ABOUT THE SPEAKER
Richard Preston - Writer
Richard Preston wrote The Hot Zone, a classic look at the Ebola virus and the scientists who fight it. His wide-ranging curiosity about science and people has led him to cover a dizzying list of topics, with a lapidary attention to detail and an ear for the human voice.

Why you should listen

Richard Preston is one of the only humans to have climbed Hyperion, a nearly 380-foot redwood tree that is the tallest living thing on Earth. Hyperion was discovered by explorer Michael Taylor while Preston was writing his latest full-length book, The Wild Trees. 

His earlier book The Hot Zone sold millions of copies, spawned a movie, and made the Ebola virus horrifyingly familiar. The book is part of his Dark Biology trilogy, which includes the novel The Cobra Event and The Demon in the Freezer, a look at the bioterror implications of smallpox. He is a regular contributor to The New Yorker. His latest book, Panic in Level Four, is a collection of reportage on a wonderful range of topics, from mathematical geniuses to trees to one of the most shocking medical conditions you can imagine. (This is the book that was passed around the TED offices with the note, "Don't read the final chapter while eating.")

More profile about the speaker
Richard Preston | Speaker | TED.com
TED2008

Richard Preston: The mysterious lives of giant trees

Richard Preston dev ağaçları anlatıyor

Filmed:
751,481 views

Bilim kitapları yazarı Richard Preston, yeryüzündeki en devasa canlıları, Amerika'nın Kuzeybatı Pasifik'teki dev ağaçlarını anlatıyor. Ufacık bir tohumdan yeşerip muazzam bir ekosistem yaratan bu ağaçlar, hala, büyük ölçüde, gizemini koruyor.
- Writer
Richard Preston wrote The Hot Zone, a classic look at the Ebola virus and the scientists who fight it. His wide-ranging curiosity about science and people has led him to cover a dizzying list of topics, with a lapidary attention to detail and an ear for the human voice. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:18
The northkuzeyinde coastsahil of CaliforniaCalifornia has rainforestsyağmur ormanları --
0
0
5000
Kaliforniya'nın kuzey kıyıları yağmur ormanlarıyla kaplı.
00:23
temperateılıman rainforestsyağmur ormanları -- where it can rainyağmur more than 100 inchesinç a yearyıl.
1
5000
5000
Bu ormanlar, yılda 2.5 metreden daha fazla yağış alan ılıman kuşakta yer alıyor.
00:28
This is the realmDiyar of the CoastSahil RedwoodRedwood treeağaç.
2
10000
4000
Burası, Sahil Sekoya ağacının diyarıdır.
00:32
Its speciesTürler nameisim is SequoiaSequoia sempervirensyaprak.
3
14000
3000
Latinca tür ismi, Sequoia sempervirens'tir.
00:35
SequoiaSequoia sempervirensyaprak is the tallesten yüksek livingyaşam organismorganizma on EarthDünya.
4
17000
4000
Sequoia sempervirens, Dünya üzerinde yaşayan en uzun canlı organizmadır.
00:39
The rangemenzil of the speciesTürler goesgider up to as much as 380 feetayaklar talluzun boylu.
5
21000
5000
Bu türün, 116 metre yüksekliğe ulaşan bireyleri vardır.
00:44
That's 38 storieshikayeleri talluzun boylu.
6
26000
2000
Neredeyse 38 katlı bir bina yüksekliğinde.
00:46
These are treesağaçlar that would standdurmak out in midtownMidtown ManhattanManhattan.
7
28000
4000
Bunlar, Manhattan şehir merkezinde bile göze çarpabilecek ağaçlardır.
00:50
NobodyKimse knowsbilir how oldeski the oldesten eski livingyaşam CoastSahil RedwoodsServi ağaçlarının are
8
32000
4000
Yaşayan en yaşlı Sahil Sekoyasının yaşını kimse bilmiyor
00:54
because nobodykimse has ever drilleddelinmiş into any of them
9
36000
2000
çünkü bugüne kadar kimse ağaçların içini delip
00:56
to countsaymak theironların annualyıllık growthbüyüme ringshalkalar, and, in any casedurum,
10
38000
3000
yıllık büyüme halkalarını saymadı. Ancak her halükarda,
00:59
the centersmerkezleri of the oldesten eski individualsbireyler appeargörünmek to be hollowiçi boş.
11
41000
4000
en yaşlı bireylerin ortaları boş görünüyor.
01:03
But it's believedinanılır that the oldesten eski livingyaşam RedwoodsServi ağaçlarının
12
45000
3000
Ancak yaşayan en yaşlı Sekoyanın
01:06
are perhapsbelki 2,500 yearsyıl oldeski -- roughlykabaca the ageyaş of the ParthenonParthenon Tapınağı --
13
48000
6000
2500 yaşında olduğu düşünülüyor; neredeyse Partenon Tapınağı kadar eski.
01:12
althougholmasına rağmen it's alsoAyrıca suspectedşüpheli that there mayMayıs ayı be individualbireysel treesağaçlar
14
54000
3000
Fakat ondan daha yaşlı ağaçların
01:15
that are olderdaha eski than that.
15
57000
2000
olduğu da düşünülüyor.
01:17
You can see the rangemenzil of the CoastSahil RedwoodsServi ağaçlarının. It's here, in redkırmızı.
16
59000
4000
Sahil Sekoyalarının dağılımını, kırmızıyla işaretli yerde görebilirsiniz.
01:21
The largesten büyük individualsbireyler of this speciesTürler,
17
63000
2000
Bu türlerin en iri bireyleri,
01:23
the dreadnoughtsdreadnoughts of theironların kindtür, livecanlı just on the northkuzeyinde coastsahil of CaliforniaCalifornia,
18
65000
5000
yani türün en dayanıklıları, Kaliforniya'nın kuzey sahillerinde bulunur.
01:28
where the rainyağmur is really intenseyoğun.
19
70000
3000
Yağmurun en yoğun olduğu bölgede...
01:31
In recentson historictarihi timeszamanlar, about 96 percentyüzde of the CoastSahil RedwoodRedwood forestorman
20
73000
6000
Yakın geçmişte, Sahil Sekoyalarının yaklaşık yüzde 96'sı,
01:37
was cutkesim down, especiallyözellikle in a seriesdizi of burstspatlamaları of intenseyoğun liquidationtasfiye logginggünlüğü,
21
79000
7000
yoğun tomrukçuluk faaliyetleri nedeniyle kesildi;
01:44
clear-cuttingtemiz kesim that tookaldı placeyer in the 1970s throughvasitasiyla the earlyerken 1990s.
22
86000
6000
özellikle de 1970'lerden 1990'ların başına kadar olan tıraşlama sürecinde...
01:50
Even so, about fourdört percentyüzde of the primevalilkel RedwoodRedwood rainforestyağmur ormanı remainskalıntılar intactsağlam,
23
92000
8000
Yine de, kadim Sekoya yağmur ormanlarının yüzde 4'ü hala el değmemiş halde duruyor.
01:58
wildvahşi and now protectedkorumalı -- entirelyBaştan sona protectedkorumalı --
24
100000
4000
Yabani ve tamamı koruma altında olan,
02:02
in a chainzincir of smallküçük parksparklar strungsinirli out like pearlsİnciler
25
104000
3000
inci gibi sıralanmış küçük park dizileri şeklinde,
02:05
alonguzun bir the northkuzeyinde coastsahil of CaliforniaCalifornia, includingdahil olmak üzere RedwoodRedwood NationalUlusal ParkPark.
26
107000
4000
Redwood Ulusal Parkı'nı da içine alarak, Kaliforniya'nın kuzey sahillerinde uzanıyor.
02:09
But curiouslymerakla, RedwoodRedwood rainforestsyağmur ormanları, the fragmentsfragmanları that we have left,
27
111000
5000
Ama ilginç bir şekilde, parça parça kalan Sekoya yağmur ormanları,
02:14
to this day remainkalmak under-exploredaltında araştırdı.
28
116000
3000
bugüne kadar hala yeterince keşfedilemedi.
02:17
RedwoodRedwood rainforestyağmur ormanı is incrediblyinanılmaz difficultzor to movehareket throughvasitasiyla,
29
119000
5000
Sekoya yağmur ormanlarında ilerlemek oldukça güçtür
02:22
and even todaybugün, individualbireysel treesağaçlar are beingolmak discoveredkeşfedilen
30
124000
3000
ve bugün bile, daha önce hiç görülmemiş yeni yeni bireyler keşfediliyor.
02:25
that have never been seengörüldü before, includingdahil olmak üzere, in the summeryaz of 2006,
31
127000
4000
Bunlar arasında, 2006 yazında farkedilen,
02:29
HyperionHyperion, the world'sDünyanın en tallesten yüksek treeağaç.
32
131000
3000
dünyanın en uzun ağacı Hyperion da var.
02:32
I'm going to do a little GedankenGedanken experimentdeney.
33
134000
3000
Şimdi ufak bir Gedanken deneyi yapacağım.
02:35
I'm going to asksormak you to imaginehayal etmek what a RedwoodRedwood really is as a livingyaşam organismorganizma.
34
137000
4000
Sekoyayı, yaşayan canlı bir organizma olarak nasıl hayat ettiğinizi öğrenmek istiyorum.
02:39
And, ChrisChris, if I could have you up here? I have a tapebant measureölçmek.
35
141000
6000
Chris, yardım eder misin? Mezurayla bir ölçüm yapalım.
02:47
It's a kindtür loanerödünç from TEDTED.
36
149000
2000
Mezurayı, oldukça düşünceli davranan TED ekibinden ödünç aldım.
02:49
And ChrisChris, if you could take the endson of that tapebant measureölçmek?
37
151000
4000
Chris, ucundan tutabilir misin?
02:53
We're going to showgöstermek you what the diameterçap
38
155000
2000
Şimdi size, göğüs hizasındayken
02:55
at breastmeme heightyükseklik of a bigbüyük RedwoodRedwood is.
39
157000
3000
bir Sekoyanın çapının ne kadar büyük olduğunu göstereceğiz.
02:58
UnfortunatelyNe yazık ki, this tapebant isn't long enoughyeterli -- it's only a 25-foot-ayak tapebant.
40
160000
9000
Maalesef bu mezura yalnızca 7.62 metre; yeteri kadar uzun değil.
03:07
ChrisChris, could you extenduzatmak your armkol out that way? There we go. OK.
41
169000
5000
Chris, o yöne doğru kolunu uzatır mısın? Tamam, şimdi oldu.
03:12
And maybe about here, about 30 feetayaklar, is the diameterçap of a bigbüyük RedwoodRedwood.
42
174000
8000
Belki biraz da bu tarafa doğru gidersek, büyük bir Sekoya'nın yarıçapının yaklaşık 9 metre olduğunu gösterebiliriz.
03:20
Now, let your imaginationhayal gücü go upwardyukarı doğru into spaceuzay.
43
182000
3000
Şimdi hayalgücünüzü serbest bırakmanızı istiyorum.
03:23
Think about this treeağaç, risingyükselen upwardyukarı doğru into RedwoodRedwood spaceuzay, 325 feetayaklar,
44
185000
10000
99 metre uzunluğuyla Sekoya evrenine uzayıp giden bu ağacı düşünün.
03:33
32 storieshikayeleri, an individualbireysel livingyaşam organismorganizma articulatingeklemli its formsformlar
45
195000
5000
32 katlı bir bina yüksekliğindeki kendine özgü bu canlı organizma,
03:38
upwardyukarı doğru into spaceuzay over long periodsdönemleri of time.
46
200000
4000
yüzyıllardır gökyüzüne doğru yol alıyor.
03:42
The RedwoodRedwood speciesTürler seemsgörünüyor to existvar olmak in anotherbir diğeri kindtür of time:
47
204000
5000
Sekoya türleri bambaşka bir zaman diliminde yaşıyor gibidir:
03:47
not humaninsan time, but what we mightbelki call RedwoodRedwood time.
48
209000
4000
Bizim algıladığımız insan zamanında değil, kendilerine özgü bir Sekoya zamanında...
03:51
RedwoodRedwood time moveshamle at a more statelygörkemli pacehız than humaninsan time.
49
213000
5000
Sekoya zamanı, bildiğimiz insan zamanından çok daha heybetli bir hızda işliyor.
03:56
To us, when we look at a RedwoodRedwood treeağaç, it seemsgörünüyor to be motionlesshareketsiz and still,
50
218000
5000
Bir Sekoyaya baktığımızda, onun hareketsiz ve sabit olduğunu düşünürüz
04:01
and yethenüz RedwoodsServi ağaçlarının are constantlysürekli in motionhareket,
51
223000
3000
ama aslında Sekoyalar sürekli hareket halindedir;
04:04
movinghareketli upwardyukarı doğru into spaceuzay, articulatingeklemli themselveskendilerini
52
226000
5000
gökyüzüne doğru ilerler ve binlerce yıllık Sekoya zamanı süresince
04:09
and fillingdolgu RedwoodRedwood spaceuzay over RedwoodRedwood time, over thousandsbinlerce of yearsyıl.
53
231000
5000
Sekoya evrenini bir bir doldururlar.
04:14
PlantBitki this smallküçük seedtohum, wait 2,000 yearsyıl, and you get this:
54
236000
4000
Bu ufak tohumu ekip 2000 yıl beklerseniz, sonunda
04:18
the LostKayıp MonarchHükümdar.
55
240000
2000
bir "Lost Monarch"ınız olur.
04:20
It dwellsyaşıyor in the GroveGrove of TitansTitans on the northkuzeyinde coastsahil,
56
242000
2000
1998 yılında keşfedilen bu "Kayıp Hükümdar",
04:22
and was discoveredkeşfedilen in 1998.
57
244000
3000
kuzey sahilinde yer alan Titan Koruluğu'nda (Grove of Titans) yaşıyor.
04:25
And yethenüz, when you look at the basebaz of a RedwoodRedwood treeağaç,
58
247000
2000
Bir Sekoyanın tabanına baktığınızda
04:27
you're not seeinggörme the organismorganizma.
59
249000
2000
bu canlının tamamına hakim olamazsınız.
04:29
You're like a mousefare looking at the footayak of an elephantfil,
60
251000
3000
Daha çok kendinizi, bir filin ayağına bakan fare gibi hissedersiniz
04:32
and mostçoğu of the organismorganizma is overheadek yük, unseengörünmeyen.
61
254000
3000
çünkü bu canlının görülemeyen çok daha büyük bir bölümü tepenizdedir.
04:35
I becameoldu very interestedilgili, and I wroteyazdı about a coupleçift.
62
257000
4000
Yakın zamanda ilgimi çeken bir çift hakkında bir yazı yazdım.
04:39
SteveSteve SillettSillett and MarieMarie AntoineAntoine are the principalAsıl adı explorerskaşifler
63
261000
3000
Steve Sillett ve Marie Antoine, Sekoya ormanlarının zirvelerini keşfeden
04:42
of the RedwoodRedwood forestorman canopygölgelik. They're world-classDünya çapında athletessporcular,
64
264000
3000
en önemli kişilerdir. Yalnızca dünya standartlarında atletler değil,
04:45
and they alsoAyrıca are world-classDünya çapında forestorman ecologyekoloji scientistsBilim adamları.
65
267000
6000
aynı zamanda birinci sınıf orman ekologlarıdır.
04:51
SteveSteve SillettSillett, when he was a 19-year-old-yaşında collegekolej studentÖğrenci
66
273000
3000
Steve Sillett, 19 yaşında Reed Üniversitesi'nde okurken,
04:54
at ReedReed CollegeÜniversite, had heardduymuş that the RedwoodRedwood forestorman canopygölgelik
67
276000
4000
Sekoya tepelerinin "Sekoya çölü"
04:58
is considereddüşünülen to be a so-calledsözde RedwoodRedwood desertçöl.
68
280000
3000
olarak anıldığını öğrenmiş.
05:01
That is to say, at that time it was believedinanılır
69
283000
2000
Yani, o zamanlarda Sekoya dalları dışında
05:03
that there was nothing up there exceptdışında the branchesdalları of RedwoodRedwood treesağaçlar.
70
285000
4000
bu bölgede başka hiçbir şeyin olmadığı sanılırmış.
05:07
And with a friendarkadaş of his, he tookaldı it uponüzerine himselfkendisi to free-climbserbest tırmanış a RedwoodRedwood
71
289000
3000
Bir gün, bir arkadaşını da yanına alarak, yukarıda ne olduğunu görmek için
05:10
withoutolmadan ropeshalatlar or any equipmentekipman to see what was up there.
72
292000
3000
hiç halat ve alet kullanmadan bir Sekoya'nın tepesine tırmanmaya karar vermiş.
05:13
He climbedtırmandı up a smallküçük treeağaç nextSonraki to this giantdev RedwoodRedwood,
73
295000
3000
Önce, dev Sekoya'nın yanında dikilen ufak bir ağaca tırmanmış
05:16
and then he leapedsıçradı throughvasitasiyla spaceuzay and grabbedyakaladı a branchşube with his handseller,
74
298000
6000
ve kendini boşluğa bırakarak yandaki bir dala tutunmuş
05:22
and endedbitti up hangingasılı, like catchingbulaşıcı a barbar of a trapezeTrapez.
75
304000
3000
ve trapez çubuğuna tutunur gibi, öylece havada asılı kalmış.
05:25
And then, from there, he climbedtırmandı directlydirekt olarak up the barkbağırmak
76
307000
3000
Oradan da ağacın gövdesine geçiş yaparak
05:28
untila kadar he got to the topüst of the treeağaç.
77
310000
2000
sonunda en tepeye ulaşmış.
05:30
His friendarkadaş, a guy namedadlı MarwoodMarwood HarrisHarris, was followingtakip etme behindarkasında.
78
312000
4000
Arkadaşı Marwood Harris de arkadan onu takip ediyormuş.
05:34
NeitherNe one of them had noticedfark that there was
79
316000
2000
Her ikisi de, Steve'in atladığı dalda duran ve
05:36
a YellowSarı JacketCeket wasp'sArı'nın nestyuva the sizeboyut of a bowlingBovling balltop
80
318000
4000
bowling topu büyüklüğündeki
05:40
hangingasılı from the branchşube that SteveSteve had jumpedatladı into.
81
322000
2000
sarı yaban arılarının yuvasını farketmemiş.
05:42
And when MarwoodMarwood madeyapılmış the jumpatlama, he was coveredkapalı with waspsYaban arıları
82
324000
4000
Marwood o büyük atlayışı yaptığında, arılar dört bir yanını sarmış ve
05:46
stingingbatma him in the faceyüz and eyesgözleri. He nearlyneredeyse let go.
83
328000
4000
onu, yüzünden, gözlerinden sokmuşlar. Marwood neredeyse kendini bırakıyormuş.
05:50
He would have fallendüşmüş to his deathölüm, beingolmak 75 feetayaklar aboveyukarıdaki the groundzemin.
84
332000
3000
Yerden 22 metre yükseklikten düşmek, tam da ölümüne düşmek olurdu.
05:53
But they madeyapılmış it to the topüst, and what they foundbulunan
85
335000
2000
Ancak bir şekilde yukarı ulaşmışlar ve gördükleri şey
05:55
was not a RedwoodRedwood desertçöl, but a lostkayıp worldDünya --
86
337000
3000
Sekoya çölü değil, kayıp bir dünyaymış.
05:58
a kindtür of three-dimensional3 boyutlu labyrinthLabirent in the airhava, filleddolu with unknownBilinmeyen life.
87
340000
4000
Gökyüzünde üç boyutlu bir labirent gibi asılı duran ve içinde türlü yaşamlar barındıran bir dünya...
06:02
Now, I had been workingçalışma on other topicskonular:
88
344000
4000
Yakın zamanda başka konulara da odaklandım:
06:06
the emergenceçıkma of infectiousbulaşıcı diseaseshastalıklar,
89
348000
3000
Bunlardan biri, Dünya'nın doğal ekosistemlerinin yarattığı
06:09
whichhangi come out of the naturaldoğal ecosystemsekosistemler of the EarthDünya,
90
351000
3000
bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkışı ve
06:12
make a trans-speciesTrans-türler jumpatlama, and get into humansinsanlar.
91
354000
3000
türler arası bir sıçrama yaparak insanlara geçişiydi.
06:15
After threeüç bookskitaplar on this, it got to be a bitbit much, in a way.
92
357000
4000
Bu konuda üç kitap yazdıktan sonra şimdilik yeterli olduğunu düşündüm.
06:19
My wifekadın eş and I adoretapıyorum our childrençocuklar.
93
361000
3000
Eşim ve ben çocuklarımıza tapıyoruz.
06:22
And I beganbaşladı climbingTırmanmak treesağaçlar with my kidsçocuklar as just something to do with them,
94
364000
5000
Son zamanlarda, çocuklarımla vakit geçirmenin bir yolu olarak onlarla ağaca tırmanmaya başladım
06:27
usingkullanma the so-calledsözde arboristarborist climbingTırmanmak techniqueteknik,
95
369000
3000
ve "ağaç uzmanı tekniği" denilen yöntemle,
06:30
with ropeshalatlar. You use ropeshalatlar to get yourselfkendin up into the crowntaç of a treeağaç.
96
372000
4000
halat kullanarak ağaç tepelerine kadar çıktık.
06:34
ChildrenÇocuk are incrediblyinanılmaz adeptUsta at climbingTırmanmak treesağaçlar.
97
376000
3000
Çocuklar ağaca tırmanma konusunda çok yeteneklidir.
06:37
That's my sonoğul, OliverOliver.
98
379000
2000
Fotoğraftaki, oğlum Oliver.
06:39
They don't seemgörünmek to sufferacı çekmek from the sameaynı fearkorku of heightsyükseklikleri that humansinsanlar do.
99
381000
4000
Anlaşılan, büyüklerin yaşadığı yükseklik korkusu onların yanından bile geçmiyor.
06:43
(LaughterKahkaha)
100
385000
4000
(Kahkaha)
06:47
If ontogenyontogeny recapitulatestablodur phylogenyPhylogeny, then childrençocuklar
101
389000
4000
Birey oluş soyoluşu tekrar ediyorsa, çocukların da, bu açıdan
06:51
are somewhatbiraz closeryakın to our rootskökleri as primatesprimatlar in the arborealağaç forestorman.
102
393000
5000
ağaçlarda yaşayan primat atalarımıza çok daha yakın olduğunu söyleyebiliriz.
06:56
Humansİnsanlar appeargörünmek to be the only primatesprimatlar that I know of
103
398000
4000
Yükseklik korkusu olan tek primat türü,
07:00
that are afraidkorkmuş of heightsyükseklikleri.
104
402000
2000
bildiğim kadarıyla insan.
07:02
All other primatesprimatlar, when they're scaredkorkmuş,
105
404000
2000
Diğer primatlar korktuklarında,
07:04
they runkoş up a treeağaç, where they feel safekasa.
106
406000
3000
kendilerine güvende hissetmek için ağaçların tepesine kaçarlar.
07:07
We campedkamp overnightbir gecede in the treesağaçlar, in treeağaç boatstekneler.
107
409000
4000
Biz de çocuklarla ağaçların tepelerinde, ağaç botlarının içinde kamp yaptık.
07:11
This is my daughterkız evlat LauraLaura, then 15, looking out of a treeağaç boattekne.
108
413000
3000
Bu fotoğrafta, ağaç botundan çevreyi izleyen kişi, kızım Laura. O zaman 15 yaşındaydı.
07:14
She's, by the way, tiedbağlı in with a ropeHalat so she can't falldüşmek.
109
416000
5000
Ağaca halatla bağlı olduğu için düşme ihtimali yok bu arada.
07:19
Looking out of a treeağaç boattekne in the morningsabah and hearingişitme birdsongBirdsong
110
421000
3000
Böyle zamanlarda tek yaptığımız, ağaç botunun içinden etrafı izlemek ve
07:22
cominggelecek in threeüç dimensionsboyutlar around us.
111
424000
2000
üç boyutlu şekilde çevremizi saran kuş seslerini dinlemekti.
07:24
We had been visitedziyaret in the night by flyinguçan squirrelsSincap,
112
426000
3000
Geceleri, daha önce hiç ağaç tepesinde insan türü görmedikleri için
07:27
who don't seemgörünmek to recognizetanımak humansinsanlar for what they are
113
429000
3000
bizi "insan" olarak algılamayan
07:30
because they'veonlar ettik never seengörüldü them in the canopygölgelik before.
114
432000
2000
uçan sincapların ziyaretlerine şahit olduk.
07:32
And we practiceduygulanan advancedileri techniquesteknikleri like sky-walkinggökyüzü yürüyüş,
115
434000
3000
Bazen de gökyüzünde yürüme denemeleri yaptık, ileri düzey teknikler geliştirdik;
07:35
where you can movehareket from treeağaç to treeağaç throughvasitasiyla spaceuzay,
116
437000
3000
daha çok Spiderman gibi, ağaçtan ağaca atlayarak
07:38
ratherdaha doğrusu like SpidermanÖrümcek adam.
117
440000
2000
boşlukta süzüldük durduk.
07:40
It becameoldu a writingyazı projectproje.
118
442000
2000
Daha sonra tüm bunları bir yazıda toparladım.
07:42
When SteveSteve SillettSillett getsalır up into a bigbüyük RedwoodRedwood, he firesyangınlar an arrowok,
119
444000
4000
Steve Sillett, Sekoyanın tepesine çıktığında, bir ok fırlatır
07:46
whichhangi trailsyollar a fishingBalık tutma linehat, whichhangi getsalır over a branchşube in the treeağaç,
120
448000
3000
ve oka bağlı misina da bir ağacın dalına takılarak rotayı çizer.
07:49
and then you ascendAscend up a ropeHalat whichhangi has been draggedsürüklenen into the treeağaç by the linehat.
121
451000
4000
Ardından, rotayı takip edecek şekilde, halatı gövde boyunca yukarı çeker.
07:53
You ascendAscend 30 storieshikayeleri.
122
455000
2000
Böylece 30 kat çıkmış kadar olursunuz.
07:55
There are two people climbingTırmanmak this treeağaç, GayaGaya,
123
457000
3000
Gaya adı verilen ve en yaşlı Sekoyalardan biri olduğu bilinen
07:58
whichhangi is thought to be one of the oldesten eski RedwoodsServi ağaçlarının. There they are.
124
460000
3000
bu ağaca tırmanabilen iki kişi var. Fotoğrafta gördüğünüz gibi...
08:01
They are only one-seventhbir yedinci of the way up that treeağaç.
125
463000
3000
Bulundukları nokta, o ağacın yalnızca 1/7'si.
08:05
You do feel a senseduyu of exposurePozlama.
126
467000
2000
Oradayken ifşa olmuş gibi hissediyorsunuz.
08:07
There is a smallküçük personkişi right down there on the groundzemin.
127
469000
3000
Yerde de, ağacın dibinde ufacık görünen biri var.
08:10
You feel like you're climbingTırmanmak a wallduvar of woodahşap.
128
472000
2000
Aynı zamanda tahtadan bir duvara tırmanıyormuş gibi hissediyorsunuz.
08:12
But then you entergirmek the RedwoodRedwood canopygölgelik,
129
474000
2000
Ama hemen sonra, tepelerde bir yerde, Sekoyanın örtüsünün içine dalıyorsunuz;
08:14
and it's like cominggelecek throughvasitasiyla a layertabaka of cloudsbulutlar.
130
476000
3000
tıpkı bulut katmanlarının arasından çıkmış gibi...
08:17
And all of a suddenani, you losekaybetmek sightgörme of the groundzemin,
131
479000
3000
Bir anda artık tabanı göremediğinizi farkediyorsunuz.
08:20
and you alsoAyrıca losekaybetmek sightgörme of the skygökyüzü,
132
482000
2000
Aynı şekilde gökyüzünü de...
08:22
and you're in a three-dimensional3 boyutlu labyrinthLabirent in the airhava
133
484000
3000
Havada asılı üç boyutlu bir labirentin içindeymiş gibi,
08:25
filleddolu with hangingasılı gardensbahçeleri of fernseğrelti otları growingbüyüyen out of soiltoprak,
134
487000
3000
topraktan doğan ve gökyüzünde asılı bir eğreltiotu bahçesine,
08:28
whichhangi is populatednüfuslu with all kindsçeşit of smallküçük organismsorganizmalar.
135
490000
4000
her türlü ufak canlının arasına giriyorsunuz.
08:32
There are epiphytesepiphytes, plantsbitkiler that growbüyümek on treesağaçlar.
136
494000
3000
Burada, ağaç tepelerinde yeşeren "epifit"ler var.
08:35
These are huckleberryHuckleberry bushesçalılık.
137
497000
2000
Bunlar da yaban mersini çalılıkları.
08:37
ManyBirçok speciesTürler of mossesyosunlar, and then all sortssıralar of lichenslikenler just plasteringSıvama the treeağaç.
138
499000
6000
Burada, ağaçları saran bir sürü yosun türüne ve her türlü likene de rastlayabilirsiniz.
08:43
When you get nearyakın the topüst of the treeağaç, you feel like you can't falldüşmek --
139
505000
3000
Ağacın en tepesine yaklaştığınızda artık düşemeyeceğinizi hissediyorsunuz;
08:46
in factgerçek, it's difficultzor to movehareket.
140
508000
2000
hareket etmek oldukça zorlaşıyor.
08:48
You're wormingKurt your way throughvasitasiyla branchesdalları whichhangi are crowdedkalabalık
141
510000
3000
Dalların arasından bir solucan gibi kendinize yol açmaya çalışıyorsunuz
08:51
with livingyaşam things that don't occurmeydana nearyakın the groundzemin.
142
513000
3000
ve karada görmediğiniz canlıların arasında geziniyorsunuz.
08:54
It's like scubatüplü divingDalış into a coralmercan reefresif,
143
516000
2000
Bu, mercan resifine dalmak gibi birşey.
08:56
exceptdışında you're going upwardyukarı doğru insteadyerine of downwardaşağı doğru.
144
518000
2000
Tek farkı, aşağı değil, yukarı doğru ilerlemeniz.
08:58
And then the treesağaçlar tendeğiliminde to flareişaret fişeği out into platform-likePlatform gibi areasalanlar at the topüst.
145
520000
4000
Çok geçmeden, ağaçların bir düzlük üzerinde gittikçe genişleyerek uzandığını görüyorsunuz.
09:02
Maria'sMaria'nın sittingoturma on one of them.
146
524000
2000
Maria da fotoğrafta bu ağaçların birinde oturuyor.
09:04
These limbsbacaklarda could be fivebeş to sixaltı hundredyüz yearsyıl oldeski.
147
526000
2000
Bu dalların, 500-600 yaşında olduğu düşünülüyor.
09:06
RedwoodsServi ağaçlarının growbüyümek very slowlyyavaşça in theironların topsEn fazla.
148
528000
3000
Sekoyalar üstten çok yavaş büyürler.
09:09
They alsoAyrıca have a featureözellik: thicketsçalılıkları of huckleberryHuckleberry bushesçalılık
149
531000
3000
Bir özellikleri daha vardır: tepelerinde yetişen
09:12
that growbüyümek out of the topsEn fazla of RedwoodRedwood treesağaçlar
150
534000
2000
yaban mersini çalılıklarına da ev sahipliği yaparlar.
09:14
that are technicallyteknik olarak knownbilinen as huckleberryHuckleberry afrosafros,
151
536000
3000
Bunlara "yaban mersini 'afro'su" da denir.
09:17
and you can sitoturmak there and snackAperatif on the berriesçilek while you're restingdayanma.
152
539000
4000
Üzerlerine rahatlıkla oturabilir ve dinlenirken bir miktar yaban mersini atıştırabilirsiniz.
09:21
RedwoodsServi ağaçlarının have an enormousmuazzam surfaceyüzey areaalan that extendsuzanır upwardyukarı doğru into spaceuzay
153
543000
5000
Sekoyaların, yukarı doğru genişleyen kocaman yüzey alanları vardır.
09:26
because they have a propensityeğilimi to do something calleddenilen reiterationtekrarlama.
154
548000
4000
Çünkü her seferinde kendilerini yinelerler.
09:30
A RedwoodRedwood is a fractalfraktal. And as they put out limbsbacaklarda,
155
552000
4000
Sekoyanın fraktal bir yapısı vardır ve çıkan her dal
09:34
the limbsbacaklarda burstpatlamak into smallküçük treesağaçlar, copieskopyalar of the RedwoodRedwood.
156
556000
5000
ufak ağaçlara dönüşür, Sekoya'nın kopyaları olurlar.
09:39
Now, here we see a reiterationtekrarlama in ChronosChronos, one of the olderdaha eski RedwoodsServi ağaçlarının.
157
561000
4000
Burada, eski Sekoyalardan biri olan Chronos'taki yinelenmeyi görüyoruz.
09:43
This reiterationtekrarlama is a hugeKocaman flyinguçan buttresspayandanın
158
565000
4000
Fotoğraftaki yineleme, ağacın gövdesinden çıkan
09:47
that comesgeliyor out the treeağaç itselfkendisi.
159
569000
2000
bir tür dev uçan payanda.
09:49
This buttresspayandanın is lessaz than halfwayyarım up the treeağaç.
160
571000
3000
Bu payanda, ağacın ortasına yakın bir yerde oluşup
09:52
And then it burstspatlamaları into a forestorman of RedwoodsServi ağaçlarının.
161
574000
3000
sonrasında başlı başına bir Sekoya ormanına dönüşüyor.
09:55
This particularbelirli extraekstra trunkgövde is a metermetre acrosskarşısında at the basebaz
162
577000
5000
Gördüğünüz ek gövdenin taban genişliği bir metre
10:00
and extendsuzanır upwardyukarı doğru for 150 feetayaklar.
163
582000
2000
ve yukarı doğru 45 metre kadar genişliyor.
10:02
It's as bigbüyük as any of the biggesten büyük treesağaçlar eastDoğu of the MississippiMississippi RiverNehir,
164
584000
4000
Mississippi Nehri'nin doğusundaki en büyük ağaçlar kadar büyük neredeyse.
10:06
and yethenüz it's only a minorküçük featureözellik on ChronosChronos.
165
588000
3000
Ama Chronos'un yalnızca ufak bir parçası.
10:09
This three-dimensional3 boyutlu mapharita of the crowntaç structureyapı of a RedwoodRedwood namedadlı IluvatarIluvatar,
166
591000
6000
Bu gördüğünüz ise, Iluvatar adındaki Sekoyanın tepe yapısını gösteren üç boyutlu bir harita.
10:15
madeyapılmış by SteveSteve SillettSillett, MarieMarie AntoineAntoine and theironların colleaguesmeslektaşlar, givesverir you an ideaFikir.
167
597000
4000
Haritayı Steve Sillett, Marie Antoine ve çalışma arkadaşları hazırladı.
10:19
What you're seeinggörme here is a hierarchicalhiyerarşik schematicşematik developmentgelişme
168
601000
4000
Haritada, ağacın gövdeleri arasında hiyerarşik ve sistematik bir gelişim görüyoruz.
10:23
of the trunksMayo of this treeağaç as it has elaboratedözenli itselfkendisi over time into sixaltı layerskatmanlar of fractalfraktal,
169
605000
6000
Çünkü ağaç, zaman içinde kendini, altı katmanlı fraktal bir yapıya dönüştürmüş.
10:29
of trunksMayo springingsıçrama from trunksMayo springingsıçrama from trunksMayo.
170
611000
5000
Yani gövdenin gövdesinden yine, yeni yeni yinelenen gövdeler türemiş.
10:34
I askeddiye sordu SteveSteve to put a humaninsan beingolmak in this to give a senseduyu of scaleölçek.
171
616000
4000
Ölçek hakkında fikir verebilmesi için Steve'den haritaya bir insan yerleştirmesini rica ettim.
10:39
There's the personkişi, right there. The personkişi is wavingsallama to us.
172
621000
5000
Tam da sağ tarafta bize el sallayan bir kişi var.
10:44
I've wanted to asksormak CraigCraig VenterVenter if it would be possiblemümkün to inserteklemek
173
626000
6000
Craig Venter'a hep sormak istemişimdir: Bir insanın vücuduna
10:50
a syntheticsentetik chromosomekromozom into a humaninsan
174
632000
2000
sentetik bir kromozom yerleştirip
10:52
so that we could reiterateyinelemek ourselveskendimizi if we wanted to.
175
634000
4000
istediğimiz zaman kendimizi yinelememiz mümkün olur mu diye.
10:56
And if we were ableyapabilmek to reiterateyinelemek, then the fingersparmaklar of our handel
176
638000
3000
Eğer kendimizi yineleyebilseydik, elimizdeki parmaklar
10:59
would be people who lookedbaktı like us,
177
641000
4000
bize benzeyen insanlar olurdu.
11:03
and they would have people on theironların handseller and so on.
178
645000
3000
Onların ellerinde de, yine onlara benzeyen insanlar olur, bu böyle devam edip giderdi.
11:06
And if we had Redwood-likeRedwood benzeri biologyBiyoloji,
179
648000
2000
Biyolojimiz Sekoyalarınkine benzeseydi,
11:08
we would have sixaltı layerskatmanlar of people on our handseller, as it were.
180
650000
4000
ellerimizde altı katmanlı insanlar olurdu.
11:12
And it would be a lovelygüzel thing to be ableyapabilmek to wavedalga to someonebirisi
181
654000
2000
O haldeyken birine el sallamak harika olurdu
11:14
and have all our reiterationsreiterations wavedalga at the sameaynı time.
182
656000
4000
ve tüm kopyalarımızın da aynı anda el sallaması...
11:18
(LaughterKahkaha)
183
660000
2000
(Kahkaha)
11:20
To reiterateyinelemek the pointpuan, let's go closeryakın into IluvatarIluvatar.
184
662000
6000
Konuyu pekiştirmek için Iluvatar'a biraz daha yaklaşalım.
11:26
We're looking at that yellowSarı boxkutu.
185
668000
3000
Şimdi sarı kutunun olduğu yeri inceleyeceğiz.
11:29
And this hallucinatorysanrısal drawingçizim showsgösterileri you --
186
671000
2000
Bu halüsinatif çizimde gördüğünüz her şey
11:31
everything you see in this drawingçizim is IluvatarIluvatar.
187
673000
4000
Iluvatar'ın ta kendisi.
11:35
These are millennialbin yıllık structuresyapıları -- portionsbölümleri of the treeağaç
188
677000
3000
Bunlar bin yıllık yapılar; yani bin yıldan daha yaşlı olduğunu
11:38
that are believedinanılır to be more than 1,000 yearsyıl oldeski.
189
680000
2000
düşündüğümüz ağaç parçaları.
11:40
There are fourdört humansinsanlar in this shotatış -- one, two, threeüç, fourdört.
190
682000
8000
Bu karede dört tane insan var: bir, iki, üç ve dört.
11:48
And there's alsoAyrıca something that I want to showgöstermek you.
191
690000
3000
Size göstermek istediğim başka birşey daha var.
11:51
This is a flyinguçan buttresspayandanın.
192
693000
3000
Bu bir uçan payanda.
11:54
RedwoodsServi ağaçlarının growbüyümek back into themselveskendilerini as they expandgenişletmek into spaceuzay,
193
696000
4000
Sekoyalar gökyüzüne doğru genişledikçe kendilerine doğru tekrar büyürler.
11:58
and this flyinguçan buttresspayandanın is a limbuzuv shotatış out of that smallküçük trunkgövde,
194
700000
3000
Bu uçan payanda da, o küçük gövdeden çıkıp
12:01
going back into the mainana trunkgövde and fusingeritme with it.
195
703000
3000
ana gövdeye doğru büyüyen ve yine onunla birleşen bir dal haline gelmiş.
12:04
FlyingUçan buttressespayandaların, just as in a cathedralKatedrali, help strengthengüçlendirmek the crowntaç of the treeağaç
196
706000
4000
Uçan payandalar, tıpkı katedrallerdeki gibi, ağacın tepesini güçlendirmeye yarar.
12:08
and help the treeağaç existvar olmak longeruzun throughvasitasiyla time.
197
710000
4000
ve o bireyin daha uzun yaşamasını sağlarlar.
12:12
The scientistsBilim adamları are doing all kindsçeşit of experimentsdeneyler in these treesağaçlar.
198
714000
4000
Bilim insanları bu ağaçlarda türlü deneyler yapıyorlar.
12:16
They'veOnlar ettik wiredtelli them like patientshastalar in an ICUYOĞUN BAKIM.
199
718000
3000
Yoğun bakımdaki hastalar gibi onları tellerle çevreliyorlar.
12:19
They're findingbulgu out that RedwoodsServi ağaçlarının can movehareket moistureNem out of the airhava
200
721000
3000
Sekoyaların, havadaki nem oranını içlerine çekip
12:22
and down into theironların trunksMayo,
201
724000
2000
gövdelerine aktardıklarını keşfediyorlar;
12:24
possiblybelki all the way into theironların rootkök systemssistemler.
202
726000
2000
muhtemelen ta köklerine inecek kadar...
12:26
They alsoAyrıca have the abilitykabiliyet to put rootskökleri anywhereherhangi bir yer in the treeağaç itselfkendisi.
203
728000
4000
Aynı zamanda bu ağaçların, gövdesinin herhangi bir yerinde kök bırakma özelliği de var.
12:30
If a portionkısım of a RedwoodRedwood is rottingçürüyen,
204
732000
2000
Sekoyanın bir parçası çürümeye yüz tuttuğunda,
12:32
the RedwoodRedwood will sendgöndermek rootskökleri into its ownkendi formform
205
734000
3000
Sekoya, kendi gövdesine kökler yollar ve
12:35
and drawçekmek nutrientsbesinler out of itselfkendisi as it fallsdüşme apartayrı.
206
737000
4000
dağılma aşamasındayken, besleyici maddeleri kendine çekerek yaymaya başlar.
12:39
If we had Redwood-likeRedwood benzeri biologyBiyoloji, if we got a touchdokunma of gangreneGangren in our armkol
207
741000
4000
Sekoya gibi bir biyolojimiz olsaydı ve kolumuzda bir kangren başlangıcı olsaydı,
12:43
then we could just, you know,
208
745000
2000
besin maddelerini ve nemi emer,
12:45
extractözüt the nutrientsbesinler extractözüt the nutrientsbesinler and the moistureNem out of it untila kadar it felldüştü off.
209
747000
4000
sonunda o bölgenin düşmesine izin verirdik.
12:50
CanopyGölgelik soiltoprak can occurmeydana up to a metermetre deepderin,
210
752000
3000
Gövdenin yükseldiği toprağın derinliği bir metreye ulaşabilir;
12:53
hundredsyüzlerce of feetayaklar aboveyukarıdaki the groundzemin, and there are organismsorganizmalar in this soiltoprak
211
755000
4000
yerin onlarca metre üstünde... Aynı toprağın içinde, bugüne kadar isimlendirilmemiş
12:57
that have, as yethenüz, no namesisimler.
212
759000
2000
çeşitli organizmalar da vardır.
12:59
This is an unnamedİsimsiz speciesTürler of copepodcopepod. A copepodcopepod is a crustaceanEklem bacaklılar.
213
761000
5000
Bu, isimlendirilmemiş bir "copepod". Copepod, kabuklu bir hayvandır
13:04
These copepodskopepodların are a majormajör constituentkurucu of the oceansokyanuslar,
214
766000
5000
ve okyanusların önemli bir parçasıdır.
13:09
and they are a majormajör partBölüm of the dietdiyet of grazingotlatma baleenBale whalesbalinalar.
215
771000
4000
Özellikle de çubuklu balinaların en önemli besin maddelerinden biridir.
13:13
What they're doing in the RedwoodRedwood forestorman canopygölgelik soiltoprak
216
775000
4000
Sekoya ormanlarınının içinde,
13:17
hundredsyüzlerce of feetayaklar aboveyukarıdaki the oceanokyanus, or how they got there,
217
779000
3000
okyanustan yüzlerce metre yüksekte ne aradıkları, buraya nasıl geldikleri
13:20
is completelytamamen unknownBilinmeyen.
218
782000
2000
bizim için hala tam bir muamma.
13:22
There are some interestingilginç theoriesteoriler
219
784000
2000
Bununla ilgili çok ilginç teoriler var.
13:24
that, if I had time, I would tell you about.
220
786000
2000
Zamanım olsaydı size bunları anlatmak isterdim.
13:26
But as you go and you look closeryakın at a treeağaç,
221
788000
2000
Ancak biraz daha yaklaşıp ağaca yakından baktığınızda,
13:28
what you see is, you see increasingartan complexitykarmaşa.
222
790000
3000
gördüğünüz en önemli şey, gittikçe karmaşıklaşan bir yapı.
13:31
We're looking at the very topüst of GayaGaya, whichhangi is thought to be the oldesten eski RedwoodRedwood.
223
793000
4000
Şu anda en yaşlı Sekoyalardan biri olan Gaya'nın en tepesini görüyoruz.
13:35
GayaGaya mayMayıs ayı be 3,000 to 5,000 yearsyıl oldeski,
224
797000
5000
Gaya'nın 3 bin ila 5 bin yaşlarında olduğunu düşünüyoruz.
13:40
no one really knowsbilir, but its topüst has brokenkırık off
225
802000
3000
Tam olarak söyleyemiyoruz ama tepesi gövdeden kopmuş ve
13:43
and it's been rottingçürüyen back now.
226
805000
2000
çürümeye yüz tutmuş durumda.
13:45
This little JapaneseJaponca garden-likeBahçe gibi creationoluşturma probablymuhtemelen tookaldı 700 yearsyıl
227
807000
6000
Japon bahçelerinden çıkmış gibi görünen bu ufak canlının oluşması
13:51
to formform in its complexitykarmaşa that we see right now.
228
813000
4000
ve bugün gördüğümüz formu alması, yaklaşık 700 yıl almış olmalı.
13:55
As you look at a treeağaç, it takes a magnifyingbüyüteç glassbardak to see a giantdev treeağaç.
229
817000
5000
Bir ağaca baktığınızda, onu dev bir bütün olarak görebilmek için bir büyüteç lazım.
14:00
I have to showgöstermek you something unfortunatelyne yazık ki very sadüzgün
230
822000
3000
Konuşmamın sonuna yaklaşırken, size oldukça üzücü olan
14:03
at the conclusionSonuç of this talk.
231
825000
2000
başka birşey daha göstermeliyim.
14:05
The EasternDoğu HemlockBaldıran otu treeağaç has oftensık sık been describedtarif edilen as the RedwoodRedwood of the EastDoğu.
232
827000
4000
Kuzeydoğu Amerika ladini, çoğu zaman doğunun Sekoyası olarak tanımlanır.
14:09
And we're movinghareketli in a fulltam circledaire now.
233
831000
2000
Şimdi neredeyse tam bir daire çiziyoruz.
14:11
In the 1950s, a smallküçük organismorganizma appearedortaya çıktı in RichmondRichmond, VirginiaVirginia,
234
833000
5000
1950'lerde Richmond, Virginia'da ufak bir organizma ortaya çıkarıldı
14:16
calleddenilen the HemlockBaldıran otu woollyyünlü adelgidadelgid.
235
838000
2000
ve buna "Hemlock wooly adelgid" adı verildi.
14:18
It madeyapılmış a trans-speciesTrans-türler jumpatlama out of some other organismorganizma in AsiaAsya,
236
840000
4000
Asya'daki başka bir organizmadan türler arası bir sıçrama yaparak,
14:22
where it was livingyaşam on HemlockBaldıran otu treesağaçlar in AsiaAsya.
237
844000
3000
Asya'daki ladin ağaçlarında yaşamaya başladı.
14:25
When it movedtaşındı into its newyeni hostevsahibi, the EasternDoğu HemlockBaldıran otu treeağaç,
238
847000
4000
Kuzeydoğu Amerika ladinini yeni evi olarak seçtiğinde,
14:29
it escapedkaçtı its predatorsyırtıcı, and the newyeni treeağaç had no resistancedirenç to it.
239
851000
4000
doğal düşmanlarından uzaklaşmış oldu ve yeni ağaç da ona daha fazla direnemedi.
14:33
The EasternDoğu HemlockBaldıran otu forestorman is beingolmak considereddüşünülen in some waysyolları
240
855000
4000
Kuzeydoğu Amerika ladinlerinin, bir anlamda,
14:37
the last fragmentsfragmanları of primevalilkel rainforestyağmur ormanı eastDoğu of the MississippiMississippi RiverNehir.
241
859000
5000
Mississippi Nehri'nin doğusunda kalan kadim yağmur ormanlarının son parçaları olduğu düşünülüyor.
14:42
I hadn'tolmasaydı even knownbilinen that there were rainforestsyağmur ormanları in the eastDoğu,
242
864000
3000
Daha önce doğuda yağmur ormanları olduğunu bile bilmiyordum.
14:45
but in Great SmokyDumanlı MountainsDağlar NationalUlusal ParkPark
243
867000
3000
Ancak Great Smoky Dağları Ulusal Parkı
14:48
it can rainyağmur up to 100 inchesinç of rainyağmur a yearyıl.
244
870000
4000
yılda 2.5 metre yağmur alan bir bölge.
14:53
And in the last two to threeüç summersYazları, these invasiveinvaziv organismsorganizmalar,
245
875000
7000
Son iki-üç yazdır bu istilacı organizmalar,
15:00
this kindtür of EbolaEbola of the treesağaçlar, as it were,
246
882000
3000
ağaçlardaki bir tür Ebola virüsü gibi,
15:03
has sweptsüpürüldü throughvasitasiyla the primevalilkel HemlockBaldıran otu forestorman of the eastDoğu,
247
885000
4000
doğunun ladin ormanlarına hızla yayıldı ve
15:07
and has absolutelykesinlikle wipedyok it out. I climbedtırmandı there this pastgeçmiş summeryaz.
248
889000
5000
bu ormanları tamamen ortadan kaldırdı. Geçtiğimiz yaz orada bir tırmanış yapmıştım.
15:12
This is Great SmokyDumanlı MountainsDağlar NationalUlusal ParkPark,
249
894000
2000
İşte burası, Great Smoky Dağları Ulusal Parkı
15:14
and the HemlocksHemlocks are deadölü as faruzak as the eyegöz can see.
250
896000
5000
ve gördüğümüz ladinler de ölmüş durumda.
15:19
And what we're seeinggörme is not just the potentialpotansiyel deathölüm
251
901000
3000
Bu, yalnızca Kuzeydoğu Amerikan ladin türlerinin
15:22
of the EasternDoğu HemlockBaldıran otu speciesTürler --
252
904000
3000
potansiyel ölümü değil;
15:25
that is to say, its extinctionsönme from naturedoğa duenedeniyle to this invadingistila parasiteparazit --
253
907000
4000
yani, bu istilacı parazit yüzünden bu ormanların yeryüzünden silinmesi değil,
15:29
but we're alsoAyrıca seeinggörme the deathölüm of an incrediblyinanılmaz complexkarmaşık ecosystemekosistem
254
911000
5000
aynı zamanda çok karmaşık bir ekosistemin de ölümü demek.
15:34
for whichhangi these treesağaçlar are merelysadece the substrateAlt tabaka
255
916000
3000
Oysa bu türler, havada asılı duran gökyüzü labirentinin
15:37
for the aerialHava labyrinthLabirent of the skygökyüzü that existsvar in theironların crownskron.
256
919000
6000
alt tabakasını oluşturan en önemli yapı taşları.
15:43
It's absolutelykesinlikle heartbreakingyürek to see.
257
925000
3000
Yok olduklarına şahit olmak gerçekten çok üzücü.
15:46
One of the things that is just -- I almostneredeyse can't conceivegebe it --
258
928000
4000
Bir türlü anlayamadığım şeylerden biri de,
15:50
is the ideaFikir that the nationalUlusal newshaber mediamedya hasn'tdeğil sahiptir pickedseçilmiş this up at all,
259
932000
4000
ulusal haber kanallarının bu konuda hiçbir yayın yapmıyor olması.
15:54
and this is the devastationyıkım of one of the mostçoğu importantönemli ecosystemsekosistemler in NorthKuzey AmericaAmerika.
260
936000
5000
Çünkü Kuzey Amerika'nın en önemli ekosistemlerinden biri çökmek üzere.
16:02
What can the RedwoodsServi ağaçlarının tell us about ourselveskendimizi?
261
944000
3000
Peki, Sekoyalar bize kendimizle ilgili ne anlatabilir?
16:05
Well, I think they can tell us something about humaninsan time.
262
947000
3000
Sanıyorum bize, yaşadığımız insan zamanı hakkında birşeyler söyleyebilirler.
16:08
The flickeringtitreşen, transitorygeçici qualitykalite of humaninsan time
263
950000
5000
Bana, yeniden insan zamanının eğretiliğini, faniliğini,
16:13
and the brevitykısalık of humaninsan life -- the necessityzorunluluk to love.
264
955000
5000
insan yaşamının kısalığını ve sevmenin gerekliliğini hatırlattılar.
16:18
But we're differentfarklı from treesağaçlar, and they can alsoAyrıca teachöğretmek us
265
960000
2000
Ama biz ağaçlardan çok farklıyız ve bu nedenle
16:20
something about ourselveskendimizi in the differencesfarklar that we have.
266
962000
3000
kendi türümüz arasındaki farklara dair daha fazla bilgi sunabilirler.
16:23
We are humaninsan, and we have the capacitykapasite to love,
267
965000
3000
Biz insanız ve sevme,
16:26
we have the capacitykapasite to wondermerak etmek, and we have a sortçeşit of
268
968000
4000
şaşırma kapasitemiz ve bir çeşit
16:30
boundlesssınırsız curiositymerak, a restlesshuzursuz inquisitivenessmeraklılık
269
972000
5000
sınırsız merakımız ve uslanmaz bir sorgulama özelliğimiz var.
16:35
that so suitstakım elbise us as primatesprimatlar, I think.
270
977000
3000
Primatlar olarak bize en uygun özellikler bunlar bence.
16:38
And at leasten az for me, personallyŞahsen, the treesağaçlar have taughtöğretilen me
271
980000
4000
Ağaçlar, şahsen bana,
16:42
an entirelyBaştan sona newyeni way of lovingseven my childrençocuklar.
272
984000
3000
çocuklarımı çok daha farklı bir şekilde sevmeyi öğretti.
16:45
ExploringKeşfetmek with them the forestorman canopygölgelik
273
987000
2000
Onlarla birlikte ağaç tepelerini keşfe çıkmak,
16:47
has been one of the mostçoğu lovelygüzel things of my existencevaroluş on EarthDünya.
274
989000
4000
yeryüzündeki varoluşumun en keyifli anlarını yaşattı.
16:51
And I think that one of the happiesten mutlu things is the senseduyu that
275
993000
5000
Aynı zamanda beni en mutlu eden şey de,
16:56
with my childrençocuklar I've been ableyapabilmek to introducetakdim etmek them
276
998000
3000
bu ağaçlara tırmanacak kadar şanslı,
16:59
into the very smallküçük circledaire of humansinsanlar who are luckyşanslı enoughyeterli,
277
1001000
4000
ya da enayi olan az sayıda insanla
17:03
or possiblybelki stupidaptal enoughyeterli, to still climbtırmanış treesağaçlar.
278
1005000
4000
çocuklarımı tanıştırabilmiş olmak.
17:07
Thank you very much.
279
1009000
2000
Çok teşekkür ederim.
17:09
(ApplauseAlkış)
280
1011000
11000
(Alkış)
17:20
ChrisChris AndersonAnderson: I think at a previousönceki TEDTED,
281
1022000
3000
Chris Anderson: Daha önceki bir TED konuşmasında,
17:23
I think it was NathanNathan MyhrvoldMyhrvold who told me that it was thought that
282
1025000
4000
sanıyorum Nathan Myhrvold bana şöyle demişti:
17:27
because these treesağaçlar are like, 2,000 yearsyıl and olderdaha eski,
283
1029000
3000
Bu ağaçlar 2 bin yaşından daha fazla oldukları için,
17:30
on manyçok of them there are ecosystemsekosistemler where there are speciesTürler
284
1032000
3000
birçoğunun üzerinde öylesine farklı ekosistemler var ki,
17:33
that are not foundbulunan anywhereherhangi bir yer on the EarthDünya
285
1035000
2000
yeryüzünde görülmeyen birçok değişik türü barındırıyorlar.
17:35
exceptdışında on that one treeağaç. Is that correctdoğru?
286
1037000
3000
O tek ağaç dışında... Bu doğru mu?
17:38
RichardRichard PrestonPreston: Yes, that is correctdoğru. I mentionedadı geçen HyperionHyperion, the world'sDünyanın en tallesten yüksek treeağaç.
287
1040000
5000
Richard Preston: Evet, doğru. Dünyanın en uzun ağacı olan Hyperion'dan bahsettim.
17:43
And I was a memberüye of a climbingTırmanmak teamtakım that madeyapılmış the first climbtırmanış of it, in 2006.
288
1045000
5000
2006 yılında bu ağaca ilk kez tırmanan ekibin içinde yer almıştım.
17:48
And while we were climbingTırmanmak HyperionHyperion, MarieMarie AntoineAntoine spottedBenekli
289
1050000
4000
Hyperion'a tırmanırken, ağacı yarıladığımızda, Marie Antoine,
17:52
an unknownBilinmeyen speciesTürler of golden-brownaltın-kahverengi antkarınca about halfwayyarım up the trunkgövde.
290
1054000
6000
daha önce hiç bilinmeyen kızıl kahverengi bir karınca türü gördü.
17:58
AntsKarıncalar are not knownbilinen to occurmeydana in RedwoodRedwood treesağaçlar, curiouslymerakla enoughyeterli,
291
1060000
3000
Şaşırtıcı bir biçimde Sekoyaların üzerinde karıncaların yaşamadığı bilinir.
18:01
and we wonderedmerak whetherolup olmadığını this antkarınca, this speciesTürler of antkarınca,
292
1063000
3000
Bu nedenle biz de, bu karınca türünün
18:04
was only endemicendemik to that one treeağaç, or possiblybelki to that groveGrove.
293
1066000
4000
yalnızca o tek ağaca ya da koruluğa özgü endemik bir tür olup olmadığını düşündük.
18:08
And in subsequentSonraki climbstırmanıyor they could never find that antkarınca again,
294
1070000
3000
Sonrasında yaptığımız tırmanışlarda o karıncayı bir daha göremedik;
18:11
and so no specimensnumuneler have ever been collectedtoplanmış.
295
1073000
2000
örnek bile toplayamadık.
18:13
We don't know what it is -- we just know it's there.
296
1075000
4000
Hala ne olduğunu bilmiyoruz ama oralarda bir yerde olduğunu biliyoruz.
18:17
CACA: So, you have to wondermerak etmek when, you know,
297
1079000
2000
CA: Bu durumda şunu merak etmeden de yapamıyoruz:
18:19
if some other speciesTürler than us was recordingkayıt the storieshikayeleri that matteredönemi yoktu on EarthDünya,
298
1081000
6000
Bizden başka türler, Dünya için önem taşıyan öyküleri kayda geçirseydi,
18:25
you know, our storieshikayeleri are about IraqIrak and warsavaş and politicssiyaset and celebrityşöhret gossipdedikodu.
299
1087000
6000
öykülerimiz, Irak'tan, savaştan, politikadan ve magazinden ibaret olurdu.
18:31
You've just told us a differentfarklı storyÖykü of this tragictrajik armssilâh raceyarış that's happeningolay,
300
1093000
4000
Sen bize, bu trajik silahlanma yarışında bambaşka bir öykü anlattın.
18:35
and maybe wholebütün ecosystemsekosistemler gonegitmiş foreversonsuza dek.
301
1097000
3000
Belki de tüm ekosistemin ortadan kalkacağı gerçeğini aktardın.
18:38
It's an amazingşaşırtıcı senseduyu of wondermerak etmek you've givenverilmiş me,
302
1100000
2000
Bu konuda bende çok büyük bir merak uyandırdın
18:40
and a senseduyu of just how fragilekırılgan this wholebütün thing is.
303
1102000
3000
ve tüm bu düzenin aslında ne kadar da hassas olduğunu hatırlattın.
18:43
RPRP: It is fragilekırılgan, and you know, I think about emerginggelişmekte olan humaninsan diseaseshastalıklar --
304
1105000
4000
RP: Gerçekten de hassas. Hele ki, insanlarda ortaya çıkan yeni hastalıkları ve
18:47
parasitesparazitler that movehareket into the humaninsan speciesTürler.
305
1109000
3000
insana geçen parazitleri de düşünürsek...
18:50
But that's just a very smallküçük facetmodel
306
1112000
3000
Ama bu, çok daha büyük bir sorun olan istilacı türlerin dünya çapında yayılışının,
18:53
of a much greaterbüyük problemsorun of invasionsAkınları of speciesTürler worldwideDünya çapında,
307
1115000
4000
tüm ekosistemleri ve Dünya'yı etkileyişinin
18:57
all throughvasitasiyla the ecosystemsekosistemler, and you know, the EarthDünya itselfkendisi --
308
1119000
2000
yalnızca çok ufak bir kesiti.
18:59
CACA: PartlyKısmen causedneden oldu by us, inadvertentlyyanlışlıkla.
309
1121000
3000
CA: Bir ölçüde, farkında olmasak da bunun sorumlusu bizleriz.
19:02
RPRP: CausedNeden by humansinsanlar. CausedNeden by the movementhareket of humansinsanlar.
310
1124000
3000
RP: Asıl sorumlu insan ve insanın faaliyetleri.
19:05
You can think of the Earth'sDünya'nın biospherebiyosfer as a palaceSarayı,
311
1127000
5000
Biyosferi, dünyanın sarayı olarak düşünebiliriz.
19:10
and the continentskıtalar are roomsOdalar in the palaceSarayı,
312
1132000
3000
Kıtalar da bu sarayın içindeki odalar.
19:13
and the islandsadaları are smallküçük roomsOdalar.
313
1135000
2000
Adalar ise, küçük odacıklar.
19:15
But latelyson zamanlarda, the doorskapılar of the palaceSarayı have been flungfırlattı openaçık,
314
1137000
4000
Ancak son zamanlarda sarayın kapıları sonuna kadar açıldı
19:19
and the wallsduvarlar are cominggelecek down.
315
1141000
3000
ve duvarlar da tek tek çökmeye başladı.
19:22
CACA: RichardRichard PrestonPreston, thank you very much, I think.
316
1144000
2000
CA: Richard Preston, çok teşekkür ederiz.
19:24
RPRP: Thank you.
317
1146000
2000
RP: Ben teşekkür ederim.
Translated by Öykü Yağcı
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Richard Preston - Writer
Richard Preston wrote The Hot Zone, a classic look at the Ebola virus and the scientists who fight it. His wide-ranging curiosity about science and people has led him to cover a dizzying list of topics, with a lapidary attention to detail and an ear for the human voice.

Why you should listen

Richard Preston is one of the only humans to have climbed Hyperion, a nearly 380-foot redwood tree that is the tallest living thing on Earth. Hyperion was discovered by explorer Michael Taylor while Preston was writing his latest full-length book, The Wild Trees. 

His earlier book The Hot Zone sold millions of copies, spawned a movie, and made the Ebola virus horrifyingly familiar. The book is part of his Dark Biology trilogy, which includes the novel The Cobra Event and The Demon in the Freezer, a look at the bioterror implications of smallpox. He is a regular contributor to The New Yorker. His latest book, Panic in Level Four, is a collection of reportage on a wonderful range of topics, from mathematical geniuses to trees to one of the most shocking medical conditions you can imagine. (This is the book that was passed around the TED offices with the note, "Don't read the final chapter while eating.")

More profile about the speaker
Richard Preston | Speaker | TED.com