ABOUT THE SPEAKER
Adam Foss - Juvenile justice reformer
By shifting his focus from incarceration to transforming lives, Adam Foss is reinventing the role of the criminal prosecutor.

Why you should listen

As Assistant District Attorney in the Juvenile Division of Suffolk County, Adam Foss has become one of Boston's leading voices for compassion in criminal justice. Recognizing that prosecutors have a unique opportunity to intervene in offender's lives, Foss co-founded the Roxbury CHOICE Program, a collaborative effort between defendants, the court, the probation department, and the D.A. to recast probation as a transformative experience rather than a punitive process.

In addition to his work with the DA's office, Foss is the founder of the SCDAO Reading Program, a project designed to bridge the achievement gap of area elementary school students.

More profile about the speaker
Adam Foss | Speaker | TED.com
TED2016

Adam Foss: A prosecutor's vision for a better justice system

Adam Foss: Bir savcının daha iyi bir adalet sistemi vizyonu

Filmed:
2,287,171 views

Bir çocuk suç işlediğinde, ABD adalet sisteminin bir tercihi vardır: kanunu sonuna kadar uygulamak veya geri adım atıp her seferinde genç bir insana adli sicil oluşturmanın doğru olup olmadığını sormak. Bu etkili konuşmada, Boston Suffolk Bölgesi Avukatlık Bürosunda savcı olan Adam Foss, öfkeyi fırsat ile değiştiren, insanların hayatlarını mahvetmek yerine onu iyi yönde değiştiren yeni adalet sistemi savını ortaya koyuyor.
- Juvenile justice reformer
By shifting his focus from incarceration to transforming lives, Adam Foss is reinventing the role of the criminal prosecutor. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
The followingtakip etme are my opinionsgörüşler,
0
777
1885
Söyleyeceklerim benim görüşlerimdir
00:14
and do not reflectyansıtmak
the opinionsgörüşler or policiespolitikaları
1
2686
2007
ve herhangi bir savcılık ofisinin
00:16
of any particularbelirli prosecutor'sSavcının officeofis.
2
4717
1984
görüş ve politikasını yansıtmamaktadır.
00:18
(LaughterKahkaha)
3
6725
1344
(Gülüşmeler)
00:21
I am a prosecutorSavcı.
4
9452
1670
Ben bir savcıyım.
00:23
I believe in lawhukuk and ordersipariş.
5
11146
1546
Kanun ve düzene inanırım.
00:24
I am the adoptedbenimsenen sonoğul of a policepolis officersubay,
a MarineDeniz and a hairdresserKuaför.
6
12716
3645
Ben, denizci ve berber olan bir polisin
evlat edinilmiş çocuğuyum.
00:29
I believe in accountabilityHesap verebilirlik
7
17139
2940
Hesap verilebilirliğe ve
00:32
and that we should all be safekasa
in our communitiestopluluklar.
8
20103
3715
toplum içinde hepimizin güvende
olması gerektiğine inanırım.
00:36
I love my job
9
24145
2318
İşimi ve bu işi yapan
00:38
and the people that do it.
10
26487
1465
insanları seviyorum.
00:40
I just think that it's our responsibilitysorumluluk
11
28500
1974
Daha iyisini yapabilmenin
bizim sorumluğumuz
olduğunu düşünüyorum.
00:42
to do it better.
12
30498
1166
00:45
By a showgöstermek of handseller,
13
33213
2049
Ellerinizi kaldırarak,
00:47
how manyçok of you, by the ageyaş of 25,
14
35286
2714
kaçınız, 25 yaşına kadar
00:50
had eitherya actedhareket up in schoolokul,
15
38024
1864
okulda yaramazlık yaptı
00:51
wentgitti somewherebir yerde you were
specificallyözellikle told to staykalmak out of,
16
39912
2739
ya da size özellikle
gitmemeniz söylenilen yere gitti
00:54
or drankiçti alcoholalkol before your legalyasal ageyaş?
17
42675
3212
veya reşit olmadan önce alkol aldınız.
00:58
(LaughterKahkaha)
18
46409
1381
(Gülüşmeler)
00:59
All right.
19
47814
1150
Evet.
01:01
How manyçok of you shopliftedhırsızlık,
20
49520
2239
Kaçınız mağaza soygunculuğu yaptı,
01:03
trieddenenmiş an illegalyasadışı drugilaç
21
51783
2000
yasadışı bir madde kullanmayı denedi
01:05
or got into a physicalfiziksel fightkavga --
22
53807
1679
veya fiziksel bir kavgaya girişti --
01:07
yes, even with a siblingkardeş?
23
55510
1439
evet, kardeşinizle dahil?
01:10
Now, how manyçok of you
ever spentharcanmış one day in jailhapis
24
58659
3941
Şimdi, kaçınız bu fiillerden dolayı
01:14
for any of those decisionskararlar?
25
62624
1795
bir gün bile hapse girdi?
01:21
How manyçok of you sittingoturma here todaybugün
26
69809
1634
Burada bulunanlardan kaçınız,
01:23
think that you're a dangerTehlike to societytoplum
27
71467
1811
toplum için bir tehlike olduğunuzu
veya cahillikle yaptığınız bu fiillerle
tanımlandırılmanız gerektiğini düşünüyor?
01:25
or should be definedtanımlanmış by those actionseylemler
of youthfulgenç indiscretionpatavatsızlık?
28
73302
3320
01:29
(LaughterKahkaha)
29
77907
1393
(Gülüşmeler)
01:32
PointNoktası takenalınmış.
30
80185
1649
Mesaj alındı.
01:35
When we talk about
criminaladli justiceadalet reformreform,
31
83504
2305
Ceza yargılaması
reformundan konuştuğumuzda,
01:37
we oftensık sık focusodak on a fewaz things,
32
85833
2522
genellikle birkaç şeye odaklanırız
01:40
and that's what I want
to talk to you about todaybugün.
33
88379
4086
ve işte bunlar, benim
burada konuşmak istediğim şeyler.
01:44
But first I'm going to --
sincedan beri you sharedpaylaşılan with me,
34
92783
2387
Ancak öncelikle ben de --
çünkü siz benimle paylaştınız,
01:47
I'm going to give you
a confessionitiraf on my partBölüm.
35
95194
2167
ben de kendi adıma
bir itirafta bulunacağım.
Para kazanmak amacıyla
01:49
I wentgitti to lawhukuk schoolokul
36
97385
1404
01:50
to make moneypara.
37
98813
1269
hukuk fakültesine gittim.
01:52
I had no interestfaiz
in beingolmak a publichalka açık servanthizmetçi,
38
100725
2071
Bir devlet memuru
olmaya karşı bir ilgim yoktu,
01:54
I had no interestfaiz in criminaladli lawhukuk,
39
102820
1687
ceza hukukuna karşı bir ilgim yoktu
01:56
and I definitelykesinlikle didn't think
that I would ever be a prosecutorSavcı.
40
104531
3530
ve kesinlikle de bir savcı
olabileceğimi düşünmüyordum.
02:00
NearYakın: the endson of my first yearyıl
of lawhukuk schoolokul, I got an internshipstaj
41
108888
3006
Hukuk fakültesinin
birinci sınıfının sonuna doğru,
02:03
in the RoxburyRoxbury DivisionBölümü
of BostonBoston MunicipalBelediye CourtMahkeme.
42
111918
2979
Boston Belediye Mahkemesinin
Roxbury Bölgesinde bir staj hakkı elde ettim.
02:06
I knewbiliyordum of RoxburyRoxbury as an impoverishedyoksul
neighborhoodKomşuluk in BostonBoston,
43
114921
3520
Roxbury'i, Boston'da yoksul
bir mahalle olarak biliyordum,
02:10
plaguedveba by guntabanca violenceşiddet and drugilaç crimesuç.
44
118465
3592
silahlı şiddet ve uyuşturucu madde
suçlarının yaygın olduğu bir yer olarak.
02:15
My life and my legalyasal careerkariyer changeddeğişmiş
the first day of that internshipstaj.
45
123835
4777
Hayatım ve hukuk kariyerim,
bu stajın ilk gününde değişti.
02:21
I walkedyürüdü into a courtroomMahkeme,
and I saw an auditoriumKonferans Salonu of people
46
129973
3922
Mahkeme salonuna
girdim ve insanların bir bir,
02:25
who, one by one, would approachyaklaşım
the frontön of that courtroomMahkeme
47
133919
2833
mahkeme salonunun önüne
iki kelime, sadece iki kelime
02:28
to say two wordskelimeler and two wordskelimeler only:
48
136776
1736
söylemek için yaklaştıklarını gördüm;
02:30
"Not guiltysuçlu."
49
138536
1150
"suçlu değil".
02:32
They were predominatelyçoğunlukla blacksiyah and brownkahverengi.
50
140352
2259
O insanlar çoğunlukla siyahiydi.
02:36
And then a judgehakim, a defensesavunma
attorneyavukat and a prosecutorSavcı
51
144152
2510
Sonrasında bir hakim,
sanık vekili ve bir savcı
02:38
would make life-alteringhayatını değiştiren decisionskararlar
about that personkişi withoutolmadan theironların inputgiriş.
52
146686
3735
kendi bilgilerini ortaya koymaksızın o kişi
hakkında hayati bir karar verebiliyorlardı.
02:43
They were predominatelyçoğunlukla whitebeyaz.
53
151571
1710
Onlar ise çoğunluk olarak beyazlardı.
02:47
As eachher personkişi, one by one,
approachedyaklaştı the frontön of that courtroomMahkeme,
54
155230
3163
Her bir kişi, bir bir
mahkemenin önüne yaklaştı,
02:50
I couldn'tcould stop but think:
55
158417
1578
şunu düşünmekten kendimi alamadım:
02:52
How did they get here?
56
160019
1151
Bu insanlar nasıl buraya geldi?
02:53
I wanted to know theironların storieshikayeleri.
57
161194
1714
Bu kişilerin hikayelerini bilmek istiyorum.
02:55
And as the prosecutorSavcı
readokumak the factsGerçekler of eachher casedurum,
58
163773
3100
Savcı her bir dosyanın içeriğini okudukça,
02:59
I was thinkingdüşünme to myselfkendim,
59
167762
1763
kendi kendime düşünüyordum,
03:01
we could have predictedtahmin that.
60
169549
1745
bunu tahmin edebilirdik.
03:04
That seemsgörünüyor so preventableönlenebilir...
61
172099
1751
Onlar çok önlenebilir görünüyor.
03:07
not because I was an expertuzman
in criminaladli lawhukuk,
62
175575
2159
tabii ki ceza hukukunda
uzman olduğum için değil
03:09
but because it was commonortak senseduyu.
63
177758
2047
ama bu bir sağduyu olduğu için.
03:13
Over the coursekurs of the internshipstaj,
64
181525
1644
Staj süreci boyunca,
03:15
I beganbaşladı to recognizetanımak
people in the auditoriumKonferans Salonu,
65
183193
2154
salondaki insanları tanımaya başladım,
03:17
not because they were
criminaladli mastermindsMasterminds
66
185371
2092
onlar ceza konusunda
dahiler oldukları için değil
03:19
but because they were
cominggelecek to us for help
67
187487
2000
fakat bize yardım
etmek amacıyla geldikleri için
03:21
and we were sendinggönderme them out withoutolmadan any.
68
189511
2200
ve biz onlara yardım
etmeden geri gönderiyorduk.
Okulun ikinci senesinde savunma avukatının
yanında avukat yardımcısı olarak çalıştım
03:25
My secondikinci yearyıl of lawhukuk schoolokul I workedişlenmiş
as a paralegalhukuk stajyeri for a defensesavunma attorneyavukat,
69
193774
3579
03:29
and in that experiencedeneyim I metmet manyçok
younggenç menerkekler accusedsanık of murdercinayet.
70
197377
3289
ve bu tecrübe sayesinde cinayet ile
suçlanan bir çok genç adamla tanıştım.
03:32
Even in our "worsten kötü," I saw humaninsan storieshikayeleri.
71
200690
3223
"En kötüsü"nde bile,
bir insanın hiyakesini gördüm.
03:36
And they all containediçeriyordu childhoodçocukluk traumaTravma,
72
204642
2876
Ayrıca onların hepsi,
çocukluk travması geçirmişler,
03:39
victimizationkurban, povertyyoksulluk, losskayıp,
73
207542
2236
mağduriyet, yoksulluk, kayba uğramışlar
03:41
disengagementkesilmesi from schoolokul,
74
209802
1698
okulla ilişikleri kesilmiş,
03:43
earlyerken interactionetkileşim with the policepolis
and the criminaladli justiceadalet systemsistem,
75
211524
3135
polisle ve ceza yargılaması
sistemiyle erken yaşta tanışmışlar
03:46
all leadingönemli to a seatoturma yeri in a courtroomMahkeme.
76
214683
2706
yani onları mahkemeye taşıyan
şeylerle karşı karşıya gelmişler.
03:49
Those convictedsuçlu of murdercinayet
were condemnedmahkum to dieölmek in prisonhapis,
77
217862
2990
Cinayetle suçlu bulunanlar,
hapishanede ölmeye mahkum edildiler
03:52
and it was duringsırasında those meetingstoplantılar
with those menerkekler that I couldn'tcould fathomkulaç
78
220876
4118
ve bu kişilerle yapılan
görüşmeler sırasında,
bu parayı tekrar sonrasında
tekrar kullanabilecekken
03:57
why we would spendharcamak so much moneypara
79
225018
1787
03:58
to keep this one personkişi in jailhapis
for the nextSonraki 80 yearsyıl
80
226829
2722
ve belki de ilk seferinde olayın
oluşmasını engelleyebilecekken
04:01
when we could have reinvestedyeniden yatırılan it up frontön,
81
229575
2007
bu kişiyi hayatının geri kalan 80 yılında
04:03
and perhapsbelki preventedönlenmiş the wholebütün thing
from happeningolay in the first placeyer.
82
231606
3478
niye hapiste tutmak için bu kadar
para harcadığımızı idrak edememiştim.
04:07
(ApplauseAlkış)
83
235108
4134
(Alkışlar)
04:12
My thirdüçüncü yearyıl of lawhukuk schoolokul,
84
240715
1345
Hukuk fakültesinin üçüncü yılında,
04:14
I defendedsavundu people accusedsanık
of smallküçük streetsokak crimessuçları,
85
242084
2628
çoğunlukla zihinsel olarak hasta,
04:16
mostlyçoğunlukla mentallyzihinsel illhasta,
86
244736
1151
genellikle evsiz,
04:17
mostlyçoğunlukla homelessevsiz,
87
245911
1151
genellikle madde bağımlısı,
04:19
mostlyçoğunlukla drug-addicteduyuşturucu bağımlısı,
88
247086
1151
yardıma ihtiyacı olan,
04:20
all in need of help.
89
248261
1303
küçük sokak suçlarıyla
suçlanan kişileri savundum.
04:23
They would come to us,
90
251194
1707
Bize gelirlerdi
04:24
and we would sendgöndermek them away
withoutolmadan that help.
91
252925
2316
ve biz onlara yardım
etmeden geri gönderirdik.
04:28
They were in need of our assistanceyardım.
92
256557
2946
Onların bizim yardımımıza ihtiyacı vardı.
04:32
But we weren'tdeğildi givingvererek them any.
93
260621
2393
Ancak biz onlara bunu vermiyorduk.
04:36
ProsecutedDava, adjudgedın and defendedsavundu
94
264933
3133
Kendisini tanımayan kişiler tarafından
04:40
by people who knewbiliyordum nothing about them.
95
268090
3136
yargılanıyorlar,
hüküm veriliyor ve savunuluyorlar
04:44
The staggeringşaşırtıcı inefficiencyverimsizlik is what
drovesürdü me to criminaladli justiceadalet work.
96
272493
3456
Bu işe yaramazlık beni
ceza yargılaması işine taşıyan şeydir.
04:48
The unfairnessinsafsızlık of it all
madeyapılmış me want to be a defenderDefans.
97
276425
2901
Bu adaletsizlik, benim bir
sanık vekili olmayı istememi sağladı.
04:52
The powergüç dynamicdinamik
that I camegeldi to understandanlama
98
280382
2984
Benim anladığım bu güç dinamiği
04:56
madeyapılmış me becomeolmak a prosecutorSavcı.
99
284156
1704
beni bir savcı haline getirdi.
04:59
I don't want to spendharcamak a lot of time
talkingkonuşma about the problemsorun.
100
287383
2931
Ben problem hakkında konuşarak
daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum.
Biliyoruz ki ceza yargılaması
sisteminin bir reforma ihtiyacı var;
05:02
We know the criminaladli justiceadalet
systemsistem needsihtiyaçlar reformreform,
101
290338
2340
05:04
we know there are 2.3 millionmilyon
people in AmericanAmerikan jailshapishanelerinde and prisonsHapishaneler,
102
292702
3206
biliyoruz ki hapishanelerde
2.3 milyon Amerikalı var;
bu da bizi gezegendeki en çok
mahkuma sahip ülke yapıyor.
05:07
makingyapma us the mostçoğu incarceratedhapsedilen
nationulus on the planetgezegen.
103
295932
2579
05:10
We know there's anotherbir diğeri sevenYedi millionmilyon
people on probationDenetimli serbestlik or paroleŞartlı tahliye,
104
298535
3277
Biliyoruz ki gözaltında olan veya
şartlı salıverilen yedi milyon insan var;
05:13
we know that the criminaladli justiceadalet systemsistem
105
301836
2214
biliyoruz ki ceza yargılaması sistemi
05:16
disproportionatelyorantısız affectsetkiler
people of colorrenk,
106
304074
2008
orantısız şekilde beyaz olmayan
insanları etkilemektedir,
05:18
particularlyözellikle poorfakir people of colorrenk.
107
306106
1624
özellikle de fakir ve beyaz olmayanları.
05:19
And we know there are systemsistem failuresarızaları
happeningolay everywhereher yerde
108
307754
2754
Her yerde insanları mahkemelerimize
taşıyan sistemsel bozukluklar
05:22
that bringgetirmek people to our courtroomsMahkeme salonları.
109
310532
1770
olduğunu biliyoruz.
05:24
But what we do not discusstartışmak
110
312326
1262
Fakat, tartışmadığımız mesele şu;
05:25
is how ill-equippedkötü donanımlı our prosecutorsSavcılar
are to receiveteslim almak them.
111
313612
2682
bizim eksik donanımlı savcılarımız
bu kişileri nasıl ele alacaklar.
05:29
When we talk about
criminaladli justiceadalet reformreform,
112
317151
2024
Ceza yargılaması reformundan
konuştuğumuz zaman,
05:31
we, as a societytoplum, focusodak on threeüç things.
113
319199
2307
biz, toplum olarak,
üç şeye odaklanıyoruz.
05:33
We complainşikayet, we tweetTweet, we protestprotesto
114
321530
1812
polis, hukukun uygulanması
ve hapishaneler hakkında
05:35
about the policepolis, about sentencingceza lawsyasalar
115
323366
2129
şikayet ediyoruz, tweet atıyoruz
05:37
and about prisonhapis.
116
325519
1355
ve protesto ediyoruz.
05:40
We rarelynadiren, if ever, talk
about the prosecutorSavcı.
117
328031
4265
Biz nadiren, tabii eğer yaparsak,
savcı hakkında konuşuyoruz.
05:46
In the falldüşmek of 2009,
118
334367
1643
2009'un sonbaharında,
05:48
a younggenç man was arrestedtutuklandı
by the BostonBoston PolicePolis DepartmentBölümü.
119
336735
3026
genç bir adam Boston Polis Departmanı
tarafından tutuklandı.
05:51
He was 18 yearsyıl oldeski,
he was AfricanAfrika AmericanAmerikan
120
339785
2303
18 yaşındaydı, Afro-Amerikandı
05:54
and he was a seniorkıdemli
at a localyerel publichalka açık schoolokul.
121
342112
2205
ve yerel devlet okulunda
son sınıf öğrencisiydi.
05:56
He had his sightsmanzaraları setset on collegekolej
122
344706
1924
Hedefine, üniversiteyi yerleştirmişti
05:58
but his part-timeyarı zamanlı, minimum-wageasgari ücretli job
wasn'tdeğildi providingsağlama the financialmali opportunityfırsat
123
346654
3724
ama onun yarı zamanlı,
en düşük maaşlı işi
ona, okuluna devam etmesi için
gereken finansal imkanı sağlamıyordu.
06:02
he neededgerekli to enrollkayıt in schoolokul.
124
350402
1490
06:04
In a seriesdizi of badkötü decisionskararlar,
125
352709
1427
Kötü kararlar silsilesi içinde,
06:06
he stoleçaldı 30 laptopsdizüstü bilgisayarlar from a storemağaza
and soldsatıldı them on the InternetInternet.
126
354160
3605
bir dükkandan 30 tane dizüstü bilgisayar
çaldı ve onları internet üzerinden sattı.
06:10
This led to his arresttutuklamak
127
358424
1489
Bu da onun tutuklanmasına
06:11
and a criminaladli complaintşikayet
of 30 felonysuç chargesücretleri.
128
359937
4256
ve 30 suçtan hüküm verilebilecek
bir şikayete sebep oldu.
Christopher'ın karşısındaki olası hapis
süresi onu en çok strese sokan şeydi.
06:17
The potentialpotansiyel jailhapis time he facedyüzlü is what
stressedvurguladı ChristopherChristopher out the mostçoğu.
129
365677
3548
06:21
But what he had little understandinganlayış of
130
369249
2094
Fakat onu endişelendiren şey,
bu adli kaydın geleceğine
yapacağı etkiydi.
06:23
was the impactdarbe a criminaladli recordkayıt
would have on his futuregelecek.
131
371367
3310
06:28
I was standingayakta in arraignmentsmahkemeye that day
132
376311
1893
Christopher'ın dosyasının
masama geldiği gün
06:30
when Christopher'sChristopher'ın casedurum
camegeldi acrosskarşısında my deskbüro.
133
378228
2096
sorgudaydım.
06:32
And at the riskrisk of soundingsondaj
dramaticdramatik, in that momentan,
134
380348
2516
Dramatik görünmeyi göze alarak, o anda,
06:34
I had Christopher'sChristopher'ın life in my handseller.
135
382888
1951
Christopher'ın hayatı ellerimdeydi.
06:37
I was 29 yearsyıl oldeski,
a brand-newyepyeni prosecutorSavcı,
136
385505
2251
29 yaşındaydım
ve verdiğim kararın Christopher'ın
yaşamını nasıl etkileyeceği
06:39
and I had little appreciationtakdir
for how the decisionskararlar I would make
137
387780
3096
06:42
would impactdarbe Christopher'sChristopher'ın life.
138
390900
2586
konusunda küçük bir
takdir hissi duyuyordum.
06:46
Christopher'sChristopher'ın casedurum was a seriousciddi one
139
394906
1816
Christopher'ın dosyası ciddiydi
06:48
and it neededgerekli to be dealtele with as suchböyle,
140
396746
1881
ve bu itibarla çözülmesi gerekiyordu
06:50
but I didn't think brandingdağlama him
a felonsuçlu for the restdinlenme of his life
141
398651
3039
ama onu hayatı boyunca bir suçlama
ile damgalamayı düşünmemiş olmam,
06:53
was the right answerCevap.
142
401714
1158
doğru bir çözümdü.
06:56
For the mostçoğu partBölüm,
prosecutorsSavcılar stepadım ontoüstüne the job
143
404400
2263
Genellikle savcılar,
kararlarımızın etkisini az takdir ederek
06:58
with little appreciationtakdir
of the impactdarbe of our decisionskararlar,
144
406687
2651
ve bizim niyetimizi dikkate almaksızın
07:01
regardlessne olursa olsun of our intentniyet.
145
409362
1309
işe başlarlar.
07:02
DespiteRağmen our broadgeniş discretiontakdirine,
146
410695
1515
Geniş hoşgörümüze rağmen
07:04
we learnöğrenmek to avoidönlemek riskrisk at all costmaliyet,
147
412234
3172
hoşgörümüzün bedelini ödeyerek,
07:07
renderingsıva our discretiontakdirine
148
415430
1738
ne olursa olsun
risklerden kaçınmayı öğreniyoruz.
07:09
basicallytemel olarak uselessyararsız.
149
417192
1284
07:11
HistoryGeçmiş has conditionedklimalı us
to believe that somehowbir şekilde,
150
419971
2392
Deliller tam tersini gösterse de,
tarih bizi, bir şekilde
ceza yargılaması sisteminin
07:14
the criminaladli justiceadalet systemsistem
bringsgetiriyor about accountabilityHesap verebilirlik
151
422387
2787
hesap verilebilirliği sağladığına
07:17
and improvesgeliştirir publichalka açık safetyemniyet,
152
425198
1330
ve kamu güvenliğini
geliştirdiğine şartlandırdı.
07:18
despiterağmen evidencekanıt to the contraryaksi.
153
426552
1707
07:21
We're judgedkarar internallyiçten and externallyDışarıdan
by our convictionsmahkumiyet and our trialDeneme winskazanç,
154
429100
3644
İçten ve dıştan, mahkumiyetlerimizle ve
davalarımızı kazanmakla değerlendirildik,
07:24
so prosecutorsSavcılar aren'tdeğil really
incentivizedIncentivized to be creativeyaratıcı
155
432768
3498
bu yüzden de savcılar, davalarımızın
niyeti konusunda yaratıcı olmak için
07:28
at our casedurum dispositionsdüzenlemeler,
156
436290
2107
ya da insanlar hakkında risk almak için
07:30
or to take risksriskler on people
we mightbelki not otherwiseaksi takdirde.
157
438421
3147
teşvik edici değillerdir.
07:34
We stickÇubuk to an outdatedmodası geçmiş methodyöntem,
158
442666
1497
Hepimizin istediği daha güvenli bir toplum
07:36
counterproductiveters to achievingelde
the very goalhedef that we all want,
159
444187
3131
amacımıza zarar veren, modası geçmiş
07:39
and that's saferdaha güvenli communitiestopluluklar.
160
447342
1955
bir usule saplanmış durumdayız.
07:42
YetHenüz mostçoğu prosecutorsSavcılar standingayakta in my spaceuzay
would have arraignedmahkemeye ChristopherChristopher.
161
450004
3811
Ancak, benim yerimde olan bir çok savcı
Christopher'ı suçlu bulabilirdi.
07:46
They have little appreciationtakdir
for what we can do.
162
454897
3378
Bizim yapabileceğimiz
şeyleri çok az takdir ediyorlar.
07:50
ArraigningOh ChristopherChristopher
would give him a criminaladli recordkayıt,
163
458299
3110
Chritopher'ı suçlu bulmak ona
bir adli sicil kaydı olarak dönecek ve
07:54
makingyapma it harderDaha güçlü for him to get a job,
164
462426
2110
onun iş bulmasını daha zor
hale getirecekti.
07:57
settingayar in motionhareket a cycledevir
165
465020
1689
Bugün ceza yargılama sisteminin
başarısızlığını tanımlayan
07:58
that definestanımlar the failinghata
criminaladli justiceadalet systemsistem todaybugün.
166
466733
2856
kısır döngüyü başlatan şey işte bu.
08:04
With a criminaladli recordkayıt and withoutolmadan a job,
167
472073
1985
Adli sicil kaydı ve işsizlik ile
08:06
ChristopherChristopher would be unableaciz to find
employment, educationEğitim or stablekararlı housingKonut.
168
474082
4521
Christopher iş, eğitim ve ev bulma
konusunda sıkıntı yaşayabilirdi.
08:10
WithoutOlmadan those protectivekoruyucu
factorsfaktörler in his life,
169
478627
2119
Hayatında bu gibi
koruyucu faktörler olmadan
08:12
ChristopherChristopher would be more likelymuhtemelen
to commitişlemek furtherayrıca, more seriousciddi crimesuç.
170
480770
3370
Christopher büyük ihtimalle başka,
daha ciddi suçlar işleyecekti.
08:16
The more contacttemas ChristopherChristopher had
with the criminaladli justiceadalet systemsistem,
171
484164
3125
Christopher ceza yargılaması sistemi ile
ne kadar ilişki içinde olursa,
08:19
the more likelymuhtemelen it would be
that he would returndönüş again
172
487313
2544
o kadar bu sisteme
tekrar, tekrar ve tekrardan
08:21
and again and again --
173
489881
1969
dönmesi daha mümkün olacaktı.
08:23
all at tremendousmuazzam socialsosyal costmaliyet
to his childrençocuklar, to his familyaile
174
491874
3804
Tüm bunların hepsi, onun çocuklarına,
ailesine ve arkadaşlarına
sosyal bir maliyet oluşturacaktı.
08:27
and to his peers.
175
495702
1151
Yani, hanımlar ve beyler,
08:28
And, ladiesBayan and gentlemenbeyler,
176
496877
1305
bizim için çok kötü bir kamu güvenliği
sonucu ortaya çıkacaktı.
08:30
it is a terriblekorkunç publichalka açık safetyemniyet
outcomesonuç for the restdinlenme of us.
177
498206
3475
08:36
When I camegeldi out of lawhukuk schoolokul,
178
504509
2275
Hukuk fakültesinden ayrıldığımda,
08:38
I did the sameaynı thing as everybodyherkes elsebaşka.
179
506808
2206
ben de herkesin yaptığı şeyi yaptım.
08:41
I camegeldi out as a prosecutorSavcı
expectedbeklenen to do justiceadalet,
180
509546
2456
Savcı olarak adaleti
sağlamakla görevli hale geldim,
08:44
but I never learnedbilgili what
justiceadalet was in my classessınıflar --
181
512026
2503
ancak sınıfımda adaletin
ne olduğunu hiç öğrenmedim
hiçbirimiz öğrenmedik.
08:46
noneYok of us do.
182
514553
1150
08:48
NoneHiçbiri of us do.
183
516203
1150
Hiçbirimiz öğrenmedik.
08:50
And yethenüz, prosecutorsSavcılar
are the mostçoğu powerfulgüçlü actorsaktörler
184
518960
2487
Ancak savcılar ceza yargılaması sisteminde
08:53
in the criminaladli justiceadalet systemsistem.
185
521471
1610
en güçlü konumda olan kişilerdir.
08:56
Our powergüç is virtuallyfiilen boundlesssınırsız.
186
524229
1693
Gücümüz neredeyse sınırsız.
08:57
In mostçoğu casesvakalar, not the judgehakim,
187
525946
1453
Bir çok davada, ne hakim,
08:59
not the policepolis, not the legislatureyasama,
188
527423
1730
ne polis, ne kanun koyucu,
09:01
not the mayorBelediye Başkanı, not the governorVali,
not the PresidentBaşkan
189
529177
2373
ne belediye başkanı, ne vali, ne de Başkan
09:03
can tell us how to prosecutedava our casesvakalar.
190
531574
1936
bize bir davayı nasıl
soruşturacağımızı söyleyemez.
09:07
The decisionkarar to arraignsuçla ChristopherChristopher
and give him a criminaladli recordkayıt
191
535006
3116
Christopher'ın suçlu bulunması ve
adli kayda sahip olması kararı
münhasıran bana aitti.
09:10
was exclusivelysadece mineMayın.
192
538146
1229
09:12
I would chooseseçmek whetherolup olmadığını to prosecutedava
him for 30 feloniesağır suç, for one felonysuç,
193
540343
3486
Ben onu 30 suç,
bir suç veya bir kabahat
veya hepsi için
09:15
for a misdemeanorkabahat,
194
543853
1151
soruşturmayı seçebilirdim.
09:17
or at all.
195
545028
1177
09:18
I would chooseseçmek whetherolup olmadığını to leverageKaldıraç
ChristopherChristopher into a pleaSavunma dealanlaştık mı
196
546229
2976
Christopher'ı bir uzlaşmaya
gitmek konusunda zorlamayı
09:21
or take the casedurum to trialDeneme, and ultimatelyen sonunda,
197
549229
2029
veya dosyayı mahkemeye taşımayı
09:23
I would be in a positionpozisyon to asksormak
for ChristopherChristopher to go to jailhapis.
198
551282
2991
ve nihayetinde Christopher'ın
hapse atılmasını seçebilirdim.
09:27
These are decisionskararlar that prosecutorsSavcılar
make everyher day unfettereddizginsiz,
199
555920
3669
Bu tarz kararlar savcıların
aldığı günlük, pervasız kararlardır
09:32
and we are unawarehabersiz and untrainedeğitilmemiş
200
560613
2809
ve bizler bu kararların ağır sonuçlarından
09:35
of the gravemezar consequencessonuçları
of those decisionskararlar.
201
563446
2914
habersiziz ve bu konuda eğitilmedik.
09:40
One night this pastgeçmiş summeryaz,
202
568498
1322
Geçen yaz, bir gece,
09:41
I was at a smallküçük gatheringtoplama
of professionalprofesyonel menerkekler of colorrenk
203
569844
3902
şehirdeki beyaz olmayan
uzmanların katıldığı
09:45
from around the cityŞehir.
204
573770
1587
küçük bir toplantıdaydım.
09:47
As I stooddurdu there stuffingİstifleme
freeücretsiz fingerparmak sandwichessandviç into my mouthağız,
205
575381
2957
Orada devlet memurlarının yaptığı gibi
bedava minik sandviçleri
ağzıma doldururken,
09:50
as you do as publichalka açık servanthizmetçi --
206
578362
1483
09:51
(LaughterKahkaha)
207
579869
1016
(Gülüşmeler)
09:52
I noticedfark acrosskarşısında the roomoda,
208
580909
1563
Salonun diğer ucundan
09:54
a younggenç man wavingsallama and smilinggülümseyen
at me and approachingyaklaşıyor me.
209
582496
3799
genç bir adamın bana el salladığını,
gülümseyerek bana yaklaştığını fark ettim.
09:59
And I recognizedtanınan him,
but I couldn'tcould placeyer from where,
210
587527
3024
Onu tanıdım ancak
nereden tanıdığımı çıkaramadım
10:02
and before I knewbiliyordum it,
this younggenç man was huggingsarılma me.
211
590575
3588
ve ben bunu hatırlayamadan önce
bu genç adam bana sarılıyordu.
10:07
And thankingteşekkür me.
212
595134
1387
Ayrıca bana teşekkür ediyordu.
10:09
"You caredbakım about me,
and you changeddeğişmiş my life."
213
597766
2301
"Beni umursadın ve
benim hayatımı değiştirdin."
10:13
It was ChristopherChristopher.
214
601339
1490
O, Christopher'dı.
10:15
See, I never arraignedmahkemeye ChristopherChristopher.
215
603836
1686
Christopher'ı hiç kovuşturmadım.
10:17
He never facedyüzlü a judgehakim or a jailhapis,
216
605546
1600
Bir yargıç veya cezaeviyle
yüz yüze gelmedi,
10:19
he never had a criminaladli recordkayıt.
217
607170
1579
bir adli sicil kaydı olmadı.
10:21
InsteadBunun yerine, I workedişlenmiş with ChristopherChristopher;
218
609133
1758
Bunun yerine ben,
Christopher ile çalıştım;
10:22
first on beingolmak accountablesorumlu
for his actionseylemler,
219
610915
2719
öncelikle onun fiilleri için
sorumlu olduğu yönünde,
10:25
and then, puttingkoyarak him in a positionpozisyon
where he wouldn'tolmaz re-offendyeniden rahatsız.
220
613658
3089
sonrasında onu hiç suç
işlemeyeceği bir yere yerleştirdim.
10:29
We recoveredyeniden elde etmek 75 percentyüzde
of the computersbilgisayarlar that he soldsatıldı
221
617665
2953
Sattığı bilgisayarların
yüzde 75'ini geri kazandık
10:32
and gaveverdi them back to BestEn iyi BuySatın almak,
222
620642
1503
ve BestBuy'a iade ettik
10:34
and camegeldi up with a financialmali planplan
223
622169
1604
ve ödeyemediğimiz bilgisayarlar için
10:35
to repaygeri ödeme for the computersbilgisayarlar
we couldn'tcould recoverkurtarmak.
224
623797
2215
bir geri ödeme planı çıkardık.
10:38
ChristopherChristopher did communitytoplum servicehizmet.
225
626036
1715
Christopher kamu hizmeti yaptı.
10:39
He wroteyazdı an essaykompozisyon reflectingyansıtan on how
this casedurum could impactdarbe his futuregelecek
226
627775
3279
O, bu dosyanın onun geleceğini ve
toplumunu nasıl etkileyeceğini ortaya koyan
10:43
and that of the communitytoplum.
227
631078
1351
bir yazı yazdı.
10:44
He applieduygulamalı to collegekolej,
228
632453
1207
Üniversiteye başvurdu,
10:45
he obtainedelde edilen financialmali aidyardım,
229
633684
1260
finansal yardım elde etti
10:46
and he wentgitti on to graduatemezun olmak
from a four-yeardört yıllık schoolokul.
230
634968
2561
ve 4 yıllık okuldan mezun oldu.
10:50
(ApplauseAlkış)
231
638523
6484
(Alkışlar)
10:57
After we finishedbitmiş huggingsarılma,
I lookedbaktı at his nameisim tagetiket,
232
645574
2440
Biz sarılmayı bitirdikten sonra
onun yaka kartına baktım,
11:00
to learnöğrenmek that ChristopherChristopher was the managermüdür
of a largegeniş bankbanka in BostonBoston.
233
648038
3249
Boston'daki büyük bir bankada
yönetici olduğunu öğrendim.
11:03
ChristopherChristopher had accomplishedbaşarılı --
and makingyapma a lot more moneypara than me --
234
651311
3300
Chritopher başardı --
ve benden daha fazla kazanıyor --
(Gülüşmeler)
11:06
(LaughterKahkaha)
235
654635
1001
O tüm bunları, benim onu
11:07
He had accomplishedbaşarılı all of this
236
655660
1506
11:09
in the sixaltı yearsyıl sincedan beri I had first
seengörüldü him in RoxburyRoxbury CourtMahkeme.
237
657190
3095
Roxbury Mahkemesinde ilk kez
görmemden sonraki altı yıl içinde başardı.
11:12
I can't take creditkredi for Christopher'sChristopher'ın
journeyseyahat to successbaşarı,
238
660909
3067
Christopher'ın bu başarı
hikayesi için kendimi övmüyorum
ama ben kesinlikle onun yoldan çıkmaması
için üzerime düşeni yaptım.
11:16
but I certainlykesinlikle did my partBölüm
to keep him on the pathyol.
239
664731
3158
11:20
There are thousandsbinlerce
of ChristophersChristophers out there,
240
668992
3079
Dışarıda binlerce Christopher var,
11:24
some lockedkilitli in our jailshapishanelerinde and prisonsHapishaneler.
241
672593
1781
bazıları hapishanelerde
ve tutukevlerinde.
11:26
We need thousandsbinlerce of prosecutorsSavcılar
242
674398
1865
Bunları anlamaları ve
onları korumaları için
11:28
to recognizetanımak that and to protectkorumak them.
243
676287
2824
binlerce savcıya ihtiyacımız var.
11:32
An employedçalışan ChristopherChristopher is better
for publichalka açık safetyemniyet than a condemnedmahkum one.
244
680508
3516
İş sahibi bir Christopher, kamu güvenliği
için hüküm giymiş bir kişiden daha iyidir.
11:36
It's a biggerDaha büyük winkazanmak for all of us.
245
684462
2643
Bu hepimiz için daha büyük bir başarıdır.
11:40
In retrospectgeriye doğru bakıldığında, the decisionkarar not
to throwatmak the bookkitap at ChristopherChristopher
246
688438
3081
Geçmişe baktığımda,
Christopher'ı suçlu bulmama kararı
11:43
makesmarkaları perfectmükemmel senseduyu.
247
691543
1151
çok mantıklı geliyor.
11:44
When I saw him that first day
in RoxburyRoxbury CourtMahkeme,
248
692718
2212
Onu, Roxbury Mahkemesindeki
ilk günümde gördüğümde,
11:46
I didn't see a criminaladli standingayakta there.
249
694954
1872
orada duran bir suçlu görmedim.
11:48
I saw myselfkendim -- a younggenç personkişi
in need of interventionmüdahale.
250
696850
2795
Kendimi, müdahale ihtiyacı
duyan, genç bir insan gördüm.
11:51
As an individualbireysel caughtyakalandı sellingsatış a largegeniş
quantitymiktar of drugsilaçlar in my lategeç teensgençler,
251
699669
4313
Ergenliğimin sonlarında büyük miktarda
uyuşturucu satarken yakalanan biri olarak,
11:56
I knewbiliyordum firsthandilk elden the powergüç of opportunityfırsat
252
704006
2925
ceza yargılama sisteminin
hiddeti karşısındaki
11:58
as opposedkarşıt to the wrathGazap
of the criminaladli justiceadalet systemsistem.
253
706955
2886
fırsatın gücünü yakinen biliyordum.
12:04
AlongBoyunca the way, with the help
and guidancerehberlik of my districtilçe attorneyavukat,
254
712341
3911
Benim bölgemin başsavcısının,
amirimin ve yargıçların yardımı
12:08
my supervisorgözetmen and judgesyargıçlar,
255
716276
2973
ve yönlendirmesi ile
12:11
I learnedbilgili the powergüç of the prosecutorSavcı
256
719273
2527
insanların hayatlarının mahfedilmesi
yerine değiştirilmesi adına,
12:13
to changedeğişiklik liveshayatları insteadyerine of ruiningbozma them.
257
721824
2722
savcıların gücünü öğrenmiş oldum.
12:18
And that's how we do it in BostonBoston.
258
726542
1637
İşte biz Boston'da böyle yapıyoruz.
Çocuklarını beslemek için manavdan
bir şeyler çalarken yakalanan bir kadının
12:21
We helpedyardım etti a womankadın who was arrestedtutuklandı
for stealingçalmak groceriesyiyecek to feedbesleme her kidsçocuklar
259
729206
3545
iş bulmasına yardım ettik.
12:24
get a job.
260
732775
1150
12:26
InsteadBunun yerine of puttingkoyarak an abusedistismar
teenagergenç in adultyetişkin jailhapis
261
734401
3148
Suistimal edilmiş bir gencin
başka bir genci yumruklaması dolayısıyla
12:29
for punchingDelme anotherbir diğeri teenagergenç,
262
737573
1453
bir yetişkin hapishanesine koymaktansa,
12:31
we securedemniyete mentalzihinsel healthsağlık treatmenttedavi
and communitytoplum supervisiongözetim.
263
739050
2890
ona psikolojik tedavi
ve kamu gözetimi sağladık.
12:34
A runawayKaçmak girlkız who was arrestedtutuklandı
264
742288
1647
Sokakta hayatta kalmak için
fuhuş yapmaktan tutuklanmış
12:35
for prostitutingfahişelik, to survivehayatta kalmak
on the streetssokaklar,
265
743959
2103
kaçak bir kadının,
12:38
neededgerekli a safekasa placeyer to livecanlı and growbüyümek --
266
746086
2741
yaşayacak güvenli
bir yere ihtiyacı vardı --
12:40
something we could help her with.
267
748851
2003
bu, bizim ona yardım
edebileceğimiz bir şeydi.
12:42
I even helpedyardım etti a younggenç man
268
750878
1476
Okuldan sonra karşısına çıkan kendinden
büyük çeteden çok korktuğu için
12:44
who was so afraidkorkmuş of the olderdaha eski gangçete kidsçocuklar
showinggösterme up after schoolokul,
269
752378
3103
bir sabah çantasına beslenme koymak yerine
12:47
that one morningsabah insteadyerine
of a lunchboxbeslenme çantası into his backpacksırt çantası,
270
755505
2675
9 milimetrelik koyan bir çocuğa
12:50
he put a loadedyüklü 9-millimeter-milimetre.
271
758204
1625
bile yardım ettim.
12:53
We would spendharcamak our time that we'devlenmek
normallynormalde take preppingprepping our casesvakalar
272
761467
4036
Problemlere yönelik gerçek çözümler ile
davaya giden süreçte aylarca
hazırlık çalışması yaptığımız
12:57
for monthsay and monthsay
for trialDeneme down the roadyol
273
765527
2167
12:59
by cominggelecek up with realgerçek solutionsçözeltiler
to the problemssorunlar as they presentedsunulan.
274
767718
3901
normal zamanlardaki gibi
vaktimizi kullanabilirdik.
13:04
WhichHangi is the better way to spendharcamak our time?
275
772699
2286
Hangi kullanım şekli daha iyi?
13:07
How would you prefertercih etmek
your prosecutorsSavcılar to spendharcamak theirsonların?
276
775969
2734
Savcınızın vaktini nasıl
geçirmesini tercih edersiniz?
13:11
Why are we spendingharcama 80 billionmilyar dollarsdolar
277
779901
2368
80 milyar doları başarısız
olduğunu bildiğimiz
13:14
on a prisonhapis industrysanayi
that we know is failinghata,
278
782293
2442
hapishane endüstrisi için
neden harcıyoruz?
13:16
when we could take that moneypara
and reallocateyeniden tahsis it into educationEğitim,
279
784759
3564
Bunun yerine, toplumu geliştirmek adına
eğitime, akıl hastalıkları tedavisine,
13:20
into mentalzihinsel healthsağlık treatmenttedavi,
280
788347
1409
13:21
into substancemadde abusetaciz treatmenttedavi
281
789780
1497
madde bağımlılığı tedavisine,
13:23
and to communitytoplum investmentyatırım
so we can developgeliştirmek our neighborhoodsmahalleler?
282
791301
3058
ve toplum yatırımına dönüştürebiliriz.
13:26
(ApplauseAlkış)
283
794383
6516
(Alkışlar)
13:33
So why should this mattermadde to you?
284
801616
1604
Peki bu, sizin için ne önem taşıyor?
13:35
Well, one, we're spendingharcama a lot of moneypara.
285
803244
3118
Birincisi, çok fazla para harcıyoruz.
13:39
Our moneypara.
286
807294
1237
Bizim paramız.
Bazı eyaletlerde, hapishanedeki
bir gencin bir yıllık masrafı
13:41
It costsmaliyetler 109,000 dollarsdolar in some statesdevletler
287
809063
2406
13:43
to lockkilitlemek up a teenagergenç for a yearyıl,
288
811493
1590
190.000 doları buluyor.
13:45
with a 60 percentyüzde chanceşans that that personkişi
will returndönüş to the very sameaynı systemsistem.
289
813107
4452
Bu kişinin aynı sisteme
geri dönme ihtimali yüzde 60'tır.
13:49
That is a terriblekorkunç returndönüş on investmentyatırım.
290
817583
3423
Bu çok kötü bir yatırım şekli.
13:54
NumberNumarası two: it's the right thing to do.
291
822706
2274
İkinci olarak, bu yapılan doğru bir şey.
13:57
If prosecutorsSavcılar were a partBölüm
of creatingoluşturma the problemsorun,
292
825004
2955
Eğer savcılar sorunun bir parçası ise
13:59
it's incumbentgörevdeki on us to createyaratmak a solutionçözüm
293
827983
2229
çözümün de bir parçası olmak zorundalar.
14:02
and we can do that usingkullanma other disciplinesdisiplinler
294
830236
2047
Ve bunu diğer disiplinlerin bizim için
önceden yaptıkları çalışmaları
kullanarak yapabiliriz.
14:04
that have alreadyzaten donetamam the dataveri
and researchAraştırma for us.
295
832307
2516
14:06
And numbernumara threeüç:
296
834847
1169
Ve üçüncüsü,
14:08
your voiceses and your voteoy
can make that happenolmak.
297
836040
2601
sizin sesiniz ve sizin oyunuz
bunun gerçekleşmesini sağlayabilir.
14:10
The nextSonraki time there's a localyerel
districtilçe attorney'savukat electionseçim
298
838665
2680
Bir dahaki sefere sizin
bölgenizde yapılacak olan
bir bölge temsilcisi seçiminde,
14:13
in your jurisdictionyargı,
299
841369
1152
adaylara şunları sorun.
14:14
asksormak candidatesadaylar these questionssorular.
300
842545
1494
Bir: Beni ve komşularımı daha
güvende tutmak için neler yapacaksın?
14:16
One: What are you doing to make
me and my neighborsKomşular saferdaha güvenli?
301
844063
3187
14:19
Two: What dataveri are you collectingtoplama,
302
847274
2380
İki: Hangi bilgileri topluyorsun
14:21
and how are you trainingEğitim your prosecutorsSavcılar
303
849678
2221
ve çalıştığından emin olduğun savcıları
14:23
to make sure that it's workingçalışma?
304
851923
1671
nasıl eğitiyorsun?
14:25
And numbernumara threeüç:
305
853618
1165
Ve üç:
14:26
If it's not workingçalışma for everybodyherkes,
306
854807
1856
Herkes için işe yaramayan
bir şey olduğunda,
14:28
what are you doing to fixdüzeltmek it?
307
856687
1554
bunu nasıl düzelteceksin?
14:30
If they can't answerCevap the questionssorular,
308
858562
1712
Eğer bu soruları cevaplayamazlarsa,
14:32
they shouldn'tolmamalı be doing the job.
309
860298
1887
o işi yapmamaları gerekiyor.
14:35
EachHer one of you that raisedkalkık your handel
at the beginningbaşlangıç of this talk
310
863480
3217
Bu konuşmanın başında
elini kaldıranlarınızın her biri
14:38
is a livingyaşam, breathingnefes exampleörnek
of the powergüç of opportunityfırsat,
311
866721
3438
fırsatın,
müdahalenin,
desteklenmenin
ve sevginin gücünün yaşayan,
nefes alan bir örneğidir.
14:42
of interventionmüdahale,
312
870183
1151
14:43
of supportdestek
313
871358
1151
14:44
and of love.
314
872533
1281
14:45
While eachher of you mayMayıs ayı have facedyüzlü
your ownkendi brandmarka of disciplinedisiplin
315
873838
2901
Her biriniz, yaptığınız kötülük nedeniyle
bir şekilde terbiye edilmiş olabilirsiniz.
14:48
for whateverher neyse malfeasancesmalfeasances you committedtaahhüt,
316
876763
2113
14:50
barelyzar zor any of you neededgerekli a day in jailhapis
317
878900
1865
Ama hemen hemen hiçbiriniz,
şu an olduğunuz gibi,
14:52
to make you the people
that you are todaybugün --
318
880789
2079
gezegendeki muhteşem
dahilerden olmak için
14:54
some of the greatestEn büyük mindszihinler on the planetgezegen.
319
882892
2062
hapishaneye gerek duymadınız.
14:57
EveryHer day, thousandsbinlerce of timeszamanlar a day,
320
885748
1879
Her gün, bir günde binlerce kez,
14:59
prosecutorsSavcılar around the UnitedAmerika StatesBirleşik
wieldellerinde powergüç so great
321
887651
2946
Birleşik Devletler'deki savcılar gücü
müthiş bir şekilde kullanıyorlar
15:02
that it can bringgetirmek about catastropheafet
322
890621
1740
bu ise; yıkımı getirdiği hızda,
15:04
as quicklyhızlı bir şekilde as it can
bringgetirmek about opportunityfırsat,
323
892385
2578
fırsatı,
müdahaleyi,
desteği
15:06
interventionmüdahale,
324
894987
1232
ve evet sevgiyi bile meydana getirebilir.
15:08
supportdestek
325
896243
1159
15:09
and yes, even love.
326
897426
2118
15:12
Those qualitiesnitelikleri are the hallmarksişaretlerinden
of a stronggüçlü communitytoplum,
327
900758
2906
Bu özellikler güçlü bir toplumun
alamet-i farikasıdır
ve güçlü bir toplum ise
güvenli bir toplumdur.
15:15
and a stronggüçlü communitytoplum is a safekasa one.
328
903688
1794
15:17
If our communitiestopluluklar are brokenkırık,
329
905506
1456
Eğer toplumumuz
işlemez hale gelirse,
15:18
don't let the lawyersavukatları
that you electElekt fixdüzeltmek them
330
906986
2097
hukukçuların bu problemi
modası geçmiş, yetersiz, pahalı
yöntemlerle çözmesine izin vermeyin.
15:21
with outdatedmodası geçmiş, inefficientyetersiz,
expensivepahalı methodsyöntemleri.
331
909107
2183
15:23
Demandİsteğe bağlı more; voteoy for the prosecutorSavcı
who'skim helpingyardım ediyor people staykalmak out of jailhapis,
332
911314
3643
Daha fazlasını isteyin; insanları
hapishaneye atan değil
onları dışarıda tutmaya çalışan
savcılara oy verin.
15:26
not puttingkoyarak them in.
333
914981
1152
15:28
Demandİsteğe bağlı better.
334
916157
1151
Daha iyisini isteyin.
15:29
You deservehak etmek it, your childrençocuklar deservehak etmek it,
335
917332
2006
Bunu hak ediyorsunuz,
sizin çocuklarınız bunu hak ediyor,
15:31
the people who are tiedbağlı up
in the systemsistem deservehak etmek it,
336
919362
2438
sistem içinde birbirine bağlanmış
insanlar bunu hak ediyor.
15:33
but mostçoğu of all,
337
921824
1152
Her şeyden önemlisi,
15:35
the people that we are swornYemin to protectkorumak
and do justiceadalet for demandtalep it.
338
923000
3247
korumaya ve adaletli olmaya
yemin ettiğimiz insanlar bunu hak ediyor.
15:38
We mustşart,
339
926271
1151
Yapmak zorundayız,
15:39
we mustşart do better.
340
927446
1382
daha iyisini yapmak zorundayız.
15:40
Thank you.
341
928852
1157
Teşekkür ederim.
15:42
(ApplauseAlkış)
342
930033
1977
(Alkışlar)
15:46
Thank you.
343
934549
1439
Teşekkür ederim.
15:48
(ApplauseAlkış)
344
936012
2206
15:51
Thank you very much.
345
939213
2276
Çok teşekkür ederim.
(Alkışlar)
Translated by Mehmet Şeker
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Adam Foss - Juvenile justice reformer
By shifting his focus from incarceration to transforming lives, Adam Foss is reinventing the role of the criminal prosecutor.

Why you should listen

As Assistant District Attorney in the Juvenile Division of Suffolk County, Adam Foss has become one of Boston's leading voices for compassion in criminal justice. Recognizing that prosecutors have a unique opportunity to intervene in offender's lives, Foss co-founded the Roxbury CHOICE Program, a collaborative effort between defendants, the court, the probation department, and the D.A. to recast probation as a transformative experience rather than a punitive process.

In addition to his work with the DA's office, Foss is the founder of the SCDAO Reading Program, a project designed to bridge the achievement gap of area elementary school students.

More profile about the speaker
Adam Foss | Speaker | TED.com