ABOUT THE SPEAKER
Andrew Solomon - Writer
Andrew Solomon writes about politics, culture and psychology.

Why you should listen

Andrew Solomon is a writer, lecturer and Professor of Clinical Psychology at Columbia University. He is president of PEN American Center. He writes regularly for The New Yorker and the New York Times.

Solomon's newest book, Far and Away: Reporting from the Brink of Change, Seven Continents, Twenty-Five Years was published in April, 2016. His previous book, Far From the Tree: Parents, Children, and the Search for Identity won the National Book Critics Circle award for nonfiction, the Wellcome Prize and 22 other national awards. It tells the stories of parents who not only learn to deal with their exceptional children but also find profound meaning in doing so. It was a New York Times bestseller in both hardcover and paperback editions. Solomon's previous book, The Noonday Demon: An Atlas of Depression, won the 2001 National Book Award for Nonfiction, was a finalist for the 2002 Pulitzer Prize and was included in The Times of London's list of one hundred best books of the decade. It has been published in twenty-four languages. Solomon is also the author of the novel A Stone Boat and of The Irony Tower: Soviet Artists in a Time of Glasnost.

Solomon is an activist in LGBT rights, mental health, education and the arts. He is a member of the boards of directors of the National LGBTQ Force and Trans Youth Family Allies. He is a member of the Board of Visitors of Columbia University Medical Center, serves on the National Advisory Board of the Depression Center at the University of Michigan, is a director of Columbia Psychiatry and is a member of the Advisory Board of the Depression and Bipolar Support Alliance. Solomon also serves on the boards of the Metropolitan Museum of Art, Yaddo and The Alex Fund, which supports the education of Romani children. He is also a fellow of Berkeley College at Yale University and a member of the New York Institute for the Humanities and the Council on Foreign Relations.

Solomon lives with his husband and son in New York and London and is a dual national. He also has a daughter with a college friend; mother and daughter live in Texas but visit often.


More profile about the speaker
Andrew Solomon | Speaker | TED.com
TEDxMet

Andrew Solomon: Depression, the secret we share

Andrew Solomon: Depresyon, paylaştığımız sırrımız

Filmed:
10,174,764 views

"Depresyonun zıttı mutluluk değildir, fakat canlılıktır, ve tam da o anda benden sızıp giden, işte canlığımdı." Aynı anda hem hoş hem de tahrip edici sözlerle bezeli olan konuşmasında yazar Andrew Solomon sizi depresyonla savaştığı yıllardaki zihninin karanlık köşelerine götürüyor. Bu onu diğer depresif kişilerle görüşmeler yapmak adına dünya üzerinde zihin açan bir seyahate çıkmasına yöneltmişti -- böylelikle şaşırarak farkedecekti ki o konuştukça daha da kendi hikayesini anlatacak insanlar olacaktı. (TEDxMet'te çekilmiştir.)
- Writer
Andrew Solomon writes about politics, culture and psychology. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
"I feltkeçe a funeralcenaze in my brainbeyin,
0
3627
4211
Beynimde bir cenaze duyumsadım
00:19
and mournersYas tutanlar to and frosağa sola
1
7838
2402
ve ötede beride yas tutanları,
00:22
kepttuttu treadingayakla basma, treadingayakla basma tillkadar I feltkeçe
2
10240
2660
arşınlamaya devam ettim, devam ettim ta ki duyuncaya kadar
00:24
that senseduyu was breakingkırma throughvasitasiyla.
3
12900
2936
onun kendini aşma hissi olduğunu.
00:27
And when they all were seatedoturmuş,
4
15836
1769
Ve hepsi çöküp oturduğunda,
00:29
a servicehizmet, like a drumdavul,
5
17605
1998
bir hizmet, sanki davul gibi,
00:31
kepttuttu beatingdayak, beatingdayak, tillkadar I feltkeçe
6
19603
2712
çalmaya devam etti, devam etti, ta ki ben hissedinceye kadar
00:34
my mindus was going numbuyuşmuş.
7
22315
3516
zihnimin hissizleştiğini.
00:37
And then I heardduymuş them liftasansör a boxkutu
8
25831
1876
Ve sonra bir kutuyu kaldırdıklarını duydum
00:39
and creakgıcırtı acrosskarşısında my soulruh
9
27707
2287
ve gıcırdadığını ruhumun
00:41
with those sameaynı bootsbot ayakkabı of leadöncülük etmek again,
10
29994
3059
o aynı kurşun çizmelerle yine,
00:45
then spaceuzay beganbaşladı to tollGeçiş ücreti,
11
33053
3017
sonra boşluk çınlamaya başladı,
00:48
as if the heavensgökler were a bellçan
12
36070
2140
sanki gökler birer çanmış gibi
00:50
and beingolmak were an earkulak,
13
38210
1991
ve varlık bir kulakmışçasına
00:52
and I, and silenceSessizlik, some strangegarip raceyarış
14
40201
3083
ve ben, ve sessizlik, bir garip yarış
00:55
wreckedharap, solitarysoliter, here.
15
43284
3209
tarumar oldu, yalnızlık, burada.
00:58
Just then, a planktahta in reasonneden brokekırdı,
16
46493
3177
Tam da sonra, mantığın bir tahtası kırıldı,
01:01
and I felldüştü down and down
17
49670
3341
ve düştüm ve düştüm
01:05
and hitvurmak a worldDünya at everyher plungeDalma,
18
53011
2675
ve bir dünyaya çarptım her dalışımda
01:07
and finishedbitmiş knowingbilme then."
19
55686
4512
ve bilmeyi bitirdim sonra."
01:12
We know depressiondepresyon throughvasitasiyla metaphorsmetaforlar.
20
60198
3482
Depresyonu metaforlar vasıtasıyla bilebiliyoruz.
01:15
EmilyEmily DickinsonDickinson was ableyapabilmek to conveyiletmek it in languagedil,
21
63680
3709
Emily Dickinson bunu dil yoluyla aktarabilmişti,
01:19
GoyaGoya in an imagegörüntü.
22
67389
2741
Goya bir resmiyle.
01:22
HalfYarısı the purposeamaç of artSanat
23
70130
1983
Sanatın amacının yarısı
01:24
is to describetanımlamak suchböyle iconicikonik statesdevletler.
24
72113
3884
bu gibi simgesel halleri açıklamaktır.
01:27
As for me, I had always thought myselfkendim toughsert,
25
75997
3590
Bana gelince, kendimi hep sağlam olarak gördüm,
01:31
one of the people who could survivehayatta kalmak
26
79587
1873
hayatta kalabilecek insanlardan biri olarak
01:33
if I'd been sentgönderilen to a concentrationkonsantrasyon campkamp.
27
81460
3154
eğer toplama kampına gönderilmiş olsaydım.
01:36
In 1991, I had a seriesdizi of losseskayıplar.
28
84614
2883
1991'de bir dizi kaybım oldu.
01:39
My motheranne diedvefat etti,
29
87497
1701
Annem öldü,
01:41
a relationshipilişki I'd been in endedbitti,
30
89198
2126
bir ilişkim sonlandı,
01:43
I movedtaşındı back to the UnitedAmerika StatesBirleşik
31
91324
1843
Amerika'ya geri taşındım
01:45
from some yearsyıl abroadyurt dışı,
32
93167
2101
yurtdışında bir kaç yıldan sonra,
01:47
and I got throughvasitasiyla all of those experiencesdeneyimler intactsağlam.
33
95268
3164
tüm o tecrübelerden sağlam bir biçimde geçip çıktım.
01:50
But in 1994, threeüç yearsyıl latersonra,
34
98432
3107
Fakat 1994'te, üç yıl sonra,
01:53
I foundbulunan myselfkendim losingkaybetme interestfaiz in almostneredeyse everything.
35
101539
4393
kendimi neredeyse her şeye ilgimi kaybetmiş buldum.
01:57
I didn't want to do any of the things
36
105932
1645
Daha önce yapmayı istediğim hiç bir şeyi
01:59
I had previouslyÖnceden wanted to do,
37
107577
2382
yapmak isteyemez haldeydim
02:01
and I didn't know why.
38
109959
1918
ve bunun sebebini bilmiyordum.
02:03
The oppositekarşısında of depressiondepresyon
39
111877
1820
Depresyonun zıttı
02:05
is not happinessmutluluk, but vitalitydirilik,
40
113697
3237
mutluluk değildir, hayat doluluktur,
02:08
and it was vitalitydirilik
41
116934
1495
ve o canlılıktı
02:10
that seemedgibiydi to seepanlaşılmak away from me in that momentan.
42
118429
3653
benden o anda akıp gidiyormuş gibi görünen.
02:14
Everything there was to do
43
122082
2155
Yapılması gereken her şey
02:16
seemedgibiydi like too much work.
44
124237
2174
gözüme çok meşakkatli iş gibi görünüyordu.
02:18
I would come home
45
126411
1647
Eve gelirdim
02:20
and I would see the redkırmızı lightışık
flashingyanıp sönen on my answeringcevap veren machinemakine,
46
128058
3382
ve telesekreterimin kırmızı ışığını görürdüm
02:23
and insteadyerine of beingolmak thrilledheyecan to hearduymak from my friendsarkadaşlar,
47
131440
2145
ve arkadaşlarımın sesini duyacağıma heycanlanacağım yerde,
02:25
I would think,
48
133585
1548
düşünürdüm,
02:27
"What a lot of people that is to have to call back."
49
135133
3235
"Geri dönülecek ne kadar da çok insan var."
02:30
Or I would decidekarar ver I should have lunchöğle yemeği,
50
138368
2387
Ya da öğlen yemeği yemem gerektiğine karar kılar
02:32
and then I would think, but
I'd have to get the foodGıda out
51
140755
2546
ve sonra düşünürdüm ki, "Fakat yemeği çıkarmalı
02:35
and put it on a plateplaka
52
143301
2039
tabağa koymalı
02:37
and cutkesim it up and chewçiğnemek it and swallowyutmak it,
53
145340
4049
ve kesip, çiğneyip, yutmalıyım"
02:41
and it feltkeçe to me like the Stationsİstasyonları of the CrossÇapraz.
54
149389
3701
ve bu bana çarmıha gerilmişçesine bir his verirdi.
02:45
And one of the things that oftensık sık getsalır lostkayıp
55
153090
2451
Ve depresyon tartışmalarında
02:47
in discussionstartışmalar of depressiondepresyon
56
155541
1902
sıkça arada kaybolan meselelerden biri de
02:49
is that you know it's ridiculousgülünç.
57
157443
2358
onun anlamsız olduğunu bilmenizdir.
02:51
You know it's ridiculousgülünç while you're experiencingyaşandığı it.
58
159801
2736
Onu tecrübe ederken bilirsiniz ki anlamsızdır.
02:54
You know that mostçoğu people manageyönetmek
59
162537
2144
Bilirsiniz ki birçok insan mesajlarını
02:56
to listen to theironların messagesmesajları and eatyemek lunchöğle yemeği
60
164681
2314
dinlemeyi ve öğle yemeğini yemeyi becerebilmektedir
02:58
and organizedüzenlemek themselveskendilerini to take a showerduş
61
166995
1912
ve duş almak için kendilerini organize edebilir
03:00
and go out the frontön doorkapı
62
168907
1260
ve ön kapıdan dışarı çıkabilirler
03:02
and that it's not a bigbüyük dealanlaştık mı,
63
170167
1477
ve bu çok da mesele değildir
03:03
and yethenüz you are nonethelessyine de in its gripkavrama
64
171644
3341
ve lakin onun ağına düşmüşsünüzdür
03:06
and you are unableaciz to figureşekil out any way around it.
65
174985
3752
ve çıkış yolunu bulabilememektesinizdir.
03:10
And so I beganbaşladı to feel myselfkendim doing lessaz
66
178737
4499
Ve sonra daha az iş gördüğümün
03:15
and thinkingdüşünme lessaz
67
183236
2090
ve daha az düşündüğümün
03:17
and feelingduygu lessaz.
68
185326
2368
daha az hissettiğimin farkına vardım.
03:19
It was a kindtür of nullitybeyanı.
69
187694
2355
Bir çeşit hiçlikti.
03:22
And then the anxietyanksiyete setset in.
70
190049
2366
Ve sonra tedirgin sızdı içime.
03:24
If you told me that I'd have to be
71
192415
2279
Bana deseydiniz ki bir ay daha
03:26
depressedbunalımlı for the nextSonraki monthay,
72
194694
1589
depresyonda kalmak durumunda olduğumu,
03:28
I would say, "As long I know it'llolacak be
over in NovemberKasım, I can do it."
73
196283
3224
derdim ki "Kasımda bu işin biteceğini bilirsem, baş edebilirim."
03:31
But if you said to me,
74
199507
1116
Fakat bana bu şiddetli tedirginliğin
03:32
"You have to have acuteakut anxietyanksiyete for the nextSonraki monthay,"
75
200623
3300
önümüzdeki bir ay boyunca süreceğini söyleseydiniz
03:35
I would ratherdaha doğrusu slityarık my wristbilek than go throughvasitasiyla it.
76
203923
2373
bunu yaşamaktansa bileğimi kesivermeyi tercih ederdim.
03:38
It was the feelingduygu all the time
77
206296
1782
Tüm o zaman boyunca hissettiklerim,
03:40
like that feelingduygu you have if you're walkingyürüme
78
208078
2228
sanki yürürken
03:42
and you slipkayma or tripgezi
79
210306
1402
kaydığınızda ya da tökezlediğinizde
03:43
and the groundzemin is rushingacele up at you,
80
211708
1885
ve yerin size doğru hamle yapması,
03:45
but insteadyerine of lastingkalıcı halfyarım a
secondikinci, the way that does,
81
213593
2718
fakat normalde olduğu gibi yarım saniye sürmek yerine
03:48
it lastedsürdü for sixaltı monthsay.
82
216311
1938
altı ay sürmesi gibiydi.
03:50
It's a sensationduygu of beingolmak afraidkorkmuş all the time
83
218249
3032
Sürekli bir korku içinde olma hissiyatıydı,
03:53
but not even knowingbilme what it is that you're afraidkorkmuş of.
84
221281
3776
fakat neyin sizi korkuttuğunun bilincinde dahi olamadan.
03:57
And it was at that pointpuan that I beganbaşladı to think
85
225057
2420
Ve tam da o nokta da düşünmeye başladım ki
03:59
that it was just too painfulacı verici to be alivecanlı,
86
227477
3999
hayatta olmak çok acı vericiydi
04:03
and that the only reasonneden not to killöldürmek oneselfkendini
87
231476
2584
ve kendini öldürmemenin tek sebebi
04:06
was so as not to hurtcanını yakmak other people.
88
234060
3131
diğer insanların canını yakmamaktı.
04:09
And finallyen sonunda one day, I wokeuyandı up
89
237191
2993
Ve en sonunda bir gün, uyandım
04:12
and I thought perhapsbelki I'd had a strokeinme,
90
240200
2008
ve sanırım kalp krizi geçiriyorum diye düşündüm,
04:14
because I layyatırmak in bedyatak completelytamamen frozendondurulmuş,
91
242208
2731
çünkü yatakta tamamen donmuş şekilde yatıyor,
04:16
looking at the telephonetelefon, thinkingdüşünme,
92
244939
1949
telefona bakıyor, düşünüyordum,
04:18
"Something is wrongyanlış and I should call for help,"
93
246888
3563
"Yanlış bir şeyler var ve yardım çağırmalıyım,"
04:22
and I couldn'tcould reachulaşmak out my armkol
94
250451
1735
ve kolumu uzatıp
04:24
and pickalmak up the phonetelefon and dialArama.
95
252186
2462
telefonu kaldırıp numarayı çeviremedim.
04:26
And finallyen sonunda, after fourdört fulltam hourssaatler
of my lyingyalan söyleme and staringbakmak at it,
96
254648
4154
Ve nihayet, yatarak ona bakakalmamın tam dört saatin ardından
04:30
the phonetelefon rangçaldı,
97
258802
1362
telefon çaldı
04:32
and somehowbir şekilde I managedyönetilen to pickalmak it up,
98
260164
2248
ve bir şekilde ahizeyi kaldırmayı başarabildim
04:34
and it was my fatherbaba,
99
262412
1800
ve babamdı
04:36
and I said, "I'm in seriousciddi troublesorun.
100
264212
3153
ve dedi ki, "Başım cidden belada.
04:39
We need to do something."
101
267365
2163
Bir şeyler yapmalıyız."
04:41
The nextSonraki day I startedbaşladı with the medicationsilaçlar
102
269528
3328
Ertesi gün ilaçlarıma
04:44
and the therapyterapi.
103
272856
2368
ve terapiye başladım.
04:47
And I alsoAyrıca startedbaşladı reckoningHesaplaşma
104
275224
2307
Ve aynı zamanda şu soruyla birlikte
04:49
with this terriblekorkunç questionsoru:
105
277531
1879
hesaplaşmaya başladım:
04:51
If I'm not the toughsert personkişi
106
279410
2073
Eğer toplama kampından
04:53
who could have madeyapılmış it
throughvasitasiyla a concentrationkonsantrasyon campkamp,
107
281483
2556
kurtulabilecek güçte bir insan değilsem
04:56
then who am I?
108
284039
1640
o halde kimim?
04:57
And if I have to take medicationilaç,
109
285679
1949
Ve ilaç almam gerekiyorsa,
04:59
is that medicationilaç makingyapma me more fullytamamen myselfkendim,
110
287628
3707
şu ilaçlar beni olduğum gibi mi yapıyor,
05:03
or is it makingyapma me someonebirisi elsebaşka?
111
291335
2419
yoksa beni bir başkasına mı çeviriyor?
05:05
And how do I feel about it
112
293754
1696
Ve bu konuda ne hissederim
05:07
if it's makingyapma me someonebirisi elsebaşka?
113
295450
2539
eğer beni bir başkasına çeviriyorsa?
05:09
I had two advantagesavantajları as I wentgitti in to the fightkavga.
114
297989
3311
Bu mücadeleye girdiğim sırada iki avantajım vardı.
05:13
The first is that I knewbiliyordum that, objectivelyobjektif speakingkonuşuyorum,
115
301300
2980
Birincisi biliyordum ki, nesnel konuşuyorum,
05:16
I had a niceGüzel life,
116
304280
1621
iyi bir hayatım olmuştu
05:17
and that if I could only get well,
117
305901
1885
ve eğer bir iyileşebilirsem
05:19
there was something at the other endson
118
307786
1438
öte tarafta bir şeyler vardı
05:21
that was worthdeğer livingyaşam for.
119
309224
1786
yaşamaya değer.
05:23
And the other was that I had
accesserişim to good treatmenttedavi.
120
311010
3042
Diğeriyse iyi tedavi imkanlarım olmasıydı.
05:26
But I nonethelessyine de emergedortaya and relapsedRelaps,
121
314052
3764
Fakat yine de geri geldi, nüksetti
05:29
and emergedortaya and relapsedRelaps,
122
317816
2279
ve geri geldi ve nüksetti
05:32
and emergedortaya and relapsedRelaps,
123
320095
3044
ve geri geldi ve nüksetti
05:35
and finallyen sonunda understoodanladım
124
323139
1953
ve sonunda anladım
05:37
I would have to be on medicationilaç
125
325092
2244
ilaçlarımı ve terapimi
05:39
and in therapyterapi foreversonsuza dek.
126
327336
2296
sonsuza kadar sürdürmeliydim.
05:41
And I thought, "But is it a chemicalkimyasal problemsorun
127
329632
2374
Ve düşündüm ki, "Fakat bu kimyasal bir problem mi
05:44
or a psychologicalpsikolojik problemsorun?
128
332006
1764
yoksa psikolojik bir problem mi?
05:45
And does it need a chemicalkimyasal cureÇare
or a philosophicalfelsefi cureÇare?"
129
333770
3696
Kimyasal bir tedaviye mi ihtiyaç vardı yoksa felsefik bir tedaviye mi?"
05:49
And I couldn'tcould figureşekil out whichhangi it was.
130
337466
2059
Ve hangisi olduğuna karar veremedim.
05:51
And then I understoodanladım that actuallyaslında,
131
339525
2477
Ve sonra anladım ki aslında,
05:54
we aren'tdeğil advancedileri enoughyeterli in eitherya areaalan
132
342002
2074
iki alanda da yeterince ileri değildik
05:56
for it to explainaçıklamak things fullytamamen.
133
344076
1937
ki bu şeyleri tamamen açıklayabilelim.
05:58
The chemicalkimyasal cureÇare and the psychologicalpsikolojik cureÇare
134
346013
3247
Kimyasal tedavi ve psikolojik tedavi,
06:01
bothher ikisi de have a rolerol to playoyun,
135
349260
1802
ikisinin de rolü vardı
06:03
and I alsoAyrıca figuredanladım out that depressiondepresyon was something
136
351062
3743
ve yine o depresyon sayesinde anladım ki bir şeyler
06:06
that was braidedörgülü so deepderin into us
137
354805
2503
içimize çok derinden örülmüş
06:09
that there was no separatingayırma it
138
357308
1619
öyle ki ayırmak mümkün değildi
06:10
from our characterkarakter and personalitykişilik.
139
358927
2486
kişiliğimizden ve kimliğimizden.
06:13
I want to say that the treatmentstedaviler we have
140
361413
2032
Demek istiyorum sahip olduğumuz
06:15
for depressiondepresyon are appallingkorkunç.
141
363445
2545
depresyon tedavileri berbat.
06:17
They're not very effectiveetkili.
142
365990
1827
Hiç etkin değiller.
06:19
They're extremelyson derece costlypahalı.
143
367817
1833
Çok pahalılar.
06:21
They come with innumerablesayısız sideyan effectsetkileri.
144
369650
2449
Sayılamaz yan etkileri mevcut.
06:24
They're a disasterafet.
145
372099
1789
Bir felaketler.
06:25
But I am so gratefulminnettar that I livecanlı now
146
373888
2878
Fakat şu zamanda yaşadığım için çok minnettarım
06:28
and not 50 yearsyıl agoönce,
147
376766
1810
ve elli yıl önce
06:30
when there would have been almostneredeyse nothing
148
378576
1511
o yapacak hiçbir şeyin olmadığı
06:32
to be donetamam.
149
380087
1401
zamandan ziyade.
06:33
I hopeumut that 50 yearsyıl hencebundan dolayı,
150
381488
2581
Umarım bundan elli yıl sonra,
06:36
people will hearduymak about my treatmentstedaviler
151
384069
1857
insanlar benim tedavimi duyacak
06:37
and be appalleddehşete that anyonekimse enduredkatlandığımız
152
385926
2133
ve bir kişinin bu ilkel bilime
06:40
suchböyle primitiveilkel scienceBilim.
153
388059
2826
nasıl katlandığına bakıp dehşete düşecekler.
06:42
DepressionDepresyon is the flawkusur in love.
154
390885
4556
Depresyon aşktaki bir kusurdur.
06:47
If you were marriedevli to someonebirisi and thought,
155
395441
3141
Eğer biriyle evliyseniz ve düşünürseniz ki,
06:50
"Well, if my wifekadın eş dieskalıp, I'll find anotherbir diğeri one,"
156
398582
3595
"Eh, eğer karım ölürse, o zaman başkasını bulurum."
06:54
it wouldn'tolmaz be love as we know it.
157
402177
3046
bu pek de bizim bildiğimiz anlamda aşk olmaz.
06:57
There's no suchböyle thing as love
158
405223
1950
Kayba karşı bir duyarlılık yoksa
06:59
withoutolmadan the anticipationbeklenti of losskayıp,
159
407173
2644
aşk diye bir şey de yoktur,
07:01
and that specterhayalet of despairumutsuzluk
160
409817
2584
ve o çaresizliğin hayaleti
07:04
can be the enginemotor of intimacysamimiyet.
161
412401
3729
samimiyetin lokomotifi olabilir.
07:08
There are threeüç things people tendeğiliminde to confusekarıştırmayın:
162
416130
2929
İnsanların karıştırmaya yatkın olduğu üç şey vardır:
07:11
depressiondepresyon, griefkeder and sadnessüzüntü.
163
419059
3800
depresyon, yas ve üzüntü.
07:14
GriefKeder is explicitlyaçıkça reactiveReaktif.
164
422859
3286
Yas özellikle tepkiseldir.
07:18
If you have a losskayıp and you feel incrediblyinanılmaz unhappymutsuz,
165
426145
2959
Eğer bir kaybınız olduysa ve inanılmaz mutsuz hissediyorsanız,
07:21
and then, sixaltı monthsay latersonra,
166
429104
1633
ve sonra, altı ayın ardından,
07:22
you are still deeplyderinden sadüzgün, but
you're functioningişleyen a little better,
167
430737
3222
hala çok derinden üzgünsünüzdür, fakat bir şekilde daha iyi işlev görebilirsiniz,
07:25
it's probablymuhtemelen griefkeder,
168
433959
1728
muhtemelen bu yastır,
07:27
and it will probablymuhtemelen ultimatelyen sonunda resolveçözmek itselfkendisi
169
435687
2292
ve büyük olasılıkla eninde sonunda
07:29
in some measureölçmek.
170
437979
1449
kendini bir şekilde çözüme kavuşturacaktır.
07:31
If you experiencedeneyim a catastrophickatastrofik losskayıp,
171
439428
2751
Eğer feci bir kaybı tecrübe ederseniz,
07:34
and you feel terriblekorkunç,
172
442179
1214
felaket hissederseniz,
07:35
and sixaltı monthsay latersonra you can barelyzar zor functionfonksiyon at all,
173
443393
2997
ve altı ay sonra hemen hemen işlev göremez durumdaysanız,
07:38
then it's probablymuhtemelen a depressiondepresyon that was triggeredtetiklenir
174
446390
2585
bu muhtemelen feci olaylar karşısında
07:40
by the catastrophickatastrofik circumstanceskoşullar.
175
448975
2474
tetiklenen bir depresyondur.
07:43
The trajectoryYörünge tellsanlatır us a great dealanlaştık mı.
176
451449
3632
Bu yörünge bize çok önemli bir meseleyi anlatır.
07:47
People think of depressiondepresyon as beingolmak just sadnessüzüntü.
177
455081
3358
İnsanlar depresyonu sadece mutsuzluk hali olarak düşünürler.
07:50
It's much, much too much sadnessüzüntü,
178
458439
2336
Çok, çok ama çok mutsuzluktur,
07:52
much too much griefkeder
179
460775
1664
fazla çok fazla yastır,
07:54
at faruzak too slighthafif a causesebeb olmak.
180
462439
2929
ancak buna karşın sebebi çok zayıftır.
07:57
As I setset out to understandanlama depressiondepresyon,
181
465368
2747
Depresyonu anlamaya,
08:00
and to interviewröportaj people who had experienceddeneyimli it,
182
468115
2835
ve onu tecrübe eden insanlarla görüşmeye yola çıktığımda,
08:02
I foundbulunan that there were people who seemedgibiydi
183
470950
3031
buldum ki yüzeyde sanki
08:05
on the surfaceyüzey to have what soundedkulağa like
184
473981
1705
nispeten hafifçe geçiriyormuş gibi görünen insanlar
08:07
relativelyNispeten mildhafif depressiondepresyon
185
475686
2062
aslında onun yüzünden
08:09
who were nonethelessyine de utterlytamamen disabledengelli by it.
186
477748
3447
tamamen devre dışı edilmiş halde idiler.
08:13
And there were other people who had what soundedkulağa
187
481195
1858
Ve diğer bir grup insan da vardı ki,
08:15
as they describedtarif edilen it
188
483053
1312
onu feci şiddetli bir depresyon şeklinde tanımlamakta
08:16
like terriblyson derece severeşiddetli depressiondepresyon
189
484365
2251
fakat depresyon dönemlerinin
08:18
who nonethelessyine de had good liveshayatları in the intersticesdengelenmiştir
190
486616
2815
arasındaki çatlaklarda iyi bir hayat
08:21
betweenarasında theironların depressivedepresif episodesBölüm.
191
489431
2155
sürebilmişlerdir.
08:23
And I setset out to find out what it is
192
491586
2685
Böylelikle bazı insanları
08:26
that causesnedenleri some people
193
494271
1603
diğerlerinden daha dayanıklı yapan şeyin
08:27
to be more resilientesnek than other people.
194
495874
2253
ne olduğunu anlamak üzere yola çıktım.
08:30
What are the mechanismsmekanizmalar
195
498127
1559
Bu insanların hayatta kalmasını sağlayan
08:31
that allowizin vermek people to survivehayatta kalmak?
196
499686
1844
mekanizmalar nelerdi?
08:33
And I wentgitti out and I interviewedgörüşülen personkişi after personkişi
197
501530
3169
Ve yola çıktım ve depresyonda muzdarip
08:36
who was sufferingçile with depressiondepresyon.
198
504699
2175
bir insanın ardından bir diğeriyle görüştüm.
08:38
One of the first people I interviewedgörüşülen
199
506874
1951
Görüştüğüm insanlardan birisi
08:40
describedtarif edilen depressiondepresyon
200
508825
1881
depresyonu ölüyor olmanın
08:42
as a slowerYavaş way of beingolmak deadölü,
201
510706
3261
yavaş bir yolu olarak tanımladı,
08:45
and that was a good thing for me to hearduymak earlyerken on
202
513967
2124
ve bunu böyle erkenden duymak
08:48
because it remindedhatırlattı me
203
516091
1366
benim için iyi bir şeydi
08:49
that that slowyavaş way of beingolmak deadölü
204
517457
1999
çünkü bana yavaş yavaş ölüyor olmanın
08:51
can leadöncülük etmek to actualgerçek deadnessdeadness,
205
519456
2035
hakikaten ölüme götürebileceğini hatırlatmıştı,
08:53
that this is a seriousciddi business.
206
521491
2004
ve bu ciddi bir meseleydi.
08:55
It's the leadingönemli disabilitysakatlık worldwideDünya çapında,
207
523495
2659
Bu dünya çapında en önde gelen engeldir,
08:58
and people dieölmek of it everyher day.
208
526154
3030
ve bunun yüzünden her gün insanlar ölür.
09:01
One of the people I talkedkonuştuk to
209
529184
1769
Bunu anlamaya çalışırken
09:02
when I was tryingçalışıyor to understandanlama this
210
530953
1974
konuştuğum insanlardan birisi
09:04
was a belovedsevgili friendarkadaş
211
532927
1668
yıllardır tanıdığım
09:06
who I had knownbilinen for manyçok yearsyıl,
212
534595
2018
üniversite ilk yılında
09:08
and who had had a psychoticpsikozlu episodeBölüm
213
536613
2542
psikotik bir dönem geçiren
09:11
in her freshmanBirinci sınıf öğrencisi yearyıl of collegekolej,
214
539155
1904
sevgili bir dostumdu,
09:13
and then plummeteddüşmüş into a horrifickorkunç depressiondepresyon.
215
541059
3056
ve sonra korkunç bir depresyonun içine düşmüştü.
09:16
She had bipolariki kutuplu illnesshastalık,
216
544115
1426
Bipolar hastalığı vardı
09:17
or manicmanik depressiondepresyon, as it was then knownbilinen.
217
545541
2643
ve ya o zaman bildiğimiz adıyla manik depresyon.
09:20
And then she did very well
218
548184
2044
Ve sonra uzun yıllar lithium kullanarak
09:22
for manyçok yearsyıl on lithiumlityum,
219
550228
1708
çok iyi iş başardı,
09:23
and then eventuallysonunda,
220
551936
1375
ve sonra lithium olmadan nasıl olduğu
09:25
she was takenalınmış off her lithiumlityum
221
553311
1960
görülebilmesi için zamanla
09:27
to see how she would do withoutolmadan it,
222
555271
1835
bırakmasına karar verildi ki,
09:29
and she had anotherbir diğeri psychosispsikoz,
223
557106
1975
ve tekrar bir psikoz geçirdi,
09:31
and then plungeddaldı into the worsten kötü depressiondepresyon
224
559081
2338
ve gördüğüm en berbat depresyonun
09:33
that I had ever seengörüldü
225
561419
1872
içine düştü,
09:35
in whichhangi she satoturdu in her parents'Anne babamın apartmentapartman,
226
563291
3015
öyle ki günlerce
09:38
more or lessaz catatonickatatonik, essentiallyesasen withoutolmadan movinghareketli,
227
566306
3077
az ya da çok katatonik, çoğunlukla hiç hareket etmeden
09:41
day after day after day.
228
569383
2482
ailesinin dairesinde otururdu.
09:43
And when I interviewedgörüşülen her about
that experiencedeneyim some yearsyıl latersonra --
229
571865
3217
Sonra onunla birkaç yıl sonra yaşadıkları hakkında görüştüğümde --
09:47
she's a poetşair and psychotherapistPsikoterapist
namedadlı MaggieMaggie RobbinsRobbins
230
575082
3331
Maggie Robbins adında bir şair ve psikoterapisttir --
09:50
when I interviewedgörüşülen her, she said,
231
578413
3233
onunla görüştüğümde, dedi ki,
09:53
"I was singingşan 'Where' Nerede Have All The FlowersÇiçekler Gone'Gitti '
232
581646
3384
"'Where Have All The Flowers Gone' şarkısını söylerdim
09:57
over and over to occupyişgal etmek my mindus.
233
585030
3210
tekrar tekrar, ki zihnimi meşgul edebileyim.
10:00
I was singingşan to blotleke out the
things my mindus was sayingsöz,
234
588240
3135
Zihnimin söyleyip durduklarını mürekkebe bulamak adına şarkı söyleyip duruyordum,
10:03
whichhangi were, 'You' Sen are nothing. You are nobodykimse.
235
591375
4490
diyordu ki 'Sen hiçbir şeysin, sen hiçkimsesin.
10:07
You don't even deservehak etmek to livecanlı.'
236
595865
2826
Yaşamaya dahi hakkın yok.'
10:10
And that was when I really startedbaşladı thinkingdüşünme
237
598691
2178
Ve işte o zamandı
10:12
about killingöldürme myselfkendim."
238
600869
2213
kendimi öldürmeyi düşünmeye başlamam."
10:15
You don't think in depressiondepresyon
239
603082
1908
Depresyondayken gri bir peçe
10:16
that you've put on a graygri veilpeçe
240
604990
2137
giydiğinizi düşünmezsiniz,
10:19
and are seeinggörme the worldDünya throughvasitasiyla the hazepus
241
607127
1980
ve dünyayı kötü ruh halinizin
10:21
of a badkötü moodruh hali.
242
609107
1894
pusundan gördüğünüzü farketmezsiniz.
10:23
You think that the veilpeçe has been takenalınmış away,
243
611001
2720
Siz aslen peçenizin,
10:25
the veilpeçe of happinessmutluluk,
244
613721
1922
mutluluk peçesinin sizden alındığını,
10:27
and that now you're seeinggörme trulygerçekten.
245
615643
2424
ve şimdi asıl gerçeği gördüğünüzü düşünürsünüz.
10:30
It's easierDaha kolay to help schizophrenicsşizofrenler who perceivealgıladıkları
246
618067
2964
Şizofrenlere; içlerinden, algıladıkları
10:33
that there's something foreignyabancı insideiçeride of them
247
621031
1811
o yabancı şeyin çıkarıp atılması gerektiğini
10:34
that needsihtiyaçlar to be exorcisedHayaletlerden,
248
622842
2187
anlatarak yardımcı olmanız daha kolaydır,
10:37
but it's difficultzor with depressivesDepresifler,
249
625029
2164
fakat depresiflerle bu zordur,
10:39
because we believe we are seeinggörme the truthhakikat.
250
627193
3847
çünkü gerçeği gördüğümüze inanırız.
10:43
But the truthhakikat liesyalanlar.
251
631040
2947
Fakat gerçek yalan söyler.
10:45
I becameoldu obsessedkafayı takmış with that sentencecümle:
252
633987
1998
Bu cümleye takmış durumdayım:
10:47
"But the truthhakikat liesyalanlar."
253
635985
2375
"Fakat gerçek... yalan söyler."
10:50
And I discoveredkeşfedilen, as I talkedkonuştuk to depressivedepresif people,
254
638360
2453
Ve depresif insanlarla konuştukça
10:52
that they have manyçok delusionalHayal görüyor perceptionsalgılamalar.
255
640813
2682
birçok sanrısal algılarının olduğunu farkettim.
10:55
People will say, "No one lovessever me."
256
643495
1667
İnsanlar derler ki, "Beni kimse sevmiyor."
10:57
And you say, "I love you,
257
645162
1651
Ve siz de dersiniz ki, "Seni ben seviyorum,
10:58
your wifekadın eş lovessever you, your motheranne lovessever you."
258
646813
2522
seni karın seviyor, seni annen seviyor."
11:01
You can answerCevap that one prettygüzel readilykolayca,
259
649335
1923
Bu şekilde hazırca cevap verbilirsiniz,
11:03
at leasten az for mostçoğu people.
260
651258
1665
en azından birçokları için.
11:04
But people who are depressedbunalımlı will alsoAyrıca say,
261
652923
2267
Fakat depresif kişiler de diyeceklerdir ki,
11:07
"No mattermadde what we do,
262
655190
1705
"Ne yaparsak yapalım,
11:08
we're all just going to dieölmek in the endson."
263
656895
2273
sonunda hepimiz öleceğiz."
11:11
Or they'llacaklar say, "There can be no truedoğru communioncemaat
264
659168
2203
Ya da diyeceklerdir ki, "İki insan arasında
11:13
betweenarasında two humaninsan beingsvarlıklar.
265
661371
1653
gerçek bir birliktelik mümkün değildir.
11:15
EachHer of us is trappedhapsolmuş in his ownkendi bodyvücut."
266
663024
2576
Her birimiz kendi bedenimize hapsolmuşuzdur."
11:17
To whichhangi you have to say,
267
665600
1849
Buna da demelisiniz ki,
11:19
"That's truedoğru,
268
667449
1321
"Bu doğru,
11:20
but I think we should focusodak right now
269
668770
1818
fakat sanırım şimdi odaklanmamız gereken
11:22
on what to have for breakfastkahvaltı."
270
670588
1896
kahvaltıda ne olacağıdır."
11:24
(LaughterKahkaha)
271
672484
2185
(Gülüşmeler)
11:26
A lot of the time,
272
674669
1669
Çok zamanlar,
11:28
what they are expressingifade eden is not illnesshastalık, but insightIçgörü,
273
676338
2896
ifade ettikleri hastalık değildir, fakat sezgidir;
11:31
and one comesgeliyor to think what's really extraordinaryolağanüstü
274
679234
2657
ve insan, asıl sıradışı olanın
11:33
is that mostçoğu of us know about
those existentialvaroluşsal questionssorular
275
681891
2934
hepimizin bu varoluşsal soruları bilip
11:36
and they don't distractdikkatini dağıtmak us very much.
276
684825
2290
bunların bizi pek de avutmaması olduğuna kanaat getiriyor.
11:39
There was a studyders çalışma I particularlyözellikle likedsevilen
277
687115
2159
Özellikle beğendiğim bir çalışma vardı
11:41
in whichhangi a groupgrup of depressedbunalımlı
278
689274
1680
bir grup depresifin
11:42
and a groupgrup of non-depressedSigara depresif people
279
690954
1901
ve depresif olmayanların bulunduğu
11:44
were askeddiye sordu to playoyun a videovideo gameoyun for an hoursaat,
280
692855
2623
ve bir saatliğine bir video oyunu oynamalarının istendiği,
11:47
and at the endson of the hoursaat,
281
695478
1813
ve bir saatin sonunda,
11:49
they were askeddiye sordu how manyçok little monsterscanavarlar
282
697291
1651
kaç canavar öldürdüklerini
11:50
they thought they had killedöldürdü.
283
698942
1864
düşündükleri sorulmuştu.
11:52
The depressivedepresif groupgrup was usuallygenellikle accuratedoğru
284
700806
2212
Depresif grup genellikle yüzden ona kadar
11:55
to withiniçinde about 10 percentyüzde,
285
703018
2058
hassaslıkta doğru cevaplamışlardı,
11:57
and the non-depressedSigara depresif people
286
705076
1471
ve depresif olmayan kişiler de sayıyı
11:58
guessedtahmin betweenarasında 15 and 20 timeszamanlar as manyçok
287
706547
3545
öldürdükleri küçük canavar sayısından
12:02
little monsterscanavarlar — (LaughterKahkaha) —
288
710092
1742
on beş ila yirmi kat fazla -- (Gülüşmeler) --
12:03
as they had actuallyaslında killedöldürdü.
289
711834
4111
olarak tahmin etmişlerdi.
12:07
A lot of people said, when I choseseçti
to writeyazmak about my depressiondepresyon,
290
715945
3066
Depresyonum hakkında yazmayı seçtiğimde,
12:11
that it mustşart be very difficultzor
291
719011
1769
o odadan çıkıp insanların bilmesini sağlamanın
12:12
to be out of that closetdolap, to have people know.
292
720780
3124
zor olacağını söyledi birçok insan.
12:15
They said, "Do people talk to you differentlyfarklı olarak?"
293
723904
2200
Dediler ki, "İnsanlar seninle farklı bir şekilde konuşuyorlar mı?"
12:18
And I said, "Yes, people talk to me differentlyfarklı olarak.
294
726104
2072
Ve ben de dedim ki, "Evet, benimle farklı bir şekilde konuşuyorlar.
12:20
They talk to me differentlyfarklı olarak insofarkadarıyla
295
728176
1914
Benimle bir dereceye kadar farklı bir şekilde konuşuyorlar
12:22
as they startbaşlama tellingsöylüyorum me about theironların experiencedeneyim,
296
730090
2790
kendi tecrübelerinden
12:24
or theironların sister'sKız kardeşinin experiencedeneyim,
297
732880
1835
ve ya kız kardeşlerinin tecrübelerinden
12:26
or theironların friend'sarkadaşınızın experiencedeneyim.
298
734715
1774
veya arkadaşlarının tecrübelerinden bahsetmeye başladıklarında.
12:28
Things are differentfarklı because now I know
299
736489
2292
Bir şeyler değişti çünkü şimdi
12:30
that depressiondepresyon is the familyaile secretgizli
300
738781
2681
depresyonun herkesin sahip olduğu
12:33
that everyoneherkes has.
301
741462
2077
bir aile sırrı olduğunu biliyorum.
12:35
I wentgitti a fewaz yearsyıl agoönce to a conferencekonferans,
302
743539
3628
Birkaç yıl önce bir konferansa gittim,
12:39
and on FridayCuma of the three-dayÜç günlük conferencekonferans,
303
747167
2653
ve üç günlük konferansın cuma gününde,
12:41
one of the participantskatılımcılar tookaldı me asidebir kenara, and she said,
304
749820
2891
katılımcılardan biri beni kenara çekerek dedi ki,
12:44
"I sufferacı çekmek from depressiondepresyon and
305
752711
3405
"Depresyondan muzdaribim ve
12:48
I'm a little embarrassedmahçup about it,
306
756116
2769
bundan biraz utanıyorum,
12:50
but I've been takingalma this medicationilaç,
307
758885
2103
fakat bu ilaca devam ediyorum,
12:52
and I just wanted to asksormak you what you think?"
308
760988
2948
ve sadece ne düşündüğünü sormak istedim?"
12:55
And so I did my besten iyi to give
her suchböyle advicetavsiye as I could.
309
763936
2834
Ve ona elimden gelen en iyi tavsiyeyi vermeye çalıştım.
12:58
And then she said, "You know,
310
766770
1720
Ve sonra dedi ki, "Bilirsin,
13:00
my husbandkoca would never understandanlama this.
311
768490
2791
kocam bunu asla anlamazdı.
13:03
He's really the kindtür of guy to whomkime
this wouldn'tolmaz make any senseduyu,
312
771281
2573
Öyle biridir bu ona hiçbir şey ifade etmez,
13:05
so I just, you know, it's just betweenarasında us."
313
773854
2867
işte, bilirsin, sadece aramızda kalsın."
13:08
And I said, "Yes, that's fine."
314
776721
1786
"Evet, olur tabii." dedim.
13:10
On SundayPazar of the sameaynı conferencekonferans,
315
778507
2109
Pazar günü aynı konferansta,
13:12
her husbandkoca tookaldı me asidebir kenara,
316
780616
3044
kocası beni kenara çekti,
13:15
and he said, "My wifekadın eş wouldn'tolmaz think
317
783660
1694
ve dedi ki, "Karım pek öyle biri olduğumu düşünmez
13:17
that I was really much of a guy if she knewbiliyordum this,
318
785354
2435
eğer bilse,
13:19
but I've been dealingmuamele with this depressiondepresyon
319
787789
2466
fakat şu depresyonla baş etmeye çalışıyorum
13:22
and I'm takingalma some medicationilaç,
320
790255
1354
ve bazı ilaçlar alıyorum,
13:23
and I wonderedmerak what you think?"
321
791609
2505
ve ne düşündüğünü merak etmiştim?"
13:26
They were hidinggizleme
322
794114
1423
Aynı yatak odasında
13:27
the sameaynı medicationilaç in two differentfarklı placesyerler
323
795537
2215
aynı ilacı
13:29
in the sameaynı bedroomyatak odası.
324
797752
2645
iki farklı yerde saklıyorlardı.
13:32
And I said that I thought
325
800397
2021
Ve ben de evliliklerindeki iletişimin
13:34
communicationiletişim withiniçinde the marriageevlilik
326
802418
1684
problemlerinin bir kısmını
13:36
mightbelki be triggeringtetikleme some of theironların problemssorunlar.
327
804102
2014
tetikliyor olabileceğini söyledim.
13:38
(LaughterKahkaha)
328
806116
4191
(Gülüşmeler)
13:42
But I was alsoAyrıca struckvurdu
329
810307
1655
Fakat böylesine bir karşılıklı gizliliğin
13:43
by the burdensomeağır naturedoğa
330
811962
1806
sıkıntılı doğasına
13:45
of suchböyle mutualkarşılıklı secrecygizlilik.
331
813768
2373
takılıp kalmıştım.
13:48
DepressionDepresyon is so exhaustingyorucu.
332
816141
1885
Depreson çok yorucudur.
13:50
It takes up so much of your time and energyenerji,
333
818026
2768
Zamanınızın ve enerjinizin çoğunu alır götürür,
13:52
and silenceSessizlik about it,
334
820794
1504
ve onunla ilişkili sessizlik,
13:54
it really does make the depressiondepresyon worsedaha da kötüsü.
335
822298
2731
işte asıl o depresyonu asıl berbat yapan şeydir.
13:57
And then I beganbaşladı thinkingdüşünme about all the waysyolları
336
825029
1733
Ve sonra insanların kendilerini daha iyi ettikleri
13:58
people make themselveskendilerini better.
337
826762
1966
o tüm yolları düşünmeyi başladım.
14:00
I'd startedbaşladı off as a medicaltıbbi conservativemuhafazakâr.
338
828728
2439
Bir tıp muhafazakarı olarak başladım öncelikle.
14:03
I thought there were a fewaz
kindsçeşit of therapyterapi that workedişlenmiş,
339
831167
2372
İşe yarayan birkaç çeşit terapi olduğunu sanıyordum,
14:05
it was clearaçık what they were --
340
833539
1809
var oldukları aşikardı --
14:07
there was medicationilaç,
341
835348
1644
ilaçlar vardı,
14:08
there were certainbelli psychotherapiespsikoterapinin,
342
836992
1476
birtakım psikoterapiler vardı,
14:10
there was possiblybelki electroconvulsiveElektrokonvulsif treatmenttedavi,
343
838468
2445
belki elektrokonvulsif tedavi vardı,
14:12
and that everything elsebaşka was nonsensesaçmalık.
344
840913
2675
ve başka her şey saçmalıktı.
14:15
But then I discoveredkeşfedilen something.
345
843588
1832
Fakat sonra bir şeyi keşfettim.
14:17
If you have brainbeyin cancerkanser,
346
845420
1752
Eğer beyin kanseriniz varsa,
14:19
and you say that standingayakta on your headkafa
347
847172
1472
ve her sabah yirmi dakika boyunca
14:20
for 20 minutesdakika everyher morningsabah makesmarkaları you feel better,
348
848644
2995
başınızın üzerinde durmanın kendinizi iyi hissettirdiğini söylüyorsanız,
14:23
it mayMayıs ayı make you feel better,
349
851639
1514
kendizi iyi hissetmenizi sağlıyor olabilir,
14:25
but you still have brainbeyin cancerkanser,
350
853153
1588
fakat hala beyin kanseriniz vardır,
14:26
and you'llEğer olacak still probablymuhtemelen dieölmek from it.
351
854741
2289
ve muhtemelen yine de bu yüzden öleceksinizdir.
14:29
But if you say that you have depressiondepresyon,
352
857030
2512
Fakat eğer depresyonunuzun olduğunu söylüyorsanız,
14:31
and standingayakta on your headkafa for 20 minutesdakika everyher day
353
859542
2105
ve her gün yirmi dakika başınızın üzerinde durmak
14:33
makesmarkaları you feel better, then it's workedişlenmiş,
354
861647
2484
kendinizi iyi hissettiriyorsa, o halde işe yaramıştır,
14:36
because depressiondepresyon is an illnesshastalık of how you feel,
355
864131
2360
çünkü depresyon nasıl hissettiğinizle ilgili bir hastalıktır,
14:38
and if you feel better,
356
866491
1609
ve eğer iyi hissediyorsanız,
14:40
then you are effectivelyetkili bir şekilde not depressedbunalımlı anymoreartık.
357
868100
2830
o halde sonuç olarak artık depresif değilsinizdir.
14:42
So I becameoldu much more toleranthoşgörülü
358
870930
2033
Böylelikle alternatif tedavilerin
14:44
of the vastgeniş worldDünya of alternativealternatif treatmentstedaviler.
359
872963
2925
engin dünyasına karşı çok daha hoşgörülü hale geldim.
14:47
And I get lettersharfler, I get hundredsyüzlerce of lettersharfler
360
875888
2384
Ve mektuplar alıyorum,
14:50
from people writingyazı to tell me
about what's workedişlenmiş for them.
361
878272
2516
insanların bana neyin işe yaradığını anlattığı yüzlerce mektup aldım.
14:52
SomeoneBirisi was askingsormak me backstagekulis todaybugün
362
880788
2201
Kuliste birisi bana bugün meditasyonu
14:54
about meditationmeditasyon.
363
882989
1463
soruyordu.
14:56
My favoritesevdiğim of the lettersharfler that I got
364
884452
2465
Aldığım mektuplar arasında en beğendiğim
14:58
was the one that camegeldi from a womankadın
365
886917
1474
bir kadından aldığım mektuptu
15:00
who wroteyazdı and said that she had trieddenenmiş therapyterapi,
366
888391
2207
ve içinde terapiyi denediğini,
15:02
she had trieddenenmiş medicationilaç,
she had trieddenenmiş prettygüzel much everything,
367
890598
2387
ilaçları denediğini, hemen hemen her şeyi denediğini,
15:04
and she had foundbulunan a solutionçözüm
and hopedümit I would tell the worldDünya,
368
892985
2837
ve çözümü bulduğunu ve bunu dünyaya söylememi umduğunu,
15:07
and that was makingyapma little things from yarniplik.
369
895822
3812
bunun yün iplikle küçük şeyler yapmak olduğunu yazmıştı.
15:11
(LaughterKahkaha)
370
899634
2999
(Gülüşmeler)
15:14
She sentgönderilen me some of them. (LaughterKahkaha)
371
902633
3524
Bana birkaçını gönderdi. (Gülüşmeler)
15:18
And I'm not wearinggiyme them right now.
372
906157
3688
Ve şu anda üzerimde değiller.
15:21
I suggestedönerdi to her that she alsoAyrıca should look up
373
909845
2515
Ona ayrıca DSM'den
(Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı)
15:24
obsessiveobsesif compulsivekompulsif disorderdüzensizlik in the DSMDSM.
374
912360
4048
Obsesif kompulsif bozukluğa (OCD) da bir bakmasını tavsiye ettim.
15:28
And yethenüz, when I wentgitti to look
at alternativealternatif treatmentstedaviler,
375
916408
3128
Ve hala, ne zaman alternatif tedavilere baksam,
15:31
I alsoAyrıca gainedkazanmış perspectiveperspektif on other treatmentstedaviler.
376
919536
2908
diğer tedaviler üzerine de bir bakış açısı kazandım.
15:34
I wentgitti throughvasitasiyla a tribalkabile exorcismŞeytan çıkarma in SenegalSenegal
377
922444
2903
Senegal'de bir kabile şeytan çıkarma ayininde bulundum
15:37
that involvedilgili a great dealanlaştık mı of ram'sRAM'ın bloodkan
378
925347
2013
ve bol miktarda koç kanıyla karşı karşıya kaldım
15:39
and that I'm not going to detaildetay right now,
379
927360
2062
ve şimdi detaylara girmiyorum,
15:41
but a fewaz yearsyıl afterwardssonradan I was in RwandaRuanda
380
929422
2000
fakat birkaç yıl sonra Rwanda'da
15:43
workingçalışma on a differentfarklı projectproje,
381
931422
1758
farklı bir proje üzerinde çalışıyordum,
15:45
and I happenedolmuş to describetanımlamak
my experiencedeneyim to someonebirisi,
382
933180
2796
ve bu deneyimimi birisine anlatır buldum kendimi,
15:47
and he said, "Well, you know,
383
935976
1760
ve dedi ki, "Eh, bilirsin,
15:49
that's WestBatı AfricaAfrika, and we're in EastDoğu AfricaAfrika,
384
937736
1820
o Batı Afrika, ve biz de Doğu Afrika'dayız,
15:51
and our ritualsritüeller are in some waysyolları very differentfarklı,
385
939556
1834
ve ayinlerimiz bazı açılardan çok farklıdır,
15:53
but we do have some ritualsritüeller that have something
386
941390
2013
fakat anlattığın ayinle birçok ortak yönü
15:55
in commonortak with what you're describingaçıklayan."
387
943403
1987
olan ayinlerimiz var."
15:57
And I said, "Oh." And he said, "Yes," he said,
388
945390
1663
"Ah" dedim, "Evet" dedi,
15:59
"but we'vebiz ettik had a lot of troublesorun with
WesternWestern mentalzihinsel healthsağlık workersişçiler,
389
947053
2642
"fakat batdaki akıl sağlığı çalışanlarıyla bir çok problemimiz oldu,
16:01
especiallyözellikle the onesolanlar who camegeldi
right after the genocidesoykırım."
390
949695
2757
özellikle soykırımın ardından gelenlerde."
16:04
And I said, "What kindtür of troublesorun did you have?"
391
952452
2327
Dedim ki, "Ne çeşit sorunlar yaşadınız?"
16:06
And he said, "Well,
392
954779
1546
Ve dedi, "İşte,
16:08
they would do this bizarretuhaf thing.
393
956325
2664
şu garip şeyi yapıyorlar.
16:10
They didn't take people out in the sunshinegüneş ışığı
394
958989
1885
Onlara iyi gelecek günışığını görmeleri için
16:12
where you beginbaşla to feel better.
395
960874
1700
insanları dışarı çıkarmadılar.
16:14
They didn't includeDahil etmek drummingdavul or musicmüzik
to get people'sinsanların bloodkan going.
396
962574
3094
İnsanların kanlarını harekete geçirecek davul ve müziği işe katmadılar.
16:17
They didn't involvedahil the wholebütün communitytoplum.
397
965668
1842
Tüm toplumu dahil etmediler.
16:19
They didn't externalizeyansıtmak the depressiondepresyon
398
967510
1775
Depresyonu işgalci bir ruh olarak
16:21
as an invasiveinvaziv spiritruh.
399
969285
1433
cismanileştirmediler.
16:22
InsteadBunun yerine what they did was they tookaldı people
400
970718
2631
Onun yerine yaptıkları insanları alıp
16:25
one at a time into dingypis little roomsOdalar
401
973349
2628
teker teker soluk bir odaya koymak
16:27
and had them talk for an hoursaat
402
975977
1343
ve bir saat boyunca başlarına gelen
16:29
about badkötü things that had happenedolmuş to them."
403
977320
2230
kötü şeylerden konuşmalarını istemek."
16:31
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
404
979550
5460
(Gülüşmeler) (Alkış)
16:37
He said, "We had to asksormak them to leaveayrılmak the countryülke."
405
985010
2362
Dedi ki, "Onlardan ülkeyi terketmelerini istedik."
16:39
(LaughterKahkaha)
406
987372
3057
(Gülüşmeler)
16:42
Now at the other endson of alternativealternatif treatmentstedaviler,
407
990429
2444
Alternatif tedavilerin diğer ucunda,
16:44
let me tell you about FrankFrank RussakoffRussakoff.
408
992873
2035
size Frank Russakoff'tan bahsedeyim.
16:46
FrankFrank RussakoffRussakoff had the worsten kötü depressiondepresyon
409
994908
3053
Frank Russakoff bir insanda gördüğüm
16:49
perhapsbelki that I've ever seengörüldü in a man.
410
997961
2915
belki en kötü depresyona sahipti.
16:52
He was constantlysürekli depressedbunalımlı.
411
1000876
1993
Sürekli depresif haldeydi.
16:54
He was, when I metmet him, at a pointpuan at whichhangi
412
1002869
2141
Onunla tanıştığımda öyle bir noktadaydı ki,
16:57
everyher monthay he would have electroshockElektroşok treatmenttedavi.
413
1005010
3158
her ay elektroşok tedavisi oluyordu.
17:00
Then he would feel sortçeşit of disorientedşaşırmış for a weekhafta.
414
1008168
2575
Bir hafta sersemlemiş hissederdi.
17:02
Then he would feel okay for a weekhafta.
415
1010743
1803
Sonra bir hafta iyi hissederdi.
17:04
Then he would have a weekhafta of going downhillyokuş aşağı.
416
1012546
1700
Sonraki hafta yine baş aşşağı gitmeye başlardı.
17:06
And then he would have anotherbir diğeri
electroshockElektroşok treatmenttedavi.
417
1014246
2685
Ve sonra bir eletroşok tedavisi daha alırdı.
17:08
And he said to me when I metmet him,
418
1016931
1415
Ve onunla tanıştığımda bana dedi ki,
17:10
"It's unbearabledayanılmaz to go throughvasitasiyla my weekshaftalar this way.
419
1018346
2552
"Haftalarımın bu şekilde geçmesi katlanılamaz.
17:12
I can't go on this way,
420
1020898
1507
Bu yolda gidemem,
17:14
and I've figuredanladım out how I'm going to endson it
421
1022405
2264
ve nasıl bitireceğime karar verdim
17:16
if I don't get better.
422
1024669
1557
eğer iyiye gitmezse.
17:18
But," he said to me, "I heardduymuş about a protocolprotokol
423
1026226
2708
Fakat," dedi bana, "Mass General'da
17:20
at MassKitle GeneralGenel for a procedureprosedür calleddenilen
424
1028934
2223
singulotomi (cingulotomy) denen bir prosedür için
17:23
a cingulotomycingulotomy, whichhangi is a brainbeyin surgerycerrahlık,
425
1031157
2026
bir protokol olduğunu duydum, bir beyin cerrahisi,
17:25
and I think I'm going to give that a try."
426
1033183
2571
ve sanırım bunu bir deneyeceğim."
17:27
And I rememberhatırlamak beingolmak amazedşaşırmış at that pointpuan
427
1035754
1954
Ve o noktada birinin,
17:29
to think that someonebirisi
428
1037708
1300
birçok farklı tedavileri deneyip
17:31
who clearlyAçıkça had so manyçok badkötü experiencesdeneyimler
429
1039008
3221
o kadar kötü tecrübeleri olan birinin
17:34
with so manyçok differentfarklı treatmentstedaviler
430
1042229
1859
uzanıp bir deneme daha yapacak kadar
17:36
still had buriedgömülü in him somewherebir yerde enoughyeterli optimismiyimserlik
431
1044088
3122
hala içinde bir yerlere yeterince iyimserlik gömmüş
17:39
to reachulaşmak out for one more.
432
1047210
2550
olduğunu görmemin beni nasıl hayran bıraktığını hatırlıyorum.
17:41
And he had the cingulotomycingulotomy,
433
1049760
2180
O singulotomiyi oldu,
17:43
and it was incrediblyinanılmaz successfulbaşarılı.
434
1051940
2041
ve inanılmaz başarılı idi.
17:45
He's now a friendarkadaş of mineMayın.
435
1053981
1493
Şimdi benim bir dostum.
17:47
He has a lovelygüzel wifekadın eş and two beautifulgüzel childrençocuklar.
436
1055474
3492
Çok hoş bir eşi ve iki güzel çocuğu var.
17:50
He wroteyazdı me a lettermektup the ChristmasNoel after the surgerycerrahlık,
437
1058966
2949
Cerrahiden sonraki yılbaşında bana bir mektup yazdı
17:53
and he said,
438
1061915
1189
ve dedi ki,
17:55
"My fatherbaba sentgönderilen me two presentshediyeler this yearyıl,
439
1063104
2407
"Babam bana bu yıl iki hediye gönderdi,
17:57
First, a motorizedMotorlu C.D. rackraf from The SharperDaha keskin ImageGörüntü
440
1065511
2602
birincisi, pek de ihtiyacımın olmadığı
18:00
that I didn't really need,
441
1068113
1421
The Sharper Image'dan motorlu C.D. rafı,
18:01
but I knewbiliyordum he was givingvererek it to me to celebratekutlamak
442
1069534
2097
fakat bunu kendi başıma yaşadığım ve
18:03
the factgerçek that I'm livingyaşam on my ownkendi
443
1071631
1728
sevdiğim bir işi yaptığım için beni kutlamak adına
18:05
and have a job I seemgörünmek to love.
444
1073359
2047
gönderdiğini biliyordum.
18:07
And the other presentmevcut
445
1075406
1561
Ve diğer hediye ise
18:08
was a photoFotoğraf of my grandmotherbüyükanne,
446
1076967
1576
büyük annemin fotografı idi,
18:10
who committedtaahhüt suicideintihar.
447
1078543
2252
intihar etmişti.
18:12
As I unwrappedUnwrapped it, I beganbaşladı to cryağlamak,
448
1080795
2935
Paketi açtığımda ağlamaya başladım,
18:15
and my motheranne camegeldi over and said,
449
1083730
1880
ve annem geldi ve dedi ki,
18:17
'Are you cryingağlıyor because of the
relativesakrabaları you never knewbiliyordum?'
450
1085610
3315
'Hiç tanımadığın akrabaların için mi ağlıyorsun?'
18:20
And I said, 'She' O had the sameaynı diseasehastalık I have.'
451
1088925
4088
Ve ben de dedim ki, 'Benim sahip olduğum hastalığın aynısına sahipti.'
18:25
I'm cryingağlıyor now as I writeyazmak to you.
452
1093013
2581
Şimdi bunu sana yazarken ağlıyorum.
18:27
It's not that I'm so sadüzgün, but I get overwhelmedboğulmuş,
453
1095594
3595
Üzgün olduğum için değil, fakat çok doluyum,
18:31
I think, because I could have killedöldürdü myselfkendim,
454
1099189
2221
Sanırım, kendimi öldürebilirdim,
18:33
but my parentsebeveyn kepttuttu me going,
455
1101410
1703
fakat anne-babam devam etmemi sağladı,
18:35
and so did the doctorsdoktorlar,
456
1103113
1749
ve doktorlar da öyle,
18:36
and I had the surgerycerrahlık.
457
1104862
1854
ve ameliyatı oldum.
18:38
I'm alivecanlı and gratefulminnettar.
458
1106716
2815
Yaşıyorum ve minnettarım.
18:41
We livecanlı in the right time,
459
1109531
2260
Doğru zamanda yaşıyoruz,
18:43
even if it doesn't always feel like it."
460
1111791
3879
her zaman pek öyle hissetmesek de."
18:47
I was struckvurdu by the factgerçek that depressiondepresyon
461
1115670
1897
Depresyonun modern, batılı ve orta-sınıf meselesi
18:49
is broadlyGenel olarak perceivedalgılanan to be
462
1117567
1725
olduğu algısının
18:51
a modernmodern, WesternWestern, middle-classOrta sınıf thing,
463
1119292
3537
yaygın olması konusuna takılmıştım,
18:54
and I wentgitti to look at how it operatedameliyat
464
1122829
2152
ve farklı bağlamlarda nasıl işlediğini
18:56
in a varietyvaryete of other contextsbağlamları,
465
1124981
2003
görmeye gittim,
18:58
and one of the things I was mostçoğu interestedilgili in
466
1126984
2119
en çok ilgilendiğim şeylerden biri de
19:01
was depressiondepresyon amongarasında the indigentyoksul.
467
1129103
1790
yoksul kimselerdeki depresyon idi.
19:02
And so I wentgitti out to try to look at
468
1130893
1781
Ve yoksul depresif insanlar için neler yapıldığını
19:04
what was beingolmak donetamam for
poorfakir people with depressiondepresyon.
469
1132674
2580
görmek için çıktım böylelikle.
19:07
And what I discoveredkeşfedilen is that poorfakir people
470
1135254
2158
Ve keşfettiğim şey yoksul insanlara
19:09
are mostlyçoğunlukla not beingolmak treatedişlenmiş for depressiondepresyon.
471
1137412
2557
depresyon tedavisi çoğunlukla hiç verilmediği oldu.
19:11
DepressionDepresyon is the resultsonuç of a geneticgenetik vulnerabilityGüvenlik açığı,
472
1139969
2919
Depresyon bir çeşit genetik yatkınlığın sonucudur,
19:14
whichhangi is presumablymuhtemelen evenlyeşit olarak
distributeddağıtılmış in the populationnüfus,
473
1142888
3158
nüfusa eşit şekilde dağıldığı sanılmaktadır,
19:18
and triggeringtetikleme circumstanceskoşullar,
474
1146046
1953
ve tetikleyici durumlar,
19:19
whichhangi are likelymuhtemelen to be more severeşiddetli
475
1147999
1903
yoksul kimselerde çok daha
19:21
for people who are impoverishedyoksul.
476
1149902
1875
şiddetli şekilde kendini gösterme olasılığı daha yüksektir.
19:23
And yethenüz it turnsdönüşler out that if you have
477
1151777
2427
Şu çıkıyor ki,
19:26
a really lovelygüzel life but feel miserablesefil all the time,
478
1154204
2140
eğer gerçekten çok hoş bir hayatınız varsa ve sürekli sefil hissediyorsanız,
19:28
you think, "Why do I feel like this?
479
1156344
2000
düşünürsünüz ki, "Niye böyle hissediyorum?
19:30
I mustşart have depressiondepresyon."
480
1158344
1669
Depresyon sahibi olmalıyım herhalde."
19:32
And you setset out to find treatmenttedavi for it.
481
1160013
1923
Ve çıkıp bir tedavi ararsınız.
19:33
But if you have a perfectlykusursuzca awfulkorkunç life,
482
1161936
2093
Fakat mükemmel derecede felaket bir hayatınız varsa,
19:36
and you feel miserablesefil all the time,
483
1164029
1867
ve sürekli sefil hissediyorsanız,
19:37
the way you feel is commensurateorantılı with your life,
484
1165896
2826
hisleriniz hayatınızla orantılıdır,
19:40
and it doesn't occurmeydana to you to think,
485
1168722
1724
ve şunu düşünmezsiniz bile,
19:42
"Maybe this is treatabletedavi edilebilir."
486
1170446
1783
"Belki tedavi edilebilirdir."
19:44
And so we have an epidemicsalgın in this countryülke
487
1172229
3136
Şimdi bu depresyon ülkesinde
19:47
of depressiondepresyon amongarasında impoverishedyoksul people
488
1175365
2913
yoksul insanlar arasında bir salgın var,
19:50
that's not beingolmak pickedseçilmiş up
and that's not beingolmak treatedişlenmiş
489
1178278
2512
bakılmıyor, tedavi edilmiyor,
19:52
and that's not beingolmak addressedele,
490
1180790
2056
çözüm adımı atılmıyor,
19:54
and it's a tragedytrajedi of a grandbüyük ordersipariş.
491
1182846
2200
ve bu büyük mertebeden bir trajedi.
19:57
And so I foundbulunan an academicakademik
492
1185046
1488
Ve sonra bir akademisyen buldum
19:58
who was doing a researchAraştırma projectproje
493
1186534
1817
D.C. (District of Columbia)'nin kenar mahallelerinde
20:00
in slumsgecekondu outsidedışında of D.C.,
494
1188351
1741
bir araştırma projesi yürütüyordu,
20:02
where she pickedseçilmiş up womenkadınlar who had
come in for other healthsağlık problemssorunlar
495
1190092
2997
orada başka sağlık problemlerinde ötürü gelip depresyon teşhisi
20:05
and diagnosedtanısı them with depressiondepresyon,
496
1193089
1779
konan bir kadın bulmuştu,
20:06
and then providedsağlanan sixaltı monthsay
of the experimentaldeneysel protocolprotokol.
497
1194868
3266
ve sonra ona altı ay sürecek deneysel bir protokol sağladı.
20:10
One of them, LollyLolipop, camegeldi in,
498
1198134
2329
Birisi, Lolly, içeri girdi,
20:12
and this is what she said the day she camegeldi in.
499
1200463
2297
ve içeriye girdiği gün şunu söyledi.
20:14
She said, and she was a womankadın, by the way,
500
1202760
3395
Dedi ki, o bir kadındı, bu arada,
20:18
who had sevenYedi childrençocuklar. She said,
501
1206155
2092
yedi çocuğu vardı. Dedi ki,
20:20
"I used to have a job but I had to give it up because
502
1208247
2651
"Bir işim vardı fakat bırakmak zorunda kaldım çünkü
20:22
I couldn'tcould go out of the houseev.
503
1210898
2060
evden dışarı çıkamazdım.
20:24
I have nothing to say to my childrençocuklar.
504
1212958
2228
Çocuklarıma söyleyecek bir şeyim yoktu.
20:27
In the morningsabah, I can't wait for them to leaveayrılmak,
505
1215186
2767
Sabahları, çıkmalarını bekleyemiyorum,
20:29
and then I climbtırmanış in bedyatak and
pullÇek the coverskapaklar over my headkafa,
506
1217953
2990
ve sonra yatağıma tırmanıyorum ve örtüleri başımın üzerine çekiyorum,
20:32
and threeüç o'clocksaat when they come home,
507
1220943
1646
ve saat üçte eve geldiklerinde,
20:34
it just comesgeliyor so fasthızlı."
508
1222589
1801
çok çabuk gelmiş oluyorlar."
20:36
She said, "I've been takingalma a lot of TylenolTylenol,
509
1224390
2240
Dedi ki, "Çok fazla Tylenol alıyorum,
20:38
anything I can take so that I can sleepuyku more.
510
1226630
2759
daha fazla uyuyabilmek için her şeyi alıyorum.
20:41
My husbandkoca has been tellingsöylüyorum me I'm stupidaptal, I'm uglyçirkin.
511
1229389
3770
Kocam bana aptal ve çirkin olduğumu söylüyordu.
20:45
I wishdilek I could stop the painAğrı."
512
1233159
3505
Acıyı durdurabilmeyi diledim."
20:48
Well, she was broughtgetirdi into
this experimentaldeneysel protocolprotokol,
513
1236664
2640
İşte, Bu deneysel protokole getirilmişti,
20:51
and when I interviewedgörüşülen her sixaltı monthsay latersonra,
514
1239304
2308
ve onunla altı ay sonra görüştüğümde,
20:53
she had takenalınmış a job workingçalışma in childcareÇocuk Bakımı
515
1241612
4407
Amerikan Donanması'nda çocuk bakımında görevli olarak iş bulmuş
20:58
for the U.S. NavyDeniz Kuvvetleri, she had left the abusivekötü niyetli husbandkoca,
516
1246019
3805
ve kendisine kötü davranan kocasını terketmişti,
21:01
and she said to me,
517
1249824
2082
ve bana dedi ki,
21:03
"My kidsçocuklar are so much happierdaha mutlu now."
518
1251906
2369
"Çocuklarım şimdi çok daha mutlu."
21:06
She said, "There's one roomoda in my newyeni placeyer
519
1254275
1977
Dedi ki, "Yeni evimde oğlanlar için bir oda var
21:08
for the boysçocuklar and one roomoda for the girlskızlar,
520
1256252
2608
bir oda da kızlar için,
21:10
but at night, they're just all up on my bedyatak,
521
1258860
2539
fakat geceler, hepsi toplanıp yatağıma geliyorlar,
21:13
and we're doing homeworkev ödevi
all togetherbirlikte and everything.
522
1261399
2612
ve hep birlikte ödevlerini, her şeyi yapıyoruz.
21:16
One of them wants to be a preacherVaiz,
523
1264011
1673
Birisi vaiz olmak istiyor,
21:17
one of them wants to be a firefighteritfaiye eri,
524
1265684
1700
birisi itfaiyeci,
21:19
and one of the girlskızlar saysdiyor she's going to be a lawyeravukat.
525
1267384
2966
kızlardan birisi avukat olacağını söylüyor.
21:22
They don't cryağlamak like they used to,
526
1270350
2005
Eskiden olduğu gibi ağlamıyorlar,
21:24
and they don't fightkavga like they did.
527
1272355
2558
eskiden olduğu gibi kavga etmiyorlar.
21:26
That's all I need now is my kidsçocuklar.
528
1274913
3780
Tüm ihtiyacım olan çocuklarım.
21:30
Things keep on changingdeğiştirme,
529
1278693
1912
Bir şeyler değişmeye devam ediyor,
21:32
the way I dresselbise, the way I feel, the way I actdavranmak.
530
1280605
5193
giyinişim, hissiyatım, davranış şeklim.
21:37
I can go outsidedışında not beingolmak afraidkorkmuş anymoreartık,
531
1285798
3687
Dışarı çıkabilirim ve artık korkmam,
21:41
and I don't think those badkötü feelingsduygular are cominggelecek back,
532
1289485
3409
ve o kötü hislerin geri geleceğini de sanmıyorum,
21:44
and if it weren'tdeğildi for DrDr. MirandaMiranda and that,
533
1292894
3035
Dr. Miranda ve diğerleri olmasıydı,
21:47
I would still be at home with
the coverskapaklar pulledçekti over my headkafa,
534
1295929
3617
hala evde örtüleri başımın üzerine çekiyor olurdum,
21:51
if I were still alivecanlı at all.
535
1299546
2349
yaşıyor olsam bile.
21:53
I askeddiye sordu the LordLord to sendgöndermek me an angelmelek,
536
1301895
3732
Tanrı'dan bana bir melek göndermesini istedim,
21:57
and he heardduymuş my prayersnamaz."
537
1305627
4330
ve benim dualarımı duydu."
22:01
I was really movedtaşındı by these experiencesdeneyimler,
538
1309959
3353
Bu deneyimler bana cidden dokunmuştu,
22:05
and I decidedkarar that I wanted to writeyazmak about them
539
1313312
2539
ve bunları yazmalıyım diye karar verdim
22:07
not only in a bookkitap I was workingçalışma on,
540
1315851
1379
sadece üzerinde çalışmakta olduğum kitapta değil,
22:09
but alsoAyrıca in an articlemakale,
541
1317230
1311
fakat aynı zamanda bir makalede,
22:10
and so I got a commissionkomisyon from
The NewYeni YorkYork TimesKez MagazineDergi
542
1318541
2321
ve böylelikle The New York Times Magazine'de
22:12
to writeyazmak about depressiondepresyon amongarasında the indigentyoksul.
543
1320862
2016
yoksul kimseler arasındaki yoksulluk hakkında yazma görevi aldım.
22:14
And I turneddönük in my storyÖykü,
544
1322878
1616
Ve hikayemi teslim ettim,
22:16
and my editoreditör calleddenilen me and said,
545
1324494
1596
editörüm beni aradı ve dedi ki,
22:18
"We really can't publishyayınlamak this."
546
1326090
1710
"Bunu gerçekten yayınlayamayız."
22:19
And I said, "Why not?"
547
1327800
1750
"Neden olmasın?" dedim.
22:21
And she said, "It just is too far-fetchedzoraki.
548
1329550
2305
Dedi ki, "Sadece, inanması çok güç.
22:23
These people who are sortçeşit of at
the very bottomalt rungbasamak yuvası of societytoplum
549
1331855
3778
Bu insanlar bir bakıma toplumun en alt tabakasında
22:27
and then they get a fewaz monthsay of treatmenttedavi
550
1335633
1704
ve birkaç aylık tedavi görüyorlar
22:29
and they're virtuallyfiilen readyhazır to runkoş MorganMorgan StanleyStanley?
551
1337337
2632
ve bir anda hesapta Morgan Stanley'yi yönetmeye hazır hale mi geliyorlar?
22:31
It's just too implausiblemantıksız."
552
1339969
1854
İşte bu pek olanaksız."
22:33
She said, I've never even heardduymuş of anything like it."
553
1341823
2205
Dedi ki, "Hiç buna benzer bir şey duymadım."
22:36
And I said, "The factgerçek that you've never heardduymuş of it
554
1344028
2534
Ve ben de dedim ki, "Hiç duymamış olmanız
22:38
is an indicationbelirti that it is newshaber."
555
1346562
3000
bunun bir haber olduğunun göstergesidir."
22:41
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
556
1349562
6134
(Gülüşmeler) (Alkış)
22:49
"And you are a newshaber magazinedergi."
557
1357317
2494
"Ve siz bir haber dergisisiniz."
22:51
So after a certainbelli amounttutar of negotiationmüzakere,
558
1359811
1982
Belli bir miktar müzakereden sonra,
22:53
they agreedkabul to it.
559
1361793
1241
kabul ettiler.
22:55
But I think a lot of what they said
560
1363034
1615
Fakat söylediklerinin büyük çoğunluğu
22:56
was connectedbağlı in some strangegarip way
561
1364649
2295
garip bir şekilde bu insanların hala
22:58
to this distastetiksinme that people still have
562
1366944
2142
tedavi fikrinden
23:01
for the ideaFikir of treatmenttedavi,
563
1369086
1463
hoşlanmamalarıyla bağlantılıydı,
23:02
the notionkavram that somehowbir şekilde if we wentgitti out
564
1370549
1882
bir şekilde çıkılması
23:04
and treatedişlenmiş a lot of people in indigentyoksul communitiestopluluklar,
565
1372431
2696
ve birçok yoksul toplulukları tedavi edilmesinin,
23:07
that would be an exploitativesömürücü thing to do,
566
1375127
1898
istismara açık bir şey olduğu çünkü onları değiştirecek bir şey olduğu
23:09
because we would be changingdeğiştirme them.
567
1377025
1642
görüşüyle bağlantılıydı.
23:10
There is this falseyanlış moralmanevi imperativezorunlu
568
1378667
2033
Hepimizin etrafını sarmış gibi duran
23:12
that seemsgörünüyor to be all around us
569
1380700
1789
şu yanlış ahlaki kural var ki,
23:14
that treatmenttedavi of depressiondepresyon,
570
1382489
2354
depresyonun tedavi edilmesi,
23:16
the medicationsilaçlar and so on, are an artificemarifet,
571
1384843
2299
ilaçlar vesaire, bunlar birer oyun, hile
23:19
and that it's not naturaldoğal.
572
1387142
2172
ve doğal değil diye buyuruyor.
23:21
And I think that's very misguidedyanlış yola sapmış.
573
1389314
2849
Bence bu son derece yanlış yönlenmiş.
23:24
It would be naturaldoğal for people'sinsanların teethdiş to falldüşmek out,
574
1392163
3532
İnsanların dişlerinin dökülmesi pek ala doğal görülebilirdi,
23:27
but there is nobodykimse militatingmilitating againstkarşısında toothpastediş macunu,
575
1395695
3330
fakat kimse diş macununa karşı eylem yapmıyor,
23:31
at leasten az not in my circlesçevreler.
576
1399025
2128
en azından benim çevremdekiler için bu böyle.
23:33
And people then say, "Well, but isn't depressiondepresyon
577
1401153
2502
Ve insanlar sonra der ki, "Eh, fakat depresyon insanların
23:35
partBölüm of what people are supposedsözde to experiencedeneyim?
578
1403655
2185
tecrübe etmesi gereken şeylerden değil mi?
23:37
Didn't we evolvegelişmek to have depressiondepresyon?
579
1405840
1741
Depresyon sahibi olmak için evrilmedik mi?
23:39
Isn't it partBölüm of your personalitykişilik?"
580
1407581
1907
Bu bizim kişiliğimizin bir parçası değil mi?
23:41
To whichhangi I would say, moodruh hali is adaptiveadaptif.
581
1409488
2746
Bu derdim ki, ruh hali uyum sağlar.
23:44
BeingVarlık ableyapabilmek to have sadnessüzüntü and fearkorku
582
1412234
3329
Üzüntü ve korku
23:47
and joysevinç and pleasureZevk
583
1415563
1842
neşe ve keyif
23:49
and all of the other moodsruh halleri that we have,
584
1417405
1803
ve tüm diğer ruh hallerimizin içinde bulunabilir olmamız,
23:51
that's incrediblyinanılmaz valuabledeğerli.
585
1419208
2064
bu inanılmaz değerlidir.
23:53
And majormajör depressiondepresyon is something that happensolur
586
1421272
3047
Ve majör depresyon,
23:56
when that systemsistem getsalır brokenkırık.
587
1424319
2012
sistem bozulduğunda olan bir şeydir.
23:58
It's maladaptiveuyumsuz.
588
1426331
1717
Bu bir kötü uyumdur.
24:00
People will come to me and say,
589
1428048
1572
İnsanlar bana gelir ve derler ki,
24:01
"I think, thoughgerçi, if I just stickÇubuk it out for anotherbir diğeri yearyıl,
590
1429620
2768
"Sanırım, işte, bir sene daha katlanabilirsem,
24:04
I think I can just get throughvasitasiyla this."
591
1432388
2076
sanırım bunu aşabilirim."
24:06
And I always say to them, "You mayMayıs ayı get throughvasitasiyla it,
592
1434464
2303
Ve onlara hep derim ki, "Bunu aşabilirsin belki,
24:08
but you'llEğer olacak never be 37 again.
593
1436767
2709
ama bir daha aslda 37 yaşında olmayacaksın.
24:11
Life is shortkısa, and that's a wholebütün yearyıl
594
1439476
2550
Hayat kısa, ve bu tam bir yıl demek
24:14
you're talkingkonuşma about givingvererek up.
595
1442026
1956
ümidi kestiğini söylediğin.
24:15
Think it throughvasitasiyla."
596
1443982
1538
Bunu bir düşün."
24:17
It's a strangegarip povertyyoksulluk of the Englishİngilizce languagedil,
597
1445520
2846
Şu İngilizce dilinin bir garip yoksulluğudur,
24:20
and indeedaslında of manyçok other languagesdiller,
598
1448366
2108
ve hakikaten birçok dilin de öyle,
24:22
that we use this sameaynı wordsözcük, depressiondepresyon,
599
1450474
2218
bir çocuğun, doğum gününde yağmur yağdığında
24:24
to describetanımlamak how a kidçocuk feelshissediyor
600
1452692
1805
hissettiklerini tanımlarken de,
24:26
when it rainsyağmurlar on his birthdaydoğum günü,
601
1454497
1712
bir kişinin intihar etmeden bir dakika önce hissettiklerini
24:28
and to describetanımlamak how somebodybirisi feelshissediyor
602
1456209
2528
tanımlarken de aynı sözcüğü kullanıyor olmamız,
24:30
the minutedakika before they commitişlemek suicideintihar.
603
1458737
2454
depresyon.
24:33
People say to me, "Well, is it
continuoussürekli with normalnormal sadnessüzüntü?"
604
1461191
3105
İnsanlar bana der ki, "Eh, normal üzüntü ile sürekli midir?"
24:36
And I say, in a way it's continuoussürekli
with normalnormal sadnessüzüntü.
605
1464296
3144
Ben de diyorum ki, bir bakıma öyledir.
24:39
There is a certainbelli amounttutar of continuitysüreklilik,
606
1467440
2200
Belli bir miktar sürekliliği vardır,
24:41
but it's the sameaynı way there's continuitysüreklilik
607
1469640
1957
fakat bu süreklilik, evinizin dışındaki
24:43
betweenarasında havingsahip olan an ironDemir fenceçit outsidedışında your houseev
608
1471597
1987
demir çitlerin zımparalanmayı gerektirecek şekilde
24:45
that getsalır a little rustpas spotyer
609
1473584
1677
küçük bir pas lekesi kapması
24:47
that you have to sandkum off and do a little repaintingrepainting,
610
1475261
2746
ve ufak bi boya atmanız arasındaki sürelilik ile aynı şekildedir,
24:50
and what happensolur if you leaveayrılmak
the houseev for 100 yearsyıl
611
1478007
2647
ve yüz yıl bir evi o şekilde bırakırsanız
24:52
and it rustskovanları throughvasitasiyla untila kadar it's only a pileistif
612
1480654
2898
olacak olan turuncu tozdan bir yığına
24:55
of orangePortakal dusttoz.
613
1483552
1234
dönüşmesidir.
24:56
And it's that orangePortakal dusttoz spotyer,
614
1484786
2173
Ve o turuncu toz lekesi,
24:58
that orangePortakal dusttoz problemsorun,
615
1486959
1789
o turuncu toz problemi,
25:00
that's the one we're settingayar out to addressadres.
616
1488748
2989
işte tamda üzerine gitmek üzre yola çıktığımız şeydir.
25:03
So now people say,
617
1491737
2240
Şimdi de insanlar der ki,
25:05
"You take these happymutlu pillshaplar, and do you feel happymutlu?"
618
1493977
2731
"Bu mutlu hapları alıyorsunuz, ve mutlu mu hissediyorsunuz?"
25:08
And I don't.
619
1496708
1886
Yapmıyorum.
25:10
But I don't feel sadüzgün about havingsahip olan to eatyemek lunchöğle yemeği,
620
1498594
2822
Fakat öğle yemeği yemek durumda olmak beni üzgün hissettirmiyor,
25:13
and I don't feel sadüzgün about my answeringcevap veren machinemakine,
621
1501416
2836
ve telesekreterim beni üzgün hissettirmiyor,
25:16
and I don't feel sadüzgün about takingalma a showerduş.
622
1504252
2845
ve duş almak beni üzgün hissettirmiyor.
25:19
I feel more, in factgerçek, I think,
623
1507097
2854
Daha fazla hissediyorum, aslına bakarsanız, sanırım,
25:21
because I can feel sadnessüzüntü withoutolmadan nullitybeyanı.
624
1509951
2430
çünkü mutsuzluğu hiçlik olmadan hissedebiliyorum.
25:24
I feel sadüzgün about professionalprofesyonel disappointmentshayal kırıklıkları,
625
1512381
4347
İşle ilgili hayal kırıklıkları hakkında üzgün hissediyorum,
25:28
about damagedhasarlı relationshipsilişkiler,
626
1516728
2347
hasar gören ilişkiler hakkında,
25:31
about globalglobal warmingısınma.
627
1519075
2039
küresel ısınma hakkında.
25:33
Those are the things that I feel sadüzgün about now.
628
1521114
2725
Bunlar benim şimdi üzgün hissettiğim şeyler.
25:35
And I said to myselfkendim, well, what is the conclusionSonuç?
629
1523839
2734
Ve kendime dedim ki, eh, sonuç ne?
25:38
How did those people who have better liveshayatları
630
1526573
2561
Bu insanların nasıl bu kadar iyi hayatları oldu,
25:41
even with biggerDaha büyük depressiondepresyon manageyönetmek to get throughvasitasiyla?
631
1529134
2554
büyük depresyondan geçmeyi becermelerine rağmen?
25:43
What is the mechanismmekanizma of resilienceesneklik?
632
1531688
2797
Dayanıklılığın mekanizması nedir?
25:46
And what I camegeldi up with over time
633
1534485
2084
Zamanla şunu buldum,
25:48
was that the people who denyreddetmek theironların experiencedeneyim,
634
1536569
2916
tecrübelerini reddeden insanlar,
25:51
the onesolanlar who say, "I was depressedbunalımlı a long time agoönce
635
1539485
2032
"Uzun zaman önce depresyondaydım
25:53
and I never want to think about it again
636
1541517
1737
ve bir daha asla onun hakkında düşünmek istemiyorum
25:55
and I'm not going to look at it
637
1543254
1242
ve ona bakmayacağım
25:56
and I'm just going to get on with my life,"
638
1544496
1890
ve sadece hayatıma devam edeceğim,"
25:58
ironicallyironik, those are the people
639
1546386
1959
ironik bir şekilde, bu insanlar
26:00
who are mostçoğu enslavedköle by what they have.
640
1548345
2698
sahip olduklarının en çok kölesi olanlardır.
26:03
ShuttingKapatma out the depressiondepresyon strengthensgüçlendirir it.
641
1551043
2564
Depresyonu kapatmak onu güçlendirir.
26:05
While you hidesaklamak from it, it growsbüyür.
642
1553607
3280
Siz ondan saklanırken, o büyür.
26:08
And the people who do better
643
1556887
2860
Daha iyi beceren insanlar
26:11
are the onesolanlar who are ableyapabilmek to toleratekatlanmak the factgerçek
644
1559747
2599
bu çeşit bir durumları olduğu gerçeğini
26:14
that they have this conditionşart.
645
1562346
1622
tolere edebilenler olur.
26:15
Those who can toleratekatlanmak theironların depressiondepresyon
646
1563968
2470
Depresyonuna tolerans gösterebilenler
26:18
are the onesolanlar who achievebaşarmak resilienceesneklik.
647
1566438
1782
dayanıklılığa kavuşanlar oluyor.
26:20
So FrankFrank RussakoffRussakoff said to me,
648
1568220
1783
Frank Russakoff bana dedi ki,
26:22
"If I had it again to do over,
649
1570003
1516
"Eğer tekrar yapmam gerekirse,
26:23
I supposevarsaymak I wouldn'tolmaz do it this way,
650
1571519
2137
sanırım bu şekilde yapmazdım,
26:25
but in a strangegarip way, I'm gratefulminnettar
651
1573656
1964
fakat garip bir şekilde, minnettarım
26:27
for what I've experienceddeneyimli.
652
1575620
1503
tecrübe ettiklerime.
26:29
I'm gladmemnun to have been in the hospitalhastane 40 timeszamanlar.
653
1577123
3817
Kırk defa hastaneye gittiğim için mutluyum.
26:32
It taughtöğretilen me so much about love,
654
1580940
2603
Bana sevgi hakkında çok şey öğretti,
26:35
and my relationshipilişki with my parentsebeveyn and my doctorsdoktorlar
655
1583543
2840
ve doktorlarım ve ailemle ilişkim
26:38
has been so preciousdeğerli to me, and will be always."
656
1586383
4389
benim için çok değerli oldu, ve her zaman öyle olacak."
26:42
And MaggieMaggie RobbinsRobbins said,
657
1590772
1926
Ve Maggie Robbins dedi ki,
26:44
"I used to volunteergönüllü in an AIDSAIDS clinicklinik,
658
1592698
2989
"AIDS kliniklerinde gönüllü olurdum,
26:47
and I would just talk and talk and talk,
659
1595687
3014
konuşur, konuşur ve konuşurdum
26:50
and the people I was dealingmuamele with
660
1598701
1813
ve uğraştığım insanlar
26:52
weren'tdeğildi very responsiveduyarlı, and I thought,
661
1600514
2067
pek duyarlı değillerdi, ve düşündüm ki,
26:54
'That's not very friendlyarkadaş canlısı or helpfulfaydalı of them.'
662
1602581
3961
'Bu pek onlar için dostça ve faydalı değil.'
26:58
And then I realizedgerçekleştirilen,
663
1606542
1642
Sonra anladım,
27:00
I realizedgerçekleştirilen that they weren'tdeğildi going to do more
664
1608184
2127
Anladım ki o ilk beş dakikalık muhabbetten
27:02
than make those first fewaz minutesdakika of smallküçük talk.
665
1610311
2387
fazlasını yapmayacaklardı.
27:04
It was simplybasitçe going to be an occasionfırsat
666
1612698
2057
Basitçe, AIDS sahibi olmamam ve ölecek olmamam
27:06
where I didn't have AIDSAIDS and I wasn'tdeğildi dyingölen,
667
1614755
2878
buna sebep olacaktı,
27:09
but could toleratekatlanmak the factgerçek that they did
668
1617633
2973
fakat onların başında işte bunların olmasını
27:12
and they were.
669
1620606
1787
kaldıramazdım.
27:14
Our needsihtiyaçlar are our greatestEn büyük assetsvarlıklar.
670
1622393
3603
İhtiyaçlarımız en büyük varlığımızdır.
27:17
It turnsdönüşler out I've learnedbilgili to give
671
1625996
2139
Sonuçta ihtiyacım olan tüm o şeyleri
27:20
all the things I need."
672
1628135
4025
vermeyi öğrendim."
27:24
ValuingDeğer vermek one'sbiri depressiondepresyon
673
1632160
1691
Birinin depresyonuna değer vermesi
27:25
does not preventönlemek a relapsenüks,
674
1633851
2194
nüksetmesini engellemez,
27:28
but it mayMayıs ayı make the prospectolasılık of relapsenüks
675
1636045
2661
fakat nüksetme olasılığını
27:30
and even relapsenüks itselfkendisi easierDaha kolay to toleratekatlanmak.
676
1638706
4218
ve hatta nüksedişini bile kaldırması kolay hale getirebilir.
27:34
The questionsoru is not so much
677
1642924
2045
Soru, çok da o büyük anlamı bulmak
27:36
of findingbulgu great meaninganlam and decidingkarar
678
1644969
2175
ve depresyonunuzun çok anlamlı
27:39
your depressiondepresyon has been very meaningfulanlamlı.
679
1647144
2027
olduğuna karar kılmak değildir.
27:41
It's of seekingarayan that meaninganlam
680
1649171
2171
Daha ziyade o anlamı aramak
27:43
and thinkingdüşünme, when it comesgeliyor again,
681
1651342
1804
ve düşünmek, tekrar geldiğinde,
27:45
"This will be hellishcehennemi,
682
1653146
1640
"Cehennem gibi olacak,
27:46
but I will learnöğrenmek something from it."
683
1654786
2701
fakat bundan bir şeyler öğreneceğim." demektir mesele.
27:49
I have learnedbilgili in my ownkendi depressiondepresyon
684
1657487
2264
Ben kendi depresyonumda öğrendim
27:51
how bigbüyük an emotionduygu can be,
685
1659751
2013
bir duygunun ne kadar büyük olabileceğini,
27:53
how it can be more realgerçek than factsGerçekler,
686
1661764
3097
gerçeklerden daha sahici olabileceğini,
27:56
and I have foundbulunan that that experiencedeneyim
687
1664861
2949
ve bu deneyimimin
27:59
has allowedizin me to experiencedeneyim positivepozitif emotionduygu
688
1667810
2892
olumlu duyguları çok daha odaklı ve
28:02
in a more intenseyoğun and more focusedodaklı way.
689
1670702
3520
yoğun bir şekilde yaşayabilmeme imkan verdiğini buldum.
28:06
The oppositekarşısında of depressiondepresyon is not happinessmutluluk,
690
1674222
3487
Depresyonun zıttı mutluluk değildir,
28:09
but vitalitydirilik,
691
1677709
1454
fakat canlılıktır,
28:11
and these daysgünler, my life is vitalhayati,
692
1679163
2741
ve bu günlerde, yaşamım canlı,
28:13
even on the daysgünler when I'm sadüzgün.
693
1681904
2745
hatta üzgün olduğum günlerde bile.
28:16
I feltkeçe that funeralcenaze in my brainbeyin,
694
1684649
3313
Beynimdeki cenazeyi hissettim,
28:19
and I satoturdu nextSonraki to the colossusColossus
695
1687962
2024
ve devin yanına oturdum,
28:21
at the edgekenar of the worldDünya,
696
1689986
2247
dünyanın kenarında,
28:24
and I have discoveredkeşfedilen
697
1692233
2089
ve keşfettim
28:26
something insideiçeride of myselfkendim
698
1694322
1851
içimde olan bir şeyi
28:28
that I would have to call a soulruh
699
1696173
2133
ona ruhum diyebilirim
28:30
that I had never formulatedformüle
untila kadar that day 20 yearsyıl agoönce
700
1698306
3756
onu yirmi yıl önce o güne değin hiç formüle etmemiştim
28:34
when hellcehennem camegeldi to payödeme me a surprisesürpriz visitziyaret etmek.
701
1702062
4518
cehennemin bana süpriz ziyarette bulunduğu o zaman.
28:38
I think that while I hatednefret edilen beingolmak depressedbunalımlı
702
1706580
4098
Sanırım depresyonda olmaktan
28:42
and would hatenefret to be depressedbunalımlı again,
703
1710678
2334
ve tekrar depresyona girmekten nefret eder olmama karşın
28:45
I've foundbulunan a way to love my depressiondepresyon.
704
1713012
2744
depresyonumu sevmenin bir yolunu buldum.
28:47
I love it because it has forcedzorunlu me
705
1715756
2025
Onu sevdim, çünkü beni zorladı
28:49
to find and clingyapışmak to joysevinç.
706
1717781
2769
aramaya ve neşeye tutunmaya.
28:52
I love it because eachher day I decidekarar ver,
707
1720550
3488
Onu seviyorum çünkü her gün karar veriyorum,
28:56
sometimesara sıra gamelycesaretle,
708
1724038
1540
bazen oyuncu bir biçimde,
28:57
and sometimesara sıra againstkarşısında the moment'san reasonneden,
709
1725578
2698
ve bazen o anın mantığına aykırı bir biçimde,
29:00
to cleaveayırmak to the reasonsnedenleri for livingyaşam.
710
1728276
2578
yaşama sebeplerine bağlanmaya.
29:02
And that, I think, is a highlybüyük ölçüde privilegedayrıcalıklı rapturetutsaklık.
711
1730854
4123
Ve, sanırım, bu son derece ayrıcalıklı bir coşku.
29:06
Thank you.
712
1734977
3983
Teşekkür ederim.
29:10
(ApplauseAlkış)
713
1738960
3136
(Alkış)
Translated by Ceyhun Can ÜLKER
Reviewed by Ayça Bağcı

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Andrew Solomon - Writer
Andrew Solomon writes about politics, culture and psychology.

Why you should listen

Andrew Solomon is a writer, lecturer and Professor of Clinical Psychology at Columbia University. He is president of PEN American Center. He writes regularly for The New Yorker and the New York Times.

Solomon's newest book, Far and Away: Reporting from the Brink of Change, Seven Continents, Twenty-Five Years was published in April, 2016. His previous book, Far From the Tree: Parents, Children, and the Search for Identity won the National Book Critics Circle award for nonfiction, the Wellcome Prize and 22 other national awards. It tells the stories of parents who not only learn to deal with their exceptional children but also find profound meaning in doing so. It was a New York Times bestseller in both hardcover and paperback editions. Solomon's previous book, The Noonday Demon: An Atlas of Depression, won the 2001 National Book Award for Nonfiction, was a finalist for the 2002 Pulitzer Prize and was included in The Times of London's list of one hundred best books of the decade. It has been published in twenty-four languages. Solomon is also the author of the novel A Stone Boat and of The Irony Tower: Soviet Artists in a Time of Glasnost.

Solomon is an activist in LGBT rights, mental health, education and the arts. He is a member of the boards of directors of the National LGBTQ Force and Trans Youth Family Allies. He is a member of the Board of Visitors of Columbia University Medical Center, serves on the National Advisory Board of the Depression Center at the University of Michigan, is a director of Columbia Psychiatry and is a member of the Advisory Board of the Depression and Bipolar Support Alliance. Solomon also serves on the boards of the Metropolitan Museum of Art, Yaddo and The Alex Fund, which supports the education of Romani children. He is also a fellow of Berkeley College at Yale University and a member of the New York Institute for the Humanities and the Council on Foreign Relations.

Solomon lives with his husband and son in New York and London and is a dual national. He also has a daughter with a college friend; mother and daughter live in Texas but visit often.


More profile about the speaker
Andrew Solomon | Speaker | TED.com