ABOUT THE SPEAKER
Kevin B. Jones - Cancer researcher
Kevin B. Jones is a life-long student of human nature, fascinated most by the decision-making capacity intrinsic to each of us.

Why you should listen

Kevin B. Jones diagnoses and performs surgeries to remove rare cancers called sarcomas from the limbs of children and adults. Counseling patients -- especially teenagers with bone cancers -- about the decisions they must make with regard to their bodies has brought the uncertainties of medicine into keen focus for him. How does a person decipher what medicine has told her? How can a person choose among options given very limited understanding of the implications of each? Intrigued by these riddles and conundrums that patient-physician communication frequently creates, Jones wrote a book, What Doctors Cannot Tell You: Clarity, Confidence and Uncertainty in Medicine.

Jones also runs a scientific research laboratory focused on the biology of sarcomas. Here, his team studies the decisions cells make on the way to becoming a cancer. Again the complexities and uncertainties inherent to these decisions are in full relief.

Jones sees patients and does surgery as an associate professor at the University of Utah in the Department of Orthopaedics, working at both Primary Children's Hospital and the Huntsman Cancer Institute. His laboratory is in the Huntsman Cancer Institute, where he is an adjunct faculty member in the Department of Oncological Sciences.

Jones studied English literature at Harvard, medicine at Johns Hopkins, orthopedic surgery at the University of Iowa, and musculoskeletal oncology at the University of Toronto. He lives in Salt Lake City with his wife and four children.

More profile about the speaker
Kevin B. Jones | Speaker | TED.com
TEDxSaltLakeCity

Kevin B. Jones: Why curiosity is the key to science and medicine

Kevin Jones: Merak bilim ve tıp için neden önemlidir

Filmed:
979,652 views

Bilim, deney yapma, yanılma ve revizyonu içeren bir öğrenme sürecidir ve tıp bilimi bunun bir istisnası değildir. Kanser araştırmacısı Kevin B. Jones cerrahi ve tıbbi bakım konusundaki derin bilinmezlikleri basit bir cevapla karşılıyor: Dürüstlük. Jones, bilginin doğasına dair özenli konuşmasında, bilim insanlarının bazı şeyleri henüz anlamadıklarını alçakgönüllülükle kabullendiklerinde bilimin nasıl parıldadığını anlatıyor.
- Cancer researcher
Kevin B. Jones is a life-long student of human nature, fascinated most by the decision-making capacity intrinsic to each of us. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
ScienceBilim.
0
840
1200
Bilim.
00:14
The very wordsözcük for manyçok of you conjuresçağrıştırıyor
unhappymutsuz memorieshatıralar of boredomcan sıkıntısı
1
2760
3416
Lisedeki biyoloji veya fizik
derslerinde yaşadığımız
00:18
in highyüksek schoolokul biologyBiyoloji or physicsfizik classsınıf.
2
6200
2896
sıkıcı mutsuz anılarımızı
canlandıran ilk kelime.
00:21
But let me assuresağlamak that what you did there
3
9120
3096
Ama size garanti ederim,
orada yapılan şeyin
00:24
had very little to do with scienceBilim.
4
12240
2176
bilimle çok az ilgisi vardı.
00:26
That was really the "what" of scienceBilim.
5
14440
2296
O aslında bilimin "Ne" olduğuydu,
00:28
It was the historytarih
of what other people had discoveredkeşfedilen.
6
16760
2720
birilerinin icat ettiği
şeylerin tarihiydi.
00:32
What I'm mostçoğu interestedilgili in as a scientistBilim insanı
7
20720
2336
Bir bilim insanı olarak
en çok merak ettiğim şey
00:35
is the "how" of scienceBilim.
8
23080
2136
bilimin "nasıl" olduğudur.
00:37
Because scienceBilim is knowledgebilgi in processsüreç.
9
25240
3816
Çünkü bilim, işletilen bilgidir.
00:41
We make an observationgözlem,
guesstahmin an explanationaçıklama for that observationgözlem,
10
29080
3456
Bir gözlem yaparız, o gözleme
bir açıklama tahmin ederiz
00:44
and then make a predictiontahmin
that we can testÖlçek
11
32560
2056
ve sonra diğer gözlem ve
deneyleri yaparak
00:46
with an experimentdeney or other observationgözlem.
12
34640
1920
test edebileceğimiz
bir öngörüde bulunuruz.
00:49
A coupleçift of examplesörnekler.
13
37080
1336
Birkaç örnek.
00:50
First of all, people noticedfark
that the EarthDünya was belowaltında, the skygökyüzü aboveyukarıdaki,
14
38440
3576
Başlangıçta insanlar Yer'in aşağıda
göğün ise yukarıda olduğunu fark etti
00:54
and bothher ikisi de the SunGüneş and the MoonAy
seemedgibiydi to go around them.
15
42040
3880
ve hem Güneş hem Ay, Dünya'nın
etrafında dönüyor gibiydi.
00:58
TheirOnların guessedtahmin explanationaçıklama
16
46720
1536
Tahmin ettikleri açıklama
01:00
was that the EarthDünya mustşart be
the centermerkez of the universeEvren.
17
48280
3080
"Evrenin merkezi Dünya olmalı." idi.
01:04
The predictiontahmin: everything
should circledaire around the EarthDünya.
18
52240
3200
Öngörü: Her şey Dünya'nın
etrafında dönmelidir.
01:08
This was first really testedtest edilmiş
19
56120
1656
Bu öngörü sonunda test edildi.
01:09
when GalileoGalileo got his handseller
on one of the first telescopesteleskoplar,
20
57800
2816
Galileo ilk teleskoplardan
birini eline alıp
01:12
and as he gazedbaktı into the night skygökyüzü,
21
60640
2376
gece gökyüzüne baktığında,
01:15
what he foundbulunan there was a planetgezegen, JupiterJüpiter,
22
63040
3696
gördüğü şey etrafında dönen,
01:18
with fourdört moonsuyduları circlingçember around it.
23
66760
4000
dört uydusuyla Jüpiter gezegeniydi.
01:23
He then used those moonsuyduları
to followtakip et the pathyol of JupiterJüpiter
24
71760
4376
Sonra, Jüpiter'in yörüngesini takip
etmek için o uyduları kullandı
01:28
and foundbulunan that JupiterJüpiter
alsoAyrıca was not going around the EarthDünya
25
76160
3736
ve Jüpiter'in de,
Dünya değil, Güneş'in etrafında
01:31
but around the SunGüneş.
26
79920
1960
döndüğünü anladı.
01:35
So the predictiontahmin testÖlçek failedbaşarısız oldu.
27
83160
2280
Yani, öngörü testi geçememişti.
01:38
And this led to
the discardingatma of the theoryteori
28
86400
2096
Bu da Dünya'nın evrenin
merkezinde olduğu
01:40
that the EarthDünya was the centermerkez
of the universeEvren.
29
88520
2176
kuramını boşa çıkarmış oldu.
01:42
AnotherBaşka bir exampleörnek: SirEfendim IsaacIsaac NewtonNewton
noticedfark that things falldüşmek to the EarthDünya.
30
90720
4096
Başka bir örnek: Sir Isaac Newton
nesnelerin yeryüzüne
düştüğünü fark etmişti.
01:46
The guessedtahmin explanationaçıklama was gravityyerçekimi,
31
94840
2920
Tahmini açıklama yer çekimiydi.
01:50
the predictiontahmin that everything
should falldüşmek to the EarthDünya.
32
98520
3136
Öngörü her nesnenin
dünyaya düşmesi gerektiği idi.
01:53
But of coursekurs, not everything
does falldüşmek to the EarthDünya.
33
101680
3560
Fakat tabii ki, her şey
yeryüzüne düşmüyordu.
01:58
So did we discardıskarta gravityyerçekimi?
34
106200
1560
Öyleyse yer çekimini ret mi ettik?
02:00
No. We revisedrevize the theoryteori and said,
gravityyerçekimi pullsçeker things to the EarthDünya
35
108920
4416
Hayır. Teoriyi revize ettik ve başka
yönde eşit ve zıt bir kuvvet olmadıkça,
02:05
unlessolmadıkça there is an equaleşit
and oppositekarşısında forcekuvvet in the other directionyön.
36
113360
4200
yer çekiminin nesneleri
Dünya'ya çekeceğini söyledik.
02:10
This led us to learnöğrenmek something newyeni.
37
118160
2160
Bu, bizim yeni bir şey
öğrenmemizi sağladı.
02:12
We beganbaşladı to payödeme more attentionDikkat
to the birdkuş and the bird'skuşbakışı wingskanatlar,
38
120920
3256
Kuşlara ve kanatlarına daha dikkatli
bakmaya başladık
02:16
and just think of all the discoverieskeşifler
39
124200
2376
ve bu düşünce
silsilesininden türemiş
02:18
that have flownuçakla
from that linehat of thinkingdüşünme.
40
126600
2039
uçabilen icatlara bir bakın.
02:21
So the testÖlçek failuresarızaları,
the exceptionsözel durumlar, the outliersaykırı
41
129639
5137
Yani başarısız testler,
istisnalar, aykırılıklar
02:26
teachöğretmek us what we don't know
and leadöncülük etmek us to something newyeni.
42
134800
4560
bize bilmediğimiz şeyleri öğretir
ve bizi yeni bir yere götürür.
02:32
This is how scienceBilim moveshamle forwardileri.
This is how scienceBilim learnsöğrenir.
43
140000
3200
Bilim bu şekilde ilerler.
Bilim bu şekilde öğrenir.
02:35
SometimesBazen in the mediamedya,
and even more rarelynadiren,
44
143840
2256
Bazen medyada ve
bazen daha da nadiren,
02:38
but sometimesara sıra even scientistsBilim adamları will say
45
146120
2416
ama bazen bilim insanları bile
02:40
that something or other
has been scientificallybilimsel provenkanıtlanmış.
46
148560
2760
şu veya bu şeyin bilimsel olarak
kanıtlandığını söylüyor.
02:43
But I hopeumut that you understandanlama
that scienceBilim never proveskanıtlıyor anything
47
151880
4576
Ama umarım, bilimin hiç bir zaman
bir şeyi kesin olarak sonsuza kadar
02:48
definitivelykesin olarak foreversonsuza dek.
48
156480
1880
kanıtlamadığını anlıyorsunuzdur.
02:51
HopefullyUmut verici bir biçimde scienceBilim remainskalıntılar curiousMeraklı enoughyeterli
49
159520
3816
Neyse ki bilim, aramaya devam edecek ve
02:55
to look for
50
163360
1416
aykırılıkları ve
02:56
and humblemütevazi enoughyeterli to recognizetanımak
51
164800
1976
Jüpiter'in uyduları gibi
02:58
when we have foundbulunan
52
166800
1496
bir sonraki istisnayı
03:00
the nextSonraki outlieraykırı,
53
168320
1696
tanımlayacak ve bize
03:02
the nextSonraki exceptionistisna,
54
170040
1496
bilmediğimiz şeyleri
03:03
whichhangi, like Jupiter'sJüpiter'in moonsuyduları,
55
171560
2296
öğretmeye devam edecek kadar
03:05
teachesöğretir us what we don't actuallyaslında know.
56
173880
2600
meraklı ve alçakgönüllüdür.
03:09
We're going to changedeğişiklik gearsdişliler
here for a secondikinci.
57
177160
2536
Burada birkaç saniyeliğine
vites değiştirelim.
03:11
The caduceuscaduceus, or the symbolsembol of medicinetıp,
58
179720
1936
Caduceus ya da tıbbın sembolü,
03:13
meansanlamına geliyor a lot of differentfarklı things
to differentfarklı people,
59
181680
2456
farklı insanlar için
farklı anlamlar taşır
03:16
but mostçoğu of our
publichalka açık discoursesöylev on medicinetıp
60
184160
2256
ancak tıp konusundaki genel
söylemlerimizin çoğu
03:18
really turnsdönüşler it into
an engineeringmühendislik problemsorun.
61
186440
2776
gerçekten bir mühendislik
problemine dönüşüyor.
03:21
We have the hallwayskoridorlar of CongressKongre,
62
189240
1736
Kongre salonlarında
ve sigorta şirketlerinin
03:23
and the boardroomskuruluları of insurancesigorta companiesşirketler
that try to figureşekil out how to payödeme for it.
63
191000
4000
yönetim kurulu odalarında
ödemenin nasıl yapılacağı düşünülüyor.
Ahlak bilimciler ve Epidemiyolojistler
03:27
The ethicistsethicists and epidemiologistsepidemiyologlar
64
195680
1616
03:29
try to figureşekil out
how besten iyi to distributedağıtmak medicinetıp,
65
197320
2696
tıp hizmeti sağlamanın en iyi
yöntemlerini arıyor,
03:32
and the hospitalshastaneler and physicianshekimler
are absolutelykesinlikle obsessedkafayı takmış
66
200040
2656
hastane ve hekimler ise
protokoller ve kontrol listelerine
03:34
with theironların protocolsiletişim kuralları and checklistsDenetim listeleri,
67
202720
1936
kafayı takmış durumdalar ki
03:36
tryingçalışıyor to figureşekil out
how besten iyi to safelygüvenli bir şekilde applyuygulamak medicinetıp.
68
204680
3536
tıbbı güvenli bir şekilde uygulamanın
en iyi yöntemlerini arıyorlar.
03:40
These are all good things.
69
208240
2120
Bunlar iyi şeyler.
03:42
HoweverAncak, they alsoAyrıca all assumeüstlenmek
70
210960
2736
Bununla birlikte herkes az ya da çok
03:45
at some levelseviye
71
213720
1976
tıp kitabının,
03:47
that the textbookders kitabı of medicinetıp is closedkapalı.
72
215720
2520
kapanmış olduğunu varsayıyor.
03:51
We startbaşlama to measureölçmek
the qualitykalite of our healthsağlık carebakım
73
219160
2496
Sağlık hizmetinin kalitesini
ona ulaşma hızımızla
03:53
by how quicklyhızlı bir şekilde we can accesserişim it.
74
221680
2536
ölçmeye başladık.
03:56
It doesn't surprisesürpriz me
that in this climateiklim,
75
224240
2096
Böyle bir iklimde, sağlık hizmeti veren
03:58
manyçok of our institutionskurumlar
for the provisionhüküm of healthsağlık carebakım
76
226360
2816
kuruluşların çoğunun gerçekten
hızlı yağlama dükkânı gibi
04:01
startbaşlama to look a heckkahrolası of a lot
like JiffyLahza LubeMadeni.
77
229200
2496
görünmeye başlaması beni şaşırtmıyor.
04:03
(LaughterKahkaha)
78
231720
2576
(Gülüşmeler)
04:06
The only problemsorun is that
when I graduatedmezun from medicaltıbbi schoolokul,
79
234320
3936
Ben tıp fakültesinden mezun
olduğumda tek sorun
04:10
I didn't get one of those
little doohickeysoyuncaklar
80
238280
2056
tamircinizin arabanıza takıp
04:12
that your mechanicmakinist
has to plugfiş into your cararaba
81
240360
2376
sonra da arızayı tam olarak bulduğu
04:14
and find out exactlykesinlikle what's wrongyanlış with it,
82
242760
2376
şu küçük zımbırtılardan birine
sahip olmamamdı,
04:17
because the textbookders kitabı of medicinetıp
83
245160
2096
çünkü tıp kitabı
04:19
is not closedkapalı.
84
247280
1520
kapanmamıştı.
04:21
MedicineTıp is scienceBilim.
85
249320
1840
Tıp bir bilimdir.
04:23
MedicineTıp is knowledgebilgi in processsüreç.
86
251560
2680
Tıp işleyen bilgidir.
04:27
We make an observationgözlem,
87
255280
1376
Bir gözlem yaparız,
04:28
we guesstahmin an explanationaçıklama
of that observationgözlem,
88
256680
2135
bu gözleme dayanan
bir açıklama tahmin ederiz,
04:30
and then we make a predictiontahmin
that we can testÖlçek.
89
258839
2617
sonra test edebileceğimiz
bir öngörüde bulunuruz.
04:33
Now, the testingtest yapmak groundzemin
of mostçoğu predictionstahminler in medicinetıp
90
261480
3576
Tıptaki çoğu öngörünün
test edilebileceği alan
04:37
is populationspopülasyonları.
91
265080
1536
insan nüfusudur.
04:38
And you mayMayıs ayı rememberhatırlamak
from those boringsıkıcı daysgünler in biologyBiyoloji classsınıf
92
266640
3576
Sıkıcı biyoloji derslerinden
belki hatırlarsınız,
04:42
that populationspopülasyonları tendeğiliminde to distributedağıtmak
93
270240
2176
popülasyonlar, bir ortalama
04:44
around a mean
94
272440
1216
etrafında bir Gaus veya
04:45
as a GaussianGauss or a normalnormal curveeğri.
95
273680
1856
normal eğri dağılımı gösterir.
04:47
ThereforeBu nedenle, in medicinetıp,
96
275560
1656
Bu nedenle tıpta
04:49
after we make a predictiontahmin
from a guessedtahmin explanationaçıklama,
97
277240
3216
tahmini bir açıklamadan yola
çıkıp bir öngörü yaptıktan sonra
04:52
we testÖlçek it in a populationnüfus.
98
280480
1880
bunu nüfus üzerinde test ederiz.
04:55
That meansanlamına geliyor that what we know in medicinetıp,
99
283320
2936
Bunun anlamı, tıp konusunda bildiklerimiz
04:58
our knowledgebilgi and our know-hownasil OLDUĞUNU biliyorum,
100
286280
2256
bilgi birikimimiz ve teknik bilgilerimiz
05:00
comesgeliyor from populationspopülasyonları
101
288560
2256
nüfustan gelir
05:02
but extendsuzanır only as faruzak
102
290840
2776
ancak bunun sınırı
05:05
as the nextSonraki outlieraykırı,
103
293640
1736
bir sonraki aykırılık
05:07
the nextSonraki exceptionistisna,
104
295400
1216
ve Jüpiter'in uyduları gibi
05:08
whichhangi, like Jupiter'sJüpiter'in moonsuyduları,
105
296640
1736
bize bilmediğimiz bir şeyi öğreten
05:10
will teachöğretmek us what we don't actuallyaslında know.
106
298400
2400
bir sonraki istisnaya kadardır.
05:14
Now, I am a surgeoncerrah
107
302080
1336
Şimdi, ben bir cerrahım
05:15
who looksgörünüyor after patientshastalar with sarcomasarkomu.
108
303440
2416
ve sarkomlu hastalara bakıyorum.
05:17
SarcomaSarkomu is a very rarenadir formform of cancerkanser.
109
305880
2200
Sarkom çok nadir bir kanser türüdür,
05:20
It's the cancerkanser of flesheti and boneskemikler.
110
308720
2040
kemik ve et dokusunda görülür.
05:23
And I would tell you that everyher one
of my patientshastalar is an outlieraykırı,
111
311240
4336
Size şunu söyleyeyim, benim
hastalarımın her biri bir aykırılıktır,
05:27
is an exceptionistisna.
112
315600
1200
bir istisnadır.
05:30
There is no surgerycerrahlık I have ever performedgerçekleştirilen
for a sarcomasarkomu patienthasta
113
318000
3216
Şimdiye kadar hiç bir sarkom hastasına
tıpta popülasyona dayalı
05:33
that has ever been guideddestekli
by a randomizedrandomize controlledkontrollü clinicalklinik trialDeneme,
114
321240
4256
bilginin en iyi türü olduğunu
düşündüğümüz, rastgele bazlı
05:37
what we considerdüşünmek the besten iyi kindtür
of population-basednüfus tabanlı evidencekanıt in medicinetıp.
115
325520
3720
klinik deneylere göre biçimlenen
tekniklerle (bulgu) operasyon yapmadım.
05:42
People talk about thinkingdüşünme
outsidedışında the boxkutu,
116
330400
2296
İnsanlar kalıpların dışında
düşünmekten bahsediyor,
05:44
but we don't even have a boxkutu in sarcomasarkomu.
117
332720
2736
sarkom için bir kalıbımız bile yok.
05:47
What we do have as we take
a bathbanyo in the uncertaintybelirsizlik
118
335480
3336
Sarkom konusunda elimizde olanlar;
bir belirsizlik bulutu bilinmezlikler
ve isitisnalar ve aykırıklıklar.
05:50
and unknownsbilinmeyenli and exceptionsözel durumlar
and outliersaykırı that surroundkuşatma us in sarcomasarkomu
119
338840
4136
05:55
is easykolay accesserişim to what I think
are those two mostçoğu importantönemli valuesdeğerler
120
343000
4536
Ne hissettiğimi tahmin etmeniz kolay.
Bunlar her bilim dalının
05:59
for any scienceBilim:
121
347560
1536
en önemli iki kuralı;
06:01
humilitytevazu and curiositymerak.
122
349120
2200
alçakgönüllülük ve merak.
06:04
Because if I am humblemütevazi and curiousMeraklı,
123
352000
2296
Alçakgönüllü ve meraklı olduğum için,
06:06
when a patienthasta askssorar me a questionsoru,
124
354320
2296
hasta bana bir soru sorduğunda,
06:08
and I don't know the answerCevap,
125
356640
1440
cevabı bilmiyorsam,
06:10
I'll asksormak a colleagueçalışma arkadaşı
126
358920
1216
sarkomalı bir hastası
06:12
who mayMayıs ayı have a similarbenzer
albeitGerçi distinctfarklı patienthasta with sarcomasarkomu.
127
360160
3016
olma ihtimali düşük de olsa
bir meslakdaşıma danışırım.
06:15
We'llWe'll even establishkurmak
internationalUluslararası collaborationsişbirlikleri.
128
363200
2696
Hatta uluslararası bir işbirliği
bile başlattık.
06:17
Those patientshastalar will startbaşlama
to talk to eachher other throughvasitasiyla chatsohbet roomsOdalar
129
365920
3136
Hastalar sohbet odaları aracılığı
ile birbirleri ve destek
06:21
and supportdestek groupsgruplar.
130
369080
1200
gruplarıyla konuşuyor.
06:22
It's throughvasitasiyla this kindtür
of humblyalçakgönüllü curiousMeraklı communicationiletişim
131
370800
3576
Bu alçakgönüllü
ve meraklı iletişim sayesinde
06:26
that we beginbaşla to try and learnöğrenmek newyeni things.
132
374400
3560
yeni şeyler öğrenmeye çalışıyoruz.
06:31
As an exampleörnek, this is a patienthasta of mineMayın
133
379240
2056
Örnek olarak , bu benim bir hastam,
06:33
who had a cancerkanser nearyakın his kneediz.
134
381320
1680
dizine yakın yerde kanser vardı.
06:35
Because of humblyalçakgönüllü curiousMeraklı communicationiletişim
135
383480
2376
Uluslararası işbirliğinin alçakgönüllü
06:37
in internationalUluslararası collaborationsişbirlikleri,
136
385880
2096
ve meraklı iletişimi sayesinde
06:40
we have learnedbilgili that we can repurposerepurpose
the ankleayak bileği to serveservis as the kneediz
137
388000
4536
kanserli diz alındıktan sonra
hastanın ayak bileğini diz olarak
yeniden tasarlayabileceğimizi öğrendik.
06:44
when we have to removeKaldır the kneediz
with the cancerkanser.
138
392560
2256
06:46
He can then weargiyinmek a prostheticProtez
and runkoş and jumpatlama and playoyun.
139
394840
2840
O zaman bir protez takabilir,
koşar, sıçrar ve oynayabilirdi.
06:50
This opportunityfırsat was availablemevcut to him
140
398360
3016
O bu fırsatı uluslararası işbirliği
06:53
because of internationalUluslararası collaborationsişbirlikleri.
141
401400
2776
sayesinde kullanabildi.
06:56
It was desirableçekici to him
142
404200
1696
Bunu istiyordu,
06:57
because he had contactedtemas other patientshastalar
who had experienceddeneyimli it.
143
405920
2960
çünkü bunu yaptıran diğer
hastalarla temasa geçmişti.
07:01
And so exceptionsözel durumlar and outliersaykırı in medicinetıp
144
409920
4056
Yani, tıptaki istisna ve aykırılıklar
07:06
teachöğretmek us what we don't know,
but alsoAyrıca leadöncülük etmek us to newyeni thinkingdüşünme.
145
414000
3960
bize bilmediğimiz bir şey öğretir
ve ayrıca bizi yeni bir düşünceye götürür.
07:11
Now, very importantlyönemlisi,
146
419080
1856
Şimdi, şu çok önemli;
07:12
all the newyeni thinkingdüşünme that outliersaykırı
and exceptionsözel durumlar leadöncülük etmek us to in medicinetıp
147
420960
3856
tıptaki aykırılık ve istisnaların
bizi götürdüğü yeni düşünceler
07:16
does not only applyuygulamak
to the outliersaykırı and exceptionsözel durumlar.
148
424840
3360
sadece aykırılık ve
istisnalara uygulanmıyor.
07:20
It is not that we only learnöğrenmek
from sarcomasarkomu patientshastalar
149
428920
3176
Sarkom hastalarından sadece
sarkom tedavi etme
07:24
waysyolları to manageyönetmek sarcomasarkomu patientshastalar.
150
432120
1960
yöntemleri öğrenmiyoruz.
07:26
SometimesBazen, the outliersaykırı
151
434920
2056
Bazen, aykırılıklar
07:29
and the exceptionsözel durumlar
152
437000
1696
ve istisnalar
07:30
teachöğretmek us things that mattermadde quiteoldukça a lot
to the generalgenel populationnüfus.
153
438720
3240
bize genel nüfus için çok
önemli şeyler öğretir.
07:35
Like a treeağaç standingayakta outsidedışında a forestorman,
154
443360
1856
Bu ormanın dışındaki bir ağaç gibidir,
07:37
the outliersaykırı and the exceptionsözel durumlar
drawçekmek our attentionDikkat
155
445240
4016
aykırılık ve istisnalar dikkatimizi çeker
07:41
and leadöncülük etmek us into a much greaterbüyük senseduyu
of perhapsbelki what a treeağaç is.
156
449280
4336
ve belki de, bizi bir ağacın ne olduğunu
daha iyi anlamaya götürür.
07:45
We oftensık sık talk about
losingkaybetme the forestsormanlar for the treesağaçlar,
157
453640
2496
Sık sık ağaçlara bakıp ormanı
görmüyoruz deriz
07:48
but one alsoAyrıca loseskaybeder a treeağaç
158
456160
1816
ama ormanın içindeki
07:50
withiniçinde a forestorman.
159
458000
1520
bir ağacı da görmeyiz.
Ancak bu ağaç tek başına durduğunda
07:53
But the treeağaç that standsstandları out by itselfkendisi
160
461000
1856
07:54
makesmarkaları those relationshipsilişkiler
that definetanımlamak a treeağaç,
161
462880
2896
bir ağacı oluşturan bağlantıları
07:57
the relationshipsilişkiler betweenarasında trunkgövde
and rootskökleri and branchesdalları,
162
465800
3816
gövde, kök ve dalların ilişkilerini
çok daha net anlatır.
08:01
much more apparentbelirgin.
163
469640
1240
08:03
Even if that treeağaç is crookedçarpık
164
471360
1696
Bu ağaç eğri büğrü bile olsa
08:05
or even if that treeağaç
has very unusualolağandışı relationshipsilişkiler
165
473080
2976
bu ağacın kendi gövdesi, kökleri
ve dallarıyla çok anormal
08:08
betweenarasında trunkgövde and rootskökleri and branchesdalları,
166
476080
2296
ilişkileri bile olsa
08:10
it nonethelessyine de drawsberabere our attentionDikkat
167
478400
2696
her şeye rağmen dikkatimizi çeker
08:13
and allowsverir us to make observationsgözlemler
168
481120
1896
ve gözlem yapmamızı mümkün kılar
08:15
that we can then testÖlçek
in the generalgenel populationnüfus.
169
483040
2240
ve sonra gözlemi genel
nüfusta test edebilmeyi.
08:18
I told you that sarcomaseklem dokusu Uru are rarenadir.
170
486000
1976
Sarkom'un nadir görüldüğünü söyledim.
08:20
They make up about one percentyüzde
of all cancerskanserler.
171
488000
2640
Bütün kanser vakalarının %1'idir.
08:23
You alsoAyrıca probablymuhtemelen know that cancerkanser
is considereddüşünülen a geneticgenetik diseasehastalık.
172
491280
3960
Muhtemelen siz de bilirsiniz,
kanserin genetik olduğu düşünülüyor.
08:27
By geneticgenetik diseasehastalık we mean
that cancerkanser is causedneden oldu by oncogenesoncogenes
173
495840
3336
Genetik olmasından kastettiğimiz;
kanser, kansere dönüşen
onkojenler ve tümör baskılayıcı
08:31
that are turneddönük on in cancerkanser
174
499200
1376
08:32
and tumortümör suppressorbastırıcı genesgenler
that are turneddönük off to causesebeb olmak cancerkanser.
175
500600
3040
genlerin devre dışı kalmasından
kaynaklanır.
08:36
You mightbelki think
that we learnedbilgili about oncogenesoncogenes
176
504160
2416
Onkojenler ve tümör baskılayıcı
genler hakkındaki bilgileri
08:38
and tumortümör suppressorbastırıcı genesgenler
from commonortak cancerskanserler
177
506600
2216
meme kanseri, prostat kanseri
ve akciğer kanseri gibi
08:40
like breastmeme cancerkanser and prostateprostat cancerkanser
178
508840
1976
yaygın kanser türlerinden öğrendiğimizi
08:42
and lungakciğer cancerkanser,
179
510840
1496
düşünebilirsiniz
08:44
but you'dşimdi etsen be wrongyanlış.
180
512360
1199
ama yanılıyorsunuz.
08:46
We learnedbilgili about oncogenesoncogenes
and tumortümör suppressorbastırıcı genesgenler
181
514000
2895
Onkojenler ve tümör baskılayıcı
genler hakkındaki bilgileri
08:48
for the first time
182
516919
1216
ilk kez
08:50
in that itty-bittyMini minnacık little one percentyüzde
of cancerskanserler calleddenilen sarcomasarkomu.
183
518159
3441
bu minicik %1'lik, sarkom denen
kanser sayesinde öğrendik.
08:54
In 1966, PeytonPeyton RousRous got the NobelNobel PrizeÖdülü
184
522760
2576
Peyton Rous, tavukların geçirilebilen
08:57
for realizingfark that chickenstavuklar
185
525360
2016
bir sarkom formuna sahip
08:59
had a transmissiblebulaşıcı formform of sarcomasarkomu.
186
527400
3120
olduklarını fark etti ve
1966'da Nobel Ödülü aldı.
30 yıl sonra Harold Varmus ve Mike Bishop
09:03
ThirtyOtuz yearsyıl latersonra, HaroldHarold VarmusVarmus
and MikeMike BishopBishop discoveredkeşfedilen
187
531260
2836
09:06
what that transmissiblebulaşıcı elementeleman was.
188
534120
2536
bu aktarılabilen ögenin ne olduğunu buldu.
09:08
It was a virusvirüs
189
536680
1576
Bu bir virüstü,
09:10
carryingtaşıma a genegen,
190
538280
1416
bir gen taşıyordu:
09:11
the srcsrc oncogeneonkogen.
191
539720
1440
src onkojen.
09:13
Now, I will not tell you
that srcsrc is the mostçoğu importantönemli oncogeneonkogen.
192
541880
3656
Şimdi size src'nin en önemli
onkojen olduğunu söylemeyeceğim.
09:17
I will not tell you
193
545560
1216
Size src'nin
09:18
that srcsrc is the mostçoğu frequentlysık sık
turneddönük on oncogeneonkogen in all of cancerkanser.
194
546800
3496
bütün kanserlerde en sık onkojen
başlatan olduğunu söylemeyeceğim.
09:22
But it was the first oncogeneonkogen.
195
550320
2440
Ancak bu ilk onkojendir.
09:25
The exceptionistisna, the outlieraykırı
196
553960
2336
Bir aykırılıktı, bir istisnaydı,
09:28
drewdrew our attentionDikkat and led us to something
197
556320
2520
dikkatimizi çekti ve bizi biyolojinin
09:31
that taughtöğretilen us very importantönemli things
about the restdinlenme of biologyBiyoloji.
198
559520
4040
geri kalanına dair çok önemli
şeyler öğreten bir şeye yöneltti.
09:36
Now, TPTP53 is the mostçoğu importantönemli
tumortümör suppressorbastırıcı genegen.
199
564880
4096
En önemli tümör
baskılayıcı gen TP53'dür.
09:41
It is the mostçoğu frequentlysık sık turneddönük off
tumortümör suppressorbastırıcı genegen
200
569000
2736
Neredeyse bütün kanser
türlerinde en sıklıkla
09:43
in almostneredeyse everyher kindtür of cancerkanser.
201
571760
1800
devre dışı kalan baskılayıcı gendir
09:46
But we didn't learnöğrenmek about it
from commonortak cancerskanserler.
202
574360
2296
ama biz bunu yaygın kanser
türlerinden öğrenmedik.
09:48
We learnedbilgili about it
when doctorsdoktorlar LiLi and FraumeniFraumeni
203
576680
2416
Biz bunu Doktor Li ve Fraumeni'nin
09:51
were looking at familiesaileleri,
204
579120
1576
ailelere bakıp bu ailelerde
09:52
and they realizedgerçekleştirilen that these familiesaileleri
205
580720
2016
çok fazla sarkom görüldüğünü
09:54
had way too manyçok sarcomaseklem dokusu Uru.
206
582760
2520
fark etmeleriyle öğrendik.
09:57
I told you that sarcomasarkomu is rarenadir.
207
585920
1776
Söylemiştim, sarkom nadirdir.
09:59
RememberHatırlıyorum that a one
in a millionmilyon diagnosisTanı,
208
587720
3176
Unutmayalım, milyonda bir tanıdır,
10:02
if it happensolur twiceiki defa in one familyaile,
209
590920
2136
eğer bu bir ailede iki kez çıkmışsa
10:05
is way too commonortak in that familyaile.
210
593080
2400
o ailede çok yaygın demektir.
10:08
The very factgerçek that these are rarenadir
211
596640
2696
Bunların nadir olması gerçeği
10:11
drawsberabere our attentionDikkat
212
599360
1440
dikkatimizi çeker
ve bizi yeni bir düşünme biçimine götürür.
10:13
and leadspotansiyel müşteriler us to newyeni kindsçeşit of thinkingdüşünme.
213
601760
2240
Şimdi pek çoğunuz şöyle diyebilir
10:17
Now, manyçok of you mayMayıs ayı say,
214
605480
1456
10:18
and mayMayıs ayı rightlyhaklı olarak say,
215
606960
1536
veya haklı olarak der:
10:20
that yeah, KevinKevin, that's great,
216
608520
1896
"Tamam Kevin bu güzel ama
10:22
but you're not talkingkonuşma
about a bird'skuşbakışı wingkanat.
217
610440
2056
anlattığın şey kuşların
kanatları değil ki,
10:24
You're not talkingkonuşma about moonsuyduları
floatingyüzer around some planetgezegen JupiterJüpiter.
218
612520
3480
Jüpiter denen bir gezegenin etrafında
süzülen uydulardan bahsetmiyorsun.
10:28
This is a personkişi.
219
616520
1536
Bu bir insan.
10:30
This outlieraykırı, this exceptionistisna,
mayMayıs ayı leadöncülük etmek to the advancementilerleme of scienceBilim,
220
618080
3256
Bu aykırılık, bu istisna bilimde
bir ilerlemeye yol açabilir,
10:33
but this is a personkişi.
221
621360
1200
ama bu bir insan."
10:36
And all I can say
222
624280
1616
Tek söyleyebileceğim
10:37
is that I know that all too well.
223
625920
2360
bunu çok iyi biliyor olduğum.
10:41
I have conversationskonuşmaları with these patientshastalar
with rarenadir and deadlyölümcül diseaseshastalıklar.
224
629760
3400
Nadir ve ölümcül hastalıkları olan
hastalarla konuşuyorum.
10:45
I writeyazmak about these conversationskonuşmaları.
225
633800
1936
Bu konuşmalar hakkında yazıyorum.
10:47
These conversationskonuşmaları are terriblyson derece fraughtdolu.
226
635760
2296
Bu konuşmalar korkunç şekilde yüklü.
10:50
They're fraughtdolu with horriblekorkunç phrasesifadeler
227
638080
1816
Bu konuşmalar, "Size kötü bir haberim var"
10:51
like "I have badkötü newshaber"
or "There's nothing more we can do."
228
639920
3240
veya "Artık yapabileceğimiz bir şey yok"
gibi iğrenç sözlerle yüklü.
10:55
SometimesBazen these conversationskonuşmaları
turndönüş on a singletek wordsözcük:
229
643760
3200
Bazen bu konuşmalar
tek bir kelimeye iniyor:
10:59
"terminalTerminal."
230
647760
1200
"Ölümcül."
11:04
SilenceSessizlik can alsoAyrıca be ratherdaha doğrusu uncomfortablerahatsız.
231
652920
2920
Sessizlik de oldukça
rahatsız edici olabiliyor.
11:09
Where the blanksboşlukları are in medicinetıp
232
657360
2576
Tıptaki boşluklar, bizim bu
11:11
can be just as importantönemli
233
659960
1856
konuşmalarda kullandığımız
11:13
as the wordskelimeler that we use
in these conversationskonuşmaları.
234
661840
2240
kelimeler kadar önemli olabilir.
11:17
What are the unknownsbilinmeyenli?
235
665080
1536
Bilinmeyenler neler?
11:18
What are the experimentsdeneyler
that are beingolmak donetamam?
236
666640
2200
Yapılmakta olan deneyler neler?
Birlikte küçük bir alıştırma yapalım.
11:21
Do this little exerciseegzersiz with me.
237
669680
1696
11:23
Up there on the screenekran,
you see this phraseifade, "no where."
238
671400
3216
Yukarıda ekranda bir söz
görüyorsunuz: "hiçbir yerde"
11:26
NoticeUyarı where the blankboş is.
239
674640
1280
Boşluğun yerine dikkat edin.
11:28
If we movehareket that blankboş one spaceuzay over
240
676680
3200
Eğer bu boşluğu bir tık kaydırırsak,
11:32
"no where"
241
680640
1576
"hiçbir yerde"
11:34
becomesolur "now here,"
242
682240
2696
"şimdi burada" olur,
11:36
the exactkesin oppositekarşısında meaninganlam,
243
684960
1896
tam ters bir anlama dönüşür.
11:38
just by shiftingdeğişken the blankboş one spaceuzay over.
244
686880
2200
Boşluğu sadece bir yana kaydırdık.
11:43
I'll never forgetunutmak the night
245
691680
1576
Asla unutmayacağım;
11:45
that I walkedyürüdü into
one of my patients'hastaların roomsOdalar.
246
693280
2240
bir gece hastalarımdan
birinin odasına gittim,
o gün çok uzun
ameliyatlar yapmıştım
11:48
I had been operatingişletme long that day
247
696280
1656
11:49
but I still wanted to come and see him.
248
697960
2016
ama yine de gidip bir görmek istedim.
11:52
He was a boyoğlan I had diagnosedtanısı
with a bonekemik cancerkanser a fewaz daysgünler before.
249
700000
3200
Birkaç gün önce kemik kanseri
tanısı konmuş bir oğlandı.
O gün sabah, annesiyle birlikte
kemoterapi
11:55
He and his motheranne had been meetingtoplantı
with the chemotherapykemoterapi doctorsdoktorlar
250
703840
3056
uzmanlarıyla görüşmüştü
11:58
earlierdaha erken that day,
251
706920
1216
12:00
and he had been admittedkabul edilmiş
to the hospitalhastane to beginbaşla chemotherapykemoterapi.
252
708160
2976
ve kemoterapi için hastaneye yatmıştı.
Odasına gittiğimde
neredeyse gece yarısıydı.
12:03
It was almostneredeyse midnightgece yarısı
when I got to his roomoda.
253
711160
2176
12:05
He was asleepuykuda, but I foundbulunan his motheranne
254
713360
2176
Uyuyordu ama annesi oradaydı,
12:07
readingokuma by flashlightel feneri
255
715560
1576
yatağın kenarında el feneriyle
12:09
nextSonraki to his bedyatak.
256
717160
1456
kitap okuyordu.
12:10
She camegeldi out in the hallsalon
to chatsohbet with me for a fewaz minutesdakika.
257
718640
2800
Benimle bir iki dakika
konuşmak için koridora çıktı.
Okuduğu şey kemoterapi doktorlarının
12:14
It turneddönük out that
what she had been readingokuma
258
722280
2096
12:16
was the protocolprotokol
that the chemotherapykemoterapi doctorsdoktorlar
259
724400
2176
ona o gün verdikleri
12:18
had givenverilmiş her that day.
260
726600
1240
protokoldü.
12:20
She had memorizedezberledim it.
261
728200
1240
Onu ezberlemişti.
12:23
She said, "DrDr. JonesJones, you told me
262
731200
3536
Dedi ki: "Doktor Jones, bize
12:26
that we don't always winkazanmak
263
734760
2176
bu tür bir kanserde, her zaman
12:28
with this typetip of cancerkanser,
264
736960
1280
kazanamayız dediniz,
12:31
but I've been studyingders çalışıyor this protocolprotokol,
and I think I can do it.
265
739680
3480
ama ben bu protokolü inceledim
ve sanıyorum bunu yapabilirim.
12:35
I think I can complyuymak
with these very difficultzor treatmentstedaviler.
266
743960
3576
Bu çok zor bir tedavi ama
sanırım buna izin verebilirim.
12:39
I'm going to quitçıkmak my job.
I'm going to movehareket in with my parentsebeveyn.
267
747560
2976
İşten ayrılacağım,
annemlere taşınacağım
12:42
I'm going to keep my babybebek safekasa."
268
750560
1960
ve bebeğime bakacağım."
12:47
I didn't tell her.
269
755320
1200
Ona söylemedim.
12:49
I didn't stop to correctdoğru her thinkingdüşünme.
270
757840
2920
Düzeltmek için sözünü kesmedim.
12:53
She was trustinggüvenme in a protocolprotokol
271
761680
2256
Protokole güveniyordu,
12:55
that even if complieduyulması with,
272
763960
3216
ben bile razı olsam,
bu oğlunu kurtarmayabilirdi.
12:59
wouldn'tolmaz necessarilyzorunlu olarak savekayıt etmek her sonoğul.
273
767200
2400
13:03
I didn't tell her.
274
771960
1200
Ona söylemedim.
O boşluğu doldurmadım.
13:06
I didn't filldoldurmak in that blankboş.
275
774360
1400
13:09
But a yearyıl and a halfyarım latersonra
276
777080
1976
Bir buçuk yıl sonra
13:11
her boyoğlan nonethelessyine de diedvefat etti of his cancerkanser.
277
779080
2720
oğlu yine de kanserden öldü.
Ona söylemeli miydim?
13:15
Should I have told her?
278
783400
1320
Şimdi çoğunuz şunu diyebilir:
"Ne olmuş yani?"
13:17
Now, manyçok of you mayMayıs ayı say, "So what?
279
785360
2256
13:19
I don't have sarcomasarkomu.
280
787640
1256
Bende sarkom yok.
13:20
No one in my familyaile has sarcomasarkomu.
281
788920
1896
Ailede kimsede sarkom yok.
13:22
And this is all fine and well,
282
790840
1456
Her şey gayet güzel
13:24
but it probablymuhtemelen doesn't
mattermadde in my life."
283
792320
2696
ama bu benim hayatımla
bir sorun olmaz."
13:27
And you're probablymuhtemelen right.
284
795040
1256
Muhtemelen haklısınız.
13:28
SarcomaSarkomu mayMayıs ayı not mattermadde
a wholebütün lot in your life.
285
796320
2680
Sarkom hayatınızda çok
önem kazanmaz.
13:33
But where the blanksboşlukları are in medicinetıp
286
801040
2336
Ama tıptaki boşluklar
13:35
does mattermadde in your life.
287
803400
1320
hayatınız için önemlidir.
Size küçük pis bir sırrı söylemedim.
13:38
I didn't tell you one dirtykirli little secretgizli.
288
806520
2296
13:40
I told you that in medicinetıp,
we testÖlçek predictionstahminler in populationspopülasyonları,
289
808840
4376
Size tıbbın öngörülerini nüfus
üzerinde test ettiğini söyledim,
ama şunu söylemedim
13:45
but I didn't tell you,
290
813240
1256
13:46
and so oftensık sık medicinetıp never tellsanlatır you
291
814520
2216
ve tıp bunu genelde söylemez,
13:48
that everyher time an individualbireysel
292
816760
2856
bir birey ne zaman tıpla
13:51
encountersBuluşmaları medicinetıp,
293
819640
2096
karşılaşsa
hatta bu birey genel nüfusun
içinde iyice erimiş de olsa
13:53
even if that individualbireysel is firmlysıkıca
embeddedgömülü in the generalgenel populationnüfus,
294
821760
4040
13:59
neitherne the individualbireysel
norne de the physicianhekim knowsbilir
295
827360
2376
ne bu birey, ne de hekim
14:01
where in that populationnüfus
the individualbireysel will landarazi.
296
829760
2680
bireyin genel nüfus içinde
konumlanacağı yeri bilmez.
14:05
ThereforeBu nedenle, everyher encounterkarşılaşma with medicinetıp
297
833040
2696
Dolayısıyla, tıpla her karşılaşma
14:07
is an experimentdeney.
298
835760
1440
bir deneydir.
14:09
You will be a subjectkonu
299
837920
2016
Deneyde bir
14:11
in an experimentdeney.
300
839960
1680
denek olursunuz.
14:14
And the outcomesonuç will be eitherya
a better or a worsedaha da kötüsü resultsonuç for you.
301
842560
4840
Ve sonuç sizin için
iyi de olabilir, kötü de.
14:20
As long as medicinetıp worksEserleri well,
302
848320
2016
Tıp iyi işlediği sürece,
hızlı hizmettten, kurusıkı atmaktan
14:22
we're fine with fasthızlı servicehizmet,
303
850360
3016
ve özgüvenin coştuğu konuşmalardan
şikâyetimiz yok.
14:25
bravadokabadayılık, brimminglybrimmingly
confidentkendine güvenen conversationskonuşmaları.
304
853400
3440
Ama işler iyi gitmediğinde
14:29
But when things don't work well,
305
857720
1656
14:31
sometimesara sıra we want something differentfarklı.
306
859400
1840
bazen farklı şeyler isteriz.
14:34
A colleagueçalışma arkadaşı of mineMayın
removedçıkarıldı a tumortümör from a patient'shastanın limbuzuv.
307
862520
3280
Bir meslektaşım bir hastanın
bacağından bir tümör aldı.
Bu tümörden endişeleniyordu.
14:38
He was concernedilgili about this tumortümör.
308
866920
1816
14:40
In our physicianhekim conferenceskonferanslar,
he talkedkonuştuk about his concernilgilendirmek
309
868760
3016
Hekim toplantısında
bu endişesini dile getirdi,
bu tömör aynı bacakta
14:43
that this was a typetip of tumortümör
310
871800
1416
14:45
that had a highyüksek riskrisk
for cominggelecek back in the sameaynı limbuzuv.
311
873240
2560
tekrarlama riski yüksek tipten
bir tümördü.
14:48
But his conversationskonuşmaları with the patienthasta
312
876680
1976
Fakat hastasıyla konuşması
tam da bir hastanın istediği konuşmaydı,
14:50
were exactlykesinlikle what a patienthasta mightbelki want:
313
878680
2096
14:52
brimmingtrimming with confidencegüven.
314
880800
1256
özgüvenle dolup taşıyordu.
14:54
He said, "I got it all
and you're good to go."
315
882080
3016
Şöyle demişti:
"Hepsini aldım, rahatça git."
14:57
She and her husbandkoca were thrilledheyecan.
316
885120
1736
O ve kocası çok mutluydu.
14:58
They wentgitti out, celebratedünlü, fancyfantezi dinnerakşam yemegi,
openedaçıldı a bottleşişe of champagneŞampanya.
317
886880
4080
Çıktılar, güzel bir yemekle kutladılar,
şampanya açtılar.
Tek sorun, birkaç hafta sonra
15:04
The only problemsorun was a fewaz weekshaftalar latersonra,
318
892040
2296
15:06
she startedbaşladı to noticeihbar
anotherbir diğeri nodulenodül in the sameaynı areaalan.
319
894360
3096
aynı bölgede başka bir nodül
olduğunu fark etmesiydi.
15:09
It turneddönük out he hadn'tolmasaydı gottenkazanılmış it all,
and she wasn'tdeğildi good to go.
320
897480
4136
Anlaşıldı ki hepsini almamıştı
ve henüz iş bitmemişti.
15:13
But what happenedolmuş at this juncturebirleşme
absolutelykesinlikle fascinatesbüyüleyen me.
321
901640
2840
Ama o noktada olan şey beni
kesinlikle mest etti.
Meslektaşım bana gelip şunu dedi:
15:17
My colleagueçalışma arkadaşı camegeldi to me and said,
322
905200
1616
15:18
"KevinKevin, would you mindus
looking after this patienthasta for me?"
323
906840
2720
"Kevin, sakıncası yoksa benim için
bu hastaya bakabilir misin?"
Cevaben: "Neden, yapılacak doğru şeyi
sen de benim kadar biliyorsun,
15:22
I said, "Why, you know the right thing
to do as well as I do.
324
910240
3216
15:25
You haven'tyok donetamam anything wrongyanlış."
325
913480
1616
yanlış bir şey yapmadın ki." dedim.
15:27
He said, "Please, just look
after this patienthasta for me."
326
915120
4480
Bana: "Lütfen, hastaya
benim için bak." dedi.
Utanmıştı --
15:33
He was embarrassedmahçup --
327
921200
1536
15:34
not by what he had donetamam,
328
922760
1400
yaptığı şeyden değil,
aşırı güvenle yapmış olduğu
15:37
but by the conversationkonuşma that he had had,
329
925154
1926
konuşmadan utanmıştı.
15:39
by the overconfidencekendine fazla güvenme.
330
927760
1440
Böylece hastaya çok daha
yaygın bir operasyon yaptım
15:42
So I performedgerçekleştirilen
a much more invasiveinvaziv surgerycerrahlık
331
930600
2616
15:45
and had a very differentfarklı conversationkonuşma
with the patienthasta afterwardssonradan.
332
933240
3136
ve daha sonra hastayla çok farklı
bir konuşma yaptım.
15:48
I said, "MostÇoğu likelymuhtemelen I've gottenkazanılmış it all
333
936400
2336
Şöyle dedim:
"Büyük ihtimalle hepsini aldım
15:50
and you're mostçoğu likelymuhtemelen good to go,
334
938760
2416
ve büyük ihtimalle rahatça gidebilirsiniz
15:53
but this is the experimentdeney
that we're doing.
335
941200
3160
ama bu bizim yaptığımız bir deney.
Bu sizin gözleyeceğiniz şey.
15:57
This is what you're going to watch for.
336
945040
2016
15:59
This is what I'm going to watch for.
337
947080
1896
Bu benim gözleyeceğim şey.
16:01
And we're going to work togetherbirlikte
to find out if this surgerycerrahlık will work
338
949000
3936
Operasyonun işe yarayıp yaramadığını
kanserden kurtulup kurtulmadığınızı
16:04
to get ridkurtulmuş of your cancerkanser."
339
952960
1320
görmek için beraber çalışacağız."
16:06
I can guaranteegaranti you, she and her husbandkoca
340
954920
1936
Size garanti ederim benimle konuştuktan
16:08
did not crackçatlak anotherbir diğeri bottleşişe of champagneŞampanya
after talkingkonuşma to me.
341
956880
2920
sonra kocasıyla bir şampanya
patlatmamıştır.
16:13
But she was now a scientistBilim insanı,
342
961600
2856
Şimdi o bir bilim kadınıydı
16:16
not only a subjectkonu in her experimentdeney.
343
964480
3360
sadece kendi deneyinde bir denek değildi.
16:21
And so I encourageteşvik etmek you
344
969960
1616
Yani, doktorunuzda
16:23
to seekaramak humilitytevazu and curiositymerak
345
971600
3456
alçakgönüllülük ve merak
16:27
in your physicianshekimler.
346
975080
1200
arayın.
16:28
AlmostNeredeyse 20 billionmilyar timeszamanlar eachher yearyıl,
347
976760
2976
Yılda neredeyse 20 milyon kişi
16:31
a personkişi walksyürüyüşleri into a doctor'sdoktorda officeofis,
348
979760
3936
bir doktorun odasına giriyor
16:35
and that personkişi becomesolur a patienthasta.
349
983720
2280
ve bir hastaya dönüşüyor.
Siz veya sevdiğiniz biri yakın bir
zamanda hasta olacak.
16:39
You or someonebirisi you love
will be that patienthasta sometimebazen very soonyakında.
350
987320
3520
Doktorunuzla nasıl konuşacaksınız?
16:43
How will you talk to your doctorsdoktorlar?
351
991840
1640
Onlara ne anlatacaksınız?
16:46
What will you tell them?
352
994640
1200
16:48
What will they tell you?
353
996760
1520
Onlar size ne anlatacak?
Size bilmedikleri bir şeyi
16:52
They cannotyapamam tell you
354
1000600
2216
16:54
what they do not know,
355
1002840
1520
anlatamazlar
16:57
but they can tell you when they don't know
356
1005560
3560
ama sadece sorduğunuzda, bilmediklerini
size söylerler.
17:02
if only you'llEğer olacak asksormak.
357
1010280
1360
17:04
So please, joinkatılmak the conversationkonuşma.
358
1012160
2840
Öyleyse lütfen, sohbete katılın.
Teşekkürler.
17:08
Thank you.
359
1016200
1216
17:09
(ApplauseAlkış)
360
1017440
2868
(Alkışlar)
Translated by berat güven
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kevin B. Jones - Cancer researcher
Kevin B. Jones is a life-long student of human nature, fascinated most by the decision-making capacity intrinsic to each of us.

Why you should listen

Kevin B. Jones diagnoses and performs surgeries to remove rare cancers called sarcomas from the limbs of children and adults. Counseling patients -- especially teenagers with bone cancers -- about the decisions they must make with regard to their bodies has brought the uncertainties of medicine into keen focus for him. How does a person decipher what medicine has told her? How can a person choose among options given very limited understanding of the implications of each? Intrigued by these riddles and conundrums that patient-physician communication frequently creates, Jones wrote a book, What Doctors Cannot Tell You: Clarity, Confidence and Uncertainty in Medicine.

Jones also runs a scientific research laboratory focused on the biology of sarcomas. Here, his team studies the decisions cells make on the way to becoming a cancer. Again the complexities and uncertainties inherent to these decisions are in full relief.

Jones sees patients and does surgery as an associate professor at the University of Utah in the Department of Orthopaedics, working at both Primary Children's Hospital and the Huntsman Cancer Institute. His laboratory is in the Huntsman Cancer Institute, where he is an adjunct faculty member in the Department of Oncological Sciences.

Jones studied English literature at Harvard, medicine at Johns Hopkins, orthopedic surgery at the University of Iowa, and musculoskeletal oncology at the University of Toronto. He lives in Salt Lake City with his wife and four children.

More profile about the speaker
Kevin B. Jones | Speaker | TED.com