ABOUT THE SPEAKER
Chris Bangle - Car designer
Car design is a ubiquitous but often overlooked art form. As chief of design for the BMW Group, Chris Bangle has overseen cars that have been seen the world over, including BMW 7 Series and the Z4 roadster.

Why you should listen

American designer Chris Bangle understands that it can be difficult to see a car in terms of Art with a capital A. As such, he separates his work into issues of "automobiles" (unemotional products, causing problems such as pollution and congestion) and "car-iness" (an expansion of the human, and ultimately a truly artistic expression). Satisfying the tensions between these problems -- and the tensions between engineers and designers -- is, for him, the essence of his work.

Offering radical forms and ideas, Bangle has been a polarizing figure within the industry; he has overseen all of the brands within the BMW family, including Mini and Rolls-Royce. In 2009, Bangle left BMW to pursue his own personal design interests and develop his consulting firm, Chris Bangle Associates.

More profile about the speaker
Chris Bangle | Speaker | TED.com
TED2002

Chris Bangle: Great cars are great art

Chris Bangle, "Harika arabalar sanattır".

Filmed:
973,938 views

Amerikalı tasarımcı Chris Bangle araba tasarımının bir sanat biçimi olduğuna dair görüşünü açıklıyor. Bunu geleceğin arazi aracını yaratmayı hedefleyen BMW Grubunun Deep Blue projesinin eğlenceli -- ve son derece harekete geçirici -- bir bakış açısyla yapıyor.
- Car designer
Car design is a ubiquitous but often overlooked art form. As chief of design for the BMW Group, Chris Bangle has overseen cars that have been seen the world over, including BMW 7 Series and the Z4 roadster. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:26
What I want to talk about is, as backgroundarka fon,
0
1000
3000
Bugün üzerinde durmak istediğim konu
00:29
is the ideaFikir that carsarabalar are artSanat.
1
4000
2000
arabaların bir sanat olduğu düşüncesi.
00:31
This is actuallyaslında quiteoldukça meaningfulanlamlı to me,
2
6000
3000
Bu benim için gerçekten çok şey ifade ediyor,
00:34
because cararaba designerstasarımcılar tendeğiliminde to be a little bitbit lowdüşük on the totemtotem polekutup --
3
9000
4000
çünkü araba tasarımcıları genelde pek itibar görmüyor,
00:38
we don't do coffeeKahve tabletablo bookskitaplar with just one lamplamba insideiçeride of it --
4
13000
3000
sonuçta biz ışıklı sehpa kitapları üretmiyoruz
00:41
and carsarabalar are thought so much as a productürün
5
16000
3000
ve arabalar genelde bir ürün olarak algılandığı için
00:44
that it's a little bitbit difficultzor to get into the aestheticestetik sideyan
6
19000
3000
zor olan şey işin estetik boyutunu
00:47
underaltında the sameaynı sortçeşit of terminologyterminoloji that one would discusstartışmak artSanat.
7
22000
3000
sanat için kullanılan terminolojiye taşımak.
00:50
And so carsarabalar, as artSanat, bringsgetiriyor it into an emotionalduygusal planeuçak -- if you acceptkabul etmek that --
8
25000
6000
Arabalara da, tıpkı sanat gibi, duygusal bağlamda
00:56
that you have to dealanlaştık mı with on the sameaynı levelseviye you would with artSanat with a capitalBaşkent A.
9
31000
3000
sanatın S si ile yaklaşılmalı - tabi kabul ederseniz.
00:59
Now at this pointpuan you're going to see a pictureresim of MichelangeloMichelangelo.
10
34000
3000
Tam bu noktada Michelangelo'ya ait bir resim göreceksiniz.
01:02
This is completelytamamen differentfarklı than automobilesotomobiller.
11
37000
3000
Bu otomobillerden tamamıyla farklı.
01:05
AutomobilesOtomobiller are self-movingkendiliğinden hareket etme things, right? ElevatorsAsansörler are automobilesotomobiller.
12
40000
6000
Otomobiller kendi başlarına hareket eden nesnelerdir, değil mi? Asansörler de sonuçta otomobildir.
01:11
And they're not very emotionalduygusal; they solveçözmek a purposeamaç;
13
46000
3000
Duygusal değillerdir, bir amaca hizmet ederler,
01:14
and certainlykesinlikle automobilesotomobiller have been around for 100 yearsyıl
14
49000
3000
otomobiller neredeyse 100 yıldır hayatımızdalar
01:17
and have madeyapılmış our liveshayatları functionallyişlevsel olarak a lot better in manyçok waysyolları;
15
52000
3000
ve pek çok yönden hayatlarımızı kolaylaştırmış,
01:20
they'veonlar ettik alsoAyrıca been a realgerçek painAğrı in the asseşek,
16
55000
2000
aynı zamanda başımıza ciddi dertler de açmışlardır.
01:22
because automobilesotomobiller are really the thing we have to solveçözmek.
17
57000
4000
Çünkü aslında otomobiller bizim çözmemiz gereken bir şey.
01:26
We have to solveçözmek the pollutionkirlilik, we have to solveçözmek the congestiontıkanıklık --
18
61000
3000
Yol açtıkları hava kirliliği, trafik sorununu çözmeliyiz,
01:29
but that's not what interestsilgi me in this speechkonuşma.
19
64000
3000
ama bu konuşmamın amacı bu değil.
01:32
What interestsilgi me in this speechkonuşma is carsarabalar. AutomobilesOtomobiller mayMayıs ayı be what you use,
20
67000
5000
Bu konuşmada beni ilgilendiren şey arabalar. Otomobiller kullandığınız şeyler olabilir,
01:37
but carsarabalar are what we are, in manyçok waysyolları.
21
72000
3000
ama arabalar; biz neysek onlar da o, pek çok yönden.
01:40
And as long as we can solveçözmek the problemssorunlar of automobilesotomobiller,
22
75000
4000
Ve biz otomobillerin sorunlarını çözebildiğimiz sürece
01:44
and I believe we can, with fuelyakıt cellshücreler or hydrogenhidrojen, like BMWBMW is really hipkalça on,
23
79000
4000
ve inanıyorum ki bunu ve bu gibi diğer şeyleri BMW'nin yakıt hücreleri veya hidrojenle yaptığı gibi yapabilir,
01:48
and lots of other things, then I think we can look pastgeçmiş that
24
83000
3000
o zaman da buradan geriye bakabilir ve
01:51
and try and understandanlama why this hookkanca is in manyçok of us --
25
86000
4000
pek çoğumuzun neden bu "araba sevdası"nda takılıp kaldığını,
01:55
of this car-y-nessAraba-y-lik -- and what that meansanlamına geliyor, what we can learnöğrenmek from it.
26
90000
4000
bunun ne anlama geldiğini ve bundan ne öğrenebileceğimizi anlamaya çalışırız.
01:59
That's what I want to get to. CarsArabalar are not a suittakım elbise of clothesçamaşırlar;
27
94000
3000
Gelmek istediğim nokta bu. Arabalar takım elbise değildir,
02:02
carsarabalar are an avataravatar. CarsArabalar are an expansiongenişleme of yourselfkendin:
28
97000
4000
arabalar alt egolarımızdır, benliğinizin genişlemesidir,
02:06
they take your thoughtsdüşünceler, your ideasfikirler, your emotionsduygular, and they multiplyçarpmak it --
29
101000
4000
düşüncelerinizi, fikirlerinizi ve duygularınızı alıp bunları katlarlar
02:10
your angeröfke, whateverher neyse. It's an avataravatar.
30
105000
3000
öfkenizi veya herneyse. Bir üst benlik.
02:13
It's a super-waldosüper waldo that you happenolmak to be insideiçeride of, and if you feel sexyseksi,
31
108000
3000
İçinizdeki süper egonuzdur. Eğer siz seksi hissediyorsanız,
02:16
the cararaba is sexyseksi. And if you're fulltam of roadyol rageöfke,
32
111000
2000
araba da seksidir. Eğer tam bir trafik canavarıysanız,
02:18
you've got a "ChevyChevy: Like a RockKaya," right?
33
113000
3000
"Taş gibi bir Chevy" niz vardır, değil mi?
02:21
CarsArabalar are a sculptureheykel -- did you know this?
34
116000
3000
Arabalar birer heykeldir- bunu biliyor muydunuz?
02:24
That everyher cararaba you see out there is sculptedheykel by handel.
35
119000
3000
Etrafınızda gördüğünüz her araba elle şekillendirilmiştir.
02:27
ManyBirçok people think, "Well, it's computersbilgisayarlar,
36
122000
2000
Çoğuna göre, "Onlar bilgisayar,
02:29
and it's donetamam by machinesmakineler and stuffşey like that."
37
124000
2000
ve makineler ya da bunun gibi şeylerle yapılıyor."
02:31
Well, they reproduceçoğaltmak it, but the originalsorijinalleri are all donetamam by handel.
38
126000
3000
Doğru, makineler onları çoğaltıyor, ama orijinallerin tümü el ile yapılıyor.
02:34
It's donetamam by menerkekler and womenkadınlar who believe a lot in theironların craftzanaat.
39
129000
4000
El becerilerine güvenen kadınlar ve erkekler tarafından yapılıyor.
02:38
And they put that sameaynı kindtür of tensiongerginlik into the sculptingheykel of a cararaba
40
133000
4000
Ve arabayı onlar bir arabayı şekillendirirken bir müzede gidip görebileceğiniz
02:42
that you do in a great sculptureheykel that you would go and look at in a museummüze.
41
137000
3000
muhteşem bir heykeldeki işçiliğin aynısını kullanıyorlar.
02:45
That tensiongerginlik betweenarasında the need to expressekspres, the need to discoverkeşfetmek,
42
140000
4000
İfade etmek ihtiyacı ile keşfetmek ihtiyacı arasındaki o gerginlik aynıdır
02:49
then you put something newyeni into it,
43
144000
2000
sonra içine yeni bir şey katarsın,
02:51
and at the sameaynı time you have boundssınırları of craftsmanshipustalık.
44
146000
3000
ve aynı zamanda emeğinin sınırları senin elindedir.
02:54
RulesKuralları that say, this is how you handlesap surfacesyüzeyler;
45
149000
3000
İşin kuralı budur, senin yüzeylerde nasıl çalıştığındır,
02:57
this is what controlkontrol is all about; this is how you showgöstermek you're a masterana of your craftzanaat.
46
152000
4000
neyi nasıl kontrol ettiğindir, işinin ehli olduğunu gösteriş biçimindir.
03:01
And that tensiongerginlik, that discoverykeşif, that pushit for something newyeni --
47
156000
3000
Ve bu gerginlik, bu keşif, bu yeni şeylere karşı olan heves
03:04
and at the sameaynı time, that senseduyu of obligationyükümlülük
48
159000
2000
ve aynı zamanda sanata karşı duyulan
03:06
to the regardsSaygılarımızla of craftsmanshipustalık --
49
161000
2000
sorumluluk duygusu --
03:08
that's as stronggüçlü in carsarabalar as it is in anything.
50
163000
2000
işte bu arabalarda da diğer her şeyde olduğu kadar güçlü.
03:10
We work in claykil, whichhangi hasn'tdeğil sahiptir changeddeğişmiş much
51
165000
2000
Kille çalışıyoruz, ki bu
03:12
sincedan beri MichelangeloMichelangelo startedbaşladı screwingvidalama around with it,
52
167000
3000
Mıchelangelo'nun zamanından beri pek değişmedi.
03:15
and there's a very interestingilginç analogyanaloji to that too.
53
170000
3000
ve bununla ilgili oldukça ilginç bir teşbih de var.
03:18
RealGerçek quicklyhızlı bir şekilde -- MichelangeloMichelangelo oncebir Zamanlar said he's there to "discoverkeşfetmek the figureşekil withiniçinde," OK?
54
173000
6000
Kısaca-- Michelangelo bir keresinde işinin, "kilin içerisindeki figürü keşfetmek" olduğunu söylemiş.
03:24
There we go, the automobileotomobil.
55
179000
2000
İşte buyrun, bu bir otomobil.
03:26
That was 100 yearsyıl right there -- did you catchyakalamak that?
56
181000
2000
100 yıl öncesi, hatırladınız mı?
03:28
BetweenArasında that one there, and that one there, it changeddeğişmiş a lot didn't it?
57
183000
3000
Bununla bunun arasında çok şey değişti, değil mi?
03:31
OK, it's not marketingpazarlama; there's a very interestingilginç cararaba conceptkavram here,
58
186000
4000
Meraklanmayın, bu bir reklam değil, burada çok ilginç bir araba fikri var,
03:35
but the marketingpazarlama partBölüm is not what I want to talk about here.
59
190000
2000
ama burada bahsetmek isteyeceğim şey pazarlama değil.
03:37
I want to talk about this.
60
192000
2000
Bundan bahsetmek istiyorum
03:39
Why it meansanlamına geliyor you have to washyıkama a cararaba, what is it, that sensualityduygusallık
61
194000
2000
Neden size arabanızı yıkamanız gerektiğini söylüyor, ne demek bu,
03:41
you have to touchdokunma about it? That's the sculptureheykel that goesgider into it. That sensualityduygusallık.
62
196000
5000
bu duygusallık niye? Buradaki konu heykeltraşlık. Duygusallık.
03:46
And it's donetamam by menerkekler and womenkadınlar workingçalışma just like this, makingyapma carsarabalar.
63
201000
5000
Araba yapan, aynı bu şekilde çalışan kadınlar ve erkekler tarafından yapıldılar.
03:51
Now this little quotealıntı about sculptureheykel from HenryHenry MooreMoore,
64
206000
2000
Bu da Henry Moore'dan kısa bir alıntı,
03:53
I believe that that "pressurebasınç withiniçinde" that Moore'sMoore'un talkingkonuşma about --
65
208000
3000
bence burada Moore'un "içindeki baskı" ile bahsettiğini
03:56
at leasten az when it comesgeliyor to carsarabalar --
66
211000
2000
arabalara uyarlarsak
03:58
comesgeliyor right back to this ideaFikir of the mean.
67
213000
3000
tam olarak bu anlam olayına geri dönüyoruz.
04:01
It's that will to livecanlı, that need to survivehayatta kalmak, to expressekspres itselfkendisi,
68
216000
3000
İşte bu yaşama isteği , hayatta kalma ve kendini ifade etme ihtiyacı,
04:04
that comesgeliyor in a cararaba, and takes over people like me.
69
219000
2000
arabayla buluşuyor ve benim gibi insanları ele geçiriyor.
04:06
And we tell other people, "Do this, do this, do this," untila kadar this thing comesgeliyor alivecanlı.
70
221000
4000
Ve biz diğer insanlara bu şey hayata geçene kadar "Bunu yap, bunu yap, bunu yap," diyoruz.
04:10
We are completelytamamen infectedenfekte. And beautygüzellik can be the resultsonuç
71
225000
4000
Bulaşıcı bir hastalık gibi. Ve güzellik
04:14
of this infectiousnessbulaşıcılık; it's quiteoldukça wonderfulolağanüstü.
72
229000
2000
bunun bir sonucu olabilir, bu harika bir şey.
04:16
This sculptureheykel is, of coursekurs, at the heartkalp of all of it,
73
231000
3000
Heykeltraşlık da elbette, bütün bunların can damarı
04:19
and it's really what putskoyar the craftsmanshipustalık into our carsarabalar.
74
234000
3000
el emeğinin arabalarımızda yerini almasını sağlayan da o.
04:22
And it's not a wholebütün lot differentfarklı, really, when they're workingçalışma like this,
75
237000
4000
Bu veya şu şekilde çalışmaları o kadar da
04:26
or when somebodybirisi worksEserleri like this.
76
241000
2000
önemli değil.
04:28
It's that sameaynı kindtür of commitmenttaahhüt, that sameaynı kindtür of beautygüzellik.
77
243000
3000
O aynı kendini adamışlık, aynı güzellik.
04:31
Now, now I get to the pointpuan. I want to talk about carsarabalar as artSanat.
78
246000
3000
O halde, şimdi konuya geliyorum. Bir sanat olarak arabalardan bahsetmek istiyorum.
04:34
ArtSanat, in the PlatonicPlatonik senseduyu, is truthhakikat; it's beautygüzellik, and love.
79
249000
4000
Sanat, Eflatun'a göre doğruluk, güzellik ve aşktır.
04:38
Now this is really where designerstasarımcılar in cararaba business divergesapmak from the engineersmühendisler.
80
253000
4000
İşte araba sektöründeki tasarımcıları mühendislerden ayıran nokta aslında budur.
04:42
We don't really have a problemsorun talkingkonuşma about love.
81
257000
2000
Aşk hakkında konuşmakla ilgili bir sorunumuz yok.
04:44
We don't have a problemsorun talkingkonuşma about truthhakikat or beautygüzellik in that senseduyu.
82
259000
3000
Bu açıdan güzellik ve doğruluk hakkında konuşmak ile de bir problemimiz yok.
04:47
That's what we're searchingArama for --
83
262000
2000
Aradığımız şey de bu aslında--
04:49
when we're workingçalışma our craftzanaat, we are really tryingçalışıyor to find that truthhakikat out there.
84
264000
3000
sanatımızla uğraşırken, gerçekten de doğruluğu bulmaya çalışıyoruz.
04:52
We're not tryingçalışıyor to find vanitykibir and beautygüzellik.
85
267000
2000
Gösterişi veya güzelliği bulmaya çalışmıyoruz.
04:54
We're tryingçalışıyor to find the beautygüzellik in the truthhakikat.
86
269000
2000
Doğruluğun içindeki güzelliğini arıyoruz.
04:56
HoweverAncak, engineersmühendisler tendeğiliminde to look at things a little bitbit more NewtonianNewton,
87
271000
4000
Bununla birlikte, mühendisler konulara bu anlayışla bakmak yerine
05:00
insteadyerine of this quantumkuantum approachyaklaşım.
88
275000
2000
daha çok Newton vari bir açıdan yaklaşma eğilimindeler.
05:02
We're dealingmuamele with irrationalismsirrationalisms,
89
277000
2000
Uğraştığımız şey akıldışılık,
05:04
and we're dealingmuamele with paradoxesparadoksları that we admititiraf etmek existvar olmak,
90
279000
2000
ve varlığını kabullendiğimiz çıkmazlarla uğraşıyoruz,
05:06
and the engineersmühendisler tendeğiliminde to look things a little bitbit more like
91
281000
2000
ama mühendisler olaylara daha çok iki kere iki dört eder,
05:08
two and two is fourdört, and if you get 4.0 it's better, and 4.000 is even better.
92
283000
5000
4.0 iyidir ama 4.0000 daha da iyidir matığıyla yaklaşıyorlar.
05:13
And that sometimesara sıra leadspotansiyel müşteriler to bitbit of a divergenceuyuşmazlık
93
288000
4000
Ve bazen bu farklar
05:17
in why we're doing what we're doing.
94
292000
2000
neden yapıyoruz ve ne yapıyoruza dönüşüyor.
05:19
We'veBiz ettik prettygüzel much acceptedkabul edilmiş the factgerçek, thoughgerçi,
95
294000
2000
Gerçi şu gerçeği fazlasıyla kabullendik ki
05:21
that we are the womenkadınlar in the organizationorganizasyon at BMWBMW --
96
296000
2000
biz, BMW çatısı altında çalışan hanımlarız.
05:23
BMWBMW is a very manlyerkekçe typetip business, -- menerkekler, menerkekler, menerkekler; it's engineersmühendisler.
97
298000
3000
BMW çok erkeksi bir iş yeri -- erkekler, erkekler, erkekler, mühendisler işte.
05:26
And we're kindtür of the femalekadın sideyan to that. That's OK,
98
301000
3000
Biz de bir açıdan bu işin dişi kısmıyız. Bu sorun değil,
05:29
that's coolgüzel. You go off and be manlyerkekçe. We're going to be a little bitbit more femalekadın.
99
304000
3000
bu gayet havalı, sen git ve erkek ol, biz de biraz daha fazla dişi gibi davranalım.
05:32
Because what we're interestedilgili in is findingbulgu formform that's more than just a functionfonksiyon.
100
307000
7000
Çünkü bizim ilgimizi çeken işlevsellikten de öte bir şey olan biçimi bulabilmek.
05:39
We're interestedilgili in findingbulgu beautygüzellik that's more than just an aestheticestetik;
101
314000
3000
Biz güzelliği bulmanın peşindeyiz, sade estetik değil.
05:42
it's really a truthhakikat.
102
317000
2000
doğrusu da bu zaten.
05:44
And I think this ideaFikir of soulruh, as beingolmak at the heartkalp of great carsarabalar,
103
319000
3000
Bu ruhun fikri de bu sanırım, mükemmel arabaların kalbinde yer alma,
05:47
is very applicableuygulanabilir. You all know it. You know a cararaba when you've seengörüldü it,
104
322000
3000
çok da yerinde bir düşünce. Hepiniz bunu biliyorsunuz.
05:50
with soulruh. You know how stronggüçlü this is.
105
325000
2000
Ruhu olan bir arabayı görünce tanırsınız. Bunun ne kadar güçlü olduğunu bilirsiniz.
05:52
Well, this experiencedeneyim of love, and the experiencedeneyim of designdizayn, to me,
106
327000
4000
Aslında, sevginin deneyimi ve tasarımın deneyimi bana göre
05:56
are interchangeableyer değiştirebilir. And now I'm cominggelecek to my storyÖykü.
107
331000
3000
birbirleriyle değiş tokuş edilebilir. Ve şimdi kendi hikayeme geliyorum.
05:59
I discoveredkeşfedilen something about love and designdizayn throughvasitasiyla a projectproje calleddenilen DeepDerin BlueMavi.
108
334000
5000
"Deep Blue" adlı bir projede sevgi ve tasarım ile ilgili bir şeyi fark ettim.
06:04
And first of all, you have to go with me for a secondikinci, and say,
109
339000
4000
Her şeyden önce, şunda hemfikir olmalı ve demeliyiz ki, bilirsiniz,
06:08
you know, you could take the wordsözcük "love" out of a lot of things in our societytoplum,
110
343000
3000
bizim toplumumuzda sevgi sözcüğü pek çok şeyin içinden çekip alınabilir,
06:11
put the wordsözcük "designdizayn" in, and it still worksEserleri,
111
346000
2000
ve yerine tasarım sözcüğünü koyabilirsiniz, yine de bir şey değişmez,
06:13
like this quotealıntı here, you know. It kindtür of worksEserleri, you know?
112
348000
3000
tıpkı bu alıntı gibi. İşe yarıyor değil mi, bilirsiniz işte.
06:16
You can understandanlama that. It worksEserleri in truismsgerçekliği.
113
351000
3000
Bunu anlayabilirsiniz. Herkesin bildiği gerçekler.
06:19
"All is fairadil in designdizayn and warsavaş."
114
354000
2000
"Tasarımda ve savaşta her şey mübahtır."
06:21
CertainlyKesinlikle we livecanlı in a competitiverekabetçi societytoplum.
115
356000
2000
Şu kesin ki rekabetçi bir toplumda yaşıyoruz.
06:23
I think this one here, there's a poppop songşarkı
116
358000
2000
Sanırım buradaki, bir pop şarkısı vardı,
06:25
that really describesaçıklar PhilippePhilippe StarckStarck for me, you know, this is like
117
360000
4000
Philippe Starck'ı tam manasıyla anlatıyordu, anlarsınız, şey gibi
06:29
you know, this is like puppyköpek yavrusu love, you know, this is coolgüzel right?
118
364000
3000
bilirsiniz işte, yavru köpek sevgisi gibi, güzel değil mi?
06:32
ToothbrushDiş fırçası, coolgüzel.
119
367000
2000
Diş fırçası, harika.
06:34
It really only getsalır seriousciddi when you look at something like this. OK?
120
369000
3000
Böyle bir şeye baktığınızda olay daha da ciddileşiyor.
06:37
(LaughterKahkaha)
121
372000
2000
Değil mi?
06:39
This is one substitutionikame that I believe
122
374000
2000
Bu tasarım yönetimi içinde yer alan
06:41
all of us, in designdizayn managementyönetim, are guiltysuçlu of.
123
376000
2000
herkesin suçu olduğuna inandığım bir değişim.
06:43
And this ideaFikir that there is more to love,
124
378000
4000
Sevilecek ve tasarlanacak daha o kadar çok şey var ki,
06:47
more to designdizayn, when it getsalır down to your neighborkomşu, your other,
125
382000
6000
komşularımız söz konusu olduğunda ya da sizinle ilgili başka bir şey,
06:53
it can be physicalfiziksel like this, and maybe in the futuregelecek it will be.
126
388000
3000
böyle somut bir şey de olabilir, belki de gelecekte olacak.
06:56
But right now it's in dealingmuamele with our ownkendi people,
127
391000
2000
Ama şu anda bu bizim kendi insanlarımızla ilgili
06:58
our ownkendi teamstakımlar who are doing the creatingoluşturma. So, to my storyÖykü.
128
393000
4000
yaratma işini yapan ekibimizle ilgili. Benim hikayeme gelirsek.
07:03
The ideaFikir of people-workinsan işi is what we work with here,
129
398000
3000
Bizim burada üzerinde durduğumuz konu insan-iş düşüncesi,
07:06
and I have to make a bondbağ with my designerstasarımcılar when we're creatingoluşturma BMWsBMW.
130
401000
4000
ve BMW'leri üretirken tasarımcılarımla aramda bir bağ kurmak zorundayım.
07:10
We have to have a sharedpaylaşılan intimacysamimiyet, a sharedpaylaşılan visionvizyon --
131
405000
3000
Karşılıklı bir samimiyet ve bakış açımız olmalı.
07:13
that meansanlamına geliyor we have to work as one familyaile;
132
408000
2000
Bu şu demek, aile gibi çalışmalıyız,
07:15
we have to understandanlama ourselveskendimizi that way.
133
410000
2000
kendimizi öyle görmeliyiz.
07:17
There's good timeszamanlar; there's interestingilginç timeszamanlar;
134
412000
3000
İyi zamanlarımız, ilginç zamanlarımız oluyor,
07:20
and there's some stressstres timeszamanlar too.
135
415000
2000
ve tabi bazen sıkıntılı zamanlarımız da.
07:22
You want to do carsarabalar, you've got to go outsidedışında.
136
417000
2000
Araba yapmak istiyorsun, dışarıda çalışmak zorundasın.
07:24
You've got to do carsarabalar in the rainyağmur; you've got to do carsarabalar in the snowkar.
137
419000
3000
Arabaları yağmur yağarken, kar yağarken yapman gerekiyor.
07:27
That's, by the way, is a presentationsunum we madeyapılmış to our boardyazı tahtası of directorsyönetmenler.
138
422000
3000
Bu, bu arada, yönetim kuruluna da yaptığımız bir sunum.
07:30
We haulçekmek theironların buttsizmarit out in the snowkar, too. You want to know carsarabalar outsidedışında?
139
425000
3000
Onları da dışarıya karın altına çıkardık. Dışardaki arabaları görmek istemez misiniz?
07:33
Well, you've got to standdurmak outsidedışında to do this.
140
428000
2000
Evvela, bunu yapmak için dışarıda durmanız gerekiyor.
07:35
And because these are artistssanatçılar, they have very artisticartistik temperamentsmizaç.
141
430000
5000
Ve bunlar sanatçı oldukları için, sanatsal yaradılışlıdırlar.
07:40
All right? Now one thing about artSanat is, artSanat is discoverykeşif,
142
435000
5000
Anlaşıldı mı? Sanatla ilgili diğer bir şey ise, sanatın bir keşif olduğu,
07:45
and artSanat is discoveringkeşfetmek yourselfkendin throughvasitasiyla your artSanat. Right?
143
440000
3000
ve insanın sanatı aracılığıyla kendini keşfetmesi. Değil mi?
07:48
And one thing about carsarabalar is we're all a little bitbit like PygmalionPygmalion,
144
443000
4000
Arabalarla ilgili diğer bir şey ise hepimiz biraz Pygmalion gibiyiz.
07:52
we are completelytamamen in love with our ownkendi creationskreasyonları.
145
447000
3000
tasarımlarımıza tamamen aşığız.
07:55
This is one of my favoritesevdiğim paintingsresimlerinde, it really describesaçıklar our relationshipilişki with carsarabalar.
146
450000
5000
Bu benim beğendiğim tablolardan biridir, bizim arabalarla olan ilişkimizi mükemmel bir şekilde anlatıyor.
08:00
This is sickhasta beyondötesinde beliefinanç.
147
455000
2000
bizim arabalarla olan ilişkimizi mükemmel bir şekilde anlatıyor.
08:02
(LaughterKahkaha)
148
457000
2000
Bu anlaşılanın ötesinde bir hastalık.
08:04
But because of this, the intimacysamimiyet with whichhangi we work togetherbirlikte as a teamtakım
149
459000
4000
Bu nedenle, grup olarak çalışmamızı sağlayan samimiyet
08:08
takes on a newyeni dimensionboyut, a newyeni meaninganlam.
150
463000
3000
yeni bir boyut ve anlam kazanıyor.
08:12
We have a sharedpaylaşılan centermerkez; we have a sharedpaylaşılan focusodak --
151
467000
3000
Ortak bir odak noktamız ve hedefimiz var,
08:15
that cararaba stayskalır at the middleorta of all our relationshipsilişkiler.
152
470000
4000
arabalar ilişkimizin tam ortasında duruyor.
08:19
And it's my job, in the competitiverekabetçi processsüreç, to narrowdar this down.
153
474000
5000
Ve benim işim rekabet sürecinde, bu mesafeyi daraltmak.
08:24
I heardduymuş todaybugün about Joseph'sJoseph's deathölüm genesgenler
154
479000
4000
Bugün Joseph'in ölü genleriyle ilgili bir şey duydum
08:28
that have to go in and killöldürmek cellhücre reproductionüreme.
155
483000
3000
ki bunlar içeri girip hücrelerin yeniden oluşmasını engelliyorlarmış.
08:31
You know, that's what I have to do sometimesara sıra.
156
486000
3000
Bilirsiniz, bazen benim de yapmam gereken şey bu.
08:34
We startbaşlama out with 10 carsarabalar; we narrowdar it down to fivebeş carsarabalar,
157
489000
3000
10 arabayla başlarız, sonra 5'e indiririz,
08:37
down to threeüç carsarabalar, down to two carsarabalar, down to one cararaba,
158
492000
3000
sonra 3, sonra iki ve sonra bire,
08:40
and I'm in the middleorta of that killingöldürme, basicallytemel olarak.
159
495000
4000
ve ben bu ortadan kaldırma işinin tam ortasındayım.
08:44
Someone'sBirinin love, someone'sbirisi var babybebek.
160
499000
2000
Başkasının aşkı, başkasının bebeği.
08:46
This is very difficultzor, and you have to have a bondbağ with your teamtakım
161
501000
3000
Bu çok zor, ve ekibinizle aranızda bir bağ olması lazım
08:49
that permitsizinler you to do this, because theironların life is wrappedörtülü up in that too.
162
504000
4000
ki bunu yapabilesiniz, çünkü onların hayatları da bundan ibaret.
08:53
They'veOnlar ettik got that genegen infectedenfekte in them as well,
163
508000
3000
Bu hastalıklı genlerden onlarda da var,
08:56
and they want that to livecanlı, more than anything elsebaşka.
164
511000
4000
ve bu genler yaşamayı herşeyden daha fazla istiyor.
09:00
Well, this projectproje, DeepDerin BlueMavi, put me in contacttemas with my teamtakım
165
515000
3000
Yani, bu proje, Deep Blue, ekibimle aramda bağlantı kurdu
09:03
in a way that I never expectedbeklenen, and I want to passpas it on to you,
166
518000
3000
bu hiç ummadığım bir şeydi ve bunu size aktarmak istiyorum,
09:06
because I want you to reflectyansıtmak on this, perhapsbelki in your ownkendi relationshipsilişkiler.
167
521000
2000
çünkü bunu ilişkilerinize yansıtmanızı, dahası uyarlamanızı istiyorum.
09:08
We wanted to a do a cararaba whichhangi was a completetamamlayınız leapsıçrama of faithinanç for BMWBMW.
168
523000
5000
BMW için tam bir inanç sıçraması olacak bir araba yapmak istedik.
09:13
We wanted to do a teamtakım whichhangi was so removedçıkarıldı from the way we'devlenmek donetamam it,
169
528000
4000
Daha önce yaptıklarımızdan arınmış çok daha farklı bir ekip kurmak istedik,
09:17
that I only had a phonetelefon numbernumara that connectedbağlı me to them.
170
532000
3000
beni onlara bağlayan tek şey bir telefon numarasıydı.
09:20
So, what we did was: insteadyerine of havingsahip olan a staffpersonel of artistssanatçılar that are just your wristbilek,
171
535000
5000
Böylece, yaptığımız, sadece bileğiyle çalışan sanatçılardan oluşan bir ekip yerine
09:25
we decidedkarar to freeücretsiz up a teamtakım of creativeyaratıcı designerstasarımcılar and engineersmühendisler
172
540000
4000
Amerika daki Arazi araçları fenomeninin varisini bulmak için
09:29
to find out what's the successorhalef to the SUVSUV phenomenonfenomen in AmericaAmerika.
173
544000
4000
yaratıcı tasarımcılar ve mühendislerden oluşan özgür bir ekip yaratmak oldu.
09:33
This is 1996 we did this projectproje. And so we sentgönderilen them off with this teamtakım nameisim,
174
548000
6000
Bu 1996 yılında gerçekleştirdiğimiz bir projeydi. Ve onları Deep Blue ismiyle uğurladık.
09:39
DeepDerin BlueMavi. Now manyçok people know DeepDerin BlueMavi from IBMIBM --
175
554000
2000
Şimdi pek çok insan Deep Blue adını IBM sayesinde biliyor,
09:41
we actuallyaslında stoleçaldı it from them because we figuredanladım
176
556000
2000
aslına bakılırsa bu ismi onlardan çaldık çünkü düşündük ki
09:43
if anybodykimse readokumak our faxesfakslar they'dgittiklerini think we're talkingkonuşma about computersbilgisayarlar.
177
558000
3000
eğer birisi fakslarımızı okursa bizim bilgisayarlardan bahsettiğimizi zanneder.
09:46
It turneddönük out it was quiteoldukça cleverzeki because DeepDerin BlueMavi,
178
561000
2000
Bunun çok akıllıca olduğunu gördük çünkü Deep Blue,
09:48
in a companyşirket like BMWBMW, has a hookkanca -- "DeepDerin BlueMavi," wowvay, coolgüzel nameisim.
179
563000
4000
BMW gibi bir firma için çok akılda kalıcı -- Deep Blue, vay, harika isim.
09:52
So people get wrappedörtülü up in it. And we tookaldı a teamtakım of designerstasarımcılar,
180
567000
3000
İnsanlar buna çabucak alıştı. Sonra tasarımcılardan oluşan bir ekip kurup
09:55
and we sentgönderilen them off to AmericaAmerika. And we gaveverdi them a budgetbütçe,
181
570000
3000
onları Amerika'ya gönderdik. Ve onlara sadece bir bütçe,
09:58
what we thought was a setset of deliverablesçıktılar,
182
573000
2000
bir dizi bilgisayar çıktısı,
10:00
a timetablemasa saati, and nothing elsebaşka.
183
575000
2000
bir zaman çizelgesi verdik.
10:02
Like I said, I just had a phonetelefon numbernumara that connectedbağlı me to them.
184
577000
2000
Dediğim gibi, beni onlara bağlayan tek şey bir telefon numarasıydı.
10:04
And a groupgrup of engineersmühendisler workedişlenmiş in GermanyAlmanya,
185
579000
3000
Bir grup mühendis de Almanya'da çalıştı,
10:07
and the ideaFikir was they would work separatelyayrı ayrı
186
582000
2000
aynı konu üzerindefarklı yerlerde çalışarak
10:09
on this problemsorun of what's the successorhalef to the SUVSUV.
187
584000
3000
arazi aracının varisinin ne olacağı ile ilgili konu üzerinde
10:12
They would come togetherbirlikte, comparekarşılaştırmak notesnotlar. Then they would work apartayrı,
188
587000
3000
bir araya gelip, notlarını karşılaştıracaklardı. Sonra yeniden ayrılıp,
10:15
come togetherbirlikte, and they would produceüretmek togetherbirlikte
189
590000
2000
bir araya gelecek ve birlikte bir dizi
10:17
a monumentalanıtsal setset of diverseçeşitli opinionsgörüşler that didn't pollutekirletmek eachher other'sdiğer en ideasfikirler --
190
592000
4000
birbirlerinin düşüncelerine zarar vermeyecek muazzam fikirler üreteceklerdi --
10:21
but at the sameaynı time camegeldi togetherbirlikte and resolvedkararlı the problemssorunlar.
191
596000
3000
ama aynı zamanda bir araya gelip sorunlara çözüm de üreteceklerdi.
10:24
HopefullyUmut verici bir biçimde, really understandanlama the customermüşteri at its heartkalp,
192
599000
3000
Dileğimiz, müşterilerle beraber Amerika'da yaşayıp onların
10:27
where the customermüşteri is, livecanlı with them in AmericaAmerika. So -- sentgönderilen the teamtakım off,
193
602000
6000
kalplerinde yatanın ne olduğunu anlamalarıydı. Ekibi böylece gönderdik.
10:33
and actuallyaslında something differentfarklı happenedolmuş. They wentgitti other placesyerler.
194
608000
4000
ve diyebilirim ki gerçekten farklı bir şey oldu.
10:37
(LaughterKahkaha)
195
612000
3000
Farklı yerlere gittiler.
10:40
They disappearedkayboldu, quiteoldukça honestlydürüstçe, and all I got was postcardskartpostallar.
196
615000
6000
Yok oldular, dürüstçe söylüyorum ki elimdeki tek şey kartpostallardı.
10:47
Now, I got some postcardskartpostallar of these guys in LasLas VegasVegas,
197
622000
3000
Las Vegas'taki çocuklardan birkaç tane kartpostal aldım,
10:50
and I got some postcardskartpostallar of these guys in the GrandGrand CanyonKanyon,
198
625000
2000
ve Büyük Kanyon 'daki çocuklardan birkaç tane,
10:52
and I got these postcardskartpostallar of NiagaraNiagara FallsFalls,
199
627000
2000
ve bunlar da Niagara Şelaleleri'nden,
10:54
and prettygüzel soonyakında they're in NewYeni YorkYork, and I don't know where elsebaşka.
200
629000
3000
hemen sonra da NewYork'taydılar , başka bir yere gittiler mi bilmiyorum.
10:57
And I'm tellingsöylüyorum myselfkendim, "This is going to be a great cararaba,
201
632000
4000
Kendi kendime, "Bu muhteşem bir araba olacak, daha önce
11:01
they're doing researchAraştırma that I've never even thought about before."
202
636000
5000
hiç aklıma bile gelmeyen şeyleri araştırıyorlar" diyorum.
11:06
Right? And they decidedkarar that insteadyerine of, like, havingsahip olan a studiostüdyo,
203
641000
7000
Öyle değil mi? Stüdyo bir daire tutmaktansa,
11:13
and sixaltı or sevenYedi apartmentsdaireler,
204
648000
3000
veya altı ya da yedi farklı daire kiralamaktansa,
11:16
it was cheaperdaha ucuz to rentkira ElizabethElizabeth Taylor'sTaylor'ın ex-houseEski ev in MalibuMalibu.
205
651000
4000
Elizabeth Taylor'ın Malibu'daki eski evini çok daha ucuza kiralamışlardı.
11:20
And -- at leasten az they told me it was her houseev,
206
655000
3000
Yani -- en azından bana onun evi olduğunu söylediler,
11:23
I guesstahmin it was at one time, she had a partyParti there or something.
207
658000
3000
Sanırım bir kereliğine kullanmış orayı, galiba orada bir parti vermiş , yada onun gibi bir şey.
11:26
But anywayneyse, this was the houseev, and they all livedyaşamış there.
208
661000
5000
Ama yine de, bir ev işte, ve hepsi orada kaldılar.
11:31
Now this is 24/7 livingyaşam, half-a-dozenyarım düzine people who'dkim olur left theironların --
209
666000
5000
7/24 oradalardı, yarım düzine insan --
11:36
some had left theironların wiveseşleri behindarkasında and familiesaileleri behindarkasında,
210
671000
3000
arkalarında eşlerini, arkalarında ailelerini bırakan,
11:39
and they literallyharfi harfine livedyaşamış in this houseev
211
674000
2000
bu evde yaşadılar
11:41
for the entiretüm sixaltı monthsay the projectproje was in AmericaAmerika,
212
676000
3000
projenin Amerika ayağı boyunca tam altı ay boyunca oradalardı,
11:44
but the first threeüç monthsay were the mostçoğu intensiveyoğun.
213
679000
3000
ama en yoğun dönem ilk üç aydı.
11:47
And one of the younggenç womenkadınlar in the projectproje,
214
682000
2000
Projedeki genç bayanlardan biri,
11:49
she was a fantasticfantastik ladybayan, she actuallyaslında builtinşa edilmiş her roomoda in the bathroombanyo.
215
684000
4000
muhteşem bir bayandı, odasını banyoya kurdu.
11:53
The bathroombanyo was so bigbüyük, she builtinşa edilmiş the bedyatak over the bathtubküvet --
216
688000
3000
Banyo çok büyüktü, yatağını banyo küvetine kurdu,
11:56
it's quiteoldukça fascinatingbüyüleyici.
217
691000
2000
tek kelime ile muhteşem.
11:58
On the other handel, I didn't know anything about this. OK?
218
693000
4000
Diğer taraftan, başka hiçbir şey bilmiyordum. Değil mi?
12:02
Nothing. This is all going on, and all I'm gettingalma is postcardskartpostallar
219
697000
3000
Hiçbir şey. Birşeyler oluyordu ve ben bu kartpostalları alıyordum,
12:05
of these guys in LasLas VegasVegas, or whateverher neyse,
220
700000
2000
Las Vegas'tan, oradan buradan, herneyse,
12:07
sayingsöz, "Don't worryendişelenmek ChrisChris, this is really going to be good." OK?
221
702000
3000
kendime, "Endişelenme Chris, herşey çok güzel olacak." diyordum.
12:10
So my conceptkavram of what a designdizayn studiostüdyo was probablymuhtemelen --
222
705000
3000
Benim anladığım tasarım stüdyosuna bakarsak -
12:13
I wasn'tdeğildi up to speedhız on where these guys were.
223
708000
3000
bu adamlara göre çok gerideydim.
12:16
HoweverAncak, the engineersmühendisler back in MunichMünih
224
711000
3000
Ama, Münih'te kalan mühendisler
12:19
had takenalınmış on this kindtür of NewtonianNewton solutionçözüm,
225
714000
4000
bu tür Newton vari çözüm üzerinde karar kılmışlardı
12:23
and they were tryingçalışıyor to find how manyçok cupFincan holderstutucular
226
718000
2000
ve bir iğnenin başında kaç tane bardak tutucunun
12:25
can dancedans on the headkafa of a pintoplu iğne, and, you know,
227
720000
2000
dans edebileceğini ve bilirsiniz,
12:27
these really seriousciddi questionssorular that are confrontingkarşı karşıya the modernmodern consumertüketici.
228
722000
5000
modern tüketiciyle gerçekten uyuşmayan önemli sorulara cevap arıyorlardı.
12:32
And one was hopingumut that these two teamstakımlar would get togetherbirlikte,
229
727000
3000
Bu iki ekibin bir araya gelmesini umuyordum,
12:35
and this collusionhile of incredibleinanılmaz creativityyaratıcılık,
230
730000
2000
ve bu yaratıcılığa dair akıl almaz dayanışmanın
12:37
underaltında these incredibleinanılmaz surroundingsçevre,
231
732000
2000
çevreleyen bu inanılmaz hava içinde,
12:39
and these incrediblyinanılmaz stressed-outstresli engineersmühendisler,
232
734000
3000
olağanüstü bir şekilde baskı altında bulunan mühendislerin,
12:42
would createyaratmak some incredibleinanılmaz solutionsçözeltiler.
233
737000
3000
olağanüstü çözümler üretmesini sağlamasını umuyordum.
12:45
Well, what I didn't know was, and what we foundbulunan out was --
234
740000
3000
Aslında, bilmediğim ama daha sonra ortaya çıkan şey ise --
12:48
these guys, they can't even like talk to eachher other underaltında those conditionskoşullar.
235
743000
5000
bu adamların, bu şartlar altında birbirleriyle konuşmak bile istemedikleriydi.
12:53
You get a divergenceuyuşmazlık of NewtonianNewton and quantumkuantum thinkingdüşünme at that pointpuan,
236
748000
4000
Newton vari bir anlaşmazlık ve kuantum düşünceleri arasındaki fikir ayrılığını,
12:57
you have a splitBölünmüş in your dialogdiyalog that is so deepderin, and so faruzak,
237
752000
6000
asla bir araya gelmeyecekmiş gibi duran
13:03
that they cannotyapamam bringgetirmek this togetherbirlikte at all.
238
758000
4000
diyaloglarındaki o derin ayrılıkları anlayabiliyordunuz.
13:07
And so we had our first meetingtoplantı, after threeüç monthsay, in TiburonTiburon,
239
762000
4000
Ve böylece, üç ay sonra Tiburon'da ilk toplantımızı yaptık,
13:11
whichhangi is just up the roadyol from here -- you know TiburonTiburon?
240
766000
3000
hemen buradaki yolun yukarısında -- Tiburon'u biliyorsunuz değil mi?
13:14
And the ideaFikir was after the first threeüç monthsay of this independentbağımsız researchAraştırma
241
769000
3000
Ve bu bağımsız araştırmanın ilk üç ayından sonra ortaya çıkan fikri
13:17
they would presentmevcut it all to DrDr. GoschelBildireceklerdi --
242
772000
2000
bütünüyle Dr. Goschel 'e sunacaklardı --
13:19
who is now my bosspatron, and at that time he was co-mentorko-Mentor on the projectproje --
243
774000
3000
kendisi benim şimdiki patronum, o zamanda projenin fikir ortağıydı --
13:22
and they would presentmevcut theironların resultsSonuçlar.
244
777000
2000
ve elde ettikleri sonuçları bildireceklerdi.
13:24
We would see where we were going,
245
779000
2000
Nereye gittiğimizi ve
13:26
we would see the first indicationbelirti of what could be
246
781000
2000
Amerika'nın arazi aracı fenomeninin varisinin
13:28
the successiveardışık phenomenonfenomen to the SUVSUV in AmericaAmerika.
247
783000
4000
ne olabileceğinin ilk ipuçlarını görecektik.
13:32
And so I had these ideasfikirler in my headkafa, that this is going to be great.
248
787000
3000
Kafamda bunlar vardı ve muhteşem olacaktı.
13:35
I mean, I'm going to see so much work, it's so intenseyoğun --
249
790000
2000
Yani, çok fazla çalışma görecektim, çok yoğun--
13:37
I know probablymuhtemelen LasLas VegasVegas meantdemek a lot about it,
250
792000
3000
Las Vegas"ın bu işte çok şey demek olduğunu biliyorum,
13:40
and I'm not really sure where the GrandGrand CanyonKanyon camegeldi in eitherya --
251
795000
2000
ve Büyük Kanyon tam olarak bu işe nerede dahil oldu gerçekten emin değilim --
13:42
but somehowbir şekilde all this is going to come togetherbirlikte,
252
797000
3000
ama bunlar bir şekilde bir araya gelecekti,
13:45
and I'm going to see some really great productürün.
253
800000
2000
ve ben gerçekten muhteşem ürünler görecektim.
13:47
So we wentgitti to TiburonTiburon, after threeüç monthsay,
254
802000
2000
Üç ay sonra Tiburon'a gittik,
13:49
and the teamtakım had gottenkazanılmış togetherbirlikte the weekhafta before,
255
804000
3000
ve ekip bir hafta öncesinden bir araya gelmişti,
13:52
manyçok daysgünler aheadönde of time.
256
807000
3000
zamanından çok önce.
13:55
The engineersmühendisler flewuçtu over, and designerstasarımcılar got togetherbirlikte with them,
257
810000
4000
Mühendisler uçakla geldiler ve tasarımcılar onlarla buluştu,
13:59
and they put theironların presentationsunum togetherbirlikte.
258
814000
3000
ve sunumlarını bir araya getirdiler.
14:02
Well, it turnsdönüşler out that the engineersmühendisler hadn'tolmasaydı donetamam anything.
259
817000
6000
Sanki mühendisler hiç bir şey yapmamışlardı.
14:08
And they hadn'tolmasaydı donetamam anything because --
260
823000
3000
Hiçbir şey yapmamışlardı çünkü --
14:11
kindtür of, like in cararaba business, engineersmühendisler are there to solveçözmek problemssorunlar,
261
826000
5000
araba işinde mühendisler problemleri çözmek için vardır,
14:16
and we were askingsormak them to createyaratmak a problemsorun.
262
831000
3000
ve biz onlardan problem yaratmalarını istiyorduk.
14:19
And the engineersmühendisler were waitingbekleme for the designerstasarımcılar to say,
263
834000
3000
Mühendisler tasarımcıların şöyle demesini bekliyordu,
14:22
"This is the problemsorun that we'vebiz ettik createdoluşturulan, now help us solveçözmek it."
264
837000
4000
"Yarattığımız problem bu, şimdi çözmemiz için yardım edin."
14:26
And they couldn'tcould talk about it. So what happenedolmuş was,
265
841000
4000
Ve bununla ilgili konuşamadılar. Dolayısıyla da
14:30
the engineersmühendisler showedgösterdi up with nothing.
266
845000
3000
mühendislerin sunacak hiçbir şeyi yoktu.
14:33
And the engineersmühendisler told the designerstasarımcılar,
267
848000
2000
Mühendisler tasarımcılara,
14:35
"If you go in with all your stuffşey, we'lliyi walkyürümek out,
268
850000
4000
"Elinizdekilerle sunum yaparsanız, biz çekip gideriz,
14:39
we'lliyi walkyürümek right out of the projectproje."
269
854000
3000
projeyi tamamıyla bırakırız."
14:42
So I didn't know any of this,
270
857000
2000
Benim bunların hiçbirinden haberim yoktu,
14:44
and we got a presentationsunum that had an agendaGündem, lookedbaktı like this.
271
859000
2000
ve bize yapılacak işlerin yazılı olduğu buna benzer bir sunum yaptılar.
14:46
There was a wholebütün lot of dialogdiyalog.
272
861000
3000
Dünya kadar görüşme oldu.
14:49
We spentharcanmış fourdört hourssaatler beingolmak told all about vocabularykelime hazinesi
273
864000
3000
Dört saat boyunca bize
14:52
that needsihtiyaçlar to be builtinşa edilmiş betweenarasında engineersmühendisler and designerstasarımcılar.
274
867000
4000
mühendisler ve tasarımcılar arasında oluşması gereken jargondan bahsedildi.
14:56
And here I'm expectingbekliyor at any momentan, "OK, they're going to turndönüş the pagesayfa,
275
871000
3000
Ve her an için beklentim şuydu, "Tamam, şimdi sayfayı çevirecekler,
14:59
and I'm going to see the carsarabalar, I'm going to see the sketchesskeçler,
276
874000
2000
ve ben arabaları göreceğim, çizim taslaklarını göreceğim,
15:01
I'm going to see maybe some ideaFikir of where it's going."
277
876000
3000
işin nereye gittiğine dair bazı fikirler edineceğim."
15:04
Dialogİletişim kepttuttu on going, with mentalzihinsel mapsharitalar of wordskelimeler, and prettygüzel soonyakında
278
879000
5000
Konuşmalar sürdü gitti, kelimelerin zihinsel haritaları vardı ve çok geçmeden
15:09
it was becomingolma obviousaçık that insteadyerine of beingolmak dazzledkamaştırdı with brillianceparlaklık,
279
884000
3000
anlaşıldı ki dahilikleri karşısında şaşırmaktansa
15:12
I was seriouslycidden mi beingolmak baffledşaşırmış with bullshitsaçmalık.
280
887000
4000
ben ciddi şekilde saçmalıklara maruz kalıyordum.
15:16
And if you can imaginehayal etmek what this is like,
281
891000
2000
Nasıl olduğunu tahmin edebilirsiniz,
15:18
to have these monthsay of postcardkartpostal indicationbelirti of how great this teamtakım is workingçalışma,
282
893000
4000
bu ekibin nasıl muhteşem işler yaptığına dair izler taşıyan kartpostallar alarak aylar geçirmek,
15:22
and they're out there spendingharcama all this moneypara, and they're learningöğrenme,
283
897000
2000
ve onların orada para harcayıp öğrendiklerini
15:24
and they're doing all this stuffşey.
284
899000
3000
ve iş yaptığını düşünmek.
15:27
I wentgitti fuckingkahrolası ballisticbalistik, right? I wentgitti nutsfındık.
285
902000
6000
Beynime kan sıçramıştı, anlıyor musunuz? Deliye döndüm.
15:33
You can probablymuhtemelen rememberhatırlamak TiburonTiburon, it used to look like this.
286
908000
5000
Tiburon'u muhtemelen hatırlarsınız, normalde böyle bir yerdir.
15:38
After fourdört hourssaatler of this, I stooddurdu up, and I tookaldı this teamtakım apartayrı.
287
913000
5000
Bu dört saatten sonra, ayağa kalktım ve bu ekibi darmadağın ettim.
15:43
I screamedçığlık at them, I yelledbağırdı at them, "What the hellcehennem are you doing?
288
918000
4000
Onlara bağırıp çağırdım, "Ne halt ediyorsunuz?
15:47
You're lettingicar me down, you're my designerstasarımcılar,
289
922000
2000
Beni hayal kırıklığına uğratıyorsunuz, siz benim tasarımcılarımsınız,
15:49
you're supposedsözde to be the creativeyaratıcı onesolanlar,
290
924000
2000
sizin yaratıcı olmanız gerekiyor,
15:51
what the hellcehennem is going on around here?"
291
926000
2000
burada dönen saçmalıkta ne?"
15:53
It was probablymuhtemelen one of my better tiradestirades, I have some good onesolanlar,
292
928000
3000
Bu muhtemelen benim en iyi tiradlarımdan biriydi, birkaç tane iyi tiradım vardır,
15:56
but this was probablymuhtemelen one of my better onesolanlar. And I wentgitti into these people;
293
931000
3000
ama bu muhtemelen en iyilerinden biriydi. Ve bu insanların içine işlemiştim;
15:59
how could they take BMW'sBMW'nin moneypara,
294
934000
2000
BMW'nin parasını nasıl alabilirlerdi,
16:01
how could they have a holidaytatil for threeüç monthsay and produceüretmek nothing, nothing?
295
936000
6000
nasıl üç ay boyunca tatil yapıp hiçbir şey üretmezlerdi, hiçbir şey?
16:07
Because of coursekurs they didn't tell us that they had threeüç stationistasyon wagonsvagonlar
296
942000
5000
Çünkü tartışma nedeniyle bize üç tane pikapın
16:12
fulltam of drawingsçizimler, modelmodel conceptskavramlar, picturesresimler -- everything I wanted,
297
947000
7000
çizimler, modeller ve resimlerle --yani istediğim her şeyle dolu olduğunu söylememişlerdi,
16:19
they'dgittiklerini lockedkilitli up in the carsarabalar, because they had showngösterilen solidarityDayanışma with the engineersmühendisler --
298
954000
5000
arabaların içinde kilitliydiler, çünkü mühendislerle dayanışma içindeydiler --
16:24
and they'dgittiklerini decidedkarar not to showgöstermek me anything,
299
959000
3000
ve bana hiç bir şey göstermemeye karar vermişlerdi.
16:27
in ordersipariş to give the chanceşans for problemsorun solvingçözme a chanceşans to startbaşlama,
300
962000
3000
problem çözümü için yapılacak başlangıç adına bir şans vernek için,
16:30
because they hadn'tolmasaydı realizedgerçekleştirilen, of coursekurs,
301
965000
2000
çünkü, ki bu normal,
16:32
that they couldn'tcould do problemsorun creatingoluşturma.
302
967000
2000
problem yaratamadıklarını fark edememişlerdi.
16:34
So we wentgitti to lunchöğle yemeği --
303
969000
2000
Böylece öğlen yemeğine gittik --
16:36
(LaughterKahkaha)
304
971000
5000
Ve söylemeliyim ki
16:41
And I've got to tell you, this was one seriouslycidden mi quietsessiz lunchöğle yemeği.
305
976000
3000
bu çok ciddi bir öğle yemeği oldu.
16:44
The engineersmühendisler all satoturdu at one endson of the tabletablo,
306
979000
2000
Mühendislerin hepsi masanın bir ucunda oturdular,
16:46
the designerstasarımcılar and I satoturdu at the other endson of the tabletablo, really quietsessiz.
307
981000
3000
tasarımcılar ise benimle masanın diğer ucunda, son derece sessizce.
16:49
And I was just fuckingkahrolası furiousöfkeli, furiousöfkeli. OK?
308
984000
7000
Ve ben son derece kızgındım, deliye dönmüştüm. Anlaşılıyor mu?
16:56
ProbablyMuhtemelen because they had all the funeğlence and I didn't, you know.
309
991000
2000
Muhtemelen onların eğlenmiş ve benim bütün eğlenceyi kaçırmış olmamdan dolayı, anlarsınız.
16:58
That's what you get furiousöfkeli about right?
310
993000
2000
Sizi de bu kızdırır, değil mi?
17:00
And somebodybirisi askeddiye sordu me about CatherineCatherine, my wifekadın eş, you know,
311
995000
2000
Ve içlerinden biri bana eşimi, Catherine'i sordu
17:02
did she flyuçmak out with me or something?
312
997000
2000
o da benimle birlikte gelmiş miydi ya da öyle bir şey.
17:04
I said, "No," and it triggeredtetiklenir a setset of thoughtsdüşünceler about my wifekadın eş.
313
999000
4000
"Hayır" dedim ve bu eşimle ilgili pek çok düşünceyi beraberinde getirdi.
17:08
And I recalledHatırlanacağı that when CatherineCatherine and I were marriedevli,
314
1003000
4000
Catherine ve ben evlenirken
17:12
the priestrahip gaveverdi a very niceGüzel sermonvaaz, and he said something very importantönemli.
315
1007000
5000
rahip çok güzel bir vaaz vermişti ve çok önemli bir şey söylemişti.
17:17
He said, "Love is not selfishbencil," he said,
316
1012000
3000
"Sevgi bencil değildir,"
17:20
"Love does not mean countingsayma how manyçok timeszamanlar I say, 'I' Ben love you.'
317
1015000
4000
"Sevgi kaç kere, 'Seni seviyorum' dediğini saymak değildir.
17:24
It doesn't mean you had sexseks this manyçok timeszamanlar this monthay,
318
1019000
3000
Bu ay bilmem kaç kere seks yaptım
17:27
and it's two timeszamanlar lessaz than last monthay,
319
1022000
2000
ve geçen aydan iki kat daha az yaptım falan demek değildir,
17:29
so that meansanlamına geliyor you don't love me as much.
320
1024000
2000
bu beni yeterince sevmiyorsun demektir.
17:31
Love is not selfishbencil." And I thought about this, and I thought,
321
1026000
5000
Sevgi bencil değildir." Ve bunun üzerine düşündüm ve düşündüm,
17:36
"You know, I'm not showinggösterme love here. I'm seriouslycidden mi not showinggösterme love.
322
1031000
8000
"Burada sevgi göstermiyorum. Ciddi anlamda sevgi göstermiyorum.
17:44
I'm in the airhava, I'm in the airhava withoutolmadan trustgüven.
323
1039000
4000
Havada asılı duruyorum, havadayım ve güvenmiyorum.
17:48
This cannotyapamam be. This cannotyapamam be that I'm expectingbekliyor a certainbelli numbernumara of sketchesskeçler,
324
1043000
5000
Bu olamaz. Birkaç eskiz bekliyorum diye bu olamaz,
17:53
and to me that's my quantificationmiktar methodyöntem for qualifyingniteleyici a teamtakım.
325
1048000
5000
ve bana göre bu benim bir ekibi oluşturmak için kullandığım yöntemdi.
17:58
This cannotyapamam be."
326
1053000
2000
Bu olamaz."
18:00
So I told them this storyÖykü. I said, "Guys, I'm thinkingdüşünme about something here,
327
1055000
3000
Bunun üzerine onlara şu hikayeyi anlattım, "Millet, bir şey düşünüyorum,
18:03
this isn't right. I can't have a relationshipilişki with you guys
328
1058000
4000
bu doğru değil. Sizinle ölçülebilen hesaba dayalı
18:07
basedmerkezli on a premiseöncül that is a quantifiableölçülebilir one.
329
1062000
3000
bir önerme üzerine ilişki kuramam.
18:10
BasedDayalı on a dictatedikte premiseöncül that saysdiyor, 'I'm' Ben a bosspatron, you do what I say, withoutolmadan trustgüven.'"
330
1065000
8000
'Patron benim, ne dersem onu yapın, inanmadan.' diye dikte edilmiş bir önermeye dayalı bir ilişki.
18:18
I said "This can't be."
331
1073000
2000
Bu olamaz." dedim.
18:20
ActuallyAslında, we all brokekırdı down into tearsgözyaşı, to be quiteoldukça honestdürüst about it,
332
1075000
6000
Doğruyu söylemek gerekirse, hepimiz gözyaşlarına boğulduk,
18:26
because they still could not tell me how much frustrationhüsran they had builtinşa edilmiş up
333
1081000
5000
çünkü istediğimi verememiş olmaktan ve
18:31
insideiçeride of them, not beingolmak ableyapabilmek to showgöstermek me what I wanted,
334
1086000
4000
onlara güvenmemi istemek zorunda kalmaktan
18:35
and merelysadece havingsahip olan to asksormak me to trustgüven them that it would come.
335
1090000
5000
dolayı duydukları düş kırıklığını hala bana anlatamamışlardı.
18:40
And I think we feltkeçe much closeryakın that day,
336
1095000
3000
Ve sanırım o gün birbirimize daha da yakınlaştık,
18:43
we cutkesim a lot of stringsdizeleri that didn't need to be there,
337
1098000
3000
aramızda olmaması gereken fazla ne varsa kestik,
18:46
and we forgeddövme the conceptkavram for what realgerçek teamtakım and creativityyaratıcılık is all about.
338
1101000
5000
ve gerçek bir ekibin ve yaratıcılığın ne olduğu konusunda sağlam temeller attık.
18:51
We put the cararaba back at the centermerkez of our thoughtsdüşünceler, and we put love,
339
1106000
4000
Arabayı düşüncelerimizin merkezindeki yerine geri koyduk ve sevgiyi de
18:55
I think, trulygerçekten back into the centermerkez of the processsüreç.
340
1110000
4000
bence tam da sürecin merkezine.
18:59
By the way, that teamtakım wentgitti on to createyaratmak sixaltı differentfarklı conceptskavramlar
341
1114000
3000
Bu arada, o ekip Amerika'daki arazi araçlarının yeni kuşağının
19:02
for the nextSonraki modelmodel of what would be the proposalöneri
342
1117000
3000
bir sonraki modelinin ne olacağına dair
19:05
for the nextSonraki generationnesil after SUVsSUV in AmericaAmerika.
343
1120000
3000
altı farklı fikir üretti.
19:08
One of those was the ideaFikir of a crossoverkarşıdan karşıya geçmek coupeskupaları --
344
1123000
4000
Bunlardan biri iki çapraz kapı geçişli idi --
19:12
you see it downstairsalt kat, the X CoupeCoupe -- they had a lot of funeğlence with that.
345
1127000
5000
aşağıda görüyorsunuz, X Coupe -- bununla çok eğlendiler.
19:17
It was the renditionsahneleme of our motorcyclemotosiklet,
346
1132000
3000
Bu bizim motorumuzun yorumuydu,
19:20
the GSGS, as CarlCarl MagnussonMagnusson saysdiyor, "brute-ifulkaba iful,"
347
1135000
4000
GS, Carl Magnusson'un dediği gibi "vahşi güzel"
19:24
as the ideaFikir of what could be a motorcyclemotosiklet, if you addeklemek two more wheelstekerlekler.
348
1139000
5000
eğer iki teker daha eklersek nasıl bir motorsiklet olurdu fikri gibi.
19:29
And so, in conclusionSonuç, my lessonders that I wanted to passpas on to you,
349
1144000
4000
Ve böylece, sonuç olarak, size aktarmak istediğim dersim, buydu.
19:33
was this one here. I'm alsoAyrıca going to stealçalmak a little quotealıntı out of "Little PrincePrens."
350
1148000
4000
Bir de "Küçük Prens" ten ufak bir alıntı yapmak istiyorum.
19:37
There's a lot to be said about trustgüven and love,
351
1152000
3000
Güven ve sevgi ile ilgili söyleyecek çok şey var,
19:40
if you know that those two wordskelimeler are synonymouseşanlamlı for designdizayn.
352
1155000
3000
eğer bu iki kelimenin tasarım için aynı anlama geldiğini biliyorsanız.
19:43
I had a very, very meaningfulanlamlı relationshipilişki with my teamtakım that day,
353
1158000
4000
O gün takımımla çok ama çok anlamlı bir ilişki kurduk,
19:47
and it's stayedkaldı that way ever sincedan beri.
354
1162000
2000
ve o günden beri de öyle sürdü.
19:49
And I hopeumut that you too find that there's more to designdizayn,
355
1164000
4000
Ve umarım bunu kendiniz yapmaktansa
19:53
and more towardskarşı the artSanat of the designdizayn, than doing it yourselfkendin.
356
1168000
4000
tasarım sanatına ve tasarıma yönelik çok şey olduğunun farkına varırsınız.
19:57
It's truedoğru that the trustgüven and the love, that makesmarkaları it worthwhiledeğerli.
357
1172000
4000
Bu işi değerli kılan güven ve sevgidir.
20:01
Thanksteşekkürler so much.
358
1176000
2000
Teşekkürler.
20:03
(ApplauseAlkış)
359
1178000
2000
(Alkış)
Translated by selvin gursoy
Reviewed by serdar onuk

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Chris Bangle - Car designer
Car design is a ubiquitous but often overlooked art form. As chief of design for the BMW Group, Chris Bangle has overseen cars that have been seen the world over, including BMW 7 Series and the Z4 roadster.

Why you should listen

American designer Chris Bangle understands that it can be difficult to see a car in terms of Art with a capital A. As such, he separates his work into issues of "automobiles" (unemotional products, causing problems such as pollution and congestion) and "car-iness" (an expansion of the human, and ultimately a truly artistic expression). Satisfying the tensions between these problems -- and the tensions between engineers and designers -- is, for him, the essence of his work.

Offering radical forms and ideas, Bangle has been a polarizing figure within the industry; he has overseen all of the brands within the BMW family, including Mini and Rolls-Royce. In 2009, Bangle left BMW to pursue his own personal design interests and develop his consulting firm, Chris Bangle Associates.

More profile about the speaker
Chris Bangle | Speaker | TED.com