ve eğitim gördün?" ise
00:53
then I'm entirelyBaştan sona of that funnykomik little countryülke
15
41450
2426
o zaman ben küçük ve eğlenceli bir ülke
00:55
knownbilinen as Englandİngiltere,
16
43876
1371
olan İngiltereliyim.
00:57
exceptdışında I left Englandİngiltere as soonyakında as I completedtamamlanan
17
45247
2411
Ancak İngiltere'den lisans eğitimimi
00:59
my undergraduateLisans educationEğitim,
18
47658
1913
bitirir bitirmez ayrıldım.
01:01
and all the time I was growingbüyüyen up,
19
49571
1717
Küçüklüğüm boyunca,
01:03
I was the only kidçocuk in all my classessınıflar
20
51288
2796
tüm sınıflarımda ders kitaplarındaki
01:06
who didn't beginbaşla to look like the classicklasik Englishİngilizce heroeskahramanlar
21
54084
3129
klasik İngiliz kahramanlarına benzemeye
01:09
representedtemsil in our textbooksders kitapları.
22
57213
2678
başlamayan tek çocuk bendim.
01:11
And if "Where do you come from?"
23
59891
1302
Eğer "Nerelisin?" sorusunun anlamı,
01:13
meansanlamına geliyor "Where do you payödeme your taxesvergileri?
24
61193
1645
"Vergilerini nerede ödüyorsun?"
01:14
Where do you see your doctordoktor and your dentistdiş hekimi?"
25
62838
2594
"Doktora ve diş hekimine
nerede gidiyorsun?" ise,
01:17
then I'm very much of the UnitedAmerika StatesBirleşik,
26
65432
2363
o zaman ben gerçek bir Amerikalıyım
01:19
and I have been for 48 yearsyıl now,
27
67795
2568
ve çok küçüklüğümden beri,
01:22
sincedan beri I was a really smallküçük childçocuk.
28
70363
2088
yani 48 yıldır öyleyim.
01:24
ExceptHariç, for manyçok of those yearsyıl,
29
72451
1708
Yalnızca o yılların çoğunda,
01:26
I've had to carrytaşımak around this funnykomik little pinkpembe cardkart
30
74159
2269
beni oturma izni olan bir
yabancı olarak gösteren,
01:28
with greenyeşil lineshatlar runningkoşu throughvasitasiyla my faceyüz
31
76428
1923
fotoğrafım üzerinde yeşil çizgiler bulunan
01:30
identifyingtanımlama me as a permanentkalıcı alienyabancı.
32
78351
2851
komik, küçük, pembe bir kart
taşımak zorundaydım.
01:33
I do actuallyaslında feel more alienyabancı the longeruzun I livecanlı there.
33
81202
4262
Aslında orada yaşadıkça kendimi
daha yabancı hissediyorum.
01:37
(LaughterKahkaha)
34
85464
2187
(Gülüşmeler)
01:39
And if "Where do you come from?"
35
87651
1587
Eğer "Nerelisin?" sorusunun
01:41
meansanlamına geliyor "WhichHangi placeyer goesgider deepesten derin insideiçeride you
36
89238
2766
anlamı "Sizde en çok iz bırakan
01:44
and where do you try to spendharcamak mostçoğu of your time?"
37
92004
3180
ve en çok zaman geçirmeye
çalıştığınız ülke neresi?" ise,
01:47
then I'm JapaneseJaponca,
38
95184
1173
o zaman Japonyalıyım.
01:48
because I've been livingyaşam as much as I can
39
96357
2253
Çünkü son 25 yılda
01:50
for the last 25 yearsyıl in JapanJaponya.
40
98610
3385
çoğu zamanımı Japonya'da
geçirmeye çalıştım.
01:53
ExceptHariç, all of those yearsyıl I've been there on a touristturist visavize,
41
101995
3053
Yalnızca onca yıl orada
turist vizesi ile yaşadım
01:57
and I'm fairlyoldukça sure not manyçok JapaneseJaponca
42
105048
2142
ve oldukça eminim ki pek çok Japon
01:59
would want to considerdüşünmek me one of them.
43
107190
2891
beni kendilerinden saymak istemez.
02:02
And I say all this just to stressstres
44
110081
3251
Tüm bunları hayatımın
02:05
how very old-fashionedeski moda and straightforwardbasit
45
113332
2720
nasıl eski moda ve dolambaçsız olduğunu
vurgulamak için söylüyorum.
02:08
my backgroundarka fon is,
46
116052
999
02:09
because when I go to HongHong KongKong or SydneySydney or VancouverVancouver,
47
117051
4048
Çünkü Hong Kong'a, Sidney'e,
Vancouver'a ne zaman gitsem,
02:13
mostçoğu of the kidsçocuklar I meetkarşılamak
48
121099
1896
tanıştığım birçok çocuk
02:14
are much more internationalUluslararası and multi-culturedçok kültürlü than I am.
49
122995
3799
benden çok daha enternasyonel
ve çok kültürlü.
02:18
And they have one home associatedilişkili with theironların parentsebeveyn,
50
126794
2665
Bu çocukların, aileleri ile
bağlantılı bir evleri,
02:21
but anotherbir diğeri associatedilişkili with theironların partnersortaklar,
51
129459
3156
partnerleriyle bağlantılı
başka bir evleri var,
02:24
a thirdüçüncü connectedbağlı maybe with the placeyer where they happenolmak to be,
52
132615
3389
üçüncü olarak da belki yaşadıkları
yerle bağlantılı bir yer,
02:28
a fourthdördüncü connectedbağlı with the placeyer they dreamrüya of beingolmak,
53
136004
2914
dördüncü yer ise olmayı
hayal ettikleri yer
02:30
and manyçok more besidesdışında.
54
138918
2344
ve bunlar yanında daha fazlası.
02:33
And theironların wholebütün life will be spentharcanmış takingalma piecesparçalar
55
141262
3286
Hayatlarının tamamı birçok
farklı yerden parçalar alıp
02:36
of manyçok differentfarklı placesyerler and puttingkoyarak them togetherbirlikte
56
144548
3487
onları mozaik cam üzerine
02:40
into a stainedlekeli glassbardak wholebütün.
57
148035
2842
yerleştirmekle geçecek.
02:42
Home for them is really a work in progressilerleme.
58
150877
2441
Onlar için ev süregelen bir çalışma.
02:45
It's like a projectproje on whichhangi they're constantlysürekli addingekleme
59
153318
2425
Sürekli iyileştirme,
geliştirme ve düzeltmeler
02:47
upgradesyükseltmeleri and improvementsiyileştirmeler and correctionsdüzeltmeler.
60
155743
3305
yaptıkları bir proje gibi.
02:51
And for more and more of us,
61
159048
1895
Ve giderek daha çok kişi için
02:52
home has really lessaz to do with a pieceparça of soiltoprak
62
160943
4455
ev kavramı toprak parçasından ziyade
02:57
than, you could say, with a pieceparça of soulruh.
63
165398
2751
ruhumuzun bir parçasıdır diyebiliriz.
03:00
If somebodybirisi suddenlyaniden askssorar me, "Where'sNerede your home?"
64
168149
2394
Biri bana birdenbire
"Evin neresi?" diye sorsa
03:02
I think about my sweetheartbir tanem or my closestEn yakın friendsarkadaşlar
65
170543
2926
sevgilimi, en yakın arkadaşlarımı
03:05
or the songsşarkılar that travelseyahat with me whereverher nerede I happenolmak to be.
66
173469
4267
ya da gittiğim yerde bana eşlik eden
şarkıları düşünürüm.
03:09
And I'd always feltkeçe this way,
67
177736
1857
Hep böyle hissetmişimdir,
03:11
but it really camegeldi home to me, as it were,
68
179593
2743
ama böyle olduğunu şöyle anladım,
03:14
some yearsyıl agoönce when I was climbingTırmanmak up the stairsmerdiven
69
182336
2718
yıllar önce Kaliforniya'daki ailemin
03:17
in my parents'Anne babamın houseev in CaliforniaCalifornia,
70
185054
2702
evindeki merdivenleri çıkarken,
03:19
and I lookedbaktı throughvasitasiyla the livingyaşam roomoda windowspencereler
71
187756
2826
oturma odasının pencerelerine bakıyordum
03:22
and I saw that we were encircledçevrili by 70-foot-ayak flamesalevler,
72
190582
5178
ve 20 metrelik alevlerle
sarıldığımızı gördüm,
03:27
one of those wildfiresyangınlar that regularlydüzenli olarak teargözyaşı throughvasitasiyla
73
195760
2486
Kaliforniya tepelerinde
ve benzeri yerlerde
03:30
the hillstepeler of CaliforniaCalifornia and manyçok other suchböyle placesyerler.
74
198246
3831
sıkça meydana gelen yangınlardan biriydi.
03:34
And threeüç hourssaatler latersonra, that fireateş had reducedindirimli
75
202077
3025
Üç saat sonra bu yangın evimi,
03:37
my home and everyher last thing in it
76
205102
2744
benim dışımda
03:39
exceptdışında for me to ashkül.
77
207846
3018
her şeyi küle çevirmişti.
03:42
And when I wokeuyandı up the nextSonraki morningsabah,
78
210864
2710
Ertesi sabah uyandığımda,
03:45
I was sleepinguyuyor on a friend'sarkadaşınızın floorzemin,
79
213574
1561
arkadaşımın evinde yerde yatıyordum,
03:47
the only thing I had in the worldDünya was a toothbrushdiş fırçası
80
215135
2558
dünyada sahip olduğum tek şey
03:49
I had just boughtsatın from an all-nightBütün gece supermarketsüpermarket.
81
217693
2567
gece açık süpermarketten henüz
aldığım diş fırçasıydı.
03:52
Of coursekurs, if anybodykimse askeddiye sordu me then,
82
220260
1906
O esnada elbette biri
03:54
"Where is your home?"
83
222166
1359
"Evin neresi?" diye sorsa,
03:55
I literallyharfi harfine couldn'tcould pointpuan to any physicalfiziksel constructioninşaat.
84
223525
3992
somut bir mekândan söz etmem
mümkün değildi.
03:59
My home would have to be whateverher neyse I carriedtaşınan around insideiçeride me.
85
227517
4732
Evim beraberimde taşıdığım
şeyler olmalıydı.
04:04
And in so manyçok waysyolları, I think this is a terrificMüthiş liberationkurtuluş.
86
232249
3992
Birçok farklı açıdan, bence
bu ağır bir serbest kalıştı.
04:08
Because when my grandparentsBüyükanne ve büyükbaba were borndoğmuş,
87
236241
2194
Çünkü aile büyüklerimin
doğduklarından beri
04:10
they prettygüzel much had theironların senseduyu of home,
88
238435
2527
bir ev algıları, topluluk algıları,
04:12
theironların senseduyu of communitytoplum, even theironların senseduyu of enmitydüşmanlık,
89
240962
3492
hatta doğdukları günden beri kime
düşmanlık duyacaklarına dair
04:16
assignedatanmış to them at birthdoğum,
90
244454
1925
algıları mevcuttu
04:18
and didn't have much chanceşans of steppingAdım outsidedışında of that.
91
246379
2978
ve bunların dışına çok fazla
çıkma şansları yoktu.
04:21
And nowadaysşu günlerde, at leasten az some of us can chooseseçmek our senseduyu of home,
92
249357
3707
Bugünlerde bazılarımız hiç değilse,
ev algısını seçme şansına sahip,
04:25
createyaratmak our senseduyu of communitytoplum,
93
253064
2158
topluluk algısını oluşturabilir,
04:27
fashionmoda our senseduyu of selföz, and in so doing
94
255222
3581
kendisini biçimlendirebilir
ve bunları yaparken de belki
04:30
maybe stepadım a little beyondötesinde
95
258803
2137
aile büyüklerimizden kalan
siyah beyaz ayrımların
04:32
some of the blacksiyah and whitebeyaz divisionsbölümler
96
260940
1768
04:34
of our grandparents'Büyükbaba ve Büyükanneler ageyaş.
97
262708
1850
biraz dışına çıkabilir.
04:36
No coincidencetesadüf that the presidentDevlet Başkanı
98
264558
1884
Dünyanın en güçlü ülkesinin başkanının
04:38
of the strongestEn güçlü nationulus on EarthDünya is half-Kenyanyarı-Kenya,
99
266442
2731
yarı Kenyalı, kısmen Endonezya'da büyümüş,
04:41
partlykısmen raisedkalkık in IndonesiaEndonezya,
100
269173
1607
Çin kökenli Kanadalı kayınbiraderi
04:42
has a Chinese-CanadianÇince-Kanada brother-in-lawenişte.
101
270780
3599
olması tesadüf olmasa gerek.
04:46
The numbernumara of people livingyaşam in countriesülkeler not theironların ownkendi
102
274379
3464
Kendi ülkesinden uzaklarda
yaşayanların sayısı
04:49
now comesgeliyor to 220 millionmilyon,
103
277843
4787
artık 220 milyonu bulmuş durumda
04:54
and that's an almostneredeyse unimaginabledüşünülemez numbernumara,
104
282630
2614
ve bu neredeyse hayal
edilemeyecek bir sayı;
04:57
but it meansanlamına geliyor that if you tookaldı the wholebütün populationnüfus of CanadaKanada
105
285244
3750
ancak Kanada'nın toplam nüfusunu
05:00
and the wholebütün populationnüfus of AustraliaAvustralya
106
288994
1916
ve Avustralya'nın nüfusunu alıp,
05:02
and then the wholebütün populationnüfus of AustraliaAvustralya again
107
290910
2180
tekrardan Avustralya'nın toplam nüfusunu
05:05
and the wholebütün populationnüfus of CanadaKanada again
108
293090
2772
ve tekrar Kanada'nın
toplam nüfusunu alıp
05:07
and doubledkatına that numbernumara,
109
295862
1683
bunu iki ile çarptığınızda,
05:09
you would still have fewerDaha az people than belongait
110
297545
2143
bu büyük gezici kabilenin sayısından
05:11
to this great floatingyüzer tribekabile.
111
299688
2231
daha az sayıda insan olacaktır.
05:13
And the numbernumara of us who livecanlı outsidedışında
112
301919
1777
Eski ulus devlet kategorisinden uzak
05:15
the oldeski nation-stateulus-devlet categorieskategoriler is increasingartan so quicklyhızlı bir şekilde,
113
303696
4093
yaşayanların sayısı öyle
hızla çoğalıyor ki,
05:19
by 64 millionmilyon just in the last 12 yearsyıl,
114
307789
3630
sadece geçtiğimiz 12 yılda
64 milyon arttı,
05:23
that soonyakında there will be more of us than there are AmericansAmerikalılar.
115
311419
3480
ki yakında bizlerin sayısı
Amerikalıları geçecek.
05:26
AlreadyZaten, we representtemsil etmek the fifth-largesten büyük beşinci nationulus on EarthDünya.
116
314899
4674
Şu an dünya üzerindeki en büyük
beşinci ulusu temsil ediyoruz.
05:31
And in factgerçek, in Canada'sKanada'nın largesten büyük cityŞehir, TorontoToronto,
117
319573
2856
Öyle ki Kanada'nın en büyük
kenti Toronto'da
05:34
the averageortalama residentoturan todaybugün is what used to be calleddenilen
118
322429
3690
bugün ortalama bir vatandaş,
çok farklı bir ülkede doğmuş, yani
eskiden yabancı denen biri.
05:38
a foreigneryabancı, somebodybirisi borndoğmuş in a very differentfarklı countryülke.
119
326119
4092
05:42
And I've always feltkeçe that the beautygüzellik of beingolmak surroundedçevrili by the foreignyabancı
120
330211
3789
Yabancılarla çevrelenmiş ortamda
bulunmanın
farkındalığı artırdığını düşünmüşümdür.
05:46
is that it slapstokat you awakeuyanık.
121
334000
1597
05:47
You can't take anything for grantedverilmiş.
122
335597
2804
Hiçbir şeyi hakkınız gibi göremezsiniz.
05:50
TravelSeyahat, for me, is a little bitbit like beingolmak in love,
123
338401
2734
Benim için seyahat etmek
biraz âşık olmak gibi,
05:53
because suddenlyaniden all your sensesduyular are at the settingayar markedişaretlenmiş "on."
124
341135
4057
çünkü birden bütün algılarınız
"açık" olarak ayarlanır.
05:57
SuddenlyAniden you're alertAlarm to the secretgizli patternsdesenler of the worldDünya.
125
345192
4001
Aniden dünyanın bütün gizli
düzenlerine karşı uyanık olursunuz.
06:01
The realgerçek voyageyolculuk of discoverykeşif, as MarcelMarcel ProustProust famouslyünlü said,
126
349193
4316
Marcel Proust'un ünlü sözünde
dediği gibi: "Gerçek keşif yolculuğu
06:05
consistsoluşur not in seeinggörme newyeni sightsmanzaraları,
127
353509
2998
yeni yerler görmek değil,
06:08
but in looking with newyeni eyesgözleri.
128
356507
2370
yeni gözlerle bakmaktır."
06:10
And of coursekurs, oncebir Zamanlar you have newyeni eyesgözleri,
129
358877
1966
Elbette bir kez yeni gözlerinize
kavuştuğunuzda,
06:12
even the oldeski sightsmanzaraları, even your home
130
360843
2437
eski gördüğünüz yerler bile, eviniz bile
06:15
becomeolmak something differentfarklı.
131
363280
2677
farklı bir anlam kazanır.
06:17
ManyBirçok of the people livingyaşam in countriesülkeler not theironların ownkendi
132
365957
2818
Kendi ülkesinden uzakta
yaşayan çoğu kimse,
06:20
are refugeesmülteciler who never wanted to leaveayrılmak home
133
368775
3083
ülkesini terk etmek istemeyen
06:23
and acheağrısı to go back home.
134
371858
2716
ve vatan hasreti çeken mülteciler.
06:26
But for the fortunateşanslı amongarasında us,
135
374574
1647
Ama aramızda şanslı olanlar için
06:28
I think the ageyaş of movementhareket bringsgetiriyor exhilaratingheyecan verici newyeni possibilitiesolasılıklar.
136
376221
4281
hareket çağı bence heyecan verici,
yepyeni seçenekler sunuyor.
06:32
CertainlyKesinlikle when I'm travelingseyahat,
137
380502
1065
Seyahat ederken kesinlikle,
06:33
especiallyözellikle to the majormajör citiesşehirler of the worldDünya,
138
381567
2314
bilhassa dünyanın en büyük
şehirlerine giderken,
06:35
the typicaltipik personkişi I meetkarşılamak todaybugün
139
383881
2125
bugün tanıştığım ortalama birisi,
06:38
will be, let's say, a half-Koreanyarı-Korece, half-Germanyarı-Almanca younggenç womankadın
140
386006
4545
mesela Paris'te yaşayan,
yarı Koreli, yarı Alman
06:42
livingyaşam in ParisParis.
141
390551
1703
genç bir kadın oluyor.
06:44
And as soonyakında as she meetskarşılayan a half-Thaiyarı-Tay dili,
142
392254
3058
O da Edinburglu yarı Taylandlı,
06:47
half-Canadianyarı-Kanada younggenç guy from EdinburghEdinburgh,
143
395312
3214
yarı Kanadalı genç bir adamla tanıştığında
06:50
she recognizestanır him as kinkin.
144
398526
2477
o kişiyi yakını olarak görüyor.
06:53
She realizesanlar that she probablymuhtemelen has much more in commonortak with him
145
401003
4339
Tamamen Koreli ya da Alman
birinden muhtemelen daha fazla ortak
06:57
than with anybodykimse entirelyBaştan sona of KoreaKore or entirelyBaştan sona of GermanyAlmanya.
146
405342
3593
noktaları bulunduğunun farkına varıyor.
07:00
So they becomeolmak friendsarkadaşlar. They falldüşmek in love.
147
408935
2758
Böylece arkadaş oluyorlar, âşık oluyorlar.
07:03
They movehareket to NewYeni YorkYork CityŞehir.
148
411693
2278
New York'a yerleşiyorlar.
07:05
(LaughterKahkaha)
149
413971
2163
(Gülüşmeler)
07:08
Or EdinburghEdinburgh.
150
416134
1386
Ya da Edinburgh'a.
07:09
And the little girlkız who arisesortaya çıkan out of theironların unionbirlik
151
417520
3274
Birlikteliklerinden doğan
küçük kız çocuğu,
07:12
will of coursekurs be not KoreanKore dili or GermanAlmanca
152
420794
2131
elbette ki Koreli, Alman,
07:14
or FrenchFransızca or ThaiTay dili or ScotchViski or CanadianKanada
153
422925
2543
Fransız, Taylandlı, İskoç, Kanadalı
07:17
or even AmericanAmerikan, but a wonderfulolağanüstü
154
425468
2105
ya da Amerikalı bile olmuyor, onun yerine
07:19
and constantlysürekli evolvinggelişen mixkarıştırmak of all those placesyerler.
155
427573
4134
bütün bu yerlerin harika ve sürekli
evrilen bir karışımı oluyor.
07:23
And potentiallypotansiyel, everything about the way
156
431707
2765
Potansiyel olarak bu genç kadının
07:26
that younggenç womankadın dreamsrüyalar about the worldDünya,
157
434472
2749
dünyayı hayal etme,
07:29
writesyazıyor about the worldDünya, thinksdüşünüyor about the worldDünya,
158
437221
3046
dünyayı yazma, dünyayı düşünme biçimi
07:32
could be something differentfarklı,
159
440267
1970
tamamen farklı bir şeyler oluyor,
07:34
because it comesgeliyor out of this almostneredeyse unprecedentedeşi görülmemiş
160
442237
3195
çünkü neredeyse eşsiz kültürlerin
07:37
blendkarışım of cultureskültürler.
161
445432
1973
sentezinden doğuyor.
07:39
Where you come from now is much lessaz importantönemli
162
447405
3084
Bugün nereli olduğunuz,
nereye gidiyor olduğunuzdan
07:42
than where you're going.
163
450489
1648
çok daha az önemlidir.
07:44
More and more of us are rootedköklü in the futuregelecek
164
452137
2396
Çoğumuz giderek geçmişe olduğu kadar
07:46
or the presentmevcut tensegergin as much as in the pastgeçmiş.
165
454533
3296
gelecek veya şimdiki zamana da
bağlı durumdayız.
07:49
And home, we know, is not just the placeyer
166
457829
2563
Ve bildiğimiz şekliyle evimiz
07:52
where you happenolmak to be borndoğmuş.
167
460392
2110
doğdumuz yer değil.
07:54
It's the placeyer where you becomeolmak yourselfkendin.
168
462502
4473
Kendimiz olduğumuz yerdir.
07:58
And yethenüz,
169
466975
2422
Buna rağmen,
08:01
there is one great problemsorun with movementhareket,
170
469397
2665
hareketle ilgili büyük bir sorun var
08:04
and that is that it's really hardzor to get your bearingsyatakları
171
472062
3211
ve o da havadayken
bir yere uyum sağlamanın
08:07
when you're in midairhavada.
172
475273
1618
gerçekten zor olması.
08:08
Some yearsyıl agoönce, I noticedfark that I had accumulatedbirikmiş
173
476891
3286
Yıllar önce, yalnızca United Airlines'da
08:12
one millionmilyon milesmil on UnitedAmerika AirlinesHava Yolları aloneyalnız.
174
480177
3522
bir milyon mil biriktirdiğimi fark ettim.
08:15
You all know that crazyçılgın systemsistem,
175
483699
2050
O çılgın sistemi hepiniz biliyorsunuz,
08:17
sixaltı daysgünler in hellcehennem, you get the seventhyedinci day freeücretsiz.
176
485749
3728
cehennemde altı gün, yedinci günse bedava.
08:21
(LaughterKahkaha)
177
489477
3506
(Gülüşmeler)
08:24
And I beganbaşladı to think that really,
178
492983
2276
Ve bunu gerçekten şöyle
düşünmeye başladım,
08:27
movementhareket was only as good as the senseduyu of stillnessdurgunluk
179
495259
3279
bir perspektife koyarsak,
hareket yalnızca
08:30
that you could bringgetirmek to it to put it into perspectiveperspektif.
180
498538
3847
ona getirebildiğiniz
sükûnet algısı kadar iyi.
08:34
And eightsekiz monthsay after my houseev burnedyanmış down,
181
502385
2854
Evim yandıktan sekiz ay sonra,
08:37
I ranran into a friendarkadaş who taughtöğretilen at a localyerel highyüksek schoolokul,
182
505239
2722
yerel bir lisede ders veren
bir arkadaşa rastladım
08:39
and he said, "I've got the perfectmükemmel placeyer for you."
183
507961
3532
ve bana şöyle dedi,
"Senin için harika bir yerim var."
08:43
"Really?" I said. I'm always a bitbit skepticalşüpheci
184
511493
2008
"Gerçekten mi?" dedim.
İnsanlar bana böyle şeyler
08:45
when people say things like that.
185
513501
1478
söylediğinde her zaman
biraz şüpheciyimdir:
08:46
"No, honestlydürüstçe," he wentgitti on,
186
514979
1370
"Hayır, gerçekten," diye devam etti,
08:48
"it's only threeüç hourssaatler away by cararaba,
187
516349
1846
"Arabayla sadece üç saat uzaklıkta
08:50
and it's not very expensivepahalı,
188
518195
1615
ve çok pahalı değil,
şimdiye kadar kaldığın yerlere de
muhtemelen pek benzemiyor."
08:51
and it's probablymuhtemelen not like anywhereherhangi bir yer you've stayedkaldı before."
189
519810
3579
08:55
"HmmHmm." I was beginningbaşlangıç to get slightlyhafifçe intriguedilgisini. "What is it?"
190
523389
4199
"Hımm." Biraz merak etmeye
başlamıştım. "Nedir?"
08:59
"Well —" Here my friendarkadaş hemmedsarılıyor and hawedhawed
191
527588
2779
"Pekâlâ" —Burada arkadaşım kem küm etti —
09:02
"Well, actuallyaslında it's a CatholicKatolik hermitageHermitage."
192
530367
3582
"Aslında bir Katolik inziva yeri."
09:05
This was the wrongyanlış answerCevap.
193
533949
1966
Bu yanlış cevaptı.
09:07
I had spentharcanmış 15 yearsyıl in AnglicanAnglikan schoolsokullar,
194
535915
2547
15 senemi Anglikan okullarda geçirdim,
09:10
so I had had enoughyeterli hymnalsoyunları and crosseshaçlar to last me a lifetimeömür.
195
538462
4598
yani bana hayatım boyunca yetecek
kadar ilahi kitap ve haç gördüm.
09:15
SeveralBirkaç lifetimesyaşam süreleri, actuallyaslında.
196
543060
2271
Birkaç hayat için, aslında.
09:17
But my friendarkadaş assuredgüvence verdi me that he wasn'tdeğildi CatholicKatolik,
197
545331
2558
Ama arkadaşım ne kendisinin,
ne de çoğu öğrencisinin
09:19
norne de were mostçoğu of his studentsöğrencilerin,
198
547889
1414
Katolik olmadığını garanti etti,
09:21
but he tookaldı his classessınıflar there everyher springbahar.
199
549303
2820
ancak her bahar derslerini
orada yapıyordu.
09:24
And as he had it, even the mostçoğu restlesshuzursuz, distractibledistractible,
200
552123
4763
Ona göre, en hareketli,
en dikkati dağınık,
09:28
testosterone-addledtestosteron-cılk 15-year-old-yaşında CalifornianKaliforniya boyoğlan
201
556886
4034
testosterondan kafayı bozmuş olan
15 yaşındaki Kaliforniyalı çocuk bile
09:32
only had to spendharcamak threeüç daysgünler in silenceSessizlik
202
560920
3236
sessizlikte sadece üç gün harcadığında
09:36
and something in him cooledsoğutmalı down and clearedtemizlenir out.
203
564156
4254
içinde bir şeyler yatışıp arınıyordu.
09:40
He foundbulunan himselfkendisi.
204
568410
2309
Kendini buluyordu.
09:42
And I thought, "Anything that worksEserleri for a 15-year-old-yaşında boyoğlan
205
570719
2695
Ben de şöyle düşündüm,
"15 yaşında birine iyi gelen şey
09:45
oughtgerektiğini to work for me."
206
573414
1383
bana da iyi gelmeli."
09:46
So I got in my cararaba, and I drovesürdü threeüç hourssaatler northkuzeyinde
207
574797
3610
Böylece arabama bindim
ve sahil boyunca kuzeye doğru
09:50
alonguzun bir the coastsahil,
208
578407
1476
üç saat araba sürdüm,
09:51
and the roadsyollar grewbüyüdü emptierlüzumsuz and narrowerdaha dar,
209
579883
2560
yollar boşalmaya ve daralmaya başladı
09:54
and then I turneddönük ontoüstüne an even narrowerdaha dar pathyol,
210
582443
2764
ve sonra daha da dar bir yola girdim,
09:57
barelyzar zor paveddöşeli, that snakedsnaked for two milesmil
211
585207
3640
neredeyse asfaltsız,
bu şekilde dağın tepesine kadar
10:00
up to the topüst of a mountaindağ.
212
588847
2523
iki mil kıvrıldı.
10:03
And when I got out of my cararaba,
213
591370
2839
Arabadan dışarı çıktığımda,
10:06
the airhava was pulsingNabız gibi atan.
214
594209
2370
hava titreşiyordu.
10:08
The wholebütün placeyer was absolutelykesinlikle silentsessiz,
215
596579
1860
Her yer bütünüyle sessizlik içindeydi,
10:10
but the silenceSessizlik wasn'tdeğildi an absenceyokluk of noisegürültü.
216
598439
3460
ama sessizlik sesin yokluğu değildi.
10:13
It was really a presencevarlık of a kindtür of energyenerji or quickeninghızlanması.
217
601899
4041
Aslında bir tür enerji veya
canlandırmanın varlığıydı.
10:17
And at my feetayaklar was the great, still bluemavi plateplaka
218
605940
3511
Ve ayaklarımın altında
Pasifik Okyanusu'nun
10:21
of the PacificPasifik OceanOkyanus.
219
609451
2254
büyük, sakin, mavi görüntüsü vardı.
10:23
All around me were 800 acresdönüm of wildvahşi drykuru brushfırça.
220
611705
4434
Çevremde ise 800 dönüm
kuru yaban otları vardı.
10:28
And I wentgitti down to the roomoda in whichhangi I was to be sleepinguyuyor.
221
616139
2646
Uyuyacağım odaya gittim.
10:30
SmallKüçük but eminentlyfazlasıyla comfortablerahat,
222
618785
1865
Küçüktü, ama fazlasıyla rahattı,
10:32
it had a bedyatak and a rockingsallanan chairsandalye
223
620650
2209
bir yatak, bir sallanan sandalye,
10:34
and a long deskbüro and even longeruzun pictureresim windowspencereler
224
622859
3174
uzun bir masa ve küçük, müstakil,
10:38
looking out on a smallküçük, privateözel, walledduvarlı gardenBahçe,
225
626033
4289
duvarla çevrili bir bahçeye bakan,
masadan uzun pencereler
10:42
and then 1,200 feetayaklar of goldenaltın pampasPampa grassçimen
226
630322
3200
ve sonra 300 metre kadar
denize doğru uzanan
10:45
runningkoşu down to the seadeniz.
227
633522
2992
altın rengi pampa otları.
10:48
And I satoturdu down, and I beganbaşladı to writeyazmak,
228
636514
3169
Oturup yazmaya başladım
10:51
and writeyazmak, and writeyazmak,
229
639683
1504
ve yazdım ve yazdım,
10:53
even thoughgerçi I'd gonegitmiş there really to get away from my deskbüro.
230
641187
3613
oraya sadece masamdan
uzaklaşmak için gittiğim hâlde.
10:56
And by the time I got up, fourdört hourssaatler had passedgeçti.
231
644800
4494
Kalktığım zaman dört saat geçmişti.
11:01
Night had fallendüşmüş,
232
649294
2129
Gece çökmüştü
11:03
and I wentgitti out underaltında this great overturneddevrik saltshakerTuzluk of starsyıldızlar,
233
651423
4756
ve o muazzam alt üst olmuş
yıldız tuzluğunun altına gittim,
11:08
and I could see the tailkuyruk lightsışıklar of carsarabalar
234
656179
2252
arabaların arka ışıklarının
20 kilometre güneydeki
11:10
disappearingyok olan around the headlandsBurunda 12 milesmil to the southgüney.
235
658431
4213
burnun orada kaybolduğunu görebiliyordum.
11:14
And it really seemedgibiydi like my concernsendişeler of the previousönceki day
236
662644
3708
Önceki günün kaygıları sahiden
11:18
vanishingufuk.
237
666352
1950
kayboluyor gibiydi.
11:20
And the nextSonraki day, when I wokeuyandı up
238
668302
1812
Ertesi gün uyandığımda,
11:22
in the absenceyokluk of telephonestelefonlar and TVsTV and laptopsdizüstü bilgisayarlar,
239
670114
3468
telefonlar, TV'ler, dizüstü
bilgisayarların yokluğunda,
11:25
the daysgünler seemedgibiydi to stretchUzatmak for a thousandbin hourssaatler.
240
673582
4153
günler binlerce saat uzamış gibi geldi.
11:29
It was really all the freedomözgürlük I know when I'm travelingseyahat,
241
677735
3699
Seyahat ettiğimde bildiğim
tüm özgürlük buydu,
11:33
but it alsoAyrıca profoundlyderinden feltkeçe like cominggelecek home.
242
681434
4614
ama aynı zamanda içten içe
eve dönmek gibiydi.
11:38
And I'm not a religiousdini personkişi,
243
686048
1616
Dine düşkün bir insan değilim,
11:39
so I didn't go to the servicesHizmetler.
244
687664
1466
o yüzden ayinlere gitmedim.
11:41
I didn't consultdanışın the monkskeşişler for guidancerehberlik.
245
689130
2604
Rahiplere akıl danışmadım.
11:43
I just tookaldı walksyürüyüşleri alonguzun bir the monasterymanastır roadyol
246
691734
2780
Sadece manastır yolunda yürüyüşler yaptım
11:46
and sentgönderilen postcardskartpostallar to lovedsevilen onesolanlar.
247
694514
2349
ve sevdiklerime kartpostallar yolladım.
11:48
I lookedbaktı at the cloudsbulutlar,
248
696863
1834
Bulutlara baktım
11:50
and I did what is hardestEn zor of all for me to do usuallygenellikle,
249
698697
4325
ve benim için yapması genelde
en zor şey olan şeyi yaptım,
11:55
whichhangi is nothing at all.
250
703022
2494
hiçbir şey yapmadım.
11:57
And I startedbaşladı to go back to this placeyer,
251
705516
2308
Sonra o yere tekrar gitmeye başladım
11:59
and I noticedfark that I was doing my mostçoğu importantönemli work there
252
707824
3568
ve fark edilmeden,
sadece sessizce oturarak
12:03
invisiblygörünmez just by sittingoturma still,
253
711392
3531
en önemli çalışmamı yaptığımı
12:06
and certainlykesinlikle cominggelecek to my mostçoğu criticalkritik decisionskararlar
254
714923
3125
ve son e-postadan bir
sonraki randevuya koşarken
12:10
the way I never could when I was racingyarış
255
718048
2282
hiçbir şekilde yapamadığım biçimde
12:12
from the last emailE-posta to the nextSonraki appointmentrandevu.
256
720330
2573
en kritik kararlarımı
verdiğimi fark ettim.
12:14
And I beganbaşladı to think that something in me
257
722903
2629
İçimde bir şeylerin gerçekten
sükûnet için ağladığını
12:17
had really been cryingağlıyor out for stillnessdurgunluk,
258
725532
1989
düşünmeye başladım,
12:19
but of coursekurs I couldn'tcould hearduymak it
259
727521
1442
ama elbette ki onu duyamamıştım,
12:20
because I was runningkoşu around so much.
260
728963
1313
çünkü sağa sola çok koşturuyordum.
12:22
I was like some crazyçılgın guy who putskoyar on a blindfoldgöz bağı
261
730276
3232
Gözlerini bağlayıp, sonra da
hiçbir şey görememekten
12:25
and then complainsşikayet that he can't see a thing.
262
733508
3231
yakınan çılgın bir adam gibiydim.
12:28
And I thought back to that wonderfulolağanüstü phraseifade
263
736739
2541
Küçükken Seneca'dan öğrendiğim
12:31
I had learnedbilgili as a boyoğlan from SenecaSeneca,
264
739280
2372
harika sözleri tekrar düşündüm,
12:33
in whichhangi he saysdiyor, "That man is poorfakir
265
741652
3658
şöyle diyor,
"Fakir insan malı az olan değil,
12:37
not who has little but who hankershankers after more."
266
745310
5373
arzusu çok olandır."
12:42
And, of coursekurs, I'm not suggestingdüşündüren
267
750683
2092
Elbette buradaki herkesin manastıra
12:44
that anybodykimse here go into a monasterymanastır.
268
752775
1671
gitmesini öğütlemiyorum.
12:46
That's not the pointpuan.
269
754446
1755
Asıl fikir bu değil.
12:48
But I do think it's only by stoppingDurduruluyor movementhareket
270
756201
3718
Ama sadece hareket etmeyi
durdurarak nereye gideceğinizi
12:51
that you can see where to go.
271
759919
2296
görebileceğinizi düşünüyorum.
12:54
And it's only by steppingAdım out of your life and the worldDünya
272
762215
3605
Sadece hayatınızın ve
dünyanızın dışına çıkarak,
12:57
that you can see what you mostçoğu deeplyderinden carebakım about
273
765820
3569
en çok neye önem verdiğinizi anlayabilir
13:01
and find a home.
274
769389
2406
ve evinizi bulabilirsiniz.
13:03
And I've noticedfark so manyçok people now
275
771795
2043
Artık pek çok insanın her sabah
13:05
take consciousbilinçli measuresönlemler to sitoturmak quietlysessizce for 30 minutesdakika
276
773838
3088
30 dakika cihazları olmadan
odanın bir köşesinde
13:08
everyher morningsabah just collectingtoplama themselveskendilerini
277
776926
2533
sadece kendine gelmek
için sessizce oturmak
13:11
in one cornerköşe of the roomoda withoutolmadan theironların devicescihazlar,
278
779459
2560
veya her akşam koşmaya gitmek
13:14
or go runningkoşu everyher eveningakşam,
279
782019
2073
veya bir arkadaşlarıyla
uzun bir sohbet ederken
13:16
or leaveayrılmak theironların cellhücre phonestelefonlar behindarkasında
280
784092
1956
13:18
when they go to have a long conversationkonuşma with a friendarkadaş.
281
786048
3917
cep telefonlarını geride bırakmak
için bilinçli adımlar attığını
fark ediyorum.
13:21
MovementHareketi is a fantasticfantastik privilegeayrıcalık,
282
789965
3169
Hareket olağanüstü bir ayrıcalık
13:25
and it allowsverir us to do so much that our grandparentsBüyükanne ve büyükbaba
283
793134
3357
ve aile büyüklerimizin hiçbir zaman
hayal dahi edemediği
13:28
could never have dreamedhayal of doing.
284
796491
2121
birçok şeyi yapmamızı sağlıyor.
13:30
But movementhareket, ultimatelyen sonunda,
285
798612
1905
Ancak hareket sonuçta
13:32
only has a meaninganlam if you have a home to go back to.
286
800517
4541
sadece gidecek bir eviniz
varsa anlam ifade ediyor.
13:37
And home, in the endson, is of coursekurs
287
805058
2791
Ev sonuçta, elbette ki
13:39
not just the placeyer where you sleepuyku.
288
807849
2868
sadece uyuduğunuz yer değil.
13:42
It's the placeyer where you standdurmak.
289
810717
2639
Kaldığınız yerdir.
13:45
Thank you.
290
813356
1457
Teşekkürler.
13:46
(ApplauseAlkış)
291
814813
5693
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Pico Iyer - Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships.

Why you should listen

In twelve books, covering everything from Revolutionary Cuba to the XIVth Dalai Lama, Islamic mysticism to our lives in airports, Pico Iyer has worked to chronicle the accelerating changes in our outer world, which sometimes make steadiness and rootedness in our inner world more urgent than ever. In his TED Book, The Art of Stillness, he draws upon travels from North Korea to Iran to remind us how to remain focused and sane in an age of frenzied distraction. As he writes in the book, "Almost everybody I know has this sense of overdosing on information and getting dizzy living at post-human speeds ... All of us instinctively feel that something inside us is crying out for more spaciousness and stillness to offset the exhilarations of this movement and the fun and diversion of the modern world."

More profile about the speaker
Pico Iyer | Speaker | TED.com