ABOUT THE SPEAKER
Chris Milk - Immersive storyteller
Working at the frontiers of interactive technology, Chris Milk stretches virtual reality into a new canvas for storytelling.

Why you should listen

Chris Milk is a visual artist who has created music videos for Kanye West, Arcade Fire, Beck, U2, Johnny Cash, Gnarls Barkley and many more. He is known for weaving artistic and technological innovations in pursuit of the next great platform for storytelling. Milk's acclaimed interactive projects include Wilderness Downtown (with Arcade Fire), The Johnny Cash Project and The Treachery of Sanctuary. His interactive installation artworks have been showcased at the MoMA, the Tate Modern and museums around the world.

Milk's most recent contribution to the art and tech frontier is as founder and CEO of the virtual reality company Within (formerly Vrse). In collaboration with the New York Times, Zach Richter and JR, Milk created two VR films, Walking New York and The Displaced, which were distributed along with Google Cardboard viewers to 1 million NYT subscribers in 2015. He has also collaborated on VR projects with the United Nations (Clouds Over Sidra and Waves of Grace), Vice, SNL and U2.

More profile about the speaker
Chris Milk | Speaker | TED.com
TED2015

Chris Milk: How virtual reality can create the ultimate empathy machine

Chris Milk: Sanal gerçeklik, üstün duygudaşlık makinesini nasıl yaratabilir?

Filmed:
1,616,453 views

Chris Milk şaşırtıcı, hoş ve büyüleyici filmler üretmek için yenilikçi bir teknoloji kullanıyor. Milk'e göre, yaptığı her şeyin arkasındaki esas güç insanın öyküsü. Bu kısa, büyüleyici konuşmada, Kanye West ve Arcade Fire'ı da içeren bazı müzisyen ortaklarını ve sanal gerçeklikle ilgili inanılması güç deneyleri gösteriyor.
- Immersive storyteller
Working at the frontiers of interactive technology, Chris Milk stretches virtual reality into a new canvas for storytelling. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
VirtualSanal realitygerçeklik startedbaşladı for me
in sortçeşit of an unusualolağandışı placeyer.
0
1354
4596
Sanal gerçeklik benim için alışılmadık
bir yerde başladı.
00:18
It was the 1970s.
1
6976
2197
1970'li yıllardı.
00:21
I got into the fieldalan very younggenç:
I was sevenYedi yearsyıl oldeski.
2
9173
3210
Bu alana girdiğimde çok gençtim,
yedi yaşındaydım.
00:24
And the toolaraç that I used
to accesserişim virtualsanal realitygerçeklik
3
12383
4862
Ve sanal gerçekliğe erişmek için
kullandığım alet
00:29
was the EvelEvel KnievelKnievel stuntdublör cycledevir.
4
17245
3565
Evel Knievel gösteri motorsikletiydi.
00:32
This is a commercialticari for
that particularbelirli itemmadde:
5
20810
2391
Bu, motor için çekilmiş bir reklam:
00:35
(VideoVideo) Voice-overSesli anlatım: What a jumpatlama!
6
23201
1575
(Video) Dış-ses: Ne zıplama ama!
00:36
Evel'sEvel'ın ridingbinme the amazingşaşırtıcı stuntdublör cycledevir.
7
24776
1991
Evel müthiş gösteri motorsikletini
sürüyor.
00:38
That gyro-powerGyro-güç sendsgönderir him
over 100 feetayaklar at topüst speedhız.
8
26767
2769
Dönüş gücü onu en yüksek
hızda 30 metre havaya sıçratıyor.
00:41
ChrisChris MilkSüt: So this was my joysevinç back then.
9
29536
2092
Chris Milk: Bu o zamanlar çok zevkliydi.
00:43
I roderode this motorcyclemotosiklet everywhereher yerde.
10
31628
2959
Her yerde bu motorsiklete bindim.
Orada Evel Knievel'laydım,
Snake River Kanyonu'ndan birlikte zıpladık.
00:46
And I was there with EvelEvel KnievelKnievel; we
jumpedatladı the SnakeYılan RiverNehir CanyonKanyon togetherbirlikte.
11
34587
4260
00:50
I wanted the rocketroket.
12
38847
1369
Roketi de istemiştim,
00:52
I never got the rocketroket,
I only got the motorcyclemotosiklet.
13
40216
2780
ama hiçbir zaman alamadım,
sadece motorsikletim vardı.
00:57
I feltkeçe so connectedbağlı to this worldDünya.
14
45626
2577
Kendimi bu dünyaya çok yakın hissettim.
01:00
I didn't want to be a storytellermasalcı
when I grewbüyüdü up, I wanted to be stuntmandublör.
15
48203
4237
Bir öykü anlatıcısı olmak istemedim,
büyüdüğümde bir dublör olacaktım.
01:04
I was there. EvelEvel KnievelKnievel was my friendarkadaş.
16
52440
3204
Oradaydım. Evel Knievel benim dostumdu.
01:07
I had so much empathyempati for him.
17
55644
2383
Onunla fazlasıyla duygudaşlık kurabiliyordum.
01:10
But it didn't work out. (LaughterKahkaha)
18
58747
2611
Ama işe yaramadı. (Gülüşmeler)
01:13
I wentgitti to artSanat schoolokul.
19
61358
2024
Sanat okuluna gittim.
01:15
I startedbaşladı makingyapma musicmüzik videosvideolar.
20
63382
2410
Müzik klipleri çekmeye başladım.
01:17
And this is one of the earlyerken
musicmüzik videosvideolar that I madeyapılmış:
21
65792
3074
Ve bu yaptığım ilk videolardan biri:
01:20
(MusicMüzik: "TouchDokunmatik the SkyGökyüzü" by KanyeKanye WestBatı)
22
68866
5890
(Müzik: "Touch the Sky" Kanye West)
01:26
CMCM: You mayMayıs ayı noticeihbar
some slighthafif similaritiesbenzerlikler here.
23
74756
3276
CM: Bazı benzerlikler fark edebilirsiniz.
01:30
(LaughterKahkaha)
24
78032
1786
(Gülüşmeler)
01:31
And I got that rocketroket.
25
79818
2643
Ve o roketi de aldım.
01:34
(LaughterKahkaha)
26
82461
2643
(Gülüşmeler)
01:37
So, now I'm a filmmakerfilm yapımcısı,
or, the beginningbaşlangıç of a filmmakerfilm yapımcısı,
27
85104
4405
Yani şimdi bir yönetmenim,
daha doğrusu işin başlangıcındayım
01:41
and I startedbaşladı usingkullanma the toolsaraçlar that are
availablemevcut to me as a filmmakerfilm yapımcısı
28
89509
3734
ve anlatabileceğim en ilgi çekici
öyküleri izleyiciye aktarabilmek için
01:45
to try to tell the mostçoğu compellingzorlayıcı storieshikayeleri
that I can to an audienceseyirci.
29
93243
4588
bir yönetmen olarak bana uygun gelen
araç-gereci kullanmaya başladım.
01:49
And filmfilm is this incredibleinanılmaz mediumorta
that allowsverir us to feel empathyempati
30
97831
3149
Filmler bizden çok farklı
insanlarla ve tamamen
01:52
for people that are very differentfarklı than us
31
100980
2026
yabancı dünyalarla duygudaşlık
01:55
and worldsdünyalar completelytamamen
foreignyabancı from our ownkendi.
32
103006
2832
oluşturmamızı sağlayan
muhteşem araçlardır.
01:57
UnfortunatelyNe yazık ki,
33
105838
830
Maalesef,
01:58
EvelEvel KnievelKnievel did not feel the sameaynı
empathyempati for us that we feltkeçe for him,
34
106668
4859
Evel Knievel bizim ona karşı hissettiğimiz
duygudaşlığı bize karşı hissetmedi
02:03
and he sueddava us for this videovideo --
35
111527
2803
ve bizi bu klip için dava etti --
02:06
(LaughterKahkaha) --
36
114330
1731
(Gülüşmeler) --
02:08
shortlykısa bir süre thereafterBundan sonra.
37
116061
2049
kısa bir süre sonra.
02:10
On the upsideüst taraf, the man
that I worshippedibadet as a childçocuk,
38
118110
4840
Öte taraftan, çocukken taptığım adamın,
02:14
the man that I wanted
to becomeolmak as an adultyetişkin,
39
122950
3116
büyüdüğümde olmak istediğim adamın
02:18
I was finallyen sonunda ableyapabilmek to get his autographimza.
40
126066
3840
imzasını alabilmiştim sonunda.
02:22
(ApplauseAlkış)
41
130556
3346
(Alkış)
02:29
Let's talk about filmfilm now.
42
137832
5017
Şimdi filmden bahsedelim.
02:34
FilmFilm, it's an incredibleinanılmaz mediumorta,
43
142849
2896
Film mükemmel bir araçtır
02:37
but essentiallyesasen, it's the sameaynı
now as it was then.
44
145745
3315
fakat esasında eskiden neyse
şimdi de o.
02:41
It's a groupgrup of rectanglesdikdörtgenler that are
playedOyunun in a sequencesıra.
45
149060
3469
Birbiri ardına gelen bir grup dikdörtgen.
02:44
And we'vebiz ettik donetamam incredibleinanılmaz things
with those rectanglesdikdörtgenler.
46
152529
3833
Biz bu dikdörtgenlerle inanılmaz
şeyler yaptık.
02:48
But I startedbaşladı thinkingdüşünme about,
47
156362
2885
Ama şunu düşünmeye başladım,
02:51
is there a way that I can use modernmodern
and developinggelişen technologiesteknolojiler
48
159247
4369
çağdaş ve gelişen teknolojiyi kullanarak,
02:55
to tell storieshikayeleri in differentfarklı waysyolları
49
163616
2125
100 yıldır kullandığımız geleneksel
02:57
and tell differentfarklı kindsçeşit of storieshikayeleri
50
165741
1741
film çekme yöntemleriyle belki de
02:59
that maybe I couldn'tcould tell usingkullanma
the traditionalgeleneksel toolsaraçlar of filmmakingfilm yapımı
51
167482
4311
anlatamayacağım farklı türdeki öyküleri
03:03
that we'vebiz ettik been usingkullanma for 100 yearsyıl?
52
171793
2171
farklı yöntemlerle
anlatmanın bir yolu var mı?
03:05
So I startedbaşladı experimentingdeneme,
53
173964
2821
Böylece deneylere başladım
03:08
and what I was tryingçalışıyor to do was
to buildinşa etmek the ultimatenihai empathyempati machinemakine.
54
176785
5089
ve yapmaya çalıştığım şey
üstün duygudaşlık makinesini inşa etmekti.
03:15
And here'sburada one of the earlyerken experimentsdeneyler:
55
183054
2534
Bu ilk deneylerden bir tanesi:
03:17
(MusicMüzik)
56
185588
2824
(Müzik)
03:20
So this is calleddenilen
"The WildernessVahşi hayat DowntownŞehir merkezinde."
57
188412
2244
İsmi "The Wilderness Downtown."
03:22
It was a collaborationişbirliği with ArcadeArcade FireYangın.
58
190656
2056
Arcade Fire'la
işbirliğimizin ürünü.
03:24
It askeddiye sordu you to put in the addressadres
where you grewbüyüdü up at the beginningbaşlangıç of it.
59
192712
3650
Başlangıçta sizden büyüdüğünüz yerin
adresini yazmanızı istiyor.
03:28
It's a websiteWeb sitesi.
60
196362
997
Bu bir ağ sayfası.
03:29
And out of it startsbaşlar growingbüyüyen these little
boxeskutuları with differentfarklı browserTarayıcı windowspencereler.
61
197359
4916
Sayfanın dışında farklı tarayıcı pencereleriyle
küçük kutular büyümeye başlıyor.
03:34
And you see this teenagergenç
runningkoşu down a streetsokak,
62
202275
2382
Bir caddede koşan bu genci,
sonra da
03:36
and then you see GoogleGoogle StreetSokak ViewGörünüm
and GoogleGoogle MapsHaritalar imagerygörüntüler
63
204657
2758
Google Street View ve Google
Haritalar görüntüleri görüyorsunuz
03:39
and you realizegerçekleştirmek the streetsokak
he's runningkoşu down is yoursseninki.
64
207415
2524
ve koştuğu caddenin
sizinki olduğunu anlıyorsunuz.
03:41
And when he stopsdurak in frontön of a houseev,
he stopsdurak in frontön of your houseev.
65
209939
4109
Bir evin önünde duruyor, o sizin eviniz.
03:47
And this was great, and I saw people
havingsahip olan an even deeperDaha derine emotionalduygusal reactionreaksiyon
66
215735
3682
Bu mükemmeldi ve buna, benim
dikdörtgenlerde yaptığım şeyden çok daha
03:51
to this than the things that
I had madeyapılmış in rectanglesdikdörtgenler.
67
219417
3214
derin duygusal tepkiler veren
insanlar gördüm.
03:54
And I'm essentiallyesasen takingalma
a pieceparça of your historytarih
68
222631
3931
Aslında sizin anılarınızın
bir parçasını alıyorum
03:58
and puttingkoyarak it insideiçeride
the framingçerçeveleme of the storyÖykü.
69
226562
3419
ve onu öykünün çerçevesinin
içine yerleştiriyorum.
04:01
But then I startedbaşladı thinkingdüşünme,
70
229981
1597
Ama sonra düşünmeye başladım,
04:03
okay, well that's a partBölüm of you,
71
231578
1852
tamam, bu sizin bir parçanızdı;
04:05
but how do I put all of you
insideiçeride of the frameçerçeve?
72
233430
5301
fakat sizin tamamınızı çerçeveye
nasıl yerleştirebilirdim?
04:10
So to do that, I startedbaşladı
makingyapma artSanat installationsteçhizatları.
73
238731
3103
Bunu yapmak için, bazı
sanat programları yapmaya başladım.
04:13
And this is one calleddenilen
"The Treacheryİhanet of SanctuarySanctuary."
74
241834
2540
Buna "Tapınağın İhaneti" diyoruz.
04:16
It's a triptychtriptik. I'm going to showgöstermek
you the thirdüçüncü panelpanel.
75
244374
3018
Üç parçalı bir tablo. Size
üçüncü paneli göstereceğim.
04:19
(MusicMüzik)
76
247392
3838
(Müzik)
04:43
So now I've got you insideiçeride of the frameçerçeve,
77
271260
3588
Şimdi sizi çerçevenin içine aldım
04:46
and I saw people havingsahip olan even more
visceralvisseral emotionalduygusal reactionsreaksiyonları
78
274848
4555
ve insanların bu çalışmaya, bir öncekine
oranla daha derin duygusal
04:51
to this work than the previousönceki one.
79
279403
2677
tepkiler verdiğini gördüm.
04:54
But then I startedbaşladı thinkingdüşünme about framesçerçeveler,
and what do they representtemsil etmek?
80
282080
4150
Ama sonra çerçeveler hakkında düşünmeye
başladım, neyi temsil ediyorlardı?
04:58
And a frameçerçeve is just a windowpencere.
81
286230
2257
Bir çerçeve sadece bir pencereydi.
05:00
I mean, all the mediamedya that we watch --
televisiontelevizyon, cinemasinema --
82
288487
3079
Yani, izlediğimiz tüm medya --
televizyon, sinema --
05:03
they're these windowspencereler into
these other worldsdünyalar.
83
291566
2253
başka dünyalara açılan
pencerelerdir.
05:05
And I thought, well, great.
I got you in a frameçerçeve.
84
293819
2688
Ve düşündüm ki, iyi, tamam.
Seni çerçevenin içine aldım.
05:08
But I don't want you in the frameçerçeve,
I don't want you in the windowpencere,
85
296507
3127
Ama seni çerçevenin içinde istemiyorum.
Pencerenin içinde istemiyorum.
Pencerenin içinden geçmeni istiyorum,
diğer tarafta olmanı istiyorum,
05:11
I want you throughvasitasiyla the windowpencere,
I want you on the other sideyan,
86
299634
2889
yaşayan bir dünyada.
05:14
in the worldDünya, inhabitingyaşayan the worldDünya.
87
302523
3075
05:18
So that leadspotansiyel müşteriler me back to virtualsanal realitygerçeklik.
88
306218
2905
Bu beni tekrar sanal
gerçeklik fikrine götürdü.
05:21
Let's talk about virtualsanal realitygerçeklik.
89
309123
2221
Şimdi sanal gerçeklik hakkında konuşalım.
05:24
UnfortunatelyNe yazık ki,
90
312634
1300
Maalesef,
05:25
talkingkonuşma about virtualsanal realitygerçeklik
is like dancingdans about architecturemimari.
91
313934
4489
sanal gerçeklik hakkında konuşmak,
mimari hakkında dans etmeye benziyor.
05:30
And this is actuallyaslında someonebirisi dancingdans
about architecturemimari in virtualsanal realitygerçeklik.
92
318423
6917
Ve bu gerçekten sanal gerçeklikte
mimari hakkında dans eden birisi.
05:37
(LaughterKahkaha)
93
325340
2483
(Gülüşmeler)
05:39
So, it's difficultzor to explainaçıklamak.
Why is it difficultzor to explainaçıklamak?
94
327823
3261
Yani, bunu tarif etmek zor.
Peki neden?
05:43
It's difficultzor because it's a very
experientialdeneysel mediumorta.
95
331084
3698
Zor çünkü bu çok deneysel bir araç.
05:46
You feel your way insideiçeride of it.
96
334782
1916
Onu ancak onun içindeyken hissedersin.
05:48
It's a machinemakine, but insideiçeride of it,
97
336698
1798
O bir makine ancak içindeyken
05:50
it feelshissediyor like realgerçek life,
it feelshissediyor like truthhakikat.
98
338496
3449
gerçek yaşam gibi hissettirir,
gerçek gibi hissettirir.
05:53
And you feel presentmevcut in the worldDünya
that you're insideiçeride
99
341945
2521
İçinde bulunduğun zaman
o dünyaya aittir ve
05:56
and you feel presentmevcut with the people
that you're insideiçeride of it with.
100
344466
3223
ve o an yanında hissettiğin insanlar
onun içinde yanında olanlardır.
05:59
So, I'm going to showgöstermek you a demodemo
of a virtualsanal realitygerçeklik filmfilm:
101
347689
4096
Şimdi size bir sanal gerçeklik filminin
tanıtım filmini göstereceğim:
06:03
a full-screentam ekran versionversiyon of
all the informationbilgi
102
351785
2221
Sanal gerçekliği kameraya
alırken yakaladığımız
06:06
that we captureele geçirmek when
we shootateş etme virtualsanal realitygerçeklik.
103
354006
2203
tüm görüntülerin bir tam-ekran sürümü.
06:08
So we're shootingçekim in everyher directionyön.
104
356209
1825
Her yönde çekim yapıyoruz.
06:10
This is a camerakamera systemsistem that we builtinşa edilmiş
105
358034
2176
Bu, her yöne bakan 3B
kameralara ve her
06:12
that has 3D cameraskameralar that look
in everyher directionyön
106
360210
3025
yönden kayıt alan
iki yönlü mikrofonlara
06:15
and binauralBinaural microphonesmikrofonlar
that faceyüz in everyher directionyön.
107
363235
2752
sahip bir kamera sistemi.
06:17
We take this and we buildinşa etmek, basicallytemel olarak,
a sphereküre of a worldDünya that you inhabityaşamak.
108
365987
5346
Bununla, temel olarak içinde yaşadığınız
dünyayı bir küre içinde inşa ediyoruz.
06:23
So what I'm going to showgöstermek you
is not a viewgörünüm into the worldDünya,
109
371333
3403
Size göstereceğim şey bu
dünyanın bir manzarası değil,
06:26
it's basicallytemel olarak the wholebütün worldDünya
stretchedgergin into a rectangledikdörtgen.
110
374736
3371
temel olarak tüm dünyanın
bir dikdörtgene yaydırılmış hali.
06:30
So this filmfilm is calleddenilen
"CloudsBulutlar Over SidraTolga,"
111
378107
3388
Bu filmin adı
"Sidra'nın Üstündeki Bulutlar."
06:33
and it was madeyapılmış in conjunctionbağlaç with
our virtualsanal realitygerçeklik companyşirket calleddenilen VRSEVRSE
112
381495
4494
Bizim sanal gerçeklik şirketimiz
olan VRSE, Birleşmiş Milletler
06:37
and the UnitedAmerika NationsMilletler,
113
385989
1766
ve Gabo Arora isimli bir ortak
06:39
and a co-collaboratorCo ortak çalışan namedadlı GaboGabo AroraArora.
114
387755
3033
ile birlikte yapıldı.
06:42
And we wentgitti to a SyrianSuriye refugeemülteci campkamp
in JordanÜrdün in DecemberAralık
115
390788
3837
Aralık ayında Ürdün'deki bir Suriyeli
mülteci kampına gittik
06:46
and shotatış the storyÖykü of a 12-year-old-yaşında
girlkız there namedadlı SidraTolga.
116
394625
4357
ve orada Sidra isimli 12 yaşında
bir kızın öyküsünü kameraya aldık.
06:50
And she and her familyaile fledkaçtı SyriaSuriye
throughvasitasiyla the desertçöl into JordanÜrdün
117
398982
3491
O ve ailesi çöl üzerinden
Ürdün'e kaçmıştı
06:54
and she's been livingyaşam in this
campkamp for the last yearyıl and a halfyarım.
118
402473
4094
ve son bir buçuk yıldır
kampta yaşıyordu.
07:00
(VideoVideo) SidraTolga: My nameisim is SidraTolga.
119
408207
2513
(Video) Sidra: Adım Sidra.
07:02
I am 12 yearsyıl oldeski.
120
410720
1896
12 yaşındayım.
07:04
I am in the fifthbeşinci gradesınıf.
121
412616
1802
5. sınıfa gidiyorum.
07:06
I am from SyriaSuriye,
in the DaraaDaraa Provinceİl, InkhilInkhil CityŞehir.
122
414418
5187
Suriyeliyim, Daraa Bölgesi'ndeki
Inkhil Şehri'nde oturuyorum.
07:11
I have livedyaşamış here in the ZaatariZaatari campkamp
in JordanÜrdün for the last yearyıl and a halfyarım.
123
419605
5238
Bir buçuk yıldır burada, Ürdün'deki
Zaatari kampında yaşıyorum.
07:18
I have a bigbüyük familyaile:
124
426923
2008
Büyük bir ailem var:
07:20
threeüç brothersKardeşler, one is a babybebek.
125
428931
2766
Üç kardeş, bir bebek.
07:23
He criesçığlıkları a lot.
126
431697
3445
O çok ağlıyor.
07:27
I askeddiye sordu my fatherbaba if I criedağladım when
I was a babybebek and he saysdiyor I did not.
127
435142
5055
Babama bebekken ağlayıp ağlamadığımı
sordum, ağlamadığımı söyledi.
07:32
I think I was a strongergüçlü babybebek
than my brothererkek kardeş.
128
440197
3624
Galiba bebekken kardeşimden
daha güçlüydüm.
07:35
CMCM: So, when you're insideiçeride
of the headsetkulaklık.
129
443821
2910
CM: Başlığın içindeyken,
07:38
you're not seeinggörme it like this.
130
446731
1620
bu şekilde görmüyorsunuz.
07:40
You're looking around throughvasitasiyla this worldDünya.
131
448351
2072
Etrafa o dünyanın içinden bakıyorsunuz.
07:42
You'llYou'll noticeihbar you see fulltam
360 degreesderece, in all directionstalimatlar.
132
450423
5288
Her yönde, 360 derece gördüğünüzü
fark ediyorsunuz.
07:47
And when you're sittingoturma there
in her roomoda, watchingseyretme her,
133
455711
2991
Ve orada otururken, onun odasında,
onu izlerken,
07:50
you're not watchingseyretme it throughvasitasiyla
a televisiontelevizyon screenekran,
134
458702
2413
onu bir televizyon ekranından
izlemiyorsunuz,
07:53
you're not watchingseyretme it throughvasitasiyla a windowpencere,
you're sittingoturma there with her.
135
461115
3408
onu bir pencereden izlemiyorsunuz,
orada onunla oturuyorsunuz.
07:56
When you look down, you're sittingoturma
on the sameaynı groundzemin that she's sittingoturma on.
136
464523
4373
Aşağı baktığınızda, onun oturduğu zeminde
oturduğunuzu görüyorsunuz.
08:00
And because of that,
137
468915
1751
Ve bu yüzden,
08:02
you feel her humanityinsanlık in a deeperDaha derine way.
138
470666
4388
onun varlığını daha derin bir şekilde
hissediyorsunuz.
08:07
You empathizeempati with her in a deeperDaha derine way.
139
475054
4536
Onunla daha derin bir
şekilde duygudaşlık kuruyorsunuz.
08:11
And I think that we can changedeğişiklik
mindszihinler with this machinemakine.
140
479590
6327
Ve bence bu makineyle
fikirleri değiştirebiliriz.
08:17
And we'vebiz ettik alreadyzaten startedbaşladı
to try to changedeğişiklik a fewaz.
141
485917
3773
Birkaçını değiştirmek
için çabalamaya başladık bile.
08:21
So we tookaldı this filmfilm to the WorldDünya EconomicEkonomik
ForumForum in DavosDavos in JanuaryOcak.
142
489690
4846
Bu filmi Ocak'ta Davos'taki Dünya
Ekonomik Forum'una götürdük.
08:26
And we showedgösterdi it to a groupgrup of people
143
494536
2486
Fikirleri milyonlarca insanın
yaşamını etkileyecek
08:29
whosekimin decisionskararlar affectetkilemek the liveshayatları
of millionsmilyonlarca of people.
144
497022
4080
bir grup insana gösterdik.
08:33
And these are people
who mightbelki not otherwiseaksi takdirde
145
501102
2118
Götürmeseydik bu insanlar
muhtemelen
08:35
be sittingoturma in a tentçadır
in a refugeemülteci campkamp in JordanÜrdün.
146
503220
6264
Ürdün'de bir mülteci kampındaki
çadırda hiç oturmayacaklardı.
08:41
But in JanuaryOcak, one afternoonöğleden sonra
in Switzerlandİsviçre,
147
509484
6329
Ama Ocak'ta, bir öğle sonrası,
İsviçre'de,
08:47
they suddenlyaniden all foundbulunan themselveskendilerini there.
148
515813
3616
kendilerini aniden orada buldular.
08:52
(ApplauseAlkış)
149
520309
4180
(Alkış)
08:58
And they were affectedetkilenmiş by it.
150
526699
2359
Ve etkilendiler.
09:01
So we're going to make more of them.
151
529058
3316
Biz bunu daha sık yapacağız.
09:04
We're workingçalışma with the
UnitedAmerika NationsMilletler right now
152
532374
3086
Şu an bu filmlerden bir
seri yapmak için
09:07
to shootateş etme a wholebütün seriesdizi of these filmsfilmler.
153
535460
2055
Birleşmiş Milletler'le
birlikte çalışıyoruz.
09:09
We just finishedbitmiş shootingçekim
a storyÖykü in LiberiaLiberya.
154
537515
2672
Liberya'da geçen bir öyküyü
çekmeyi yeni bitirdik.
09:12
And now, we're going
to shootateş etme a storyÖykü in IndiaHindistan.
155
540187
3446
Ve şimdi, başka bir hikâye için
Hindistan'a gideceğiz.
09:15
And we're takingalma these filmsfilmler,
156
543633
1878
Bu filmleri alıyoruz ve
09:17
and we're showinggösterme them
at the UnitedAmerika NationsMilletler
157
545511
2525
Birleşmiş Milletler'de çalışan ve
orayı ziyaret eden
09:20
to people that work there and people
that are visitingziyaret there.
158
548036
2987
insanlara gösteriyoruz.
09:23
And we're showinggösterme
them to the people
159
551023
1787
Filmlerdeki insanların
hayatlarını gerçekten
09:24
that can actuallyaslında changedeğişiklik the liveshayatları
of the people insideiçeride of the filmsfilmler.
160
552810
4464
değiştirebilecek insanlara
gösteriyoruz.
09:29
And that's where I think we just
startbaşlama to scratchçizik the surfaceyüzey
161
557274
3681
Ve bence şu an için sadece
sanal gerçekliğin gerçek gücünün
09:32
of the truedoğru powergüç of virtualsanal realitygerçeklik.
162
560955
3659
yüzeyini kazımaya başladık.
09:36
It's not a videovideo gameoyun peripheralperiferik.
163
564614
2221
Bu, üç boyutlu bir video oyunu değil.
09:38
It connectsbağlandığı humansinsanlar to other humansinsanlar
in a profoundderin way
164
566835
4573
Bu, daha önce hiçbir medya aracında
görmediğim kadar derin bir yolla
09:43
that I've never seengörüldü before
in any other formform of mediamedya.
165
571408
3465
insanları diğer insanlara bağlıyor.
09:46
And it can changedeğişiklik people'sinsanların
perceptionalgı of eachher other.
166
574873
3739
Ve bu, insanların diğerlerine olan
bakışını değiştirebilir.
09:50
And that's how I think
167
578612
1686
Bence bu sanal gerçekliğin
09:52
virtualsanal realitygerçeklik has the potentialpotansiyel
to actuallyaslında changedeğişiklik the worldDünya.
168
580298
3436
nasıl dünyayı değiştirecek potansiyele
sahip olduğunu gösteriyor.
09:58
So, it's a machinemakine,
169
586604
2547
Yani, bu bir makine
10:01
but throughvasitasiyla this machinemakine
we becomeolmak more compassionateşefkatli,
170
589151
4923
ancak bu makineyle daha
merhametli hâle geliyoruz,
10:06
we becomeolmak more empatheticempatik,
and we becomeolmak more connectedbağlı.
171
594074
5593
daha çok duygudaş oluyoruz ve
birbirimize daha çok bağlanıyoruz.
10:11
And ultimatelyen sonunda, we becomeolmak more humaninsan.
172
599667
3854
En nihayetinde, daha insan oluyoruz.
10:16
Thank you.
173
604491
1160
Teşekkürler.
10:17
(ApplauseAlkış)
174
605651
3120
(Alkış)
Translated by argun pire
Reviewed by Şâkir Aşçı

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Chris Milk - Immersive storyteller
Working at the frontiers of interactive technology, Chris Milk stretches virtual reality into a new canvas for storytelling.

Why you should listen

Chris Milk is a visual artist who has created music videos for Kanye West, Arcade Fire, Beck, U2, Johnny Cash, Gnarls Barkley and many more. He is known for weaving artistic and technological innovations in pursuit of the next great platform for storytelling. Milk's acclaimed interactive projects include Wilderness Downtown (with Arcade Fire), The Johnny Cash Project and The Treachery of Sanctuary. His interactive installation artworks have been showcased at the MoMA, the Tate Modern and museums around the world.

Milk's most recent contribution to the art and tech frontier is as founder and CEO of the virtual reality company Within (formerly Vrse). In collaboration with the New York Times, Zach Richter and JR, Milk created two VR films, Walking New York and The Displaced, which were distributed along with Google Cardboard viewers to 1 million NYT subscribers in 2015. He has also collaborated on VR projects with the United Nations (Clouds Over Sidra and Waves of Grace), Vice, SNL and U2.

More profile about the speaker
Chris Milk | Speaker | TED.com