ABOUT THE SPEAKER
David Holt - Folk musician
Four-time Grammy Award-winning folk musician David Holt is a born troubadour. Behind his energizing musicianship (often featuring unusual instruments like "the paper bag") is a deep love of hidden Appalachian wisdom and storytelling that shines on every stage he takes.

Why you should listen

As a youngster, David Holt knew he wanted to master the banjo. His quest to that end brought him into the tucked-away communities of the remote Appalachian Mountains, where traditional folk music is still ingrained in the way of life. In his years there, he met some too-enchanting-to-be-true characters and a few local living legends (Wade Mainer, Dellie Norton) -- complete with anecdotes from older and harder times. He also picked up some unusual musical skills beyond the banjo: he's now a virtuoso of the mouth bow, the bottleneck slide guitar and the paper bag.

Holt has won four Grammys and has starred in several radio and television programs, such as Folkways, which visits regional craftsmen and musicians. (He also performed in the 2000 film, O Brother, Where Art Thou?.) He currently tours the country doing solo performances, and accompanied by his band The Lightning Bolts.

More profile about the speaker
David Holt | Speaker | TED.com
TED2004

David Holt: The joyful tradition of mountain music

David Holt dağ müziği çalıyor

Filmed:
603,049 views

Folk müzisyeni ve hikaye anlatıcısı David Holt, hem banjo çalıyor hem de Appalachian Dağları'nın fotoğraflarını ve kadim bilgeliğini bizlerle paylaşıyor. Kendisi ayrıca "ağız yayı" ve "thunderwear" adını verdiği şaşırtıcı bir elektro-davul seti gibi sıradışı müzik aletlerini de tanıtıyor.
- Folk musician
Four-time Grammy Award-winning folk musician David Holt is a born troubadour. Behind his energizing musicianship (often featuring unusual instruments like "the paper bag") is a deep love of hidden Appalachian wisdom and storytelling that shines on every stage he takes. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:19
This is AuntTeyze ZipZIP from SodomSodom, NorthKuzey CarolinaCarolina.
0
1000
4000
Bu, Zip Teyze, Kuzey Carolina'nın Sodom kasabasından.
00:23
She was 105 yearsyıl oldeski when I tookaldı this pictureresim.
1
5000
2000
Kendisi ben bu resmi çektiğimde 105 yaşındaydı.
00:25
She was always sayingsöz things that madeyapılmış me stop and think, like,
2
7000
4000
Beni durup düşünmeye sevkeden şeyler söylerdi sürekli,
00:29
"Time mayMayıs ayı be a great healerşifacı, but it ain'tdeğil no beautygüzellik specialistuzman."
3
11000
4000
"Zaman iyi bir iyileştirici olabilir, ama güzellik uzmanı olmadığı aşikar" gibi.
00:33
(LaughterKahkaha)
4
15000
3000
(Gülüşmeler)
00:36
She said, "Be good to your friendsarkadaşlar.
5
18000
3000
Şöyle demişti: "Arkadaşlarına iyi davran.
00:39
Why, withoutolmadan them, you'dşimdi etsen be a totalGenel Toplam strangeryabancı."
6
21000
3000
Çünkü onlar olmadan tam bir yabancı olurdun"
00:42
(LaughterKahkaha)
7
24000
1000
(Gülüşmeler)
00:43
This is one of her songsşarkılar.
8
25000
2000
Bu onun şarkılarından biri.
00:45
Let's see if we can get into the flowakış here and all do this one togetherbirlikte.
9
27000
3000
Bakalım kendimizi kaptırıp bu şarkıyı birlikte icra edebilecek miyiz...
00:48
And I'm going to have MichaelMichael ManringManring playoyun bassbas with me.
10
30000
2000
Bas gitarda bana Michael Manring eşlik edecek.
00:50
Give him a bigbüyük oldeski handel.
11
32000
2000
Kendisine güzel bir alkış...
00:52
(ApplauseAlkış)
12
34000
3000
(Alkışlar)
00:58
One, two, threeüç, fourdört.
13
40000
2000
Bir - ki, üç, dört.
01:00
(MusicMüzik)
14
42000
14000
(Müzik)
01:14
Well, my truedoğru love'saşkın a black-eyediri daisypapatya;
15
56000
2000
Ah, benim yarim bir papatya, kara gözlü;
01:16
if I don't see her, I go crazyçılgın.
16
58000
2000
Görmezsem onu, olurum deli.
01:18
My truedoğru love liveshayatları up the rivernehir;
17
60000
2000
Suyun yukarısında yaşar benim yarim;
01:20
a fewaz more jumpsatlayışlar and I'll be with her.
18
62000
2000
İki adım atsam yanına varırım.
01:22
Hey, hey, black-eyediri SusieSusie! Hey, hey, black-eyediri SusieSusie!
19
64000
3000
Hey, hey, kara gözlü Suzi!
01:25
Hey, hey black-eyediri SusieSusie, hey.
20
67000
3000
Hey, hey, kara gözlü Suzi, hey.
01:28
Now you've got to pictureresim AuntTeyze ZipZIP at 105 yearsyıl oldeski in SodomSodom, NorthKuzey CarolinaCarolina.
21
70000
4000
Şimdi Zip Teyze'yi gözünüzde canlandırın. 105 yaşında, Kuzey Carolina'nın Sodom kasabasında.
01:32
I'd go up and learnöğrenmek these oldeski songsşarkılar from her.
22
74000
3000
Ben gidiyorum ve bu şarkıları öğreniyorum ondan...
01:35
She couldn'tcould singşarkı söyle much, couldn'tcould playoyun anymoreartık.
23
77000
2000
Pek şarkı söyleyemiyordu, alet de çalamıyordu.
01:37
And I'd pullÇek her out on the frontön porchsundurma.
24
79000
3000
Onu verandaya çıkartırdım.
01:40
Down belowaltında, there was her grandsontorunu plowingçiftçilik the tobaccoTütün fieldalan with a mulekatır.
25
82000
4000
Aşağıda torunu tütün tarlasını bir katırla sürüyor olurdu.
01:44
A doubleçift outhouseEvin dışında over here on the sideyan.
26
86000
3000
Yan tarafımızda ise bir köy helası.
01:47
And we'devlenmek singşarkı söyle this oldeski songşarkı. She didn't have a wholebütün lot of energyenerji,
27
89000
2000
Ve bu şarkıyı söylerdik biz. Pek gücü kuvveti kalmamıştı,
01:49
so I'd singşarkı söyle, "Hey, hey!" and she'do ediyorum just answerCevap back with, "Black-eyedİri SusieSusie."
28
91000
3000
"Hey, hey!" kısmını ben söylerdim o yüzden, o da yanıtlardı: "kara gözlü Suzi".
01:52
Oh, hey, hey, black-eyediri SusieSusie! Hey, hey, black-eyediri SusieSusie!
29
94000
4000
Hey, hey, kara gözlü Suzi!
01:56
Hey, hey, black-eyediri SusieSusie, hey.
30
98000
3000
Hey, hey, kara gözlü Suzi, hey.
01:59
Well, she and I wentgitti blackberryBlackBerry pickingtoplama.
31
101000
2000
Onunla ben gittik böğürtlen toplamaya.
02:01
She got maddeli; I tookaldı a lickingyalama.
32
103000
2000
Yedim tokadı, Suzi çok kızınca bana.
02:03
DucksÖrdekler on the millpondMillpond, geesekazlar in the oceanokyanus,
33
105000
2000
Değirmende ördekler, denizde kazlar,
02:05
DevilŞeytan in the prettygüzel girlkız when she takes a notionkavram.
34
107000
2000
Tepesi atmaya görsün, şu şirin kız şeytana benzer.
02:07
Hey, hey, black-eyediri SusieSusie! Hey, hey, black-eyediri SusieSusie!
35
109000
3000
Hey, hey, kara gözlü Suzi!
02:10
Hey, hey black-eyediri SusieSusie, hey.
36
112000
3000
Hey, hey, kara gözlü Suzi, hey.
02:13
Let's have the banjobanço.
37
115000
2000
Haydi bakalım banjo.
02:29
Well, we'lliyi get marriedevli nextSonraki ThanksgivingŞükran günü.
38
131000
2000
Evleniyoruz biz gelecek Şükran Günü.
02:31
I'll layyatırmak around; she'llkabuk make a livingyaşam.
39
133000
2000
Ben aylaklık edicem, Suzi getirecek eve ekmeği.
02:33
She'llO olacak cookpişirmek blackjacksBlackjack, I'll cookpişirmek gravyet suyu;
40
135000
2000
O meşe yaprağı pişirecek, sosunu da ben;
02:35
we'lliyi have chickentavuk somedaybirgün, maybe.
41
137000
2000
belki bir tavuğumuz bile olur bir gün.
02:37
Hey, hey, hey, hey. Hey, hey, black-eyediri SusieSusie, hey!
42
139000
6000
Hey, hey, hey, hey. Hey, hey, kara gözlü Suzi, hey!
02:43
One more time now.
43
145000
1000
Haydi bir daha.
02:44
Oh, hey, hey, black-eyediri SusieSusie! Hey, hey, black-eyediri SusieSusie!
44
146000
4000
Ah, hey, hey, kara gözlü Suzi!
02:48
Hey, hey, black-eyediri SusieSusie, hey.
45
150000
3000
Hey, hey, kara gözlü Suzi, hey.
03:00
(ApplauseAlkış)
46
162000
3000
(Alkışlar)
03:03
Thank you, MichaelMichael.
47
165000
2000
Teşekkürler, Michael.
03:07
This is RalphRalph StanleyStanley.
48
169000
2000
Bu Ralph Stanley.
03:09
When I was going to collegekolej at UniversityÜniversitesi of CaliforniaCalifornia
49
171000
3000
California Üniversitesi'nin Santa Barbara kampüsündeki
03:12
at SantaNoel Baba BarbaraBarbara in the CollegeÜniversite of CreativeYaratıcı StudiesÇalışmalar,
50
174000
2000
Yaratıcı Çalışmalar Bölümü'ne giderken ben (biyoloji ve
03:14
takingalma majorsana dal in biologyBiyoloji and artSanat, he camegeldi to the campuskampus.
51
176000
5000
sanat dersleri alıyordum), bir gün kampüse geldi.
03:19
This was in 1968, I guesstahmin it was.
52
181000
3000
Sanırım sene 1968'di.
03:22
And he playedOyunun his bluegrassbluegrass stylestil of musicmüzik,
53
184000
2000
Kendi stilinde Bluegrass çaldı bize,
03:24
but nearyakın the endson of the concertkonser, he playedOyunun the oldeski timingzamanlama stylestil of banjobanço pickingtoplama
54
186000
4000
ama konserin sonlarına doğru, parmaklarıyla eski usül banjo da çaldı.
03:28
that camegeldi from AfricaAfrika, alonguzun bir with the banjobanço.
55
190000
2000
Banjo'yla birlikte tâ Afrika'dan gelen usülde.
03:30
It's calleddenilen claw-hammerpençe-çekiç stylestil, that he had learnedbilgili from his motheranne and grandmotherbüyükanne.
56
192000
3000
Buna çatal-çekiç stili denir, Stanley bunu annesinden ve anneannesinden öğrenmiş.
03:33
I felldüştü in love with that.
57
195000
2000
Aşık oldum o sese.
03:35
I wentgitti up to him and said, how can I learnöğrenmek that?
58
197000
2000
Yanına gidip dedim ki: "Nasıl öğrenebilirim ben bunu?"
03:37
He said, well, you can go back to ClinchKucaklamak MountainDağ, where I'm from,
59
199000
3000
"Benim memleketimde, Clinch Dağı'nda öğrenebilirsin,
03:40
or AshevilleAsheville or MountMount AiryHavadar, NorthKuzey CarolinaCarolina --
60
202000
2000
ya da Asheville'de, yahut Kuzey Carolina'da Mount Airy'de,
03:42
some placeyer that has a lot of musicmüzik.
61
204000
2000
bu müziğin çok çalındığı bir yerlerde.
03:44
Because there's a lot of oldeski people still livingyaşam that playoyun that oldeski stylestil.
62
206000
3000
Çünkü hâlâ hayattaki bir çok ihtiyar bu eski usülde çalar."
03:47
So I wentgitti back that very summeryaz.
63
209000
3000
Hemen o yaz gittim ben de.
03:50
I just felldüştü in love with the culturekültür and the people.
64
212000
3000
Hem insanlara hem de kültüre aşık oldum.
03:53
And you know, I camegeldi back to schoolokul, I finishedbitmiş my degreesderece
65
215000
4000
Okula döndüm tabii, mezun oldum
03:57
and told my parentsebeveyn I wanted to be a banjobanço playeroyuncu.
66
219000
3000
ve anne babama banjo çalgıcısı olmak istediğimi söyledim.
04:00
You can imaginehayal etmek how excitedheyecanlı they were.
67
222000
3000
Ne kadar heyecanlandıklarını tahmin edersiniz.
04:03
So I thought I would just like to showgöstermek you some of the picturesresimler
68
225000
3000
Size bana ustalarımdan bazılarının kendi çektiğim
04:06
I've takenalınmış of some of my mentorsmentorların.
69
228000
2000
fotoğraflarını göstermek istiyorum.
04:08
Just a fewaz of them, but maybe you'llEğer olacak get just a little hintipucu of some of these folksarkadaşlar.
70
230000
5000
Sadece birkaçının gerçi, ama belki bu insanlar hakkında bir fikriniz oluşur.
04:13
And playoyun a little banjobanço. Let's do a little medleykarışık.
71
235000
4000
Ve biraz da banjo çalacağım. Kısa bir potpuri yapalım.
04:18
(MusicMüzik)
72
240000
94000
Müzik
05:53
(ApplauseAlkış)
73
335000
8000
(Alkışlar)
06:01
Those last fewaz picturesresimler were of RayRay HicksHicks, who just passedgeçti away last yearyıl.
74
343000
3000
Bu son resimler Ray Hicks'in fotoğraflarıydı, kendisi geçen yıl vefat etti.
06:04
He was one of the great AmericanAmerikan folkHalk tale-tellersmasal anlatanlar.
75
346000
4000
Büyük Amerikalı hikaye anlatıcılarından biriydi o.
06:08
The OldEski JackJack talesTales that he had learnedbilgili -- he talkedkonuştuk like this,
76
350000
3000
Öğrendiği Yaşlı Jack hikayeleri - aynı böyle konuşurdu,
06:11
you could hardlyzorlukla understandanlama him. But it was really wonderfulolağanüstü.
77
353000
3000
zar zor anlardınız. Ama olağanüstüydü.
06:14
And he livedyaşamış in that houseev that his great-grandfatherbüyük büyükbaba had builtinşa edilmiş.
78
356000
4000
Ve büyük dedesinin yaptığı evde yaşardı.
06:18
No runningkoşu waterSu, no electricityelektrik. A wonderfulolağanüstü, wonderfulolağanüstü guy.
79
360000
4000
Musluk suyu yok, elektrik yok. Harika, şahane bir adamdı.
06:22
And you can look at more picturesresimler.
80
364000
2000
Daha çok fotoğrafa da bakabilirsiniz.
06:24
I've actuallyaslında got a websiteWeb sitesi that's got a bunchDemet of photosfotoğraflar that I've donetamam
81
366000
3000
bugün size gösterme fırsatını bulamadığım
06:27
of some of the other folksarkadaşlar I didn't get a chanceşans to showgöstermek you.
82
369000
3000
başkalarının fotolarını koyduğum bir websitesi var.
06:30
This instrumentEnstrüman camegeldi up in those picturesresimler. It's calleddenilen the mouthağız bowyay.
83
372000
3000
Bu aleti o fotolarda görebilirsiniz. Ağız yayı deniyor buna.
06:33
It is definitelykesinlikle the first stringedYaylı instrumentEnstrüman ever in the worldDünya,
84
375000
3000
Kesinlikle dünya üzerindeki ilk telli müzik aleti bu,
06:36
and still playedOyunun in the SouthernGüney mountainsdağlar.
85
378000
4000
ve Güney dağlarında hâlâ çalınıyor.
06:40
Now, the oldeski timerszamanlayıcılar didn't take a fancyfantezi guitargitar stringsicim and make anything like this.
86
382000
5000
Tabii eskiler bunun gibi fiyakalı bir gitar teli kullanmıyorlardı.
06:45
They would just take a stickÇubuk and a catgutKirişe and stringsicim it up.
87
387000
5000
Sadece bir sopa olup, ona kedi bağırsağı bağlıyorlardı.
06:50
It was hardzor on the catskediler, but it madeyapılmış a great little instrumentEnstrüman.
88
392000
3000
Kediler için pek iyi değildi tabii bu, ama küçük, şahane bir alet ortaya çıkıyordu.
06:53
It soundssesleri something like this.
89
395000
2000
Sesi de aynen şöyledir.
06:55
(MusicMüzik)
90
397000
13000
(Müzik)
07:08
Well, have you heardduymuş the manyçok storieshikayeleri told by younggenç and oldeski with joysevinç
91
410000
4000
Genç yaşlı herkesin neşeyle anlattığı hikâyeleri bildin mi?
07:12
about the manyçok deedsişler of daringcesur that were donetamam by the JohnsonJohnson boysçocuklar?
92
414000
4000
Johnson biraderlerin cesaret dolu maceralarını?
07:16
You take KateKate, I'll take SalSal; we'lliyi bothher ikisi de have a JohnsonJohnson galGal.
93
418000
4000
Sen Kate'i al, ben de Sam'i; ikimize de Johnson'lardan bir kız varsın.
07:20
You take KateKate, I'll take SalSal; we'lliyi bothher ikisi de have a JohnsonJohnson galGal.
94
422000
4000
Sen Kate'i al, ben de Sam'i; ikimize de Johnson'lardan bir kız varsın.
07:38
Now, they were scoutsİzciler in the rebels'Asilerin armyordu,
95
440000
2000
Bu gençler isyan ordusunda izciydiler,
07:40
they were knownbilinen bothher ikisi de faruzak and widegeniş.
96
442000
2000
dört bir yanı sarmıştı şanları.
07:42
When the YankeesYankees saw them cominggelecek, they'dgittiklerini layyatırmak down theironların gunssilahlar and hidesaklamak.
97
444000
3000
Onları görünce, silahlarını indirip saklanırdı Yankiler.
07:45
You take KateKate, I'll take SalSal; we'lliyi bothher ikisi de have a JohnsonJohnson galGal.
98
447000
4000
Sen Kate'i al, ben de Sam'i; ikimize de Johnson'lardan bir kız varsın.
07:49
You take KateKate, I'll take SalSal; we'lliyi bothher ikisi de have a JohnsonJohnson galGal.
99
451000
4000
Sen Kate'i al, ben de Sam'i; ikimize de Johnson'lardan bir kız varsın.
07:57
Ain'tDeğil that a soundses?
100
459000
2000
Nasıl ses ama?
07:59
(ApplauseAlkış)
101
461000
5000
(Alkışlar)
08:08
Well, it was 1954, I guesstahmin it was.
102
470000
4000
Sanırım 1954 yılıydı.
08:12
We were drivingsürme in the cararaba outsidedışında of GatesvilleGatesville, TexasTexas,
103
474000
3000
Hayatımın ilk yıllarını geçirdiğim Texas, Gatesville'in
08:15
where I grewbüyüdü up in the earlyerken partBölüm of my life.
104
477000
3000
dışında arabayla yol alıyorduk.
08:18
OutsideDışarıda of GatesvilleGatesville we were cominggelecek back from the groceryBakkal storemağaza.
105
480000
2000
Kentin dışındaki bir süpermarket'ten dönüyorduk.
08:20
My momanne was drivingsürme; my brothererkek kardeş and I were in the back seatoturma yeri.
106
482000
3000
Arabayı annem kullanıyordu; erkek kardeşim ve ben arka koltuktaydık.
08:23
We were really maddeli at my momanne. We lookedbaktı out the windowpencere.
107
485000
3000
Annemize gerçekten kızgındık. Pencereden dışarı bakıyorduk.
08:26
We were surroundedçevrili by thousandsbinlerce of acresdönüm of cottonpamuk fieldsalanlar.
108
488000
3000
Binlerce dönüm pamuk tarlasıyla çevriliydik.
08:29
You see, we'devlenmek just been to the groceryBakkal storemağaza,
109
491000
2000
Anlıyorsunuz ya, daha biraz önce süpermarketteydik,
08:31
and my momanne refusedreddetti to buysatın almak us the jarkavanoz of OvaltineÜzülme
110
493000
4000
ve annemiz bize kakao almayı reddetmişti, ama o kakao
08:35
that had the couponkupon for the CaptainKaptan MidnightGece yarısı decoderkod çözücü ringhalka in it.
111
497000
4000
kavanozunda Kaptan Geceyarısı'nın şifre çözücü yüzüğü vardı.
08:39
And, buddyarkadaş, that madeyapılmış us maddeli.
112
501000
2000
Çok sinirlenmiştik doğrusu.
08:41
Well, my momanne didn't put up with much eitherya, and she was drivingsürme, and she said,
113
503000
3000
Annem de hiç müsamaha göstermedi, ve şöyle dedi bir yandan araba kullanırken:
08:44
"You boysçocuklar! You think you can have anything you want.
114
506000
3000
"Çocuklar! İstediğiniz herşeyi elde edeceğinizi sanıyorsunuz.
08:47
You don't know how hardzor it is to earnkazanmak moneypara. Your dadbaba worksEserleri so hardzor.
115
509000
3000
Ama para kazanmak ne kadar zor hiç bir fikriniz yok. Babanız çok çalışıyor.
08:50
You think moneypara growsbüyür on treesağaçlar. You've never workedişlenmiş a day in your liveshayatları.
116
512000
2000
Zannediyorsunuz ki para ağaçta yetişiyor. Bir gün bile çalışmadınız hayatınızda.
08:52
You boysçocuklar make me so maddeli. You're going to get a job this summeryaz."
117
514000
3000
Çok sinirlendiriyorsunuz beni. Bu yaz bir işe gireceksiniz."
08:55
She pulledçekti the cararaba over; she said, "Get out of the cararaba."
118
517000
4000
Kenra çekti arabayı; ve şöyle dedi,"Haydi dışarı."
08:59
My brothererkek kardeş and I steppedbasamaklı out of the cararaba.
119
521000
2000
Kardeşim ve ben arabadan aşağı indik.
09:01
We were standingayakta on the edgekenar of thousandsbinlerce of acresdönüm of cottonpamuk.
120
523000
3000
Binlerce dönüm pamuk tarlasının tam sınırında duruyorduk.
09:04
There were about a hundredyüz blacksiyah folksarkadaşlar out there pickingtoplama.
121
526000
2000
Pamuk toplayan yaklaşık yüz kadar siyah işçi vardı orada.
09:06
My momanne grabbedyakaladı us by the shouldersomuzlar. She marchedyürüdü us out in the fieldalan.
122
528000
3000
Annem bizi omuzlarımızdan kavradı ve tarlaya doğru yürüttü.
09:09
She wentgitti up to the foremanForeman'ı; she said,
123
531000
2000
İşçibaşına gitti ve şöyle dedi:
09:11
"I've got these two little boysçocuklar never workedişlenmiş a day in theironların liveshayatları."
124
533000
3000
"İki küçük oğlum var, hayatlarında bir gün olsun çalışmadılar."
09:14
Of coursekurs, we were just eightsekiz and 10.
125
536000
2000
Tabii sadece sekiz ve on yaşlarındaydık.
09:16
(LaughterKahkaha)
126
538000
1000
(Gülüşmeler)
09:17
She said, "Would you put them to work?"
127
539000
2000
"İşe alır mısınız onları?" diye sordu.
09:19
Well, that mustşart have seemedgibiydi like a funnykomik ideaFikir to that foremanForeman'ı:
128
541000
3000
İşçibaşının
09:22
put these two middle-classOrta sınıf little whitebeyaz boysçocuklar out in a cottonpamuk fieldalan
129
544000
3000
şu iki orta-sınıf beyaz oğlanı pamuk tarlasının ortasına koy
09:25
in AugustAğustos in TexasTexas -- it's hotSıcak.
130
547000
2000
hem de Ağustos ayında Teksas'ta -- hava sıcak.
09:27
So he gaveverdi us eachher a cottonpamuk sackçuval,
131
549000
2000
Bize birer pamuk çuvalı verdi adam,
09:29
about 10 feetayaklar long, about that bigbüyük around, and we startedbaşladı pickingtoplama.
132
551000
3000
3 metre uzunluğunda, şu kadar geniş, ve başladık toplamaya.
09:32
Now, cottonpamuk is softyumuşak but the outsidedışında of the plantbitki is just fulltam of stickersçıkartmalar.
133
554000
4000
Pamuk yumuşaktır ama bitkinin dışı hep dikenle kaplıdır.
09:36
And if you don't know what you're doing,
134
558000
2000
Eğer ne yaptığınızı bilmiyorsanız,
09:38
your handseller are bleedingkanama in no time.
135
560000
2000
Elleriniz hemen kanar.
09:40
And my brothererkek kardeş and I startedbaşladı to pickalmak it,
136
562000
2000
Kardeşim ve ben başladık toplamaya,
09:42
and our handseller were startin'başladı to bleedtaşma payı, and then -- "MomAnne!"
137
564000
3000
ve ellerimiz kanamaya başladı, ve sonra -- "Annee!"
09:45
And MomAnne was just sittingoturma by the cararaba like this.
138
567000
2000
Annem tam da bu şekilde arabanın yanında oturuyordu.
09:47
She wasn'tdeğildi going to give up.
139
569000
3000
Pes etmeye niyeti yoktu.
09:50
Well, the foremanForeman'ı could see he was in over his headkafa, I guesstahmin.
140
572000
4000
Eh, işçibaşı durumun farkına varmıştı, sanırım.
09:54
He kindtür of just snucksokuldum up behindarkasında us and he sangşarkı söyledi out in a lowdüşük voiceses.
141
576000
4000
Arkamıza yanaşıp, bas bir sesle şarkı söylemeye başladı.
09:58
He just sangşarkı söyledi: "Well, there's a long whitebeyaz robebornoz in heavencennet, I know.
142
580000
8000
"Uzun geniş bir entari var semada, biliyorum.
10:06
Don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında.
143
588000
3000
İstemem ardında bıraksın beni.
10:09
Well, there's a long whitebeyaz robebornoz in heavencennet, I know.
144
591000
4000
Evet, uzun, geniş bir entari var semada, biliyorum.
10:13
Don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında."
145
595000
3000
İstemem ardında bıraksın beni."
10:16
And from all around as people startedbaşladı singingşan and answeringcevap veren back, he sangşarkı söyledi:
146
598000
4000
Ve etraftaki insanlar şarkı söyleyerek cevap verince, o da devam etti:
10:20
"Good newshaber, good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
147
602000
4000
"Haberler iyi: At arabası geliyor.
10:24
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
148
606000
3000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
10:27
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
149
609000
4000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
10:31
And I don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında."
150
613000
4000
Ve istemem arkada bıraksın beni."
10:35
Now, my brothererkek kardeş and I had never heardduymuş anything like that
151
617000
2000
Kardeşim ve ben böyle hiç bir şey duymamıştık
10:37
in our wholebütün liveshayatları. It was so beautifulgüzel.
152
619000
3000
hayatımız boyunca. Çok güzeldi.
10:40
We satoturdu there all day pickingtoplama cottonpamuk, withoutolmadan complainingşikayetçi,
153
622000
3000
Bütün gün orada pamuk topladık, işçiler şarkı söylerken,
10:43
withoutolmadan cryingağlıyor, while they sangşarkı söyledi things like:
154
625000
2000
hiç şikayet etmeden, ağlamadan. Şu şarkıları söylediler:
10:45
"Oh, MaryMary, don't you weepağla, don't you moaninilti" and "WadeWade in the waterSu,"
155
627000
4000
"Meryem, ağlayıp sızlanma" ve "Yürüyor suyun üzerinde"
10:49
and "I donetamam donetamam," "This little lightışık of mineMayın."
156
631000
3000
ve "Yaptım ettim", "Benim küçük ışığım".
10:52
FinallySon olarak, by the endson of the day,
157
634000
2000
Sonunda, günün bitiminde,
10:54
we'devlenmek eachher pickedseçilmiş about a quarterçeyrek of a bagsırt çantası of cottonpamuk.
158
636000
4000
ikimiz de çeyrek çuval kadar pamuk toplamıştık.
10:58
But the foremanForeman'ı was kindtür enoughyeterli to give us eachher a checkKontrol for a dollardolar,
159
640000
4000
Yine de işçibaşı bize bir dolarlık birer çek verecek kadar nazikti.
11:02
but my motheranne would never let us cashnakit it.
160
644000
2000
Ama annem o çeki bozdurmamıza hiç izin vermedi.
11:04
I'm 57; still have the checkKontrol.
161
646000
3000
57 yalındayım, çek hala bende.
11:07
Now, my motheranne hopedümit that we learnedbilgili from that the valuedeğer of hardzor work.
162
649000
5000
Annem o gün sıkı çalışmanın değerini öğreneceğimizi ummuştu.
11:12
But if you have childrençocuklar, you know it doesn't oftensık sık work that way.
163
654000
3000
Ama çocuğunuz varsa eğer bileceksiniz, işler pek öyle yürümüyor.
11:15
No, we learnedbilgili something elsebaşka.
164
657000
2000
Hayır, biz başka bir şey öğrendik o gün.
11:17
The first thing I learnedbilgili that day
165
659000
2000
O gün öğrendiğim ilk şey
11:19
was that I never ever wanted to work that hardzor again.
166
661000
3000
bir daha asla bu kadar sıkı çalışmak istemediğimdi.
11:22
(LaughterKahkaha)
167
664000
2000
(Gülüşmeler)
11:24
And prettygüzel much never did.
168
666000
3000
Ve hiç de çalışmadım.
11:30
But I alsoAyrıca learnedbilgili that some people in this worldDünya
169
672000
2000
Ama bu dünyada bazı insanların her gün o kadar
11:32
do have to work that hardzor everyher day, and that was an eye-openergöz açıcı.
170
674000
4000
sıkı çalışmak zorunda olduklarını da öğrendim, ve bu çok zihin açıcıydı.
11:36
And I alsoAyrıca learnedbilgili that a great songşarkı can make hardzor work go a little easierDaha kolay.
171
678000
5000
Ve güzel bir şarkının zor bir işi kolaylaştıracağını da öğrendim.
11:41
And it alsoAyrıca can bringgetirmek the groupgrup togetherbirlikte in a way that nothing elsebaşka can.
172
683000
5000
Ve hiçbir şeyin bir grup insanı bir şarkı gibi bir araya getiremeyeceğini.
11:47
Now, I was just a little eight-year-oldSekiz yaşında boyoğlan that day
173
689000
2000
Sadece 8 yaşında küçük bir çocuktum o gün, annem beni
11:49
when my mamaAnne put me out of the cararaba in that hotSıcak TexasTexas cottonpamuk fieldalan.
174
691000
3000
arabadan çıkartıp sıcak bir Teksas pamuk tarlasına bıraktığında.
11:52
I wasn'tdeğildi even awarefarkında of musicmüzik -- not even awarefarkında of it.
175
694000
4000
Müzik nedir, onu bile bilmiyordum -- hiç haberim yoktu.
11:56
But that day in the cottonpamuk fieldalan out there pickingtoplama,
176
698000
2000
Ama o gün tarlada pamuk toplarken,
11:58
when those people startedbaşladı singingşan,
177
700000
2000
o insanlar şarkı söylemeye başladıklarında,
12:00
I realizedgerçekleştirilen I was in the very heartkalp of realgerçek musicmüzik,
178
702000
4000
gerçek müziğin tam kalbinde olduğumun farkına vardım,
12:04
and that's where I've wanted to be ever sincedan beri.
179
706000
3000
ve o zamandan beri de hep orada olmak istedim.
12:07
Try this oldeski songşarkı with me. I singşarkı söyle:
180
709000
2000
Şu eski şarkıyı söyleyin benimle. Ben şurayı söyleyeceğim:
12:09
Well, there's a long whitebeyaz robebornoz in heavencennet, I know.
181
711000
4000
Evet, uzun, geniş bir entari var semada, biliyorum.
12:13
You singşarkı söyle: Don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında.
182
715000
3000
Ve siz de: İstemem ardında bıraksın beni.
12:16
Well, there's a long whitebeyaz robebornoz in heavencennet, I know.
183
718000
4000
Evet, uzun, geniş bir entari var semada, biliyorum.
12:20
Don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında.
184
722000
3000
Ve siz de: İstemem ardında bıraksın beni.
12:23
Good newshaber, good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
185
725000
4000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
12:27
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
186
729000
3000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
12:30
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
187
732000
3000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
12:33
And I don't want it to leaveayrılmak me --
188
735000
2000
Ve istemem arkada bıraksın --
12:35
It's been a while sincedan beri you guys have been pickingtoplama your last balebalya of cottonpamuk, isn't it?
189
737000
5000
Son pamuk balyanızı toplayalı bayağı olmuş galiba, değil mi?
12:40
Let's try it one more time.
190
742000
2000
Haydi bir daha deneyelim.
12:42
There's a starryyıldızlı crowntaç in heavencennet, I know.
191
744000
4000
Yaldızlı bir taç var semada, biliyorum.
12:46
Don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında.
192
748000
3000
İstemem ardında bıraksın beni.
12:49
There's a starryyıldızlı crowntaç in heavencennet, I know.
193
751000
4000
Yaldızlı bir taç var semada, biliyorum.
12:53
Don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında.
194
755000
3000
İstemem ardında bıraksın beni.
12:56
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
195
758000
4000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
13:00
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
196
762000
3000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
13:03
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
197
765000
4000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
13:07
And I don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında.
198
769000
3000
Ve istemem arkada bıraksın beni.
13:10
It was a fewaz yearsyıl agoönce, but I sortçeşit of rememberedhatırladı this storyÖykü,
199
772000
3000
Birkaç yıl önceydi, bu hikayeyi hatırladım ve
13:13
and I told it at a concertkonser.
200
775000
2000
bir konserde anlattım.
13:15
My momanne was in the audienceseyirci.
201
777000
2000
Annem de dinleyiciler arasındaydı.
13:17
After the -- she was gladmemnun to have a storyÖykü about herselfkendini, of coursekurs,
202
779000
2000
Kendisi hakkında bir hikaye anlatılmasından hoşnuttu elbette,
13:19
but after the concertkonser she camegeldi up and she said,
203
781000
2000
ama konserden sonra geldi ve şöyle dedi:
13:21
"DavidDavid, I've got to tell you something.
204
783000
3000
David, sana bir şey söylemem gerek.
13:24
I setset that wholebütün thing up.
205
786000
2000
Bütün o mizanseni önceden ayarlamıştım.
13:26
I setset it up with the foremanForeman'ı. I setset it up with the ownersahip of the landarazi.
206
788000
4000
İşçibaşını ayarlamıştım, tarla sahibiyle anlaşmıştım.
13:30
I just wanted you boysçocuklar to learnöğrenmek the valuedeğer of hardzor work.
207
792000
2000
Sadece sizin sıkı çalışmanın değerini anlamanızı istiyordum.
13:32
I didn't know it was going to make you falldüşmek in love with musicmüzik thoughgerçi."
208
794000
4000
Senin müziğe aşık olmana yol açacağını hiç bilmiyordum doğrusu.
13:36
Let's try. Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
209
798000
4000
Haydi deneyelim. Haberler iyi: At arabası geliyor.
13:40
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
210
802000
3000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
13:43
Good newshaber: Chariot'sSavaş'ın arabası cominggelecek.
211
805000
4000
Haberler iyi: At arabası geliyor.
13:47
And I don't want it to leaveayrılmak me behindarkasında.
212
809000
4000
Ve istemem arkada bıraksın beni.
13:54
(ApplauseAlkış)
213
816000
8000
(Alkışlar)
14:02
Well, this is the steelçelik guitargitar. It's an American-madeAmerikan yapımı instrumentEnstrüman.
214
824000
4000
Bu bir steel (çelik) gitar. Amerikan yapımı bir alet.
14:06
It was originallyaslında madeyapılmış by the DopyeraDopyera BrothersKardeşler,
215
828000
3000
İlk olarak Dopyera Biraderler tarafından imal edilmiş,
14:09
who latersonra on madeyapılmış the DobroDobro, whichhangi is a wood-bodiedahşap gövdeli instrumentEnstrüman
216
831000
3000
ki onlar daha sonra Dobro'yu da yaptılar. Bu ikincisi, tahta gövdeli,
14:12
with a metalmetal conekoni for -- where the soundses comesgeliyor from.
217
834000
5000
ve sesin geldiği metal haznesi olan bir alettir.
14:17
It's usuallygenellikle playedOyunun flatdüz on your lapkucak.
218
839000
2000
Genellikle kucağa yatırılarak çalınır.
14:19
It was madeyapılmış to playoyun HawaiianHawaii musicmüzik back in the 1920s,
219
841000
2000
1920lerde Hawaii müziği çalmak için üretilmiş,
14:21
before they had electricelektrik guitarsgitar, tryingçalışıyor to make a loudyüksek sesle guitargitar.
220
843000
3000
daha henüz elektrikli gitarlar yokken, gitarın sesini artırmak için.
14:24
And then African-AmericanAfrikalı-Amerikalı folksarkadaşlar figuredanladım out you could take a brokenkırık bottleşişe neckboyun,
221
846000
4000
Ama sonra Afrikalı-Amerikalılar bir şişenin kırık boyun kısmını alıp,
14:28
just like that -- a niceGüzel MerlotMerlot worksEserleri very well.
222
850000
4000
tıpkı bunun gibi -- güzel bir Merlot şişesi de işe yarar.
14:32
That wineşarap we had yesterdaydün would have been perfectmükemmel.
223
854000
3000
Dün içtiğimiz şarap mükemmel olurdu.
14:35
BreakAra it off, put it on your fingerparmak, and slidekaymak into the notesnotlar.
224
857000
3000
Kır, parmağına tak, ve notaların arasında kaydır.
14:42
This instrumentEnstrüman prettygüzel much savedkaydedilmiş my life.
225
864000
2000
Bu müzik aleti benim hayatımı kurtardı desek yeridir.
14:46
FifteenOn beş yearsyıl agoönce, 14 yearsyıl agoönce, I guesstahmin, this yearyıl,
226
868000
4000
15 yıl önce, aslında 14 yıl önce hâlâ galiba bu yıl,
14:50
my wifekadın eş and I lostkayıp our daughterkız evlat, SarahSarah JaneJane, in a cararaba accidentkaza,
227
872000
4000
karım ve ben kızımız Sarah Jane'i bir trafik kazasında kaybettik,
14:54
and it was the mostçoğu -- it almostneredeyse tookaldı me out -- it almostneredeyse tookaldı me out of this worldDünya.
228
876000
6000
ve bu başıma gelen -- neredeyse sonum olacaktı -- bu dünyadan götürecekti beni.
15:00
And I think I learnedbilgili a lot about what happinessmutluluk was
229
882000
3000
Ve sanırım mutluluğun ne olduğu hakkında çok şey öğrendim
15:03
by going throughvasitasiyla suchböyle unbelievableInanılmaz griefkeder,
230
885000
3000
inanılmaz bi kederin içinden geçerek,
15:06
just standingayakta on the edgekenar of that abyssuçurum and just wantingeksik to jumpatlama in.
231
888000
3000
uçurumun tam kenarında durup aşağı atlamak isterken tam da.
15:09
I had to make listslisteleri of reasonsnedenleri to staykalmak alivecanlı.
232
891000
5000
Hayatta kalmak için bir sebepler listesi yapmak zorundaydım.
15:14
I had to sitoturmak down and make listslisteleri, because I was readyhazır to go;
233
896000
2000
Oturup listeler yaptım, çünkü gitmeye hazırdım;
15:16
I was readyhazır to checkKontrol out of this worldDünya.
234
898000
3000
Bu dünyayı terk etmeye hazırdım.
15:19
And you know, at the topüst of the listliste, of coursekurs,
235
901000
2000
Listenin tepesinde, tabii ki,
15:21
were JennyJenny, and my sonoğul, ZebZeb, my parentsebeveyn -- I didn't want to hurtcanını yakmak them.
236
903000
4000
Jenny, oğlum Zeb, ve ebeveynim vardı -- onları incitmek istemiyordum.
15:25
But then, when I thought about it beyondötesinde that,
237
907000
2000
Ama sonra, bunun ötesinde,
15:27
it was very simplebasit things.
238
909000
2000
hep çok basit şeylerdi.
15:29
I didn't carebakım about -- I had a radioradyo showgöstermek,
239
911000
3000
Hiç umurumda bile değildi -- Bir radyo programım vardı,
15:32
I have a radioradyo showgöstermek on publichalka açık radioradyo, "RiverwalkRiverwalk,"
240
914000
2000
"Riverwalk" isminde bir radyo programım var,
15:34
I didn't carebakım about that. I didn't carebakım about awardsödülleri or moneypara or anything.
241
916000
4000
Ve hiç umurumda değildi. Ne ödüller, ne para, ne de başka bir şey umrumdaydı.
15:38
Nothing. Nothing.
242
920000
2000
Hiçbir şey. Hiçbir şey.
15:40
On the listliste it would be stuffşey like,
243
922000
3000
Listemde şöyle şeyler olurdu,
15:43
seeinggörme the daffodilsNergis bloomÇiçek açmak in the springbahar, the smellkoku of new-mownbiçilmiş yeni haysaman,
244
925000
6000
baharda nergislerin açtığını görmek, yeni biçilmiş çayırın kokusu,
15:49
catchingbulaşıcı a wavedalga and bodysurfingboğuluyordum, the touchdokunma of a baby'sBebeğin handel,
245
931000
6000
bir dalga yakalayıp vücut sörfü yapmak, bir bebeğin elinin dokunuşu,
15:55
the soundses of DocDoktor WatsonWatson playingoynama the guitargitar,
246
937000
3000
Doc Watson'ın çaldığı gitarın sesi,
15:58
listeningdinleme to oldeski recordskayıtlar of MuddyÇamurlu WatersSular and UncleAmca DaveDave MaconMacon.
247
940000
4000
Muddy Waters'ın ve Uncle Dave Macon'ın eski kayıtlarını dinlemek.
16:02
And for me, the soundses of a steelçelik guitargitar,
248
944000
3000
Ve benim için, steel gitarın sesi.
16:05
because one of my parents'Anne babamın neighborsKomşular just gaveverdi me one of these things.
249
947000
4000
Annemlerin komşularından biri bunlardan bir tane vermişti bana.
16:09
And I would sitoturmak around with it, and I didn't know how to playoyun it,
250
951000
2000
Gitar yanımda oturup duruyordum, nasıl çalınır hiç bilmiyordum,
16:11
but I would just playoyun stuffşey as sadüzgün as I could playoyun.
251
953000
6000
sadece çalabildiğim kadar hüzünlü şeyler çalıyordum.
16:17
And it was the only instrumentEnstrüman that, of all the onesolanlar that I playoyun,
252
959000
2000
Ve o gitarr, bütün enstrümanlarım arasında, o bağlantıyı
16:19
that would really make that connectionbağ.
253
961000
4000
kurabilen yegane aletti.
16:23
This is a songşarkı that camegeldi out of that.
254
965000
2000
Bu şarkı bu şekilde ortaya çıktı
16:26
(MusicMüzik)
255
968000
32000
(Müzik)
16:58
Well, I hearduymak you're havingsahip olan troublesorun.
256
1000000
3000
Duyuyorum ki bir derdin varmış.
17:01
LordLord, I hatenefret to hearduymak that newshaber.
257
1003000
3000
Tanrım, hiç sevmem bunu duymayı.
17:04
If you want to talk about it, you know, I will listen to you throughvasitasiyla.
258
1006000
6000
Konuşmak istersen, biliyorsun, dinlerim seni sonuna kadar.
17:10
WordsKelimeler no longeruzun say it; let me tell you what I always do.
259
1012000
5000
Kelimeler kifayetsiz kalınca ben ne yaparım, diyeyim sana.
17:19
I just breakkırılma off anotherbir diğeri bottleneckdarboğaz and playoyun these steelçelik guitargitar bluesBlues.
260
1021000
6000
Kırarım bir şişe boynu ve bu steel gitar blues'unu çalarım.
17:28
People say, "Oh, snapani out of it!"
261
1030000
3000
İnsanlar "Eh, yeter artık, boşver!" derler
17:31
Oh yeah, that's easierDaha kolay said than donetamam.
262
1033000
3000
Tabii, söylemesi kolay.
17:34
While you can hardlyzorlukla movehareket, they're runningkoşu around havingsahip olan all kindsçeşit of funeğlence.
263
1036000
4000
Sen hareket bile edemezken, onlar etrafta eğlence peşinde koşar.
17:40
SometimesBazen I think it's better just to sinklavabo way down in your funkykorkak moodruh hali
264
1042000
7000
Bazen düşünüyorum da, o garip hallerine iyice gömülsen daha iyi olur
17:48
'tiltil you can riseyükselmek up humminguğultu these steelçelik guitargitar bluesBlues.
265
1050000
7000
ki yükselesin yeniden, mırıldanarak bu steel gitar blues'unu.
17:58
Now, you can try to keep it all insideiçeride
266
1060000
3000
Herşeyi içine atmayı deneyebilirsin
18:01
with drinkiçki and drugsilaçlar and cigarettesSigara,
267
1063000
3000
içkiyle, uyuşturucuyla ve sigarayla,
18:04
but you know that's not going to get you where you want to get.
268
1066000
5000
ama biliyorsun ki bunlar seni istediğin yere götürmez.
18:09
But I got some medicinetıp here that just mightbelki shakesallamak things loosegevşek.
269
1071000
6000
Ama ilacın burada işte, durumları düzeltecek.
18:19
Call me in the morningsabah after a dosedoz of these steelçelik guitargitar bluesBlues.
270
1081000
5000
Sabah ara beni, bir doz aldıktan sonra bu steel gitar blues'undan.
18:24
OpenAçık up now.
271
1086000
2000
Başla haydi.
19:00
(ApplauseAlkış)
272
1122000
13000
(Alkışlar)
19:13
Oh, I think I've got time to tell you about this. My dadbaba was an inventormucit.
273
1135000
3000
Hah, sanırım bunu size söylemeye vaktim var. Babam bir mucitti benim.
19:16
We movedtaşındı to CaliforniaCalifornia when SputnikSputnik wentgitti up, in 1957.
274
1138000
4000
Sputnik fırlatıldığında California'ya taşınmıştık, 1957'de.
19:20
And he was workingçalışma on gyroscopesmakaralı;
275
1142000
2000
gyroskoplar üzerine çalışıyordu;
19:22
he has a numbernumara of patentspatent for that kindtür of thing.
276
1144000
3000
patentleri var hatta bu aletler üzerine.
19:25
And we movedtaşındı acrosskarşısında the streetsokak from MichaelMichael and JohnJohn WhitneyWhitney.
277
1147000
3000
Michael ve John Whitney'nin evlerinin karşısına taşındık.
19:28
They were about my ageyaş.
278
1150000
2000
Benim yaşlarımdaydılar.
19:30
JohnJohn wentgitti on, and MichaelMichael did too,
279
1152000
2000
John da, Michael da, bilgisayar
19:32
to becomeolmak some of the inventorsBuluş of computerbilgisayar animationanimasyon.
280
1154000
3000
animasyonu alanında buluşlar yaptılar büyüyünce.
19:35
Michael'sMichael'ın dadbaba was workingçalışma on something calleddenilen the computerbilgisayar.
281
1157000
2000
Michael'ın babası bilgisayar adı verilen bir şey üzerine çalışıyordu.
19:37
This was 1957, I was a little 10-year-old-yaşında kidçocuk;
282
1159000
3000
Yıl 1957'ydi, ben on yaşında bir çocuktum;
19:40
I didn't know what that was. But he tookaldı me down to see one,
283
1162000
3000
ne olduğunu bilbiyordum. Ama o bana bir tane gösterdi,
19:43
you know, what they were makingyapma. It was like a librarykütüphane,
284
1165000
2000
yani yaptıkları şeyden bahsediyorum. Bir kütüphane gibiydi,
19:45
just fulltam of vacuumvakum tubesborular as faruzak as you could see,
285
1167000
3000
göz alabildiğine vakum tüpleriyle doluydu,
19:48
just floorskatlar and floorskatlar of these things,
286
1170000
2000
her yer onlarla €kaplıydı,
19:50
and one of the engineersmühendisler said,
287
1172000
2000
ve mühendislerden biri şöyle dedi,
19:52
some day you're going to be ableyapabilmek to put this thing in your pocketcep.
288
1174000
4000
bir gün şunların cebe sığanlarını yapacaklar.
19:56
I thought, damnLanet olsun, those are going to be some bigbüyük pantspantolon!
289
1178000
3000
Ben de, heralde kocaman pantolon cepleri olacak diye düşündüm.
19:59
(LaughterKahkaha)
290
1181000
2000
(Kahkahalar)
20:01
So that ChristmasNoel -- maybe I've got time for this --
291
1183000
6000
O noelde -- biraz zamanım oldu tabi --
20:07
that ChristmasNoel I got the MisterBayım WizardSihirbazı Fun-o-RamaEğlenceli-o-Rama chemistrykimya setset.
292
1189000
4000
o noelde Mister Wizard Fun-oRama kimya setini hediye olarak aldım.
20:11
Well, I wanted to be an inventormucit just like my dadbaba; so did MichaelMichael.
293
1193000
3000
Aslında, ben de Michael da babam gibi bir mucit olmak istiyorduk.
20:14
His great-granddadbüyük-büyükbaba had been EliEli WhitneyWhitney,
294
1196000
2000
Büyük-büyükbabası Eli Whitney'di,
20:16
the inventormucit of the cottonpamuk ginCin.
295
1198000
2000
pamuk çırçırının mucidi.
20:18
So we lookedbaktı in that --
296
1200000
2000
Hediyeme bakakaldık --
20:20
this was a commercialticari chemistrykimya setset.
297
1202000
2000
ticari bir kimya setiydi.
20:22
It had threeüç chemicalskimyasallar we were really surprisedşaşırmış to see:
298
1204000
2000
İçinde gördüğümüzde bizi şaşırtan üç kimyasal vardı
20:24
sulfurKükürt, potassiumPotasyum nitratenitrat and charcoalmangal kömürü.
299
1206000
3000
sülfür, potasyum nitrat ve kömür.
20:27
Man, we were only 10, but we knewbiliyordum that madeyapılmış gunpowderBarut.
300
1209000
3000
Sadece 10 yaşındaydık ama bunların barut yapmaya yaradığını biliyorduk.
20:30
We madeyapılmış up a little batchyığın and we put it on the drivewaydriveway
301
1212000
3000
Küçük bir karışım yaptık ve araba yoluna döktük
20:33
and we threwattı a matchmaç and phewvay be, it flaredalevlendi up. AhAh, it was great.
302
1215000
3000
ve bir kibrit fırlattık, off nasıl patladı! Ah süperdi.
20:36
Well, obviouslybelli ki the nextSonraki thing to do was buildinşa etmek a cannonSavaş Topu.
303
1218000
4000
Tabi sonrasında bir top yaptık.
20:41
So we wentgitti over into Michael'sMichael'ın garagegaraj --
304
1223000
2000
Michael'ın garajına gittik --
20:43
his dadbaba had all kindsçeşit of stuffşey, and we put a pipeboru in the vicemengene there,
305
1225000
3000
babasının türlü türlü aleti vardı ve oradaki karışıklığa bir boru soktuk,
20:46
and screwedberbat a capkapak on the endson of the pipeboru,
306
1228000
2000
borunun ucuna kapak taktık,
20:48
drilleddelinmiş a holedelik in the back of the pipeboru, tookaldı some of our firecrackershavai fişek,
307
1230000
3000
arka kısmına bir delik açtık, bizdeki fişeklerden bir kaçını aldık
20:51
pulledçekti out the fusesSigortalar, tiedbağlı them togetherbirlikte, put them in the back there,
308
1233000
4000
ve arkalarını çıkarıp birbirlerine bağlayarak geriye koyduk,
20:55
and -- down in that holedelik -- and then stuffeddolma some of our gunpowderBarut
309
1237000
3000
ve -- o deliğin içine -- ve boruan aşağı barutumuzdan ekledik
20:58
down that pipeboru and put threeüç balltop bearingsyatakları on the topüst, in the garagegaraj.
310
1240000
5000
ve tepesine üç bilya yerleştirdik. Garajda.
21:03
(LaughterKahkaha)
311
1245000
1000
(Kahkahalar)
21:04
We weren'tdeğildi stupidaptal: we put up a sheettabaka of plywoodkontrplâk about fivebeş feetayaklar in frontön of it.
312
1246000
4000
Aptal değildik: beş adım önüne kontrplak koyduk.
21:09
We stooddurdu back, we litAydınlatılmış that thing,
313
1251000
2000
Geriye çekildik, ve ateşledik.
21:11
and they flewuçtu out of there -- they wentgitti throughvasitasiyla that plywoodkontrplâk like it was paperkâğıt.
314
1253000
4000
ve oraya uçtular -- kontraplağı kağıtmış gibi delip geçtiler.
21:15
ThroughAracılığıyla the garagegaraj.
315
1257000
2000
Garajın içinden.
21:17
Two of them landedindi in the sideyan doorkapı of his newyeni CitroenCitroen.
316
1259000
3000
İki tanesi yepyeni Citroen'in kapısında durdu.
21:21
(LaughterKahkaha)
317
1263000
3000
(Kahkahalar)
21:24
We toreyırttı everything down and buriedgömülü it in his backyardarka bahçe.
318
1266000
4000
Ne varsa toparlayıp arkabahçeye gömdük.
21:28
That was PacificPasifik PalisadesPalisades; it probablymuhtemelen is still there, back there.
319
1270000
4000
Pacific Palisades'teydi, büyük ihtimalle hala orada duruyorlardır.
21:32
Well, my brothererkek kardeş heardduymuş that we had madeyapılmış gunpowderBarut.
320
1274000
3000
Erkek kardeşim barut yaptığımızı duydu.
21:35
He and his buddiesarkadaşları, they were olderdaha eski, and they were prettygüzel mean.
321
1277000
3000
O ve kankaları, bizden büyüklerdi, ve oldukça acımasızlardı.
21:38
They said they were going to beatdövmek us up
322
1280000
2000
Eğer onlara da barut yapmazsak
21:40
if we didn't make some gunpowderBarut for them.
323
1282000
2000
bizi pataklayacaklarını söylediler.
21:42
We said, well, what are you going to do with it?
324
1284000
2000
Biz de, şey, ne yapacaksınız? diye sorduk.
21:44
They said, we're going to melteritmek it down and make rocketroket fuelyakıt.
325
1286000
4000
Bunları eritip roket yakıtı yapacağız dediler.
21:48
(LaughterKahkaha)
326
1290000
2000
(Kahkahalar)
21:50
Sure. We'llWe'll make you a bigbüyük batchyığın.
327
1292000
3000
Tabi. Biz de size büyük bir karışım yapacağız dedik.
21:53
(LaughterKahkaha)
328
1295000
3000
(Kahkahalar)
21:56
So we madeyapılmış them a bigbüyük batchyığın, and it was in my --
329
1298000
2000
Sonra büyük bir karışım hazırladık ve benim şeye --
21:58
now, we'devlenmek just movedtaşındı here. We'dBiz istiyorsunuz just movedtaşındı to CaliforniaCalifornia.
330
1300000
2000
şimdi, biz oraya yeni taşınmıştık. California'ya yeni gitmiştik.
22:00
MomAnne had redoneredone the kitchenmutfak; MomAnne was gonegitmiş that day. We had a piepasta tinteneke.
331
1302000
4000
Annem mutfağı yeniden yaptırmıştı; o gün dışarı çıkmıştı. Bir kurabiye kutusu aldık.
22:04
It becameoldu ChrisChris Berquist'sBerquist'ın job to do the meltingerime down.
332
1306000
4000
Eritme işi Chris Berquist'in oluverdi.
22:08
MichaelMichael and I were standingayakta way at the sideyan of the kitchenmutfak.
333
1310000
3000
Michael ve ben mutfağın kenarında dikiliyorduk.
22:11
He said, "Yeah, hey, it's meltingerime. Yeah, the sulfur'sKükürt'ın meltingerime.
334
1313000
3000
Bize "Evet, bakın eriyor, Evet sülfür eriyor.
22:14
No problemsorun. Yeah, you know."
335
1316000
2000
Sorun yok, Bakın." dedi.
22:16
It just flaredalevlendi up, and he turneddönük around, and he lookedbaktı like this.
336
1318000
3000
Bir anda alev aldı ve döndü, ve şuna benzedi.
22:19
No hairsaç, no eyelasheskirpik, no nothing.
337
1321000
4000
Saç yok, kirpik yok, hiçbir şey yok.
22:23
There were bigbüyük weltsizleri all over my mom'sannemin kitchenmutfak cabinetdolap;
338
1325000
3000
annemin yeni mutfağının duvarlarında şeritler vardı;
22:26
the airhava was the just fulltam of blacksiyah smokeduman.
339
1328000
2000
içerisi siyah dumanla doldu.
22:28
She camegeldi home, she tookaldı that chemistrykimya setset away, and we never saw it again.
340
1330000
6000
Annem eve geldi, kimya setini ortadn kaldırdı, bi daha asla göremedik.
22:34
But we thought of it oftensık sık, because everyher time she'do ediyorum cookpişirmek tunaton balığı surprisesürpriz
341
1336000
3000
Ama çok defa aklımıza geldi, çünkü her ton balığı pişirişinde
22:37
it madeyapılmış -- tastedtadı faintlyhafifçe of gunpowderBarut.
342
1339000
3000
çok hafif bir barut kokusu alıyorduk.
22:41
So I like to inventicat etmek things too,
343
1343000
2000
Yani bir şeyler icat etmeyi de çok severim,
22:43
and I think I'll closekapat out my setset with something I inventedicat edildi a good while back.
344
1345000
5000
ve sanırım konuşmamı uzun zaman önce icat ettiğim bir şeyle bitireceğim.
22:48
When drumdavul machinesmakineler were newyeni, I got to thinkingdüşünme,
345
1350000
2000
Davul setleri yeni çıkmışken, şöyle düşündüm
22:50
why couldn'tcould you take the oldesten eski formform of musicmüzik, the hamboneşarkı rhythmsritimleri,
346
1352000
4000
neden en eski müzik şeklini alıp, şu ritimli ses çıkararak dansetme,
22:54
and combinebirleştirmek it with the newestEn yeni technologyteknoloji?
347
1356000
2000
ve en yeni teknolojiyle birleştiremiyoruz?
22:56
I call this ThunderwearThunderwear.
348
1358000
2000
Ben buna "Thunderwear" diyorum.
23:00
At that time, drumdavul triggerstetikleyiciler were newyeni.
349
1362000
2000
O zamanlar, davul tetikleri yeniydi.
23:06
And so I put them all togetherbirlikte and seweddikilmektedir 12 of them in this suittakım elbise.
350
1368000
5000
Ve ben hepsini bir araya getirip on ikisini bir takıma diktirdim.
23:16
I showedgösterdi you some of the hamboneşarkı rhythmsritimleri yesterdaydün;
351
1378000
2000
Dün size birkaç tane ritimli dans örneği göstermiştim;
23:18
I'm going to be doing some of the sameaynı onesolanlar.
352
1380000
2000
onlardan bazılarını şimdi yapacağım.
23:20
I have a triggertetik here, triggertetik here, here, here. Right there.
353
1382000
7000
Şurada bir tetik var, şurada, burada burada burada. Tam şurda.
23:32
It's going to really hurtcanını yakmak if I don't take that off. Okay.
354
1394000
4000
Bunu çıkarmazsam çok fena acıtacak. Tamam.
23:36
Now, the drumdavul triggerstetikleyiciler go out my tailkuyruk here, into the drumdavul machinemakine,
355
1398000
7000
Şimdi, bu davul tetikleri arkamdan çıkıyor ve davul setine bağlanıyor,
23:43
and they can make variousçeşitli soundssesleri, like drumsdavul.
356
1405000
3000
ve davullar gibi çeşitli sesler çıkarıyor.
23:47
So let me put them all togetherbirlikte. And alsoAyrıca, I can changedeğişiklik the soundssesleri
357
1409000
3000
Hepsini bir araya getireyim. Ve ayrıca, sesleri de
23:50
by steppingAdım on this pedalpedal right here, and --
358
1412000
3000
şuradaki pedale basarak değiştirebiliyorum --
23:55
let me just closekapat out here by doing you a little
359
1417000
3000
şimdi size biraz ritimli dansla
23:58
hamboneşarkı solosolo or something like this.
360
1420000
2000
müzik çalayım, ya da öyle birşeyler.
25:01
Thank you, folksarkadaşlar.
361
1483000
2000
Teşekkür ederim millet.
25:03
(ApplauseAlkış)
362
1485000
9000
(Alkışlar)
Translated by Diba Szamosi
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
David Holt - Folk musician
Four-time Grammy Award-winning folk musician David Holt is a born troubadour. Behind his energizing musicianship (often featuring unusual instruments like "the paper bag") is a deep love of hidden Appalachian wisdom and storytelling that shines on every stage he takes.

Why you should listen

As a youngster, David Holt knew he wanted to master the banjo. His quest to that end brought him into the tucked-away communities of the remote Appalachian Mountains, where traditional folk music is still ingrained in the way of life. In his years there, he met some too-enchanting-to-be-true characters and a few local living legends (Wade Mainer, Dellie Norton) -- complete with anecdotes from older and harder times. He also picked up some unusual musical skills beyond the banjo: he's now a virtuoso of the mouth bow, the bottleneck slide guitar and the paper bag.

Holt has won four Grammys and has starred in several radio and television programs, such as Folkways, which visits regional craftsmen and musicians. (He also performed in the 2000 film, O Brother, Where Art Thou?.) He currently tours the country doing solo performances, and accompanied by his band The Lightning Bolts.

More profile about the speaker
David Holt | Speaker | TED.com