ABOUT THE SPEAKER
Jane Goodall - Primatologist; environmentalist
Jane Goodall, dubbed by her biographer "the woman who redefined man," has changed our perceptions of primates, people, and the connection between the two. Over the past 45 years, Goodall herself has also evolved -- from steadfast scientist to passionate conservationist and humanitarian.

Why you should listen

Jane Goodall hasn't exactly found the missing link, but she's come closer than just about anyone else on Earth. Her extensive research into the behavior of chimpanzees, which started in Africa in the 1960s and continues today, fundamentally altered scientific thinking about the relationship between humans and other mammals.

Goodall, who founded a research institute in her name in 1977, is an internationally recognized authority on the primate world. She's written books for adults and children, contributed to documentaries, and serves as a National Geographic explorer-in-residence, a United Nations peace messenger, and the president of Advocates for Animals. For her efforts to observe and preserve all species, Goodall has received honors and accolades from governments, nonprofits, universities, and professional organizations, including a medal from UNESCO and the French Legion of Honor in 2006.

More profile about the speaker
Jane Goodall | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2007

Jane Goodall: How humans and animals can live together

Jane Goodall insanların ve hayvanların beraber yaşamasına yardım ediyor

Filmed:
948,670 views

Efsanevi şempanze araştırmacısı Jane Goodall, korkmuş hayvanlarla yanyana yaşayan kalabalık Afrika kasabalarına TAKE CARE ve diğer sosyal projeler aracılığıyla nasıl yardım ettiğini anlatıyor.
- Primatologist; environmentalist
Jane Goodall, dubbed by her biographer "the woman who redefined man," has changed our perceptions of primates, people, and the connection between the two. Over the past 45 years, Goodall herself has also evolved -- from steadfast scientist to passionate conservationist and humanitarian. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:19
Good afternoonöğleden sonra, good eveningakşam, whateverher neyse.
0
1000
3000
İyi akşamlar, iyi geceler, her neyse.
00:23
We can go, jamboJambo, gutenguten AbendAbend, bonsoirBonsoir,
1
5000
5000
Jambo, guten abend, bonsoir olarak da devam edebiliriz
00:28
but we can alsoAyrıca oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh.
2
10000
9000
ama aynı zamanda -- ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh.
00:38
That is the call that chimpanzeesşempanzelerin make
3
20000
3000
Bu da şempanzelerin gece uyumadan önce
00:41
before they go to sleepuyku in the eveningakşam.
4
23000
2000
yaptıkları sesleniştir.
00:43
You hearduymak it going from one sideyan of the valleyvadi to the other,
5
25000
4000
Vadinin bir tarafından diğerine
00:47
from one groupgrup of nestsyuva to the nextSonraki.
6
29000
3000
bir grup yuvadan bir sonrakine bu seslenişin gezdiğini duyarsınız
00:51
And I want to pickalmak up with my talk this eveningakşam
7
33000
3000
Bu akşam konuşmama dün Zeray'ın bıraktığı yerden
00:54
from where ZerayZeray left off yesterdaydün.
8
36000
4000
başlamak istiyorum.
00:59
He was talkingkonuşma about this amazingşaşırtıcı, three-year-oldüç yaşında AustralopithecineAustralopithecine childçocuk, SelamSelam.
9
41000
6000
Selam adındaki şu harika üç yaş Australopithecene çocuğundan bahsediyordu.
01:05
And we'vebiz ettik alsoAyrıca been hearingişitme about the historytarih, the familyaile treeağaç, of mankindinsanlık
10
47000
7000
Ve bizler DNA genetik profiliyle insan soyunun tarihi, aile ağacı
01:12
throughvasitasiyla DNADNA geneticgenetik profilingprofilleme.
11
54000
3000
hakkında konuşmalar da duymaktayız.
01:15
And it was a paleontologistpaleontolog, the lategeç LouisLouis LeakeyLeakey,
12
57000
5000
Aslında şempanzelerle çalışmamda ön ayak olan Merhum Luis Leakey,
01:20
who actuallyaslında setset me on the pathyol for studyingders çalışıyor chimpanzeesşempanzelerin.
13
62000
4000
bir paleontoloji uzmanıydı.
01:24
And it was prettygüzel extraordinaryolağanüstü, way back then.
14
66000
3000
Ve o zamanlar için bu oldukça sıradışıydı.
01:27
It's kindtür of commonplaceolağan now,
15
69000
2000
Şimdi kamusal alan gibi oldu ama onun argümanı sıradışıydı,
01:29
but his argumenttartışma was -- because he'diçin ona been searchingArama
16
71000
3000
çünkü Afrika'daki ilk insanların fosilize olmuş kalıntılarını
01:32
for the fossilizedfosilleşmiş remainskalıntılar of earlyerken humansinsanlar in AfricaAfrika.
17
74000
5000
araştırıyordu--ve o varlıkların
01:37
And you can tell an awfulkorkunç lot
18
79000
3000
görüntülerinin neye benzediği hakkında
01:40
about what those beingsvarlıklar lookedbaktı like from the fossilsfosiller,
19
82000
3000
fosillerdeki kas eklentilerinin
01:43
from the shapeşekil of the musclekas attachmentsekleri,
20
85000
3000
şeklillerine bakarak çok şey söyleyebilirsiniz.
01:46
something about the way they livedyaşamış
21
88000
2000
Yanlarında bulunan çok çeşitli aletlere bakarak
01:48
from the variousçeşitli artifactseserler foundbulunan with them.
22
90000
3000
yaşam şekilleri hakkında çok şey söyleyebiliriz.
01:51
But what about how they behaveddavrandım? That's what he wanted to know.
23
93000
4000
Peki ya davranış şekilleri? İşte onun anlamak istediği buydu.
01:55
And of coursekurs, behaviordavranış doesn't fossilizefossilize.
24
97000
2000
Ve elbette, davranışlar fosilleşmiyor.
01:57
He arguedsavundu -- and it's now a fairlyoldukça commonortak theoryteori --
25
99000
3000
Şimdi oldukça yaygın olan teorisi şuydu; en yakın yaşayan
02:00
that if we foundbulunan behaviordavranış patternsdesenler similarbenzer or the sameaynı
26
102000
7000
akrabalarımızla aramızda benzer veya aynı davranış patternleri
02:07
in our closestEn yakın livingyaşam relativesakrabaları, the great apesmaymunlar, and humansinsanlar todaybugün,
27
109000
4000
bulduysak, yani büyük maymunlar ve bugünün insanları arasında,
02:11
then maybe those behaviorsdavranışlar were presentmevcut in the ape-likemaymun gibi,
28
113000
4000
o zaman belki de yedi milyon yıl önce maymun-benzeri,
02:15
human-likeİnsan gibi ancestoratası some sevenYedi millionmilyon yearsyıl agoönce.
29
117000
4000
insan benzeri atalarımızda da bu davranış patternleri vardı.
02:19
And thereforebu nedenle, perhapsbelki we had broughtgetirdi those characteristicskarakteristikleri with us
30
121000
4000
Bundan dolayı, belki tarihimizden, geçmiş tarihimizden bu karakteristikleri
02:23
from that ancienteski, ancienteski pastgeçmiş.
31
125000
2000
bizimle beraber günümüze getirmişizdir.
02:25
Well, if you look in textbooksders kitapları todaybugün that dealanlaştık mı with humaninsan evolutionevrim,
32
127000
6000
Peki, bugünün ders kitaplarına bakacak olursanız, insan evrimi ile ilgili
02:31
you very oftensık sık find people speculatingspekülasyon about how earlyerken humansinsanlar
33
133000
4000
şempanzelerin davranışlarına bakarak, ilk insanların
02:35
mayMayıs ayı have behaveddavrandım, basedmerkezli on the behaviordavranış of chimpanzeesşempanzelerin.
34
137000
4000
nasıl davranış sergiledikleriyle ilgili pek çok inceleme yapıldığını görürsünüz.
02:39
They are more like us than any other livingyaşam creatureyaratık,
35
141000
4000
Tüm diğer yaşayan canlılardan daha çok bize benzediklerini
02:43
and we'vebiz ettik heardduymuş about that duringsırasında this TEDTED ConferenceKonferans.
36
145000
3000
bu TED konferanslarında da duydunuz.
02:46
So it remainskalıntılar for me to commentyorum Yap on the waysyolları in whichhangi chimpanzeesşempanzelerin
37
148000
5000
Burada bana düşen de şempanzelerle hangi davranış açılarından
02:51
are so like us, in certainbelli aspectsyönleri of theironların behaviordavranış.
38
153000
5000
benzeştiğimiz üstüne yorum yapmak oluyor.
02:57
EveryHer chimpanzeeşempanze has his or her ownkendi personalitykişilik.
39
159000
3000
Her şempanzenin kendine ait bir karakteri vardır.
03:00
Of coursekurs, I gaveverdi them namesisimler. They can livecanlı to be 60 yearsyıl or more,
40
162000
4000
Elbette, onlara isim veriyorum. 60 yıl belki daha da fazla yaşıyorlar,
03:04
althougholmasına rağmen we think mostçoğu of them probablymuhtemelen don't make it to 60 in the wildvahşi.
41
166000
5000
yine de vahşi yaşamda pek çoğunun 60 yaşını bulamadığını düşünüyoruz.
03:09
MrBay. WurzelWurzel. The femalekadın has her first babybebek when she's 11 or 12.
42
171000
6000
Mr. Wurzel. Dişi ilk bebeğini 11-12 yaşındayken doğurur.
03:15
ThereafterBundan sonra, she has one babybebek only everyher fivebeş or sixaltı yearsyıl,
43
177000
4000
Daha sonra da sadece 5-6 yılda bir yeni bir bebeği olur,
03:19
a long perioddönem of childhoodçocukluk dependencybağımlılık when the childçocuk is nursingHemşirelik,
44
181000
5000
bebeğin büyümesi sırasında geçen uzun bir çocukluğu vardır,
03:24
sleepinguyuyor with the motheranne at night, and ridingbinme on her back.
45
186000
4000
gece annesiyle yatar, annenin sırtında gezer.
03:28
And we believe that this long perioddönem of childhoodçocukluk
46
190000
3000
Bu uzun çocukluk döneminin
03:31
is importantönemli for chimpanzeesşempanzelerin, just as it is for us, in relationilişkisi to learningöğrenme.
47
193000
5000
şempanzelerde aynı bizdeki gibi öğrenme ilişkisinde önemli olduğunu düşünüyoruz.
03:36
As the brainbeyin becomesolur ever more complexkarmaşık
48
198000
2000
Hayvanların değişik türlerinin evrimleşmesinde, beyin
03:38
duringsırasında evolutionevrim in differentfarklı formsformlar of animalshayvanlar,
49
200000
4000
daha da komplekleşir, bu nedenle öğrenmenin
03:42
so we find that learningöğrenme playsoyunlar an ever more importantönemli rolerol
50
204000
3000
bireyin hayat hikayesinde çok
03:45
in an individual'sbireyin life historytarih.
51
207000
3000
önemli rolü olduğuna inanıyoruz.
03:48
And younggenç chimpanzeesşempanzelerin spendharcamak a lot of time watchingseyretme what theironların eldersyaşlılar do.
52
210000
4000
Ve genç şempanzeler uzun süreler büyüklerin ne yaptığını seyrederek geçirir.
03:52
We know now that they're capableyetenekli of imitatingtaklit behaviorsdavranışlar that they see.
53
214000
6000
Şimdi gördüklerini taklit etme kapasitesinde olduklarını biliyoruz.
03:58
And we believe that it's in this way
54
220000
3000
Ve Afrika'da farklı şempanze toplulukları
04:01
that the differentfarklı tool-usingalet kullanılarak behaviorsdavranışlar -- that have now been seengörüldü
55
223000
3000
üstünde yapılmış olan çalışmalarda farklı topluluklardaki tüm aletlerin
04:04
in all the differentfarklı chimpanzeeşempanze populationspopülasyonları studiedokudu in AfricaAfrika --
56
226000
4000
aynı şekilde kullanıldığının görülmesinden dolayı,
04:08
how these are passedgeçti from one generationnesil to the nextSonraki,
57
230000
3000
bunların bir jenerasyondan diğerine gözlem, taklit etme ve pratik yoluyla
04:11
throughvasitasiyla observationgözlem, imitationimitasyon and practiceuygulama,
58
233000
3000
aktarılmış olduğuna inanıyoruz.
04:14
so that we can describetanımlamak these tool-usingalet kullanılarak behaviorsdavranışlar as primitiveilkel culturekültür.
59
236000
5000
yani bu alet-kullanım davranışlarını ilkel kültür olarak tanımlayabiliriz.
04:19
ChimpanzeesŞempanzeler don't have a spokenkonuşulmuş languagedil. We'veBiz ettik talkedkonuştuk about that.
60
241000
4000
Şempanzelerin konuştukları bir lisan yok. Bundan bahsetmiştik.
04:23
They do have a very richzengin repertoirerepertuar of posturesduruşlar and gesturesmimik,
61
245000
4000
Onlarda olan bize çok benzeyen hatta bazıları neredeyse aynı olan
04:27
manyçok of whichhangi are similarbenzer, or even identicalözdeş, to oursbizim
62
249000
4000
ve aynı içerikte gerçekleşen zengin bir duruş, jest, mimik repertuarıdır.
04:31
and formedoluşturulan in the sameaynı contextbağlam. GreetingTebrik chimpanzeesşempanzelerin embracingkucaklama.
63
253000
4000
Karşılaşan şempanzelerin kucaklaşması.
04:35
They alsoAyrıca kissöpücük, holdambar handseller, patsıvazlama one anotherbir diğeri on the back.
64
257000
3000
Aynı zamanda öpüşür, el ele tutar, birbirlerinin sırtlarını sıvazlarlar.
04:38
And they swaggerçalım and they throwatmak rockskayalar.
65
260000
3000
Ve çalım satıp, birbirlerine taş atarlar.
04:42
In chimpanzeeşempanze societytoplum, we find manyçok, manyçok examplesörnekler of compassionmerhamet,
66
264000
6000
Şempanze toplumunda, sevginin ve başkalarını düşünmenin
04:48
precursorsön- to love and truedoğru altruismözgecilik.
67
270000
3000
öncüsü olan şefkatin çok, hemde pek çok örneği mevcuttur.
04:51
UnfortunatelyNe yazık ki, they, like us, have a darkkaranlık sideyan to theironların naturedoğa.
68
273000
4000
Ne yazık ki, aynı bizler gibi, doğalarının karanlık bir tarafı da vardır.
04:55
They're capableyetenekli of extremeaşırı brutalityvahşeti, even a kindtür of primitiveilkel warsavaş.
69
277000
5000
Uç noktada vahşiliğe ve ilkel bir tür savaşa da yetkindirler.
05:00
And these really aggressiveagresif behaviorsdavranışlar, for the mostçoğu partBölüm,
70
282000
3000
Ve bu saldırgan tavırlar, çoğunlukla,
05:03
are directedyönlendirilmiş againstkarşısında individualsbireyler of the neighboringkomşu socialsosyal groupgrup.
71
285000
4000
komşu yerleşimli sosyal grupların bireylerine karşıdır.
05:07
They are very territoriallyBölgesel aggressiveagresif.
72
289000
4000
Bölgesel açıdan saldırgandırlar.
05:12
ChimpanzeesŞempanzeler, I believe, more than any other livingyaşam creatureyaratık,
73
294000
4000
Şempanzeler geri kalan yaratıklara nazaran, benim inancıma göre,
05:16
have helpedyardım etti us to understandanlama that, after all, there is no sharpkeskin linehat
74
298000
4000
insanlarla hayvanlar aleminin geri kalanı arasında
05:20
betweenarasında humansinsanlar and the restdinlenme of the animalhayvan kingdomkrallık.
75
302000
3000
çok keskin bir çizgi olmadığını anlamamıza en çok yardım edenlerdir.
05:23
It's a very blurrybulanık linehat, and it's gettingalma more blurrybulanık all the time
76
305000
4000
Bu çok bulanık bir çizgi, ve yaptığımız gözlemlerle
05:27
as we make even more observationsgözlemler.
77
309000
3000
zamanla daha da bulanıklaşıyor.
05:30
The studyders çalışma that I beganbaşladı in 1960 is still continuingdevam ediyor to this day.
78
312000
5000
1960 yılında başladığım çalışma bugün hala devam ediyor.
05:35
And these chimpanzeesşempanzelerin, livingyaşam theironların complexkarmaşık socialsosyal liveshayatları in the wildvahşi,
79
317000
5000
Ve vahşi yaşamda kendi kompleks sosyal hayatlarına devam eden bu şempanzeler,
05:40
have helpedyardım etti -- more than anything elsebaşka --
80
322000
3000
bizim de parçası olduğumuz bu gezegeni, onlardan ayrı olmadan,
05:43
to make us realizegerçekleştirmek we are partBölüm of, and not separatedayrıldı from,
81
325000
4000
bu harika hayvanlarla paylaştığımızı farketmemizde
05:47
the amazingşaşırtıcı animalshayvanlar with whomkime we sharepay the planetgezegen.
82
329000
3000
herşeyden çok yardımcı olmuşlardır.
05:50
So it's prettygüzel sadüzgün to find that chimpanzeesşempanzelerin,
83
332000
3000
Yani şempanzelerin, dünyadaki pek çok diğer
05:53
like so manyçok other creaturesyaratıklar around the worldDünya, are losingkaybetme theironların habitatshabitatları.
84
335000
4000
yaratık gibi, habitatlarını kaybediyor olmaları çok üzücü.
05:57
This is just one photographfotoğraf from the airhava,
85
339000
3000
Bu havadan çekilmiş bir fotoğraf,
06:00
and it showsgösterileri you the forestedormanlık highlandsHighlands of GombeGombe.
86
342000
4000
Gombe'nin ormanlık yükseltilerini gösteriyor.
06:04
And it was when I flewuçtu over the wholebütün areaalan, about 16 yearsyıl agoönce,
87
346000
6000
Ve 16 yıl önce, bütün bu alanın üstünden uçarken çekildi,
06:10
and realizedgerçekleştirilen that outsidedışında the parkpark, this forestorman,
88
352000
3000
farkına vardığım, parkın dışındaki bu neredeyse balta girmemiş
06:13
whichhangi in 1960 had stretchedgergin almostneredeyse unbrokendüz çizgi
89
355000
3000
30 mil karelik küçük Gombe Doğal Yaşam Parkının
06:16
alonguzun bir the easterndoğu shoreShore of LakeGöl TanganyikaTanganika,
90
358000
3000
yanındaki bu neredeyse balta girmemiş
06:19
whichhangi is where the tinyminik, 30-square-mile-kare-mil GombeGombe NationalUlusal ParkPark liesyalanlar,
91
361000
5000
ormanı gördüğümde, kendime sorduğum şuydu;
06:24
that a questionsoru camegeldi to my mindus.
92
366000
3000
Nasıl oluyorda, doğal parkın çevresinde
06:27
"How can we even try to savekayıt etmek these famousünlü chimpanzeesşempanzelerin,
93
369000
4000
yaşayan bunca insan hayatta kalmaya çalışırken
06:31
when the people livingyaşam around the NationalUlusal ParkPark are strugglingmücadele to survivehayatta kalmak?"
94
373000
4000
biz bu meşhur şempanzeleri kurtarmayı deniyoruz?
06:35
More people are livingyaşam there than the landarazi could possiblybelki supportdestek.
95
377000
4000
Toprağın destekleyebileceğinden çok daha fazla insan yaşıyor.
06:39
The numberssayılar increasedartmış by refugeesmülteciler pouringdökme in from BurundiBurundi
96
381000
4000
Congo gölü üzerinden ve Burundi'den akın eden mültecilerle
06:43
and over the lakegöl from CongoKongo Cumhuriyeti.
97
385000
2000
rakamlar çok arttı.
06:45
And very poorfakir people -- they couldn'tcould affordparası yetmek to buysatın almak foodGıda from elsewherebaşka yerde.
98
387000
7000
Ve bunlar çok fakirler--başka yerden yemek almaya yetecek güçleri yoktu.
06:52
This led to a programprogram, whichhangi we call TACARETACARE.
99
394000
3000
Bu da Take Care (Koruyun) isimli programın oluşmasına yol açtı.
06:55
It's a very holisticbütünsel way of improvinggeliştirme the liveshayatları
100
397000
5000
Bu parkın çevresinde yaşayanların hayatlarını iyileştirmek için
07:00
of the people livingyaşam in the villagesköyler around the parkpark.
101
402000
3000
son derece bütüncül yaklaşan bir yöntem.
07:03
It startedbaşladı smallküçük with 12 villagesköyler. It's now in 24.
102
405000
4000
12 köy ile küçük başladı, şimdi 24 köyde var.
07:07
There isn't time to go into it, but it's includingdahil olmak üzere things like treeağaç nurseriesKreşler,
103
409000
5000
Bu konuya girecek zaman yok ama ağaçların bakımı,
07:12
methodsyöntemleri of farmingtarım mostçoğu suitableuygun to this now very degradedbozulmuş,
104
414000
4000
bu gerilemiş çöl benzeri dağlık arazide
07:16
almostneredeyse desert-likeçöl gibi landarazi up in these mountainsdağlar.
105
418000
3000
en uygun ziraai yöntemin ne olduğu gibi konuları içeriyor.
07:19
WaysYolları of controllingkontrol, preventingönlenmesi soiltoprak erosionerozyon.
106
421000
4000
Toprak erozyonunun kontrolü ve önlenmesi.
07:23
WaysYolları of reclaiminggeri ödemelerine overusedgereksiz yere farmlandtarım arazisi,
107
425000
3000
Fazlasıyla kullanılmış tarlaların geri kazanılıp
07:26
so that withiniçinde two yearsyıl they can again be productiveüretken.
108
428000
3000
iki yıl içinde yeniden üretken hale getirilmesi.
07:29
WorkingÇalışma to help the villagersköylüler obtainelde etmek freshtaze waterSu from wellsKuyu.
109
431000
6000
Köylülere kuyulardan temiz su alabilmeleri için yardımcı olunması.
07:35
PerhapsBelki de buildinşa etmek some schoolroomsokullarda.
110
437000
3000
Belki bir kaç okul sınıfının yapılması.
07:38
MostÇoğu importantönemli of all, I believe,
111
440000
3000
Ama hepsinden de önemlisi,
07:41
is workingçalışma with smallküçük groupsgruplar of womenkadınlar,
112
443000
4000
küçük kadın gruplarına, mikro-kredi desteği sağlanıp
07:45
providingsağlama them with opportunitiesfırsatlar for micro-creditmikro-kredi loanskrediler.
113
447000
4000
onlarla birlikte çalışılması.
07:49
And we'vebiz ettik got, as is the casedurum around the worldDünya,
114
451000
3000
Ve şu an dünya çapında verilmiş olan
07:52
about 95 percentyüzde of all loanskrediler returnediade.
115
454000
4000
bu kredilerin %95'i geri ödenmiş durumda.
07:56
EmpoweringGüçlendirici womenkadınlar, workingçalışma with educationEğitim,
116
458000
5000
Tüm dünyada kadınların eğitimleri arttıkça,
08:01
providingsağlama scholarshipsBurslar for girlskızlar so they can finishbitiş secondaryikincil schoolokul,
117
463000
6000
aile büyüklüğünün azaldığı tespitiyle,
08:07
in the clearaçık understandinganlayış that, all around the worldDünya,
118
469000
3000
kadınların eğitilip, güçlendirilmesi,
08:10
as women'sBayanlar educationEğitim improvesgeliştirir, familyaile sizeboyut dropsdamla.
119
472000
5000
kızlara ortaokulu bitirmeleri için burs verilmesi.
08:15
We providesağlamak informationbilgi about familyaile planningplanlama and about HIVHIV/AIDSAIDS.
120
477000
5000
Aile planlaması ve HIV/AIDS hakkında bilgi sağlanması.
08:20
And as a resultsonuç of this programprogram,
121
482000
4000
Bu programının sonucunda da
08:24
something'sşey happeningolay for conservationkoruma.
122
486000
2000
koruma adına birşeyler oluyor.
08:26
What's happeningolay for conservationkoruma is that the farmersçiftçiler livingyaşam in these 24 villagesköyler,
123
488000
6000
Koruma adına olan şu; bu 24 köyde yaşayan çiftçiler bizlere
08:32
insteadyerine of looking on us as a bunchDemet of whitebeyaz people
124
494000
3000
bir grup maymunu çalışmaya gelmiş
08:35
cominggelecek to studyders çalışma a wholebütün bunchDemet of monkeysmaymunlar --
125
497000
3000
bir grup beyaz insan olarak bakmaları yerine,
08:38
and by the way, manyçok of the staffpersonel are now TanzanianTanzanya --
126
500000
4000
bu arada ekibin çoğu artık Tanzanyalı,
08:42
but when we beganbaşladı the TACARETACARE programprogram,
127
504000
3000
bu Take Care programına başladığında
08:45
it was a TanzanianTanzanya teamtakım going into the villagesköyler.
128
507000
3000
köylere gidenler de yine Tanzanya'lı ekipler oldu.
08:48
It was a TanzanianTanzanya teamtakım talkingkonuşma to the villagersköylüler,
129
510000
3000
Köylülerle konuşanlar ve neyle ilgilendiklerini araştıran
08:51
askingsormak what they were interestedilgili in.
130
513000
2000
Tanzanya'lı ekipti.
08:53
Were they interestedilgili in conservationkoruma? AbsolutelyKesinlikle not.
131
515000
3000
Korumakla ilgileniyorlar mıydı? Kesinlikle hayır.
08:56
They were interestedilgili in healthsağlık; they were interestedilgili in educationEğitim.
132
518000
3000
Onlar sağlıkla ilgiliydiler, eğitimle ilgileniyorlardı.
08:59
And as time wentgitti on, and as theironların situationdurum beganbaşladı to improveiyileştirmek,
133
521000
7000
Ve zamanla, durumları düzelmeye başlayınca
09:06
they beganbaşladı to understandanlama ever more about the need for conservationkoruma.
134
528000
5000
korumanın neden herşeyden daha önemli olduğunu kavramaya başladılar.
09:11
They beganbaşladı to understandanlama
135
533000
2000
Dağların üstlerinde ağaç kalmadığı için
09:13
that as the upperüst levelsseviyeleri of the hillstepeler were denudedyalanlarım of treesağaçlar,
136
535000
3000
toprak kaymaları olduğunu ve
09:16
so you've got this terriblekorkunç soiltoprak erosionerozyon and mudslidesişadamı.
137
538000
4000
erozyonla toprak kaybettiklerini anlamaya başladılar.
09:20
TodayBugün, we are developinggelişen what we call the GreaterDaha büyük GombeGombe EcosystemEkosistem.
138
542000
5000
Bugün Daha Büyük Gombe Ekosistemi dediğimiz şeyi geliştiriyoruz.
09:25
This is an areaalan way outsidedışında the NationalUlusal ParkPark,
139
547000
3000
Doğal parkın dışındaki bu alanda
09:28
stretchinggerme out into all these very degradedbozulmuş landstoprakları.
140
550000
4000
çeşitli şekillerde aşınmaya uğramış bu toprağı geliştiriyoruz.
09:32
And as these villagesköyler have a better standardstandart of life,
141
554000
4000
Ve bu köylerin yaşam standartları arttıkça
09:36
they are actuallyaslında agreeingkabul to put
142
558000
2000
ağaçların tekrar gelişip
09:38
betweenarasında 10 percentyüzde and 20 percentyüzde of theironların landarazi in the highlandsHighlands asidebir kenara,
143
560000
5000
şempanzelerin park dışında kalan gruplarla iletişim için aralarında yol alabilecekleri
09:43
so that oncebir Zamanlar again, as the treesağaçlar growbüyümek back,
144
565000
4000
yapraklı koridorların olması için - ki bu genetik varyasyonları için şarttır-
09:47
the chimpanzeesşempanzelerin will have leafyyapraklı corridorskoridorlar
145
569000
2000
köylüler topraklarından
09:49
throughvasitasiyla whichhangi they can travelseyahat to interactetkileşim --
146
571000
3000
yükseltilerin olduğu kısıma
09:52
as they mustşart for geneticgenetik viabilityyaşayabilirlik --
147
574000
3000
%10, %20 sini vermeyi
09:55
with other remnantkalıntı groupsgruplar outsidedışında the NationalUlusal ParkPark.
148
577000
3000
gerçekten de kabul ettiler.
09:58
So TACARETACARE is a successbaşarı.
149
580000
4000
Take Care yani, başarılı oldu.
10:02
We're replicatingkopyalayan it in other partsparçalar of AfricaAfrika,
150
584000
3000
Bunun aynısını Afrika'nın diğer bölgelerinde tekrarlıyoruz.
10:05
around other wildernessçöl areasalanlar
151
587000
2000
Özellikle yüksek nüfus baskısı
10:07
whichhangi are facedyüzlü with extremeaşırı populationnüfus pressurebasınç.
152
589000
3000
gözlediğimiz vahşi yaşam alanları yakınlarındaki yerleşimlerde.
10:10
The problemssorunlar in AfricaAfrika, howeverancak, as we'vebiz ettik been discussingtartışılması
153
592000
5000
Afrika'nın problemleri, TED'in ilk günleri
10:15
for the wholebütün of these first coupleçift of daysgünler of TEDTED,
154
597000
4000
boyunca sürekli tartıştığımız gibi
10:19
are majormajör problemssorunlar.
155
601000
3000
büyük problemler.
10:22
There is a great dealanlaştık mı of povertyyoksulluk.
156
604000
2000
Açlık çok fazla.
10:24
And when you get largegeniş numberssayılar of people
157
606000
4000
Ve büyük kitleler halinde insanlar
10:28
livingyaşam in landarazi that is not that fertilebereketli,
158
610000
4000
verimli olmayan bu arazilerde yaşarken
10:32
particularlyözellikle when you cutkesim down treesağaçlar,
159
614000
2000
özellikle ağaçları kestiklerinde,
10:34
and you leaveayrılmak the soiltoprak openaçık to the windrüzgar for erosionerozyon,
160
616000
4000
toprağı rüzgarla erozyona açtıklarında,
10:39
as desperateumutsuz populationspopülasyonları cutkesim down more and more treesağaçlar,
161
621000
3000
çaresiz insanlar daha ve daha da çok ağaç kesip
10:42
so that they can try and growbüyümek foodGıda for themselveskendilerini and theironların familiesaileleri,
162
624000
4000
kendileri ve ailelerini besleyebilmek için
10:46
what's going to happenolmak? Something'sBir şeyler got to give.
163
628000
3000
ekecek toprak yaratmaya çalışıyorlar. Peki ne olacak?
10:49
And the other problemssorunlar -- in not only AfricaAfrika,
164
631000
6000
Ve diğer problemler de var--sadece Afrika değil,
10:55
but the restdinlenme of the developinggelişen worldDünya and, indeedaslında, everywhereher yerde --
165
637000
4000
gelişmekte olan diğer dünyada ve her yerde.
10:59
what are we doing to our planetgezegen?
166
641000
3000
Gezegenimize ne yapıyoruz?
11:02
You know, the famousünlü scientistBilim insanı, E. O. WilsonWilson
167
644000
3000
Ünlü bilim adamı E.O. Wilson'u biliyorsunuz,
11:05
said that if everyher personkişi on this planetgezegen
168
647000
3000
eğer dünyada var olan herkes,
11:08
attainsattains the standardstandart of livingyaşam of the averageortalama EuropeanAvrupa or AmericanAmerikan,
169
650000
4000
ortalama Amerika veya Avrupa standartında yaşayacak olursa
11:12
we need threeüç newyeni planetsgezegenler.
170
654000
2000
üç gezegene ihtiyacımız olurdu, demişti.
11:14
TodayBugün, they are sayingsöz fourdört. But we don't have them. We'veBiz ettik got one.
171
656000
5000
Bugün bu rakam dört oldu. Ama o kadarına sahip değiliz. Bir tane var.
11:20
And what's happenedolmuş? I mean, the questionsoru here is, here we are,
172
662000
6000
Ve ne oldu? Yani, buradaki soru şu, işte buradayız,
11:26
arguablytartışmalı the mostçoğu intelligentakıllı beingolmak that's ever walkedyürüdü planetgezegen EarthDünya,
173
668000
5000
tartışmasız gezegende yürüyen en zeki yaratıklarız,
11:31
with this extraordinaryolağanüstü brainbeyin,
174
673000
2000
TED konferanslarında çok net yansıtılan
11:33
capableyetenekli of the kindtür of technologyteknoloji
175
675000
3000
teknolojiye yetkin
11:36
that is so well illustratedResimli by these TEDTED ConferencesKonferanslar,
176
678000
4000
bu olağanüstü beyinimizle, buradayız.
11:40
and yethenüz we're destroyingtahrip the only home we have.
177
682000
4000
Ve sahip olduğumuz tek yuvamızı katlediyoruz.
11:44
The indigenousyerli people around the worldDünya,
178
686000
3000
Dünya üstündeki yerli insanlar
11:47
before they madeyapılmış a majormajör decisionkarar,
179
689000
2000
çok büyük kararlar almadan önce
11:49
used to sitoturmak around and asksormak themselveskendilerini,
180
691000
3000
oturup kendi kendilerine şu soruyu sorma alışkanlığındaydılar;
11:52
"How does this decisionkarar affectetkilemek our people sevenYedi generationsnesiller aheadönde?"
181
694000
4000
"Bu yedi nesil sonraki insanlarımızı nasıl etkiler?"
11:56
TodayBugün, majormajör decisionskararlar -- and I'm not particularlyözellikle talkingkonuşma about AfricaAfrika here,
182
698000
5000
Bugün ise, büyük kararlar-- Özellikle Afrika'dan bahsetmiyorum
12:01
but the developedgelişmiş worldDünya --
183
703000
2000
gelişmiş dünyadan bahsediyorum--
12:03
majormajör decisionskararlar involvingiçeren millionsmilyonlarca of dollarsdolar,
184
705000
3000
milyonlarca dolarla ve milyonlarca insanla
12:06
and millionsmilyonlarca of people, are oftensık sık basedmerkezli on,
185
708000
2000
ilgili büyük kararlarda sorulan soru şu;
12:08
"How will this affectetkilemek the nextSonraki shareholders'hissedarlar meetingtoplantı?"
186
710000
3000
"Bu hissedarlarla yapılacak bir sonraki toplantıyı nasıl etkiler?"
12:11
And these decisionskararlar affectetkilemek AfricaAfrika.
187
713000
2000
Ve bu kararlar Afrika'yı etkiliyor.
12:13
As I beganbaşladı travelingseyahat around AfricaAfrika
188
715000
2000
Ve Afrika'da şempanzeler ve onların yok olan ormanları ile ilgili,
12:15
talkingkonuşma about the problemssorunlar facedyüzlü by chimpanzeesşempanzelerin and theironların vanishingufuk forestsormanlar,
189
717000
5000
sorunlardan bahsederek dolaşmaya başladığımdan beri
12:20
I realizedgerçekleştirilen more and more how so manyçok of Africa'sAfrika'nın problemssorunlar
190
722000
3000
Afrika'nın sorunlarının geçmişteki koloni sömürüsünün
12:23
could be laidkoydu at the doorkapı of previousönceki colonialsömürge exploitationistismar.
191
725000
5000
kapısına kadar nasıl dayandırılabileceğini daha da iyi anladım.
12:28
So I beganbaşladı travelingseyahat outsidedışında AfricaAfrika, talkingkonuşma in EuropeEurope,
192
730000
3000
Ve Afrika dışında seyahat etmeye başladım; Avrupa'da konuşuyorum,
12:31
talkingkonuşma in the UnitedAmerika StatesBirleşik, going to AsiaAsya.
193
733000
3000
Amerika'da konuşuyorum, Asya'ya gidiyorum.
12:34
And everywhereher yerde there were these terriblekorkunç problemssorunlar.
194
736000
3000
Bu berbat sorunların olduğu her yere gidiyorum.
12:37
And you know the kindtür I'm talkingkonuşma about. I'm talkingkonuşma about pollutionkirlilik.
195
739000
4000
Ne hakkında konuştuğumu biliyorsunuz. hava kirliliğinden,
12:41
The airhava that we breathenefes almak that oftensık sık poisonszehirler us.
196
743000
3000
İçimize çektiğimiz havanın bizi zehirlediğinden.
12:44
The earthtoprak is poisoningzehirleme our foodsgıdalar.
197
746000
2000
Toprağın yiyeceklerimizi zehirlediğinden.
12:46
The waterSu -- waterSu is perhapsbelki one of the mostçoğu crucialçok önemli issuessorunlar
198
748000
4000
Su'dan-- su bu yüzyılda yüzeleşeceğimiz
12:50
that we're going to faceyüz in this centuryyüzyıl --
199
752000
3000
belki de en önemli mesele.
12:53
and everywhereher yerde waterSu is beingolmak pollutedkirlenmiş by agriculturaltarım,
200
755000
3000
Ve su, heryerde tarımsal, sanayisel
12:56
industrialSanayi and householdev halkı chemicalskimyasallar
201
758000
3000
ve evsel kimyasal atıklarla kirletiliyor,
12:59
that still are beingolmak sprayedpüskürtülür around the worldDünya,
202
761000
3000
Geçmişten ders alınmadığını gösteren şekilde
13:02
seeminglygörünüşte with the inabilityyetersizlik to profitkâr from pastgeçmiş experiencedeneyim.
203
764000
5000
tüm dünyayı hala spreyliyoruz.
13:07
The mangrovesmangrov are beingolmak cutkesim down;
204
769000
3000
Mangrov'lar (tropikal su kıyısı ormanı) kesiliyor,
13:10
the effectsetkileri of things like the tsunamitsunami get worsedaha da kötüsü.
205
772000
3000
tsunami gibi olayların etkileri kötüleşiyor.
13:13
We'veBiz ettik talkedkonuştuk about the soiltoprak erosionerozyon.
206
775000
2000
Toprak erozyonundan bahsettik.
13:15
We have the recklesspervasız burningyanan of fossilfosil fuelsyakıtlar
207
777000
4000
Fosil yakıtları diğer sera gazlarıyla birlikte
13:19
alonguzun bir with other greenhouseyeşil Ev gassesgazlar, so calleddenilen,
208
781000
3000
pervasızca yakılıyor,
13:22
leadingönemli to climateiklim changedeğişiklik.
209
784000
2000
ve iklim değişikliğine öncülük yapıyoruz.
13:24
FinallySon olarak, all around the worldDünya, people have begunbaşladı to believe
210
786000
4000
Ve son olarak, dünya insanları birşeylerin çok ters gittiğine
13:28
that there is something going on very wrongyanlış with our climateiklim.
211
790000
3000
iklimle ilgili çok ters giden bir şey olduğuna inanıyor.
13:31
All around the worldDünya climatesİklimler are mixedkarışık up.
212
793000
3000
Dünyadaki tüm iklimler karışıyor.
13:34
And it's the poorfakir people who are affectedetkilenmiş worsedaha da kötüsü.
213
796000
3000
En kötü etkilenenler de fakir insanlar.
13:37
It's AfricaAfrika that alreadyzaten is affectedetkilenmiş.
214
799000
3000
Afrika etkilendi bile.
13:40
In manyçok partsparçalar of sub-SaharanSahra AfricaAfrika, the droughtskuraklık are so much worsedaha da kötüsü.
215
802000
4000
Afrika iç sahra'sına ait pek çok bölgede kuraklık daha da beter oldu.
13:44
And when the rainyağmur does come, it so oftensık sık leadspotansiyel müşteriler to floodingsu baskını
216
806000
3000
Ve yağmur geldiğinde de çoğunlukla sel felaketiyle
13:47
and addedkatma distresssıkıntı, and the cycledevir of povertyyoksulluk and hungeraçlık and diseasehastalık.
217
809000
7000
sıkıntıyı arttırıyor, ve yoksulluk ve açlık ve hastalık döngüsüne yol açıyor.
13:54
And the numberssayılar of people livingyaşam in an areaalan that the landarazi cannotyapamam supportdestek,
218
816000
6000
Ve yiyecek alamayacak kadar fakir olan bu insanlar,
14:00
who are too poorfakir to buysatın almak foodGıda,
219
822000
3000
tüm bölge kısırlaştığı için oradan ayrılamıyor,
14:03
who can't movehareket away because the wholebütün landarazi is degradedbozulmuş.
220
825000
3000
toprak kendilerine destek olamacak kadar kalabalık oldukları halde yaşıyorlar.
14:06
And so you get desertificationçölleşme -- creepingsürünen, creepingsürünen, creepingsürünen --
221
828000
6000
Ve son ağacın kesilmesiyle çölleşme başlıyor
14:12
as the last of the treesağaçlar are cutkesim down.
222
834000
2000
--erozyon, erozyon, erozyon--
14:14
And this kindtür of thing is not just in AfricaAfrika. It's all over the worldDünya.
223
836000
4000
Ve bu şeyler sadece Afrika'da olmuyor. Tüm dünyada oluyor.
14:20
So it wasn'tdeğildi surprisingşaşırtıcı to me
224
842000
4000
Bu nedenle dünyayı dolaşırken pek çok
14:24
that as I was travelingseyahat around the worldDünya
225
846000
2000
umudunu yitirmişe benzeyen genç insanla
14:26
I metmet so manyçok younggenç people who seemedgibiydi to have lostkayıp hopeumut.
226
848000
4000
karşılaşmak beni şaşırtmadı.
14:30
We seemgörünmek to have lostkayıp wisdombilgelik, the wisdombilgelik of the indigenousyerli people.
227
852000
5000
Bilgeliğimizi yitirmiş gibiyiz, yerli insanların bilgeliğini.
14:35
I askeddiye sordu a questionsoru. "Why?"
228
857000
3000
Bir soru soruyorum; "Neden?"
14:38
Well, do you think there could be some kindtür of disconnectbağlantıyı kes
229
860000
4000
Bu TED teknolojilerinde örneklenen olağanüstü insan beyniyle
14:42
betweenarasında this extraordinarilyolağanüstü cleverzeki brainbeyin,
230
864000
3000
insan kalbi arasındaki
14:45
the kindtür of brainbeyin that the TEDTED technologiesteknolojiler exemplifyörnekler,
231
867000
6000
bağlantıyı bir şekilde kaybetmiş olabilir miyiz?
14:51
and the humaninsan heartkalp? TalkingSöz about it in the non-scientificbilimsel olmayan termterim,
232
873000
4000
Bilimsel olmayan bir bağlamda konuşuyorum.
14:55
in termsşartlar of love and compassionmerhamet. Is there some disconnectbağlantıyı kes?
233
877000
5000
Sevgi ve şefkat bağlamında. Bir bağlantısızlık mı oluştu?
15:00
And these younggenç people, when I talk to them,
234
882000
4000
Ve bu genç insanlar, ben onlarla konuştuğumda,
15:04
basicallytemel olarak they were eitherya depressedbunalımlı or apathetickayıtsız,
235
886000
3000
ya depresifler ya kayıtsız,
15:07
or bitteracı and angrykızgın. And they said more or lessaz the sameaynı thing,
236
889000
4000
yada acılı ve öfkeli. Aşağı yukarı hepsi aynı şeyi söylüyorlar,
15:11
"We feel this way because we feel you've compromisedtehlikeye our futuregelecek
237
893000
3000
"Bizim geleceğimizi riske attığınız ve bu konuda yapacak
15:14
and there's nothing we can do about it."
238
896000
3000
bir şeyimiz olmadığı için böyle hissediyoruz."
15:17
We have compromisedtehlikeye theironların futuregelecek.
239
899000
2000
Geleceklerini riske attık.
15:19
I've got threeüç little grandchildrentorunlar, and everyher time I look at them
240
901000
3000
Benim üç küçük torunum var, ve onlara her baktığımda
15:22
and I think how we'vebiz ettik harmedzarar this beautifulgüzel planetgezegen sincedan beri I was theironların ageyaş,
241
904000
5000
ve ben onların yaşındaykenden beri bu güzel gezegene nasıl zarar verdiğimizi düşündüğümde,
15:27
I feel this desperationumutsuzluk.
242
909000
2000
bu umutsuzluğa düşüyorum.
15:29
And that led to this programprogram we call RootsKökleri and ShootsSürgünler,
243
911000
3000
Bu da Root and Shoot denilen programı
15:32
whichhangi beganbaşladı right here in TanzaniaTanzanya
244
914000
3000
tam olarak burada Tanzanya'da başlattı ve
15:35
and has now spreadYAYILMIŞ to 97 countriesülkeler around the worldDünya.
245
917000
4000
şimdi dünya çapında 97 ülkeye yayılmış halde.
15:39
It's symbolicsembolik. RootsKökleri make a firmfirma foundationvakıf.
246
921000
3000
Sembolik. Roots (kökler) sıkı bir kaynak oluşturuyor.
15:42
ShootsSürgünler seemgörünmek tinyminik; to reachulaşmak the sunGüneş they can breakkırılma throughvasitasiyla a bricktuğla wallduvar.
247
924000
4000
Shoots (vuruşlar) daha küçük, güneşe ulaşmak için tuğla duvarları yıkabilirler,
15:46
See the bricktuğla wallduvar as all these problemssorunlar we'vebiz ettik inflicteddayakla on the planetgezegen,
248
928000
4000
tuğla duvarı gezegenimizde yol açtığımız tüm sorunlar olarak görün,
15:50
environmentalçevre and socialsosyal. It's a messagemesaj of hopeumut.
249
932000
3000
çevresel ve sosyal.
15:53
HundredsYüzlerce and thousandsbinlerce of younggenç people around the worldDünya
250
935000
3000
Dünya çapında yüzlerce binlerce genç insan
15:56
can breakkırılma throughvasitasiyla and can make this a better worldDünya for all livingyaşam things.
251
938000
5000
bu duvarı yıkıp dünyayı yaşayan tüm canlılar için daha iyi bir yer yapabilirler.
16:01
The mostçoğu importantönemli messagemesaj of RootsKökleri and ShootsSürgünler:
252
943000
3000
Kökler ve Vuruşlar'ın en önemli mesajı--
16:04
everyher singletek one of us makesmarkaları a differencefark, everyher singletek day.
253
946000
5000
her bir tekimiz, her bir gün bir değişime neden olabilir.
16:09
We have a choiceseçim. EveryHer one of us in this roomoda,
254
951000
4000
Bir seçim şansımız var. Bu odadaki her birimiz,
16:13
we have a choiceseçim as to what kindtür of differencefark we want to make.
255
955000
5000
ne çeşit bir değişim yapmak istediğimizle ilgili bir seçim şansımız var.
16:18
The very poorfakir have no choiceseçim. It's up to us to changedeğişiklik things
256
960000
5000
Çok fakirlerin seçim şansı yok. Bir şeylerin değişip
16:23
so that the poorfakir have choiceseçim as well.
257
965000
3000
fakirlerin de bir şanslarının olması bize bağlı.
16:26
The RootsKökleri and ShootsSürgünler groupsgruplar all chooseseçmek threeüç projectsprojeler.
258
968000
4000
Kökler ve vuruşlar grupları üç proje seçtiler.
16:30
It dependsbağlıdır on how oldeski they are, and whichhangi countryülke,
259
972000
4000
Bu projeler yaşlarına, ülkelerine, kentsel veya
16:34
whetherolup olmadığını they're in a cityŞehir or ruralkırsal, as to what kindsçeşit of projectsprojeler.
260
976000
4000
kırsal alanda yaşamalarına göre değişen projeler.
16:38
But basicallytemel olarak, we have programsprogramlar now from preschoolokul öncesi right throughvasitasiyla universityÜniversite,
261
980000
4000
Ama basit olarak, okul öncesinden üniversiteye kadar daha da çok yetişkinin
16:42
with more and more adultsyetişkinler startingbaşlangıç theironların ownkendi RootsKökleri and ShootsSürgünler groupsgruplar.
262
984000
6000
katılmasıyla kurulan pek çok Roots and Shoots grupları var.
16:48
And everyher groupgrup choosesseçer, betweenarasında them,
263
990000
3000
Ve her grup kendi içinde dünyayı daha da iyi bir yer
16:51
threeüç differentfarklı kindsçeşit of projectproje to make this a better worldDünya,
264
993000
3000
yapmak için üç değişik proje seçip, tüm bu problemlerin
16:54
recognizingtanıyan that all these differentfarklı problemssorunlar are interconnectedbirbirine bağlı
265
996000
4000
birbiriyle bağlantılı olduğunun, birbirini etkilediğinin
16:58
and impingevurmak on eachher other.
266
1000000
2000
bilincine varıyor.
17:00
So one of theironların projectsprojeler will be to help theironların ownkendi humaninsan communitytoplum.
267
1002000
3000
Projelerden birisi kendilerine ait topluma ayrdımcı olmakla ilgili.
17:03
And then, if they're ableyapabilmek, they mayMayıs ayı raiseyükseltmek moneypara to help communitiestopluluklar
268
1005000
4000
Sonra, yapabilirlerse bu şekilde para toplayıp dünyadaki diğer toplumlara
17:07
in other partsparçalar of the worldDünya.
269
1009000
2000
yardımcı olacaklar.
17:09
One of theironların projectsprojeler will be to help animalshayvanlar -- not just wildlifeyaban hayatı,
270
1011000
4000
projelerden birisi de hayvanlara ayrdım etmek-sadece vahşi yaşam değil
17:13
domesticyerli animalshayvanlar as well.
271
1015000
2000
evcil hayvanlara da.
17:15
And one of theironların projectsprojeler will be to help the environmentçevre that we all sharepay.
272
1017000
4000
Ve projelerden birisi de yaşadığımız paylaştığımız çevreye yardım etmek.
17:19
And wovendokuma throughoutboyunca all of this is a messagemesaj
273
1021000
4000
Tüm bunların içinde örüntülenmiş mesaj;
17:23
of learningöğrenme to livecanlı in peaceBarış and harmonyarmoni withiniçinde ourselveskendimizi,
274
1025000
5000
kendi içimizde barış ve huzur içinde yaşamayı öğrenmemiz,
17:28
in our familiesaileleri, in our communitiestopluluklar, betweenarasında nationsmilletler, betweenarasında cultureskültürler,
275
1030000
4000
ailelerimizde, toplumlarımızda, uluslar arasında, kültürler arasında,
17:32
betweenarasında religionsdinler and betweenarasında us and the naturaldoğal worldDünya.
276
1034000
4000
dinler ve bizlerle doğal dünya arasında yaşamayı öğrenmek.
17:36
We need the naturaldoğal worldDünya. We cannotyapamam go on destroyingtahrip it at the rateoran we are.
277
1038000
5000
Doğal dünyaya ihtiyacımız var. Şu an yaptığımız hızda onu tahrip etmeye devam edemeyiz.
17:41
We not do have more than this one planetgezegen.
278
1043000
4000
Sahip olduğumuz bu tek dünya dışında başkası yok.
17:45
Just pickingtoplama one or two of the projectsprojeler right here in AfricaAfrika
279
1047000
4000
Roots ve Shoots'un-Tanzanya, Uganda, Kenya, Güney Afrika,
17:49
that the RootsKökleri and ShootsSürgünler groupsgruplar are doing,
280
1051000
3000
Congo, Brazzaville, Sierra Leone, Cameroon'da yaptığı
17:52
one or two projectsprojeler only -- in TanzaniaTanzanya, in UgandaUganda, KenyaKenya,
281
1054000
5000
sadece bir veya iki projeyi alarak, Afrika'da yapılan
17:57
SouthGüney AfricaAfrika, Congo-BrazzavilleKongo-Brazzaville, SierraSierra LeoneLeone, CameroonKamerun
282
1059000
5000
veya diğer Roots ve Shoots gruplarından
18:02
and other groupsgruplar. And as I say, it's in 97 countriesülkeler around the worldDünya.
283
1064000
4000
sadece bir veya iki projeyi almakla. Dediğim gibi dünyada 97 ülkede.
18:06
Of coursekurs, they're plantingdikim treesağaçlar. They're growingbüyüyen organicorganik vegetablessebzeler.
284
1068000
4000
Elbette, ağaç dikiyorlar, organik sebze yetiştiriyorlar.
18:10
They're workingçalışma in the refugeemülteci campskampları, with chickenstavuklar
285
1072000
3000
Mülteci kampalrında tavuklarla çalışıyor, yumurtalarını
18:13
and sellingsatış the eggsyumurta for a little amounttutar of moneypara,
286
1075000
2000
küçük meblalara satıyorlar, veya
18:15
or just usingkullanma them to feedbesleme theironların familiesaileleri,
287
1077000
3000
onları ailelerini beslemekte kullanıyor,
18:18
and feelingduygu a senseduyu of pridegurur and empowermentgüçlenme,
288
1080000
3000
tavukları ve sebzeleri ile
18:21
because they're no longeruzun helplessçaresiz and dependingbağlı on othersdiğerleri
289
1083000
2000
artık kendilerini çaresiz ve ve başkalarına bağımlı hissetmekten kurtulup,
18:23
with theironların vegetablessebzeler and theironların chickenstavuklar.
290
1085000
3000
gururlanmış ve güçlenmiş hissediyorlar.
18:26
It's beingolmak used in UgandaUganda
291
1088000
2000
Uganda'da eski çocuk askerlere
18:28
to give some psychologicalpsikolojik help to ex-childeski çocuk soldiersaskerler.
292
1090000
5000
psikolojik yardım amaçlı kullanıldı.
18:33
Doing projectsprojeler like this is bringinggetiren them out of themselveskendilerini.
293
1095000
3000
Bu projeler kendi içlerinden kendilerinin çıkarılmasını sağlıyor.
18:36
OnceBir kez again, they're usefulişe yarar membersüyeler of societytoplum.
294
1098000
3000
Bir defa daha, onlar toplumun işe yarayan bireyleri.
18:39
We have this programprogram in prisonsHapishaneler as well.
295
1101000
2000
Hapishanelerde de bu programımız var.
18:42
So, there's no time for more RootsKökleri and ShootsSürgünler now.
296
1104000
3000
Yani Roots ve Shoots için için daha fazla zamanımız kalmadı.
18:45
But -- oh, they're alsoAyrıca workingçalışma on HIVHIV/AIDSAIDS.
297
1107000
4000
Ama-ah, ayrıca HIV/AIDS üzerinde de çalışıyorlar.
18:49
That's a very importantönemli componentbileşen of RootsKökleri and ShootsSürgünler,
298
1111000
3000
Bu Roots ve Shoots'da büyük çocukların
18:52
with olderdaha eski kidsçocuklar talkingkonuşma to youngerdaha genç onesolanlar.
299
1114000
2000
küçüklerle konuştuğu çok önemli bir bölüm.
18:54
And unwantedistenmeyen pregnanciesgebelik and things like that,
300
1116000
3000
Ve gençliğin erişkinlerden ziyade yine diğer gençlerden dinlemeyi tercih ettiği
18:57
whichhangi younggenç people listen to better from other youthgençlik, ratherdaha doğrusu than adultsyetişkinler.
301
1119000
5000
istenmeyen gebelikler ve bunlar gibi şeyler.
19:03
HopeUmut. That's the questionsoru I get askeddiye sordu as I'm going around the worldDünya:
302
1125000
5000
Umut. Dünyayı dolaşırken bana sorulan soru bu,
19:08
"JaneJane, you've seengörüldü so manyçok terriblekorkunç things,
303
1130000
2000
"Jane, çok kötü şeyler gördün,
19:10
you've seengörüldü your chimpanzeesşempanzelerin decreaseazaltmak in numbernumara
304
1132000
3000
yeni yüzyılın dönümünde şempanzelerinin sayısının
19:13
from about one millionmilyon, at the turndönüş of the centuryyüzyıl,
305
1135000
2000
bir milyondan 150.000'e azalmasını gördün.
19:15
to no more than 150,000 now, and the sameaynı with so manyçok other animalshayvanlar.
306
1137000
5000
Ve şimdi de diğer hayvanlarda aynı şey oluyor.
19:20
ForestsOrmanlar disappearingyok olan, desertsçöller where oncebir Zamanlar there was forestorman.
307
1142000
4000
Ormanlar kayboluyor, artık yerlerinde çöller var.
19:24
Do you really have hopeumut?" Well, yes.
308
1146000
4000
Gerçekten de umudun var mı?" Evet, var.
19:28
You can't come to a conferencekonferans like TEDTED and not have hopeumut, can you?
309
1150000
4000
TED gibi bir konfreansa gelip de umutsuz olamazsınız, değil mi?
19:32
And of coursekurs, there's hopeumut. One is this amazingşaşırtıcı humaninsan brainbeyin.
310
1154000
4000
Ve, elbette umut var. Birisi bu inanılmaz insan beyni.
19:36
And I mean, think of the technologiesteknolojiler.
311
1158000
2000
Demek istediğim, teknolojiye bir bakın.
19:38
And I've just been so thrilledheyecan, finallyen sonunda, to come to people talkingkonuşma about compostkompost latrinestuvaletler.
312
1160000
7000
Ve az önce çok heyecanlandım, bitki artıklarından elde edilen gübreleme hakkında konuşan insanlarlayım.
19:45
It's one of my hobbyhorseshobbyhorses.
313
1167000
2000
Bu benim hobi atlarımdan birisi.
19:47
We just flushfloş all this waterSu down the lavatorylavabo, it's terriblekorkunç.
314
1169000
4000
Bütün bu suyu tuvaletten aşağı boşaltıyoruz, bu çok kötü.
19:51
And then talkingkonuşma about renewableyenilenebilir energyenerji -- desperatelyumutsuzca importantönemli.
315
1173000
5000
Ve sonra yenilenebilir enerji, son derece önemli.
19:56
Do we carebakım about the planetgezegen for our childrençocuklar?
316
1178000
3000
Çocuklarımıza bırakacağımız gezegenle ilgileniyor muyuz?
19:59
How manyçok of us have childrençocuklar or grandchildrentorunlar, niecesYeğenim, nephewsyeğenleri?
317
1181000
3000
Kaçımızın çocuğu, torunu, yeğeni veya kuzeni var?
20:02
Do we carebakım about theironların futuregelecek?
318
1184000
3000
Onların geleceği ile ilgileniyor muyuz?
20:05
And if we carebakım about theironların futuregelecek, we, as the eliteseçkinler around the worldDünya,
319
1187000
5000
Ve eğer geleceklerini önemsiyorsak, dünyanın elitleri olarak,
20:10
we can do something about it. We can make choicesseçimler as to how we livecanlı eachher day.
320
1192000
4000
bu konuda birşeyler yapabilmeliyiz. Her günü nasıl yaşadığımızla ilgili seçim yapabiliriz.
20:14
What we buysatın almak. What we weargiyinmek.
321
1196000
2000
Ne satın aldığımız. ne giydiğimiz.
20:16
And chooseseçmek to make these choicesseçimler with the questionsoru,
322
1198000
5000
Ve bu seçimi şu soruyu sorarak yapın,
20:21
how will this affectetkilemek the environmentçevre around me?
323
1203000
3000
bu etrafımdaki çevreyi nasıl etkiler?
20:24
How will it affectetkilemek the life of my childçocuk when he or she growsbüyür up?
324
1206000
5000
Büyüdüğünde çocuğumun hayatını nasıl etkileyecek?
20:29
Or my grandchildtorun, or whateverher neyse it is.
325
1211000
2000
Yada torunumun veya her neyse.
20:31
So the humaninsan brainbeyin, coupledbirleştiğinde with the humaninsan heartkalp,
326
1213000
5000
Ve insan beyni, insan kalbiyle birleştiğinde--
20:36
and we joinkatılmak handseller around the worldDünya.
327
1218000
2000
ve dünya çevresinde ellerimiz birleştiğinde.
20:38
And that's what TEDTED is helpingyardım ediyor so well with, and GoogleGoogle who help us,
328
1220000
4000
Ve TED bunu yapmamıza yardım ediyor, Google yardım ediyor,
20:42
and EsriESRI are helpingyardım ediyor us with mappingharitalama in GombeGombe NationalUlusal ParkPark.
329
1224000
5000
ve ESRI Gombe Doğal parkının haritasını çıkarmamızda bize yardımcı oluyor.
20:47
All of these technologiesteknolojiler we can use.
330
1229000
2000
Tüm bu teknolojileri kullanabiliyoruz.
20:49
Now let's linkbağlantı them, and it's beginningbaşlangıç to happenolmak, isn't it?
331
1231000
3000
Şimdi onları birleştirelim, ve zaten bu olmaya başladı, değil mi?
20:52
You've heardduymuş about it this afternoonöğleden sonra. It's beginningbaşlangıç to happenolmak.
332
1234000
4000
Bu akşamüstü bunu dinlediniz. Olmaya başladı.
20:56
This changedeğişiklik, this changedeğişiklik. To see changedeğişiklik
333
1238000
2000
Bu değişim, bu değişim; geleceği önemsiyorsak
20:58
that we mustşart have if we carebakım about the futuregelecek.
334
1240000
3000
bu değişimi görmek zorundayız.
21:01
And the nextSonraki reasonneden for hopeumut -- naturedoğa is amazinglyinanılmaz resilientesnek.
335
1243000
4000
Ve umutlu olmamın diğer nedeni--doğa çok esnektir.
21:05
You can take an areaalan that's absolutelykesinlikle destroyedyerlebir edilmiş,
336
1247000
3000
Mahvolmuş bir bölgeyi alıp
21:08
with time and perhapsbelki some help it can regeneratecanlandırmak.
337
1250000
3000
biraz zaman ve yardımla yeniden canlandırabilirsiniz.
21:11
And an exampleörnek is the TACARETACARE programprogram.
338
1253000
3000
Ve örnek de Take Care programıdır.
21:14
I told you, where a seeminglygörünüşte deadölü treeağaç stumpgüdük --
339
1256000
3000
Size nerede ölü bir ağaç kütüğü olabileceğini söyledim--
21:17
if you stop hackinghack them for firewoodyakacak odun,
340
1259000
2000
onları yakacak odun olarak kullanmayı bırakırsanız,
21:19
whichhangi you don't need to because you have woodahşap lots,
341
1261000
2000
ve buna ihtiyacınız aslında yok, çok fazla tahtanız var,
21:21
then in fivebeş yearsyıl you can have a 30-foot-ayak treeağaç.
342
1263000
4000
beş yıl içinde 9 metre boyunda bir ağacınız olur.
21:25
And animalshayvanlar, almostneredeyse on the brinkkenar of extinctionsönme,
343
1267000
3000
Ve hayvanlara, çoğu tamamen yokolmanın kıyısında
21:28
can be givenverilmiş a secondikinci chanceşans. That's my nextSonraki bookkitap.
344
1270000
3000
ikinci bir şans da verilmiş olur. Bu bir sonraki kitabım.
21:31
It's inspiringilham verici. And it bringsgetiriyor me to my last categorykategori of hopeumut,
345
1273000
4000
İlham verici. Buda bana en son umut nedenimi anımsatıyor--
21:35
and we'vebiz ettik heardduymuş about this so much in the last two daysgünler:
346
1277000
3000
ve son iki gündür bunu sıklıkla duyduk;
21:38
this indomitableyılmaz humaninsan spiritruh. This determinationbelirleme of people,
347
1280000
4000
bu boyun eğmez insan ruhu. İnsanların bu azmi,
21:42
the resilienceesneklik of the humaninsan spiritruh,
348
1284000
2000
insan ruhundaki bu esneklik,
21:44
So that people who you would think would be batteredhırpalanmış by povertyyoksulluk,
349
1286000
4000
Ve böylece yoksulluktan, hastalıktan perişan olacaklarını sandığınız
21:48
or diseasehastalık, or whateverher neyse, can pullÇek themselveskendilerini up out of it,
350
1290000
5000
insanlar kendilerini o durumdan çıkarıveriyor,
21:53
sometimesara sıra with a helpingyardım ediyor handel, and take theironların partBölüm in societytoplum,
351
1295000
6000
bazen de onların toplumunda yer alıp, değişen dünyada
21:59
and take theironların partBölüm in changingdeğiştirme the worldDünya.
352
1301000
3000
onların yerini alan bir yardım için uzanmış bir el vasıtasıyla.
22:02
And just to think of one or two people out of AfricaAfrika who are just really inspiringilham verici.
353
1304000
4000
Ve Afrika'dan bir veya iki kişinin ne kadar ilham verici olduğunu düşünmek bile.
22:06
We could make a very long listliste,
354
1308000
3000
Çok uzun bir liste yapabiliriz,
22:09
but obviouslybelli ki NelsonNelson MandelaMandela, emerginggelişmekte olan from 17 yearsyıl
355
1311000
3000
ama elbette Nelson Mandela 17 yıllık fiziksel ağır iş,
22:12
of hardzor physicalfiziksel laboremek, 23 yearsyıl of imprisonmenthapis,
356
1314000
3000
23 yıllık hapisliğinden doğan ve
22:15
with this amazingşaşırtıcı abilitykabiliyet to forgiveaffetmek, so that he could leadöncülük etmek his nationulus
357
1317000
4000
o muhteşem affedebilme yeteneği ile o kötü ırkçı rejimden
22:19
out the evilkötülük regimerejim of apartheidırk ayrımı withoutolmadan a bloodbathkan gölü.
358
1321000
4000
kan dökmeden çıkıp ulusuna lider olabildi.
22:23
KenKen Saro-WiwaSaro-Wiwa, in NigeriaNijerya, who tookaldı on the giantdev oilsıvı yağ companiesşirketler,
359
1325000
5000
Ken Saro-Wiwa, Nijerya'daki dev petrol şirketlerini ele geçirdi.
22:28
and althougholmasına rağmen people around the worldDünya trieddenenmiş theironların besten iyi, was executedidam.
360
1330000
5000
Ve dünyanın her yerinden insanlar ellerinden gelen herşeyi yapmış olsa da, infaz edildi.
22:33
People like this are so inspirationalilham verici.
361
1335000
4000
Böyle insanlar çok ilham verici.
22:37
People like this are the rolerol modelsmodeller we need for younggenç AfricansAfrikalılar.
362
1339000
4000
Genç Afrika'lılar için ihtiyacımız olan rol modelleri böyle insanlar.
22:41
And we need some environmentalçevre rolerol modelsmodeller as well,
363
1343000
4000
Ve bazı çevresel rol modellere de ihtiyacımız var,
22:45
and I've been hearingişitme some of them todaybugün.
364
1347000
2000
bazılarını bugün dinledim.
22:47
So I'm really gratefulminnettar for this opportunityfırsat to sharepay this messagemesaj
365
1349000
5000
Bu mesajı TED'deki herkesle tekrar paylaşabilme
22:52
again, with everyoneherkes at TEDTED.
366
1354000
2000
fırsatını bulduğum için minnettarım.
22:54
And I hopeumut that some of us can get togetherbirlikte and talk about some of these things,
367
1356000
5000
Ve bazılarımızın bir araya gelip bu şeyler hakkında, özellikle Roots ve Shoots hakkında,
22:59
especiallyözellikle the RootsKökleri and ShootsSürgünler programprogram.
368
1361000
2000
konuşabileceğimizi umud ediyorum.
23:01
And just a last wordsözcük on that --
369
1363000
2000
Ve bu konu hakkında son bir kaç kelime--
23:03
the younggenç womankadın who'skim runningkoşu this entiretüm conferencekonferans centermerkez,
370
1365000
3000
bütün bu konferans merkezini yöneten genç hanımla
23:06
I metmet her todaybugün.
371
1368000
2000
bugün tanıştım.
23:08
She camegeldi up so excitedheyecanlı, with her certificatesertifika. She was [in] RootsKökleri and ShootsSürgünler.
372
1370000
5000
Sertifikasıyla birlikte büyük bir heyecanla geldi. Roots ve Shoot'a üyeymiş.
23:13
She was in the leadershipliderlik in DarDar eses SalaamSalaam.
373
1375000
2000
Dar Es Salaam'da liderler arasındaymış.
23:15
She said it's helpedyardım etti her to do what she's doing.
374
1377000
3000
Ve yaptıklarını yapabilmesinde çok etkisi olduğunu söyledi.
23:18
And it was very, very excitingheyecan verici for me to meetkarşılamak her
375
1380000
3000
Benim için onunla tanışmak, genç insanların güçlendirildiğinde,
23:21
and see just one exampleörnek of how younggenç people,
376
1383000
3000
nasıl da dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için
23:24
when they are empoweredgüçlenmiş, givenverilmiş the opportunityfırsat to take actionaksiyon,
377
1386000
6000
fırsatları bulduklarında nasıl harekete geçtiklerini
23:30
to make the worldDünya a better placeyer,
378
1392000
2000
görmek son derce heyecan vericiydi,
23:32
trulygerçekten are our hopeumut for tomorrowyarın.
379
1394000
2000
onlar bizim yarın için umutlarımız.
23:34
Thank you.
380
1396000
2000
Teşekkür ediyorum.
23:37
(ApplauseAlkış)
381
1399000
3000
(Alkışlar)
Translated by Seda Demirel
Reviewed by Müge Gür

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jane Goodall - Primatologist; environmentalist
Jane Goodall, dubbed by her biographer "the woman who redefined man," has changed our perceptions of primates, people, and the connection between the two. Over the past 45 years, Goodall herself has also evolved -- from steadfast scientist to passionate conservationist and humanitarian.

Why you should listen

Jane Goodall hasn't exactly found the missing link, but she's come closer than just about anyone else on Earth. Her extensive research into the behavior of chimpanzees, which started in Africa in the 1960s and continues today, fundamentally altered scientific thinking about the relationship between humans and other mammals.

Goodall, who founded a research institute in her name in 1977, is an internationally recognized authority on the primate world. She's written books for adults and children, contributed to documentaries, and serves as a National Geographic explorer-in-residence, a United Nations peace messenger, and the president of Advocates for Animals. For her efforts to observe and preserve all species, Goodall has received honors and accolades from governments, nonprofits, universities, and professional organizations, including a medal from UNESCO and the French Legion of Honor in 2006.

More profile about the speaker
Jane Goodall | Speaker | TED.com