ABOUT THE SPEAKER
David Steindl-Rast - Monk
Brother David Steindl-Rast, a Benedictine monk, meditates and writes on "the gentle power" of gratefulness.

Why you should listen

Many first met Brother David Steindl-Rast through a viral video called "Nature. Beauty. Gratitude," where Louie Schwartzberg's footage of time-lapse flowers in bloom is narrated by Brother David's moving words asking us to simply be ... grateful. Since 1953, Brother David has been a monk of Mount Saviour Benedictine monastery in New York, dividing his time between hermitic contemplation, writing and lecturing. He's the cofounder of gratefulness.org, supporting ANG*L (A Network for Grateful Living).

He was one of the first Roman Catholics to participate in Buddhist-Christian dialogue, and is the author of The Ground We Share, a text on Buddhist and Christian practice, written with Robert Aitken Roshi. His other books include Gratefulness, the Heart of Prayer and Deeper Than Words. His most recent book is 99 Blessings, a series of prayers for the general reader -- whether people of faith, agnostics, or uncertain.

More profile about the speaker
David Steindl-Rast | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2013

David Steindl-Rast: Want to be happy? Be grateful

David Steindl-Rast: Mutlu mu olmak istiyorsunuz? Minnettar olun.

Filmed:
7,468,760 views

Bütün insanlar için ortak olan şey, her birimizin mutlu olmak isteyişidir, diyor bir keşiş ve dinlerarası bilgin olan Kardeş David Steindl-Rast. Ve mutluluğun minnettarlıktan doğduğunu söylüyor. İlham verici bir ders, yavaşlamak, nereye gittiğine bakmak ve her şeyden önce, minnettar olmak için.
- Monk
Brother David Steindl-Rast, a Benedictine monk, meditates and writes on "the gentle power" of gratefulness. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

Benimle ilgili
00:12
There is something
0
496
2150
00:14
you know about me, something very personalkişisel,
1
2646
5324
bir şey biliyorsunuz, çok kişisel bir şey
ve ben de sizin her birinizle ilgili olan
00:19
and there is something I know about
2
7970
2238
00:22
everyher one of you
3
10208
2342
bir şey biliyorum
00:24
and that's very centralmerkezi to your concernsendişeler.
4
12550
4113
ve bahsettiğim şey endişelerinizin çok merkezinde.
00:28
There is something that we know
5
16663
2605
Bir şey var,
00:31
about everyoneherkes we meetkarşılamak anywhereherhangi bir yer in the worldDünya,
6
19268
2586
dünyanın her yerinde tanıştığımız herkesle ilgili bildiğimiz,
00:33
on the streetsokak,
7
21854
3465
mesala sokakta tanıştığımız,
00:37
that is the very mainspringEsas sebep
8
25319
2991
işte her ne yapıyorlarsa
ve her neye katlanıyorlarsa,
00:40
of whateverher neyse they do
9
28310
1859
00:42
and whateverher neyse they put up with,
10
30169
3878
ana nedeni bu,
işte bu, hepimiz
00:46
and that is that all of us
11
34047
3257
mutlu olmak istiyoruz.
00:49
want to be happymutlu.
12
37304
3037
00:52
In this, we are all togetherbirlikte.
13
40341
2862
Bunda hepimiz beraberiz.
Mutluluğumuzu nasıl hayal ettiğimiz,
00:55
How we imaginehayal etmek our happinessmutluluk,
14
43203
3492
bizi birbirimizden ayıran konu,
00:58
that differsfarklıdır from one anotherbir diğeri,
15
46695
2006
01:00
but it's alreadyzaten a lot that we have all in commonortak,
16
48701
4828
halbuki zaten ortak olduğumuz çok şey var,
o da mutlu olmak istiyoruz.
01:05
that we want to be happymutlu.
17
53529
3635
01:09
Now my topickonu is gratefulnessminnet.
18
57164
3322
Şimdi, benim konum minnettarlık.
Minnetle mutluluğun arasında
01:12
How is the connectionbağ betweenarasında
19
60486
2802
nasıl bir bağlantı olabilir?
01:15
happinessmutluluk and gratefulnessminnet?
20
63288
4007
Birçok kişinin söylediği şu ki, bu çok basit.
01:19
ManyBirçok people would say, well, that's very easykolay.
21
67310
3018
01:22
When you are happymutlu, you are gratefulminnettar.
22
70328
4003
Mutlu olduğun zaman minnettarsın.
Ama bir kere daha düşünün.
01:26
But think again.
23
74331
3219
Gerçekten mutlu olan insanlar mı minnettarlar?
01:29
Is it really the happymutlu people that are gratefulminnettar?
24
77550
5359
Hepimiz birçok kişi tanıyoruz,
01:34
We all know quiteoldukça a numbernumara of people
25
82909
3733
ki mutlu olmak için her şeyleri var,
01:38
who have everything that it would take to be happymutlu,
26
86642
4201
ama mutlu değiller,
01:42
and they are not happymutlu,
27
90843
1781
01:44
because they want something elsebaşka
28
92624
1691
çünkü başka bir şey istiyorlar
01:46
or they want more of the sameaynı.
29
94315
3858
veya sahip olduklarının aynısının fazlasını.
Ve hepimiz bazı insanlar tanıyoruz
01:50
And we all know people
30
98173
2554
01:52
who have lots of misfortunetalihsizlik,
31
100727
4294
pek çok şanssızlık yaşamış olan,
öyle bir şanssızlık ki, biz kendimiz için istemeyiz
01:57
misfortunetalihsizlik that we ourselveskendimizi would not want to have,
32
105021
3801
02:00
and they are deeplyderinden happymutlu.
33
108822
2752
ve onlar derinden mutlular.
02:03
They radiateyaymak happinessmutluluk. You are surprisedşaşırmış.
34
111574
3443
Mutluluğu yayıyorlar. Şaşırırsınız.
02:07
Why? Because they are gratefulminnettar.
35
115017
3331
Niye? Çünkü onlar minnettarlar.
02:10
So it is not happinessmutluluk that makesmarkaları us gratefulminnettar.
36
118348
3877
Aslında bizi minnettar yapan mutluluk değil.
02:14
It's gratefulnessminnet that makesmarkaları us happymutlu.
37
122225
3520
Minnettarlık bizi mutlu ediyor.
02:17
If you think it's happinessmutluluk that makesmarkaları you gratefulminnettar,
38
125745
3031
Eğer mutluluğun sizi minnettar yaptığını düşünüyorsanız,
02:20
think again.
39
128776
1509
bir kez daha düşünün.
02:22
It's gratefulnessminnet that makesmarkaları you happymutlu.
40
130285
4008
Sizi mutlu eden minnettarlıktır.
02:26
Now, we can asksormak,
41
134293
2512
Şimdi, şunu sorabiliriz,
02:28
what really do we mean by gratefulnessminnet?
42
136805
3824
minnettarlıktan gerçekten neyi kastediyoruz?
02:32
And how does it work?
43
140629
5356
Ve nasıl oluyor?
Size kendi deneyimlerinize bakmanızı rica ediyorum.
02:37
I appealtemyiz to your ownkendi experiencedeneyim.
44
145985
1990
02:39
We all know from experiencedeneyim how it goesgider.
45
147975
3080
Hepimiz nasıl olacağını deneyimlerden biliyoruz.
02:43
We experiencedeneyim something
46
151055
2396
Bizim için değerli olan bir şey
02:45
that's valuabledeğerli to us.
47
153451
3118
bize veriliyor.
02:48
Something is givenverilmiş to us that's valuabledeğerli to us.
48
156569
5356
Bize bazı şeyler verilmiş ki, bizim için çok değerliler.
Ve gerçekten verilmiş bunlar.
02:53
And it's really givenverilmiş.
49
161925
1946
Bu iki şey beraber olmalılar.
02:55
These two things have to come togetherbirlikte.
50
163871
2243
02:58
It has to be something valuabledeğerli,
51
166114
3522
Değerli bir şey olması lazım
03:01
and it's a realgerçek gifthediye.
52
169636
1888
ve gerçek bir hediye.
03:03
You haven'tyok boughtsatın it. You haven'tyok earnedkazanılan it.
53
171524
3237
Almamışsınız. Kazanmamışsınız.
03:06
You haven'tyok tradedişlem gören it in. You haven'tyok workedişlenmiş for it.
54
174761
2321
Alıp satmamışsınız. Onun için çalışmamışsınız.
03:09
It's just givenverilmiş to you.
55
177082
1739
Bu sadece size verilmiş.
03:10
And when these two things come togetherbirlikte,
56
178821
2267
Ve bu ikisi beraber olduğu zaman,
03:13
something that's really valuabledeğerli to me
57
181088
2277
ki bu benim için gerçekten değerli
03:15
and I realizegerçekleştirmek it's freelyserbestçe givenverilmiş,
58
183365
3372
ve bunun bedava verildiğini fark ediyorum,
03:18
then gratefulnessminnet spontaneouslykendiliğinden
59
186737
3015
o zaman minnettarlık kendiliğinden
03:21
risesyükselir in my heartkalp,
60
189752
1922
kalbimde yükseliyor,
03:23
happinessmutluluk spontaneouslykendiliğinden risesyükselir in my heartkalp.
61
191674
4363
mutluluk kendiliğinden kalbimde yükseliyor.
03:28
That's how gratefulnessminnet happensolur.
62
196037
3509
İşte minnettarlık böyle gerçekleşiyor.
03:31
Now the keyanahtar to all this is that
63
199546
7835
Bunun anahtarı şu ki,
bu deneyimi arada bir yapamayız.
03:39
we cannotyapamam only experiencedeneyim this oncebir Zamanlar in a while.
64
207381
5616
Sadece minnet duyduğumuz deneyimlerimiz olamaz.
03:44
We cannotyapamam only have gratefulminnettar experiencesdeneyimler.
65
212997
3758
Biz minnettar yaşayan insanlar olabiliriz.
03:48
We can be people who livecanlı gratefullyminnetle.
66
216755
3894
03:52
GratefulMinnettar livingyaşam, that is the thing.
67
220649
3448
Minnettar yaşamak, işte bu.
03:56
And how can we livecanlı gratefullyminnetle?
68
224097
4000
Ve nasıl minnettar yaşayabiliriz?
04:00
By experiencingyaşandığı, by becomingolma awarefarkında
69
228097
4292
Deneyimleyerek, her anın verilmiş bir an
04:04
that everyher momentan is a givenverilmiş momentan, as we say.
70
232389
4904
olduğunun farkında olarak, dediğimiz gibi.
04:09
It's a gifthediye. You haven'tyok earnedkazanılan it.
71
237293
2605
O bir hediye. Onu kazanmadınız.
Herhangi bir şekilde onu siz meydana getirmemişsiniz.
04:11
You haven'tyok broughtgetirdi it about in any way.
72
239898
2907
Size verilecek başka bir anın
04:14
You have no way of assuringtemin that there will be
73
242805
3972
sahibi olacağınıza dair bir güvenciniz yok
04:18
anotherbir diğeri momentan givenverilmiş to you,
74
246777
2140
04:20
and yethenüz, that's the mostçoğu valuabledeğerli thing
75
248917
2900
ve lakin bu bize verilebilecek
04:23
that can ever be givenverilmiş to us,
76
251817
2189
en değerli şeydir,
04:26
this momentan, with all the opportunityfırsat that it containsiçeren.
77
254006
5512
bu an ve içerisindeki bütün fırsatlarla.
Eğer biz şimdiki ana sahip olmasaydık,
04:31
If we didn't have this presentmevcut momentan,
78
259518
2664
04:34
we wouldn'tolmaz have any opportunityfırsat to do anything
79
262182
3200
hiçbir şey yapmaya
04:37
or experiencedeneyim anything,
80
265382
1848
veya denemeye fırsatımız olmazdı
04:39
and this momentan is a gifthediye.
81
267230
1840
ve bu an bir hediyedir.
04:41
It's a givenverilmiş momentan, as we say.
82
269070
2642
Verilmiş bir an, dediğimiz gibi.
04:43
Now, we say the gifthediye withiniçinde this gifthediye
83
271712
4073
Şimdi, bu hediyenin içindeki hediyenin
04:47
is really the opportunityfırsat.
84
275785
2567
gerçekte fırsat olduğunu söylüyoruz.
04:50
What you are really gratefulminnettar for is the opportunityfırsat,
85
278352
4566
Sizin gerçekten minnettar olduğunuz şey fırsattır,
04:54
not the thing that is givenverilmiş to you,
86
282918
1958
size verilen şey değil,
04:56
because if that thing were somewherebir yerde elsebaşka
87
284876
1979
çünkü eğer o şey başka bir yerde olsaydı
04:58
and you didn't have the opportunityfırsat to enjoykeyfini çıkarın it,
88
286855
3336
ve sizin ondan zevk almaya fırsatınız olmasaydı,
05:02
to do something with it,
89
290191
2245
05:04
you wouldn'tolmaz be gratefulminnettar for it.
90
292436
2590
onunla beraber bir şey yapmaya,
05:07
OpportunityFırsat is the gifthediye withiniçinde everyher gifthediye,
91
295026
4143
onunla ilgili minnettar olmazdınız.
Fırsat, her hediyenin içindeki hediyedir
05:11
and we have this sayingsöz,
92
299169
2352
ve bizim şöyle bir özdeyişimiz var,
05:13
opportunityfırsat knocksKapıyı çalar only oncebir Zamanlar.
93
301521
4248
fırsat sadece bir kere kapıyı çalar.
05:17
Well, think again.
94
305769
2699
Pekâlâ, bir kez daha düşünün.
05:20
EveryHer momentan is a newyeni gifthediye, over and over again,
95
308468
4422
Her an yeni bir hediyedir, defalarca tekrarlanıyor
ve eğer bu anın fırsatını kaçırdıysanız,
05:24
and if you missbayan the opportunityfırsat of this momentan,
96
312890
3268
başka bir an bize verilmektedir ve bir başkası.
05:28
anotherbir diğeri momentan is givenverilmiş to us, and anotherbir diğeri momentan.
97
316158
4017
Kendimizi bu fırsattan yararlandırabiliriz
05:32
We can availyaramak ourselveskendimizi of this opportunityfırsat,
98
320175
2714
05:34
or we can missbayan it,
99
322889
1871
ya da bunu kaybedebiliriz
05:36
and if we availyaramak ourselveskendimizi of the opportunityfırsat,
100
324760
3732
ve eğer kendimizi bu fırsattan yararlandırırsak,
05:40
it is the keyanahtar to happinessmutluluk.
101
328492
3019
bu mutluluğun anahtarıdır.
05:43
BeholdHani the masterana keyanahtar to our happinessmutluluk
102
331511
3265
Mutluluğumuzun ana anahtarını
05:46
in our ownkendi handseller.
103
334776
1803
kendi ellerimizde görelim.
05:48
MomentAn by momentan,
104
336579
1942
Her an,
05:50
we can be gratefulminnettar for this gifthediye.
105
338521
3072
bu hediye için minnettar olabiliriz.
05:53
Does that mean
106
341593
2523
Bu, herşey için minnettar
05:56
that we can be gratefulminnettar for everything?
107
344116
3513
olacağımız anlamına mı geliyor?
Kesinlikle hayır.
05:59
CertainlyKesinlikle not.
108
347629
1903
Şiddet için, savaş için,
06:01
We cannotyapamam be gratefulminnettar for violenceşiddet, for warsavaş,
109
349532
5005
zulüm için, istismar için minnettar olamayız.
06:06
for oppressionbaskı, for exploitationistismar.
110
354537
2823
Kişisel düzeyde, bir arkadaşın kaybı için,
06:09
On the personalkişisel levelseviye, we cannotyapamam be gratefulminnettar
111
357360
2641
06:12
for the losskayıp of a friendarkadaş, for unfaithfulnessihanet,
112
360001
3423
sadakatsızlık için veya
yakınlarımızın kaybı için minnettar olamayız.
06:15
for bereavementMatem izni.
113
363424
3246
Ama her şey için minnettar olabiliriz demedim.
06:18
But I didn't say we can be gratefulminnettar for everything.
114
366670
3857
Bize verilmiş olan her andaki fırsat için
06:22
I said we can be gratefulminnettar in everyher givenverilmiş momentan
115
370527
4278
minnettar olabiliriz dedim
06:26
for the opportunityfırsat,
116
374805
2082
ve hatta çok zor bir şeyle karşı karşıya
06:28
and even when we are confrontedkarşı karşıya
117
376887
3253
geldiğimiz zaman,
06:32
with something that is terriblyson derece difficultzor,
118
380140
3166
bu fırsat için yükselip,
06:35
we can riseyükselmek to this occasionfırsat
119
383306
2540
bize verilmiş olan fırsata karşılık verebiliriz.
06:37
and respondyanıtlamak to the opportunityfırsat that is givenverilmiş to us.
120
385846
4255
06:42
It isn't as badkötü as it mightbelki seemgörünmek.
121
390101
2375
Bu, göründüğü kadar kötü değil.
06:44
ActuallyAslında, when you look at it and experiencedeneyim it,
122
392476
3893
Aslında, ona bakıp denediğiniz zaman
çoğunlukla bize verilmiş olan şeyin
06:48
you find that mostçoğu of the time, what is givenverilmiş to us
123
396369
4078
zevk almak için bir fırsat olduğunu görüyorsunuz
06:52
is opportunityfırsat to enjoykeyfini çıkarın,
124
400447
2375
06:54
and we only missbayan it because
125
402822
1967
ve onu sadece hayatın içindeki koşuşturmamız
06:56
we are rushingacele throughvasitasiyla life
126
404789
1263
06:58
and we are not stoppingDurduruluyor to see the opportunityfırsat.
127
406052
3867
yüzünden kaçırıyoruz
ve fırsatı görmek için durmuyoruz.
07:01
But oncebir Zamanlar in a while,
128
409919
1431
Ama ara sıra,
07:03
something very difficultzor is givenverilmiş to us,
129
411350
2946
bazen bize çok zor bir şey verilmiş oluyor
07:06
and when this difficultzor thing occursoluşur to us,
130
414296
3981
ve bu zorluk bizim başımıza geldiğinde
07:10
it's a challengemeydan okuma to riseyükselmek to that opportunityfırsat,
131
418277
4438
o fırsat için yükselmek bir meydan okumadır
07:14
and we can riseyükselmek to it by learningöğrenme something
132
422715
3211
ve bazen çok acı verici bir şey öğrenerek,
07:17
whichhangi is sometimesara sıra painfulacı verici.
133
425926
1950
ona doğru yükselebiliriz.
07:19
LearningÖğrenme patiencesabır, for instanceörnek.
134
427876
2087
Örneğin, sabrı öğrenmek.
07:21
We have been told that the roadyol to peaceBarış
135
429963
2997
Bize söylenen şey, huzura giden yolun
07:24
is not a sprintsürat koşusu,
136
432960
1706
bir sürat koşusu değil,
07:26
but is more like a marathonmaraton.
137
434666
2062
daha çok bir maraton gibi olduğu.
07:28
That takes patiencesabır. That's difficultzor.
138
436728
3711
Sabır gerektirir. Zordur.
07:32
It mayMayıs ayı be to standdurmak up for your opiniongörüş,
139
440439
3832
Kendi görüşünüz için ayağa kalkmalısınızdır belki,
07:36
to standdurmak up for your convictionmahkumiyet.
140
444271
2855
kendi inancınız için ayağa kalkmalısınızdır.
07:39
That's an opportunityfırsat that is givenverilmiş to us.
141
447126
3031
İşte bu bize verilmiş olan bir fırsattır.
07:42
To learnöğrenmek, to sufferacı çekmek, to standdurmak up,
142
450157
3606
Öğrenmeye, acı çekmeye, ayağa kalkmaya,
bütün bu fırsatlar bize verilmiştir,
07:45
all these opportunitiesfırsatlar are givenverilmiş to us,
143
453763
2370
07:48
but they are opportunitiesfırsatlar,
144
456133
1506
ama onlar fırsatlardır
07:49
and those who availyaramak themselveskendilerini
145
457639
1659
ve kendilerini o fırsatlardan
07:51
of those opportunitiesfırsatlar
146
459298
2217
yararlandıran kişileri
07:53
are the onesolanlar that we admirebeğenmek.
147
461515
2127
biz takdir ediyoruz.
07:55
They make something out of life.
148
463642
2087
Onlar hayatın üstesinden geliyorlar.
07:57
And those who failbaşarısız get anotherbir diğeri opportunityfırsat.
149
465729
5088
Ve kaybedenler başka bir fırsat alıyorlar.
Her zaman başka bir fırsat elde ediyoruz.
08:02
We always get anotherbir diğeri opportunityfırsat.
150
470817
2423
08:05
That's the wonderfulolağanüstü richnesszenginlik of life.
151
473240
5032
İşte bu, yaşamın harika zenginliğidir.
Peki bunu kullanmamızı sağlayacak
08:10
So how can we find a methodyöntem
152
478272
4491
nasıl bir yöntem bulabiliriz?
08:14
that will harnesskoşum this?
153
482763
2058
Her birimiz minnettar yaşamak için
08:16
How can eachher one of us find a methodyöntem
154
484821
3096
nasıl bir yöntem bulabiliriz?
08:19
for livingyaşam gratefullyminnetle,
155
487917
1934
Sadece arada bir minnettar değil,
08:21
not just oncebir Zamanlar in a while beingolmak gratefulminnettar,
156
489851
1817
08:23
but momentan by momentan to be gratefulminnettar.
157
491668
2544
her an minnettar olarak.
Bunu nasıl yapabiliriz?
08:26
How can we do it?
158
494212
1425
08:27
It's a very simplebasit methodyöntem.
159
495637
2330
Çok kolay bir yöntemle.
08:29
It's so simplebasit that it's actuallyaslında what we were told
160
497967
4387
O kadar basit ki, aslında çocukluğumuzda caddede karşıdan karşıya geçmeyi
öğrendiğimizde bize söylenen şey.
08:34
as childrençocuklar when we learnedbilgili to crossçapraz the streetsokak.
161
502354
3528
08:37
Stop. Look. Go.
162
505882
3589
Dur. Bak. Git.
08:41
That's all.
163
509471
1515
Hepsi bu kadar.
Ama ne sıklıkla duruyoruz?
08:42
But how oftensık sık do we stop?
164
510986
2996
Yaşamın içinde koşuşturuyoruz. Durmuyoruz.
08:45
We rushacele throughvasitasiyla life. We don't stop.
165
513982
2769
08:48
We missbayan the opportunityfırsat because we don't stop.
166
516751
4261
Fırsatı kaçırıyoruz, çünkü durmuyoruz.
Durmalıyız. Sessiz olmalıyız.
08:53
We have to stop. We have to get quietsessiz.
167
521012
5077
Ve hayatımıza dur işaretleri
08:58
And we have to buildinşa etmek stop signsişaretler
168
526089
3094
koymalıyız.
09:01
into our liveshayatları.
169
529183
2373
Bir kaç sene önce Afrika'da olduğum zaman
09:03
When I was in AfricaAfrika some yearsyıl agoönce
170
531556
3492
09:07
and then camegeldi back,
171
535048
1482
ve sonra geri döndüğümde,
09:08
I noticedfark waterSu.
172
536530
2584
suyu fark ettim.
09:11
In AfricaAfrika where I was, I didn't have drinkableiçilebilir waterSu.
173
539114
4179
Afrika'da bulunduğum yerde içecek suyum yoktu.
Musluğu her açtığımda,
09:15
EveryHer time I turneddönük on the faucetmusluk,
174
543293
2274
şaşkına dönüyordum.
09:17
I was overwhelmedboğulmuş.
175
545567
2500
Her ışığı yaktığımda,
09:20
EveryHer time I clickedtıklandığında on the lightışık,
176
548067
2526
minnettar oluyordum. Bu, beni çok mutlu etti.
09:22
I was so gratefulminnettar. It madeyapılmış me so happymutlu.
177
550593
2648
09:25
But after a while, this wearsgiyer off.
178
553241
2007
Ama bir süre sonra, bu kaybolur.
09:27
So I put little stickersçıkartmalar on the lightışık switchşalter
179
555248
3786
Bu yüzden lamba anahtarı ve
musluğun üzerine küçük çıkartmalar koydum
09:31
and on the waterSu faucetmusluk,
180
559034
1701
09:32
and everyher time I turneddönük it on, waterSu.
181
560735
3082
ve her defa suyu açtığımda, su.
09:35
So leaveayrılmak it up to your ownkendi imaginationhayal gücü.
182
563817
2880
Yani kendi hayal gücünüze bırakın.
Siz, sizin için en iyi olanı bulabilirsiniz,
09:38
You can find whateverher neyse worksEserleri besten iyi for you,
183
566697
1938
09:40
but you need stop signsişaretler in your life.
184
568635
3461
ancak hayatınızda dur işaretleri gerekiyor.
09:44
And when you stop,
185
572096
2133
Ve durduğunuz zaman,
09:46
then the nextSonraki thing is to look.
186
574229
2228
bir sonraki şey bakmaktır.
09:48
You look. You openaçık your eyesgözleri.
187
576457
2528
Bakın. Gözlerinizi açın.
09:50
You openaçık your earskulaklar. You openaçık your noseburun.
188
578985
2286
Kulaklarınızı açın. Burnunuzu açın.
09:53
You openaçık all your sensesduyular
189
581271
2323
Bütün duyularınızı açın,
09:55
for this wonderfulolağanüstü richnesszenginlik that is givenverilmiş to us.
190
583594
3352
bize verilen bu harika zenginlik için.
Bunun sonu yok
09:58
There is no endson to it,
191
586946
1642
10:00
and that is what life is all about,
192
588588
2533
ve işte bu hayatın tamamen ne anlama geldiğidir,
10:03
to enjoykeyfini çıkarın, to enjoykeyfini çıkarın what is givenverilmiş to us.
193
591121
3811
zevk almak için, bize verilmiş olan şeyden zevk almak için.
10:06
And then we can alsoAyrıca openaçık our heartskalpler,
194
594932
2615
Ve sonra kalbimizi de açabiliriz,
10:09
our heartskalpler for the opportunitiesfırsatlar,
195
597547
3074
fırsatlar için,
başkalarına yardım etmek için,
10:12
for the opportunitiesfırsatlar alsoAyrıca to help othersdiğerleri,
196
600621
3242
diğerlerini mutlu etmek için, çünkü hepimizin mutlu olduğu zamandan başka hiçbir şey
10:15
to make othersdiğerleri happymutlu, because
nothing makesmarkaları us more happymutlu
197
603863
3232
10:19
than when all of us are happymutlu.
198
607095
3504
bizi daha fazla mutlu edemez.
10:22
And when we openaçık our heartskalpler to the opportunitiesfırsatlar,
199
610599
4302
Ve kalbimizi fırsatlara açtğımız zaman,
fırsatlar bizi bir şeyler yapmaya davet eder
10:26
the opportunitiesfırsatlar inviteDavet etmek us to do something,
200
614901
3336
10:30
and that is the thirdüçüncü.
201
618237
1651
ve bu da üçüncüsü.
10:31
Stop, look, and then go, and really do something.
202
619888
4373
Dur, Bak, ve sonra Git, ve gerçekten bir şeyler yap.
Ve bizim yapabileceğimiz şey,
10:36
And what we can do is
203
624261
2128
hayatın o anda size sunduğu şeydir.
10:38
whateverher neyse life offersteklifler to you in that presentmevcut momentan.
204
626389
4252
Çoğunlukla zevk almaya bir fırsat,
10:42
MostlyÇoğunlukla it's the opportunityfırsat to enjoykeyfini çıkarın,
205
630641
5067
ama bazen daha zor bir şey.
10:47
but sometimesara sıra it's something more difficultzor.
206
635708
3324
Ama ne olursa olsun, eğer bu fırsatı alıp
10:51
But whateverher neyse it is, if we take this opportunityfırsat,
207
639032
4028
kullanırsak, yaratıcı oluruz,
10:55
we go with it, we are creativeyaratıcı,
208
643060
3298
işte onlar yaratıcı insanlardır,
10:58
those are the creativeyaratıcı people,
209
646358
2513
ve o küçük Dur, Bak, Git,
11:00
and that little stop, look, go,
210
648871
3688
öylesine güçlü bir tohumdur ki,
11:04
is suchböyle a potentkuvvetli seedtohum
211
652559
2272
11:06
that it can revolutionizedevrim our worldDünya.
212
654831
3669
dünyamızda devrim yapabilir.
11:10
Because we need, we are at the presentmevcut momentan
213
658500
5320
Çünkü ihtiyacımız var, biz şimdiki anda
bir bilinç değişikliği ortasındayız
11:15
in the middleorta of a changedeğişiklik of consciousnessbilinç,
214
663820
3336
ve şaşıracaksınız eğer siz ...
11:19
and you will be surprisedşaşırmış if you --
215
667156
2565
Ben her zaman bu "minnettarlık" ve "şükran" kelimelerinin
11:21
I am always surprisedşaşırmış when I hearduymak how manyçok timeszamanlar
216
669721
2967
11:24
this wordsözcük "gratefulnessminnet" and "gratitudeŞükran" comesgeliyor up.
217
672688
2928
kaç kere kullanıldığını duyduğumda şaşırıyorum.
11:27
EverywhereHer yerde you find it,
218
675616
1674
Her yerde buluyorsunuz,
11:29
a gratefulminnettar airlinehavayolu, a restaurantrestoran gratefulnessminnet,
219
677290
3279
minnettar bir havayolu, bir restoran minnettarlık
11:32
a cafeCafe gratefulnessminnet, a wineşarap that is gratefulnessminnet.
220
680569
2997
bir kafe minnettarlık, bir minnettarlık olan şarap.
Evet, hatta markası "Teşekkürler" olan bir tuvalet kağıdına
11:35
Yes, I have even come acrosskarşısında a toilettuvalet paperkâğıt
221
683566
3487
rastlamıştım. (Gülüşmeler)
11:39
that the brandmarka is calleddenilen Thank You. (LaughterKahkaha)
222
687053
3987
11:43
There is a wavedalga of gratefulnessminnet because
223
691040
2241
Bir minnet dalgası var, çünkü
11:45
people are becomingolma awarefarkında how importantönemli this is
224
693281
3531
insanlar bunun ne kadar önemli olduğunun farkına varıyorlar
ve de bunun nasıl dünyamızı değiştirebileceğinin.
11:48
and how this can changedeğişiklik our worldDünya.
225
696812
2945
11:51
It can changedeğişiklik our worldDünya
226
699757
2255
Dünyamızı son derece önemli şekilde
11:54
in immenselyson derece importantönemli waysyolları,
227
702012
4512
değiştirebilir,
çünkü eğer minnettar iseniz, korku dolu değilsinizdir,
11:58
because if you're gratefulminnettar, you're not fearfulkorkunç,
228
706524
3489
ve eğer korku dolu değilseniz, o zaman şiddetli değilsinizdir.
12:02
and if you're not fearfulkorkunç, you're not violentşiddetli.
229
710013
3508
12:05
If you're gratefulminnettar, you actdavranmak out of a senseduyu of enoughyeterli
230
713521
4186
Eğer minnettar iseniz, yeterlilik duygusuyla hareket edersiniz,
12:09
and not of a senseduyu of scarcitykıtlık,
231
717707
2261
kıtlık duygusuyla değil,
12:11
and you are willingistekli to sharepay.
232
719968
1882
ve o zaman paylaşmak istersiniz.
12:13
If you are gratefulminnettar, you are enjoyingkeyfi
233
721850
2216
Eğer minnettar iseniz, insanların arasındaki farklardan
12:16
the differencesfarklar betweenarasında people,
234
724066
1883
12:17
and you are respectfulsaygılı to everybodyherkes,
235
725949
2447
zevk alırsınız
ve herkese saygı duyarsınız
12:20
and that changesdeğişiklikler this powergüç pyramidpiramit
236
728396
2281
ve bu altında yaşadığımız
12:22
underaltında whichhangi we livecanlı.
237
730677
1279
bu güç piramidini değiştirir.
12:23
And it doesn't make for equalityeşitlik,
238
731956
2979
Ve bu eşitliği sağlamaz,
12:26
but it makesmarkaları for equaleşit respectsaygı,
239
734935
2222
ancak eşit saygıyı sağlar
12:29
and that is the importantönemli thing.
240
737157
2004
ve önemli olan budur.
12:31
The futuregelecek of the worldDünya will be a network,
241
739161
3700
Dünyanın geleceği bir ağ olacak,
bir piramit değil, baş aşağı dönmüş bir piramit değil.
12:34
not a pyramidpiramit, not a pyramidpiramit turneddönük upsideüst taraf down.
242
742861
3650
Bahsettiğim devrim,
12:38
The revolutiondevrim of whichhangi I am speakingkonuşuyorum
243
746511
2249
12:40
is a nonviolentşiddetsiz revolutiondevrim,
244
748760
2187
şiddetsiz bir devrimdir
12:42
and it's so revolutionarydevrimci
245
750947
1731
ve o kadar devrimci ki,
12:44
that it even revolutionizesdevrim
246
752678
2099
devrim kavramının kendisini bile kökten değiştiriyor,
12:46
the very conceptkavram of a revolutiondevrim,
247
754777
2316
çünkü normal bir devrim,
12:49
because a normalnormal revolutiondevrim is one
248
757093
2557
güç piramidinin baş aşağı olduğu yerde olur
12:51
where the powergüç pyramidpiramit is turneddönük upsideüst taraf down
249
759650
2712
12:54
and those who were on the bottomalt
are now on the topüst
250
762362
3169
ve altta olanlar artık üstte olurlar
12:57
and are doing exactlykesinlikle the sameaynı thing
251
765531
2159
ve bir öncekilerin yaptıklarının
12:59
that the onesolanlar did before.
252
767690
2469
aynısını yaparlar.
13:02
What we need is a networking of smallerdaha küçük groupsgruplar,
253
770159
4423
İhtiyacımız olan küçük grup ağlarıdır,
13:06
smallerdaha küçük and smallerdaha küçük groupsgruplar who know one anotherbir diğeri,
254
774582
3246
birbirini tanıyan küçük ve daha küçük gruplar,
13:09
who interactetkileşim with one anotherbir diğeri,
255
777828
2286
birbirleriyle etkileşim kuranlar,
13:12
and that is a gratefulminnettar worldDünya.
256
780114
2709
ve bu minnettar bir dünyadır.
13:14
A gratefulminnettar worldDünya is a worldDünya of joyfulneşeli people.
257
782823
4148
Minnettar bir dünya neşeli insanlarla dolu bir dünyadır.
Minnettar insanlar neşeli insanlardır
13:18
GratefulMinnettar people are joyfulneşeli people,
258
786971
2671
13:21
and joyfulneşeli people,
259
789642
2041
ve neşeli insanlar,
13:23
the more and more joyfulneşeli people there are,
260
791683
2634
ne kadar çok neşeli insan olursa,
o kadar neşeli bir dünyamız olacak.
13:26
the more and more we'lliyi have a joyfulneşeli worldDünya.
261
794317
4441
Minnettar bir yaşam için bir ağımız var
13:30
We have a network for gratefulminnettar livingyaşam,
262
798758
3349
ve mantar gibi çoğaldı.
13:34
and it has mushroomedmantar.
263
802107
2722
Niye çoğaldığını anlayamadık.
13:36
We couldn'tcould understandanlama why it mushroomedmantar.
264
804829
2447
Bir şey için minnettar olduklarında,
13:39
We have an opportunityfırsat for people to lightışık a candlemum
265
807276
3336
13:42
when they are gratefulminnettar for something.
266
810612
2402
insanların bir mum yakması için fırsatımız var.
13:45
And there have been 15 millionmilyon candlesmumlar litAydınlatılmış
267
813014
5328
Ve on yıl içinde,
13:50
in one decadeonyıl.
268
818342
1730
15 milyon yanan mum olmuştur.
13:52
People are becomingolma awarefarkında
269
820072
2710
İnsanlar farkına varıyor,
minnettar bir dünyanın mutlu bir dünya olduğunun
13:54
that a gratefulminnettar worldDünya is a happymutlu worldDünya,
270
822782
3424
ve hepimizin fırsatı var
13:58
and we all have the opportunityfırsat
271
826206
2962
basit Dur, Bak, Git ile
14:01
by the simplebasit stop, look, go,
272
829168
3155
14:04
to transformdönüştürmek the worldDünya,
273
832323
2040
dünyayı dönüştürmek için,
14:06
to make it a happymutlu placeyer.
274
834363
1696
mutlu bir yer haline getirmek için.
14:08
And that is what I hopeumut for us,
275
836059
1485
Ve bunu diliyorum hepimize
14:09
and if this has contributedkatkıda a little
276
837544
2634
ve biraz olsun katkısı olduysa
14:12
to makingyapma you want to do the sameaynı,
277
840178
2281
aynı şeyi yapma isteği vermek için,
14:14
stop, look, go.
278
842459
1662
Dur, Bak, Git.
14:16
Thank you.
279
844121
1356
Teşekkürler.
14:17
(ApplauseAlkış)
280
845477
5709
(Alkış)
Translated by SEYEDEBRAHIM SAFAVI
Reviewed by Eren Gokce

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
David Steindl-Rast - Monk
Brother David Steindl-Rast, a Benedictine monk, meditates and writes on "the gentle power" of gratefulness.

Why you should listen

Many first met Brother David Steindl-Rast through a viral video called "Nature. Beauty. Gratitude," where Louie Schwartzberg's footage of time-lapse flowers in bloom is narrated by Brother David's moving words asking us to simply be ... grateful. Since 1953, Brother David has been a monk of Mount Saviour Benedictine monastery in New York, dividing his time between hermitic contemplation, writing and lecturing. He's the cofounder of gratefulness.org, supporting ANG*L (A Network for Grateful Living).

He was one of the first Roman Catholics to participate in Buddhist-Christian dialogue, and is the author of The Ground We Share, a text on Buddhist and Christian practice, written with Robert Aitken Roshi. His other books include Gratefulness, the Heart of Prayer and Deeper Than Words. His most recent book is 99 Blessings, a series of prayers for the general reader -- whether people of faith, agnostics, or uncertain.

More profile about the speaker
David Steindl-Rast | Speaker | TED.com