ABOUT THE SPEAKER
Joseph Lekuton - Kenyan MP
A teacher, writer and member of the Kenyan parliament, Joseph Lekuton has an inspiring vision for Kenya.

Why you should listen

Born into a Maasai tribe in Northern Kenya, Joseph Lekuton was chosen to attend a missionary boarding school as a child -- sometimes walking 50 miles during vacations to find and rejoin his nomadic family. He won a scholarship to St. Lawrence University, then attended Harvard, and worked as a writer and history teacher in Virginia. He was named a National Geographic Energing Explorer for his work in sharing the culture of Kenya with America, including efforts to share educational resources with nomadic children through the BOMA Fund and Cows for Kids.

In 2006, after a plane crash killed five members of the Kenyan parliament, Lekuton decided to return to Kenya and stand for election to fill the seat in his region. He won a parliamentary seat in the 2006 by-election, and was a member of the winning party in the December 2007 elections -- the results of which continue to be contested throughout Kenya.

More profile about the speaker
Joseph Lekuton | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2007

Joseph Lekuton: A parable for Kenya

Joseph Lekuton Kenya'ya ait bir kıssa anlatıyor

Filmed:
226,268 views

Kenya'daki parlamento'nun bir üyesi olan Joseph Lekuton, kendisinin fevkalade olan eğitim hikayesi ile başlıyor, sonra Africa'nın nasıl büyüyebileceğini gösteren kısa bir hikaye sunuyor. Umuta dair mesajı daha fazla anlamlı olamazdı.
- Kenyan MP
A teacher, writer and member of the Kenyan parliament, Joseph Lekuton has an inspiring vision for Kenya. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:18
My nameisim is JosephJoseph, a MemberÜye of ParliamentParlamento in KenyaKenya.
0
0
3000
Adım Joseph, Kenya'daki meclisin bir üyesiyim.
00:21
PictureResim a MaasaiMasai villageköy,
1
3000
2000
Ve Masai köyünün bir resmi.
00:23
and one eveningakşam, governmenthükümet soldiersaskerler come, surroundkuşatma the villageköy
2
5000
4000
Bir gece, rejimin askerleri gelir, köyü kuşatır,
00:27
and asksormak eachher elderyaşça büyük to bringgetirmek one boyoğlan to schoolokul.
3
9000
2000
ve her büyükten bir oğlan çocuğunu okula göndermesini ister.
00:29
That's how I wentgitti to schoolokul --
4
11000
2000
Ben bu şekilde okula başladım --
00:31
prettygüzel much a governmenthükümet guy pointingişaret a guntabanca
5
13000
2000
silah doğrultan devletin bir adamının, babama
00:33
and told my fatherbaba, "You have to make a choiceseçim."
6
15000
2000
"Bir seçim yapmak zorundasın" demesi ile.
00:35
So, I walkedyürüdü very comfortablyrahatça to this missionaryMisyoner schoolokul
7
17000
3000
Ben çok rahat bir şekilde bu misyoner okuluna gittim,
00:38
that was runkoş by an AmericanAmerikan missionaryMisyoner,
8
20000
2000
bu okul Amerikalı bir misyoner tarafından yönetiliyordu,
00:40
and the first thing the AmericanAmerikan missionaryMisyoner gaveverdi me was a candyŞeker.
9
22000
3000
ve bu misyonerin bana verdiği ilk şey bir şeker olmuştu.
00:43
I had never in my life ever tastedtadı candyŞeker.
10
25000
2000
Hayatımda önceden hiç şeker yememiştim.
00:45
So I said to myselfkendim, with all these hundredyüz other boysçocuklar,
11
27000
2000
Dedim ki kendi kendime, diğer yüz çocuk da dahil olmak üzere
00:47
this is where I belongait. (LaughterKahkaha)
12
29000
3000
biz buraya ayidiz. Ve kaldım --
00:50
StayedKaldı
13
32000
1000
(Gülüşmeler)
00:51
when everybodyherkes elsebaşka was droppingbırakarak out.
14
33000
2000
ama diğerleri okulu bırakıyordu.
00:53
My familyaile movedtaşındı; we're nomadsgöçebe.
15
35000
2000
Ailem taşındı. Bizler göçebeyiz.
00:55
EveryHer time schoolokul closedkapalı -- it was a boardingyatılı schoolokul and I was sevenYedi --
16
37000
2000
Ne zaman okul kapansa -- okulumuz yatılı idi, ben de 7 yaşındaydım --
00:57
you had to travelseyahat untila kadar you find them.
17
39000
2000
onları bulana kadar gezmeniz gerekirdi.
00:59
FiftyElli milesmil, 40 milesmil, it doesn't mattermadde.
18
41000
2000
80 kilometre, 65 kilometre, hiç farketmez.
01:01
You sleptuyudu in the bushçalı, but you kepttuttu going.
19
43000
2000
Çalılıklarda uyurdunuz, fakat sürekli giderdiniz.
01:03
And I stayedkaldı. I don't know why I stayedkaldı, but I stayedkaldı.
20
45000
3000
Ve ben kaldım. Sebebini bilmiyorum ama kaldım.
01:06
And all of a suddenani I passedgeçti the nationalUlusal examinationmuayene,
21
48000
4000
Ve birden, ulusual sınavı geçtim.
01:10
foundbulunan myselfkendim in a very beautifulgüzel highyüksek schoolokul in KenyaKenya.
22
52000
3000
ve kendimi Kenya'nın çok güzel bir lisesinde buldum.
01:13
And I finishedbitmiş highyüksek schoolokul. And just walkingyürüme, I foundbulunan a man
23
55000
4000
Ve liseyi bitirdim. Yürürken bir adama rastladım, ve o adam
01:17
who gaveverdi me a fulltam scholarshipburs to the UnitedAmerika StatesBirleşik.
24
59000
3000
bana Amerika'da tam burslu imkanı verdi.
01:20
My motheranne still liveshayatları in a cow-dunginek gübresi hutkulübe,
25
62000
2000
Annem hala gübre barakada yaşıyor,
01:22
noneYok of my brothersKardeşler are going to schoolokul,
26
64000
2000
ve hiçbir kardeşim okula gitmiyor
01:24
and this man told me, "Here, go."
27
66000
2000
ve bu adam bana, "Hadi, git" dedi.
01:26
So I got a scholarshipburs to StSt. LawrenceLawrence UniversityÜniversitesi, UpstateŞehir dışında NewYeni YorkYork;
28
68000
4000
New York'un dışında yer alan St. Lawrence Üniversitesi'ne burslu olarak gittim,
01:30
finishedbitmiş that. And then after that I wentgitti to HarvardHarvard GraduateYüksek lisans SchoolOkul;
29
72000
5000
Orayı bitirdim, ve sonrasında Harvard yüksek lisans okuluna gittim.
01:35
finishedbitmiş that. And then I workedişlenmiş in DCDC a little bitbit:
30
77000
3000
Buradan mezun olduktan sonra biraz Vaşington'da çalıştım.
01:38
I wroteyazdı a bookkitap for NationalUlusal GeographicCoğrafi and taughtöğretilen historytarih, U.S. historytarih.
31
80000
3000
National Geographic için bir kitap yazdım, Amerikan tarihi dersini verdim.
01:41
And everyher time, I kepttuttu going back home
32
83000
3000
Eve her gelişimde hasta olan,
01:44
listeningdinleme to the problemssorunlar of these people --
33
86000
2000
suyu olmayan bu insanların
01:46
sickhasta people, people with no waterSu, all this stuffşey --
34
88000
2000
problemlerini dinliyordum.
01:48
and everyher time I go back to AmericaAmerika, I kepttuttu thinkingdüşünme about them.
35
90000
3000
Ve Amerika'ya her gidişimde, hep onları düşünüyordum.
01:51
Then one day, an elderyaşça büyük gaveverdi me a storyÖykü and this storyÖykü wentgitti like this:
36
93000
4000
Ve bir gün, bir büyüğüm bana bir hikayeden bahsetti, şu şekildeydi.
01:55
long time agoönce, there was a bigbüyük warsavaş betweenarasında tribeskabileler.
37
97000
5000
Uzun zaman önce, kabileler arasında büyük bir savaş patlak vermiş.
02:00
And there was this specificözel tribekabile that was really afraidkorkmuş of this other LuhyaLuhya tribekabile.
38
102000
3000
Ve bunlardan bir tanesi diğer Luhya kabilesinden çok korkuyormuş.
02:03
And everyher time, they sentgönderilen scoutsİzciler out there to make sure no one attackedsaldırıya them.
39
105000
3000
Kimsenin saldırmadığından emin olmak için sürekli asker birlikler gönderiyorlarmış.
02:06
So one day, the scoutsİzciler camegeldi runningkoşu and told the villagersköylüler,
40
108000
4000
Ve bir gün, birlikler dönmüşler ve köylülere
02:10
"The enemiesdüşmanları are cominggelecek. Only halfyarım an hoursaat away, they'llacaklar be here."
41
112000
3000
"Düşman geliyor, sadece bir buçuk saatlik mesafedeler -- burada olacaklar."
02:13
So people scrambledşifreli, tookaldı theironların things and readyhazır to go, movehareket out.
42
115000
4000
İnsanlarda panik başlamış, eşyalarını alıp, hareket için hazır hale gelmişler.
02:17
But there were two menerkekler:
43
119000
2000
Fakat aralarında iki tane adam varmış.
02:19
one man was blindkör, one man had no legsbacaklar -- he was borndoğmuş like that.
44
121000
3000
biri kör, diğerinin de ayakları yokmuş -- o şekilde doğmuş.
02:22
The leaderlider of the chiefsChiefs said, "No, sorry. We can't take you. You'llYou'll slowyavaş us down.
45
124000
4000
Lider demiş ki, "Üzgünüm, sizi beraberimizde götüremeyiz, bizi yavaşlatırsınız.
02:26
We have to fleekaçmak our womenkadınlar and childrençocuklar, we have to runkoş."
46
128000
4000
Kadın ve çocuklarımızı uzaklaştırmalıyız, kaçmak zorundayız."
02:30
And they were left behindarkasında, waitingbekleme to dieölmek.
47
132000
3000
Ve onları arkada, ölüme bırakmışlar,
02:33
But these two people workedişlenmiş something out.
48
135000
3000
Fakat bu adamlar bir yol buluyorlar.
02:36
The blindkör man said, "Look, I'm a very stronggüçlü man but I can't see."
49
138000
3000
Kör olan demiş ki, "Bak, ben güçlüyüm, fakat göremiyorum."
02:39
The man with no legsbacaklar saysdiyor, "I can see as faruzak as the endson of the worldDünya,
50
141000
3000
Ayakları olmayan demiş, "Ben dünyanın diğer ucunu görüyorum,
02:42
but I can't savekayıt etmek myselfkendim from a catkedi, or whateverher neyse animalshayvanlar."
51
144000
5000
fakat kendimi bir kediden, ya da herneyse, hayvandan koruyamam."
02:47
So the blindkör man wentgitti down on his kneesdizler, down like this,
52
149000
4000
Ve kör olan dizinin üzerine çökmüş, bu şekilde,
02:51
and told the man with no legsbacaklar to go over his back, and stooddurdu up.
53
153000
3000
ve ayakları olmayan adama üzerine çıkmasını söylemiş, ve ayağa kalkmış.
02:54
The man on topüst can see, the blindkör man can walkyürümek.
54
156000
3000
Tepedeki adam görebiliyor, kör adam yürüyebiliyor.
02:57
And these guys tookaldı off, followedtakip etti the footstepsayak sesleri of the villagersköylüler
55
159000
3000
Ve bunlar kalkıp, köylülerin izlerini takip etmişler,
03:00
untila kadar they foundbulunan and passedgeçti them.
56
162000
4000
ve köylüleri bulup onları geçmişler.
03:05
So, this was told to me in a setupKurulum of eldersyaşlılar.
57
167000
4000
Bu bana büyüklerin toplandığı bir yerde söylenmişti.
03:09
And it's a really poorfakir areaalan. I representtemsil etmek NorthernKuzey KenyaKenya:
58
171000
3000
Ve orası oldukça fakir bir bölge, ben kuzey Kenya'yı temsil ediyorum --
03:12
the mostçoğu nomadicgöçebe, remoteuzak areasalanlar you can even find.
59
174000
4000
görebileceğiniz en hareketli, en göçebe yer.
03:16
And that man told me, "So, here you are.
60
178000
2000
Ve bu adam bana dedi ki, "İşte, buradasın,
03:18
You've got a good educationEğitim from AmericaAmerika,
61
180000
2000
Amerika'da güzel bir eğitim aldın,
03:20
you have a good life in AmericaAmerika; what are you going to do for us?
62
182000
4000
orada güzel bir hayatın var, bizim için ne yapacaksın?
03:25
We want you to be our eyesgözleri, we'lliyi give you the legsbacaklar.
63
187000
3000
Bizim gözümüz olmanı istiyoruz, ayaklarını biz buluruz.
03:28
We'llWe'll walkyürümek you, you leadöncülük etmek us."
64
190000
2000
Seni yürütürüz, sen bize öncülük et."
03:30
So the opportunityfırsat camegeldi, and I was always thinkingdüşünme about that:
65
192000
3000
Ve fırsat gelmişti, ben de hep bunu düşünüyordum,
03:33
"what can I do to help my people?
66
195000
2000
insanlarım için ne yapabilirim?
03:35
EveryHer time you go to an areaalan where for 43 yearsyıl of independencebağımsızlık,
67
197000
3000
43 yıldır bağımsız olan bir yere gidiyorsunuz,
03:38
we still don't have basictemel healthsağlık facilitiestesisler.
68
200000
3000
fakat temel sağlık ihtiyaçlarınızdan yoksunsunuz.
03:41
A man has to be transportedtaşınan in a wheelbarrowel arabası
69
203000
2000
İnsanlar, hastaneler için el arabası ile
03:43
20, 30 kilometerskilometre for a hospitalhastane. No cleantemiz drinkingiçme waterSu.
70
205000
2000
20, 30 kilometre taşınmak zorunda. Hiç temiz içme suyu yok.
03:45
So I said, "I'm going to dedicateadamak myselfkendim.
71
207000
3000
Ve dedim, "Kendimi adayacağım,
03:48
I'm leavingayrılma AmericaAmerika. I'm going to runkoş for officeofis."
72
210000
3000
Amerika'yı terkediyorum, göreve koşacaktım."
03:51
So last JulyTemmuz ... I movedtaşındı from AmericaAmerika in JuneHaziran, ranran in JulyTemmuz electionseçim and wonwon.
73
213000
8000
Geçen Temmuz -- Amerika'dan Haziran'da ayrıldım, Temmuz seçimlerine girdim, kazandım.
03:59
And I camegeldi for them, and that's my goalhedef.
74
221000
4000
Ve onlar için geldim, amacım bu benim.
04:03
And right now I have in placeyer, for the last ninedokuz monthsay,
75
225000
3000
Ve şimdi, dokuz aydır kafamda bir plan var şöyle ki,
04:06
a planplan that in fivebeş yearsyıl, everyher nomadgöçebe will have cleantemiz drinkingiçme waterSu.
76
228000
8000
beş yıl içinde, her göçmen aile temiz suya kavuşacak.
04:14
We're buildingbina dispensariesdispanser acrosskarşısında that constituencyseçim bölgesi.
77
236000
3000
Bu seçim gölgesinin bir ucundan diğer ucuna dispanserler inşa ediyoruz.
04:17
I'm askingsormak my friendsarkadaşlar from AmericaAmerika to help
78
239000
2000
Amerika'daki arkadaşlarımdan bize yardım etmeleri
04:19
with bringinggetiren nurseshemşireler or doctorsdoktorlar to help us out.
79
241000
3000
için doktor ya da hemşire getirmelerini istiyorum.
04:22
I'm tryingçalışıyor to improveiyileştirmek infrastructurealtyapı.
80
244000
3000
Alt yapıyı geliştirmeye çalışıyorum.
04:25
I'm usingkullanma the knowledgebilgi I receivedAlınan from the UnitedAmerika StatesBirleşik
81
247000
2000
Amerika'da kazandığım bilgileri, toplumumu
04:27
and from my communitytoplum to movehareket them forwardileri.
82
249000
3000
ileri götürmek için kullanıyorum.
04:30
I'm tryingçalışıyor to developgeliştirmek homegrownkendi bahçesinde yetişen solutionsçözeltiler to our issuessorunlar
83
252000
4000
Problemlerimize kendimize has çözümler üreteye çalışıyorum.
04:34
because we realizegerçekleştirmek that people from outsidedışında can come and help us,
84
256000
3000
Çünkü biliyoruz ki, dışarıdaki insanlar gelip bize yardım edebilirler,
04:37
but if we don't help ourselveskendimizi, there's nothing we can do.
85
259000
3000
fakat kendimize yardım etmezsek, yapılacak hiç bir şey yok.
04:40
So my planplan right now as I continuedevam et with introducingtanıtım studentsöğrencilerin to differentfarklı fieldsalanlar --
86
262000
5000
Şu anki planım, öğrencilere farklı alanlar tanıtırken --
04:45
some becomeolmak doctorsdoktorlar, some lawyersavukatları --
87
267000
2000
bazısı doktor oluyor, bazısı avukat --
04:47
we want to produceüretmek a comprehensivekapsamlı groupgrup of people, studentsöğrencilerin,
88
269000
2000
onlarla birlikte, geri dönüp muazzam bir ekonomik gerilemenin
04:49
who can come back and help us see a communitytoplum growbüyümek
89
271000
3000
ortasında bulunan bir toplumun nasıl geliştiğini görmemize
04:52
that is in the middleorta of a hugeKocaman economicekonomik recessiondurgunluk.
90
274000
4000
yardım edecek geniş bir öğrenci grubu oluşturmak istiyoruz.
04:56
So as I continuedevam et to be a MemberÜye of ParliamentParlamento
91
278000
3000
Parlamentin bir üyesi olarak sizlerin botanik,
04:59
and as I continuedevam et listeningdinleme to all of you talkingkonuşma about botanyBotanik,
92
281000
3000
sağlık,demokrasi, yeni icatlar hakkındaki düşüncelerinizi
05:02
talkingkonuşma about healthsağlık, talkingkonuşma about democracydemokrasi, talkingkonuşma about newyeni inventionsbuluşlar,
93
284000
3000
dinlerken bir yandan da umuyorum ki; bir gün,
05:05
I'm hopingumut that one day in my ownkendi little communitytoplum --
94
287000
3000
yolu olmayan bu küçük toplumumuzla birlikte --
05:08
whichhangi is 26,000 squarekare kilometerskilometre,
95
290000
2000
26,000 kilometre kare büyüklüğünde,
05:10
maybe fivebeş timeszamanlar the sizeboyut of RhodeRhode IslandAda -- with no roadsyollar,
96
292000
4000
Rhode Ada'sının yaklaşık beş katı büyüklüğünde,
05:14
we'lliyi be ableyapabilmek to becomeolmak a modelmodel to help othersdiğerleri developgeliştirmek.
97
296000
4000
diğerlerinin gelişmesine önayak olacak bir model olacağız.
05:18
Thank you very much. (ApplauseAlkış)
98
300000
2000
Çok teşekkür ediyorum.
Translated by Abdülkadir Inel
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Joseph Lekuton - Kenyan MP
A teacher, writer and member of the Kenyan parliament, Joseph Lekuton has an inspiring vision for Kenya.

Why you should listen

Born into a Maasai tribe in Northern Kenya, Joseph Lekuton was chosen to attend a missionary boarding school as a child -- sometimes walking 50 miles during vacations to find and rejoin his nomadic family. He won a scholarship to St. Lawrence University, then attended Harvard, and worked as a writer and history teacher in Virginia. He was named a National Geographic Energing Explorer for his work in sharing the culture of Kenya with America, including efforts to share educational resources with nomadic children through the BOMA Fund and Cows for Kids.

In 2006, after a plane crash killed five members of the Kenyan parliament, Lekuton decided to return to Kenya and stand for election to fill the seat in his region. He won a parliamentary seat in the 2006 by-election, and was a member of the winning party in the December 2007 elections -- the results of which continue to be contested throughout Kenya.

More profile about the speaker
Joseph Lekuton | Speaker | TED.com