ABOUT THE SPEAKER
Monica Byrne - Author and playwright
Novelist, writer, culture critic and playwright Monica Byrne thinks that there's an infinite number of stories to tell, and she intends to tell as many as she can.

Why you should listen

Novelist, writer, culture critic and playwright Monica Byrne deftly avoids the traps of conventional fiction by inventing mold-­breaking characters who express themselves in surprising ways. Her first novel, The Girl in the Road, has garnered acclaim both inside and outside the spheres of science fiction.

In addition to her work on her new novel The Actual Star, Byrne is a resident playwright at Little Green Pig Theatrical Concern in Durham, NC. Her story "Blue Nowruz" was commissioned for TED2015 by Neil Gaiman. She holds degrees in biochemistry from MIT and Wellesley.

More profile about the speaker
Monica Byrne | Speaker | TED.com
TED2016

Monica Byrne: A sci-fi vision of love from a 318-year-old hologram

Monica Byrne: 318 yıllık hologramdan aşkın bilim-kurgu tasavvuru

Filmed:
982,097 views

Bilim kurgu yazarı Monica Byrne, ırkçı, sosyal ve cinsi basmakalıplarımıza meydan okuyan karakterlerle dolu zengin dünyalar yaratmaktadır. Bu sunumda, Bryne, Pilar adında bir hologram olarak görünmekte ve bize insanların kâinatı kolonileştirdiği yakın bir gelecekten bir aşk ve kayıp hikayesi aktarmaktadır. "Geleceğin neye benzeyeceğini ve gerçekte nasıl olduğunu düşünmek hep komik olmuştur" diyor.
- Author and playwright
Novelist, writer, culture critic and playwright Monica Byrne thinks that there's an infinite number of stories to tell, and she intends to tell as many as she can. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:17
Do I look realgerçek to you?
0
5634
1270
Size gerçek görünüyor muyum?
00:20
HopeUmut so.
1
8133
1208
Umarım öyleyimdir.
00:21
I have no ideaFikir if you're seeinggörme this,
2
9797
1803
Bunu görüp göremediğinize dair
hiç bir fikrim yok,
ama ben, sadece önüme bakacağım ve
sizin orada olduğunuzu umacağım.
00:23
but I'm just going to look aheadönde
and trustgüven that you're there.
3
11624
3419
00:27
I've drawnçekilmiş a semicircleyarım daire
in the sandkum in frontön of me
4
15802
2764
Önümdeki kuma bir tane
yarım daire çizdim
00:30
so I don't walkyürümek pastgeçmiş it
and look like I'm floatingyüzer in midairhavada.
5
18590
3355
üstünden geçmiyorum ve sanki
havada süzülür gibi görünüyorum.
00:38
Right now I'm standingayakta
6
26433
1628
Şimdi, ayakta duruyorum
00:41
in the openaçık airhava,
7
29132
1151
açık bir havada
00:42
on a beachplaj underaltında a palmavuç içi treeağaç,
8
30307
1865
sahilde bir palmiye ağacının altında,
00:45
in the exactkesin spotyer
where your stageevre used to be.
9
33949
2666
tam sahnenizin bir zamanlar
olduğu yerde.
00:50
I have 12 minutesdakika with you.
10
38160
1574
Sizinle 12 dakikam var.
00:52
I setset a limitsınır.
11
40581
1462
Bir sınır koydum.
00:54
My wifekadın eş NavidNavid oncebir Zamanlar said
12
42850
1155
Eşim Navid, zamanında bana,
00:56
that infinitesonsuz possibilityolasılık
is a creator'sYaratıcı'nın worsten kötü enemydüşman.
13
44029
4001
sonsuz ihtimal bir yaratıcının
en kötü düşmanı demişti.
Örneğin, bu elbise: ondan, 23.yüzyıl
Kahire'sinde
01:00
For exampleörnek, this dresselbise: I'd askeddiye sordu
her to designdizayn something
14
48633
2877
01:03
that a priestrahip mightbelki have wornsöz konusu ürün
in 23rd-centuryRD-yüzyıl CairoCairo.
15
51534
3353
bir din adamının giyebileceği
bir şeyler tasarlamasını istedim.
01:06
But we only had threeüç daysgünler to make it,
16
54911
3032
Fakat, bunu yapmak için sadece
üç günümüz vardı,
01:09
and the only fabrickumaş we had
17
57967
1704
ve elimizdeki tek kumaş
01:11
was an oldeski duvetYorgan coverkapak
that anotherbir diğeri residentoturan left behindarkasında.
18
59695
2721
başka bir mukimin geride bıraktığı
yatak kılıfıydı.
01:14
But she did it, and it's perfectmükemmel.
19
62440
3475
Ama yaptı ve harika oldu.
01:19
And she lookedbaktı at it and said,
20
67010
1667
Ona baktı ve dedi ki,
01:21
"ProofKanıt of conceptkavram --
creationoluşturma needsihtiyaçlar constraintkısıtlama."
21
69664
2670
"Kavramın delili --
yaratım sınırlanmalı."
01:27
So with these 12 minutesdakika,
22
75727
2441
Yani bu 12 dakika içinde,
01:31
I'm going to tell you
about my greatestEn büyük discoverykeşif.
23
79072
2771
size en büyük
keşfimi anlatacağım.
01:36
For my wholebütün life, my obsessiontakıntı
has been eternalsonsuz life,
24
84812
3444
Tüm hayatım boyunca, sonsuz hayat,
takıntım olmuştur,
01:41
as I know it is so manyçok of yoursseninki.
25
89256
2135
bildiğim gibi, sizin de
birçoğunuz için öyle.
01:45
You mayMayıs ayı be happymutlu to know
that your researchAraştırma will payödeme off.
26
93848
2939
Araştırmalarınızın meyve vereceğini
bilmekten mutlu olabilirsiniz.
01:50
I am 318 yearsyıl oldeski.
27
98160
2238
Ben 318 yaşındayım.
01:53
The averageortalama humaninsan lifespanömür
is now 432 yearsyıl,
28
101486
3771
Ortalama yaşam süresi artık 432 yıl
01:57
and my work has been to extenduzatmak
the humaninsan lifespanömür indefinitelysüresiz olarak.
29
105281
3280
ve işim, insan yaşamını
süresiz olarak uzatmaktır.
02:01
And I've never questionedsorguya that somedaybirgün,
30
109363
2487
Ve bir gün hoşnut olacağımız
02:03
we'lliyi reachulaşmak a pointpuan
where we'lliyi be contentiçerik.
31
111874
2942
bir noktaya ulaşacağımızı,
asla sorgulamadım.
02:08
But the oppositekarşısında keepstutar happeningolay:
32
116959
1606
Ama zıttı sürekli oluyor:
02:10
the longeruzun we livecanlı,
the longeruzun we want to livecanlı,
33
118589
2474
daha uzun yaşadıkça,
daha uzun yaşamak istiyoruz,
02:13
the lessaz we want to dieölmek.
34
121087
1628
ölmeyi daha az istiyoruz.
02:15
Who can blamesuçlama us?
35
123974
1336
Bizi kim suçlayabilir ki?
02:18
The universeEvren is so bigbüyük.
36
126183
3258
Kâinat öyle büyük ki.
02:22
There won'talışkanlık ever not be more to see.
37
130548
1906
Daha fazlasını göremeyeceğiz diye
bir şey asla olmayacak.
02:24
Just yesterdaydün,
38
132478
1151
Daha dün,
02:25
I was readingokuma about how you can
take out a boattekne on EuropaEuropa
39
133653
2760
Avrupa'yı bir botla nasıl gezebileceğiniz
ve gezegenin bir adasından
02:28
and sailyelken from islandada to islandada
all over the planetgezegen,
40
136437
2414
ötekisine nasıl yelken açabileceğinizle
ilgili bir şeyler okuyordum
02:30
and some of the islandsadaları have villagesköyler
that you can staykalmak and visitziyaret etmek
41
138875
3233
ve adaların bazılarında,
kalıp gezebileceğiniz
02:34
and sleepuyku underaltında the shadowGölge of JupiterJüpiter.
42
142132
2789
Jüpiter'in gölgesi altında
uyuyabileceğiniz kasabalar var.
02:36
And then there's this other islandada
where there's just one songwritersöz yazarı
43
144945
4047
Ve sonra, sadece bir tane
şarkı yazarının oturup,
02:41
who sitsoturur and playsoyunlar mandolinMandolin for the oceanokyanus.
44
149016
2477
okyanusa mandolin çaldığı şu ada var.
02:43
And then there are othersdiğerleri
where there's no one
45
151517
2340
Ve sonra, şimdi ve daha önce
hiç kimsenin olmadığı
02:46
and there never has been,
46
154456
1406
diğer yerler var
02:47
and so you go just for the pleasureZevk
of touchingdokunma your footayak to sandkum
47
155886
3825
ve siz, daha önce hiç kimsenin
ayak basmadığı toprağa
02:51
that no footayak has ever touchedmüteessir before.
48
159735
2182
dokunmanın hazzına varıyorsunuz.
02:55
You could spendharcamak 400 yearsyıl doing just that.
49
163309
2561
Sadece bunu yaparak
400 yıl geçirebilirsiniz.
03:03
Right now the MoonAy is risingyükselen
in the NortheastKuzeydoğu.
50
171627
2417
Şimdi Ay, kuzeydoğudan yükseliyor.
03:07
I can see the citiesşehirler on it
with my nakedçıplak eyegöz.
51
175013
2151
Çıplak gözlerle, üstündeki
şehirleri görebiliyorum.
03:09
They're connectedbağlı like nervesinir clusterskümeler:
52
177188
2112
Sinir kümeleri gibi bağlılar:
03:12
MariapolisMariapolis on the SouthGüney PoleKutup,
and RamachandranRamachandran on the EquatorEkvator.
53
180332
5493
Güney Kutbu'nda Mariapolis,
Ekvator'da Ramachandran.
03:18
And NewYeni TehranTehran in the SeaDeniz of TranquilityHuzur.
54
186956
3006
Ve Huzur Denizinde ise yeni Tahran.
03:24
That's where NavidNavid and I metmet.
55
192334
2114
Burası Navid'le tanıştığımız yer.
03:26
We were bothher ikisi de artistssanatçılar downtownşehir merkezinde.
56
194472
1985
İkimizde şehirde sanatçıydık.
Tanıştığımız gün,
Azadi meydanında
03:30
The day we metmet, we were passinggeçen
eachher other in AzadiAzadi SquareKare,
57
198138
2856
birbirimizin yanından geçiyorduk
03:33
and we bumpedçarptı shouldersomuzlar.
58
201018
1462
ve omuzlarımız çarpıştı.
03:34
And I turneddönük to apologizeözür dilemek
59
202504
1751
Ve özür dilemek için döndüm
03:36
and she, withoutolmadan sayingsöz helloMerhaba
or introducingtanıtım herselfkendini or anything,
60
204279
4299
ve o, daha selam vermeden
ya da kendini tanıtmadan,
03:40
said, "Well, why do you think
we didn't just passpas throughvasitasiyla eachher other?"
61
208602
3538
dedi ki, "Madem öyle, neden sadece
birbirimizin içinden geçmedik ki?"
03:46
And first of all, I thought,
"Who the hellcehennem are you?"
62
214101
4238
Ve ilk düşündüğüm şey,
"Sen de kimsin?"
03:50
But secondikinci, the questionsoru annoyedkızgın me,
63
218363
2022
Fakat sonra, bu soru beni rahatsız etti,
03:52
because the answerCevap is so simplebasit.
64
220409
1792
çünkü cevabı gayet netti.
03:54
I said, "We didn't passpas throughvasitasiyla eachher other
65
222898
2410
Dedim ki, "Birbirimizin içinden geçmedik
03:57
because elementarytemel particlesparçacıklar have masskitle
66
225332
2244
çünkü temel parçacıkların kütlesi var
03:59
and because the spaceuzay
betweenarasında elementarytemel particlesparçacıklar
67
227600
2373
ve temel parçacıklar arasındaki boşluk
04:01
is filleddolu with the bindingbağlama energyenerji
that alsoAyrıca has the propertiesözellikleri of masskitle,
68
229997
3372
kütle özelliklerine de sahip
bağlanım enerji ile dolu
04:05
and we'vebiz ettik knownbilinen that for 800 yearsyıl."
69
233393
2180
ve biz bunu 800 yıldır biliyoruz."
04:09
She mustşart have been in one of those moodsruh halleri
70
237919
1956
Büyük ihtimalle, yabancılarla dalaşmayı
04:11
where she likesseviyor to messdağınıklık with strangersyabancı insanlar.
71
239899
1888
sevdiği ruh hallerinden
birisi içindeydi.
04:13
Or maybe she was just flirtingflört with me,
72
241811
1889
Ya da sadece, benle flört ediyordu,
04:15
because she lookedbaktı at me and said,
"I thought you'dşimdi etsen say that.
73
243724
3371
çünkü bana bakıp,
"böyle söyleyeceğini biliyordum.
04:20
Think deeperDaha derine."
74
248636
1151
Derin düşünüyorsun." dedi.
04:21
And then she tookaldı off her beltkemer,
75
249811
1523
Ve sonra kemerini çıkarttı,
04:23
this beltkemer that I'm wearinggiyme now,
76
251358
3503
şimdi takıyor olduğum bu kemeri
04:28
and she said,
77
256408
1175
ve dedi ki,
04:32
"Our universeEvren is builtinşa edilmiş
so that particlesparçacıklar have masskitle.
78
260607
3765
"Kainat, parçacıkların kütlesi
olacak şekilde inşa ediliyor.
04:38
WithoutOlmadan that basictemel constraintkısıtlama,
79
266769
1501
Bu temel kısıtlama olmazsa,
04:40
we'devlenmek have just passedgeçti right throughvasitasiyla
eachher other at the speedhız of lightışık
80
268294
3483
birbirimizin içinden ışık hızıyla geçer
04:43
and never even knownbilinen."
81
271801
1470
ve bundan haberimiz
bile olmazdı."
04:48
And that's how our romanceromantik beganbaşladı.
82
276239
2136
Ve böylece ilişkimiz başladı.
04:58
NavidNavid and I
83
286128
1460
Navid'le benim
05:01
never ranran out of things to talk about.
84
289239
2492
konuşacak şeylerimiz hiç bitmezdi.
05:05
Never.
85
293310
1166
Hem de hiç.
05:07
It was incredibleinanılmaz.
86
295100
1152
Bu inanılmaz bir şeydi.
05:08
It was like we were bothher ikisi de heroeskahramanlar
climbingTırmanmak up into a mountaindağ rangemenzil togetherbirlikte
87
296276
4534
Sanki, ikimizde birlikte dağlardan
yukarı tırmanan kahramanlar gibiydik
05:12
and we kepttuttu arrivinggelen at newyeni vistasuzak manzara,
88
300834
2455
ve yeni manzaralara varıp durduk
05:15
and these newyeni, perfectmükemmel
constellationsTakımyıldız of wordskelimeler
89
303313
2996
ve bu mükemmel kelimeler kümesi
05:18
would come out of us to describetanımlamak them.
90
306333
1857
bunları tasvir etmek için
ağzımızdan çıkıverirdi.
05:20
And we'devlenmek forgetunutmak them
as soonyakında as we madeyapılmış them,
91
308214
2124
Ve bunu yapar yapmaz
hemen unutur
05:22
and throwatmak them over our shoulderomuz
and go on to the nextSonraki thing, on and up.
92
310362
3421
ve omzumuzdan silkeler, bir sonraki
şeye geçer ve devam ederdik.
05:25
Or one time, NavidNavid said that our talk
was like we were always makingyapma breadekmek,
93
313807
3914
Bir keresinde, Navid, sohbetlerimizin
ekmek yapmak gibi olduğunu söyledi,
05:29
and that we were always
addingekleme in a little more flourun
94
317745
3519
sanki her defasında biraz
daha fazla un katıyor
05:33
and a little more waterSu,
95
321288
1449
biraz daha fazla
su ekliyorduk,
05:34
and foldingkatlama it in and turningdöndürme it over
96
322761
1953
içine kıvırıp,
ters yüz ediyor,
05:36
and never gettingalma around to bakingfırında pişirme it.
97
324738
3674
ve bir türlü pişiremiyorduk.
05:44
If my obsessiontakıntı was eternalsonsuz life,
Navid'sNavid obsessiontakıntı was touchdokunma.
98
332589
3429
Benim takıntım sonsuz hayat ise,
Navid'inki de dokunmaktır.
05:50
She had a geniusdeha for it.
99
338772
2016
Bunun için eşsiz bir yeteneği var.
05:53
All of her work revolveddönüyordu around it.
100
341502
1937
Bütün işi bununla alakalı.
05:57
My bodyvücut was like a canvastuval for her,
101
345383
2206
Vücudum onun için bir tuval gibiydi
05:59
and she would drawçekmek her fingertipparmak ucu
down over my faceyüz so slowlyyavaşça
102
347613
4621
ve parmağını yüzümden aşağı
öyle yavaş indirirdi ki
06:04
that I couldn'tcould feel it movinghareketli.
103
352258
1983
hareket ettiğini bile hissetmezdim.
06:06
And she was obsessedkafayı takmış with the exactkesin momentan
104
354265
2673
Ve onun, kendi vücudumla onunkini
06:08
when I would stop beingolmak ableyapabilmek to tell
the differencefark betweenarasında her bodyvücut and mineMayın.
105
356962
3878
ayırt edemediğim o ana takıntısı vardı.
06:15
Or she would just lieYalan acrosskarşısında me
and digkazmak her shoulderomuz into mineMayın
106
363721
2995
Ya da boylu boyuna uzanıp,
omuzunu omuzuma sokuşturdu
06:18
and say, "PilarPilar, why does
this feel so good?"
107
366740
2891
ve "Pilar, bu neden bu kadar
güzel hissettiriyor?" derdi.
06:23
I'd say, "I don't know!"
108
371009
1583
Ben de, "Bilmem!" diyordum.
06:27
And she always had a facetiousesprili answerCevap
for her facetiousesprili questionsoru,
109
375640
3986
Ve onun, bu şakacı soruları için hep
şakacı cevapları olurdu,
06:33
but the answerCevap I rememberhatırlamak todaybugün is,
110
381033
2564
fakat şimdi benim hatırladığım cevabı,
06:37
"It feelshissediyor good
111
385399
1151
"İyi hissettiriyor
06:38
because the universeEvren choseseçti
its constraintskısıtlamaları,
112
386574
2780
çünkü kâinat sınırlarını seçti
06:41
and we are its artSanat."
113
389378
1285
ve biz onun sanatıyız."
06:53
It's always funnykomik what you think
the futuregelecek is going to be like
114
401677
3025
Geleceğin neye benzeyeceğini ve
gerçekte neye dönüştüğünü
06:56
versuse karşı what it turnsdönüşler out to be.
115
404726
1570
düşünmek hep komik olmuştur.
07:00
In your time, scientistsBilim adamları thought
humansinsanlar could freezedonmak themselveskendilerini
116
408169
3104
Sizin zamanınızda, bilim adamları,
insanların kendilerini dondurup
07:03
and wakeuyanmak up in the futuregelecek.
117
411297
1332
gelecekte uyanacaklarını
sanıyorlardı.
07:05
And they did -- but then they diedvefat etti.
118
413761
2710
Evet uyandılar -- ama sonra öldüler.
07:11
In your time, scientistsBilim adamları thought
humansinsanlar could replacedeğiştirmek organsorganları
119
419083
3760
Sizin zamanınızda bilim adamları
insanların organlarını değiştirip
07:14
and extenduzatmak life for hundredsyüzlerce of yearsyıl.
120
422867
2253
hayatlarını yüzlerce yıl
uzatacaklarını düşünüyorlardı.
07:18
And they did,
121
426311
1346
Ve yaptılar da,
07:19
but eventuallysonunda, they diedvefat etti anywayneyse.
122
427681
2002
ama sonunda, yine de öldüler.
07:23
In your time, EarthDünya
is the only placeyer people livecanlı.
123
431381
3390
Sizin zamanınızda, yeryüzü insanların
yaşadığı tek yerdi.
07:29
In my time, EarthDünya is the placeyer
people come to dieölmek.
124
437826
3385
Benim zamanımda, yeryüzü insanların
ölmeye geldiği bir yer.
07:37
So when NavidNavid startedbaşladı to showgöstermek the signsişaretler,
125
445539
3520
Ve Navid işaretleri
göstermeye başladığında,
07:41
our friendsarkadaşlar assumedkabul I would do
what everyoneherkes does,
126
449083
2432
arkadaşlarımız, herkesin yapacağı
şeyi yapacağımı tahmin etmişlerdi,
07:43
whichhangi is say goodbyeGüle güle
and sendgöndermek her to EarthDünya,
127
451539
2135
yani ona hoşçakal deyip
onu yeryüzüne göndermeyi,
07:46
so that noneYok of us
would have to look at her
128
454517
3215
böylece hiçbirimiz ona bakmak
zorunda kalmayacaktık
07:49
or be around her
or think about her and her ...
129
457756
3736
ya da onun etrafında olmak
veya onu düşünmek, onun ...
07:54
failurebaşarısızlık to keep livingyaşam.
130
462225
1633
yaşamını sürdüremeyişini.
08:00
More than anything,
131
468811
1184
Her şeyden çok,
08:02
they didn't want to be around
her actualgerçek physicalfiziksel bodyvücut.
132
470019
2777
onlar, onun fiziksel vücudunun
yakınlarında olmak istemediler.
08:04
They kepttuttu referringatıfta to it as "decliningazalan,"
133
472820
3004
Vücudundan "düşüş" olarak bahsediyorlardı,
08:08
even thoughgerçi she herselfkendini
was fascinatedbüyülenmiş by it,
134
476536
2265
buna karşın, o vücuduna
hayranlık duyuyordu,
08:10
the changesdeğişiklikler it was going throughvasitasiyla,
135
478825
2123
vücudunun geçirdiği değişikliklere
08:12
followingtakip etme the ruleskurallar of its naturedoğa
day by day, independentbağımsız of her will.
136
480972
3873
ve onun isteğinin dışında, gün be gün
doğasının kurallarına uymasına.
08:20
I did sendgöndermek NavidNavid to EarthDünya.
137
488481
1570
Navid'i yeryüzüne gönderdim.
08:23
But I camegeldi with her.
138
491948
1407
Fakat ben de onunla gittim.
08:26
I rememberhatırlamak a friendarkadaş of oursbizim,
just before we left, said,
139
494600
2909
Bir arkadaşımızın,
ayrılmadan hemen önce bize,
08:30
"I just think it's arrogantkibirli,
140
498192
1547
"Bunun küstahça
olduğunu düşünüyorum,
08:33
like the ruleskurallar don't applyuygulamak to you,
like you think your love is that specialözel."
141
501080
3873
sanki kurallar sizin için geçerli değil,
sanki aşkınız o kadar özelmiş gibi."
dediğini hatırlıyorum.
08:39
But I did.
142
507497
1223
Ama öyleydi.
08:44
So, even here on EarthDünya,
143
512468
1390
Ve işte burada
yeryüzünde bile,
08:45
I kepttuttu workingçalışma on how to extenduzatmak life.
144
513882
2697
hayatı nasıl uzatacağımla ilgili çalıştım.
08:49
It didn't occurmeydana to me
145
517198
1151
Sonra aklıma başka
08:50
that there could be any other responsetepki.
146
518373
2043
bir cevabın olabileceği geldi.
08:52
I kepttuttu going back to that thing
that NavidNavid said to me
147
520440
2539
Navid'in bana, o gün Azadi
Meydanı'nda söylediği,
08:55
that day in AzadiAzadi SquareKare,
148
523003
1739
o şeye aklım gidiyordu,
08:56
that withoutolmadan that basictemel constraintkısıtlama --
149
524766
1941
o temel kısıtlama olmasaydı --
08:59
a universeEvren that grantedverilmiş masskitle to mattermadde --
150
527486
2276
kütleyi maddeye heba eden
bir kâinat olmasaydı --
09:01
we would not existvar olmak.
151
529786
1397
biz var olmazdık.
09:05
That's one rulekural.
152
533481
1171
Bu tek kural.
09:06
AnotherBaşka bir rulekural is that all masskitle
is subjectkonu to entropyentropi.
153
534676
3888
Diğer kural, bütün kütle
entropiye mahkumdur.
09:11
And there is no way to be
in this universeEvren withoutolmadan masskitle.
154
539929
2771
Ve kütle olmadan, bu kâinatta
olmanın hiç bir yolu yok.
09:14
I know. I trieddenenmiş everything.
155
542724
1682
Biliyorum. Her şeyi denedim.
09:16
I trieddenenmiş creatingoluşturma a photonFoton boxkutu
where the HiggsHiggs fieldalan was altereddeğişmiş.
156
544430
4139
Higgs alanının değiştirildiği
bir foton kutusu yaratmayı denedim.
09:21
I trieddenenmiş recordingkayıt all
subatomicAtom altı movementshareketler in my bodyvücut
157
549043
4132
Vücudumdaki, bütün atom altı
hareketleri kaydedip,
09:25
and replayingtekrarlama them on closedkapalı loopdöngü.
158
553199
1787
onları kapalı bir döngüde
yeniden oynatmayı denedim.
09:27
Nothing workedişlenmiş.
159
555010
1181
Hiçbiri işe yaramadı.
09:33
But my finalnihai innovationyenilik
was to createyaratmak a coilbobin dimensionboyut
160
561184
5760
Fakat, son metodum, içinde zamanın
süresiz yavaşladığı,
09:38
with the boundariessınırları of a bodyvücut
in whichhangi time movedtaşındı infinitelysonsuz slowerYavaş,
161
566968
4331
bir vücudun sınırlarıyla, bir
sarmal boyutu yaratmaktı,
09:44
but whosekimin projectionprojeksiyon would appeargörünmek
to movehareket in normalnormal time.
162
572635
3083
ama yansıması, normal
akıyormuş gibi görünecekti.
09:49
That bodyvücut would then appeargörünmek
in our universeEvren as a hologramhologram --
163
577400
3659
Bu vücut bizim kainatımızda
bir hologram olarak görünecekti
09:55
here but not here.
164
583215
1389
burada ama burada değil.
10:01
When I realizedgerçekleştirilen I'd donetamam it,
165
589166
1355
Bu yaptığımı farkettiğimde,
10:03
I ranran to her roomoda,
166
591987
1856
odasına koştum,
10:05
so happymutlu to tell her I'd donetamam it,
167
593867
2194
başarımı anlatmak için
o kadar mutluydum ki,
10:08
movinghareketli throughvasitasiyla spaceuzay
almostneredeyse normallynormalde to all eyesgözleri,
168
596838
2858
nerdeyse normal şekilde uzaydan
geçip bütün gözlere girmeyi
10:12
even to my ownkendi,
169
600366
1338
hatta kendiminkine bile
10:15
and wentgitti to lieYalan down nextSonraki to her,
170
603950
1635
ve yanına uzanmaya gittim
10:19
and forgotUnuttun, and felldüştü right throughvasitasiyla her.
171
607262
2332
ve unutmuşum, onun içine düştüm.
10:28
I'd foundbulunan a way to eternalsonsuz life,
172
616303
2185
Sonsuz hayatın bir yolunu bulmuştum
10:32
at the expensegider of the one thing
NavidNavid lovedsevilen mostçoğu,
173
620448
2310
ve bunu, Navid'in en sevdiği tek
şey pahasına yaptım,
10:34
whichhangi was to touchdokunma and be touchedmüteessir.
174
622782
3346
yani dokunmak ve dokunulmak.
10:41
And she threwattı me out.
175
629939
1347
Ve beni dışarı attı.
10:48
I still got to watch, thoughgerçi.
176
636420
1992
Yine de izlemek zorundaydım.
10:51
Humansİnsanlar livecanlı 400 yearsyıl now,
177
639748
1732
İnsanlar artık 400 yıl yaşıyor,
10:53
and we still dieölmek.
178
641504
1378
ve hala ölüyoruz.
10:54
And when deathölüm comesgeliyor,
179
642906
2208
Ve ölüm geldiğinde,
10:58
the dyingölen still pickalmak at theironların bedsheetsBedsheets,
180
646342
3255
hala onları yatak örtülerinde yakalıyor
11:04
and theironların armssilâh breakkırılma out
in bluemavi and violetMenekşe bloomskütükler on the insidesiçi,
181
652319
3811
ve kolları şişip kararıyor
ve içleri morarıyor
11:08
and theironların breathsnefes get furtherayrıca
and furtherayrıca apartayrı,
182
656154
3514
ve nefesleri git gide,
git gide yavaşlıyor,
11:11
like they're fallingdüşen asleepuykuda.
183
659692
2649
sanki uykuya dalıyorlarmış gibi.
11:21
I've always thought that
184
669780
1254
Her zaman, hayata anlam
11:23
what givesverir a life meaninganlam is adventuremacera.
185
671796
2094
katan şeyin macera olduğunu düşünürdüm.
11:27
And deathölüm is just a problemsorun
186
675476
2393
Ve ölüm, çözümünü
11:29
we haven'tyok discoveredkeşfedilen the solutionçözüm to yethenüz.
187
677893
2468
henüz bulamadığımız bir problem.
11:36
But maybe a life has meaninganlam
only because it endsuçları.
188
684594
2703
Fakat, belki de, sırf bittiği için,
hayatın bir anlamı var.
11:40
Maybe that's the paradoxparadoks:
189
688221
1323
Belki de paradoks bu:
11:41
constraintskısıtlamaları don't constrainsınırlamak,
they allowizin vermek perfectmükemmel freedomözgürlük.
190
689568
3851
Sınırlar sınırlamıyor,
mükemmel özgürlüğe izin veriyor.
11:51
(Sighsİç geçiriyor)
191
699175
1260
(İç çekiyor)
11:57
There was a thunderstormFırtına
here this morningsabah.
192
705963
2024
Bu sabah burada bir fırtına vardı.
12:00
There is anotherbir diğeri forecasttahmin for tonightBu gece,
193
708011
1833
Gece için başka bir hava
tahmini var
12:01
but for now the skygökyüzü is clearaçık.
194
709868
1769
ama şimdilik, hava açık.
12:04
I can't feel the windrüzgar here,
195
712937
1353
Burada rüzgarı
hissedemiyorum
12:06
but I just askeddiye sordu one of the caretakersbakıcılar
who passedgeçti by what it feltkeçe like,
196
714314
3364
ama az önce yanımdan
geçen bakıcılardan
birine havanın nasıl olduğunu sordum
12:09
and she said it feltkeçe warmIlık, hafif sıcak,
like meltederitilmiş buttertereyağı.
197
717702
3143
ve o da, ılık olduğunu söyledi,
sanki erimiş tereyağı gibi.
12:15
An answerCevap worthylayık of my wifekadın eş.
198
723464
1711
Eşime layık bir cevap.
12:22
I have to find my way back to the flesheti.
199
730861
2365
Bir şekilde bedenime geri dönmeliyim.
12:28
UntilKadar then, I take up no spaceuzay
but the spaceuzay you give me.
200
736980
4215
O zamana dek, hiç ara vermeyeceğim
sizin bana verdiğiniz ara hariç.
Translated by Olcay Söngüt
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Monica Byrne - Author and playwright
Novelist, writer, culture critic and playwright Monica Byrne thinks that there's an infinite number of stories to tell, and she intends to tell as many as she can.

Why you should listen

Novelist, writer, culture critic and playwright Monica Byrne deftly avoids the traps of conventional fiction by inventing mold-­breaking characters who express themselves in surprising ways. Her first novel, The Girl in the Road, has garnered acclaim both inside and outside the spheres of science fiction.

In addition to her work on her new novel The Actual Star, Byrne is a resident playwright at Little Green Pig Theatrical Concern in Durham, NC. Her story "Blue Nowruz" was commissioned for TED2015 by Neil Gaiman. She holds degrees in biochemistry from MIT and Wellesley.

More profile about the speaker
Monica Byrne | Speaker | TED.com