ABOUT THE SPEAKER
Anders Fjellberg - Journalist
For the Norwegian newspaper Dagbladet, Anders Fjellberg investigated the story of "The Wetsuitman," along with his co-author, photographer Tomm Christiansen.

Why you should listen
In June and July 2015, Norwegian journalist Anders Fjellberg published a harrowing two-part investigation in Magasinet, the weekend magazine of daily newspaper Dagbladet, published in Oslo. Co-authored with photographer Tomm Christiansen, “The Wetsuitman” traced the origin of two dead bodies washed ashore in Norway and the Netherlands wearing wetsuits, identifying them as Syrian asylum seekers who had seemingly tried the inconceivable: swimming their way into the United Kingdom from the beach of Calais, France. Fjellberg has been a reporter since 2010. “The Wetsuitman” has been reprinted in newspapers across Europe.
More profile about the speaker
Anders Fjellberg | Speaker | TED.com
TEDGlobal>London

Anders Fjellberg: Two nameless bodies washed up on the beach. Here are their stories

Anders Fjellberg: İki isimsiz ceset kıyıya vurdu. İşte onların hikayeleri

Filmed:
1,315,407 views

Aynı dalgıç kıyafetlerini giymiş iki ceset Norveç ve Hollanda'da karaya vurunca, gazeteci Anders Fjellberg ve fotoğrafçı Tomm Christiansen şu soruyu cevaplamak için araştırmaya başladılar: "Bu insanlar kimler?". Buldukları ve Norveç'in Dagbladet gazetesine yayınladıkları hikaye; herkesin bir ismi olduğu, herkesin bir hikayesi olduğu ve herkesin bir şahsiyet olduğudur.
- Journalist
For the Norwegian newspaper Dagbladet, Anders Fjellberg investigated the story of "The Wetsuitman," along with his co-author, photographer Tomm Christiansen. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:14
So this right here
0
2240
1495
Resimde gördüğünüz
00:15
is the tinyminik villageköy of ElleElle,
closekapat to ListaLista.
1
3760
4056
Lista'nın yakınındaki küçük Elle köyü.
00:19
It's right at the southernmostEn Güney
tipbahşiş of NorwayNorveç.
2
7840
2360
Norveç'in tam en güney ucunda bulunmakta.
Bu yıl 2 Ocak tarihinde,
00:23
And on JanuaryOcak 2 this yearyıl,
3
11320
2416
00:25
an elderlyyaşlı guy who liveshayatları in the villageköy,
4
13760
2216
bu köyde yaşayan yaşlı bir adam
00:28
he wentgitti out to see what was castoyuncular ashorekaraya
5
16000
2896
yakın zamandaki fırtınadan
00:30
duringsırasında a recentson stormfırtına.
6
18920
1600
kıyıya ne vurdu diye bakmak için
dışarı çıktı.
00:34
And on a patchyama of grassçimen
right nextSonraki to the water'ssu çok edgekenar,
7
22080
3216
Hemen suyun kenarında,
bir parça çimenin üzerinde
00:37
he foundbulunan a wetsuitdalış elbisesi.
8
25320
2000
bir dalgıç kıyafeti buldu.
Rengi gri ve siyahtı, ucuz
bir şey olduğunu düşündü.
00:39
It was greygri and blacksiyah,
and he thought it lookedbaktı cheapucuz.
9
27920
3400
Dalgıç kıyafetinin her bir bacağından
00:44
Out of eachher legbacak of the wetsuitdalış elbisesi
10
32240
2056
00:46
there were stickingyapışkan two whitebeyaz boneskemikler.
11
34320
3000
iki beyaz kemik çıkıyordu.
00:50
It was clearlyAçıkça the remainskalıntılar
of a humaninsan beingolmak.
12
38120
2200
Bunlar açıkça bir insanın kalıntılarıydı.
00:54
And usuallygenellikle, in NorwayNorveç,
deadölü people are identifiedtespit quicklyhızlı bir şekilde.
13
42160
3136
Genellikle Norveç'te ölüler
çabuk tespit edilirler.
00:57
So the policepolis startedbaşladı searchingArama
14
45320
1536
Böylece polis
yöresel kayıp ilanlarını,
00:58
throughvasitasiyla missingeksik reportsraporlar
from the localyerel areaalan,
15
46880
2096
ulusal kayıp ilanlarını
01:01
nationalUlusal missingeksik reportsraporlar,
16
49000
1216
ve bağlantılı olabilecek kazaları
araştırmaya başladı.
01:02
and lookedbaktı for accidentskazalar
with a possiblemümkün connectionbağ.
17
50240
2456
Hiçbir şey bulamadılar.
01:04
They foundbulunan nothing.
18
52720
1200
Bu sebeple DNA profili yaptılar,
01:06
So they ranran a DNADNA profileprofil,
19
54920
1496
01:08
and they startedbaşladı searchingArama
internationallyuluslararası throughvasitasiyla InterpolInterpol.
20
56440
3136
ve Interpol aracılığıyla tüm
dünyada aramaya başladılar.
01:11
Nothing.
21
59600
1200
Gene hiçbir şey çıkmadı.
01:14
This was a personkişi
that nobodykimse seemedgibiydi to be missingeksik.
22
62240
3520
Görünen o ki, bu kimsenin
aramadığı bir kişiydi.
İsimsiz bir mezara girecek olan,
görünmez bir hayattı.
01:18
It was an invisiblegörünmez life
headingbaşlık for a namelessisimsiz gravemezar.
23
66520
3640
01:24
But then, after a monthay,
24
72000
1736
1 ay sonra,
01:25
the policepolis in NorwayNorveç got a messagemesaj
from the policepolis in the NetherlandsHollanda.
25
73760
4296
Norveç polisi Hollanda polisinden
bir mesaj aldı.
Birkaç ay önce
01:30
A coupleçift of monthsay earlierdaha erken,
they had foundbulunan a bodyvücut,
26
78080
2616
onlar da aynı dalgıç kıyafetinde
bir ceset bulmuşlardı
01:32
in an identicalözdeş wetsuitdalış elbisesi,
and they had no ideaFikir who this personkişi was.
27
80720
4280
ve onların da bu kişinin kim
olduğuna dair fikirleri yoktu.
01:37
But the policepolis in the NetherlandsHollanda
managedyönetilen to traceiz the wetsuitdalış elbisesi
28
85791
2905
Ama Hollanda polisi dalgıç kıyafetinin
01:40
by an RFIDRFID chipyonga that was sewndikili in the suittakım elbise.
29
88720
3376
içine dikili bir RFID çipinden
iz sürmeyi başarmıştı.
01:44
So they were then ableyapabilmek to tell
30
92120
2176
Sonuçta iki kıyafetin de aynı
müşteri tarafından
01:46
that bothher ikisi de wetsuitsWetsuits were boughtsatın
by the sameaynı customermüşteri at the sameaynı time,
31
94320
5336
aynı zamanda satın
alındığını anlamışlardı,
01:51
OctoberEkim 7, 2014,
32
99680
2456
7 ekim 2014'te,
01:54
in the FrenchFransızca cityŞehir of CalaisCalais
by the Englishİngilizce ChannelKanal.
33
102160
2600
Fransız şehri Calais'de,
İngiliz Manşı'nda.
01:57
But this was all
they were ableyapabilmek to figureşekil out.
34
105760
3176
Ama sadece bu kadarını çözebilmişlerdi.
02:00
The customermüşteri paidödenmiş cashnakit.
35
108960
1656
Müşteri nakit ödemişti.
02:02
There was no surveillancegözetim
footagekamera görüntüsü from the shopDükkan.
36
110640
2616
Mağazanın gözetleme görüntüleri yoktu.
02:05
So it becameoldu a coldsoğuk casedurum.
37
113280
1480
Böylece çözülmemiş bir vaka olarak kaldı.
Biz bu hikayeyi duyduk
ve bu benle
02:07
We heardduymuş this storyÖykü,
38
115840
1216
02:09
and it triggeredtetiklenir me and my colleagueçalışma arkadaşı,
photographerfotoğrafçı TommTomm ChristiansenChristiansen,
39
117080
3239
meslektaşım fotoğrafçı
Tomm Christiansen'i harekete geçirdi,
tabii ki aklımızdaki bariz soru şuydu:
bu insanlar kim?
02:12
and we of coursekurs had the obviousaçık questionsoru:
who were these people?
40
120343
3073
O zamanlar Calais hakkında
çok az şey biliyordum,
02:15
At the time, I'd barelyzar zor
heardduymuş about CalaisCalais,
41
123440
2000
02:17
but it tookaldı about two
or threeüç secondssaniye to figureşekil out
42
125464
2831
fakat Calais'nin iki şeyiyle ünlü olduğunu
02:20
CalaisCalais is basicallytemel olarak knownbilinen for two things.
43
128320
2936
anlamam 2 ya da 3 saniyemi aldı.
02:23
It's the spotyer in continentalkıta EuropeEurope
closestEn yakın to Britainİngiltere,
44
131280
2816
Burası Avrupa kıtasının
İngiltere'ye en yakın noktası.
02:26
and a lot of migrantsgöçmenler and refugeesmülteciler
are stayingkalma in this campkamp
45
134120
3536
Bir sürü göçmen ve mülteci
buradaki kampta kalmakta
02:29
and are tryingçalışıyor desperatelyumutsuzca
to crossçapraz over to Britainİngiltere.
46
137680
3216
ve umutsuzca İngiltere'ye
geçmeye çalışmaktalar.
02:32
And right there was a plausiblemakul theoryteori
about the identityKimlik of the two people,
47
140920
4936
Bu noktada, bu iki kişinin kimliği
hakkında makul bir teori ortaya çıktı
02:37
and the policepolis madeyapılmış this theoryteori as well.
48
145880
2376
ve polis de bunu öngördü.
02:40
Because if you or I or anybodykimse elsebaşka
with a firmfirma connectionbağ to EuropeEurope
49
148280
3191
Çünkü Avrupa'yla bağlantısı olan siz,
ben veya başka biri
02:43
goesgider missingeksik off the coastsahil of FranceFransa,
people would just know.
50
151495
3201
Fransa kıyılarında kaybolsa,
insanlar bilirler.
Arkadaşlarınız veya aileniz
kayıp olduğunuzu bildirirler,
02:46
Your friendsarkadaşlar or familyaile
would reportrapor you missingeksik,
51
154720
2256
polis gelip sizi arar, medya bilir,
02:49
the policepolis would come searcharama for you,
the mediamedya would know,
52
157000
2776
muhtemelen lamba direklerinde
resimleriniz olur.
02:51
and there would be
picturesresimler of you on lamppostssokak.
53
159800
2256
İz bırakmadan kaybolmak zordur.
02:54
It's difficultzor to disappearkaybolmak
withoutolmadan a traceiz.
54
162080
2048
02:57
But if you just fledkaçtı the warsavaş in SyriaSuriye,
55
165120
1856
Fakat Suriye'deki savaştan kaçmışsanız,
02:59
and your familyaile,
if you have any familyaile left,
56
167000
2976
aileniz, tabii hâlâ bir aileniz kaldıysa,
ister istemez nerede
olduğunuzu bilemiyorlarsa
03:02
don't necessarilyzorunlu olarak know where you are,
57
170000
2056
03:04
and you're stayingkalma here illegallyyasadışı
58
172080
2016
ve burada, her gün gidip gelen
binlercesi arasında,
03:06
amongstarasında thousandsbinlerce of othersdiğerleri
who come and go everyher day.
59
174120
2840
yasadışı olarak kalıyorsanız,
03:09
Well, if you disappearkaybolmak one day,
nobodykimse will noticeihbar.
60
177440
3680
bir gün kaybolursanız, hiç kimse
fark etmeyecektir.
03:13
The policepolis won'talışkanlık come searcharama for you
because nobodykimse knowsbilir you're gonegitmiş.
61
181600
3286
Polis sizi aramayacaktır,
çünkü kimse kaybolduğunuzu bilmiyordur.
03:18
And this is what happenedolmuş
to ShadiShadi OmarOmar KatafKataf
62
186160
2736
Suriyeli Shadi Omar Kataf ve
03:20
and MouazMouaz AlAl BalkhiBalkhi from SyriaSuriye.
63
188920
2320
Mouaz Al Balkhi'ye olan da buydu.
Ben ve Tomm, Calais'ye
ilk kez bu yılın nisan ayında gittik.
03:24
Me and TommTomm wentgitti to CalaisCalais
for the first time in AprilNisan this yearyıl,
64
192768
3048
3 aylık bir soruşturmadan sonra,
bu 2 genç adamın nasıl
03:27
and after threeüç monthsay of investigationsoruşturma,
we were ableyapabilmek to tell the storyÖykü
65
195840
3336
03:31
about how these two younggenç menerkekler
fledkaçtı the warsavaş in SyriaSuriye,
66
199200
2776
Suriye'deki savaştan kaçıp
Calais'de sıkışıp kaldıklarının,
03:34
endedbitti up stucksıkışmış in CalaisCalais,
67
202000
1736
İngiliz Manşı'nı yüzerek
İngiltere'ye ulaşmak için
03:35
boughtsatın wetsuitsWetsuits and drownedboğuldu
in what seemsgörünüyor to have been an attemptgirişim
68
203760
3376
nasıl dalgıç kıfayeti satın alıp
boğulduklarının
03:39
to swimyüzmek acrosskarşısında the Englishİngilizce ChannelKanal
in ordersipariş to reachulaşmak Englandİngiltere.
69
207160
2960
hikayesini anlatabilir hale geldik.
03:43
It is a storyÖykü about the factgerçek
that everybodyherkes has a nameisim,
70
211280
3216
Bu hikaye herkesin bir isminin olduğu
gerçeğinin hikayesidir.
03:46
everybodyherkes has a storyÖykü,
everybodyherkes is someonebirisi.
71
214520
2440
Her kişinin bir hikayesi var,
her kişi bir şahsiyettir.
03:49
But it is alsoAyrıca a storyÖykü about what
it's like to be a refugeemülteci in EuropeEurope todaybugün.
72
217480
5616
Bu ayrıca, bugün Avrupa'da
mülteci olmanın nasıl bir şey
olduğunun hikayesidir.
Burası bizim soruşturmamızı
başlattığımız yer.
03:55
So this is where we startedbaşladı our searcharama.
73
223120
1936
03:57
This is in CalaisCalais.
74
225080
1496
Burası Calais.
03:58
Right now, betweenarasında 3,500
and 5,000 people are livingyaşam here
75
226600
3096
Şu an burada 3.500-5.000 kişi
04:01
underaltında horriblekorkunç conditionskoşullar.
76
229720
1576
çok kötü koşullarda yaşıyorlar.
04:03
It has been dubbeddubbed
the worsten kötü refugeemülteci campkamp in EuropeEurope.
77
231320
2976
Buraya Avrupa'nın en kötü
mülteci kampı ünvanı verildi.
04:06
LimitedSınırlı accesserişim to foodGıda,
limitedsınırlı accesserişim to waterSu,
78
234320
3056
Gıdaya sınırlı erişim,
suya sınırlı erişim,
sağlık hizmetine sınırlı erişim.
04:09
limitedsınırlı accesserişim to healthsağlık carebakım.
79
237400
1496
04:10
DiseaseHastalığı and infectionsenfeksiyonlar are widespreadyaygın.
80
238920
2280
Hastalık ve enfeksiyonlar
oldukça yaygınlar.
04:13
And they're all stucksıkışmış here
because they're tryingçalışıyor to get to Englandİngiltere
81
241920
3176
Sığınma talep etmek için
İngiltere'ye ulaşmaya çalıştıkları için
hepsi burada sıkışıp kalmışlar.
04:17
in ordersipariş to claimİddia asylumsığınma.
82
245120
1416
04:18
And they do that by hidinggizleme in the back
of truckskamyonlar headedbaşlı for the ferryFeribot,
83
246560
3536
Bunu da, feribot ya da
Eurotunnel'a gidecek olan
04:22
or the EurotunnelEurotunnel,
84
250120
1200
kamyonlarda saklanarak,
04:24
or they sneakgizlice insideiçeride
the tunnelTünel terminalTerminal at night
85
252440
2336
ya da tünel terminaline gece gizlice girip
04:26
to try to hidesaklamak on the trainstrenler.
86
254800
1880
trenlerin içinde saklanmaya
çalışarak yapıyorlar.
Çoğu İngiltere'ye dilini
bildikleri için gitmek istiyorlar,
04:29
MostÇoğu want to go to Britainİngiltere
because they know the languagedil,
87
257519
2937
hayatlarına burada yeniden başlamanın
daha kolay olacağını düşünüyorlar
04:32
and so they figureşekil it would be easierDaha kolay
to restarttekrar başlat theironların liveshayatları from there.
88
260480
3496
Çalışmak istiyorlar,
eğitim görmek istiyorlar,
04:36
They want to work, they want to studyders çalışma,
89
264000
1816
hayatlarını devam ettirmek istiyorlar.
04:37
they want to be ableyapabilmek
to continuedevam et theironların liveshayatları.
90
265840
2136
Bu insanların çoğu iyi eğitilmiş
ve yetenekli işçiler.
04:40
A lot of these people are
highlybüyük ölçüde educatedeğitimli and skilledyetenekli workersişçiler.
91
268000
2936
Calais'ye gidip mültecilerle
konuşursanız; avukatlar, siyasetçiler,
04:42
If you go to CalaisCalais and talk to refugeesmülteciler,
you'llEğer olacak meetkarşılamak lawyersavukatları, politicianssiyasetçiler,
92
270960
3536
mühendisler, grafik tasarımcıları,
çiftçiler ve askerlerle karşılaşırsınız.
04:46
engineersmühendisler, graphicGrafiği designerstasarımcılar,
farmersçiftçiler, soldiersaskerler.
93
274520
2656
04:49
You've got the wholebütün spectrumspektrum.
94
277200
1429
Bütün yelpaze mevcut.
04:51
But who all of these people are
95
279520
2376
Fakat bu insanların kim olduklarını
04:53
usuallygenellikle getsalır lostkayıp in the way
we talk about refugeesmülteciler and migrantsgöçmenler,
96
281920
4456
mülteciler ve göçmenlerden bahsederken
genellikle es geçeriz,
04:58
because we usuallygenellikle do that in statisticsistatistik.
97
286400
3016
çünkü bunu istatistikler
üzerinden yaparız.
05:01
So you have 60 millionmilyon refugeesmülteciler globallyküresel.
98
289440
2176
Dünyada 600 milyon mülteci var.
05:03
About halfyarım a millionmilyon
have madeyapılmış the crossinggeçit
99
291640
2016
Yaklaşık yarım milyonu bu yıla kadar
Akdeniz üzerinden Avrupa'ya
geçmiş bulunmakta,
05:05
over the MediterraneanMediterranean
into EuropeEurope so faruzak this yearyıl,
100
293680
2456
ve kabaca 4.000'i Calais'de kalmaktalar.
05:08
and roughlykabaca 4,000 are stayingkalma in CalaisCalais.
101
296160
2256
05:10
But these are numberssayılar,
102
298440
1496
Ama bunlar sadece sayılar.
05:11
and the numberssayılar don't say anything
about who these people are,
103
299960
3816
Ve sayılar bu insanların
kim olduklarından,
05:15
where they camegeldi from, or why they're here.
104
303800
2480
nereden geldiklerinden veya
neden burda olduklarından bahsetmiyor.
05:19
And first, I want to tell you
about one of them.
105
307640
2239
İlk olarak bunlardan birinden
bahsetmek istiyorum.
05:22
This is 22-year-old-yaşında
MouazMouaz AlAl BalkhiBalkhi from SyriaSuriye.
106
310520
3576
Bu 22 yaşındaki Suriyeli Mouaz Al Balkhi.
05:26
We first heardduymuş about him
after beingolmak in CalaisCalais the first time
107
314120
2896
Onun adını Calais'ye ilk gidişimizde
05:29
looking for answerscevaplar to the theoryteori
of the two deadölü bodiesbedenler.
108
317040
2776
iki ölü bedenin hikayesini
araştırırken duyduk.
Biraz araştırmadan sonra,
İngiltere Bradford'da yaşayan,
05:31
And after a while, we heardduymuş this storyÖykü
109
319840
2136
05:34
about a SyrianSuriye man
who was livingyaşam in BradfordBradford in Englandİngiltere,
110
322000
3296
aylarca kuzeni Mouaz'ı arayan
05:37
and had been desperatelyumutsuzca searchingArama
for his nephewerkek yeğen MouazMouaz for monthsay.
111
325320
3776
Suriyeli bir adamın hikayesini duyduk.
05:41
And it turneddönük out the last time
anybodykimse had heardduymuş anything from MouazMouaz
112
329120
3976
Ve ortaya çıktı ki Mouaz'ın
en son görüldüğü tarih
05:45
was OctoberEkim 7, 2014.
113
333120
2656
7 Ekim 2014'tü.
05:47
That was the sameaynı datetarih
the wetsuitsWetsuits were boughtsatın.
114
335800
2560
Bu dalgıç kıyafetlerinin
alındığı günle aynıydı.
05:51
So we flewuçtu over there and we metmet the uncleamca dayı
115
339240
2136
Uçakla oraya gidip amcasıyla tanıştık
05:53
and we did DNADNA samplesörnekler of him,
116
341400
2096
ve ondan DNA örnekleri aldık.
05:55
and latersonra on got additionalek DNADNA samplesörnekler
from Mouaz'sMouaz'ın closestEn yakın relativebağıl
117
343520
3296
Daha sonra Mouaz'ın Ürdün'de
yaşayan en yakın akrabasından
05:58
who now liveshayatları in JordanÜrdün.
118
346840
1200
ilave DNA örnekleri daha aldık.
06:00
The analysisanaliz concludedsonucuna
119
348600
2096
Analizlerin sonucunda
06:02
the bodyvücut who was foundbulunan in a wetsuitdalış elbisesi
on a beachplaj in the NetherlandsHollanda
120
350720
3496
dalgıç kıyafetinde, Hollanda'nın
bir sahilinde bulunan cesedin
06:06
was actuallyaslında MouazMouaz AlAl BalkhiBalkhi.
121
354240
1920
gerçekten de Mouaz Al Balkhi olduğu çıktı.
06:09
And while we were doing
all this investigationsoruşturma,
122
357720
2496
Tüm bu araştırmaları yaparken
06:12
we got to know Mouaz'sMouaz'ın storyÖykü.
123
360240
1840
Mouaz'ın hikayesini de öğrenmiş olduk.
06:15
He was borndoğmuş in the SyrianSuriye capitalBaşkent
of DamascusDamascus in 1991.
124
363320
3896
Suriye'nin başkenti Şam'da
1991 yılında doğmuştu.
06:19
He was raisedkalkık in a middleorta classsınıf familyaile,
125
367240
1858
Orta sınıf bir ailede yetişmiş
06:21
and his fatherbaba in the middleorta there
is a chemicalkimyasal engineermühendis
126
369122
2667
ve ortadaki babası Suriye'deki
muhalefete üye olduğu için
06:23
who spentharcanmış 11 yearsyıl in prisonhapis for belongingait
to the politicalsiyasi oppositionmuhalefet in SyriaSuriye.
127
371813
4283
11 yılını hapiste geçirmiş
bir kimya mühendisi.
06:28
While his fatherbaba was in prisonhapis,
128
376120
1616
Babası hapisteyken,
06:29
MouazMouaz tookaldı responsibilitysorumluluk
and he caredbakım for his threeüç sisterskız kardeşler.
129
377760
3256
Mouaz tüm sorumluğu alıp
3 kız kardeşine bakmıştı.
06:33
They said he was that kindtür of guy.
130
381040
1976
"O böyle bir adamdı" dediler.
06:35
MouazMouaz studiedokudu to becomeolmak
an electricalelektrik engineermühendis
131
383040
2776
Mouaz elektrik mühendisi olmak için
06:37
at the UniversityÜniversitesi of DamascusDamascus.
132
385840
2576
Şam Üniversitesi'nde eğitim görmüştü.
06:40
So a coupleçift of yearsyıl into the SyrianSuriye warsavaş,
133
388440
1976
Suriye savaşından birkaç yıl sonra,
06:42
the familyaile fledkaçtı DamascusDamascus and wentgitti
to the neighboringkomşu countryülke, JordanÜrdün.
134
390440
4136
aile Şam'dan kaçıp komşu ülke
Ürdün'e gelmişti.
06:46
TheirOnların fatherbaba had problemssorunlar
findingbulgu work in JordanÜrdün,
135
394600
2536
Babaları Ürdün'de iş bulmakta
problem yaşıyor,
06:49
and MouazMouaz could not continuedevam et his studiesçalışmalar,
136
397160
1976
Mouaz da eğitimine devam edemiyordu,
06:51
so he figuredanladım, "OK, the besten iyi thing
I can do to help my familyaile
137
399160
3296
sonunda dedi ki: "Aileme yardım
etmek için yapabileceğim
06:54
would be to go somewherebir yerde
where I can finishbitiş my studiesçalışmalar
138
402480
2736
en iyi şey eğitimimi tamamlayabileceğim
bir yere gidip
06:57
and find work."
139
405240
1536
iş bulmak."
06:58
So he goesgider to TurkeyTürkiye.
140
406800
1416
Böylece Türkiye'ye gitti.
07:00
In TurkeyTürkiye, he's not acceptedkabul edilmiş
at a universityÜniversite,
141
408240
2640
Türkiye'de üniversiteye kabul edilmedi.
07:03
and oncebir Zamanlar he had left JordanÜrdün as a refugeemülteci,
he was not allowedizin to reenteryeniden girin.
142
411440
4776
Ürdün'ü mülteci olarak terk ettiği
anda geri girmesi yasaktı.
07:08
So then he decideskarar to headkafa for the UKİNGİLTERE,
143
416240
2616
O da amcasının yaşadığı İngiltere'ye
gitmeye karar verdi.
07:10
where his uncleamca dayı liveshayatları.
144
418880
1536
07:12
He makesmarkaları it into AlgeriaCezayir,
walksyürüyüşleri into LibyaLibya,
145
420440
3136
Cezayir'e gidiyor, Libya'ya yürüyor,
07:15
paysöder a people smugglerkaçakçı to help him
with the crossinggeçit into Italyİtalya by boattekne,
146
423600
3816
insan kaçakçısına İtalya'ya botla
geçirmesi için ödeme yapıyor,
ve ordan da Dunkirk'e geliyor,
07:19
and from there on he headskafalar to DunkirkDunkirk,
147
427440
1896
07:21
the cityŞehir right nextSonraki to CalaisCalais
by the Englishİngilizce ChannelKanal.
148
429360
2680
İngiliz Manş'ında Calais'nin
tam yanındaki şehir.
İngiliz kanalını geçmek için
kamyonda saklanarak
07:25
We know he madeyapılmış at leasten az 12 failedbaşarısız oldu
attemptsdenemeler to crossçapraz the Englishİngilizce ChannelKanal
149
433955
3381
en az 12 başarısız girişimde
bulunduğunu biliyoruz.
07:29
by hidinggizleme in a truckkamyon.
150
437360
1600
07:31
But at some pointpuan,
he mustşart have givenverilmiş up all hopeumut.
151
439520
2680
Ama bir noktadan sonra pes etmiş olmalı.
07:35
The last night we know he was alivecanlı,
152
443360
2056
Hayatta olduğunu bildiğimiz son gecesini
07:37
he spentharcanmış at a cheapucuz hotelotel
closekapat to the traintren stationistasyon in DunkirkDunkirk.
153
445440
3520
Dunkirk tren istasyonunun
yakınındaki ucuz bir otelde geçirdi.
07:41
We foundbulunan his nameisim in the recordskayıtlar,
and he seemsgörünüyor to have stayedkaldı there aloneyalnız.
154
449520
3477
İsmini kayıtlarda bulduk,
orada tek başına kalmış görünüyor.
07:45
The day after, he wentgitti into CalaisCalais,
enteredgirdi a sportsSpor Dalları shopDükkan
155
453680
3936
Ertesi gün, Calais'ye gitti,
saat akşam 8'den birkaç dakika
önce bir spor mağazasına girdi,
07:49
a coupleçift of minutesdakika
before 8 o'clocksaat in the eveningakşam,
156
457640
2456
07:52
alonguzun bir with ShadiShadi KatafKataf.
157
460120
1536
yanında da Sahdi Kataf vardı.
07:53
They bothher ikisi de boughtsatın wetsuitsWetsuits,
158
461680
2016
Birlikte dalgıç kıyafetleri satın aldılar.
07:55
and the womankadın in the shopDükkan
159
463720
1416
Mağazadaki kadın
07:57
was the last personkişi we know of
to have seengörüldü them alivecanlı.
160
465160
2572
onları canlı gören bizim
bildiğimiz en son kişiydi.
08:01
We have trieddenenmiş to figureşekil out
where ShadiShadi metmet MouazMouaz,
161
469760
3296
Shadi'nin Mouaz'la nerede
karşılaştığını anlamaya çalıştık,
08:05
but we weren'tdeğildi ableyapabilmek to do that.
162
473080
2416
ama başarılı olamadık.
08:07
But they do have a similarbenzer storyÖykü.
163
475520
2096
Ama hikayeleri birbirine benziyor.
08:09
We first heardduymuş about ShadiShadi
after a cousinhala kızı of his, livingyaşam in GermanyAlmanya,
164
477640
3896
Shadi'nin adını ilk kez,
Almanya'da yaşayan kuzeni
08:13
had readokumak an ArabicArapça translationçeviri
of the storyÖykü madeyapılmış of MouazMouaz on FacebookFacebook.
165
481560
4456
Mouaz'ın hikayesinin Arapça tercümesini
Facebook'ta okuduktan sonra duyduk.
08:18
So we got in touchdokunma with him.
166
486040
1334
Biz de onunla iletişime geçtik.
08:20
ShadiShadi, a coupleçift of yearsyıl olderdaha eski than MouazMouaz,
167
488920
2536
Mouaz'dan birkaç yaş büyük Shadi de
08:23
was alsoAyrıca raisedkalkık in DamascusDamascus.
168
491480
2376
Şam'da büyümüştü.
08:25
He was a workingçalışma kindtür of guy.
169
493880
1536
Tam bir çalışma adamdı.
Lastik tamir dükkanı işletmiş,
sonra da bir baskı şirketinde çalışmıştı.
08:27
He ranran a tirelastik repaironarım shopDükkan
and latersonra workedişlenmiş in a printingbaskı companyşirket.
170
495440
3416
08:30
He livedyaşamış with his extendedGenişletilmiş familyaile,
171
498880
1896
Geniş ailesiyle yaşıyordu,
08:32
but theironların houseev got bombedbombalanmış
earlyerken in the warsavaş.
172
500800
2936
fakat savaşın başlarında evleri
bombalanmıştı.
08:35
So the familyaile fledkaçtı to an areaalan
of DamascusDamascus knownbilinen as CampKampı YarmoukYarmouk.
173
503760
4920
Böylece aile Şam'ın Yermuk kampı
diye bilinen bölgesine kaçtı.
08:43
YarmoukYarmouk is beingolmak describedtarif edilen
as the worsten kötü placeyer to livecanlı
174
511040
3896
Yermuk Dünya'da yaşanacak en kötü yer
olarak tarif ediliyor.
08:46
on planetgezegen EarthDünya.
175
514960
1199
Ordu tarafından bombalandılar,
etrafları kuşatıldı,
08:49
They'veOnlar ettik been bombedbombalanmış by the militaryaskeri,
they'veonlar ettik been besiegedkuşatılmış,
176
517240
2775
ISIS tarafından baskına uğradılar,
08:52
they'veonlar ettik been stormedakın ettiler by ISISISIS
177
520039
1382
08:53
and they'veonlar ettik been cutkesim off
from suppliesgereçler for yearsyıl.
178
521445
2851
ve 1 yıl boyunca erzaklardan
mahrum bırakıldılar.
08:56
There was a UNBM officialresmi
who visitedziyaret last yearyıl,
179
524320
2143
Geçen sene orayı ziyaret eden
bir BM yetkilisi dedi ki:
08:58
and he said, "They ateyemek yedi all the grassçimen
so there was no grassçimen left."
180
526487
5120
"Hiç çimen kalmayana kadar
bütün çimi yemişlerdi."
09:05
Out of a populationnüfus of 150,000,
181
533440
2376
150 binlik nüfusun
09:07
only 18,000 are believedinanılır
to still be left in YarmoukYarmouk.
182
535840
4096
sadece 18 bininin hâlâ
Yermuk'ta kaldığı sanılıyor.
Shadi ve kız kardeşleri orayı terk ettiler
09:11
ShadiShadi and his sisterskız kardeşler got out.
183
539960
2056
09:14
The parentsebeveyn are still stucksıkışmış insideiçeride.
184
542040
2000
Ebeveynleri ise hâlâ orada
saplanıp kalmışlar.
09:18
So ShadiShadi and one of his sisterskız kardeşler,
they fledkaçtı to LibyaLibya.
185
546400
3536
Shadi ve kız kardeşlerinden biri
Libya'ya kaçtılar.
09:21
This was after the falldüşmek of GaddafiKaddafi,
186
549960
1667
Bu Kaddafi'nin düşüşünden sonraydı,
09:23
but before LibyaLibya turneddönük
into full-blowntam gelişmiş civilsivil warsavaş.
187
551651
3240
ama Libya tam bir iç savaşa
dönüşmeden önceydi.
09:28
And in this last remainingkalan
sortçeşit of stabilityistikrar in LibyaLibya,
188
556000
3456
Ve Libya'nın bu kalan son
istikrarlı anlarında,
09:31
ShadiShadi tookaldı up scubatüplü divingDalış, and he seemedgibiydi
to spendharcamak mostçoğu of his time underwatersualtı.
189
559480
5120
Shadi dalış dersleri aldı ve
zamanının çoğunu sualtında geçirdi.
09:37
He felldüştü completelytamamen in love with the oceanokyanus,
190
565800
2000
Okyanusa bütünüyle aşık olmuştu.
09:40
so when he finallyen sonunda decidedkarar
that he could no longeruzun be in LibyaLibya,
191
568680
3216
Ağustos 2014'ün sonlarına doğru
09:43
lategeç AugustAğustos 2014,
192
571920
2256
artık Libya'da kalamayacağına karar verdi,
09:46
he hopedümit to find work
as a diverdalgıç when he reachedulaştı Italyİtalya.
193
574200
2880
arzusu İtalya'ya vardığında,
orda dalgıç olarak iş bulmaktı.
09:50
RealityGerçeklik was not that easykolay.
194
578600
1840
Ama gerçekler o kadar kolay değildi.
Yolculuğu hakkında pek bir şey bilmiyoruz,
09:53
We don't know much about his travelsNow
195
581520
1816
çünkü ailesiyle iletişim
kurmakta zorluklar yaşamıştı,
09:55
because he had a hardzor time
communicatingiletişim with his familyaile,
196
583360
2696
ama çabaladığını biliyoruz.
09:58
but we do know that he struggledmücadele.
197
586080
2016
10:00
And by the endson of SeptemberEylül,
198
588120
1376
Eylülün sonlarına doğru,
10:01
he was livingyaşam on the streetssokaklar
somewherebir yerde in FranceFransa.
199
589520
2286
Fransa'da bir yerlerde
sokaklarda yaşıyordu.
10:04
On OctoberEkim 7, he callsaramalar
his cousinhala kızı in BelgiumBelçika,
200
592840
3016
7 ekimde Belçika'daki kuzenini arayıp
10:07
and explainsaçıklar his situationdurum.
201
595880
1976
kendi durumunu anlattı.
10:09
He said, "I'm in CalaisCalais. I need you
to come get my backpacksırt çantası and my laptopdizüstü.
202
597880
5176
Dedi ki: "Calais'deyim. Sırt çantamı ve
laptopumu buraya getirmene ihtiyacım var.
10:15
I can't affordparası yetmek to payödeme the people smugglersKaçakçılar
to help me with the crossinggeçit to Britainİngiltere,
203
603080
3936
İngiltere'ye geçmek için insan
kaçakçılarına ödeyecek kadar param yok,
10:19
but I will go buysatın almak a wetsuitdalış elbisesi
and I will swimyüzmek."
204
607040
2240
ama bir dalgıç kıyafeti satın alıp
yüzeceğim."
10:22
His cousinhala kızı, of coursekurs,
trieddenenmiş to warnuyarmak him not to,
205
610560
2456
Kuzeni tabii onu yapmaması için
uyarmaya çalıştı,
10:25
but Shadi'sShadi'nın batterypil
on the phonetelefon wentgitti flatdüz,
206
613040
2136
ama Shadi'nin telefonunun şarjı bitti,
10:27
and his phonetelefon was never switchedanahtarlamalı on again.
207
615200
2800
ve telefonu bir daha hiç geri açılmadı.
10:31
What was left of ShadiShadi
was foundbulunan nearlyneredeyse threeüç monthsay latersonra,
208
619520
4056
Shadi'den kalanlar yaklaşık
3 ay sonra bulundu,
10:35
800 kilometerskilometre away
209
623600
1936
800 kilometre ötede,
10:37
in a wetsuitdalış elbisesi on a beachplaj in NorwayNorveç.
210
625560
2040
Norveç'in bir sahilinde,
bir dalgıç kıyafeti içinde.
10:40
He's still waitingbekleme
for his funeralcenaze in NorwayNorveç,
211
628560
2136
Hâlâ cenazesi için Norveç'te bekliyor,
10:42
and noneYok of his familyaile
will be ableyapabilmek to attendkatılmak.
212
630720
2560
ama ailesinden hiç kimse katılamayacak.
10:47
ManyBirçok mayMayıs ayı think that the storyÖykü
about ShadiShadi and MouazMouaz
213
635080
2536
Çoğu kişi Shadi ve Mouaz'ın hikayesinin
10:49
is a storyÖykü about deathölüm,
214
637640
1800
ölüm hakkında olduğunu düşünebilir,
10:52
but I don't agreeanlaşmak.
215
640800
1216
ama ben katılmıyorum.
10:54
To me, this is a storyÖykü about two questionssorular
that I think we all sharepay:
216
642040
5456
Bana göre, bu hepimizin paylaştığını
düşündüğüm 2 sorunun hikayesi:
10:59
what is a better life,
217
647520
1776
"Daha iyi hayat nedir?"
11:01
and what am I willingistekli to do to achievebaşarmak it?
218
649320
2320
"Buna ulaşmak için ne yapmaya razıyım?"
11:04
And to me, and probablymuhtemelen a lot of you,
219
652760
1776
Bana ve muhtemelen çoğunuza göre,
11:06
a better life would mean
220
654560
1576
daha iyi bir hayat
anlamlı olduğunu düşündüğümüz
şeyi daha fazla yapabilmektir.
11:08
beingolmak ableyapabilmek to do more
of what we think of as meaningfulanlamlı,
221
656160
2896
Bu aileniz ve arkadaşlarınızla
daha fazla zaman geçirmek olabilir,
11:11
whetherolup olmadığını that be spendingharcama more time
with your familyaile and friendsarkadaşlar,
222
659080
3000
egzotik bir seyahat olabilir,
11:14
travelseyahat to an exoticegzotik placeyer,
223
662104
1512
o yeni cihazı almak ya da yeni bir
çift ayakkabı almak için
11:15
or just gettingalma moneypara
to buysatın almak that coolgüzel newyeni devicecihaz
224
663640
2336
11:18
or a pairçift of newyeni sneakersSpor ayakkabı.
225
666000
1696
daha fazla para kazanmak olabilir.
11:19
And this is all
withiniçinde our reachulaşmak prettygüzel easilykolayca.
226
667720
2720
Biz bunların hepsine kolayca
ulaşabilecek durumdayız.
11:23
But if you are fleeingkaçan a warsavaş zonebölge,
227
671840
1936
Ama bir savaş bölgesinden kaçmışsanız,
11:25
the answerscevaplar to those two questionssorular
are dramaticallydramatik differentfarklı.
228
673800
3976
bu 2 sorunun cevabı dramatik
bir şekilde farklıdır.
11:29
A better life is a life in safetyemniyet.
229
677800
2256
Daha iyi hayat emniyetli bir hayattır.
11:32
It's a life in dignityhaysiyet.
230
680080
2336
Haysiyetli bir hayattır.
11:34
A better life meansanlamına geliyor
not havingsahip olan your houseev bombedbombalanmış,
231
682440
2656
Daha iyi hayat evinizin bombalanmamasıdır,
11:37
not fearingkorkarak beingolmak kidnappedkaçırdı.
232
685120
1536
kaçırılmaktan korkmamaktır.
11:38
It meansanlamına geliyor beingolmak ableyapabilmek
to sendgöndermek your childrençocuklar to schoolokul,
233
686680
2429
Çocuklarınızı okula yollayabilmek,
üniversiteye gidebilmektir.
11:41
go to universityÜniversite,
234
689133
1163
11:42
or just find work to be ableyapabilmek to providesağlamak
for yourselfkendin and the onesolanlar you love.
235
690320
4416
Sevdikleriniz ve kendinizin ihtiyaçlarını
karşılayabilmek için iş bulmaktır.
11:46
A better life would be
a futuregelecek of some possibilitiesolasılıklar
236
694760
3616
Daha iyi hayat, hiç olmamasındansa
11:50
comparedkarşılaştırıldığında to nearlyneredeyse noneYok,
237
698400
2296
az olanaklı bir gelecektir.
11:52
and that's a stronggüçlü motivationmotivasyon.
238
700720
1760
Ve bu çok güçlü bir güdü.
11:55
And I have no troublesorun imagininghayal
239
703480
2096
Gözümde canlandırmakta zorlanmıyorum,
11:57
that after spendingharcama weekshaftalar or even monthsay
240
705600
3496
haftalarca, aylarca
12:01
as a second-gradeikinci sınıf citizenvatandaş,
241
709120
1896
ikinci sınıf bir vatandaş olarak
12:03
livingyaşam on the streetssokaklar
or in a horriblekorkunç makeshifteğreti campkamp
242
711040
4136
sokaklarda ya da "Orman" gibi
aptalca ve ırkçı bir adı olan
12:07
with a stupidaptal, racistırkçı nameisim
like "The JungleOrman,"
243
715200
3456
korkunç, derme çatma bir kampta yaşasak,
12:10
mostçoğu of us would be willingistekli
to do just about anything.
244
718680
3520
bir çoğumuz her şeyi yapmaya razı olurdu.
İngiliz Kanalı'nın dondurucu
sularına adım attıkları anda
12:15
If I could asksormak ShadiShadi and MouazMouaz
245
723200
2256
12:17
the secondikinci they steppedbasamaklı into the freezingbuz gibi
watersdeniz of the Englishİngilizce ChannelKanal,
246
725480
4056
Shadi ve Mouaz'a sorabilseydim,
12:21
they would probablymuhtemelen say,
"This is worthdeğer the riskrisk,"
247
729560
2760
büyük ihtimalle "Bu riske değer" derlerdi,
12:25
because they could
no longeruzun see any other optionseçenek.
248
733160
2960
çünkü artık başka yol bulamıyorlardı.
12:29
And that's desperationumutsuzluk,
249
737400
1200
Bunun adı çaresizliktir,
12:31
but that's the realitygerçeklik of livingyaşam
as a refugeemülteci in WesternWestern EuropeEurope in 2015.
250
739680
5120
ama 2015 Doğu Avrupası'nda
mülteci olarak yaşamanın gerçeği bu.
12:37
Thank you.
251
745760
1216
Teşekkürler.
12:39
(ApplauseAlkış)
252
747000
5216
(Alkış)
Bruno Giussani: Teşekkürler, Anders.
12:49
BrunoBruno GiussaniGiussani: Thank you, AndersAnders.
253
757910
1640
12:51
This is TommTomm ChristiansenChristiansen,
254
759580
1236
Bu Tomm Christiansen,
gördüğünüz fotoğrafların çoğunu o çekti
12:52
who tookaldı mostçoğu of the picturesresimler you have
seengörüldü and they'veonlar ettik donetamam reportingraporlama togetherbirlikte.
255
760840
3762
ve araştırmayı beraber yaptılar.
12:57
TommTomm, you two have been
back to CalaisCalais recentlyson günlerde.
256
765680
2376
Tomm, yakın zamanda Calais'deydin.
13:00
This was the thirdüçüncü tripgezi.
257
768080
1616
Bu üçüncü gidişindi.
13:01
It was after the publicationyayın
of the articlemakale.
258
769720
2056
Makalenin yayınlanmasından sonraydı.
13:03
What has changeddeğişmiş?
What have you seengörüldü there?
259
771800
2136
Ne değişmişti? Orada ne gördün?
13:05
TommTomm ChristiansenChristiansen:
The first time we were in CalaisCalais,
260
773960
2429
Tomm Christiansen:
Calais'ye ilk gidişimizde,
13:08
it was about 1,500 refugeesmülteciler there.
261
776413
1643
orda yaklaşık 1.500 mülteci vardı.
13:10
They had a difficultzor time,
but they were positivepozitif, they had hopeumut.
262
778080
3656
Zor zamanlar geçiriyorlardı,
ama pozitiflerdi, umutları vardı.
13:13
The last time, the campkamp has grownyetişkin,
maybe fourdört or fivebeş thousandbin people.
263
781760
5016
Son gidişimde kamp büyümüştü,
belki 4-5 bin kişi vardı.
13:18
It seemedgibiydi more permanentkalıcı,
NGOsSivil toplum örgütleri have arrivedgeldi,
264
786800
2576
Daha kalıcı görünüyordu, STK'lar gelmişti,
13:21
a smallküçük schoolokul has openedaçıldı.
265
789400
1816
küçük bir okul açılmıştı.
13:23
But the thing is that the refugeesmülteciler
have stayedkaldı for a longeruzun time,
266
791240
3376
Fakat mülteciler uzun zamandır
kaldıkları için,
13:26
and the FrenchFransızca governmenthükümet has managedyönetilen
to sealfok balığı off the borderssınırlar better,
267
794640
4896
Fransız hükümeti sınırları daha iyi
kapatmanın yollarını bulmuştu.
13:31
so now The JungleOrman is growingbüyüyen,
268
799560
3056
Yani artık mültecilerdeki çaresizlik ve
umutsuzlukla birlikte,
13:34
alonguzun bir with the despairumutsuzluk
and hopelessnessumutsuzluk amongarasında the refugeesmülteciler.
269
802640
4216
Orman büyüyor.
13:38
BGBG: Are you planningplanlama to go back?
And continuedevam et the reportingraporlama?
270
806880
4696
BG: Geri dönüp ve araştırmaya
devam etmeyi düşünüyor musun?
13:43
TCTC: Yes.
271
811600
1216
TC: Evet.
13:44
BGBG: AndersAnders, I'm a formereski journalistgazeteci,
272
812840
2016
BG: Anders, ben eski bir gazeteciyim,
ve bana göre günümüzün
13:46
and to me, it's amazingşaşırtıcı
that in the currentşimdiki climateiklim
273
814880
2416
bütçe kesintileri ve yayınevi
krizleri ortamında,
13:49
of slashingacımasız budgetsbütçeleri
and publishersyayıncılar in crisiskriz,
274
817320
2536
13:51
DagbladetDagbladet has consentedrazı
so manyçok resourceskaynaklar for this storyÖykü,
275
819880
3896
Dagbladet'in bu hikayeye bu kadar
kaynak ayırmış olması muhteşem,
13:55
whichhangi tellsanlatır a lot about newspapersgazeteler
takingalma the responsibilitysorumluluk,
276
823800
2858
bu tablo sorumluluk alan gazeteler
hakkında çok şey anlatıyor,
13:58
but how did you sellsatmak it to your editorsEditörler?
277
826682
1920
fakat siz bu hikayeyi editörlerinize
nasıl sattınız?
Anders Fjellberg: Başlangıçta
kolay olmadı,
14:02
AndersAnders FjellbergFjellberg: It wasn'tdeğildi easykolay at first,
278
830360
2016
14:04
because we weren'tdeğildi ableyapabilmek to know
what we actuallyaslında could figureşekil out.
279
832400
3976
çünkü neler keşfedebileceğimizi
bilmiyorduk.
14:08
As soonyakında as it becameoldu clearaçık
280
836400
1256
İlk kişinin
14:09
that we actuallyaslında could be ableyapabilmek
to identifybelirlemek who the first one was,
281
837680
4456
kim olduğunu tespit edebileceğimiz
belli olduğu anda,
14:14
we basicallytemel olarak got the messagemesaj
that we could do whateverher neyse we wanted,
282
842160
3056
istediğimizi yapabileceğimizin
mesajını aldık,
14:17
just travelseyahat whereverher nerede you need to go,
do whateverher neyse you need to do,
283
845240
3016
nereye gitmeniz gerekiyorsa gidin,
ne gerekiyorsa yapın,
14:20
just get this donetamam.
284
848280
3120
yalnız bunu halledin.
14:23
BGBG: That's an editoreditör
takingalma responsibilitysorumluluk.
285
851720
2336
BG: İşte sorumluluk alan bir editör.
Bu arada, hikaye çeşitli
Avrupa ülkelerinde
14:26
The storyÖykü, by the way,
has been translatedtercüme and publishedyayınlanan
286
854080
2620
tercüme edilip yayınlandı
14:28
acrosskarşısında severalbirkaç EuropeanAvrupa countriesülkeler,
and certainlykesinlikle will continuedevam et to do.
287
856724
3252
ve kesinlikle yayınlanmaya
devam edecek.
14:32
And we want to readokumak the updatesgüncelleştirmeleri from you.
Thank you AndersAnders. Thank you TommTomm.
288
860000
3536
Sizden son gelişmeleri okumak istiyoruz.
Teşekkürler Anders. Teşekkürler Tomm.
14:35
(ApplauseAlkış)
289
863560
4400
(Alkış)
Translated by Dilara Timuçin
Reviewed by Dilan Timucin

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Anders Fjellberg - Journalist
For the Norwegian newspaper Dagbladet, Anders Fjellberg investigated the story of "The Wetsuitman," along with his co-author, photographer Tomm Christiansen.

Why you should listen
In June and July 2015, Norwegian journalist Anders Fjellberg published a harrowing two-part investigation in Magasinet, the weekend magazine of daily newspaper Dagbladet, published in Oslo. Co-authored with photographer Tomm Christiansen, “The Wetsuitman” traced the origin of two dead bodies washed ashore in Norway and the Netherlands wearing wetsuits, identifying them as Syrian asylum seekers who had seemingly tried the inconceivable: swimming their way into the United Kingdom from the beach of Calais, France. Fjellberg has been a reporter since 2010. “The Wetsuitman” has been reprinted in newspapers across Europe.
More profile about the speaker
Anders Fjellberg | Speaker | TED.com