ABOUT THE SPEAKER
Danielle Feinberg - Director of photography, Pixar
At Pixar, Danielle Feinberg delights in bending the rules of light to her every whim.

Why you should listen

Danielle Feinberg began her career at Pixar Animation Studios in 1997 on the feature film A Bug's Life. She quickly discovered her love for lighting and went on to light on many of Pixar's feature films including Toy Story 2, Monsters, Inc., the Academy Award®-winning Finding Nemo, The Incredibles and Ratatouille. Feinberg was the director of photography for lighting on Pixar’s Academy Award®-winning films WALL-E and Brave and is now working on Pixar's upcoming film, Coco

Feinberg's love of combining computers and art began when she was eight years old and first programmed a Logo turtle to create images. This eventually led her to a Bachelor of Arts in Computer Science from Harvard University. Now, in addition to her Pixar work, she mentors teenage girls, encouraging them to pursue code, math and science.

More profile about the speaker
Danielle Feinberg | Speaker | TED.com
TED Talks Live

Danielle Feinberg: The magic ingredient that brings Pixar movies to life

Danielle Feinberg: Pixar filmlerine hayat veren sihirli bileşen

Filmed:
3,035,525 views

Pixar'ın fotoğrafçılık direktörü Danielle Feinberg matematiği, bilimi ve kodları kullanarak ruh ve hayret barındıran hikâyeler yaratıyor. Kayıp Balık Nemo, Oyuncak Hikâyesi, Cesur, VOL-İ ve daha birçoklarının sahne arkasına giderek, hayal ettiğiniz şeylerin gerçeğe dönüşebildiği fantastik dünyaları yaratmak için Pixar'ın sanat ve bilimi nasıl bir araya getirdiğini keşfedin. Bu konuşma, PBS özel "TED Konuşmaları: Bilim ve Merak" aracılığıyla geliyor.
- Director of photography, Pixar
At Pixar, Danielle Feinberg delights in bending the rules of light to her every whim. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
When I was sevenYedi yearsyıl oldeski,
0
950
1676
Ben yedi yaşındayken,
00:14
some well-meaningiyi niyetli adultyetişkin askeddiye sordu me
what I wanted to be when I grewbüyüdü up.
1
2650
4111
iyi niyetli bir yetişkin büyüdüğümde
ne olmak istediğimi sordu.
Gururla, "Bir sanatçı," dedim.
00:18
ProudlyGururla, I said: "An artistsanatçı."
2
6785
2018
00:20
"No, you don't," he said,
3
8827
1361
"Hayır, değil," dedi.
"Bir sanatçı olarak
hayatını kazanamazsın!"
00:22
"You can't make a livingyaşam beingolmak an artistsanatçı!"
4
10212
2282
00:24
My little seven-year-old7 yaş
PicassoPicasso dreamsrüyalar were crushedezilmiş.
5
12915
3075
Yedi yaşındaki Picasso
hayallerim yıkılmıştı.
00:28
But I gatheredtoplanmış myselfkendim,
6
16014
1672
Ama kendimi toparladım,
00:29
wentgitti off in searcharama of a newyeni dreamrüya,
7
17710
1859
yeni bir hayalin peşinden gittim,
00:31
eventuallysonunda settlingyerleşme on beingolmak a scientistBilim insanı,
8
19593
2858
sonunda bir bilim insanı
olmaya karar kıldım,
00:34
perhapsbelki something like
the nextSonraki AlbertAlbert EinsteinEinstein.
9
22475
2644
belki de bir sonraki Albert Einstein.
00:37
(LaughterKahkaha)
10
25783
1941
(Gülüşmeler)
00:40
I have always lovedsevilen mathmatematik and scienceBilim,
11
28086
2001
Matematik ve bilimi her zaman sevdim,
00:42
latersonra, codingkodlama.
12
30111
1511
sonra da programlamayı.
00:43
And so I decidedkarar to studyders çalışma
computerbilgisayar programmingprogramlama in collegekolej.
13
31646
3019
Ve üniversitede bilgisayar programlama
okumaya karar verdim.
00:47
In my juniorJunior yearyıl,
14
35312
1151
Üçüncü sınıfta,
00:48
my computerbilgisayar graphicsgrafik professorprofesör
showedgösterdi us these wonderfulolağanüstü shortkısa filmsfilmler.
15
36487
3791
bilgisayar grafikleri profesörüm bize
o harika kısa filmleri gösterdi.
00:52
It was the first computerbilgisayar animationanimasyon
any of us had ever seengörüldü.
16
40917
3211
Gördüğümüz ilk bilgisayar animasyonuydu.
00:56
I watchedizledi these filmsfilmler
in wondermerak etmek, transfixedtransfixed,
17
44566
2780
Bu filmleri merakla, şaşkınlıkla,
00:59
fireworkshavai fişek going off in my headkafa,
18
47370
2211
kafamda havai fişekler patlarken izledim,
01:01
thinkingdüşünme, "That is what
I want to do with my life."
19
49605
2798
şöyle düşündüm, "Hayatım boyunca
yapmak istediğim şey bu."
01:05
The ideaFikir that all the mathmatematik, scienceBilim
and codekod I had been learningöğrenme
20
53006
3533
Öğrendiğim tüm bu matematik,
bilim ve programlamanın
bağ kurduğum bu dünyaları,
karakterleri ve hikâyeleri yaratmak için
01:08
could come togetherbirlikte to createyaratmak
these worldsdünyalar and characterskarakterler
21
56563
3138
01:11
and storieshikayeleri I connectedbağlı with,
22
59725
1862
bir araya gelebileceği fikri
benim için tam olarak bir sihirdi.
01:13
was puresaf magicsihirli for me.
23
61611
1531
01:16
Just two yearsyıl latersonra, I startedbaşladı workingçalışma
24
64126
1889
Sadece iki sene sonra bu filmleri yapan
yer olan Pixar Animasyon
Stüdyoları'nda çalışmaya başladım.
01:18
at the placeyer that madeyapılmış those filmsfilmler,
PixarPixar AnimationAnimasyon StudiosStudios.
25
66039
3019
01:21
It was here I learnedbilgili how
we actuallyaslında executegerçekleştirmek those filmsfilmler.
26
69082
2730
Bu filmlerin nasıl yapıldığını
işte burada öğrendim.
01:24
To createyaratmak our moviesfilmler,
27
72303
1159
Filmlerimizi yaratmak için
01:25
we createyaratmak a three-dimensional3 boyutlu
worldDünya insideiçeride the computerbilgisayar.
28
73486
2769
bilgisayarın içinde üç boyutlu
bir dünya yaratırız.
01:28
We startbaşlama with a pointpuan that makesmarkaları
a linehat that makesmarkaları a faceyüz
29
76922
3603
Bir noktayla başlayarak onu
bir çizgiye, sonra bir yüze çevirip,
01:32
that createsyaratır characterskarakterler,
30
80549
1708
ondan da karakterler veya ağaçlar
ve kayalar yaratıyoruz,
sonunda bir orman hâline geliyor.
01:34
or treesağaçlar and rockskayalar
that eventuallysonunda becomeolmak a forestorman.
31
82281
2672
01:37
And because it's
a three-dimensional3 boyutlu worldDünya,
32
85326
2112
Üç boyutlu bir dünya olduğu için
o dünyanın içinde bir kamerayı
hareket ettirebiliyoruz.
01:39
we can movehareket a camerakamera
around insideiçeride that worldDünya.
33
87462
2396
01:43
I was fascinatedbüyülenmiş by all of it.
34
91004
2413
Bütün bunlardan büyülendim.
01:45
But then I got my first tastedamak zevki of lightingaydınlatma.
35
93441
2281
Ama sonra ilk ışıklandırma
deneyimimi edindim.
Işıklandırma uygulamada ışıkları bu
üç boyutlu dünyanın içine yerleştirmektir.
01:48
LightingAydınlatma in practiceuygulama is placingyerleştirme lightsışıklar
insideiçeride this three-dimensional3 boyutlu worldDünya.
36
96581
3649
01:52
I actuallyaslında have iconssimgeler of lightsışıklar
I movehareket around in there.
37
100254
2720
Aslında orada hareket ettirdiğim
ışık ikonlarım bulunuyor.
01:54
Here you can see I've addedkatma a lightışık,
38
102998
1722
Burada gördüğünüz gibi ışık ekledim,
01:56
I'm turningdöndürme on the roughkaba versionversiyon
of lightingaydınlatma in our softwareyazılım,
39
104744
2864
yazılımımızdaki ışıklandırmanın
taslak versiyonunu açıyorum,
01:59
turndönüş on shadowsgölgeler
40
107632
1231
gölgelendirmeyi açıp
02:00
and placingyerleştirme the lightışık.
41
108887
1404
ışığı yerleştiriyorum.
02:02
As I placeyer a lightışık,
42
110315
1167
Bir ışığı yerleştirirken
02:03
I think about what it mightbelki
look like in realgerçek life,
43
111506
2712
gerçek hayatta nasıl
görüneceğini düşünüyorum,
02:06
but balancedenge that out with what we need
artisticallysanatsal and for the storyÖykü.
44
114242
3926
ama onu sanatsal olarak ve hikâye için
ne gerekliyse o şekilde dengeliyorum.
02:10
So it mightbelki look like this at first,
45
118981
3150
Yani ilk başta böyle görünebilir,
02:14
but as we adjustayarlamak this and movehareket that
46
122155
2414
ama haftalar süren çalışmayla
ayarlamalar yapıp
02:16
in weekshaftalar of work,
47
124593
1545
yerlerini değiştirince
02:18
in roughkaba formform it mightbelki look like this,
48
126162
2215
taslak hâlinde böyle görünebilir
02:21
and in finalnihai formform, like this.
49
129252
2149
ve son hâlinde böyle.
02:28
There's this momentan in lightingaydınlatma
that madeyapılmış me falldüşmek utterlytamamen in love with it.
50
136306
4051
Işıklandırmada öyle bir an var ki
tamamen ona âşık olmamı sağladı.
02:32
It's where we go from this
51
140381
1750
Bundan buna gittiğimiz
02:34
to this.
52
142807
1214
zaman.
02:36
It's the momentan where
all the piecesparçalar come togetherbirlikte,
53
144045
2536
Bütün parçaların bir araya geldiği andır
02:38
and suddenlyaniden the worldDünya comesgeliyor to life
54
146605
2603
ve birden sanki gerçekten
var olan bir yermiş gibi
02:41
as if it's an actualgerçek placeyer that existsvar.
55
149232
2388
bir dünya ortaya çıkar.
02:44
This momentan never getsalır oldeski,
56
152009
1707
Bu an hiç eskimez,
02:45
especiallyözellikle for that little seven-year-old7 yaş
girlkız that wanted to be an artistsanatçı.
57
153740
3868
özellikle de sanatçı olmak isteyen
yedi yaşındaki o küçük kız için.
Işıklandırmayı öğrendikçe,
02:49
As I learnedbilgili to lightışık,
58
157632
1153
02:50
I learnedbilgili about usingkullanma lightışık
to help tell storyÖykü,
59
158809
2531
ışığı hikâyeyi anlatmak için,
günün vaktini ayarlamak için,
02:54
to setset the time of day,
60
162442
1731
ruh hâlini yaratmak için,
02:57
to createyaratmak the moodruh hali,
61
165258
1552
izleyicinin gözlerine
rehberlik etmek için,
02:59
to guidekılavuz the audience'saudienceâ €™ s eyegöz,
62
167978
1901
bir karakteri çekici göstermek
03:02
how to make a characterkarakter look appealingçekici
63
170850
2159
veya kalabalık bir sette
dikkat çekmek için
03:05
or standdurmak out in a busymeşgul setset.
64
173033
1957
kullanmayı öğrendim.
03:08
Did you see WALL-EWALL-E?
65
176224
1310
VOL-İ'yi gördünüz mü?
03:09
(LaughterKahkaha)
66
177558
1039
(Gülüşmeler)
03:10
There he is.
67
178621
1213
İşte burada.
03:13
As you can see,
68
181490
1223
Gördüğünüz gibi
03:14
we can createyaratmak any worldDünya that we want
insideiçeride the computerbilgisayar.
69
182737
2707
bilgisayar içinde istediğimiz
dünyayı yaratabiliyoruz.
03:17
We can make a worldDünya with monsterscanavarlar,
70
185468
2698
Canavarların olduğu,
robotların âşık olduğu
03:20
with robotsrobotlar that falldüşmek in love,
71
188837
1829
bir dünya yaratabiliyoruz,
03:23
we can even make pigsdomuzlar flyuçmak.
72
191291
2044
domuzları dahi uçurabiliyoruz.
03:25
(LaughterKahkaha)
73
193359
4413
(Gülüşmeler)
03:30
While this is an incredibleinanılmaz thing,
74
198361
1777
Bu müthiş bir şey olsa da,
03:32
this untethereduntethered artisticartistik freedomözgürlük,
75
200162
2475
bu kontrolsüz sanatsal özgürlük
03:34
it can createyaratmak chaoskaos.
76
202661
1982
kaos yaratabilir.
03:36
It can createyaratmak unbelievableInanılmaz worldsdünyalar,
77
204667
2851
İnanılmaz dünyalar,
03:39
unbelievableInanılmaz movementhareket,
78
207542
1484
inanılmaz faaliyetler,
03:41
things that are jarringsarsıcı to the audienceseyirci.
79
209050
2150
seyirciyi sarsan şeyler yaratabilir.
03:43
So to combatsavaş this, we tetherurgan
ourselveskendimizi with scienceBilim.
80
211224
2761
Bununla savaşmak için
kendimizi bilimle kontrol ediyoruz.
03:46
We use scienceBilim and the worldDünya we know
81
214432
1974
Kendimizi bağ kurulabilir ve tanıdık
03:48
as a backboneomurga,
82
216430
1350
bir şeyle dengelemek için
03:49
to groundzemin ourselveskendimizi in something
relatablerelatable and recognizabletanınabilir.
83
217804
3474
bilimi ve bildiğimiz dünyayı
omurga olarak kullanıyoruz.
03:53
"FindingBulma NemoNemo" is an excellentMükemmel
exampleörnek of this.
84
221806
2529
"Kayıp Balık Nemo" buna
mükemmel bir örnek.
03:56
A majormajör portionkısım of the moviefilm
takes placeyer underwatersualtı.
85
224359
2645
Filmin büyük bir bölümü
su altında geçiyor.
Peki nasıl su altında gibi
görünmesini sağlarsınız?
03:59
But how do you make it look underwatersualtı?
86
227028
2250
04:01
In earlyerken researchAraştırma and developmentgelişme,
87
229302
1631
İlk araştırma ve geliştirme esnasında
04:02
we tookaldı a clipklips of underwatersualtı footagekamera görüntüsü
and recreatedyeniden it in the computerbilgisayar.
88
230957
3898
deniz altında bir klip çekerek
bilgisayarda tekrar oluşturduk.
Sonra su altındaki görüntüyü
04:06
Then we brokekırdı it back down
89
234879
1261
04:08
to see whichhangi elementselementler make up
that underwatersualtı look.
90
236164
2774
hangi elementlerin oluşturduğunu
görmek için tekrar parçalara ayırdık.
04:11
One of the mostçoğu criticalkritik elementselementler
91
239526
1607
En önemli elementlerden biri
04:13
was how the lightışık travelsNow
throughvasitasiyla the waterSu.
92
241157
2182
ışığın suda nasıl gittiğiydi.
04:15
So we codedkodlanmış up a lightışık
that mimicstaklit eder this physicsfizik --
93
243363
2796
Bu yüzden bu fiziğe benzeyen
bir ışık kodu yazdık --
04:18
first, the visibilitygörünürlük of the waterSu,
94
246183
1744
önce suyun görünürlüğü
04:19
and then what happensolur with the colorrenk.
95
247951
2109
ve sonra renge ne olduğu.
04:22
ObjectsNesneleri closekapat to the eyegöz
have theironların fulltam, richzengin colorsrenkler.
96
250503
3542
Göze yakın nesnelerin
tüm, yoğun renkleri var.
04:26
As lightışık travelsNow deeperDaha derine into the waterSu,
97
254069
2203
Işık suyun derinliklerine doğru gittikçe
04:28
we losekaybetmek the redkırmızı wavelengthsdalga boyları,
98
256296
1910
kırmızı dalga boyunu kaybederiz,
04:30
then the greenyeşil wavelengthsdalga boyları,
99
258230
1344
sonra da yeşil dalga boyunu,
04:31
leavingayrılma us with bluemavi at the faruzak depthsderinlikleri.
100
259598
2350
en derinlerdeyse sadece maviyle kalırız.
04:34
In this clipklips you can see
two other importantönemli elementselementler.
101
262666
3100
Bu klipte diğer iki önemli
elementi görebilirsiniz.
İlki partikül parçalarını
suyun içinde iten
04:37
The first is the surgedalgalanma and swelldeniz seviyesi,
102
265790
2022
04:39
or the invisiblegörünmez underwatersualtı currentşimdiki
103
267836
1717
inip çıkan dalgalanmalar veya
04:41
that pushesiter the bitsbit of particulateparçacık halinde
around in the waterSu.
104
269577
3185
su altındaki görünmeyen akıntılardır.
04:44
The secondikinci is the causticscaustics.
105
272786
2017
İkincisi ise kostikler.
04:46
These are the ribbonsşeritler of lightışık,
106
274827
1510
Bunlar bir havuzun dibinde
04:48
like you mightbelki see
on the bottomalt of a poolhavuz,
107
276361
2024
görebileceğiniz gibi ışık şeritleridir.
04:50
that are createdoluşturulan when the sunGüneş
bendsvurgun throughvasitasiyla the crestsarmalar
108
278409
2550
Güneş okyanusun yüzeyinde dalgacıkların
04:52
of the ripplesdalgaların and wavesdalgalar
on the ocean'sokyanus surfaceyüzey.
109
280983
2674
ve dalgaların tepelerinde
kırıldığında oluşurlar.
04:57
Here we have the fogsis beamskirişler.
110
285038
1298
Burada sis hüzmelerimiz var.
04:58
These give us colorrenk depthderinlik cuesİpuçları,
111
286360
1655
Bunlar renk derinliğiyle
ilgili fikir verir,
05:00
but alsoAyrıca tellsanlatır whichhangi directionyön is up
112
288039
2095
ama suyun yüzeyini görmediğimizde
05:02
in shotsçekim where we don't
see the waterSu surfaceyüzey.
113
290158
2276
menzilin yönünü de söyler.
05:04
The other really coolgüzel thing
you can see here
114
292788
2119
Burada göreceğiniz diğer bir harika şey de
05:06
is that we litAydınlatılmış that particulateparçacık halinde
only with the causticscaustics,
115
294931
3160
o partikülü sadece
kostikler ile aydınlatıyoruz,
05:10
so that as it goesgider in and out
of those ribbonsşeritler of lightışık,
116
298115
2658
böylece ışık şeritlerinin
arasından geçiyor,
05:12
it appearsbelirir and disappearskaybolur,
117
300797
1513
görünüp kayboluyor,
05:14
lendingborç verme a subtleince, magicalbüyülü
sparkleışıltı to the underwatersualtı.
118
302334
3069
su altında hafif, büyülü
ışıltılar bırakıyor.
05:18
You can see how we're usingkullanma the scienceBilim --
119
306530
2542
Bilimi nasıl kullandığımızı
görüyorsunuz --
05:21
the physicsfizik of waterSu,
lightışık and movementhareket --
120
309096
2876
suyun, ışığın ve hareketin fiziği --
sanatsal özgürlüğü
kontrol altına almak için.
05:23
to tetherurgan that artisticartistik freedomözgürlük.
121
311996
2046
05:26
But we are not beholdenborçlu to it.
122
314570
2321
Ama bununla kalmıyoruz.
05:28
We considereddüşünülen eachher of these elementselementler
123
316915
1799
Bu elementlerin her birini,
hangilerinin bilimsel olarak doğru
olması gerektiğini ve hangilerinin
05:30
and whichhangi onesolanlar had to be
scientificallybilimsel accuratedoğru
124
318738
3014
05:33
and whichhangi onesolanlar we could pushit and pullÇek
to suittakım elbise the storyÖykü and the moodruh hali.
125
321776
4082
hikâyeye ve ruh hâline uyması için
itilip çekilebileceğini göz önüne aldık.
05:37
We realizedgerçekleştirilen earlyerken on that colorrenk
was one we had some leewayzaman kaybı with.
126
325882
3809
İlk başta fark ettik ki renk
esnekliğimiz olan bir şeydi.
05:41
So here'sburada a traditionallygeleneksel coloredrenkli
underwatersualtı scenefaliyet alani, sahne.
127
329715
2612
İşte geleneksel şekilde
boyanmış bir su altı sahnesi.
05:44
But here, we can take SydneySydney HarborLiman
and pushit it fairlyoldukça greenyeşil
128
332351
2841
Ama burada Sidney Limanı'nı alıp
olan bitenden dolayı
üzgün ruh hâline uyması için
epeyce yeşile döndürebiliriz.
05:47
to suittakım elbise the sadüzgün moodruh hali of what's happeningolay.
129
335216
2260
05:50
In this scenefaliyet alani, sahne, it's really importantönemli
we see deepderin into the underwatersualtı,
130
338315
3259
Bu sahnede su altının derinliklerini
görmek gerçekten çok önemli,
05:53
so we understandanlama what
the EastDoğu AustralianAvustralya CurrentAkım is,
131
341598
2667
ki kaplumbağaların daldıkları
ve inip çıkarak gittikleri
05:56
that the turtlesKaplumbağalar are divingDalış into
and going on this rollerrulman coasterbardak altlığı ridebinmek.
132
344289
3388
Doğu Avustralya Akıntısı'nın
ne olduğunu anlayalım.
05:59
So we pusheditilmiş the visibilitygörünürlük of the waterSu
133
347701
1937
Bu yüzden suyun görünebilirliğini
06:01
well pastgeçmiş anything you would
ever see in realgerçek life.
134
349662
2703
gerçek hayatta görebileceğinizin
çok üstünde tuttuk.
06:04
Because in the endson,
135
352843
1162
Çünkü sonunda
06:06
we are not tryingçalışıyor to recreateyeniden oluşturun
the scientificallybilimsel correctdoğru realgerçek worldDünya,
136
354029
4624
bilimsel olarak doğru olan gerçek dünyayı
yeniden yaratmaya çalışmıyoruz,
06:10
we're tryingçalışıyor to createyaratmak a believableinandırıcı worldDünya,
137
358677
2040
inanılır bir dünya yaratmaya çalışıyoruz,
06:12
one the audienceseyirci can immersebatırmak
themselveskendilerini in to experiencedeneyim the storyÖykü.
138
360741
3947
hikâyeyi deneyimlemek için seyircinin
kendini içine gömebildiği bir dünyayı.
06:17
We use scienceBilim to createyaratmak
something wonderfulolağanüstü.
139
365344
2723
Harika bir şeyler yaratmak
için bilimi kullanıyoruz.
06:20
We use storyÖykü and artisticartistik touchdokunma
to get us to a placeyer of wondermerak etmek.
140
368522
4296
Bizi harikalar dünyasına götürmesi için
hikâye ve sanatsal dokunuşu kullanıyoruz.
06:25
This guy, WALL-EWALL-E, is a great
exampleörnek of that.
141
373578
2476
Bu adam, VOL-İ bunun harika bir örneği.
06:28
He findsbuluntular beautygüzellik in the simplestEn basit things.
142
376078
2430
En basit şeylerde güzellik buluyor.
06:30
But when he camegeldi in to lightingaydınlatma,
we knewbiliyordum we had a bigbüyük problemsorun.
143
378532
3089
Ama o ışığa geldiğinde, büyük bir
sorunumuz olduğunu biliyorduk.
06:33
We got so geeked-outgeeked-out on makingyapma
WALL-EWALL-E this convincinginandırıcı robotrobot,
144
381978
3445
VOL-İ'yi ikna edici bir robot
yapmak isterken öyle abarttık ki
06:37
that we madeyapılmış his binocularsdürbün
practicallypratikte opticallyoptik perfectmükemmel.
145
385447
3380
dürbün gözlerini pratikte
optik olarak mükemmel yaptık.
06:40
(LaughterKahkaha)
146
388851
1530
(Gülüşmeler)
06:43
His binocularsdürbün are one of the mostçoğu
criticalkritik actingoyunculuk devicescihazlar he has.
147
391328
3994
Gözleri sahip olduğu en kritik
oyunculuk araçlarından biri.
06:47
He doesn't have a faceyüz or even
traditionalgeleneksel dialoguediyalog, for that mattermadde.
148
395346
3542
Öyle ki bir yüzü veya
geleneksel bir diyoloğu bile yok.
06:50
So the animatorsanimatörler were heavilyağır şekilde
dependentbağımlı on the binocularsdürbün
149
398912
2927
Bu yüzden animatörlerin onun
oyunculuğuna ve duygularına
inandırmak için gözlerine
fazlasıyla ihtiyaçları vardı.
06:53
to sellsatmak his actingoyunculuk and emotionsduygular.
150
401863
2253
06:56
We startedbaşladı lightingaydınlatma and we realizedgerçekleştirilen
151
404510
1709
Işıklandırmaya başladık ve
06:58
the tripleüçlü lenseslensler insideiçeride his binocularsdürbün
were a messdağınıklık of reflectionsYansımalar.
152
406243
4214
gözleri içindeki üçlü merceklerin
kötü yansıması olduğunu fark ettik.
07:02
He was startingbaşlangıç to look glassy-eyedcamsı gözlü.
153
410989
2053
Cam göz gibi görünmeye başlamıştı.
07:05
(LaughterKahkaha)
154
413066
1724
(Gülüşmeler)
07:06
Now, glassy-eyedcamsı gözlü
is a fundamentallyesasen awfulkorkunç thing
155
414814
3414
Cam göz, seyiriciyi robotun
bir kişiliği olduğuna
07:10
when you are tryingçalışıyor
to convinceikna etmek an audienceseyirci
156
418252
2016
ve âşık olma kapasitesi olduğuna dair
07:12
that a robotrobot has a personalitykişilik
and he's capableyetenekli of fallingdüşen in love.
157
420292
3483
ikna etmeye çalışırken
esas itibariyle kötü bir şey.
07:16
So we wentgitti to work on these opticallyoptik
perfectmükemmel binocularsdürbün,
158
424498
3524
Bu yüzden optik olarak mükemmel
gözler üzerinde çalışmaya başladık,
07:20
tryingçalışıyor to find a solutionçözüm that would
maintainsürdürmek his truedoğru robotrobot materialsmalzemeler
159
428046
3702
gerçek robot kimliğini korurken
yansıma sorununu çözecek
07:23
but solveçözmek this reflectionyansıma problemsorun.
160
431772
1991
bir çözüm bulmaya çalıştık.
07:26
So we startedbaşladı with the lenseslensler.
161
434096
1458
Bu yüzden merceklerle işe başladık.
07:27
Here'sİşte the flat-frontdüz-açık lenslens,
162
435578
1392
İşte düz ön cephe mercekler,
07:28
we have a concaveiçbükey lenslens
163
436994
1506
içbükey merceğimiz
ve dışbükey merceğimiz var.
07:30
and a convexdışbükey lenslens.
164
438524
1257
07:31
And here you see all threeüç togetherbirlikte,
165
439805
2105
Ve burada üçünü beraber görüyorsunuz,
07:33
showinggösterme us all these reflectionsYansımalar.
166
441934
1885
bize bütün bu yansımaları gösteriyor.
07:36
We trieddenenmiş turningdöndürme them down,
167
444208
1630
Onları çevirmeyi denedik,
07:37
we trieddenenmiş blockingengelleme them,
168
445862
1696
engellemeyi denedik,
07:39
nothing was workingçalışma.
169
447582
1440
hiçbiri işe yaramadı.
07:41
You can see here,
170
449786
1151
Burada görebilirsiniz,
07:42
sometimesara sıra we neededgerekli something specificözel
reflectedyansıyan in his eyesgözleri --
171
450961
3124
bazen gözlerinde belli bir şeylerin
yansımasını istiyorduk --
07:46
usuallygenellikle EveHavva.
172
454109
1151
genelde Eve.
07:47
So we couldn'tcould just use some fakedsahte
abstractsoyut imagegörüntü on the lenseslensler.
173
455284
3531
Merceklerde yalnızca bazı sahte
soyut görüntüleri kullanamadık.
07:50
So here we have EveHavva on the first lenslens,
174
458839
2150
İşte burada ilk mercekte Eve var,
07:53
we put EveHavva on the secondikinci lenslens,
175
461013
2051
ikinci merceğe Eve koyduk,
07:55
it's not workingçalışma.
176
463088
1245
işe yaramadı.
07:56
We turndönüş it down,
177
464357
1160
Onu çevirdik,
07:57
it's still not workingçalışma.
178
465541
1676
hâlâ işe yaramıyor.
07:59
And then we have our eurekaEureka momentan.
179
467241
2330
Ve sonra keşif anımız var.
08:01
We addeklemek a lightışık to WALL-EWALL-E
that accidentallyyanlışlıkla leakssızıntı into his eyesgözleri.
180
469595
3816
VOL-İ'ye yanlışlıkla gözlerine
akan bir ışık ekledik.
08:06
You can see it lightışık up
these graygri apertureaçıklık bladesbıçaklar.
181
474092
3390
Bunun gri diyafram bıçaklarını
aydınlattığını görüyorsunuz.
08:10
SuddenlyAniden, those apertureaçıklık bladesbıçaklar
are pokingalay throughvasitasiyla that reflectionyansıma
182
478237
3323
Birdenbire bu diyafram bıçakları
hiçbir şeyin yapmayacağı şekilde
08:13
the way nothing elsebaşka has.
183
481584
1785
o yansımayı ortaya çıkarıyor.
08:15
Now we recognizetanımak WALL-EWALL-E as havingsahip olan an eyegöz.
184
483966
3542
Şimdi VOL-İ'nin gözü olduğunu algılıyoruz.
08:19
As humansinsanlar we have the whitebeyaz of our eyegöz,
185
487532
2649
İnsanlar olarak gözlerimizde beyaz,
08:22
the coloredrenkli irisIris
186
490205
1151
renkli iris
ve siyah göz bebeği vardır.
08:23
and the blacksiyah pupilöğrenci.
187
491380
1221
08:24
Now WALL-EWALL-E has the blacksiyah of an eyegöz,
188
492948
3341
Şimdi VOL-İ'nin gözünde siyah,
08:28
the graygri apertureaçıklık bladesbıçaklar
189
496313
1527
gri diyafram bıçakları
08:29
and the blacksiyah pupilöğrenci.
190
497864
1419
ve siyah göz bebeği var.
08:31
SuddenlyAniden, WALL-EWALL-E feelshissediyor like he has a soulruh,
191
499689
3642
Birden VOL-İ'nin sanki bir
ruhu varmış gibi geliyor,
08:35
like there's a characterkarakter
with emotionduygu insideiçeride.
192
503355
2878
içinde duyguları olan
bir karakter varmış gibi.
08:40
LaterDaha sonra in the moviefilm towardskarşı the endson,
193
508038
1817
Filmin sonlarına doğru
08:41
WALL-EWALL-E loseskaybeder his personalitykişilik,
194
509879
1478
VOL-İ karakterini kaybediyor,
08:43
essentiallyesasen going deadölü.
195
511381
1578
esasen ölüyor.
08:45
This is the perfectmükemmel time to bringgetirmek back
that glassy-eyedcamsı gözlü look.
196
513381
3529
O cam göz görünüşünü geri getirmek
için mükemmel bir zaman.
08:49
In the nextSonraki scenefaliyet alani, sahne,
WALL-EWALL-E comesgeliyor back to life.
197
517553
2480
Bir sonraki sahnede,
VOL-İ tekrar hayata dönüyor.
08:52
We bringgetirmek that lightışık back to bringgetirmek
the apertureaçıklık bladesbıçaklar back,
198
520057
3183
Diyafram bıçaklarını geri getirmek
için ışığı geri getirdik
08:55
and he returnsdöner to that sweettatlı,
soulfulduygulu robotrobot we'vebiz ettik come to love.
199
523264
3460
ve sevdiğimiz tatlı, canlı
robot geri döndü.
09:02
(VideoVideo) WALL-EWALL-E: EvaEva?
200
530444
1364
(Video) VOL-İ: Eve?
09:06
DanielleDanielle FeinbergFeinberg: There's a beautygüzellik
in these unexpectedbeklenmedik momentsanlar --
201
534841
3120
Danielle Feinberg: Bu beklenmeyen
anlarda bir güzellik vardır --
09:09
when you find the keyanahtar
to unlockingkilit açma a robot'srobotun soulruh,
202
537985
3566
bir robotun ruhunu açmak için
anahtarı bulduğunuzda,
09:13
the momentan when you discoverkeşfetmek
what you want to do with your life.
203
541575
3163
hayatınız boyunca ne yapmak
istediğinizi keşfettiğiniz anda.
09:17
The jellyfishdenizanası in "FindingBulma NemoNemo"
was one of those momentsanlar for me.
204
545135
3302
Kayıp Balık Nemo'daki denizanası
benim için o anlardan biri.
09:20
There are scenessahneler in everyher moviefilm
that strugglemücadele to come togetherbirlikte.
205
548833
3219
Her filmde bir araya getirmesi
zor olan sahneler vardır.
09:24
This was one of those scenessahneler.
206
552076
1935
Bu o sahnelerden biriydi.
09:26
The directoryönetmen had a visionvizyon for this scenefaliyet alani, sahne
207
554035
2134
Direktörün Güney Pasifik'te
çekilen harika
09:28
basedmerkezli on some wonderfulolağanüstü footagekamera görüntüsü
of jellyfishdenizanası in the SouthGüney PacificPasifik.
208
556193
3808
bir denizanası görüntüsüne istinaden
bu sahne için bir vizyonu vardı.
09:33
As we wentgitti alonguzun bir,
209
561139
1857
Devam ettiğimiz sırada
09:35
we were flounderingfloundering.
210
563020
1453
bocalıyorduk.
Direktörle gözden geçirmeler
09:36
The reviewsdeğerlendirmeden edinildi with the directoryönetmen
211
564497
2089
normal görünüş ve işleyiş
ile ilgili sohbetten
09:38
turneddönük from the normalnormal
look-and-feelGörünüm ve izlenim conversationkonuşma
212
566610
2689
09:41
into more and more questionssorular
about numberssayılar and percentagesyüzdeler.
213
569323
4127
giderek daha fazla sayılar
ve oranlarla ilgili sorulara döndü.
Belki nedeni normalin dışında
09:46
Maybe because unlikeaksine normalnormal,
214
574085
1691
onu gerçek hayatta bir şeye dayandırmamız
09:47
we were basingdayandırarak it on
something in realgerçek life,
215
575800
2253
09:50
or maybe just because we had lostkayıp our way.
216
578077
2585
veya sadece yolumuzu
kaybetmemiz yüzündendi.
Ama gözlerimiz olmadan
beynimizi kullanmak,
09:52
But it had becomeolmak about usingkullanma
our brainbeyin withoutolmadan our eyesgözleri,
217
580686
3111
sanat olmadan bilim hâline geldi.
09:55
the scienceBilim withoutolmadan the artSanat.
218
583821
1855
09:58
That scientificilmi tetherurgan
was stranglingboğmak the scenefaliyet alani, sahne.
219
586251
3179
Bilimsel kontrol sahneyi boğuyordu.
Ama bütün o hayal kırıklıklarına rağmen
10:02
But even throughvasitasiyla all the frustrationshayal kırıklıklarının,
220
590534
1846
güzel olabileceğine yine de inandım.
10:04
I still believedinanılır it could be beautifulgüzel.
221
592404
2035
İş ışıklandırmaya gelince
10:06
So when it camegeldi in to lightingaydınlatma,
222
594463
1659
işe koyuldum.
10:08
I dugkazdık in.
223
596146
1231
Mavileri ve pembeleri,
10:10
As I workedişlenmiş to balancedenge
the bluesBlues and the pinksPembeler,
224
598149
3291
denizanalarının karınlarında
yüzen kostikleri,
10:13
the causticscaustics dancingdans
on the jellyfishdenizanası bellsçan,
225
601464
2816
dalgalanan sis hüzmelerini
dengelemeye uğraşırken,
10:16
the undulatingdalgalı fogsis beamskirişler,
226
604304
2174
umut veren bir şeyler çıkmaya başladı.
10:18
something promisingumut verici beganbaşladı to appeargörünmek.
227
606502
2422
10:21
I camegeldi in one morningsabah and checkedkontrol
the previousönceki night'sgece work.
228
609686
3227
Bir sabah gelip bir önceki gece
yapılan işi kontrol ettim.
10:24
And I got excitedheyecanlı.
229
612937
1476
Ve heyecanlandım.
Sonra ışıklandırma direktörüne gösterince
10:26
And then I showedgösterdi it
to the lightingaydınlatma directoryönetmen
230
614437
2108
o da heyecanlandı.
10:28
and she got excitedheyecanlı.
231
616569
1175
Çok geçmeden direktöre 50 kişiyle dolu
karanlık bir odada gösteriyordum.
10:29
SoonYakında, I was showinggösterme to the directoryönetmen
in a darkkaranlık roomoda fulltam of 50 people.
232
617768
4416
Direktör gözden geçirirken,
10:34
In directoryönetmen reviewgözden geçirmek,
233
622563
1263
birtakım güzel sözler duymayı bekler,
10:35
you hopeumut you mightbelki get some niceGüzel wordskelimeler,
234
623850
2058
ama genelde bazı notlar
ve düzeltmeler alırsınız.
10:38
then you get some notesnotlar
and fixesdüzeltmeleri, generallygenellikle.
235
626349
2296
Sonra umarım ki, bir sonraki
aşamaya geçmeyi
10:41
And then, hopefullyinşallah, you get a finalnihai,
236
629408
2437
işaret eden bir sona gelirsiniz.
10:43
signalingsinyalizasyon to movehareket on to the nextSonraki stageevre.
237
631869
2048
Giriş yaparak denizanası
sahnesini oynattım.
10:46
I gaveverdi my introIntro, and I playedOyunun
the jellyfishdenizanası scenefaliyet alani, sahne.
238
634462
3368
Ve direktör rahatsızlık verecek
kadar uzun zaman sessiz kaldı.
10:50
And the directoryönetmen was silentsessiz
for an uncomfortablyrahatsız long amounttutar of time.
239
638703
3852
10:55
Just long enoughyeterli for me to think,
240
643240
2507
Şöyle düşünmeme yetecek kadar,
"Ah hayır, bunun işi bitti."
10:57
"Oh no, this is doomedölüme mahkum."
241
645771
1856
Sonra alkışlamaya başladı.
11:00
And then he startedbaşladı clappingAlkışlar.
242
648919
1760
11:03
And then the productionüretim
designertasarımcı startedbaşladı clappingAlkışlar.
243
651381
2392
Sonra yapım tasarımcısı
alkışlamaya başladı.
Ve sonra tüm oda alkışlamaya başladı.
11:06
And then the wholebütün roomoda was clappingAlkışlar.
244
654240
2144
11:14
This is the momentan
that I livecanlı for in lightingaydınlatma.
245
662285
3086
Işıklandırmada işte bu an için yaşıyorum.
11:17
The momentan where it all comesgeliyor togetherbirlikte
246
665395
2163
Bütün her şeyin bir araya geldiği an
ve inanabildiğimiz bir dünyamız olur.
11:19
and we get a worldDünya that we can believe in.
247
667582
2647
Bu inanılmaz dünyaları yaratmak için
11:22
We use mathmatematik, scienceBilim and codekod
to createyaratmak these amazingşaşırtıcı worldsdünyalar.
248
670718
3888
matematik, bilim ve
programlamayı kullanırız.
Hayata geçirmek için hikâye
anlatımı ile sanatı kullanırız.
11:27
We use storytellinghikaye anlatımı and artSanat
to bringgetirmek them to life.
249
675030
2846
Bu birbirine geçen sanat ve bilim
11:30
It's this interweavingbirbirinin içine girme of artSanat and scienceBilim
250
678440
4011
dünyayı harika bir yere,
11:34
that elevatesyükseltip the worldDünya
to a placeyer of wondermerak etmek,
251
682475
3663
ruhu olan bir yere,
11:38
a placeyer with soulruh,
252
686162
1633
inanabileceğimiz bir yere,
11:39
a placeyer we can believe in,
253
687819
1770
11:42
a placeyer where the things
you imaginehayal etmek can becomeolmak realgerçek --
254
690262
3341
hayal ettiğiniz şeylerin gerçeğe
dönüşebileceği bir yere götürüyor --
11:47
and a worldDünya where a girlkız suddenlyaniden realizesanlar
255
695071
3212
ve bir kızın birdenbire sadece
bir bilim insanı değil,
aynı zamanda bir sanatçı da olduğunu
11:50
not only is she a scientistBilim insanı,
256
698307
2160
fark ettiği bir dünyaya.
11:52
but alsoAyrıca an artistsanatçı.
257
700491
1315
Teşekkürler.
11:54
Thank you.
258
702544
1151
(Alkış)
11:55
(ApplauseAlkış)
259
703719
3280
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Danielle Feinberg - Director of photography, Pixar
At Pixar, Danielle Feinberg delights in bending the rules of light to her every whim.

Why you should listen

Danielle Feinberg began her career at Pixar Animation Studios in 1997 on the feature film A Bug's Life. She quickly discovered her love for lighting and went on to light on many of Pixar's feature films including Toy Story 2, Monsters, Inc., the Academy Award®-winning Finding Nemo, The Incredibles and Ratatouille. Feinberg was the director of photography for lighting on Pixar’s Academy Award®-winning films WALL-E and Brave and is now working on Pixar's upcoming film, Coco

Feinberg's love of combining computers and art began when she was eight years old and first programmed a Logo turtle to create images. This eventually led her to a Bachelor of Arts in Computer Science from Harvard University. Now, in addition to her Pixar work, she mentors teenage girls, encouraging them to pursue code, math and science.

More profile about the speaker
Danielle Feinberg | Speaker | TED.com