ABOUT THE SPEAKER
Colin Grant - Author, historian
Colin Grant is an author and historian whose works focus on larger-than-life figures of the African diaspora.

Why you should listen
Colin Grant is an English historian and son of black Jamaican immigrants who explores the legacy of slavery and its effect on modern generations of the African diaspora. In Negro with a Hat: The Rise and Fall of Marcus Garvey Grant chronicles the life of the controversial Jamaican politician and his obsession with a "redeemed" Africa; in I & I: The Natural Mystics, Marley, Tosh and Wailer he explores the struggles faced by now legendary Rastafarian reggae artists the Wailers; and in his most recent book, Bageye at the Wheel, Grant confronts his own father in a memoir about his lifelong inner conflict with the immigrant experience.
Grant is also an Associate Fellow in the Centre for Caribbean Studies at the University of Warwick and a producer for BBC Radio.
More profile about the speaker
Colin Grant | Speaker | TED.com
TEDxBrighton

Colin Grant: How our stories cross over

Colin Grant: Zor bir babanın oğlu

Filmed:
933,193 views

Colin Grant hayatını babasının ve kendi dünyasının arasındaki duygusal manzarada gezinerek harcamış. İngiltere'de Jamaikalı ailede doğan Grant, göçmen çevresinde paylaşılan tecrübelerin hikayelerinden yararlanıyor ve onu reddeden bir babanın affını nasıl bulduğunu yansıtıyor.
- Author, historian
Colin Grant is an author and historian whose works focus on larger-than-life figures of the African diaspora. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
This is a photographfotoğraf
0
937
1696
Bu fotoğraf
00:14
of a man whomkime for manyçok yearsyıl
1
2633
2816
benim yıllar boyunca
00:17
I plottedçizilen to killöldürmek.
2
5449
3721
öldürmeyi planladığım bir adama ait.
00:21
This is my fatherbaba,
3
9170
3020
Bu benim babam,
00:24
ClintonClinton GeorgeGeorge "BageyeBageye" GrantGrant.
4
12190
3737
Clinton George "Bageye" (Torbagöz) Grant.
00:27
He's calleddenilen BageyeBageye because he has
5
15927
2271
Ona Bageye (Torbagöz) denmesinin nedeni
00:30
permanentkalıcı bagsçantalar underaltında his eyesgözleri.
6
18198
4160
gözlerinin altındaki torbalardır.
00:34
As a 10-year-old-yaşında, alonguzun bir with my siblingsKardeşler,
7
22358
2776
10 yaşındayken kardeşlerim ve ben
00:37
I dreamthayal of scrapingkazıma off the poisonzehir
8
25134
4116
sinek öldürücü kağıdın zehrini kazıyıp
00:41
from fly-killersinek-katil paperkâğıt into his coffeeKahve,
9
29250
3950
kahvesine koymanın,
00:45
groundedtopraklı down glassbardak and sprinklingyağmurlama it
10
33200
1855
cam ufalayıp
00:47
over his breakfastkahvaltı,
11
35055
2989
kahvaltısının üzerine serpiştirmenin,
00:50
looseninggevşeme the carpethalı on the stairsmerdiven
12
38044
1710
takılıp boynunu kırması için
00:51
so he would tripgezi and breakkırılma his neckboyun.
13
39754
3728
merdivenin üzerindeki halıyı
gevşetmenin hayallerini kurardık.
00:55
But come the day, he would always
14
43482
1627
Ama gün gelince o her zaman
00:57
skipatlamak that loosegevşek stepadım,
15
45109
2252
gevşek basamağı atlar
00:59
he would always bowyay out of the houseev
16
47361
1829
kahvesinden bir yudum almadan
01:01
withoutolmadan so much as a swigyudum of coffeeKahve
17
49190
1840
ya da yemeğinden bir lokma bile yemeden
01:03
or a biteısırmak to eatyemek.
18
51030
2788
evden çıkıp giderdi.
01:05
And so for manyçok yearsyıl,
19
53818
1286
Ve böylece yıllar boyunca
01:07
I fearedkorkulan that my fatherbaba would dieölmek
20
55104
1960
babamın ben onu öldüremeden
01:09
before I had a chanceşans to killöldürmek him.
21
57064
2074
ölmesinden korktum.
01:11
(LaughterKahkaha)
22
59138
4592
(Kahkaha)
01:15
Up untila kadar our motheranne askeddiye sordu him to leaveayrılmak
23
63730
2991
Annem ona gitmesini
01:18
and not come back,
24
66721
1657
ve geri dönmemesini söyleyene dek
01:20
BageyeBageye had been a terrifyingdehşet verici ogreOgre.
25
68378
4256
Bageye korkunç bir canavardı.
01:24
He teeteredteetered permanentlykalıcı olarak on the vergemeyletmek of rageöfke,
26
72634
3585
Hep bir öfke krizinin eşiğinde olurdu,
01:28
ratherdaha doğrusu like me, as you see.
27
76219
3608
gördüğünüz üzere ona çekmişim.
01:31
He workedişlenmiş nightsgece at VauxhallVauxhall MotorsMotorlar in LutonLuton
28
79827
3300
Geceleri Luton'da Vauxhall Motors'da çalışırdı
01:35
and demandedtalep totalGenel Toplam silenceSessizlik throughoutboyunca the houseev,
29
83127
3159
ve evde çıt çıkmamasını buyururdu.
01:38
so that when we camegeldi home from schoolokul
30
86286
2672
Biz de öğleden sonra
15:30'da eve geldiğimizde
01:40
at 3:30 in the afternoonöğleden sonra, we would huddlearkadaşlarının yanına
31
88958
2040
televizyonun yanında toplanır
01:42
besideyanında the TVTV, and ratherdaha doğrusu like safe-crackersgüvenli kraker,
32
90998
3250
ve bir kasa hırsızı edasıyla
01:46
we would twiddleparmak with the volumehacim controlkontrol knobtopuzu
33
94248
2486
ses kontrol düğmesini
01:48
on the TVTV so it was almostneredeyse inaudibleduyulmaz.
34
96734
2793
televizyonun sesi duyulmaz
hale gelinceye dek kısardık.
01:51
And at timeszamanlar, when we were like this,
35
99527
2311
Ve zaman zaman
01:53
so much "ShhhSessiz ol," so much "ShhhSessiz ol"
36
101838
2432
evde o kadar çok "Şşşş" ve "Şşş"
01:56
going on in the houseev
37
104270
1865
sesleri olurdu ki
01:58
that I imaginedhayal us to be like
38
106135
1975
sanki okyanusun yüzeyinde
02:00
the GermanAlmanca crewmürettebat of a U-boatU-bot
39
108110
3500
sessizce süzülen
02:03
creepingsürünen alonguzun bir the edgekenar of the oceanokyanus
40
111610
2492
bir Alman denizaltının
mürettebatı olduğumuzu
02:06
whilstiken up aboveyukarıdaki, on the surfaceyüzey,
41
114102
1816
ve HMS Bageye'ın
02:07
HMSHMS BageyeBageye patrolleddevriye
42
115918
3745
en ufak bir kargaşada
02:11
readyhazır to dropdüşürmek deathölüm chargesücretleri
43
119663
2127
ölüm cezası vermeye hazır
02:13
at the first soundses of any disturbancerahatsızlık.
44
121790
3987
devriye gezdiğini hayal ederdim.
02:17
So that lessonders was the lessonders that
45
125777
2935
Buradaki ders,
02:20
"Do not drawçekmek attentionDikkat to yourselfkendin
46
128712
1448
"Evde veya evin dışında,
02:22
eitherya in the home or outsidedışında of the home."
47
130160
2264
asla üzerine ilgi çekme" idi.
02:24
Maybe it's a migrantgöçmen lessonders.
48
132424
2686
Belki de bu göçmenlere özgü bir derstir.
02:27
We were to be belowaltında the radarradar,
49
135110
3170
Biz hep radarın altında olmalıydık,
02:30
so there was no communicationiletişim, really,
50
138280
1495
yani aslında Bageye ve bizim,
02:31
betweenarasında BageyeBageye and us and us and BageyeBageye,
51
139775
3161
biz ve Bageye'ın arasında pek bir iletişim yoktu.
02:34
and the soundses that we mostçoğu lookedbaktı forwardileri to,
52
142936
2608
Duymayı en sevdiğimiz ses,
02:37
you know when you're a childçocuk and you want
53
145544
1754
hani küçükken hep babanızın eve gelmesini
02:39
your fatherbaba to come home
and it's all going to be happymutlu
54
147298
3438
ve herkesin mutlu olmasını istersiniz
02:42
and you're waitingbekleme for that soundses of the doorkapı openingaçılış.
55
150736
1754
ve kapının o açılma sesini beklersiniz ya,
02:44
Well the soundses that we lookedbaktı forwardileri to
56
152490
1256
bizim dört gözle beklediğimiz ses
02:45
was the clicktık of the doorkapı closingkapanış,
57
153746
1893
kapının kapanmasıydı.
02:47
whichhangi meantdemek he'diçin ona gonegitmiş and would not come back.
58
155639
4708
Bunun anlamı gittiği ve
asla geri dönmeyeceğiydi.
02:52
So for threeüç decadeson yıllar,
59
160347
3459
Ve böylece otuz yıl boyunca
02:55
I never laidkoydu eyesgözleri on my fatherbaba, norne de he on me.
60
163806
3041
ne ben babamı gördüm, ne de o beni.
02:58
We never spokekonuştu to eachher other for threeüç decadeson yıllar,
61
166847
1768
Otuz yıl boyunca birbirimizle konuşmadık
03:00
and then a coupleçift of yearsyıl agoönce, I decidedkarar
62
168615
1801
ve sonra, birkaç yıl önce
03:02
to turndönüş the spotlightspot ışık on him.
63
170416
4271
sahne ışıklarını ona
çevirmeye karar verdim.
03:06
"You are beingolmak watchedizledi.
64
174687
1888
"İzleniyorsun.
03:08
ActuallyAslında, you are.
65
176575
1856
Evet, izleniyorsun.
03:10
You are beingolmak watchedizledi."
66
178431
2064
İzleniyorsun."
03:12
That was his mantramantra to us, his childrençocuklar.
67
180495
2664
Bu bize söylediği bir sözdü.
03:15
Time and time again he would say this to us.
68
183159
1673
Bize defalarca, üst üste bunu söylerdi.
03:16
And this was the 1970s, it was LutonLuton,
69
184832
3103
Yıl 1970'ler, Vauxhall Motors için çalıştığı
03:19
where he workedişlenmiş at VauxhallVauxhall MotorsMotorlar,
70
187935
1629
Luton'daydık
03:21
and he was a JamaicanJamaika.
71
189564
1827
ve o Jamaikalı'ydı.
03:23
And what he meantdemek was,
72
191391
1059
Aslında demek istediği
03:24
you as a childçocuk of a JamaicanJamaika immigrantGöçmen
73
192450
2111
sen, Jamaikalı bir göçmenin oğlu olarak,
03:26
are beingolmak watchedizledi
74
194561
1918
izleniyorsun.
03:28
to see whichhangi way you turndönüş, to see whetherolup olmadığını
75
196479
1657
Ne yöne gittiğini,
03:30
you conformuygun to the hostevsahibi nation'snationâ €™ s stereotypeklişe of you,
76
198136
4119
ev sahibin olan devletin senin hakkında yarattığı
03:34
of beingolmak fecklessbeceriksiz, work-shytaslaklarında,
77
202255
2600
sormusuz, tembel, suç işlemeye eğilimli
03:36
destinedkaderinde for a life of crimesuç.
78
204855
2561
stereotipine uyup uymadığın izleniyor.
03:39
You are beingolmak watchedizledi,
79
207416
1734
İzleniyorsun,
03:41
so confoundLanet olsun theironların expectationsbeklentileri of you.
80
209150
4343
o halde senden beklentilerini yık.
03:45
To that endson, BageyeBageye and his friendsarkadaşlar,
81
213493
4278
Bu amaçla Bageye ve arkadaşları
03:49
mostlyçoğunlukla JamaicanJamaika,
82
217771
1655
çoğu Jamaikalı olan arkadaşları,
03:51
exhibitedsergiledi a kindtür of JamaicanJamaika bellaBella figuraFigura:
83
219426
3754
Jamaika'yı en iyi şekilde gösterirlerdi.
03:55
TurnDönüş your besten iyi sideyan to the worldDünya,
84
223180
2614
Dünyaya en iyi tarafını dön,
03:57
showgöstermek your besten iyi faceyüz to the worldDünya.
85
225794
2274
dünyaya en iyi yüzünü göster.
04:00
If you have seengörüldü some of the imagesGörüntüler
86
228068
1774
Eğer 40'lı ve 50'li yıllarda
04:01
of the CaribbeanKarayipler people arrivinggelen
87
229842
2136
Karayipliler'in gelişine ait
04:03
in the '40s and '50s,
88
231978
1652
bazı fotoğraflara rastladıysanız,
04:05
you mightbelki have noticedfark that a lot of the menerkekler
89
233630
1396
birçok erkeğin fötr şapka taktığını
04:07
weargiyinmek trilbiestrilbies.
90
235026
1889
fark etmişsinizdir.
04:08
Now, there was no traditiongelenek
of wearinggiyme trilbiestrilbies in JamaicaJamaika.
91
236915
3641
Jamaika'da fötr şapka
takmak gibi bir gelenek yoktu.
04:12
They inventedicat edildi that traditiongelenek for theironların arrivalvarış here.
92
240556
2943
Bu geleneği buraya gelirken icad ettiler.
04:15
They wanted to projectproje themselveskendilerini in a way
93
243499
1767
Kendilerini algılanmak istedikleri
04:17
that they wanted to be perceivedalgılanan,
94
245266
2334
biçimde göstermek istiyorlardı.
04:19
so that the way they lookedbaktı
95
247600
1431
Bu yüzden görünümleri
04:21
and the namesisimler that they gaveverdi themselveskendilerini
96
249031
2943
ve kendilerine verdikleri isimler
04:23
definedtanımlanmış them.
97
251974
1672
onları tanımlıyordu.
04:25
So BageyeBageye is baldKel and has baggybol eyesgözleri.
98
253646
5489
Bageye (Torbagöz)
kel ve gözaltı torbaları var.
04:31
TidyDüzenli BootsÇizmeler is very fussytelaşlı about his footwearAyakkabı.
99
259135
4012
Tidy Boots (Tertipli Bot)
ayakkabıları konusunda çok titiz.
04:35
AnxiousEndişeli is always anxiousendişeli.
100
263147
2712
Anxious (Telaşlı) her zaman telaşlı.
04:37
ClockSaat has one armkol longeruzun than the other.
101
265859
2729
Clock'un (Saat) bir kolu öbüründen daha uzun.
04:40
(LaughterKahkaha)
102
268588
3648
(Kahkaha)
04:44
And my all-timetüm zamanların favoritesevdiğim was the
guy they calleddenilen SummerwearSummerwear.
103
272236
3374
Ve benim favorim Summerwear (Yazlık Giyim)
lakaplı adam olmuştur.
04:47
When SummerwearSummerwear camegeldi to this countryülke
104
275610
1834
Summerwear 60'ların başında
04:49
from JamaicaJamaika in the earlyerken '60s, he insistedısrar
105
277444
2119
Jamaikadan bu ülkeye geldiğinde
04:51
on wearinggiyme lightışık summeryaz suitstakım elbise,
106
279563
2377
hava nasıl olursa olsun
04:53
no mattermadde the weatherhava,
107
281940
1656
yazlık giyinmek konusunda ısrarcıydı
04:55
and in the coursekurs of researchingaraştırma theironların liveshayatları,
108
283596
1338
ve hayatları hakkında bilgi edinmeye çalışırken
04:56
I askeddiye sordu my momanne, "WhateverNe olursa olsun
becameoldu of SummerwearSummerwear?"
109
284934
2976
anneme "Summerwear'e ne oldu?" diye sordum.
04:59
And she said, "He caughtyakalandı a coldsoğuk and diedvefat etti." (LaughterKahkaha)
110
287910
4827
"Soğuk algınlığından öldü." dedi. (Kahkaha)
05:04
But menerkekler like SummerwearSummerwear
111
292737
1856
Ama Summerwear gibi insanlar
05:06
taughtöğretilen us the importanceönem of stylestil.
112
294593
1462
bize bir tarzının olmasının önemini öğretti.
05:08
Maybe they exaggeratedabartılı theironların stylestil
113
296055
2122
Belki onlar
05:10
because they thought that they were not considereddüşünülen
114
298177
3216
medeni görülmediklerini düşündükleri için
05:13
to be quiteoldukça civilizeduygar,
115
301393
2104
tarzlarını abarttılar
05:15
and they transferredtransfer that generationalkuşak attitudetutum
116
303497
2816
ve nesillerinin bu tavrını
05:18
or anxietyanksiyete ontoüstüne us, the nextSonraki generationnesil,
117
306313
2600
veya telaşını bize, bir sonraki
jenerasyona aktardılar.
05:20
so much so that when I was growingbüyüyen up,
118
308913
2187
Bizi o kadar etkilediler ki, çocukken
05:23
if ever on the televisiontelevizyon newshaber or radioradyo
119
311100
2373
ne zaman televizyonda veya radyoda
05:25
a reportrapor camegeldi up about a blacksiyah personkişi
120
313473
1508
bir siyahinin suç işlediğine dair
05:26
committingişlemekle some crimesuç
121
314981
1684
bir haber çıksa,
05:28
a mugginggasp, a murdercinayet, a burglaryhırsızlık
122
316665
3664
bir soygun, bir cinayet ya da hırsızlık,
05:32
we wincedürktüm alonguzun bir with our parentsebeveyn,
123
320329
3552
anne ve babamızla beraber irkilirdik.
05:35
because they were lettingicar the sideyan down.
124
323881
2664
Çünkü onlar insanını rezil ediyordu.
05:38
You did not just representtemsil etmek yourselfkendin.
125
326545
1453
Sadece kendini temsil etmiyordun.
05:39
You representedtemsil the groupgrup,
126
327998
1742
Grubu temsil ediyordun
05:41
and it was a terrifyingdehşet verici thing to come to termsşartlar with,
127
329740
4508
ve belki senin de bu şekilde,
05:46
in a way, that maybe you were going
128
334248
2264
algılanıcağın düşüncesi çok korkunç,
05:48
to be perceivedalgılanan in the sameaynı lightışık.
129
336512
4144
alışması çok zor bir düşünceydi.
05:52
So that was what neededgerekli to be challengedmeydan.
130
340656
3772
Ve bu meydan okunması gereken bir şeydi.
05:56
Our fatherbaba and manyçok of his colleaguesmeslektaşlar
131
344428
4281
Babamız ve meslektaşlarının çoğu
06:00
exhibitedsergiledi a kindtür of transmissiontransmisyon but not receivingkabul.
132
348709
3461
bir tür iletim sergiliyorlardı.
06:04
They were builtinşa edilmiş to transmitiletmek but not receiveteslim almak.
133
352170
2222
Yapıları iletmeye uygundu, almaya değil.
06:06
We were to keep quietsessiz.
134
354392
2851
Sessizliğimizi koruyorduk.
06:09
When our fatherbaba did speakkonuşmak to us,
135
357243
1353
Babamız bizimle konuştuğu zaman
06:10
it was from the pulpitminber of his mindus.
136
358596
2865
aklındaki kürsüden konuşurdu.
06:13
They clungsarıldı to certaintykesinlik in the beliefinanç
137
361461
1588
İnanca öyle yapışırlardı ki
06:15
that doubtşüphe would underminebaltalamak them.
138
363049
4129
şüphe onlara zarar verirdi.
06:19
But when I am workingçalışma in my houseev
139
367178
3591
Ama evimde çalışırken
06:22
and writingyazı, after a day'sgünün writingyazı, I rushacele downstairsalt kat
140
370769
3851
ve günlerce yazdıktan
sonra aşağı hızla inerim
06:26
and I'm very excitedheyecanlı to talk about
MarcusMarcus GarveyGarvey or BobBob MarleyMarley
141
374620
3306
ve Marcus Garvey veya Bob Marley
hakkında konuşmak için sabırsızlanırım
06:29
and wordskelimeler are trippingaçma out of my mouthağız like butterfliesKelebekler
142
377926
2864
ve kelimeler ağzımdan
kelebekler gibi çıkar
06:32
and I'm so excitedheyecanlı that my childrençocuklar stop me,
143
380790
2496
ve o kadar heyecanlı olurum ki
çocuklarım beni durdurup
06:35
and they say, "DadBaba, nobodykimse caresbakımları."
144
383286
3680
"Baba, kimse umursamıyor." der.
06:38
(LaughterKahkaha)
145
386966
3990
(Kahkaha)
06:42
But they do carebakım, actuallyaslında.
146
390956
1914
Fakat umursuyor, gerçekten.
06:44
They crossçapraz over.
147
392870
1563
Ayak yapıyorlar.
06:46
SomehowBir şekilde they find theironların way to you.
148
394433
2507
Bir şekilde damarınızı bulurlar.
06:48
They shapeşekil theironların liveshayatları accordinggöre
to the narrativeöykü of your life,
149
396940
3604
Hayatlarını sizin hayat
hikayenize göre şekillendirirler,
06:52
as I did with my fatherbaba and my motheranne, perhapsbelki,
150
400544
4026
tıpkı benim anne babamdan etkilendiğim gibi
06:56
and maybe BageyeBageye did with his fatherbaba.
151
404570
2614
ve belki de Bageye da babasından etkilendi.
06:59
And that was clearerdaha net to me
152
407184
1642
Ve anladım ki
07:00
in the coursekurs of looking at his life
153
408826
2958
hayatına bakışı ve anlayışı yönünden,
07:03
and understandinganlayış, as they say,
154
411784
3056
dedikleri gibi,
07:06
the NativeYerli AmericansAmerikalılar say,
155
414840
1312
Yerli Amerikalıların dediği gibi,
07:08
"Do not criticizeeleştirmek the man untila kadar you can walkyürümek
156
416152
1629
"Bir adamın pabuçlarında yürümeden
07:09
in his moccasinsmokasen."
157
417781
2312
onu eleştirme."
07:12
But in conjuringconjuring his life, it was okay
158
420093
2899
Ama onun hayatını düşününce,
07:14
and very straightforwardbasit to portraytasvir
159
422992
3268
1970'ler İngilteresinde
bir Karayipli yaşamını
07:18
a CaribbeanKarayipler life in Englandİngiltere in the 1970s
160
426260
2980
betimlemek çok kolaydı.
07:21
with bowlskaseler of plasticplastik fruitmeyve,
161
429240
4984
Plastik meyve kaseleri,
07:26
polystyrenepolisitren ceilingtavan tilesfayans,
162
434224
3064
polistiren tavan döşemeleri,
07:29
setteesKanapeler permanentlykalıcı olarak sheathedkılıflı
163
437288
2288
teslimat sırasında gelen
07:31
in theironların transparentşeffaf coverskapaklar
that they were deliveredteslim in.
164
439576
3372
şeffaf kılıflar içinde kanepeler.
07:34
But what's more difficultzor to navigategezinmek
165
442948
1852
Ama asıl zor olan şey,
07:36
is the emotionalduygusal landscapepeyzaj
166
444800
1492
nesiller arasındaki
duygusal manzarada
07:38
betweenarasında the generationsnesiller,
167
446292
1970
gezinmektir.
07:40
and the oldeski adageatasözü that with ageyaş comesgeliyor wisdombilgelik
168
448262
4738
Ve "İnsan yaşlandıkça
kemale erer" atasözü de
07:45
is not truedoğru.
169
453000
2045
doğru değil.
07:47
With ageyaş comesgeliyor the veneerkaplama of respectabilitysaygınlık
170
455045
3483
İnsan yaşlandıkça saygınlık kisvesi
07:50
and a veneerkaplama of uncomfortablerahatsız truthsgerçekler.
171
458528
3368
ve rahatsız edici gerçeklerle yüzleşir.
07:53
But what was truedoğru was that my parentsebeveyn,
172
461896
2772
Fakat doğru olan şey ise, ailem
07:56
my motheranne, and my fatherbaba wentgitti alonguzun bir with it,
173
464668
2476
annem ve babam buna razı olmuş,
07:59
did not trustgüven the statebelirtmek, bildirmek to educateEğitmek me.
174
467144
2768
beni eğitmesi için devlete güvenmemiş.
08:01
So listen to how I soundses.
175
469912
2490
Nasıl konuştuğuma bakın.
08:04
They determinedbelirlenen that they would
sendgöndermek me to a privateözel schoolokul,
176
472402
4282
Beni özel okula göndermeye kararlıydılar
08:08
but my fatherbaba workedişlenmiş at VauxhallVauxhall MotorsMotorlar.
177
476684
1757
fakat babam Vauxhall Motorda çalışıyordu.
08:10
It's quiteoldukça difficultzor to fundfon, sermaye a privateözel schoolokul educationEğitim
178
478441
3791
Özel okul ücretini karşılamak ve bir sürü
08:14
and feedbesleme his armyordu of childrençocuklar.
179
482232
2640
çocuğu doyurmak oldukça zordur.
08:16
I rememberhatırlamak going on to the schoolokul
180
484872
1984
Giriş sınavına girmek için
08:18
for the entranceGiriş examsınav, and my fatherbaba said
181
486856
2124
okula gidişimi hatırlıyorum.
Babam papaza
- Katolik okuluydu -
08:20
to the priestrahip — it was a CatholicKatolik schoolokul
182
488980
3600
08:24
he wanted a better "heducationheducation" for the boyoğlan,
183
492580
4227
çocuk için daha iyi bir
"erkek eğitimi" istediğini söyledi
08:28
but alsoAyrıca, he, my fatherbaba,
184
496807
2928
fakat o, babam,
08:31
never even managedyönetilen to passpas wormssolucanlar,
185
499735
2640
bağırsak kurtlarını bile bulaştıramadı,
08:34
never mindus entranceGiriş examssınavları.
186
502375
2620
giriş sınavlarını hiç umursamadı.
08:36
But in ordersipariş to fundfon, sermaye my educationEğitim,
187
504995
1945
Fakat eğitimimi karşılamak için
08:38
he was going to have to do some dodgyçok tehlikeli stuffşey,
188
506940
2723
bazı riskli işler yapması gerekiyordu.
08:41
so my fatherbaba would fundfon, sermaye my educationEğitim
189
509663
3102
Bu yüzden babam eğitimim için
08:44
by tradingticari in illicityasadışı goodsmal from the back of his cararaba,
190
512765
3604
arabasının bagajında yasadışı eşyalar satıyordu.
08:48
and that was madeyapılmış even more trickyhileli because
191
516369
1432
Bu iş göründüğünden daha alengirliydi çünkü
08:49
my fatherbaba, that's not his cararaba by the way.
192
517801
2160
babam, - bu arada kendi arabasını kullanmıyordu -
08:51
My fatherbaba aspiredtalip to have a cararaba like that,
193
519961
1808
Babam araba sahibi olmaya hevesliydi,
08:53
but my fatherbaba had a beaten-updayak-up MiniMini,
194
521769
2076
fakat babamın dökük bir Mini'si vardı
08:55
and he never, beingolmak a
JamaicanJamaika cominggelecek to this countryülke,
195
523845
4498
ve bu ülkeye gelmiş bir Jamaikalı olarak,
09:00
he never had a drivingsürme licenselisans,
196
528343
2353
hiç ehliyeti olmadı.
09:02
he never had any insurancesigorta or roadyol taxvergi or MOTMOT.
197
530696
3564
Ne sigorta ödedi, ne yol vergisi
ne de muayene parası ödedi.
09:06
He thought, "I know how to drivesürücü;
198
534260
1939
Düşüncesi şuydu: "Araba kullanmayı biliyorum
09:08
why do I need the state'sdevletin validationdoğrulama?"
199
536199
3080
devlet onayına neden ihtiyacım olsun?"
09:11
But it becameoldu a little trickyhileli when
we were stoppeddurduruldu by the policepolis,
200
539279
2232
Fakat polis bizi çevirince
işler daha da karışıyordu
09:13
and we were stoppeddurduruldu a lot by the policepolis,
201
541511
2213
ve bizi polis çokça çeviriyordu
09:15
and I was impressedetkilendim by the way
202
543724
1217
ve babamın
09:16
that my fatherbaba dealtele with the policepolis.
203
544941
1899
polislerin hakkından
gelmesine hayrandım.
09:18
He would promotedesteklemek the policemanpolis immediatelyhemen,
204
546840
2808
Polisi hemen terfi ettirirdi.
09:21
so that P.C. BloggsBloggs becameoldu DetectiveDedektif InspectorMüfettiş BloggsBloggs
205
549648
4087
Öyle ki, Memur Bloggs konuşma esnasında
Müfettiş Dedektif Bloggs olurdu
09:25
in the coursekurs of the conversationkonuşma
206
553735
1184
09:26
and wavedalga us on merrilyneşeyle.
207
554919
1984
ve bize hoşca gönderirdi.
09:28
So my fatherbaba was exhibitingsergilenmesi what we in JamaicaJamaika
208
556903
1868
Babam Jamaika'da "akıllıyı
kafalamak için aptalı oyna"
09:30
calleddenilen "playingoynama foolaptal to catchyakalamak wisebilge."
209
558771
4182
dediğimiz şeyi sergiliyordu.
09:34
But it lentödünç alsoAyrıca an ideaFikir
210
562953
3369
Ama sonra, aslında
09:38
that actuallyaslında he was beingolmak diminishedazaltılmış
211
566322
1806
polis tarafından alçak görüldüğü
09:40
or belittledbelittled by the policemanpolis
212
568128
2304
veya küçümsendiği fikri oluştu
09:42
as a 10-year-old-yaşında boyoğlan, I saw that —
213
570432
1817
- 10 yaşında bir çocuk
olarak bunu gördüm -
09:44
but alsoAyrıca there was an ambivalencebelirsizlik towardskarşı authorityyetki.
214
572249
2571
ama ayrıca otoriteye karşı
bir duygu çelişmesi vardı.
09:46
So on the one handel, there was
215
574820
1645
Yani bir yandan
09:48
a mockingDalga mı geçiyorsun of authorityyetki,
216
576465
1627
otorite ile kafa bulunurken
09:50
but on the other handel, there was a deferencesaygı
217
578092
2316
diğer yandan otoriteye karşı
09:52
towardskarşı authorityyetki,
218
580408
1821
hürmet var.
09:54
and these CaribbeanKarayipler people
219
582229
1955
Ve bu Karayipli insanların
09:56
had an overbearingzorba obedienceitaat towardskarşı authorityyetki,
220
584184
4137
otoriteye karşı ağır bir itaati vardı
10:00
whichhangi is very strikingdikkat çekici, very strangegarip in a way,
221
588321
2208
ki bu bir anlamda çok çarpıcı ve garip
10:02
because migrantsgöçmenler are very courageouscesur people.
222
590529
3104
çünkü göçmenler çok cesaretli insanlardır.
10:05
They leaveayrılmak theironların homesevler. My fatherbaba and my motheranne
223
593633
2760
Evlerini terkediyorlar.
Babam ve annem
10:08
left JamaicaJamaika and they traveledseyahat 4,000 milesmil,
224
596393
3927
Jamaika'yı terk etti ve
6000 km yol katetti
10:12
and yethenüz they were infantilizedinfantilized by travelseyahat.
225
600320
3824
ve bu yolculuk onları çocuklaştırdı.
10:16
They were timidürkek,
226
604144
1768
Ürkeklerdi
10:17
and somewherebir yerde alonguzun bir the linehat,
227
605912
1449
ve bir yerlerde
10:19
the naturaldoğal ordersipariş was reversedters.
228
607361
1841
doğal düzen tersine döndü.
10:21
The childrençocuklar becameoldu the parentsebeveyn to the parentebeveyn.
229
609202
3487
Çocuklar anne-babasına anne-baba oldu.
10:26
The CaribbeanKarayipler people camegeldi to
this countryülke with a five-yearbeş yıllık planplan:
230
614646
2497
Karayipli insanlar bu ülkeye
beş yıllık bir planla geldiler.
10:29
they would work, some moneypara, and then go back,
231
617143
1999
Çalışıp biraz para kazanacak
ve sonra geri döneceklerdi.
10:31
but the fivebeş yearsyıl becameoldu 10, the 10 becameoldu 15,
232
619142
2823
Fakat beş yıl oldu 10 yıl,
sonra 10 yıl oldu 15 yıl.
10:33
and before you know it,
you're changingdeğiştirme the wallpaperduvar kağıdı,
233
621965
2345
Ve bir de bakmışsın ki
duvar kağıdını değiştiriyorsun.
10:36
and at that pointpuan, you know you're here to staykalmak.
234
624310
3632
İşte bu noktada, kalıcı olduğunu anlarsın.
10:39
AlthoughHer ne kadar there's still the kindtür of temporarinessgeçicilik
235
627942
2464
Burada kalma konusunda anne-babamızda
10:42
that our parentsebeveyn feltkeçe about beingolmak here,
236
630406
2447
bir çeşit geçicilik duygusu olmasına rağmen
10:44
but we childrençocuklar knewbiliyordum that the gameoyun was up.
237
632853
4187
biz çocuklar planın
suya düştüğünü biliyorduk.
10:49
I think there was a feelingduygu that
238
637040
2758
Sanırım umdukları hayatın
10:51
they would not be ableyapabilmek to continuedevam et with the idealsidealleri
239
639798
5350
hayallerine devam edemeyecekleri
10:57
of the life that they expectedbeklenen.
240
645148
2007
duygusu oluşmuştu.
10:59
The realitygerçeklik was very much differentfarklı.
241
647155
1982
Hakikat çok daha farklıydı.
11:01
And alsoAyrıca, that was truedoğru of the realitygerçeklik
242
649137
2074
Ve bu, beni eğitmeye çalışma gerçeği için de
11:03
of tryingçalışıyor to educateEğitmek me.
243
651211
1418
geçerliydi.
11:04
HavingSahip startedbaşladı the processsüreç,
my fatherbaba did not continuedevam et.
244
652629
4062
Babam işe girişmiş idiyse de
devamını getiremedi.
11:08
It was left to my motheranne to educateEğitmek me,
245
656691
2728
Beni eğitmek anneme kalmıştı
11:11
and as GeorgeGeorge LammingLamming would say,
246
659419
2721
ve George Lamming'in dediği gibi,
11:14
it was my motheranne who fatheredbabası me.
247
662140
3779
bana annem babalık yapmıştı.
11:17
Even in his absenceyokluk, that oldeski mantramantra remainedkalmıştır:
248
665919
2342
Onun yokluğunda bile, onun sözü kalmıştı:
11:20
You are beingolmak watchedizledi.
249
668261
1687
İzleniyorsunuz.
11:21
But suchböyle ardentateşli watchfulnessuyanıklık can leadöncülük etmek to anxietyanksiyete,
250
669948
3202
Fakat bu kadar sıkı
ihtiyat endişeye yok açabilir,
11:25
so much so that yearsyıl latersonra, when I was investigatingsoruşturma
251
673150
2249
öyle ki yıllar sonra,
11:27
why so manyçok younggenç blacksiyah menerkekler
252
675399
1314
neden olması gerekenden altı kat fazla
11:28
were diagnosedtanısı with schizophreniaşizofreni,
253
676713
2131
genç siyah adama
11:30
sixaltı timeszamanlar more than they oughtgerektiğini to be,
254
678844
2507
şizofreni teşhisi
konuduğunu araştırırken
11:33
I was not surprisedşaşırmış to hearduymak the psychiatristpsikiyatrist say,
255
681351
3272
psikiyatrisin şu söyledikleri
beni hiç şaşırtmadı:
11:36
"BlackSiyah people are schooledokula giden in paranoiaparanoya."
256
684623
4458
"Siyah insanlar paranoya öğreniyor."
11:41
And I wondermerak etmek what BageyeBageye would make of that.
257
689081
3871
Ve merak ediyorum
Bageye bundan ne anlardı.
11:44
Now I alsoAyrıca had a 10-year-old-yaşında sonoğul,
258
692952
2527
Şu anda, benim de 10 yaşında
bir oğlum olduğu için
11:47
and turneddönük my attentionDikkat to BageyeBageye
259
695479
2849
aklıma Bageye takıldı
11:50
and I wentgitti in searcharama of him.
260
698328
1376
ve onu aramaya koyuldum.
11:51
He was back in LutonLuton, he was now 82,
261
699704
3602
Luton'a geri geldi, 82 yaşındaydı.
11:55
and I hadn'tolmasaydı seengörüldü him for 30-odd-odd yearsyıl,
262
703306
3640
Onu 30 yıldır görmemiştim.
11:58
and when he openedaçıldı the doorkapı,
263
706946
1598
Kapıyı açtığında
12:00
I saw this tinyminik little man with lambentlambent, smilinggülümseyen eyesgözleri,
264
708544
3904
gözleri parlayan
bu küçük adamı gördüm
12:04
and he was smilinggülümseyen, and I'd never seengörüldü him smilegülümseme.
265
712448
2343
ve gülümsüyordu ve onu
hiç gülerken görmemiştim.
12:06
I was very disconcerteddisconcerted by that.
266
714791
3048
Bu benim çok canımı sıkmıştı.
12:09
But we satoturdu down, and he had
a CaribbeanKarayipler friendarkadaş with him,
267
717839
3061
Ama sonra yanındaki Karayipli
bir arkadaşıyla oturduk ve
12:12
talkingkonuşma some oldeski time talk,
268
720900
2555
eski günlerden konuştuk.
12:15
and my fatherbaba would look at me,
269
723455
2474
Ve babam bana sanki
12:17
and he lookedbaktı at me as if I would
270
725929
1654
keşke ortaya çıktığım gibi
12:19
miraculouslymucizevi bir şekilde disappearkaybolmak as I had arisenortaya çıktığı.
271
727583
3644
mucizevi bir şekilde
kaybolsa der gibi baktı.
12:23
And he turneddönük to his friendarkadaş, and he said,
272
731227
2236
Ve arkadaşına dönerek şöyle dedi:
12:25
"This boyoğlan and me have a deepderin, deepderin connectionbağ,
273
733463
2960
"Bu çocukla aramızda derin,
derin bağlantı var,
12:28
deepderin, deepderin connectionbağ."
274
736423
2960
derin, derin bağlantı."
12:31
But I never feltkeçe that connectionbağ.
275
739383
1397
Fakat bu bağlantıyı hiç hissetmedim.
12:32
If there was a pulsenabız, it was very weakzayıf
276
740780
2779
Bir titreşim varsa da, çok zayıftı
12:35
or hardlyzorlukla at all.
277
743559
2824
veya hiç yok gibiydi.
12:38
And I almostneredeyse feltkeçe in the coursekurs of that reunionReunion
278
746383
1840
Ve bu görüşmemiz sırasında
12:40
that I was auditioningseçmelere to be my father'sbabanın sonoğul.
279
748223
4617
babamın oğlu olmak için
seçmeye katılmış gibi hissettim.
12:44
When the bookkitap camegeldi out,
280
752840
1992
Kitap çıktığında,
12:46
it had fairadil reviewsdeğerlendirmeden edinildi in the nationalUlusal paperskâğıtlar,
281
754832
1736
ulusal gazetelerde
insaflı incelemeler yapıldı.
12:48
but the paperkâğıt of choiceseçim in LutonLuton is not The GuardianKoruyucu,
282
756568
3272
Fakat Luton'da takip edilen
gazete "The Guardian" değil
12:51
it's the LutonLuton NewsHaberler,
283
759840
2287
"Luton News" gazetesidir.
12:54
and the LutonLuton NewsHaberler ranran the headlinebaşlık about the bookkitap,
284
762127
3776
Ve "Luton News"
kitabı manşetten verdi.
12:57
"The BookKitap That MayMayıs Healİyileşmek a 32-Year-Old-Yıl-yaşlı RiftYarık."
285
765903
5219
"32 Yıllık Dargınlığı İyileştirebilecek Kitap."
13:03
And I understoodanladım that could alsoAyrıca representtemsil etmek
286
771122
3312
Ve ben anladım ki bu kitap
ben ve babamın nesli gibi
13:06
the riftyarık betweenarasında one generationnesil and the nextSonraki,
287
774434
1903
13:08
betweenarasında people like me and my father'sbabanın generationnesil,
288
776337
4004
iki nesil arasındaki dargınlığı temsil edebilirdi.
13:12
but there's no traditiongelenek in CaribbeanKarayipler life
289
780341
2248
Fakat Karayipli yaşamında hatırat veya
13:14
of memoirsanılarında or biographiesBiyografiler.
290
782589
2104
biyografi gibi gelenekler yoktur.
13:16
It was a traditiongelenek that you didn't
chatsohbet about your business in publichalka açık.
291
784693
4084
İnsanların içinde iş konuşmamak bir gelenekti.
13:20
But I welcomedmemnuniyetle karşıladı that titleBaşlık, and I thought actuallyaslında, yes,
292
788777
4656
Ama bu başlığı hoş karşıladım
ve düşündüm ki, evet,
13:25
there is a possibilityolasılık that this
293
793433
1896
bu, daha önce
13:27
will openaçık up conversationskonuşmaları
that we'devlenmek never had before.
294
795329
4193
hiç yapmadığımız konuşmaları
yapma imkanı doğurabilir.
13:31
This will closekapat the generationnesil gapboşluk, perhapsbelki.
295
799522
4204
Belki de bu kitap nesil farkını kapatacak.
13:35
This could be an instrumentEnstrüman of repaironarım.
296
803726
2527
Bu bir tamir aracı olabilirdi.
13:38
And I even beganbaşladı to feel that this bookkitap
297
806253
2401
Ve hatta babamın bu kitabı
13:40
mayMayıs ayı be perceivedalgılanan by my fatherbaba
298
808654
2888
anne babaya bir bağlılık eylemi olarak
13:43
as an actdavranmak of filialAnne babaya devotionözveri.
299
811542
4176
görebileceğini hissetmeye bile başladım.
13:47
PoorZavallı, deludeddeluded foolaptal.
300
815718
3735
Kendini kandıran, zavallı aptal.
13:51
BageyeBageye was stungsoktu by what he perceivedalgılanan to be
301
819453
4041
Kusurlarının gözler önüne serilmesi
13:55
the publichalka açık airingHavalandırma of his shortcomingseksiklikleri.
302
823494
2859
Bageye'nin canını yakmıştı.
13:58
He was stungsoktu by my betrayalihanet,
303
826353
2901
Benim ihanetim onu incitti
14:01
and he wentgitti to the newspapersgazeteler the nextSonraki day
304
829254
2072
ve ertesi gün gazeteye giderek
14:03
and demandedtalep a right of replycevap,
305
831326
1184
cevap hakkı talep etti.
14:04
and he got it with the headlinebaşlık
306
832510
2232
Ve bunu şu başlıkla aldı:
14:06
"BageyeBageye BitesIsırıkları Back."
307
834742
3160
"Bageye Karşılık Verdi."
14:09
And it was a coruscatingcoruscating accounthesap of my betrayalihanet.
308
837902
2968
Ve bu ihanetimin bir sonucu oldu.
14:12
I was no sonoğul of his.
309
840870
2878
Artık onun oğlu değildim.
14:15
He recognizedtanınan in his mindus that his colorsrenkler
310
843748
2081
Kendi zihninde renkdaşlarına
14:17
had been draggedsürüklenen throughvasitasiyla the
mudçamur, and he couldn'tcould allowizin vermek that.
311
845829
2368
leke sürüldüğünü düşündü
ve buna izin veremezdi.
14:20
He had to restoregeri his dignityhaysiyet, and he did so,
312
848197
2585
İtibarını geri kazanmalıydı,
o da öyle yaptı
14:22
and initiallybaşlangıçta, althougholmasına rağmen I was disappointedhayal kırıklığına uğramış,
313
850782
2428
ve başta hayal kırıklığına
uğramış olsam da,
14:25
I grewbüyüdü to admirebeğenmek that stanceduruş.
314
853210
1680
zamanla bu tutumunu takdir ettim.
14:26
There was still fireateş bubblingköpüren throughvasitasiyla his veinsdamarlar,
315
854890
3403
Hâlâ damarlarında ateş püskürüyordu,
82 yaşında olmasına rağmen.
14:30
even thoughgerçi he was 82 yearsyıl oldeski.
316
858293
3617
14:33
And if it meantdemek that we would now returndönüş
317
861910
2562
Ve eğer bu, 30 yıllık sessizliğe
14:36
to 30 yearsyıl of silenceSessizlik,
318
864472
3231
geri döneceğimiz anlamına geliyorsa,
14:39
my fatherbaba would say, "If it's so, then it's so."
319
867703
5960
babam şöyle derdi:
"Öyleyse öyle olsun."
14:45
JamaicansJamaikalı will tell you that
there's no suchböyle thing as factsGerçekler,
320
873663
3192
Jamaikalılar size gerçekler diye
bir şeyin olmadığını söyleyecektir,
14:48
there are only versionsversiyonları.
321
876855
2025
sadece çeşitler vardır.
14:50
We all tell ourselveskendimizi the versionsversiyonları of the storyÖykü
322
878880
2481
Hepimiz kendimize yaşayabileceğimiz
en iyi hikayenin
14:53
that we can besten iyi livecanlı with.
323
881361
2855
çeşitlerini anlatıyoruz.
14:56
EachHer generationnesil buildskurar up an edificeyapı
324
884216
2527
Her nesil, isteksizce veya
14:58
whichhangi they are reluctantisteksiz or sometimesara sıra unableaciz
325
886743
2067
bazen sökemediği bir anıt
15:00
to disassemblesökmeye,
326
888810
2308
inşa eder.
15:03
but in the writingyazı, my versionversiyon of the storyÖykü
327
891118
3646
Fakat benim yazdığım hikaye
15:06
beganbaşladı to changedeğişiklik,
328
894764
2068
değişmeye başladı
15:08
and it was detachedbağımsız from me.
329
896832
3994
ve benden kopmaya başladı.
15:12
I lostkayıp my hatredkin of my fatherbaba.
330
900826
2929
Babama olan nefretimi kaybettim.
15:15
I did no longeruzun want him to dieölmek or to murdercinayet him,
331
903755
4484
Artık onun ölmesini veya
onu öldürmek istemiyordum.
15:20
and I feltkeçe freeücretsiz,
332
908239
4244
Ve kendimi özgür hissettim,
15:24
much freerdaha özgür than I'd ever feltkeçe before.
333
912483
4864
daha önce hissetmediğim kadar özgür.
Ve merak ettim, acaba bu rahatlık
15:29
And I wondermerak etmek whetherolup olmadığını that freednessfreedness
334
917347
1880
15:31
could be transferredtransfer to him.
335
919227
2915
ona taşınabilirmiydi.
15:36
In that initialilk reunionReunion,
336
924218
4352
Bu ilk görüşmemizde,
15:40
I was struckvurdu by an ideaFikir that I had
337
928570
2376
çocukluğuma dair
15:42
very fewaz photographsfotoğraflar of myselfkendim
338
930946
3444
çok az fotoğrafım olduğu
15:46
as a younggenç childçocuk.
339
934390
2374
aklıma geldi.
15:48
This is a photographfotoğraf of me,
340
936764
2190
Bu fotoğrafta
15:50
ninedokuz monthsay oldeski.
341
938954
2317
dokuz aylığım.
15:53
In the originalorijinal photographfotoğraf,
342
941271
1922
Fotoğrafın orjinalinde
15:55
I'm beingolmak heldbekletilen up by my fatherbaba, BageyeBageye,
343
943193
2953
babam Bageye'nın kucağındayım
15:58
but when my parentsebeveyn separatedayrıldı, my motheranne
344
946146
2244
ama boşandıklarında annem
16:00
excisedeksize him from all aspectsyönleri of our liveshayatları.
345
948390
2770
onu hayatımızdan tamamen çıkardı.
16:03
She tookaldı a pairçift of scissorsmakas and cutkesim
him out of everyher photographfotoğraf,
346
951160
4064
Bir çift makas aldı ve onu
her resimden keserek çıkardı
16:07
and for yearsyıl, I told myselfkendim
the truthhakikat of this photographfotoğraf
347
955224
3542
ve yıllarca kendime bu fotoğraf
hakkındaki gerçeği anlattım.
16:10
was that you are aloneyalnız,
348
958766
3004
O da yalnız
16:13
you are unsupportedDesteklenmeyen.
349
961770
2800
ve desteksiz olduğundu.
16:16
But there's anotherbir diğeri way of looking at this photographfotoğraf.
350
964570
2272
Fakat bu fotoğrafa
bakmanın başka bir yolu var.
16:18
This is a photographfotoğraf that has the potentialpotansiyel
351
966842
2576
Bu fotoğraf tekrar görüşme potansiyeline sahip.
16:21
for a reunionReunion,
352
969418
2504
16:23
a potentialpotansiyel to be reunitedtekrar bir araya with my fatherbaba,
353
971922
2788
Babamla tekrar bir araya gelme potansiyeline.
16:26
and in my yearningözlem to be heldbekletilen up by my fatherbaba,
354
974710
4064
Ve babamın beni tutmasına olan özlemimle
16:30
I heldbekletilen him up to the lightışık.
355
978774
2500
onu ışığa tuttum.
16:33
In that first reunionReunion,
356
981274
2936
O ilk tekrar buluşmamız
16:36
it was very awkwardgarip and tensegergin momentsanlar,
357
984210
2302
çok garip ve gergin anlardı
16:38
and to lessenazaltmak the tensiongerginlik,
358
986512
1342
ve bu gerilimi azaltmak için
16:39
we decidedkarar to go for a walkyürümek.
359
987854
3338
yürüyüşe çıkmaya karar verdik.
16:43
And as we walkedyürüdü, I was struckvurdu
360
991192
2001
Ve yürürken, kalakaldım.
16:45
that I had reverteddöndürüldü to beingolmak the childçocuk
361
993193
2271
Şu an babamdan uzun olamama rağmen
16:47
even thoughgerçi I was now toweringyükselen aboveyukarıdaki my fatherbaba.
362
995464
3493
birden o çocuk olmuştum.
16:50
I was almostneredeyse a footayak tallerdaha uzun than my fatherbaba.
363
998957
2251
Babamdan 30 santim kadar uzundum.
16:53
He was still the bigbüyük man,
364
1001208
2608
Hâlâ o büyük adamdı
16:55
and I trieddenenmiş to matchmaç his stepadım.
365
1003816
4721
ve adımlarına yetişmeye çalıştım.
17:00
And I realizedgerçekleştirilen that he was walkingyürüme
366
1008537
1577
Ve fark ettim ki sanki hâlâ
17:02
as if he was still underaltında observationgözlem,
367
1010114
2776
gözetim altındaymış gibi yürüyordu,
17:04
but I admiredhayran his walkyürümek.
368
1012890
2911
fakat yürüyüşüne hayran kalmıştım.
17:07
He walkedyürüdü like a man
369
1015801
2328
F.A. Kupası Finalini
17:10
on the losingkaybetme sideyan of the F.A. CupKupası FinalSon
370
1018129
2871
kaybeden taraftaki adam gibi yürüyor,
17:13
mountingMontaj the stepsadımlar to collecttoplamak his condolenceHoop gitti kafa medalmadalya.
371
1021000
3952
teselli madalyasını almak üzere
basamakları tırmanıyordu.
17:16
There was dignityhaysiyet in defeatyenilgi.
372
1024952
3624
Yenilgide onur vardı.
17:20
Thank you.
373
1028576
2417
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
17:22
(ApplauseAlkış)
374
1030993
878
Translated by Ramazan Şen
Reviewed by Ahmet Mesut ATES

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Colin Grant - Author, historian
Colin Grant is an author and historian whose works focus on larger-than-life figures of the African diaspora.

Why you should listen
Colin Grant is an English historian and son of black Jamaican immigrants who explores the legacy of slavery and its effect on modern generations of the African diaspora. In Negro with a Hat: The Rise and Fall of Marcus Garvey Grant chronicles the life of the controversial Jamaican politician and his obsession with a "redeemed" Africa; in I & I: The Natural Mystics, Marley, Tosh and Wailer he explores the struggles faced by now legendary Rastafarian reggae artists the Wailers; and in his most recent book, Bageye at the Wheel, Grant confronts his own father in a memoir about his lifelong inner conflict with the immigrant experience.
Grant is also an Associate Fellow in the Centre for Caribbean Studies at the University of Warwick and a producer for BBC Radio.
More profile about the speaker
Colin Grant | Speaker | TED.com