ABOUT THE SPEAKER
Willie Smits - Conservationist
Willie Smits has devoted his life to saving the forest habitat of orangutans, the "thinkers of the jungle." As towns, farms and wars encroach on native forests, Smits works to save what is left.

Why you should listen

Willie Smits works at the complicated intersection of humankind, the animal world and our green planet. In his early work as a forester in Indonesia, he came to a deep understanding of that triple relationship, as he watched the growing population of Sulawesi move into (or burn for fuel) forests that are home to the orangutan. These intelligent animals were being killed for food, traded as pets or simply failing to thrive as their forest home degraded.

Smits believes that to rebuild orangutan populations, we must first rebuild their forest habitat -- which means helping local people find options other than the short-term fix of harvesting forests to survive. His Masarang Foundation raises money and awareness to restore habitat forests around the world -- and to empower local people. In 2007, Masarang opened a palm-sugar factory that uses thermal energy to turn sugar palms (fast-growing trees that thrive in degraded soils) into sugar and even ethanol, returning cash and power to the community and, with luck, starting the cycle toward a better future for people, trees and orangs.

More profile about the speaker
Willie Smits | Speaker | TED.com
TED2009

Willie Smits: How to restore a rainforest

Willie Smits yağmur ormanını hayata döndürüyor

Filmed:
819,517 views

Biyolog Willie Smits, yerel orangutanları korumak için karmaşık bir ekolojik yap-bozun parçalarını bir araya getirerek, Borneo'daki dümdüz edilmiş yağmur ormanlarını tekrar yetiştirecek bir yol buldu ve narin ekosistemleri hayata döndürecek nefes kesici bir plan oluşturmuş oldu.
- Conservationist
Willie Smits has devoted his life to saving the forest habitat of orangutans, the "thinkers of the jungle." As towns, farms and wars encroach on native forests, Smits works to save what is left. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:18
I was walkingyürüme in the marketpazar one day with my wifekadın eş,
0
0
3000
Bir gün eşimle pazarda yürüyordum
00:21
and somebodybirisi stucksıkışmış a cagekafes in my faceyüz.
1
3000
2000
ve biri suratıma bir kafes yapıştırdı.
00:23
And in betweenarasında those slitsyırtmaçlı
2
5000
2000
O parmaklıkların arasında
00:25
were the saddesten üzücü eyesgözleri I've ever seengörüldü.
3
7000
2000
şimdiye kadar gördüğüm en hüzünlü gözler vardı.
00:27
There was a very sickhasta orangutanorangutan babybebek, my first encounterkarşılaşma.
4
9000
3000
İçindeki çok hasta orangutan yavrusu, ilk karşılaşmamdı.
00:30
That eveningakşam I camegeldi back to the marketpazar in the darkkaranlık
5
12000
3000
O akşam, karanlıkta pazara tekrar geldim
00:33
and I heardduymuş "uhhAhh, uhhAhh,"
6
15000
3000
ve "uhh, uhh" sesini duydum.
00:36
and sure enoughyeterli I foundbulunan a dyingölen orangutanorangutan babybebek on a garbageçöp heapyığın.
7
18000
5000
Tabi ki, bir çöp yığınının üstünde ölen bir orangutan yavrusu buldum.
00:41
Of coursekurs, the cagekafes was salvagedkurtarılabilir.
8
23000
2000
Doğal olarak, kafesi kurtarılmıştı.
00:43
I tookaldı up the little babybebek,
9
25000
2000
Minik yavruyu aldım,
00:45
massagedMasaj her, forcedzorunlu her to drinkiçki
10
27000
3000
ona masaj yaptım, sonunda normal nefes almaya başlayana kadar
00:48
untila kadar she finallyen sonunda startedbaşladı breathingnefes normallynormalde.
11
30000
3000
onu içmeye zorladım.
00:51
This is UceUCE.
12
33000
2000
Bu Uce.
00:53
She's now livingyaşam in the jungleorman of SungaiSungai WainTwain,
13
35000
2000
Şu an Sungai Wain ormanında yaşıyor,
00:55
and this is MatahariMatahari, her secondikinci sonoğul,
14
37000
2000
ve bu da Matahari, ikinci oğlu.
00:57
whichhangi, by the way, is alsoAyrıca the sonoğul of the secondikinci orangutanorangutan I rescuedkurtarıldı, DodoyDodoy.
15
39000
5000
Aynı zamanda, kurtardığım ikinci orangutan Dodoy'un da oğlu.
01:02
That changeddeğişmiş my life quiteoldukça dramaticallydramatik,
16
44000
2000
Bu hayatımı önemli ölçüde değiştirdi.
01:04
and as of todaybugün, I have almostneredeyse 1,000 babiesbebekler in my two centersmerkezleri.
17
46000
5000
Şu an itibariyle, iki merkezimde 1.000 kadar yavru var.
01:09
(ApplauseAlkış)
18
51000
2000
(Alkış)
01:11
No. No. No. WrongYanlış.
19
53000
2000
Hayır. Hayır. Hayır. Yanlış.
01:13
It's horriblekorkunç. It's a proofkanıt of our failinghata to savekayıt etmek them in the wildvahşi.
20
55000
3000
Bu korkunç bir şey. Bu onları vahşi doğada korumayı başaramadığımızın kanıtı.
01:16
It's not good.
21
58000
2000
Bu hiç iyi değil.
01:18
This is merelysadece proofkanıt of everyoneherkes failinghata to do the right thing.
22
60000
4000
Bu herkesin doğru olan şeyi yapmayı başaramadığının kanıtı.
01:22
HavingSahip more than all the orangutansorangutanlar in all the zooshayvanat bahçeleri in the worldDünya togetherbirlikte,
23
64000
4000
Dünyadaki tüm hayvanat bahçelerindeki tüm orangutanlardan daha fazla orangutana sahip olunca,
01:26
just now like victimskurbanlar for everyher babybebek,
24
68000
3000
şu an bile her yavruya karşılık
01:29
sixaltı have disappearedkayboldu from the forestorman.
25
71000
3000
altısı ormandan kayboluyor.
01:32
The deforestationorman açma, especiallyözellikle for oilsıvı yağ palmavuç içi,
26
74000
2000
Batılı ülkelere biyoyakıt sağlamak,
01:34
to providesağlamak biofuelbiyoyakıt for WesternWestern countriesülkeler
27
76000
3000
özellikle palmiye yağı, için orman tahribatı
01:37
is what's causingneden olan these problemssorunlar.
28
79000
3000
bu problemlere neden olan şey.
01:40
And those are the peatturba swampBataklık forestsormanlar on 20 metersmetre of peatturba,
29
82000
3000
Bunlar 20 metre turbadan oluşan turba bataklık ormanları,
01:43
the largesten büyük accumulationbirikim of organicorganik materialmalzeme in the worldDünya.
30
85000
3000
dünya üzerindeki en büyük organik madde birikimleridir.
01:46
When you openaçık this for growingbüyüyen oilsıvı yağ palmsavuç içi
31
88000
3000
Bunu yağ palmiyesi yetiştirmek için açtığınızda
01:49
you're creatingoluşturma COCO2 volcanoesvolkanlar
32
91000
2000
CO2 volkanları yaratıyor oluyorsunuz
01:51
that are emittingyayan so much COCO2
33
93000
3000
O kadar çok CO2 emisyonu oluyor ki
01:54
that my countryülke is now the thirdüçüncü largesten büyük emitteremitör of greenhouseyeşil Ev gassesgazlar in the worldDünya,
34
96000
5000
şu an ülkem dünyada en çok seragazı emisyonu yapan ülkeler arasında üçüncü sırada,
01:59
after ChinaÇin and the UnitedAmerika StatesBirleşik.
35
101000
2000
Çin ve Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra.
02:01
And we don't have any industrysanayi at all --
36
103000
3000
ve hiç de endüstrimiz yok.
02:04
it's only because of this deforestationorman açma.
37
106000
3000
Sadece bu orman tahribatı yüzünden.
02:07
And these are horriblekorkunç imagesGörüntüler.
38
109000
3000
Bunlar korkunç görüntüler.
02:10
I'm not going to talk too long about it,
39
112000
2000
Hakkında çok uzun konuşmayacağım,
02:12
but there are so manyçok of the familyaile of UceUCE,
40
114000
2000
ama Uce ailesinin orada ormanda yaşayacak kadar
02:14
whichhangi are not so fortunateşanslı to livecanlı out there in the forestorman,
41
116000
4000
şanslı olmayan pek çok ferdi var,
02:18
that still have to go throughvasitasiyla that processsüreç.
42
120000
2000
hala bu süreçten geçmek zorunda olan,
02:20
And I don't know anymoreartık where to put them.
43
122000
2000
ve artık onları nereye yerleştireceğimi bilemiyorum.
02:22
So I decidedkarar that I had to come up with a solutionçözüm for her
44
124000
4000
Bu nedenle onun için bir çözüm üretmem gerektiğine karar verdim.
02:26
but alsoAyrıca a solutionçözüm
45
128000
2000
ama aynı zamanda öyle bir çözüm ki
02:28
that will benefityarar the people that are tryingçalışıyor to exploitsömürmek those forestsormanlar,
46
130000
4000
bu ormanları sömürmeye,
02:32
to get theironların handseller on the last timberkereste
47
134000
3000
son kalan keresteyi ele geçirmeye çalışan
02:35
and that are causingneden olan, in that way,
48
137000
3000
ve bir bakıma habitatın yok olmasına ve tüm o kurbanlara
02:38
the losskayıp of habitatyetişme ortamı and all those victimskurbanlar.
49
140000
3000
neden olan insanlar yararlanmalıydı.
02:41
So I createdoluşturulan the placeyer SambojaSamboja LestariLestari,
50
143000
2000
Böylece Samboja Lestari adlı yeri yarattım
02:43
and the ideaFikir was,
51
145000
2000
Fikir şuydu:
02:45
if I can do this on the worsten kötü possiblemümkün placeyer that I can think of
52
147000
3000
Eğer bunu düşünebileceğim en imkansız yerde yapabilirsem,
02:48
where there is really nothing left,
53
150000
2000
hiçbir şeyin kalmadığı,
02:50
no one will have an excusebahane to say, "Yeah, but ..."
54
152000
4000
hiç kimsenin "Evet, ama..." diyecek bahanesi olamaz.
02:54
No. EveryoneHerkes should be ableyapabilmek to followtakip et this.
55
156000
4000
Hayır. Herkes bunu izleyebilir.
02:58
So we're in EastDoğu BorneoBorneo. This is the placeyer where I startedbaşladı.
56
160000
5000
İşte Doğu Borneo'dayız. Başladığım yer burası.
03:03
As you can see there's only yellowSarı terrainarazi.
57
165000
2000
Gördüğünüz gibi sadece sarı arazi var,
03:05
There's nothing left -- just a bitbit of grassçimen there.
58
167000
3000
hiçbir şey kalmamış, sadece biraz ot.
03:08
In 2002 we had about 50 percentyüzde of the people joblessişsiz there.
59
170000
4000
2002'de orada insanların yüzde 50 kadarı işsizdi.
03:12
There was a hugeKocaman amounttutar of crimesuç.
60
174000
2000
Suç miktarı olağanüstüydü.
03:14
People spentharcanmış so much of theironların moneypara on healthsağlık issuessorunlar and drinkingiçme waterSu.
61
176000
5000
İnsanlar paralarının büyük bir kısmını sağlık sorunları ve içme suyu için harcıyorlardı.
03:19
There was no agriculturaltarım productivityverimlilik left.
62
181000
3000
Hiçbir tarımsal faaliyet kalmamıştı.
03:22
This was the poorestyoksul districtilçe in the wholebütün provinceİl
63
184000
3000
Vilayetteki en fakir bölgeydi
03:25
and it was a totalGenel Toplam extinctionsönme of wildlifeyaban hayatı.
64
187000
3000
ve doğal hayat tümden yok olmuştu.
03:28
This was like a biologicalbiyolojik desertçöl.
65
190000
2000
Biyolojik bir çöl gibiydi.
03:30
When I stooddurdu there in the grassçimen, it's hotSıcak -- not even the soundses of insectshaşarat --
66
192000
4000
Otların arasında durduğumda, sıcaktı -böcek sesi bile yoktu-
03:34
just this wavingsallama grassçimen.
67
196000
2000
sadece sallanan otlar.
03:36
Still, fourdört yearsyıl latersonra we have createdoluşturulan jobsMeslekler for about 3,000 people.
68
198000
5000
Buna rağmen, dört yıl sonra yaklaşık 3.000 kişiye iş imkanı yarattık.
03:41
The climateiklim has changeddeğişmiş. I will showgöstermek you:
69
203000
3000
İlkim değişti. Size göstereceğim:
03:44
no more floodingsu baskını, no more firesyangınlar.
70
206000
2000
artık ne seller ne de yangınlar var.
03:46
It's no longeruzun the poorestyoksul districtilçe,
71
208000
3000
Burası artık en fakir bölge değil,
03:49
and there is a hugeKocaman developmentgelişme of biodiversitybiyolojik çeşitlilik.
72
211000
2000
ve biyo-çeşitlilikte inanılmaz gelişme var.
03:51
We'veBiz ettik got over 1,000 speciesTürler. We have 137 birdkuş speciesTürler as of todaybugün.
73
213000
6000
Şu an itibariyle 1.000'in üstünde türümüz, 137 kuş türümüz var.
03:57
We have 30 speciesTürler of reptilessürüngenler.
74
219000
2000
30 tür sürüngenimiz var.
03:59
So what happenedolmuş here? We createdoluşturulan a hugeKocaman economicekonomik failurebaşarısızlık in this forestorman.
75
221000
6000
Peki burada ne olmuştu? Bu ormanda büyük bir ekonomik yıkım yaratmıştık.
04:05
So basicallytemel olarak the wholebütün processsüreç of destructionimha
76
227000
3000
Aslında basitçe, tüm yıkım süreci
04:08
had gonegitmiş a bitbit slowerYavaş than what is happeningolay now with the oilsıvı yağ palmavuç içi.
77
230000
3000
şu an palmiye yağıyla olandan biraz daha yavaş ilerler oldu.
04:11
But we saw the sameaynı thing.
78
233000
2000
Ama aynı şeyi gördük -
04:13
We had slasheğik çizgi and burnyanmak agriculturetarım;
79
235000
2000
"kes ve yak" tarımımız vardı;
04:15
people cannotyapamam affordparası yetmek the fertilizergübre,
80
237000
2000
insanların gübreye paraları yetmiyordu,
04:17
so they burnyanmak the treesağaçlar and have the mineralsmineraller availablemevcut there;
81
239000
3000
bu nedenle ağaçları yakıyor ve orada mevcut mineralleri kullanıyorlardı.
04:20
the firesyangınlar becomeolmak more frequentsık,
82
242000
2000
Yangınlar sıklaştı
04:22
and after a while you're stucksıkışmış with an areaalan of landarazi
83
244000
3000
ve bir süre sonra elinizde verimliliğin kalmadığı
04:25
where there is no fertilitydoğurganlık left.
84
247000
2000
bir arazi parçasıyla kalıyordu.
04:27
There are no treesağaçlar left.
85
249000
2000
Hiç ağaç kalmamıştı.
04:29
Still, in this placeyer, in this grasslandotlak
86
251000
3000
Yine de, bu yerde, bu otlakta,
04:32
where you can see our very first officeofis there on that hillTepe,
87
254000
3000
ilk ofisimizi görebildiğiniz oradaki tepede,
04:35
fourdört yearsyıl latersonra, there is this one greenyeşil blopBlop on the Earth'sDünya'nın surfaceyüzey ...
88
257000
5000
dört yıl sonra, dünya yüzeyinde bu yeşil öbek var...
04:40
(ApplauseAlkış)
89
262000
2000
(Alkış)
04:42
And there are all these animalshayvanlar, and all these people happymutlu,
90
264000
3000
ve orada tüm bu hayvanlar var ve tüm bu mutlu insanlar var,
04:45
and there's this economicekonomik valuedeğer.
91
267000
2000
ve orada bu ekonomik değer var.
04:47
So how'snasıl this possiblemümkün?
92
269000
2000
Öyleyse, bu nasıl mümkün?
04:49
It was quiteoldukça simplebasit. If you'llEğer olacak look at the stepsadımlar:
93
271000
2000
Aşamalara bakarsanız oldukça basit:
04:51
we boughtsatın the landarazi, we dealtele with the fireateş,
94
273000
2000
araziyi aldık, yangınlarla mücadele ettik,
04:53
and then only, we startedbaşladı doing the reforestationağaçlandırma
95
275000
3000
ve sonra sadece tarım ve ormancılığı birleştirerek
04:56
by combiningbirleştirme agriculturetarım with forestryOrmancılık.
96
278000
3000
ağaçlandırma yapmaya başladık.
04:59
Only then we setset up the infrastructurealtyapı and managementyönetim and the monetaryparasal.
97
281000
4000
Ancak o zaman altyapıyı, idari ve finansal yapıyı kurduk.
05:03
But we madeyapılmış sure that in everyher stepadım of the way
98
285000
3000
Ama sürecin her aşamasında
05:06
the localyerel people were going to be fullytamamen involvedilgili
99
288000
3000
yerel halkın dahil olmasından emin olduk ki
05:09
so that no outsidedışında forcesgüçler would be ableyapabilmek to interferekarışmak with that.
100
291000
4000
hiçbir dış güç buna müdahale edemesin
05:13
The people would becomeolmak the defenderssavunucuları of that forestorman.
101
295000
4000
ve insanlar bu ormanın savunucuları olsunlar.
05:17
So we do the "people, profitkâr, planetgezegen" principlesprensipler,
102
299000
2000
Böylece "insan, kar, gezegen" prensiplerini kullandık
05:19
but we do it in additionilave
103
301000
2000
ama buna ek yaptık
05:21
to a sure legalyasal statusdurum --
104
303000
2000
-kesin bir hukuki statü için-
05:23
because if the forestorman belongsaittir to the statebelirtmek, bildirmek,
105
305000
2000
çünkü eğer orman ülkeye aitse
05:25
people say, "It belongsaittir to me, it belongsaittir to everyoneherkes."
106
307000
3000
insanlar onun kendilerine ait olduğunu, onun herkese ait olduğunu söylerler.
05:28
And then we applyuygulamak all these other principlesprensipler
107
310000
3000
Sonra tüm bu diğer ilkeleri uyguladık
05:31
like transparencyşeffaflık, professionalprofesyonel managementyönetim, measurableölçülebilir resultsSonuçlar,
108
313000
4000
şeffaflık, profesyonel idare, ölçülebilir sonuçlar,
05:35
scalabilityölçeklenebilirlik, [unclearbelirsiz], etcvb.
109
317000
3000
ölçeklenebilirlik, tekrarlanabilirlik, vs.
05:38
What we did was we formulatedformüle recipesyemek tarifleri --
110
320000
3000
Yaptığımız çözümler formüle etmekti
05:41
how to go from a startingbaşlangıç situationdurum where you have nothing
111
323000
3000
hiçbir şeyinizin olmadığı bir durumdan bir hedef duruma
05:44
to a targethedef situationdurum.
112
326000
2000
nasıl gidileceğine dair.
05:46
You formulateformüle a recipeyemek tarifi basedmerkezli uponüzerine the factorsfaktörler you can controlkontrol,
113
328000
5000
Kontrol edebileceğiniz etkenleri baz alarak çözümler formüle edersiniz.
05:51
whetherolup olmadığını it be the skillsbecerileri or the fertilizergübre or the plantbitki choiceseçim.
114
333000
4000
İster beceriler, ister gübre, isterseniz de bitki seçimi olsun.
05:55
And then you look at the outputsçıkış and you startbaşlama measuringölçme what comesgeliyor out.
115
337000
5000
Sonra çıktılara bakarsınız ve ne çıktığını ölçmeye başlarsınız.
06:00
Now in this recipeyemek tarifi you alsoAyrıca have the costmaliyet.
116
342000
2000
Bu çözümde maliyet de vardır.
06:02
You alsoAyrıca know how much laboremek is neededgerekli.
117
344000
3000
Ne kadar iş gücü gerektiğini de bilirsiniz.
06:05
If you can dropdüşürmek this recipeyemek tarifi on the mapharita
118
347000
3000
Eğer bu çözümü bir haritaya düşürürseniz,
06:08
on a sandykumlu soiltoprak, on a claykil soiltoprak,
119
350000
2000
kumlu bir toprağa, killi bir toprağa,
06:10
on a steepdik slopeeğim, on flatdüz soiltoprak,
120
352000
2000
dik bir yamaca, düz bir toprağa,
06:12
you put those differentfarklı recipesyemek tarifleri; if you combinebirleştirmek them,
121
354000
3000
tüm bu farklı tarifleri koyar ve birleştirirseniz
06:15
out of that comesgeliyor a business planplan,
122
357000
2000
ortaya bir iş planı,
06:17
comesgeliyor a work planplan, and you can optimizeoptimize it
123
359000
3000
bir çalışma planı çıkar ve bunu
06:20
for the amounttutar of laboremek you have availablemevcut or for the amounttutar of fertilizergübre you have,
124
362000
4000
elinizde olan iş gücüne veya gübre miktarınıza göre optimize edebilirsiniz,
06:24
and you can do it.
125
366000
2000
ve bunu başarabilirsiniz.
06:26
This is how it looksgörünüyor like in practiceuygulama. We have this grassçimen we want to get ridkurtulmuş of.
126
368000
4000
Bu uygulamada şöyle oluyor. Bu kurtulmak istediğimiz otlar var.
06:30
It exudessızar [unclearbelirsiz]-like-gibi compoundsBileşikler from the rootskökleri.
127
372000
3000
Köklerinden [belirsiz] tür bileşikler yayıyor,
06:33
The acaciaAkasya treesağaçlar are of a very lowdüşük valuedeğer
128
375000
3000
ama Akasya ağaçları düşük değere sahiptirler
06:36
but we need them to restoregeri the micro-climatemikro-İklim, to protectkorumak the soiltoprak
129
378000
3000
ama mikroklimayı restore etmek, toprağı korumak
06:39
and to shakesallamak out the grassesotlar.
130
381000
3000
ve otlardan kurtulmak için onlara ihtiyacımız var.
06:42
And after eightsekiz yearsyıl they mightbelki actuallyaslında yieldYol ver some timberkereste --
131
384000
3000
Sekiz yıl sonra belki de biraz ahşap elde edebilirler,
06:45
that is, if you can preservekorumak it in the right way,
132
387000
3000
tabi eğer bambu kabuklarında olduğu gibi
06:48
whichhangi we can do with bamboobambu peelskabukları.
133
390000
2000
doğru şekilde korunabilirse.
06:50
It's an oldeski temple-buildingtapınak inşa techniqueteknik from JapanJaponya
134
392000
3000
Bu eski bir Japon kilise inşa yöntemi
06:53
but bamboobambu is very fire-susceptibleYangın duyarlı.
135
395000
2000
ama bambu yangına çok hassastır.
06:55
So if we would plantbitki that in the beginningbaşlangıç
136
397000
2000
Bu nedenle eğer onu en başta dikersek
06:57
we would have a very highyüksek riskrisk of losingkaybetme everything again.
137
399000
4000
her şeyi tekrar kaybetmemizin riski çok fazladır.
07:01
So we plantbitki it latersonra, alonguzun bir the waterwayssu yolları
138
403000
2000
Dolayısıyla onu sonra dikeriz,
07:03
to filterfiltre the waterSu, providesağlamak the rawçiğ productsÜrünler
139
405000
2000
suyu filtreleyecek su yollarıyla birlikte,
07:05
just in time for when the timberkereste becomesolur availablemevcut.
140
407000
3000
ahşap hazır olduğunda hammadde sağlayabilecek şekilde.
07:08
So the ideaFikir is: how to integratebirleştirmek these flowsakar
141
410000
3000
Yani fikir şu: bu akışları
07:11
in spaceuzay, over time and with the limitedsınırlı meansanlamına geliyor you have.
142
413000
5000
mekanda, zaman sürecinde ve eldeki kısıtlı imkanlarla nasıl entegre edilmeli.
07:16
So we plantbitki the treesağaçlar, we plantbitki these pineapplesananas
143
418000
2000
Böylece ağaçları diktik, bu ananasları diktik
07:18
and beansfasulye and gingerzencefil in betweenarasında, to reduceazaltmak the competitionyarışma for the treesağaçlar,
144
420000
4000
ağaçlar arası rekabeti azaltmak için de aralarına fasulye ve zencefil diktik.
07:22
the cropekin fertilizergübre. OrganicOrganik materialmalzeme is usefulişe yarar for the agriculturaltarım cropsbitkileri,
145
424000
5000
Ürün gübresi, tarımsal ürünler için ve insanlar için yararlı olduğu kadar
07:27
for the people, but alsoAyrıca helpsyardım eder the treesağaçlar. The farmersçiftçiler have freeücretsiz landarazi,
146
429000
3000
ağaçlara da yardım eden organik maddedir. Çiftçilerin boş arazisi olur,
07:30
the systemsistem yieldsverimleri earlyerken incomegelir, the orangutansorangutanlar get healthysağlıklı foodGıda
147
432000
4000
sistem erken gelir getirir, orangutanların sağlıklı yiyecekleri olur
07:34
and we can speedhız up ecosystemekosistem regenerationyeniden oluşturma işlemi
148
436000
3000
ve biz de ekosistem yenilenmesini hızlandırabiliriz
07:37
while even savingtasarruf some moneypara.
149
439000
2000
hatta para bile birikirebiliriz.
07:39
So beautifulgüzel. What a theoryteori.
150
441000
2000
Ne Güzel. Ne teori ama.
07:41
But is it really that easykolay?
151
443000
3000
Ama bu o kadar da kolay mı?
07:44
Not really, because if you lookedbaktı at what happenedolmuş in 1998,
152
446000
3000
Pek de değil, çünkü 1998'de ne olduğuna baktığınızda,
07:47
the fireateş startedbaşladı.
153
449000
2000
yangın başladı.
07:49
This is an areaalan of about 50 millionmilyon hectareshektar.
154
451000
2000
Bu aşağı yukarı 50 milyon hektarlık bir alan.
07:51
JanuaryOcak.
155
453000
1000
Ocak.
07:53
FebruaryŞubat.
156
455000
1000
Şubat.
07:55
MarchMart.
157
457000
1000
Mart.
07:57
AprilNisan.
158
459000
1000
Nisan.
07:58
MayMayıs.
159
460000
1000
Mayıs.
07:59
We lostkayıp 5.5 millionmilyon hectareshektar in just a mattermadde of a fewaz monthsay.
160
461000
4000
5.5 milyon hektarlık bir alanı sadece birkaç ay içinde kaybettik.
08:03
This is because we have 10,000 of those undergroundyeraltı firesyangınlar
161
465000
3000
Bunun nedeni 10.000 kadar bu yeraltı yangınlarından olması,
08:06
that you alsoAyrıca have in PennsylvaniaPennsylvania here in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
162
468000
4000
burada Amerika Birleşik Devletler'nde Pensilvanya'da da olduğu gibi.
08:10
And oncebir Zamanlar the soiltoprak getsalır driedkurutulmuş, you're in a drykuru seasonsezon -- you get cracksçatlaklar,
163
472000
3000
Toprak kurur kurumaz, kuru mevsimde, çatlaklar oluşur,
08:13
oxygenoksijen goesgider in, flamesalevler come out and the problemsorun startsbaşlar all over again.
164
475000
4000
oksijen içeri girer ve alevler çıkar ve tüm problem baştan başlar.
08:17
So how to breakkırılma that cycledevir?
165
479000
2000
Peki bu döngü nasıl kırılır?
08:19
FireYangın is the biggesten büyük problemsorun.
166
481000
2000
Yangın en büyük problem.
08:21
This is what it lookedbaktı like for threeüç monthsay.
167
483000
3000
Bu, üç ay kadar etrafın nasıl göründüğü.
08:24
For threeüç monthsay, the automaticOtomatik lightsışıklar outsidedışında did not go off
168
486000
3000
Üç ay boyunca dışarıdaki otomatik ışıklar sönmedi,
08:27
because it was that darkkaranlık.
169
489000
2000
çünkü o kadar karanlıktı.
08:29
We lostkayıp all the cropsbitkileri. No childrençocuklar gainedkazanmış weightağırlık for over a yearyıl;
170
491000
4000
Tüm ürünleri kaybettik, hiçbir çocuk bir sene boyunca kilo alamadı.
08:33
they lostkayıp 12 IQIQ pointsmakas. It was a disasterafet
171
495000
3000
12 IQ puanı kaybettiler; tam bir felaketti
08:36
for orangutansorangutanlar and people.
172
498000
2000
hem orangutanlar hem de insanlar için.
08:38
So these firesyangınlar are really the first things to work on.
173
500000
3000
Yani bu yangınlar üzerinde çalışılması gereken ilk şeydi.
08:41
That was why I put it as a singletek pointpuan up there.
174
503000
2000
Bu nedenle onu tek başına bir madde olarak ele aldım.
08:44
And you need the localyerel people for that because these grasslandsotlaklar,
175
506000
3000
Bunun için yerel insanlara ihtiyacınız var, çünkü bu otlaklar
08:47
oncebir Zamanlar they startbaşlama burningyanan ... It goesgider throughvasitasiyla it like a windstormKasırga
176
509000
4000
yanmaya başladıklarında, yangın adeta fırtına gibi ilerliyor.
08:51
and you losekaybetmek again the last bitbit of ashkül and nutrientsbesinler
177
513000
3000
Son kalan kül ve besinleri de denize doğru akan
08:54
to the first rainfallyağış miktarı -- going to the seadeniz
178
516000
2000
ve oradaki mercan kayalıklarını öldüren
08:56
killingöldürme off the coralmercan reefsresifleri there.
179
518000
3000
ilk yağmurla tekrar kaybediyorsunuz.
08:59
So you have to do it with the localyerel people.
180
521000
2000
Bu yüzden bu işi yerel insanlarla yapmak zorundasınız.
09:01
That is the short-termkısa dönem solutionçözüm but you alsoAyrıca need a long-termuzun vadeli solutionçözüm.
181
523000
3000
Bu kısa vadeli çözüm, ama bir de uzun vadeli çözüme ihtiyacınız var.
09:04
So what we did is, we createdoluşturulan
182
526000
2000
Bizim yaptığımız alanın çevresinde
09:06
a ringhalka of sugarşeker palmsavuç içi around the areaalan.
183
528000
3000
şeker palmiyelerinden bir halka yarattık.
09:09
These sugarşeker palmsavuç içi turndönüş out to be fire-resistantateşe dayanıklı --
184
531000
3000
Bu şeker palmiyeleri yangına dayanıklı çıktılar
09:12
alsoAyrıca flood-resistantsel dayanıklı, by the way --
185
534000
2000
ve bu arada sele de dayanıklılar.
09:14
and they providesağlamak a lot of incomegelir for localyerel people.
186
536000
4000
Yerel halka oldukça çok gelir sağlıyorlar.
09:18
This is what it looksgörünüyor like:
187
540000
2000
İşte böyle gözüküyor:
09:20
the people have to tapmusluk them twiceiki defa a day -- just a millimetermilimetre slicedilim --
188
542000
3000
İnsanların onlardan günde iki kez sıvı almaları gerekiyor. Milimetrelik bir dilim
09:23
and the only thing you harvesthasat is sugarşeker waterSu,
189
545000
3000
ve alacağınız tek hasat şekerli su,
09:26
carbonkarbon dioxidedioksit, rainyağmur falldüşmek and a little bitbit of sunshinegüneş ışığı.
190
548000
4000
karbon dioksit, yağmur ve biraz da gün ışığı.
09:30
In principleprensip, you make those treesağaçlar into
191
552000
2000
Prensipte bu ağaçları
09:32
biologicalbiyolojik photovoltaicFotovoltaik cellshücreler.
192
554000
3000
biyolojik güneş pillerine dönüştürüyorsunuz.
09:35
And you can createyaratmak so much energyenerji from this --
193
557000
3000
Bundan o kadar çok enerji elde edebiliyorsunuz ki,
09:38
they produceüretmek threeüç timeszamanlar more energyenerji perbaşına hectarehektar perbaşına yearyıl,
194
560000
5000
çünkü yılda hektar başına üç kat daha fazla enerji üretiyorlar,
09:43
because you can tapmusluk them on a dailygünlük basistemel.
195
565000
2000
çünkü onlardan her gün sıvı elde edebiliyorsunuz.
09:45
You don't need to harvesthasat [unclearbelirsiz]
196
567000
2000
Ne [belirsiz] ne de başka bir ürünü
09:47
or any other of the cropsbitkileri.
197
569000
2000
toplamanız gerekmiyor.
09:49
So this is the combinationkombinasyon where we have all this geneticgenetik potentialpotansiyel in the tropicstropik,
198
571000
4000
İşte bu birleşim, tropikal bölgelerde elimizde olan ve hala değerlendirilmemiş
09:53
whichhangi is still unexploitedunexploited, and doing it in combinationkombinasyon with technologyteknoloji.
199
575000
4000
genetik potansiyel ile teknolojinin kombinasyonu,
09:57
But alsoAyrıca your legalyasal sideyan needsihtiyaçlar to be in very good ordersipariş.
200
579000
4000
ama bir yandan da hukuki yanınızın çok düzenli olması gerekiyor.
10:01
So we boughtsatın that landarazi,
201
583000
2000
Böylece o araziyi satın aldık
10:03
and here is where we startedbaşladı our projectproje --
202
585000
2000
ve işte burada projemize başladık,
10:05
in the middleorta of nowhereHiçbir yerde.
203
587000
2000
hiçliğin ortasında.
10:07
And if you zoomyakınlaştırma in a bitbit you can see that all of this areaalan
204
589000
4000
Biraz yakınlaşırsanız bütün alanın
10:11
is dividedbölünmüş into stripsşeritler that go over differentfarklı typestürleri of soiltoprak,
205
593000
3000
farklı toprak tiplerine işaret eden çizgilere bölündüğünü göreceksiniz
10:14
and we were actuallyaslında monitoringizleme,
206
596000
3000
Biz gerçekten de bu 2.000 hektarlık, 5.000 dönümlük arazideki
10:17
measuringölçme everyher singletek treeağaç in these 2,000 hectareshektar, 5,000 acresdönüm.
207
599000
6000
her ağacı gözlemliyor ve ölçüyorduk.
10:23
And this forestorman is quiteoldukça differentfarklı.
208
605000
3000
Bu orman biraz farklı.
10:26
What I really did was I just followedtakip etti naturedoğa,
209
608000
2000
Aslında yaptığım doğayı örnek almaktı,
10:28
and naturedoğa doesn't know monoculturesmonocultures,
210
610000
3000
ve doğa monokültürü bilmez,
10:31
but a naturaldoğal forestorman is multilayeredçok katmanlı.
211
613000
3000
ama doğal bir ormanın birden fazla katmanı vardır.
10:34
That meansanlamına geliyor that bothher ikisi de in the groundzemin and aboveyukarıdaki the groundzemin
212
616000
2000
Bu, hem yerin içinde hem de yerden yukarıda
10:36
it can make better use of the availablemevcut lightışık,
213
618000
3000
var olan ışığı daha iyi kullanabileceği,
10:39
it can storemağaza more carbonkarbon in the systemsistem, it can providesağlamak more functionsfonksiyonlar.
214
621000
5000
sistemde daha fazla karbon biriktirebileceği, daha nice işlevi olabileceği anlamına gelir.
10:44
But, it's more complicatedkarmaşık. It's not that simplebasit, and you have to work with the people.
215
626000
4000
Ama daha karmaşıktır. O kadar kolay değil ve insanlarla çalışmak zorundasınız.
10:48
So, just like naturedoğa,
216
630000
3000
Bu nedenle yaptığımız, aynı doğa gibi,
10:51
we alsoAyrıca growbüyümek fasthızlı plantingdikim treesağaçlar and underneathaltında that,
217
633000
3000
hızlı büyüyen ağaçlar yetiştirdik ve altlarında
10:54
we growbüyümek the slowerYavaş growingbüyüyen, primary-grainİlköğretim-tahıl forestorman treesağaçlar of a very highyüksek diversityçeşitlilik
218
636000
6000
birincil orman dokusunu oluşturacak, çeşitliliği çok olan,
11:00
that can optimallyoptimal use that lightışık. Then,
219
642000
2000
ışığı en uygun şekilde kullanabilen daha yavaş büyüyen ağaçları büyüttük.
11:02
what is just as importantönemli: get the right fungimantar in there
220
644000
4000
Bir o kadar önemli şey, yapraklar üzerinde yetişecek
11:06
that will growbüyümek into those leavesyapraklar, bringgetirmek back the nutrientsbesinler
221
648000
3000
ve 24 saat içinde yaprak dökmüş olan ağaçların köklerine
11:09
to the rootskökleri of the treesağaçlar that have just droppeddüştü that leafYaprak withiniçinde 24 hourssaatler.
222
651000
4000
besinleri geri kazandıracak doğru mantarları oraya sokmak.
11:13
And they becomeolmak like nutrientbesin pumpspompalar.
223
655000
2000
Besin pompaları gibi olurlar.
11:15
You need the bacteriabakteriler to fixdüzeltmek nitrogenazot,
224
657000
3000
Azotu bağlayacak bakterilere ihtiyacın vardır.
11:18
and withoutolmadan those microorganismsmikroorganizmalar, you won'talışkanlık have any performanceperformans at all.
225
660000
5000
O mikroorganizmalar olmazsa hiç verim alamazsın.
11:23
And then we startedbaşladı plantingdikim -- only 1,000 treesağaçlar a day.
226
665000
4000
Böylece dikime başladık - günde sadece 1.000 ağaç.
11:27
We could have plantedekili manyçok, manyçok more, but we didn't want to
227
669000
3000
Çok çok daha fazla dikebilirdik, ama istemedik;
11:30
because we wanted to keep the numbernumara of jobsMeslekler stablekararlı.
228
672000
3000
çünkü istihdamı istikrarlı tutmak istedik.
11:33
We didn't want to losekaybetmek the people
229
675000
3000
Dikimde çalışacak
11:36
that are going to work in that plantationfidanlık.
230
678000
4000
o insanları kaybetmek istemedik.
11:40
And we do a lot of work here.
231
682000
2000
Burada pek çok iş yapıyoruz.
11:42
We use indicatorgösterge plantsbitkiler to look at what soiltoprak typestürleri,
232
684000
3000
Hangi toprak türünde hangi sebze ya da hangi ağacın
11:45
or what vegetablessebzeler will growbüyümek, or what treesağaçlar will growbüyümek here.
233
687000
3000
yetişeceğine bakmak için indikatör bitkiler kullanıyoruz.
11:48
And we have monitoredizlenen everyher singletek one of those treesağaçlar from spaceuzay.
234
690000
5000
Bu ağaçlardan her birini uzaydan izledik.
11:53
This is what it looksgörünüyor like in realitygerçeklik;
235
695000
2000
Bu gerçekte nasıl göründüğü,
11:55
you have this irregulardüzensiz ringhalka around it,
236
697000
2000
etrafında bu yamuk halka var,
11:57
with stripsşeritler of 100 metersmetre widegeniş, with sugarşeker palmsavuç içi
237
699000
4000
648 aileye gelir sağlayan
12:01
that can providesağlamak incomegelir for 648 familiesaileleri.
238
703000
3000
100 metre genişliğindeki şeker palmiyesi bandı.
12:04
It's only a smallküçük partBölüm of the areaalan.
239
706000
3000
Bu alanın sadece küçük bir kısmı.
12:07
The nurseryçocuk odası, in here, is quiteoldukça differentfarklı.
240
709000
3000
Buradaki fidanlık oldukça farklı.
12:10
If you look at the numbernumara of treeağaç speciesTürler we have in EuropeEurope, for instanceörnek,
241
712000
3000
Avrupa'daki ağaç türü sayısına bakacak olursak,
12:13
from the UralsUrallar up to Englandİngiltere, you know how manyçok?
242
715000
3000
örneğin Urallar'dan İngiltere'ye, ne kadar var biliyor musunuz?
12:16
165.
243
718000
2000
165.
12:18
In this nurseryçocuk odası, we're going to growbüyümek 10 timeszamanlar more than the numbernumara of speciesTürler.
244
720000
4000
Bu fidanlıkta, bundan 10 kat daha fazla tür yetiştireceğiz.
12:22
Can you imaginehayal etmek?
245
724000
2000
Hayal edebiliyor musunuz?
12:24
You do need to know what you are workingçalışma with,
246
726000
2000
Neyle çalıştığınızı bilmek zorundasınız,
12:26
but it's that diversityçeşitlilik whichhangi makesmarkaları it work.
247
728000
3000
ama işte bu çeşitlilik bunu başarmanızı sağlar.
12:29
That you can go from this zerosıfır situationdurum,
248
731000
3000
Bu sıfır durumundan hareket edebilirsiniz:
12:32
by plantingdikim the vegetablessebzeler and the treesağaçlar, or directlydirekt olarak, the treesağaçlar
249
734000
4000
sebze ve ağaçlar dikip ya da doğrudan
12:36
in the lineshatlar in that grassçimen there,
250
738000
2000
oradaki çim hatlarını ağaçlandıp
12:38
puttingkoyarak up the bufferarabellek zonebölge, producingüreten your compostkompost,
251
740000
3000
bir tampon bölge oluşturarak, kompostunuzu üreterek,
12:41
and then makingyapma sure that at everyher stageevre of that up growingbüyüyen forestorman
252
743000
5000
ve sonra büyüyen bu ormanın her aşamasında
12:46
there are cropsbitkileri that can be used.
253
748000
2000
kullanılabilir ürünler olacağından emin olarak.
12:48
In the beginningbaşlangıç, maybe pineapplesananas and beansfasulye and cornMısır;
254
750000
2000
Başlangıçta, belki ananas, fasulye ve mısır.
12:50
in the secondikinci phaseAşama, there will be bananasmuz and papayasPapaya;
255
752000
3000
İkinci aşamada, muz ve papaya olacaktır.
12:53
latersonra on, there will be chocolateçikolata and chiliesbiberler.
256
755000
3000
Daha sonra çikolata ve kırmızı biberler olacaktır.
12:56
And then slowlyyavaşça, the treesağaçlar startbaşlama takingalma over,
257
758000
2000
Sonra yavaş yavaş, ağaçlar devralmaya başlar,
12:58
bringinggetiren in produceüretmek from the fruitsmeyve, from the timberkereste, from the fuelyakıt woodahşap.
258
760000
4000
meyve, ahşap ve yakacak odun ürünleriyle.
13:02
And finallyen sonunda, the sugarşeker palmavuç içi forestorman takes over
259
764000
3000
Son olarak, şeker palmiyesi ormanı devralır
13:05
and providessağlar the people with permanentkalıcı incomegelir.
260
767000
2000
ve insanlara sabit gelir sağlar.
13:07
On the topüst left, underneathaltında those greenyeşil stripesçizgili,
261
769000
3000
Sol üstte, o yeşil hatların altında
13:10
you see some whitebeyaz dotsnoktalar -- those are actuallyaslında individualbireysel pineappleananas plantsbitkiler
262
772000
4000
beyaz noktalar görüyorsunuz - bunların hepsi aslında uzaydan görebildiğiniz
13:14
that you can see from spaceuzay.
263
776000
2000
birer ananas bitkisi.
13:16
And in that areaalan we startedbaşladı growingbüyüyen some acaciaAkasya treesağaçlar
264
778000
5000
O alanda daha önce gösterdiğim akasya ağaçlarından
13:21
that you just saw before.
265
783000
2000
yetiştirmeye başladık.
13:23
So this is after one yearyıl.
266
785000
2000
İşte bu bir yıl sonrası.
13:25
And this is after two yearsyıl.
267
787000
2000
Ve bu iki yıl sonrası.
13:27
And that's greenyeşil. If you look from the towerkule --
268
789000
3000
işte yeşil. Eğer kuleden bakarsanız,
13:30
this is when we startbaşlama attackingsaldırma the grassçimen.
269
792000
3000
bu, otlarla uğraştığımaya başladığımız zaman,
13:33
We plantbitki in the seedlingsFidan
270
795000
2000
fideleri ektiğimiz
13:35
mixedkarışık with the bananasmuz, the papayasPapaya, all the cropsbitkileri for the localyerel people,
271
797000
4000
muzlar, papayalarla birlikte. Hepsi yerel halk için olan ürünler,
13:39
but the treesağaçlar are growingbüyüyen up fasthızlı in betweenarasında as well.
272
801000
3000
ama ağaçlar da aralarda hızla büyüyorlar.
13:42
And threeüç yearsyıl latersonra, 137 speciesTürler of birdskuşlar are livingyaşam here.
273
804000
3000
Üç yıl sonra, 137 kuş türü.
13:45
(ApplauseAlkış)
274
807000
6000
(Alkış)
13:51
So we loweredalçaltılmış airhava temperaturesıcaklık threeüç to fivebeş degreesderece CelsiusSantigrat.
275
813000
4000
Böylece hava sıcaklığını üç dört santigrat derece kadar düşürdük.
13:55
AirHava humidityNem oranı is up 10 percentyüzde.
276
817000
2000
Nem yüzde 10 arttı.
13:57
CloudBulut coverkapak -- I'm going to showgöstermek it to you -- is up.
277
819000
2000
Bulut örtüsü - şimdi size göstereceğim - arttı.
13:59
RainfallYağış is up.
278
821000
2000
Yağmur miktarı arttı.
14:01
And all these speciesTürler and incomegelir.
279
823000
2000
Tüm bu türler ve gelirler.
14:03
This ecolodgeEcolodge that I builtinşa edilmiş here,
280
825000
2000
Buraya inşa ettiğim bu ekolojik kulübe,
14:05
threeüç yearsyıl before, was an emptyboş, yellowSarı fieldalan.
281
827000
3000
üç yıl önce boş sarı bir arazideydi.
14:08
This transpondertransponder that we operateişletmek with the EuropeanAvrupa SpaceUzay AgencyAjansı --
282
830000
4000
Avrupa Uzay Ajansı'yla birlikte kullandığımız bu aktarıcı
14:12
it givesverir us the benefityarar that everyher satelliteuydu that comesgeliyor over to calibratekalibre itselfkendisi
283
834000
4000
bize üstümüze kalibrasyon için gelen her uydunun
14:16
is takingalma a pictureresim.
284
838000
2000
bir fotoğraf çekmesini sağlıyor.
14:18
Those picturesresimler we use to analyzeçözümlemek how much carbonkarbon, how the forestorman is developinggelişen,
285
840000
4000
Bu fotoğrafları ormanın ne kadar karbon, ne kadar büyüdüğünü analiz etmek için kullanıyoruz
14:22
and we can monitorizlemek everyher treeağaç usingkullanma satelliteuydu imagesGörüntüler throughvasitasiyla our cooperationişbirliği.
286
844000
6000
ve bu işbirliğiyle bu uydu görüntülerini kullanarak her ağacı gözleyebiliyoruz,
14:28
We can use these dataveri now
287
850000
2000
ama şu an bu verileri
14:30
to providesağlamak other regionsbölgeler with recipesyemek tarifleri and the sameaynı technologyteknoloji.
288
852000
4000
başka bölgelere çözümler ve aynı teknolojiyi sağlamak için kullanabiliyoruz.
14:34
We actuallyaslında have it alreadyzaten with GoogleGoogle EarthDünya.
289
856000
2000
Aslında bu Google Earth'le zaten elimizde.
14:36
If you would use a little bitbit of your technologyteknoloji to put trackingizleme devicescihazlar in truckskamyonlar,
290
858000
4000
Eğer kamyonlara takip cihazları koyacak kadar teknolojinizi kullanır
14:40
and use GoogleGoogle EarthDünya in combinationkombinasyon with that,
291
862000
3000
ve Google Earth'ü de onunla birlikte kullanırsanız,
14:43
you could directlydirekt olarak tell what palmavuç içi oilsıvı yağ has been sustainablysürdürülebilir producedüretilmiş,
292
865000
4000
ne kadar palmiye yağının sürdürülebilir olarak üretildiğini,
14:47
whichhangi companyşirket is stealingçalmak the timberkereste,
293
869000
3000
hangi firmanın ahşap çaldığını hemen söyleyebilirsiniz.
14:50
and you could savekayıt etmek so much more carbonkarbon
294
872000
2000
Böylece herhangi bir enerji korunumu hesabından
14:52
than with any measureölçmek of savingtasarruf energyenerji here.
295
874000
3000
çok daha fazla karbon tasarrufu yapabilirsiniz.
14:55
So this is the SambojaSamboja LestariLestari areaalan.
296
877000
3000
İşte bu Samboja Lestari alanı,
14:58
You measureölçmek how the treesağaçlar growbüyümek back,
297
880000
2000
ağaçların ne kadar büyüdüğünü hesaplıyorsunuz,
15:00
but you can alsoAyrıca measureölçmek the biodiversitybiyolojik çeşitlilik cominggelecek back.
298
882000
4000
ama aynı zamanda biyoçeşitliliğin geri kazanılmasını da ölçebilirsiniz.
15:04
And biodiversitybiyolojik çeşitlilik is an indicatorgösterge of how much waterSu can be balanceddengeli,
299
886000
4000
Biyoçeşitlilik ne kadar suyun dengelendiği,
15:08
how manyçok medicinesilaçlar can be kepttuttu here.
300
890000
3000
ne kadar ilacın orada tutulabileceğine dair bir indikatör.
15:11
And finallyen sonunda I madeyapılmış it into the rainyağmur machinemakine
301
893000
3000
Sonunda yağmur makinesine ulaştım,
15:14
because this forestorman is now creatingoluşturma its ownkendi rainyağmur.
302
896000
3000
çünkü bu orman artık kendi yağmurunu yaratıyor.
15:17
This nearbyyakında cityŞehir of BalikpapanBalikpapan has a bigbüyük problemsorun with waterSu;
303
899000
4000
Bu yakındaki Balıkpapan şehrinin ciddi bir su sorunu var,
15:21
it's 80 percentyüzde surroundedçevrili by seawaterdeniz suyu,
304
903000
3000
yüzde 80 deniz suyuyla çevrelenmiş durumda
15:24
and we have now a lot of intrusionizinsiz giriş there.
305
906000
2000
ve orada şu an oldukça sık tuzlu suyun tatlı sulara karışma durumu söz konusu.
15:26
Now we lookedbaktı at the cloudsbulutlar aboveyukarıdaki this forestorman;
306
908000
3000
Şimdi bu ormanın üstündeki bulutlara bakalım,
15:29
we lookedbaktı at the reforestationağaçlandırma areaalan, the semi-openyarı açık areaalan and the openaçık areaalan.
307
911000
4000
yeniden ağaçlandırılan, yarı açık ve açık alanlara baktık.
15:33
And look at these imagesGörüntüler.
308
915000
3000
Bu görüntülere bakın.
15:36
I'll just runkoş them very quicklyhızlı bir şekilde throughvasitasiyla.
309
918000
2000
Onları hızla geçeceğim.
15:38
In the tropicstropik, raindropsYağmur damlaları are not formedoluşturulan from icebuz crystalskristaller,
310
920000
3000
Tropiklerde, yağmur damlaları buz kristallerinden oluşmaz,
15:41
whichhangi is the casedurum in the temperateılıman zonesbölgeleri,
311
923000
2000
ılıman bölgelerde olduğu gibi,
15:43
you need the treesağaçlar with [unclearbelirsiz], chemicalskimyasallar that come out of the leavesyapraklar of the treesağaçlar
312
925000
5000
[belirsiz] olan ağaçlara ihtiyacınız vardır. Ağaçların yapraklarından çıkan bu kimyasallar
15:48
that initiatebaşlatmak the raindropsYağmur damlaları.
313
930000
2000
yağmur damlalarını başlatırlar.
15:50
So you createyaratmak a coolgüzel placeyer where cloudsbulutlar can accumulatebiriktirmek,
314
932000
4000
Yani bulutların toplanabildiği serin bir yer yaratıyorsunuz
15:54
and you have the treesağaçlar to initiatebaşlatmak the rainyağmur.
315
936000
2000
ve yağmuru başlatacak ağaçlarınız var.
15:56
And look, there's now 11.2 percentyüzde more cloudsbulutlar --
316
938000
4000
Bakın, şu an yüzde 11.2 daha fazla bulut var,
16:00
alreadyzaten, after threeüç yearsyıl.
317
942000
2000
ki bu, hemen üç yıl sonrası.
16:02
If you look at rainfallyağış miktarı, it was alreadyzaten up 20 percentyüzde at that time.
318
944000
5000
Eğer yağış miktarına bakacak olursanız, zaten yüzde 20 artmıştı.
16:07
Let's look at the nextSonraki yearyıl,
319
949000
2000
Bir sonraki yıla bakalım,
16:09
and you can see that that trendakım is continuingdevam ediyor.
320
951000
2000
eğilimin devam ettiğini görebiliyorsunuz.
16:11
Where at first we had a smallküçük capkapak of higherdaha yüksek rainfallyağış miktarı,
321
953000
3000
Başta, yüksek yağış miktarı olan küçük bir tepe noktamız varken,
16:14
that capkapak is now wideninggenişletme and gettingalma higherdaha yüksek.
322
956000
3000
şimdi o alan genişliyor ve artıyor.
16:17
And if we look at the rainfallyağış miktarı patternmodel
323
959000
3000
Eğer Samboja Lestari üstündeki yağış miktarı örüntüsüne bakarsak,
16:20
aboveyukarıdaki SambojaSamboja LestariLestari, it used to be the driestkurak placeyer,
324
962000
4000
bir zamanlar en kurak bölgeydi,
16:24
but now you see consistentlysürekli olarak see a peakzirve of rainyağmur formingşekillendirme there.
325
966000
4000
ama şimdi tutarlı bir şekilde, en çok yağmurun orada oluştuğunu görüyorsunuz.
16:28
So you can actuallyaslında changedeğişiklik the climateiklim.
326
970000
4000
Yani aslında iklimi değiştirebilirsiniz.
16:32
When there are tradeTicaret windsrüzgarlar of coursekurs the effectEfekt disappearskaybolur,
327
974000
4000
tabi alize rüzgarlarıyla bu etki kayboluyor,
16:36
but afterwardssonradan, as soonyakında as the windrüzgar stabilizesstabilize,
328
978000
3000
ama sonra, rüzgar düzene girer girmez,
16:39
you see again that the rainfallyağış miktarı peakstepeler come back aboveyukarıdaki this areaalan.
329
981000
4000
yine bu alan üstündeki yağmur miktarında uç değerler görüyorsunuz.
16:43
So to say it is hopelessUmutsuz is not the right thing to do,
330
985000
5000
Yani durumun umutsuz olduğunuz söylemek doğru değil,
16:48
because we actuallyaslında can make that differencefark
331
990000
2000
çünkü eğer çeşitli teknolojileri entegre edersek
16:50
if you integratebirleştirmek the variousçeşitli technologiesteknolojiler.
332
992000
4000
gerçekten de fark yaratabiliyoruz.
16:54
And it's niceGüzel to have the scienceBilim, but it still dependsbağlıdır mostlyçoğunlukla uponüzerine the people,
333
996000
4000
Bilimi kullanmak güzel, ama hala çoğunlukla insanlara dayalı,
16:58
on your educationEğitim.
334
1000000
2000
sizin eğitiminize dayalı.
17:00
We have our farmerçiftçi schoolsokullar.
335
1002000
2000
Çiftçi okullarımız var.
17:02
But the realgerçek successbaşarı of coursekurs, is our bandgrup --
336
1004000
2000
Ama esas başarımız, müzik grubumuz,
17:04
because if a babybebek is borndoğmuş, we will playoyun, so everyone'sherkesin var our familyaile
337
1006000
4000
çünkü eğer bir bebek doğarsa, müzik çalıyoruz, yani herkes ailemiz
17:08
and you don't make troublesorun with your familyaile.
338
1010000
2000
ve ailenizle problem yaşamak istemezsiniz.
17:10
This is how it looksgörünüyor.
339
1012000
2000
Bu nasıl göründüğü.
17:12
We have this roadyol going around the areaalan,
340
1014000
2000
Arazinin çevresinden geçen,
17:14
whichhangi bringsgetiriyor the people electricityelektrik and waterSu from our ownkendi areaalan.
341
1016000
4000
bize ait bölgeden insanlara elektrik ve su getiren bu yolumuz var.
17:18
We have the zonebölge with the sugarşeker palmsavuç içi,
342
1020000
2000
Şeker palmiyeleri bölgemiz var
17:20
and then we have this fenceçit with very thornydikenli palmsavuç içi
343
1022000
2000
ve sonra çok dikenli palmiyelerden
17:22
to keep the orangutansorangutanlar -- that we providesağlamak with a placeyer to livecanlı in the middleorta --
344
1024000
5000
-alanın ortasında yaşam alanı sağladığımız- orangutanlarla
17:27
and the people apartayrı.
345
1029000
2000
insanları ayrı tutmak için bu çitimiz var.
17:29
And insideiçeride, we have this areaalan for reforestationağaçlandırma
346
1031000
2000
İçerde, bu ağaçlandırılmış alanımız var
17:31
as a genegen bankbanka to keep all that materialmalzeme alivecanlı,
347
1033000
3000
bu ağaçlandırdığımız alan var.
17:34
because for the last 12 yearsyıl
348
1036000
2000
Çünkü son 12 yılda
17:36
not a singletek seedlingfide of the tropicaltropikal hardwoodParke treesağaçlar has grownyetişkin up
349
1038000
4000
hiçbir tropik sert kereste ağacı fidanı büyümedi,
17:40
because the climaticİklim triggerstetikleyiciler have disappearedkayboldu.
350
1042000
3000
çünkü iklimsel tetikleyiciler kayboldu.
17:43
All the seedstohumlar get eatenyemiş.
351
1045000
2000
Tüm tohumlar yendi.
17:45
So now we do the monitoringizleme on the insideiçeride --
352
1047000
2000
Bu yüzden şimdi içerden gözlemliyoruz:
17:47
from towerskuleler, satellitesuydular, ultralightsultralights.
353
1049000
3000
kulelerden, uydulardan, hafif uçaklardan.
17:50
EachHer of the familiesaileleri that have soldsatıldı theironların landarazi now get a pieceparça of landarazi back.
354
1052000
4000
Toprağını satan her aile şimdi bir parça toprağını geri alıyor.
17:54
And it has two niceGüzel fencesçitler of tropicaltropikal hardwoodParke treesağaçlar --
355
1056000
4000
İki tropik sert kereste ağacından güzel çiti var.
17:58
you have the shadeGölge treesağaçlar plantedekili in yearyıl one,
356
1060000
2000
İlk yıl gölge yapan ağaçları dikiyorsunuz,
18:00
then you underplantedunderplanted with the sugarşeker palmsavuç içi,
357
1062000
2000
sonra altlarına şeker palmiyesi dikiyorsunuz
18:03
and you plantbitki this thornydikenli fenceçit.
358
1065000
2000
ve bu dikenli çiti dikiyorsunuz.
18:05
And after a fewaz yearsyıl, you can removeKaldır some of those shadeGölge treesağaçlar.
359
1067000
4000
Birkaç yıl sonra gölge yapan ağaçlardan birazını sökebiliyorsunuz.
18:09
The people get that acaciaAkasya timberkereste whichhangi we have preservedkorunmuş with the bamboobambu peelkabuk,
360
1071000
4000
İnsanlar, bambu kabuğuyla sakladığımız akasya ahşabını alıyorlar.
18:13
and they can buildinşa etmek a houseev, they have some fuelyakıt woodahşap to cookpişirmek with.
361
1075000
3000
Böylece bir ev inşa edebiliyor ve yemek yapmak için yakacak odunları oluyor.
18:16
And they can startbaşlama producingüreten from the treesağaçlar as manyçok as they like.
362
1078000
4000
Bundan sonra ağaçlardan istedikleri kadar ürün elde edebiliyorlar.
18:20
They have enoughyeterli incomegelir for threeüç familiesaileleri.
363
1082000
4000
Üç aileye yetecek kadar gelirleri oluyor.
18:24
But whateverher neyse you do in that programprogram, it has to be fullytamamen supporteddestekli by the people,
364
1086000
4000
Ama bu programda ne yaparsanız yapın, halkın tam desteği olması şart,
18:28
meaninganlam that you alsoAyrıca have to adjustayarlamak it to the localyerel, culturalkültürel valuesdeğerler.
365
1090000
4000
yani bu yerel ve kültürel değerlere adapte olmanız anlamına geliyor.
18:32
There is no simplebasit one recipeyemek tarifi for one placeyer.
366
1094000
4000
Tek bir yer için basit tek bir çözüm yok.
18:36
You alsoAyrıca have to make sure that it is very difficultzor to corruptyozlaşmış --
367
1098000
4000
Ayrıca yozlaşmasının da zor olduğundan emin olmalısınız,
18:40
that it's transparentşeffaf.
368
1102000
2000
şeffaf olduğundan.
18:42
Like here, in SambojaSamboja LestariLestari,
369
1104000
2000
Burada, Samboja Lestari'deki gibi,
18:44
we dividebölmek that ringhalka in groupsgruplar of 20 familiesaileleri.
370
1106000
3000
halkayı 20 ailelik gruplara bölüyoruz.
18:47
If one memberüye trespassesgünahlarımızı the agreementanlaşma,
371
1109000
2000
Eğer tek bir üye anlaşmayı ihlal eder
18:49
and does cutkesim down treesağaçlar,
372
1111000
2000
ve ağaçları keserse,
18:51
the other 19 membersüyeler have to decidekarar ver what's going to happenolmak to him.
373
1113000
3000
diğer 19 üyenin ona ne olacağına karar vermesi gerekiyor.
18:54
If the groupgrup doesn't take actionaksiyon,
374
1116000
2000
Eğer grup harekete geçmezse,
18:56
the other 33 groupsgruplar have to decidekarar ver what is going to happenolmak to the groupgrup
375
1118000
4000
diğer 33 grubun, onlara sunduğumuz büyük fırsatlara uyum sağlamayan o gruba
19:00
that doesn't complyuymak with those great dealsfırsatlar that we are offeringteklif them.
376
1122000
4000
ne olacağına karar vermesi gerekiyor.
19:04
In NorthKuzey SulawesiSulawesi it is the cooperativeKooperatif --
377
1126000
3000
Kuzey Sulawesi'deyse bu bir kooperatif,
19:07
they have a democraticdemokratik culturekültür there,
378
1129000
2000
demokratik bir kültürleri var,
19:09
so there you can use the localyerel justiceadalet systemsistem to protectkorumak your systemsistem.
379
1131000
5000
bu sayede sisteminizi korumak için yerel hukuki sistemi kullanabiliyorsunuz.
19:14
In summaryÖzeti, if you look at it, in yearyıl one the people can sellsatmak theironların landarazi
380
1136000
3000
Yani özetle, bakacak olursak, ilk yıl insanlar topraklarını gelir elde etmek için satıyorlar,
19:17
to get incomegelir, but they get jobsMeslekler back in the constructioninşaat and the reforestationağaçlandırma,
381
1139000
5000
ama buna karşılık inşaat ve ağaçlandırma, orangutanlara çalışmada
19:22
the workingçalışma with the orangutansorangutanlar, and they can use the wasteatık woodahşap to make handicraftel sanatları.
382
1144000
4000
işleri oluyor, atık ahşabı el sanatları için kullanabiliyorlar.
19:26
They alsoAyrıca get freeücretsiz landarazi in betweenarasında the treesağaçlar,
383
1148000
3000
Ayrıca ağaçların arasında boş arazileri oluyor,
19:29
where they can growbüyümek theironların cropsbitkileri.
384
1151000
2000
burada ürünlerini yetiştirebiliyorlar.
19:31
They can now sellsatmak partBölüm of those fruitsmeyve to the orangutanorangutan projectproje.
385
1153000
4000
O meyvelerin bir kısmını artık orangutan projesine satabiliyorlar.
19:35
They get buildingbina materialmalzeme for housesevler,
386
1157000
2000
Evler için inşaat malzemeleri,
19:37
a contractsözleşme for sellingsatış the sugarşeker,
387
1159000
2000
şeker satmak için sözleşmeleri oluyor.
19:39
so we can produceüretmek hugeKocaman amountsmiktarlar of ethanoletanol and energyenerji locallylokal olarak.
388
1161000
4000
Böylece büyük miktarlarda etanol ve enerjiyi yerel olarak üretebiliyoruz.
19:43
They get all these other benefitsfaydaları: environmentallyçevresel olarak, moneypara,
389
1165000
3000
Çevresel olan bütün bu diğer faydalara sahip oluyorlar, paraya,
19:46
they get educationEğitim -- it's a great dealanlaştık mı.
390
1168000
2000
eğitim alıyorlar. Bu büyük bir anlaşma.
19:48
And everything is basedmerkezli uponüzerine that one thing --
391
1170000
3000
Ve her şey tek bir şeye dayanıyor -
19:51
make sure that forestorman remainskalıntılar there.
392
1173000
3000
ormanın orada kalmasından emin olmaya.
19:54
So if we want to help the orangutansorangutanlar --
393
1176000
3000
Yani orangutanlara yardım etmek istiyorsak
19:57
what I actuallyaslında setset out to do --
394
1179000
3000
-aslında yapmak için yola çıktığım-
20:00
we mustşart make sure that the localyerel people are the onesolanlar that benefityarar.
395
1182000
4000
yerel insanların bundan fayda sağlayacak olanlar olduğundan emin olmalıyız.
20:04
Now I think the realgerçek keyanahtar to doing it, to give a simplebasit answerCevap,
396
1186000
4000
Şimdi düşünüyorum da bunu başarmanın anahtarı, basit bit cevap verecek olursam,
20:08
is integrationbütünleşme.
397
1190000
2000
entegrasyon.
20:10
I hopeumut -- if you want to know more, you can readokumak more.
398
1192000
4000
Umarım ki, daha fazlasını öğrenmek isterseniz, daha fazla okuyabilirsiniz.
20:14
(ApplauseAlkış)
399
1196000
21000
(Alkış)
Translated by Naz Beykan
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Willie Smits - Conservationist
Willie Smits has devoted his life to saving the forest habitat of orangutans, the "thinkers of the jungle." As towns, farms and wars encroach on native forests, Smits works to save what is left.

Why you should listen

Willie Smits works at the complicated intersection of humankind, the animal world and our green planet. In his early work as a forester in Indonesia, he came to a deep understanding of that triple relationship, as he watched the growing population of Sulawesi move into (or burn for fuel) forests that are home to the orangutan. These intelligent animals were being killed for food, traded as pets or simply failing to thrive as their forest home degraded.

Smits believes that to rebuild orangutan populations, we must first rebuild their forest habitat -- which means helping local people find options other than the short-term fix of harvesting forests to survive. His Masarang Foundation raises money and awareness to restore habitat forests around the world -- and to empower local people. In 2007, Masarang opened a palm-sugar factory that uses thermal energy to turn sugar palms (fast-growing trees that thrive in degraded soils) into sugar and even ethanol, returning cash and power to the community and, with luck, starting the cycle toward a better future for people, trees and orangs.

More profile about the speaker
Willie Smits | Speaker | TED.com