ABOUT THE SPEAKER
Hilary Cottam - Innovator and social entrepreneur
Hilary Cottam wants to redesign the welfare state using the power of relationships.

Why you should listen

In its current functioning, based on the ideas first put forth in Britain by Sir William Beveridge in 1942 and then adopted around the world, the welfare state expressly designs out people’s capabilities and relationships, focusing instead on impersonal systems and rules. Sixty years on, the welfare state is failing its purpose and leaving people behind.

Hilary Cottam believes that a solution can be found in putting relationships squarely in the middle of it, and she has the examples and stories to prove it.

Cottam's recent award winning work includes: new systems to support an ageing population; a prison that reduces re-offending; new approaches to chronic disease and unemployment.

She has advised governments, companies and third sector organisations in the UK and internationally. She was educated at Oxford, Sussex and the Open University. She was awarded her PhD in 1999. She currently lives and works in London.

More profile about the speaker
Hilary Cottam | Speaker | TED.com
TEDGlobal>London

Hilary Cottam: Social services are broken. How we can fix them

Hilary Cottam: Sosyal hizmetler bozuldu. Onları nasıl düzeltebiliriz?

Filmed:
781,477 views

Bir ailede kriz yaşandığında- ki çoğu zaman işsizlik, uyuşturucu, kötü ilişkiler ve şanstan dolayı olur böyle şeyler—sosyal hizmetler bir adım atarak bu insanlara yardım etme yolunu izliyor. Hilary Cottam’ın da gösterdiği gibi İngiltere’de krizdeki bir aile 70’den fazla kuruluştan hizmet alabilmek için uygun olabilir, fakat sadece içlerinden birisi onlarda fark yaratır. Cottam, kendisi sosyal hizmetler uzmanı, bizi derin ve karmaşık sosyal problemleri çözme yolları hakkında düşündürüyor. İhtiyacı olanlar ile yardım edenler arasında destekleyici, coşkulu ilişkileri nasıl inşa edebilirsiniz?
- Innovator and social entrepreneur
Hilary Cottam wants to redesign the welfare state using the power of relationships. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I want to tell you threeüç storieshikayeleri
0
761
2488
Size, bu yüzyılın derin ve karışık
sosyal problemlerini çözmek için
00:15
about the powergüç of relationshipsilişkiler
1
3273
2452
ilişkilerin gücü hakkında
00:17
to solveçözmek the deepderin and complexkarmaşık
socialsosyal problemssorunlar of this centuryyüzyıl.
2
5749
4289
üç hikâye anlatmak istiyorum.
00:22
You know, sometimesara sıra it seemsgörünüyor
like all these problemssorunlar
3
10062
2913
Bilirsiniz, bazen tüm problemler;
00:24
of povertyyoksulluk, inequalityeşitsizlik, illhasta healthsağlık,
unemploymentişsizlik, violenceşiddet, addictionbağımlılığı --
4
12999
4789
yoksulluk, adaletsizlik, hastalık,
işsizlik, şiddet, bağımlılık--
00:29
they're right there in one person'skişiler life.
5
17812
2826
bir tek insanın
hayatındaymış gibi görünür.
00:32
So I want to tell you about someonebirisi
like this that I know.
6
20662
3681
İşte size tanıdığım birisinin
böyle bir hikâyesini anlatmak istiyorum.
00:36
I'm going to call her EllaElla.
7
24367
2069
Ben ona Ella diyeceğim.
00:38
EllaElla liveshayatları in a Britishİngiliz cityŞehir
on a runkoş down estatearazi.
8
26460
3706
Ella, alt statülü İngiliz şehirlerinden
birisinde yaşıyor.
00:42
The shopsdükkanlar are closedkapalı, the pub'spub'ın gonegitmiş,
9
30190
2194
Dükkanlâr kapalı, barlar bitmiş,
00:44
the playground'sBahçesi'nın prettygüzel desolateıssız
and never used,
10
32408
2299
oldukça ıssız ve hiç
kullanılmamış oyun alanları
00:46
and insideiçeride Ella'sElla'nın houseev,
the tensiongerginlik is palpablesomut
11
34731
2826
ve Ella'nın evinin içindeki
gerilim hissediliyor
00:49
and the noisegürültü levelsseviyeleri are deafeningsağır edici.
12
37581
2000
ve gürültü sağır edici bir seviyede.
00:51
The TV'sTV on at fulltam volumehacim.
13
39605
1814
Televizyonun sesi son seste.
00:53
One of her sonsoğulları is fightingkavga
with one of her daughterskız çocukları.
14
41443
2532
Oğullarından birisi, bir kız kardeşi
ile kavga ediyor.
00:55
AnotherBaşka bir sonoğul, RyanRyan, is keepingkoruma up this
constantsabit streamakım of abusetaciz from the kitchenmutfak,
15
43999
3771
Diğer oğlu Ryan, mutfaktan bu kavgaya
ayak uyduruyor.
00:59
and the dogsköpekler are lockedkilitli
behindarkasında the bedroomyatak odası doorkapı and strainingsüzme.
16
47794
3181
Köpekler bir odaya kitlenmiş ve gerginler.
01:02
EllaElla is stucksıkışmış.
17
50999
1712
Ella şaşkın.
01:04
She has livedyaşamış with crisiskriz for 40 yearsyıl.
18
52735
2560
O bu krizle 40 yıldır yaşıyor.
01:07
She knowsbilir nothing elsebaşka,
and she knowsbilir no way out.
19
55319
3734
Hiçbir şey ve hiçbir çıkış yolu bilmiyor.
01:11
She's had a wholebütün seriesdizi
of abusivekötü niyetli partnersortaklar,
20
59077
2649
Ella'nın bir sürü ağzı bozuk
sevgilisi oldu ve trajik bir olay,
01:13
and, tragicallytrajik bir şekilde, one of her childrençocuklar has
been takenalınmış into carebakım by socialsosyal servicesHizmetler.
21
61750
4317
çocuklarından birisi sosyal
hizmetler tarafından koruma altına alındı.
01:18
The threeüç childrençocuklar
that still livecanlı with her
22
66091
2272
Beraber yaşamaya devam
ettiği üç çocuğuyla,
01:20
sufferacı çekmek from a wholebütün rangemenzil of problemssorunlar,
and noneYok of them are in educationEğitim.
23
68387
3475
bir sürü problemden muzdarip ve
çocukların hiçbirisi eğitim göremedi.
01:23
And EllaElla saysdiyor to me that she
is repeatingYinelenen the cycledevir
24
71886
2997
Ve Ella bana, kendi annesinin hayatındaki
01:26
of her ownkendi mother'sannenin life before her.
25
74907
2764
sirkülasyonunu tekrar ettiğini söyledi.
01:29
But when I metmet EllaElla,
there were 73 differentfarklı servicesHizmetler
26
77695
3280
Fakat ben Ella ile tanıştığımda,
01:32
on offerteklif for her and her familyaile
in the cityŞehir where she liveshayatları,
27
80999
3138
yaşadığı yerde, o ve ailesi için
73 farklı sosyal hizmet servisi vardı.
01:36
73 differentfarklı servicesHizmetler
runkoş out of 24 departmentsbölümler in one cityŞehir,
28
84161
4269
Şehirde, 73 farklı sosyal servisin
24 departmanı kapatıldı
01:40
and EllaElla and her partnersortaklar and her childrençocuklar
were knownbilinen to mostçoğu of them.
29
88454
3310
ve Ella ve ailesi çoğu
tarafından tanınıyordu.
01:43
They think nothing of callingçağrı
socialsosyal servicesHizmetler
30
91788
2114
Onlar, bir kavga patlak verdiği zaman,
orta yolu bulmak için
01:45
to try and mediatearabuluculuk one of the manyçok
argumentsargümanlar that brokekırdı out.
31
93926
2852
sosyal hizmetleri aramanın
işe yaramayacağını düşünüyorlardı.
01:48
And the familyaile home was visitedziyaret
on a regulardüzenli basistemel by socialsosyal workersişçiler,
32
96802
3449
Evleri sosyal hizmetlerde
çalışanlar tarafından,
01:52
youthgençlik workersişçiler, a healthsağlık officersubay,
a housingKonut officersubay, a home tutoröğretmen
33
100275
4700
gençlik çalışanları, sağlık personeli,
temizlikçi, öğretmen
ve yerel polis tarafından
düzenli olarak ziyaret ediliyordu.
01:56
and the localyerel policemenPolis.
34
104999
1976
01:58
And the governmentshükümetler say
that there are 100,000 familiesaileleri
35
106999
2738
Ve devlet, İngiltere'de Ella gibi
02:01
in Britainİngiltere todaybugün like Ella'sElla'nın,
36
109761
2099
ekonomik, sosyal ve çevresel
yoksunluk döngüsünü
02:03
strugglingmücadele to breakkırılma the cycledevir of economicekonomik,
socialsosyal and environmentalçevre deprivationyoksunluk.
37
111884
5361
kırmak için mücadele eden
100.000 aile olduğunu söylüyordu.
02:09
And they alsoAyrıca say
that managingyönetme this problemsorun
38
117269
2174
Ve aynı zamanda,
bu problemi çözebilmek için
her aile için yılda, 1/4 milyon pound
harcama yapmak gerektiğini
02:11
costsmaliyetler a quarterçeyrek of a millionmilyon poundspound
perbaşına familyaile perbaşına yearyıl
39
119467
3002
ve hiçbir şeyin
değişmediğini söylüyorlardı.
02:14
and yethenüz nothing changesdeğişiklikler.
40
122493
1372
02:15
NoneHiçbiri of these well-meaningiyi niyetli visitorsZiyaretçi
are makingyapma a differencefark.
41
123889
3086
Bu iyi niyetli ziyaretçilerin hiçbiri
bir fark yaratmamaktadır.
02:18
This is a chartgrafik we madeyapılmış in the sameaynı cityŞehir
with anotherbir diğeri familyaile like Ella'sElla'nın.
42
126999
4283
Ella gibi aynı şehirde yaşayan
diğer bir aileye aynı tabloyu uyguladık.
02:23
This showsgösterileri 30 yearsyıl of interventionmüdahale
in that family'sailenin life.
43
131306
3602
Bu, o ailenin yaşamında
30 yıllık bir müdahaleyi gösterir.
02:26
And just as with EllaElla, not one of these
interventionsmüdahaleler is partBölüm of an overalltüm planplan.
44
134932
3831
Ve Ella gibi, hiçbir müdahale
genel planının bir parçası değildir.
02:30
There's no endson goalhedef in sightgörme.
45
138787
1447
Görünürde bir amaç yoktur.
02:32
NoneHiçbiri of the interventionsmüdahaleler
are dealingmuamele with the underlyingtemel issuessorunlar.
46
140258
3051
Müdahalelerin hiçbiri, altında
yatan sorunlarla uğraşmaz.
02:35
These are just containmentkapsama measuresönlemler,
waysyolları of managingyönetme a problemsorun.
47
143333
3010
Bunlar sadece, önlem,
bir problemi yönetmenin yollarıdır.
02:38
One of the policemenPolis saysdiyor to me,
48
146367
1719
Bir polis memuru bana şöyle demişti,
02:40
"Look, I just deliverteslim etmek the messagemesaj
and then I leaveayrılmak."
49
148110
2489
"Bak, ben sadece mesajı veririm
ve sonra giderim."
02:42
So, I've spentharcanmış time livingyaşam
with familiesaileleri like Ella'sElla'nın
50
150623
2685
Dünyanın farklı yerlerinde,
Ella'nınki gibi ailelerle
pek çok zaman geçirdim,
02:45
in differentfarklı partsparçalar of the worldDünya,
51
153332
1540
02:46
because I want to know: what can we learnöğrenmek
52
154896
2238
çünkü bizim sosyal kurumlarımızın
çalışmadığı yerlerde
02:49
from placesyerler where our socialsosyal institutionskurumlar
just aren'tdeğil workingçalışma?
53
157158
3493
diğerlerinden neler öğrenebileceğimizi
bilmek istiyordum.
Ella'nın ailesi gibi bir ailede yaşamanın
nasıl hissettirdiğini bilmek istiyordum.
02:52
I want to know what it feelshissediyor like
to livecanlı in Ella'sElla'nın familyaile.
54
160675
2791
02:55
I want to know what's going on
and what we can do differentlyfarklı olarak.
55
163490
4011
Neler olduğunu ve farklı olarak
ne yapabileceğimizi bilmek istiyordum.
02:59
Well, the first thing I learnedbilgili
is that costmaliyet is a really slipperykaygan conceptkavram.
56
167525
4089
Peki, ilk öğrendiğim şey ise, masrafların
gerçekten kaygan bir kavram olduğudur.
03:03
Because when the governmenthükümet saysdiyor
that a familyaile like Ella'sElla'nın
57
171638
2718
Çünkü, devlet Ella gibi bir aile için
03:06
costsmaliyetler a quarterçeyrek of a millionmilyon poundspound
a yearyıl to manageyönetmek,
58
174380
2597
yılda, 1/4 milyon pound
harcama yapmak gerektiğini söylüyordu,
03:09
what it really meansanlamına geliyor
59
177001
1151
bu da demek oluyor ki,
03:10
is that this systemsistem costsmaliyetler
a quarterçeyrek of a millionmilyon poundspound a yearyıl.
60
178176
2970
bu sistemin yılda 1/4 milyon pound
harcama yapmasıdır.
03:13
Because not one pennykuruş of this moneypara
actuallyaslında touchesdokunuşlar Ella'sElla'nın familyaile
61
181170
3115
Çünkü, bu paranın bir kuruşunun bile
Ella'nın ailesine
03:16
in a way that makesmarkaları a differencefark.
62
184309
1580
fark yaratacak bir faydası olmaz.
03:17
InsteadBunun yerine, the systemsistem is just
like this costlypahalı gyroscopejiroskop
63
185913
2543
Bunun yerine, sistem sadece
pahalı jiroskop gibidir,
03:20
that spinsspin around the familiesaileleri,
keepingkoruma them stucksıkışmış at its heartkalp,
64
188480
2979
ailelerin etrafında döner ve
tam olarak neredelerse
03:23
exactlykesinlikle where they are.
65
191483
2025
onları özünde sıkıştırmış olarak tutar.
03:25
And I alsoAyrıca spentharcanmış time
with the frontlineCephe workersişçiler,
66
193532
2323
Ben aynı zamanda
cephe işçileriyle de vakit geçirdim
03:27
and I learnedbilgili that it
is an impossibleimkansız situationdurum.
67
195879
2823
ve bunun imkânsız bir
durum olduğunu öğrendim.
03:30
So TomTom, who is the socialsosyal workerişçi
for Ella'sElla'nın 14-year-old-yaşında sonoğul RyanRyan,
68
198726
4715
Tom, Ella'nın 14 yaşındaki
oğlu Ryan'ın sosyal görevlisi,
03:35
has to spendharcamak 86 percentyüzde of his time
servicinghizmet the systemsistem:
69
203465
3510
zamanının yüzde 86'sını
bu sisteme hizmet için harcıyor:
Meslektaşlarıyla toplantılar yapıp
form dolduruyorlar,
03:38
meetingstoplantılar with colleaguesmeslektaşlar,
fillingdolgu out formsformlar,
70
206999
2071
03:41
more meetingstoplantılar with colleaguesmeslektaşlar
to discusstartışmak the formsformlar,
71
209094
2428
meslektaşlarıyla daha fazla toplantı yapıp
formlar hakkında tartışıyorlar,
03:43
and maybe mostçoğu shockinglyşok edici,
72
211546
1246
belki de en şok edicisi
03:44
the 14 percentyüzde of the time
he has to be with RyanRyan
73
212816
2569
zamanlarının yüzde 14'ünde
Ryan ile olmak zorunda ki
03:47
is spentharcanmış gettingalma dataveri
and informationbilgi for the systemsistem.
74
215409
2496
sistem için bilgi ve veri almaya harcasın.
03:49
So he saysdiyor to RyanRyan,
75
217929
1151
Ve Ryan'a soruyor,
03:51
"How oftensık sık have you been smokingsigara içmek?
Have you been drinkingiçme?
76
219104
2687
"Ne sıklıkla sigara içiyorsun?"
"Alkol kullanıyor musun?"
03:53
When did you go to schoolokul?"
77
221815
1313
"Okula ne zaman gittin?"
03:55
And this kindtür of interactionetkileşim
ruleskurallar out the possibilityolasılık
78
223152
2550
Bu tarz bir etkileşim, normal bir
konuşma olasılığına
03:57
of a normalnormal conversationkonuşma.
79
225726
1212
imkân vermez.
03:58
It ruleskurallar out the possibilityolasılık
of what's neededgerekli
80
226962
2118
Bu durum, Tom ile Ryan arasında
04:01
to buildinşa etmek a relationshipilişki
betweenarasında TomTom and RyanRyan.
81
229104
2977
oluşması gereken ilişkinin
kurulmasına imkân vermez.
04:04
When we madeyapılmış this chartgrafik,
82
232999
1389
Bu tabloyu yaptığımızda,
04:06
the frontlineCephe workersişçiler,
the professionalsprofesyoneller --
83
234412
2015
işçiler, uzmanlar--
04:08
they staredbaktı at it absolutelykesinlikle amazedşaşırmış.
84
236451
1771
hayretle baktılar.
04:10
It snakedsnaked around the wallsduvarlar
of theironların officesbürolar.
85
238246
2729
Ofis duvarlarının etrafından
kıvrılarak gittiler.
04:12
So manyçok hourssaatler, so well meantdemek,
but ultimatelyen sonunda so futilebeyhude.
86
240999
5976
Böyle saatlerce, iyi ifade edildi
fakat sonuç nafile
04:18
And there was this momentan
of absolutekesin breakdownarıza,
87
246999
3440
ve kesin kırılma anı vardır
04:22
and then of clarityberraklık:
88
250463
1832
ve sonrasında gelen aydınlanma:
04:24
we had to work in a differentfarklı way.
89
252319
2613
Farklı bir yönden çalışmalıydık.
04:27
So in a really bravecesur stepadım,
the leadersliderler of the cityŞehir where EllaElla liveshayatları
90
255652
3305
Böylelikle cesur bir adımla,
Ella'nın yaşadığı şehrin liderleri olarak
04:30
agreedkabul that we could startbaşlama
by reversinggeri Ryan'sRyan'ın ratiooranı.
91
258981
2645
Ryan'ın oranını
tersine çevirmeye başlayacaktık.
04:33
So everyoneherkes who camegeldi into contacttemas
with EllaElla or a familyaile like Ella'sElla'nın
92
261650
3160
Ella ile veya Ella gibi bir aile ile
iletişime geçen herkes,
04:36
would spendharcamak 80 percentyüzde of theironların time
workingçalışma with the familiesaileleri
93
264834
2912
zamanlarının yüzde 80'nini
aile ile çalışarak,
04:39
and only 20 percentyüzde servicinghizmet the systemsistem.
94
267770
2565
sadece yüzde 20'sini hizmet
servisinde harcayarak geçirecekti.
04:42
And even more radicallykökünden,
95
270359
1851
Ve hatta daha radikal olarak,
04:44
the familiesaileleri would leadöncülük etmek
96
272234
1170
aileler öncülük edecek
04:45
and they would decidekarar ver who
was in a besten iyi positionpozisyon to help them.
97
273428
3327
ve onlara en iyi yardımcı olabilecek
kişiye karar verecekler.
04:48
So EllaElla and anotherbir diğeri motheranne were askeddiye sordu
to be partBölüm of an interviewröportaj panelpanel,
98
276779
3359
Ella ve başka bir anne görüşme panelinin
bir parçası olmak istediler,
04:52
to chooseseçmek from amongstarasında
the existingmevcut professionalsprofesyoneller
99
280162
2323
uzmanların arasından
04:54
who would work with them.
100
282509
2267
onlarla kimin çalışacaklarını
seçmek istediler.
04:56
And manyçok, manyçok people wanted to joinkatılmak us,
101
284800
1966
Ve pek, pek çok insan
bize katılmak istedi,
04:58
because you don't go into this kindtür
of work to manageyönetmek a systemsistem,
102
286790
3071
çünkü bir sistemi yönetmek için
bu tarz işlere girilmez,
05:01
you go in because you can
and you want to make a differencefark.
103
289885
2853
yapabilecekseniz ve
fark yaratmak istiyorsanız girilir.
05:04
So EllaElla and the motheranne askeddiye sordu
everybodyherkes who camegeldi throughvasitasiyla the doorkapı,
104
292762
3213
Ella ve anne kapıdan gelen herkese,
05:07
"What will you do when my sonoğul
startsbaşlar kickingtekme me?"
105
295999
2432
"Oğlum bana tekme atmaya başladığında
ne yapacaksın?" diye sordu.
05:10
And so the first personkişi who comesgeliyor in saysdiyor,
106
298455
2520
Ve gelen ilk kişi,
05:12
"Well, I'll look around
for the nearesten yakın exitçıkış
107
300999
2119
"Etrafımdaki en yakın çıkışa bakarım
05:15
and I will back out very slowlyyavaşça,
108
303142
2833
ve yavaşça geri giderim,
05:17
and if the noisegürültü is still going on,
I'll call my supervisorgözetmen."
109
305999
3001
eğer sesler hâlâ devam ederse,
gözetmene haber veririm " diyor.
05:21
And the mothersanneler go,
"You're the systemsistem. Get out of here!"
110
309024
2713
Ve anne gidip
"Sen sistemsin, defol buradan!"
05:23
And then the nextSonraki personkişi who comesgeliyor
is a policemanpolis, and he saysdiyor,
111
311761
3214
Bir sonraki gelen kişi polis memuru ve o
05:26
"Well, I'll tackleele almak your sonoğul to the groundzemin
and then I'm not sure what I'll do."
112
314999
3976
"oğlunu yere yatırırım ve
o zaman ne yaparım emin değilim" diyor.
05:30
And the mothersanneler say, "Thank you."
113
318999
1678
"Teşekkürler" diye cevap veriyor anne.
05:32
So, they choseseçti professionalsprofesyoneller who confesseditiraf etti
114
320701
2222
Ella ve diğer anne, cevapları olmadıkları
05:34
they didn't necessarilyzorunlu olarak have the answerscevaplar,
115
322947
1970
itirafında bulunan
05:36
who said -- well, they weren'tdeğildi
going to talk in jargonjargon.
116
324941
3589
-- mesleki argo konuşmayacak
uzmanları seçti.
05:40
They showedgösterdi theironların humaninsan qualitiesnitelikleri
and convincedikna olmuş the mothersanneler
117
328554
2889
Onlar insani niteliklerini
gösterdi ve anneleri
05:43
that they would stickÇubuk with them
throughvasitasiyla thickkalın and thinince,
118
331467
2613
onlara karşı yumuşak
olmasalar bile, iyi ve kötü zamanda
05:46
even thoughgerçi they wouldn'tolmaz
be softyumuşak with them.
119
334104
2059
yanında olacaklarını
söyleyerek ikna ettiler.
05:48
So these newyeni teamstakımlar and the familiesaileleri
120
336187
1692
Böylece yeni ekibe ve ailelere
05:49
were then givenverilmiş a sliverkıymık
of the formereski budgetbütçe,
121
337903
2159
önceki bütçeden az bir miktar verildi
05:52
but they could spendharcamak the moneypara
in any way they choseseçti.
122
340086
2491
fakat onlar parayı
istedikleri şekilde harcayabileceklerdi.
05:54
And so one of the familiesaileleri
wentgitti out for supperakşam yemeği.
123
342601
2235
Bir aile, akşam yemeğine gitti.
05:56
They wentgitti to McDonald'sMcDonald's and they satoturdu down
and they talkedkonuştuk and they listeneddinlenen
124
344860
3605
McDonald'sa gittiler orada oturdular,
uzun zamandır ilk kez
06:00
for the first time in a long time.
125
348489
2060
birbirleriyle konuştular,
birbirlerini dinlediler.
06:02
AnotherBaşka bir familyaile askeddiye sordu the teamtakım
126
350573
1590
Bir başka aile, ekibe
06:04
if they would help them do up theironların home.
127
352187
3042
evlerini yapmaya yardımcı olup
olamayacaklarını sordu.
06:07
And one motheranne tookaldı the moneypara
128
355253
1507
Bir anne parayı alarak,
06:08
and she used it as a floatkayan nokta
to startbaşlama a socialsosyal enterpriseKurumsal.
129
356784
3527
sosyal girişim başlatma adına
şirket kurmak için kullandı.
06:12
And in a really shortkısa spaceuzay of time,
130
360335
2449
Ve gerçekten kısa bir zaman içerisinde,
06:14
something newyeni startedbaşladı to growbüyümek:
131
362808
2409
ekip ve çalışanlar arasında
06:17
a relationshipilişki betweenarasında the teamtakım
and the workersişçiler.
132
365241
2898
büyümeye başlayan bir ilişki oldu.
06:20
And then some remarkabledikkat çekici
changesdeğişiklikler tookaldı placeyer.
133
368163
2917
Kayda değer değişimler gözlendi.
06:23
Maybe it's not surprisingşaşırtıcı
134
371104
1520
Belki şaşırtıcı gelmeyecek ama
06:24
that the journeyseyahat for EllaElla has had
some bigbüyük stepsadımlar backwardsgeriye doğru
135
372648
2734
bu yolculuk Ella için,
geriye ve ileriye dönük
bazı büyük adımlar atılmasını sağladı.
06:27
as well as forwardsiletir.
136
375406
1161
06:28
But todaybugün, she's completedtamamlanan
an IT trainingEğitim coursekurs,
137
376591
2765
Bugün, Ella IT eğitimini tamamladı,
06:31
she has her first paidödenmiş job,
her childrençocuklar are back in schoolokul,
138
379380
3288
ilk maaşını aldı,
çocukları okullarına geri döndü,
06:34
and the neighborsKomşular,
139
382692
1151
bu ailenin başka bir yere
06:35
who previouslyÖnceden just hopedümit this familyaile
would be movedtaşındı anywhereherhangi bir yer
140
383867
2909
taşınmasını bekleyen komşuları,
06:38
exceptdışında nextSonraki doorkapı to them,
141
386800
1206
yan kapı komşusu olması hariç,
06:40
are fine.
142
388030
1151
iyiler.
Yeni bir arkadaşlık ilişkisi kurdular.
06:41
They'veOnlar ettik madeyapılmış some newyeni friendshipsdostluklar.
143
389205
2100
Değişime katılan aynı insanlardı--
06:43
And all the sameaynı people have been
involvedilgili in this transformationdönüşüm --
144
391329
4016
06:47
sameaynı familiesaileleri, sameaynı workersişçiler.
145
395369
2606
aynı aileler, aynı çalışanlar.
Fakat aralarındaki
ilişki değişim için desteklenmiştir.
06:49
But the relationshipilişki betweenarasında them
has been supporteddestekli to changedeğişiklik.
146
397999
3907
Bu yüzden size Ella'yı anlattım,
çünkü ben ilişkileri
06:54
So I'm tellingsöylüyorum you about EllaElla
because I think that relationshipsilişkiler
147
402556
3081
bu zorlu sorunların bazılarını
06:57
are the criticalkritik resourcekaynak we have
148
405661
1937
çözmeye sahip kritik
bir kaynak olduğunu düşünüyorum.
06:59
in solvingçözme some of these
intractablezorlu problemssorunlar.
149
407622
2378
Ama bugün bizim ilişkilerimizin hepsi
07:02
But todaybugün, our relationshipsilişkiler
are all but writtenyazılı off
150
410024
2722
siyasiler, sosyal politikalar,
yardım kuruluşları tarafından yazılır.
07:04
by our politicssiyaset, our socialsosyal policiespolitikaları,
our welfarerefah institutionskurumlar.
151
412770
3868
Ve ben bunun gerçekten
değişmesi gerektiğini öğrendim.
07:08
And I've learnedbilgili that this
really has to changedeğişiklik.
152
416662
2676
Peki, ilişkiler derken neyi kastediyorum?
07:12
So what do I mean by relationshipsilişkiler?
153
420002
1950
07:14
I'm talkingkonuşma about the simplebasit
humaninsan bondstahviller betweenarasında us,
154
422411
3004
Aramızdaki basit
insani bağlardan bahsediyorum,
bir tür otantik anlamda
bağlantı, ait olma,
07:17
a kindtür of authenticotantik senseduyu
of connectionbağ, of belongingait,
155
425439
2536
bizi mutlu eden, değişimimizi destekleyen,
07:19
the bondstahviller that make us happymutlu,
that supportdestek us to changedeğişiklik,
156
427999
2684
Ella gibi cesur olmamızı sağlayan,
yeni bir şey deneten bağlar.
07:22
to be bravecesur like EllaElla
and try something newyeni.
157
430707
2804
07:25
And, you know, it's no accidentkaza
158
433535
1920
Bilirsiniz, bu bir tesadüf değildir,
07:27
that those who runkoş and work
in the institutionskurumlar
159
435479
2539
o kurumları işleten ve çalışanlar,
Ella ve ailesini
desteklemesi gerekenler,
07:30
that are supposedsözde to supportdestek
EllaElla and her familyaile
160
438042
2258
ilişkiler hakkında konuşmuyor.
07:32
don't talk about relationshipsilişkiler,
161
440324
1514
07:33
because relationshipsilişkiler are expresslyaçıkça
designedtasarlanmış out of a welfarerefah modelmodel
162
441862
4072
Çünkü ilişkiler İngiltere'de hazırlanan
ve tüm dünyaya ihraç edilen
bir sosyal modelden tasarlanmıştır.
07:37
that was drawnçekilmiş up in Britainİngiltere
and exportedİhraç around the worldDünya.
163
445958
3458
İlk sosyal modeli belirleyen mimar
07:41
The contemporariesçağdaşlarının of WilliamWilliam BeveridgeBeveridge,
164
449440
1933
ve Beveridge Raporu yazarı
William Beveridge çağdaşlarının
07:43
who was the architectmimar
of the first welfarerefah statebelirtmek, bildirmek
165
451397
2258
ortalama hisli ve
duygusal bir adama karşı
07:45
and the authoryazar of the BeveridgeBeveridge ReportRapor,
166
453679
1920
07:47
had little faithinanç in what they calleddenilen
the averageortalama sensualşehvetli or emotionalduygusal man.
167
455623
3499
içlerinde küçük bir inanç vardı.
Bunun yerine, onlar kişiliksiz sistem
07:51
InsteadBunun yerine, they trustedgüvenilir this ideaFikir
of the impersonalkişiliksiz systemsistem
168
459146
3444
ve bağımsız olarak sistemde çalışan
bürokrat fikrine güvendiler.
07:54
and the bureaucratbürokrat who would be detachedbağımsız
and work in this systemsistem.
169
462614
4361
Beveridge etkilerinin
07:58
And the impactdarbe of BeveridgeBeveridge
170
466999
2115
08:01
on the way the modernmodern statebelirtmek, bildirmek
seesgörür socialsosyal issuessorunlar
171
469138
2243
modern devlet üzerindeki
sosyal olgularda
görülen etkileri küçümsenemez.
08:03
just can't be underestimatedgöz ardı.
172
471405
2059
08:05
The BeveridgeBeveridge ReportRapor
soldsatıldı over 100,000 copieskopyalar
173
473488
3176
Baskının sadece ilk haftasında,
Beveridge Raporu 100.000 kopya sattı.
08:08
in the first weekshaftalar of publicationyayın aloneyalnız.
174
476688
2329
08:11
People queuedsıraya alındı in the rainyağmur
on a NovemberKasım night to get holdambar of a copykopya,
175
479041
3209
İnsanlar, kopyasını alabilmek için
bir Kasım gecesi yağmurda sıra bekledi
08:14
and it was readokumak acrosskarşısında the countryülke,
acrosskarşısında the colonieskoloniler, acrosskarşısında EuropeEurope,
176
482274
3366
ve ülke çapında, Avrupa'da,
Amerika'da okundu
08:17
acrosskarşısında the UnitedAmerika StatesBirleşik of AmericaAmerika,
177
485664
1741
ve dünya çapındaki tasarlanmış
08:19
and it had this hugeKocaman impactdarbe
178
487429
1772
sosyal devletler üzerinde
büyük bir etkisi oldu.
08:21
on the way that welfarerefah statesdevletler
were designedtasarlanmış around the globeküre.
179
489225
3597
Kültürler, kurumlardaki bürokrasiler
-- evrensellerdir
08:24
The cultureskültürler, the bureaucraciesbürokrasi,
the institutionskurumlar -- they are globalglobal,
180
492846
5061
ve onlar sağduyuymuş gibi görülebilir.
08:29
and they'veonlar ettik come to seemgörünmek
like commonortak senseduyu.
181
497931
2020
08:31
They'veOnlar ettik becomeolmak so ingrainedkökleşmiş in us,
182
499975
2084
Onları artık göremesek bile
08:34
that actuallyaslında we don't even
see them anymoreartık.
183
502083
2247
içimize yerleşmiş durumdalar.
Bence, bu kurumların 20. yüzyılda
08:36
And I think it's really importantönemli to say
that in the 20thinci centuryyüzyıl,
184
504856
3119
son derece başarılı olduklarını
söylemek önemlidir.
08:39
they were remarkablyoldukça successfulbaşarılı,
these institutionskurumlar.
185
507999
2637
08:42
They led to longeruzun lifespansyaşam süreleri,
the eradicationyok etme of masskitle diseasehastalık,
186
510660
3431
Daha uzun yaşam sürelerine,
toplu hastalıkları ortadan kalkmasına,
toplu konutlara,
evrensel eğitime yol açtı.
08:46
masskitle housingKonut, almostneredeyse universalevrensel educationEğitim.
187
514115
2991
Ama aynı zamanda,
08:49
But at the sameaynı time,
188
517999
1976
Beveridge bugünün sorunlarının
tohumlarını ekti.
08:51
BeveridgeBeveridge sowedekti the seedstohumlar
of today'sbugünkü challengeszorluklar.
189
519999
3432
Şimdi size ikinci bir hikâye anlatayım.
08:55
So let me tell you a secondikinci storyÖykü.
190
523999
1764
08:57
What do you think todaybugün is a biggerDaha büyük killerkatil
than a lifetimeömür of smokingsigara içmek?
191
525787
5212
Bugün ömür boyu sigara içmekten
daha büyük bir katilin var olduğunu
söylesem ne düşünürsünüz?
09:05
It's lonelinessyalnızlık.
192
533226
1608
Yalnızlık.
Devlet istatistiklerine göre,
60 yaşını aşkın- her üç kişiden biri-
09:07
AccordingAccording to governmenthükümet statisticsistatistik,
one personkişi over 60 -- one in threeüç --
193
535741
4916
haftada bir kişiyle görüşmüyor
ya da konuşmuyor.
09:12
doesn't speakkonuşmak to or see
anotherbir diğeri personkişi in a weekhafta.
194
540681
3192
10 kişiden biri ki bu 850.000 insan eder,
09:16
One personkişi in 10, that's 850,000 people,
195
544666
3309
bir ay içinde bir başkası ile konuşmuyor.
09:19
doesn't speakkonuşmak to anyonekimse elsebaşka in a monthay.
196
547999
2335
Bu probleme sahip tek insan biz değiliz;
09:22
And we're not the only people
with this problemsorun;
197
550924
2274
bu problem Batı ülkelerinin
hepsinde mevcuttur.
09:25
this problemsorun touchesdokunuşlar the wholebütün
of the WesternWestern worldDünya.
198
553222
2431
Çin gibi hızlı kentleşme,
kitlesel göç sürecinin ülkelerde
09:27
And it's even more acuteakut
in countriesülkeler like ChinaÇin,
199
555677
2298
bu durum daha ağırdır,
09:29
where a processsüreç of rapidhızlı urbanizationkentleşme,
masskitle migrationgöç, has left olderdaha eski people
200
557999
3683
köylerde yaşlı insanlar
tek başlarına yaşamaya terk edilmiştir.
09:33
aloneyalnız in the villagesköyler.
201
561706
1544
09:35
And so the servicesHizmetler that BeveridgeBeveridge
designedtasarlanmış and exportedİhraç --
202
563274
3821
Beveridge'nin tasarladığı
ve sunduğu servisler
bu tür problemleri çözemez.
09:39
they can't addressadres this kindtür of problemsorun.
203
567119
2287
09:41
LonelinessYalnızlık is like a collectivetoplu
relationalilişkisel challengemeydan okuma,
204
569430
2610
Yalnızlık kolektif ilişkisel
bir meydan okuma gibidir
ve geleneksel bürokrasi
cevaplarıyla çözülmez.
09:44
and it can't be addressedele
by a traditionalgeleneksel bureaucraticbürokratik responsetepki.
205
572064
3847
Birkaç yıl önce,
bu problemi anlamak isterken,
09:48
So some yearsyıl agoönce,
wantingeksik to understandanlama this problemsorun,
206
576486
2951
yaşadığım Güney Londra'da 60 yaş üzeri
09:51
I startedbaşladı to work with a groupgrup
of about 60 olderdaha eski people
207
579461
2873
insanlarla çalışmaya başladım.
09:54
in SouthGüney LondonLondra, where I livecanlı.
208
582358
1821
Alışverişe gittim, tombala oynadım,
09:56
I wentgitti shoppingalışveriş yapmak, I playedOyunun bingoBingo,
209
584203
2075
fakat esas olarak ben
sadece gözlemleyip dinliyordum.
09:58
but mainlyağırlıklı olarak I was just
observinggözleme and listeningdinleme.
210
586302
2163
Farklı olarak ne yaptığımızı
bilmek istiyordum.
10:00
I wanted to know
what we could do differentlyfarklı olarak.
211
588489
2545
Eğer onlara sorarsanız, insanlar size
iki şey istediklerini söylerler.
10:03
And if you asksormak them, people tell you
they want two things.
212
591837
2828
10:06
They want somebodybirisi to go up a laddermerdiven
and changedeğişiklik a lightışık bulbampul,
213
594689
2909
Birinin merdivene çıkıp,
ampulü değiştirmesini isterler
ve hastaneden çıkarken
orada olmanızı isterler.
10:09
or to be there when they
come out of hospitalhastane.
214
597622
2298
10:11
They want on-demandTalep üzerine, practicalpratik supportdestek.
215
599944
2354
Onlar pratik destek talep ederler.
Eğlenmek isterler.
10:14
And they want to have funeğlence.
216
602322
1558
Aynı fikirde olan insanlarla
10:15
They want to go out, do interestingilginç things
with like-mindedgibi düşünen people,
217
603904
3218
dışarı çıkıp, değişik
şeyler yapmak isterler
10:19
and make friendsarkadaşlar like we'vebiz ettik all
madeyapılmış friendsarkadaşlar at everyher stageevre of our liveshayatları.
218
607146
3720
ve hayatımızın her aşamasındaki
gibi arkadaş olmak isterler.
Bu yüzden bir telefon hattı ve
birkaç işe yarayan erkek kiralandı
10:23
So we rentedkiralanmış a phonetelefon linehat,
hiredkiralanmış a coupleçift of handymentamirciler,
219
611478
2729
ve "Çember" adı verdiğimiz
bir servis başladı.
10:26
and startedbaşladı a servicehizmet we calleddenilen "CircleDaire."
220
614231
2337
10:28
And CircleDaire offersteklifler its localyerel membershipÜyelik
a toll-freeÜcretsiz 0 800 numbernumara
221
616592
3821
"Çember" tamamen ücretsiz
0 800'lü numara olan yerel üyelik sunar
ve onlar talepleri için
destek almak için ararlar.
10:32
that they can call on demandtalep
for any supportdestek.
222
620437
2729
İnsanlar bizi çeşitli nedenlerden
dolayı aradılar.
10:35
And people have calleddenilen us
for so manyçok reasonsnedenleri.
223
623190
2169
Evcil hayvanları iyi olmadığında,
10:37
They'veOnlar ettik calleddenilen because
theironların petsEvcil hayvan are unwellhasta,
224
625383
2119
DVD'leri kırıldığında, cep telefonlarını
nasıl kullanmaları gerektiğinde
10:39
theironların DVDDVD is brokenkırık, they'veonlar ettik forgottenunutulmuş
how to use theironların mobileseyyar phonetelefon,
225
627526
3274
veya hastaneden çıkarken
10:42
or maybe they are cominggelecek out of hospitalhastane
226
630824
1925
orada bekleyen biri olmasını
istediklerinde bizi aradılar.
10:44
and they want someonebirisi to be there.
227
632773
1653
"Çember" aynı zamanda
zengin sosyal içerik sunuyor--
10:46
And CircleDaire alsoAyrıca offersteklifler
a richzengin socialsosyal calendartakvim --
228
634450
3150
- örgü, dart, müze turları,
balonla uçmak,-- siz söyleyin.
10:49
knittingörgü, dartsdart, museummüze toursturlar,
hotSıcak airhava ballooningBalon -- you nameisim it.
229
637624
4115
Ama burada ilginç bir şey var,
gerçekten derin bir değişiklik:
10:54
But here'sburada the interestingilginç thing,
the really deepderin changedeğişiklik:
230
642255
4395
Zamanla oluşan dostluklar
10:58
over time, the friendshipsdostluklar
that have formedoluşturulan
231
646674
3211
pratik teklifi değiştirmeye başladı.
11:01
have begunbaşladı to replacedeğiştirmek the practicalpratik offerteklif.
232
649909
2554
11:04
So let me tell you about BelindaBelinda.
233
652964
1633
Size Belinda'dan bahsedeyim.
11:06
Belinda'sBelinda'nın a CircleDaire memberüye, and she was
going into hospitalhastane for a hipkalça operationoperasyon,
234
654621
4236
Belinda "Çember"in bir üyesi ve
hastaneye kalça ameliyatı olmaya gidiyordu.
11:10
so she calleddenilen her localyerel CircleDaire to say
they wouldn'tolmaz see her for a bitbit.
235
658881
3984
Lokal Çemberi arayarak
onu biraz göremeyeceklerini söyler.
Yerel Çember'de çalışan Damon onu geri arar
ve "Size nasıl yardımcı olabilirim?" der.
11:14
And DamonDamon, who runskoşar the localyerel CircleDaire,
callsaramalar her back and saysdiyor, "How can I help?"
236
662889
3800
11:18
And BelindaBelinda saysdiyor, "Oh no, I'm fine --
237
666713
1911
Ve Belinda " Oh hayır, iyiyim--
11:20
JocelynJocelyn is doing the shoppingalışveriş yapmak,
Tony'sTony'nin doing the gardeningBahçe,
238
668648
2793
Jocely alışveriş yapıyor,
Tony bahçeyle uğraşıyor,
11:23
MelissaMelissa and JoeJoe are going
to come in and cookpişirmek and chatsohbet."
239
671465
2697
Melissa ve Joe gelip
yemek yapıp sohbet ediyor.
Yani beş Çember üyesi
Belinda'ya bakmak için
11:26
So fivebeş CircleDaire membersüyeler
had organizedörgütlü themselveskendilerini
240
674186
3007
kendileri organize olmuşlar.
11:29
to take carebakım of BelindaBelinda.
241
677217
1904
11:32
And Belinda'sBelinda'nın 80, althougholmasına rağmen she saysdiyor
that she feelshissediyor 25 insideiçeride,
242
680123
3346
Belinda 80 yaşında olmasına rağmen,
25 yaşında hissettiğini söylüyor,
fakat aynı zamanda çembere
katıldığında kendisini sıkışmış
11:35
but she alsoAyrıca saysdiyor
243
683493
1564
11:37
that she feltkeçe stucksıkışmış and prettygüzel down
when she joinedkatıldı CircleDaire.
244
685081
3446
ve oldukça kötü hissettiğini söyledi.
Ancak onun ilk etkinliğe
gelmesini teşvik etmek
11:41
But the simplebasit actdavranmak of encouragingteşvik edici her
to come alonguzun bir to that first eventolay
245
689083
4481
doğal dostluk kurmasına
yol açmak en basit hareketti.
11:45
led to a processsüreç where
naturaldoğal friendshipsdostluklar formedoluşturulan,
246
693588
3200
Bugün arkadaşlıklar pahalı
hizmet ihtiyaçlarının yerine geçiyor.
11:48
friendshipsdostluklar that todaybugün are replacingyerine
the need for expensivepahalı servicesHizmetler.
247
696812
4321
11:53
It's relationshipsilişkiler
that are makingyapma the differencefark.
248
701157
2977
Bu, fark yaratan ilişkilerdir.
Yani bence üç faktörün birleşmesiyle,
11:57
So I think that threeüç factorsfaktörler
have convergedbirleştirdi
249
705572
2908
ilişkileri kalbimize ve
merkezimize koyarak
12:00
that enableetkinleştirmek us to put relationshipsilişkiler
at the heartkalp and centermerkez
250
708504
2992
bugünün sosyal problemlerini
nasıl çözebileceğimizi sağlar.
12:03
of how we solveçözmek socialsosyal problemssorunlar todaybugün.
251
711520
2845
İlk olarak, problemlerin ana kaynağı--
12:06
FirstlyÖncelikle, the naturedoğa of the problemssorunlar --
252
714389
2063
12:08
they'veonlar ettik changeddeğişmiş, and they requiregerektirir
differentfarklı solutionsçözeltiler.
253
716476
2655
onların değişmesi ve
farklı çözümlere ihtiyaç duymasıdır.
12:11
Secondlyİkinci olarak, the costmaliyet, humaninsan as much
as financialmali, of doing business as usualolağan.
254
719155
4490
İkinci olarak, maliyet, her zamanki gibi
iş yapmanın, finansal ve insan maliyeti.
12:15
And thirdlyüçüncü olarak, technologyteknoloji.
255
723669
1735
Ve son olarak, teknoloji.
Şu ana kadar iki etken hakkında konuştum.
12:18
I've talkedkonuştuk about the first two factorsfaktörler.
256
726009
2520
Teknoloji bu yaklaşımları
ölçeklendirmeyi sağlar ve
12:20
It's technologyteknoloji that enablessağlayan
these approachesyaklaşımlar to scaleölçek
257
728553
2948
olanaklar dâhilinde
milyonlarca insanı destekler.
12:23
and potentiallypotansiyel now supportdestek
thousandsbinlerce of people.
258
731525
2954
Yani bizim kullandığımız
teknoloji çok basit.
12:26
So the technologyteknoloji we'vebiz ettik used
is really simplebasit,
259
734911
2159
12:29
it's madeyapılmış up of availablemevcut things
like databasesveritabanları, mobileseyyar phonestelefonlar.
260
737094
3453
Veri tabanları, cep telefonları gibi
mevcut şeylerden oluşmuştur.
Çember, onu destekleyen
çok basit sisteme sahiptir,
12:32
CircleDaire has got this very simplebasit
systemsistem that underpinstemelini it,
261
740571
2736
bini aşkın üyeyi destekleyen
küçük bir yerel ekip sağlar.
12:35
enablessağlayan a smallküçük localyerel teamtakım to supportdestek
a membershipÜyelik of up to a thousandbin.
262
743331
3860
Ve siz bunu 1970'lerdeki komşu
12:39
And you can contrastkontrast this
with a neighborhoodKomşuluk organizationorganizasyon
263
747215
2773
organizasyonlarla karşılaştırabilirsiniz,
12:42
of the 1970s,
264
750012
1157
bu tür ölçeklendirme mümkün olmadığında,
12:43
when this kindtür of scaleölçek
just wasn'tdeğildi possiblemümkün,
265
751193
2163
bu teknolojinin sağladığı
kalite ve uzun ömür de.
12:45
neitherne was the qualitykalite or the longevityuzun ömürlü
that the spineomurga of technologyteknoloji can providesağlamak.
266
753380
4116
Bu yüzden, ilişkiler teknoloji
tarafından desteklenmekte
12:49
So it's relationshipsilişkiler
underpinneddesteklenen by technologyteknoloji
267
757520
3229
12:52
that can turndönüş the BeveridgeBeveridge
modelsmodeller on theironların headskafalar.
268
760773
2913
ve başlarına Beveridge
modelini açabilirsiniz.
Beveridge modellerinin hepsi
12:55
The BeveridgeBeveridge modelsmodeller are all
about institutionskurumlar with finitesınırlı resourceskaynaklar,
269
763710
3646
kurumların sınırlı
kaynaklarıyla ilgili olup
anonim erişimleri yönetirler.
12:59
anonymouslyAnonim managingyönetme accesserişim.
270
767380
2441
13:01
In my work at the frontön linehat,
271
769845
1620
İşimde ilk yıllarda,
13:03
I've seengörüldü again and again how
up to 80 percentyüzde of resourcekaynak
272
771489
3686
harcanan kaynakların
yüzde 80'ine kadar insanları
dışarda tutmak için olduklarını
tekrar tekrar gördüm.
Yani uzmanlar, giderek artan
13:07
is spentharcanmış keepingkoruma people out.
273
775199
2035
sıra yönetme ve insanların
hizmetlere ulaşımını durduracak
13:09
So professionalsprofesyoneller have to administeryönetmek
274
777258
1690
13:10
these increasinglygiderek complexkarmaşık formsformlar
of administrationyönetim
275
778972
2394
karmaşık yönetim formları
13:13
that are basicallytemel olarak about stoppingDurduruluyor people
accessingerişme the servicehizmet
276
781390
3342
yönetmek zorundalar.
13:16
or managingyönetme the queuekuyruk.
277
784756
1727
Çember gibi bizim ve başkalarının
dizayn ettiği yöresel hizmetler,
13:18
And CircleDaire, like the relationalilişkisel servicesHizmetler
that we and othersdiğerleri have designedtasarlanmış,
278
786930
4336
bu mantığı tersine çevirir.
13:23
invertstersine çevirir this logicmantık.
279
791290
1365
Yani söylemek istenilen,
ne kadar çok insan o kadar çok ilişki,
13:24
What it saysdiyor is, the more people,
the more relationshipsilişkiler,
280
792679
3993
13:28
the strongergüçlü the solutionçözüm.
281
796696
2056
daha güçlü çözümler.
Size işsizlik hakkında üçüncü ve
13:31
So I want to tell you my thirdüçüncü
and finalnihai storyÖykü,
282
799734
2362
son hikâyemi anlatmak istiyorum.
13:34
whichhangi is about unemploymentişsizlik.
283
802120
1959
13:37
In Britainİngiltere, as in mostçoğu placesyerler
in the worldDünya,
284
805300
2766
İngiltere'de, Dünya'da
çoğu yerde olduğu gibi,
bizim refah devletlerimiz öncelikle
13:40
our welfarerefah statesdevletler were primarilyÖncelikle designedtasarlanmış
285
808090
2540
insanları işe almak için,
13:42
to get people into work,
286
810654
2645
onları eğitmek için,
13:45
to educateEğitmek them for this,
287
813323
1992
13:47
and to keep them healthysağlıklı.
288
815339
1672
onların sağlıklı kalmaları
için dizayn edilmiştir.
Fakat burada da sistem çöküyor.
13:49
But here, too, the systemssistemler are failinghata.
289
817035
2533
Ve böylece cevap
13:51
And so the responsetepki has been
290
819592
1372
13:52
to try and make these oldeski systemssistemler
even more efficientverimli and transactionalişlem --
291
820988
3537
eski sistemi daha etkili
ve işlemsel yapmak,
işlem sürelerini hızlandırmak,
13:56
to speedhız up processingişleme timeszamanlar, dividebölmek
people into ever-smallerHiç daha küçük categorieskategoriler,
292
824549
3632
insanları daha küçük kategoriler
hâlinde bölerek
14:00
try and targethedef servicesHizmetler at them
more efficientlyverimli biçimde -- in other wordskelimeler,
293
828205
3171
onlara daha etkili hizmet vermeyi
denemeyi amaçlamıştır- diğer bir deyişle,
ilişkiselin tam tersi.
14:03
the very oppositekarşısında of relationalilişkisel.
294
831400
2646
Ama bugün çoğu insan
nasıl iş buluyor tahmin edin?
14:07
But guesstahmin how mostçoğu people find work todaybugün?
295
835425
3404
Kulaktan kulağa.
14:11
ThroughAracılığıyla wordsözcük of mouthağız.
296
839583
1792
14:13
It turnsdönüşler out that in Britainİngiltere todaybugün,
mostçoğu newyeni jobsMeslekler are not advertisedreklamı.
297
841399
4601
İngiltere'de bugün,
en yeni iş ilanlarının reklamı olmuyor.
Size arkadaşlarınız, işten bahsediyorlar,
14:18
So it's friendsarkadaşlar that tell you about a job,
298
846024
2143
14:20
it's friendsarkadaşlar that recommendtavsiye etmek you for a job,
299
848191
2273
iş için sizi öneriyorlar ve
böylece zengin
ve çeşitli sosyal ağlar size
iş bulmanızda yardımcı oluyor.
14:22
and it's a richzengin and diverseçeşitli socialsosyal network
that helpsyardım eder you find work.
300
850488
4291
Belki bazılarınız burada bu akşam
14:26
Maybe some of you here
this eveningakşam are thinkingdüşünme,
301
854803
2325
"ben işimi ilan ile buldum"
diye düşünüyorlar,
14:29
"But I foundbulunan my job throughvasitasiyla an advertreklam,"
302
857152
1861
fakat geriye dönüp bakacak olursanız,
14:31
but if you think back, it was probablymuhtemelen
a friendarkadaş that showedgösterdi you the adilan
303
859037
3322
büyük ihtimalle o ilanı size
arkadaşınız gösterdi
ve başvurmanız için sizi cesaretlendirdi.
14:34
and then encouragedteşvik you to applyuygulamak.
304
862383
1577
Ama hiç şaşırtıcı değil ki,
14:35
But not surprisinglyşaşırtıcı biçimde,
305
863984
1323
zengin ve çeşitli sosyal
ağlara ihtiyacı olan insanlar
14:37
people who perhapsbelki mostçoğu need
this richzengin and diverseçeşitli network
306
865331
3279
onlardan daha izole olanlardır.
14:40
are those who are mostçoğu isolatedyalıtılmış from it.
307
868634
2699
Yani bunu bilerek,
14:43
So knowingbilme this,
308
871357
1275
mevcut sistemlerin yetersizliği ve
maliyetlerini bildiğimiz için,
14:44
and alsoAyrıca knowingbilme about the costsmaliyetler
and failurebaşarısızlık of currentşimdiki systemssistemler,
309
872656
3022
ilişkilerin kalbinde olduğu
yeni bir şeyler dizayn ettik.
14:47
we designedtasarlanmış something newyeni
with relationshipsilişkiler at its heartkalp.
310
875702
2949
İşi olan ve işsiz insanları
buluşmak için teşvik eden,
14:50
We designedtasarlanmış a servicehizmet
that encouragesteşvik eder people to meetkarşılamak up,
311
878675
5362
yapılandırılmış şekillerde
birbiriyle çalışan ve
14:56
people in and out of work,
312
884061
1440
yeni fırsatları deneyen
bir sistem dizayn ettik.
14:57
to work togetherbirlikte in structuredyapılandırılmış waysyolları
313
885525
1751
Yapılandırılmış şekillerde
birbiriyle çalışan
14:59
and try newyeni opportunitiesfırsatlar.
314
887300
1917
ve yeni fırsatları deneyen
bir hizmet dizayn ettik.
15:02
And, well, it's very hardzor to comparekarşılaştırmak
the resultsSonuçlar of these newyeni systemssistemler
315
890308
3971
Ve de bu yeni
hizmetlerin sonuçlarını
eski işlem modelleriyle
karşılaştırmak oldukça zordur,
15:06
with the oldeski transactionalişlem modelsmodeller,
316
894303
1672
fakat ilk 1000 üyemiz ile,
mevcut hizmetleri
15:07
but it looksgörünüyor like,
with our first 1,000 membersüyeler,
317
895999
2301
maliyetin çok azı ile
15:10
we outperformedgeride existingmevcut servicesHizmetler
by a factorfaktör of threeüç,
318
898324
2891
üç kat daha üstün bir performans
elde ettik gibi görünüyor.
15:13
at a fractionkesir of the costmaliyet.
319
901239
1960
Ve burada da, biz teknolojiyi kullandık,
15:15
And here, too, we'vebiz ettik used technologyteknoloji,
320
903223
2880
ama sosyal platformun yapacağı
insan ağı şeklinde değil.
15:18
but not to network people in the way
that a socialsosyal platformplatform would do.
321
906127
3398
15:21
We'veBiz ettik used it to bringgetirmek people faceyüz to faceyüz
and connectbağlamak them with eachher other,
322
909549
3602
Biz onu, insanları yüz yüze getirmek için,
birbirleriyle iletişim sağlayıp,
gerçek ilişkiler kurabilmeleri için
15:25
buildingbina realgerçek relationshipsilişkiler
and supportingDestek people to find work.
323
913175
3417
ve iş bulabilmelerini
desteklemek için kullandık.
Yaşamının sonunda,1948 yılında,
15:30
At the endson of his life, in 1948,
324
918308
2947
15:33
BeveridgeBeveridge wroteyazdı a thirdüçüncü reportrapor.
325
921279
1989
Beveridge üçüncü raporunu yazdı.
15:35
And in it he said he had madeyapılmış
a dreadfulkorkunç mistakehata.
326
923913
3361
Ve onda, korkunç
bir hata yaptığını söyledi.
15:40
He had left people
and theironların communitiestopluluklar out.
327
928356
3823
O insanları ve toplulukları
dışında bırakmıştı.
Ve bu ihmalin, insanları görmeye
15:45
And this omissionihmal, he said,
led to seeinggörme people,
328
933111
4605
ve insanların kendilerini kategoriler
15:49
and people startingbaşlangıç to see themselveskendilerini,
329
937740
2135
ve bürokrasiler içinde
görmeye yol açtığını söyledi.
15:51
withiniçinde the categorieskategoriler
of the bureaucraciesbürokrasi and the institutionskurumlar.
330
939899
3785
15:55
And humaninsan relationshipsilişkiler
were alreadyzaten witheringSoldurma.
331
943708
2765
Ve insan ilişkileri çoktan bozuldu.
15:59
But unfortunatelyne yazık ki, this thirdüçüncü reportrapor
was much lessaz readokumak
332
947296
3216
Fakat maalesef, bu üçüncü rapor,
Beveridge'nin önceki işlerine göre
daha az okundu.
16:02
than Beveridge'sBeveridge'nın earlierdaha erken work.
333
950536
1775
Ama bugün, insanları ve
toplumları dizayn ettiğimiz
16:05
But todaybugün, we need to bringgetirmek people
and theironların communitiestopluluklar
334
953115
4211
yeni sistem ve servislerin
kalbine geri getirmek gerekiyor,
16:09
back into the heartkalp of the way
we designdizayn newyeni systemssistemler and newyeni servicesHizmetler,
335
957350
4127
16:13
in an approachyaklaşım that I call
"Relationalİlişkisel WelfareRefah."
336
961501
2507
bu yaklaşıma ben
" İlişkisel Refah" diyorum.
Bu eski, işlemsel, uygun olmayan,
günün şartlarına uymayan
16:16
We need to leaveayrılmak behindarkasında
these oldeski, transactionalişlem,
337
964032
2516
modelleri geride bırakmak gerekiyor
16:18
unsuitableuygun olmayan, outdatedmodası geçmiş modelsmodeller,
338
966572
2258
16:20
and we need to adoptbenimsemek insteadyerine
the sharedpaylaşılan collectivetoplu relationalilişkisel responsesyanıt-e doğru
339
968854
3511
ve bunun yerine Ella gibi
bir aileyi destekleyen
toplu ilişkisel cevapların paylaşıldığı
şeylere adapte olmak gerekir ki
16:24
that can supportdestek a familyaile like Ella'sElla'nın,
340
972389
2456
böylece yalnızlık gibi
bir sorun çözümlenebilsin
16:26
that can addressadres an issuekonu like lonelinessyalnızlık,
341
974869
2307
ve bu iş için de,
modern bir iş gücü piyasasında
16:29
that can supportdestek people into work
and up the skillsbecerileri curveeğri
342
977200
2735
insanların becerilerini artırarak
onları işin içine dâhil ederek,
16:31
in a modernmodern laboremek marketpazar,
343
979959
1444
sağlık, eğitim gibi
zorlukların üstesinden gelinebilir
16:33
that can alsoAyrıca addressadres challengeszorluklar
of educationEğitim, of healthsağlık carebakım systemssistemler,
344
981427
4138
ve böylece toplum üzerindeki
pek çok probleme çözüm sunulabilir.
16:37
and so manyçok more of those problemssorunlar
that are pressingbasma on our societiestoplumlar.
345
985589
4280
Her şey ilişkilerle ilgilidir.
16:42
It is all about relationshipsilişkiler.
346
990306
2562
16:45
Relationshipsİlişkiler are the criticalkritik
resourcekaynak we have.
347
993324
3027
İlişkiler sahip olduğumuz
kritik kaynaklardır.
Teşekkürler.
16:48
Thank you.
348
996375
1151
16:49
(ApplauseAlkış)
349
997550
5449
(Alkışlar)
Translated by İnci Hande Yener
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Hilary Cottam - Innovator and social entrepreneur
Hilary Cottam wants to redesign the welfare state using the power of relationships.

Why you should listen

In its current functioning, based on the ideas first put forth in Britain by Sir William Beveridge in 1942 and then adopted around the world, the welfare state expressly designs out people’s capabilities and relationships, focusing instead on impersonal systems and rules. Sixty years on, the welfare state is failing its purpose and leaving people behind.

Hilary Cottam believes that a solution can be found in putting relationships squarely in the middle of it, and she has the examples and stories to prove it.

Cottam's recent award winning work includes: new systems to support an ageing population; a prison that reduces re-offending; new approaches to chronic disease and unemployment.

She has advised governments, companies and third sector organisations in the UK and internationally. She was educated at Oxford, Sussex and the Open University. She was awarded her PhD in 1999. She currently lives and works in London.

More profile about the speaker
Hilary Cottam | Speaker | TED.com