ABOUT THE SPEAKER
Jeff Speck - Urban planner
Jeff Speck is a city planner and the author of "Walkable City."

Why you should listen

Jeff Speck is a city planner and architectural designer who, through writing, lectures, and built work, advocates internationally for more walkable cities.

As Director of Design at the National Endowment for the Arts from 2003 through 2007, he oversaw the Mayors' Institute on City Design and created the Governors' Institute on Community Design, a federal program that helps state governors fight suburban sprawl. Prior to joining the Endowment, Speck spent ten years as Director of Town Planning at Duany Plater-Zyberk and Co., a leading practitioner of the New Urbanism, where he led or managed more than forty of the firm's projects.

Speck is the co-author of Suburban Nation: The Rise of Sprawl and the Decline of the American Dream as well as The Smart Growth Manual. His latest book, Walkable City -- which Christian Science Monitor calls "timely and important, a delightful, insightful, irreverent work" -- has been the best-selling city-planning title of this decade.

More profile about the speaker
Jeff Speck | Speaker | TED.com
TEDCity2.0

Jeff Speck: The walkable city

Jeff Speck: Yürünebilir şehir

Filmed:
1,217,622 views

'Suburb' denilen sorunu nasıl çözebiliriz? Şehir planlamacısı Jeff Speck arabaya--yani 'gaz çıkaran, zaman yiyen, ölümcül bir protez-- bağımlılığımızdan kendimizi nasıl kurtarabileceğimzi gösteriyor. Şehirlerimizi daha yürünebilir ve daha fazla insan için keyifli bir yer yaparak.
- Urban planner
Jeff Speck is a city planner and the author of "Walkable City." Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
So I'm a cityŞehir plannerplanlayıcısı, an urbankentsel designertasarımcı,
0
1228
4290
Ben bir şehir planlamacısıyım
00:17
formereski artssanat advocatesavunucu,
1
5518
2072
eskiden de sanat avukatıydım
00:19
trainedeğitilmiş in architecturemimari and artSanat historytarih,
2
7590
3793
mimarlık ve sanat tarihi okudum
00:23
and I want to talk to you todaybugün not about designdizayn
3
11383
3134
ve bugün sizinle tasarım hakkında değil
00:26
but about AmericaAmerika
4
14517
2436
Amerika hakkında konuşmak istiyorum.
00:28
and how AmericaAmerika can be more economicallyekonomik biçimde resilientesnek,
5
16953
4205
Amerika ekonomik olarak nasıl daha esnek olabilir
00:33
how AmericaAmerika can be healthierdaha sağlıklı,
6
21158
2325
ve Amerika nasıl daha sağlıklı olabilir
00:35
and how AmericaAmerika can be
7
23483
1653
ve Amerika nasıl
00:37
more environmentallyçevresel olarak sustainablesürdürülebilir.
8
25136
2618
daha fazla çevre dostu olabilir.
00:39
And I realizegerçekleştirmek this is a globalglobal forumForum,
9
27754
2418
bu forumun küresel bir forum olduğunun farkındayım
00:42
but I think I need to talk about AmericaAmerika
10
30172
2069
ama bence Amerika hakkında konusmalıyım
00:44
because there is a historytarih,
11
32241
1583
her yerde değil ama
00:45
in some placesyerler, not all,
12
33824
1687
birçok yerde,
00:47
of AmericanAmerikan ideasfikirler beingolmak appropriatedtahsis,
13
35511
2450
Dünya çapında Amerikan fikirlerinin daha iyi ya da daha kötü bir amaç için
00:49
beingolmak emulatedtaklit, for better or for worsedaha da kötüsü,
14
37961
2532
sahiplenilmesi veya taklit edilmesi gibi bir
00:52
around the worldDünya.
15
40493
1341
bir tarihin varlığı söz konusu
00:53
And the worsten kötü ideaFikir we'vebiz ettik ever had
16
41834
2151
Şimdiye dek başımıza gelen en kötü şey
00:55
is suburbanbanliyö sprawlyayılma.
17
43985
2367
suburb'ların çarpık kentleşmesidir.
00:58
It's beingolmak emulatedtaklit in manyçok placesyerler as we speakkonuşmak.
18
46352
3371
biz konuşurken, bu fikir bir çok yerde uygulanıyor.
01:01
By suburbanbanliyö sprawlyayılma, I referbaşvurmak to the reorganizationyeniden yapılanma
19
49723
2663
suburb'lerdeki çarpık kentleşme derken aslında peyzaj mimarlığı organizasyonlarına
01:04
of the landscapepeyzaj and the creationoluşturma of the landscapepeyzaj
20
52386
2404
ve otomobil kullanımının gerekli olduğu yerlerde ki
01:06
around the requirementgereklilik of automobileotomobil use,
21
54790
4336
peyzaj mimarlığı düzenlemesinden bahsediyorum.
01:11
and that the automobileotomobil that was oncebir Zamanlar an instrumentEnstrüman of freedomözgürlük
22
59126
2643
eskiden otomobil bir özgürlük aracıydı,
01:13
has becomeolmak a gas-belchingbenzin püskürtme,
23
61769
3751
şimdilerde ise egsoz gazi çıkaran
01:17
time-wastingisraf zaman and life-threateninghayati
24
65520
2600
zaman israf eden ve ölümcül
01:20
prostheticProtez devicecihaz
25
68120
1433
bir protez araca dönüştü.
01:21
that manyçok of us need just to,
26
69553
1636
Bir çoğumuzun,
01:23
mostçoğu AmericansAmerikalılar, in factgerçek, need,
27
71189
1588
hatta çoğu Amerika'lının,
01:24
just to livecanlı theironların dailygünlük liveshayatları.
28
72777
2320
gündelik hayatını yaşamak için arabaya ihtiyacı var.
01:27
And there's an alternativealternatif.
29
75097
1584
aslında alternatif bir seçenek var.
01:28
You know, we say, halfyarım the worldDünya is livingyaşam in citiesşehirler.
30
76681
1588
Biliyorsunuz, söylüyoruz, dünyanın yarısı şehirlerde yaşıyor.
01:30
Well, in AmericaAmerika, that livingyaşam in citiesşehirler,
31
78269
1941
Peki, Amerika'da, şehirlerde yaşamak
01:32
for manyçok of them, they're livingyaşam in citiesşehirler still
32
80210
1658
yine bir arabaya muhtaç olacağın
01:33
where they're dependentbağımlı on that automobileotomobil.
33
81868
2266
bir yerde yaşamak anlamına geliyor.
01:36
And what I work for, and to do,
34
84134
2979
Benim görevim ise
01:39
is to make our citiesşehirler more walkableyürünebilir.
35
87113
2686
şehirlerimizi daha yürünebilir bir hale getirmek.
01:41
But I can't give designdizayn argumentsargümanlar for that
36
89799
2523
Ama tasarım argümanları
01:44
that will have as much impactdarbe
37
92322
1689
ekonomistlerden, tıp uzmanlarından
01:46
as the argumentsargümanlar that I've learnedbilgili
38
94011
1916
ve çevrecilerden
01:47
from the economistsekonomistler, the epidemiologistsepidemiyologlar
39
95927
3517
öğrendiğim argümanlar kadar
01:51
and the environmentalistsçevreciler.
40
99444
1716
etkili olmaz.
01:53
So these are the threeüç argumentsargümanlar that I'm going
41
101160
1261
bu yüzden bugün size
01:54
to give you quicklyhızlı bir şekilde todaybugün.
42
102421
3111
kabaca 3 argüman sunacağım,
01:57
When I was growingbüyüyen up in the '70s,
43
105532
1484
Ben 70'li yıllarda büyürken
01:59
the typicaltipik AmericanAmerikan spentharcanmış one tenthonuncu of theironların incomegelir,
44
107016
3635
sıradan Amerikan aile
02:02
AmericanAmerikan familyaile, on transportationtaşımacılık.
45
110651
3239
gelirinin onda birini ulaşım için verirdi.
02:05
SinceBeri then, we'vebiz ettik doubledkatına the numbernumara of roadsyollar
46
113890
2585
O zamandan beri karayolların sayısını iki kat olmuş
02:08
in AmericaAmerika, and we now spendharcamak one fifthbeşinci
47
116475
2777
artık Amerika'da gelirimizin
02:11
of our incomegelir on transportationtaşımacılık.
48
119252
2661
beşte birini ulaşım için veriyoruz.
02:13
WorkingÇalışma familiesaileleri, whichhangi are definedtanımlanmış as
49
121913
2061
senede 20.000 ile 50.000 dolar
02:15
earningkazanma betweenarasında 20,000 and 50,000 dollarsdolar
50
123974
1924
arası kazanan,
02:17
a yearyıl in AmericaAmerika
51
125898
1959
çalışan aileler,
02:19
are spendingharcama more now on transportationtaşımacılık
52
127857
2504
bu günlerde ulaşıma konuttan biraz daha
02:22
than on housingKonut, slightlyhafifçe more,
53
130361
2238
fazla para harcıyorlar
02:24
because of this phenomenonfenomen calleddenilen "drivesürücü tillkadar you qualifynitelemek,"
54
132599
3233
çünkü ''yeterli olana kadar sür'' fenomeni adı altında
02:27
findingbulgu homesevler furtherayrıca and furtherayrıca and furtherayrıca
55
135832
2418
insanlar şehir merkezlerinden ve iş yerlerinden
02:30
from the cityŞehir centersmerkezleri and from theironların jobsMeslekler,
56
138250
2927
daha da uzaklaşmak durumunda kalıyorlar
02:33
so that they're lockedkilitli in this, two, threeüç hourssaatler,
57
141177
2525
bu yüzden günde iki, üç, dört saat
02:35
fourdört hourssaatler a day of commutingcommuting.
58
143702
2197
işten eve gelip gidiyorlar.
02:37
And these are the neighborhoodsmahalleler, for exampleörnek,
59
145899
1474
Ve böyle muhitler, mesela
02:39
in the CentralMerkez ValleyVadi of CaliforniaCalifornia
60
147373
2422
Kaliforniya'nın 'Central Valley',
02:41
that weren'tdeğildi hurtcanını yakmak when the housingKonut bubblekabarcık burstpatlamak
61
149795
3107
konut piyasasının çökmesiyle
02:44
and when the pricefiyat of gasgaz wentgitti up;
62
152902
2222
ve benzin fiyatlarının artmasıyla
02:47
they were decimateddecimated.
63
155124
2268
zarar görmekle kalmadı, yerle bir oldular.
02:49
And in factgerçek, these are manyçok
64
157392
1266
Hatta son zamanlarda gördüğümüz
02:50
of the half-vacantyarı boş communitiestopluluklar that you see todaybugün.
65
158658
2603
yarı boş mahalleler de böyle yerlerdedir.
02:53
ImagineHayal puttingkoyarak everything you have into your mortgageipotek,
66
161261
3181
Farz edin ki, bütün paranızı ev kredinize yatırmışsınız
02:56
it goesgider underwatersualtı, and you have to payödeme
67
164442
2073
ve birden evin değeri düşüyor
02:58
twiceiki defa as much for all the drivingsürme that you're doing.
68
166515
3865
ve onun üstüne işe gitmenin masrafı iki kat olmuş.
03:02
So we know what it's donetamam to our societytoplum
69
170380
2720
Bizim toplumumuzun üzerindeki etkisini artık anladık
03:05
and all the extraekstra work we have to do
70
173100
2331
biz arabalarımız için
03:07
to supportdestek our carsarabalar.
71
175431
1769
daha fazla çalışmak zorundayız.
03:09
What happensolur when a cityŞehir decideskarar
72
177200
1732
Bir şehir farklı önceliklere
03:10
it's going to setset other prioritiesöncelikler?
73
178932
2274
karar verdiğinde ne oluyor?
03:13
And probablymuhtemelen the besten iyi exampleörnek we have here
74
181206
1972
Ve galiba Amerika'da bunun en iyi örneği
03:15
in AmericaAmerika is PortlandPortland, OregonOregon.
75
183178
2411
Oregon eyaletinin Portland şehridir.
03:17
PortlandPortland madeyapılmış a bunchDemet of decisionskararlar in the 1970s
76
185589
3339
1970'lerde Portland kendisini Amerika'nın diğer kentlerinin hepsinden
03:20
that beganbaşladı to distinguishayırmak it
77
188928
1698
farklı kılan bir sürü karar
03:22
from almostneredeyse everyher other AmericanAmerikan cityŞehir.
78
190626
2536
almaya başladı
03:25
While mostçoğu other citiesşehirler were growingbüyüyen
79
193162
2118
Çoğu şehir yayılma halkasını
03:27
an undifferentiatedfarklılaşmamış spareyedek tirelastik of sprawlyayılma,
80
195280
3135
büyütürken,
03:30
they instituteduyguladı an urbankentsel growthbüyüme boundarysınır.
81
198415
2675
Portland ise bir büyüme sınırı getirdi.
03:33
While mostçoğu citiesşehirler were reamingoyma out theironların roadsyollar,
82
201090
2170
Çoğu şehir, trafiğin akımını sağlamak için
03:35
removingçıkarmadan parallelparalel parkingotopark and treesağaçlar
83
203260
2245
karayollarını genişletirken,
03:37
in ordersipariş to flowakış more traffictrafik,
84
205505
2201
paralel park etmeyi ve ağaçları kaldırırken,
03:39
they instituteduyguladı a skinnysıska streetssokaklar programprogram.
85
207706
3733
Portland bir 'ince sokaklar' politikasını hayata geçirdi.
03:43
And while mostçoğu citiesşehirler were investingyatırım in more roadsyollar
86
211439
3914
Çoğu şehir karayollarına yatırım yaparken,
03:47
and more highwayskarayolları, they actuallyaslında investedyatırım
87
215353
2909
Portland ise bisiklete ve yürümeye
03:50
in bicyclingBisiklet and in walkingyürüme.
88
218262
2477
yatırım yaptı.
03:52
And they spentharcanmış 60 millionmilyon dollarsdolar on bikebisiklet facilitiestesisler,
89
220739
4065
Bisiklet tesislerine 60 milyon dolar harcadılar.
03:56
whichhangi seemsgörünüyor like a lot of moneypara,
90
224804
1433
Bu büyük para gibi gelse de,
03:58
but it was spentharcanmış over about 30 yearsyıl,
91
226237
2516
30 yıl boyunca harcandığını unutmamak lazım.
04:00
so two millionmilyon dollarsdolar a yearyıl -- not that much --
92
228753
2369
Yani yılda iki milyon dolar--çok değil--
04:03
and halfyarım the pricefiyat of the one cloverleafyonca yaprağı
93
231122
2325
ve yeniden yapmaya karar verdiklerin yoncanın
04:05
that they decidedkarar to rebuildyeniden inşa etmek in that cityŞehir.
94
233447
2819
fiyatının yarısı.
04:08
These changesdeğişiklikler and othersdiğerleri like them changeddeğişmiş
95
236266
1969
Bu değişiklikler ve diğerleri
04:10
the way that PortlandersPortlanders livecanlı,
96
238235
1962
Porland'dakilerin yaşam tarzını değiştirmiş
04:12
and theironların vehicle-milesaraç-miles traveledseyahat perbaşına day,
97
240197
2161
ve günde arabayla gidilen mesafe oranları
04:14
the amounttutar that eachher personkişi drivessürücüler,
98
242358
1559
yani her bireyin ne kadar araba kullandığı
04:15
actuallyaslında peakedkadar yükseldi in 1996,
99
243917
2313
zirveye ulaştığı 1996 yılından beri
04:18
has been droppingbırakarak ever sincedan beri,
100
246230
2101
düşüyor.
04:20
and they now drivesürücü 20 percentyüzde lessaz
101
248331
2064
ve şimdi ülkenin geri kalanından
04:22
than the restdinlenme of the countryülke.
102
250395
1433
%20 daha az araba kullanıyorlar.
04:23
The typicaltipik PortlandPortland citizenvatandaş drivessürücüler
103
251828
2756
Tipik bir Portland'lı
04:26
fourdört milesmil lessaz, and 11 minutesdakika lessaz perbaşına day
104
254584
3968
eskisine göre günde 4 mil ve 11 dakika
04:30
than they did before.
105
258552
2322
daha az araba kullanıyor.
04:32
The economistiktisatçı JoeJoe CortrightCortright did the mathmatematik
106
260874
1987
Ekonomist Joe Cortright'in hesaplarına göre
04:34
and he foundbulunan out that those fourdört milesmil
107
262861
1518
4 mil
04:36
plusartı those 11 minutesdakika
108
264379
1432
ve 11 dakika
04:37
addsekler up to fullytamamen threeüç and a halfyarım percentyüzde
109
265811
1922
toplanınca bütün bölgenin gelirinin
04:39
of all incomegelir earnedkazanılan in the regionbölge.
110
267733
2530
%3.5'ine eşittir.
04:42
So if they're not spendingharcama that moneypara on drivingsürme --
111
270263
1876
Yani eğer o parayı araba kullanarak harcamıyorlarsa,
04:44
and by the way, 85 percentyüzde of the moneypara
112
272139
1613
ve bu arada araba için verdiğimiz paranın
04:45
we spendharcamak on drivingsürme leavesyapraklar the localyerel economyekonomi --
113
273752
2594
%85'i yerel ekonomimizden ayrılıyor--
04:48
if they're not spendingharcama that moneypara on drivingsürme,
114
276346
1875
eğer o parayı araba kullanmaya harcamıyorlarsa,
04:50
what are they spendingharcama it on?
115
278221
1771
nereye harcıyorlar?
04:51
Well, PortlandPortland is reputedtanınmış to have
116
279992
1677
Portland'in ünü kişi başına en çok
04:53
the mostçoğu roofçatı racksraflar perbaşına capitadüşen,
117
281669
2922
araç üstü bagaja,
04:56
the mostçoğu independentbağımsız bookstoreskitapçılarda perbaşına capitadüşen,
118
284591
2840
bağımsız kitabevlerine
04:59
the mostçoğu stripşerit clubskulüpleri perbaşına capitadüşen.
119
287431
3244
pavyonlara sahip olmasıymış.
05:02
These are all exaggerationsexaggerations, slighthafif exaggerationsexaggerations
120
290675
2636
Biraz abartıyorum, biraz
05:05
of a fundamentaltemel truthhakikat, whichhangi is PortlandersPortlanders
121
293311
1639
ama doğrudur ki Portland'lılar
05:06
spendharcamak a lot more on recreationrekreasyon of all kindsçeşit
122
294950
3198
eğlence için Amerika'nın gerisinden
05:10
than the restdinlenme of AmericaAmerika.
123
298148
2026
daha fazla para veriyorlar.
05:12
ActuallyAslında, OregoniansOregonlular spendharcamak more on alcoholalkol
124
300174
2315
Aslında Oregon'lular diğer eyaletlerden
05:14
than mostçoğu other statesdevletler,
125
302489
1340
alkole daha fazla para harcıyorlar
05:15
whichhangi mayMayıs ayı be a good thing or a badkötü thing,
126
303829
1565
belki iyi belki kötü birşeydir ama
05:17
but it makesmarkaları you gladmemnun they're drivingsürme lessaz.
127
305394
1999
en azından arabaya daha az biniyorlar.
05:19
(LaughterKahkaha)
128
307393
2373
(Gülüşmeler)
05:21
But actuallyaslında, they're spendingharcama mostçoğu of it in theironların homesevler,
129
309766
3336
Ama gerçekten gelirlerinin çoğunu evleri için veriyorlar
05:25
and home investmentyatırım is about as localyerel
130
313102
2543
ve eve yapılan yatırımdan
05:27
an investmentyatırım as you can get.
131
315660
2123
yerel ekonomiye daha katkıda bulunan bir yatırım yoktur.
05:29
But there's a wholebütün other PortlandPortland storyÖykü,
132
317783
1411
Ama Portland'ın bu hesaplamanın dışında olan
05:31
whichhangi isn't partBölüm of this calculusDiferansiyel ve İntegral Hesap,
133
319194
1545
tamamen ayrı bir hikayesi var;
05:32
whichhangi is that younggenç, educatedeğitimli people
134
320739
2887
genç, eğitimli insanlar
05:35
have been movinghareketli to PortlandPortland in drovessürüler halinde,
135
323626
2452
Portland'a akın ediyorlar
05:38
so that betweenarasında the last two censusesnüfus,
136
326078
2518
o kadar ki, en son iki sayım arasında
05:40
they had a 50-percent-yüzde increaseartırmak
137
328596
2282
üniversite eğitimi olan genç insanlarda
05:42
in college-educatedÜniversite mezunu millennialsMillennials,
138
330878
1864
%50 artış görüldü.
05:44
whichhangi is fivebeş timeszamanlar what you saw anywhereherhangi bir yer elsebaşka
139
332742
2184
Amerika'nın başka her yerindeki, daha doğrusu,
05:46
in the countryülke, or, I should say, of the nationalUlusal averageortalama.
140
334926
3276
milli ortalamadaki artışın 5 katı.
05:50
So on the one handel, a cityŞehir saveskaydeder moneypara for its residentssakinleri
141
338202
4313
Bir yandan şehirler, yürünebilir ve bisiklete dost olarak
05:54
by beingolmak more walkableyürünebilir and more bikeablebikeable,
142
342515
2580
sakinlerinin masraflarını azaltıyor
05:57
but on the other handel, it alsoAyrıca is the coolgüzel kindtür of cityŞehir
143
345095
2835
ve diğer yandan, son zamanlarda
05:59
that people want to be in these daysgünler.
144
347930
2818
insanların yaşamak istedikleri şehirler de oluyorlar.
06:02
So the besten iyi economicekonomik strategystrateji
145
350748
1393
Bu yüzden bir şehir için
06:04
you can have as a cityŞehir
146
352141
1403
en iyi ekonomik strateji,
06:05
is not the oldeski way of tryingçalışıyor to attractçekmek corporationsşirketler
147
353544
3714
eskisi gibi büyük firmaları çekmek,
06:09
and tryingçalışıyor to have a biotechbiyoteknoloji clusterküme
148
357258
2332
ve bir bioteknoloji plaza
06:11
or a medicaltıbbi clusterküme,
149
359590
2094
veya medikal park,
06:13
or an aerospaceHavacılık ve uzay clusterküme,
150
361684
1409
veya bilim-araştırma plazaları oluşturmak değil,
06:15
but to becomeolmak a placeyer where people want to be.
151
363093
3100
Aksine insanların yaşamak istedikleri yer olmaktır.
06:18
And millennialsMillennials, certainlykesinlikle, these enginesmotorlar of entrepreneurshipGirişimcilik,
152
366193
3478
Ve yeni neslin, yani girişimci nesil,
06:21
64 percentyüzde of whomkime decidekarar ver first
153
369671
2841
%64'u ilk olarak
06:24
where they want to livecanlı,
154
372512
1279
nerede yaşayacaklarına karar veriyorlar.
06:25
then they movehareket there, then they look for a job,
155
373791
2016
Ondan sonra oraya taşınıyor ve iş arıyorlar.
06:27
they will come to your cityŞehir.
156
375807
2945
Sizin şehrinize de gelecekler.
06:30
The healthsağlık argumenttartışma is a scarykorkutucu one,
157
378752
2861
Sağlık konusu ise tedirgin edici,
06:33
and you've probablymuhtemelen heardduymuş partBölüm of this argumenttartışma before.
158
381613
2494
ve muhtemelen bu tartışmanın bir kısmını daha önceden duymuşsunuzdur.
06:36
Again, back in the '70s, a lot'sçok 's changeddeğişmiş sincedan beri then,
159
384107
2967
70'li yıllardan bu yana bir çok şey değişti,
06:39
back in the '70s, one in 10 AmericansAmerikalılar was obeseaşırı şişman.
160
387074
3110
70'li yıllarda, Amerika'lıların 10'da biri obezdi.
06:42
Now one out of threeüç AmericansAmerikalılar is obeseaşırı şişman,
161
390184
3599
Artık 3'te biri obez,
06:45
and a secondikinci thirdüçüncü of the populationnüfus is overweightkilolu.
162
393783
3867
ve nüfusun diğer 3'te ikisi de fazla kilolu.
06:49
Twenty-five25 percentyüzde of younggenç menerkekler
163
397650
1879
Genç erkeklerin %25'i
06:51
and 40 percentyüzde of younggenç womenkadınlar are too heavyağır
164
399529
1921
ve genç kadınların %40'u
06:53
to enlistlisteleme in our ownkendi militaryaskeri forcesgüçler.
165
401450
3651
askere alınamayacak kadar fazla kilolu.
06:57
AccordingAccording to the CenterMerkezi for DiseaseHastalığı ControlDenetim,
166
405101
2378
Hastalık Kontrol Merkezi'ne göre
06:59
fullytamamen one thirdüçüncü of all childrençocuklar borndoğmuş after 2000
167
407479
3797
2000 yılından sonra doğan çocukların
07:03
will get diabetesdiyabet.
168
411276
1700
3'te birinin şeker hastalığı olacak.
07:04
We have the first generationnesil of childrençocuklar in AmericaAmerika
169
412976
1973
İlk defa Amerika'da doğan yeni nesil
07:06
who are predictedtahmin to livecanlı shorterdaha kısa liveshayatları than theironların parentsebeveyn.
170
414949
3870
önceki nesilden daha az yaşayacak.
07:10
I believe that this AmericanAmerikan healthcaresağlık hizmeti crisiskriz
171
418819
2211
Ve hepimizin duyduğu
07:13
that we'vebiz ettik all heardduymuş about
172
421030
1438
bu sağlık krizi
07:14
is an urbankentsel designdizayn crisiskriz,
173
422468
2616
aslında bir şehirli krizi
07:17
and that the designdizayn of our citiesşehirler liesyalanlar at the cureÇare.
174
425084
2812
ve çaresi şehirlerimizin tasarımında bulunuyor
07:19
Because we'vebiz ettik talkedkonuştuk a long time about dietdiyet,
175
427896
2565
Çünkü uzun zamandır beslenme hakkında konuşuyoruz
07:22
and we know that dietdiyet impactsetkiler weightağırlık,
176
430461
2754
ve kilo üzerindeki etkilerini,
07:25
and weightağırlık of coursekurs impactsetkiler healthsağlık.
177
433215
2312
ve kilo tabi ki sağlığı etkiliyor.
07:27
But we'vebiz ettik only startedbaşladı talkingkonuşma about inactivityhareketsizlik,
178
435527
2771
Ama hareketsizlik konusuna daha yeni değiniyoruz,
07:30
and how inactivityhareketsizlik borndoğmuş of our landscapepeyzaj,
179
438298
3192
ve çevremizin yüzünden oluşan hareketsizliğe,
07:33
inactivityhareketsizlik that comesgeliyor from the factgerçek that we livecanlı
180
441490
2330
yürümenin gerekli olmadığı bir ortamda
07:35
in a placeyer where there is no longeruzun any suchböyle thing
181
443820
1869
yaşadığımız için meydana gelen hareketsizlik
07:37
as a usefulişe yarar walkyürümek, is drivingsürme our weightağırlık up.
182
445689
3596
kilomuzu arttırıyor.
07:41
And we finallyen sonunda have the studiesçalışmalar,
183
449285
1574
Ve nihayet bilimsel araştırmalar var,
07:42
one in Britainİngiltere calleddenilen "GluttonyOburluk versuse karşı slothTembel hayvan"
184
450859
2686
mesela İngiltere'de 'Oburluk mu? Üşengeçlik mi?' adında bir araştırma,
07:45
that trackedizlenen weightağırlık againstkarşısında dietdiyet
185
453545
2701
kilo ile beslenme
07:48
and trackedizlenen weightağırlık againstkarşısında inactivityhareketsizlik,
186
456246
1905
ve kilo ile hareketsizliğin ilişkilerini izledi.
07:50
and foundbulunan a much higherdaha yüksek, strongergüçlü correlationbağıntı
187
458151
2703
Ve kilo ile hareketsizliğin arasında
07:52
betweenarasında the latterİkinci two.
188
460854
2048
çok daha güçlü bir bağ buldu.
07:54
DrDr. JamesJames LevineLevine at, in this casedurum,
189
462902
2017
Mayo Klinik'teki Doktor James Levine ise
07:56
the aptly-namedaptly adli MayoMayo ClinicKliniği
190
464919
2193
deneklerine elektronik
07:59
put his testÖlçek subjectskonular in electronicelektronik underweariç çamaşırı,
191
467112
4539
iç çamaşırları giydirdi,
08:03
heldbekletilen theironların dietdiyet steadyistikrarlı,
192
471651
1993
ve beslenmelerini sabit tutarak,
08:05
and then startedbaşladı pumpingpompalama the calorieskalori in.
193
473644
2004
vücutlarına kalori pompalamaya başladı.
08:07
Some people gainedkazanmış weightağırlık,
194
475648
1497
Bazı insanlar kilo alırken,
08:09
some people didn't gainkazanç weightağırlık.
195
477145
1377
bazıları almadı.
08:10
ExpectingBekliyor some metabolicmetabolik or DNADNA factorfaktör at work,
196
478522
3466
Kalıtsal veya metabolizmaya bağlı bazı faktörler umarken,
08:13
they were shockedşok to learnöğrenmek that the only differencefark
197
481988
1704
aradaki farkın sadece
08:15
betweenarasında the subjectskonular that they could figureşekil out
198
483692
1882
hareketlilik olduğunu
08:17
was the amounttutar they were movinghareketli,
199
485574
1884
görünce şok oldular
08:19
and that in factgerçek those who gainedkazanmış weightağırlık
200
487458
1640
Ve kilo alanlar,
08:21
were sittingoturma, on averageortalama, two hourssaatler more perbaşına day
201
489098
3752
kilo almayanlardan
08:24
than those who didn't.
202
492850
1316
günde ortalama iki saat fazla oturmustu.
08:26
So we have these studiesçalışmalar that tiekravat
203
494166
1943
Şimdi kilo ile hareketsizliği birbirine bağlayan
08:28
weightağırlık to inactivityhareketsizlik, but even more,
204
496109
2314
bu araştırmalar var, ayrıca artık
08:30
we now have studiesçalışmalar that tiekravat weightağırlık to where you livecanlı.
205
498423
2515
kilo ile yaşadığımız yerleri ilişkilendiren araştırmalar da var.
08:32
Do you livecanlı in a more walkableyürünebilir cityŞehir
206
500938
1633
Daha yürünebilir bir şehirde mi yaşıyorsun?
08:34
or do you livecanlı in a lessaz walkableyürünebilir cityŞehir,
207
502571
1436
Veya pek yürünemeyen bir şehirde mi yaşıyorsun?
08:36
or where in your cityŞehir do you livecanlı?
208
504007
1924
Veya şehrinin neresinde yaşıyorsun?
08:37
In SanSan DiegoDiego, they used WalkYürüyüş ScorePuan --
209
505931
2665
San Diego'da 'Yürüme Skoru' adında bir puan sistemi kullandılar--
08:40
WalkYürüyüş ScorePuan ratesoranları everyher addressadres in AmericaAmerika
210
508596
2357
Yürüme Skoru, Amerika'daki
08:42
and soonyakında the worldDünya
211
510953
1639
ve yakında dünyadaki
08:44
in termsşartlar of how walkableyürünebilir it is --
212
512592
2389
her adrese yürünebilirliğine göre puan veriyor.
08:46
they used WalkYürüyüş ScorePuan to designatebelirlemek more walkableyürünebilir neighborhoodsmahalleler
213
514981
2883
Yürüme Skorunu kullanarak daha yürünebilir mahalleleri
08:49
and lessaz walkableyürünebilir neighborhoodsmahalleler.
214
517864
1693
ve az yürünebilir mahalleri tespit ettiler.
08:51
Well guesstahmin what? If you livedyaşamış in a more walkableyürünebilir neighborhoodKomşuluk,
215
519557
2802
Ve ne çıktı, biliyor musunuz? Daha yürünebilir bir yerde yaşıyorsanız,
08:54
you were 35 percentyüzde likelymuhtemelen to be overweightkilolu.
216
522359
2271
fazla kilolu olma ihtimaliniz %35,
08:56
If you livedyaşamış in a lessaz walkableyürünebilir neighborhoodKomşuluk,
217
524630
2323
Daha az yürünebilir bir yerde yaşıyorsanız,
08:58
you were 60 percentyüzde likelymuhtemelen to be overweightkilolu.
218
526953
2207
fazla kilolu olma ihtimaliniz %60.
09:01
So we have studyders çalışma after studyders çalışma now
219
529160
1838
Yani şimdi, yaşadığımız yeri, sağlığımıza bağlayan
09:02
that's tyingbağlama where you livecanlı
220
530998
2055
birçok araştırma var
09:05
to your healthsağlık, particularlyözellikle as in AmericaAmerika,
221
533053
2387
özellikle Amerika'da
09:07
the biggesten büyük healthsağlık crisiskriz we have is this one
222
535440
2130
en büyük sağlık krizimiz
09:09
that's stemmingdallanma from environmental-inducedçevresel kaynaklı inactivityhareketsizlik.
223
537570
4724
çevreden kaynaklanan hareketsizlik.
09:14
And I learnedbilgili a newyeni wordsözcük last weekhafta.
224
542294
1723
Ve geçen hafta yeni bir kelime öğrendim.
09:16
They call these neighborhoodsmahalleler "obesagenericobesageneric."
225
544017
3630
Böyle mahallelere 'obezyapıcı' diyorlar.
09:19
I mayMayıs ayı have that wrongyanlış, but you get the ideaFikir.
226
547647
3231
Belki kelime tam öyle değil, ama siz anlamışsınızdır.
09:22
Now that's one thing, of coursekurs.
227
550878
1767
Bu da birşey, tabiki.
09:24
BrieflyKısa bir süre mentioningsöz, we have an asthmaastım epidemicsalgın
228
552645
2475
Kısaca bahsetmek gerekirse, bu ülkede
09:27
in this countryülke.
229
555120
1127
astım problemimiz var.
09:28
You probablymuhtemelen haven'tyok thought that much about it.
230
556247
1658
Muhtemelen hakkında pek düşünmemişsinizdir.
09:29
FourteenOn dört AmericansAmerikalılar dieölmek eachher day from asthmaastım,
231
557905
2721
Her sene Amerika'da 14 kişi astımdan ölüyor.
09:32
threeüç timeszamanlar what it was in the '90s,
232
560626
2905
90'lardaki rakamının üç katı.
09:35
and it's almostneredeyse all cominggelecek from cararaba exhaustegzoz.
233
563531
2891
Ve hemen hemen hepsi araba egzozundan kaynaklanıyor.
09:38
AmericanAmerikan pollutionkirlilik does not come
234
566422
2012
Amerika'da hava kirliliği artık
09:40
from factoriesfabrikalar anymoreartık, it comesgeliyor from tailpipesegzoz borusu,
235
568434
2308
fabrikalardan değil araba egzozlarından kaynaklanıyor,
09:42
and the amounttutar that people are drivingsürme in your cityŞehir,
236
570742
2257
ve şehrinizde araç kullanan kişi sayısı,
09:44
your urbankentsel VMTVMT, is a good predictiontahmin
237
572999
2448
şehrinizde yapılan kilometre miktarı,
09:47
of the asthmaastım problemssorunlar in your cityŞehir.
238
575447
2502
şehrinizdeki astım sonrunlarını tahmin etmenize yardımcı olur.
09:49
And then finallyen sonunda, in termsşartlar of drivingsürme,
239
577949
2215
Ve son olarak, araç kullanma açısından baktığımızda
09:52
there's the issuekonu of the single-largesttek en büyük killerkatil
240
580164
2906
sağlıklı yetişkinlerin tek başına en büyük ölüm sebebi
09:55
of healthysağlıklı adultsyetişkinler, and one of the largesten büyük killerskatiller
241
583070
2642
ve tüm insanların en büyük ölüm sebebi,
09:57
of all people, is cararaba crashesçöker.
242
585712
2094
trafik kazaları.
09:59
And we take cararaba crashesçöker for grantedverilmiş.
243
587806
1502
Ve biz trafik kazalarını hafife alıyoruz.
10:01
We figureşekil it's a naturaldoğal riskrisk
244
589308
1835
Yolculuk etmeyi kaçınılmaz bir risk
10:03
of beingolmak on the roadyol.
245
591143
1582
olarak algılıyoruz.
10:04
But in factgerçek, here in AmericaAmerika, 12 people
246
592725
3173
Ama Amerika'da her sene
10:07
out of everyher 100,000
247
595898
1356
100.000 kişiden 12'si
10:09
dieölmek everyher yearyıl from cararaba crashesçöker.
248
597254
2098
trafik kazalarında ölüyor.
10:11
We're prettygüzel safekasa here.
249
599352
1469
burada bayağı güvendeyiz.
10:12
Well, guesstahmin what? In Englandİngiltere, it's sevenYedi perbaşına 100,000.
250
600821
2386
Ne var ki İlgiltere'de bu oran 100.000'de 7.
10:15
It's JapanJaponya, it's fourdört perbaşına 100,000.
251
603207
1838
Japonya'da ise 100.000'de 4.
10:17
Do you know where it's threeüç perbaşına 100,000?
252
605045
2569
Ve nerede 100.000'de 3, biliyor musunuz?
10:19
NewYeni YorkYork CityŞehir.
253
607614
1725
New York Şehri.
10:21
SanSan FranciscoFrancisco, the sameaynı thing. PortlandPortland, the sameaynı thing.
254
609339
2656
San Francisco ve Portland için aynı şey geçerli.
10:23
Oh, so citiesşehirler make us saferdaha güvenli
255
611995
2060
Demek ki şehirde yaşamak daha güvenlidir,
10:26
because we're drivingsürme lessaz?
256
614055
2169
daha az araba kullandığımızdan mı?
10:28
TulsaTulsa: 14 perbaşına 100,000.
257
616224
2419
Tulsa: 100.000'de 14.
10:30
OrlandoOrlando: 20 perbaşına 100,000.
258
618643
3241
Orlando: 100.000'de 20.
10:33
It's not whetherolup olmadığını you're in the cityŞehir or not,
259
621884
1717
Mevzu şehirde yaşayıp yaşamamak değil,
10:35
it's how is your cityŞehir designedtasarlanmış?
260
623601
1686
önemli olan şehrinizin nasıl planlandığı.
10:37
Was it designedtasarlanmış around carsarabalar or around people?
261
625287
3832
Arabalar için mi insalar için mi planlanmış?
10:41
Because if your cityŞehir is designedtasarlanmış around carsarabalar,
262
629119
1770
Çünkü eğer şehriniz araba için tasarlanmışsa,
10:42
it's really good at smashingSmashing them into eachher other.
263
630889
4859
onların birbirlerine çarpıştırmakta iyidir.
10:47
That's partBölüm of a much largerdaha büyük healthsağlık argumenttartışma.
264
635748
3735
Bu daha geniş bir sağlık konusunun bir parçası.
10:51
FinallySon olarak, the environmentalçevre argumenttartışma is fascinatingbüyüleyici,
265
639483
2269
En son olarak, çevresel tartışmalar gerçekten çok ilginç,
10:53
because the environmentalistsçevreciler turneddönük on a dimebozuk para
266
641752
2241
çünkü 10 sene önce çevreciler
10:55
about 10 yearsyıl agoönce.
267
643993
1519
bakış açılarını tamamen değiştirdiler.
10:57
The environmentalçevre movementhareket in AmericaAmerika
268
645512
1476
Jefforsan'dan beri, Amerika'daki çevreci akımı
10:58
has historicallytarihsel been an anti-cityAnti-şehir movementhareket
269
646988
3028
tarihsel olarak
11:02
from JeffersonJefferson on.
270
650016
1511
şehir karşıtı bir hareketti.
11:03
"CitiesŞehirler are pestilentialpestilential to the healthsağlık,
271
651527
2355
'Şehirler insanın sağlığna, ahlakına
11:05
to the libertiesözgürlükler, to the moralstöre of man.
272
653882
1991
ve özgürlüğüne zararlı' demiş Jefferson.
11:07
If we continuedevam et to pileistif uponüzerine ourselveskendimizi in citiesşehirler,
273
655873
2110
'Eğer, Avrupa'da yaptıkları gibi,
11:09
as they do in EuropeEurope, we shall-acak becomeolmak as corruptyozlaşmış
274
657983
1916
şehirlerde yığılmaya devam edersek,
11:11
as they are in EuropeEurope
275
659899
1415
Avrupa'dakiler gibi yozlaşmış oluruz,
11:13
and take to eatingyemek yiyor one anotherbir diğeri as they do there."
276
661314
2662
ve onları gibi birbirimizi yemeye başlarız.'
11:15
He apparentlygörünüşe göre had a senseduyu of humormizah.
277
663976
2731
Belli ki Jefferson'un mizah anlayışı varmış.
11:18
And then the AmericanAmerikan environmentalçevre movementhareket
278
666707
2053
ve sonra, Amerika'daki çevreci akımı,
11:20
has been a classicallyKlasik ArcadianArkadyalı movementhareket.
279
668760
2110
klasik bir kırsala dönüş destekleyen bir akım oldu.
11:22
To becomeolmak more environmentalçevre, we movehareket into the countryülke,
280
670870
2113
Daha çevreci olmak için, doğaya daha yakın yerlere taşındık,
11:24
we communekomün with naturedoğa, we buildinşa etmek suburbsbanliyöler.
281
672983
2668
suburb'ler inşa ederek doğa ile birleşiyoruz.
.
11:27
But, of coursekurs, we'vebiz ettik seengörüldü what that does.
282
675651
4023
Ama tabii ki, bunu sonucunun ne olduğunu biliyoruz.
11:31
The carbonkarbon mappingharitalama of AmericaAmerika,
283
679674
2206
Amerika'nın karbon haritasına baktığımızda
11:33
where is the COCO2 beingolmak emittedyayılan,
284
681880
1887
karbon dioksitin uzun yıllardır salındığı
11:35
for manyçok yearsyıl only
285
683767
1929
yerler
11:37
hammereddövülmüş this argumenttartışma in more stronglyşiddetle.
286
685696
2527
bu tartışmayı daha fazla vurguluyor.
11:40
If you look at any carbonkarbon mapharita, because we mapharita it perbaşına squarekare milemil,
287
688223
2841
Eğer Amerika'daki herhangi bir karbon haritasına bakarsanız,
11:43
any carbonkarbon mapharita of the U.S.,
288
691064
1515
her metrekareyi haritaladığımız için,
11:44
it looksgörünüyor like a night skygökyüzü satelliteuydu photoFotoğraf of the U.S.,
289
692579
3143
Amerika'nın gece çekilmiş uydu fotoğrafına benzediğini görürsünüz.
11:47
hottestsıcak in the citiesşehirler, coolersoğutucu in the suburbsbanliyöler,
290
695722
2456
şehirlerde daha sıcak, suburb'lerde ise daha soğuk
11:50
darkkaranlık, peacefulhuzurlu in the countrysidekırsal.
291
698178
3568
kırsal ise, karanlık ve huzurlu.
11:53
UntilKadar some economistsekonomistler said, you know,
292
701746
1939
Ama bazı ekonomistler, karbon dioksiti ölçmek için kullanılan
11:55
is that the right way to measureölçmek COCO2?
293
703685
2446
bu yöntem doğru mu diye merak etmişler.
11:58
There are only so manyçok people in this countryülke at any givenverilmiş time,
294
706131
1986
Belirli bir zamanda, ülkede bulunan insan sayısı belirli olduğuna göre,
12:00
and we can chooseseçmek to livecanlı where perhapsbelki
295
708117
2087
belki bireysel etkimizin daha hafif olacağı
12:02
we would have a lighterçakmak impactdarbe.
296
710204
1639
bir yerde yaşamayı seçebiliriz.
12:03
And they said, let's measureölçmek COCO2 perbaşına householdev halkı,
297
711843
2793
O zaman karbon diyoksiti aileye göre ölçelim demişler,
12:06
and when they did that, the mapsharitalar just flippedsaygısız,
298
714636
2604
ve onu yaptıkları zaman harita tam tersi olmuş
12:09
coolesthavalı in the centermerkez cityŞehir, warmerdaha sıcak in the suburbsbanliyöler,
299
717240
3019
şehir merkezinde soğuk, suburb'ler de sıcak
12:12
and redkırmızı hotSıcak in these exurbandışı
300
720259
2676
ve daha ekonomik yaşamın olduğu
12:14
"drivesürücü tillkadar you qualifynitelemek" neighborhoodsmahalleler.
301
722935
2772
kırsal alanlarda da en sıcak.
12:17
So a fundamentaltemel shiftvardiya, and now you have
302
725707
1953
Yani, çok önemli bir değişim,
12:19
environmentalistsçevreciler and economistsekonomistler like EdEd GlaeserGlaeser
303
727660
2764
artık, Ed Glaeser gibi ekonomistler ve çevreciler
12:22
sayingsöz we are a destructiveyıkıcı speciesTürler.
304
730424
2567
diyorlar ki insanoğlu tahrip eden bir türdür.
12:24
If you love naturedoğa, the besten iyi thing you can do
305
732991
2166
Eğer doğayı seviyorsanız, yapacağınız en iyi şey
12:27
is staykalmak the heckkahrolası away from it,
306
735157
2268
doğadan uzak durmaktır.
12:29
movehareket to a cityŞehir, and the denserdaha yoğun the better,
307
737425
2554
şehire taşının, ne kadar yoğun o kadar iyi
12:31
and the denserdaha yoğun citiesşehirler like ManhattanManhattan
308
739979
2504
ve Manhattan gibi daha yoğun olan şehirlerin
12:34
are the citiesşehirler that performyapmak the besten iyi.
309
742483
2336
performası en iyi.
12:36
So the averageortalama ManhattaniteManhattanite is consumingtüketen gasolinebenzin
310
744819
4149
Manhattan'da oturan birinin benzin tüketme oranını
12:40
at the rateoran the restdinlenme of the nationulus hasn'tdeğil sahiptir seengörüldü sincedan beri the '20s,
311
748968
4316
ülkenin gerisi 20'li yıllardan beri görmemiştir,
12:45
consumingtüketen halfyarım of the electricityelektrik of DallasDallas.
312
753284
3474
ayrıca Dallas şehrinin elektriğinin sadece yarısını tüketiyor.
12:48
But of coursekurs, we can do better.
313
756758
2002
Tabii daha da iyi yapabiliriz.
12:50
CanadianKanada citiesşehirler, they consumetüketmek halfyarım the gasolinebenzin of AmericanAmerikan citiesşehirler.
314
758760
3112
Kanada şehirleri, Amerika şehirlerinin yarısı kadar benzin tüketiyor.
12:53
EuropeanAvrupa citiesşehirler consumetüketmek halfyarım as much again.
315
761872
4094
Avrupa'da aynı şekilde.
12:57
So obviouslybelli ki, we can do better,
316
765966
2196
Açıkcası, biz daha iyisini yapabiliriz
13:00
and we want to do better, and we're all tryingçalışıyor to be greenyeşil.
317
768162
3369
ve daha iyisini yapmak istiyoruz, ve hepimiz doğaya dost olmaya çalışıyoruz.
13:03
My finalnihai argumenttartışma in this topickonu is that
318
771531
2446
Bu konuda son söyleceklerim ise
13:05
I think we're tryingçalışıyor to be greenyeşil the wrongyanlış way,
319
773977
3654
Bence, biz yanlış yollardan doğaya dost olmaya çalışıyoruz,
13:09
and I'm one of manyçok people who believesinanır that
320
777631
2176
benim gibi düşünen birçokları,
13:11
this focusodak on gadgetsgadget'lar,
321
779807
3072
insanların teknolojik cihazlara olan ilgisi,
13:14
on accessorizingaccessorizing --
322
782879
2691
ev aksesurları, yani,
13:17
What can I addeklemek to my houseev,
323
785570
2019
evime daha ne ekleyebilirim,
13:19
what can I addeklemek to what I've alreadyzaten got
324
787589
2112
yaşam tarzımı daha sürdürülebilir yapmak için,
13:21
to make my lifestyleyaşam tarzı more sustainablesürdürülebilir? --
325
789701
2463
var olan eşyalarıma daha ne katabilirim
13:24
has kindtür of dominatedhakim the discussiontartışma.
326
792164
1941
gibi düşüncelerin konuya hakim olduğunu düşünüyorlar.
13:26
So I'm not immunebağışık to this.
327
794105
1854
Benim buna bağışıklığım yok.
13:27
My wifekadın eş and I builtinşa edilmiş a newyeni houseev
328
795959
1535
Eşimle ben, Washington'da terk edilmiş bir arazide
13:29
on an abandonedterkedilmiş lot in WashingtonWashington, D.C.,
329
797494
2999
kendimize bir ev yaptık.
13:32
and we did our besten iyi to clearaçık the shelvesraflar
330
800493
2102
ve 'doğaya dost' marketlerin
13:34
of the sustainabilitySürdürülebilirlik storemağaza.
331
802595
2055
raflarını boşaltmak için elimizden geleni yaptık.
13:36
We'veBiz ettik got the solargüneş photovoltaicFotovoltaik systemsistem,
332
804650
2235
Solar panellerimiz, solar su ısıtma sistemimiz
13:38
solargüneş hotSıcak waterSu heaterısıtıcı, dual-flushÇift floş toiletstuvaletler,
333
806885
2449
çift-sifonlu tuvaletlerimiz,
13:41
bamboobambu floorskatlar.
334
809334
1908
bambu parkelerimiz var.
13:43
A logkütük burningyanan in my GermanAlmanca high-techyüksek teknoloji stovesoba, fırın, ocak
335
811242
3372
Odun yakmak için kullandığımız ileri teknoloji Alman sobamız
13:46
apparentlygörünüşe göre, supposedlygüya, contributeskatkıda bulunur lessaz carbonkarbon
336
814614
2689
ormanda çürümeye
13:49
to the atmosphereatmosfer than were it left aloneyalnız
337
817303
1681
bırakılan odunlardan
13:50
to decomposeayrıştırmak in the forestorman.
338
818984
2112
daha az karbon üretiyor.
13:53
YetHenüz all of these innovationsyenilikler --
339
821096
2780
Fakat bu yeniliklerin hepsi--
13:55
That's what they said in the brochurebroşür.
340
823876
1887
bröşürlerde yazanlar.
13:57
(LaughterKahkaha)
341
825763
1228
(Gülüşmeler)
13:58
All of these innovationsyenilikler togetherbirlikte
342
826991
2140
Bu yeniliklerin hepsi,
14:01
contributekatkıda bulunmak a fractionkesir of what we contributekatkıda bulunmak
343
829131
3084
metrodan üç sokak ötede, şehrin merkezinde,
14:04
by livingyaşam in a walkableyürünebilir neighborhoodKomşuluk
344
832215
1905
olan yürünebilir bir yerde oturmakla kıyaslandığında,
14:06
threeüç blocksbloklar from a metroMetro in the heartkalp of a cityŞehir.
345
834120
3771
sadece ufak bir katkı sağlıyor.
14:09
We'veBiz ettik changeddeğişmiş all our lightışık bulbsampuller to energy-saversEnerji Koruyucular,
346
837891
2199
Ampüllerimizi tasarruflu olan modellerle değiştirdik
14:12
and you should do the sameaynı thing,
347
840090
1350
ve siz de aynsını yapmalısnız,
14:13
but changingdeğiştirme all your lightışık bulbsampuller to energy-saversEnerji Koruyucular
348
841440
2380
ama ampülleri tasarruflu yaparak,
14:15
saveskaydeder as much energyenerji in a yearyıl
349
843820
1632
yürünebilir bir şehire taşınarak bir haftada tasarruf edeceğin enerjiyi
14:17
as movinghareketli to a walkableyürünebilir cityŞehir does in a weekhafta.
350
845452
2934
ancak bir yılda tasarruf edersin.
14:20
And we don't want to have this argumenttartışma.
351
848386
1349
Ama biz bu konuyu açmak istemiyoruz.
14:21
PoliticiansPolitikacılar and marketerspazarlamacıların are afraidkorkmuş
352
849735
2208
Siyasetçiler ve pazarlamacılar, doğaya dostluğu
14:23
of marketingpazarlama greenyeşil as a "lifestyleyaşam tarzı choiceseçim."
353
851943
3733
bir 'hayat tarzı' olarak pazarlamaktan korkuyor.
14:27
You don't want to tell AmericansAmerikalılar, God forbidyasaklamak,
354
855676
2917
Amerika'lılara, Tanrı korusun, hayat tarzını değiştirmeleri
14:30
that they have to changedeğişiklik theironların lifestyleyaşam tarzı.
355
858593
1861
gerektiğini söylemek istemezsiniz.
14:32
But what if lifestyleyaşam tarzı was really about qualitykalite of life
356
860454
3164
Peki ama, yaşam tarzı aslında yaşam kalitesi ile alakalıysa
14:35
and about perhapsbelki something that we would all enjoykeyfini çıkarın more,
357
863618
2517
ve belki hepimizin daha çok keyif alacağımız birşeyse,
14:38
something that would be better than what we have right now?
358
866135
3331
ya şu anda sahip olduklarımızdan daha iyi birşeyse?
14:41
Well, the goldaltın standardstandart of qualitykalite of life rankingsSıralaması,
359
869466
2511
Belki duymuşsunuzdur,
14:43
it's calleddenilen the MercerMercer SurveyAnket.
360
871977
1989
Mercer Survey isimli bir şirket,
14:45
You mayMayıs ayı have heardduymuş of it.
361
873966
1200
Yaşam kalitesini değerlenderen en iyi kurum.
14:47
They ranksırası hundredsyüzlerce of nationsmilletler worldwideDünya çapında
362
875166
3182
Dünya üzerinde yüzlerce ülkeyi,
14:50
accordinggöre to 10 criteriakriterleri that they believe addeklemek up
363
878348
2413
yaşam kalitesine bağlı olduklarına inandıkları,
14:52
to qualitykalite of life: healthsağlık, economicsekonomi bilimi, educationEğitim,
364
880761
5099
10 tane kritere göre değerlendiriyorlar: sağlık, ekonomi, eğitim
14:57
housingKonut, you nameisim it.
365
885860
3302
konut, vesaire.
15:01
There's sixaltı more. ShortKısa talk.
366
889162
2388
Altı tane daha var ama kısa keselim.
15:03
(LaughterKahkaha)
367
891550
1789
(Gülüşmeler)
15:05
And it's very interestingilginç to see that
368
893339
2647
Çok ilginçtir ki, Amerikada en yüksek
15:07
the highest-rankingyüksek sıralamaya sahip AmericanAmerikan cityŞehir, HonoluluHonolulu,
369
895986
2289
sırada bulunan şehir, Honolulu,
15:10
numbernumara 28, is followedtakip etti by kindtür of the usualolağan suspectsşüpheli
370
898275
3762
dünyada 28'inci sırada yer alıyor, ondan sonra herkesin beklediği gibi
15:14
of SeattleSeattle and BostonBoston and all walkableyürünebilir citiesşehirler.
371
902037
3939
Seattle, Boston ve diğer tüm yürünebilir şehirler.
15:17
The drivingsürme citiesşehirler in the SunGüneş BeltKemer,
372
905976
1722
Güneydeki araba kullanılan şehirler ise,
15:19
the DallasesDallases and the PhoenixesAnka kuşu and, sorry, AtlantaAtlanta,
373
907698
3169
Dallas, Phoenix ve, kusura bakma, Atlanta gibi
15:22
these citiesşehirler are not appearinggörünen on the listliste.
374
910867
3152
bu listede yer almıyor bile.
15:26
But who'skim doing even better?
375
914019
1818
Peki, neresi bizden daha iyi yapıyor?
15:27
The CanadianKanada citiesşehirler like VancouverVancouver,
376
915837
2336
Kanada şehirleri, Vancouver gibi,
15:30
where again, they're burningyanan halfyarım the fuelyakıt.
377
918173
2324
ve orada yine bizimkinin yarısı kadar benzin harcıyorlar.
15:32
And then it's usuallygenellikle wonwon by citiesşehirler where they speakkonuşmak GermanAlmanca,
378
920497
2811
Ve bu listenin başında genellikle Almanca'nın konuşulduğu şehirler geliyor
15:35
like DusseldorfDusseldorf or ViennaViyana,
379
923308
1932
mesela Düsseldorf veya Viyena.
15:37
where they're burningyanan, again, halfyarım as much fuelyakıt.
380
925240
2430
Ve yine bizim yarımız kadar benzin harcıyorlar.
15:39
And you see this alignmenthizalama, this strangegarip alignmenthizalama.
381
927670
2855
Gördüğünüz gibi bu düzen, bu garip düzen,
15:42
Is beingolmak more sustainblesustainble
382
930525
1888
daha sürdürülebilir olmak
15:44
what givesverir you a higherdaha yüksek qualitykalite of life?
383
932413
2428
size daha yüksek yaşam kalitesi mi veriyor?
15:46
I would arguetartışmak the sameaynı thing
384
934841
2637
Aynı şeyi bende tartışırım,
15:49
that makesmarkaları you more sustainblesustainble
385
937478
1981
sürdürülebilirliği sağlayan ne ise
15:51
is what givesverir you a higherdaha yüksek qualitykalite of life,
386
939459
2050
size daha yüksek yaşam kalitesi veren de aynı şeydir.
15:53
and that's livingyaşam in a walkableyürünebilir neighborhoodKomşuluk.
387
941509
2991
Ve o da, yürünebilir bir yerde yaşamaktır.
15:56
So sustainabilitySürdürülebilirlik, whichhangi includesiçerir our wealthservet
388
944500
4479
Yani sürdürülebilirlik, refahımızla
16:00
and our healthsağlık
389
948979
1774
ve sağlığımızla
16:02
mayMayıs ayı not be a directdirekt functionfonksiyon of our sustainabilitySürdürülebilirlik.
390
950753
4452
direk bağlı olmayabilir.
16:07
But particularlyözellikle here in AmericaAmerika,
391
955205
2457
Ama özellikle Amerika'da
16:09
we are pollutingkirletici so much
392
957662
2441
havayı o kadar kirletiyoruz ki
16:12
because we're throwingatma away our time
393
960103
2676
zamanımızı, paramızı ve hayatımızı otoyollarda
16:14
and our moneypara and our liveshayatları on the highwaykarayolu,
394
962779
2574
o kadar boşa harcıyoruz ki,
16:17
then these two problemssorunlar would seemgörünmek to sharepay
395
965353
2224
bu iki sorun aynı çözümü paylaşıyormuş
16:19
the sameaynı solutionçözüm, whichhangi is to make our citiesşehirler
396
967577
2634
gibi görünüyor, yani şehirlerimizi
16:22
more walkableyürünebilir.
397
970211
1343
daha yürünebilir bir hale getirmek.
16:23
Doing so isn't easykolay, but it can be donetamam,
398
971554
2647
Bunu başarmak hiç de kolay bir şey değil, ama yapılabilir.
16:26
it has been donetamam,
399
974201
1428
Yapılıyor hatta,
16:27
and it's beingolmak donetamam now in more than a fewaz citiesşehirler,
400
975629
2564
birkaç şehirde şimdi yapılıyor,
16:30
around the globeküre and in our countryülke.
401
978193
2536
dünyada ve ülkemizde.
16:32
I take some solaceteselli from WinstonWinston ChurchillChurchill,
402
980729
3062
Winston Churchill
16:35
who put it this way:
403
983791
1370
şöyle demiş:
16:37
"The AmericansAmerikalılar can be countedsayılır on
404
985161
1778
' Emin olabilirsiniz ki Amerika'lılar
16:38
to do the right thing
405
986939
1275
en doğrusunu yaparlar,
16:40
oncebir Zamanlar they have exhaustedbitkin the alternativesalternatifleri." (LaughterKahkaha)
406
988214
2749
ancak bütün diğer alternatifleri denedikten sonra.' (Gülüşmeler)
16:42
Thank you.
407
990963
1996
Teşekkür ederim.
16:44
(ApplauseAlkış)
408
992959
6358
(Alkışlar)
Translated by Meric Aydonat
Reviewed by Firat S.

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jeff Speck - Urban planner
Jeff Speck is a city planner and the author of "Walkable City."

Why you should listen

Jeff Speck is a city planner and architectural designer who, through writing, lectures, and built work, advocates internationally for more walkable cities.

As Director of Design at the National Endowment for the Arts from 2003 through 2007, he oversaw the Mayors' Institute on City Design and created the Governors' Institute on Community Design, a federal program that helps state governors fight suburban sprawl. Prior to joining the Endowment, Speck spent ten years as Director of Town Planning at Duany Plater-Zyberk and Co., a leading practitioner of the New Urbanism, where he led or managed more than forty of the firm's projects.

Speck is the co-author of Suburban Nation: The Rise of Sprawl and the Decline of the American Dream as well as The Smart Growth Manual. His latest book, Walkable City -- which Christian Science Monitor calls "timely and important, a delightful, insightful, irreverent work" -- has been the best-selling city-planning title of this decade.

More profile about the speaker
Jeff Speck | Speaker | TED.com