ABOUT THE SPEAKER
Maira Kalman - Illustrator, author
Maira Kalman's wise, witty drawings have appeared on numberless New Yorker covers, in a dozen children's books, and throughout the pages of the Elements of Style. Her latest book, The Principles of Uncertainty, is the result of a year-long illustrated blog she kept for the New York Times.

Why you should listen

Children know Maira Kalman for her series of Max storybooks, adults for her New Yorker covers and the gotta-have-it illustrated version of the Elements of Style -- simple proof that her sensibility blends a childlike delight with a grownup's wry take on the world.

With her husband, the legendary designer and art director Tibor Kalman, Maira spent several decades designing objets and assembling books like (un)FASHION. But after Tibor's untimely death in 1999, Maira herself became a cultural force. Her colorful, faux-naif illustrations -- and her very perspective -- tap a desire in all of us to look at the world the way she does.

Her latest book, The Principles of Uncertainty, is perhaps the most complete expression of Maira's worldview. Based on a monthly blog she kept for the New York Times website for one year, it is filled with carefully observed moments and briskly captured thoughts, an omnivore's view of life in the modern world.

More profile about the speaker
Maira Kalman | Speaker | TED.com
TED2007

Maira Kalman: The illustrated woman

Maria Kalman, resmedilen Kadın

Filmed:
805,010 views

Yazar ve çizer olan Maria Kalman hayatından ve işinden, New Yorker için hazırladığı kapaklar dan çocuklar ve yetişkinler için yazdığı kitaplarından bahsediyor. Kitaplarında olduğu gibi, kişiliğinde de şahane, akıllı ve umarsız bir hoşluktadır.
- Illustrator, author
Maira Kalman's wise, witty drawings have appeared on numberless New Yorker covers, in a dozen children's books, and throughout the pages of the Elements of Style. Her latest book, The Principles of Uncertainty, is the result of a year-long illustrated blog she kept for the New York Times. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:25
What I am always thinkingdüşünme about
0
0
3000
Her zaman düşündüğüm şey...
00:28
is what this sessionoturum, toplantı, celse is about, whichhangi is calleddenilen simplicitybasitlik.
1
3000
4000
...bu oturumun da konusu olan şey, yani basitlik.
00:32
And almostneredeyse, I would almostneredeyse call it beingolmak simple-mindedbasit,
2
7000
4000
Ve hemen hemen, ben buna kelimenin tam anlamıyla,...
00:36
but in the besten iyi senseduyu of the wordsözcük.
3
11000
2000
...sade fikirli olmak, demeyi tercih ediyorum.
00:38
I'm tryingçalışıyor to figureşekil out two very simplebasit things:
4
13000
3000
Çok basit iki şeyin ne olduğunu çözmeye çalışıyorum:...
00:42
how to livecanlı and how to dieölmek, perioddönem.
5
17000
2000
...nasıl yaşamalı ve nasıl ölmeli, arasında ki zaman süreci.
00:44
That's all I'm tryingçalışıyor to do, all day long.
6
19000
2000
Gün boyunca yapmaya çalıştığım bundan ibaret.
00:46
And I'm alsoAyrıca tryingçalışıyor to have some mealsyemek, and have some snacksaperatifler,
7
21000
3000
Ve bu arada biraz yemek yiyip, biraz atıştırıyorum...
00:49
and, you know, and yellbağırma at my childrençocuklar, and do all the normalnormal things
8
24000
4000
...çocuklarıma bağırıyorum ve bilirsiniz, hayatınıza devam etmenizi sağlayan...
00:53
that keep you groundedtopraklı.
9
28000
2000
...tüm bu olağan şeyleri yapıyorum.
00:56
So, I was fortunateşanslı enoughyeterli to be borndoğmuş a very dreamyrüya gibi childçocuk.
10
31000
7000
Hayalperest bir çocuk olarak doğduğum için oldukça şanslıydım.
01:03
My olderdaha eski sisterkız kardeş was busymeşgul torturingişkence my parentsebeveyn,
11
38000
4000
Ablam aileme işkence etmekle meşguldü,...
01:07
and they were busymeşgul torturingişkence her.
12
42000
2000
...ve ailem de ona işkence etmekle meşguldü.
01:09
I was luckyşanslı enoughyeterli to be completelytamamen ignoredihmal,
13
44000
3000
Tamamen görmezden gelindiğim için şanslıydım...
01:12
whichhangi is a fabulousharika thing, actuallyaslında, I want to tell you.
14
47000
2000
...asıl söylemek istediğim, bu inanılmaz bir şey.
01:14
So, I was ableyapabilmek to completelytamamen daydreamdaydream my way throughvasitasiyla my life.
15
49000
4000
Böylece tüm hayatım boyunca tamamen hayal ettiğim yolu çizebildim.
01:20
And I finallyen sonunda daydreamedDaydreamed my way into NYUNYU, at a very good time, in 1967,
16
55000
6000
Ve sonunda hayal ettiğim yol çok güzel vakit geçirdiğim NYU' ne düştü --1967 yılında,...
01:27
where I metmet a man who was tryingçalışıyor to blowdarbe up the mathmatematik buildingbina of NYUNYU.
17
62000
5000
...NYU' nun matematik binasını havaya uçurmaya çalışan bir adamla tanıştım.
01:33
And I was writingyazı terriblekorkunç poetryşiir and knittingörgü sweatersKazak for him.
18
68000
4000
Berbat şiirler yazıyor ve onun için kazaklar örüyordum.
01:37
And feministsfeministler hatednefret edilen us, and the wholebütün thing was wretchedsefil
19
72000
5000
Feministler bizden nefret etmişlerdi, başından sonuna kadar...
01:42
from beginningbaşlangıç to endson.
20
77000
2000
...her şey berbattı.
01:44
But I kepttuttu writingyazı badkötü poetryşiir, and he didn't blowdarbe up the mathmatematik buildingbina,
21
79000
4000
Ben berbat şiirler yazmaya devam ettim, o ise matematik binasını havaya uçurmadı...
01:48
but he wentgitti to CubaKüba.
22
83000
1000
...ama Küba'ya gitti.
01:49
But I gaveverdi him the moneypara, because I was from RiverdaleRiverdale
23
84000
2000
Fakat giderken ona para verdim, çünkü Riverdale' ydım...
01:51
so I had more moneypara than he did.
24
86000
2000
...bu nedenle ondan daha çok param vardı.
01:53
(LaughterKahkaha)
25
88000
1000
(Gülüşmeler)
01:54
And that was a good thing to help, you know, the causesebeb olmak.
26
89000
3000
Bilirsiniz, belli bir amaç için yardımcı olmak iyi bir şeydir.
01:58
But, then he camegeldi back, and things happenedolmuş,
27
93000
4000
Fakat, daha sonra o geri döndü ve birtakım şeyler oldu,...
02:02
and I decidedkarar I really hatednefret edilen my writingyazı,
28
97000
3000
...ve ben yazdıklarımdan gerçekten nefret ettiğimi anladım,...
02:05
that it was awfulkorkunç, awfulkorkunç, purplemor prosenesir.
29
100000
4000
...öyle ki bir avuç duygu sömürüsünden ibaret berbat yazılardı.
02:09
And I decidedkarar that I wanted to tell --
30
104000
2000
Ve anlatmak istediğime karar verdim,...
02:11
but I still wanted to tell a narrativeöykü storyÖykü
31
106000
2000
...bir hikaye anlatmak istiyordum...
02:13
and I still wanted to tell my storieshikayeleri.
32
108000
2000
...ama yinede kendi hikayelerimi anlatmak istiyordum.
02:15
So I decidedkarar that I would startbaşlama to drawçekmek. How hardzor could that be?
33
110000
3000
Böylece resim çizmeye başladım. Ne kadar zor olabilirdi ki?
02:18
And so what happenedolmuş was that I startedbaşladı
34
113000
5000
Ve dahası, bu işe bir editör çizer olarak...
02:23
just becomingolma an editorialyazı işleri illustratorressam throughvasitasiyla, you know,
35
118000
3000
...başladım, yani,...
02:26
sheersırf whateverher neyse, sheersırf ignorancecehalet.
36
121000
3000
...tam anlamıyla cahil cesaretiydi.
02:29
And we startedbaşladı a studiostüdyo.
37
124000
2000
Ve bir stüdyo açtık...
02:31
Well, TiborTibor really startedbaşladı the studiostüdyo, calleddenilen M&CoCo.
38
126000
2000
...aslında, stüdyoyu açan esas kişi Tibor' du, ismini de M ve Grup' u koydu.
02:33
And the premiseöncül of M&CoCo was, we don't know anything,
39
128000
4000
M ve Grup önermesi ile ilgili, hiçbir şey bilmiyorduk...
02:37
but that's all right, we're going to do it anywayneyse.
40
132000
2000
...ama sorun değil, başarmak için elimizden geleni yapacaktık.
02:39
And as a mattermadde of factgerçek, it's better not to know anything,
41
134000
2000
Gerçek şu ki, hiçbir şey bilmemeniz daha iyi,...
02:41
because if you know too much, you're stymiedstymied.
42
136000
3000
...çünkü çok şey biliyor olmanız yolunuza taş koyar.
02:44
So, the premiseöncül in the studiostüdyo was,
43
139000
3000
Bu nedenle, stüdyonun ilk kuralı...
02:47
there are no boundariessınırları, there is no fearkorku.
44
142000
3000
...burada sınırlara ve korkuya yer yok.
02:50
And I -- and my full-timetam zamanlı job, I landedindi the besten iyi job on EarthDünya,
45
145000
3000
Ve ben de Dünya'daki en iyi işi edindim, tam zamanlı işim...
02:53
was to daydreamdaydream, and to actuallyaslında come up with absurdsaçma ideasfikirler
46
148000
5000
...hayal kurmak ve çılgın fikirler üretmekti...
02:58
that -- fortunatelyneyse ki, there were enoughyeterli people there,
47
153000
2000
...neyse ki, etrafımda yeterince insan vardı...
03:00
and it was a teamtakım, it was a collectivetoplu,
48
155000
2000
...ve bu bir ekip, bir birliktelik işi olduğundan...
03:02
it was not just me cominggelecek up with crazyçılgın ideasfikirler.
49
157000
2000
...çılgınca fikirlerle ortaya çıkan tek kişi ben değildim.
03:04
But the pointpuan was that I was there as myselfkendim, as a dreamerhayalperest.
50
159000
5000
Fakat asıl konu şu ki, ben orada düş kuran biri olarak bulunuyordum.
03:09
And so some of the things -- I mean, it was a long historytarih of M&CoCo,
51
164000
3000
Bu nedenle bazı şeyler -- demek istediğim M ve Grup' un uzun soluklu tarihi olacaktı,...
03:12
and clearlyAçıkça we alsoAyrıca neededgerekli to make some moneypara,
52
167000
4000
...ve açıkçası biraz da para kazanmamız gerekiyordu,...
03:16
so we decidedkarar we would createyaratmak a seriesdizi of productsÜrünler.
53
171000
4000
...bu nedenle bir dizi ürün yaratmaya karar verdik.
03:20
And some of the watchessaatler there,
54
175000
3000
Ve burada gördüğünüz saatlerden bazılarını,...
03:23
attemptingteşebbüs to be beautifulgüzel and humorousmizahi --
55
178000
2000
...güzel ve mizahi olması niyetiyle...
03:25
maybe not attemptingteşebbüs, hopefullyinşallah succeedingbaşarılı.
56
180000
3000
...belki de niyetten çok, içeriği hakkında...
03:28
That to be ableyapabilmek to talk about contentiçerik,
57
183000
3000
...konuşulmasını sağlamak umuduyla...
03:31
to breakkırılma apartayrı what you normallynormalde expectbeklemek, to use humormizah and surprisesürpriz,
58
186000
4000
...beklentilerinizden farklı olarak, çalışmalarınızda mizah ve sürpriz,...
03:35
elegancezarafet and humanityinsanlık in your work was really importantönemli to us.
59
190000
5000
...şıklık ve kişilik kullanmak bizim için gerçekten önemliydi.
03:40
It was a very highyüksek, it was a very impersonalkişiliksiz time in designdizayn
60
195000
5000
Bu çok önemli, çok kişisel olmayan bir zaman tasarımıydı...
03:45
and we wanted to say, the contentiçerik is what's importantönemli,
61
200000
4000
...ve anlatmak istediğimiz, ambalaj ve paketin değil,...
03:49
not the packagepaket, not the wrappingkaydırma.
62
204000
2000
...içeriğin önemli olduğudur.
03:51
You really have to be journalistsgazeteciler, you have to be inventorsBuluş,
63
206000
3000
Siz gerçekten bir gazeteci, bir mucit olmak zorundasınız,...
03:54
you have to use your imaginationhayal gücü more importantlyönemlisi than anything.
64
209000
4000
...her şeyden daha önemli olan, hayal gücünüzü kullanmak zorundasınız.
03:58
So, the good newshaber is that I have a dogköpek
65
213000
5000
Bu arada iyi haber, bir köpeğim var...
04:03
and, thoughgerçi I don't know if I believe in luckşans --
66
218000
2000
...ve şansa inanıp inanmadığımı bilmememe rağmen...
04:05
I don't know what I believe in, it's a very complicatedkarmaşık questionsoru,
67
220000
2000
...aslında neye inandığım da çok karmaşık bir soru...
04:07
but I do know that before I go away, I crankkrank his tailkuyruk sevenYedi timeszamanlar.
68
222000
4000
...ama bildiğim şu ki dışarı çıkmadan önce, köpeğimin kuyruğunu yedi kez çeviririm.
04:11
So, wheneverher ne zaman he seesgörür a suitcasebavul in the houseev,
69
226000
2000
Ve herkes her zaman evden ayrılmadan önce,...
04:13
because everybody'sherkesin always, you know, leavingayrılma,
70
228000
3000
...bu harika köpeğin kuyruğunu çevirdiği için,...
04:16
they're always crankingmarşlama this wonderfulolağanüstü dog'sdogâ €™ s tailkuyruk,
71
231000
2000
...köpeğim evde ne zaman bir valiz görse,...
04:18
and he runskoşar to the other roomoda.
72
233000
2000
...hemen başka bir odaya kaçar.
04:20
But I am ableyapabilmek to make the transitiongeçiş from workingçalışma for childrençocuklar and --
73
235000
5000
Ama ben çocuklar için çalışırken yetişkinlere,...
04:25
from workingçalışma for adultsyetişkinler to childrençocuklar, and back and forthileri,
74
240000
3000
...yetişkinler için çalışırken çocuklara, ileri ve geri...
04:28
because, you know, I can say that I'm immatureolgunlaşmamış,
75
243000
2000
...geçiş yapabiliyorum çünkü, olgun biri olmadığımı söyleyebilirim,...
04:30
and in a way, that's truedoğru.
76
245000
3000
...ve bu bir bakıma da gerçek.
04:33
I don't really -- I mean, I could tell you that I didn't understandanlama,
77
248000
4000
Demek istediğim, hiçbir şey anlamadığımı söyleyebilirim...¼
04:38
I'm not proudgururlu of it, but I didn't understandanlama
78
253000
2000
...bundan gurur duymuyorum, fakat bu konferansta da...
04:40
let's say 95 percentyüzde of the talksgörüşmeler at this conferencekonferans.
79
255000
3000
...yapılan konuşmaların yüzde 95' ini anlamadım.
04:43
But I have been takingalma beautifulgüzel notesnotlar of drawingsçizimler
80
258000
2000
Ancak çizerek güzel notlar aldım...
04:45
and I have a gorgeousmuhteşem onionsoğan from MurrayMurray Gell-Mann'sGell-Mann'ın talk.
81
260000
3000
...ve Murray Gell-Mann'in konuşmasında müthiş bir soğan çizdim.
04:48
And I have a beautifulgüzel pagesayfa of doodlesDoodles'ın from JonathanJonathan Woodham'sWoodham'ın talk.
82
263000
4000
Ve Jonathan Woodham' ın konuşmasında güzel karalama yaptım.
04:52
So, good things come out of, you know, incomprehensionanlayamama --
83
267000
3000
Yani, iyi şeyler anlamadığımda ortaya çıkıyor...
04:55
(LaughterKahkaha)
84
270000
2000
(Gülüşmeler)
04:57
-- whichhangi I will do a paintingboyama of, and then it will endson up in my work.
85
272000
3000
...çizim yaparken başlar, ve sonra işim bitince son bulur.
05:00
So, I'm openaçık to the possibilitiesolasılıklar of not knowingbilme
86
275000
4000
Bu yüzden, bilmiyor olmanın olasılıklarına...
05:04
and findingbulgu out something newyeni.
87
279000
2000
...ve yeni bir şeyler ortaya çıkarmaya açık biriyim.
05:06
So, in writingyazı for childrençocuklar, it seemsgörünüyor simplebasit, and it is.
88
281000
5000
Çocuklar için yazmak kolay gözükür ve öyledir de.
05:11
You have to condenseyoğunlaştırmak a storyÖykü into 32 pagessayfalar, usuallygenellikle.
89
286000
4000
Genellikle, hikayeyi 32 sayfaya sıkıştırmak zorunda kalırsınız.
05:15
And what you have to do is, you really have to editDüzenle down to what you want to say.
90
290000
3000
Aslında yapmanız gereken söylemek istediğiniz şeyi gerçekten düzenlemek,...
05:18
And hopefullyinşallah, you're not talkingkonuşma down to kidsçocuklar
91
293000
3000
...ve umarım, çocukları küçümsemezsiniz,...
05:21
and you're not talkingkonuşma in suchböyle a way that you,
92
296000
2000
...ve başkaları ile konuştuğunuz gibi konuşmazsınız,...
05:23
you know, couldn'tcould standdurmak readingokuma it after one time.
93
298000
3000
...bilirsiniz, bir kereden fazla okumaya tahammül edilemez.
05:26
So, I hopefullyinşallah am writingyazı, you know,
94
301000
2000
Bu yüzden, umarım çocuklar ve yetişkinler için,...
05:28
bookskitaplar that are good for childrençocuklar and for adultsyetişkinler.
95
303000
2000
...iyi kitaplar yazıyorumdur.
05:30
But the paintingboyama reflectsyansıtır --
96
305000
2000
Ama çizimlerime gelince,...
05:32
I don't think differentlyfarklı olarak for childrençocuklar than I do for adultsyetişkinler.
97
307000
2000
...çocukları ve yetişkinleri ayırt etmeden yansıtırım.
05:34
I try to use the sameaynı kindtür of imaginationhayal gücü, the sameaynı kindtür of whimsyheves,
98
309000
3000
Aynı tür hayal gücü, aynı tür mizah,...
05:37
the sameaynı kindtür of love of languagedil.
99
312000
3000
...ve sevgi içeren bir dil kullanmaya çalışırım.
05:40
So, you know, and I have lots of wonderful-lookingharika görünümlü friendsarkadaşlar.
100
315000
4000
Bu nedenle, bilirsiniz, bir sürü harika görünümlü arkadaşa sahip oldum.
05:44
This is AndrewAndrew GatzGatz, and he walkedyürüdü in throughvasitasiyla the doorkapı and I said,
101
319000
2000
Bu Andrew Gatz, kapıdan içeri girdiğinde ona,...
05:46
"You! SitSit down there." You know, I take lots of photosfotoğraflar.
102
321000
2000
..."Sen orada otur" dedim, ve onun bir sürü resmini çektim.
05:49
And the BertoiaBertoia chairsandalye in the backgroundarka fon is my favoritesevdiğim chairsandalye.
103
324000
2000
Ve arka plan da görülen Bertoria sandalye benim en sevdiğim sandalyemdir.
05:52
So, I get to put in all of the things that I love.
104
327000
2000
Böylece, yetişkinler ve çocuklar arasında birçok farklı düzeyde iletişim olacağı,...
05:55
HopefullyUmut verici bir biçimde, a dialogdiyalog betweenarasında adultsyetişkinler and childrençocuklar will happenolmak on manyçok differentfarklı levelsseviyeleri,
105
330000
4000
...ve farklı mizah çeşitlerinin geliştirilebileceği umuduyla,...
05:59
and hopefullyinşallah differentfarklı kindsçeşit of humormizah will evolvegelişmek.
106
334000
3000
...sevdiğim her şeyi oraya koydum.™
06:03
And the bookskitaplar are really journalsgünlükleri of my life.
107
338000
2000
Kitaplarım aslında hayatımın günlükleridir.
06:05
I never -- I don't like plotsaraziler.
108
340000
2000
Taslaklar dan hiç hoşlanmam.
06:07
I don't know what a plotarsa meansanlamına geliyor.
109
342000
2000
Ne anlama geldiğini de bilmem.
06:09
I can't standdurmak the ideaFikir of anything that startsbaşlar in the beginningbaşlangıç,
110
344000
3000
Her şeyin bir başlangıcı olduğu fikrine katlanamıyorum,...
06:12
you know, beginningbaşlangıç, middleorta and endson. It really scareskorkutuyor me,
111
347000
2000
...yani, başlangıç, orta ve son fikri beni ürkütüyor,...
06:14
because my life is too randomrasgele and too confusedŞaşkın,
112
349000
3000
...çünkü yaşantım çok tesadüfe dayalı ve karışık,...
06:17
and I enjoykeyfini çıkarın it that way.
113
352000
1000
...ve bu benim hoşuma da gidiyor.
06:18
But anywayneyse, so we were in VeniceVenedik,
114
353000
4000
Her neyse, ben, daha doğrusu biz Venedik' te idik,...
06:23
and this is our roomoda. And I had this dreamrüya
115
358000
2000
...bu bizim odamız, ve bu oda da...
06:25
that I was wearinggiyme this fantasticfantastik greenyeşil gownelbisesi,
116
360000
2000
...etkileyici yeşil bir elbise giydiğimi,...
06:27
and I was looking out the windowpencere,
117
362000
2000
...ve camdan dışarı baktığımı hayal etmiştim,...
06:29
and it was really a beautifulgüzel thing.
118
364000
2000
...ve dışarısı gerçekten güzeldi.
06:31
And so, I was ableyapabilmek to put that into this storyÖykü, whichhangi is an alphabetalfabe,
119
366000
3000
Ve böylece bu rüyanın devam edeceğini umarak,...
06:34
and hopefullyinşallah go on to something elsebaşka.
120
369000
3000
...alfabe düzeninde bu hikayeye ekledim.
06:37
The lettermektup C had other things in it.
121
372000
2000
C harfi diğerlerinden farklı.
06:39
I was fortunateşanslı alsoAyrıca, to meetkarşılamak the man who'skim sittingoturma on the bedyatak,
122
374000
3000
Yatakta oturan adam ile tanıştığım için şanslıydım,...
06:42
thoughgerçi I gaveverdi him hairsaç over here and he doesn't have hairsaç.
123
377000
3000
...saçını düzeltiyorum güya ama adamın saçı yok...
06:45
Well, he has some hairsaç but -- well, he used to have hairsaç.
124
380000
3000
...aslında vardı ama eskiden.
06:48
And with him, I was ableyapabilmek to do a projectproje that was really fantasticfantastik.
125
383000
5000
Ve onun sayesinde bu büyüleyici projeyi yapmayı başardım.
06:53
I work for the NewYeni YorkerYorker, and I do coverskapaklar, and 9/11 happenedolmuş
126
388000
5000
New Yorker için çalışıyordum, ve kapak hazırlıyordum, bu sırada 9/11 olayları meydana geldi,...
06:58
and it was, you know, a completetamamlayınız and uttermutlak endson of the worldDünya as we knewbiliyordum it.
127
393000
5000
...ve bildiğiniz gibi, o gün Dünya' nın sona erdiği gün anlamına geliyordu.
07:03
And RickRick and I were on our way to a partyParti in the BronxBronx,
128
398000
4000
Rick ve ben Bronx' ta bir partiye katılmıştık,...
07:07
and somebodybirisi said BronxistanBronxistan,
129
402000
2000
...ve birileri Bronxistan,...
07:09
and somebodybirisi said FerreristanFerreristan,
130
404000
1000
...birileri Fareerristan diyordu,...
07:10
and we camegeldi up with this NewYeni YorkerYorker coverkapak,
131
405000
3000
...ve biz de bu New Yorker kapağını ortaya çıkardık,...
07:13
whichhangi we were ableyapabilmek to -- we didn't know what we were doing.
132
408000
2000
...ne yaptığımızı bilmeden başarılı olmuştuk,...
07:15
We weren'tdeğildi tryingçalışıyor to be funnykomik, we weren'tdeğildi tryingçalışıyor to be --
133
410000
3000
...komik olmaya çalışmıyorduk,...
07:18
well, we were tryingçalışıyor to be funnykomik actuallyaslında, that's not truedoğru.
134
413000
2000
...aslında bu doğru değil, tam da komik olmaya çalışıyorduk.
07:20
We hopedümit we'devlenmek be funnykomik, but we didn't know it would be a coverkapak,
135
415000
3000
Komik olabilmeyi umuyorduk, ama bunun bir kapak olabileceğini bilmiyorduk,...
07:23
and we didn't know that that imagegörüntü, at the momentan that it happenedolmuş,
136
418000
4000
...ve o anda ortaya çıkan bu görüntünün, bir çok insan için,...
07:27
would be something that would be so wonderfulolağanüstü for a lot of people.
137
422000
4000
...çok harika olabileceğini tahmin edemedik.
07:31
And it really becameoldu the -- I don't know, you know,
138
426000
2000
Gerçekten de oldu, bilirsiniz,...
07:33
it was one of those momentsanlar people startedbaşladı laughinggülme at what was going on.
139
428000
3000
...bu, insanların olup bitene gülmeye başladıkları anlardan biriydi.
07:36
And from, you know, FattushisFattushis, to TaxistanTaxistan to, you know,
140
431000
5000
Ve Fattushis' den Taxistan' a,...
07:41
for the FashtoonksFashtoonks, BotoxiaBotoxia, PashminaŞal, KhlintunisiaKhlintunisia, you know,
141
436000
4000
...Fashtoonks, Botoxia, Pashmina, Khlintunesia' ya kadar,...
07:45
we were ableyapabilmek to take the cityŞehir
142
440000
2000
...her bölgeden insanı etkimiz altına almayı başarabildik...
07:47
and make funeğlence of this completelytamamen foreignyabancı, who are -- what's going on over here?
143
442000
4000
...ve etrafında olup bitene tamamen yabancı olanlarla dalga geçtik.
07:51
Who are these people? What are these tribeskabileler?
144
446000
3000
Bu insanlar kim? Bu kabileler de neyin nesi?
07:54
And DavidDavid RemnickRemnick, who was really wonderfulolağanüstü about it,
145
449000
3000
Ve bu konuda gerçekten çok iyi olan David Remnick' in,...
07:57
had one problemsorun. He didn't like AlAl ZheimersZheimers,
146
452000
5000
...bir sorunu vardı: Alzaymır, o Alzaymırlar ifadesinden hoşlanmadı,...
08:02
because he thought it would insulthakaret people with Alzheimer'sAlzheimer.
147
457000
3000
...çünkü bunun Alzaymırlı insanlarla dalga geçmek anlamına gelebileceğini düşündü.
08:05
But you know, we said, "DavidDavid, who'skim going to know?
148
460000
2000
Ama bizde, "David, kimin haberi olacak ki" dedik.
08:07
They're not."
149
462000
2000
Onlar Alzaymır değiller ki.
08:09
(LaughterKahkaha)
150
464000
2000
(Gülüşmeler)
08:11
So it stayedkaldı in, and it was, and, you know, it was a good thing.
151
466000
6000
Böylece o da kaldı, ve iyi de oldu.
08:19
You know, in the coursekurs of my life, I never know what's going to happenolmak
152
474000
3000
Yani, hayatım boyunca ne olacağını bilmedim...
08:22
and that's kindtür of the beautygüzellik partBölüm.
153
477000
2000
...ve bu da işin en güzel kısmıydı.
08:24
And we were on CapeCape CodCOD, a placeyer, obviouslybelli ki, of great inspirationilham,
154
479000
4000
Ve ilham dolu bir yer olan Cape Cod' a geldik,...
08:28
and I pickedseçilmiş up this bookkitap, "The ElementsÖğeleri of StyleStil," at a yardyard saleSatılık.
155
483000
4000
...orada indirimden "Stilin Esasları" adlı kitabı aldım,...
08:32
And I didn't -- and I'd never used it in schoolokul,
156
487000
2000
...ama okulda asla okumadım,...
08:34
because I was too busymeşgul writingyazı poemsşiirler, and flunkingsınıfta out,
157
489000
3000
...çünkü o zamanlar şiir yazmak ve dersler den kalmak...
08:37
and I don't know what, sittingoturma in cafeskafe.
158
492000
2000
...ya da ne bileyim, kafeler de oturmakla meşkuldüm.
08:39
But I pickedseçilmiş it up and I startedbaşladı readingokuma it and I thought, this bookkitap is amazingşaşırtıcı.
159
494000
3000
Ama şans eseri bu kitabı buldum ve okumaya başladım ve kitabı çok dikkat çekici buldum.
08:42
I said, people should know about this bookkitap.
160
497000
3000
İnsanların bu kitaptan haberdar olmaları gerektiğini düşündüm.
08:45
(LaughterKahkaha)
161
500000
3000
(Gülüşmeler)
08:48
So I decidedkarar it neededgerekli a fewaz -- it neededgerekli a liftasansör, it neededgerekli a fewaz illustrationsçizimler.
162
503000
3000
Böylece bu kitabın biraz yardıma ve çizime ihtiyacı olduğuna karar verdim.
08:51
And basicallytemel olarak, I calleddenilen the, you know, I convincedikna olmuş the WhiteBeyaz EstateEmlak,
163
506000
4000
Ve ilk olarak Polonyalı Yahudi ve asıl Wasp ailesi arasında,...
08:55
and what an intersectionkesişim of like, you know,
164
510000
2000
...benzer bir etkileşim kurma konusunda,...
08:57
PolishLehçe JewYahudi, you know, mainana WASPYABAN ARISI familyaile. Here I am, sayingsöz,
165
512000
6000
...White Estate Yayınevi'ni arayarak...
09:03
I'd like to do something to this bookkitap.
166
518000
2000
... bu kitaba yapmak istediklerim için ikna ettim.
09:05
And they said yes, and they left me completelytamamen aloneyalnız,
167
520000
2000
Onlar da kabul ettiler, ve ardından beni tamamen yalnız başıma bırakmaları,....
09:07
whichhangi was a gorgeousmuhteşem, wonderfulolağanüstü thing.
168
522000
3000
...inanılmaz güzeldi.
09:10
And I tookaldı the examplesörnekler that they gaveverdi,
169
525000
4000
Onların vermiş olduğu örnekleri aldım,...
09:14
and just did 56 paintingsresimlerinde, basicallytemel olarak.
170
529000
2000
...ve bunlardan temel olarak 56 adet resim yaptım.
09:16
So, this is, I don't know if you can readokumak this.
171
531000
2000
Böylece, bunu okuyabilecek misiniz bilmiyorum.
09:18
"Well, SusanSusan, this is a fine messdağınıklık you are in."
172
533000
2000
"Pekala, Susan, başın dertte" notunu göreceksiniz.
09:20
And when you're dealingmuamele with grammardilbilgisi,
173
535000
2000
Ve dil bilgisi ile ilgilendiğiniz zaman,...
09:22
whichhangi is, you know, incrediblyinanılmaz drykuru,
174
537000
2000
...yani, inanılmaz sıkıcıdır,...
09:24
E.B. WhiteBeyaz wroteyazdı suchböyle wonderfulolağanüstü, whimsicalkaprisli -- and actuallyaslında, StrunkStrunk --
175
539000
4000
...E.B. White aslında Strunk gibi oldukça garip, harika şeyler yazdı ki...
09:28
and then you come to the ruleskurallar and, you know,
176
543000
2000
...burada gramerle ilgili birçok şeyi barındıran...
09:30
there are lots of grammardilbilgisi things. "Do you mindus me askingsormak a questionsoru?
177
545000
3000
...kurallarla karşılaşırsınız. "Bir soru sorabilirmiyim?"
09:33
Do you mindus my askingsormak a questionsoru?"
178
548000
3000
Ya da bir soru sormama izin verirmisiniz?"
09:36
"Would, could, should, or would, should, could."
179
551000
2000
"...miyim?, ...misiniz?, ...misin?, miydiniz?, v.b.
09:38
And "would" is CocoCoco Chanel'sChanel'in loversevgilisi, "should" is EdithEdith SitwellYüce,
180
553000
4000
Ve "miyim?" Coco Chanel' in, "misin?" Edit Sitwell' in tercih ettiğidir,..
09:42
and "could" is an AugustAğustos SanderSander subjectkonu.
181
557000
3000
..."misiniz?" ise bir August Sander konusudur.
09:45
And, "He noticedfark a largegeniş stainleke in the centermerkez of the rugHalı."
182
560000
2000
Ve, "O halının ortasında koca bir leke olduğunu fark etti."
09:47
(LaughterKahkaha)
183
562000
2000
---
09:49
So, there's a kindtür of Britishİngiliz understatementbiraz hafif, murder-mysterycinayet gizemi themetema
184
564000
3000
İngilizlerin bir "cinai roman" teması vardır...
09:52
that I really love very much.
185
567000
2000
...bunu gerçekten çok sevmişimdir.
09:54
And then, "Be obscurekaranlık clearlyAçıkça! Be wildvahşi of tonguedil in a way we can understandanlama."
186
569000
4000
Ve sonrasında, "tamamen anlaşılmaz olun! Bizim sizi anlayacağımız kadar çılgın olun."
09:58
E.B. WhiteBeyaz wroteyazdı us a numbernumara of ruleskurallar,
187
573000
2000
E.B. White bize bir dizi kurallar hazırladı,...
10:00
whichhangi can eitherya paralyzefelç you and make you loathenefret him
188
575000
2000
...bu kurallar ya sizi felce uğratır ve zamanınızın geri kalan kısmını ondan nefret ederek geçirirsiniz...
10:02
for the restdinlenme of time, or you can ignorealdırmamak them, whichhangi I do,
189
577000
5000
...ya da benim yaptığım gibi görmezden gelirsiniz,...
10:07
or you can, I don't know what, you know, eatyemek a sandwichsandviç.
190
582000
3000
... veya ne bileyim gidip bir sandviç yiyebilirsiniz.
10:10
So, what I did when I was paintingboyama was I startedbaşladı singingşan,
191
585000
3000
Böylece çizim yaparken şarkı söylemeye başladım,...
10:13
because I really adoretapıyorum singingşan,
192
588000
2000
...çünkü şarkı söylemeyi gerçekten cok seviyorum,...
10:15
and I think that musicmüzik is the highesten yüksek formform of all artSanat.
193
590000
3000
...ve bana göre müzik sanat dallarının en yücesidir.
10:18
So, I commissioneddevreye a wonderfulolağanüstü composerbesteci, NicoNico MuhlyMuhly,
194
593000
3000
Bu nedenle, müthiş bir besteci olan Nico Muhly'i,...
10:21
who wroteyazdı ninedokuz songsşarkılar usingkullanma the textMetin,
195
596000
4000
...metinleri kullanarak, dokuz şarkı bestelemekle görevlendirdim,...
10:25
and we performedgerçekleştirilen this fantasticfantastik eveningakşam of --
196
600000
4000
...amatörler ve profesyoneller için yaptığı müzikle,...
10:29
he wroteyazdı musicmüzik for bothher ikisi de amateursamatör and professionalsprofesyoneller.
197
604000
3000
...bu harika geceyi gerçekleştirdik.
10:32
I playedOyunun the clatteringNe teacupçay fincanı and the slinkytahrik edici
198
607000
2000
Çok ama çok sessiz olmanız gereken bir yer olan...
10:34
in the mainana readingokuma roomoda of the NewYeni YorkYork PublicKamu LibraryKütüphane,
199
609000
3000
...New York Halk Kütüphanesi' nin daracık okuma odasında,...
10:37
where you're supposedsözde to be very, very quietsessiz,
200
612000
2000
...çay bardağımı tıkırdatıp durdum...
10:39
and it was a phenomenallyolağanüstü wonderfulolağanüstü eventolay,
201
614000
2000
...ve bu biraz daha fazla ileri gitmeyi umduğum...
10:41
whichhangi we hopefullyinşallah will do some more.
202
616000
2000
...olağanüstü harika bir olaydı.
10:45
Who knowsbilir? The NewYeni YorkYork TimesSelectTimesSelect, the op-edkürsü pagesayfa,
203
620000
4000
Kim bilir? New York Times Select, ne istersem yapabileceğim, bir sayfayı bana ayırarak,...
10:49
askeddiye sordu me to do a columnkolon, and they said, you can do whateverher neyse you want.
204
624000
3000
...bir köşe yazısı hazırlamamı istediler.
10:52
So, oncebir Zamanlar a monthay for the last yearyıl,
205
627000
1000
Böylece, geçtiğimiz bir sene boyunca...
10:53
I've been doing a columnkolon calleddenilen "The Principlesİlkeleri of UncertaintyBelirsizlik,"
206
628000
4000
...Belirsizliğin İlkeleri adını verdiğim bir köşede yazmaya başladım,...
10:57
whichhangi, you know, I don't know who HeisenbergHeisenberg is,
207
632000
2000
...oysa Heisenber' in kim olduğunu bilmediğim halde,...
10:59
but I know I can throwatmak that around now. You know,
208
634000
2000
...ancak şuan belirsizliğin ilkeleri' nin,...
11:01
it's the principlesprensipler of uncertaintybelirsizlik, so, you know.
209
636000
3000
...ne olduğunu söyleyebilirim.
11:04
I'm going to readokumak quicklyhızlı bir şekilde -- and probablymuhtemelen I'm going to editDüzenle some,
210
639000
3000
Zaman darlığından dolayı -- ve muhtemelen biraz kısaltmam gerekecek,...
11:07
because I don't have that much time left -- a fewaz of the columnssütunlar.
211
642000
3000
...birkaç sütunu hızla okuyacağım.
11:10
And basicallytemel olarak, I was so, you know, it was so amusingeğlenceli,
212
645000
3000
Ve aslında, bu çok eğlenceliydi...
11:13
because I said, "Well, how much spaceuzay do I have?"
213
648000
1000
...çünkü "Ne kadar yerim olacak?" diye sorduğum zaman...
11:14
And they said, "Well, you know, it's the InternetInternet."
214
649000
2000
"Bilirsin işte, bu internet" diye yanıt verdiler.
11:16
And I said, "Yes, but how much spaceuzay do I have?"
215
651000
2000
Bende, "Peki ne kadar yerim olacak?" diye sordum.
11:18
And they said, "It's unlimitedsınırsız, it's unlimitedsınırsız."
216
653000
2000
Onlarda, "Sınırsız" dediler.
11:20
OK. So, the first one I was very timidürkek, and I'll beginbaşla.
217
655000
5000
Böylece, ilkinde oldukça çekinerek işe başladım.
11:25
"How can I tell you everything that is in my heartkalp?
218
660000
2000
"Size kalbimde ki herşeyi nasıl anlatabilirim?
11:27
Impossibleİmkansız to beginbaşla. EnoughYeterince. No. BeginBegin with the haplessbahtsız dodoDodo."
219
662000
3000
Başlamak imkansız. Yeter. Hayır. Şanssız dodo ile başla."
11:30
And I talk about the dodoDodo, and how the dodoDodo becameoldu extinctsoyu tükenmiş,
220
665000
4000
Ve bende dodo ile soyunun nasıl tükendiğini konuştum,...
11:34
and then I talk about SpinozaSpinoza.
221
669000
2000
...ve daha sonra Spinoza hakkında konuştum.
11:36
"As the last dodoDodo was dyingölen, SpinozaSpinoza was looking for a rationalakılcı explanationaçıklama
222
671000
4000
"Son dodo ölüyordu, herşeye akılcıl bir açıklama bulan Spinoza...
11:40
for everything, calleddenilen eudaemoniaeudaemonia.
223
675000
2000
...buna ödemonya diyordu.
11:42
And then he breathednefes his last, with lovedsevilen onesolanlar around him,
224
677000
3000
Ve etrafında sevdikleri varken son nefesini verdi...
11:45
and I know that he had chickentavuk soupçorba alsoAyrıca, as his last mealyemek."
225
680000
2000
...ve biliyorum ki, son yemek olarakta tavuk çorbasını tercih etti."
11:47
I happenolmak to know it for a factgerçek.
226
682000
2000
Bunun gerçek olduğunu biliyorum.
11:49
And then he diedvefat etti, and there was no more SpinozaSpinoza. ExtinctSoyu tükenmiş.
227
684000
3000
Ve bundan sonra da Spinoza' nın soyu tükenmiş oldu.
11:53
And then, we don't have a stuffeddolma SpinozaSpinoza,
228
688000
2000
Bizim doldurulmuş bir Spinoza' mız yok...
11:55
but we do have a stuffeddolma Pavlov'sPavlov'un dogköpek,
229
690000
2000
...ama doldurulmuş bir Pavlov köpeğimiz var....
11:57
and I visitedziyaret him in the MuseumMüze of HygieneHijyen in StSt. PetersburgPetersburg, in RussiaRusya.
230
692000
4000
...ve onu Rusya' da Petersburg Sağlık Müzesi' nde ziyaret ettim.
12:01
And there he is, with this horriblekorkunç electricalelektrik boxkutu on his rumpKıç
231
696000
5000
Bu köhne ve fantastik sarayda sırtında korkunç bir elektirikli kutu...
12:06
in this fantasticfantastik, decrepitEli ayağı tutmaz palaceSarayı.
232
701000
2000
...öylece duruyordu.
12:10
"And I think it mustşart have been a very, very darkkaranlık day
233
705000
2000
" Bana kalırsa Bolşevikler geldiği zaman...
12:12
when the BolsheviksBolşevikler arrivedgeldi.
234
707000
1000
...çok ama çok karanlık bir gündü.
12:13
Maybe amongstarasında themselveskendilerini they had a fewaz good laughsgülüyor,
235
708000
2000
Belki aralarında birkaç kişinin güldüğü olmuştur,...
12:15
but StalinStalin was a paranoidparanoyak man, even more than my fatherbaba."
236
710000
4000
...ama Stalin babamdan bile fazla paranoyak bir adamdı."
12:19
(LaughterKahkaha)
237
714000
1000
(Gülüşmeler)
12:20
You don't even know.
238
715000
1000
Siz dahi bilemezsiniz.
12:21
"And decidedkarar his topüst people had to be extinctifiedextinctified."
239
716000
5000
"Ve onun başında ki insanların yok edilmesine karar verildi."
12:26
WhichHangi I think I madeyapılmış up, whichhangi is a good thing.
240
721000
2000
Sanırım iyi birşey uydurdum.
12:28
And so, this is a chartgrafik of, you know, just a smallküçük chartgrafik,
241
723000
3000
Buda onun sürekli olarak büyüyen bir çemberde...
12:31
because the chartgrafik would go on foreversonsuza dek of all the people that he killedöldürdü.
242
726000
2000
...öldürdüğü insanların sadece küçük bir göstergesi olarak kaldı.
12:33
So, shotatış deadölü, smackedsmacked over the headkafa, you know, thrownatılmış away.
243
728000
4000
Öldürülmüş, kafatasına vurulmuş, bir yerlere fırlatılmış cesetler.
12:39
"Nabokov'sNabokov'ın familyaile fledkaçtı RussiaRusya. How could the younggenç NabokovNabokov,
244
734000
3000
"Nabokov' un ailesi Rusya' ya kaçmıştı. Ne kadarda gençti Nabokov,...
12:42
sittingoturma innocentlysaf saf and elegantlyzarif in a redkırmızı chairsandalye,
245
737000
2000
...hassas ve günahsız bir şekilde kırmızı sandalye de oturuyor,...
12:44
leafingleafing throughvasitasiyla a bookkitap and butterfliesKelebekler,
246
739000
2000
...bir kitap ve kelebekler arasında,...
12:46
imaginehayal etmek suchböyle displacementdeplasman, suchböyle losskayıp?"
247
741000
3000
...böylesine bir kaybı ve yer değiştirmeyi hayal ederek."
12:50
And then I want to tell you that this is a mapharita.
248
745000
2000
Ve daha sonra size bunun bir harita olduğunu söylemek isterim.
12:52
So, "My beautifulgüzel mother'sannenin familyaile fledkaçtı RussiaRusya as well.
249
747000
4000
"Benim güzel annemin aileside soykırım dan dolayı...
12:56
Too manyçok pogromspogromlar.
250
751000
2000
...Rusya' dan kaçmak zorunda kaldılar.
12:58
LeavingBırakarak the shackkulübe, the wildvahşi blueberryyaban mersini woodsWoods, the geesekazlar, the RiverNehir SluchSluch,
251
753000
3000
Kulübelerini, böğürtlen korusunu, kazlarını, Sluch Irmağı' nı arkalarında bırakarak,...
13:01
they wentgitti to PalestinePalestine and then AmericaAmerika."
252
756000
3000
...Filistin' e ve daha sonra Amerika' ya gittiler."
13:04
And my motheranne drewdrew this mapharita for me of the UnitedAmerika StatesBirleşik of AmericaAmerika,
253
759000
2000
Ve annem benim için bu haritanın yönünü Amerika' ya doğru çevirmiş,...
13:06
and that is my DNADNA over here, because that personkişi who I grewbüyüdü up with
254
761000
9000
...benim DNA' m buraya ait, çünkü yanında büyüdüğüm bu kişinin...
13:15
had no use for factsGerçekler whatsoeverher ne.
255
770000
2000
...sarfedeceği gerçekleri yoktu.
13:17
FactsGerçekler were actuallyaslında banishedsürgün from our home.
256
772000
3000
Aslına bakarsanız gerçekler bizim evimizden sürgün edilmişti.
13:20
And so, if you see that TexasTexas -- you know, TexasTexas and CaliforniaCalifornia
257
775000
4000
Böylece, Kanada' nın altında Teksas ve Kalifornia...
13:24
are underaltında CanadaKanada, and that SouthGüney CarolinaCarolina is on topüst of NorthKuzey CarolinaCarolina,
258
779000
3000
...ve Kuzey Carolina' nın üstü Güney Carolina' yı görürseniz,...
13:27
this is the home that I grewbüyüdü up in, OK?
259
782000
2000
...benim büyüdüğüm memleketim olduğunu, biliniz?
13:29
So, it's a miraclemucize that I'm here todaybugün.
260
784000
2000
Bu yüzden, bugün burada bulunmam bir mucize.
13:31
But actuallyaslında, it's not. It's actuallyaslında a wonderfulolağanüstü thing.
261
786000
3000
Aslında mucizeden de öte harika bir şey.
13:35
But then she saysdiyor TelTel AvivAviv and LeninLenin,
262
790000
2000
Fakat daha sonra annem Tel Aviv ve Lenin' in,...
13:37
whichhangi is the townkasaba they camegeldi from, and, "Sorry, the restdinlenme unknownBilinmeyen, thank you."
263
792000
3000
...onların geldiği kent olduğunu söyledi, üzgünüm, gerisi meçhul, teşekkür ederim.
13:40
But in her lexiconSözlük, "sorry, the restdinlenme unknownBilinmeyen, thank you" is
264
795000
2000
Annemin dilinde, üzgünüm gerisini bilmiyorum...
13:42
"sorry, the restdinlenme unknownBilinmeyen, go to hellcehennem,"
265
797000
2000
...üzgünüm gerisini bilmiyorum demektir, neyse boşverin,...
13:44
because she couldn'tcould carebakım lessaz.
266
799000
1000
...çünkü onun da umurunda değil.
13:45
(LaughterKahkaha)
267
800000
1000
(Gülüşmeler)
13:46
"The Impossibilityİmkansızlık of FebruaryŞubat"
268
801000
2000
Şubat ayının imkansızlığı,...
13:48
is that February'sŞubat ayında a really wretchedsefil monthay in NewYeni YorkYork
269
803000
3000
...Şubat ayının New York' ta gerçekten berbat geçmesi,...
13:51
and the imagesGörüntüler for me conjurehokkabaz up these really awfulkorkunç things.
270
806000
3000
...ve bu ayın genellikle berbat olan ya da tam anlamıyla berbat diyemiyeceğimiz,...
13:54
Well, not so awfulkorkunç.
271
809000
2000
...imgelerini zihnimde uyandırmasından ötürüdür.
13:56
I receivedAlınan a boxkutu in the mailposta and it was wrappedörtülü with newspapergazete
272
811000
3000
Elektronik postama gazete ile sarmalanmış bir mail geldi...
13:59
and there was the pictureresim of the man on the newspapergazete and he was deadölü.
273
814000
4000
...ve gazetede ölü bir adamın resmi vardı.
14:03
And I say, "I hopeumut he's not really deadölü,
274
818000
2000
Ben de, "umarım gerçekten ölmemiştir, belkide sadece...
14:05
just enjoyingkeyfi a refreshingyenileme lie-downyalan aşağı in the snowkar,
275
820000
2000
...karın üstüne yatmış keyfini çıkartıyordur, diye içimden geçirdim,...
14:07
but the captionresim yazısı saysdiyor he is deadölü."
276
822000
2000
...ama başlık onun öldüğünü söylüyordu."
14:09
And actuallyaslında, he was. I think he's deadölü, thoughgerçi I don't know,
277
824000
3000
Gerçekten de ölmüştü, ya da ne bileyim,...
14:12
maybe he's not deadölü.
278
827000
2000
...belki de ölmemiştir.
14:14
"And this womankadın leanseğilir over in anguishacı, not about that man,
279
829000
2000
"Ve bir kadın sadece bu adam için değil...
14:16
but about all sadüzgün things. It happensolur quiteoldukça oftensık sık in FebruaryŞubat."
280
831000
4000
...Şubat'ta oldukça sık yaşanan bütün kötü şeyler için de acıyla bükülmüştü.
14:21
There's consolingteselli.
281
836000
2000
Bir teselli söz konusuydu.
14:23
This man is angrykızgın because somebodybirisi threwattı onionssoğan all over the staircasemerdiven,
282
838000
4000
Bu adam kızgın çünkü birisi merdivenin her tarafına soğan atmış,...
14:27
and basicallytemel olarak -- you know, I guesstahmin onionssoğan are a themetema here.
283
842000
3000
...ve aslında soğanların burada birer tema olduğunu düşünüyorum...
14:30
And he saysdiyor, "It is impossibleimkansız not to lieYalan.
284
845000
2000
...ve o da, "Yalan söylememek imkansızdır,...
14:32
It is FebruaryŞubat and not lyingyalan söyleme is impossibleimkansız."
285
847000
2000
Şubat ayındayız ve yalan söylememek imkansız" dedi.
14:34
And I really spendharcamak a lot of time wonderingmerak ediyor,
286
849000
2000
Ve ben de gerçekten çok merak ediyorum,...
14:36
how much truthhakikat do we tell?
287
851000
2000
...söylediklerimizin ne kadarı doğru?
14:38
What is it that we're actuallyaslında -- what storyÖykü are we actuallyaslında tellingsöylüyorum?
288
853000
3000
Anlattığımız hikayenin ne kadarı doğru?
14:41
How do we know when we are ourselveskendimizi?
289
856000
2000
Biz olacağımız zamanı nasıl seçiyoruz?
14:43
How do we actuallyaslında know that these sentencescümleler cominggelecek out of our mouthsağızlar
290
858000
3000
Ağzımızdan çıkan cümlelerin gerçek hikayeler mi,...
14:46
are realgerçek storieshikayeleri, you know, are realgerçek sentencescümleler?
291
861000
2000
...veya gerçek cümleler mi olduğunu nasıl bileceğiz?
14:48
Or are they fakesahte sentencescümleler that we think we oughtgerektiğini to be sayingsöz?
292
863000
3000
Ya da bunlar bizim sadece söylemek zorunda olduğumuz sahte cümleler midir?
14:51
I'm going to quicklyhızlı bir şekilde go throughvasitasiyla this.
293
866000
2000
Buna kısaca değinmek istiyorum.
14:54
A quotealıntı by BertrandBertrand RussellRussell,
294
869000
2000
Bertrand Russell' ın bir sözü vardır,...
14:56
"All the laboremek of all the agesyaşlar, all the devotionözveri, all the inspirationilham,
295
871000
4000
"Bütün çağların bütün emekleri, bütün bu ilhamlar,...
15:00
all the noondayÖğle vakti brightnessparlaklık of humaninsan geniusdeha
296
875000
3000
...insan dehasının öğlen güneşine benzeyen parlaklığın...
15:03
are destinedkaderinde to extinctionsönme.
297
878000
2000
...söneceği alnına yazılmıştır.
15:05
So now, my friendsarkadaşlar, if that is truedoğru,
298
880000
2000
Bu yüzden arkadaşlar, bu doğru ise,...
15:07
and it is truedoğru, what is the pointpuan?"
299
882000
3000
...amaç nedir?
15:10
A complicatedkarmaşık questionsoru.
300
885000
1000
Oldukça zor bir soru.
15:11
And so, you know, I talk to my friendsarkadaşlar
301
886000
3000
Bu yüzden arkadaşlarımla konuşuyorum,...
15:14
and I go to playsoyunlar where they're singingşan RussianRusça songsşarkılar.
302
889000
3000
...Rusça şarkılar söylenen oyunlara gidiyorum...
15:17
Oh my God, you know what?
303
892000
2000
Aman Tanrım, size ne anlatacağım?
15:19
Could we have -- no, we don't have time.
304
894000
2000
Neyse, zamanımız kalmadı.
15:21
I tapedbantlanmış my auntteyze. I tapedbantlanmış my auntteyze singingşan a songşarkı in RussianRusça from the --
305
896000
2000
Teyzemin Rusça söylediği bir şarkıyı kasede almıştım.
15:23
you know, could we have it for a secondikinci?
306
898000
3000
Dinlemek için bir saniye zamanımız var mı?
15:26
Do you have that?
307
901000
2000
Elinizde mi?
15:28
(MusicMüzik)
308
903000
18000
(Müzik)
15:47
OK. I tapedbantlanmış my -- my auntteyze used to swimyüzmek in the oceanokyanus
309
922000
3000
Tamam. Teyzem yaklaşık 85 yaşına kadar yılın her günü...
15:50
everyher day of the yearyıl untila kadar she was about 85.
310
925000
5000
...okyanusta yüzerdi.
15:57
So -- and that's a songşarkı about how everybody'sherkesin miserablesefil
311
932000
2000
Ve bu şarkıda insanların ne kadar mutsuz olduğuyla ilgili,...
15:59
because, you know, we're from RussiaRusya.
312
934000
2000
...çünkü bildiğiniz gibi, biz Rusya' dan geldik.
16:01
(LaughterKahkaha)
313
936000
1000
(Gülüşmeler)
16:02
I wentgitti to visitziyaret etmek KittyKitty CarlisleCarlisle HartHart, and she is 96,
314
937000
2000
96 yaşında ki Kitty Carlisle Hart' ı ziyarete gittim,...
16:04
and when I broughtgetirdi her a copykopya of "The ElementsÖğeleri of StyleStil,"
315
939000
3000
...ve ona "Stilin Esasları" adlı kitabın bir kopyasını götürdüğüm zaman,...
16:07
she said she would treasureHazine it.
316
942000
2000
...bunu çok kıymetli bulduğunu söyledi.
16:09
And then I said -- oh, and she was talkingkonuşma about MossYosun HartHart, and I said,
317
944000
2000
Ve daha sonra, ona Moss Hart hakkında konuşurken, dedim ki,...
16:11
"When you metmet him, you knewbiliyordum it was him."
318
946000
2000
...tanıştığınız zaman onun kim olduğunu biliyor muydunuz,
16:13
And she said, "I knewbiliyordum it was he."
319
948000
1000
...o da, kim olduğunu biliyordum, dedi.
16:14
(LaughterKahkaha)
320
949000
3000
(Gülüşmeler)
16:17
So, I was the one who should have kepttuttu the bookkitap, but it was a really wonderfulolağanüstü momentan.
321
952000
3000
Kitabı saklaması gereken kişi bendim fakat bu müthiş bir andı.
16:20
And she datedtarihli GeorgeGeorge GershwinGershwin, so, you know, get out.
322
955000
3000
O, George Gershwin' le flört etmiş, ve biliesiniz, ayrılmışlar.
16:23
GershwinGershwin diedvefat etti at the ageyaş of 38.
323
958000
3000
Gershwin 38 yaşında öldü.
16:26
He's buriedgömülü in the sameaynı cemeterymezarlığı as my husbandkoca.
324
961000
3000
Kocamla aynı mezarlığa gömüldü.
16:29
I don't want to talk about that now.
325
964000
2000
Şu an bununla ilgili konuşmak istemiyorum.
16:31
I do want to talk -- the absolutekesin icingbuzlanma on this cemeterymezarlığı cakekek
326
966000
2000
Konuşmak istediğim şey ---bu mezarlık pastası üzerinde ki...
16:33
is the BarriciniBarricini familyaile mausoleumTürbesi nearbyyakında.
327
968000
3000
...en mükemmel şekerlemeyi yapan mezarlığın yakınında ki Barricini ailesidir.
16:36
I think the BarriciniBarricini familyaile should openaçık a storemağaza there and sellsatmak chocolateçikolata.
328
971000
3000
Bence Barricini ailesi orada bir dükkan açıp çikolata satmalı.
16:39
(LaughterKahkaha)
329
974000
1000
(Gülüşmeler)
16:40
And I would like to runkoş it for them.
330
975000
1000
Ve oranın işletmesini ben yapmak istiyorum.
16:41
And I wentgitti to visitziyaret etmek LouiseLouise BourgeoiseBurjuvasın,
331
976000
2000
Orada hala çalışmakta olan,...
16:43
who'skim alsoAyrıca still workingçalışma, and I lookedbaktı at her sinklavabo,
332
978000
2000
...Louise Bourgeoise' yi ziyarete gittim,...
16:45
whichhangi is really amazingşaşırtıcı, and left.
333
980000
2000
...ve onun gerçekten de ilginç olan lavabosuna baktım ve ordan ayrıldım.
16:47
And then I photographfotoğraf and do a paintingboyama of a sofakanepe on the streetsokak.
334
982000
3000
Daha sonra fotoğraf çektim ve sokaktaki bir koltuğun resmini çizdim.
16:50
And a womankadın who liveshayatları on our streetsokak, LolitaLolita.
335
985000
3000
Ve bu kadın mahallemizde yaşayan, Lolita dır.
16:53
And then I go and have some teaÇay.
336
988000
2000
Sonra onun yanına da uğradım ve çay içtim.
16:55
And then my AuntTeyze FrancesFrances dieskalıp, and before she diedvefat etti,
337
990000
3000
Ve sonra Frances teyzem öldü, ve ölmeden önce...
16:58
she trieddenenmiş to payödeme with Sweet'NKahverengi LowDüşük packetspaketleri for her bagelsimit.
338
993000
3000
...bagel ekmeğinin karşılığını Sweet'n Low marka tatlandırıcı ile ödemeye çalışmış.
17:01
(LaughterKahkaha)
339
996000
2000
(Gülüşmeler)
17:03
And I wondermerak etmek what the pointpuan is and then I know, and I see
340
998000
2000
Ve bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum ve sonra anlıyorum ki..
17:05
that HyHy MeyerowitzMeyerowitz, RickRick Meyerowitz'sMeyerowitz'ın fatherbaba,
341
1000000
2000
...Bronx' lu bir kuru temizlemeci malzeme satıcısı olan...
17:07
a dry-cleaningKuru Temizleme supplyarz salesmanSatıcı from the BronxBronx,
342
1002000
2000
...Rick Meyerowitz' in babası Hy Meyerowitz,...
17:09
wonwon the CharlieCharlie ChaplinChaplin look-alikeLook-benzer contestyarışma in 1931.
343
1004000
4000
...1931 yılında Charlie Chaplin' e en çok benzeyen kişi yarışmasını kazanmıştı.
17:14
That's actuallyaslında HyHy.
344
1009000
2000
Bu aslında Hy.
17:16
And I look at a beautifulgüzel bowlçanak of fruitmeyve,
345
1011000
2000
Ve burada bir kase güzel meyve,...
17:19
and I look at a dresselbise that I seweddikilmektedir for friendsarkadaşlar of mineMayın.
346
1014000
3000
...ve arkadaşlarımın benim için diktirdikleri bir elbiseye bakıyorum.
17:22
And it saysdiyor, "IchIch habehabe genuggenug," whichhangi is a BachBach cantatakantatı,
347
1017000
2000
Üzerinde Bach kantatı olan, Almanca Ich habe genug, yazıyor,..
17:24
whichhangi I oncebir Zamanlar thought meantdemek "I've had it, I can't take it anymoreartık,
348
1019000
3000
...buna katlanamıyorum...
17:27
give me a breakkırılma," but I was wrongyanlış.
349
1022000
3000
...bana biraz izin ver, anlamına geliyor, ama yanılmışım.
17:30
It meansanlamına geliyor "I have enoughyeterli." And that is utterlytamamen truedoğru.
350
1025000
3000
Herşeye yeteri kadar sahibim ve bu tamamiyle doğru.
17:33
I happenolmak to be alivecanlı, endson of discussiontartışma. Thank you.
351
1028000
2000
Hayattayım, konuşmamın sonuna geldim. Teşekkür ederim.
17:35
(ApplauseAlkış)
352
1030000
3000
(Alkış)
Translated by gulsah aksel
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Maira Kalman - Illustrator, author
Maira Kalman's wise, witty drawings have appeared on numberless New Yorker covers, in a dozen children's books, and throughout the pages of the Elements of Style. Her latest book, The Principles of Uncertainty, is the result of a year-long illustrated blog she kept for the New York Times.

Why you should listen

Children know Maira Kalman for her series of Max storybooks, adults for her New Yorker covers and the gotta-have-it illustrated version of the Elements of Style -- simple proof that her sensibility blends a childlike delight with a grownup's wry take on the world.

With her husband, the legendary designer and art director Tibor Kalman, Maira spent several decades designing objets and assembling books like (un)FASHION. But after Tibor's untimely death in 1999, Maira herself became a cultural force. Her colorful, faux-naif illustrations -- and her very perspective -- tap a desire in all of us to look at the world the way she does.

Her latest book, The Principles of Uncertainty, is perhaps the most complete expression of Maira's worldview. Based on a monthly blog she kept for the New York Times website for one year, it is filled with carefully observed moments and briskly captured thoughts, an omnivore's view of life in the modern world.

More profile about the speaker
Maira Kalman | Speaker | TED.com