ABOUT THE SPEAKER
Majora Carter - Activist for environmental justice
Majora Carter redefined the field of environmental equality, starting in the South Bronx at the turn of the century. Now she is leading the local economic development movement across the USA.

Why you should listen

Majora Carter is a visionary voice in city planning who views urban renewal through an environmental lens. The South Bronx native draws a direct connection between ecological, economic and social degradation. Hence her motto: "Green the ghetto!"

With her inspired ideas and fierce persistence, Carter managed to bring the South Bronx its first open-waterfront park in 60 years, Hunts Point Riverside Park. Then she scored $1.25 million in federal funds for a greenway along the South Bronx waterfront, bringing the neighborhood open space, pedestrian and bike paths, and space for mixed-use economic development.

Her success is no surprise to anyone who's seen her speak; Carter's confidence, energy and intensely emotional delivery make her talks themselves a force of nature. (The release of her TEDTalk in 2006 prompted Guy Kawasaki to wonder on his blog whether she wasn't "every bit as good as [Apple CEO] Steve Jobs," a legendary presenter.)

Carter, who was awarded a 2005 MacArthur "genius" grant, served as executive director of Sustainable South Bronx for 7 years, where she pushed both for eco-friendly practices (such as green and cool roofs) and, equally important, job training and green-related economic development for her vibrant neighborhood on the rise. Since leaving SSBx in 2008, Carter has formed the economic consulting and planning firm the Majora Carter Group, to bring her pioneering approach to communities far outside the South Bronx. Carter is working within the cities of New Orleans, Detroit and the small coastal towns of Northeastern North Carolina. The Majora Carter Group is putting the green economy and green economic tools to use, unlocking the potential of every place -- from urban cities and rural communities, to universities, government projects, businesses and corporations -- and everywhere else in between.

More profile about the speaker
Majora Carter | Speaker | TED.com
TED2006

Majora Carter: Greening the ghetto

Majora Carter'ın Kentsel Yenileme Masalı

Filmed:
2,626,277 views

MacArthur-eylemci Majora Carter Detaylar Güney Bronx çevre adalet onun mücadele kazanan bir duygusal ücret konuşmak - ve nasıl azınlık mahalleleri hatalı kentsel politika en fazla zarar gösterir.
- Activist for environmental justice
Majora Carter redefined the field of environmental equality, starting in the South Bronx at the turn of the century. Now she is leading the local economic development movement across the USA. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:25
If you're here todaybugün --
0
1000
1406
Bugün buraya geldiyseniz, ki burada olmanıza çok sevindim,
00:27
and I'm very happymutlu that you are --
1
2430
1934
hepiniz sürdürülebilir kalkınmanın bizleri kendimize karşı
00:29
you've all heardduymuş about
how sustainablesürdürülebilir developmentgelişme
2
4388
2353
nasıl koruyacağını duymuşsunuzdur. Ancak, TED'de olmadığımız zaman,
00:31
will savekayıt etmek us from ourselveskendimizi.
3
6765
1962
00:33
HoweverAncak, when we're not at TEDTED,
we are oftensık sık told
4
8751
3499
bizlere gerçek sürdürülebilirlik gündeminin özellikle New York gibi
00:37
that a realgerçek sustainabilitySürdürülebilirlik policypolitika agendaGündem
is just not feasiblemümkün,
5
12274
3909
büyük kentsel alanlarda uygulanabilir olmadığı söylenir.
00:41
especiallyözellikle in largegeniş urbankentsel areasalanlar
like NewYeni YorkYork CityŞehir.
6
16207
2769
Ve bunun sebebi, hem kamu sektöründe hem özel sektörde,
00:44
And that's because mostçoğu people
with decision-makingkarar verme powersgüçler,
7
19429
3236
karar alma yetkisine sahip kişilerin çoğunun,
00:47
in bothher ikisi de the publichalka açık and the privateözel sectorsektör,
8
22689
2230
gerçekten tehlikede olmadıklarını hissetmesidir.
00:49
really don't feel
as thoughgerçi they're in dangerTehlike.
9
24943
2286
Bugün buraya geliş sebebim kısmen bir köpek:
00:52
The reasonneden why I'm here todaybugün,
in partBölüm, is because of a dogköpek --
10
27578
4093
1998 yılında yağmurda bulduğum terk edilmiş bir köpek.
00:56
an abandonedterkedilmiş puppyköpek yavrusu I foundbulunan
back in the rainyağmur, back in 1998.
11
31695
3278
Beklediğimden daha da büyük bir köpek çıktı.
00:59
She turneddönük out to be
a much biggerDaha büyük dogköpek than I'd anticipatedbeklenen.
12
34997
2979
O hayatıma girdiği zaman, New York'un bu küçük bölgesinde
01:03
When she camegeldi into my life, we were
fightingkavga againstkarşısında a hugeKocaman wasteatık facilitytesis
13
38431
3975
bütün şehrin ticari atıklarının zaten yüzde 40'ı işlenirken
01:07
plannedplanlı for the EastDoğu RiverNehir waterfrontliman bölgesi
14
42430
2462
01:09
despiterağmen the factgerçek that
our smallküçük partBölüm of NewYeni YorkYork CityŞehir
15
44916
2510
East River'da büyük bir atık tesisi kurulması planına karşı mücadele ediyorduk.
01:12
alreadyzaten handledele more than 40 percentyüzde
of the entiretüm city'sşehrin commercialticari wasteatık:
16
47450
4358
Evsel atık su arıtma tesisi, çamur arıtma tesisi, dört adet enerji santrali,
01:16
a sewagekanalizasyon treatmenttedavi pelletizingpeletleme plantbitki,
a sewagekanalizasyon sludgesulu çamur plantbitki, fourdört powergüç plantsbitkiler,
17
51832
5144
01:21
the world'sDünyanın en largesten büyük
food-distributionGıda dağıtımı centermerkez,
18
57000
2335
dünyanın en büyük gıda dağıtım merkezi,
ve bölgeye her hafta 60:00'den fazla dizel kamyon getiren diğer endüstriler.
01:24
as well as other industriesEndüstriyel that bringgetirmek
more than 60,000 dieseldizel truckkamyon tripsgezileri
19
59359
4182
01:28
to the areaalan eachher weekhafta.
20
63565
1156
Aynı zamanda bölge, şehrin en düşük nüfus-park oranına sahip.
01:29
The areaalan alsoAyrıca has one of the lowesten düşük ratiosoranlar
of parksparklar to people in the cityŞehir.
21
65118
3968
01:33
So when I was contactedtemas
by the ParksParklar DepartmentBölümü
22
69110
2293
Parklar ve Bahçeler müdürlüğü, nehir kenarı projelerine destek amacıyla
10,000 dolarlık bir tohum bağışıyla ilgili aradığı zaman
01:36
about a $10,000 seed-granttohum hibe initiativegirişim
to help developgeliştirmek waterfrontliman bölgesi projectsprojeler,
23
71427
4158
onların ciddi ama biraz saf olduklarını düşündüm.
01:40
I thought they were really
well-meaningiyi niyetli, but a bitbit naivesaf.
24
75609
2914
Ben hayatım boyunca bu bölgede yaşadım ve az önce dile getirdiğim
01:43
I'd livedyaşamış in this areaalan all my life,
and you could not get to the rivernehir,
25
78547
3667
bütün o sevimli tesislerden dolayı nehre gidemiyorduk.
01:47
because of all the lovelygüzel facilitiestesisler
that I mentionedadı geçen earlierdaha erken.
26
82238
3293
Sonra, bir sabah köpeğimle koşuya çıkmıştım ve köpeğim beni,
01:50
Then, while joggingkoşu yapmak
with my dogköpek one morningsabah,
27
85555
2260
yine başka bir kaçak çöp döküm alanı olduğunu düşündüğüm bir yere götürdü.
01:52
she pulledçekti me into what I thought
was just anotherbir diğeri illegalyasadışı dumpçöplük.
28
87839
3111
Orada yabani otlar, çöp yığınları ve burada söylemeyeceğim başka şeyler vardı,
01:56
There were weedsmatem elbisesi and pilesbasur of garbageçöp
and other stuffşey that I won'talışkanlık mentionsöz etmek here,
29
91606
3777
köpeğim ısrarla çekmeye devam etti ve o da ne, alanın sonu nehirdi.
02:00
but she kepttuttu draggingsürükleme me,
30
95407
1214
02:01
and lobak and beholdişte, at the endson
of that lot was the rivernehir.
31
96645
2872
Bu unutulmuş küçük sokağın bittiği yerin
02:04
I knewbiliyordum that this forgottenunutulmuş
little street-endsokak sonu,
32
99541
2101
tıpkı beni oraya götüren terk edilmiş köpek gibi korumaya değer olduğunu biliyordum.
02:06
abandonedterkedilmiş like the dogköpek that broughtgetirdi
me there, was worthdeğer savingtasarruf.
33
101666
3004
Ve bunun gelişerek, yeni South Bronx'un toplumsal canlanmasının
02:09
And I knewbiliyordum it would growbüyümek
to becomeolmak the proudgururlu beginningsbaş
34
104694
2596
gurur verici başlangıcı olacağını biliyordum.
02:12
of the community-ledtoplum öncülüğünde revitalizationcanlandırma
of the newyeni SouthGüney BronxBronx.
35
107314
2984
Ve bu, tıpkı köpeğim gibi, tahminimden daha büyük bir fikir haline geldi.
02:15
And just like my newyeni dogköpek, it was an ideaFikir
that got biggerDaha büyük than I'd imaginedhayal.
36
110322
3979
Gittikçe daha da çok destek gördük.
02:19
We garneredtopladı much supportdestek alonguzun bir the way,
37
114325
2135
Ve Hunts Point Riverside Park, South Bronx'un
02:21
and the HuntsHunts PointNoktası RiversideRiverside ParkPark
becameoldu the first waterfrontliman bölgesi parkpark
38
116484
3160
son 60 yılda sahip olduğu ilk nehir kenarı parkı oldu.
02:24
that the SouthGüney BronxBronx had had
in more than 60 yearsyıl.
39
119668
2399
10,000 dolarlık tohum bağışını 300 kat arttırıp 3 milyon dolarlık bir parka dönüştürdük.
02:26
We leveragedkaldıraçlı that $10,000 seedtohum granthibe
more than 300 timeszamanlar,
40
122091
3366
02:30
into a $3 millionmilyon parkpark.
41
125481
2240
Ve sonbaharda
02:32
And in the falldüşmek, I'm going to exchangedeğiş tokuş
marriageevlilik vowsyeminler with my belovedsevgili.
42
127745
4928
sevgilimin evlenme teklifini kabul edeceğim. Çok teşekkür ederim. (Alkış.)
02:37
(AudienceSeyirci whistlesıslık)
43
132697
1000
02:38
Thank you very much.
44
133721
1268
02:39
(ApplauseAlkış)
45
135013
4542
Her zamanki gibi arkada beni teşvik ediyor.
02:44
That's him pressingbasma my buttonsdüğmeleri
back there, whichhangi he does all the time.
46
139579
3397
02:47
(LaughterKahkaha)
47
143000
2464
(Gülüşmeler.) (Alkış.)
02:50
(ApplauseAlkış)
48
145488
3317
02:53
But those of us livingyaşam
in environmentalçevre justiceadalet communitiestopluluklar
49
148829
2778
Aramızda, çevresel adalet toplumunda yaşayanlar
kömür madenindeki kanaryalar gibi. Sorunları şimdi görüyoruz ve bir süredir bunları yaşıyoruz.
02:56
are the canarykanarya in the coalkömür mineMayın.
50
151631
1555
02:58
We feel the problemssorunlar right now,
and have for some time.
51
153210
3411
Çevresel adalet, aranızda bu tanıma pek alışık olmayanlar için, şöyle bir şey:
03:02
EnvironmentalÇevre justiceadalet, for those of you
who mayMayıs ayı not be familiartanıdık with the termterim,
52
157290
3686
03:05
goesgider something like this:
53
161000
1200
Hiç bir topluma diğer bir toplumdan daha çok çevresel yük yüklenmemeli
03:07
no communitytoplum should be saddledpalan
with more environmentalçevre burdensyüklerin
54
162224
2991
ve diğerlerinden daha az çevresel fayda sağlanmamalıdır.
03:10
and lessaz environmentalçevre benefitsfaydaları
than any other.
55
165239
2666
Maalesef, ırk ve sınıf oldukça güvenilir göstergeler; parklar ve ağaçlar
03:12
UnfortunatelyNe yazık ki, raceyarış and classsınıf
are extremelyson derece reliabledürüst indicatorsgöstergeler
56
167929
4047
03:16
as to where one mightbelki find the good stuffşey,
like parksparklar and treesağaçlar,
57
172000
3037
gibi iyi şeylerin nerede bulunduğunu ve enerji santralleri
ile atık tesisleri gibi kötü şeylerin nerede olduğunu gösteriyorlar.
03:19
and where one mightbelki find the badkötü stuffşey,
like powergüç plantsbitkiler and wasteatık facilitiestesisler.
58
175061
3732
Benim bir zenci olarak Amerika'da, sağlığım için en büyük tehdidi oluşturan
03:23
As a blacksiyah personkişi in AmericaAmerika,
I am twiceiki defa as likelymuhtemelen as a whitebeyaz personkişi
59
178817
3235
hava kirliliğinin yüksek olduğu bir bölgede yaşama ihtimalim beyaz bir insanın iki katı.
03:26
to livecanlı in an areaalan where airhava pollutionkirlilik
posespozlar the greatestEn büyük riskrisk to my healthsağlık.
60
182076
3597
Benim bir enerji santraline veya kimyasal üretim tesisine yürüme mesafesi
03:30
I am fivebeş timeszamanlar more likelymuhtemelen
to livecanlı withiniçinde walkingyürüme distancemesafe
61
185697
2783
uzaklıkta yaşama ihtimalim beş kat fazla, zaten öyle bir yerde yaşıyorum.
03:33
of a powergüç plantbitki or chemicalkimyasal facilitytesis,
62
188504
1909
03:35
whichhangi I do.
63
190437
1157
Bu toprak kullanımı kararları, obezite, diyabet ve astım gibi hastalıklara
03:36
These land-usearazi kullanımı decisionskararlar
createdoluşturulan the hostiledüşmanca conditionskoşullar
64
192149
2631
03:39
that leadöncülük etmek to problemssorunlar like obesityşişmanlık,
diabetesdiyabet and asthmaastım.
65
194804
2992
yol açan düşmanca koşullar oluşturdu.
İnsan zehirli bir çevrede yürüyüş yapmak için neden evinden çıksın ki?
03:42
Why would someonebirisi leaveayrılmak theironların home to go
for a briskcanlı walkyürümek in a toxictoksik neighborhoodKomşuluk?
66
197820
3901
Yüzde 27 obezite oranı, bu ülke için bile, yüksek ve diyabet de bunu takip ediyor.
03:46
Our 27 percentyüzde obesityşişmanlık rateoran
is highyüksek even for this countryülke,
67
201745
2911
03:49
and diabetesdiyabet comesgeliyor with it.
68
204680
1413
South Bronx'daki çocuklardan dörtte birinde astım var.
03:50
One out of fourdört SouthGüney BronxBronx
childrençocuklar has asthmaastım.
69
206117
2508
Astımdan dolayı hastaneye yatma oranımız ulusal ortalamadan yedi kat fazla.
03:53
Our asthmaastım hospitalizationhastaneye yatırma rateoran
70
208649
1815
03:55
is sevenYedi timeszamanlar higherdaha yüksek
than the nationalUlusal averageortalama.
71
210488
2283
Bu etkiler herkesin önüne çıkıyor.
03:57
These impactsetkiler are cominggelecek everyone'sherkesin var way.
72
212795
1951
Ve hepimiz katı atık vergileri için,
03:59
And we all payödeme dearlypahalıya
for solidkatı wasteatık costsmaliyetler,
73
214770
2206
04:01
healthsağlık problemssorunlar associatedilişkili
with pollutionkirlilik and more odiouslyiğrenç şekilde,
74
217000
2976
çevre kirliliğinden kaynaklanan sağlık sorunları için ve daha da kötüsü,
04:04
the costmaliyet of imprisoninghapsetmek
our younggenç blacksiyah and LatinoLatino menerkekler,
75
220000
2989
bilemediğimiz, açığa çıkarmalarına izin vermediğimiz potansiyele sahip
zenci gençlerimizin ve Latinoların hapse atılma masrafları için para ödüyoruz.
04:07
who possesssahip olmak untoldanlatılmamış amountsmiktarlar
of untappedkullanılmayan potentialpotansiyel.
76
223013
2755
Bölgemizde yaşayanların yüzde 50'si ya yoksulluk sınırında ya da yoksulluk sınırının altında.
04:10
FiftyElli percentyüzde of our residentssakinleri
livecanlı at or belowaltında the povertyyoksulluk linehat;
77
225792
3080
Yüzde 25'imiz işsiz. Düşük gelirli vatandaşlar çoğu zaman
04:13
25 percentyüzde of us are unemployedişsiz.
78
228896
1755
04:15
Low-incomeDüşük gelirli citizensvatandaşlar oftensık sık use
emergency-roomAcil servis visitsziyaret as primarybirincil carebakım.
79
230675
4023
temel sağlık hizmetleri için acile gidiyor.
Bu mükellefler için yüksek bir maliyet oluşturuyor ve nispi hiçbir fayda sağlamıyor.
04:19
This comesgeliyor at a highyüksek costmaliyet to taxpayersmükellefler
and producesüretir no proportionalorantılı benefitsfaydaları.
80
234722
3899
Yoksullar sadece yoksul değil, aynı zamanda sağlıksız.
04:23
PoorZavallı people are not only still poorfakir,
they are still unhealthysağlıksız.
81
238645
3843
Çok şükür benim gibi birçok insan,
04:27
FortunatelyNeyse ki, there are manyçok people
like me who are strivingçabası for solutionsçözeltiler
82
242512
3785
düşük gelirli farklı renkten toplumların hayatlarını kısa vadede olumsuz etkilemeyecek
04:31
that won'talışkanlık compromisetaviz the liveshayatları
83
246321
1500
04:32
of low-incomedüşük gelirli communitiestopluluklar of colorrenk
in the shortkısa termterim,
84
247845
2500
ve bizleri uzun vadede yok etmeyecek çözümler arıyor.
04:35
and won'talışkanlık destroyyıkmak us all in the long termterim.
85
250369
2106
Bunu hiç birimiz istemiyoruz ve hepimiz bu konuda mutabıkız. Başka hangi konularda hemfikiriz?
04:37
NoneHiçbiri of us want that,
and we all have that in commonortak.
86
252499
2486
04:39
So what elsebaşka do we have in commonortak?
87
255009
1639
Pekala, her şeyden önce, hepimiz inanılmaz derecede güzeliz.
04:41
Well, first of all,
we're all incrediblyinanılmaz good-lookingiyi görünümlü.
88
256672
2778
(Gülüşmeler.) Hepimiz lise, üniversite, lisansüstü eğitimi aldık,
04:44
(LaughterKahkaha)
89
259474
1187
04:45
GraduatedMezun oldu highyüksek schoolokul, collegekolej,
post-graduatelisansüstü degreesderece,
90
260685
2787
ilginç yerlere seyahat ettik, erken yaşlarda çocuk sahibi olmadık,
04:48
traveledseyahat to interestingilginç placesyerler,
didn't have kidsçocuklar in your earlyerken teensgençler,
91
263496
3312
finansal olarak ayakta durabiliyoruz, asla hapse girmedik. Pekala.
04:51
financiallymali stablekararlı, never been imprisonedhapsedilmiş.
92
266832
2618
04:55
OK. Good.
93
270688
1160
Güzel. (Gülüşmeler.)
04:56
(LaughterKahkaha)
94
271872
1339
Ama, zenci bir kadın olmanın yanı sıra, sizlerden başka yönlerden farklıyım.
04:58
But, besidesdışında beingolmak a blacksiyah womankadın,
95
273235
1607
04:59
I am differentfarklı from mostçoğu of you
in some other waysyolları.
96
274866
2662
Mahallemdeki binaların neredeyse yarısının yanıp kül olduğunu gördüm.
05:02
I watchedizledi nearlyneredeyse halfyarım of the buildingsbinalar
in my neighborhoodKomşuluk burnyanmak down.
97
277552
3391
Abim Lenny, Vietnam'da savaştı,
05:05
My bigbüyük brothererkek kardeş LennyLenny foughtkavga etti in VietnamVietnam,
98
280967
1963
evimizden sadece birkaç bina ötede vuruldu.
05:07
only to be gunnedvurularak down
a fewaz blocksbloklar from our home.
99
282954
2905
Tanrım. Sokağın karşısında esrar satılan bir evde büyüdüm.
05:13
Jesusİsa.
100
288992
1255
05:15
I grewbüyüdü up with a crackçatlak houseev
acrosskarşısında the streetsokak.
101
290271
2946
Evet, ben gettodan gelen fakir bir zenci çocuğuyum.
05:19
Yeah, I'm a poorfakir blacksiyah childçocuk
from the ghettogeto.
102
294796
2699
Bu şeyler beni sizlerden farklı yapıyor.
05:23
These things make me differentfarklı from you.
103
298784
2167
Ama sizlerle ortak olan noktalarım beni toplumumdaki birçok insandan ayırıyor,
05:25
But the things we have in commonortak
104
300975
1863
05:27
setset me apartayrı from mostçoğu
of the people in my communitytoplum,
105
302862
2739
ve ben bu iki dünya arasındayım,
05:30
and I am in betweenarasında these two worldsdünyalar
106
305625
1826
diğerlerinin adaleti için savaşmaya yeterince yürekliyim.
05:32
with enoughyeterli of my heartkalp
to fightkavga for justiceadalet in the other.
107
307475
2887
Nasıl oldu da bazı şeyler bizim için böylesine değişti?
05:36
So how did things get so differentfarklı for us?
108
311315
2008
Bir kölenin oğlu, Pulman vagon görevlisi babam, 40 yaşlarında
05:38
In the lategeç '40s, my dadbaba --
a PullmanPullman porterkapıcı, sonoğul of a slaveköle --
109
313347
3331
South Bronx'un Hunts Point bölgesinde bir ev satın almış
05:41
boughtsatın a houseev in the HuntsHunts PointNoktası
sectionBölüm of the SouthGüney BronxBronx,
110
316702
2867
ve birkaç yıl sonra da annemle evlenmiş.
05:44
and a fewaz yearsyıl latersonra, he marriedevli my momanne.
111
319593
2015
O zamanlar, buraları daha çok beyaz, çalışan sınıfın mahallesiymiş.
05:46
At the time, the communitytoplum was a mostlyçoğunlukla
whitebeyaz, working-classişçi sınıfı neighborhoodKomşuluk.
112
321632
3481
Babam yalnız değilmiş.
05:49
My dadbaba was not aloneyalnız.
113
325137
1526
Ve onun gibilerinin kendi Amerikan ideallerinin peşinden koşmaya başlamasıyla birlikte
05:51
And as othersdiğerleri like him pursuedpeşine
theironların ownkendi versionversiyon of the AmericanAmerikan dreamrüya,
114
326687
3437
South Bronx'tan ve ülkedeki birçok şehirden beyazlar kaçmaya başlamış.
05:54
whitebeyaz flightuçuş becameoldu commonortak
in the SouthGüney BronxBronx
115
330148
2529
05:57
and in manyçok citiesşehirler around the countryülke.
116
332701
2000
Bankalar ayrımcı şekilde borç vermemeye başlamış ve bizim bölgemiz de
05:59
Red-liningKırmızı-astar was used by banksbankalar,
whereinburada certainbelli sectionsbölümler of the cityŞehir,
117
335018
3633
dahil şehrin bazı bölgelerine her türlü yatırım yasaklanmıştı.
06:03
includingdahil olmak üzere oursbizim, were deemedsayılır
off-limitssınırlandırılmış to any sortçeşit of investmentyatırım.
118
338675
3989
Birçok ev sahibi binalarını bu koşullar altında satmaktansa ateşe verip,
06:07
ManyBirçok landlordsev sahipleri believedinanılır it was more
profitablekârlı to torchmeşale theironların buildingsbinalar
119
342688
3468
sigortadan para almanın daha verimli olacağını düşündü,
06:10
and collecttoplamak insurancesigorta moneypara ratherdaha doğrusu
than to sellsatmak underaltında those conditionskoşullar --
120
346180
4171
hem de eski kiracılarının ölmesine veya yaralanmasına hiç bakmadan.
06:15
deadölü or injuredyaralı formereski tenantskiracı
notwithstandingrağmen.
121
350375
2440
Hunts Point önceden işe yürüme mesafesi kadar yakın bir çevreymiş
06:17
HuntsHunts PointNoktası was formerlyeskiden
a walk-to-workişe yürümek communitytoplum,
122
352839
2842
ama şimdi artık insanların yürüyecek ne işleri ne de evleri kaldı.
06:20
but now residentssakinleri had neitherne
work norne de home to walkyürümek to.
123
355705
3926
Bir de sorunlarımıza, ani bir artışla, ulusal karayolu yapımı eklendi.
06:24
A nationalUlusal highwaykarayolu constructioninşaat boomBoom
was addedkatma to our problemssorunlar.
124
359655
3186
New York'ta, Robert Moses sıkı bir “karayolunda genişletme kampanyası” başlattı.
06:27
In NewYeni YorkYork StateDevlet,
125
362865
1151
06:28
RobertRobert MosesMusa spearheadedöncülük
an aggressiveagresif highway-expansionkarayolu-genleşme campaignkampanya.
126
364040
3783
En önemli amaçlarından biri, Westchester County'deki
06:32
One of its primarybirincil goalshedefleri was
to make it easierDaha kolay
127
367847
2196
varlıklılar için Manhattan'a seyahat etmeyi kolaylaştırmaktı.
06:34
for residentssakinleri of wealthyzengin communitiestopluluklar
in WestchesterWestchester Countyİlçe to go to ManhattanManhattan.
128
370067
5025
Arada bulunan South Bronx'un hiç şansı yoktu bile.
06:39
The SouthGüney BronxBronx, whichhangi liesyalanlar in betweenarasında,
did not standdurmak a chanceşans.
129
375116
3075
Semt sakinlerine, binalarının yıkılmasına bir aydan az bir süre kala haber verilmişti.
06:43
ResidentsSakinleri were oftensık sık givenverilmiş
lessaz than a month'sayın noticeihbar
130
378215
2550
06:45
before theironların buildingsbinalar were razedyerle bir.
131
380789
1630
600,000 kişi yerinden edildi.
06:47
600,000 people were displacedyerinden.
132
382443
2324
Yaygın anlayış, kadın satıcılarının, uyuşturucu satıcılarının ve hayat kadınlarının sadece South Bronx'tan geldikleri yönündeydi.
06:49
The commonortak perceptionalgı was
133
384791
1310
06:50
that only pimpspezevenkler and pushersiticiler
and prostitutesfahişeler were from the SouthGüney BronxBronx.
134
386125
3851
06:54
And if you are told
from your earliesten erken daysgünler
135
390000
2930
Ve eğer size daha küçük yaşlarda sizin toplumunuzdan iyi bir şey olmayacağı,
06:57
that nothing good is going to come
from your communitytoplum,
136
392954
2617
toplumunuzun kötü ve çirkin olduğu söylenirse, bu sizi nasıl etkilemez ki?
07:00
that it's badkötü and uglyçirkin,
137
395595
1151
07:01
how could it not reflectyansıtmak on you?
138
396770
2090
Şimdi artık ailemin mülkü değersiz olmuştu, buna rağmen bu bizim evimizdi ve elimizde olan tek şeydi.
07:04
So now, my family'sailenin propertyözellik
was worthlessdeğersiz,
139
399335
2518
07:06
savekayıt etmek for that it was our home,
and all we had.
140
401877
2642
07:09
And luckilyiyi ki for me, that home
and the love insideiçeride of it,
141
404543
3726
Ve ne mutlu bana ki ev ve içindeki sevgi,
07:13
alonguzun bir with help from teachersöğretmenler, mentorsmentorların
and friendsarkadaşlar alonguzun bir the way, was enoughyeterli.
142
408293
5142
öğretmenlerimin, danışmanlarımın ve arkadaşlarımın yardımıyla, yetiyordu.
Peki, bu hikaye neden önemli?
07:18
Now, why is this storyÖykü importantönemli?
143
413459
1689
07:19
Because from a planningplanlama perspectiveperspektif,
144
415172
1810
Çünkü planlama açısından ekonomik bozulma
07:21
economicekonomik degradationbozulma
begetsdoğurur environmentalçevre degradationbozulma,
145
417006
3717
çevresel bozulmaya sebebiyet veriyor, bu da toplumsal bozulmaya neden oluyor.
07:25
whichhangi begetsdoğurur socialsosyal degradationbozulma.
146
420747
2516
1960'lı yıllarda başlayan bu yatırım azalması
07:28
The disinvestmentyatırım azalması that beganbaşladı
in the 1960s setset the stageevre
147
423287
3063
oluşacak bütün çevresel adaletsizliklerin zeminini hazırladı.
07:31
for all the environmentalçevre
injusticesadaletsizlikler that were to come.
148
426374
2602
07:33
AntiquatedAntika zoningimar and land-usearazi kullanımı
regulationsyönetmelik are still used to this day
149
429000
3976
Demode imar ve toprak kullanımı düzenlemeleri günümüzde halen
07:37
to continuedevam et puttingkoyarak pollutingkirletici
facilitiestesisler in my neighborhoodKomşuluk.
150
433000
3043
çevreyi kirleten tesisleri benim semtine kurmak için kullanılıyor.
Toprak kullanım politikasına karar verilirken bu unsurlar dikkate alınıyor mu?
07:40
Are these factorsfaktörler takenalınmış into considerationdüşünce
when land-usearazi kullanımı policypolitika is decidedkarar?
151
436067
3778
Bu kararlar hangi masrafları beraberinde getiriyor? Ve kim ödüyor?
07:44
What costsmaliyetler are associatedilişkili
with these decisionskararlar?
152
439869
2596
07:47
And who paysöder? Who profitskar?
153
442489
2236
Kim faydalanıyor? Yerel halkın yaşadığı şeylerin herhangi bir gerekçesi var mı?
07:49
Does anything justifyhaklı çıkarmak
what the localyerel communitytoplum goesgider throughvasitasiyla?
154
444749
3619
Tırnak içinde bu "planlama", bizim en ufak çıkarımızı bile içermiyor.
07:53
This was "planningplanlama" -- in quotestırnak işareti --
155
448392
2294
07:55
that did not have
our besten iyi interestsilgi in mindus.
156
450710
2268
Bunu fark ettikten sonra, kendi planlamamızı yapmanın zamanı geldiğini anladık.
07:57
OnceBir kez we realizedgerçekleştirilen that, we decidedkarar
it was time to do our ownkendi planningplanlama.
157
453002
3415
Size daha önce bahsettiğim o küçük park South Bronx'ta
08:01
That smallküçük parkpark I told you about earlierdaha erken
158
456441
1944
08:03
was the first stageevre of buildingbina
a GreenwayGreenway movementhareket in the SouthGüney BronxBronx.
159
458409
3278
yeşil hareketi için ilk adımdı.
Özel bisiklet yolları olan bir kordon planı çizmeleri için
08:06
I wroteyazdı a one-and-a-quarter-milliontek-ve-bir-çeyrek milyon
dollardolar federalfederal transportationtaşımacılık granthibe
160
461711
3352
Federal Ulaştırma Bakanlığına bir milyon iki yüz elli bin dolarlık hibe başvurusu yaptım.
08:09
to designdizayn the planplan
for a waterfrontliman bölgesi esplanademeydan
161
465087
2108
08:12
with dedicatedadanmış on-streetsokakta bikebisiklet pathsyolları.
162
467219
1730
Fiziksel iyileştirmeler, trafik güvenliği konusunda kamuyu bilinçlendirir,
08:13
PhysicalFiziksel improvementsiyileştirmeler help informbilgi vermek
publichalka açık policypolitika regardingilişkin traffictrafik safetyemniyet,
163
468973
3458
atıkların ve diğer tesislerin yeri konusunda bilinçlendirir,
08:17
the placementyerleştirme of the wasteatık
and other facilitiestesisler,
164
472455
2245
ve aslında doğru yapıldığı zaman bunlar toplumun yaşam kalitesini olumsuz etkilemez.
08:19
whichhangi, if donetamam properlyuygun şekilde, don't compromisetaviz
a community'stopluluk en qualitykalite of life.
165
474724
3472
Fiziksel olarak daha aktif olmak
08:23
They providesağlamak opportunitiesfırsatlar
to be more physicallyfiziksel olarak activeaktif,
166
478220
2714
ve aynı zamanda yerel ekonomik kalkınma için fırsat sağlar.
08:25
as well as localyerel economicekonomik developmentgelişme.
167
480958
2433
Bisikletçileri, meyve suyu stantlarını düşünün.
08:28
Think bikebisiklet shopsdükkanlar, juiceMeyve suyu standsstandları.
168
483415
1572
İlk etap projeleri için 20 milyon dolar temin ettik.
08:29
We securedemniyete 20 millionmilyon dollarsdolar
to buildinşa etmek first-phaseilk etap projectsprojeler.
169
485011
2871
Bu, Lafayette Avenue'nun Matthews-Nielsen peyzaj mimarları tarafından yeniden tasarlanmış hali.
08:32
This is LafayetteLafayette AvenueAvenue --
170
487906
1874
08:34
and that's redesignedYeniden tasarlanan
by MathewsMathews NielsenNielsen LandscapeManzara ArchitectsMimarlar.
171
489804
3157
Ve bu yol yapıldıktan sonra, South Bronx'u
08:37
And oncebir Zamanlar this pathyol is constructedinşa,
it'llolacak connectbağlamak the SouthGüney BronxBronx
172
492985
3021
Randall's Island Park'ının neredeyse 400 dönümüyle birleştirecek.
08:40
with more than 400 acresdönüm
of Randall'sRandall'ın IslandAda ParkPark.
173
496030
2349
Şu anda 25 fit'lik suyla ayrılıyoruz ama bu bağlantı bunu değiştirecek.
08:43
Right now we're separatedayrıldı by about 25 feetayaklar
of waterSu, but this linkbağlantı will changedeğişiklik that.
174
498403
3974
Biz doğal çevremize baktıkça, onun bolluğu bize daha fazlasını geri verecektir.
08:47
As we nurturebeslemek the naturaldoğal environmentçevre,
its abundancebolluk will give us back even more.
175
502401
4264
Bronx Ekolojik Yöneticilik Eğitimi diye adlandırdığımız bir proje yürütüyoruz.
08:51
We runkoş a projectproje calleddenilen the BronxBronx
[EnvironmentalÇevre] StewardshipYönetim TrainingEğitim,
176
506689
3811
Bu proje ekolojik restorasyon alanlarında staj imkanları sağlıyor,
08:55
whichhangi providessağlar job trainingEğitim in the fieldsalanlar
of ecologicalekolojik restorationrestorasyon,
177
510524
3307
bu sayede toplumumuz, bu iyi maaşlı işler için rekabet edebilecek beceriler kazanıyor.
08:58
so that folksarkadaşlar from our communitytoplum
have the skillsbecerileri to competeyarışmak
178
513855
2801
09:01
for these well-payingİyi ödeme jobsMeslekler.
179
516680
1339
Yavaş yavaş, alanlara çevre işleri tohumları ekiyoruz,
09:02
Little by little, we're seedingtohumlama
the areaalan with green-collarYeşil yakalı jobsMeslekler --
180
518043
3337
böylece insanlar çevrelerinde hem maddi hem de bireysel paya sahip olacaklar.
09:06
and with people that have bothher ikisi de
a financialmali and personalkişisel stakekazık
181
521404
2859
09:09
in theironların environmentçevre.
182
524287
1157
Sheridan Expressway, Robert Moses döneminin az kullanılmış bir kalıntısı,
09:10
The SheridanSheridan ExpresswayEkspres
is an underutilizedatıl relickalıntı
183
525468
2643
09:12
of the RobertRobert MosesMusa eraçağ,
184
528135
1199
böldüğü semtleri hiç dikkate almadan kurulmuş.
09:14
builtinşa edilmiş with no regardsaygı for the neighborhoodsmahalleler
that were dividedbölünmüş by it.
185
529358
3376
İş çıkış saatlerinde bile neredeyse hiç kullanılmıyor.
09:17
Even duringsırasında rushacele hoursaat,
it goesgider virtuallyfiilen unusedkullanılmamış.
186
532758
2769
Toplum, bu karayolunun kaldırılmasına imkan tanıyan
09:20
The communitytoplum createdoluşturulan
an alternativealternatif transportationtaşımacılık planplan
187
535551
2672
alternatif bir ulaşım planı geliştirdi.
09:23
that allowsverir for the removaluzaklaştırma
of the highwaykarayolu.
188
538247
2626
Şimdi artık bütün paydaşları bir araya getirip,
09:25
We have the opportunityfırsat now to bringgetirmek
togetherbirlikte all the stakeholderspaydaşlar
189
540897
3123
bu 28 dönümü park alanı, ekonomik evler ve yerel ekonomik kalkınma için
09:28
to re-envisionyeniden envision how this 28 acresdönüm
can be better utilizedkullanılan
190
544044
2588
09:31
for parklandpark, affordablesatın alınabilir housingKonut
and localyerel economicekonomik developmentgelişme.
191
546656
3042
nasıl daha iyi kullanabileceğimizi düşünme fırsatımız var.
Aynı zamanda şehrin, New York'un ilk yeşil ve serin çatı projesini
09:34
We alsoAyrıca builtinşa edilmiş NewYeni YorkYork City'sŞehrin first greenyeşil
and coolgüzel roofçatı demonstrationgösteri projectproje
192
549722
4827
ofislerimizin tepesinde sergiliyoruz.
09:39
on topüst of our officesbürolar.
193
554573
1388
Serin çatılar, güneş ısısını emmeyen,
09:40
CoolCool roofsçatılar are highly-reflectiveyüksek yansıtıcı
surfacesyüzeyler that don't absorbemmek solargüneş heatsıcaklık,
194
555985
3465
ısıyı binaya veya atmosfere ileten son derecede yansıtıcı yüzeyler.
09:44
and passpas it on to
the buildingbina or atmosphereatmosfer.
195
559474
2103
Yeşil çatılar, toprak ve canlı bitkilerle kaplı.
09:46
GreenYeşil roofsçatılar are soiltoprak and livingyaşam plantsbitkiler.
196
561601
2032
Her ikisi de ısıyı emen, kentsel "ısı adası" etkisine katkı sağlayan
09:48
BothHer ikisi de can be used insteadyerine
of petroleum-basedpetrol bazlı roofingçatı materialsmalzemeler
197
563657
3247
09:51
that absorbemmek heatsıcaklık, contributekatkıda bulunmak
to urbankentsel "heatsıcaklık islandada" effectEfekt
198
566928
2771
ve güneş altında bozunarak, soluduğumuz havaya karışan
09:54
and degradeindirgemek underaltında the sunGüneş,
199
569723
1325
petrol esaslı çatı malzemeleri yerine kullanılabilir. Yeşil çatılar aynı zamanda
09:55
whichhangi we in turndönüş breathenefes almak.
200
571072
1222
09:57
GreenYeşil roofsçatılar alsoAyrıca retaintutmak
up to 75 percentyüzde of rainfallyağış miktarı,
201
572318
2658
09:59
so they reduceazaltmak a city'sşehrin need to fundfon, sermaye
costlypahalı end-of-pipeson boru- solutionsçözeltiler --
202
575000
3659
yağmurun yüzde 75'ini tutarak, şehrin büyük paralar harcadığı ve
ne hikmetse benim toplumumda bulunan kanal sonu çözümlerinin finansman ihtiyacını azaltıyor.
10:03
whichhangi, incidentallytesadüfen, are oftensık sık locatedbulunan
203
578683
1820
10:05
in environmentalçevre justiceadalet
communitiestopluluklar like mineMayın.
204
580527
2221
Ve küçük arkadaşlarımız için de habitat sağlıyorlar!
10:07
And they providesağlamak habitatshabitatları
for our little friendsarkadaşlar!
205
582772
3300
Öylesine – (Gülüşmeler) – öylesine muhteşem!
10:10
[ButterflyKelebek]
206
586096
1157
10:12
(LaughterKahkaha)
207
587277
1223
10:13
So coolgüzel!
208
588524
1183
Her neyse, bu proje kendi yeşil çatı montajı işimiz için bir başlangıç noktası
10:14
AnywayYine de, the demonstrationgösteri
projectproje is a springboardsıçrama tahtası
209
589731
2506
10:17
for our ownkendi greenyeşil roofçatı
installationKurulum business,
210
592261
2124
ve South Bronx'a iş imkanları ve sürdürülebilir ekonomik aktivite getiriyor.
10:19
bringinggetiren jobsMeslekler and sustainablesürdürülebilir
economicekonomik activityaktivite to the SouthGüney BronxBronx.
211
594409
3502
(Gülüşmeler.) (Alkış.) Bu benim de hoşuma gidiyor.
10:22
[GreenYeşil is the newyeni blacksiyah ...]
212
597935
1376
10:24
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
213
599335
4143
10:28
I like that, too.
214
603502
1651
Her neyse, Chris burada reklam yapmamamız gerektiğini söyledi
10:29
AnywayYine de, I know ChrisChris told us
not to do pitchessahalar up here,
215
605177
3696
10:33
but sincedan beri I have all of your attentionDikkat:
216
608897
1880
ama hazır dikkatinizi toplamışken: Yatırımcılara ihtiyacımız var. Reklamlar bitti.
10:35
We need investorsyatırımcılar. EndBitiş of pitchzift.
217
610801
1587
Af dilemek, izin istemekten daha iyidir.
10:37
It's better to asksormak
for forgivenessaf than permissionizin.
218
612412
2388
10:39
AnywayYine de --
219
614824
1156
Her neyse. (Gülüşmeler.) (Alkış.)
10:40
(LaughterKahkaha)
220
616004
1460
10:42
(ApplauseAlkış)
221
617488
4919
Tamam. Katrina. Katrina'dan önce South Bronx ve New Orleans'ın Ninth Ward bölgesi
10:47
OK. KatrinaKatrina.
222
622431
2263
10:50
PriorÖnceden to KatrinaKatrina, the SouthGüney BronxBronx
and NewYeni Orleans'Orleans NinthDokuzuncu WardWard
223
625884
3024
birçok ortak özelliğe sahipti. Her ikisinde de çoğunlukla farklı renkten fakir insanlar oturuyordu,
10:53
had a lot in commonortak.
224
628932
1189
10:54
BothHer ikisi de were largelybüyük oranda populatednüfuslu
by poorfakir people of colorrenk,
225
630145
2754
her ikisi de kültürel yeniliklerin yatağı: Hip-hopu ve cazı düşünün.
10:57
bothher ikisi de hotbedsyuvalandığı of culturalkültürel innovationyenilik:
think hip-hopHip-hop and jazzcaz.
226
632923
3295
İkisi de, sanayiyi ve semt sakinlerini
11:01
BothHer ikisi de are waterfrontliman bölgesi communitiestopluluklar
that hostevsahibi bothher ikisi de industriesEndüstriyel and residentssakinleri
227
636242
3334
birbirine oldukça yakın tutan nehir kıyısı toplulukları.
11:04
in closekapat proximityyakınlık of one anotherbir diğeri.
228
639600
1886
Katrina sonrası dönemde halen birçok benzer noktamız var.
11:06
In the post-Katrinapost-Katrina eraçağ,
we have still more in commonortak.
229
641510
3048
İhmalkar düzenleyici kurumlar, zararlı bölgeleme ve gevşek hükümet sorumluluğu
11:09
We're at besten iyi ignoredihmal,
and malignedmaligned and abusedistismar, at worsten kötü,
230
644582
3478
düşünüldüğünde en iyi ihtimalle ihmal edildik, en kötü ihtimalle suiistimal edildik.
11:12
by negligentihmalkâr regulatorydüzenleyici agenciesajanslar,
perniciouszararlı zoningimar
231
648084
3347
11:16
and laxgevşek governmentalhükümet accountabilityHesap verebilirlik.
232
651455
2173
Ne Ninth Ward ne de South Bronx yıkımı kaçınılmazdı.
11:18
NeitherNe the destructionimha of the NinthDokuzuncu WardWard
norne de the SouthGüney BronxBronx was inevitablekaçınılmaz.
233
653652
4428
Ama kendimizi nasıl bunlardan kurtarabileceğimize ilişkin değerli dersler çıkardık.
11:22
But we have emergedortaya with valuabledeğerli lessonsdersler
234
658104
2136
11:25
about how to digkazmak ourselveskendimizi out.
235
660264
2273
Bizler çirkin kentsel alanların basit ulusal sembollerinin ötesindeyiz.
11:27
We are more than simplybasitçe
nationalUlusal symbolssemboller of urbankentsel blightyıkım
236
662561
3802
Veya gelip giden bakanların boş seçim kampanyası vaatleri ile çözülecek sorunların.
11:31
or problemssorunlar to be solvedçözülmüş
by emptyboş campaignkampanya promisessözler
237
666387
3306
11:34
of presidentsbaşkanlar come and gonegitmiş.
238
669717
1610
Şimdi Gulf Coast'un tıpkı South Bronx gibi
11:36
Now will we let the GulfKörfez CoastSahil
languishçürümek for a decadeonyıl or two,
239
671351
2819
yirmi yıl daha sürünmesine izin verecek miyiz?
Yoksa pro-aktif adımlar atıp benimki gibi toplumların
11:38
like the SouthGüney BronxBronx did?
240
674194
1262
11:40
Or will we take proactiveproaktif stepsadımlar
241
675480
1484
11:41
and learnöğrenmek from the homegrownkendi bahçesinde yetişen resourcekaynak
of grassrootskökleşmiş activistseylemciler
242
676988
2937
çaresizliğinden doğan halk eylemcilerinin kendi yöntemlerinden ders mi alacağız?
11:44
that have been borndoğmuş of desperationumutsuzluk
in communitiestopluluklar like mineMayın?
243
679949
2846
Şimdi dinleyin, ben doğru ve ahlaksal olduğu için bireylerin,
11:47
Now listen, I do not expectbeklemek individualsbireyler,
244
682819
2643
kuruluşların veya hükümetin, dünyayı daha iyi bir hale getirmesini beklemiyorum.
11:50
corporationsşirketler or governmenthükümet
to make the worldDünya a better placeyer
245
685486
2785
11:53
because it is right or moralmanevi.
246
688295
1824
Bu sunum benim yaşamış olduklarımın sadece bir kısmını oluşturuyor,
11:55
This presentationsunum todaybugün only representstemsil
some of what I've been throughvasitasiyla.
247
690596
4280
yani bir nebze. Hiçbir fikriniz olamaz.
11:59
Like a tinyminik little bitbit. You've no clueipucu.
248
694900
2076
12:01
But I'll tell you latersonra,
if you want to know.
249
697000
2096
Ama eğer bilmek isterseniz size daha sonra anlatabilirim.
Ama insanları neticede harekete geçirenin
12:03
(LaughterKahkaha)
250
699120
1065
12:05
But -- I know it's the bottomalt linehat,
or one'sbiri perceptionalgı of it,
251
700209
4290
alt çizgi olduğunu veya birilerinin bunu kabul etmesi olduğunu biliyorum.
12:09
that motivatesmotive eder people in the endson.
252
704523
1736
"Üçlü taban çizgisi" diye adlandırmak istediğim,
12:11
I'm interestedilgili in what I like to call
the "tripleüçlü bottomalt linehat"
253
706283
2922
sürdürülebilir kalkınmanın üretebileceği şeyi merak ediyorum.
12:14
that sustainablesürdürülebilir developmentgelişme can produceüretmek.
254
709229
2224
İlgili tüm kişiler için olumlu kazanç sağlama potansiyeli olan gelişmeler:
12:16
DevelopmentsGelişmeler that have the potentialpotansiyel
to createyaratmak positivepozitif returnsdöner
255
711477
3922
12:20
for all concernedilgili:
the developersgeliştiriciler, governmenthükümet
256
715423
3102
bu projelerin yürütüldüğü yerlerdeki geliştiriciler, hükümet ve topluluk.
12:23
and the communitytoplum
where these projectsprojeler go up.
257
718549
2436
Günümüzde New York'ta bu yapılmıyor.
12:25
At presentmevcut, that's not happeningolay
in NewYeni YorkYork CityŞehir.
258
721009
2540
Ve biz, şehir planlama konusunda geniş noksanlıkla çalışıyoruz.
12:29
And we are operatingişletme with a comprehensivekapsamlı
urban-planningkentsel planlama deficitaçık.
259
724311
3665
Hükümet sübvansiyonları South Bronx'ta yapılması önerilen
12:33
A paradegeçit töreni of governmenthükümet subsidiessübvansiyonlar
260
728358
2095
12:35
is going to proposeteklif etmek, önermek big-boxbüyük kutu and stadiumstadyum
developmentsgelişmeler in the SouthGüney BronxBronx,
261
730477
3552
alış veriş merkezi ve stadyumun geliştirilmesine gidecek,
ama artan trafik yoğunluğu, çevre kirliliği, katı atıklar ile bunların açık alanlara olan
12:38
but there is scantyetersiz coordinationKoordinasyon
betweenarasında cityŞehir agenciesajanslar
262
734053
3083
etkileriyle nasıl başa çıkılacağı konusunda şehirdeki kurumlar arasında neredeyse
12:41
on how to dealanlaştık mı with the cumulativeKümülatif effectsetkileri
of increasedartmış traffictrafik, pollutionkirlilik,
263
737160
3750
12:45
solidkatı wasteatık and the impactsetkiler on openaçık spaceuzay.
264
740934
2525
hiç koordinasyon yok gibi. Ve yerel ekonomiye ve
12:48
And theironların approachesyaklaşımlar to localyerel economicekonomik
and job developmentgelişme are so lametopal
265
743483
4380
iş geliştirme konusuna olan yaklaşımları o kadar sakat ki, komik bile değil.
12:52
it's not even funnykomik.
266
747887
1171
Ayrıca bir de, dünyanın en zengin spor takımı,
12:53
Because on topüst of that,
267
749082
2199
12:56
the world'sDünyanın en richestEn zengin sportsSpor Dalları teamtakım
is replacingyerine the HouseEv That RuthRuth Builtİnşa
268
751305
4423
iki güzel parkı yıkıp House That Ruth Built'i oraya taşıyacak.
13:00
by destroyingtahrip two
well-lovedçok sevilen communitytoplum parksparklar.
269
755752
2817
Şimdi, elimize size daha önce bahsettiğim durumdan daha da azı kalıyor.
13:03
Now, we'lliyi have even lessaz
than that statStat I told you about earlierdaha erken.
270
758593
3111
South Bronx sakinlerinin yüzde 25'sinden azının arabası olmasına rağmen,
13:06
And althougholmasına rağmen lessaz than 25 percentyüzde
of SouthGüney BronxBronx residentssakinleri ownkendi carsarabalar,
271
761728
3318
bu projeler binlerce yeni park yeri içeriyor,
13:09
these projectsprojeler includeDahil etmek
thousandsbinlerce of newyeni parkingotopark spacesalanlarda,
272
765070
3674
ama toplu taşıma açısından bir darlık söz konusu.
13:13
yethenüz zipzip in termsşartlar of masskitle publichalka açık transittransit.
273
768768
3254
Şimdi, bu büyük tartışmada eksik olan,
13:16
Now, what's missingeksik from the largerdaha büyük debatetartışma
274
772046
2032
sağlıksızlığa, çevre tarafından tehdit edilen bir topluluğa müdahale etmemeye karşı
13:18
is a comprehensivekapsamlı cost-benefitfayda maliyet analysisanaliz
275
774102
1929
13:20
betweenarasında not fixingsabitleme an unhealthysağlıksız,
environmentally-challengedçevre meydan communitytoplum,
276
776055
3399
yapısal ve sürdürülebilir değişikliklere girişimde bulunmak
13:24
versuse karşı incorporatingbirleşmeyle structuralyapısal,
sustainablesürdürülebilir changesdeğişiklikler.
277
779478
3607
gibi ayrıntılı bir maliyet-fayda analizidir.
Benim kuruluşum, bu konulara ışık tutmak için Kolombiya Üniversitesi
13:27
My agencyAjans is workingçalışma closelyyakından
with ColumbiaColumbia UniversityÜniversitesi and othersdiğerleri
278
783109
3231
ve diğerleri ile birlikte sıkı bir çalışma yapıyor.
13:31
to shineparlaklık a lightışık on these issuessorunlar.
279
786364
1586
Şimdi duruma açıklık getirelim. Ben gelişmeye karşı değilim.
13:32
Now let's get this straightDüz:
I am not anti-developmentAnti-geliştirme.
280
787974
3199
Bir şehirde yaşıyoruz, korunan bir vahşi alanda değil. Ve içimdeki kapitalisti benimsedim.
13:35
OursBizim is a cityŞehir, not a wildernessçöl preservekorumak.
281
791197
2408
13:38
And I've embracedkucakladı my inner capitalistkapitalist.
282
793629
3039
Ve büyük ihtimal hepinizde bu var, yoksa eğer, olması gerekiyor.
13:41
And, but I don't have --
283
796692
1477
13:42
(LaughterKahkaha)
284
798193
1625
13:44
You probablymuhtemelen all have,
and if you haven'tyok, you need to.
285
799842
2596
(Gülüşmeler.) Geliştiricilerin para kazanmaları benim için bir sorun değil.
13:47
(LaughterKahkaha)
286
802462
3770
13:51
So I don't have a problemsorun
with developersgeliştiriciler makingyapma moneypara.
287
806256
3416
Sürdürülebilir, toplumla barışık bir geliştirme ile
13:54
There's enoughyeterli precedentörnek out there
to showgöstermek that a sustainablesürdürülebilir,
288
809696
2950
nasıl bir servet elde edilebileceğini gösteren yeterince örnek var.
13:57
community-friendlytopluluk dostu developmentgelişme
can still make a fortuneservet.
289
812670
4391
TED üyeleri Bill McDonough ve Emery Lovins, bu arada ikisi de
14:01
FellowAdam TEDstersTED'ciler BillBill McDonoughMcDonough
and AmoryAmory LovinsLovins --
290
817085
3072
benim kahramanlarımdır, bunu günümüzde başarmanın mümkün olduğunu ispatladılar.
14:04
bothher ikisi de heroeskahramanlar of mineMayın by the way --
have showngösterilen that you can actuallyaslında do that.
291
820181
3969
Çıkarları için siyasi olarak zayıf toplumları fazlasıyla kötüye kullanan
14:08
I do have a problemsorun
with developmentsgelişmeler that hyper-exploitHiper-istismar
292
824174
2802
14:11
politicallypolitik olarak vulnerablesavunmasız
communitiestopluluklar for profitkâr.
293
827000
2167
geliştiricilerle sorunum var.
Bunun halen devam etmesi hepimizin ayıbıdır,
14:13
That it continuesdevam ediyor is a shameutanç uponüzerine us all,
294
829191
2848
çünkü oluşturduğumuz gelecekten hepimiz sorumluyuz.
14:16
because we are all responsiblesorumluluk sahibi
for the futuregelecek that we createyaratmak.
295
832063
2941
Ama daha büyük olanakları hatırlamak için başka şehirlerdeki hayalperestleri örnek alıyorum.
14:19
But one of the things I do
to remindhatırlatmak myselfkendim of greaterbüyük possibilitiesolasılıklar,
296
835028
3247
14:23
is to learnöğrenmek from visionariesvizyon
in other citiesşehirler.
297
838299
2134
Bu benim küreselleşme versiyonum.
14:25
This is my versionversiyon of globalizationküreselleşme.
298
840457
2032
Bogota'yı ele alalım. Silahlı soygun ve uyuşturucu kaçakçılığının pençesindeki
14:27
Let's take BogotaBogota.
299
842513
1533
14:28
PoorZavallı, LatinoLatino, surroundedçevrili by
runawayKaçmak guntabanca violenceşiddet and drugilaç traffickingkaçakçılık;
300
844070
3793
fakir, Latin şehri: South Bronx'tan çok daha farklı olmayan bir üne sahip.
14:32
a reputationitibar not unlikeaksine
that of the SouthGüney BronxBronx.
301
847887
2838
Her neyse, bu şehir 1990'lı yılların sonlarında
14:35
HoweverAncak, this cityŞehir was blessedmübarek
in the lategeç 1990s
302
850749
3227
14:38
with a highly-influentialoldukça etkili
mayorBelediye Başkanı namedadlı EnriqueEnrique PePEñalosaAlosa.
303
854000
4024
Enrique Penalosa isminde son derecede etkili bir belediye başkanına kavuştu.
Başkan demografiklere baktı.
14:42
He lookedbaktı at the demographicsdemografisi.
304
858048
1781
Bogatanoluların çok azının arabası vardı ama şehrin olanaklarının büyük kısmını bunların hizmetine sunulmuştu.
14:44
FewKaç BogotanosBogotanos ownkendi carsarabalar,
305
859853
1731
14:46
yethenüz a hugeKocaman portionkısım of the city'sşehrin resourceskaynaklar
was dedicatedadanmış to servingservis them.
306
861608
4038
Eğer bir belediye başkanıysanız, bu konuda bir şeyler yapabilirsiniz.
14:50
If you're a mayorBelediye Başkanı, you can
do something about that.
307
865670
2385
Onun yönetiminde, belediyeye ait yollar beş şeritten üç şeride düşürüldü,
14:52
His administrationyönetim narroweddaralmış keyanahtar municipalbelediyeye ait
thoroughfaresgeçitler from fivebeş lanesşerit to threeüç,
308
868079
4256
bu sokaklara park yasağı getirildi, yaya yolları ve bisiklet yolları
14:57
outlawedyasadışı parkingotopark on those streetssokaklar,
309
872359
2263
14:59
expandedgenişletilmiş pedestrianyaya walkwaysyürüme yolları
and bikebisiklet lanesşerit,
310
874646
2779
genişletildi, halka açık alanlar yapıldı,
15:02
createdoluşturulan publichalka açık plazasplazalar,
311
877449
1931
dünyadaki en verimli toplu taşıma sistemlerinden biri oluşturuldu.
15:04
createdoluşturulan one of the mostçoğu efficientverimli
busotobüs mass-transittoplu taşıma systemssistemler
312
879404
2867
15:07
in the entiretüm worldDünya.
313
882295
1482
Bu muhteşem girişimlerinden dolayı neredeyse mahkeme ediliyordu.
15:08
For his brilliantparlak effortsçabaları,
he was nearlyneredeyse impeachedgörevden.
314
883801
3774
Ama insanlar günlük yaşamlarını yansıtan durumlarda
15:12
But as people beganbaşladı to see
that they were beingolmak put first
315
888186
3706
15:16
on issuessorunlar reflectingyansıtan
theironların day-to-dayGünden güne liveshayatları,
316
891916
2210
birinci öncelik olduklarını görmeye başlayınca inanılmaz şeyler oldu.
15:18
incredibleinanılmaz things happenedolmuş.
317
894150
1331
İnsanlar yerlere çöp atmamaya başladılar. Suç oranları düştü.
15:20
People stoppeddurduruldu litteringçöp.
318
895505
1392
15:21
CrimeSuç ratesoranları droppeddüştü, because the streetssokaklar
were alivecanlı with people.
319
896921
3885
Çünkü sokaklar insanlarla doluydu.
Onun yönetiminde bir zamanlar çeşitli tipik şehir sorunları ele alındı
15:25
His administrationyönetim attackedsaldırıya severalbirkaç
typicaltipik urbankentsel problemssorunlar at one time,
320
900830
3879
ve bunlar üçüncü dünya bütçesiyle gerçekleştirildi.
15:29
and on a third-worldüçüncü dünya budgetbütçe, at that.
321
904733
2111
Bu ülkede bahane yok. Üzgünüm.
15:31
We have no excusebahane
in this countryülke, I'm sorry.
322
906868
2699
Ama ana nokta, önce insan gündemi aslında
15:34
But the bottomalt linehat is:
theironların people-firstÖnce insanlar agendaGündem
323
909591
2841
15:37
was not meantdemek to penalizecezalandırmak
those who could actuallyaslında affordparası yetmek carsarabalar,
324
912456
3914
araba alabilenleri cezalandırmak için değildi,
daha çok Bogatanolulara şehrin canlanmasına katılmak için
15:41
but ratherdaha doğrusu, to providesağlamak opportunitiesfırsatlar
for all BogotanosBogotanos to participatekatılmak
325
916394
3865
imkanlar sunmaktı. Gelişmenin toplumun çoğunluğunun zararına
15:45
in the city'sşehrin resurgencecanlanma.
326
920283
1622
15:46
That developmentgelişme should not come
327
921929
2160
olmaması fikri halen ABD'de radikal bir fikir olarak algılanıyor.
15:48
at the expensegider of the majorityçoğunluk
of the populationnüfus
328
924113
2587
15:51
is still considereddüşünülen
a radicalradikal ideaFikir here in the U.S.
329
926724
2770
Ama Bogota örneği bunu değiştirecek güce sahip.
15:54
But Bogota'sBogota'nın exampleörnek
has the powergüç to changedeğişiklik that.
330
929518
2458
Sizler, her şeye rağmen, etkilenme kabiliyeti ile takdis edilmişsiniz.
15:57
You, howeverancak, are blessedmübarek
with the gifthediye of influenceetki.
331
932327
3493
Burada olma sebebiniz ve yaptığımız bilgi alışverişine değer verme sebebiniz bu.
16:00
That's why you're here and why you
valuedeğer the informationbilgi we exchangedeğiş tokuş.
332
935844
3722
Nüfuzunuzu, kapsamlı sürdürülebilir değişimleri desteklemek için her yerde kullanın.
16:04
Use your influenceetki
333
939590
1350
16:05
in supportdestek of comprehensivekapsamlı,
sustainablesürdürülebilir changedeğişiklik everywhereher yerde.
334
940964
3300
Bundan sadece TED’de konuşmayın. Burada ülke çapında bir politika gündemi kurmaya çalışıyorum
16:09
Don't just talk about it at TEDTED.
335
944567
1695
16:11
This is a nationwideülke çapında policypolitika agendaGündem
I'm tryingçalışıyor to buildinşa etmek,
336
946985
4110
ve hepinizin bildiği gibi politika kişiseldir.
16:15
and as you all know,
politicssiyaset are personalkişisel.
337
951119
2603
Yeni siyahları yeşil yapmama yardımcı olun. Sürdürülebilirliği çekici yapmama yardım edin.
16:18
Help me make greenyeşil the newyeni blacksiyah.
338
954118
1974
16:21
Help me make sustainabilitySürdürülebilirlik sexyseksi.
339
956592
2137
Bunu, akşam yemeklerinizde veya kokteyllerde sohbetlerinizin bir parçası haline getirin.
16:23
Make it a partBölüm of your dinnerakşam yemegi
and cocktailkokteyl conversationskonuşmaları.
340
958753
3397
Çevresel ve ekonomik adalet içim savaşmama yardımcı olun.
16:26
Help me fightkavga for environmentalçevre
and economicekonomik justiceadalet.
341
962174
3103
Üç katlı taban çizgisine sahip kazançlı yatırımları destekleyin.
16:30
SupportDestek investmentsyatırımlar
with a triple-bottom-lineüçlü alt çizgi returndönüş.
342
965301
2675
16:32
Help me democratizedemokratikleştirmek sustainabilitySürdürülebilirlik
by bringinggetiren everyoneherkes to the tabletablo,
343
968000
4540
Herkesi masaya toplayıp, kapsamlı planlamanın her yerde konuşulabileceğinde
ısrar ederek sürdürülebilirliği demokratikleştirmeme yardım edin.
16:37
and insistingısrar eden that comprehensivekapsamlı
planningplanlama can be addressedele everywhereher yerde.
344
972564
3349
Ne güzel, biraz daha vaktimin olmasına sevindim!
16:40
Oh good, gladmemnun I have a little more time!
345
975937
1908
Dinleyin, geçen gün kahvaltıdan sonra Bay Gore ile konuştum,
16:42
Listen -- when I spokekonuştu to MrBay. GoreGore
the other day after breakfastkahvaltı,
346
977869
3945
kendisine çevresel halk eylemcilerini
16:46
I askeddiye sordu him how environmentalçevre justiceadalet
activistseylemciler were going to be includeddahil
347
981838
4748
yeni pazarlama stratejisine nasıl dahil edeceğini sordum.
16:51
in his newyeni marketingpazarlama strategystrateji.
348
986610
2226
Cevabı, bir bağış programı oldu.
16:53
His responsetepki was a granthibe programprogram.
349
988860
2308
Sanırım finansman istemediğimi anlamadı.
16:57
I don't think he understoodanladım
that I wasn'tdeğildi askingsormak for fundingfinansman.
350
992692
3742
Ona bir teklifte bulundum. (Alkış.)
17:03
I was makingyapma him an offerteklif.
351
998736
1772
17:07
(ApplauseAlkış)
352
1002233
6512
17:14
What troubledsıkıntılı me was that this
top-downyukarıdan aşağıya approachyaklaşım is still around.
353
1009983
4364
Bu tepeden aşağı yaklaşımın halen var olması beni rahatsız etti.
Şimdi, beni yanlış anlamayın, paraya ihtiyacımız var. (Gülüşmeler.)
17:20
Now, don't get me wrongyanlış, we need moneypara.
354
1015260
1890
17:21
(LaughterKahkaha)
355
1017174
1412
17:23
But grassrootskökleşmiş groupsgruplar
are neededgerekli at the tabletablo
356
1018610
4107
Ama karar verme aşamasında halk destek gruplarının da masada olması gerekiyor.
17:27
duringsırasında the decision-makingkarar verme processsüreç.
357
1022741
2818
Bay Gore bize, her gün enerjinin yüzde 90'ını boşa harcadığımızı hatırlattı,
17:30
Of the 90 percentyüzde of the energyenerji
that MrBay. GoreGore remindedhatırlattı us
358
1025583
4044
17:34
that we wasteatık everyher day,
359
1029651
1422
bunu kendi enerjimizi, zekamızı,
17:35
don't addeklemek wastingisraf our energyenerji, intelligencezeka
360
1031097
3170
zor kazandığımız tecrübelerimizi eklemiyorum bile. (Alkış.)
17:39
and hard-earnedzor kazanılan experiencedeneyim to that countsaymak.
361
1034291
3843
17:42
(ApplauseAlkış)
362
1038158
5463
Sizlerle bu şekilde tanışmak için çok uzaktan geldim.
17:48
I have come from so faruzak
to meetkarşılamak you like this.
363
1043645
6468
Lütfen beni boşa harcamayın. Birlikte çalışarak,
17:56
Please don't wasteatık me.
364
1051436
2375
18:00
By workingçalışma togetherbirlikte,
365
1055628
1154
dünyayı gerçekten değiştirebileceğimize inanan gerçekten yürekliliği ve cesareti olan
18:01
we can becomeolmak one of those smallküçük,
rapidly-growingHızla büyüyen groupsgruplar of individualsbireyler
366
1056806
4978
o küçük, hızlı büyüyen gruplardan biri olabiliriz.
18:06
who actuallyaslında have the audacityküstahlık and couragecesaret
367
1061808
2207
18:08
to believe that we actuallyaslında
can changedeğişiklik the worldDünya.
368
1064039
2631
Belki bu konferansa yaşamın çok, çok farklı yerlerinden geldik
18:12
We mightbelki have come to this conferencekonferans
369
1067238
1770
18:13
from very, very differentfarklı
stationsistasyonlar in life,
370
1069032
2532
ama, bana inanın, hepimizde ortak olan inanılmaz derecede bir güç var
18:16
but believe me, we all sharepay
one incrediblyinanılmaz powerfulgüçlü thing.
371
1071588
4600
kaybedecek hiçbir şeyimiz yok ve kazanacak çok şeyimiz var.
18:23
We have nothing to losekaybetmek
and everything to gainkazanç.
372
1078517
3530
Hoşça kalın güzel insanlar! (Alkış.)
18:28
CiaoCiao, bellosbellos!
373
1083675
1176
18:29
(ApplauseAlkış)
374
1084875
6468
Reviewed by Koray Al

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Majora Carter - Activist for environmental justice
Majora Carter redefined the field of environmental equality, starting in the South Bronx at the turn of the century. Now she is leading the local economic development movement across the USA.

Why you should listen

Majora Carter is a visionary voice in city planning who views urban renewal through an environmental lens. The South Bronx native draws a direct connection between ecological, economic and social degradation. Hence her motto: "Green the ghetto!"

With her inspired ideas and fierce persistence, Carter managed to bring the South Bronx its first open-waterfront park in 60 years, Hunts Point Riverside Park. Then she scored $1.25 million in federal funds for a greenway along the South Bronx waterfront, bringing the neighborhood open space, pedestrian and bike paths, and space for mixed-use economic development.

Her success is no surprise to anyone who's seen her speak; Carter's confidence, energy and intensely emotional delivery make her talks themselves a force of nature. (The release of her TEDTalk in 2006 prompted Guy Kawasaki to wonder on his blog whether she wasn't "every bit as good as [Apple CEO] Steve Jobs," a legendary presenter.)

Carter, who was awarded a 2005 MacArthur "genius" grant, served as executive director of Sustainable South Bronx for 7 years, where she pushed both for eco-friendly practices (such as green and cool roofs) and, equally important, job training and green-related economic development for her vibrant neighborhood on the rise. Since leaving SSBx in 2008, Carter has formed the economic consulting and planning firm the Majora Carter Group, to bring her pioneering approach to communities far outside the South Bronx. Carter is working within the cities of New Orleans, Detroit and the small coastal towns of Northeastern North Carolina. The Majora Carter Group is putting the green economy and green economic tools to use, unlocking the potential of every place -- from urban cities and rural communities, to universities, government projects, businesses and corporations -- and everywhere else in between.

More profile about the speaker
Majora Carter | Speaker | TED.com