ABOUT THE SPEAKER
Sinéad Burke - Writer, educator
Sinéad Burke amplifies voices and instigates curious conversations.

Why you should listen

Since her first days of elementary school, Sinéad Burke has understood the power of education to combat ignorance, to challenge the status quo and to give agency to the most vulnerable. She wanted to become a teacher -- one who ensured that children felt represented, listened to and safe in her classroom -- and she graduated at the top of her class, receiving the Vere Foster Medal from Marino Institute of Education.

Through writing, public speaking and social media, Burke highlights the lack of inclusivity within the fashion industry and encourages the industry to design for and with disabled people. She critiques the ways in which the media talks about and to women, offering an alternative conversation that celebrates the achievements of others with her "Extraordinary Women" interview series.

Burke has visited schools, workplaces, government agencies and the White House to facilitate honest conversations about education, disability, fashion and accessibility. She advocates for the inclusion of all and challenges officials to legislate with most marginalized in our communities.

Bure is currently undertaking a PhD in Trinity College, Dublin on human rights education that specifically comments on the ways in which schools allow children to have a voice. She values kindness, empathy and volunteerism, and she is an ambassador for the Irish Society for the Prevention of Cruelty to Children and the Irish Girl Guides.

More profile about the speaker
Sinéad Burke | Speaker | TED.com
TEDNYC

Sinéad Burke: Why design should include everyone

Sinead Burke: Tasarım neden herkesi kapsamalı?

Filmed:
1,435,325 views

Sinéad Burke, birçoğumuz için uygulamada görünmez olan detayların çok iyi farkında. 105 cm (veya 3' 5") boy için, tasarlanmış dünya --bir kilidin ne kadar yüksekte olmasından ayakkabı numaralarına kadar-- kendisi için bir şeyler yapabilmesine engel oluşturuyor. Bu videoda bize, cüce olarak dünyayı nasıl kendine göre idare ettiğinden başediyor ve soruyor: "Kimler için tasarlamıyoruz?"
- Writer, educator
Sinéad Burke amplifies voices and instigates curious conversations. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I want to give you a newyeni perspectiveperspektif.
0
793
2247
Size yeni bir bakış açısı
kazandırmak istiyorum.
00:16
That soundssesleri grandiosetantanalı, and it is.
1
4000
2840
Kulağa hoş geliyor.
Öyle de.
00:19
I left Irelandİrlanda yesterdaydün morningsabah.
2
7560
1720
Dün sabah İrlanda'dan ayrıldım.
00:21
I traveledseyahat from DublinDublin to NewYeni YorkYork
3
9880
2456
Dublin'den New York'a seyahat ettim,
00:24
independentlybağımsız olarak.
4
12360
1200
tek başıma, bağımsız.
00:26
But the designdizayn of an airporthavalimanı,
5
14080
1896
Ama havaalanının, uçağın ve
00:28
planeuçak and terminalTerminal
6
16000
2536
terminalin tasarımı, 105,5 cm isen
00:30
offersteklifler little independencebağımsızlık when
you're 105 and a halfyarım centimeterssantimetre talluzun boylu.
7
18560
3920
sana çok az bağımsızlık sunuyor.
00:35
For AmericansAmerikalılar, that's 3' 5".
8
23200
3240
Amerikalılar için bu 3' 5" oluyor.
00:39
I was whiskedsıçrattı throughvasitasiyla the airporthavalimanı
by airlinehavayolu assistantsyardımcıları in a wheelchairtekerlekli sandalye.
9
27680
3720
Havaalanında tekerlekli sandalyeyle
taşındım.
00:44
Now, I don't need to use a wheelchairtekerlekli sandalye,
10
32000
3000
Tekerlekli sandalyeye
ihtiyacım yok,
00:47
but the designdizayn of an airporthavalimanı
11
35680
2096
ama havaalanının tasarımı ve
00:49
and its lackeksiklik of accessibilityulaşılabilirlik
12
37800
2256
ulaşılabilirlikteki eksikliği
00:52
meansanlamına geliyor that it's my only way
to get throughvasitasiyla.
13
40080
2080
bunun benim için tek yol olması
demek.
00:55
With my carry-onCarry On bagsırt çantası betweenarasında my feetayaklar,
14
43280
2736
Ayaklarımın arasında kabin çantamla,
00:58
I was wheeledtekerlekli throughvasitasiyla
securitygüvenlik, preclearancepreclearance
15
46040
3376
güvenlik ve ön kontrolden
tekerlekli sandalyede geçirildim
01:01
and I arrivedgeldi at my boardingyatılı gatekapı.
16
49440
2360
ve biniş kapısına ulaştım.
01:04
I use the accessibilityulaşılabilirlik
servicesHizmetler in the airporthavalimanı
17
52880
2856
Havaalanındaki
erişilebilirlik hizmetlerini kullanıyorum
01:07
because mostçoğu of the terminalTerminal
is just not designedtasarlanmış with me in mindus.
18
55760
3240
çünkü terminallerin çoğunu
beni düşünerek tasarlamıyorlar.
01:11
Take securitygüvenlik, for exampleörnek.
19
59920
1720
Güvenliği düşünelim mesela.
01:14
I'm not stronggüçlü enoughyeterli
to liftasansör my carry-onCarry On bagsırt çantası
20
62320
3096
Kabin çantamı yerden alıp
01:17
from the groundzemin to the carouselatlıkarınca.
21
65440
2040
banda koyacak kadar
güçlü değilim ben.
01:20
I standdurmak at eyegöz levelseviye with it.
22
68480
1600
Bant göz hizamda kalıyor.
01:22
And those who work in that spaceuzay
for safetyemniyet purposesamaçlar cannotyapamam help me
23
70560
4936
Ve orada güvenlikte
çalışanlar, bana yardım edemez ve
01:27
and cannotyapamam do it for me.
24
75520
1680
çantamı benim için banda koyamazlar.
01:30
DesignTasarım inhibitsengeller my autonomyözerklik
and my independencebağımsızlık.
25
78200
3760
Tasarım, özgürlüğümü ve
bağımsızlığımı engelliyor.
01:35
But travelingseyahat at this sizeboyut,
it isn't all badkötü.
26
83000
3480
Ama bu boyla seyahat etmek
hep de kötü değil.
01:38
The legbacak roomoda in economyekonomi
is like business classsınıf.
27
86960
2776
Ekonomi sınıfında bacak mesafesi
businesstaki kadar.
01:41
(LaughterKahkaha)
28
89760
1880
(Kahkaha)
01:44
I oftensık sık forgetunutmak that I'm a little personkişi.
29
92760
2080
Sık sık kısa boylu olduğumu unutuyorum.
01:47
It's the physicalfiziksel environmentçevre
and societytoplum that remindhatırlatmak me.
30
95360
3960
Bana bunu hatırlatan,
fiziksel çevre ve toplum.
01:52
UsingKullanarak a publichalka açık bathroombanyo
is an excruciatingdayanılmaz bir experiencedeneyim.
31
100120
3960
Halka açık tuvaleti kullanmak
tam bir işkence.
01:56
I walkyürümek into the cubicleKabin
32
104880
2176
Kabine giriyorum,
01:59
but I can't reachulaşmak the lockkilitlemek on the doorkapı.
33
107080
1858
ama kapının kilidine yetişemiyorum.
02:01
I'm creativeyaratıcı and resilientesnek.
34
109880
2360
Yaratıcı ve güçlüyüm.
02:05
I look around and see if there's
a binçöp Kutusu that I can turndönüş upsideüst taraf down.
35
113000
3400
Ters çevirebileceğim bir çöp kutusu
var mı diye bakınırım.
02:09
Is it safekasa?
36
117400
1200
Güvenli mi?
02:11
Not really.
37
119040
1200
Pek sayılmaz.
02:12
Is it hygienicHijyenik and sanitarySıhhi?
38
120640
2320
Hijyenik ve temiz mi?
02:15
DefinitelyKesinlikle not.
39
123440
1200
Kesinlikle değil.
02:17
But the alternativealternatif is much worsedaha da kötüsü.
40
125760
1620
Ama diğer seçenek daha kötü.
02:20
If that doesn't work, I use my phonetelefon.
41
128240
2000
Bu işe yaramazsa, telefonumu kullanıyorum.
02:23
It givesverir me an additionalek
four-dört- to six-inch6-inç reachulaşmak,
42
131160
3056
10-15 cm daha kazandırıyor
kapıya ulaşmam için
02:26
and I try to jamreçel the lockkilitlemek closedkapalı
with my iPhoneiPhone.
43
134240
2680
ve iPhone'umla kilidi çevirmeye
çalışıyorum.
02:29
Now, I imaginehayal etmek that's not what JonyJony IveIve
had in mindus when he designedtasarlanmış the iPhoneiPhone,
44
137720
4416
Jony Ive iPhone'u tasarlarken
bunu düşündüğünü sanmıyorum
02:34
but it worksEserleri.
45
142160
1200
ama işe yarıyor.
02:36
The alternativealternatif
is that I approachyaklaşım a strangeryabancı.
46
144960
2480
Diğer seçenek, bir
yabancıdan yardım istemek.
02:40
I apologizeözür dilemek profuselybol bol
47
148480
2256
Bolca özür dileyip,
02:42
and I asksormak them to standdurmak guardbekçi
outsidedışında my cubicleKabin doorkapı.
48
150760
3080
kabinin kapısında beklemelerini
rica ediyorum.
02:47
They do
49
155000
1536
Bekliyorlar da
02:48
and I emergeçıkmak gratefulminnettar
50
156560
1960
ben de minnet duyuyorum
02:51
but absolutelykesinlikle mortifiedmahcup,
51
159480
1680
ama inanılmaz utanıyorum da ve
02:54
and hopeumut that they didn't noticeihbar
52
162040
1736
umuyorum ki
02:55
that I left the bathroombanyo
withoutolmadan washingyıkama my handseller.
53
163800
2334
ellerimi yıkamadığımı
fark etmesinler.
02:59
I carrytaşımak handel sanitizertemizleyici with me
everyher singletek day
54
167200
3240
Yanımda hep dezenfektan
el temizleyici taşıyorum
03:03
because the sinklavabo, soapsabun dispenserDağıtıcı,
handel dryerkurutma makinesi and mirrorayna
55
171240
5336
çünkü lavabo, sabun,
el kurutma makinesi ve ayna
03:08
are all out of my reachulaşmak.
56
176600
1360
boyumdan yüksekte.
03:11
Now, the accessibleulaşılabilir bathroombanyo
is somewhatbiraz of an optionseçenek.
57
179120
2736
Engelli tuvaleti belki
bir seçenek olabilir.
03:13
In this spaceuzay, I can reachulaşmak
the lockkilitlemek on the doorkapı,
58
181880
2400
Orada kapı kilidine, lavaboya,
sabuna,
03:16
the sinklavabo, the soapsabun dispenserDağıtıcı,
the handel dryerkurutma makinesi and the mirrorayna.
59
184840
4360
el kurutma makinesine ve
aynaya ulaşabiliyorum.
03:22
YetHenüz, I cannotyapamam use the toilettuvalet.
60
190400
2920
Ancak, tuvaleti kullanamıyorum.
03:26
It is deliberatelykasten designedtasarlanmış higherdaha yüksek
61
194520
2456
Kasıtlı olarak daha yüksekte tasarlanmış
03:29
so that wheelchairtekerlekli sandalye userskullanıcılar
can transferaktarma acrosskarşısında with easekolaylaştırmak.
62
197000
3160
böylece tekerlekli sandalyedekiler
kolayca kullanabilsin.
03:33
This is a wonderfulolağanüstü
and necessarygerekli innovationyenilik,
63
201200
3360
Bu mükemmel ve gerekli bir yenilik,
03:37
but in the designdizayn worldDünya, when we describetanımlamak
a newyeni projectproje or ideaFikir as accessibleulaşılabilir,
64
205440
4240
ama tasarım dünyasında, bir projeye,
ya da fikre erişilebilir dediğimizde,
03:42
what does that mean?
65
210680
1200
bu, ne anlama geliyor?
03:44
Who is it accessibleulaşılabilir to?
66
212920
1920
Kim için erişilebilir?
03:47
And whosekimin needsihtiyaçlar
are not beingolmak accommodatedağırladı for?
67
215840
2760
Kimin ihtiyaçlarını karşılamaya
yetmiyor?
03:52
Now, the bathroombanyo is an exampleörnek
68
220000
1496
Tuvalet, tasarımın
03:53
of where designdizayn impingesherkesle uponüzerine my dignityhaysiyet,
69
221520
2520
onurumu kırdığına bir örnek,
03:56
but the physicalfiziksel environmentçevre impactsetkiler
uponüzerine me in much more casualgündelik waysyolları too,
70
224920
3520
ama fiziksel çevre de daha sıradan
yollarla üzerimde etki yapıyor,
04:01
something as simplebasit
as orderingsipariş a cupFincan of coffeeKahve.
71
229240
2240
kahve sipariş etmek gibi
sıradan bir şey mesela.
04:04
Now, I'll admititiraf etmek it.
72
232320
1360
İtiraf etmeliyim.
04:06
I drinkiçki faruzak too much coffeeKahve.
73
234160
1880
Ben çok fazla kahve içerim.
04:08
My ordersipariş is a skinnysıska vanillavanilya latteLatte,
74
236480
2576
Siparişim bellidir, vanilyalı skinny latte
04:11
but I'm tryingçalışıyor
to weanDoğruyu yanlışı myselfkendim off the syrupşurubu.
75
239080
2560
aromayı kesmeye çalışıyorum
ama.
04:14
But the coffeeKahve shopDükkan,
it's not designedtasarlanmış well,
76
242800
2736
Ama kafe,
iyi tasarlanmamış,
04:17
at leasten az not for me.
77
245560
1200
en azından benim için.
04:19
QueuingQueuing, I'm standingayakta
besideyanında the pastrypasta cabinetdolap
78
247520
2776
yiyecek vitrininin yanında
sırada bekliyorum ve barista,
04:22
and the baristaBarista callsaramalar for the nextSonraki ordersipariş.
79
250320
2040
bir sonraki sipariş için sesleniyor,
04:25
"NextSonraki, please!" they shoutNot.
80
253200
2200
"Sıradaki lütfen!"
04:28
They can't see me.
81
256440
1200
Beni göremiyorlar.
04:30
The personkişi nextSonraki to me in the queuekuyruk
pointsmakas to my existencevaroluş
82
258640
2816
Sırada yanımdaki kişi
parmağıyla beni işaret ediyor
04:33
and everyoneherkes is embarrassedmahçup.
83
261480
2240
ve herkes mahçup oluyor.
04:36
I ordersipariş as quickhızlı as I can
and I movehareket alonguzun bir to collecttoplamak my coffeeKahve.
84
264240
3280
Olabildiğince hızlı siparişimi verip
kahvemi almak için ilerliyorum.
04:40
Now, think just for a secondikinci.
85
268480
2440
Şimdi bir düşünün.
04:43
Where do they put it?
86
271560
1200
Bardağı nereye koyuyorlar?
04:45
Up highyüksek and withoutolmadan a lidkapak.
87
273960
1840
Yükseğe ve kapaksız.
04:48
ReachingUlaşma up to collecttoplamak a coffeeKahve
that I have paidödenmiş for
88
276480
2896
Parasını ödediğim kahveyi
almak için uzanmak,
04:51
is an incrediblyinanılmaz dangeroustehlikeli experiencedeneyim.
89
279400
2440
inanılmaz tehlikeli bi şey haline geliyor.
04:54
But designdizayn alsoAyrıca impingesherkesle
on the clothesçamaşırlar that I want to weargiyinmek.
90
282640
3256
Tasarım, giymek istediğim kıyafetlere de
engel oluşturyor.
04:57
I want garmentsgiysiler
that reflectyansıtmak my personalitykişilik.
91
285920
2640
Kişiliğimi yansıtan şeyler
giymek istiyorum.
05:01
It's difficultzor to find
in the childrenswearchildrenswear departmentbölüm.
92
289320
2680
Bunu, mağazaların çocuk reyonunda
bulmak zor.
05:04
And oftensık sık womenswearkadın giyim
requiresgerektirir faruzak too manyçok alterationsdeğişiklikler.
93
292640
3280
Kadın giyimindekiler de
çok fazla terzi işi gerektiriyor.
05:08
I want shoesayakkabı that affectetkilemek my maturityolgunluk,
professionalismprofesyonellik and sophisticationyapmacıklık.
94
296600
4720
Olgunluğumu, profesyonelliğimi, çok
yönlülüğümü gösteren ayakkabı istiyorum.
05:14
InsteadBunun yerine, I'm offeredsunulan sneakersSpor ayakkabı
with VelcroVelcro strapsAskıları and light-upIşıklı shoesayakkabı.
95
302160
4240
Yerine, cırt cırtlı, ışıklı spor ayakkabı
sunuluyor bana.
05:19
Now, I'm not totallybütünüyle opposedkarşıt
to light-upIşıklı shoesayakkabı.
96
307200
3776
Yanlış anlamayın, ışıklı ayakkabılara
tamamen karşı değilim.
05:23
(LaughterKahkaha)
97
311000
1200
(Kahkaha)
05:25
But designdizayn alsoAyrıca impactsetkiler
on suchböyle simplebasit things,
98
313080
3416
Ama tasarım, basit şeyleri de
etkiliyor, mesela
05:28
like sittingoturma on a chairsandalye.
99
316520
1440
sandalyede oturmak.
05:30
I cannotyapamam go from a standingayakta
to a seatingoturma positionpozisyon with graceGrace.
100
318920
3520
Ayakta durmaktan oturma pozisyonuna
rahatça geçemiyorum.
05:35
DueSon to the standardsstandartlar
of designdizayn heightsyükseklikleri of chairssandalye,
101
323320
3256
Sandalyelerin tasarımındaki
yükseklik standardı nedeniyle,
05:38
I have to crawlyavaş ilerleme on my handseller and kneesdizler
102
326600
2696
ellerim ve dizlerimi kullanmak
zorundayım
05:41
just to get on topüst of it,
103
329320
1616
sadece sandalyeye çıkabilmek için,
05:42
whilstiken alsoAyrıca beingolmak consciousbilinçli
that it mightbelki tipbahşiş over at any stageevre.
104
330960
3640
aynı zamanda da her an devrilebileceği
aklımda.
05:48
But whilstiken designdizayn impactsetkiler on me
105
336120
1816
Tasarım beni etkilerken,
05:49
whetherolup olmadığını it's a chairsandalye,
a bathroombanyo, a coffeeKahve shopDükkan, or clothesçamaşırlar,
106
337960
4776
sandalye, tuvalet, kafe olsun,
kıyafet olsun
05:54
I relygüvenmek on and benefityarar
107
342760
3176
yabancıların anlayışına bel bağlıyorum
05:57
from the kindnessnezaket of strangersyabancı insanlar.
108
345960
1800
ve ondan faydalanıyorum.
06:01
But not everybodyherkes is so niceGüzel.
109
349520
1640
Ama herkes çok iyi değil.
06:04
I'm remindedhatırlattı that I'm a little personkişi
110
352400
2576
Kısa boylu olduğumu, yabancı biri
06:07
when a strangeryabancı pointsmakas,
111
355000
1440
beni işaret ettiğine,
06:09
staresdik dik bakıyor,
112
357520
1200
uzun uzun baktığında,
06:11
laughsgülüyor,
113
359320
1200
güldüğünde,
06:13
callsaramalar me a nameisim,
114
361360
1776
bana isim taktiğında ya da
06:15
or takes a photographfotoğraf of me.
115
363160
1480
fotoğrafımı çektiğinde hatırlıyorum.
06:17
This happensolur almostneredeyse everyher day.
116
365960
1429
Bu, neredeyse her gün oluyor.
06:20
With the riseyükselmek of socialsosyal mediamedya,
it has givenverilmiş me an opportunityfırsat
117
368720
2896
Sosyal medyanın yaygınlaşması,
blog yazarı ve aktivist olarak
06:23
and a platformplatform to have a voiceses
as a bloggerblogger and as an activisteylemci,
118
371640
3960
sesimi duyurabileceğim bir platform
ve fırsat sunuyor
06:28
but it has alsoAyrıca madeyapılmış me nervoussinir
119
376440
2296
fakat aynı zamanda da endişelendiriyor,
06:30
that I mightbelki becomeolmak a memememe
120
378760
2096
ya komik bir resme ya da
06:32
or a viralviral sensationduygu,
121
380880
1560
viral bir gönderiye iznim olmadan
06:35
all withoutolmadan my consentrazı olmak.
122
383400
1400
malzeme olursam?
06:38
So let's take a momentan right now
123
386240
2696
Şimdi durup bir düşünelim ve
06:40
to make something very clearaçık.
124
388960
1600
bir şeyi netleştirelim.
06:43
The wordsözcük "midgetcüce" is a slurleke.
125
391720
2400
"Cüce" aşağılayıcı bir söylem.
06:47
It evolvedgelişti from PTPT Barnum'sBarnum'ın eraçağ
of circusessirklerde and freakanormal showsgösterileri.
126
395360
4120
P.T. Barnum döneminin sirkleri ve
ucube gösterilerinden kalma bir tabir.
06:52
SocietyToplum has evolvedgelişti.
127
400640
1720
Toplum değişip gelişiyor.
06:55
So should our vocabularykelime hazinesi.
128
403520
1520
Kelimelerimiz de değişmeli.
06:57
LanguageDil is a powerfulgüçlü toolaraç.
129
405840
2376
Dil, güçlü bir araç.
07:00
It does not just nameisim our societytoplum.
130
408240
2000
Yalnızca toplumu adlandırmıyor.
07:02
It shapesşekiller it.
131
410720
1440
Onu şekillendiriyor.
07:04
I am incrediblyinanılmaz proudgururlu
to be a little personkişi,
132
412880
3416
Ben, kısa boylu olmaktan
inanılmaz gurur duyuyorum,
07:08
to have inheritedmiras
the conditionşart of achondroplasiaAchondroplasia.
133
416320
3256
genlerimde akondroplaziyi taşımaktan
gurur duyuyorum.
07:11
But I am mostçoğu proudgururlu to be SineadSinem.
134
419600
2240
Ama en çok da Sinead olmaktan
gurur duyuyorum.
07:14
AchondroplasiaAchondroplasia is
the mostçoğu commonortak formform of dwarfismcücelik.
135
422680
3040
Akondroplazi cüceliğin en yaygın tipi.
07:18
AchondroplasiaAchondroplasia translatesçevirir
as "withoutolmadan cartilagekıkırdak formationformasyon."
136
426400
3560
"Kıkırdak oluşumu olmayan" olarak çevrilir.
07:22
I have shortkısa limbsbacaklarda
and achondroplasticachondroplastic facialYüz Bakımı featuresÖzellikler,
137
430760
3736
Kol ve bacaklarım kısa ve
akondroplazi yüz özelliklerine sahibim,
07:26
my foreheadalın and my noseburun.
138
434520
2320
alnım ve burnum.
07:29
My armssilâh do not straightendüzleştirmek fullytamamen,
139
437560
2616
Kollarımı tamamen açamıyorum
07:32
but I can lickyalamak my elbowdirsek.
140
440200
1880
ama dirseğimi yalayabiliyorum.
07:34
I'm not showinggösterme you that one.
141
442640
1381
Hiç heveslenmeyin ama.
07:37
AchondroplasiaAchondroplasia occursoluşur in approximatelyyaklaşık olarak
one in everyher 20,000 birthsdoğumlular.
142
445200
4480
Akondroplazi neredeyse her 20.000
doğumdan birinde görülüyor.
07:42
80 percentyüzde of little people
are borndoğmuş to two average-heightortalama yüksekliği parentsebeveyn.
143
450520
3680
Kısa boylu insanların %80'inin
anne-babası ortalama boyda.
07:47
That meansanlamına geliyor that anybodykimse in this roomoda
could have a childçocuk with achondroplasiaAchondroplasia.
144
455000
3920
Bu da demek oluyor ki, bu odadaki herkes
akondroplazili çocuk sahibi olabilir.
07:51
YetHenüz, I inheritedmiras my conditionşart from my dadbaba.
145
459960
3520
Benimkisi babamın genlerinden geliyor.
07:55
I'd like to showgöstermek you a photoFotoğraf of my familyaile.
146
463880
2280
Ailemin bir fotoğrafını göstermek istiyorum.
07:59
My motheranne is averageortalama heightyükseklik,
147
467280
2016
Annem ortalama bir boyda,
08:01
my fatherbaba is a little personkişi
148
469320
2216
babam kısa boylu ve
08:03
and I am the eldesten büyükleri of fivebeş childrençocuklar.
149
471560
2000
ben 5 kardeşin en büyüğüyüm.
08:06
I have threeüç sisterskız kardeşler and one brothererkek kardeş.
150
474200
2520
3 kız kardeşim bir de erkek kardeşim var.
08:09
They are all averageortalama heightyükseklik.
151
477560
1680
Hepsinin boyu ortalama uzunlukta.
08:12
I am incrediblyinanılmaz fortunateşanslı
to have been borndoğmuş into a familyaile
152
480160
3416
Ben böyle bir ailede dünyaya geldiğim için
çok şanslıyım,
08:15
that cultivatedekili
my curiositymerak and my tenacityazim,
153
483600
3200
beni keşfetmeye ve azimli olmaya iten
bir ailem var,
08:19
that protectedkorumalı me from the unkindnesssevgisizlik
and ignorancecehalet of strangersyabancı insanlar
154
487720
4976
bu da beni yabancıların kabalığından ve
cehaletinden korudu ve
08:24
and that armedSilahlı me with the resilienceesneklik,
creativityyaratıcılık and confidencegüven
155
492720
4176
fiziksel çevre ve toplumda var olabilmem
ve idare edebilmem için gereken
08:28
that I neededgerekli to survivehayatta kalmak and manipulateidare
the physicalfiziksel environmentçevre and societytoplum.
156
496920
4640
güç, yaratıcılık ve özgüven
sahibi olmamı sağladı.
08:34
If I was to pinpointyerini belirlemek any reasonneden
why I am successfulbaşarılı,
157
502800
3816
Neden başarılı olduğumu sorarsanız,
08:38
it is because I was
and I am a lovedsevilen childçocuk,
158
506640
4120
sevgiyle büyütülmüş bir çocuk
olduğumdan;
08:43
now, a lovedsevilen childçocuk
with a lot of sassSass and sarcasmiğneleme,
159
511560
3896
biraz şımarık ve alaycı bir çocuk
08:47
but a lovedsevilen childçocuk nonethelessyine de.
160
515480
1679
ama gene de sevilen bir çocuk.
08:50
In givingvererek you an insightIçgörü
into who I am todaybugün
161
518360
2960
Bugün beni ben yapan şeylere
dair fikir vererek
08:54
I wanted to offerteklif you a newyeni perspectiveperspektif.
162
522280
1920
yeni bir bakış açısı sunmak istedim.
08:57
I wanted to challengemeydan okuma the ideaFikir
163
525200
1456
Tasarımın işlev ve güzellik
08:58
that designdizayn is but a toolaraç
to createyaratmak functionfonksiyon and beautygüzellik.
164
526680
3560
yaratmaktan başka amacı olmaması fikrine
meydan okumak istedim.
09:03
DesignTasarım greatlyçokça impactsetkiler
uponüzerine people'sinsanların liveshayatları,
165
531280
3000
Tasarım, insanların hayatında
çok büyük etki yaratıyor,
09:07
all liveshayatları.
166
535400
1280
tüm hayatlarda.
09:09
DesignTasarım is a way in whichhangi
we can feel includeddahil in the worldDünya,
167
537360
3696
Tasarım, dünyada dahil edildiğimizi
hissetmenin bir yolu
09:13
but it is alsoAyrıca a way in whichhangi
we can upholdkorumak a person'skişiler dignityhaysiyet
168
541080
4256
ama aynı zamanda bir kişinin onurunu,
insan haklarını koruyabilmenin de
09:17
and theironların humaninsan rightshaklar.
169
545360
1360
bir yolu.
09:19
DesignTasarım can alsoAyrıca inflictindirebilmek vulnerabilityGüvenlik açığı
170
547600
2696
Tasarım, ihtiyaçları dikkate alınmayanları
09:22
on a groupgrup whosekimin needsihtiyaçlar aren'tdeğil considereddüşünülen.
171
550320
2480
güçsüz hale getirebilir.
09:26
So todaybugün, I want
your perceptionsalgılamalar challengedmeydan.
172
554320
3840
Bugün, bakış açınızı zorlamanızı
istiyorum.
09:30
Who are we not designingtasarım for?
173
558880
2096
Kimler için tasarım yapmıyoruz?
09:33
How can we amplifyyükseltmek theironların voicessesleri
174
561000
2816
Seslerini ve deneyimlerini
09:35
and theironların experiencesdeneyimler?
175
563840
1600
nasıl duyurabliliriz?
09:38
What is the nextSonraki stepadım?
176
566200
1200
Bir sonraki adım ne?
09:40
DesignTasarım is an enormousmuazzam privilegeayrıcalık,
177
568400
2576
Tasarım, çok büyük bir ayrıcalık ama
09:43
but it is a biggerDaha büyük responsibilitysorumluluk.
178
571000
1960
daha da önemlisi büyük bir sorumluluk.
09:45
I want you to openaçık your eyesgözleri.
179
573960
2040
Gözünüzü açmanızı istiyorum.
09:48
Thank you so much.
180
576760
1216
Çok teşekkür ederim.
09:50
(ApplauseAlkış)
181
578000
3760
(Alkış)
Translated by Ozge Demirci-Richardson
Reviewed by güney örnek

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Sinéad Burke - Writer, educator
Sinéad Burke amplifies voices and instigates curious conversations.

Why you should listen

Since her first days of elementary school, Sinéad Burke has understood the power of education to combat ignorance, to challenge the status quo and to give agency to the most vulnerable. She wanted to become a teacher -- one who ensured that children felt represented, listened to and safe in her classroom -- and she graduated at the top of her class, receiving the Vere Foster Medal from Marino Institute of Education.

Through writing, public speaking and social media, Burke highlights the lack of inclusivity within the fashion industry and encourages the industry to design for and with disabled people. She critiques the ways in which the media talks about and to women, offering an alternative conversation that celebrates the achievements of others with her "Extraordinary Women" interview series.

Burke has visited schools, workplaces, government agencies and the White House to facilitate honest conversations about education, disability, fashion and accessibility. She advocates for the inclusion of all and challenges officials to legislate with most marginalized in our communities.

Bure is currently undertaking a PhD in Trinity College, Dublin on human rights education that specifically comments on the ways in which schools allow children to have a voice. She values kindness, empathy and volunteerism, and she is an ambassador for the Irish Society for the Prevention of Cruelty to Children and the Irish Girl Guides.

More profile about the speaker
Sinéad Burke | Speaker | TED.com