ABOUT THE SPEAKER
Emma Marris - Environmental writer
Emma Marris is a writer focusing on environmental science, policy and culture, with an approach that she paints as being "more interested in finding and describing solutions than delineating problems, and more interested in joy than despair."

Why you should listen

Emma Marris has written among others for Nature, Discover and the New York Times. She challenges the notion that nature can only be preserved in its pristine, pre-human state, a too-narrow characterization "that thwarts bold new plans to save the environment and prevents us from having a fuller relationship with nature." Humans have changed the landscape they inhabit since prehistory, and climate change means even the remotest places now bear the fingerprints of humanity. In her book Rambunctious Garden: Saving Nature in the Post-Wild World, she argues that we need different strategies for saving nature and champions a blurring of the lines between nature and people for a responsible care of our humanized planet.

More profile about the speaker
Emma Marris | Speaker | TED.com
TEDSummit

Emma Marris: Nature is everywhere -- we just need to learn to see it

Emma Marris: Doğa her yerde -- sadece görmeyi öğrenmeliyiz

Filmed:
1,313,413 views

''Doğayı'' nasıl tanımlıyorsunuz? Çevreci yazar Emma Marris, doğayı insanlar tarafından dokunulmamış olarak tanımlıyorsak, doğanın yok olduğunu söylemekte. Doğanın yeni bir tanımını dikkate almamız için ısrar etmekte -- sadece el değmemiş alanları değil, kentlerde bakımsız büyüyen bitkileri de ele alan bir tanım. Bir gün doğayı sevip korumaları ümidiyle çocuklarımızın bitkilere dokunarak ve onları kurcalayarak büyümelerini teşvik ettirmeyi amaçlıyor.
- Environmental writer
Emma Marris is a writer focusing on environmental science, policy and culture, with an approach that she paints as being "more interested in finding and describing solutions than delineating problems, and more interested in joy than despair." Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
We are stealingçalmak naturedoğa from our childrençocuklar.
0
560
3280
Doğayı çocuklarımızdan çalıyoruz.
00:16
Now, when I say this, I don't mean
that we are destroyingtahrip naturedoğa
1
4840
3056
Bu, onların korumamızı isteyecekleri
00:19
that they will have wanted us to preservekorumak,
2
7920
2376
doğayı yok ediyoruz anlamına gelmemeli,
00:22
althougholmasına rağmen that is
unfortunatelyne yazık ki alsoAyrıca the casedurum.
3
10320
2656
ancak durum ne yazık ki öyle duruyor.
00:25
What I mean here is that we'vebiz ettik startedbaşladı
to definetanımlamak naturedoğa in a way
4
13000
3816
Söylemeye çalıştığım, doğayı o kadar
00:28
that's so puristdilde sadelik yanlısı and so strictsıkı
5
16840
3016
tasfiyeci ve kuralcı bir şekilde
00:31
that underaltında the definitiontanım
we're creatingoluşturma for ourselveskendimizi,
6
19880
2736
tanımlamaya başladık ki,
bu tanım altında çocuklarımıza
00:34
there won'talışkanlık be any naturedoğa
left for our childrençocuklar
7
22640
2376
yetişkin olduklarında doğa
00:37
when they're adultsyetişkinler.
8
25040
1200
kalmayacak.
00:39
But there's a fixdüzeltmek for this.
9
27120
2536
Ama bunu düzeltmenin bir yolu var.
00:41
So let me explainaçıklamak.
10
29680
1240
Anlatayım.
00:43
Right now, humansinsanlar use halfyarım of the worldDünya
11
31680
3456
Şu anda, insanlar dünyanın yarısını
00:47
to livecanlı, to growbüyümek theironların cropsbitkileri
and theironların timberkereste,
12
35160
2696
yaşamak, kereste ve tarım
ürünlerini yetiştirmek
ve hayvanlarını otlatmak için kullanıyor.
00:49
to pastureMera theironların animalshayvanlar.
13
37880
1896
00:51
If you addedkatma up all the humaninsan beingsvarlıklar,
14
39800
1816
Tüm insanların ağırlığını toplarsak,
00:53
we would weightartmak 10 timeszamanlar as much
as all the wildvahşi mammalsmemeliler put togetherbirlikte.
15
41640
4240
vahşi hayvanların ağırlıklarının
toplamının on katı ederiz.
00:58
We cutkesim roadsyollar throughvasitasiyla the forestorman.
16
46800
2320
Ormanların ortasından yollar yapıyoruz.
01:01
We have addedkatma little plasticplastik particlesparçacıklar
to the sandkum on oceanokyanus beachesSahiller.
17
49680
4336
Deniz kenarındaki kuma
plastik parçaları kattık.
01:06
We'veBiz ettik changeddeğişmiş the chemistrykimya of the soiltoprak
with our artificialyapay fertilizersGübreler.
18
54040
5096
Toprağın kimyasını
yapay gübreyle değiştirdik.
01:11
And of coursekurs, we'vebiz ettik changeddeğişmiş
the chemistrykimya of the airhava.
19
59160
3216
Ve tabii ki havanın
içeriğini de değiştirdik.
01:14
So when you take your nextSonraki breathnefes,
20
62400
1856
Bir sonraki nefes alışınızda,
01:16
you'llEğer olacak be breathingnefes in
42 percentyüzde more carbonkarbon dioxidedioksit
21
64280
3856
1750'de nefes almaya oranla
01:20
than if you were breathingnefes in 1750.
22
68160
2200
%42 daha çok karbondioksit soluyacaksınız.
01:23
So all of these changesdeğişiklikler, and manyçok othersdiğerleri,
23
71280
2456
Tüm bu değişiklikler ve diğerleri
01:25
have come to be kindtür of lumpedtoplu togetherbirlikte
underaltında this rubrickırmızı harfler of the "AnthropoceneAnthropocene."
24
73760
4080
''Antroposin'' başlığı altında toplanıyor.
01:30
And this is a termterim
that some geologistsjeologlar are suggestingdüşündüren
25
78480
2536
Bazı jeolojistlere göre bu terimi, şu an
01:33
we should give to our currentşimdiki epochdönem,
26
81040
1816
içinde bulunduğumuz, insanın etkisinin
01:34
givenverilmiş how pervasiveyaygın
humaninsan influenceetki has been over it.
27
82880
2760
her tarafa yayıldığı günümüz
çağına vermeliyiz.
01:38
Now, it's still just a proposedönerilen epochdönem,
but I think it's a helpfulfaydalı way
28
86320
3856
Henüz, sadece bir öneri olsa da, insan
etkisinin gezegenimiz üzerindeki
01:42
to think about the magnitudebüyüklük
of humaninsan influenceetki on the planetgezegen.
29
90200
3680
etkisi hakkında düşünebilmemiz
için yararlı bir yol.
01:46
So where does this put naturedoğa?
30
94800
1696
Peki bu doğayı nereye koyuyor?
01:48
What countssayımları as naturedoğa in a worldDünya
where everything is influencedetkilenmiş by humansinsanlar?
31
96520
3720
Her şeyin insanlar tarafından şekillendiği
bir dünyada neler doğa sayılıyor?
01:53
So 25 yearsyıl agoönce, environmentalçevre writeryazar
BillBill McKibbenMcKibben said
32
101400
4176
Çevreci yazar Bill McKibben 25 yıl önce
01:57
that because naturedoğa
was a thing apartayrı from man
33
105600
4496
doğa insandan ayrı bir şey olduğu için ve
iklim değişikliği dünyanın her
02:02
and because climateiklim changedeğişiklik meantdemek
34
110120
1576
santimetresinin insanlar
02:03
that everyher centimetersantimetre of the EarthDünya
was altereddeğişmiş by man,
35
111720
3616
tarafından değiştirildiğini ifade
etmesinden ötürü, doğanın
02:07
then naturedoğa was over.
36
115360
2096
bittiğini belirtmiştir.
02:09
In factgerçek, he calleddenilen his bookkitap
"The EndBitiş of NatureDoğa."
37
117480
2360
Kitabının ismini de
''Doğanın Sonu'' koymuştur.
02:14
I disagreekatılmıyorum with this.
I just disagreekatılmıyorum with this.
38
122000
2256
Ben buna katılmıyorum. Hem de hiç.
02:16
I disagreekatılmıyorum with this definitiontanım of naturedoğa,
because, fundamentallyesasen, we are animalshayvanlar.
39
124280
4336
Doğanın bu tanımına katılmıyorum,
çünkü biz de özde hayvanız.
02:20
Right? Like, we evolvedgelişti on this planetgezegen
40
128639
2817
Değil mi? Biz de gezegeni
paylaştığımız tüm diğer
02:23
in the contextbağlam of all the other animalshayvanlar
with whichhangi we sharepay a planetgezegen,
41
131480
4096
hayvanlar, bitkiler
02:27
and all the other plantsbitkiler,
and all the other microbesmikroplar.
42
135600
2576
ve mikroplar gibi evrimleştik.
02:30
And so I think that naturedoğa
43
138200
2296
Bu sebepten ötürü doğanın
kadın, erkek ya da
02:32
is not that whichhangi is untoucheddokunulmamış
by humanityinsanlık, man or womankadın.
44
140520
4056
insanlık tarafından dokunulmamış
olan olduğunu düşünmüyorum.
02:36
I think that naturedoğa
is anywhereherhangi bir yer where life thrivesbüyür,
45
144600
4136
Bence doğa yaşamın serpildiği,
02:40
anywhereherhangi bir yer where there are
multipleçoklu speciesTürler togetherbirlikte,
46
148760
3016
birçok canlının bir arada olduğu,
02:43
anywhereherhangi bir yer that's greenyeşil and bluemavi
and thrivinggelişen and filleddolu with life
47
151800
3216
yeşil ve mavinin bulunduğu,
yaşamla dolu ve
02:47
and growingbüyüyen.
48
155040
1200
gelişmekte olan yerdir.
02:49
And underaltında that definitiontanım,
49
157600
1896
Bu tanımla,
02:51
things look a little bitbit differentfarklı.
50
159520
2536
işler biraz daha farklı görünüyor.
02:54
Now, I understandanlama that there
are certainbelli partsparçalar of this naturedoğa
51
162080
3696
Anlıyorum ki, bu şekilde doğanın
bize özel bir şekilde ifade
02:57
that speakkonuşmak to us in a specialözel way.
52
165800
2616
ettiği bazı noktalar var.
03:00
PlacesYerler like YellowstoneYellowstone,
53
168440
1656
Yellowstone ya da
03:02
or the MongolianMoğolca steppeBozkır,
54
170120
1696
Moğol Bozkırı veya
03:03
or the Great BarrierBariyer ReefResif
55
171840
1336
Büyük Set Resifi ya da
03:05
or the SerengetiSerengeti.
56
173200
1496
Serengeti gibi yerler.
03:06
PlacesYerler that we think of
as kindtür of EdenicEdenic representationstemsilcilikleri
57
174720
4016
Bizler her şeyi batırmadan önce
03:10
of a naturedoğa before
we screwedberbat everything up.
58
178760
2600
doğal cennet olarak düşündüğümüz yerler.
03:14
And in a way, they are lessaz impactedetkilenen
by our day to day activitiesfaaliyetler.
59
182560
4016
Bir yandan, buralar günlük
aktivitelerimizden daha az etkileniyor.
03:18
ManyBirçok of these placesyerler
have no roadsyollar or fewaz roadsyollar,
60
186600
2696
Bu yerlerin birçoğunda
ya hiç yol yok ya da
03:21
so on, like suchböyle.
61
189320
1576
çok az yol var.
03:22
But ultimatelyen sonunda, even these EdensEdens
are deeplyderinden influencedetkilenmiş by humansinsanlar.
62
190920
5776
Ancak sonuçta, bu cennetimsi yerler bile,
insanlardan etkilenmekte.
03:28
Now, let's just take
NorthKuzey AmericaAmerika, for exampleörnek,
63
196720
2256
Şimdi, orada buluştuğumuz için
03:31
sincedan beri that's where we're meetingtoplantı.
64
199000
1616
Kuzey Amerika'yı örnek alalım.
03:32
So betweenarasında about 15,000 yearsyıl agoönce
when people first camegeldi here,
65
200640
3416
Kabaca 15.000 yıl önce, insanlar buraya
ilk adım attıklarında,
03:36
they startedbaşladı a processsüreç
of interactingetkileşim with the naturedoğa
66
204080
2496
doğayla iletişime girmeye,
03:38
that led to the extinctionsönme
of a bigbüyük slewaniden kendi çevresinde dönmek of large-bodiedBüyük gövdeli animalshayvanlar,
67
206600
4376
bununla birlikte de birçok iri hayvanın
yok olmasına sebebiyet verdiler.
03:43
from the mastodonMastodon
to the giantdev groundzemin slothTembel hayvan,
68
211000
2256
Mastodon, iri yer tembel hayvanı ve
03:45
saber-toothedKılıç dişli catskediler,
69
213280
1256
kılıç dişli kaplan gibi
03:46
all of these coolgüzel animalshayvanlar
that unfortunatelyne yazık ki are no longeruzun with us.
70
214560
3616
tüm bu havalı hayvanlar,
ne yazık ki artık bizlerle değiller.
03:50
And when those animalshayvanlar wentgitti extinctsoyu tükenmiş,
71
218200
1816
Ve o hayvanların nesli tükendiğinde,
03:52
you know, the ecosystemsekosistemler
didn't standdurmak still.
72
220040
2576
bildiğiniz gibi,
ekosistemler de sabit kalmadı.
03:54
MassiveBüyük rippledalgalanma effectsetkileri
changeddeğişmiş grasslandsotlaklar into forestsormanlar,
73
222640
3616
Büyük dalgalanma etkileri çayırları
ormanlara, ormanlardaki
03:58
changeddeğişmiş the compositionbileştirme, kompozisyon of forestorman
from one treeağaç to anotherbir diğeri.
74
226280
2800
ağaç türlerini de birinden
bir diğerine çevirdi.
04:02
So even in these EdensEdens,
75
230000
1656
Yani bu cennetlerde bile,
04:03
even in these perfect-lookingmükemmel görünümlü placesyerler
76
231680
1816
bu kusursuz görünen yerlerde bile
04:05
that seemgörünmek to remindhatırlatmak us
of a pastgeçmiş before humansinsanlar,
77
233520
3496
bize insanlardan önceki yaşamı
anlatıyormuş gibi düşünsek de,
04:09
we're essentiallyesasen looking
at a humanizedinsanlaşmış landscapepeyzaj.
78
237040
3080
özünde medenileştirilmiş bir
manzaraya bakmaktayız.
04:12
Not just these prehistoricTarih öncesi humansinsanlar,
but historicaltarihi humansinsanlar, indigenousyerli people
79
240960
3576
Sadece bu tarih öncesi insanlar değil,
tarih insanları ve yerel halklar da,
04:16
all the way up untila kadar the momentan
when the first colonizerssömürgecilerin showedgösterdi up.
80
244560
3240
ta ki kolonileştirme süreci
başlayana kadar.
Durum diğer kıtalar için de aynı.
04:20
And the casedurum is the sameaynı
for the other continentskıtalar as well.
81
248480
2776
04:23
Humansİnsanlar have just been involvedilgili in naturedoğa
82
251280
2816
İnsanlar çok uzun seneler boyunca
doğayla iç içe,
04:26
in a very influentialetkili way
for a very long time.
83
254120
2880
etkileşim içinde yaşamışlardır.
04:30
Now, just recentlyson günlerde, someonebirisi told me,
84
258440
1776
Şimdi, daha yakın zamanda, biri bana,
04:32
"Oh, but there are still wildvahşi placesyerler."
85
260240
1856
''Ama hâlâ vahşi yerler var.'' dedi.
04:34
And I said, "Where? Where? I want to go."
86
262120
2216
Ben de, ''Nerede? Nerede?
Gitmek istiyorum.'' dedim.
04:36
And he said, "The AmazonAmazon."
87
264360
1896
Karşımdaki, ''Amazonlar.'' dedi.
04:38
And I was like, "Oh, the AmazonAmazon.
I was just there.
88
266280
3456
''Amazonlar. Daha geçenlerde oradaydım.
04:41
It's awesomemüthiş. NationalUlusal GeographicCoğrafi
sentgönderilen me to Manú NationalUlusal ParkPark,
89
269760
3136
Süper bir yer. National Geographic beni
Amazonların Peru kısmındaki
04:44
whichhangi is in the PeruvianPeru AmazonAmazon,
90
272920
1576
Manú Milli Parkı'na göndermişti.
04:46
but it's a bigbüyük chunkyığın of rainforestyağmur ormanı,
unclearedtemizlenmemiş, no roadsyollar,
91
274520
3656
Çok büyük bir yağmur ormanı,
açılmamış, hiç yol yok,
04:50
protectedkorumalı as a nationalUlusal parkpark,
92
278200
1616
millî bir park olarak korunuyor.
04:51
one of the mostçoğu, in factgerçek,
biodiversebiodiverse parksparklar in the worldDünya.
93
279840
2696
Dünyada en fazla biyolojik
çeşitliliğe sahip parklardan.
04:54
And when I got in there with my canoeKano,
what did I find, but people.
94
282560
4120
Ben oraya kanomla gittiğimde
ne buldum? İnsan.
04:59
People have been livingyaşam there
for hundredsyüzlerce and thousandsbinlerce of yearsyıl.
95
287640
3816
İnsanlar orada yüzyıllardır,
bin yıllardır yaşamakta.
05:03
People livecanlı there, and they don't
just floatkayan nokta over the jungleorman.
96
291480
2856
İnsanlar orada yaşıyor ve sadece
ormanın üstünde gezinmiyorlar.
05:06
They have a meaningfulanlamlı relationshipilişki
with the landscapepeyzaj.
97
294360
2600
Çevreyle manalı bir ilişkileri var.
05:09
They huntav. They growbüyümek cropsbitkileri.
98
297480
2296
Avlanıyorlar. Tarım yapıyorlar.
05:11
They domesticateevcilleştirmeye cropsbitkileri.
99
299800
1496
Ürünleri ehlileştiriyorlar.
05:13
They use the naturaldoğal resourceskaynaklar
to buildinşa etmek theironların housesevler,
100
301320
2896
Doğal kaynaklarla evlerini yapıyor,
05:16
to thatchsaz theironların housesevler.
101
304240
1256
evlerini örtüyorlar.
05:17
They even make petsEvcil hayvan out of animalshayvanlar
that we considerdüşünmek to be wildvahşi animalshayvanlar.
102
305520
4016
Üstüne üstlük, bizim vahşi bulduğumuz
hayvanları evcil hayvan yapıyorlar.
05:21
These people are there
103
309560
2096
Bu insanlar orada doğayla,
05:23
and they're interactingetkileşim
with the environmentçevre
104
311680
2096
çevrede görebileceğiniz çok anlamlı bir
05:25
in a way that's really meaningfulanlamlı
and that you can see in the environmentçevre.
105
313800
3496
etkileşim içindeler.
Ben bu gezide bir
insanbilimciyle birlikteydim.
05:29
Now, I was with
an anthropologistantropolog on this tripgezi,
106
317320
2216
05:31
and he told me, as we were
floatingyüzer down the rivernehir,
107
319560
2856
Kendisi, nehirde süzülürken,
05:34
he said, "There are
no demographicdemografik voidsboşlukları in the AmazonAmazon."
108
322440
4656
''Amazonlarda hiç demografik
boşluk yok.'' dedi.
05:39
This statementaçıklama has really stucksıkışmış with me,
109
327120
1936
Bu söz beni çok etkiledi,
05:41
because what it meansanlamına geliyor
is that the wholebütün AmazonAmazon is like this.
110
329080
2856
çünkü bu tüm Amazon'un böyle
olduğu anlamına geliyor.
05:43
There's people everywhereher yerde.
111
331960
1280
Her yerde insanlar var.
05:45
And manyçok other
tropicaltropikal forestsormanlar are the sameaynı,
112
333880
2336
Birçok diğer tropikal ormanda da
durum aynı ve
05:48
and not just tropicaltropikal forestsormanlar.
113
336240
1576
sadece tropikal ormanlarda da değil.
05:49
People have influencedetkilenmiş
ecosystemsekosistemler in the pastgeçmiş,
114
337840
3216
İnsanlar geçmişte de ekosistemi
etkilemişlerdir,
05:53
and they continuedevam et
to influenceetki them in the presentmevcut,
115
341080
2776
şu anda da etkilemeye devam
etmektedirler.
05:55
even in placesyerler where
they're harderDaha güçlü to noticeihbar.
116
343880
3160
Fark edilmesi zor olan yerlerde bile.
05:59
So, if all of the definitionstanımlar of naturedoğa
that we mightbelki want to use
117
347720
5216
Demek ki, doğayı içinde insan içermeyen,
06:04
that involvedahil it beingolmak
untoucheddokunulmamış by humanityinsanlık
118
352960
2976
hiç insan dokunuşu olmayan
bir şekilde tanımladığımızda,
06:07
or not havingsahip olan people in it,
119
355960
1336
06:09
if all of those actuallyaslında give us
a resultsonuç where we don't have any naturedoğa,
120
357320
5336
bunların hepsi doğanın olmadığı
kanısına getiriyorsa
06:14
then maybe they're the wrongyanlış definitionstanımlar.
121
362680
2416
belki de bu şekilde tanımlamak yanlış.
06:17
Maybe we should definetanımlamak it
by the presencevarlık of multipleçoklu speciesTürler,
122
365120
3496
Belki birçok çeşidin varlığını sürdürdüğü,
06:20
by the presencevarlık of a thrivinggelişen life.
123
368640
2040
yaşamın serpildiği şekilde tanımlamalıyız.
06:23
Now, if we do it that way,
124
371440
2016
Şimdi, o şekilde yaparsak
06:25
what do we get?
125
373480
1456
karşımıza ne çıkıyor?
06:26
Well, it's this kindtür of miraclemucize.
126
374960
2376
Resmen bir tür mucize.
06:29
All of a suddenani,
there's naturedoğa all around us.
127
377360
2280
Bir anda, doğa tüm çevremizde beliriyor.
06:32
All of a suddenani,
we see this MonarchHükümdar caterpillartırtıl
128
380160
2696
Bir anda, kral tırtılının
06:34
munchingmunching on this plantbitki,
129
382880
1856
bitkiyi çiğneyişini görüyoruz
06:36
and we realizegerçekleştirmek that there it is,
130
384760
1816
ve Chattanooga'daki boş bir alanda
06:38
and it's in this emptyboş lot in ChattanoogaChattanooga.
131
386600
2800
farkına varıyoruz.
06:42
And look at this emptyboş lot.
132
390320
1336
Bu boş alana bakın.
06:43
I mean, there's, like, probablymuhtemelen,
133
391680
1776
Burada muhtemelen
06:45
a dozendüzine, minimumasgari,
plantbitki speciesTürler growingbüyüyen there,
134
393480
2936
en az bir düzine bitki türü yetişiyor,
06:48
supportingDestek all kindsçeşit of insectböcek life,
135
396440
2256
her tür böcek türü yaşamını destekliyor
06:50
and this is a completelytamamen unmanagedyönetilmeyen spaceuzay,
a completelytamamen wildvahşi spaceuzay.
136
398720
4336
ve burası tamamıyla bakımsız,
tamamıyla vahşi bir yer.
06:55
This is a kindtür of wildvahşi naturedoğa
right underaltında our noseburun,
137
403080
2976
Bu burnumuzun dibinde olmasına
rağmen fark etmediğimiz
06:58
that we don't even noticeihbar.
138
406080
1480
vahşi doğaya bir örnek.
07:00
And there's an interestingilginç
little paradoxparadoks, too.
139
408760
2216
Ortaya ilginç, küçük bir tezat da çıkıyor.
07:03
So this naturedoğa,
140
411000
1816
Bu tür vahşi sayılan, bakımsız
07:04
this kindtür of wildvahşi, untendedbaşıboş partBölüm
141
412840
2656
kentsel ve kentlerin çevresindeki,
banliyölerdeki
07:07
of our urbankentsel, peri-urbanperi-kentsel,
suburbanbanliyö agriculturaltarım existencevaroluş
142
415520
3776
tarım arazilerindeki doğa
07:11
that fliessinekler underaltında the radarradar,
143
419320
2376
dikkatimizi çekmese de,
07:13
it's arguablytartışmalı more wildvahşi
than a nationalUlusal parkpark,
144
421720
3680
bir millî parktan daha vahşi sayılabilir,
07:18
because nationalUlusal parksparklar
are very carefullydikkatlice managedyönetilen
145
426160
2416
çünkü 21. yüzyılda millî parklara
07:20
in the 21stst centuryyüzyıl.
146
428600
1736
büyük özenle bakılmakta.
07:22
CraterKrater LakeGöl in southerngüney OregonOregon,
whichhangi is my closestEn yakın nationalUlusal parkpark,
147
430360
3576
Bana en yakın millî park olan güney
Oregon'daki Krater Gölü
07:25
is a beautifulgüzel exampleörnek of a landscapepeyzaj
that seemsgörünüyor to be cominggelecek out of the pastgeçmiş.
148
433960
5176
geçmişten geliyor gibi görünen çok güzel
bir manzara örneği.
07:31
But they're managingyönetme it carefullydikkatlice.
149
439160
1736
Ama orayı özenle idare ediyorlar.
07:32
One of the issuessorunlar they have now
is whitebeyaz barkbağırmak pineçam die-offDie-off.
150
440920
3576
Karşılaştıkları sorunlardan biri
beyaz kabuklu çam ağaçlarının ölmesi.
07:36
WhiteBeyaz barkbağırmak pineçam
is a beautifulgüzel, charismatickarizmatik --
151
444520
2496
Beyaz kabuklu çam güzel, karizmatik --
07:39
I'll say it's a charismatickarizmatik megafloramegaflora
152
447040
3016
Yüksek seviyelerde yetişen
karizmatik büyük bitki türlerinden.
07:42
that growsbüyür up at highyüksek altitudeRakım --
153
450080
1656
07:43
and it's got all these problemssorunlar
right now with diseasehastalık.
154
451760
2976
Şu an hastalıkla alakalı birçok
problemi var.
07:46
There's a blisterBlister rustpas
that was introducedtanıtılan,
155
454760
2136
Yeni ortaya çıkan paslı kabarcık
07:48
barkbağırmak beetleböcek.
156
456920
1496
ve kabuk böceği gibi problemler.
07:50
So to dealanlaştık mı with this,
the parkpark servicehizmet has been plantingdikim
157
458440
3576
Bununla başa çıkmak için park hizmetleri
07:54
rust-resistantPaslanmaya dayanıklı whitebeyaz barkbağırmak
pineçam seedlingsFidan in the parkpark,
158
462040
3720
vahşi olarak saydıkları alanlara bile
07:58
even in areasalanlar that they are
otherwiseaksi takdirde managingyönetme as wildernessçöl.
159
466560
3040
paslı kabarcığa dayanıklı beyaz kabuklu
çam tohumları ekmekte.
08:02
And they're alsoAyrıca puttingkoyarak out
beetleböcek repellentkeşfedilmeden in keyanahtar areasalanlar
160
470200
2816
Kilit bölgelerde kın kanatlıları
kovacak önlemler alındığını
08:05
as I saw last time I wentgitti hikingHiking there.
161
473040
1880
geçen yürüyüşe gittiğimde gördüm.
08:07
And this kindtür of thing is really
much more commonortak than you would think.
162
475640
3336
Ve bu tür yaptırımlar düşündüğünüzden
çok daha sık uygulanmakta.
Millî parklara fazlasıyla bakılıyor.
08:11
NationalUlusal parksparklar are heavilyağır şekilde managedyönetilen.
163
479000
1696
08:12
The wildlifeyaban hayatı is kepttuttu to a certainbelli
populationnüfus sizeboyut and structureyapı.
164
480720
3056
Vahşi yaşam belli bir sayıda
ve yapıda tutuluyor.
08:15
FiresYangınlar are suppressedbastırılmış.
165
483800
1536
Yangınlar bastırılıyor.
08:17
FiresYangınlar are startedbaşladı.
166
485360
1296
Yangınlar başlatılıyor.
08:18
Non-nativeNon-yerli speciesTürler are removedçıkarıldı.
167
486680
2176
Yerel olmayan türler kaldırılıyor.
08:20
NativeYerli speciesTürler are reintroducedtekrar takdim.
168
488880
1696
Yerel türler yeniden tanıtılıyor.
08:22
And in factgerçek, I tookaldı a look,
169
490600
1336
Aslına bakılırsa,
08:23
and BanffBanff NationalUlusal ParkPark
is doing all of the things I just listedlistelenmiş:
170
491960
3056
Banff Millî Parkı listelediklerimin
tamamını yapmakta:
08:27
suppressingbastırmak fireateş, havingsahip olan fireateş,
171
495040
1456
Yangınları bastırmak, çıkarmak,
08:28
radio-collaringradyo avladığın wolvesKurtlar,
reintroducingreintroducing bisonbizon.
172
496520
2216
kurtları tasmalamak, bizonu geri getirmek.
08:30
It takes a lot of work to make
these placesyerler look untoucheddokunulmamış.
173
498760
3216
Bu yerleri dokunulmamış gibi
sunmak çok fazla emek istiyor.
08:34
(LaughterKahkaha)
174
502000
3056
(Gülüşmeler)
08:37
(ApplauseAlkış)
175
505080
3400
(Alkış)
08:43
And in a furtherayrıca ironyalay,
these placesyerler that we love the mostçoğu
176
511080
4455
Daha da ironik olarak,
bu en çok sevdiğimiz yerler
08:47
are the placesyerler that we love
a little too hardzor, sometimesara sıra.
177
515559
2697
bazen fazlasıyla sevdiğimiz yerler oluyor.
08:50
A lot of us like to go there,
178
518280
1416
Birçoğumuz gitmeyi seviyoruz
08:51
and because we're managingyönetme
them to be stablekararlı
179
519720
2536
ve stabil kalmaları için
gezegenimizdeki değişiklere
08:54
in the faceyüz of a changingdeğiştirme planetgezegen,
180
522280
2056
rağmen parkları kontrol ettiğimiz için
08:56
they oftensık sık are becomingolma
more fragilekırılgan over time.
181
524360
2400
zaman içerisinde daha hassas
alanlar oluyorlar.
08:59
WhichHangi meansanlamına geliyor that they're
the absolutekesin worsten kötü placesyerler
182
527440
2456
Bu da, tatilde çocuklarınızı
götürmek için çok kötü
09:01
to take your childrençocuklar on vacationtatil,
183
529920
1936
yerler olduğunu belirtiyor,
09:03
because you can't do anything there.
184
531880
1896
çünkü orada hiçbir şey yapamıyorsunuz.
09:05
You can't climbtırmanış the treesağaçlar.
185
533800
1296
Ağaçlara tırmanamıyorsunuz.
09:07
You can't fishbalık the fishbalık.
186
535120
1216
Balık avlayamıyorsunuz.
09:08
You can't make a campfirekamp ateşi
out in the middleorta of nowhereHiçbir yerde.
187
536360
2616
Hiçliğin ortasında
bile kamp ateşi yakamıyorsunuz.
09:11
You can't take home the pineconespinecones.
188
539000
1656
Kozalakları eve götüremiyorsunuz.
09:12
There are so manyçok ruleskurallar and restrictionskısıtlamalar
189
540680
1905
O kadar çok kural ve kısıtlama var ki
09:14
that from a child'sçocuğun pointpuan of viewgörünüm,
190
542609
1967
bir çocuğun bakışıyla,
09:16
this is, like, the worsten kötü naturedoğa ever.
191
544600
1800
bu, olabilecek en kötü doğa.
09:19
Because childrençocuklar don't want to hikeyürüyüş
192
547320
2616
Çünkü çocuklar
09:21
throughvasitasiyla a beautifulgüzel landscapepeyzaj
for fivebeş hourssaatler
193
549960
2336
güzel bir manzara eşliğinde
beş saat yürüyüp
güzel bir manzaraya bakmak istemiyorlar.
09:24
and then look at a beautifulgüzel viewgörünüm.
194
552320
1856
09:26
That's maybe what we want to do as adultsyetişkinler,
195
554200
2000
Belki biz yetişkinlerin yapmak istediği bu
09:28
but what kidsçocuklar want to do
is hunkerhunker down in one spotyer
196
556224
2912
ancak çocuklar bir yere çömelerek ve
09:31
and just tinkertamircilik with it,
just work with it,
197
559160
2216
orayı kurcalayarak, inceleyerek,
orada bir şey
09:33
just pickalmak it up, buildinşa etmek a houseev,
buildinşa etmek a fortkale, do something like that.
198
561400
3560
bulup kaldırarak, ev yaparak, bir
kale yaparak vakit geçirmek istiyorlar.
09:38
AdditionallyAyrıca, these sortçeşit of EdenicEdenic placesyerler
199
566160
2536
Buna ek olarak, bu tür
cennetimsi yerler genellikle
09:40
are oftensık sık distantuzak from where people livecanlı.
200
568720
3256
insanların yaşadıkları alanlara
uzak yerlerde bulunuyorlar.
09:44
And they're expensivepahalı to get to.
They're hardzor to visitziyaret etmek.
201
572000
2936
Ve gitmesi pahalı yerler oluyorlar.
Gitmesi zor.
Bu da, sadece seçkin bir sınıf için
ulaşılabilir anlamına geliyor
09:46
So this meansanlamına geliyor that they're
only availablemevcut to the elitesElitler,
202
574960
2776
09:49
and that's a realgerçek problemsorun.
203
577760
1600
ve bu ciddi bir problem.
09:53
The NatureDoğa ConservancyKoruma
did a surveyanket of younggenç people,
204
581000
3376
The Nature Conservancy (Doğa Koruma),
gençlerle bir anket çalışması yaparak
09:56
and they askeddiye sordu them, how oftensık sık
do you spendharcamak time outdoorsaçık havada?
205
584400
3200
ne kadar zamanı açık alanlarda
geçirdiklerini sormuş.
10:00
And only two out of fivebeş
spentharcanmış time outdoorsaçık havada
206
588120
2536
Ve beş kişiden sadece ikisi
en az haftada bir kere
10:02
at leasten az oncebir Zamanlar a weekhafta.
207
590680
1216
açık alanlara çıkmakta.
10:03
The other threeüç out of fivebeş
were just stayingkalma insideiçeride.
208
591920
3016
Beş kişiden diğer üçü
kapalı alanlarda olduklarını belirtmişler.
10:06
And when they askeddiye sordu them why,
what are the barriersengeller to going outsidedışında,
209
594960
4096
Ve dışarı çıkmalarını nelerin
engellediği sorulduğunda
10:11
the responsetepki of 61 percentyüzde was,
210
599080
2976
%61'inin cevabı
10:14
"There are no naturaldoğal areasalanlar nearyakın my home."
211
602080
3080
''Evimin yakınında doğal
alanlar yok.'' olmuş.
10:18
And this is crazyçılgın.
This is just patentlypatentli falseyanlış.
212
606200
3696
Ve bu çılgınca. Bu açıkça yanlış.
10:21
I mean, 71 percentyüzde of people in the US
213
609920
2976
ABD'de yaşayanların %71'i
bir şehir parkına 10 dakikalık
10:24
livecanlı withiniçinde a 10-minute-dakika walkyürümek
of a cityŞehir parkpark.
214
612920
2776
yürüme mesafesinde yaşamakta.
10:27
And I'm sure the figuresrakamlar
are similarbenzer in other countriesülkeler.
215
615720
2656
Eminim bu veriler başka
ülkelerde de benzerdir.
10:30
And that doesn't even countsaymak
your back gardenBahçe,
216
618400
2136
Ve bu arka bahçenizi,
şehirden akan dereyi ve
10:32
the urbankentsel creekdere, the emptyboş lot.
217
620560
1960
boş park alanını içermiyor bile.
10:35
EverybodyHerkes liveshayatları nearyakın naturedoğa.
218
623160
1896
Herkes doğaya yakın yaşıyor.
10:37
EveryHer kidçocuk liveshayatları nearyakın naturedoğa.
219
625080
2656
Her çocuk doğaya yakın yaşıyor.
10:39
We'veBiz ettik just somehowbir şekilde
forgottenunutulmuş how to see it.
220
627760
2056
Sadece bir şekilde görmeyi unutuyoruz.
10:41
We'veBiz ettik spentharcanmış too much time
watchingseyretme DavidDavid AttenboroughAttenborough documentariesbelgeseller
221
629840
3176
Çok fazla zamanımızı
David Attenborough'un doğanın
10:45
where the naturedoğa is really sexyseksi --
222
633040
1656
çok seksi bir biçimde
gösterildiği belgesellerine adıyoruz.
10:46
(LaughterKahkaha)
223
634720
1016
(Gülüşmeler)
10:47
and we'vebiz ettik forgottenunutulmuş how to see the naturedoğa
that is literallyharfi harfine right outsidedışında our doorkapı,
224
635760
3936
Kapımızın hemen dışındaki doğayı,
caddedeki ağacı görmeyi
10:51
the naturedoğa of the streetsokak treeağaç.
225
639720
1936
unutur hâle geldik.
10:53
So here'sburada an exampleörnek: PhiladelphiaPhiladelphia.
226
641680
2776
Bir örnek: Philadelphia.
10:56
There's this coolgüzel elevatedyüksek railwayDemiryolu
227
644480
2376
Yerden görebileceğiniz yükseltilmiş
10:58
that you can see from the groundzemin,
that's been abandonedterkedilmiş.
228
646880
2416
havalı bir demiryolu var, terk edilmiş.
11:01
Now, this mayMayıs ayı soundses like the beginningbaşlangıç
of the HighYüksek LineSatır storyÖykü in ManhattanManhattan,
229
649320
3416
Şimdi, bunu Manhattan'daki High Line
hikâyesine benzetebilirsiniz.
11:04
and it's very similarbenzer, exceptdışında they haven'tyok
developedgelişmiş this into a parkpark yethenüz,
230
652760
3296
Çok benziyor da. Tek farkı
burası henüz bir parka çevrilmedi
11:08
althougholmasına rağmen they're workingçalışma on it.
231
656080
1536
fakat üstünde çalışılıyor.
11:09
So for now, it's still this little
sortçeşit of secretgizli wildernessçöl
232
657640
3176
Şimdilik, Philadelphia'nın kalbinde
el değmemiş bir tür
11:12
in the heartkalp of PhiladelphiaPhiladelphia,
233
660840
1416
vahşi doğa,
11:14
and if you know where the holedelik is
in the chain-linkzincir-link fenceçit,
234
662280
3096
eğer çitlerdeki kesik yeri biliyorsanız
11:17
you can scrambleScramble up to the topüst
235
665400
2056
yukarıya doğru çıkarak
11:19
and you can find this
completelytamamen wildvahşi meadowçayır
236
667480
2816
tamamıyla vahşi çayırı
Philadelphia şehrinin
11:22
just floatingyüzer aboveyukarıdaki
the cityŞehir of PhiladelphiaPhiladelphia.
237
670320
2160
üzerinde uçuşuyor bulabilirsiniz.
11:25
EveryHer singletek one of these plantsbitkiler
grewbüyüdü from a seedtohum
238
673200
2336
Tüm bu bitkiler kendini oraya ekmiş
11:27
that plantedekili itselfkendisi there.
239
675560
1336
tohumlardan büyüdüler.
11:28
This is completelytamamen autonomousözerk,
self-willedBenlikçi naturedoğa.
240
676920
2936
Bu tamamıyla özerk, kendi
iradesiyle yetişmiş doğa.
11:31
And it's right in the middleorta of the cityŞehir.
241
679880
2256
Ve şehrin tam ortasında.
11:34
And they'veonlar ettik sentgönderilen people up there
to do sortçeşit of biosurveysbiosurveys,
242
682160
3216
Ve oraya biyolojik araştırmalar yapmaları
için birçok insan yollandı
11:37
and there are over 50
plantbitki speciesTürler up there.
243
685400
2440
ve orada 50'den fazla bitki çeşidi var.
11:40
And it's not just plantsbitkiler.
244
688560
1256
Ve sadece bitkiler değil.
11:41
This is an ecosystemekosistem,
a functioningişleyen ecosystemekosistem.
245
689840
3496
Bu bir ekosistem, işlevsel bir ekosistem.
11:45
It's creatingoluşturma soiltoprak.
It's sequesteringİyon carbonkarbon.
246
693360
2456
Toprak oluşturuyor.
Karbon ayrışımı yapıyor.
11:47
There's pollinationtozlaşma going on.
247
695840
1896
Polen yayma gerçekleşiyor.
Demeye çalıştığım, burası
tam bir ekosistem.
11:49
I mean, this is really an ecosystemekosistem.
248
697760
1960
11:53
So scientistsBilim adamları have startedbaşladı callingçağrı
ecosystemsekosistemler like these "novelyeni ecosystemsekosistemler,"
249
701400
3856
Bilim insanları böyle ekosistemlere
''özgün ekosistemler,'' demeye başladı,
çünkü çoğunlukla yerel olmayan türlerin
hâkimiyeti görülüyor
11:57
because they're oftensık sık
dominatedhakim by non-nativeYerel olmayan speciesTürler,
250
705280
2576
11:59
and because they're just superSüper weirdtuhaf.
251
707880
1736
ve bu çok garip.
12:01
They're just unlikeaksine anything
we'vebiz ettik ever seengörüldü before.
252
709640
2456
Daha önceden gördüğümüz hiçbir
şeye benzemiyorlar.
12:04
For so long, we dismissedgörevden alındı
all these novelyeni ecosystemsekosistemler as trashçöp.
253
712120
4016
Uzun süredir bu tür ekosistemlerin
kıymetini bilemedik.
12:08
We're talkingkonuşma about
regrownregrown agriculturaltarım fieldsalanlar,
254
716160
2416
Yeniden faaliyete açılan tarım alanları,
12:10
timberkereste plantationstarlaları that are not
beingolmak managedyönetilen on a day-to-dayGünden güne basistemel,
255
718600
3576
her gün kontrol edilmeyen endüstriyel
ormanlar, yok olan ormanların
12:14
second-growthikinci büyüme forestsormanlar generallygenellikle,
the entiretüm EastDoğu CoastSahil,
256
722200
2656
yeniden kazanımından bahsediyoruz.
12:16
where after agriculturetarım movedtaşındı westbatısında,
the forestorman sprungYaylı up.
257
724880
4136
Tarımın batıya kaymasıyla tüm
Doğu Yakası'nda ormanlar oluştu.
12:21
And of coursekurs, prettygüzel much all of HawaiiHawaii,
258
729040
2616
Ve tabii ki de Hawaii,
'özgün ekosistemin' genel algı
12:23
where novelyeni ecosystemsekosistemler are the normnorm,
259
731680
2816
hâline geldiği,
12:26
where exoticegzotik speciesTürler totallybütünüyle dominatehükmetmek.
260
734520
2576
egzotik türlerin tamamıyla hâkimiyet
kurduğu yerlerden.
12:29
This forestorman here has QueenslandQueensland mapleakçaağaç,
261
737120
2416
Buradaki ormanda Queensland isfendanı,
12:31
it has swordkılıç fernseğrelti otları from SoutheastGüneydoğu AsiaAsya.
262
739560
2840
Güneydoğu Asya'dan eğrelti otu yetişiyor.
12:35
You can make your ownkendi
novelyeni ecosystemekosistem, too.
263
743160
2056
Kendi özgün ekosisteminizi de
yaratabilirsiniz.
12:37
It's really simplebasit.
264
745240
1216
Çok basit.
12:38
You just stop mowingbiçme your lawnçim.
265
746480
1496
Bahçenizi biçmeyi bırakarak.
12:40
(LaughterKahkaha)
266
748000
1576
(Gülüşmeler)
12:41
IlkkaIlkka HanskiHanski was an ecologistekolojist in FinlandFinlandiya,
and he did this experimentdeney himselfkendisi.
267
749600
3696
Ilkka Hanski Finlandiya'da bir ekolojist
ve bu deneyi kendisi gerçekleştirdi.
12:45
He just stoppeddurduruldu mowingbiçme his lawnçim,
268
753320
1576
Arka bahçesini biçmeyi bıraktı
12:46
and after a fewaz yearsyıl,
he had some gradyüksek lisans studentsöğrencilerin come,
269
754920
2536
ve birkaç yıl sonra,
bazı yüksek lisans öğrencileri
12:49
and they did sortçeşit of
a bio-blitzbiyo-blitz of his backyardarka bahçe,
270
757480
2496
bahçedeki çeşitliliği anlamak
için kapsamlı bir
12:52
and they foundbulunan 375 plantbitki speciesTürler,
271
760000
4256
çalışma ile ikisi tükenme riskinde olan
12:56
includingdahil olmak üzere two endangerednesli tehlike altında olan speciesTürler.
272
764280
2120
375 bitki türüne rastladılar.
12:59
So when you're up there
on that futuregelecek HighYüksek LineSatır of PhiladelphiaPhiladelphia,
273
767560
6456
Philadelphia'daki vahşi doğayla
çevrili geleceğin
High Line'ına çıktığınızda,
13:06
surroundedçevrili by this wildnessvahşilik,
274
774040
1816
13:07
surroundedçevrili by this diversityçeşitlilik,
this abundancebolluk, this vibrancetitreşim,
275
775880
3776
çok çeşitlilikle çevrili,
bu berekete, bu dinamizme
13:11
you can look over the sideyan
276
779680
1256
kenardan baktığınızda
13:12
and you can see a localyerel playgroundoyun alanı
for a localyerel schoolokul,
277
780960
3256
yerel bir okulun oyun alanını
görebiliyorsunuz
13:16
and that's what it looksgörünüyor like.
278
784240
1936
ve bu şekilde görünüyor.
13:18
These childrençocuklar have, that --
279
786200
2016
Bu çocuklar ona sahip --
13:20
You know, underaltında my definitiontanım,
280
788240
1456
Benim tanımım altında
13:21
there's a lot of the planetgezegen
that countssayımları as naturedoğa,
281
789720
2376
gezegenin doğa sayılan birçok yeri var.
Ama burası doğa sayılmayacak
ender yerlerden.
13:24
but this would be one of the fewaz placesyerler
that wouldn'tolmaz countsaymak as naturedoğa.
282
792120
3336
Burada insanlar dışında hiçbir şey yok.
Ne bir bitki, ne bir hayvan.
13:27
There's nothing there exceptdışında humansinsanlar,
no other plantsbitkiler, no other animalshayvanlar.
283
795480
3376
13:30
And what I really wanted to do
284
798880
1456
Ve asıl yapmak istediğim
13:32
was just, like,
throwatmak a laddermerdiven over the sideyan
285
800360
2096
yandan bir merdiven atmak
13:34
and get all these kidsçocuklar to come up with me
into this coolgüzel meadowçayır.
286
802480
3536
ve tüm çocukları alıp
bu güzel çayıra gelmek.
13:38
In a way, I feel like this is
the choiceseçim that facesyüzleri us.
287
806040
3296
Bir yandan, bunun karşımızda duran bir
seçim olduğunu düşünüyorum.
13:41
If we dismissgörevden these newyeni naturesDoğa'nın
as not acceptablekabul edilebilir or trashybeş para etmez or no good,
288
809360
4600
Bu yeni doğaları kabul edilemez veya
değersiz veya kötü buluyorsak,
13:47
we mightbelki as well just pavePave them over.
289
815040
2576
buralara da beton döşeyebiliriz.
13:49
And in a worldDünya where
everything is changingdeğiştirme,
290
817640
2536
Bu kadar değişken bir dünyada
13:52
we need to be very carefuldikkatli
about how we definetanımlamak naturedoğa.
291
820200
2800
doğayı da nasıl tanımladığımıza
çok dikkat etmeliyiz.
13:55
In ordersipariş not to stealçalmak it
from our childrençocuklar,
292
823800
2056
Doğayı çocuklarımızdan çalmamak için
13:57
we have to do two things.
293
825880
1936
iki şey yapmalıyız.
13:59
First, we cannotyapamam definetanımlamak naturedoğa
as that whichhangi is untoucheddokunulmamış.
294
827840
3840
Öncelikle, doğayı dokunulmamış
bir şey olarak tanımlayamayız.
14:04
This never madeyapılmış any senseduyu anywayneyse.
295
832360
1576
Bu hiçbir zaman anlamlı olmadı.
14:05
NatureDoğa has not been untoucheddokunulmamış
for thousandsbinlerce of yearsyıl.
296
833960
2496
Doğa bin yıllardır dokunulmamış değildi.
14:08
And it excludeshariç mostçoğu of the naturedoğa
that mostçoğu people can visitziyaret etmek
297
836480
3816
Bu çoğu insanın ziyaret edebileceği,
14:12
and have a relationshipilişki with,
298
840320
1976
bağ kurabileceği doğayı dâhil etmiyor.
14:14
includingdahil olmak üzere only naturedoğa
that childrençocuklar cannotyapamam touchdokunma.
299
842320
3400
Sadece çocukların dokunamayacağı
doğayı kapsıyor.
14:18
WhichHangi bringsgetiriyor me to the secondikinci thing
that we have to do,
300
846360
2616
Bu da beni ikinci yapmamız
gereken şeye getiriyor.
14:21
whichhangi is that we have to
let childrençocuklar touchdokunma naturedoğa,
301
849000
2496
O da çocuklarımızın doğaya
dokunmasına izin vermek,
14:23
because that whichhangi
is untoucheddokunulmamış is unlovedsevilmeyen.
302
851520
2496
çünkü dokunulmayan şey sevilmeyen şeydir.
14:26
(ApplauseAlkış)
303
854040
2960
(Alkış)
14:35
We faceyüz some prettygüzel grimgaddar
environmentalçevre challengeszorluklar on this planetgezegen.
304
863400
3736
Bu gezegende birçok zalim çevresel
sorunla karşı karşıyayız.
Küresel ısınma bunların arasında.
14:39
Climateİklim changedeğişiklik is amongarasında them.
305
867160
1536
14:40
There's othersdiğerleri too:
habitatyetişme ortamı losskayıp is my favoritesevdiğim thing
306
868720
2496
Başkaları da var:
Doğal yaşam alanlarının kaybı
14:43
to freakanormal out about
in the middleorta of the night.
307
871240
2696
gece yarısı çıldırmam için
en sevdiğim nedenlerden.
14:45
But in ordersipariş to solveçözmek them,
308
873960
1336
Ama bu sorunları çözmek için,
14:47
we need people --
smartakıllı, dedicatedadanmış people --
309
875320
2736
insanlara ihtiyacımız var --
zeki, doğaya değer veren,
14:50
who carebakım about naturedoğa.
310
878080
1776
ona kendini adayacak insanlara.
14:51
And the only way we're going to raiseyükseltmek up
a generationnesil of people
311
879880
2976
Ve doğaya değer veren bir jenerasyon
14:54
who carebakım about naturedoğa
312
882880
1216
yetiştirmenin tek yolu
14:56
is by lettingicar them touchdokunma naturedoğa.
313
884120
2176
onların doğaya dokunmasına izin vermek.
14:58
I have a FortFort TheoryTeorisi of EcologyEkoloji,
314
886320
2296
Ekoloji için bir kale teorim,
çevreyi koruma için bir kale teorim var.
15:00
FortFort TheoryTeorisi of ConservationKoruma.
315
888640
1896
15:02
EveryHer ecologistekolojist I know,
everyher conservationkoruma biologistbiyolog I know,
316
890560
3216
Bildiğim her ekolojist,
çevre koruma biyoloğu,
15:05
everyher conservationkoruma professionalprofesyonel I know,
317
893800
1896
çevre koruma profesyoneli
15:07
builtinşa edilmiş fortskaleleri when they were kidsçocuklar.
318
895720
2200
küçükken kale yapardı.
15:10
If we have a generationnesil
that doesn't know how to buildinşa etmek a fortkale,
319
898840
2936
Kale yapmayı bilmeyen bir
jenerasyonumuz olursa,
15:13
we'lliyi have a generationnesil that doesn't
know how to carebakım about naturedoğa.
320
901800
3176
doğaya önem vermeyen
bir jenerasyonumuz olur.
15:17
And I don't want
to be the one to tell this kidçocuk,
321
905000
2256
Ve özel bir programla Philadelphia'daki
15:19
who is on a specialözel programprogram
322
907280
1336
fakir mahalle çocuklarını
15:20
that takes PhiladelphiaPhiladelphia kidsçocuklar
from poorfakir neighborhoodsmahalleler
323
908640
2456
şehir parklarına götüren
15:23
and takes them to cityŞehir parksparklar,
324
911120
1416
olarak ona,
15:24
I don't want to be the one to tell him
that the flowerçiçek he's holdingtutma
325
912560
3176
elinde tuttuğu çiçeğin yabani,
istilacı bir ot olduğunu ve
15:27
is a non-nativeYerel olmayan invasiveinvaziv weedot
that he should throwatmak away as trashçöp.
326
915760
3080
onu çöpe atması gerektiğini
söyleyen olmak istemiyorum.
15:31
I think I would much ratherdaha doğrusu
learnöğrenmek from this boyoğlan
327
919760
3176
Çocuktan, bu bitkinin nereden gelirse
gelsin çok güzel olduğunu
15:34
that no mattermadde
where this plantbitki comesgeliyor from,
328
922960
2656
ve dokunulmayı ve takdir edilmeyi hak
ettiğini öğrenmeyi
15:37
it is beautifulgüzel, and it deserveshak ediyor
to be touchedmüteessir and appreciatedtakdir.
329
925640
4176
fazlasıyla tercih ediyorum.
15:41
Thank you.
330
929840
1216
Teşekkür ederim.
15:43
(ApplauseAlkış)
331
931080
8190
(Alkış)
Translated by Alkim Kara
Reviewed by Eren Gokce

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Emma Marris - Environmental writer
Emma Marris is a writer focusing on environmental science, policy and culture, with an approach that she paints as being "more interested in finding and describing solutions than delineating problems, and more interested in joy than despair."

Why you should listen

Emma Marris has written among others for Nature, Discover and the New York Times. She challenges the notion that nature can only be preserved in its pristine, pre-human state, a too-narrow characterization "that thwarts bold new plans to save the environment and prevents us from having a fuller relationship with nature." Humans have changed the landscape they inhabit since prehistory, and climate change means even the remotest places now bear the fingerprints of humanity. In her book Rambunctious Garden: Saving Nature in the Post-Wild World, she argues that we need different strategies for saving nature and champions a blurring of the lines between nature and people for a responsible care of our humanized planet.

More profile about the speaker
Emma Marris | Speaker | TED.com