ABOUT THE SPEAKER
Eleanor Longden - Research psychologist
Eleanor Longden overcame her diagnosis of schizophrenia to earn a master’s in psychology and demonstrate that the voices in her head were “a sane reaction to insane circumstances.”

Why you should listen
Despite what traditional medicine may opine, Eleanor Longden isn’t crazy -- and neither are many other people who hear voices in their heads. In fact, the psychic phenomenon is a “creative and ingenious survival strategy” that should be seen “not as an abstract symptom of illness to be endured, but as complex, significant, and meaningful experience to be explored,” the British psychology researcher says.
 
Longden spent many years in the psychiatric system before earning a BSc and an MSc in psychology, the highest classifications ever granted by the University of Leeds, England. Today she is studying for her PhD, and lectures and writes about recovery-oriented approaches to psychosis, dissociation and complex trauma.
More profile about the speaker
Eleanor Longden | Speaker | TED.com
TED2013

Eleanor Longden: The voices in my head

Eleanor Longden: Kafamdaki Sesler

Filmed:
4,913,445 views

Dış görünüş itibariyle Eleanor Longden, diğer tüm öğrencilerden farksızdı, büyük beklentilerle üniversiteye gidiyordu ve dünya umurunda değildi. Ta ki kafasının içinde sesler duymaya başlayıncaya kadar... Özünde masum olan bu iç sesler giderek düşmanca ve diktatörce davranmaya başladı, hayatını bir kabusa çevirdi. Şizofreni tanısı konan, hastaneye yatırılan ve ilaçlar alan Longden, ona nasıl yardım edeceğini bilmeyen bir sistem tarafından dışlanmıştı. Longden zihinsel sağlığını geri kazanıncaya dek süren yılların etkileyici hikayesini anlatırken, hayatta kalmak için sesleri dinlemesini öğrenmesi gerektiğini söylüyor.
- Research psychologist
Eleanor Longden overcame her diagnosis of schizophrenia to earn a master’s in psychology and demonstrate that the voices in her head were “a sane reaction to insane circumstances.” Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
The day I left home for the first time
0
934
1857
Üniversiteye gitmek için
00:14
to go to universityÜniversite was a brightparlak day
1
2791
2181
evden ayrıldığım gün
güzel bir gündü,
00:16
brimmingtrimming with hopeumut and optimismiyimserlik.
2
4972
2544
umut ve iyimserlikle doluydu.
00:19
I'd donetamam well at schoolokul. ExpectationsBeklentileri for me were highyüksek,
3
7516
2947
Okulda iyi iş çıkarmıştım.
Üzerimdeki beklentiler yüksekti
00:22
and I gleefullyneşeyle enteredgirdi the studentÖğrenci life
4
10463
2175
ve dersler,partiler ve trafik konisi hırsızlıklarıyla dolu
00:24
of lecturesdersler, partiespartiler and traffictrafik conekoni thefthırsızlık.
5
12638
3599
öğrencilik hayatıma neşeyle başladım.
00:28
Now appearancesKatılımlar, of coursekurs, can be deceptivealdatıcı,
6
16237
2677
Elbette görünüş aldatıcı olabilir
00:30
and to an extentderece, this feistyalıngan, energeticenerjik personakişi
7
18914
3115
ve bu derslere giden, trafik konileri çalan
00:34
of lecture-goingders-gidiş and traffictrafik conekoni stealingçalmak was a veneerkaplama,
8
22029
3155
enerjik kişilik bir noktaya kadar bir maskeydi,
00:37
albeitGerçi a very well-craftediyi hazırlanmış and convincinginandırıcı one.
9
25184
3039
her ne kadar iyi işlenmiş ve ikna edici de olsa.
00:40
UnderneathAltında, I was actuallyaslında deeplyderinden unhappymutsuz, insecuregüvensiz
10
28223
3426
Derinlerde ise gerçekten çok mutsuz, güvensiz
00:43
and fundamentallyesasen frightenedkorkmuş --
11
31649
2214
ve içten içe korku doluydum --
00:45
frightenedkorkmuş of other people, of the futuregelecek, of failurebaşarısızlık
12
33863
3623
diğer insanlardan, gelecekten, başarısızlıktan
00:49
and of the emptinessboşluk that I feltkeçe was withiniçinde me.
13
37486
2353
ve içimde hissettiğim boşluktan korkuyordum.
00:51
But I was skilledyetenekli at hidinggizleme it, and from the outsidedışında
14
39839
2456
Ancak bunu saklamakta becerikliydim, dışarıdan bakınca
00:54
appearedortaya çıktı to be someonebirisi with everything to hopeumut for
15
42295
2187
istediği her şeyi elde edebilecek, umut edebilecek
00:56
and aspireçok istemek to.
16
44482
1514
bir insandım.
00:57
This fantasyfantezi of invulnerabilitydayanıklılık was so completetamamlayınız
17
45996
3206
Bu yenilmezlik fantazisi o kadar bütünlüklüydü ki
01:01
that I even deceivedaldatılmak myselfkendim,
18
49202
1712
kendimi bile kandırmıştım
01:02
and as the first semesterdönem endedbitti and the secondikinci beganbaşladı,
19
50914
2542
ve ilk dönem bitip ikinci dönem başladığında,
01:05
there was no way that anyonekimse could have predictedtahmin
20
53456
2538
kimsenin olacakları tahmin edebilmesine
01:07
what was just about to happenolmak.
21
55994
2623
imkan yoktu.
01:10
I was leavingayrılma a seminarSeminer when it startedbaşladı,
22
58617
3133
Başladığında bir seminerden çıkmak üzereydim,
01:13
humminguğultu to myselfkendim, fumblingbeceriksiz with my bagsırt çantası
23
61750
2161
daha önce bir çok kez yaptığım gibi
01:15
just as I'd donetamam a hundredyüz timeszamanlar before,
24
63911
2423
çantamı karıştırıyor, kendi kendime mırıldanıyordum,
01:18
when suddenlyaniden I heardduymuş a voiceses calmlySakin bir şekilde observegözlemlemek,
25
66334
2476
aniden (beni) sakince (gözleyen) bir ses duydum
01:20
"She is leavingayrılma the roomoda."
26
68810
2192
"Odadan çıkıyor."
01:23
I lookedbaktı around, and there was no one there,
27
71002
1415
Etrafıma baktım, kimse yoktu
01:24
but the clarityberraklık and decisivenesskararlılık of the commentyorum Yap
28
72417
2674
ancak bu yorumun netliği ve kararlılığı
01:27
was unmistakablehatasız.
29
75091
1844
barizdi.
01:28
ShakenSarsıldı, I left my bookskitaplar on the stairsmerdiven and hurriedAcele home,
30
76935
2610
Sarsılmış bir şekilde, kitaplarımı merdivenlerde bıraktım ve aceleyle eve gittim
01:31
and there it was again.
31
79545
1273
ve yine oradaydı.
01:32
"She is openingaçılış the doorkapı."
32
80818
2063
"Kapıyı açıyor."
01:34
This was the beginningbaşlangıç. The voiceses had arrivedgeldi.
33
82881
3972
Bu başlangıçtı. Ses ortaya çıkmıştı
01:38
And the voiceses persistedkalıcı,
34
86853
2247
ve ısrar ediyordu,
01:41
daysgünler and then weekshaftalar of it, on and on,
35
89100
2465
günlerce, haftalarca, yaptığım her şeyi
01:43
narratinganlatımı everything I did in the thirdüçüncü personkişi.
36
91565
2179
üçüncü kişi olarak anlatmaya devam etti.
01:45
"She is going to the librarykütüphane."
37
93744
1742
"Kütüphaneye gidiyor."
01:47
"She is going to a lectureders."
38
95486
1595
"Derse gidiyor."
01:49
It was neutralnötr, impassiveMütevekkil and even, after a while,
39
97081
3336
Ses nötrdü, pasifti ve hatta bir süre sonra
01:52
strangelygarip bir şekilde companionatearkadaşça and reassuringgüven verici,
40
100417
2582
tuhaf bir şekilde arkadaşça ve güven vericiydi,
01:54
althougholmasına rağmen I did noticeihbar that its calmsakin exteriordış sometimesara sıra slippedkaydı
41
102999
3441
ancak bazen o sakin dış ses olmaktan çıkıp
01:58
and that it occasionallybazen mirroredYansıtılmış my ownkendi unexpressededilmemiş emotionduygu.
42
106440
3101
kendi ifade edilmemiş duygularımın bir aynası oluyordu,
02:01
So, for exampleörnek, if I was angrykızgın and had to hidesaklamak it,
43
109541
2612
Örneğin kızgınsam ve bunu gizlemem gerekiyorsa
02:04
whichhangi I oftensık sık did, beingolmak very adeptUsta at concealinggizlemek how I really feltkeçe,
44
112153
3366
ki nasıl hissetiğimi gizlemek konusunda uzman olmama rağmen, bunu sıkça yaşıyordum,
02:07
then the voiceses would soundses frustratedhayal kırıklığına uğramış.
45
115519
2337
o zaman ses gergin geliyordu.
02:09
OtherwiseAksi takdirde, it was neitherne sinisteruğursuz norne de disturbingrahatsız edici,
46
117856
2813
Yoksa ne sinsi ne de rahatsız ediciydi,
02:12
althougholmasına rağmen even at that pointpuan it was clearaçık
47
120669
2110
fakat bir noktadan sonra netleşti ki, ses
02:14
that it had something to communicateiletişim kurmak to me
48
122779
1826
duygularımla, özellikle de ulaşılması güç
02:16
about my emotionsduygular, particularlyözellikle emotionsduygular
49
124605
2569
duygularımla iletişim kurmamı
02:19
whichhangi were remoteuzak and inaccessibleerişilemez.
50
127174
3086
sağlamaya çalışıyordu.
02:22
Now it was then that I madeyapılmış a fatalölümcül mistakehata,
51
130260
3123
İşte tam da burada ölümcül bir hata yaptım,
02:25
in that I told a friendarkadaş about the voiceses, and she was horrifieddehşete kapılmış.
52
133383
3203
bir arkadaşıma sesten bahsettim ve dehşete düştü.
02:28
A subtleince conditioningşartlandırma processsüreç had begunbaşladı,
53
136586
2245
Üstü kapalı bir şartlanma süreci başlamıştı,
02:30
the implicationdolaylı that normalnormal people don't hearduymak voicessesleri
54
138831
3689
normal insanların sesler duymadığı varsayımı
02:34
and the factgerçek that I did meantdemek that something was very seriouslycidden mi wrongyanlış.
55
142520
3353
ve bunun benim başıma gelmiş olması, ciddi bir sorun olduğu anlamına geliyordu.
02:37
SuchBöyle fearkorku and mistrustgüvensizlik was infectiousbulaşıcı.
56
145873
3393
Böylesi bir korku ve güvensizlik bulaşıcıdır.
02:41
SuddenlyAniden the voiceses didn't seemgörünmek quiteoldukça so benigniyi huylu anymoreartık,
57
149266
3065
Birden ses, artık o kadar da iyi huylu gelmemeye başladı,
02:44
and when she insistedısrar that I seekaramak medicaltıbbi attentionDikkat,
58
152331
2112
ve arkadaşım tıbbi yardım
almam konusunda ısrar ettiğinde
02:46
I dulyusulüne uygun olarak complieduyulması, and whichhangi provedkanıtlanmış to be
59
154443
2460
usül gereği kabul ettim ve bu da
02:48
mistakehata numbernumara two.
60
156903
1747
ikinci hatam oldu.
02:50
I spentharcanmış some time tellingsöylüyorum the collegekolej G.P.
61
158650
2146
Üniversite rektörüne* bana göre gerçek sorunun nerde olduğunu
02:52
about what I perceivedalgılanan to be the realgerçek problemsorun:
62
160796
2169
anlatabilmek için baya zaman harcadım:
02:54
anxietyanksiyete, lowdüşük self-worthöz-değer, fearsendişe about the futuregelecek,
63
162965
2902
anksiyete, düşük özsaygı, gelecekle ilgili korkular...
02:57
and was metmet with boredcanı sıkkın indifferencekayıtsızlık
64
165867
1773
ve karşılaştığım şey bıkkın bir kayıtsızlıktı
02:59
untila kadar I mentionedadı geçen the voiceses,
65
167640
1794
ta ki sesten bahsedene kadar.
03:01
uponüzerine whichhangi he droppeddüştü his pendolma kalem, swungsalladı roundyuvarlak
66
169434
1951
Bunun üzerine, elinde salladığı kalemini düşürdü
03:03
and beganbaşladı to questionsoru me with a showgöstermek of realgerçek interestfaiz.
67
171385
2784
ve bana gerçekten ilgi göstererek
sorular sormaya başladı.
03:06
And to be fairadil, I was desperateumutsuz for interestfaiz and help,
68
174169
2644
Dürüst olmak gerekirse, ilgi görmek ve yardım almak için çırpınıyordum
03:08
and I beganbaşladı to tell him about my strangegarip commentatoryorumcu.
69
176813
2846
ve o tuhaf yorumcumla ilgili konuşmaya başladım
03:11
And I always wishdilek, at this pointpuan, the voiceses had said,
70
179659
1928
ve tam da bu noktada, ses için
03:13
"She is diggingkazma her ownkendi gravemezar."
71
181587
2312
keşke "Kendi mezarını kazıyor." deseydi diyorum.
03:15
I was referredsevk to a psychiatristpsikiyatrist, who likewiseaynı şekilde
72
183899
3525
Bir psikiyatriste yönlendirildim, ki o da
03:19
tookaldı a grimgaddar viewgörünüm of the voice'sVoice'un presencevarlık,
73
187424
2557
benzer şekilde, sesin varlığını korkutucu buldu,
03:21
subsequentlysonradan interpretingyorumlama everything I said
74
189981
1874
söylediğim her şeyi, hemen akabinde yorumluyordu,
03:23
throughvasitasiyla a lenslens of latentgizli insanitydelilik.
75
191855
2534
bunu gizli bir delilik olarak görerek...
03:26
For exampleörnek, I was partBölüm of a studentÖğrenci TVTV stationistasyon
76
194389
2933
Örneğin, kampüs çevresinde
haber bülteni yayınlayan bir
03:29
that broadcastYayın newshaber bulletinsbültenleri around the campuskampus,
77
197322
2552
öğrenci televizyonunda çalışıyordum,
03:31
and duringsırasında an appointmentrandevu whichhangi was runningkoşu very lategeç,
78
199874
2050
ve saatini aşan bir randevu sırasında dedim ki
03:33
I said, "I'm sorry, doctordoktor, I've got to go.
79
201924
1249
"Üzgünüm, Doktor, ben gitmek zorundayım.
03:35
I'm readingokuma the newshaber at sixaltı."
80
203173
1518
Saat altıda haberleri sunuyorum."
03:36
Now it's down on my medicaltıbbi recordskayıtlar that EleanorEleanor
81
204691
1443
Bu tıbbi kayıtlarıma; Eleanor bir televizyon kanalında
03:38
has delusionssanrılar that she's a televisiontelevizyon newshaber broadcasteryayın kuruluşu.
82
206134
4041
haber sunuculuğu yaptığına dair
hayaller görüyor' olarak geçti.
03:42
It was at this pointpuan that eventsolaylar beganbaşladı
83
210175
3449
Tam da bu noktada olaylar
03:45
to rapidlyhızla overtakesollamak me.
84
213624
2230
beni hızla aşmaya başladı.
03:47
A hospitalhastane admissiongiriş followedtakip etti, the first of manyçok,
85
215854
2396
Bunu bir hastane girişi takip etti, birçoğunun ilkiydi bu,
03:50
a diagnosisTanı of schizophreniaşizofreni camegeldi nextSonraki,
86
218250
2912
sonra da şizofreni tanısı geldi
03:53
and then, worsten kötü of all, a toxictoksik, tormentingişkence senseduyu
87
221162
3608
ve sonra, en kötüsü; kendime ve umutlarıma dair
03:56
of hopelessnessumutsuzluk, humiliationaşağılama and despairumutsuzluk
88
224770
3378
zehirli, işkence eden bir umutsuzluk,
04:00
about myselfkendim and my prospectsumutlar.
89
228148
2535
utanç ve çaresizlik duygusu...
04:02
But havingsahip olan been encouragedteşvik to see the voiceses
90
230683
2433
Sesi bir deneyim olarak değil ama
04:05
not as an experiencedeneyim but as a symptombelirti,
91
233116
2556
bir semptom olarak görmeye
teşvik edilmiş olduğumdan
04:07
my fearkorku and resistancedirenç towardskarşı it intensifiedyoğun.
92
235672
3096
korkum ve direncim yoğunlaştı.
04:10
Now essentiallyesasen, this representedtemsil takingalma
93
238768
2084
Şimdi, esas olarak bu durum,
04:12
an aggressiveagresif stanceduruş towardskarşı my ownkendi mindus,
94
240852
2052
kendi zihnime karşı aldığım
agresif bir tutumu temsil ediyordu
04:14
a kindtür of psychicMedyum civilsivil warsavaş,
95
242904
2391
bir tür psişik iç savaş
04:17
and in turndönüş this causedneden oldu the numbernumara of voicessesleri to increaseartırmak
96
245295
2934
ve bunun karşılığında seslerin artmasına sebep oldu,
04:20
and growbüyümek progressivelydevamlı olarak hostiledüşmanca and menacingtehditkar.
97
248229
3385
giderek düşmanlaşıyor ve tehdit edici oluyordu.
04:23
HelplesslyÇaresizce and hopelesslyumutsuzca, I beganbaşladı to retreatgeri çekilme
98
251614
3480
Çaresizce ve umutsuzca, kabusa benzeyen
04:27
into this nightmarishkabus inner worldDünya
99
255094
2139
iç dünyama kapanmaya başladım.
04:29
in whichhangi the voicessesleri were destinedkaderinde to becomeolmak
100
257233
1908
ki bu dünyada sesler, hem bana zarar veren
04:31
bothher ikisi de my persecutorsişkencecilerin and my only perceivedalgılanan companionsarkadaşları.
101
259141
4186
hem de algılayabildiğim tek arkadaşlarımdı.
04:35
They told me, for exampleörnek, that if I provedkanıtlanmış myselfkendim worthylayık
102
263327
3079
Örneğin, eğer onların yardımlarına
layık olduğumu kanıtlarsam
04:38
of theironların help, then they could changedeğişiklik my life
103
266406
1958
o zaman onlar, benim hayatımı değişebilir,
04:40
back to how it had been,
104
268364
1406
tıpkı eskiden olduğu hale getirebilirlerdi
04:41
and a seriesdizi of increasinglygiderek bizarretuhaf tasksgörevler was setset,
105
269770
2740
ve giderek daha da tuhaflaşan görevler gelmeye başladı,
04:44
a kindtür of laboremek of HerculesHerkül.
106
272510
2025
bir çeşit Herkül görevi.*
04:46
It startedbaşladı off quiteoldukça smallküçük, for exampleörnek,
107
274535
1961
Başlarda oldukça küçük görevlerdi, örneğin,
04:48
pullÇek out threeüç strandslifler of hairsaç,
108
276496
1716
üç tane saç teli çekmek gibi.
04:50
but graduallykademeli olarak it grewbüyüdü more extremeaşırı,
109
278212
1574
Ama yavaş yavaş aşırılaşmaya başladı,
04:51
culminatingsonuçlanan in commandskomutları to harmzarar myselfkendim,
110
279786
2337
kendime zarar vermek gibi emirlere dönüştü
04:54
and a particularlyözellikle dramaticdramatik instructiontalimat:
111
282123
2170
ve özellikle dramatik talimatlar haline geldi:
04:56
"You see that tutoröğretmen over there?
112
284293
1713
"Şurdaki öğretmeni görüyor musun?
04:58
You see that glassbardak of waterSu?
113
286006
1298
Şurdaki suyu görüyor musun?
04:59
Well, you have to go over and pourdökün it over him in frontön of the other studentsöğrencilerin."
114
287304
2798
O halde, gidip diğer öğrencilerin önünde suyu
onun üzerine dökmen gerek."
05:02
WhichHangi I actuallyaslında did, and whichhangi needlessgereksiz to say
115
290102
1947
ki bunu yaptım da ve söylemeye gerek yok belki ama
05:04
did not endearsevdirmek me to the facultyFakülte.
116
292049
1997
bu fakültede pek sevilmeme yol açmadı tabi.
05:06
In effectEfekt, a viciouskısır cycledevir of fearkorku, avoidancekaçınma,
117
294046
4304
Sonuç olarak, korku, kaçınma, güvensizlik
05:10
mistrustgüvensizlik and misunderstandingyanlış anlama had been establishedkurulmuş,
118
298350
2858
ve yanlış anlamalarla dolu bir kısır döndü oluşmuştu
05:13
and this was a battlesavaş in whichhangi I feltkeçe powerlessgüçsüz
119
301208
2752
ve bu, kendimi güçsüz hissettiğim bir savaştı,
05:15
and incapableaciz of establishingkurulması any kindtür of peaceBarış or reconciliationmutabakat.
120
303960
4377
her türlü barış ve uzlaşma kurabilmekten acizdim.
05:20
Two yearsyıl latersonra, and the deteriorationbozulma was dramaticdramatik.
121
308337
3658
İki yıl sonra rahatsızlığım dramatik bir şekilde ilerlemişti.
05:23
By now, I had the wholebütün frenziedCoşkun repertoirerepertuar:
122
311995
3708
Artık bütün o çılgın repertuara sahiptim:
05:27
terrifyingdehşet verici voicessesleri, grotesquegrotesk visionsvizyonları,
123
315703
2989
korkunç sesler, grotesk görüntüler,
05:30
bizarretuhaf, intractablezorlu delusionssanrılar.
124
318692
2768
tuhaf, inatçı sanrılar.
05:33
My mentalzihinsel healthsağlık statusdurum had been a catalystkatalizatör
125
321460
2196
Akıl sağlığım; ayrımcılık, sözlü taciz,
05:35
for discriminationayrımcılık, verbalsözlü abusetaciz,
126
323656
2589
fiziksel ve cinsel saldırılar için
05:38
and physicalfiziksel and sexualcinsel assaultsaldırı,
127
326245
2155
bir katalizör haline gelmişti
05:40
and I'd been told by my psychiatristpsikiyatrist,
128
328400
1763
ve psikiyatristim bana:
05:42
"EleanorEleanor, you'dşimdi etsen be better off with cancerkanser,
129
330163
2432
"Eleanor, kanser olsaydın
senin için daha iyi olurdu,
05:44
because cancerkanser is easierDaha kolay to cureÇare than schizophreniaşizofreni."
130
332595
3753
kanser tedavisi şizofreni tedavisinden kolaydır çünkü."
05:48
I'd been diagnosedtanısı, druggeduyuşturulmuş and discardedatılan,
131
336348
3392
Tanım konmuş, ilaçlarım verllmiş ve göz ardı edilmiştim
05:51
and was by now so tormentedişkence by the voicessesleri
132
339740
2076
ve bu zamana kadar sesler tarafından o kadar işkence görmüştüm ki
05:53
that I attemptedteşebbüs to drillmatkap a holedelik in my headkafa
133
341816
2205
onları kafamdan atmak için
05:56
in ordersipariş to get them out.
134
344021
2856
kafamda bir delik açma teşebbüsünde bulundum.
05:58
Now looking back on the wreckageenkaz and despairumutsuzluk of those yearsyıl,
135
346877
4101
Şimdi geriye dönüp, yıkım ve umutsuzlukla geçen o yıllara baktığımda,
06:02
it seemsgörünüyor to me now as if someonebirisi diedvefat etti in that placeyer,
136
350978
3070
sanki orada birisi ölmüş gibi geliyor
06:06
and yethenüz, someonebirisi elsebaşka was savedkaydedilmiş.
137
354048
3717
ve ardından, başka biri kurtuldu.
06:09
A brokenkırık and hauntedperili personkişi beganbaşladı that journeyseyahat,
138
357765
3314
Kırılmış ve lanetlenmiş bir insan başlamıştı o yolculuğa.
06:13
but the personkişi who emergedortaya was a survivorSurvivor
139
361079
2933
Ama ortaya çıkan kişi, hayatta kalmayı başaran kişiydi
06:16
and would ultimatelyen sonunda growbüyümek into the personkişi
140
364012
2274
ve sonuçta olmam gereken
06:18
I was destinedkaderinde to be.
141
366286
2124
kişiye dönüştüm.
06:20
ManyBirçok people have harmedzarar me in my life,
142
368410
2688
Birçok kişi bana hayatım boyunca zarar verdi
06:23
and I rememberhatırlamak them all,
143
371098
1494
ve ben hepsini hatırlıyorum.
06:24
but the memorieshatıralar growbüyümek palesoluk and faintbaygın
144
372592
2801
Ama bana yardımcı olan insanlar ile karşılaştırınca onlar
06:27
in comparisonkarşılaştırma with the people who'veettik kim helpedyardım etti me.
145
375393
3692
solgun ve silik anılar haline geldiler.
06:31
The fellowadam survivorsHayatta kalanlar, the fellowadam voice-hearersses-hearers,
146
379085
2620
Kurtulan arkadaşlar, diğer ses duyan insanlar,
06:33
the comradesYoldaşlar and collaboratorsortak çalışanlar;
147
381705
2272
yoldaşlar ve birlikte çalıştıklarım;
06:35
the motheranne who never gaveverdi up on me,
148
383977
2328
Benden asla vazgeçmeyen,
06:38
who knewbiliyordum that one day I would come back to her
149
386305
2608
bir gün ona geri geleceğimi bilen
06:40
and was willingistekli to wait for me for as long as it tookaldı;
150
388913
3670
ve ne kadar sürerse sürsün
beklemeye razı olan annem;
06:44
the doctordoktor who only workedişlenmiş with me for a briefkısa time
151
392583
2537
benimle sadece kısa bir süre için çalışan ama
06:47
but who reinforcedtakviyeli his beliefinanç that recoveryKurtarma
152
395120
1954
tedavinin yalnızca mümkün olduğu değil
06:49
was not only possiblemümkün but inevitablekaçınılmaz,
153
397074
2432
aynı zamanda kaçınılmaz olduğu inancını pekiştiren,
06:51
and duringsırasında a devastatingyıkıcı perioddönem of relapsenüks
154
399506
2403
o tekrarlayan, yıkıcı dönemde dehşete düşmüş aileme
06:53
told my terrifieddehşete familyaile, "Don't give up hopeumut.
155
401909
2900
"Umudunuzu yitirmeyin" diyen doktor.
06:56
I believe that EleanorEleanor can get throughvasitasiyla this.
156
404809
3013
"Eleanor bunu atlatabilir.
06:59
SometimesBazen, you know, it snowskar yağışı as lategeç as MayMayıs,
157
407822
2838
Bilirsiniz, bazen Mayıs'a kadar kar yağmaz,
07:02
but summeryaz always comesgeliyor eventuallysonunda."
158
410660
3426
Ama her zaman, sonunda yaz gelir."
07:06
FourteenOn dört minutesdakika is not enoughyeterli time
159
414086
1854
On dört dakika, benim için, benimle birlikte savaşan
07:07
to fullytamamen creditkredi those good and generouscömert people
160
415940
2936
o ıssız ve acı dolu yerden geri geldiğimde
07:10
who foughtkavga etti with me and for me
161
418876
1977
bana hoş geldin diyebilmek için bekleyen
07:12
and who waitedbekledi to welcomeHoşgeldiniz me back
162
420853
1799
tüm o cömert ve iyi insanların
hakkını vermek için
07:14
from that agonizedkarar kıldım, lonelyyalnız placeyer.
163
422652
2499
yeterli bir zaman değil
07:17
But togetherbirlikte, they forgeddövme a blendkarışım of couragecesaret,
164
425151
2137
Ama hep birlikte, bir çeşit cesaret, yaratıcılık,
07:19
creativityyaratıcılık, integritybütünlük, and an unshakeableSARSILMAZ beliefinanç
165
427288
3616
dürüstlük ve sarsılmaz bir inanç bütünlüğü yaratarak
07:22
that my shatteredparamparça selföz could becomeolmak healediyileşti and wholebütün.
166
430904
3849
parçalanmış benliğimin iyileşmesini ve bütünleşmesini sağladılar.
07:26
I used to say that these people savedkaydedilmiş me,
167
434753
1900
Eskiden bu insanların beni kurtardıklarını söylerdim,
07:28
but what I now know is they did something
168
436653
1370
ama şimdi, bundan da önemli bir şeyi,
07:30
even more importantönemli in that they empoweredgüçlenmiş me
169
438023
2648
kendi kendimi kurtarabilmem için
07:32
to savekayıt etmek myselfkendim,
170
440671
1622
bana güç verdiklerini biliyorum
07:34
and cruciallyEn önemlisi, they helpedyardım etti me to understandanlama something
171
442293
2514
ve en önemlisi, her zaman şüphelendiğim bir şeyi
07:36
whichhangi I'd always suspectedşüpheli:
172
444807
1614
anlamama yardımcı oldular:
07:38
that my voicessesleri were a meaningfulanlamlı responsetepki
173
446421
2388
duyduğum seslerin travmatik yaşam olayları, özellikle de
07:40
to traumatictravmatik life eventsolaylar, particularlyözellikle childhoodçocukluk eventsolaylar,
174
448809
2950
çocukukta yaşadıklarıma karşı verilen anlamlı bir tepki olduğunu
07:43
and as suchböyle were not my enemiesdüşmanları
175
451759
1849
ve bu nedenle seslerin düşmanım değil,
07:45
but a sourcekaynak of insightIçgörü into solvableçözülebilir emotionalduygusal problemssorunlar.
176
453608
4752
çözülmesi mümkün duygusal sorunlara dair bir içgörü kaynağı olduklarını...
07:50
Now, at first, this was very difficultzor to believe,
177
458360
3070
Elbette başta buna inanmak oldukça zordu,
07:53
not leasten az because the voicessesleri appearedortaya çıktı so hostiledüşmanca
178
461430
2374
çünkü sesler o kadar düşmanca ve tehditkardı ki
07:55
and menacingtehditkar, so in this respectsaygı, a vitalhayati first stepadım
179
463804
3346
bu açıdan hayati önem arzeden o ilk adım
07:59
was learningöğrenme to separateayrı out a metaphoricalMecazi meaninganlam
180
467150
2715
önceleri katıksız gerçek olarak algıladığım
08:01
from what I'd previouslyÖnceden interpretedYorumlanan to be a literalkelimesi kelimesine truthhakikat.
181
469865
3778
mecazi anlamları ayıklamayı öğrenmek oldu
08:05
So for exampleörnek, voicessesleri whichhangi threatenedtehdit to attacksaldırı my home
182
473643
3150
Örneğin, evime saldırmakla tehdit eden sesleri
08:08
I learnedbilgili to interpretyorumlamak as my ownkendi senseduyu of fearkorku
183
476793
2729
gerçek, nesnel bir tehlike yerine
08:11
and insecuritygüvensizlik in the worldDünya, ratherdaha doğrusu than an actualgerçek, objectiveamaç dangerTehlike.
184
479522
3658
dünyaya karşı hissettiğim korku ve güvensizlik duygusu olarak yorumlamayı öğrendim.
08:15
Now at first, I would have believedinanılır them.
185
483180
2156
Başta onlara inanıyordum.
08:17
I rememberhatırlamak, for exampleörnek, sittingoturma up one night
186
485336
1572
Örneğin, bir gece annemlerin odasının dışında oturduğumu,
08:18
on guardbekçi outsidedışında my parents'Anne babamın roomoda to protectkorumak them
187
486908
2470
onları, gerçek olduklarına inandığım seslerden
08:21
from what I thought was a genuinehakiki threattehdit from the voicessesleri.
188
489378
3244
korumak için tetikte olduğumu hatırlıyorum.
08:24
Because I'd had suchböyle a badkötü problemsorun with self-injuryKendini yaralama
189
492622
2514
Kendi kendimi yaralamak gibi kötü bir alışkanlığım olduğu için
08:27
that mostçoğu of the cutleryçatal bıçak takımı in the houseev had been hiddengizli,
190
495136
2441
evdeki çatalların çoğunu gizlemişlerdi,
08:29
so I endedbitti up arminghazırlanıyor myselfkendim with a plasticplastik forkçatal,
191
497577
2649
ben de bu yüzden kendimi plastik çatalla silahlandırmıştım sonunda,
08:32
kindtür of like picnicpiknik waretesisat, and sortçeşit of satoturdu outsidedışında the roomoda
192
500226
2607
bir çeşit piknik eşyasıydı ve ben odanın dışında
08:34
clutchingtutarak it and waitingbekleme to springbahar into actionaksiyon should anything happenolmak.
193
502833
3893
çatalı kavramış, harekete geçmek için bekler vaziyetteydim.
08:38
It was like, "Don't messdağınıklık with me.
194
506726
1672
Sanki "Benimle uğraşma" der gibi.
08:40
I've got a plasticplastik forkçatal, don't you know?"
195
508398
2733
"Plastik çatalım var, görmüyor musun?"
08:43
StrategicStratejik.
196
511131
1480
Stratejik.
08:44
But a latersonra responsetepki, and much more usefulişe yarar,
197
512611
2606
Ancak sonraları verdiğim ve
çok daha faydalı olan bir tepki,
08:47
would be to try and deconstructDeconstruct the messagemesaj behindarkasında the wordskelimeler,
198
515217
4419
kelimelerin ardında yatan mesajı çözümlemek oldu.
08:51
so when the voicessesleri warneduyardı me not to leaveayrılmak the houseev,
199
519636
3021
Örneğin, sesler beni evden çıkmamam için uyardığı zaman
08:54
then I would thank them for drawingçizim my attentionDikkat
200
522657
2076
dikkatimi, kendimi ne kadar güvensiz hissettiğime çektikleri için
08:56
to how unsafegüvenli olmayan I feltkeçe --
201
524733
1217
onlara teşekkür ediyordum,
08:57
because if I was awarefarkında of it, then I could do something positivepozitif about it --
202
525950
2893
çünkü bunun farkında olursam eğer, bu konuda olumlu bir şey yapabilirdim --
09:00
but go on to reassuregüven vermek bothher ikisi de them and myselfkendim
203
528843
2487
ve hem onları hem de kendimi,
artık güvende olduğumuza
09:03
that we were safekasa and didn't need to feel frightenedkorkmuş anymoreartık.
204
531330
3499
ve korkmamıza gerek olmadığına dair güven veriyordum.
09:06
I would setset boundariessınırları for the voicessesleri,
205
534829
1489
Sesler için sınırlar belirliyordum
09:08
and try to interactetkileşim with them in a way that was assertiveiddialı
206
536318
2250
ve iddialı bir şekilde etkileşimde bulunmaya çalışıyordum
09:10
yethenüz respectfulsaygılı, establishingkurulması a slowyavaş processsüreç
207
538568
2745
ancak saygılı; iletişim ve işbirliğine dayalı
09:13
of communicationiletişim and collaborationişbirliği
208
541313
2356
yavaş bir süreç oluşturarak,
09:15
in whichhangi we could learnöğrenmek to work togetherbirlikte and supportdestek one anotherbir diğeri.
209
543669
3299
böylece birlikte çalışabilir ve birbirimize destek olmayı öğrenebilirdik.
09:18
ThroughoutBoyunca all of this, what I would ultimatelyen sonunda realizegerçekleştirmek
210
546968
2381
Tüm bu olanlardan sonra, en nihayetinde anlayacağım şey şuydu:
09:21
was that eachher voiceses was closelyyakından relatedilgili
211
549349
2147
Her bir ses, belirli bir özelliğimle yakından ilişkiliydi
09:23
to aspectsyönleri of myselfkendim, and that eachher of them
212
551496
2309
ve daha önce üzerine gitme ya da
09:25
carriedtaşınan overwhelmingezici emotionsduygular that I'd never had
213
553805
2047
çözümleme fırsatı bulamadığım
09:27
an opportunityfırsat to processsüreç or resolveçözmek,
214
555852
2341
bunaltıcı duygular barındırıyordu;
09:30
memorieshatıralar of sexualcinsel traumaTravma and abusetaciz,
215
558193
2560
cinsel travma ve taciz,
09:32
of angeröfke, shameutanç, guiltsuçluluk, lowdüşük self-worthöz-değer.
216
560753
2911
öfke, utanç, suçluluk, düşük öz-değer ile ilgili anılar.
09:35
The voicessesleri tookaldı the placeyer of this painAğrı
217
563664
2500
Sesler bu acıların yerini alıp
09:38
and gaveverdi wordskelimeler to it,
218
566164
1487
onları kelimelere dönüştürdü
09:39
and possiblybelki one of the greatestEn büyük revelationsâyetlerini
219
567651
1839
ve muhtemelen en büyük
aydınlanmalarımdan biri
09:41
was when I realizedgerçekleştirilen that the mostçoğu hostiledüşmanca and aggressiveagresif voicessesleri
220
569490
3000
en saldırgan ve agresif seslerin
09:44
actuallyaslında representedtemsil the partsparçalar of me
221
572490
1747
aslında en çok yara almış yanlarım
09:46
that had been hurtcanını yakmak mostçoğu profoundlyderinden,
222
574237
2237
olduklarını anlamaktı
09:48
and as suchböyle, it was these voicessesleri
223
576474
2152
ve bu nedenle, bu sesler
09:50
that neededgerekli to be showngösterilen the greatestEn büyük compassionmerhamet and carebakım.
224
578626
3342
en fazla şefkat ve ilgi gösterilmesi gereken seslerdi.
09:53
It was armedSilahlı with this knowledgebilgi that ultimatelyen sonunda
225
581968
3015
Bu bilgilerle donatılmış
olarak sonunda ben,
09:56
I would gathertoplamak togetherbirlikte my shatteredparamparça selföz,
226
584983
2288
parçalanmış benliğimi bir araya getirecektim.
09:59
eachher fragmentparça representedtemsil by a differentfarklı voiceses,
227
587271
2615
Her bir parçam farklı bir ses tarafından temsil ediliyordu,
10:01
graduallykademeli olarak withdrawçekilme from all my medicationilaç,
228
589886
2051
yavaş yavaş ilaçları bırakmaya başladım
10:03
and returndönüş to psychiatryPsikiyatri, only this time from the other sideyan.
229
591937
4688
ve psikiyatriye, bu sefer öteki taraftan geri döndüm.
10:08
TenOn yearsyıl after the voiceses first camegeldi, I finallyen sonunda graduatedmezun,
230
596625
3598
Sonunda, sesin gelişinden on yıl sonra,
10:12
this time with the highesten yüksek degreederece in psychologyPsikoloji
231
600223
1894
Psikoloji bölümünde üniversitenin
bu zamana kadar verdiği en yüksek derece ile
10:14
the universityÜniversite had ever givenverilmiş, and one yearyıl latersonra,
232
602117
2458
mezun oldum ve bir yıl sonra
10:16
the highesten yüksek mastersyüksek lisans, whichhangi shall-acak we say
233
604575
1779
en iyi yüksek lisans derecesi ile bitirdim, ki bu da
10:18
isn't badkötü for a madwomandeli.
234
606354
1826
deli bir kadın için fena sayılmaz.
10:20
In factgerçek, one of the voicessesleri actuallyaslında dictateddikte the answerscevaplar
235
608180
2409
Aslında, bir sınav sırasında seslerden biri
10:22
duringsırasında the examsınav, whichhangi technicallyteknik olarak possiblybelki countssayımları as cheatinghile.
236
610589
3230
cevapları bana dikte etmişti, ki bu teknik açıdan muhtemelen hile sayılır.
10:25
(LaughterKahkaha)
237
613819
1683
(Kahkahalar)
10:27
And to be honestdürüst, sometimesara sıra I quiteoldukça enjoyedzevk theironların attentionDikkat as well.
238
615502
2734
Ve dürüst olmak gerekirse, bazen onların ilgisi baya hoşuma gidiyordu.
10:30
As OscarOscar WildeWilde has said, the only thing worsedaha da kötüsü
239
618236
1553
Oscar Wilde'ın dediği gibi, hakkında konuşuluyor olmasından
10:31
than beingolmak talkedkonuştuk about is not beingolmak talkedkonuştuk about.
240
619789
3131
daha kötü bir şey varsa, o da hakkında konuşulmuyor olmasıdır.
10:34
It alsoAyrıca makesmarkaları you very good at eavesdroppinggizlice dinleme,
241
622920
2072
Ayrıca sizi çok iyi bir kulak misafiri yapıyor,
10:36
because you can listen to two conversationskonuşmaları simultaneouslyeşzamanlı.
242
624992
2323
çünkü aynı anda iki konuşmayı birden dinleyebiliyorsunuz.
10:39
So it's not all badkötü.
243
627315
1895
Hiç de kötü değil.
10:41
I workedişlenmiş in mentalzihinsel healthsağlık servicesHizmetler,
244
629210
1543
Zihinsel Sağlık Hizmetleri'nde çalıştım,
10:42
I spokekonuştu at conferenceskonferanslar,
245
630753
2369
konferanslarda konuştum,
10:45
I publishedyayınlanan bookkitap chaptersbölümler and academicakademik articleshaberler,
246
633122
2268
kitap bölümleri ve akademik makaleler yayınlandım
10:47
and I arguedsavundu, and continuedevam et to do so,
247
635390
2832
ve şimdi size anlatacağım kavramı tartıştım
10:50
the relevanceilgi of the followingtakip etme conceptkavram:
248
638222
2244
ve bunu tartışmaya devam edeceğim:
10:52
that an importantönemli questionsoru in psychiatryPsikiyatri
249
640466
2252
Psikiyatri'de sorulması gereken önemli bir sorunun
10:54
shouldn'tolmamalı be what's wrongyanlış with you
250
642718
1543
"Senin sorunun ne?" değil
10:56
but ratherdaha doğrusu what's happenedolmuş to you.
251
644261
2705
"Sana ne oldu?" olması gerektiği...
10:58
And all the while, I listeneddinlenen to my voicessesleri,
252
646966
2862
Sonuç olarak, onca zaman boyunca
11:01
with whomkime I'd finallyen sonunda learnedbilgili to livecanlı with peaceBarış and respectsaygı
253
649828
2604
huzur ve saygı çerçevesi içinde
birlikte yaşamayı öğrendiğim sesleri dinledim
11:04
and whichhangi in turndönüş reflectedyansıyan a growingbüyüyen senseduyu
254
652432
2396
ve karşılığında, kendime karşı bir şefkat duygusu,
11:06
of compassionmerhamet, acceptancekabul and respectsaygı towardskarşı myselfkendim.
255
654828
3663
kabul ve saygı olarak yansıdı.
11:10
And I rememberhatırlamak the mostçoğu movinghareketli and extraordinaryolağanüstü momentan
256
658491
3158
En inanılmaz ve dokunaklı anın ise
11:13
when supportingDestek anotherbir diğeri younggenç womankadın who was terrorizedterörize by her voicessesleri,
257
661649
2930
seslerden dehşete düşmüş başka
bir genç kadına yardım ederken
11:16
and becomingolma fullytamamen awarefarkında, for the very first time,
258
664579
2599
ilk defa, artık bu şekilde hissetmediğimi
11:19
that I no longeruzun feltkeçe that way myselfkendim
259
667178
2676
fark ettiğim zaman olduğunu hatırlıyorum.
11:21
but was finallyen sonunda ableyapabilmek to help someonebirisi elsebaşka who was.
260
669854
3724
Sonunda başkasına yardım etmem mümkün olmuştu.
11:25
I'm now very proudgururlu to be a partBölüm of Intervoiceİntervoice,
261
673578
3568
Şimdi Intervoice'un bir parçası olmaktan gurur duyuyorum,
11:29
the organizationalörgütsel bodyvücut of the InternationalUluslararası Hearingİşitme VoicesSesler MovementHareketi,
262
677146
3969
Uluslararası Ses İşitme Hareketi'nin organizasyonel kuruluşu,
11:33
an initiativegirişim inspiredyaratıcı by the work of ProfessorProfesör MariusMarius RommeRomme
263
681115
3383
Profesör Marius Romme ve Dr Sandra Escher'in çalışmasından
11:36
and DrDr. SandraSandra EscherEscher,
264
684498
1252
ilham alan bir girişim, sesler duymayı
11:37
whichhangi locatesbulur voiceses hearingişitme as a survivalhayatta kalma strategystrateji,
265
685750
3196
bir hayatta kalma stratejisi olarak konumluyor,
11:40
a saneaklı başında reactionreaksiyon to insanedeli circumstanceskoşullar,
266
688946
3366
akıldışı şartlara karşı aklı başında bir tepki olarak,
11:44
not as an aberrantanormal symptombelirti of schizophreniaşizofreni to be enduredkatlandığımız,
267
692312
3659
anormal bir şizofreni semptomu olarak değil,
11:47
but a complexkarmaşık, significantönemli and meaningfulanlamlı experiencedeneyim
268
695971
3264
keşfedilmesi gereken karmaşık, önemli ve anlamlı
11:51
to be exploredaraştırdı.
269
699235
2324
bir deneyim olarak.
11:53
TogetherBirlikte, we envisageöngörmektedir and enactkararnameler a societytoplum
270
701559
2283
Birlikte, sesler duymayı anlayan ve saygı duyan
11:55
that understandsanlar and respectssaygılar voiceses hearingişitme,
271
703842
2477
bir toplum öngörüyor ve harekete geçiriyoruz,
11:58
supportsdestekler the needsihtiyaçlar of individualsbireyler who hearduymak voicessesleri,
272
706319
2313
sesler duyan bireylerin ihtiyaçlarını destekleyen
12:00
and whichhangi valuesdeğerler them as fulltam citizensvatandaşlar.
273
708632
3373
ve onlara tam bir vatandaş olarak değer veren.
12:04
This typetip of societytoplum is not only possiblemümkün,
274
712005
2286
Bu tarz bir toplum yalnızca mümkün değil,
12:06
it's alreadyzaten on its way.
275
714291
2012
zaten yola çıkmış durumda.
12:08
To paraphrasetefsir ChavezChavez, oncebir Zamanlar socialsosyal changedeğişiklik beginsbaşlar,
276
716303
3794
Chavez'e ithafta bulunmak gerekirse, sosyal değişim bir kez başladığında
12:12
it cannotyapamam be reversedters.
277
720097
2092
geri alınamaz.
12:14
You cannotyapamam humiliateküçük düşürmek the personkişi who feelshissediyor pridegurur.
278
722189
3227
Kendisiyle gururlanan kişiyi aşağılayamazsın.
12:17
You cannotyapamam oppressbaskı yapmak the people
279
725416
1791
Artık korku duymayan insanlara
12:19
who are not afraidkorkmuş anymoreartık.
280
727207
2484
baskı uygulayamazsın.
12:21
For me, the achievementsbaşarıları of the Hearingİşitme VoicesSesler MovementHareketi
281
729691
2559
Benim için Ses İşitme Hareketi'nin başarıları
12:24
are a reminderuyarı mektubu that empathyempati, fellowshipArkadaş grubu,
282
732250
2519
empatinin, arkadaşlığın, adalet ve saygının
12:26
justiceadalet and respectsaygı are more than wordskelimeler;
283
734769
2744
yalnızca kelimelerden ibaret olmadığını,
12:29
they are convictionsmahkumiyet and beliefsinançlar,
284
737513
2611
bunların kanaat ve inançlar olduğunu
12:32
and that beliefsinançlar can changedeğişiklik the worldDünya.
285
740124
2486
ve inançların dünyayı değiştirebileceğini hatırlatıyor.
12:34
In the last 20 yearsyıl, the Hearingİşitme VoicesSesler MovementHareketi
286
742610
2775
Son 20 yılda, Ses İşitme Hareketi
12:37
has establishedkurulmuş hearingişitme voicessesleri networksağlar
287
745385
2212
beş kıtada, 26 ülkede
12:39
in 26 countriesülkeler acrosskarşısında fivebeş continentskıtalar,
288
747597
2991
ses işitme ağları kurdu,
12:42
workingçalışma togetherbirlikte to promotedesteklemek dignityhaysiyet, solidarityDayanışma
289
750588
3369
dayanışma, saygınlık ve zihinsel sıkıntı içindeki bireylerin
12:45
and empowermentgüçlenme for individualsbireyler in mentalzihinsel distresssıkıntı,
290
753957
3066
güçlendirilmesi için birlikte çalışıyor,
12:49
to createyaratmak a newyeni languagedil and practiceuygulama of hopeumut,
291
757023
3265
yeni bir dil ve umut pratiği oluşturmak için
12:52
whichhangi, at its very centermerkez, liesyalanlar an unshakableSARSILMAZ beliefinanç
292
760288
3944
ki bunun da temelinde, bireysel güce dair
12:56
in the powergüç of the individualbireysel.
293
764232
2890
sarsılmaz bir inanç yatıyor.
12:59
As PeterPeter LevineLevine has said, the humaninsan animalhayvan
294
767122
2921
Peter Levine'in dediği gibi; insan hayvanı
13:02
is a uniquebenzersiz beingolmak
295
770043
1652
benzersiz bir varlıktır,
13:03
endoweddonatılmış with an instinctualiçgüdüsel capacitykapasite to healiyileşmek
296
771695
3374
iyileşmek için içgüdüsel bir kapasiteye ve bu doğuştan gelen
13:07
and the intellectualentellektüel spiritruh to harnesskoşum this innateDoğuştan gelen capacitykapasite.
297
775069
4211
kapasiteyi dizginleyecek entellektüel ruha sahiptir.
13:11
In this respectsaygı, for membersüyeler of societytoplum,
298
779280
2484
Bu bağlamda, toplumun üyeleri için
13:13
there is no greaterbüyük honorOnur or privilegeayrıcalık
299
781764
2493
bir insanın iyileşme sürecini kolaylaştırmaktan
13:16
than facilitatingkolaylaştırılması that processsüreç of healingşifa for someonebirisi,
300
784257
2660
birine elini uzatmak, ona tanıklık etmek,
13:18
to bearayı witnesstanık, to reachulaşmak out a handel,
301
786917
2946
birinin acısının yükünü paylaşmaktan
13:21
to sharepay the burdenyük of someone'sbirisi var sufferingçile,
302
789863
2363
ve iyileşeceği umudunu korumaktan
13:24
and to holdambar the hopeumut for theironların recoveryKurtarma.
303
792226
3074
daha büyük bir onur ve ayrıcalık yoktur,
13:27
And likewiseaynı şekilde, for survivorsHayatta kalanlar of distresssıkıntı and adversitysıkıntı,
304
795300
2529
Aynı şekilde, sıkıntı ve güçlükten kurtulanlar için
13:29
that we rememberhatırlamak we don't have to livecanlı our liveshayatları
305
797829
2579
yaşamlarımızı,sonsuza kadar
bize zarar veren şeyler üzerinden
13:32
foreversonsuza dek definedtanımlanmış by the damagingzarar things that have happenedolmuş to us.
306
800408
3712
tanımlamak zorunda olmadığımızı hatırlatıyor.
13:36
We are uniquebenzersiz. We are irreplaceableyeri doldurulamaz.
307
804120
2509
Biz benzersiz. Bizim yerimiz doldurulamaz.
13:38
What liesyalanlar withiniçinde us can never be trulygerçekten colonizedkolonize,
308
806629
2717
İçimizde yatan şey asla gerçekten sömürülemez,
13:41
contortedçarpılmış, or takenalınmış away.
309
809346
2356
alınamaz veya çarpıtılamaz.
13:43
The lightışık never goesgider out.
310
811702
4098
Işık asla yok olmaz.
13:47
As a very wonderfulolağanüstü doctordoktor oncebir Zamanlar said to me,
311
815800
2110
Harika bir doktorun bana bir zamanlar dediği gibi,
13:49
"Don't tell me what other people have told you about yourselfkendin.
312
817910
3251
"Bana diğer insanların seninle ilgili anlattıklarını anlatma.
13:53
Tell me about you."
313
821161
3051
Bana kendinden bahset."
13:56
Thank you.
314
824212
1806
Teşekkür ederim.
13:58
(ApplauseAlkış)
315
826018
5524
(Alkış)
Translated by duygu Sezgin
Reviewed by Hasan Mete

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Eleanor Longden - Research psychologist
Eleanor Longden overcame her diagnosis of schizophrenia to earn a master’s in psychology and demonstrate that the voices in her head were “a sane reaction to insane circumstances.”

Why you should listen
Despite what traditional medicine may opine, Eleanor Longden isn’t crazy -- and neither are many other people who hear voices in their heads. In fact, the psychic phenomenon is a “creative and ingenious survival strategy” that should be seen “not as an abstract symptom of illness to be endured, but as complex, significant, and meaningful experience to be explored,” the British psychology researcher says.
 
Longden spent many years in the psychiatric system before earning a BSc and an MSc in psychology, the highest classifications ever granted by the University of Leeds, England. Today she is studying for her PhD, and lectures and writes about recovery-oriented approaches to psychosis, dissociation and complex trauma.
More profile about the speaker
Eleanor Longden | Speaker | TED.com