ABOUT THE SPEAKER
Shonda Rhimes - Writer, producer
With the runaway success of shows like Scandal and Grey’s Anatomy, Shonda Rhimes has become one of Hollywood’s most powerful icons.

Why you should listen

When ABC kicked off its 2014 television season by devoting its Thursday night line-up to the Shondaland shows How to Get Away With Murder, Scandal and Grey’s Anatomy, Shonda Rhimes -- already one of the most influential producers in Hollywood -- became arguably the single most powerful voice in television today. In 2015, ABC snapped up Rhimes’ latest series, The Catch. Shondaland shows have the special ability to capture both fan devotion and critical attention – she’s won everything from a Peabody Award to a People’s Choice Award.

Rhimes is known for her groundbreaking storytelling, her candor and humor in the face of her critics, and for never shying away from speaking her mind. She’s also known for her social media savvy, and fans of her shows basically own Twitter on Thursday nights. Her first book, Year of Yes, was published in November 2015.

More profile about the speaker
Shonda Rhimes | Speaker | TED.com
TED2016

Shonda Rhimes: My year of saying yes to everything

Shonda Rhimes: Her şeye evet dediğim bir yıl

Filmed:
4,709,794 views

Grey's Anatomy, Scandal ve How to Get Away With Murder'ın ardındaki dev Shonda Rhimes, sezon başı 70 saatlik televizyon programından sorumlu olan kişidir, çalışmayı seven bir kişi. "Sıkı çalıştığım zamanlarda, derinliğine daldığım zamanlarda başka bir duygu oluşmuyor" diyor kendisi. Bu duyguyu: "Uğultu" olarak adlandırıyor. Bu uğultu bir bağımlılık, bir müzik, tanrının onun kulaklarına fısıltısı olarak ifade ediyor. Peki bu uğultu kesildiğinde neler oluyor? Uğultunun haricinde kalan kendisi ne oluyor? bu konuşmada Rhimes ile "Her şeye evet dediğim bir yıl" yolculuğuna birlikte çıkıyoruz ve uğultuyu nasıl geri kazandığını öğreniyoruz.
- Writer, producer
With the runaway success of shows like Scandal and Grey’s Anatomy, Shonda Rhimes has become one of Hollywood’s most powerful icons. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So a while agoönce, I trieddenenmiş an experimentdeney.
0
960
3656
Bir süre önce bir deney gerçekleştirdim.
00:16
For one yearyıl, I would say yes
to all the things that scaredkorkmuş me.
1
4640
3440
Bir yıl boyunca, beni korkutan her şeye
00:20
Anything that madeyapılmış me nervoussinir,
tookaldı me out of my comfortkonfor zonebölge,
2
8720
3336
Evet dedim, beni endişelendiren,
konfor alanımın dışındaki şeylere
00:24
I forcedzorunlu myselfkendim to say yes to.
3
12080
1760
Evet demek için kendimi zorladım.
00:26
Did I want to speakkonuşmak in publichalka açık?
4
14360
1655
Toplum içinde konuşmayı istedim mi?
00:28
No, but yes.
5
16040
1680
Hayır, ama aslında Evet.
00:30
Did I want to be on livecanlı TVTV?
6
18280
1896
Tv’de canlı yayında olmak istedim mi?
00:32
No, but yes.
7
20200
1800
Hayır, ama aslında Evet.
00:34
Did I want to try actingoyunculuk?
8
22480
1816
Oyunculuğu denemek istedim mi?
00:36
No, no, no, but yes, yes, yes.
9
24320
3056
Hayır, ama Evet, Evet.
Ve çılgınca bir şeyler oldu:
00:39
And a crazyçılgın thing happenedolmuş:
10
27400
2056
beni korkutan şeyleri yapmak
00:41
the very actdavranmak of doing
the thing that scaredkorkmuş me
11
29480
2736
korkuyu yok etti.
00:44
undidgeri aldığınız the fearkorku,
12
32240
1656
Korkunç olmaktan çıktılar.
00:45
madeyapılmış it not scarykorkutucu.
13
33920
1536
Benim toplum içinde konuşma yapma,
00:47
My fearkorku of publichalka açık speakingkonuşuyorum,
my socialsosyal anxietyanksiyete, poofpuf, gonegitmiş.
14
35480
4440
sosyal anksiyete korkum
bir anda yok oldu.
00:52
It's amazingşaşırtıcı, the powergüç of one wordsözcük.
15
40600
2976
Bu harika bir şey, tek bir kelimenin gücü.
00:55
"Yes" changeddeğişmiş my life.
16
43600
2136
‘Evet’ kelimesi hayatımı değiştirdi.
00:57
"Yes" changeddeğişmiş me.
17
45760
1696
‘Evet’ kelimesi beni değiştirdi.
00:59
But there was one particularbelirli yes
18
47480
2376
Ancak belirli bir evet türü vardı ki,
01:01
that affectedetkilenmiş my life
in the mostçoğu profoundderin way,
19
49880
2936
benim hayatımı en derin şekilde etkileyen
01:04
in a way I never imaginedhayal,
20
52840
1816
hiç hayal etmediğim bir türde,
01:06
and it startedbaşladı with a questionsoru
from my toddleryürümeye başlayan çocuk.
21
54680
2640
her şey küçük çocuğumun
bana sorduğu soru ile başladı.
01:10
I have these threeüç amazingşaşırtıcı daughterskız çocukları,
HarperHarper, BeckettBeckett and EmersonEmerson,
22
58440
3296
Üç tane harika kızım var,
Harper, Beckett ve Emerson.
01:13
and EmersonEmerson is a toddleryürümeye başlayan çocuk who inexplicablyaçıklanamaz
refersatıfta to everyoneherkes as "honeybal."
23
61760
3496
Ve Emerson herkese açıklanamaz bir
biçimde ‘tatlım’ diye hitap eder.
01:17
as thoughgerçi she's a SouthernGüney waitressbayan garson.
24
65280
1856
Güney bölgesindeki bir garson misali.
01:19
(LaughterKahkaha)
25
67160
1216
(Gülüşmeler)
01:20
"HoneyTatlım, I'm gonna need some milkSüt
for my sippyağızlıklı cupFincan."
26
68400
2816
"Tatlım, bardağıma eklemek için
biraz süte ihtiyacım var."
01:23
(LaughterKahkaha)
27
71240
1616
(Gülüşmeler)
01:24
The SouthernGüney waitressbayan garson askeddiye sordu me
to playoyun with her one eveningakşam
28
72880
3256
Bir akşam güneyli garson
onunla oynamamı istedi.
01:28
when I was on my way somewherebir yerde,
and I said, "Yes."
29
76160
2776
Bir yere gitmek üzere olmama
rağmen ona ''Evet.'' dedim.
01:30
And that yes was the beginningbaşlangıç
of a newyeni way of life for my familyaile.
30
78960
4016
Bu evet benim ailem için yeni
bir yolun ilk adımı sayılır.
01:35
I madeyapılmış a vowAdak that from now on,
31
83000
1976
O andan itibaren kendime bir söz verdim.
01:37
everyher time one of my childrençocuklar
askssorar me to playoyun,
32
85000
2336
Çocuklarım benimle ne zaman
oynamak isterse
01:39
no mattermadde what I'm doing
or where I'm going,
33
87360
2536
bir şeyler yapıyor ya da
bir yere gidiyor olsam da
01:41
I say yes, everyher singletek time.
34
89920
3600
her seferinde onlara evet diyorum.
01:46
AlmostNeredeyse. I'm not perfectmükemmel at it,
but I try hardzor to practiceuygulama it.
35
94280
3616
Elbette bu konuda mükemmel değilim,
ama pratik yapmak için çok çabalıyorum.
01:49
And it's had a magicalbüyülü effectEfekt on me,
36
97920
2416
Bunun benim üzerimde
sihirli bir etkisi var.
01:52
on my childrençocuklar, on our familyaile.
37
100360
2400
Çocuklarım ile ailemi de
etkileyen bir durum.
01:55
But it's alsoAyrıca had a stunningçarpıcı sideyan effectEfekt,
38
103520
2936
Aynı zamanda çarpıcı bir yan etkisi var,
01:58
and it wasn'tdeğildi untila kadar recentlyson günlerde
that I fullytamamen understoodanladım it,
39
106480
3576
bir bütün olarak onu anladığım yakın
zamana dek, varlığı olmayan bir etki,
02:02
that I understoodanladım that sayingsöz yes
to playingoynama with my childrençocuklar
40
110080
3576
çocuklarımla oyun oynamaya
evet demenin aslında
02:05
likelymuhtemelen savedkaydedilmiş my careerkariyer.
41
113680
2160
kariyerimi kurtardığını söylemek mümkündür.
02:08
See, I have what mostçoğu people
would call a dreamrüya job.
42
116760
3136
Bakın, birçok kişinin rüya gibi
iş dediği işe sahibim.
02:11
I'm a writeryazar. I imaginehayal etmek.
I make stuffşey up for a livingyaşam.
43
119920
2776
Ben hayal kuran, yaşamak
için üreten bir yazarım.
02:14
DreamRüya job.
44
122720
1456
Rüya gibi bir iş.
02:16
No.
45
124200
1336
Hayır.
02:17
I'm a titantitan.
46
125560
1200
Ben bir devim.
02:19
DreamRüya job.
47
127320
1336
Rüya gibi bir iş.
02:20
I createyaratmak televisiontelevizyon.
I executiveyönetici produceüretmek televisiontelevizyon.
48
128680
2456
Ben televizyonu, televizyon
yapımcılığı yapıyorum.
02:23
I make televisiontelevizyon,
a great dealanlaştık mı of televisiontelevizyon.
49
131160
3096
Ben televizyonu, televizyonun
büyük anlaşmasını yapıyorum.
02:26
In one way or anotherbir diğeri, this TVTV seasonsezon,
50
134280
1856
Her şekilde, bu televizyon sezonu
02:28
I'm responsiblesorumluluk sahibi for bringinggetiren about
70 hourssaatler of programmingprogramlama to the worldDünya.
51
136160
3536
dünyaya 70 saatlik program sunmak
benim sorumluluğumdur.
02:31
FourDört televisiontelevizyon programsprogramlar,
70 hourssaatler of TVTV --
52
139720
2056
4 televizyon programı,
70 saatlik televizyon yayını,
02:33
(ApplauseAlkış)
53
141800
1016
(Alkışları)
02:34
ThreeÜç showsgösterileri in productionüretim
at a time, sometimesara sıra fourdört.
54
142840
2456
Bazen tek bir seferde,
3 şov bazen de
4 şov yapım kapsamında oluyor.
02:37
EachHer showgöstermek createsyaratır hundredsyüzlerce of jobsMeslekler
that didn't existvar olmak before.
55
145320
3336
Her bir şov daha önceleri var
olmayan yüzlerce işi var ediyor.
02:40
The budgetbütçe for one episodeBölüm
of network televisiontelevizyon
56
148680
2256
Bir televizyon ağının
bir bölümüne ayrılan bütçe
02:42
can be anywhereherhangi bir yer
from threeüç to sixaltı millionmilyon dollarsdolar.
57
150960
2376
üç ile altı milyon
dolarlık bütçe aralığında.
02:45
Let's just say fivebeş.
58
153360
1256
Beş olduğunu farz edelim.
02:46
A newyeni episodeBölüm madeyapılmış everyher ninedokuz daysgünler
timeszamanlar fourdört showsgösterileri,
59
154640
2456
Her bir bölüm 9 günde bir
yapılıyor, dört şov için.
02:49
so everyher ninedokuz daysgünler that's
20 millionmilyon dollarsdolar worthdeğer of televisiontelevizyon,
60
157120
3056
Her 9 günde bir 20 milyon
dolarlık bir televizyon değeri,
02:52
fourdört televisiontelevizyon programsprogramlar, 70 hourssaatler of TVTV,
61
160200
1976
4 televizyon programı,
70 saatlik televizyon yayını
02:54
threeüç showsgösterileri in productionüretim at a time,
sometimesara sıra fourdört,
62
162200
2456
eş zamanlı üç şov yapımcılığı, bazen dört
02:56
16 episodesBölüm going on at all timeszamanlar:
63
164680
1696
tüm zamanlarda 16 bölüm mevcut.
02:58
24 episodesBölüm of "Grey'sGrey's,"
21 episodesBölüm of "ScandalSkandal,"
64
166400
2376
"Grey's," 24 bölüm,
"Scandal," 15 bölüm
03:00
15 episodesBölüm of
"How To Get Away With MurderCinayet,"
65
168800
2256
"How To Get Away With Murder," 15 bölüm
03:03
10 episodesBölüm of "The CatchCatch,"
that's 70 hourssaatler of TVTV,
66
171080
2376
"The Catch," 10 bölüm,
toplamda 70 saatlik televizyon.
03:05
that's 350 millionmilyon dollarsdolar for a seasonsezon.
67
173480
1936
Bir sezon için 350 milyon dolar.
03:07
In AmericaAmerika, my televisiontelevizyon showsgösterileri
68
175440
1536
Amerika’da benim Tv şovlarım
03:09
are back to back to back
on ThursdayPerşembe night.
69
177000
2016
perşembe akşamı art arda yayınlanıyor.
03:11
Around the worldDünya, my showsgösterileri airhava
in 256 territoriesbölgeler in 67 languagesdiller
70
179040
3776
Dünya genelinde, yayınlarım
256 bölgede, 67 dilde yayınlanmaktadır.
03:14
for an audienceseyirci of 30 millionmilyon people.
71
182840
1816
İzleyici kitlemiz 30 milyon kişidir.
03:16
My brainbeyin is globalglobal,
72
184680
1680
Benim beynim evrensel bir beyin
03:18
and 45 hourssaatler of that 70 hourssaatler of TVTV
are showsgösterileri I personallyŞahsen createdoluşturulan
73
186880
3336
70 saatlik Tv yayınlarının 45 saati
benim tarafımdan oluşturulmuştur.
03:22
and not just producedüretilmiş,
so on topüst of everything elsebaşka,
74
190240
2456
Sadece yayıncılık değil, bu
nedenle her şeyden önce,
03:24
I need to find time,
realgerçek quietsessiz, creativeyaratıcı time,
75
192720
3536
benim sakin ve gerçek zamana,
yaratıcı zamanı bulmaya ihtiyacım var.
03:28
to gathertoplamak my fanshayranları around the campfirekamp ateşi
76
196280
2176
Kamp ateşi etrafında
hayranlarımla toplanıp
03:30
and tell my storieshikayeleri.
77
198480
1240
hikayemi anlatmam lazım.
03:32
FourDört televisiontelevizyon programsprogramlar, 70 hourssaatler of TVTV,
78
200160
1953
4 televizyon programı, 70 saatlik Tv.
03:34
threeüç showsgösterileri in productionüretim at a time,
79
202137
1719
Eş zamanlı üç şov yapımcılığı,
03:35
sometimesara sıra fourdört, 350 millionmilyon dollarsdolar,
campfirescampfires burningyanan all over the worldDünya.
80
203880
4040
bazen dört, 350 milyon dolar, dünya
genelinde yanan kamp ateşleri.
03:40
You know who elsebaşka is doing that?
81
208640
1560
Bunu başka kimin yaptığını
biliyor musunuz?
03:42
NobodyKimse, so like I said, I'm a titantitan.
82
210800
2736
Hiç kimse, söylediğim gibi
ben bir devim.
03:45
DreamRüya job.
83
213560
1256
Rüya gibi bir işe sahibim.
03:46
(ApplauseAlkış)
84
214840
1216
(Alkışlar)
03:48
Now, I don't tell you this to impressetkilemek you.
85
216080
2256
Bunları sizi etkilemek için söylemiyorum.
03:50
I tell you this because I know what you
think of when you hearduymak the wordsözcük "writeryazar."
86
218360
4136
Bunları sana söylememin asıl nedeni,
size ‘yazar’ dendiği anda
neler düşündüğünüzü biliyorum.
03:54
I tell you this so that all of you
out there who work so hardzor,
87
222520
2905
Bunları bir yerlerde sıkı çalışan
kişilere söylüyorum.
03:57
whetherolup olmadığını you runkoş a companyşirket
or a countryülke or a classroomsınıf
88
225449
3407
Bir şirketi yönetiyor olabilirsin,
veya bir ülkeyi veya bir sınıfı
04:00
or a storemağaza or a home,
89
228880
2496
ya da bir mağazayı, belki
de bir evi yönetiyorsun.
04:03
take me seriouslycidden mi
when I talk about workingçalışma,
90
231400
2696
İş hakkında konuştuğum zaman
sözlerimi ciddiye almalısın,
04:06
so you'llEğer olacak get that I don't
peckPeck at a computerbilgisayar and imaginehayal etmek all day,
91
234120
3976
şunu da bir gerçek, gün boyu bilgisayarın
başında, gün boyu hayal kurmuyorum.
04:10
so you'llEğer olacak hearduymak me when I say
92
238120
1896
Şu sözleri söylediğimi duyarsınız.
04:12
that I understandanlama that a dreamrüya job
is not about dreamingrüya görmek.
93
240040
3480
Rüya gibi bir işin hayal kurmakla ilgisi
olmadığını anlıyorum.
04:16
It's all job, all work, all realitygerçeklik,
all bloodkan, all sweatter, no tearsgözyaşı.
94
244000
5416
Tamamı iş, hepsi iş, tamamı realite,
tamamı kan, ter ancak gözyaşı barındırmaz.
04:21
I work a lot, very hardzor, and I love it.
95
249440
3800
Ben çok çalışıyorum, çok çabalıyorum
ve işimi seviyorum.
04:25
When I'm hardzor at work,
when I'm deepderin in it,
96
253840
2336
İşimde sıkı çabaladığım, işte derinleşince
04:28
there is no other feelingduygu.
97
256200
2496
o anda başka hiçbir duygu yoktur.
04:30
For me, my work is at all timeszamanlar
buildingbina a nationulus out of thinince airhava.
98
258720
3456
İşim ince havadan oluşan, bir ulusu
inşa etmekle geçen zamanlardır.
04:34
It is manningpersonel the troopsasker.
It is paintingboyama a canvastuval.
99
262200
2776
Askerleri eğitmek misali,
bir tuvali boyamak misali.
04:37
It is hittingisabet everyher highyüksek noteNot.
It is runningkoşu a marathonmaraton.
100
265000
2656
Yüksek notayı çalmak gibi,
maraton koşmak gibi.
04:39
It is beingolmak BeyoncBeyoncé.
101
267680
1616
Yani Beyonce olmak gibi,
04:41
And it is all of those things
at the sameaynı time.
102
269320
2920
Ve aslında bunların hepsinin aynı
anda birleşimi demektir.
04:44
I love workingçalışma.
103
272920
1656
Ben işimi seviyorum.
04:46
It is creativeyaratıcı and mechanicalmekanik
and exhaustingyorucu and exhilaratingheyecan verici
104
274600
3056
İşim yaratıcı, mekanik, yorucu aynı
zamanda heyecan verici.
04:49
and hilariousneşeli and disturbingrahatsız edici
and clinicalklinik and maternalAnne
105
277680
2576
İşim harika aynı zamanda rahatsız edici
klinik ve aynı zamanda
anaç bir iştir.
04:52
and cruelacımasız and judiciousmakul,
106
280280
1376
Acımasız ve aynı zamanda
adaletli bir iş.
04:53
and what makesmarkaları it all so good is the humHum.
107
281680
3080
Aslında her şeyi çok iyi
yapan şey uğultudur.
04:57
There is some kindtür of shiftvardiya insideiçeride me
when the work getsalır good.
108
285640
3216
Çalıştığım zamanlarda
içimde iyi hisseden
bir vardiya türü bir şeyler var sanki.
05:00
A humHum beginsbaşlar in my brainbeyin,
109
288880
1896
Beynimde bir uğultu başlıyor sanki.
05:02
and it growsbüyür and it growsbüyür
and that humHum soundssesleri like the openaçık roadyol,
110
290800
3696
Sonra büyüyor ve bu uğultu açık
bir yola dönüşüyor sanki.
05:06
and I could drivesürücü it foreversonsuza dek.
111
294520
2000
Onu sonsuza dek sürebilirim
05:09
And a lot of people,
when I try to explainaçıklamak the humHum,
112
297400
2381
ve birçok kişiye uğultuyu
açıklamaya çalıştığımda,
05:12
they assumeüstlenmek that I'm talkingkonuşma
about the writingyazı,
113
300520
2216
onlara yazmak hakkında
konuştuğumu varsayarlar.
05:14
that my writingyazı bringsgetiriyor me joysevinç.
114
302760
1456
Yazmanın bana keyif
verdiğini sananlar var.
05:16
And don't get me wrongyanlış, it does.
115
304240
2320
Beni yanlış anlamayın, elbette öyledir.
05:19
But the humHum --
116
307400
1200
Ancak bu uğultu --
05:21
it wasn'tdeğildi untila kadar I startedbaşladı
makingyapma televisiontelevizyon
117
309640
2016
televizyon işlerimi gerçekleştirmeden
önce var olmamıştı.
05:23
that I startedbaşladı workingçalışma, workingçalışma and makingyapma
118
311680
2216
Sonra çalışmaya başladığımda,
çalıştım ve işler yaptım.
05:25
and buildingbina and creatingoluşturma
and collaboratingişbirliği,
119
313920
2616
Bir şeyleri inşa etmek,
yaratmak ve iş birliği yapmak.
05:28
that I discoveredkeşfedilen this thing,
this buzzBuzz, this rushacele, this humHum.
120
316560
4440
Bunların ardından bu uğultuyu keşfettim.
Bu acele, bu uğultu.
05:33
The humHum is more than writingyazı.
121
321800
2016
Bu uğultu yazmanın da ötesinde.
05:35
The humHum is actionaksiyon and activityaktivite.
The humHum is a drugilaç.
122
323840
3256
Bu uğultu eylem ve aktivite.
Bu uğultu bir bağımlılık.
05:39
The humHum is musicmüzik.
The humHum is lightışık and airhava.
123
327120
2616
Bu uğultu bir müzik.
Bu uğultu bir ışık ve hava.
05:41
The humHum is God'sTanrı'nın whisperFısıltı right in my earkulak.
124
329760
3360
Bu uğultu Tanrı’nın kulaklarıma
doğrudan fısıldamasıdır.
05:45
And when you have a humHum like that,
125
333680
1720
Ve bu türde bir uğultuya
sahip olduğun zaman,
05:48
you can't help but strivegayret for greatnessbüyüklüğü.
126
336120
2536
mükemmellik için çabalamaya
karşı koyamıyorsun.
05:50
That feelingduygu, you can't help
but strivegayret for greatnessbüyüklüğü at any costmaliyet.
127
338680
4600
Bedeli ne olursa olsun,
bu mükemmellik için
çabalamayı tetikleyen bu duyguyu,
05:56
That's calleddenilen the humHum.
128
344120
1200
işte bunu uğultu olarak
adlandırıyorum.
05:58
Or, maybe it's calleddenilen beingolmak a workaholicişkolik.
129
346120
3576
Belki de tamamı işkolik olmak sayılabilir.
06:01
(LaughterKahkaha)
130
349720
1656
(Gülüşmeler)
06:03
Maybe it's calleddenilen geniusdeha.
131
351400
1800
Belki deha sayılır.
06:06
Maybe it's calleddenilen egobenlik.
132
354200
1600
Belki ego sayılır.
06:08
Maybe it's just fearkorku of failurebaşarısızlık.
133
356520
2240
Belki de sadece başarısızlıktan korkudur.
06:11
I don't know.
134
359680
1616
Bilemiyorum.
06:13
I just know that
I'm not builtinşa edilmiş for failurebaşarısızlık,
135
361320
3816
Ancak şunu iyi biliyorum,
başarısızlık için yaratılmadım.
06:17
and I just know that I love the humHum.
136
365160
1840
Şunu da iyi biliyorum,
bu uğultuyu seviyorum
06:19
I just know that I want
to tell you I'm a titantitan,
137
367840
2256
Size şunu söylemek istiyorum, Ben bir devim.
06:22
and I know that
I don't want to questionsoru it.
138
370120
2456
Şunu da biliyorum ki,
bu hususu
sorgulamak istemiyorum.
06:24
But here'sburada the thing:
139
372600
1200
Ama şu da bir gerçek ki:
06:27
the more successfulbaşarılı I becomeolmak,
140
375080
1816
ben daha çok başarılı oldukça,
06:28
the more showsgösterileri, the more episodesBölüm,
the more barriersengeller brokenkırık,
141
376920
3616
daha çok şov yaptıkça,
daha çok bölüm,
daha çok engeli aştıkça,
06:32
the more work there is to do,
142
380560
1480
yapılması gereken daha da
çok iş olduğunda,
06:34
the more ballstaşaklar in the airhava,
143
382760
1256
havada dolaşan
cesaret var oldukça,
06:36
the more eyesgözleri on me,
the more historytarih staresdik dik bakıyor,
144
384040
2896
bana bakan, beni izleyen
gözler çoğaldıkça,
tarih daha çok izledikçe,
06:38
the more expectationsbeklentileri there are.
145
386960
1760
Daha çok beklenti oluştukça,
06:41
The more I work to be successfulbaşarılı,
146
389280
2096
başarılı olmak için daha çok çalıştıkça,
06:43
the more I need to work.
147
391400
1360
benim daha çok çalışmaya ihtiyacım oluyor.
06:45
And what did I say about work?
148
393920
1736
İş konusunda ne demiştim?
06:47
I love workingçalışma, right?
149
395680
1320
Ben çalışmayı seviyorum, değil mi?
06:49
The nationulus I'm buildingbina,
the marathonmaraton I'm runningkoşu,
150
397640
2376
İnşa ettiğim ulus,
koştuğum maraton,
06:52
the troopsasker, the canvastuval,
the highyüksek noteNot, the humHum,
151
400040
2216
askerler, tuval,
yüksek nota ve uğultu.
06:54
the humHum, the humHum.
152
402280
1856
Uğultu, uğultu,
06:56
I like that humHum. I love that humHum.
153
404160
2056
bu uğultuyu beğeniyorum,
bu uğultuyu seviyorum.
06:58
I need that humHum. I am that humHum.
154
406240
2800
Bu uğultuya ihtiyacım var,
ben bu uğultuyum.
07:01
Am I nothing but that humHum?
155
409600
2000
Bu uğultu benim.
07:05
And then the humHum stoppeddurduruldu.
156
413320
1440
Sonra uğultu bir anda durdu.
07:07
OverworkedOverworked, overusedgereksiz yere,
157
415680
2416
Çok çalışmaktan, çok kullanılmaktan.
07:10
overdoneabartılı, burnedyanmış out.
158
418120
1296
Çok uygulanmaktan,
hepsi yandı.
07:11
The humHum stoppeddurduruldu.
159
419440
2200
Ve uğultu bir anda durdu.
07:15
Now, my threeüç daughterskız çocukları
are used to the truthhakikat
160
423080
2576
Şimdi, üç kızım şu gerçeğe alışkınlar;
07:17
that theironların motheranne
is a singletek workingçalışma titantitan.
161
425680
2120
anneleri çalışkan bir dev olduğu
gerçeğine alışkınlar.
07:20
HarperHarper tellsanlatır people,
162
428560
1216
Harper insanlara
diyor ki;
07:21
"My momanne won'talışkanlık be there,
but you can textMetin my nannyDadı."
163
429800
2840
"Annem orada olmayacak
ancak bakıcıya mesajını iletebilirsin."
07:25
And EmersonEmerson saysdiyor, "HoneyTatlım,
I'm wantingeksik to go to ShondaLandShondaLand."
164
433240
3520
Emerson der ki, "Tatlım,
ben ShondaLand’a gitmek istiyorum."
07:29
They're childrençocuklar of a titantitan.
165
437680
1376
Onlar bir devin çocukları.
07:31
They're babybebek titansTitans.
166
439080
1800
Onlar da bebek devin.
07:33
They were 12, 3, and 1
when the humHum stoppeddurduruldu.
167
441520
3280
Uğultunun durduğu zamanlarda
yaşları 12, 3 ve 1 idi.
07:37
The humHum of the enginemotor diedvefat etti.
168
445720
1440
Makinenin uğultusu ölmüştü.
07:39
I stoppeddurduruldu lovingseven work.
I couldn'tcould restarttekrar başlat the enginemotor.
169
447800
2496
İşimi sevmeyi bırakmıştım.
O sıralar makineyi tekrar çalıştıramadım.
07:42
The humHum would not come back.
170
450320
1976
Uğultu da geri gelmek istemiyordu.
07:44
My humHum was brokenkırık.
171
452320
2320
Uğultu bozulmuş, kırılmıştı.
Aynı işleri tekrarlıyordum o sırada,
her zaman yaptığım işler,
tamamı devin işleri,
07:47
I was doing the sameaynı things
I always did, all the sameaynı titantitan work,
172
455480
3816
günde 15 saat çalışmak,
hafta sonları dahil,
07:51
15-hour-saat daysgünler, workingçalışma
straightDüz throughvasitasiyla the weekendshafta sonları,
173
459320
2456
pişmanlık yok, asla vazgeçmek yok,
bir dev asla uyumaz
ve bir dev asla pes etmez,
07:53
no regretspişmanlık, never surrenderteslim olmak,
a titantitan never sleepsuyur, a titantitan never quitsçıkar,
174
461800
3336
tüm kalbi ile, berrak gözleri ile veya
07:57
fulltam heartskalpler, clearaçık eyesgözleri, yadayada, whateverher neyse.
175
465160
2200
artık her gerekli ise yerine getirilirdi.
08:00
But there was no humHum.
176
468000
1520
Ancak artık uğultu yoktu.
08:02
Insideİçinde me was silenceSessizlik.
177
470840
1760
İçimde bir sessizlik vardı.
08:06
FourDört televisiontelevizyon programsprogramlar, 70 hourssaatler of TVTV,
threeüç showsgösterileri in productionüretim at a time,
178
474080
3696
Dört televizyon programı, 70 saatlik Tv yayını,
eş zamanlı üç şov yapımcılığı,
08:09
sometimesara sıra fourdört.
179
477800
1216
bazen de dört program
08:11
FourDört televisiontelevizyon programsprogramlar, 70 hourssaatler of TVTV,
threeüç showsgösterileri in productionüretim at a time ...
180
479040
3816
Eş zamanlı dört Tv programı,
70 saatlik Tv yayını,
yapımcılık dahilinde olan üç adet şov...
08:14
I was the perfectmükemmel titantitan.
181
482880
2096
Ben mükemmel bir devdim.
08:17
I was a titantitan you could
take home to your motheranne.
182
485000
2320
Annen ile tanışması için evine
davet edebileceğin bir devdim.
08:20
All the colorsrenkler were the sameaynı,
and I was no longeruzun havingsahip olan any funeğlence.
183
488520
3560
Tüm renkler aynıydı,
ve ben artık eğlenemiyordum.
08:24
And it was my life.
184
492560
1320
Kısacası benim hayatım böyle idi.
08:26
It was all I did.
185
494800
1336
Yaptığım her şey
bunlardan ibaretti.
08:28
I was the humHum, and the humHum was me.
186
496160
2720
Ben uğultu idim ve uğultu ben idi.
08:31
So what do you do when the thing you do,
187
499640
2576
Sevdiğin işin, yaptığın şeylerin
08:34
the work you love,
startsbaşlar to tastedamak zevki like dusttoz?
188
502240
2680
toz gibi bir tat bıraktığı anlarda
sen ne yaparsın?
08:37
Now, I know somebody'sbiri var out there thinkingdüşünme,
189
505880
2056
Şimdi, biliyorum bazıları
şunu düşünüyor şu anda
08:39
"CryCry me a rivernehir,
stupidaptal writeryazar titantitan ladybayan."
190
507960
2376
‘benim için nehirleri ağla
seni aptal yazar Bayan dev’
08:42
(LaughterKahkaha)
191
510360
1775
(Gülüşmeler)
08:44
But you know, you do,
192
512159
2057
Ama sen de biliyorsun, sen de yapıyorsun,
08:46
if you make, if you work,
if you love what you do,
193
514240
2775
eğer sevdiğin şeyleri yapar, sevdiğin işi yapar
ve yaptığın işleri seversen,
08:49
beingolmak a teacheröğretmen, beingolmak a bankerbankacı,
beingolmak a motheranne, beingolmak a painterressam,
194
517039
3057
bir öğretmen olmak, bir bankacı olmak,
bir anne olmak, bir ressam olmak,
08:52
beingolmak BillBill GatesGates,
195
520120
1216
bir Bill Gates olmak,
08:53
if you simplybasitçe love anotherbir diğeri personkişi
and that givesverir you the humHum,
196
521360
3336
sana bu uğultuyu ilham eden
başka bir insanı sevmek,
08:56
if you know the humHum,
197
524720
1576
eğer sen de bu uğultuyu tanıyorsan
08:58
if you know what the humHum feelshissediyor like,
if you have been to the humHum,
198
526320
4016
eğer bu uğultunun nasıl
hissettirdiğini biliyorsan,
eğer uğultu ile tanışıyorsan,
09:02
when the humHum stopsdurak, who are you?
199
530360
3040
bu uğultu kesildiğinde,
yok olduğunda, sen kim oluyorsun?
09:06
What are you?
200
534640
1200
Sen kimsin?
09:08
What am I?
201
536760
1416
Ben kimim?
09:10
Am I still a titantitan?
202
538200
1880
Hala bir dev sayılır mıyım?
09:13
If the songşarkı of my heartkalp ceasesdurur to playoyun,
can I survivehayatta kalmak in the silenceSessizlik?
203
541080
4760
Kalbimde çalan şarkı kesilir ise,
bu sessizlikte hayatta kalabilir miyim?
09:19
And then my SouthernGüney waitressbayan garson toddleryürümeye başlayan çocuk
askssorar me a questionsoru.
204
547840
3240
Sonra güneyli garson bana bir soru soruyor.
09:23
I'm on my way out the doorkapı,
I'm lategeç, and she saysdiyor,
205
551920
3896
Kapıya doğru yönelmiş ve çıkıyordum,
geç kalmıştım, bana diyor ki,
09:27
"MommaAnne, wannaYapmak isterim playoyun?"
206
555840
2280
''Anne, oyun oynamak ister misin?''
09:30
And I'm just about to say no,
when I realizegerçekleştirmek two things.
207
558880
3336
Tam hayır diyecektim ki,
iki şeyi fark ettim.
09:34
One, I'm supposedsözde
to say yes to everything,
208
562240
2600
Birincisi, benim her şeye evet demem gerek,
09:37
and two, my SouthernGüney waitressbayan garson
didn't call me "honeybal."
209
565440
3240
ikincisi ise, güneyli garson
bana "tatlım" demedi.
09:41
She's not callingçağrı everyoneherkes
"honeybal" anymoreartık.
210
569560
2280
Artık herkese "tatlım" demiyor.
09:44
When did that happenolmak?
211
572640
1696
Ne zaman oldu bu?
09:46
I'm missingeksik it, beingolmak a titantitan
and mourningyas my humHum,
212
574360
2456
Bir şeyleri gözden kaçırdım,
bir dev olmak ve uğultunun yasını tutmak,
09:48
and here she is changingdeğiştirme
right before my eyesgözleri.
213
576840
2920
gözlerimin önünde değişim
yaşadığını gördüm.
09:52
And so she saysdiyor, "MommaAnne, wannaYapmak isterim playoyun?"
214
580440
3080
Sonra diyor ki, "Anne, oyun oynamak ister misin? "
09:55
And I say, "Yes."
215
583960
1280
Ben de "Evet." diyorum.
09:58
There's nothing specialözel about it.
216
586160
2416
Aslında özel bir durum yok,
10:00
We playoyun, and we're joinedkatıldı by her sisterskız kardeşler,
217
588600
2696
oynuyoruz, kız kardeşleri de katılıyor,
10:03
and there's a lot of laughinggülme,
218
591320
1456
çok gülüyoruz,
10:04
and I give a dramaticdramatik readingokuma
from the bookkitap EverybodyHerkes PoopsKakasını yapan.
219
592800
3616
sonra onlara kitaptan dramatik
bir okuma gerçekleştiriyorum.
10:08
Nothing out of the ordinarysıradan.
220
596440
1376
Sadece sıradanlık
10:09
(LaughterKahkaha)
221
597840
1096
(Gülüşmeler)
10:10
And yethenüz, it is extraordinaryolağanüstü,
222
598960
2176
Aynı zamanda, aslında sıradışı sayılır,
10:13
because in my painAğrı and my panicPanik,
223
601160
2496
çünkü içimdeki acı ve panik,
10:15
in the homelessnessevsizlik of my humlessnesshumlessness,
224
603680
2056
evsizlik ve uğultusuz olmaktan ötürü
10:17
I have nothing to do but payödeme attentionDikkat.
225
605760
2560
dikkatimi vermeliyim,
10:20
I focusodak.
226
608760
1416
Bu nedenle odaklanıyorum
10:22
I am still.
227
610200
1200
Hala da öyle.
10:24
The nationulus I'm buildingbina,
the marathonmaraton I'm runningkoşu,
228
612160
2376
İnşa ettiğim ulus, koştuğum maraton,
10:26
the troopsasker, the canvastuval,
the highyüksek noteNot does not existvar olmak.
229
614560
2960
askerler, tuval, yüksek nota hiç biri yok.
10:30
All that existsvar are stickyyapışkan fingersparmaklar
230
618400
1936
Var olan yapışkan bir kaç parmak,
10:32
and gooeyaşırı duygusal kissesöpücük
and tinyminik voicessesleri and crayonsboya kalemi
231
620360
3336
duygusal öpücükler ve minik sesler
ile boyama kalemleri
10:35
and that songşarkı about lettingicar go
232
623720
1576
ve vazgeçmekle ilgili olan şarkı,
10:37
of whateverher neyse it is that FrozenDonmuş girlkız
needsihtiyaçlar to let go of.
233
625320
3016
Karlar Ülkesinin (Frozen Girl) vazgeçmesi
ile ilgili olan her ne ise.
10:40
(LaughterKahkaha)
234
628360
1936
(Gülüşmeler)
10:42
It's all peaceBarış and simplicitybasitlik.
235
630320
2160
Her şey barışçıl ve basit.
10:45
The airhava is so rarenadir in this placeyer for me
that I can barelyzar zor breathenefes almak.
236
633880
4216
Bu atmosfer benim için çok nadir sayılır,
güçlükle nefes alıyorum.
10:50
I can barelyzar zor believe I'm breathingnefes.
237
638120
2160
Nefes aldığıma güçlükle inanabiliyorum
10:52
PlayOyun is the oppositekarşısında of work.
238
640920
2680
Oyun oynamak çalışmanın tam aksidir.
10:56
And I am happymutlu.
239
644520
1400
Ve şu anda mutluyum.
10:58
Something in me loosensgevşetir.
240
646680
1376
İçimde bir şeyler çözülüyor.
11:00
A doorkapı in my brainbeyin swingssalıncaklar openaçık,
241
648080
2320
Beynimde bir kapı açılıyor,
11:03
and a rushacele of energyenerji comesgeliyor.
242
651320
1496
bir enerji yığını oluşuyor.
11:04
And it's not instantaneousani,
but it happensolur, it does happenolmak.
243
652840
4256
Ve bu anlık bir şey değil, ancak
gerçekleşiyor, evet gerçekleşiyor.
11:09
I feel it.
244
657120
1200
Onu hissediyorum.
11:10
A humHum creepssürüngenler back.
245
658640
1280
Bir uğultu beliriyor.
11:12
Not at fulltam volumehacim, barelyzar zor there,
246
660480
2696
Tam hacimli değil, neredeyse oluşacak,
11:15
it's quietsessiz, and I have to staykalmak
very still to hearduymak it, but it is there.
247
663200
3296
çok sakin, onu duymak için
çok sessiz olmalıyım, ama o burada.
11:18
Not the humHum, but a humHum.
248
666520
2720
Uğultu değil, ama bir uğultu.
11:21
And now I feel like I know
a very magicalbüyülü secretgizli.
249
669880
3160
Bu sırada sanki bir sihirli sırrı
biliyormuş gibi hissediyorum.
11:25
Well, let's not get carriedtaşınan away.
250
673800
2496
Tamam, duygulara kapılmayalım.
11:28
It's just love. That's all it is.
251
676320
3080
Bu sadece sevgidir. Hepsi o kadar.
11:32
No magicsihirli. No secretgizli. It's just love.
252
680240
3120
Sihir değil. Sır değil. Sadece sevgi.
11:36
It's just something we forgotUnuttun.
253
684120
1520
Unuttuğum bazı şeylerden biri.
11:38
The humHum, the work humHum,
the humHum of the titantitan,
254
686560
3496
Uğultu, çalışan uğultu,
devin uğultusu,
11:42
that's just a replacementdeğiştirme.
255
690080
1360
sadece yer değiştiren.
11:44
If I have to asksormak you who I am,
256
692000
2376
Sana kim olduğumu soracak olursam,
11:46
if I have to tell you who I am,
257
694400
1936
sana kim olduğumu söylecek olursam,
11:48
if I describetanımlamak myselfkendim in termsşartlar of showsgösterileri
258
696360
2456
kendimi şov koşulları ile ifade edersem,
11:50
and hourssaatler of televisiontelevizyon
and how globallyküresel badassbadass my brainbeyin is,
259
698840
4256
ve televizyon saatleri ile, ve beynimin
evrensel bir şekilde iş bitiren olduğunu,
11:55
I have forgottenunutulmuş what the realgerçek humHum is.
260
703120
2920
gerçek uğultunun ne olduğunu unuttum.
11:58
The humHum is not powergüç
and the humHum is not work-specificişe özgü.
261
706680
3720
Uğultu bir güç değildir,
ve uğultu spesifik-iş değildir.
12:02
The humHum is joy-specificsevinç özel.
262
710880
1560
Uğultu spesifik keyiftir
12:05
The realgerçek humHum is love-specificsevgi özel.
263
713000
2296
Gerçek uğultu ise spesifik- sevgidir
12:07
The humHum is the electricityelektrik
that comesgeliyor from beingolmak excitedheyecanlı by life.
264
715320
3656
Uğultu yaşam heyecanından
doğan bir elektriktir.
12:11
The realgerçek humHum is confidencegüven and peaceBarış.
265
719000
2736
Gerçek uğultu öz güven ve barıştır.
12:13
The realgerçek humHum ignoresyok sayar the starebakıyorum of historytarih,
266
721760
2496
Gerçek uğultu tarihi bakışı yok sayar,
12:16
and the ballstaşaklar in the airhava,
and the expectationbeklenti, and the pressurebasınç.
267
724280
3016
ve atmosferdeki cesaret,
beklentiler ve baskı.
12:19
The realgerçek humHum is singularTekil and originalorijinal.
268
727320
2560
Gerçek uğultu tekil ve özgündür
12:22
The realgerçek humHum is God'sTanrı'nın whisperFısıltı in my earkulak,
269
730480
2056
Gerçek uğultu tanrının
kulaklarıma fısıldamasıdır,
12:24
but maybe God was whisperingFısıldayan
the wrongyanlış wordskelimeler,
270
732560
2376
belki de tanrı yanlış kelimeleri fısıldadı,
12:26
because whichhangi one of the godstanrılar
was tellingsöylüyorum me I was the titantitan?
271
734960
2858
peki bana dev olduğumu söyleyen
tanrılardan hangisiydi?
12:30
It's just love.
272
738800
1200
Bu sadece sevgi.
12:32
We could all use a little more love,
273
740920
2976
Hepimiz birazcık daha sevgi alabiliriz,
12:35
a lot more love.
274
743920
1360
daha çok sevgi.
12:38
Any time my childçocuk askssorar me to playoyun,
275
746280
2160
Çocuklarım benimle oyun
oynamak istediğinde,
12:40
I will say yes.
276
748920
1320
her zaman evet derim.
12:43
I make it a firmfirma rulekural for one reasonneden,
277
751240
1896
Tek bir nedenle sıkı bir kural yaptım,
12:45
to give myselfkendim permissionizin,
278
753160
1256
kendime izin vermek için,
12:46
to freeücretsiz me from all
of my workaholicişkolik guiltsuçluluk.
279
754440
2280
kendimi tüm işkolik suçlu hissetme
duygusundan kurtarmak için.
12:49
It's a lawhukuk, so I don't have a choiceseçim,
280
757240
2296
Bu bir kural, başka seçenek yok,
12:51
and I don't have a choiceseçim,
281
759560
2136
ve başka seçeneğim yok,
12:53
not if I want to feel the humHum.
282
761720
1560
uğultuyu hissetmek istiyorsam.
12:56
I wishdilek it were that easykolay,
283
764000
1736
Kolay olmasını ben de isterdim,
12:57
but I'm not good at playingoynama.
284
765760
3576
fakat oynama konusunda iyi değilim.
13:01
I don't like it.
285
769360
1560
Oyun oynamayı sevmem.
13:04
I'm not interestedilgili in doing it
the way I'm interestedilgili in doing work.
286
772440
4360
İşimi yapma konusundaki ilgime
benzer bir ilgim yok o alanda.
13:09
The truthhakikat is incrediblyinanılmaz humblinghumbling
and humiliatingküçük düşürücü to faceyüz.
287
777400
3256
Gerçekler oldukça mütevazidir
ve aşağılayıcıdır.
13:12
I don't like playingoynama.
288
780680
1736
Oynamayı sevmem.
13:14
I work all the time
because I like workingçalışma.
289
782440
2776
Her zaman çalışırım
çünkü çalışmayı seviyorum.
13:17
I like workingçalışma more
than I like beingolmak at home.
290
785240
3880
Çalışmayı evden oturmaktan
daha çok seviyorum
13:22
FacingKarşı karşıya that factgerçek
is incrediblyinanılmaz difficultzor to handlesap,
291
790000
3760
Bu gerçekle yüzleşmek
benim için oldukça zor,
13:26
because what kindtür of personkişi
likesseviyor workingçalışma more than beingolmak at home?
292
794720
6000
çünkü kim işini evden
olmaktan daha çok sever ki?
13:33
Well, me.
293
801640
1720
Evet, ben.
13:35
I mean, let's be honestdürüst,
I call myselfkendim a titantitan.
294
803920
3256
Yani, dürüst olmak gerekirse
ben kendime dev derim.
13:39
I've got issuessorunlar.
295
807200
1376
bazı sorunlarım var.
13:40
(LaughterKahkaha)
296
808600
1616
(Gülüşmeler)
13:42
And one of those issuessorunlar
isn't that I am too relaxedrahat.
297
810240
3016
Sorunlardan biri, çok rahat bir kişi olmam.
13:45
(LaughterKahkaha)
298
813280
2096
(Gülüşmeler)
13:47
We runkoş around the yardyard,
up and back and up and back.
299
815400
3680
Bahçede koşuyoruz; bir ileri bir geri.
13:51
We have 30-second dancedans partiespartiler.
300
819720
2456
30 saniyelik dans partilerimiz var.
13:54
We singşarkı söyle showgöstermek tunestunes. We playoyun with ballstaşaklar.
301
822200
2560
Şov melodilerini söylüyoruz,
toplarla oynuyoruz.
13:57
I blowdarbe bubbleskabarcıklar and they poppop them.
302
825240
2096
Baloncuklar yapıyorum, onlarda patlatıyor.
13:59
And I feel stiffkatı and deliriousçılgın
and confusedŞaşkın mostçoğu of the time.
303
827360
4960
Çoğu zaman katı,
çılgın şaşkın hissediyorum.
14:04
I itchkaşıntı for my cellhücre phonetelefon always.
304
832800
2680
Gözüm hep cep telefonumda.
14:08
But it is OK.
305
836080
1816
Ama her şey yolunda.
14:09
My tinyminik humansinsanlar showgöstermek me how to livecanlı
and the humHum of the universeEvren fillsdolguları me up.
306
837920
4856
Küçük çocuklarım bana nasıl
yaşanacağını gösteriyor, evrenin
uğultusu içimi dolduruyor.
14:14
I playoyun and I playoyun untila kadar I beginbaşla to wondermerak etmek
307
842800
2976
Oyun oynuyorum, ve başta neden
14:17
why we ever stop playingoynama
in the first placeyer.
308
845800
3000
oyun oynamayı bıraktığımı
merak edene kadar oynuyorum.
14:21
You can do it too,
309
849480
1280
Evet siz de yapabilirsiniz,
14:23
say yes everyher time
your childçocuk askssorar you to playoyun.
310
851480
2920
çocuklarınız oyun istediğinde
her seferinde evet demelisin.
14:27
Are you thinkingdüşünme that maybe
I'm an idiotsalak in diamondelmas shoesayakkabı?
311
855600
2896
Elmas ayakkabılı bir aptal
olduğumu düşünüyor musun?
14:30
You're right, but you can still do this.
312
858520
2816
Haklısın, yine de sen de yapabilirsin.
14:33
You have time.
313
861360
1656
Zamanın var.
14:35
You know why? Because you're not RihannaRihanna
and you're not a MuppetSusam Sokağı.
314
863040
3736
Neden mi? Çünkü Rihanna değilsiniz
ve kukla değilsiniz.
14:38
Your childçocuk does not think
you're that interestingilginç.
315
866800
2376
Çocuğun senin o kadar ilginç
olduğunu düşünmüyor.
14:41
(LaughterKahkaha)
316
869200
1136
(Gülüşmeler)
14:42
You only need 15 minutesdakika.
317
870360
1976
Sadece 15 dakikaya ihtiyacın var.
14:44
My two-iki- and four-year-oldDört yaşındaki
only ever want to playoyun with me
318
872360
2776
2 ve 4 yaşındaki çocuklarım
bir kere oynamak istedi
14:47
for about 15 minutesdakika or so
319
875160
1416
yaklaşık olarak 15 dakika
14:48
before they think to themselveskendilerini
they want to do something elsebaşka.
320
876600
3016
kendilerine düşünmeden önce
bir şeyler yapmak istiyorlar.
14:51
It's an amazingşaşırtıcı 15 minutesdakika,
but it's 15 minutesdakika.
321
879640
3576
harika geçen 15 dakika,
ama sadece 15 dakika.
14:55
If I'm not a ladybuguğur böceği or a pieceparça of candyŞeker,
I'm invisiblegörünmez after 15 minutesdakika.
322
883240
3976
Eğer ben bir şeker veya uğur böceği
değilsem, 15 dakikadan sonra görülmezim.
14:59
(LaughterKahkaha)
323
887240
1016
(Gülüşmeler)
15:00
And my 13-year-old-yaşında, if I can get
a 13-year-old-yaşında to talk to me for 15 minutesdakika
324
888280
4736
13 yaşındaki kızımla
15 dakika konuşabilirsem
15:05
I'm ParentÜst of the YearYıl.
325
893040
1336
yılın ebeveyni sayılırım.
15:06
(LaughterKahkaha)
326
894400
1656
(Gülüşmeler)
15:08
15 minutesdakika is all you need.
327
896080
1736
İhtiyacın olan sadece 15 dakika.
15:09
I can totallybütünüyle pullÇek off 15 minutesdakika
of uninterruptedkesintisiz time on my worsten kötü day.
328
897840
4640
Günümden kesintisiz geçecek olan
15 dakikayı koparabilirim.
15:15
UninterruptedKesintisiz is the keyanahtar.
329
903120
2096
Kesintisizlik anahtar kelimedir.
15:17
No cellhücre phonetelefon, no laundryÇamaşırhane, no anything.
330
905240
2896
Cep telefonu olmadan, çamaşır
yıkamadan, hiç birşey yok.
15:20
You have a busymeşgul life.
You have to get dinnerakşam yemegi on the tabletablo.
331
908160
2736
Meşgul geçen bir hayatın var.
Masaya akşam yemeğini hazırlamalısın.
15:22
You have to forcekuvvet them to batheyıkanmak.
But you can do 15 minutesdakika.
332
910920
3136
Banyo yapmaları için onları
zorlaman gerek.
Ama 15 dakikayı yaşayabilirsin.
15:26
My kidsçocuklar are my happymutlu placeyer,
they're my worldDünya,
333
914080
2416
Çocuklarım huzurum, yerimdir,
onlar benim dünyam,
15:28
but it doesn't have to be your kidsçocuklar,
334
916520
2496
çocukların olmak zorunda değil,
15:31
the fuelyakıt that feedsbeslemeleri your humHum,
335
919040
1416
uğultunu besleyen yakıt,
15:32
the placeyer where life
feelshissediyor more good than not good.
336
920480
2656
yaşamın iyi olmaktan öte
olduğu her yerde olabilir.
15:35
It's not about playingoynama with your kidsçocuklar,
337
923160
2496
Sadece çocuklarınla oynamak değil,
15:37
it's about joysevinç.
338
925680
1256
söz konusu keyif almak.
15:38
It's about playingoynama in generalgenel.
339
926960
2360
Genel anlamda oyundan bahsediyorum.
15:42
Give yourselfkendin the 15 minutesdakika.
340
930160
1936
Kendine 15 dakika ver.
15:44
Find what makesmarkaları you feel good.
341
932120
2176
Seni iyi hissettiren bir şeyler bul.
15:46
Just figureşekil it out and playoyun in that arenaarena.
342
934320
3280
Onu keşfet ve o alanda oyna.
15:50
I'm not perfectmükemmel at it.
In factgerçek, I failbaşarısız as oftensık sık as I succeedbaşarılı olmak,
343
938920
4176
Bu konuda mükemmel değildim.
Hatta bazen başarılı olduğum
kadar başarısızım da,
15:55
seeinggörme friendsarkadaşlar, readingokuma bookskitaplar,
staringbakmak into spaceuzay.
344
943120
2840
arkadaşlarını gör, kitap oku
boşluğu izle.
15:58
"WannaYapmak isterim playoyun?" startsbaşlar to becomeolmak shorthandsteno
for indulgingdüşkünlük myselfkendim
345
946640
3056
"Oynamak ister misin?" kendimi
şımartmak için kısayol oldu
16:01
in waysyolları I'd givenverilmiş up on right around
the time I got my first TVTV showgöstermek,
346
949720
4216
ilk Tv şov sıralarında tam vazgeçecekken,
16:05
right around the time
I becameoldu a titan-in-trainingTitan-in-eğitim,
347
953960
2736
eğitimde dev olduğum sıralarda,
16:08
right around the time I startedbaşladı
competingrakip with myselfkendim for waysyolları unknownBilinmeyen.
348
956720
3400
bilinmeyen yollarlar kendim ile
yarıştığım sıralarda,
16:13
15 minutesdakika? What could be wrongyanlış
with givingvererek myselfkendim my fulltam attentionDikkat
349
961240
3496
Sadece 15 dakika? Kendime 15 dakikalığına
16:16
for 15 minutesdakika?
350
964760
1320
tüm dikkatimi versem
ne kaybederim?
16:18
TurnsDöner out, nothing.
351
966520
1840
Sonuç, hiç bir şey.
16:20
The very actdavranmak of not workingçalışma has madeyapılmış it
possiblemümkün for the humHum to returndönüş,
352
968960
4056
Çalışamamak uğultunun geri
gelmesine olanak sağladı,
16:25
as if the hum'sHum's enginemotor
could only refuelyakıt ikmali while I was away.
353
973040
3440
sanki, uzakta olduğum sırada uğultunun
makinesi yakıtını tazeledi.
16:29
Work doesn't work withoutolmadan playoyun.
354
977600
2520
Oyun olmadan iş düzgün sayılmaz.
16:33
It takes a little time,
but after a fewaz monthsay,
355
981400
2640
Biraz zaman alıyor, ama bir kaç ay sonra
16:36
one day the floodgatesbaraj kapakları openaçık
356
984600
1616
bir gün bent kapakları açılıyor
16:38
and there's a rushacele, and I find myselfkendim
standingayakta in my officeofis
357
986240
3376
ve bir acele bir telaş, kendimi
ofisimde buluyorum
16:41
filleddolu with an unfamiliaryabancı melodymelodi,
fulltam on grooveGroove insideiçeride me,
358
989640
4096
tanıdık olmayan bir melodi ile dolu,
içimi dolduran harika hissiyat,
16:45
and around me, and it sendsgönderir me
spinningdöndürme with ideasfikirler,
359
993760
2776
etrafımda, bana fikirler gönderiyor,
16:48
and the humminguğultu roadyol is openaçık,
and I can drivesürücü it and drivesürücü it,
360
996560
3056
uğultunun kapısı açık, onu sürebilirim,
16:51
and I love workingçalışma again.
361
999640
1760
ve ben işimi tekrar seviyorum.
16:54
But now, I like that humHum,
but I don't love that humHum.
362
1002000
3736
Ama şimdi, uğultuyu beğeniyorum,
fakat o uğultuyu sevmiyorum.
16:57
I don't need that humHum.
363
1005760
1256
O uğultuya ihtiyacım yok.
16:59
I am not that humHum. That humHum is not me,
364
1007040
3176
Ben o uğultu değildim, uğultu ben değil,
17:02
not anymoreartık.
365
1010240
1200
artık değil.
17:04
I am bubbleskabarcıklar and stickyyapışkan fingersparmaklar
and dinnersakşam yemekleri with friendsarkadaşlar.
366
1012040
3696
Ben baloncuk kabarcığı, yapışkan eller ve
yemek masasındaki arkadaşlarım.
17:07
I am that humHum.
367
1015760
1200
Ben bu uğultuyum.
17:09
Life'sHayatın humHum.
368
1017400
1336
Yaşam bir uğultu.
17:10
Love'sAşkın humHum.
369
1018760
1296
Aşk, sevgi bir uğultu.
17:12
Work'sEserin humHum is still a pieceparça of me,
it is just no longeruzun all of me,
370
1020080
4239
İş uğultusu hala benim bir parçam,
ama benim tamamım sayılmaz,
17:16
and I am so gratefulminnettar.
371
1024880
1520
ve çok minnettarım.
17:19
And I don't give a crapbok
about beingolmak a titantitan,
372
1027200
2096
Ve benim için dev olmak
çokta önem ifade etmiyor,
17:21
because I have never oncebir Zamanlar seengörüldü a titantitan
playoyun RedKırmızı RoverRover, RedKırmızı RoverRover.
373
1029319
3161
çünkü daha önceleri Red Rover
oynayan bir dev görmedim.
17:25
I said yes to lessaz work and more playoyun,
and somehowbir şekilde I still runkoş my worldDünya.
374
1033880
4295
Daha az işe, daha çok oyuna evet dedim
ilginçtir ki; dünyam hala dönüyor.
17:30
My brainbeyin is still globalglobal.
My campfirescampfires still burnyanmak.
375
1038200
2960
Beynim hala evrensel
kamp ateşlerim hala yanıyor.
17:33
The more I playoyun, the happierdaha mutlu I am,
and the happierdaha mutlu my kidsçocuklar are.
376
1041960
3399
Daha çok oynadıkça daha çok mutluyum
ve çocuklar da daha çok mutlu.
17:37
The more I playoyun,
the more I feel like a good motheranne.
377
1045920
3256
Daha çok oynadıkça
kendimi iyi bir anne gibi hissediyorum.
17:41
The more I playoyun,
the freerdaha özgür my mindus becomesolur.
378
1049200
2456
Daha çok oynadıkça
zihnim o kadar özgür oluyor.
17:43
The more I playoyun, the better I work.
379
1051680
1896
Daha çok oynadıkça
daha iyi çalışıyorum.
17:45
The more I playoyun, the more I feel the humHum,
380
1053600
2496
Daha çok oynadıkça, uğultuyu
daha çok hissediyorum.
17:48
the nationulus I'm buildingbina,
the marathonmaraton I'm runningkoşu,
381
1056120
2376
İnşa ettiğim ulus
koştuğum maraton,
17:50
the troopsasker, the canvastuval,
the highyüksek noteNot, the humHum, the humHum,
382
1058520
2620
askerler, tuvaller
yüksek nota ve uğultu, uğultu,
17:53
the other humHum, the realgerçek humHum,
383
1061164
2400
diğer uğultu, gerçek uğultu,
17:56
life'shayatın humHum.
384
1064000
1456
yaşam bir uğultudur.
17:57
The more I feel that humHum,
385
1065480
1256
Uğultuyu hissettikçe
17:58
the more this strangegarip,
quiveringtitreyen, uncocooneduncocooned,
386
1066760
3536
bu titrek, garip, kozalaşmamış olan
18:02
awkwardgarip, brandmarka newyeni,
387
1070320
1336
ilginçtir ki; yepyeni oluyor.
18:03
alivecanlı non-titanSigara-titan feelshissediyor like me.
388
1071680
2520
Canlı dev olmayanlar
benim gibi hissediyor.
18:07
The more I feel that humHum,
the more I know who I am.
389
1075120
2880
Uğultuyu hissettikçe,
kendimi daha iyi tanıyorum.
18:10
I'm a writeryazar, I make stuffşey up, I imaginehayal etmek.
390
1078560
3120
Ben bir yazarım, bir şeyler
hayal eder ve yaratırım.
18:14
That partBölüm of the job,
that's livingyaşam the dreamrüya.
391
1082400
2856
İşin bir parçası
rüyayı yaşamaktır.
18:17
That's the dreamrüya of the job.
392
1085280
2080
Rüya gibi iş buna denir.
18:19
Because a dreamrüya job
should be a little bitbit dreamyrüya gibi.
393
1087960
2920
Çünkü rüya gibi işin bir miktar
rüya içermesi gerekir.
18:23
I said yes to lessaz work and more playoyun.
394
1091840
2920
Daha az işe ve daha çok oyuna evet dedim.
18:27
TitansTitans need not applyuygulamak.
395
1095680
1680
Devin gereksinimleri uygulanmaz
18:30
WannaYapmak isterim playoyun?
396
1098160
1200
Oynamak ister misin?
18:31
Thank you.
397
1099960
1216
Teşekkür ederim.
18:33
(ApplauseAlkış)
398
1101200
9680
(Alkışlar)
Translated by Mercan Translation
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Shonda Rhimes - Writer, producer
With the runaway success of shows like Scandal and Grey’s Anatomy, Shonda Rhimes has become one of Hollywood’s most powerful icons.

Why you should listen

When ABC kicked off its 2014 television season by devoting its Thursday night line-up to the Shondaland shows How to Get Away With Murder, Scandal and Grey’s Anatomy, Shonda Rhimes -- already one of the most influential producers in Hollywood -- became arguably the single most powerful voice in television today. In 2015, ABC snapped up Rhimes’ latest series, The Catch. Shondaland shows have the special ability to capture both fan devotion and critical attention – she’s won everything from a Peabody Award to a People’s Choice Award.

Rhimes is known for her groundbreaking storytelling, her candor and humor in the face of her critics, and for never shying away from speaking her mind. She’s also known for her social media savvy, and fans of her shows basically own Twitter on Thursday nights. Her first book, Year of Yes, was published in November 2015.

More profile about the speaker
Shonda Rhimes | Speaker | TED.com