TEDNYC
Eric Liu: There's no such thing as not voting
Eric Liu: Oy vermemek diye bir şey yoktur
Filmed:
Readability: 4.6
919,957 views
Birçok kişi oylamanın ne kadar önemli olduğu, bir yetişkin olarak bunun yurttaşlık görev ve sorumluluklarımızdan olduğu hakkında konuşmayı sever. Eric Liu, bununla hemfikir, ancak ayrıca seçim sandığına sevinç katmanın da tam zamanı olduğunu düşünüyor. Eski siyasi metin yazarı, 2016 ABD seçimlerinde kendi ekibinin oy verme kültürünü nasıl güçlendirdiğinin ayrıntılarını paylaşıyor ve herkesin neden seçime katılması gerektiğini güçlü bir şekilde analiz ediyor.
Eric Liu - Civics educator
Eric Liu is founder of Citizen University, which teaches the art of powerful citizenship, and the executive director of the Aspen Institute Citizenship & American Identity Program. Full bio
Eric Liu is founder of Citizen University, which teaches the art of powerful citizenship, and the executive director of the Aspen Institute Citizenship & American Identity Program. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Why bother?
0
1000
1360
Neden uğraşayım?
00:16
The game is rigged.
1
4600
1200
Oyun hileli.
00:18
My vote won't count.
2
6240
1200
Oyum sayılmayacak.
00:20
The choices are terrible.
3
8720
1240
Seçimler berbat.
00:22
Voting is for suckers.
4
10840
1240
Oy vermek enayilerin işi.
00:25
Perhaps you've thought
some of these things.
some of these things.
5
13280
2136
Belki bunları düşünmüşsünüzdür.
00:27
Perhaps you've even said them.
6
15440
1429
Belki söylemişsinizdir bile.
00:29
And if so, you wouldn't be alone,
and you wouldn't be entirely wrong.
and you wouldn't be entirely wrong.
7
17520
3440
Ve eğer öyleyse, yalnız değilsiniz
ve tamamen haksız da sayılmazsınız.
ve tamamen haksız da sayılmazsınız.
00:33
The game of public policy today
is rigged in many ways.
is rigged in many ways.
8
21880
4176
Bugün kamu politikası oyunu
birçok yönden şikeli.
birçok yönden şikeli.
00:38
How else would more than half
of federal tax breaks
of federal tax breaks
9
26080
3976
Yoksa federal vergi muafiyetinin
yarısından fazlası
yarısından fazlası
00:42
flow up to the wealthiest
five percent of Americans?
five percent of Americans?
10
30080
2480
nasıl en zengin Amerikalıların
yüzde beşine akacak?
yüzde beşine akacak?
00:45
And our choices indeed are often terrible.
11
33360
2240
Ve seçimlerimiz de çoğu zaman berbat.
00:48
For many people
across the political spectrum,
across the political spectrum,
12
36360
2176
Siyasi yelpazede birçok kişi için,
00:50
Exhibit A is the 2016
presidential election.
presidential election.
13
38560
3160
A sergisi 2016 başkanlık seçimidir.
00:54
But in any year, you can look
up and down the ballot
up and down the ballot
14
42760
2536
Fakat herhangi bir yılın
seçim sandıklarına bakabilir
seçim sandıklarına bakabilir
00:57
and find plenty to be uninspired about.
15
45320
2680
ve sönük pek çok şey görebilirsiniz.
01:01
But in spite of all this,
I still believe voting matters.
I still believe voting matters.
16
49560
3416
Fakat tüm bunlara rağmen, oy vermenin
önemli olduğunu düşünüyorum.
önemli olduğunu düşünüyorum.
01:05
And crazy as it may sound,
17
53000
1896
Ve kulağa çılgınca gelebilir ama
01:06
I believe we can revive the joy of voting.
18
54920
2240
oy vermeyi zevkli hâle
getirebileceğimize inanıyorum.
getirebileceğimize inanıyorum.
01:09
Today, I want to talk
about how we can do that, and why.
about how we can do that, and why.
19
57960
3360
Bugün, bunu nasıl ve neden yapabileceğimiz
hakkında konuşmak istiyorum.
hakkında konuşmak istiyorum.
01:14
There used to be a time
in American history when voting was fun,
in American history when voting was fun,
20
62680
3576
Amerikan tarihinde oy vermenin
eğlenceli olduğu zamanlar vardı,
eğlenceli olduğu zamanlar vardı,
01:18
when it was much more than just
a grim duty to show up at the polls.
a grim duty to show up at the polls.
21
66280
3200
oylamada gözükmek sıkıcı bir
görevden daha fazlasıyken.
görevden daha fazlasıyken.
01:22
That time is called
"most of American history."
"most of American history."
22
70080
2416
Bu zamana "Amerikan tarihinin çoğu" denir.
01:24
(Laughter)
23
72520
1416
(Gülüşmeler)
01:25
From the Revolution
to the Civil Rights Era,
to the Civil Rights Era,
24
73960
2976
Devrimden İnsan Hakları Çağı'na,
01:28
the United States had a vibrant,
25
76960
1576
Birleşik Devletler'in enerjik,
01:30
robustly participatory
and raucous culture of voting.
and raucous culture of voting.
26
78560
4240
oldukça katılımcı ve
kaba bir seçim kültürü vardı.
kaba bir seçim kültürü vardı.
01:35
It was street theater, open-air debates,
fasting and feasting and toasting,
fasting and feasting and toasting,
27
83480
4136
Sokak tiyatroları, açık hava tartışmaları,
ziyafetler, içkiler,
ziyafetler, içkiler,
01:39
parades and bonfires.
28
87640
2056
geçit törenleri ve şenlik ateşleri vardı.
01:41
During the 19th century,
immigrants and urban political machines
immigrants and urban political machines
29
89720
3536
19. yüzyıl boyunca, göçmenler
ve kentsel siyasi oluşumlar
ve kentsel siyasi oluşumlar
01:45
helped fuel this culture of voting.
30
93280
1760
oy verme kültürünün
canlı kalmasını sağladı.
canlı kalmasını sağladı.
01:47
That culture grew with each
successive wave of new voters.
successive wave of new voters.
31
95600
4320
Bu kültür her yeni seçmen
dalgasıyla büyüdü.
dalgasıyla büyüdü.
01:53
During Reconstruction,
when new African-American voters,
when new African-American voters,
32
101040
2936
Kalkınma sırasında,
yeni Afro-Amerikalı seçmenler,
yeni Afro-Amerikalı seçmenler,
01:56
new African-American citizens,
33
104000
1720
yeni Afro-Amerikalı vatandaşlar,
01:58
began to exercise their power,
34
106560
2016
güçlerini kullanmaya başladı,
02:00
they celebrated in jubilee parades
35
108600
2216
yıl dönümü şenlikleri yaptılar ve
02:02
that connected emancipation
with their newfound right to vote.
with their newfound right to vote.
36
110840
3360
yeni kazanılan oy kullanma hakkı
özgürlüklerini kutladılar.
özgürlüklerini kutladılar.
02:06
A few decades later, the suffragettes
37
114920
1920
15-20 yıl sonra,
kadın seçme hakkını savunanlar
kadın seçme hakkını savunanlar
02:09
brought a spirit
of theatricality to their fight,
of theatricality to their fight,
38
117680
3096
kavgalarına tiyatrallık ruhu getirdiler ve
02:12
marching together in white dresses
as they claimed the franchise.
as they claimed the franchise.
39
120800
3120
beyaz elbiseler içinde yürüyerek
oy hakkı talep ettiler.
oy hakkı talep ettiler.
02:16
And the Civil Rights Movement,
40
124680
1536
Ve İnsan Hakları Hareketi,
02:18
which sought to redeem
the promise of equal citizenship
the promise of equal citizenship
41
126240
2775
eşit yurttaşlık sözünün
yerine getirilmesini istedi ve
yerine getirilmesini istedi ve
02:21
that had been betrayed by Jim Crow,
42
129039
2000
Jim Crow tarafından ihanete uğradı.
02:23
put voting right at the center.
43
131800
1477
Oy vermeyi tam merkeze koydu.
02:26
From Freedom Summer to the march in Selma,
44
134160
2576
Freedom Summer'dan Selma yürüyüşüne,
02:28
that generation of activists
knew that voting matters,
knew that voting matters,
45
136760
3216
o nesil aktivistler, oy vermenin
önemini biliyordu.
önemini biliyordu.
02:32
and they knew that spectacle
and the performance of power
and the performance of power
46
140000
3096
Güç iddiasında bulunmanın anahtarının
güç gösterisi yapmak
olduğunu da biliyorlardı.
olduğunu da biliyorlardı.
02:35
is key to actually claiming power.
47
143120
1960
02:38
But it's been over a half century
since Selma and the Voting Rights Act,
since Selma and the Voting Rights Act,
48
146560
3520
Selma ve Oy Hakkı Kanunu'ndan
bu yana yarım yüzyıl geçti
bu yana yarım yüzyıl geçti
02:42
and in the decades since,
49
150880
1976
ve onlarca yıldan beri,
02:44
this face-to-face culture of voting
50
152880
2296
yüz yüze oy verme kültürü
02:47
has just about disappeared.
51
155200
1976
neredeyse ortadan kayboldu.
02:49
It's been killed by television
52
157200
1936
Televizyon ve sonra da
internet tarafından öldürüldü.
internet tarafından öldürüldü.
02:51
and then the internet.
53
159160
1536
02:52
The couch has replaced the commons.
54
160720
2296
Koltuklar meydanların yerini aldı.
02:55
Screens have made
citizens into spectators.
citizens into spectators.
55
163040
2976
Ekranlar vatandaşları seyircilere
dönüştürdü.
dönüştürdü.
02:58
And while it's nice to share
political memes on social media,
political memes on social media,
56
166040
3296
Ve sosyal medyada siyasi capsler
paylaşmak güzel ama
paylaşmak güzel ama
03:01
that's a rather quiet kind of citizenship.
57
169360
2160
bu daha sessiz bir vatandaşlık biçimidir.
03:04
It's what the sociologist Sherry Turkle
calls "being alone together."
calls "being alone together."
58
172560
3640
Sosyolog Sherry Turkle buna
"hep birlikte yalnız olmak" diyor.
"hep birlikte yalnız olmak" diyor.
03:09
What we need today
59
177360
1456
Bugün ihtiyacımız olan şey
03:10
is an electoral culture
that is about being together together,
that is about being together together,
60
178840
3856
hep birlikte beraber olacağımız
bir seçim kültürüdür,
bir seçim kültürüdür,
03:14
in person,
61
182720
1216
şahsen,
03:15
in loud and passionate ways,
62
183960
2216
sesli ve tutkulu şekilde.
03:18
so that instead of being
"eat your vegetables" or "do you duty,"
"eat your vegetables" or "do you duty,"
63
186200
4256
Böylece "sebzeni ye" veya
"görevini yap" yerine,
"görevini yap" yerine,
03:22
voting can feel more like "join the club"
64
190480
2976
oy vererek "grubumuza katıl" veya
03:25
or, better yet, "join the party."
65
193480
1680
daha iyisi "partimize katıl" diyebiliriz.
03:28
Imagine if we had,
across the country right now,
across the country right now,
66
196160
3536
Hayal edin, şu anda ülke çapında,
03:31
in local places but nationwide,
67
199720
2936
yurt genelinde değil de yerel mekânlarda,
03:34
a concerted effort
to revive a face-to-face set of ways
to revive a face-to-face set of ways
68
202680
3656
yüz yüze görüşme ve
seçim propagandası yapılabilecek
seçim propagandası yapılabilecek
03:38
to engage and electioneer:
69
206360
1520
toplu bir çaba olsaydı:
03:40
outdoor shows in which candidates
and their causes are mocked
and their causes are mocked
70
208600
3856
Adaylar ve hedefleriyle
alay edilip övüldüğü
alay edilip övüldüğü
03:44
and praised in broad satirical style;
71
212480
2696
hiciv tarzında açık hava gösterileri;
03:47
soapbox speeches by citizens;
72
215200
1920
vatandaşların yaptığı kürsü konuşmaları;
03:49
public debates held inside pubs;
73
217840
2320
barlarda yapılan toplumsal tartışmalar;
03:53
streets filled with political art
and handmade posters and murals;
and handmade posters and murals;
74
221920
4736
siyasi sanat ve el yapımı poster ve
duvar resimleriyle dolu sokaklar;
duvar resimleriyle dolu sokaklar;
03:58
battle of the band concerts in which
competing performers rep their candidates.
competing performers rep their candidates.
75
226680
5040
adaylarını temsil eden rakip sanatçıların
grup konserlerindeki dalaşı.
grup konserlerindeki dalaşı.
04:04
Now, all of this may sound
a little bit 18th century to you,
a little bit 18th century to you,
76
232360
4056
Şimdi, tüm bunlar size
18. yüzyıldan kalma gelebilir
18. yüzyıldan kalma gelebilir
04:08
but in fact, it doesn't have to be
any more 18th century
any more 18th century
77
236440
3336
ama aslında, çağdaş olduğu söylenen
04:11
than, say, Broadway's "Hamilton,"
78
239800
3216
Broadway'in "Hamilton"undan
04:15
which is to say vibrantly contemporary.
79
243040
2000
daha 18. yüzyıl olmak zorunda değil artık.
04:17
And the fact is that all around the world,
80
245640
2000
Gerçek şu ki, tüm dünyada,
04:19
today, millions of people
are voting like this.
are voting like this.
81
247664
3592
bugün, milyonlarca insan
bu şekilde oy veriyor.
bu şekilde oy veriyor.
04:23
In India, elections are colorful,
communal affairs.
communal affairs.
82
251280
4256
Hindistan'da, seçimler çok renkli,
toplumsal meselelerdir.
toplumsal meselelerdir.
04:27
In Brazil, election day
is a festive, carnival-type atmosphere.
is a festive, carnival-type atmosphere.
83
255560
4760
Brezilya'da seçim günü festival,
karnaval atmosferinde geçer.
karnaval atmosferinde geçer.
04:32
In Taiwan and Hong Kong,
there is a spectacle,
there is a spectacle,
84
260959
2497
Tayvan ve Hong Kong'ta,
seçim zamanı göz alıcı, dikkat çekici
04:35
eye-popping, eye-grabbing spectacle
85
263480
2256
04:37
to the street theater of elections.
86
265760
2280
sokak tiyatroları yapılıyor.
04:40
You might ask, well,
here in America, who has time for this?
here in America, who has time for this?
87
268720
3736
Amerika'da bunun için kimin vakti var
diye sorabilirsiniz.
diye sorabilirsiniz.
04:44
And I would tell you
88
272480
1256
Ben de derim ki,
04:45
that the average American
watches five hours of television a day.
watches five hours of television a day.
89
273760
3080
ortalama bir Amerikalı günde
beş saat televizyon izliyor.
beş saat televizyon izliyor.
04:50
You might ask, who has the motivation?
90
278240
2296
Kimde bu şevk var diye sorabilirsiniz.
04:52
And I'll tell you,
91
280560
1216
Ben de derim ki,
04:53
any citizen who wants to be seen and heard
92
281800
4136
duyulmak ve görülmek isteyen
herhangi bir vatandaş,
herhangi bir vatandaş,
04:57
not as a prop, not as a talking point,
93
285960
2296
bir malzeme, bir konuşma konusu
olarak değil,
olarak değil,
05:00
but as a participant, as a creator.
94
288280
2320
bir katılımcı, bir kurucu olarak.
05:03
Well, how do we make this happen?
95
291720
2360
Peki bunu nasıl hayata geçireceğiz?
05:06
Simply by making it happen.
96
294800
1520
Hayata geçirerek.
05:08
That's why a group of colleagues and I
97
296920
1856
Bu nedenle bir grup meslektaşımla
05:10
launched a new project
called "The Joy of Voting."
called "The Joy of Voting."
98
298800
3080
"Oy Verme Sevinci" adında
bir proje başlattık.
bir proje başlattık.
05:14
In four cities across the United States --
99
302880
2456
Birleşik Devletler çağında dört şehirde --
05:17
Philadelphia, Miami,
100
305360
1656
Philadelphia, Miami,
05:19
Akron, Ohio, and Wichita, Kansas --
101
307040
2456
Akron, Ohio, ve Wichita, Kansas --
05:21
we've gathered together
artists and activists,
artists and activists,
102
309520
2936
Sanatçıları ve aktivistleri,
eğitimcileri, politikacıları,
eğitimcileri, politikacıları,
05:24
educators, political folks,
neighbors, everyday citizens
neighbors, everyday citizens
103
312480
3736
komşuları ve vatandaşları
oy verme kültürünü
oy verme kültürünü
05:28
to come together and create projects
104
316240
1736
yerel yollarla geliştirecek
05:30
that can foster this culture
of voting in a local way.
of voting in a local way.
105
318000
3560
projeler üretmeleri için
bir araya getirdik.
bir araya getirdik.
Miami'de, bunun anlamı ateşli DJ'lerle
gece partileri anlamına geliyor
gece partileri anlamına geliyor
05:34
In Miami, that means
all-night parties with hot DJs
all-night parties with hot DJs
106
322240
3056
05:37
where the only way to get in
is to show that you're registered to vote.
is to show that you're registered to vote.
107
325320
3334
ve içeri girmenin tek yolu
kayıtlı seçmen olduğunuzu göstermek.
kayıtlı seçmen olduğunuzu göstermek.
05:41
In Akron, it means political plays
108
329160
3016
Akron'da bunun anlamı,
mahalle mahalle dolaşan
mahalle mahalle dolaşan
05:44
being performed
in the bed of a flatbed truck
in the bed of a flatbed truck
109
332200
2536
düz yataklı kamyonun arkasında
05:46
that moves from neighborhood
to neighborhood.
to neighborhood.
110
334760
2120
siyasi oyunların icra edilmesidir.
05:49
In Philadelphia,
111
337960
1216
Philedelphia'da,
05:51
it's a voting-themed scavenger hunt
all throughout colonial old town.
all throughout colonial old town.
112
339200
3936
eski sömürge şehir genelinde
oy verme temalı çöpçü avı oyunu.
oy verme temalı çöpçü avı oyunu.
05:55
And in Wichita, it's making
mixtapes and live graffiti art
mixtapes and live graffiti art
113
343160
5016
Ve Wichita'da, Kuzey Ucu'nda karışık kaset
06:00
in the North End to get out the vote.
114
348200
1800
ve canlı grafiti sanatı yapmaktır.
06:02
There are 20 of these projects,
115
350760
1496
Bunun gibi 20 proje var
06:04
and they are remarkable
in their beauty and their diversity,
in their beauty and their diversity,
116
352280
2856
ve güzellik ve çeşitliliklerinde
fevkaladeler
fevkaladeler
ve insanları değiştiriyorlar.
06:07
and they are changing people.
117
355160
1576
06:08
Let me tell you about a couple of them.
118
356760
2056
Onlardan birkaçını size anlatayım.
06:10
In Miami, we've commissioned and artist,
119
358840
1976
Miami'de, Atomico adındaki
genç bir sanatçıyı
genç bir sanatçıyı
06:12
a young artist named Atomico,
120
360840
2016
06:14
to create some vivid and vibrant images
for a new series of "I voted" stickers.
for a new series of "I voted" stickers.
121
362880
4240
canlı ve coşkulu "Oy verdim" çıkartma
serisi yapması için görevlendirdik.
serisi yapması için görevlendirdik.
06:19
But the thing is, Atomico had never voted.
122
367880
2520
Ama şu var ki, Atomico hiç oy vermemiş.
06:23
He wasn't even registered.
123
371080
1696
Kayıt bile olmamış.
06:24
So as he got to work on creating
this artwork for these stickers,
this artwork for these stickers,
124
372800
4496
Bu çıkartmalar için çizim yapmaya
koyulduğunda
koyulduğunda
06:29
he also began to get over
his sense of intimidation about politics.
his sense of intimidation about politics.
125
377320
4136
siyaset hakkındaki yılgınlığından da
kurtulmaya başladı.
kurtulmaya başladı.
06:33
He got himself registered,
126
381480
1616
Kendisini kaydettirdi
06:35
and then he got educated
about the upcoming primary election,
about the upcoming primary election,
127
383120
3296
ve sonra, gelen ön seçim için eğitim aldı
06:38
and on election day he was out there
not just passing out stickers,
not just passing out stickers,
128
386440
3296
ve seçim gününde sadece çıkarma dağıtmıyor
06:41
but chatting up voters
and encouraging people to vote,
and encouraging people to vote,
129
389760
2576
seçmenlerle konuşarak insanları
oy vermeye teşvik ediyor
oy vermeye teşvik ediyor
06:44
and talking about
the election with passersby.
the election with passersby.
130
392360
2280
ve yoldan geçenlerle seçim
hakkında konuşuyordu.
hakkında konuşuyordu.
06:47
In Akron, a theater company
called the Wandering Aesthetics
called the Wandering Aesthetics
131
395720
3776
Akron'da, Wandering Aesthetics
adındaki bir tiyatro şirketi
adındaki bir tiyatro şirketi
06:51
has been putting on
these pickup truck plays.
these pickup truck plays.
132
399520
2776
kamyonda oyunlar sahneye koyuyor.
06:54
And to do so, they put out
an open call to the public
an open call to the public
133
402320
2776
Ve bunu yapmak için,
halka açık çağrı yaparak
halka açık çağrı yaparak
06:57
asking for speeches,
monologues, dialogues, poems,
monologues, dialogues, poems,
134
405120
3496
konuşma, monolog, diyalog, şiir,
07:00
snippets of anything
that could be read aloud
that could be read aloud
135
408640
2336
sesli okunabilecek ve icra edilebilecek
07:03
and woven into a performance.
136
411000
1560
herhangi bir şey istediler.
07:05
They got dozens of submissions.
137
413280
1760
Düzinelerce başvuruları var.
07:07
One of them was a poem
138
415720
1896
Onlardan biri bir şiir.
07:09
written by nine students in an ESL class,
139
417640
3136
Hartville, Ohio'dan, tamamı
İspanyol kökenli
İspanyol kökenli
07:12
all of them Hispanic migrant workers
140
420800
2136
göçmen işçiler olan ESL sınıfından
07:14
from nearby Hartville, Ohio.
141
422960
2360
dokuz öğrenci tarafından yazılmış.
07:17
I want to read to you from this poem.
142
425880
2120
Bu şiirden size okumak istiyorum.
07:21
It's called "The Joy of Voting."
143
429200
1560
Adı "Oy Verme Sevinci."
07:24
"I would like to vote for the first time
144
432600
2416
"İlk defa oy vermek istiyorum,
07:27
because things are changing for Hispanics.
145
435040
2040
çünkü İspanyol kökenliler
için işler değişiyor.
için işler değişiyor.
07:30
I used to be afraid of ghosts.
146
438000
2136
Eskiden hayaletlerden korkardım.
07:32
Now I am afraid of people.
147
440160
1240
Şimdi insanlardan korkuyorum.
07:34
There's more violence and racism.
148
442480
1800
Artık daha fazla şiddet ve ırkçılık var.
07:36
Voting can change this.
149
444960
1440
Oy vermek bunu değiştirebilir.
07:39
The border wall is nothing.
150
447840
1480
Sınır duvarı bir şey değil.
07:41
It's just a wall.
151
449800
1200
Sadece bir duvar.
07:44
The wall of shame is something.
152
452040
2600
Utanç duvarı bir şey.
07:47
It's very important to vote
153
455800
1896
Bu utanç duvarını yıkmak için
07:49
so we can break down this wall of shame.
154
457720
2360
oy vermek çok önemli.
07:53
I have passion in my heart.
155
461320
1560
Benim bir özlemim var.
07:55
Voting gives me a voice and power.
156
463480
2040
Oy vermek bana bir ses ve güç veriyor.
07:58
I can stand up and do something."
157
466400
2320
Ayağa kalkıp bir şey yapabilirim."
08:02
"The Joy of Voting" project
isn't just about joy.
isn't just about joy.
158
470960
2936
"Oy Verme Sevinci" projesi
sadece sevinç meselesi değil.
sadece sevinç meselesi değil.
08:05
It's about this passion.
159
473920
1536
Bir özlem meselesi.
08:07
It's about feeling and belief,
160
475480
2336
Hissetmek ve inanmak meselesi
08:09
and it isn't just our organization's work.
161
477840
2200
ve bu sadece bizim
organizasyonumuzun işi değil.
organizasyonumuzun işi değil.
08:12
All across this country right now,
162
480560
1936
Şu anda tüm ülke çapında,
08:14
immigrants, young people, veterans,
people of all different backgrounds
people of all different backgrounds
163
482520
3376
göçmenler, genç insanlar, gaziler,
farklı geçmişleri olan insanlar
farklı geçmişleri olan insanlar
08:17
are coming together to create
this kind of passionate, joyful activity
this kind of passionate, joyful activity
164
485920
3496
seçim etrafında böyle tutku,
neşe yaratmak için
neşe yaratmak için
08:21
around elections,
165
489440
1416
kırmızı ve mavi eyaletlerde,
08:22
in red and blue states,
in urban and rural communities,
in urban and rural communities,
166
490880
2936
kentsel ve kırsal toplumlarda,
her siyasi kökenden
her siyasi kökenden
08:25
people of every political background.
167
493840
2096
insanlarla bir araya geliyor.
08:27
What they have in common is simply this:
168
495960
2696
Ortak noktaları ise basitçe şu:
08:30
their work is rooted in place.
169
498680
2520
çalışmaları yerinde kemikleşmiş.
08:34
Because remember,
all citizenship is local.
all citizenship is local.
170
502320
2760
Çünkü unutmayın,
tüm yurttaşlıklar yereldir.
tüm yurttaşlıklar yereldir.
08:37
When politics becomes
just a presidential election,
just a presidential election,
171
505720
3536
Siyaset sadece başkanlık seçimi olursa,
08:41
we yell and we scream at our screens,
and then we collapse, exhausted.
and then we collapse, exhausted.
172
509280
3600
ekranlara bağırıp çağırırız
ve sonra yorgun düşeriz.
ve sonra yorgun düşeriz.
08:45
But when politics is about us
173
513679
3617
Ama siyaset bizimle, komşularımızla
08:49
and our neighbors
and other people in our community
and other people in our community
174
517320
2776
ve toplumumuzdaki diğer insanlarla
08:52
coming together to create experiences
of collective voice and imagination,
of collective voice and imagination,
175
520120
4360
bir araya gelip ortak ses ve hayal gücü
deneyimi yaratmakla ilgili olursa
deneyimi yaratmakla ilgili olursa
08:57
then we begin to remember
that this stuff matters.
that this stuff matters.
176
525440
2440
bu şeyin önemli
olduğunu hatırlamaya başlarız.
olduğunu hatırlamaya başlarız.
09:00
We begin to remember
that this is the stuff of self-government.
that this is the stuff of self-government.
177
528560
3440
Bunun özerk yönetim unsurları olduğunu
hatırlamaya başlarız.
hatırlamaya başlarız.
09:05
Which brings me back to where I began.
178
533240
1840
Bu da beni başladığım yere döndürüyor.
09:07
Why bother?
179
535880
1200
Neden uğraşayım?
09:09
There's one way to answer this question.
180
537640
1905
Bu soruya cevap vermenin tek yolu var.
09:12
Voting matters because it is
a self-fulfilling act of belief.
a self-fulfilling act of belief.
181
540440
4200
Oy vermek önemlidir, çünkü
inancın hayata geçmiş hâlidir.
inancın hayata geçmiş hâlidir.
09:17
It feeds the spirit of mutual interest
that makes any society thrive.
that makes any society thrive.
182
545440
4400
Bir toplumu geliştiren
karşılıklı faydalarının ruhunu besler.
karşılıklı faydalarının ruhunu besler.
09:22
When we vote, even if it is in anger,
183
550960
2656
Oy verdiğimizde, kızgınlıkla olsa bile,
09:25
we are part of a collective,
creative leap of faith.
creative leap of faith.
184
553640
2960
müşterek, yaratıcı bir
inanç sıçramasının bir parçası oluruz.
inanç sıçramasının bir parçası oluruz.
09:29
Voting helps us generate
the very power that we wish we had.
the very power that we wish we had.
185
557840
3520
Oy vermek, sahip olmak istediğimiz gücü
üretmemize yardımcı olur.
üretmemize yardımcı olur.
09:34
It's no accident
that democracy and theater
that democracy and theater
186
562240
2816
Demokrasi ve tiyatronun antik Yunan ile
09:37
emerged around the same time
in ancient Athens.
in ancient Athens.
187
565080
2400
aynı zamanda ortaya çıkması
tesadüf değil.
tesadüf değil.
09:40
Both of them yank the individual
out of the enclosure of her private self.
out of the enclosure of her private self.
188
568200
4240
Her ikisi de bireyi
kendi dünyasından çıkarır.
kendi dünyasından çıkarır.
09:45
Both of them create great
public experiences of shared ritual.
public experiences of shared ritual.
189
573440
3640
Her ikisi de büyük, ortak
halk ritüeli deneyimi yaratıyor.
halk ritüeli deneyimi yaratıyor.
09:50
Both of them bring the imagination to life
190
578200
2536
Her ikisi de tüm bağlarımızın
hayali olduğunu
hayali olduğunu
09:52
in ways that remind us
that all of our bonds in the end
that all of our bonds in the end
191
580760
3296
ve yeniden canlandırılabileceğini
hatırlatarak
hatırlatarak
09:56
are imagined, and can be reimagined.
192
584080
2840
hayal gücüne hayat veriyor.
10:02
This moment right now,
193
590760
1200
Şu anda,
10:04
when we think about
the meaning of imagination,
the meaning of imagination,
194
592800
3416
hayal gücünün anlamı hakkında
düşündüğümüzde,
düşündüğümüzde,
10:08
is so fundamentally important,
195
596240
3200
bu aslında temelde çok önemli
10:12
and our ability to take that spirit
196
600480
3176
ve bu ruhu ve bu hissi
10:15
and to take that sense
197
603680
1576
alma kabiliyetimiz de öyle,
10:17
that there is something greater out there,
198
605280
2056
çünkü dışarıda sadece
teknik uzmanlık meselesi olmayan
teknik uzmanlık meselesi olmayan
10:19
is not just a matter
of technical expertise.
of technical expertise.
199
607360
3776
daha büyük bir şey var.
10:23
It's not just a matter of making the time
or having the know-how.
or having the know-how.
200
611160
3056
Yalnızca vakit geçirmek veya
bilgi sahibi olma meselesi değil.
bilgi sahibi olma meselesi değil.
Bu bir ruh meselesi.
10:26
It is a matter of spirit.
201
614240
1280
10:28
But let me give you an answer
to this question, "Why bother?"
to this question, "Why bother?"
202
616720
2936
Müsaadenizle "Neden uğraşayım?"
sorusuna bir cevap vereyim
sorusuna bir cevap vereyim
10:31
that is maybe a little less spiritual
and a bit more pointed.
and a bit more pointed.
203
619680
3440
ki belki biraz daha az manevi
ve biraz daha isabetli olabilir.
ve biraz daha isabetli olabilir.
10:36
Why bother voting?
204
624440
1776
Neden oy vermekle uğraşayım?
10:38
Because there is
no such thing as not voting.
no such thing as not voting.
205
626240
2896
Çünkü oy vermemek diye bir şey yok.
10:41
Not voting is voting,
206
629160
1816
Oy vermemek
tiksindiğiniz ve karşı olduğunuz
her şeye oy vermektir.
her şeye oy vermektir.
10:43
for everything that you
may detest and oppose.
may detest and oppose.
207
631000
2896
10:45
Not voting can be dressed up
208
633920
1736
Oy vermemek
ilkeli, pasif direniş davranışı
kılığına bürünebilir.
kılığına bürünebilir.
10:47
as an act of principled,
passive resistance,
passive resistance,
209
635680
3016
10:50
but in fact not voting
210
638720
1936
Ama aslında oy vermemek
10:52
is actively handing power over
211
640680
2216
çıkarları sizinle çatışan
10:54
to those whose interests
are counter to your own,
are counter to your own,
212
642920
2336
ve sizin yokluğunuzdan faydalanmaktan
10:57
and those who would be very glad
to take advantage of your absence.
to take advantage of your absence.
213
645280
3536
çok memnun olacak kişilere
gücü bilfiil teslim etmektir.
gücü bilfiil teslim etmektir.
11:00
Not voting is for suckers.
214
648840
2320
Oy vermemek enayilerin işidir.
11:04
Imagine where this country would be
215
652800
1696
2010 yılında Çay Partisi'ni
yaratan kişilerin
yaratan kişilerin
11:06
if all the folks who in 2010
created the Tea Party
created the Tea Party
216
654520
3096
siyasetin çok kirli, oy vermenin
çok karmaşık olduğuna
çok karmaşık olduğuna
11:09
had decided that,
you know, politics is too messy,
you know, politics is too messy,
217
657640
2936
karar vermeleri durumunda
bu ülkenin nerede olacağını
bu ülkenin nerede olacağını
11:12
voting is too complicated.
218
660600
1256
hayal edin.
11:13
There is no possibility
of our votes adding up to anything.
of our votes adding up to anything.
219
661880
2800
Oylarımızın bir yekûn tutmasının
imkânı yok.
imkânı yok.
11:17
They didn't preemptively
silence themselves.
silence themselves.
220
665320
2296
Öncelikle kendilerini susturmadılar.
11:19
They showed up,
221
667640
1776
Ortaya çıktılar
11:21
and in the course of showing up,
they changed American politics.
they changed American politics.
222
669440
3360
ve bu çıkış sırasında
Amerikan siyasetini değiştirdiler.
Amerikan siyasetini değiştirdiler.
11:25
Imagine if all of the followers
of Donald Trump and Bernie Sanders
of Donald Trump and Bernie Sanders
223
673480
4776
Donald Trump ve
Bernie Sanders takipçilerinin
Bernie Sanders takipçilerinin
11:30
had decided not to upend
the political status quo
the political status quo
224
678280
3696
siyasi statükoyu altüst etmemeye
ve daha önce mümkün olan
ve daha önce mümkün olan
11:34
and blow apart the frame
of the previously possible
of the previously possible
225
682000
3056
Amerikan siyasetinin çerçevesini
ortadan kaldırmaya
ortadan kaldırmaya
11:37
in American politics.
226
685080
1616
karar verdiklerini hayal edin.
11:38
They did that by voting.
227
686720
1960
Bunu oy vererek yaptılar.
11:43
We live in a time right now,
228
691160
2216
Şu anda, bölünmüş,
11:45
divided, often very dark,
229
693400
2536
çoğu zaman karanlık bir zamanda yaşıyoruz.
11:47
where across the left and the right,
there's a lot of talk of revolution
there's a lot of talk of revolution
230
695960
3616
Sol ve sağ arasında çokça
devrim konuşmaları yapılıyor.
devrim konuşmaları yapılıyor.
11:51
and the need for revolution
to disrupt everyday democracy.
to disrupt everyday democracy.
231
699600
3080
Ve bu, olağan demokrasiyi
aksatmak için gereken bir devrim.
aksatmak için gereken bir devrim.
11:55
Well, here's the thing:
232
703120
1616
Olay şu:
11:56
everyday democracy already
gives us a playbook for revolution.
gives us a playbook for revolution.
233
704760
3000
Olağan demokrasi zaten
devrim için gerekenleri veriyor.
devrim için gerekenleri veriyor.
12:00
In the 2012 presidential election,
234
708760
2056
2012 başkanlık seçiminde,
12:02
young voters, Latino voters,
235
710840
1736
genç seçmenler, Latin seçmenler,
Asya-Amerikalı seçmenler,
düşük gelirli seçmenler,
düşük gelirli seçmenler,
12:04
Asian-American voters, low-income voters,
236
712600
2256
12:06
all showed up at less than 50 percent.
237
714880
2520
hepsi yüzde 50'den az ile
katılım gösterdi.
katılım gösterdi.
12:11
In the 2014 midterm elections,
turnout was 36 percent,
turnout was 36 percent,
238
719200
4056
2014 ara seçimlerinde katılım yüzde 36'ydı
12:15
which was a 70-year low.
239
723280
1680
ki bu 70 yılın en düşüğüydü.
12:17
And in your average local election,
240
725920
1896
Ve ortalama yerel seçimlerinizde,
12:19
turnout hovers
somewhere around 20 percent.
somewhere around 20 percent.
241
727840
2360
katılım yüzde 20 dolaylarında.
12:23
I invite you to imagine 100 percent.
242
731320
3240
Yüzde 100 katılımı tasavvur edin.
12:27
Picture 100 percent.
243
735640
1720
Yüzde 100'ü hayal edin.
12:30
Mobilize 100 percent,
244
738080
2136
Yüzde 100'ü harekete geçirin
12:32
and overnight, we get revolution.
245
740240
2240
ve bir gecede alın size devrim.
12:35
Overnight, the policy priorities
of this country change dramatically,
of this country change dramatically,
246
743040
4016
Bir gecede, bu ülkenin siyasi öncelikleri
dramatik bir şekilde değişir
dramatik bir şekilde değişir
12:39
and every level of government
becomes radically more responsive
becomes radically more responsive
247
747080
3536
ve her hükûmet düzeyi
radikal olarak tüm insanlara
radikal olarak tüm insanlara
12:42
to all the people.
248
750640
1280
daha duyarlı hâle gelir.
12:45
What would it take
to mobilize 100 percent?
to mobilize 100 percent?
249
753240
2560
Yüzde 100'ü harekete geçirmek için
ne gerekli?
ne gerekli?
12:48
Well, we do have to push back
against efforts afoot
against efforts afoot
250
756480
2536
Oy vermeyi zorlaştırmak için
ülkenin dört bir yanında
ülkenin dört bir yanında
12:51
all across the country right now
251
759040
1736
çaba gösterenleri hemen
12:52
to make voting harder.
252
760800
1200
geri püskürtmek zorundayız.
12:54
But at the same time,
253
762480
1496
Fakat aynı zamanda,
12:56
we have to actively create
a positive culture of voting
a positive culture of voting
254
764000
3136
aktif bir şekilde insanların
ait olmak, parçası olmak
ait olmak, parçası olmak
12:59
that people want to belong to,
255
767160
1616
ve birlikte deneyim edinmek isteyeceği,
13:00
be part of, and experience together.
256
768800
2536
olumlu bir oy verme kültürü yaratmalıyız.
13:03
We have to make purpose.
257
771360
1616
Bunu amaç yapmak zorundayız.
13:05
We have to make joy.
258
773000
1320
Bunu keyifli yapmak zorundayız.
13:07
So yes, let's have that revolution,
259
775160
2656
Yani evet, hadi bu devrimi yapalım,
13:09
a revolution of spirit, of ideas,
260
777840
2496
bir ruh ve fikir,
13:12
of policy and participation,
261
780360
2016
politika ve katılım devrimi,
13:14
a revolution against cynicism,
262
782400
2136
kinizme karşı bir devrim,
13:16
a revolution against the self-fulfilling
sense of powerlessness.
sense of powerlessness.
263
784560
3440
kendinden menkul
güçsüzlük hissine karşı bir devrim.
güçsüzlük hissine karşı bir devrim.
13:20
Let's vote this revolution into existence,
264
788520
3336
Hadi bu devrimi oy vererek
gerçekleştirelim
gerçekleştirelim
13:23
and while we're at it,
265
791880
1336
ve bunu yaşarken
13:25
let's have some fun.
266
793240
1536
biraz eğlenelim.
13:26
Thank you very much.
267
794800
1216
Çok teşekkür ederim.
13:28
(Applause)
268
796040
2280
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Eric Liu - Civics educatorEric Liu is founder of Citizen University, which teaches the art of powerful citizenship, and the executive director of the Aspen Institute Citizenship & American Identity Program.
Why you should listen
Eric Liu is an author, educator and civic entrepreneur. He is the founder and CEO of Citizen University, which promotes and teaches the art of great citizenship through a portfolio of national programs, and the executive director of the Aspen Institute Citizenship and American Identity Program.
Liu's books include the national bestsellers The Gardens of Democracy, and The True Patriot, co-authored with Nick Hanauer. His most recent book is A Chinaman's Chance, published in July, 2014. His first book, The Accidental Asian: Notes of a Native Speaker, was a New York Times Notable Book featured in the PBS documentary "Matters of Race." His other books include Guiding Lights: How to Mentor – and Find Life's Purpose, the Official Book of National Mentoring Month; and Imagination First, co-authored with Scott Noppe-Brandon of the Lincoln Center Institute, which explores ways to unlock imagination in education, politics, business and the arts.
Liu served as a White House speechwriter for President Bill Clinton and later as the President's deputy domestic policy adviser. After the White House, he was an executive at the digital media company RealNetworks. In 2002 he was named one of the World Economic Forum’s Global Leaders of Tomorrow, and in 2010 he was awarded the Bill Grace Leadership Legacy Award by the Center for Ethical Leadership.
Liu lives in Seattle, where he teaches civic leadership at the University of Washington and hosts Citizen University TV, a television program about civic power. In addition to speaking regularly at venues across the country, he also serves on numerous nonprofit and civic boards. He is the co-founder of the Washington Alliance for Gun Responsibility. A board member of the Corporation for National and Community Service, he is a graduate of Yale College and Harvard Law School.
Eric Liu | Speaker | TED.com