ABOUT THE SPEAKER
Jean-Paul Mari - Journalist and psychologist
Jean-Paul Mari has reported on conflicts in more than three dozen countries.

Why you should listen

Journalist and international correspondent, psychologist and physiotherapist, Jean-Paul Mari published several hundred reports abroad and several works.

He produced a documentary, Irak: quand les soldats meurent (Iraq, wen the soldiers die), as well as a movie, Sans blessures apparentes (Without Visible Wounds), based on his book of the same name, for which he won the 2010 Grand Prix et le Prix du Public. In 2009, he was the recipient of the Grand prix des lectrices de Elle

He is the creator and the manager of grands-reporters.com and has just published a novel, La Tentation d'Antoine (The Temptation of Antoine).

More profile about the speaker
Jean-Paul Mari | Speaker | TED.com
TEDxCannes

Jean-Paul Mari: The chilling aftershock of a brush with death

Jean-Paul Mari: Ölümle karşılaşma anı sonrasında oluşan korkunçluklar

Filmed:
848,656 views

2003 yılının Nisan ayında, Bağdat'ta ABD askerlerinin konuşlandırılması başladığında, yazar ve savaş muhabiri olan Jean-Paul Mari'nin bulunduğu binaya bir füze isabet etti. O anda, kendini ölümle karşı karşıya bulur, zamanın başlangıcından beri, savaş alanlarında hayatlarını riske atanları avlayan hayaletle tanışmıştı. " Görünür bir iz bırakmadan sizi öldüren bu şey nedir?" diye kendi kendine sorar Mari. Onu "travma sonrası stres bozukluğu" olarak biliyoruz -- ya da Mari'nin açıkladığı gibi, ölümün hiçliğiyle karşılaşma. Bu müdahale ile ortaya çıkan insan haline, ölümlülüğe ve korkunun yarattığı o derin travmanın psikozuna dair cevaplar arayacak.
- Journalist and psychologist
Jean-Paul Mari has reported on conflicts in more than three dozen countries. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
It was AprilNisan 8, 2003.
0
1063
4119
O gün, 8 Nisan 2003'tü.
Irak savaşını takip için Bağdat'da
bulunuyordum.
00:17
I was in BaghdadBağdat,
coveringkapsayan the warsavaş in IraqIrak.
1
5856
4525
00:22
That day, AmericansAmerikalılar tankstanklar
startedbaşladı arrivinggelen in BaghdadBağdat.
2
10405
4658
O dönem, Amerikan askerlerinin
tanklarıyla Bağdat'a girdikleri dönemdi.
Biz, Filistin Oteli'nde kalan
birkaç gazeteciydik.
00:28
We were just a fewaz journalistsgazeteciler
in the PalestinePalestine HotelOtel,
3
16039
5294
Ve her savaşta beklenen gibi,
çatışma bize doğru geliyordu,
00:35
and, as happensolur in warsavaş,
4
23435
2423
00:37
the fightingkavga beganbaşladı to approachyaklaşım
outsidedışında our windowspencereler.
5
25882
3004
Pencerelerimizin önüne kadar.
Bağdat simsiyah petrol dumanlarıyla
kaplanmıştı.
00:42
BaghdadBağdat was coveredkapalı
in blacksiyah smokeduman and oilsıvı yağ.
6
30327
4198
Pis kokuyordu, göz gözü görmüyordu,
Fakat neler olup bittiğini biliyorduk.
00:46
It smelledkokuyordu awfulkorkunç.
7
34955
1158
00:48
We couldn'tcould see a thing,
but we knewbiliyordum what was happeningolay.
8
36137
2691
Ve benim, doğal olarak,
makalemi yazmam gerekiyordu.
00:50
Of coursekurs, I was supposedsözde
to be writingyazı an articlemakale,
9
38852
2490
Ve her zaman, makaleyi yazmanız
gereken gün büyük birşeyler olur.
00:53
but that's how it always goesgider --
10
41366
1536
00:54
you're supposedsözde to be writingyazı
and something bigbüyük happensolur.
11
42926
2638
Dolayısıyla, 16. kattaki odamda
bulunmaktaydım,
00:57
So I was in my roomoda on the 16thinci floorzemin,
12
45588
2727
Yazımı yazıyordum, ara sıra da
camın önüne gidiyordum,
01:00
writingyazı and looking out the windowpencere
everyher now and then
13
48339
2882
Dışarda yaşananları izlemek için.
01:03
to see what was happeningolay.
14
51245
1784
Sonra, bir anda, çok şiddetli bir
patlama oldu.
01:05
SuddenlyAniden, there was a hugeKocaman explosionpatlama.
15
53053
2470
01:07
DuringSırasında the previousönceki threeüç weekshaftalar,
16
55547
1936
Üç haftadır, füzeler ve yarım tonluk
bombalar ile
01:09
there had been shellingbombardımanı
with half-tonyarım tonluk missilesFüzeler,
17
57507
4119
Bombardıman altındaydık.
01:13
but this time, the shockşok --
18
61650
2190
Fakat o an, o patlama,
Kendi içimde hissettim onu.
01:16
I feltkeçe it insideiçeride of me,
19
64728
2497
01:19
and I thought, "It's very closekapat.
20
67249
2001
Kendi kendime dedim ki,
"çok yakındı, çok çok yakındı!"
01:21
It's very, very closekapat."
21
69274
1998
Tabii hemen neler olduğunu
görmek için aşağıya indim,
01:23
So I wentgitti down to see what was happeningolay.
22
71296
2380
01:25
I wentgitti down to the 15thinci floorzemin
23
73700
2689
15. kata inmiştim.
Görmek için...
01:29
to take a look.
24
77671
1348
Ve gördüğüm manzara, koridorlarda
çığlık atan insanlar, gazeteciler..
01:31
And I saw people, journalistsgazeteciler,
screamingbağıran in the hallwayskoridorlar.
25
79043
3152
Ve bir odaya girdim.
01:34
I walkedyürüdü into a roomoda
26
82670
2231
Ve fark ettim ki bu odaya
bir füze isabet etmişti.
01:36
and realizedgerçekleştirilen that it had
been hitvurmak by a missilefüze.
27
84925
4200
Yaralı biri vardı,
01:42
SomeoneBirisi had been woundedyaralı.
28
90169
2001
Ve camın kenarında bir adam daha vardı.
01:45
There was a man nearyakın the windowpencere,
29
93304
2068
Adı Taras Protsuyk olan bir kameraman
01:47
a cameramankameraman namedadlı TarasTaras ProtsyukProtsyuk,
30
95396
3183
Yüzüstü yerde yatmaktaydı.
01:52
lyingyalan söyleme face-downaşağı dönük.
31
100245
2002
Bir dönem hastanede çalıştığım için,
acil müdahale etmek istedim
01:58
HavingSahip workedişlenmiş in a hospitalhastane before,
I wanted to help out.
32
106796
4176
Tabii onu çevirdim;
ve onu çevirdiğimde,
02:02
So I turneddönük him over.
33
110996
1501
02:04
And when I turneddönük him over,
34
112521
1702
Göğsünden kasıklarına kadar açılmıştı,
Bense hiç, hem de hiçbir şey göremiyordum.
02:08
I noticedfark that he was openaçık
from sternumGöğüs kemiği to pubispubis,
35
116334
3151
02:11
but I couldn'tcould see anything,
nothing at all.
36
119509
2110
Sadece beyaz bir leke görüyordum.
İnci gibi, parlak, beni kör eden..
02:14
All I saw was a whitebeyaz, pearlyinci,
shinyparlak spotyer that blindedkör me,
37
122467
6754
02:21
and I didn't understandanlama what was going on.
38
129245
2007
Ve ne olduğunu anlayamadığım bir leke.
Sonra leke yok oldu ve yarayı görebildim,
Ağır yaralıydı
02:23
OnceBir kez the spotyer disappearedkayboldu
and I could see his woundyara,
39
131879
2652
02:26
whichhangi was very seriousciddi,
40
134555
1577
Arkadaşlarla yaralıyı bir
çarşafın içine koyduk
02:28
my buddiesarkadaşları and I put a sheettabaka
underneathaltında him,
41
136156
2095
Asansörle, her katta dura dura, 15 kat,
yaralıyı aşağıya indirdik
02:30
and we carriedtaşınan him ontoüstüne an elevatorAsansör
that stoppeddurduruldu at eachher of the 15 floorskatlar.
42
138275
3785
Hastaneye götürmek için
bir araca bindirdik.
02:34
We put him in a cararaba
that tookaldı him to the hospitalhastane.
43
142616
2344
Hastane yolunda vefat etti,
Yine ispanyol kameraman José Couso,
02:36
He diedvefat etti on the way to the hospitalhastane.
44
144984
1762
02:38
The Spanishİspanyolca cameramankameraman JosJosé CousoCouso,
who was on the 14thinci floorzemin and alsoAyrıca hitvurmak --
45
146770
4990
kendisi 14. kattaydı ve o da vurulmuştu
02:43
because the shellkabuk had explodedpatladı
betweenarasında the two floorskatlar --
46
151784
3310
--çünkü füze iki katın arasına
isabet etmişti--
O da ameliyat masasında vefat etti.
02:47
diedvefat etti on the operatingişletme tabletablo.
47
155118
1936
Ne zaman ki araba gitti, geri döndüm,
Görevim makalemi yazmaktı
02:49
As soonyakında as the cararaba left, I wentgitti back.
48
157078
2397
02:51
There was that articlemakale
I was supposedsözde to writeyazmak --
49
159499
2333
02:53
whichhangi I had to writeyazmak.
50
161856
1666
Ve onu yazmam gerekiyordu.
Bu yüzden, kendimi tanıttım
02:56
And so --
51
164117
1729
02:57
I returnediade to the hotelotel lobbylobi
with my armssilâh coveredkapalı in bloodkan,
52
165870
6898
Otelin lobisine geri döndüm,
Kollarım kan içerisindeydi
Iraklı bir otel görevlisi beni durdurdu
03:04
when one of the hotelotel gofersişidir stoppeddurduruldu me
53
172792
2540
03:07
and askeddiye sordu me to payödeme the taxvergi
I hadn'tolmasaydı paidödenmiş for 10 daysgünler.
54
175356
3847
Benden on günlük geciken ödememi istedi.
Parasını verip yolladım onu.
Kendi kendime dedim ki:
03:11
I told him to get lostkayıp.
55
179227
1808
03:13
And I said to myselfkendim:
"ClearAçık your headkafa, put it all asidebir kenara.
56
181059
4610
"Kafanı toparla, herşeyi unut,
herşeyi unut
Yazını yazmak istiyorsan
şu an herşeyi unutmalısın."
03:19
If you want to writeyazmak,
you need to put it all asidebir kenara."
57
187097
2449
Öyle de yaptım, yukarı çıktım
Makalemi yazdım ve yolladım.
03:21
And that's what I did.
58
189570
1215
03:22
I wentgitti upstairsüst katta, wroteyazdı
my articlemakale and sentgönderilen it off.
59
190809
2904
Daha sonra,
Meslektaşlarımı kaybetmenin
verdiği üzüntü dışında,
03:27
LaterDaha sonra, asidebir kenara from the feelingduygu
of havingsahip olan lostkayıp my colleaguesmeslektaşlar,
60
195077
3921
03:31
something elsebaşka was botheringrahatsız me.
61
199895
2523
Beni rahatsız eden başka birşey vardı:
Sürekli o lekeyi görüyordum
Parlak ve inci gibi
03:34
I kepttuttu seeinggörme that shinyparlak, pearlyinci spotyer,
62
202442
3767
Ve ne anlama geldiğini de anlayamıyordum
03:40
and I couldn'tcould understandanlama what it meantdemek.
63
208735
2388
Ve savaş bitti...
03:43
And then, the warsavaş was over.
64
211731
2515
Zaman sonra, kendime dedim ki
bu mümkün olamaz
03:48
LaterDaha sonra, I thought: "That's not possiblemümkün.
I can't just not know what happenedolmuş."
65
216572
6096
Ne olduğunu bilmemek,
Bunu ben yapamam
Çünkü bu ilk kez olan bir şey değildi
03:54
Because it wasn'tdeğildi the first time,
and it didn't only happenolmak to me.
66
222692
3461
Sadece bana olan birşey değildi bu
Böyle şeyler yaşayan başkalarını da gördüm
03:58
I have seengörüldü things like that
happenolmak to othersdiğerleri
67
226177
3905
20 veya 35 yıllık röportörlüğümde
04:02
in my 20 to 35 yearsyıl of reportingraporlama.
68
230106
2668
04:04
I have seengörüldü things
that had an effectEfekt on me too.
69
232798
3286
Beni etkileyen şeyler de gördüm,
ancak, örneğin
04:08
For exampleörnek, there was this man
I knewbiliyordum in LebanonLübnan,
70
236108
3045
Lübnan'da, bir adam ile tanıştım
04:11
a 25-year-old-yaşında veteranUsta
who had been fightingkavga for fivebeş yearsyıl --
71
239177
2906
25 yaşında bir gaziydi
beş sene savaşmış
Sonuçta gazi olmuştu
ve heryerde takip edilendi
04:14
a realgerçek veteranUsta -- who we would
followtakip et everywhereher yerde.
72
242107
2343
Geceleri sürünerek ilerlerdi,
kendinden emindi
04:16
He would crawlyavaş ilerleme in the darkkaranlık
with confidencegüven --
73
244474
3486
Büyük bir askerdi, gerçek bir asker
Bu yüzden takip edilendi
04:20
he was a great soldierasker, a truedoğru soldierasker --
74
248731
2412
04:23
so we would followtakip et him,
knowingbilme that we would be safekasa with him.
75
251167
3357
Çünkü biliyorduk ki,
Onun yanında güvendeydik.
Bir gün, bana dendi ki,
ve kendim de gördüm
04:26
And one day, as I was told --
76
254548
2308
04:28
and I've seengörüldü him again sincedan beri --
77
256880
1596
Kışlaya gelmiş ve kart oynuyormuş
04:30
he was back in the campkamp, playingoynama cardskartları,
78
258500
2341
Bu esnada, yanına gelen biri
silahını boşaltmış
04:32
when someonebirisi camegeldi in nextSonraki doorkapı,
79
260865
1881
04:36
and dischargedtaburcu theironların weaponsilah.
80
264158
2136
Silah birden patlamış ve
04:38
As the guntabanca wentgitti off,
81
266318
1508
04:39
that blastüfleme, that one shotatış,
madeyapılmış him duckördek quicklyhızlı bir şekilde underaltında the tabletablo,
82
267850
5555
O tek atış sesi
Onun, çocuk gibi, masanın altına
sıçramasına yetmiş
04:46
like a childçocuk.
83
274204
1214
Titriyormuş, panik içindeymiş.
04:47
He was shakingsallama, panickingPanik.
84
275442
1891
04:49
And sincedan beri then, he has never
been ableyapabilmek to get up and fightkavga.
85
277357
4808
Ve o olaydan bu yana
bir daha hiçbir zaman kalkıp savaşamadı.
Ve sonu, onu bulduğum yer, Beyrut'da
bir gazinoda kurpiyerlik yapıyordu
04:54
He endedbitti up workingçalışma as a croupierKrupiye
86
282189
2692
04:56
in a BeirutBeyrut casinokumarhane
where I latersonra foundbulunan him,
87
284905
2122
Artık uyuyamadığı için
ona en uygun işti bu.
04:59
because he couldn'tcould sleepuyku,
so it was quiteoldukça a suitableuygun job.
88
287051
2869
Yani kendime diyordum ki
Bu nasıl bir şeydir ki
05:02
So I thought to myselfkendim,
89
290378
1817
05:04
"What is this thing that can killöldürmek you
90
292957
2261
Hiçbir belirgin yara bırakmadan
öldürebiliyor? Neler oluyor?
05:08
withoutolmadan leavingayrılma
any visiblegözle görülür scarsyara izleri?
91
296035
4557
05:12
How does that happenolmak?
92
300974
1983
Nedir bu bilinmeyen şey?
05:16
What is this unknownBilinmeyen thing?"
93
304040
2000
Ve de tesadüf olamayacak,
çok sık yaşanan bir şeydi.
05:19
It was too commonortak to be coincidentaltesadüfi.
94
307206
4367
Böylece, araştırmaya başladım.
05:23
So I startedbaşladı to investigateincelemek --
95
311597
1658
05:25
that's all I know how to do.
96
313279
1994
Yapmayı bildiğim tek şey de bu zaten
Araştırmaya koyuldum.
05:27
I startedbaşladı to investigateincelemek
97
315297
1843
05:29
by looking throughvasitasiyla bookskitaplar,
98
317164
2547
Kitapları, psikiyatristleri, müzeleri,
kütüphaneleri vb. aradım.
05:32
reachingulaşan out to psychiatristsPsikiyatristler,
99
320836
2342
05:35
going to museumsMüze, librarieskütüphaneler, etcvb.
100
323202
2562
05:38
FinallySon olarak, I discoveredkeşfedilen
that some people knewbiliyordum about this --
101
326224
4099
Ve orada, bunu bilen insanların
olduğunu keşfettim
-Genellikle askeri psikiyatristler-
05:42
oftensık sık militaryaskeri psychiatristsPsikiyatristler --
102
330950
1930
Ve de yüzleştiğimiz şeyin adının
travma olduğunu.
05:44
and that what we were dealingmuamele with
was calleddenilen traumaTravma.
103
332904
4889
Amerikalılar TSSB adını vermiş,
travma, travmatik nevroz
05:49
AmericansAmerikalılar call it PTSDTSSB
or traumatictravmatik neurosisnevroz.
104
337817
4826
Demek ki böyle birşey vardı.
Hiç konuşulmamıştı.
05:54
It was something
105
342667
1865
05:58
that existedvar,
106
346262
1396
06:00
but that we never spokekonuştu about.
107
348206
2182
Yani bu travma, nedir bu?
06:04
So, this traumaTravma --
108
352206
1404
06:06
what is it?
109
354452
1157
Pekala, bu ölüm ile karşılaşma.
06:07
Well, it's an encounterkarşılaşma with deathölüm.
110
355633
2811
Bilmiyorum siz hiç ölümle yüzyüze
geldiniz mi, cesetlerden bahsetmiyorum.
06:11
I don't know if you've ever had
an experiencedeneyim with deathölüm --
111
359126
2802
06:13
I'm not talkingkonuşma about deadölü bodiesbedenler,
112
361952
1883
Hastane yatağındaki büyük babanın
bedeni de değil bahsettiğim, hayır!
06:15
or someone'sbirisi var grandfatherBüyük baba
lyingyalan söyleme in a hospitalhastane bedyatak,
113
363859
3601
Veya yolda ezilmiş bir insan da değil.
06:19
or someonebirisi who got hitvurmak by a cararaba.
114
367484
3574
Ölümün hiçliğiyle karşılaşmaktan
bahsediyorum.
06:24
I'm talkingkonuşma about facingkarşı
the voidgeçersiz of deathölüm.
115
372134
4460
Ve hiçbirimiz bunu görme hakkına
sahip değil.
06:29
And that is something
no one is supposedsözde to see.
116
377688
6173
Büyüklerimiz derlerdi: Ne güneş
ne de ölüme yüz yüze bakılamaz.
06:35
People used to say,
117
383885
1842
06:37
"NeitherNe the sunGüneş, norne de deathölüm
can be lookedbaktı at with a steadyistikrarlı eyegöz."
118
385751
3975
İnsanın ölümün hiçliğiyle yüzleşme
hakkı yoktur.
06:41
A humaninsan beingolmak should not
have to faceyüz the voidgeçersiz of deathölüm.
119
389750
4234
Ve bu yaşandığı zaman,
bir süre görünmez kalabilir,
06:46
But when that happensolur,
120
394008
1841
06:49
it can remainkalmak invisiblegörünmez for a while --
121
397801
3748
Günler, haftalar, aylar, bazen yıllarca.
06:53
daysgünler, weekshaftalar, monthsay, sometimesara sıra yearsyıl.
122
401573
2768
Ve sonra aniden patlar,
çünkü bu öyle bir şey ki
06:56
And then, at some pointpuan,
123
404365
1761
06:59
it explodespatlar,
124
407587
1286
07:00
because it's something
that has enteredgirdi your brainbeyin --
125
408897
3744
Beyinin içine girmiştir
Görüntü ve beyin arasındaki pencere gibi
07:04
a sortçeşit of windowpencere betweenarasında an imagegörüntü
and your mindus --
126
412665
4651
Beyinin içine yerleşmiştir
07:09
that has penetratednüfuz your brainbeyin,
127
417340
2325
Orada duruyordur ve
beyinin tamamını işgal edecektir.
07:11
stayingkalma there and takingalma up
all the spaceuzay insideiçeride.
128
419689
4590
Bazı insanlar var, erkekler, kadınlar,
07:17
And there are people --
menerkekler, womenkadınlar,
129
425541
2649
Birdenbire hiç uyuyamayan kişiler,
07:20
who suddenlyaniden no longeruzun sleepuyku.
130
428858
2638
Sinir krizleri ve korkunç
panikler yaşayan kişiler
07:24
And they experiencedeneyim
horriblekorkunç anxietyanksiyete attackssaldırılar --
131
432376
2345
Panik ataklar!
Küçük korkulardan bahsetmiyorum.
07:26
panicPanik attackssaldırılar, not just minorküçük fearsendişe.
132
434745
3030
Aniden artık hiç uyumak istemezler
Çünkü uyuduklarında
07:29
They suddenlyaniden don't want to sleepuyku,
133
437799
2306
07:32
because when they do, they have
the sameaynı nightmarekâbus everyher night.
134
440129
4534
Her gece ama her gece
aynı kabusu görüyorlar.
Her gece aynı görüntü. Nedir bu görüntü?
Peki, bu görüntü,
07:36
They see the sameaynı imagegörüntü everyher night.
135
444687
1920
07:38
What typetip of imagegörüntü?
136
446631
1627
Örneğin bir binaya giren savaşçı için
07:40
For exampleörnek, a soldierasker
who entersgirer a buildingbina
137
448282
2803
Yüz yüze geldiği ve onu gören başka
bir savaşçıdır.
07:43
and comesgeliyor faceyüz to faceyüz
with anotherbir diğeri soldierasker aimingnişan at him.
138
451109
2834
Silahı görür, silahın namlusunu.
07:45
He looksgörünüyor at the guntabanca,
straightDüz down the barrelvaril.
139
453967
2563
07:48
And this barrelvaril suddenlyaniden
becomesolur enormousmuazzam, deformeddeforme.
140
456554
3584
Ve o namlu aniden devasa olur,
deforme olur
kabarıklaşır ve herşeyi yutar.
Ve o anda, der ki
07:52
It becomesolur fluffykabarık, swallowingyutma everything.
141
460162
2754
07:54
And he saysdiyor --
142
462940
1600
Sonrasında diyecektir: "Ölümü gördüm
Kendimi ölmüş gördüm, ben öldüm."
07:58
latersonra he will say, "I saw deathölüm.
143
466376
2342
08:00
I saw myselfkendim deadölü, thereforebu nedenle I'm deadölü."
144
468742
2501
Ve o andan itibaren
Kendini ölmüş bilecektir.
08:03
And from then on, he knowsbilir he is deadölü.
145
471267
3857
Bu bir algı değil
O artık öldüğüne ikna olmuştur.
08:07
It is not a perceptionalgı --
he is convincedikna olmuş that he is deadölü.
146
475148
4885
Birisi gelir, diğeri gider,
Tetiği çekmez veya her neyse,
08:12
In realitygerçeklik, someonebirisi camegeldi in,
the guy left or didn't shootateş etme, whateverher neyse,
147
480057
3532
O andan itibaren, o namluyu
gördüğünde ölmüştür.
08:15
and he didn't actuallyaslında get shotatış --
148
483613
1647
08:17
but to him, he diedvefat etti in that momentan.
149
485284
1708
Veya o bir toplu mezarın kokusu olabilir.
08:19
Or it can be the smellkoku
of a masskitle gravemezar --
150
487016
2107
Ruanda'da birçok örneğini gördüm.
08:21
I saw a lot of that in RwandaRuanda.
151
489147
1805
Bu, bağıran bir arkadaşın sesi olabilir.
08:23
It can be the voiceses of a friendarkadaş callingçağrı,
152
491510
2992
Katledilmek üzere olan ve
artık kurtarılamayacak bir arkadaş.
08:27
and they're beingolmak slaughteredkesilen
and there's nothing you can do.
153
495113
3760
O ses duyulur. Ve bu yüzden
gecelerce, haftalar boyunca, aylarca
08:30
You hearduymak that voiceses,
154
498897
1206
08:32
and you wakeuyanmak up everyher night --
for weekshaftalar, monthsay --
155
500127
5506
Uykusundan uyanacaktır.
Trans halinde, paniklemiş ve
dehşet içinde, tıpkı bir çocuk gibi.
08:37
in a trance-likeTrans benzeri statebelirtmek, bildirmek,
anxiousendişeli and terrifieddehşete,
156
505657
2757
08:40
like a childçocuk.
157
508438
1355
Ağlayan adamlar gördüm,
Tıpkı bir çocuk gibi
08:41
I have seengörüldü menerkekler cryağlamak --
158
509817
1579
08:44
just like childrençocuklar --
159
512652
1363
Hep aynı görüntüyü görerek.
Yani beyninin içinde,
08:46
from seeinggörme the sameaynı imagegörüntü.
160
514442
1696
08:48
So havingsahip olan that imagegörüntü
of horrorkorku in your brainbeyin,
161
516162
4766
O dehşet görüntüsü,
Ölümün hiçliğinin görüntüsü,
08:54
seeinggörme the voidgeçersiz of deathölüm --
162
522659
1838
Ki biz ona analog diyoruz
08:56
that analogueAnalog of horrorkorku
whichhangi is hidinggizleme something --
163
524521
3705
Bir şeyler saklayan görüntü anlamına gelir
09:00
will completelytamamen take over.
164
528250
1254
Herşeyi işgal edecektir.
Artık hiçbir şey yapamayacaktır.
Hiçbir şey.
09:01
You cannotyapamam do anything, anything at all.
165
529528
2307
Artık ne çalışabilir,
ne de sevebilir.
09:03
You cannotyapamam work anymoreartık,
166
531859
1294
09:05
you cannotyapamam love anymoreartık.
167
533177
1283
Evine geri döndüğünde artık
kimseyi tanımıyordur, kendini bile.
09:06
You go home and don't recognizetanımak anyonekimse.
168
534484
1927
09:08
You don't even recognizetanımak yourselfkendin.
169
536435
2007
Evinden dışarı çıkmaz, gizlenir,
Kendini kilitler!
09:13
You hidesaklamak and don't leaveayrılmak the houseev,
you lockkilitlemek yourselfkendin in, you becomeolmak illhasta.
170
541181
3524
Kapılarının önüne içinde bozuk para ile
konserve kutuları koyanlarını gördüm
09:16
I know people who placedyerleştirilmiş smallküçük canskutular
outsidedışında theironların houseev with coinsmadeni para insideiçeride,
171
544729
4414
Birisi kapısından geçerse, gelirse diye.
09:21
in casedurum someonebirisi trieddenenmiş to get in.
172
549167
1866
Ve aniden ölmek ister, öldürmek ister,
09:23
All of a suddenani, you feel
like you want to dieölmek or killöldürmek
173
551057
2872
Gizlenmek ister,
Kaçmak ister,
09:25
or hidesaklamak or runkoş away.
174
553953
1548
Sevilmek ister
Ama insanlardan nefret ediyordur
09:27
You want to be lovedsevilen,
but you hatenefret everyoneherkes.
175
555525
2151
09:29
It's a feelingduygu that seizesel koydu you entirelyBaştan sona
176
557700
3913
Sabahtan akşama,
Birşey ona saldırmaktadır
09:34
day in and day out,
177
562644
1731
Ve bu eziyetle acı çekmektedir
09:36
and you sufferacı çekmek tremendouslymüthiş.
178
564399
3904
Ve diğer hiçkimse anlayamıyordur.
09:41
And no one understandsanlar.
179
569351
1477
Ona diyorlar ki:
"Ama hiç birşeyin yok! Gayet iyisin,
09:42
They say, "There's nothing wrongyanlış with you.
You seemgörünmek fine, you have no injuriesyaralanmalar.
180
570852
3768
Yaralanmadın, savaşa katıldın,
döndün, hiçbir şeyin yok"
09:46
You wentgitti to warsavaş, camegeldi back; you're fine."
181
574644
2494
İşte bu kişiler acı içindedirler
ve bazıları intihar ederler.
09:50
These people sufferacı çekmek tremendouslymüthiş.
182
578231
1882
09:52
Some commitişlemek suicideintihar.
183
580137
1579
Sonuçta, intihar onlar için
gündemdekini gerçekleştirmektir.
09:54
After all, suicideintihar is like updatinggüncellenmesi
your dailygünlük plannerplanlayıcısı --
184
582035
2714
Ne de olsa ben zaten ölüyüm.
09:56
I'm alreadyzaten deadölü,
I mightbelki as well commitişlemek suicideintihar.
185
584773
2311
İntihar edersem, bu iyi.
Üstelik artık acı çekmeyeceğim.
09:59
PlusArtı, there is no more painAğrı.
186
587108
1935
Birkaçı intihar eder,
10:01
Some commitişlemek suicideintihar,
othersdiğerleri endson up underaltında the bridgeköprü, drinkingiçme.
187
589067
4030
Diğerlerinin sonu köprü altında,
kendini içkiye vermek olur.
Hepinizin anılarında o büyük babanın,
o amcanın hikayesi vardır.
10:05
EveryoneHerkes remembershatırlar
that grandfatherBüyük baba or uncleamca dayı or neighborkomşu
188
593121
4372
O komşunun. Sürekli içen
Hiç konuşmayan,
10:09
who used to drinkiçki, never said a wordsözcük,
189
597517
1970
Hiç kimseyle geçinemeyen,
Karısını döven,
10:11
always in a badkötü moodruh hali, beatdövmek his wifekadın eş
190
599511
1769
10:13
and who would endson up eitherya sinkingbatan
into alcoholismalkolizm or dyingölen.
191
601304
4129
Ve sonu alkolizmde boğulmak
ya da ölüm olan.
Ve ondan hiç bahsetmezler, neden?
Ondan hiç bahsedilmez, neden?
10:17
And why do we not talk about this?
192
605457
2780
10:20
We don't talk about it because it's tabootabu.
193
608261
3119
Çünkü bu bir tabu olmuş!
Diyemeyiz.
10:24
It's not like we don't have the wordskelimeler
to expressekspres the voidgeçersiz of deathölüm.
194
612157
3767
İnsanın kelimeleri yoktur
Ölümün hiçliğini ifade edebilecek.
Zaten diğerleri onu duyamazlar.
10:27
But othersdiğerleri don't want hearduymak it.
195
615948
1768
Ben, ilk röportajımdan döndüğümde
10:29
The first time I returnediade
from an assignmentatama,
196
617740
2114
Dedilerki: "Ah röportajdan dönmüş."
10:31
They said, "Oh! He's back."
197
619878
1526
Akşam yemeği daveti vardı,
Beyaz masa örtüsü,
10:33
There was a fancyfantezi dinnerakşam yemegi --
whitebeyaz tableclothmasa örtüsü, candlesmumlar, guestsmisafir.
198
621428
3096
Mumlar, davetliler...
" Hadi, anlat! " Ben de anlattım.
10:36
"Tell us everything!"
199
624548
1192
10:37
WhichHangi I did.
200
625764
1323
20 dakikanın sonunda, herkesin
bakışında kuşku vardı
10:40
After 20 minutesdakika, people
were givingvererek me dirtykirli looksgörünüyor,
201
628075
2484
Evin hizmetlisi burnunu küllüğe dayamıştı.
10:42
the hostessHostes had her noseburun in the ashtraykül tablası.
202
630583
2005
Sonuçta, dehşet vericiydi.
10:44
It was horriblekorkunç and I realizedgerçekleştirilen
I ruinedharap the wholebütün eveningakşam.
203
632612
2971
Ve geceyi mahvettiğimi fark ettim.
Bu yüzden artık anlatmıyorum
Bunu dinlemeye kimse hazır değil
10:47
So I don't talk about it anymoreartık.
204
635607
1909
10:49
We're just not readyhazır to listen.
205
637540
1541
Diyorlar ki "Ah, dur yeter!"
10:51
People say outrightdüpedüz: "Please, stop."
206
639105
1728
Bazı durumlarda mı bu böyle? Hayır,
Bu son derece yaygın bir durum.
10:52
Is that a rarenadir occurrenceoluşumu?
207
640857
2097
10:54
No, it's extremelyson derece commonortak.
208
642978
2402
Irak'ta ölen askerlerin üçte biri...
Ah, ölen değil, özür dilerim.
10:57
One thirdüçüncü of the soldiersaskerler
who diedvefat etti in IraqIrak --
209
645404
2153
10:59
well, not "diedvefat etti," let me re-phrasetekrar ifade that --
210
647581
2522
11:02
one thirdüçüncü of the US soldiersaskerler
who wentgitti to IraqIrak
211
650127
3140
Irak'taki amerikan askerlerinin üçte biri
TSSB'den muzdarip.
11:05
sufferacı çekmek from PTSDTSSB.
212
653291
1638
1939 yılında, birinci dünya savaşından
200 000 asker,
11:06
In 1939, there were still 200,000 soldiersaskerler
from the First WorldDünya WarSavaş
213
654953
5921
Halen daha ingiliz psikiyatri
hastanelerinde tedavi görmekteydiler.
11:12
that were beingolmak treatedişlenmiş
in Britishİngiliz psychiatricpsikiyatrik hospitalshastaneler.
214
660898
3375
Vietnam'da 54 000 kişi öldü. Amerikalı.
11:17
In VietnamVietnam, 54,000 people diedvefat etti --
215
665066
2434
11:19
AmericansAmerikalılar.
216
667524
1343
11:20
In 1987, the US governmenthükümet
identifiedtespit 102,000 --
217
668891
4173
1987 yılında, Amerikan hükümeti 102 000
- iki katı kadar-
11:25
twiceiki defa as manyçok --
218
673088
1214
102 000 gazinin intihar edip
öldüğünü tespit etti.
11:26
102,000 veteransGaziler who diedvefat etti
from committingişlemekle suicideintihar.
219
674326
2624
Vietnam savaşında ölenlerin
iki katı daha fazla ölüm
11:28
Twiceİki kez as manyçok deathsölümler by suicideintihar
than by combatsavaş in VietnamVietnam.
220
676974
2816
Sonuçta anlıyorsunuz ki,
bu her şeyi kapsayan bir şey
11:31
So you see, this relatesile ilgilidir to everything,
221
679814
3158
Sadece modern savaşlarda değil
geçmiş savaşlarda da,
11:34
not just modernmodern warfaresavaş,
but alsoAyrıca ancienteski warssavaşlar --
222
682996
2339
Eski metinlerde de bulunuyor.
Bu anlatılmış, söylenmiş,
11:37
you can readokumak about it,
the evidencekanıt is there.
223
685359
2999
O zaman biz neden bunu konuşmuyoruz?
11:40
So why do we not talk about it?
224
688382
2245
Neden bunu konuşmadık?
11:42
Why have we not talkedkonuştuk about it?
225
690651
2445
Çünkü asıl problem şu ki, eğer o kişi
konuşmazsa sonu felaket oluyor.
11:45
The problemsorun is that
if you don't talk about it,
226
693120
4468
11:50
you're headingbaşlık for disasterafet.
227
698642
1595
Veya bunun tek tedavisi,
11:53
The only way to healiyileşmek --
228
701528
2815
11:56
and the good newshaber here
is that this is treatabletedavi edilebilir --
229
704367
3198
- iyi haber şu ki, bu tedavi edilebilir-
12:00
think Munch'sMunch's The ScreamÇığlık, GoyaGoya, etcvb. --
230
708829
2071
Munch'un çığlığı, Goya, vb,
evet bu tedavi edilebilir!
12:02
it's indeedaslında treatabletedavi edilebilir.
231
710924
1285
Bu travmanın tek tedavi yöntemi de
12:04
The only way to healiyileşmek from this traumaTravma,
232
712233
4560
-Sizi boğan, katılaştıran, öldüren
o ölümle karşılaşma anının-
12:08
from this encounterkarşılaşma with deathölüm
that overwhelmsağır geliyorsa, petrifiespetrifies and killsöldürür you
233
716817
5056
Onun hakkında konuşmayı başararak mümkün.
12:13
is to find a way to expressekspres it.
234
721897
4000
Birinin dediğine göre eskiler dermiş:
12:18
People used to say,
235
726540
1739
"Bizi birbirimize bağlayan
tek şey dildir."
12:20
"LanguageDil is the only thing
that holdstutar all of us togetherbirlikte."
236
728303
3567
12:23
WithoutOlmadan languagedil, we're nothing.
237
731894
2341
Dil olmasaydı, hiçbişey olamazdık.
12:26
It's the thing that makesmarkaları us humaninsan.
238
734259
2617
Onun sayesinde biz insan olduk.
Ve bu dehşet görüntüsü karşısında,
12:28
In the faceyüz of suchböyle a horriblekorkunç imagegörüntü --
239
736900
1977
ki görüntünün kelimeleri yok.
12:30
a wordlesssözsüz imagegörüntü of oblivionAF
that obsessesobsesses us --
240
738901
5526
Çünkü o bizi tedirgin eden
bir hiçlik görüntüsü sadece.
12:36
the only way to copebaşa çıkmak with it
241
744451
2459
Ondan kurtulmamızın tek yolu,
İnsan kelimelerini katıp onu kelimelerle
ifade ederek mümkün.
12:40
is to put humaninsan wordskelimeler to it.
242
748109
2101
Çünkü bu kişiler insanlıktan dışlanmış
hissediyor.
12:42
Because these people
feel excludedhariç from humanityinsanlık.
243
750234
2426
Kimse onları görmek istemiyor.
Onlar da kimseyi görmek istemiyorlar.
12:44
No one wants to see them anymoreartık
and they don't want to see anyonekimse.
244
752684
3206
Kendilerini kirletilmiş,
utanç içinde hissediyorlar.
12:47
They feel dirtykirli, defiledkirletti, ashamedutanmış.
245
755914
2421
Birisi demişti ki:
"Doktor bey biliyorsunuz,
12:50
SomeoneBirisi said, "DoctorDoktor,
I don't use the subwaymetro anymoreartık
246
758359
3244
Artık metroya binemiyorum
Çünkü insanların içimdeki korkuyu,
12:53
because I'm afraidkorkmuş people
will see the horrorkorku in my eyesgözleri."
247
761627
3214
Gözlerimden görmesinden korkuyorum."
12:56
AnotherBaşka bir guy thought he had
a terriblekorkunç skincilt diseasehastalık
248
764865
2866
Bir başkası anlatmıştı...
Korkunç bir deri hastalığı vardı
6 ay dermatoloji de tedavi görmüş,
12:59
and spentharcanmış sixaltı monthsay with dermatologistsDermatologlar,
going from doctordoktor to doctordoktor.
249
767755
3837
Sürekli farklı doktorlara görünmüş.
Sonunda bir gün demişler ki:
13:03
And then one day, they sentgönderilen him
to a psychiatristpsikiyatrist.
250
771616
2539
"Bir psikiyatriste gitmelisin."
Ve psikiyatriste ikinci seansta demiş ki
13:06
DuringSırasında his secondikinci sessionoturum, toplantı, celse,
he told the psychiatristpsikiyatrist
251
774179
2405
- korkunç bir deri hastalığı vardı,
burdan ayaklarına kadar-
13:08
he had a terriblekorkunç skincilt diseasehastalık
from headkafa to toeayak.
252
776608
2330
13:10
The psychiatristpsikiyatrist askeddiye sordu,
"Why are you in this statebelirtmek, bildirmek?"
253
778962
2919
Psikiyatrist sormuş:
"Sizce neden böyle bir durumdasınız?"
13:13
And the man said, "Well, because
I'm deadölü, so I mustşart be rottingçürüyen away."
254
781905
3326
Ve adam ona cevap vermiş:
"Çünkü ben ölüyüm, o yüzden de çürüyorum."
13:17
So you see this is something
that has a profoundderin effectEfekt on people.
255
785255
4413
Yani görüyorsunuz, insanı ne kadar
derinden etkileyen birşey bu.
İyileşmek için, konuşmak gerekiyor.
Korkunun kelimelere dökülmesi gerekiyor.
13:21
In ordersipariş to healiyileşmek,
we need to talk about it.
256
789692
2409
13:24
The horrorkorku needsihtiyaçlar to be put into wordskelimeler --
257
792125
3944
İnsan kelimelerine, onu evcilleştirmek
için tekrar tekrar konuşmak gerekiyor.
13:28
humaninsan wordskelimeler, so we can organizedüzenlemek it
and talk about it again.
258
796093
4183
13:32
We have to look deathölüm in the faceyüz.
259
800300
4142
Ölümle yüzyüze bakmak gerekiyor.
Ve bunu başarırsak,
Bunları konuşabilirsek,
13:37
And if we can do that,
if we can talk about these things,
260
805061
5095
O andan itibaren,
konuşma çalışması ile, adım adım,
13:42
then stepadım by stepadım,
by workingçalışma it out verballysözlü,
261
810180
3425
İnsani tarafımızı geri kazanabiliriz.
13:45
we can reclaimıslah our placeyer in humanityinsanlık.
262
813629
2928
Ve bu önemli! Sessizlik bizi öldürüyor!
13:49
And it is importantönemli.
263
817549
1264
13:50
SilenceSessizlik killsöldürür us.
264
818837
1688
Bu ne anlama geliyor?
Bu demek ki travmadan sonra
13:53
So what does this mean?
265
821789
1422
13:55
It meansanlamına geliyor that after a traumaTravma,
266
823235
2016
Ah, apaçık belli ki varolmanın
dayanılmaz hafifliğini kaybettik
13:57
withoutolmadan questionsoru, we losekaybetmek
our "unbearabledayanılmaz lightnesshafiflik of beingolmak,"
267
825275
3635
Andaki varlığımızı sağlayan
ölümsüzlük duygumuzu kaybettik
14:00
that senseduyu of immortalityölümsüzlük
that keepstutar us here --
268
828934
2754
Eğer burdaysanız, demek ki
o duyguya sahipsiniz
14:03
meaninganlam, if we're here, we almostneredeyse feel
like we're immortalölümsüz, whichhangi we're not,
269
831712
3912
Güvende olma, ölümsüz olma duygusu
Öyle değilsiniz tabii!
14:07
but if we didn't believe that,
we'devlenmek say, "What's the pointpuan of it all?"
270
835648
3343
Aksi taktirde burada olmazdınız,
Derdiniz ki: "Ne anlamı var?"
14:11
But traumaTravma survivorsHayatta kalanlar have lostkayıp
that feelingduygu of immortalityölümsüzlük.
271
839015
2790
Ve işte onlar bu ölümsüzlük
duygusunu kaybettiler.
O varolmanın hafifliğini kaybettiler.
Ama başka bir şey bulmuş oldular.
14:13
They'veOnlar ettik lostkayıp theironların lightnesshafiflik.
272
841829
1395
14:15
But they have foundbulunan something elsebaşka.
273
843248
1739
14:17
So this meansanlamına geliyor that if we manageyönetmek
to look deathölüm in the faceyüz,
274
845011
3260
Bu demek oluyor ki, eğer
ölümün yüzüne bakabilirsek,
Susup saklanmak yerine onunla yüzleşirsek,
14:21
and actuallyaslında confrontkarşısına çıkmak it,
ratherdaha doğrusu than keep quietsessiz and hidesaklamak,
275
849546
4902
14:26
like some of the menerkekler or womenkadınlar I know did,
276
854472
2479
Ki böyle insanlar var, tanıdım onları
Ruanda'lı Michael,
14:28
suchböyle as MichaelMichael from RwandaRuanda,
CaroleCarole from IraqIrak, PhilippePhilippe from the CongoKongo Cumhuriyeti
277
856975
6654
Irak'tan Carole, Kongo'dan Philippe,
Tanıdığım bütün bu insanlar,
14:35
and other people I know,
278
863653
1226
Sorj Chalendon, kendisi
şimdi büyük bir yazar
14:36
like SorjGazetede ChalandonChalandon, now a great writeryazar,
279
864903
2098
Travma sonrası savaş
muhabirliğini bırakmıştı.
14:39
who gaveverdi up fieldalan assignmentsatamaları
after a traumaTravma.
280
867025
2291
İntihar eden dört veya beş arkadaşım oldu,
14:41
FiveBeş friendsarkadaşlar of mineMayın committedtaahhüt suicideintihar,
281
869340
2218
travma sonrası hayatta kalamadılar.
14:43
they're the onesolanlar
who did not survivehayatta kalmak the traumaTravma.
282
871582
2576
Yani ölümle yüzleşebilirsek,
14:46
So if we can look deathölüm in the faceyüz,
283
874182
5546
eğer ki biz ölümlü insanlar,
ölümlüler, insanlar,
14:51
if we, mortalölümlü humansinsanlar, humaninsan mortalsölümlüler,
284
879752
2778
nerede insan ve ölümlü, ölümlü ve
insan olduğumuzu biliyoruz
14:54
understandanlama that we are humaninsan
and mortalölümlü, mortalölümlü and humaninsan,
285
882554
2841
14:57
if we can confrontkarşısına çıkmak deathölüm
and identifybelirlemek it oncebir Zamanlar again
286
885419
6247
eğer yüzleşebilirsek ölümle ve
bu bilinmeyen diyarların en bilinmeyen
diyarını tanımlayabilirsek
15:03
as the mostçoğu mysteriousgizemli placeyer
of all mysteriousgizemli placesyerler,
287
891690
3063
-Onu görebilen kimse yok sonuçta-
15:07
sincedan beri no one has ever seengörüldü it --
288
895570
2556
Onu tanımaya başlayabilirsek
15:10
if we can give it back this meaninganlam,
289
898150
2663
Evet, ölebilir, hayatta kalabilir ve
tekrar doğabiliriz
15:12
yes, we mayMayıs ayı dieölmek,
290
900837
2841
15:17
survivehayatta kalmak
291
905686
1595
15:20
and come back to life,
292
908011
1427
Daha güçlü, eskisinden daha güçlü olarak.
Çok daha güçlü.
15:21
but we'lliyi come back strongergüçlü than before.
293
909462
3093
15:24
Much strongergüçlü.
294
912579
1310
Teşekkürler.
15:25
Thank you.
295
913913
1154
(alkışlar)
15:27
(ApplauseAlkış)
296
915091
1767
Translated by Dilan Timucin
Reviewed by Dilara Timuçin

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jean-Paul Mari - Journalist and psychologist
Jean-Paul Mari has reported on conflicts in more than three dozen countries.

Why you should listen

Journalist and international correspondent, psychologist and physiotherapist, Jean-Paul Mari published several hundred reports abroad and several works.

He produced a documentary, Irak: quand les soldats meurent (Iraq, wen the soldiers die), as well as a movie, Sans blessures apparentes (Without Visible Wounds), based on his book of the same name, for which he won the 2010 Grand Prix et le Prix du Public. In 2009, he was the recipient of the Grand prix des lectrices de Elle

He is the creator and the manager of grands-reporters.com and has just published a novel, La Tentation d'Antoine (The Temptation of Antoine).

More profile about the speaker
Jean-Paul Mari | Speaker | TED.com