ABOUT THE SPEAKER
Sue Klebold - Activist
Sue Klebold has become a passionate agent working to advance mental health awareness and intervention.

Why you should listen

Sue Klebold is the mother of Dylan Klebold, one of the two shooters at Columbine High School in 1999. Since the massacre, Sue has spent years excavating every detail of her family life, and trying to understand what she could have done to prevent it. In 2016, after years of evading public scrutiny, Klebold published A Mother's Reckoning: Living In the Aftermath of Tragedy, a powerful memoir in which she explores the crucial intersection between mental health and violence. As a passionate advocate for brain health awareness and intervention, she is donating any profits from the book to mental health charities, research and suicide prevention, hoping for solutions that will help parents and professionals spot and thwart signs of trouble.

More profile about the speaker
Sue Klebold | Speaker | TED.com
TEDMED 2016

Sue Klebold: My son was a Columbine shooter. This is my story

Sue Klebold: Benim oğlum Columbine katliamcısıydı. Bu benim hikayem.

Filmed:
10,022,839 views

Sue Klebold, Columbine Lisesi'ndeki katliamı yapan 2 nişancıdan biri olan, 12 öğrenci ve 1 öğretmeni öldüren Dylan Klebold'un annesidir. Sue yıllarını aile hayatının detaylarına dalarak , oğlunun şiddetini nasıl engelleyebilirdi diye düşünmekle geçiriyor. Bu zor ve sarsıcı konuşmada, Klebold akıl sağlığı ve şiddetin bir yerde kesiştiğini keşfediyor, ailelere ve profesyonelleri, intihar ve cinayetin arasındaki bağlantıyı incelemelerini destekliyor.
- Activist
Sue Klebold has become a passionate agent working to advance mental health awareness and intervention. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:26
The last time I heardduymuş my son'sOğlunun voiceses
0
1080
2496
Oğlumun sesini son duyuşum,
00:28
was when he walkedyürüdü out the frontön doorkapı
1
3600
2336
okula gitmek için
00:30
on his way to schoolokul.
2
5960
1280
ön kapıdan çıkarkendi.
00:33
He calleddenilen out one wordsözcük in the darknesskaranlık:
3
8480
2200
Karanlıkta tek bir kelime söyledi:
00:36
"ByeHoşça kal."
4
11320
1200
"Hoşçakal."
00:38
It was AprilNisan 20, 1999.
5
13000
3000
Tarih 20 Nisan 1999 idi.
00:41
LaterDaha sonra that morningsabah,
at ColumbineColumbine HighYüksek SchoolOkul,
6
16880
3056
Sabahın ilerleyen saatlerinde,
Columbine Lisesinde,
00:44
my sonoğul DylanDylan and his friendarkadaş EricEric
7
19960
2936
oğlum Dylan ve arkadaşı Eric
intihar etmeden önce,
00:47
killedöldürdü 12 studentsöğrencilerin and a teacheröğretmen
8
22920
2320
12 öğrenci ve 1 öğretmeni öldürdüler
00:51
and woundedyaralı more than 20 othersdiğerleri
before takingalma theironların ownkendi liveshayatları.
9
26280
3680
ve 20'den fazla insanı yaraladılar.
00:56
ThirteenOn üç innocentmasum people were killedöldürdü,
10
31160
3056
13 masum insan öldürülmüştü,
00:59
leavingayrılma theironların lovedsevilen onesolanlar
in a statebelirtmek, bildirmek of griefkeder and traumaTravma.
11
34240
3200
sevdiklerini keder ve
travma içinde bırakarak.
01:03
OthersDiğerleri sustainedsürekli injuriesyaralanmalar,
12
38320
1856
Diğerleri kalıcı özür ve şekil
bozukluğu ile sonuçlanan
01:05
some resultingkaynaklanan in disfigurementşekil bozukluğu
and permanentkalıcı disabilitysakatlık.
13
40200
4040
hasarlar aldı.
01:10
But the enormityiğrençlik of the tragedytrajedi
14
45840
1816
Ama trajedinin büyüklüğü sadece
01:12
can't be measuredölçülü only by the numbernumara
of deathsölümler and injuriesyaralanmalar that tookaldı placeyer.
15
47680
4120
ölü ve yaralıların sayısıyla ölçülemez.
01:17
There's no way to quantifyölçmek
the psychologicalpsikolojik damagehasar
16
52720
3416
Okulda olanların,
kurtarmaya yardım edenlerin
ya da temizleyenlerin
01:21
of those who were in the schoolokul,
17
56160
1936
01:23
or who tookaldı partBölüm
in rescuekurtarmak or cleanupTemizleme effortsçabaları.
18
58120
3360
yaşadığı psikolojik hasar ölçülemez.
01:27
There's no way to assessbelirlemek
the magnitudebüyüklük of a tragedytrajedi like ColumbineColumbine,
19
62280
3640
Columbine'deki trajedinin büyüklüğünü
belirlemenin hiç bir yolu yok,
01:31
especiallyözellikle when it can be a blueprintBlueprint
20
66680
2256

özellikle, kendi katliamlarını
01:33
for other shootersatıcılar who go on
to commitişlemek atrocitieszulüm of theironların ownkendi.
21
68960
3440
yapacak nişancılar için bir kılavuz
olabildiğinde.
01:38
ColumbineColumbine was a tidalgelgit wavedalga,
22
73600
1840
Columbine bir gelgit dalgasıydı,
01:41
and when the crashkaza endedbitti,
23
76200
1256
ve çarpma gerçekleşince
01:42
it would take yearsyıl
for the communitytoplum and for societytoplum
24
77480
3936
halkın ve toplumun olayın
etkisini anlaması
01:46
to comprehendanlamak its impactdarbe.
25
81440
1720
yıllar aldı.
01:49
It has takenalınmış me yearsyıl
to try to acceptkabul etmek my son'sOğlunun legacymiras.
26
84720
4120
Oğlumun mirasını kabul
etmek yıllarımı aldı.
01:54
The cruelacımasız behaviordavranış
that definedtanımlanmış the endson of his life
27
89760
3136
Hayatının sonunu belirleyen
acımasız davranışı,
01:57
showedgösterdi me that he was a completelytamamen
differentfarklı personkişi from the one I knewbiliyordum.
28
92920
3560
bana onun tanıdığım kişiden tamamen
farklı biri olduğunu gösterdi.
02:02
AfterwardsDaha sonra people askeddiye sordu,
29
97600
2376
Sonraları, insanlar sordu,
02:05
"How could you not know?
30
100000
1760
''Nasıl bilemedin?''
02:07
What kindtür of a motheranne were you?"
31
102560
1560
''Nasıl bir annesin sen?''
02:10
I still asksormak myselfkendim those sameaynı questionssorular.
32
105240
2640
Aynı soruları ben de kendime
soruyorum.
02:14
Before the shootingsçekimleri,
I thought of myselfkendim as a good momanne.
33
109080
2880
Vurulmalardan önce, kendimi
iyi bir anne sanıyordum.
02:17
HelpingYardım my childrençocuklar becomeolmak caringsempatik,
34
112760
2456
Çocuklarımın, sempatik,
02:20
healthysağlıklı, responsiblesorumluluk sahibi adultsyetişkinler
35
115240
2336
sağlıklı ve sorumlu yetişkinler
olmalarına yardım etmek
02:22
was the mostçoğu importantönemli rolerol of my life.
36
117600
3480
hayatımın en önemli rolüydü.
02:26
But the tragedytrajedi convincedikna olmuş me
that I failedbaşarısız oldu as a parentebeveyn,
37
121760
3320
Ancak trajedi beni, bir ebeveyn olarak
başarısız olduğuma ikna etti
02:30
and it's partiallykısmen this senseduyu of failurebaşarısızlık
that bringsgetiriyor me here todaybugün.
38
125840
3720
ve bugün beni buraya getiren şey
kısmen bu başarısızlık duygusu.
02:36
AsideBir yana from his fatherbaba,
39
131240
1256
Babası bir yana,
02:37
I was the one personkişi
who knewbiliyordum and lovedsevilen DylanDylan the mostçoğu.
40
132520
3560
Dylan'ı tanıyan ve en çok seven
tek kişi bendim.
02:41
If anyonekimse could have knownbilinen
what was happeningolay,
41
136800
2256
Eğer biri neler olacağını bilebilseydi,
02:44
it should have been me, right?
42
139080
1720
o ben olmalıydım, değil mi?
02:47
But I didn't know.
43
142000
1200
Ancak, bilemedim.
02:50
TodayBugün, I'm here to sharepay the experiencedeneyim
44
145440
1896
Bugün, öldüren ve yaralayan birinin
02:52
of what it's like to be the motheranne
of someonebirisi who killsöldürür and hurtscanı yanmak.
45
147360
3720
annesi olmanın nasıl bir şey olduğunu
paylaşmak için buradayım.
02:57
For yearsyıl after the tragedytrajedi,
I combedtaranmış throughvasitasiyla memorieshatıralar,
46
152200
3856
Bu trajediden sonra, yıllarca,
geçmişi detaylıca düşündüm,
03:01
tryingçalışıyor to figureşekil out
exactlykesinlikle where I failedbaşarısız oldu as a parentebeveyn.
47
156080
3600
bir ebeveyn olarak nerede başarısız
olduğumu anlamaya çalıştım.
03:05
But there are no simplebasit answerscevaplar.
48
160280
2736
Ancak basit cevaplar yok.
03:08
I can't give you any solutionsçözeltiler.
49
163040
1920
Size herhangi bir çözüm sunamam.
03:10
All I can do
50
165520
1200
Tüm yapabileceğim
03:12
is sharepay what I have learnedbilgili.
51
167760
2360
öğrendiğim şeyleri paylaşmak.
03:16
When I talk to people
who didn't know me before the shootingsçekimleri,
52
171440
3616
Katliamdan önce beni tanımayan
insanlarla konuştuğumda,
03:20
I have threeüç challengeszorluklar to meetkarşılamak.
53
175080
1800
üç zorlukla başa çıkmam gerekiyor.
03:22
First, when I walkyürümek into a roomoda like this,
54
177640
3200
Birincisi, bunun gibi bir odaya girdiğimde
03:26
I never know if someonebirisi there
has experienceddeneyimli losskayıp
55
181480
3576
içeride oğlumun yaptıkları yüzünden
bir kayıp yaşayan birinin
03:30
because of what my sonoğul did.
56
185080
1720
olup olmadığını bilmiyorum.
03:33
I feel a need to acknowledgekabul the sufferingçile
causedneden oldu by a memberüye of my familyaile
57
188080
4136
Bunu kendisi yapmak için burada olmayan
bir aile üyemin neden olduğu acıyı,
03:37
who isn't here to do it for himselfkendisi.
58
192240
2200
itiraf etme ihtiyacı hissediyorum.
03:40
So first, with all of my heartkalp,
59
195080
2560
Bu yüzden öncelikle, eğer oğlum size
acı verdiyse,
03:43
I'm sorry if my sonoğul has causedneden oldu you painAğrı.
60
198320
3240
bütün kalbimle özür dilerim.
03:48
The secondikinci challengemeydan okuma I have
61
203640
1760
Baş etmem gereken ikinci zorluk ise,
03:51
is that I mustşart asksormak for understandinganlayış
and even compassionmerhamet
62
206040
3720
oğlumun ölümünden bir intihar
olarak bahsettiğimde,
03:55
when I talk about
my son'sOğlunun deathölüm as a suicideintihar.
63
210560
3240
anlayış ve hatta merhamet istemeliyim.
03:59
Two yearsyıl before he diedvefat etti,
64
214480
2136
Ölümünden iki yıl önce,
04:01
he wroteyazdı on a pieceparça of paperkâğıt in a notebookNot defteri
65
216640
2216
bir not defterinde bir sayfaya
04:03
that he was cuttingkesim himselfkendisi.
66
218880
1560
kendini kestiğini yazmıştı.
04:06
He said that he was in agonyacı
67
221200
1616
Acı içinde olduğunu
ve hayatını sonlandırmak için
silah almak istediğini söylüyordu.
04:07
and wanted to get a guntabanca
so he could endson his life.
68
222840
2640
04:11
I didn't know about any of this
untila kadar monthsay after his deathölüm.
69
226160
3760
Bunların hiçbirinden ölümünden
aylar sonraya kadar haberim olmadı.
04:15
When I talk about his deathölüm as a suicideintihar,
70
230720
3416
Onun ölümünden bir intihar olarak
bahsettiğimde,
04:19
I'm not tryingçalışıyor to downplayTürkiye'nin üyeliğiyle the viciousnessfenalık
he showedgösterdi at the endson of his life.
71
234160
4040
hayatının sonunda sergilediği korkunçluğu
önemsizleştirmeye çalışmıyorum.
04:23
I'm tryingçalışıyor to understandanlama
72
238840
1976
Onun intihar düşüncesinin nasıl
04:25
how his suicidalintihara meyilli thinkingdüşünme
73
240840
2096
adam öldürmeye sebep olduğunu
04:27
led to murdercinayet.
74
242960
1440
anlamaya çalışıyorum.
04:30
After a lot of readingokuma
and talkingkonuşma with expertsuzmanlar,
75
245080
3216
Pek çok okumadan
ve uzmanla konuşmadan sonra,
04:33
I have come to believe
76
248320
1656
onun katliama başvurma sebebinin,
öldürme isteğinden değil,
04:35
that his involvementilgi in the shootingsçekimleri
was rootedköklü not in his desirearzu etmek to killöldürmek
77
250000
4720
ölme arzusundan kaynaklandığına
04:40
but in his desirearzu etmek to dieölmek.
78
255480
1680
inanmaya başladım.
04:43
The thirdüçüncü challengemeydan okuma I have
when I talk about my son'sOğlunun murder-suicidecinayet-intihar
79
258320
5296
Oğlumun cinayeti ve intiharı hakkında
konuştuğumda karşılaştığım üçüncü zorluk,
04:48
is that I'm talkingkonuşma about mentalzihinsel healthsağlık --
80
263640
2920
akıl sağlığı hakkında konuşmam ya da --
- affedersiniz -
04:52
excusebahane me --
81
267680
1216
04:53
is that I'm talkingkonuşma about mentalzihinsel healthsağlık,
82
268920
2616
akıl sağlığı hakkında konuşmam,
04:56
or brainbeyin healthsağlık, as I prefertercih etmek to call it,
because it's more concretebeton.
83
271560
4176
aslında beyin sağlığı demeyi tercih
ediyorum, çünkü daha somut.
05:00
And in the sameaynı breathnefes,
I'm talkingkonuşma about violenceşiddet.
84
275760
3736
Ve aynı zamanda, şiddet hakkında
konuşuyorum.
05:04
The last thing I want to do
is to contributekatkıda bulunmak to the misunderstandingyanlış anlama
85
279520
3576
Son yapmak istediğim ise,
zihinsel hastalıklar etrafında var olan
05:08
that alreadyzaten existsvar around mentalzihinsel illnesshastalık.
86
283120
3216
yanlış anlamalar için katkıda bulunmak.
05:11
Only a very smallküçük percentyüzde of those
who have a mentalzihinsel illnesshastalık
87
286360
4776
Akıl hastalığı olanların yalnızca
küçük bir kısmı
05:16
are violentşiddetli towardkarşı other people,
88
291160
2240
başka insanlara karşı şiddetlidir,
05:19
but of those who dieölmek by suicideintihar,
89
294800
3136
fakat bunlardan intihar yoluyla ölenlerin,
05:22
it's estimatedtahmini that about 75
to maybe more than 90 percentyüzde
90
297960
4216
%75, belki %90'ından fazlasının
05:27
have a diagnosableteşhis
mentalzihinsel healthsağlık conditionşart of some kindtür.
91
302200
3400
bir çeşit teşhis edilebilir bir
akıl hastalığı var.
Hepinizin çok iyi bildiği gibi,
05:31
As you all know very well,
92
306680
1256
05:32
our mentalzihinsel healthsağlık carebakım systemsistem
is not equippeddonanımlı to help everyoneherkes,
93
307960
2960
akıl sağlığı sistemimiz, herkese
yardım etmek için donatılmamış
05:37
and not everyoneherkes with destructiveyıkıcı thoughtsdüşünceler
94
312000
2496
ve yıkıcı düşünceleri olan herkes
05:39
fitsnöbetleri the criteriakriterleri
95
314520
1736
özel bir tanı için
05:41
for a specificözel diagnosisTanı.
96
316280
2160
kritere uymaz.
05:44
ManyBirçok who have ongoingdevam eden feelingsduygular
97
319200
2016
Devam eden korku, öfke ya da ümitsizlik
05:46
of fearkorku or angeröfke or hopelessnessumutsuzluk
98
321240
3736
duyguları olan hastaların çoğu
05:50
are never assesseddeğerlendirildi or treatedişlenmiş.
99
325000
1880
asla değerlendirilmez veya
tedavi edilmezler.
05:52
Too oftensık sık, they get our attentionDikkat
only if they reachulaşmak a behavioraldavranışsal crisiskriz.
100
327640
4640
Yalnızca bir davranışsal krize girerlerse,
dikkatimizi çekerler.
05:58
If estimatestahminler are correctdoğru
101
333400
2056
Eğer tahminler doğruysa,
06:00
that about one
to two percentyüzde of all suicidesintihar
102
335480
2936
intiharların yüzde ikisi
06:03
involvesgerektirir the murdercinayet of anotherbir diğeri personkişi,
103
338440
2080
başka bir kişinin öldürülmesini de
içeriyor.
06:07
when suicideintihar ratesoranları riseyükselmek,
as they are risingyükselen for some populationspopülasyonları,
104
342080
3920
İntihar oranları artarsa
ki bazı kitlelerde artmakta,
06:11
the murder-suicidecinayet-intihar ratesoranları
will riseyükselmek as well.
105
346720
2680
cinayet içeren intiharlar da artacak.
06:15
I wanted to understandanlama what was going on
in Dylan'sDylan'ın mindus priorönceki to his deathölüm,
106
350520
5496
Dylan'ın aklında ölümünden önce
neler olduğunu anlamak istedim.
06:21
so I lookedbaktı for answerscevaplar
from other survivorsHayatta kalanlar of suicideintihar losskayıp.
107
356040
3720
Bu yüzden, yakınları intihara teşebbüs
etmiş kimselerden cevaplar aradım.
06:26
I did researchAraştırma and volunteeredgönüllü
to help with fund-raisingpara toplama eventsolaylar,
108
361640
4536
Araştırmalar yaptım ve her fırsatta
bağış toplama kampanyalarında
06:31
and wheneverher ne zaman I could,
109
366200
1776
gönüllü oldum.
06:33
I talkedkonuştuk with those who had
survivedhayatta theironların ownkendi suicidalintihara meyilli crisiskriz
110
368000
4496
İntihar teşebbüs edip kurtulan
06:37
or attemptgirişim.
111
372520
1200
kişilerle konuştum.
06:39
One of the mostçoğu helpfulfaydalı
conversationskonuşmaları I had
112
374840
2216
En faydalı sohbetlerimden biri,
06:42
was with a coworkeriş arkadaşı
113
377080
1456
ofisimde başkasıyla konuşurken
06:43
who overheardkulak misafiri me talkingkonuşma to someonebirisi elsebaşka
114
378560
1905
kulak misafiri olan
bir iş arkadaşımla olan
konuşmaydı.
06:45
in my officeofis cubicleKabin.
115
380489
1200
06:47
She heardduymuş me say
that DylanDylan could not have lovedsevilen me
116
382760
3416
Dylan bu kadar korkunç bir şey yaptıysa
06:51
if he could do something
as horriblekorkunç as he did.
117
386200
2760
beni sevmiş olamaz dediğimi duymuş.
06:55
LaterDaha sonra, when she foundbulunan me aloneyalnız,
118
390000
1800
Sonra, beni yalnız bulduğunda,
06:57
she apologizedÖzür diledi for overhearingkulak misafiri
that conversationkonuşma,
119
392760
2456
kulak misafiri olduğu için özür dilediğini
07:00
but told me that I was wrongyanlış.
120
395240
1560
fakat yanıldığımı söyledi.
07:02
She said that when she was
a younggenç, singletek motheranne
121
397880
2616
O, üç küçük çocukla
07:05
with threeüç smallküçük childrençocuklar,
122
400520
1440
bekar ve genç bir anne iken,
07:07
she becameoldu severelyağır depressedbunalımlı
and was hospitalizedhastaneye kaldırıldı to keep her safekasa.
123
402600
4640
bunalıma girmiş ve güvende olması için
hastaneye yatırılmış.
07:13
At the time, she was certainbelli
124
408000
2296
O dönemlerde, eğer ölürse,
07:15
that her childrençocuklar
would be better off if she diedvefat etti,
125
410320
3256
çocuklarının daha iyi durumda
olacaklarına eminmiş.
07:18
so she had madeyapılmış a planplan to endson her life.
126
413600
2240
Bu yüzden, hayatını sonlandırmak için
bir plan yapmış.
07:21
She assuredgüvence verdi me that a mother'sannenin love
was the strongestEn güçlü bondbağ on EarthDünya,
127
416880
4056
Anne sevgisinin dünyadaki
en güçlü bağ olduğuna
07:25
and that she lovedsevilen her childrençocuklar
more than anything in the worldDünya,
128
420960
3040
ve çocuklarını dünyadaki her şeyden
daha çok sevdiğine beni ikna etti,
07:29
but because of her illnesshastalık,
129
424640
2216
fakat hastalığı yüzünden,
07:31
she was sure that they
would be better off withoutolmadan her.
130
426880
2840
çocuklarının onsuz
daha iyi olacağına emindi.
07:36
What she said and what
I've learnedbilgili from othersdiğerleri
131
431680
2376
Onun söylediklerinden ve
diğerlerinden öğrendiğim;
07:39
is that we do not make
the so-calledsözde decisionkarar or choiceseçim
132
434080
4736
intihar yoluyla ölmek için
sözde kararlar vermiyor ya da
07:43
to dieölmek by suicideintihar
133
438840
1576
seçimler yapmıyoruz,
07:45
in the sameaynı way
that we chooseseçmek what cararaba to drivesürücü
134
440440
2856
tıpkı hangi arabayı kullanacağımız
07:48
or where to go on a SaturdayCumartesi night.
135
443320
2120
ya da cumartesi gecesi nereye
gideceğimiz gibi.
07:51
When someonebirisi is
in an extremelyson derece suicidalintihara meyilli statebelirtmek, bildirmek,
136
446360
3096
Biri, yoğun olarak intihar durumundaysa,
07:54
they are in a stageevre fourdört
medicaltıbbi healthsağlık emergencyacil Servis.
137
449480
4520
dördüncü derece acil sağlık
hizmeti alacak durumdadır.
07:59
TheirOnların thinkingdüşünme is impairedayrılmış and they'veonlar ettik
lostkayıp accesserişim to toolsaraçlar of self-governanceöz yönetim.
138
454680
4480
Düşünceleri bozulur ve öz yönetim
araçlarına erişimlerini kaybederler.
08:05
Even thoughgerçi they can
make a planplan and actdavranmak with logicmantık,
139
460320
3176
Plan yapabilseler ve mantıklı hareket
edebilseler bile,
08:08
theironların senseduyu of truthhakikat
is distortedbozuk by a filterfiltre of painAğrı
140
463520
3936
gerçeklik algıları, gerçekleri yorumlayan
08:12
throughvasitasiyla whichhangi they
interpretyorumlamak theironların realitygerçeklik.
141
467480
2600
ıstırapları tarafından saptırılır.
08:15
Some people can be very good
at hidinggizleme this statebelirtmek, bildirmek,
142
470880
3656
Bazıları bu durumlarını saklamakta
çok iyi olabilir
08:19
and they oftensık sık have
good reasonsnedenleri for doing that.
143
474560
2360
ve genellikle bunu yapmak için
iyi nedenleri var.
08:23
ManyBirçok of us have
suicidalintihara meyilli thoughtsdüşünceler at some pointpuan,
144
478840
3176
Çoğumuzun belli dönemlerde,
intihar düşünceleri vardır,
08:27
but persistentkalıcı,
ongoingdevam eden thoughtsdüşünceler of suicideintihar
145
482040
3496
fakat, sürekli intihar düşüncesi ve
08:30
and devisingoluşturulması a meansanlamına geliyor to dieölmek
146
485560
2216
intihar yöntemleri planlama
08:32
are symptomssemptomlar of pathologypatoloji,
147
487800
2336
patolojik belirtilerdir
08:35
and like manyçok illnesseshastalıklar,
148
490160
1896
ve pek çok hastalık gibi
08:37
the conditionşart has to be
recognizedtanınan and treatedişlenmiş
149
492080
2760
sağlık durumu tespit edilmeli ve
tedavi yapılmalı,
08:40
before a life is lostkayıp.
150
495520
1520
bir hayat kaybedilmeden önce.
08:43
But my son'sOğlunun deathölüm
was not purelyyalnızca a suicideintihar.
151
498600
2840
Fakat, oğlumun ölümü sadece
bir intihar değildi.
08:47
It involvedilgili masskitle murdercinayet.
152
502200
1760
Toplu bir katliamı içeriyordu.
08:50
I wanted to know how his
suicidalintihara meyilli thinkingdüşünme becameoldu homicidalkatil.
153
505080
5880
Ben onun intihar düşüncesinin nasıl
cinayet halini aldığını bilmek istedim.
08:56
But researchAraştırma is sparseseyrek
and there are no simplebasit answerscevaplar.
154
511920
3160
Fakat araştırmalar az ve
basit cevaplar yok.
09:01
Yes, he probablymuhtemelen had ongoingdevam eden depressiondepresyon.
155
516240
2919
Evet, muhtemelen devamlı bir
depresyondaydı.
09:05
He had a personalitykişilik
that was perfectionisticperfectionistic and self-reliantKendine güvenen,
156
520679
5561
Mükemmeliyetçi ve kendine yeten
bir kişiliği vardı
09:12
and that madeyapılmış him lessaz likelymuhtemelen
to seekaramak help from othersdiğerleri.
157
527120
3760
ve bu onun diğerlerinden yardım talebinde
bulunma ihtimalini azalttı.
09:16
He had experienceddeneyimli
triggeringtetikleme eventsolaylar at the schoolokul
158
531880
3456
Okulda küçük düşürülmüş, alçaltılmış ve
öfkeli hissetmesine neden olan
09:20
that left him feelingduygu
debasedalçalmış and humiliatedaşağılanmış and maddeli.
159
535360
5400
tetikleyici olaylar yaşamıştı.
09:27
And he had a complicatedkarmaşık friendshipdostluk
160
542160
3256
Bir çocukla karmaşık
bir arkadaşlığı vardı.
09:30
with a boyoğlan who sharedpaylaşılan his feelingsduygular
of rageöfke and alienationyabancılaşma,
161
545440
4336
Çocuk, oğlumla öfke ve yabancılaşma
duygularını paylaşıyordu
09:34
and who was seriouslycidden mi disturbedrahatsız,
162
549800
3096
ve ciddi olarak aklen dengesiz,
09:37
controllingkontrol and homicidalkatil.
163
552920
1880
yönlendirici ve adam
öldürmeye meyilliydi.
09:41
And on topüst of this perioddönem in his life
164
556280
2856
Ve üstelik, hayatının aşırı hassas ve
09:44
of extremeaşırı vulnerabilityGüvenlik açığı and fragilitykırılganlık,
165
559160
3160
kırılgan döneminde,
09:48
DylanDylan foundbulunan accesserişim to gunssilahlar
166
563280
2376
Dylan silaha erişim yolunu buldu,
09:50
even thoughgerçi we'devlenmek never
ownedSahip olunan any in our home.
167
565680
2160
evimizde asla silah olmadığı halde.
09:53
It was appallinglyDehşet easykolay
for a 17-year-old-yaşında boyoğlan to buysatın almak gunssilahlar,
168
568800
5216
17 yaşında bir çocuk için yasal olarak
ya da yasa dışı silah satın almak,
09:59
bothher ikisi de legallyyasal olarak and illegallyyasadışı,
withoutolmadan my permissionizin or knowledgebilgi.
169
574040
4640
- benim bilgim ya da iznim olmadan -
dehşete düşürecek kadar kolaydı.
10:04
And somehowbir şekilde, 17 yearsyıl
and manyçok schoolokul shootingsçekimleri latersonra,
170
579880
4520
Ve her nasılsa, 17 yıl ve pek çok
okul katliamından sonra
10:10
it's still appallinglyDehşet easykolay.
171
585080
1800
hala dehşete düşürecek kadar kolay.
10:14
What DylanDylan did that day brokekırdı my heartkalp,
172
589160
2720
Dylan'ın o gün yaptığı şey, kalbimi kırdı
10:18
and as traumaTravma so oftensık sık does,
173
593240
1856
ve bir travmanın çok sık yaptığı gibi,
10:20
it tookaldı a tollGeçiş ücreti on my bodyvücut and on my mindus.
174
595120
2960
bedenime ve zihnime büyük zararlar verdi.
10:24
Two yearsyıl after the shootingsçekimleri,
I got breastmeme cancerkanser,
175
599360
2440
Katliamdan iki yıl sonra,
meme kanseri oldum
10:28
and two yearsyıl after that,
I beganbaşladı to have mentalzihinsel healthsağlık problemssorunlar.
176
603200
3360
ve bundan iki yıl sonra,
akıl sağlığı sorunlarım başladı.
10:33
On topüst of the constantsabit, perpetualsürekli griefkeder
177
608480
3416
Dinmek bilmeyen acım yetmezmiş gibi,
10:36
I was terrifieddehşete that I would runkoş
into a familyaile memberüye
178
611920
3576
Dylan'ın öldürdüğü birisinin ailesiyle
10:40
of someonebirisi DylanDylan had killedöldürdü,
179
615520
2056
karşılaşmaktan
10:42
or be accostedYakasındaki kartta görevli yazan by the pressbasın
180
617600
2376
veya basın ya da öfkeli
bir vatandaş tarafından
10:45
or by an angrykızgın citizenvatandaş.
181
620000
1480
sıkıştırılmaktan ödüm kopuyordu.
10:47
I was afraidkorkmuş to turndönüş on the newshaber,
182
622920
2576
Haberleri açıp dinlemekten,
10:50
afraidkorkmuş to hearduymak myselfkendim beingolmak calleddenilen
a terriblekorkunç parentebeveyn or a disgustingiğrenç personkişi.
183
625520
4960
korkunç ebeveyn ya da iğrenç insan diye
seslenildiğimi duymaktan korkuyordum.
10:58
I startedbaşladı havingsahip olan panicPanik attackssaldırılar.
184
633320
2040
Panik ataklar geçirmeye başladım.
11:02
The first boutPeki ya startedbaşladı
fourdört yearsyıl after the shootingsçekimleri,
185
637240
4176
İlk kriz katliamdan dört yıl sonra başladı.
11:06
when I was gettingalma readyhazır
for the depositionsifadeleri
186
641440
2536
Atak anında, yazılı ifade vermeye ve
kurbanların aileleriyle
11:09
and would have to meetkarşılamak
the victims'kurbanlar familiesaileleri faceyüz to faceyüz.
187
644000
2800
yüz yüze tanışmaya gitmek için
hazırlanıyordum.
11:12
The secondikinci roundyuvarlak startedbaşladı
sixaltı yearsyıl after the shootingsçekimleri,
188
647600
3376
İkinci kriz katliamdan 6 yıl sonra oldu.
11:16
when I was preparinghazırlamak
to speakkonuşmak publiclyGenel olarak about murder-suicidecinayet-intihar
189
651000
3456
İlk defa bir konferansta cinayetler
ve intihar hakkında
11:19
for the first time at a conferencekonferans.
190
654480
2000
konuşmak için hazırlanıyordum.
11:22
BothHer ikisi de episodesBölüm lastedsürdü severalbirkaç weekshaftalar.
191
657520
2400
İki kriz de birkaç hafta sürdü.
11:27
The attackssaldırılar happenedolmuş everywhereher yerde:
192
662160
2136
Ataklar her yerde oluyordu:
11:29
in the hardwaredonanım storemağaza, in my officeofis,
193
664320
3296
hırdavatçıda, ofisimde
11:32
or even while readingokuma a bookkitap in bedyatak.
194
667640
2040
ve hatta yatakta kitap okurken.
11:35
My mindus would suddenlyaniden lockkilitlemek
into this spinningdöndürme cycledevir of terrorterör
195
670600
5056
Zihnim birdenbire dönüp duran
korku döngüsüne kilitlenirdi
ve kendimi sakinleştirmek
11:40
and no mattermadde how I hardzor I trieddenenmiş
196
675680
2096
11:42
to calmsakin myselfkendim down
or reasonneden my way out of it,
197
677800
4056
ve bir çözüm yolu bulmak için
ne kadar uğraşsam da
11:46
I couldn'tcould do it.
198
681880
1280
yapamadım.
11:49
It feltkeçe as if my brainbeyin
was tryingçalışıyor to killöldürmek me,
199
684440
2560
Sanki beynim beni öldürmeye çalışıyordu.
11:52
and then, beingolmak afraidkorkmuş of beingolmak afraidkorkmuş
200
687920
2576
Ve sonra, korkmaktan korkmak
11:55
consumedtüketilen all of my thoughtsdüşünceler.
201
690520
1800
tüm düşüncelerimi tüketti.
O an, hatalı işleyen bir zihne sahip
olmanın neler hissettirdiğini
11:58
That's when I learnedbilgili firsthandilk elden
202
693200
1896
12:00
what it feelshissediyor like
to have a malfunctioninghatalı çalışıyor mindus,
203
695120
2440
ilk öğrendiğim andı.
12:03
and that's when I trulygerçekten
becameoldu a brainbeyin healthsağlık advocatesavunucu.
204
698640
3480
Ve gerçekten zihin sağlığı savunucusu
olduğum zamandı.
12:08
With therapyterapi and medicationilaç and self-careÖz Bakım,
205
703760
2976
Terapi, ilaç tedavisi ve kişisel bakımla,
12:11
life eventuallysonunda returnediade
206
706760
1816
hayat, zamanla mevcut şartlar altında
12:13
to whateverher neyse could be thought of
as normalnormal underaltında the circumstanceskoşullar.
207
708600
3480
normal olarak düşünülebilecek
şeye döndü.
12:18
When I lookedbaktı back
on all that had happenedolmuş,
208
713240
2056
Geriye dönüp neler olduğuna baktığımda,
12:20
I could see that my son'sOğlunun
spiralsarmal into dysfunctionfonksiyon bozukluğu
209
715320
3560
oğlumun sarmalının işlev
bozukluğuna dönmesinin,
12:24
probablymuhtemelen occurredoluştu
over a perioddönem of about two yearsyıl,
210
719680
3496
muhtemelen yaklaşık iki yıllık bir
dönemde olduğunu görebiliyordum,
12:28
plentybol of time to get him help,
211
723200
2160
yardım alabilmesi için bol bir zaman,
şayet, birisi onun yardıma ihtiyacı
olduğunu ve ne yapılması gerektiğini
12:31
if only someonebirisi had knownbilinen
that he neededgerekli help
212
726280
3016
12:34
and knownbilinen what to do.
213
729320
1320
bilmiş olsaydı.
12:40
EveryHer time someonebirisi askssorar me,
214
735680
2576
Birisi bana ne zaman:
12:43
"How could you not have knownbilinen?",
215
738280
2456
"Sen nasıl bilemedin?" diye sorsa,
12:45
it feelshissediyor like a punchyumruk in the gutbağırsak.
216
740760
2000
mideme yumruk yemiş gibi hissediyorum.
12:48
It carriestaşır accusationsuçlama
and tapsmusluklar into my feelingsduygular of guiltsuçluluk
217
743840
4536
Bu soru itham taşıyor ve suçluluk
duygumu kamçılıyor.
12:53
that no mattermadde how much therapyterapi I've had
218
748400
2496
Ne kadar çok terapi almış olursam olayım,
12:55
I will never fullytamamen eradicatekökünü kurutmak.
219
750920
1920
asla tamamen kökünü kurutamayacağım.
12:58
But here'sburada something I've learnedbilgili:
220
753880
1620
Ancak öğrendiğim bir şey var:
13:01
if love were enoughyeterli
221
756720
1856
sevgi, intihara meyilli birini,
13:03
to stop someonebirisi who is suicidalintihara meyilli
222
758600
2136
kendini yaralamasını engellemek için
13:05
from hurtingzarar themselveskendilerini,
223
760760
1440
yeterli olsaydı,
13:08
suicidesintihar would hardlyzorlukla ever happenolmak.
224
763000
2200
intiharlar çok nadir olurdu.
13:11
But love is not enoughyeterli,
225
766320
1800
Ancak, sevgi yeterli değil
13:14
and suicideintihar is prevalentyaygın.
226
769240
1760
ve intihar yaygın bir şey.
13:16
It's the secondikinci leadingönemli causesebeb olmak of deathölüm
227
771680
2816
10 ila 34 yaş arası insanlarda
13:19
for people ageyaş 10 to 34,
228
774520
2200
ikinci en önemli ölüm sebebi.
13:22
and 15 percentyüzde of AmericanAmerikan youthgençlik
229
777640
2656
ve Amerikan gençliğinin yüzde 15'i
13:25
reportrapor havingsahip olan madeyapılmış a suicideintihar planplan
230
780320
2736
geçen yıl, intihar planı
13:28
in the last yearyıl.
231
783080
1200
yaptıklarını bildirdi.
13:31
I've learnedbilgili that no mattermadde
how much we want to believe we can,
232
786160
4120
Öğrendim ki, her ne kadar yapabileceğimize
inanmak istesek bile,
13:36
we cannotyapamam know or controlkontrol
233
791000
2816
sevdiklerimizin düşündüğü
ve hissettiği her şeyi
13:38
everything our lovedsevilen onesolanlar think and feel,
234
793840
1960
bilemeyiz ve kontrol edemeyiz
13:41
and the stubborninatçı beliefinanç
that we are somehowbir şekilde differentfarklı,
235
796760
3120
ve bir şekilde farklı olduğumuza olan
dik başlı inancımız,
13:45
that someonebirisi we love
would never think of hurtingzarar themselveskendilerini
236
800560
3416
sevdiklerimizin kendilerini
veya bir başkasını asla
incitmeyi düşünmeyeceklerine inanmamız
13:49
or someonebirisi elsebaşka,
237
804000
1200
13:51
can causesebeb olmak us to missbayan
238
806080
2016
gözümüzün önündeki şeyi
13:53
what's hiddengizli in plainsade sightgörme.
239
808120
1800
görmemize engel olabilir.
13:56
And if worsten kötü casedurum scenariossenaryolar
do come to passpas,
240
811840
3440
Ve eğer en kötü senaryo gerçekleşirse,
14:01
we'lliyi have to learnöğrenmek
to forgiveaffetmek ourselveskendimizi for not knowingbilme
241
816520
3896
kendimizi, doğru soruları bilmediğimiz,
veya doğru soruları sormadığımız
14:05
or for not askingsormak the right questionssorular
242
820440
2696
veya doğru tedaviyi bulmadığımız için
bağışlamayı öğrenmek zorundayız.
14:08
or not findingbulgu the right treatmenttedavi.
243
823160
2720
14:12
We should always assumeüstlenmek
244
827240
1256
Sevdiğimiz birilerinin,
14:13
that someonebirisi we love mayMayıs ayı be sufferingçile,
245
828520
2640
söylediklerinin veya
davranışlarının aksine
14:16
regardlessne olursa olsun of what they say
246
831880
2616
acı çekebiliyor olduklarını
14:19
or how they actdavranmak.
247
834520
1240
daima farz etmeliyiz.
14:21
We should listen with our wholebütün beingolmak,
248
836720
2120
Tüm benliğimizle
14:24
withoutolmadan judgmentsyargılar,
249
839800
1200
yargılamadan
14:26
and withoutolmadan offeringteklif solutionsçözeltiler.
250
841680
2120
ve çözüm sunmadan dinlemeliyiz.
14:32
I know that I will livecanlı with this tragedytrajedi,
251
847360
3216
Hayatımın kalan kısmında, bu trajediyle
14:35
with these multipleçoklu tragediestrajediler,
252
850600
1936
ve bu trajedilerle
14:37
for the restdinlenme of my life.
253
852560
1560
yaşayacağımı biliyorum.
14:40
I know that in the mindszihinler of manyçok,
254
855320
2000
Pek çoklarının zihninde,
kaybettiğim şeyin
14:46
what I lostkayıp can't comparekarşılaştırmak
to what the other familiesaileleri lostkayıp.
255
861080
3760
diğer ailelerin kaybettikleri ile
karşılaştırılamayacağını biliyorum.
14:51
I know my strugglemücadele
doesn't make theirsonların any easierDaha kolay.
256
866240
2600
Çabamın, diğerlerininkini daha
kolaylaştırmayacağını biliyorum.
14:56
I know there are even some who think
I don't have the right to any painAğrı,
257
871000
5376
Benim acıya bile hakkım olmadığını
düşünenlerin olduğunu da biliyorum,
15:01
but only to a life of permanentkalıcı penancekefaret.
258
876400
2840
ama sadece kalıcı cezalı bir hayata.
15:06
In the endson what I know comesgeliyor down to this:
259
881800
2680
Sonunda bildiğim şey şu noktaya geldi:
15:10
the tragictrajik factgerçek is that even
the mostçoğu vigilantuyanık and responsiblesorumluluk sahibi of us
260
885320
6176
trajik gerçek şu ki, aramızdaki
en açıkgöz ve sorumlu olanlarımız bile
15:16
mayMayıs ayı not be ableyapabilmek to help,
261
891520
1920
yardım edemeyebilir,
15:19
but for love'saşkın sakeuğruna,
262
894840
2176
ancak sevginin hatırına,
15:22
we mustşart never stop tryingçalışıyor
263
897040
2176
bilinemeyeni bilmek için
15:24
to know the unknowablebilinemeyen.
264
899240
1480
denemeyi asla bırakmamalıyız.
15:26
Thank you.
265
901560
1216
Teşekkürler.
15:27
(ApplauseAlkış)
266
902800
2160
(Alkışlar)
Translated by Gülsüm Öztürk
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Sue Klebold - Activist
Sue Klebold has become a passionate agent working to advance mental health awareness and intervention.

Why you should listen

Sue Klebold is the mother of Dylan Klebold, one of the two shooters at Columbine High School in 1999. Since the massacre, Sue has spent years excavating every detail of her family life, and trying to understand what she could have done to prevent it. In 2016, after years of evading public scrutiny, Klebold published A Mother's Reckoning: Living In the Aftermath of Tragedy, a powerful memoir in which she explores the crucial intersection between mental health and violence. As a passionate advocate for brain health awareness and intervention, she is donating any profits from the book to mental health charities, research and suicide prevention, hoping for solutions that will help parents and professionals spot and thwart signs of trouble.

More profile about the speaker
Sue Klebold | Speaker | TED.com