ABOUT THE SPEAKER
Alexander Betts - Social scientist
Alexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins.

Why you should listen

In media and in public debate, refugees are routinely portrayed as a burden. Professor Alexander Betts argues that refugees, who represent a wide spectrum of professional backgrounds, are in fact an untapped resource that could benefit nations willing to welcome them into their economies. 

Betts is the director of the Refugee Studies Centre at the University of Oxford, where he spearheads research on refugee and other forced migrant populations. His book, Survival Migration, explores the predicaments of people who are fleeing disaster yet fall outside legal definitions of refugee status.

More profile about the speaker
Alexander Betts | Speaker | TED.com
TED2016

Alexander Betts: Our refugee system is failing. Here's how we can fix it

Alexander Betts: Mülteci sistemimiz çöküyor. İşte nasıl düzeltebileceğimizin cevabı.

Filmed:
959,835 views

"Bu yıl bir milyon mülteci Avrupa'ya geldi." diyor Alexander Betts ve ekliyor: " Cevabımız kelimenin tam anlamıyla içler acısıydı." Betts zorunlu göç, aileler için kamplar, kentsel yoksulluk ve selamete ulaşmak için çıkılan tehlikeli, yasal olmayan yolculuklar arasındaki imkansız seçimler üzerine çalışıyor. Bu vâkıf konuşmasında, mültecilere dayattığımız yolu değiştirmek ve böylece mültecilerin yeni evlerine hemen katkı yapabilmesi için dört seçenek sunuyor. Betts: "Mültecilerin bir maliyet olduğu kaçınılmaz bir şey değil." diyor. "Onlar; yetenekleri, becerileri, arzuları ve eğer izin verirsek, katkı sağlama kabiliyetleri olan insanlardır."
- Social scientist
Alexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
There are timeszamanlar when I feel
really quiteoldukça ashamedutanmış
0
800
3456
Avrupalı olduğum için
kendimden çok utandığım
00:16
to be a EuropeanAvrupa.
1
4280
1240
zamanlar oluyor.
00:18
In the last yearyıl,
2
6200
1855
Geçen yıl,
00:20
more than a millionmilyon people
arrivedgeldi in EuropeEurope in need of our help,
3
8080
4576
yardımımıza muhtaç 1 milyondan
fazla insan Avrupa'ya geldi.
00:24
and our responsetepki,
franklyaçıkçası, has been patheticacıklı.
4
12680
3280
Bizim cevabımız, açıkçası,
içler acısıydı.
00:29
There are just so manyçok contradictionsçelişkiler.
5
17000
2320
Çok fazla çelişki var.
00:32
We mournyas the tragictrajik deathölüm
6
20360
2456
2 yaşındaki Aylan Kurdi'nin
trajik ölümüne yas tuttuk,
00:34
of two-year-oldiki-yıl-yaşlı AlanAlan KurdiKürdî,
7
22840
2160
00:38
and yethenüz, sincedan beri then,
more than 200 childrençocuklar
8
26000
3856
ama, o günden beri 200'den
fazla çocuk Akdeniz'de boğuldu.
00:41
have subsequentlysonradan drownedboğuldu
in the MediterraneanMediterranean.
9
29880
2360
00:45
We have internationalUluslararası treatiesantlaşmalar
10
33960
1456
Mültecileri ortak
sorumluluk alanı içinde olarak
00:47
that recognizetanımak that refugeesmülteciler
are a sharedpaylaşılan responsibilitysorumluluk,
11
35440
3216
tanımlayan uluslararası
anlaşmalarımız var.
00:50
and yethenüz we acceptkabul etmek that tinyminik LebanonLübnan
12
38680
3056
Fakat, küçük Lübnan'ın
tüm Avrupa'dan daha fazla
00:53
hostsana bilgisayarlar more SyriansSuriyeliler
than the wholebütün of EuropeEurope combinedkombine.
13
41760
3640
Suriyeli'ye ev sahipliği
yapmasına razı geliyoruz.
00:58
We lamentağıt the existencevaroluş
of humaninsan smugglersKaçakçılar,
14
46320
3400
İnsan kaçakçılarının ortalıkta
dolanmasına ağlayıp sızlıyoruz,
01:02
and yethenüz we make that the only viableyaşayabilir routerota
15
50360
3416
ama bunu Avrupa'ya sığınmak için
01:05
to seekaramak asylumsığınma in EuropeEurope.
16
53800
2080
tek geçerli yol kılıyoruz.
01:08
We have laboremek shortagessıkıntısı,
17
56840
1856
İşgücü kıtlığımız var,
01:10
and yethenüz we excludehariç tut people who fituygun
our economicekonomik and demographicdemografik needsihtiyaçlar
18
58720
5456
ama hala ekonomik ve demografik
ihtiyaçlarımızı karşılamaya uygun
01:16
from cominggelecek to EuropeEurope.
19
64200
1840
olan insanları Avrupa'ya almıyoruz.
01:19
We proclaimilan our liberalliberal valuesdeğerler
in oppositionmuhalefet to fundamentalistköktenci IslamIslam,
20
67000
5936
Radikal islamın aksine liberal
değerlerimizle övünüyoruz,
01:24
and yethenüz --
21
72960
1200
fakat
01:27
we have repressivebastırıcı policiespolitikaları
22
75560
2656
çocuk sığınmacıları gözaltına alan,
01:30
that detaingözaltına childçocuk asylumsığınma seekersarayanlar,
23
78240
2320
çocukları ailelerinden ayıran
01:33
that separateayrı childrençocuklar
from theironların familiesaileleri,
24
81160
2800
göçmenlerin mülklerine el koyan
01:36
and that seizeele geçirmek propertyözellik from refugeesmülteciler.
25
84800
2920
baskıcı politikalarımız var.
01:40
What are we doing?
26
88960
1240
Biz ne yapıyoruz?
01:42
How has the situationdurum come to this,
27
90640
2416
Bir insanlık krizine böylesine
01:45
that we'vebiz ettik adoptedbenimsenen suchböyle an inhumaneinsanlık dışı
responsetepki to a humanitarianinsancıl crisiskriz?
28
93080
4800
insanlık dışı bir tepki verme
noktasına nasıl geldik?
01:51
I don't believe
it's because people don't carebakım,
29
99280
2416
İnsanların önemsememesinden
dolayı olduğuna inanmıyorum,
01:53
or at leasten az I don't want to believe
it's because people don't carebakım.
30
101720
3176
en azından böyle olduğuna
inanmak istemiyorum.
Politikacılarımızın vizyon eksikliğinden
kaynaklandığına inanıyorum.
01:56
I believe it's because
our politicianssiyasetçiler lackeksiklik a visionvizyon,
31
104920
3816
02:00
a visionvizyon for how to adaptuyarlamak
an internationalUluslararası refugeemülteci systemsistem
32
108760
3616
50 yıl önce oluşturulmuş
uluslararası mülteci sisteminin,
02:04
createdoluşturulan over 50 yearsyıl agoönce
33
112400
2136
değişen ve küreselleşen dünyada
02:06
for a changingdeğiştirme and globalizedküreselleşmiş worldDünya.
34
114560
2800
hayata nasıl geçirileceğine
ilişkin vizyon.
02:09
And so what I want to do
is take a stepadım back
35
117800
2536
Yapmak istediğim bir adım geri gidip
02:12
and asksormak two really fundamentaltemel questionssorular,
36
120360
3416
şu gerçekten önemli iki soruyu sormak,
02:15
the two questionssorular we all need to asksormak.
37
123800
2456
hepimizin sorması gereken iki soru.
02:18
First, why is the currentşimdiki
systemsistem not workingçalışma?
38
126280
3296
Birincisi, halihazırdaki sistem
neden işlemiyor?
02:21
And secondikinci, what can we do to fixdüzeltmek it?
39
129600
3400
İkincisi, düzeltmek için ne yapabiliriz?
02:26
So the modernmodern refugeemülteci regimerejim
40
134760
2056
Modern mülteci sistemi
02:28
was createdoluşturulan in the aftermathsonrasının
of the Secondİkinci WorldDünya WarSavaş by these guys.
41
136840
4080
2. Dünya Savaşı sonrasında
bu adamlar tarafından oluşturuldu.
02:34
Its basictemel aimamaç is to ensuresağlamak
42
142000
3136
Temel amacı, bir devlet çöktüğünde
02:37
that when a statebelirtmek, bildirmek failsbaşarısız,
or worsedaha da kötüsü, turnsdönüşler againstkarşısında its ownkendi people,
43
145160
4216
veya daha kötüsü insanlarının
aleyhine yer aldığında
02:41
people have somewherebir yerde to go,
44
149400
1576
insanların evlerine dönene kadar
02:43
to livecanlı in safetyemniyet and dignityhaysiyet
untila kadar they can go home.
45
151000
3656
güvende ve onurlarıyla
yaşayacakları bir yerin olması.
02:46
It was createdoluşturulan preciselytam for situationsdurumlar
like the situationdurum we see in SyriaSuriye todaybugün.
46
154680
5280
Bu sistem, Suriye'de gördüğümüz olaylara
benzer durumlar için oluşturuldu.
02:52
ThroughAracılığıyla an internationalUluslararası conventionKongre
signedimzalı by 147 governmentshükümetler,
47
160680
4856
147 hükümetin imzaladığı
uuslararası sözleşme olan
02:57
the 1951 ConventionKongre
on the StatusDurumu of RefugeesMülteciler,
48
165560
3016
1951 tarihli Mültecilerin Hukuki
Durumuna Dair Sösleşme ve
03:00
and an internationalUluslararası organizationorganizasyon, UNHCRUNHCR,
49
168600
3176
ayrıca uluslararası kuruluş BMMYK
03:03
statesdevletler committedtaahhüt to reciprocallykarşılıklı
admititiraf etmek people ontoüstüne theironların territorybölge
50
171800
4776
savaştan ve zulümden kaçan insanların
03:08
who fleekaçmak conflictfikir ayrılığı and persecutionzulüm.
51
176600
2520
topraklarına girişini
karşılıklı olarak taahhüd eder.
03:11
But todaybugün, that systemsistem is failinghata.
52
179680
2600
Fakat bugün bu sistem çöküyor.
03:14
In theoryteori, refugeesmülteciler
have a right to seekaramak asylumsığınma.
53
182920
3440
Teorik olarak mültecilerin
sığınma hakkı vardır.
03:18
In practiceuygulama, our immigrationGöçmenlik policiespolitikaları
blockblok the pathyol to safetyemniyet.
54
186880
3960
Pratikte, mülteci politikalarımız
güvenliğe giden yolu kesmekte.
03:23
In theoryteori, refugeesmülteciler have a right
to a pathwaypatika to integrationbütünleşme,
55
191280
4336
Teoride, mültecilerin entegrasyon hakkı
03:27
or returndönüş to the countryülke
they'veonlar ettik come from.
56
195640
2040
veya geldikleri ülkeye dönme hakkı vardır.
03:30
But in practiceuygulama, they get stucksıkışmış
in almostneredeyse indefinitebelirsiz limboLimbo.
57
198360
3240
Fakat pratikte, sonu gelmez
bir belirsizliğe saplanmışlardır.
03:34
In theoryteori, refugeesmülteciler
are a sharedpaylaşılan globalglobal responsibilitysorumluluk.
58
202240
3080
Teorik olarak, mülteciler ortak,
küresel bir sorumluluktur.
03:38
In practiceuygulama, geographyCoğrafya meansanlamına geliyor
that countriesülkeler proximateyakın the conflictfikir ayrılığı
59
206040
4336
Pratikte ise coğrafya,
çatışmaya yalkın ülkelerin
03:42
take the overwhelmingezici majorityçoğunluk
of the world'sDünyanın en refugeesmülteciler.
60
210400
3600
dünyadaki mültecilerin büyük çoğunluğunu
ülkelerine almalarını ifade eder.
03:46
The systemsistem isn't brokenkırık
because the ruleskurallar are wrongyanlış.
61
214720
2736
Kurallar yanlış olduğu için
sistem çökmedi.
03:49
It's that we're not applyinguygulayarak them
adequatelyyeterince to a changingdeğiştirme worldDünya,
62
217480
3920
Yani, kuralları değişen dünyaya
layıkıyla uygulamıyoruz,
03:53
and that's what we need to reconsideryeniden gözden geçirilmesi.
63
221840
2000
bunu tekrar düşünmemiz lazım.
03:56
So I want to explainaçıklamak to you a little bitbit
about how the currentşimdiki systemsistem worksEserleri.
64
224440
4496
Size şu anki sistemin nasıl işlediğinden
kısaca bahsetmek istiyorum.
04:00
How does the refugeemülteci regimerejim actuallyaslında work?
65
228960
2160
Mülteci sistemi gerçekte nasıl işliyor?
04:03
But not from a top-downyukarıdan aşağıya
institutionalkurumsal perspectiveperspektif,
66
231560
2776
Fakat tepeden kurumsal
bir perspektifle değil,
04:06
ratherdaha doğrusu from the perspectiveperspektif of a refugeemülteci.
67
234360
3320
bir mülteci perspektifiyle.
04:10
So imaginehayal etmek a SyrianSuriye womankadın.
68
238240
2456
Suriyeli bir kadın düşünün.
04:12
Let's call her AmiraAmira.
69
240720
1600
Adı Amira olsun.
04:14
And AmiraAmira to me representstemsil
manyçok of the people I've metmet in the regionbölge.
70
242880
3880
Amira bana bölgede tanıdığım
insanların çoğunluğunu temsil ediyor.
04:19
AmiraAmira, like around 25 percentyüzde
of the world'sDünyanın en refugeesmülteciler,
71
247560
3336
Dünyadaki mültecilerin %25'i gibi Amira da
04:22
is a womankadın with childrençocuklar,
72
250920
1280
çocuklu bir kadın.
04:24
and she can't go home
because she comesgeliyor from this cityŞehir
73
252840
3256
Evine gidemiyor çünkü gördüğünüz gibi
04:28
that you see before you, HomsHoms,
74
256120
2016
Humus'tan, bir zamanlar güzel ve tarihi
04:30
a oncebir Zamanlar beautifulgüzel and historictarihi cityŞehir
75
258160
2736
şimdi ise enkaz altında
olan bu şehirden geliyor.
04:32
now underaltında rubblemoloz.
76
260920
1496
04:34
And so AmiraAmira can't go back there.
77
262440
1840
Bu yüzden Amira oraya geri dönemiyor.
04:37
But AmiraAmira alsoAyrıca has no hopeumut
of resettlementyeniden yerleşim to a thirdüçüncü countryülke,
78
265120
4216
Amira'nın bir üçüncü ülkeye
yerleşme umudu da yok.
04:41
because that's a lotteryPiyango ticketbilet
79
269360
1496
Çünkü bu, dünyadaki
mültecilerin
04:42
only availablemevcut to lessaz than one percentyüzde
of the world'sDünyanın en refugeesmülteciler.
80
270880
3440
%1'inden azının elde edebildiği
bir piyango bileti.
04:46
So AmiraAmira and her familyaile
81
274880
2256
Bu yüzden Amira ve ailesi
neredeyse imkansız bir
seçimle karşı karşıyalar.
04:49
faceyüz an almostneredeyse impossibleimkansız choiceseçim.
82
277160
2176
04:51
They have threeüç basictemel optionsseçenekleri.
83
279360
2400
Temel olarak üç seçenekleri var.
04:54
The first optionseçenek is that AmiraAmira
can take her familyaile to a campkamp.
84
282560
4960
İlk olarak, Amira ailesini
bir kampa götürebilir.
05:00
In the campkamp, she mightbelki get assistanceyardım,
85
288520
2160
Kampta yardım alabilir.
05:03
but there are very fewaz prospectsumutlar
for AmiraAmira and her familyaile.
86
291160
3696
Ama orada Amira ve ailesi
için çok az umut var.
05:06
CampsKampları are in bleakkasvetli, aridkurak locationsyerleri,
87
294880
3256
Kamplar rüzgar alan, kasvetli,
05:10
oftensık sık in the desertçöl.
88
298160
1240
çölde bulunan bölgeler.
05:12
In the ZaatariZaatari refugeemülteci campkamp in JordanÜrdün,
89
300040
2696
Ürdün'deki Zaatari Mülteci Kampı'nda
05:14
you can hearduymak the shellskabuklar
acrosskarşısında the bordersınır in SyriaSuriye at nighttimegece.
90
302760
4400
Suriye sınırı boyunca deniz kabuklarının
seslerini geceleri duyabilirsiniz.
05:20
There's restrictedkısıtlı economicekonomik activityaktivite.
91
308600
2576
Ekonomik faaliyet sınırlıdır.
05:23
EducationEğitim is oftensık sık of poorfakir qualitykalite.
92
311200
2160
Eğitim kalitesi genellikle düşüktür.
05:25
And around the worldDünya,
93
313960
1336
Dünya genelinde
05:27
some 80 percentyüzde of refugeesmülteciler
who are in campskampları
94
315320
3096
kamplardaki mültecilerin yaklaşık %80'i
05:30
have to staykalmak for at leasten az fivebeş yearsyıl.
95
318440
2536
kamplarda en az beş yıl kalmak zorunda.
05:33
It's a miserablesefil existencevaroluş,
96
321000
1896
İçler acısı bir olay.
05:34
and that's probablymuhtemelen why, in realitygerçeklik,
97
322920
2376
Belki de Suriyelilerin yalnızca %9'unun
05:37
only ninedokuz percentyüzde of SyriansSuriyeliler
chooseseçmek that optionseçenek.
98
325320
2600
bu seçeneği seçmesinin nedeni bu.
05:41
AlternativelyAlternatif olarak, AmiraAmira can headkafa
to an urbankentsel areaalan
99
329000
3976
Bunun yerine, Amira komşu ülkelerde
05:45
in a neighboringkomşu countryülke,
like AmmanAmman or BeirutBeyrut.
100
333000
3040
Amman veya Beyrut gibi
kentsel bir bölgeye gidebilir.
05:49
That's an optionseçenek that about 75 percentyüzde
of SyrianSuriye refugeesmülteciler have takenalınmış.
101
337000
4040
Bu, Suriyeli mültecilerin
yaklaşık %75'inin tercihi.
05:54
But there, there's
great difficultyzorluk as well.
102
342200
2720
Bunun da bir zorluğu var.
05:57
RefugeesMülteciler in suchböyle urbankentsel areasalanlar
don't usuallygenellikle have the right to work.
103
345720
4296
Bu bölgelerdeki mültecilerin
çalışma izni her zaman yok.
06:02
They don't usuallygenellikle get
significantönemli accesserişim to assistanceyardım.
104
350040
2960
Çoğu zaman belli başlı
yardımlardan faydalanamıyorlar.
06:05
And so when AmiraAmira and her familyaile
have used up theironların basictemel savingstasarruf,
105
353440
3696
Amira ve ailesi temel
birikimlerini tükettiklerinde,
06:09
they're left with very little
and likelymuhtemelen to faceyüz urbankentsel destitutionyoksulluk.
106
357160
3680
çok azıyla kalıyorlar ve muhtemelen
kentsel fakirlikle yüzleşiyorlar.
06:14
So there's a thirdüçüncü alternativealternatif,
107
362280
1840
Üçüncü bir alternatif var.
06:16
and it's one that increasingartan
numberssayılar of SyriansSuriyeliler are takingalma.
108
364920
3720
Bu alternatifi seçen
Suriyelilerin sayısı artıyor.
06:21
AmiraAmira can seekaramak some hopeumut for her familyaile
109
369840
4176
Amira başka bir ülkeye
doğru riskli bir yolculukla,
06:26
by riskingriske theironların liveshayatları
on a dangeroustehlikeli and periloustehlikeli journeyseyahat
110
374040
3736
ailesinin hayatını tehlikeye atarak,
06:29
to anotherbir diğeri countryülke,
111
377800
1496
onlar için bir umut arayabilir.
06:31
and it's that whichhangi we're seeinggörme
in EuropeEurope todaybugün.
112
379320
3520
Avrupa'da bugün gördüğümüz bu.
06:35
Around the worldDünya, we presentmevcut refugeesmülteciler
with an almostneredeyse impossibleimkansız choiceseçim
113
383440
5256
Tüm dünyada mültecilere
neredeyse imkansiz
06:40
betweenarasında threeüç optionsseçenekleri:
114
388720
1816
üç seçenek sunuyoruz:
06:42
encampmentkamp, urbankentsel destitutionyoksulluk
and dangeroustehlikeli journeysyolculuklarda.
115
390560
4200
kampa yerleştirme, kentsel yoksulluk
ve tehlikeli yolculuk.
06:47
For refugeesmülteciler, that choiceseçim is
the globalglobal refugeemülteci regimerejim todaybugün.
116
395520
4320
Mülteciler için bu seçimler, bugün
küresel mülteci sistemi.
06:52
But I think it's a falseyanlış choiceseçim.
117
400600
1640
Bence bunlar yanlış seçimler.
06:54
I think we can reconsideryeniden gözden geçirilmesi that choiceseçim.
118
402760
2080
Bu seçimleri bence tekrar düşünmeliyiz.
06:57
The reasonneden why we limitsınır those optionsseçenekleri
119
405440
3360
Bu seçenekleri neden
sınırladığımızın cevabı,
07:02
is because we think
120
410040
2480
bu seçeneklerin
07:05
that those are the only optionsseçenekleri
that are availablemevcut to refugeesmülteciler,
121
413080
4376
mültecilere tek uygun seçenek
olduğunu düşünmemiz.
07:09
and they're not.
122
417480
1200
Ama öyle değil.
07:11
PoliticiansPolitikacılar frameçerçeve the issuekonu
as a zero-sumsıfır toplamı issuekonu,
123
419120
3496
Politikacılar, mültecilerden yararlanırsak
vatandaşlarımıza maliyet olur
diye düşünerek bu konuyu
sonuçsuz bırakıyorlar.
07:14
that if we benefityarar refugeesmülteciler,
we're imposingheybetli costsmaliyetler on citizensvatandaşlar.
124
422640
3936
07:18
We tendeğiliminde to have a collectivetoplu assumptionvarsayım
125
426600
2056
Mültecilerin kaçınılmaz bir
harcama olacağı
07:20
that refugeesmülteciler are an inevitablekaçınılmaz costmaliyet
or burdenyük to societytoplum.
126
428680
3656
veya toplumun sırtına yük olacağı
konusunda toplu bir varsayımımız var.
07:24
But they don't have to.
They can contributekatkıda bulunmak.
127
432360
2080
Bu şart değil.
Katkıda bulunabilirler.
07:26
So what I want to arguetartışmak
128
434880
1416
İleri sürmek istediğim nokta şu:
07:28
is there are waysyolları in whichhangi we can
expandgenişletmek that choiceseçim setset
129
436320
2976
Bu seçenekler dizisini
genişletebiliriz ve
07:31
and still benefityarar everyoneherkes elsebaşka:
130
439320
2016
herkesten yararlanabiliriz.
07:33
the hostevsahibi statesdevletler and communitiestopluluklar,
131
441360
1856
Ev sahibi devletlerden
ve topluluklardan,
07:35
our societiestoplumlar and refugeesmülteciler themselveskendilerini.
132
443240
3320
toplumumuzdan ve
tek başına mültecilerden
dört seçeneği ortaya koymak istiyorum.
07:39
And I want to suggestönermek fourdört waysyolları
133
447080
1976
07:41
we can transformdönüştürmek the paradigmparadigma
of how we think about refugeesmülteciler.
134
449080
3840
Mültecilerle ilgili nasıl düşündüğümüz
paradigmasını değiştirebiliriz.
07:45
All fourdört waysyolları have one thing in commonortak:
135
453520
2440
Bu dört seçeneğin ortak bir noktası var:
07:48
they're all waysyolları in whichhangi we take
the opportunitiesfırsatlar of globalizationküreselleşme,
136
456440
3776
Tüm bunlar küreselleşmenin,
hareketliliğin ve piyasaların
07:52
mobilityhareketlilik and marketspiyasalar,
137
460240
2056
fırsatlarından yararlanabilme ve
07:54
and updategüncelleştirme the way we think
about the refugeemülteci issuekonu.
138
462320
3240
mülteciler hakkındaki düşüncelerimizi
güncelleme seçenekleridir.
07:58
The first one I want to think about
139
466280
1696
Üzerinde düşündüğüm ilk seçenek,
08:00
is the ideaFikir of enablingetkinleştirme environmentsortamları,
140
468000
2000
sadece olağan dışı bir süreçten
geçen mültecilerin de
08:02
and it startsbaşlar from
a very basictemel recognitiontanıma
141
470720
2856
en temel kabul olan
08:05
that refugeesmülteciler are humaninsan beingsvarlıklar
like everyoneherkes elsebaşka,
142
473600
2696
diğer herkes gibi insan
olarak tanınmalarına
08:08
but they're just
in extraordinaryolağanüstü circumstanceskoşullar.
143
476320
2400
fırsat veren bir ortam fikri.
08:11
TogetherBirlikte with my colleaguesmeslektaşlar in OxfordOxford,
144
479280
1976
Oxford'taki meslektaşlarımla beraber,
08:13
we'vebiz ettik embarkedgirişti on
a researchAraştırma projectproje in UgandaUganda
145
481280
2656
Uganda'da mültecilerin ekonomik
yaşamlarını inceleyen
08:15
looking at the economicekonomik liveshayatları of refugeesmülteciler.
146
483960
3040
bir araştırma projesini başlattık.
08:19
We choseseçti UgandaUganda not because
it's representativetemsilci of all hostevsahibi countriesülkeler.
147
487840
4056
Uganda'yı ev sahibi ülkelerin
temsilcisi olduğu için seçmedik.
08:23
It's not. It's exceptionalolağanüstü.
148
491920
1480
Bu yüzden değil, bu bir istisna.
08:25
UnlikeAksine mostçoğu hostevsahibi countriesülkeler
around the worldDünya,
149
493960
2376
Dünyadaki çoğu ev sahibi ülkenin aksine
08:28
what UgandaUganda has donetamam
150
496360
1456
Uganda'nın yaptığı
08:29
is give refugeesmülteciler economicekonomik opportunityfırsat.
151
497840
2376
mültecilere ekonomik fırsat sağlamak.
08:32
It givesverir them the right to work.
It givesverir them freedomözgürlük of movementhareket.
152
500240
3360
Onlara çalışma hakkı veriyor.
Onlara hareket özgürlüğü tanıyor.
08:36
And the resultsSonuçlar of that are extraordinaryolağanüstü
153
504200
2896
Sonuçlar, hem mülteciler
08:39
bothher ikisi de for refugeesmülteciler and the hostevsahibi communitytoplum.
154
507120
2600
hem de ev sahibi topluluk için olağanüstü.
08:42
In the capitalBaşkent cityŞehir, KampalaKampala,
155
510480
1976
Başkent Kampala'da,
08:44
we foundbulunan that 21 percentyüzde of refugeesmülteciler
ownkendi a business that employsistihdam other people,
156
512480
5415
diğer insanlara istihdam sağlayan bir işe
sahip %21 oranında mülteci gördük.
08:49
and 40 percentyüzde of those employeesçalışanlar
157
517919
2457
Bu işverenlerin %40'ı
08:52
are nationalsvatandaşları of the hostevsahibi countryülke.
158
520400
1976
ev sahibi ülkenin vatandaşları.
08:54
In other wordskelimeler, refugeesmülteciler are makingyapma jobsMeslekler
159
522400
2176
Başka bir deyişle mülteciler,
08:56
for citizensvatandaşlar of the hostevsahibi countryülke.
160
524600
2640
ev sahibi ülkenin vatandaşları
için iş yapıyor.
08:59
Even in the campskampları,
we foundbulunan extraordinaryolağanüstü examplesörnekler
161
527920
3336
Kamplarda bile enerjik,
gelişmiş ve girişimci işlerin
09:03
of vibrantcanlı, flourishingBayındır
and entrepreneurialgirişimci businessesişletmeler.
162
531280
3560
olağanüstü örnekleriyle karşılaştık.
09:07
For exampleörnek, in a settlementyerleşme
calleddenilen NakivaleNakivale,
163
535800
3336
Mesela, Nakivale adı verilen
yerleşim yerinde,
09:11
we foundbulunan examplesörnekler of CongoleseKongolu refugeesmülteciler
164
539160
2976
Kongolu göçmenlerin
09:14
runningkoşu digitaldijital musicmüzik exchangedeğiş tokuş businessesişletmeler.
165
542160
2536
dijital müzik işi yürüttüğünü gördük.
09:16
We foundbulunan a RwandanRuanda
who runskoşar a business that's availablemevcut
166
544720
3776
Bir Ruandalının, geri dönüştürülmüş
oyun konsolları ve televizyonlardan
09:20
to allowizin vermek the youthgençlik to playoyun computerbilgisayar gamesoyunlar
167
548520
2736
gençlerin bilgisayar oyunları
oynamasını sağlayan
09:23
on recycledgeri dönüştürülmüş gamesoyunlar consoleskonsolları
and recycledgeri dönüştürülmüş televisionstelevizyonlar.
168
551280
3760
bir işe giriştiğini gördük.
09:28
AgainstKarşı the oddsolasılık of extremeaşırı constraintkısıtlama,
169
556440
2816
Tüm bu baskılara rağmen,
09:31
refugeesmülteciler are innovatingyenilikler,
170
559280
1320
mülteciler yenilikçidirler.
09:33
and the gentlemanbeyefendi you see before you
is a CongoleseKongolu guy calleddenilen Demou-KayDemou'ysa-Kay.
171
561320
3429
Bu gördüğünüz genç Kongolu Demou-Kay.
09:37
Demou-KayDemou'ysa-Kay arrivedgeldi
in the settlementyerleşme with very little,
172
565200
3656
Demou-Kay, yerleşim yerine
yanında az bir parayla geldi.
09:40
but he wanted to be a filmmakerfilm yapımcısı.
173
568880
2296
Film yapımcısı olmak istiyordu.
09:43
So with friendsarkadaşlar and colleaguesmeslektaşlar,
he startedbaşladı a communitytoplum radioradyo stationistasyon,
174
571200
3936
Arkadaşları ve meslektaşlarıyla beraber
topluluk radyosu kurdu,
09:47
he rentedkiralanmış a videovideo camerakamera,
175
575160
1736
video kamera kiraladı,
09:48
and he's now makingyapma filmsfilmler.
176
576920
1496
şimdi de filmler yapıyor.
09:50
He madeyapılmış two documentarybelgesel filmsfilmler
177
578440
1976
İki belgesel filmi yaptı,
09:52
with and for our teamtakım,
178
580440
1976
ekibimizle ve ekibimiz için.
09:54
and he's makingyapma a successfulbaşarılı business
out of very little.
179
582440
3320
Çok az bir bütçeyle
başarılı işler yapıyor.
09:58
It's those kindsçeşit of examplesörnekler
180
586640
1976
Bu, mültecilere verdiğimiz karşılığa
10:00
that should guidekılavuz
our responsetepki to refugeesmülteciler.
181
588640
2736
kılavuzluk etmesi gereken örneklerden.
10:03
RatherDaha doğrusu than seeinggörme refugeesmülteciler
182
591400
1336
Mültecileri
10:04
as inevitablykaçınılmaz dependentbağımlı
uponüzerine humanitarianinsancıl assistanceyardım,
183
592760
3256
insani yardıma muhtaç kişiler
olarak görmek yerine
10:08
we need to providesağlamak them
with opportunitiesfırsatlar for humaninsan flourishingBayındır.
184
596040
3400
insani gelişim için onlara
fırsatlar tanımalıyız.
10:12
Yes, clothesçamaşırlar, blanketsbattaniye, shelterbarınak, foodGıda
185
600200
4226
Evet, battaniyeler, barınma, yemek
10:16
are all importantönemli in the emergencyacil Servis phaseAşama,
186
604438
2778
acil dönemlerde hep önemli unsurlar.
10:19
but we need to alsoAyrıca look beyondötesinde that.
187
607240
2600
Fakat bunun ötesine de bakmalıyız.
10:22
We need to providesağlamak opportunitiesfırsatlar
to connectivitybağlantı, electricityelektrik,
188
610200
4336
Bağlantı ve elektrik kurmak,
eğitim ve çalışma hakkı için
10:26
educationEğitim, the right to work,
189
614560
2280
sermaye ve bankacılığa erişim için
10:29
accesserişim to capitalBaşkent and bankingBankacılık.
190
617400
1720
fırsatlar sağlamalıyız.
10:31
All the waysyolları in whichhangi we take for grantedverilmiş
191
619560
2136
Sıkı sıkıya bağlı olduğumuz
küresel ekonomide
10:33
that we are pluggedtakılı in
to the globalglobal economyekonomi
192
621720
2136
olduğu gibi kabul ettiğimiz
tüm yöntemleri
10:35
can and should applyuygulamak to refugeesmülteciler.
193
623880
2560
mültecilere geçerli
kılabiliriz, kılmalıyız.
10:39
The secondikinci ideaFikir I want to discusstartışmak
is economicekonomik zonesbölgeleri.
194
627280
3480
Tartışmak istediğim ikinci düşünce
ekonomik bölgeler.
10:43
UnfortunatelyNe yazık ki, not everyher
hostevsahibi countryülke in the worldDünya
195
631320
2736
Malesef, Uganda'nın yaklaşımını
10:46
takes the approachyaklaşım UgandaUganda has takenalınmış.
196
634080
2040
dünyadaki her ev sahibi ülke benimsemiyor.
10:48
MostÇoğu hostevsahibi countriesülkeler don't openaçık up
theironların economiesekonomiler to refugeesmülteciler
197
636480
3336
Çoğu ev sahibi ülke,
ekonomilerini aynı şekilde
10:51
in the sameaynı way.
198
639840
1200
mültecilere açmıyor.
10:53
But there are still pragmaticpragmatik
alternativealternatif optionsseçenekleri that we can use.
199
641360
4600
Fakat hala kullanabileceğimiz
pragmatik seçenekler var.
10:59
Last AprilNisan, I traveledseyahat to JordanÜrdün
with my colleagueçalışma arkadaşı,
200
647160
2536
Geçen Nisan'da meslektaşım
kalkınma ekonomisti Paul Collier ile
11:01
the developmentgelişme economistiktisatçı PaulPaul CollierCollier'ın,
201
649720
1960
Ürdün'e seyahat ettim.
11:04
and we brainstormedbeyin fırtınası an ideaFikir
while we were there
202
652400
2856
Orada, uluslararası topluluk
ve hükümet ile beraber
11:07
with the internationalUluslararası communitytoplum
and the governmenthükümet,
203
655280
2456
beyin fırtınası yaptık.
11:09
an ideaFikir to bringgetirmek jobsMeslekler to SyriansSuriyeliler
204
657760
2336
Konu Ürdün'ün ulusal kalkınma
stratejisini desteklerken
11:12
while supportingDestek Jordan'sJordan'ın
nationalUlusal developmentgelişme strategystrateji.
205
660120
3616
Suriye'ye iş götürmekti.
11:15
The ideaFikir is for an economicekonomik zonebölge,
206
663760
2800
Konu ekonomik bölge içindi.
11:19
one in whichhangi we could potentiallypotansiyel
integratebirleştirmek the employment of refugeesmülteciler
207
667080
3536
Bölgede mültecilerin istihdamını
Ürdünlülerin ev sahibi vatandaşlarıyla
11:22
alongsideyanında the employment
of JordanianÜrdün hostevsahibi nationalsvatandaşları.
208
670640
3480
imkan dahilinde birleştirebilecektik.
11:26
And just 15 minutesdakika away
from the ZaatariZaatari refugeemülteci campkamp,
209
674840
3416
83.000 mülteciyi ağırlayan
Zaatari mülteci Kampı'ndan
11:30
home to 83,000 refugeesmülteciler,
210
678280
2136
sadece 15 dakika uzakta
11:32
is an existingmevcut economicekonomik zonebölge
211
680440
2016
Kral Hüseyin Bin Talal
Geliştirme Bölgesi
11:34
calleddenilen the KingKral HusseinHüseyin
BinDepo gözü TalalTalal DevelopmentGeliştirme AreaAlan.
212
682480
2720
adında bir ekonomik bölge vardır.
11:37
The governmenthükümet has spentharcanmış
over a hundredyüz millionmilyon dollarsdolar
213
685920
2776
Hükümet yüz milyon dolardan fazla parayı
11:40
connectingbağlantı it to the electricityelektrik gridızgara,
connectingbağlantı it to the roadyol network,
214
688720
3816
bu bölgenin, elektrik ve yol ağına
bağlanabilmesi için harcadı.
11:44
but it lackedyoksun two things:
215
692560
1616
Fakat iki şey eksikti:
11:46
accesserişim to laboremek and inwardiçe doğru investmentyatırım.
216
694200
2736
iş gücüne ve iş yatırımına dahil olma.
11:48
So what if refugeesmülteciler
were ableyapabilmek to work there
217
696960
2896
Peki mülteciler, Suriye'ye
dönmeden önce,
kamplara saplanıp kalmak
yerine orada çalışabilselerdi
11:51
ratherdaha doğrusu than beingolmak stucksıkışmış in campskampları,
218
699880
1816
11:53
ableyapabilmek to supportdestek theironların familiesaileleri and developgeliştirmek
skillsbecerileri throughvasitasiyla vocationalMesleki trainingEğitim
219
701720
4016
ailelerini destekleyebilselerdi,
mesleki eğitimle becerilerini
geliştirebilselerdi?
11:57
before they go back to SyriaSuriye?
220
705760
1440
11:59
We recognizedtanınan that
that could benefityarar JordanÜrdün,
221
707840
2296
Bunun Ürdün'ün yararına
olacağının farkındaydık.
12:02
whosekimin developmentgelişme strategystrateji
requiresgerektirir it to make the leapsıçrama
222
710160
2776
Orta gelirli ülke olan Ürdün'ün
kalkınma stratejisinin
12:04
as a middleorta incomegelir countryülke
to manufacturingimalat.
223
712960
2816
üretime hamle yapması gerekiyordu.
12:07
It could benefityarar refugeesmülteciler,
but it could alsoAyrıca contributekatkıda bulunmak
224
715800
3696
Bu mültecilerin yararınaydı ama
Suriye'nin yeniden inşasında,
12:11
to the postconflictpostconflict
reconstructionyeniden yapılanma of SyriaSuriye
225
719520
2376
en uygun kaynak olarak mültecilere
olan ihtiyacın farkına vararak
12:13
by recognizingtanıyan that we need
to incubatekuluçkaya refugeesmülteciler
226
721920
2776
onlardan yararlanmak,
Suriye'nin savaş sonrasında yeniden
yapılandırılmasına da katkı sağlayacaktı.
12:16
as the besten iyi sourcekaynak
of eventuallysonunda rebuildingYeniden oluşturma SyriaSuriye.
227
724720
3560
12:20
We publishedyayınlanan the ideaFikir
in the journaldergi ForeignYabancı Affairsİşleri.
228
728760
3056
Bu fikri Foreign Affairs
Dergisi'nde yayınladık.
12:23
KingKral AbdullahAbdullah has pickedseçilmiş up on the ideaFikir.
229
731840
2216
Kral Abdullah çabucak fark etti.
Fikir iki hafta önce Londra'daki
Suriye Konferans'ında duyrulmuştu.
12:26
It was announcedaçıkladı at the LondonLondra
SyriaSuriye ConferenceKonferans two weekshaftalar agoönce,
230
734080
2976
12:29
and a pilotpilot will beginbaşla in the summeryaz.
231
737080
2600
Yazın ise bir deneme başlayacak.
12:32
(ApplauseAlkış)
232
740120
3600
(Alkışlar)
12:37
The thirdüçüncü ideaFikir that I want to put to you
233
745120
2696
Size sunmak istediğim üçüncü fikir
12:39
is preferencetercih matchingeşleştirme
betweenarasında statesdevletler and refugeesmülteciler
234
747840
3616
Angela Merkel ile Suriyeli
bir göçmenin olduğu
12:43
to leadöncülük etmek to the kindsçeşit of happymutlu outcomesçıktıları
you see here in the selfieselfie
235
751480
3136
bu selfiede gördüğünüz gibi
mutlu sonuçlara götüren
12:46
featuringsahip AngelaAngela MerkelMerkel
and a SyrianSuriye refugeemülteci.
236
754640
2880
devletler ve mülteciler
arasındaki tercih uyumu.
12:50
What we rarelynadiren do is asksormak refugeesmülteciler
what they want, where they want to go,
237
758440
4000
Göçmenlere ne istediklerini, nereye
gitmek istediklerini nadiren soruyoruz,
12:54
but I'd arguetartışmak we can do that
238
762960
1856
yine de bunu yapabiliriz.
12:56
and still make everyoneherkes better off.
239
764840
2080
Herkes için daha iyi olur kanısındayım.
12:59
The economistiktisatçı AlvinAlvin RothRoth has developedgelişmiş
the ideaFikir of matchingeşleştirme marketspiyasalar,
240
767640
4136
Ekonomist Alvin Roth,
tarafların sıralama tercihlerinin
13:03
waysyolları in whichhangi the preferencetercih rankingsıralama
of the partiespartiler shapesşekiller an eventualnihai matchmaç.
241
771800
5240
nihai tercihi şekillendirmesini konu
alan eşleştirme teorisini geliştirdi.
13:09
My colleaguesmeslektaşlar Will JonesJones
and AlexAlex TeytelboymTeytelboym
242
777720
3056
Meslektaşlarım Will Jones
ve Alex Teytelboym,
13:12
have exploredaraştırdı waysyolları in whichhangi that ideaFikir
could be applieduygulamalı to refugeesmülteciler,
243
780800
4136
göçmenlere tercih ettikleri
varış yerlerini sorarak
13:16
to asksormak refugeesmülteciler to ranksırası
theironların preferredtercihli destinationshedefleri,
244
784960
3536
bu teorinin göçmenler için
uygulanabilmesinin yollarını araştırdı.
13:20
but alsoAyrıca allowizin vermek statesdevletler to ranksırası
the typestürleri of refugeesmülteciler they want
245
788520
3776
Bunun yanında devletlere,
yetenek veya dil kriterleri gibi
13:24
on skillsbecerileri criteriakriterleri or languagedil criteriakriterleri
246
792320
2816
tercih ettikleri göçmen tipini
13:27
and allowizin vermek those to matchmaç.
247
795160
1696
sıralamaya müsaade etti.
13:28
Now, of coursekurs
you'dşimdi etsen need to buildinşa etmek in quotaskotaları
248
796880
2096
Tabii çeşitlilik ve zaafiyet
gibi konularda
13:31
on things like diversityçeşitlilik
and vulnerabilityGüvenlik açığı,
249
799000
3256
kota koyma ihtiyacı duyacaksınız,
13:34
but it's a way of increasingartan
the possibilitiesolasılıklar of matchingeşleştirme.
250
802280
3536
fakat bu eşleştirme olasılıklarını
yükseltmenin bir yolu.
13:37
The matchingeşleştirme ideaFikir
has been successfullybaşarılı olarak used
251
805840
2496
Teori, örneğin öğrencilerin
üniversitelerle
13:40
to matchmaç, for instanceörnek,
studentsöğrencilerin with universityÜniversite placesyerler,
252
808360
5136
veya böbrek donörlerinin
hastalarla eşleşmesinde
13:45
to matchmaç kidneyböbrek donorsBağış with patientshastalar,
253
813520
2496
başarılı bir şekilde kullanıldı.
13:48
and it underliesaltında yatan the kindtür of algorithmsalgoritmalar
that existvar olmak on datingescort websitesweb siteleri.
254
816040
4136
Ayrıca arkadaşlık sitelerinde var
olan algoritmaların temelinde bu var.
13:52
So why not applyuygulamak that
to give refugeesmülteciler greaterbüyük choiceseçim?
255
820200
3096
Peki neden bunu göçmenlere
daha iyi seçimler için sunmayalım?
13:55
It could alsoAyrıca be used
at the nationalUlusal levelseviye,
256
823320
2048
Bu, yerel halkın
göçmenleri kabul etmeye
13:57
where one of the great challengeszorluklar we faceyüz
257
825392
1984
ikna edilmesinde karşı karşıya
kaldığımız zorlukların yer aldığı
13:59
is to persuadeikna etmek localyerel communitiestopluluklar
to acceptkabul etmek refugeesmülteciler.
258
827400
3736
ulusal seviyede de kullanılabilir.
14:03
And at the momentan,
in my countryülke, for instanceörnek,
259
831160
2456
Şu anda örneğin ülkemde,
14:05
we oftensık sık sendgöndermek engineersmühendisler to ruralkırsal areasalanlar
and farmersçiftçiler to the citiesşehirler,
260
833640
4176
mühendisleri kırsal alanlara ve
çiftçileri şehirlere gönderiyoruz.
14:09
whichhangi makesmarkaları no senseduyu at all.
261
837840
1856
Çok anlamsız.
14:11
So matchingeşleştirme marketspiyasalar offerteklif a potentialpotansiyel way
to bringgetirmek those preferencesTercihler togetherbirlikte
262
839720
4576
Eşleştirme teorisi bu tercihlerin
bir araya getirilmesine,
14:16
and listen to the needsihtiyaçlar and demandstalepler
of the populationspopülasyonları that hostevsahibi
263
844320
3936
ev sahibi nüfusun ve mültecilerin
ihtiyaç ve taleplerinin dinlenmesine
14:20
and the refugeesmülteciler themselveskendilerini.
264
848280
1840
olanak sağlıyor.
14:22
The fourthdördüncü ideaFikir I want to put to you
is of humanitarianinsancıl visasvize.
265
850840
3720
Dördüncü fikir ise insani vizeler.
14:27
Much of the tragedytrajedi and chaoskaos
we'vebiz ettik seengörüldü in EuropeEurope
266
855240
2696
Avrupa'da şahit olduğumuz
trajedi ve kaosun çoğu
14:29
was entirelyBaştan sona avoidableönlenebilir.
267
857960
2000
tümüyle önlenebilirdi.
14:32
It stemssapları from a fundamentaltemel contradictionçelişki
in Europe'sAvrupa'nın asylumsığınma policypolitika,
268
860400
4096
Bunlar, Avrupa'nın iltica politikasındaki
radikal çelişkiden kaynaklandı.
14:36
whichhangi is the followingtakip etme:
269
864520
1376
Şöyle ki:
14:37
that in ordersipariş to seekaramak asylumsığınma in EuropeEurope,
270
865920
2496
Avrupa'ya iltica etmek için,
14:40
you have to arrivevarmak spontaneouslykendiliğinden
by embarkingbaşlamadan on those dangeroustehlikeli journeysyolculuklarda
271
868440
5016
tanımladığım tehlikeli seyahate çıkarak
14:45
that I describedtarif edilen.
272
873480
1200
gelmeniz gerekiyor.
14:47
But why should those journeysyolculuklarda be necessarygerekli
in an eraçağ of the budgetbütçe airlinehavayolu
273
875520
4736
Neden düşük ücretli havayolu ve
modern konsolosluk imkanı döneminde,
14:52
and modernmodern consularKonsolosluk capabilitiesyetenekleri?
274
880280
2416
bu seyahatler gerekli olmak zorunda?
14:54
They're completelytamamen unnecessarygereksiz journeysyolculuklarda,
275
882720
2336
Bunlar tamamen gereksiz seyahatler.
14:57
and last yearyıl, they led to the deathsölümler
of over 3,000 people
276
885080
3776
Geçen sene, bu seyahatler, Avrupa
sınırlarında ve Avrupa toprakları içinde
15:00
on Europe'sAvrupa'nın borderssınırlar
and withiniçinde EuropeanAvrupa territorybölge.
277
888880
3480
3000'in üzerinde ölüme yol açtı.
15:05
If refugeesmülteciler were simplybasitçe allowedizin
278
893360
1616
Mültecilere basit bir şekilde
15:07
to travelseyahat directlydirekt olarak
and seekaramak asylumsığınma in EuropeEurope,
279
895000
2776
Avrupa'ya direkt yolculuk
ve sığınma izni verilseydi,
15:09
we would avoidönlemek that,
280
897800
1296
bunu önleyebilirdik.
15:11
and there's a way of doing that
281
899120
1536
Bunu yapmanın bir yolu,
15:12
throughvasitasiyla something
calleddenilen a humanitarianinsancıl visavize,
282
900680
2296
insani vize dediğimiz şeyle
insanlara elçilikten
15:15
that allowsverir people
to collecttoplamak a visavize at an embassyBüyükelçiliği
283
903000
3536
veya komşu ülkedeki konsolosluktan
15:18
or a consulateKonsolosluk in a neighboringkomşu countryülke
284
906560
2136
vize almasına, sonrasında
15:20
and then simplybasitçe payödeme theironların ownkendi way
285
908720
1896
feribotla veya uçakla gitme bedelini
15:22
throughvasitasiyla a ferryFeribot or a flightuçuş to EuropeEurope.
286
910640
2560
basit bir şekilde
ödemelerine izin vermek.
15:26
It costsmaliyetler around a thousandbin eurosEuro
287
914000
1976
Bir kaçakçıyı
15:28
to take a smugglerkaçakçı
from TurkeyTürkiye to the GreekYunanca islandsadaları.
288
916000
3416
Türkiye'den Yunan Adaları'na getirmenin
maliyeti yaklaşık 1000 eurodur.
15:31
It costsmaliyetler 200 eurosEuro to take a budgetbütçe
airlinehavayolu from BodrumBodrum to FrankfurtFrankfurt.
289
919440
5456
Bodrum'dan Frankfurt'a indirimli
uçuş 200 euro tutar.
15:36
If we allowedizin refugeesmülteciler to do that,
it would have majormajör advantagesavantajları.
290
924920
3776
Mültecilere bunu sağlasaydık
büyük avantaj sağlanacaktı.
15:40
It would savekayıt etmek liveshayatları,
291
928720
1280
Hayatlar kurtulacaktı,
15:42
it would undercutkesme vuruşu
the entiretüm marketpazar for smugglersKaçakçılar,
292
930760
3936
kaçakçıların tüm piyasasını
alt üst edecek,
15:46
and it would removeKaldır the chaoskaos
we see from Europe'sAvrupa'nın frontön linehat
293
934720
3336
Bugün Avrupa'nın ileri hattı Yunan
Adaları gibi bölgelerde gördüğümüz
15:50
in areasalanlar like the GreekYunanca islandsadaları.
294
938080
2056
kaosu ortadan kaldıracaktı.
15:52
It's politicssiyaset that preventsengeller us doing that
ratherdaha doğrusu than a rationalakılcı solutionçözüm.
295
940160
4240
Mantıklı bir çözüm yerine
bizi bundan alıkoyan politikadır.
15:56
And this is an ideaFikir that has been applieduygulamalı.
296
944880
2336
Uygulanmış olan fikir budur.
15:59
BrazilBrezilya has adoptedbenimsenen a pioneeringöncü approachyaklaşım
297
947240
2656
Brezilya öncü bir tavır aldı.
16:01
where over 2,000 SyriansSuriyeliler
have been ableyapabilmek to get humanitarianinsancıl visasvize,
298
949920
4296
2000'in üzerinde mülteci
insani vize alabildi,
16:06
entergirmek BrazilBrezilya, and claimİddia refugeemülteci statusdurum
on arrivalvarış in BrazilBrezilya.
299
954240
4376
Brezilya'ya girdi ve
mülteci statüsü talep etti.
16:10
And in that schemedüzen,
everyher SyrianSuriye who has gonegitmiş throughvasitasiyla it
300
958640
2896
Bu düzenlemede bu aşamadan
geçen Suriyeli her mülteci
16:13
has receivedAlınan refugeemülteci statusdurum
and been recognizedtanınan as a genuinehakiki refugeemülteci.
301
961560
3960
mülteci statüsüne alındı ve
gerçek mülteci olarak tanındı.
16:18
There is a historicaltarihi precedentörnek
for it as well.
302
966160
2240
Bunun tarihsel bir öncülü de vardı.
16:20
BetweenArasında 1922 and 1942,
303
968920
3336
1922 ve 1942 yılları arasında
16:24
these NansenNansen passportsPasaportlar
were used as travelseyahat documentsevraklar
304
972280
3776
bu Nansen pasaportları 450.000
Süryani, Türk ve Çeçen'in
16:28
to allowizin vermek 450,000 AssyriansAsurlular,
TurksTürkler and ChechensÇeçenler
305
976080
5536
Avrupa'ya seyahatleri ve
mülteci statüsü başvurusu
16:33
to travelseyahat acrosskarşısında EuropeEurope
306
981640
1496
için seyahat belgesi
16:35
and claimİddia refugeemülteci statusdurum
elsewherebaşka yerde in EuropeEurope.
307
983160
2760
olarak kullanıldı.
16:38
And the NansenNansen
InternationalUluslararası RefugeeMülteci OfficeOffice
308
986520
2736
Nansen Uluslararası Mülteciler Ofisi,
16:41
receivedAlınan the NobelNobel PeaceBarış PrizeÖdülü
309
989280
1856
bu uygulanabilir stratejiyi tanımasıyla
16:43
in recognitiontanıma of this
beingolmak a viableyaşayabilir strategystrateji.
310
991160
2960
Nobel Barış Ödülü'nü aldı.
16:47
So all fourdört of these ideasfikirler
that I've presentedsunulan you
311
995000
3216
Size sunduğum dört fikrin hepsi
16:50
are waysyolları in whichhangi we can expandgenişletmek
Amira'sAmira'nın choiceseçim setset.
312
998240
3320
Amira'nın seçim dizisini
genişletebilmenin yollarıydı.
16:53
They're waysyolları in whichhangi we can have
greaterbüyük choiceseçim for refugeesmülteciler
313
1001920
3256
Basit ve açıkladığım imkansız
üç yol dışında
16:57
beyondötesinde those basictemel,
impossibleimkansız threeüç optionsseçenekleri
314
1005200
3816
mültecilere sunabileceğimiz ve
diğerlerini hala
daha iyi durumda yapacak
17:01
I explainedaçıkladı to you
315
1009040
1216
17:02
and still leaveayrılmak othersdiğerleri better off.
316
1010280
2080
büyük seçimler var.
17:04
In conclusionSonuç,
we really need a newyeni visionvizyon,
317
1012960
3376
Sonuç olarak, gerçekten yeni bir
bakış açısına ihtiyacımız var,
17:08
a visionvizyon that enlargesbüyütür
the choicesseçimler of refugeesmülteciler
318
1016360
2776
mülecilerin seçimlerini genişleten,
17:11
but recognizestanır that they
don't have to be a burdenyük.
319
1019160
2536
onları bir yük olarak
tanımlamayan bakış açısına.
17:13
There's nothing inevitablekaçınılmaz
about refugeesmülteciler beingolmak a costmaliyet.
320
1021720
3455
Mültecilerin bir maliyet
olduğu kaçınılmaz bir şey değil.
17:17
Yes, they are a humanitarianinsancıl
responsibilitysorumluluk,
321
1025200
3255
Evet, mülteciler insani bir sorumluluktur,
17:20
but they're humaninsan beingsvarlıklar
with skillsbecerileri, talentsyetenekleri, aspirationsözlemleri,
322
1028480
3616
ama onlar; yetenekleri, becerileri,
arzuları ve eğer izin verirsek,
17:24
with the abilitykabiliyet to make
contributionskatkıları -- if we let them.
323
1032119
2681
katkı sağlama kabiliyetleri
olan insanlardır.
17:28
In the newyeni worldDünya,
324
1036520
1240
Yeni dünyada,
17:30
migrationgöç is not going to go away.
325
1038319
2257
göç uzağa gitmek demek değildir.
17:32
What we'vebiz ettik seengörüldü in EuropeEurope
will be with us for manyçok yearsyıl.
326
1040599
2977
Avrupa'da gördüğümüz uzun yıllar
bizimle beraber olacak.
17:35
People will continuedevam et to travelseyahat,
327
1043599
1816
İnsanlar seyahatlere devam edecek,
17:37
they'llacaklar continuedevam et to be displacedyerinden,
328
1045440
1856
yerlerinden edilmeye devam edilecek,
17:39
and we need to find rationalakılcı,
realisticgerçekçi waysyolları of managingyönetme this --
329
1047319
3497
Bizim bunlara başa çıkmamız için, insani
yardımın eski mantığına ve
17:42
not basedmerkezli on the oldeski logicsmantık
of humanitarianinsancıl assistanceyardım,
330
1050840
3016
hayırseverlik mantığına dayanmayan
17:45
not basedmerkezli on logicsmantık of charitysadaka,
331
1053880
2096
aksine fırsat sunan,
küreselleşmenin, piyasaların
ve hareketliliğin sunduğu
17:48
but buildingbina on the opportunitiesfırsatlar
332
1056000
1616
17:49
offeredsunulan by globalizationküreselleşme,
marketspiyasalar and mobilityhareketlilik.
333
1057640
3376
mantıksal, gerçekçi yollara
ihtiyacımız var.
17:53
I'd urgedürtü you all to wakeuyanmak up
and urgedürtü our politicianssiyasetçiler
334
1061040
3416
Politikacılarımızı uyandırmanızı ve
bu zorlu işe uyanmaları için
17:56
to wakeuyanmak up to this challengemeydan okuma.
335
1064480
1856
harekete geçirmenizi istiyorum.
17:58
Thank you very much.
336
1066360
1256
Çok teşekkürler.
17:59
(ApplauseAlkış)
337
1067640
8884
(Alkışlar)
Translated by Can Goksen
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Alexander Betts - Social scientist
Alexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins.

Why you should listen

In media and in public debate, refugees are routinely portrayed as a burden. Professor Alexander Betts argues that refugees, who represent a wide spectrum of professional backgrounds, are in fact an untapped resource that could benefit nations willing to welcome them into their economies. 

Betts is the director of the Refugee Studies Centre at the University of Oxford, where he spearheads research on refugee and other forced migrant populations. His book, Survival Migration, explores the predicaments of people who are fleeing disaster yet fall outside legal definitions of refugee status.

More profile about the speaker
Alexander Betts | Speaker | TED.com