ABOUT THE SPEAKER
Jedidah Isler - Astrophysicist
Jedidah Isler studies blazars — supermassive hyperactive black holes that emit powerful jet streams. They are the universe’s most efficient particle accelerators, transferring energy throughout galaxies.

Why you should listen

Jedidah Isler has been staring at the stars since she was 11 or 12. But because neither her undergraduate college or the university where she got her first master’s degree offered astronomy majors, she threw herself wholeheartedly into physics. It wasn’t until she entered a doctoral program that she was able to dedicate her time to the studying the night sky. In 2014, she became the first African-American woman to receive a Ph.D in Astrophysics from Yale.

Isler studies blazars — supermassive hyperactive black holes at the center of galaxies, some of which emit powerful streams of particles. Sometimes these are oriented toward Earth, offering us a unique perspective on the physics of the universe. Isler is a Chancellor’s Faculty Fellow in Physics at Syracuse University. She participates in the Future Faculty Leader program at Harvard's Center for Astrophysics and was named a 2015 TED Fellow.

Isler is also interested in breaking down barriers that prevent many students — especially women of color — from becoming scienists. She works to make STEM accessible to new communities. 

More profile about the speaker
Jedidah Isler | Speaker | TED.com
TED Fellows Retreat 2015

Jedidah Isler: The untapped genius that could change science for the better

Jedidah Isler: Bilimi daha iyiye götürebilecek yararlanılmayan dâhi

Filmed:
2,033,838 views

Jedidah Isler, genç kızlığından bu yana bir astrofizikçi olmayı hayal etmişti. Fakat, sıradışı şeyler ona karşıydı: o sıralarda, Amerika'da, fizikle bağlantılı bir disiplinde doktora derecesi elde eden sadece 18 siyahi kadın vardı. Bu kişisel konuşmada, nasıl Yale'den astro fizik alanında doktora derecesi alan ilk siyahi olma hikayesini -bilimde ve diğer STEM alanlarında çeşitliliğin kıymetine olan derin inancını- bizlerle paylaşıyor. O şöyle diyor: "Bir an bile, kendiniz olduğunuz için hayal ettiğiniz kişi olamayacağınızı düşünmeyin". "O hayallerinize sıkı sarılın ve bırakın sizi hayal dahi edemeyeceğiniz yerlere götürsünler."
- Astrophysicist
Jedidah Isler studies blazars — supermassive hyperactive black holes that emit powerful jet streams. They are the universe’s most efficient particle accelerators, transferring energy throughout galaxies. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
Great things happenolmak at intersectionskavşak.
0
1359
3417
Müthiş şeyler kesişim noktalarında olur.
00:16
In factgerçek, I would arguetartışmak
that some of the mostçoğu interestingilginç things
1
4800
3216
Aslında, insan deneyimlerindeki
00:20
of the humaninsan experiencedeneyim
occurmeydana at the intersectionskavşak,
2
8039
3777
en enteresan şeyler kesişimlerde,
00:23
in the liminalLiminal spaceuzay,
3
11840
1656
eşikte meydana gelir.
00:25
where by liminalLiminal
I mean the spaceuzay in-betweenikisinin arasında.
4
13520
4056
Bu eşik ile kastettiğim yer;
aradaki boşluktur.
00:29
There's freedomözgürlük in that in-betweenikisinin arasında,
5
17600
2696
Bu aradaki boşluk özgürlüktür,
00:32
freedomözgürlük to createyaratmak from the indefinitenessindefiniteness
of not-quite-heredeğil-çok-burada, not-quite-theredeğil oldukça orada,
6
20320
5776
ne o tarafta olma,
ne de bu tarafta olmanın
sonsuzluğunu yaratmak için özgürlük;
00:38
a newyeni self-definitionKendini.
7
26120
3216
yeni bir öz tanım.
00:41
Some of the great intersectionskavşak
of the worldDünya come to mindus,
8
29360
3015
Dünyanın akla gelen mükemmel kesişimleri;
00:44
like the ArcArk dede TriompheTriomphe in ParisParis,
9
32400
2216
Paris'teki Zafer Takı
00:46
or TimesKez SquareKare in NewYeni YorkYork CityŞehir,
10
34640
2456
veya New York'taki Times meydanı,
00:49
bothher ikisi de bustlinghareketli with the excitementheyecan
of a seeminglygörünüşte endlesssonsuz streamakım of people.
11
37120
5936
her ikisi de insanların heyecanlı,
sonsuz akışı ile hareketlenmiş.
00:55
Other intersectionskavşak,
12
43080
1496
Diğer kesişimler,
00:56
like the EdmundEdmund PettusPettus BridgeKöprü
in SelmaSelma, AlabamaAlabama,
13
44600
2856
Alabama, Selma'daki Edmund Pettus Köprüsü
00:59
or CanfieldCanfield DriveSürücü and CopperBakır CreekCreek CourtMahkeme
in FergusonFerguson, MissouriMissouri, alsoAyrıca come to mindus
14
47480
5696
veya Missouri, Ferguson'daki Canfield Drive
ve Copper Creek Court gibi yerler akla gelir.
01:05
because of the tremendousmuazzam energyenerji
at the intersectionkesişim of humaninsan beingsvarlıklar,
15
53200
4936
Çünkü buralarda insanlığın
kesişimindeki muhteşem enerji,
01:10
ideologiesideolojiler and the ongoingdevam eden
strugglemücadele for justiceadalet.
16
58160
4936
ideolojiler ve adalet için
süregelen bir çaba vardır.
01:15
BeyondÖtesinde the physicalfiziksel
landscapepeyzaj of our planetgezegen,
17
63120
2336
Gezegenimizin fiziksel
görüntüsünün ardında,
01:17
some of the mostçoğu famousünlü celestialGöksel imagesGörüntüler
are of intersectionskavşak.
18
65480
4016
bazı çok ünlü göksel imgeler
kesişimlerdir.
01:21
StarsYıldız are borndoğmuş at the messydağınık
intersectionkesişim of gasgaz and dusttoz,
19
69520
4376
Yıldızlar, gazın ve toz bulutunun
kesişmesinden doğmuş,
01:25
instigatedteşvik by gravity'syerçekimi irrevocablegeri alınamaz pullÇek.
20
73920
3496
yerçekiminin geri dönülemez
çekimi ile başlamıştır.
01:29
StarsYıldız dieölmek by this sameaynı intersectionkesişim,
this time flungfırlattı outwarddışa doğru
21
77440
4336
Yıldızlar, aynı kesişim
ile yok olmuşlar, bu sefer ise,
daha küçük atomların
şiddetli çarpışması ile dışa doğru fırlamışlardır;
01:33
in a violentşiddetli collisionçarpışma of smallerdaha küçük atomsatomları,
22
81800
2376
01:36
intersectingkesişen and efficientlyverimli biçimde fusingeritme
into altogethertamamen newyeni and heavierdaha ağır things.
23
84200
5720
yeni ve daha ağır şeyler bir araya gelip
kesişerek ve etkili bir biçimde kaynaşarak.
01:42
We can all think of intersectionskavşak
that have specialözel meaninganlam to us.
24
90840
4896
Hepimiz, kesişimleri bize ayrı bir
anlam kattığı şekliyle düşünebiliriz.
01:47
To be intersectionalintersectional, then,
25
95760
1816
Kesişimsel olmak, o halde
01:49
is to occupyişgal etmek a positionpozisyon
at an intersectionkesişim.
26
97600
3800
kesişimdeki bir yeri işgal etmek demektir.
01:54
I've livedyaşamış the entiretytamamını of my life
in the in-betweenikisinin arasında,
27
102600
4376
Ben hayatım tümünü, bu iki arada;
01:59
in the liminalLiminal spaceuzay
betweenarasında dreamsrüyalar and realitygerçeklik,
28
107000
4256
hayaller ve gerçek,
02:03
raceyarış and genderCinsiyet,
29
111280
2296
ırk ve cinsiyet,
02:05
povertyyoksulluk and plentybol,
30
113600
2016
yoksulluk ve bolluk,
02:07
scienceBilim and societytoplum.
31
115640
3056
bilim ve toplum arasındaki eşikte yaşadım.
02:10
I am bothher ikisi de blacksiyah and a womankadın.
32
118720
2936
Ben hem siyahiyim hem bir kadınım.
02:13
Like the birthdoğum of starsyıldızlar in the heavenliesheavenlies,
33
121680
2336
Eşsizlik içinde yıldızların doğduğu gibi,
02:16
this robustgüçlü combinationkombinasyon of knowingbilme
resultsSonuçlar in a shiningparlıyor exampleörnek
34
124040
4496
bilmenin bu güçlü bileşimi,
kimliklerin patlayıcı birleşmesinin
02:20
of the explosivepatlayıcı fusionfüzyon of identitieskimlikler.
35
128560
3496
parıldayan bir örneği ile neticelendi.
02:24
I am alsoAyrıca an astrophysicistastrofizikçi.
36
132080
3096
Ben aynı zamanda bir astrofizikçiyim.
02:27
I studyders çalışma blazarsblazars, supermassivesüper büyük kütleli,
hyperactivehiperaktif blacksiyah holesdelikler
37
135200
5056
Ben blazerlar,
devasa galaksilerin merkezine oturan
02:32
that sitoturmak at the centersmerkezleri
of massivemasif galaxiesgalaksiler
38
140280
2656
ve kara deliklerin yanındaki jetleri
02:34
and shootateş etme out jetsjetleri
nearbyyakında those blacksiyah holesdelikler
39
142960
2856
-bizim de hala bütünüyle
anlamaya çalıştığımız bir süreçte-
02:37
at speedshızlar approachingyaklaşıyor the speedhız of lightışık
40
145840
2736
ışık hızına yaklaşan bir hızda
dışarı iten süper kütleli,
02:40
in a processsüreç we are still tryingçalışıyor
to completelytamamen understandanlama.
41
148600
3640
aşırı etkin kara delikler
üzerine çalışıyorum.
02:45
I have dreamedhayal
of becomingolma an astrophysicistastrofizikçi
42
153600
3096
12 yaşımdan beri
bir astrofizikçi olmayı hayal ettim.
02:48
sincedan beri I was 12 yearsyıl oldeski.
43
156720
2456
02:51
I had no ideaFikir that at that time,
44
159200
2376
O zamanlar bu konu
hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
02:53
accordinggöre to DrDr. JamieJamie Alexander'sİskender'in archiveArşiv
of African-AmericanAfrikalı-Amerikalı womenkadınlar in physicsfizik,
45
161600
5696
Dr. Jamie Alexander'ın fizik alanındaki
Afro-Amerikalı kadınlar arşivine göre,
02:59
only 18 blacksiyah womenkadınlar in the UnitedAmerika StatesBirleşik
had ever earnedkazanılan a PhDDoktora
46
167320
4336
Birleşik Devletler'de
sadece 18 siyahi kadın,
03:03
in a physics-relatedFizik ile ilgili disciplinedisiplin,
47
171680
1976
fizik ile bağlantılı bir alanda
03:05
and that the first blacksiyah womankadın to graduatemezun olmak
with a PhDDoktora in an astronomy-relatedastronomi ile ilgili fieldalan
48
173680
4656
doktora derecesi elde etmiş
ve antronomi alanı ile
bağlantılı bir alanda
doktora derecesi elde eden ilk
siyahi kadının mezuniyeti
03:10
did so just one yearyıl before my birthdoğum.
49
178360
3640
benim doğumumdan
bir yıl önceye denk geliyor.
03:14
As I journeyedyolculuk alonguzun bir my pathyol,
50
182880
1816
Yolumda ilerledikçe
03:16
I encounteredkarşılaşılan the besten iyi and worsten kötü
of life at an intersectionkesişim:
51
184720
4856
kesişim noktasında hayatın
en iyi ve en kötü kısımları
ile karşılaştım:
03:21
the tremendousmuazzam opportunityfırsat to self-defineKendini tanımla,
52
189600
2816
kendini tanımlamak için muazzam fırsatlar,
03:24
the collisionçarpışma of expectationbeklenti
and experiencedeneyim,
53
192440
3536
beklentinin ve tecrübenin
bir araya gelmesi,
03:28
the exhilarationneşe
of victoriousmuzaffer breakthroughsbuluşların
54
196000
2736
çığır açan galibiyetlerin neşesi
03:30
and, sometimesara sıra,
55
198760
1696
ve bazen de
03:32
the explosivepatlayıcı painAğrı of regenerationyeniden oluşturma işlemi.
56
200480
3040
yenilenmenin getirdiği acı.
03:36
I beganbaşladı my collegekolej experiencedeneyim
just after my familyaile had fallendüşmüş apartayrı.
57
204360
5736
Üniversite hayatıma tam da
ailemin ayrıldığı dönemde başladım.
03:42
Our financialmali situationdurum disintegrateddağıldı
58
210120
2616
Babamın evi terk etmesinden hemen sonra
03:44
just after my father'sbabanın
departurekalkış from our liveshayatları.
59
212760
3416
Finansal durumumuz parçalanmıştı.
03:48
This thrustitme my motheranne, my sisterkız kardeş and I
60
216200
2896
Bu zorluk, annemi, kız kardeşimi ve beni
03:51
out of the relativebağıl comfortkonfor
of middle-classOrta sınıf life
61
219120
2976
orta sınıf yaşamın getirdiği
nisbi rahatlığın dışına itti
03:54
and into the almostneredeyse constantsabit strugglemücadele
to make endsuçları meetkarşılamak.
62
222120
4376
ve bizi iki yakamızı bir
araya getirme adına
sürekli bir çaba içine soktu.
03:58
ThusBöylece, I was one of roughlykabaca
60 percentyüzde of womenkadınlar of colorrenk
63
226520
3816
Böylece ben, eğitimsel
amaçlarını gerçekleştirmek için
büyük finansal sıkıntılarla karşı karşıya
04:02
who find financesmali to be a majormajör barrierbariyer
to theironların educationaleğitici goalshedefleri.
64
230360
4856
kalan siyahi kadınların
yüzde 60'ından birisi oldum.
04:07
ThankfullyNeyse ki, NorfolkNorfolk StateDevlet UniversityÜniversitesi
providedsağlanan me with fulltam fundingfinansman,
65
235240
3616
Şükür ki Norfolk Devlet Üniversitesi
bana bir fon sağladı
04:10
and I was ableyapabilmek to achievebaşarmak
my bachelor'sLisans in physicsfizik.
66
238880
3936
ve fizik lisans eğitimimi tamamlayabildim.
04:14
After graduationMezuniyet, and despiterağmen knowingbilme
that I wanted a PhDDoktora in astrophysicsastrofizik,
67
242840
5016
Mezuniyetten sonra ve astrofizik alanında
doktora yapmak istediğimi bilmeme rağmen
04:19
I felldüştü throughvasitasiyla the cracksçatlaklar.
68
247880
2176
boşluğa düştüm.
04:22
It was a posterafiş that savedkaydedilmiş my dreamrüya,
69
250080
3096
Hayallerimi kurtaran şey bir posterdi
04:25
and some really incredibleinanılmaz
people and programsprogramlar.
70
253200
3776
ve bazı mükemmel insanlar ve programlar.
04:29
The AmericanAmerikan PhysicalFiziksel SocietyToplum
had this beautifulgüzel posterafiş
71
257000
3616
Amerikan Fizik Birliğinin
şöyle güzel bir posteri vardı;
04:32
encouragingteşvik edici studentsöğrencilerin of colorrenk
to becomeolmak physicistsfizikçiler.
72
260640
3696
her renkten öğrencileri
fizikçi olmaya teşvik eden bir poster.
04:36
It was strikingdikkat çekici to me
because it featuredSeçme a younggenç blacksiyah girlkız,
73
264360
3496
Bu benim için çarpıcıydı,
çünkü posterde genç, siyahi bir kız vardı,
04:39
probablymuhtemelen around 12 yearsyıl oldeski,
74
267880
1776
muhtemelen 12 yaşlarında,
04:41
looking studiouslystudiously
at some physicsfizik equationsdenklemler.
75
269680
3040
titizce bazı
fizik denklemlerine bakıyordu.
04:46
I rememberhatırlamak thinkingdüşünme
76
274200
2176
İlk defa
04:48
I was looking directlydirekt olarak back
at the little girlkız
77
276400
2696
bu hayali kuran o küçük kıza
04:51
who first daredcesaret to dreamrüya this dreamrüya.
78
279120
2816
baktığımı hatırladım.
04:53
I immediatelyhemen wroteyazdı to the SocietyToplum
79
281960
1936
Hemen Birliğe yazdım
04:55
and requestedistenen my personalkişisel
copykopya of the posterafiş,
80
283920
3896
ve kendim için bir tane istedim.
04:59
whichhangi to this day
still hangstakılıyor in my officeofis.
81
287840
3376
Bu zamana kadar ofisimde asılıdır.
05:03
I describedtarif edilen to them in the emailE-posta
my educationaleğitici pathyol,
82
291240
2856
Onlara, eğitim hayatımı
05:06
and my desirearzu etmek to find myselfkendim again
in pursuitkovalama of the PhDDoktora.
83
294120
4896
ve doktora yapma isteğimi
bir e-mail ile anlattım
05:11
They directedyönlendirilmiş me to the Fisk-VanderbiltFisk-Vanderbilt
UniversityÜniversitesi BridgeKöprü ProgramProgram,
84
299040
3736
Beni, Fisk-Vanderbild Üniversiteleri arasındaki
geçiş programına yönlendirdiler;
05:14
itselfkendisi an intersectionkesişim
of the master'syüksek lisans and PhDDoktora degreesderece
85
302800
3776
bu program da iki üniversitedeki,
yüksek lisans ile doktora programları arasında
05:18
at two institutionskurumlar.
86
306600
1680
bir kesişim noktasıydı.
05:21
After two yearsyıl out of schoolokul,
they acceptedkabul edilmiş me into the programprogram,
87
309560
3496
Mezun olmamdan iki yıl sonra,
beni programlarına kabul ettiler
05:25
and I foundbulunan myselfkendim again
on the pathyol to the PhDDoktora.
88
313080
4416
ve ben kendimi tekrardan
doktora eğitimi sürecinde buldum.
05:29
After receivingkabul my master'syüksek lisans at FiskFisk,
89
317520
2456
Fisk Üniversitesinde yüksek lisans
eğitimimi tamamladıktan sonra,
05:32
I wentgitti on to YaleYale to completetamamlayınız my PhDDoktora.
90
320000
3336
doktoramı yapmak için Yale'e gittim.
05:35
OnceBir kez I was physicallyfiziksel olarak occupyingişgal
the spaceuzay that would ultimatelyen sonunda give way
91
323360
4136
En sonunda çocukluk hayallarimin kapıldığı
05:39
to my childhoodçocukluk aspirationsözlemleri,
92
327520
1976
fiziki boşluğu dolduruyordum;
05:41
I anticipatedbeklenen a smoothpürüzsüz glidekayma to the PhDDoktora.
93
329520
3176
doktora eğitimine pürüzsüz
bir kayış gerçekleştirdim.
05:44
(LaughterKahkaha)
94
332720
1976
(Gülüşmeler)
05:46
It becameoldu immediatelyhemen apparentbelirgin
95
334720
2056
O anda farkkettim ki
05:48
that not everyoneherkes was thrilledheyecan
to have that degreederece of liminalityliminality
96
336800
4016
herkes kendi eşiğine sahip olmak için
05:52
in theironların spaceuzay.
97
340840
1616
heyacanlı değildi.
05:54
I was ostracizedostracized by manyçok of my classmatessınıf arkadaşları,
98
342480
3056
Sınıf arkadaşlarımın birçoğu
tarafından dışlanmıştım;
05:57
one of whomkime wentgitti so faruzak as to inviteDavet etmek me
to "do what I really camegeldi here to do"
99
345560
5336
bir tanesi çok ileri çok ileri gidip
tüm bulaşıkları temizlemem için
06:02
as he pusheditilmiş all the dirtykirli dishesbulaşıklar
from our mealyemek in frontön of me to cleantemiz up.
100
350920
4440
önüme iterek; "buraya gerçekten
ne yapmaya geldiğimi" sordu.
06:08
I wishdilek that were an isolatedyalıtılmış occurrenceoluşumu,
101
356560
2896
Bu durumun istisnai
bir durum olmasını dilerdim,
06:11
but for manyçok womenkadınlar of colorrenk
102
359480
1736
ancak bu, bilimde, teknolojide,
mühendislikte ve matematikte
06:13
in scienceBilim, technologyteknoloji, engineeringmühendislik,
and mathematicsmatematik, or STEMKÖK,
103
361240
5816
ya da kısaca STEM,
beyaz olmayan birçok kadının
06:19
this is something they have long enduredkatlandığımız.
104
367080
2576
uzun süredir karşılaştığı bir durum.
06:21
One hundredyüz percentyüzde
of the 60 womenkadınlar of colorrenk
105
369680
3136
UC Hastings'de çalışan
Joan C. Williams tarafından,
06:24
interviewedgörüşülen in a recentson studyders çalışma
by JoanJoan C. WilliamsWilliams at UCUC HastingsHastings
106
372840
4336
yakın tarihli bir çalışmada beyaz olmayan kadınların
60'nın yüzde yüzü ile mülakat yapıldı
06:29
reportedrapor facingkarşı racializedracialized genderCinsiyet biasönyargı,
107
377200
3376
ve temizlik işçileri
hakkında yanılma dahil,
06:32
includingdahil olmak üzere beingolmak mistakenyanlış
for the janitorialjanitorial staffpersonel.
108
380600
3720
ırk ayırımcılığı olan cinsiyet yanlılığı ile
karşılaşıldığı rapor edildi.
06:37
This mistakenyanlış identityKimlik was not reportedrapor
109
385280
2896
Yanılınılan kimlikler,
bu çalışma için mülakata katılan
06:40
by any of the whitebeyaz womenkadınlar
interviewedgörüşülen for this studyders çalışma,
110
388200
2536
beyaz kadınların
hiçbirisi tarafından bildirilmedi.
06:42
whichhangi comprisedoluşan 557 womenkadınlar in totalGenel Toplam.
111
390760
3600
Bu kadınlar toplamda
557 kişiden oluşuyordu.
06:47
While there is nothing inherentlydoğal olarak wrongyanlış
with a janitorialjanitorial positionpozisyon,
112
395560
4056
Her ne kadar temizlik işleri ile,
doğal olarak, bir sorun olmasa da,
06:51
and in factgerçek my forefathersataları and foremothersforemothers
were ableyapabilmek to attendkatılmak collegekolej
113
399640
3416
ve benim büyüklerim
üniversiteye gidebilseler de,
06:55
because manyçok of theironların parentsebeveyn
workedişlenmiş these jobsMeslekler,
114
403080
2856
ailemdeki birçok kişi
bu işlerde çalıştığı için
06:57
it was a clearaçık attemptgirişim
to put me in my placeyer.
115
405960
3800
beni böyle bir konuma
yerleştirmek bariz bir şeydi.
07:02
While there was certainlykesinlikle
the acuteakut painAğrı of the encounterkarşılaşma,
116
410840
3216
Böyle şiddetli bir problem ile
yüzyüze gelmek varken,
07:06
the realgerçek issuekonu is that my appearancegörünüm
117
414080
2576
asıl mevzu, görünüşümün
07:08
can tell anyonekimse anything about my abilitykabiliyet.
118
416680
4536
benim yeteneklerim hakkında
birşeyler barındırabiliyor olması.
07:13
BeyondÖtesinde that, thoughgerçi, it underscoresalt çizgi
119
421240
2336
Bunun da ötesinde,
07:15
that the womenkadınlar of colorrenk in STEMKÖK
do not experiencedeneyim the sameaynı setset of barriersengeller
120
423600
5976
STEM'deki beyaz olmayan kadınlar,
diğer kadınları ile ya da diğer insanlar ile
aynı sıkıntıları yaşamıyorlar.
07:21
that just womenkadınlar
or just people of colorrenk faceyüz.
121
429600
4096
07:25
That's why todaybugün I want to highlightvurgulamak
womenkadınlar of colorrenk in STEMKÖK,
122
433720
3856
Bu yüzden, bugün ben,
merhametsizce ve pişmanlık duymaksızın
07:29
who are inexorablyacımasızca, unapologeticallyunapologetically
123
437600
2896
kimliklerinin parçalanmaz
bütünlüğü ile yaşayan;
07:32
livingyaşam as the inseparableayrılmaz
sumtoplam of identitieskimlikler.
124
440520
3800
STEM'deki kadınlara
dikkat çekmek istiyorum.
07:37
STEMKÖK itselfkendisi is an intersectionalintersectional termterim,
125
445600
2976
STEM'in kendisi
bir kesişim noktası terimi;
07:40
suchböyle that its truedoğru richnesszenginlik
cannotyapamam be appreciatedtakdir
126
448600
3256
onun gerçek zenginliği,
07:43
withoutolmadan consideringdikkate alınarak
the liminalLiminal spaceuzay betweenarasında disciplinesdisiplinler.
127
451880
3856
disiplinlerarası boşluklar
dikkate alınmaksızın anlaşılamaz.
07:47
ScienceBilim, the pursuitkovalama
of understandinganlayış the physicalfiziksel worldDünya
128
455760
2776
Kimya, fizik ve biyoloji aracılığıyla
07:50
by way of chemistrykimya, physicsfizik, biologyBiyoloji,
129
458560
3096
fiziksel dünyanın
anlaşılması gayreti olan bilim;
07:53
cannotyapamam be accomplishedbaşarılı
in the absenceyokluk of mathematicsmatematik.
130
461680
3776
matematiğin yokluğunda başarıya ulaşamaz.
07:57
EngineeringMühendislik requiresgerektirir the applicationuygulama
of basictemel scienceBilim and mathmatematik
131
465480
4056
Mühendislik, yaşanmış tecrübelere
temel bilim ve
matematiğin uygulanmasını gerektirir.
08:01
to the livedyaşamış experiencedeneyim.
132
469560
2016
08:03
TechnologyTeknoloji sitsoturur firmlysıkıca
on the foundationvakıf of mathmatematik,
133
471600
3696
Teknoloji, matematik, mühendislik
08:07
engineeringmühendislik and scienceBilim.
134
475320
2336
ve bilim temeline oturur.
08:09
MathMatematik itselfkendisi servesvermektedir
the criticalkritik rolerol of RosettaRosetta StoneTaş,
135
477680
4016
Matematik kendi başına, dünyanın
fiziksel kurallarını çözerek ve şifreleyerek,
08:13
decodingkod çözme and encodingkodlama
the physicalfiziksel principlesprensipler of the worldDünya.
136
481720
4736
Rosetta Stona'un
kritik rolüne hizmet eder.
08:18
STEMKÖK is utterlytamamen incompletetamamlanmamış
withoutolmadan eachher individualbireysel pieceparça.
137
486480
4936
STEM her bir parça olmaksızın,
tek kelime ile eksik kalacaktır.
08:23
This is to say nothing
of the enrichmentzenginleştirme that is realizedgerçekleştirilen
138
491440
3376
STEM diğer disiplinlerle
bir araya geldiğinde,
08:26
when STEMKÖK is combinedkombine
with other disciplinesdisiplinler.
139
494840
3616
onun, ortaya çıkan zenginliği hakkına
bir şey söylemeye gerek yoktur.
08:30
The purposeamaç for this talk is twofoldiki kat:
140
498480
2576
Bu konuşmanın amacı iki kısımdır;
08:33
first, to say directlydirekt olarak to everyher blacksiyah,
LatinaLatina, indigenousyerli, First NationUlus
141
501080
5736
birincisi; ırkın ve cinsiyetin
kutsanmış eşiğinde kendine yer edinen
her bir siyahi, latin, yerel, kızılderili
08:38
or any other womankadın or girlkız
142
506840
2016
08:40
who findsbuluntular herselfkendini restingdayanma
at the blessedmübarek intersectionkesişim
143
508880
3216
ve diğer kadınlara ve kızlara,
08:44
of raceyarış and genderCinsiyet,
144
512120
2015
istedikleri her şey
olalabileceklerini söylemek.
08:46
that you can be anything you want to be.
145
514159
2961
08:50
My personalkişisel hopeumut is
that you'llEğer olacak becomeolmak an astrophysicistastrofizikçi,
146
518159
3496
Benim kişisel arzum,
bir astrofizikçi olmanız
08:53
but beyondötesinde that, anything you want.
147
521679
3057
ancak bunun ötesinde istediğiniz her şey.
08:56
Do not think for one minutedakika
148
524760
3056
Kendiniz olduğunuz için
08:59
that because you are who you are,
149
527840
2256
hayal ettiğiniz şeyleri yapamayacağınızı
09:02
you cannotyapamam be
who you imaginehayal etmek yourselfkendin to be.
150
530120
3536
bir dakika bile düşünmeyin
09:05
HoldBasılı tutun fasthızlı to those dreamsrüyalar
151
533680
2456
O hayallerinize sıkı sarılın
09:08
and let them carrytaşımak you
into a worldDünya you can't even imaginehayal etmek.
152
536160
3680
ve sizin bile hayal edemeyeceğiniz yerlere
sizi götürmesine izin verin.
09:12
Secondlyİkinci olarak, amongarasında the mostçoğu
pressingbasma issuessorunlar of our time,
153
540640
3736
İkinci olarak, zamanımızın en aceleci
meseleleri arasındaki şeylerin bir çoğu,
09:16
mostçoğu now find
theironların intersectionkesişim with STEMKÖK.
154
544400
3616
şimdilerde STEM ile
kesişen noktolarda bulunuyorlar.
09:20
We have as a globalglobal societytoplum solvedçözülmüş
155
548040
2016
Biz evrensel bir toplum olarak,
09:22
mostçoğu of the single-facetedTek yönlü
issuessorunlar of our time.
156
550080
3696
zamanımızın tek yanlı meselelerininin
çoğunu çözmüş bulunuyoruz.
09:25
Those that remainkalmak
requiregerektirir a thoroughayrıntılı investigationsoruşturma
157
553800
3456
Geriye, yarının
çoklu çözümlerini yaratmak için
09:29
of the liminalLiminal spaceuzay betweenarasında disciplinesdisiplinler
158
557280
2776
disiplinler arası boşluğu dolduracak
araştırmaları gerektirenler kaldı.
09:32
to createyaratmak the multifacetedçok yönlü
solutionsçözeltiler of tomorrowyarın.
159
560080
4416
09:36
Who better to solveçözmek these liminalLiminal problemssorunlar
160
564520
3096
Kim bu boşlukları,
hayatlarını bu eşiklerde geçiren
kimselerden daha iyi çözebilir.
09:39
than those who have facedyüzlü
theironların wholebütün liveshayatları at the intersectionskavşak.
161
567640
4336
09:44
We as thought leadersliderler and decisionkarar makersvericiler
162
572000
2936
Biz, liderler ve karar verici
kabul edilen kişiler olarak,
09:46
mustşart pushit pastgeçmiş
the first stepsadımlar of diversityçeşitlilik
163
574960
3416
çeşitliliğin ilk aşamasını geçip
09:50
and into the richerzengin
and more robustgüçlü territorybölge
164
578400
3296
daha zengin ve daha kapsayıcı
09:53
of fulltam inclusioniçerme and equaleşit opportunityfırsat.
165
581720
4016
ve eşit imkanları barındıran
sağlam bölgelere doğru devam etmeliyiz.
09:57
One of my favoritesevdiğim examplesörnekler
of liminalLiminal excellencemükemmellik
166
585760
3056
Bu eşikte yer alan ve
benim en favorilerim arasındaki kişi;
10:00
comesgeliyor from the lategeç DrDr. ClaudiaClaudia AlexanderAlexander,
167
588840
2856
10 yıl süren göğüs kanseri sonunda,
10:03
a blacksiyah womankadın plasmaPlazma physicistfizikçi,
168
591720
1736
geçen Temmuz'da vefat eden,
siyahi bir kadın olan
10:05
who passedgeçti away this pastgeçmiş JulyTemmuz
after a 10-year-yıl boutPeki ya with breastmeme cancerkanser.
169
593480
5056
plasma fizikçisi merhum
Dr. Claudia Alexander'dır.
10:10
She was a NASANASA projectproje scientistBilim insanı
who spearheadedöncülük the NASANASA sideyan
170
598560
4096
Rosetta görevinin
NASA ayağına liderlik eden,
10:14
of the RosettaRosetta missionmisyon,
171
602680
1456
NASA'daki projelerde
çalışan bilim insanı idi.
10:16
whichhangi becameoldu famousünlü this yearyıl
for landinginiş a roverRover on a cometkuyrukluyıldız,
172
604160
4456
Bu yıl, bir kuyrukluyıldıza
bir gezginci indirmesiyle
10:20
and the 1.5 billionmilyar dollardolar
GalileoGalileo missionmisyon to JupiterJüpiter,
173
608640
4496
ve 1.5 milyar dolarlık
Jupiter'e yapılan Galileo görevi ile,
10:25
two high-profileyüksek profilli scientificilmi victorieszaferler
174
613160
2976
NASA, Birleşik Devletler
ve dünya için yaptığı çok büyük
iki bilimsel zafer ile tanınır hale geldi
10:28
for NASANASA, the UnitedAmerika StatesBirleşik
and the worldDünya.
175
616160
4096
10:32
DrDr. AlexanderAlexander said it this way:
176
620280
2696
Dr. Alexander bunu şu şekilde söyledi:
10:35
"I'm used to walkingyürüme betweenarasında two cultureskültürler.
177
623000
2696
"İki kültür arasında yürümeye alışkınım.
10:37
For me, it's amongarasında the purposesamaçlar of my life
178
625720
3136
Benim için hayatımın amaçlarından birisi;
10:40
to take us from statesdevletler of ignorancecehalet
to statesdevletler of understandinganlayış
179
628880
3616
bizi cahillikten alıp,
her gün yapamayacağımız
10:44
with boldcesur explorationkeşif
that you can't do everyher day."
180
632520
4376
cesur bir keşifle
bir kavrayış durumuna taşımak."
10:48
This showsgösterileri exactlykesinlikle
the powergüç of a liminalLiminal personkişi.
181
636920
3776
İşte bu tam da eşikte yaşayan
bir insanın gücünü gösteriyor.
10:52
She had the technicalteknik abilitykabiliyet to spearheadmızrak ucu
182
640720
2376
O, zamanımızın en iddialı
uzay görevlerinden bazılarına
10:55
some of the mostçoğu ambitiousiddialı
spaceuzay missionsmisyonlar of our time,
183
643120
3096
liderlik edebilecek
teknik bir yeteneğe sahipti.
10:58
and she perfectlykusursuzca understoodanladım her placeyer
184
646240
3336
O da kendisinin kendisi olduğu bir yerde
11:01
of beingolmak exactlykesinlikle who she was
in any placeyer she was.
185
649600
3640
tamamen kimliğinin var olduğu
yeri çok iyi bir şekilde kavramıştı.
11:06
JessicaJessica MatthewsMatthews, inventormucit
of the SOCCKETSOCCKET linehat of sportsSpor Dalları productsÜrünler,
186
654240
3616
Onlarla oynadıkça yenilenebilir
enerji üreten futbol topları gibi
11:09
like soccerFutbol ballstaşaklar, that generateüretmek
renewableyenilenebilir energyenerji as you playoyun with them,
187
657880
3976
spor ürünleri üreten
SOCCKET'in mucidi Jessica Matthews
11:13
said it this way:
188
661880
1856
şöyle söyledi:
11:15
"A majormajör partBölüm of inventionicat
isn't just creatingoluşturma things,
189
663760
3456
"İcadın büyük bir bölümü,
sadece bir şeylerin yapılması değildir,
11:19
it's understandinganlayış people
190
667240
1816
insanları anlamaktır
11:21
and understandinganlayış the systemssistemler
that make this worldDünya."
191
669080
3240
ve bu dünyayı oluşturan
sistemleri anlamaktır."
11:25
The reasonneden I tell my storyÖykü
192
673320
1816
Kendi hikayemi
11:27
and the storyÖykü of DrDr. AlexanderAlexander
and JessicaJessica MatthewsMatthews
193
675160
3056
ve Dr. Alexander ve Jessica Matthews'ün
hikayesini anlatmamın sebebi,
11:30
is because they are fundamentallyesasen
intersectionalintersectional storieshikayeleri,
194
678240
3856
onların temelde kesişim noktaları
barındıran hikayeler olmasıdır;
11:34
the storieshikayeleri of liveshayatları livedyaşamış at the nexusNexus
of raceyarış, genderCinsiyet and innovationyenilik.
195
682120
6000
ırk, cinsiyet ve yeniliğin kesiştiği
bir noktada yaşanmış hikayeler olmasıdır.
11:40
DespiteRağmen implicitörtülü and explicitaçık questionssorular
of my right to be in an eliteseçkinler spaceuzay,
196
688760
5616
Elit bir konumda olma hakkımın
getirdiği dahili ve harici sorgulamalara karşın,
11:46
I'm proudgururlu to reportrapor that when I graduatedmezun,
197
694400
2576
mezun olduğumda,
Yale'in 312 yıllık tarihinde
11:49
I was the first blacksiyah womankadın
to earnkazanmak a PhDDoktora in astrophysicsastrofizik
198
697000
3456
astrofizik alanında
doktora derecesi elde eden
11:52
in Yale'sYale then 312-year-yıl historytarih.
199
700480
3096
ilk siyahi kadın olduğumu
söylemekten dolayı gurur duyuyorum.
11:55
(ApplauseAlkış)
200
703600
5896
(Alkışlar)
12:01
I am now partBölüm of a smallküçük but growingbüyüyen cadrekadro
of womenkadınlar of colorrenk in STEMKÖK
201
709520
5416
Ben şimdilerde, STEM içinde yer alan beyaz olmayan,
küçük, ancak gelişen bir kadronun bir parçasıyım.
12:06
who are poisedhazır to bringgetirmek newyeni perspectivesbakış açıları
and newyeni ideasfikirler to life
202
714960
4016
O kişiler, zamanımızın
en acele meselelerinde:
12:11
on the mostçoğu pressingbasma issuessorunlar of our time:
203
719000
2776
eğitimdeki eşitsizlikler, polis şiddeti,
12:13
things like educationaleğitici inequitieseşitsizlikler,
204
721800
2176
HIV/AİDS, küresel ısınma,
genetik düzeltme,
12:16
policepolis brutalityvahşeti, HIVHIV/AIDSAIDS,
climateiklim changedeğişiklik, geneticgenetik editingkurgu,
205
724000
5976
yapay zeka ve Mars'ın keşfi gibi
alanlardaki meselelerde yeni
bakış açıları ve yeni fikirler
getirecek şekilde dengelenmişlerdir.
12:22
artificialyapay intelligencezeka
and MarsMars explorationkeşif.
206
730000
3376
12:25
This is to say nothing of the things
we haven'tyok even thought of yethenüz.
207
733400
4296
İşte bu, henüz bizim bile düşünmediğimiz
şeylerde hiçbir şey söylememektir.
12:29
WomenKadınlar of colorrenk in STEMKÖK
occupyişgal etmek some of the toughestEn zor
208
737720
3496
STEM'deki beyaz olmayan kadınlar,
günümüzün en zor
12:33
and mostçoğu excitingheyecan verici sociotechnologicalsociotechnological
issuessorunlar of our time.
209
741240
4776
ve en heyecan verici sosyo-teknolojik
meselelerinden bazılarında bulunmaktadırlar.
12:38
ThusBöylece, we are uniquelybenzersiz positionedkonumlandırılmış
210
746040
2336
Böylece biz, eşsiz bir şekilde,
12:40
to contributekatkıda bulunmak to
and drivesürücü these conversationskonuşmaları
211
748400
3416
yaşanmışlığın daha geniş çeşitliliğini
içine alan bu hareketlere destek vermek
12:43
in waysyolları that are more inclusivedahil
of a widerDaha geniş varietyvaryete of livedyaşamış experiencedeneyim.
212
751840
5136
ve bunları yönlendirmek için
yerimizi almış bulunuyoruz.
12:49
This outlookgörünüm can be expandedgenişletilmiş
to the manyçok intersectionalintersectional people
213
757000
3576
Bu bakış açısı, kesişimde yer alan,
olumlu ya da olumsuz tecrübe edinen,
12:52
whosekimin experiencesdeneyimler, positivepozitif and negativenegatif,
214
760600
3056
hatta kaynakları itibariyle en iyi olan
homojen grupların bile üstesinden gelecek şekilde
12:55
enrichzenginleştirmek the conversationskonuşmaları
in waysyolları that outmatchfırsat vermemek
215
763680
3056
söz konusu hareketleri
güçlendirecek bir çok insana ulaşabilir.
12:58
even the best-resourcedEn çok kaynaklı homogenoushomojen groupsgruplar.
216
766760
3080
13:02
This is not a requestistek
borndoğmuş out of a desirearzu etmek to fituygun in.
217
770880
3896
Bu, bir şeyleri yerine oturtma hevesinden
doğmuş bir istek değildir.
13:06
It's a reminderuyarı mektubu that we cannotyapamam get
to the besten iyi possiblemümkün outcomesçıktıları
218
774800
4496
Bu; işbirliğin,
eşiktekilerin, farklı yaşam sürenlerin,
13:11
for the totalitybütünlük of humanityinsanlık
219
779320
2176
gözle görünür biçimde tecrübe edenlerin
13:13
withoutolmadan preciselytam this collaborationişbirliği,
220
781520
2456
13:16
this bringinggetiren togetherbirlikte of the liminalLiminal,
221
784000
2536
ve tamamen farklı bir biçimde
etkilenmiş kişileri bir araya getirmeksizin
13:18
the differentlyfarklı olarak livedyaşamış,
distinctlybelirgin experienceddeneyimli
222
786560
3496
insanlığın bütünü için
en muhtemel çıkış noktalarına
erişemeyeceğimizin bir hatırlatmasıdır.
13:22
and disparatelytamamen impactedetkilenen.
223
790080
2536
13:24
SimplySadece put, we cannotyapamam be
the mostçoğu excellentMükemmel expressionifade
224
792640
4016
Basitçe söylemek gerekirse, biz,
tüm insanlık bir araya getirilmeksizin
13:28
of our collectivetoplu geniusdeha
225
796680
1776
13:30
withoutolmadan the fulltam measureölçmek
of humanityinsanlık broughtgetirdi to bearayı.
226
798480
3496
kollektif dehamızın en
mükemmel dışavurumu olamayız.
13:34
Thank you.
227
802000
1216
Teşekkür ederim.
13:35
(ApplauseAlkış)
228
803240
5880
(Alkışlar)
Translated by Mehmet Şeker
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jedidah Isler - Astrophysicist
Jedidah Isler studies blazars — supermassive hyperactive black holes that emit powerful jet streams. They are the universe’s most efficient particle accelerators, transferring energy throughout galaxies.

Why you should listen

Jedidah Isler has been staring at the stars since she was 11 or 12. But because neither her undergraduate college or the university where she got her first master’s degree offered astronomy majors, she threw herself wholeheartedly into physics. It wasn’t until she entered a doctoral program that she was able to dedicate her time to the studying the night sky. In 2014, she became the first African-American woman to receive a Ph.D in Astrophysics from Yale.

Isler studies blazars — supermassive hyperactive black holes at the center of galaxies, some of which emit powerful streams of particles. Sometimes these are oriented toward Earth, offering us a unique perspective on the physics of the universe. Isler is a Chancellor’s Faculty Fellow in Physics at Syracuse University. She participates in the Future Faculty Leader program at Harvard's Center for Astrophysics and was named a 2015 TED Fellow.

Isler is also interested in breaking down barriers that prevent many students — especially women of color — from becoming scienists. She works to make STEM accessible to new communities. 

More profile about the speaker
Jedidah Isler | Speaker | TED.com