ABOUT THE SPEAKER
Sarah Lewis - Writer
Art historian and critic Sarah Lewis celebrates creativity and shows how it can lead us through fear and failure to ultimate success.

Why you should listen

Curator and critic Sarah Lewis has emerged as a cultural powerhouse for her fresh perspectives on the dialogue between culture, history, and identity. In 2010, she co-curated the groundbreaking SITE Santa Fe biennial, a platform celebrating artists melding the “homespun and the high-tech.” She has served on Obama’s National Arts Policy Committee, and as a curatorial advisor for Brooklyn’s high-profile Barclays Center. 

Her debut book The Rise analyzes the idea of failure, focusing on case studies that reveal how setbacks can become a tool enabling us to master our destinies. As she says: "The creative process is actually how we fashion our lives and follow other pursuits. Failure is not something that might be helpful; it actually is the process." — Art21.org.

More profile about the speaker
Sarah Lewis | Speaker | TED.com
TED2014

Sarah Lewis: Embrace the near win

Sarah Lewis: Neredeyse kazanmayı kabullenme

Filmed:
2,737,190 views

Sanat tarihçisi Sarah Lewis, ilk müze işinde üzerinde çalıştığı sanatçı ile ilgili önemli bir şey fark etti: Her sanat eseri tam bir başyapıt değildi. Lewis, yaşamımızda neredeyse başarısızlığın, kazanmaya yaklaşmanın rolünü düşünmemizi istiyor. Başarı ve ustalığa giden yolda bizi ileriye doğru iten aslında neredeyse kazandıklarımız mıdır?
- Writer
Art historian and critic Sarah Lewis celebrates creativity and shows how it can lead us through fear and failure to ultimate success. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I feel so fortunateşanslı that my first job
0
1506
2202
İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde
00:15
was workingçalışma at the MuseumMüze of ModernModern ArtSanat
1
3708
2432
ressam Elizabeth Murray'in
retrospektifinde
00:18
on a retrospectivegeçmişe yönelik of painterressam ElizabethElizabeth MurrayMurray.
2
6140
3454
çalışmak olduğu için kendimi
çok şanslı hissediyorum.
00:21
I learnedbilgili so much from her.
3
9594
2386
Ondan çok fazla şey öğrendim.
00:23
After the curatormüze müdürü RobertRobert StorrStorr
4
11980
1768
Küratör Robert Storr
00:25
selectedseçilmiş all the paintingsresimlerinde
5
13748
1519
hayat boyu ürettiği işler içinden
00:27
from her lifetimeömür bodyvücut of work,
6
15267
2752
bütün tabloları seçtikten sonra,
00:30
I lovedsevilen looking at the paintingsresimlerinde from the 1970s.
7
18019
3642
1970'lerdeki resimlere
bakmaya bayıldım.
00:33
There were some motifsmotifler and elementselementler
8
21661
2556
İleride hayatında tekrar ortaya çıkacak
00:36
that would come up again latersonra in her life.
9
24217
3506
olan bazı motifler ve öğeler vardı.
00:39
I rememberhatırlamak askingsormak her
10
27723
1639
Ona ilk çalışmaları hakkında
00:41
what she thought of those earlyerken worksEserleri.
11
29362
2558
ne düşündüğünü sorduğumu hatırlıyorum.
00:43
If you didn't know they were hersonunki,
12
31920
1464
Ona ait olduğunu bilmeseniz,
00:45
you mightbelki not have been ableyapabilmek to guesstahmin.
13
33384
2570
bunu tahmin edemezdiniz.
00:47
She told me that a fewaz didn't quiteoldukça meetkarşılamak
14
35954
2923
Bana birkaçının olmasını istediği gibi
00:50
her ownkendi markişaret for what she wanted them to be.
15
38877
3607
kendi ölçülerine ulaşamadığını belirtti.
00:54
One of the worksEserleri, in factgerçek,
16
42484
1429
Aslında biri kendi
00:55
so didn't meetkarşılamak her markişaret,
17
43913
1521
standartlarına öylesine
00:57
she had setset it out in the trashçöp in her studiostüdyo,
18
45434
2972
ulaşmamıştı ki, onu
stüdyosunda çöpe atmıştı
01:00
and her neighborkomşu had takenalınmış it
19
48406
1841
ve komşusu da değerini anladığı için
01:02
because she saw its valuedeğer.
20
50247
2570
onu almıştı.
01:04
In that momentan, my viewgörünüm of successbaşarı
21
52817
2949
O anda başarı ve yaratıcılık
01:07
and creativityyaratıcılık changeddeğişmiş.
22
55766
2516
hakkındaki görüşüm değişti.
01:10
I realizedgerçekleştirilen that successbaşarı is a momentan,
23
58282
2888
Başarının bir an olduğunu,
01:13
but what we're always celebratingkutlama
24
61170
1936
ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin
01:15
is creativityyaratıcılık and masteryustalık.
25
63106
4008
yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım.
01:19
But this is the thing: What getsalır us to convertdönüştürmek successbaşarı
26
67114
3637
Ama işte olay şu: Başarıyı ustalığa
01:22
into masteryustalık?
27
70751
2229
dönüştürmemizi sağlayan şey ne?
01:24
This is a questionsoru I've long askeddiye sordu myselfkendim.
28
72980
2791
Uzun zamandır kendi kendime
sorduğum bir soru bu.
01:27
I think it comesgeliyor when we startbaşlama to valuedeğer
29
75771
2581
Bence başarıya yaklaşma lütfuna
01:30
the gifthediye of a nearyakın winkazanmak.
30
78352
3592
değer vermeye başladığımızda
ortaya çıkıyor.
01:33
I startedbaşladı to understandanlama this when I wentgitti
31
81944
2195
Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan
01:36
on one coldsoğuk MayMayıs day
32
84139
1983
Columbia'nın Baker
Spor Kompleksi'nde
01:38
to watch a setset of varsityOkul takımı archersOkçular,
33
86122
2551
soğuk bir Mayıs günü üniversitenin,
01:40
all womenkadınlar as fatekader would have it,
34
88673
2297
kadere bakın ki hepsi kadın olan,
01:42
at the northernkuzey tipbahşiş of ManhattanManhattan
35
90970
2080
okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde
01:45
at Columbia'sColumbia'nın BakerBaker AthleticsAtletizm ComplexKarmaşık.
36
93050
3419
bunu anlamaya başladım.
01:48
I wanted to see what's calleddenilen archer'sArcher'ın paradoxparadoks,
37
96469
3669
Okçu paradoksu denen,
yani aslında hedefinizi
01:52
the ideaFikir that in ordersipariş to actuallyaslında hitvurmak your targethedef,
38
100138
2831
vurmak için ondan biraz eğimli bir şeye
01:54
you have to aimamaç at something slightlyhafifçe skeweğme from it.
39
102969
4442
nişan almanız gerektiğini
söyleyen fikri görmek istedim.
01:59
I stooddurdu and watchedizledi as the coachKoç
40
107411
1993
Koç bu kadınlarla gri minibüsünde
02:01
drovesürdü up these womenkadınlar in this graygri vankamyonet,
41
109404
2714
yaklaşırken durup seyrettim
02:04
and they exitedçıkıldı with this kindtür of relaxedrahat focusodak.
42
112118
2978
ve adeta rahat bir odaklanma
içinde dışarı çıktılar.
02:07
One heldbekletilen a half-eatenyarısı yenmiş icebuz creamkrem conekoni in one handel
43
115096
2894
Birisi bir elinde yarısı yenmiş
bir dondurma külahı
02:09
and arrowsoklar in the left with yellowSarı fletchingdönüş.
44
117990
2517
ve solunda sarı tüyüyle oklar tutuyordu.
02:12
And they passedgeçti me and smiledgülümsedi,
45
120507
2683
Yanımdan geçip gülümsediler,
02:15
but they sizedboy me up as they
46
123190
1800
ama çim alana doğru giderken
02:16
madeyapılmış theironların way to the turfçim,
47
124990
1619
kim olduğumu anlamaya çalıştılar.
02:18
and spokekonuştu to eachher other not with wordskelimeler
48
126609
1754
Birbirleriyle kelimelerle değil,
02:20
but with numberssayılar, degreesderece, I thought,
49
128363
2717
sayılarla, derecelerle konuştular,
02:23
positionspozisyonları for how they mightbelki planplan
50
131080
1298
sanırım hedeflerini vurmayı
02:24
to hitvurmak theironların targethedef.
51
132378
2533
planladıkları pozisyonlarla.
02:26
I stooddurdu behindarkasında one archerOkçu as her coachKoç
52
134911
2383
Belki de kimin desteğe
ihtiyacı olabilir diye
02:29
stooddurdu in betweenarasında us to maybe assessbelirlemek
53
137294
2022
değerlendirmek üzere koçu
aramızda dururken
02:31
who mightbelki need supportdestek, and watchedizledi her,
54
139316
2457
bir okçunun arkasında durdum
ve onu seyrettim,
02:33
and I didn't understandanlama how even one
55
141773
2087
birinin bile nasıl onluk daireyi
02:35
was going to hitvurmak the tenon ringhalka.
56
143860
2851
vuracağını anlayamamıştım.
02:38
The tenon ringhalka from the standardstandart 75-yard-yard distancemesafe,
57
146711
2648
Onluk daire standart 75 yarda mesafeden,
02:41
it looksgörünüyor as smallküçük as a matchstickkibrit çöpü tipbahşiş
58
149359
2910
bir kol boyu uzaklığından
02:44
heldbekletilen out at arm'ssilâh lengthuzunluk.
59
152269
2097
bir kibrit çöpünün ucu
kadar küçük görünür.
02:46
And this is while holdingtutma 50 poundspound of drawçekmek weightağırlık
60
154366
3279
Bu her atışta 50
librelik çekiş ağırlığını
02:49
on eachher shotatış.
61
157645
2707
kaldırırken olur.
02:52
She first hitvurmak a sevenYedi, I rememberhatırlamak, and then a ninedokuz,
62
160352
2692
Önce yediyi, ardından dokuzu
ve sonra iki kere
02:55
and then two tensonlarca,
63
163044
1280
onu vurduğunu hatırlıyorum
02:56
and then the nextSonraki arrowok
64
164324
1236
ve sonraki ok da hedefi
02:57
didn't even hitvurmak the targethedef.
65
165560
2219
dahi vuramadı.
02:59
And I saw that gaveverdi her more tenacityazim,
66
167779
2001
Bunun ona daha çok kararlılık verdiğini
03:01
and she wentgitti after it again and again.
67
169780
2786
gördüm ve tekrar tekrar denedi.
03:04
For threeüç hourssaatler this wentgitti on.
68
172566
2946
Bu üç saat sürdü.
03:07
At the endson of the practiceuygulama, one of the archersOkçular
69
175512
2421
Antrenmanın sonunda, okçulardan biri
03:09
was so taxedvergileri dahil that she liedYalan out on the groundzemin
70
177933
2586
öylesine zorlanmıştı ki,
03:12
just star-fishedyıldız avlanır,
71
180519
1941
yere pestil gibi serildi,
03:14
her headkafa looking up at the skygökyüzü,
72
182460
2032
kafası gökyüzüne doğru bakıyor,
03:16
tryingçalışıyor to find what T.S. EliotEliot mightbelki call
73
184492
2612
T.S. Eliot'un dönen dünyadaki bu duran
03:19
that still pointpuan of the turningdöndürme worldDünya.
74
187104
3886
noktaya ne diyeceğini
bulmaya çalışıyordu.
03:22
It's so rarenadir in AmericanAmerikan culturekültür,
75
190990
2015
Amerikan kültüründe bu çok nadirdir,
03:25
there's so little that's vocationalMesleki about it anymoreartık,
76
193005
3010
bunun artık meslekle pek ilgisi yoktur,
03:28
to look at what doggednessazim looksgörünüyor like
77
196015
2594
bu derecede kusursuz
03:30
with this levelseviye of exactitudeexactitude,
78
198609
2111
bir kararlılığın nasıl olduğunu,
03:32
what it meansanlamına geliyor to alignhizalama your bodyvücut postureduruş
79
200720
2381
bir hedefi vurmak için üç saat
03:35
for threeüç hourssaatler in ordersipariş to hitvurmak a targethedef,
80
203101
3367
bedenin duruşunu ayarlamanın
ne demek olduğunu görmek,
03:38
pursuingpeşinde a kindtür of excellencemükemmellik in obscuritybilinmezlik.
81
206468
4070
bilinmezlik içinde bir çeşit
mükemmellik aramak.
03:42
But I stayedkaldı because I realizedgerçekleştirilen I was witnessingtanık
82
210538
2225
Ancak orada kaldım, çünkü çok nadir olarak
03:44
what's so rarenadir to glimpsebelirti,
83
212763
2335
görülecek bir şeye tanıklık
ettiğimi anladım,
03:47
that differencefark betweenarasında successbaşarı and masteryustalık.
84
215098
3873
başarı ve ustalık arasındaki o farka.
03:50
So successbaşarı is hittingisabet that tenon ringhalka,
85
218971
2624
O zaman başarı o onluk
daireye isabet ettirmektir,
03:53
but masteryustalık is knowingbilme that it meansanlamına geliyor nothing
86
221595
2116
ancak ustalık bunu
tekrar tekrar yapamazsan
03:55
if you can't do it again and again.
87
223711
3556
bunun hiçbir şey ifade
etmediğini bilmektir.
03:59
MasteryUstalık is not just the sameaynı as excellencemükemmellik, thoughgerçi.
88
227267
3721
Ancak ustalık mükemmellikle
aynı şey değildir.
04:02
It's not the sameaynı as successbaşarı,
89
230988
1833
Başarıyla aynı şey değildir,
04:04
whichhangi I see as an eventolay,
90
232821
2233
ki başarıyı bir hadise olarak,
04:07
a momentan in time,
91
235054
1586
zamanın içinde bir an olarak
04:08
and a labeletiket that the worldDünya confersconfers uponüzerine you.
92
236640
3298
ve dünyanın size verdiği bir
etiket olarak görürüm.
04:11
MasteryUstalık is not a commitmenttaahhüt to a goalhedef
93
239938
3134
Ustalık bir hedefe bağlılık değil,
04:15
but to a constantsabit pursuitkovalama.
94
243072
2905
bitmeyen bir arayıştır.
04:17
What getsalır us to do this,
95
245977
1877
Bunu yapmamıza sebep olan şey,
04:19
what get us to forwardileri thrustitme more
96
247854
2546
bizi daha fazla ileriye iten şey,
04:22
is to valuedeğer the nearyakın winkazanmak.
97
250400
3657
neredeyse kazanmanın değeridir.
04:26
How manyçok timeszamanlar have we designatedÖzel İçilir something
98
254057
2152
Kaç kere bir şeyi bir klasik,
hatta başyapıt
04:28
a classicklasik, a masterpiecebaşyapıt even,
99
256209
2871
olarak tanımladık,
04:31
while its creatoryaratıcı considersdikkate alır it hopelesslyumutsuzca unfinishedbitmemiş,
100
259080
3578
yaratıcısı onu umutsuzca
bitmemiş olarak görürken,
04:34
riddleddelik deşik with difficultieszorluklar and flawskusurları,
101
262658
2223
zorluklar ve hatalarla dolu olarak,
04:36
in other wordskelimeler, a nearyakın winkazanmak?
102
264881
3018
yani başka bir ifadeyle
bir neredeyse kazanmak olarak?
04:39
ElizabethElizabeth MurrayMurray surprisedşaşırmış me
103
267899
1894
Elizabeth Murray, ilk tabloları
04:41
with her admissiongiriş about her earlierdaha erken paintingsresimlerinde.
104
269793
3210
hakkındaki itirafıyla beni şaşırtmıştı.
04:45
PainterRessam PaulPaulzannezanne so oftensık sık
thought his worksEserleri were incompletetamamlanmamış
105
273013
3652
Ressam Paul Cézanne, çalışmalarının
sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek,
04:48
that he would deliberatelykasten leaveayrılmak them asidebir kenara
106
276665
1822
onları tekrar ele almak niyetiyle
04:50
with the intentionniyet of pickingtoplama them back up again,
107
278487
2550
kasıtlı olarak bir kenara koyardı,
04:53
but at the endson of his life,
108
281037
1743
ancak hayatının sonunda
04:54
the resultsonuç was that he had only signedimzalı
109
282780
2215
sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu
04:56
10 percentyüzde of his paintingsresimlerinde.
110
284995
2740
imzalamış olmasıydı.
04:59
His favoritesevdiğim novelyeni was "The [UnknownBilinmiyor]
MasterpieceBaşyapıt" by HonorOnuré dede BalzacBalzac,
111
287735
4150
En sevdiği roman, Honoré de Balzac'ın
Gizli Başyapıt'ıydı
05:03
and he feltkeçe the protagonistkahraman was the painterressam himselfkendisi.
112
291885
5596
ve ana karakteri kendisiyle
özdeşleştirmişti.
05:09
FranzFranz KafkaKafka saw incompletionincompletion
113
297481
1934
Diğerleri çalışmalarını yalnızca
05:11
when othersdiğerleri would find only worksEserleri to praiseövgü,
114
299415
3251
övgüye değer bulurken,
Franz Kafka bitmemiş olarak gördü,
05:14
so much so that he wanted all of his diariesgünlükler,
115
302666
2433
o kadar ki bütün günlüklerinin,
05:17
manuscriptsel yazmaları, lettersharfler and even sketchesskeçler
116
305099
2097
el yazılarının, mektuplarının ve hatta
05:19
burnedyanmış uponüzerine his deathölüm.
117
307196
2329
taslaklarının öldükten
sonra yakılmasını istedi.
05:21
His friendarkadaş refusedreddetti to honorOnur the requestistek,
118
309525
2795
Arkadaşları bu isteğine
uymayı reddettiler
05:24
and because of that, we now have all the worksEserleri
119
312320
1678
ve bu yüzden şimdi Kafka'nın
05:25
we now do by KafkaKafka:
120
313998
1769
yaptığı bütün çalışmalara sahibiz:
05:27
"AmericaAmerika," "The TrialDeneme" and "The CastleCastle,"
121
315767
3393
"Amerika", "Dava" ve "Şato",
05:31
a work so incompletetamamlanmamış it even stopsdurak mid-sentencecümlenin ortasında.
122
319160
3625
öylesine tamamlanmamış bir eser ki,
cümlenin ortasında bitiyor.
05:34
The pursuitkovalama of masteryustalık, in other wordskelimeler,
123
322785
2535
Ustalığı arayış, diğer bir deyişle,
05:37
is an ever-onwardHiç ileriye yönelik almostneredeyse.
124
325320
4638
hemen hemen hep ileriye doğrudur.
05:41
"LordLord, granthibe that I desirearzu etmek
125
329958
1976
"Tanrım, bana başarabileceğimden daha
05:43
more than I can accomplishbaşarmak,"
126
331934
2076
fazlasını istemeyi bahşet,"
05:46
MichelangeloMichelangelo imploredimplored,
127
334010
1559
diye yakarmıştı Michelangelo,
05:47
as if to that OldEski TestamentAhit God on the SistineSistine ChapelŞapel,
128
335569
3431
sanki Sistina Şapeli'ndeki
05:51
and he himselfkendisi was that AdamAdam
129
339000
1949
Eski Ahit Tanrısı'na
05:52
with his fingerparmak outstretcheduzanmış
130
340949
1506
ve kendisi de uzattığı parmağı
05:54
and not quiteoldukça touchingdokunma that God'sTanrı'nın handel.
131
342455
4573
Tanrı'nın eline tam değmeyen Âdem'di.
05:59
MasteryUstalık is in the reachingulaşan, not the arrivinggelen.
132
347028
4588
Ustalık uzanmaktır, ulaşmak değildir.
06:03
It's in constantlysürekli wantingeksik to closekapat that gapboşluk
133
351616
3305
Olduğunuz yer ve olmak
istediğiniz yer arasındaki
06:06
betweenarasında where you are and where you want to be.
134
354921
4198
boşluğu sürekli kapatmayı istemektir.
06:11
MasteryUstalık is about sacrificingödün for your craftzanaat
135
359119
3588
Ustalık sanatınız için
fedakârlık yapmaktır,
06:14
and not for the sakeuğruna of craftingişçiliği your careerkariyer.
136
362707
4218
kariyerinizi inşa etmeniz için değil.
06:18
How manyçok inventorsBuluş and untoldanlatılmamış entrepreneursgirişimciler
137
366925
2665
Kaç tane mucit ve sayısız girişimci
06:21
livecanlı out this phenomenonfenomen?
138
369590
2769
bu olguyu yaşıyor?
06:24
We see it even in the life
139
372359
1505
Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi
06:25
of the indomitableyılmaz ArcticArctic explorerExplorer BenBen SaundersSaunders,
140
373864
2810
Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz,
06:28
who tellsanlatır me that his triumphszafer
141
376674
1674
ki bana zaferlerinin
06:30
are not merelysadece the resultsonuç
142
378348
1923
sadece büyük başarılarının
06:32
of a grandbüyük achievementbaşarı,
143
380271
1795
sonucu olmadığını,
06:34
but of the propulsionitici güç of a lineagesoy of nearyakın winskazanç.
144
382066
4994
onun yerine bir dizi kazanmaya
yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir.
06:39
We thrivegelişmek when we staykalmak at our ownkendi leadingönemli edgekenar.
145
387060
3736
Kendi öncüsü olduğumuz yerde
kaldığımızda başarılı oluyoruz.
06:42
It's a wisdombilgelik understoodanladım by DukeDuke EllingtonEllington,
146
390796
2695
Duke Ellington tarafından
anlaşılmış bir bilgelikti bu,
06:45
who said that his favoritesevdiğim songşarkı out of his repertoirerepertuar
147
393491
2926
ki kendisi repertuvarındaki
en sevdiği şarkının
06:48
was always the nextSonraki one,
148
396417
2135
hep bir sonraki olduğunu,
06:50
always the one he had yethenüz to composeoluşturmak.
149
398552
3659
hep daha bestelemediği şarkı
olduğunu söylemiştir.
06:54
PartBölümü of the reasonneden that the nearyakın winkazanmak
150
402211
2129
Neredeyse kazanmanın ustalığın
06:56
is inbuiltDahili to masteryustalık
151
404340
2292
doğasında olmasının sebeplerinden biri,
06:58
is because the greaterbüyük our proficiencyYeterlik,
152
406632
2353
uzmanlığımız ne kadar fazlaysa,
07:00
the more clearlyAçıkça we mightbelki see
153
408985
2160
bildiğimizi düşündüğümüz
şeylerin hepsini
07:03
that we don't know all that we thought we did.
154
411145
3218
bilmediğimizi daha net görebilmemizdir.
07:06
It's calleddenilen the DunningDunningKrugerKruger effectEfekt.
155
414363
2631
Buna Dunning–Kruger etkisi denir.
07:08
The ParisParis ReviewBir daha gözden geçirme got it out of JamesJames BaldwinBaldwin
156
416994
2927
Paris Review, James Baldwin'e sorduğunda
07:11
when they askeddiye sordu him,
157
419921
1028
şu cevabı alabilmişti,
07:12
"What do you think increasesartışlar with knowledgebilgi?"
158
420949
2697
"Bilgiyle artan şey sizce nedir?"
07:15
and he said, "You learnöğrenmek how little you know."
159
423646
4682
ve o da şöyle söyledi,
"Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun."
07:20
SuccessBaşarı motivatesmotive eder us, but a nearyakın winkazanmak
160
428328
2324
Başarı bizi motive eder,
ama neredeyse kazanmak
07:22
can propelitmek us in an ongoingdevam eden questQuest.
161
430652
2875
süregelen bir arayışta
bizi ileriye götürebilir.
07:25
One of the mostçoğu vividcanlı examplesörnekler of this comesgeliyor
162
433527
2119
Bunun en etkili örneklerinden biri,
07:27
when we look at the differencefark
163
435646
1790
yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş
07:29
betweenarasında OlympicOlimpiyat silvergümüş medalistsmadalya alanlar
164
437436
1946
madalyası ile bronz madalyası kazananlar
07:31
and bronzeBronz medalistsmadalya alanlar after a competitionyarışma.
165
439382
2951
arasındaki farka baktığımızda görülür.
07:34
ThomasThomas GilovichGilovich and his teamtakım from CornellCornell
166
442333
2613
Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi
07:36
studiedokudu this differencefark and foundbulunan
167
444946
2146
bu farkı araştırmış ve gümüş madalya
07:39
that the frustrationhüsran silvergümüş medalistsmadalya alanlar feel
168
447092
2524
alanların, dördüncü olmayıp
hiç madalya almamaları
07:41
comparedkarşılaştırıldığında to bronzeBronz, who are typicallytipik a bitbit
169
449616
1961
söz konusu olmadığı için tipik olarak daha
07:43
more happymutlu to have just not receivedAlınan fourthdördüncü placeyer
170
451577
2473
mutlu olan bronz kazananlarla
karşılaştırıldığında
07:46
and not medaledmedaled at all,
171
454050
1679
hissettikleri öfkenin, gümüş madalya
07:47
givesverir silvergümüş medalistsmadalya alanlar a focusodak
172
455729
1955
kazananlara bir sonraki yarışmada
07:49
on follow-uptakip competitionyarışma.
173
457684
2423
bir odak noktası verdiğini bulmuştur.
07:52
We see it even in the gamblingkumar industrysanayi
174
460107
2282
Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz,
07:54
that oncebir Zamanlar pickedseçilmiş up on this phenomenonfenomen
175
462389
1986
ki bu neredeyse kazanma olgusunu
07:56
of the nearyakın winkazanmak
176
464375
1492
bir zamanlar alıp
07:57
and createdoluşturulan these scratch-offçizik-off ticketsbiletler
177
465867
2263
neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha
08:00
that had a higherdaha yüksek than averageortalama rateoran of nearyakın winskazanç
178
468130
3328
yüksek olan kazı kazan
biletleri yarattılar
08:03
and so compelledmecbur people to buysatın almak more ticketsbiletler
179
471458
2809
ve insanlar daha fazla bilet almak için
08:06
that they were calleddenilen heart-stopperskalp-stoper,
180
474267
1949
öylesine istekliydi ki,
08:08
and were setset on a gamblingkumar industrysanayi setset of abusesihlalleri
181
476216
3063
bunlara yürek durduran dendi
ve 1970'lerde Britanya'da
08:11
in Britainİngiltere in the 1970s.
182
479279
3391
kumar endüstrisinin bir dizi
suistimali ile körüklendi.
08:14
The reasonneden the nearyakın winkazanmak has a propulsionitici güç
183
482670
2249
Neredeyse kazanmanın
itici gücü olmasının nedeni,
08:16
is because it changesdeğişiklikler our viewgörünüm of the landscapepeyzaj
184
484919
2884
olaya bakışımızı değiştirmesi
08:19
and putskoyar our goalshedefleri, whichhangi we tendeğiliminde to put
185
487803
2651
ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz
08:22
at a distancemesafe, into more proximateyakın vicinityçevresinde
186
490454
2605
hedeflerimizi bulunduğumuz
08:25
to where we standdurmak.
187
493059
1846
daha yakın bir yere koymasıdır.
08:26
If I asksormak you to envisionöngörülüyor what a
great day looksgörünüyor like nextSonraki weekhafta,
188
494905
3178
Gelecek hafta harika bir günün neye
benzediğini düşünmenizi istesem,
08:30
you mightbelki describetanımlamak it in more generalgenel termsşartlar.
189
498083
3705
bunu daha genel ifadelerle
anlatabilirsiniz.
08:33
But if I asksormak you to describetanımlamak a
great day at TEDTED tomorrowyarın,
190
501788
3651
Ama yarın TED'de harika bir
günü anlatmanızı istesem,
08:37
you mightbelki describetanımlamak it with granulartaneli, practicalpratik clarityberraklık.
191
505439
3461
bunu tane tane, gerçekçi bir
netlikte anlatabilirsiniz.
08:40
And this is what a nearyakın winkazanmak does.
192
508900
1663
Neredeyse kazanma işte bunu yapar.
08:42
It getsalır us to focusodak on what, right now,
193
510563
2546
Görüş alanımız içinde olan o dağı
ele almak için şu an
08:45
we planplan to do to addressadres that mountaindağ in our sightsmanzaraları.
194
513109
4781
ne yapmayı planladığımıza
odaklanmamızı sağlar.
08:49
It's JackieJackie Joyner-KerseeJoyner-Kersee, who in 1984
195
517890
3156
Jackie Joyner-Kersee 1984'te
08:53
missedcevapsız takingalma the goldaltın in the heptathlonheptatlon
196
521046
2006
heptatlonda altını saniyenin üçte biri
08:55
by one thirdüçüncü of a secondikinci,
197
523052
2261
ile kaçırmıştı
08:57
and her husbandkoca predictedtahmin that would give her
198
525313
1881
ve kocası bunun bir sonraki yarışmada
08:59
the tenacityazim she neededgerekli in follow-uptakip competitionyarışma.
199
527194
3962
ona ihtiyacı olan kararlılığı
vereceğini öngörmüştü.
09:03
In 1988, she wonwon the goldaltın in the heptathlonheptatlon
200
531156
3372
1988'de heptatlonda altını kazandı
09:06
and setset a recordkayıt of 7,291 pointsmakas,
201
534528
4175
ve 7.921 puanla rekor kırdı,
09:10
a scoreGol that no athleteatlet has come very closekapat to sincedan beri.
202
538703
5107
ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun
yaklaşmadığı bir skor.
09:15
We thrivegelişmek not when we'vebiz ettik donetamam it all,
203
543810
2711
Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz,
09:18
but when we still have more to do.
204
546521
3407
aksine daha yapacak şeyler olduğunda.
09:21
I standdurmak here thinkingdüşünme and wonderingmerak ediyor
205
549928
2082
Burada durup bu odada
09:24
about all the differentfarklı waysyolları
206
552010
1698
neredeyse kazanmayı yaratacak
09:25
that we mightbelki even manufactureüretim a nearyakın winkazanmak
207
553708
2397
değişik yollar hakkında,
hayatlarınızın bunu
09:28
in this roomoda,
208
556105
1265
nasıl yerine
09:29
how your liveshayatları mightbelki playoyun this out,
209
557370
2069
getirebileceğini düşünüyor
ve merak ediyorum.
09:31
because I think on some gutbağırsak levelseviye we do know this.
210
559439
4791
Çünkü bence biraz içgüdüsel
seviyede bunu biliyoruz.
09:36
We know that we thrivegelişmek when we staykalmak
211
564230
1752
Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda
09:37
at our ownkendi leadingönemli edgekenar,
212
565982
1517
başarılı olduğumuzu biliyoruz.
09:39
and it's why the deliberatekasıtlı incompletetamamlanmamış
213
567499
2466
Bu yüzden kasti eksiklikler
09:41
is inbuiltDahili into creationoluşturma mythsmitler.
214
569965
2493
yaratılış efsaneleri
içine yerleştirilmiştir.
09:44
In NavajoNavajo culturekültür, some craftsmenustalar and womenkadınlar
215
572458
2522
Navaho kültüründe, bazı
erkek ve kadın sanatçılar
09:46
would deliberatelykasten put an imperfectionkusurları
216
574980
2443
tekstil ve seramikler içine bilerek
09:49
in textilesTekstil and ceramicsseramikler.
217
577423
1647
kusur koyarlar.
09:51
It's what's calleddenilen a spiritruh linehat,
218
579070
2791
Buna ruh çizgisi adı verilir,
09:53
a deliberatekasıtlı flawkusur in the patternmodel
219
581861
2109
dokumacı veya yapana bir çıkış yolu
09:55
to give the weaverWeaver or makeryapıcı a way out,
220
583970
3028
vermek için, aynı zamanda da
iş yapmasına devam etmesi
09:58
but alsoAyrıca a reasonneden to continuedevam et makingyapma work.
221
586998
4672
için bir sebep olarak
desende kasti bir kusur.
10:03
MastersYüksek lisans are not expertsuzmanlar because they take
222
591670
1777
Ustalar bir konuyu kavramsal sona
10:05
a subjectkonu to its conceptualkavramsal endson.
223
593447
2618
getirdikleri için uzman değillerdir.
10:08
They're mastersyüksek lisans because they realizegerçekleştirmek
224
596065
1709
Ustalardır çünkü bunun
10:09
that there isn't one.
225
597774
2578
olmadığını fark ederler.
10:12
Now it occurredoluştu to me, as I thought about this,
226
600352
3110
Bunun hakkında düşününce,
10:15
why the archeryOkçuluk coachKoç
227
603462
1788
neden okçuluk koçunun
10:17
told me at the endson of that practiceuygulama,
228
605250
2170
idmanın sonunda bana okçularının
10:19
out of earshotişitme menzili of his archersOkçular,
229
607420
2245
işitmeyeceği mesafeden,
10:21
that he and his colleaguesmeslektaşlar never feel
230
609665
1977
onun ve meslektaşlarının ekipleri için
10:23
they can do enoughyeterli for theironların teamtakım,
231
611642
2260
ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini,
10:25
never feel there are enoughyeterli visualizationgörüntüleme techniquesteknikleri
232
613902
2877
kazanmak üzere olmak konusunu
aşmalarına yardımcı olması
10:28
and postureduruş drillsmatkaplar to help them overcomeüstesinden gelmek
233
616779
2787
için yeterli gözünde canlandırma
tekniği ve duruş eğitimi
10:31
those constantsabit nearyakın winskazanç.
234
619566
2280
olmadığını söylediğini anlıyorum.
10:33
It didn't soundses like a complaintşikayet, exactlykesinlikle,
235
621846
2447
Aslında tam olarak şikâyet
gibi gelmedi bu,
10:36
but just a way to let me know,
236
624293
2593
sadece bana yaptığı
10:38
a kindtür of tenderihale admissiongiriş,
237
626886
1480
naif bir itiraf gibiydi,
10:40
to remindhatırlatmak me that he knewbiliyordum
he was givingvererek himselfkendisi over
238
628366
3265
kendisini hep daha fazlasını talep eden
10:43
to a voraciousobur, unfinishedbitmemiş pathyol
239
631631
3155
doymak bilmez, bitmeyen bir yola
10:46
that always requiredgereklidir more.
240
634786
2925
adadığını bildiğini bana
hatırlatmak içindi.
10:49
We buildinşa etmek out of the unfinishedbitmemiş ideaFikir,
241
637711
3149
Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz,
10:52
even if that ideaFikir is our formereski selföz.
242
640860
4456
bu fikir eski hâlimiz olsa bile.
10:57
This is the dynamicdinamik of masteryustalık.
243
645316
3015
Bu ustalığın dinamiğidir.
11:00
ComingGeliyor closekapat to what you thought you wanted
244
648331
3033
İstediğinizi düşündüğünüz şeye yaklaşmak,
11:03
can help you attainulaşmak more than you ever dreamedhayal
245
651364
2726
yapmayı hayal ettiğinizden
daha fazlasına ulaşmanıza
11:06
you could.
246
654090
1611
yardımcı olabilir.
11:07
It's what I have to imaginehayal etmek ElizabethElizabeth MurrayMurray
247
655701
2874
Bir gün galeride o ilk resimlerine
11:10
was thinkingdüşünme when I saw her smilinggülümseyen
248
658575
2015
gülümserken onu gördüğümde,
11:12
at those earlyerken paintingsresimlerinde one day
249
660590
2261
Elizabeth Murray'in ne
düşündüğünü anlamam
11:14
in the galleriesGaleriler.
250
662851
3071
için gereken şey bu.
11:17
Even if we createdoluşturulan utopiasÜtopyalar, I believe
251
665922
2366
Ütopyalar yaratmış olsaydık bile, bence
11:20
we would still have the incompletetamamlanmamış.
252
668288
3302
hâlâ bitmemişlere sahip olurduk.
11:23
CompletionTamamlama is a goalhedef,
253
671590
2164
Tamamlamak bir amaçtır,
11:25
but we hopeumut it is never the endson.
254
673754
3993
ama onun hiçbir zaman son
olmadığını ümit ederiz.
11:29
Thank you.
255
677747
2781
Teşekkürler.
11:32
(ApplauseAlkış)
256
680528
3856
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Siir Tecirlioglu

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Sarah Lewis - Writer
Art historian and critic Sarah Lewis celebrates creativity and shows how it can lead us through fear and failure to ultimate success.

Why you should listen

Curator and critic Sarah Lewis has emerged as a cultural powerhouse for her fresh perspectives on the dialogue between culture, history, and identity. In 2010, she co-curated the groundbreaking SITE Santa Fe biennial, a platform celebrating artists melding the “homespun and the high-tech.” She has served on Obama’s National Arts Policy Committee, and as a curatorial advisor for Brooklyn’s high-profile Barclays Center. 

Her debut book The Rise analyzes the idea of failure, focusing on case studies that reveal how setbacks can become a tool enabling us to master our destinies. As she says: "The creative process is actually how we fashion our lives and follow other pursuits. Failure is not something that might be helpful; it actually is the process." — Art21.org.

More profile about the speaker
Sarah Lewis | Speaker | TED.com