ABOUT THE SPEAKER
Jehane Noujaim - Filmmaker
TED Prize winner Jehane Noujaim is a gutsy filmmaker whose astonishing documentaries reveal the triumphs and hardships of courageous individuals.

Why you should listen

Two weeks before the US invaded Iraq in 2003, Jehane Noujaim gained access to both Al Jazeera and the US military's Central Command offices in Qatar. By being in the right place at that very wrong time, she caught the onset and outbreak of the Iraq war on film. The resulting documentary, Control Room (2004), exposed the very divergent ways the Middle East and the West covered the war. Since then, Noujaim has continued to document the Middle East, lending a personal eye to the world's most startling current events. Her film The Square (2013), which premiered at Sundance and was shown on Netflix, give viewers an intimate look at the personal stories and cultural complexities of the 2011 Egyptian revolution.

Raised between Egypt and the US, the exploration of culture is one of Jehane's driving forces. So is creating empathy and compassion through film. With the 2006 TED Prize, Noujaim wished for Pangea Day, a moment for people around the world come together to watch films and understand one another through their magic. Pangea Day took place in May 2008 and united people across 100 cities and online through a worldwide festival of film, music, art, performance and speakers.

More profile about the speaker
Jehane Noujaim | Speaker | TED.com
TED2006

Jehane Noujaim: My wish: A global day of film

Jehane Noujaim küresel bir film günü üzerine

Filmed:
456,925 views

Bu ümitvar konuşma da, Jehane Noujaim 2006 TED Prize dileğini açıklıyor "filmin gücüyle, yılda bir gün dünyayı biraraya getirmek."
- Filmmaker
TED Prize winner Jehane Noujaim is a gutsy filmmaker whose astonishing documentaries reveal the triumphs and hardships of courageous individuals. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:24
I can't help but with this wishdilek to think about when you're a little kidçocuk
0
0
4000
Bunun hakkında düşünmekten kendimi alamıyorum,hani çocukken
00:28
and you -- all your friendsarkadaşlar asksormak you if a geniecin could
1
4000
3000
bütün arkadaşlarınız sorarlar --sanki bir cin dile benden ne dilersen
00:31
give you one wishdilek in the worldDünya, what would it be?
2
7000
3000
demiş gibi-- bir dilek hakkın olsa bu ne olurdu?
00:34
And I always answeredcevap, "Well, I'd want the wishdilek
3
10000
4000
ve ben hep, "hmm, tam anlamıyla ne dilemem gerektiğini
00:38
to have the wisdombilgelik to know exactlykesinlikle what to wishdilek for."
4
14000
3000
bilmek isterdim." diye cevaplardım. Böylelikle
00:41
Well, then you'dşimdi etsen be screwedberbat because you'dşimdi etsen know what to wishdilek for
5
17000
2000
çuvallamış olurdunuz çünkü ne dileyeceğinizi bilirdiniz ama
00:43
and you'dşimdi etsen used up your wishdilek.
6
19000
2000
dilek hakkınızı tüketmiş olurdunuz.
00:45
And now, sincedan beri we only have one wishdilek -- unlikeaksine last yearyıl they had threeüç wishesdilek --
7
21000
3000
Şimdi, madem tek dilek hakkımız var -- geçen yıl üç hakları olmalarına rağmen --
00:48
I'm not going to wishdilek for that.
8
24000
2000
ben bu dilekte bulunmayacağım.
00:50
So let's get to what I would like, whichhangi is worldDünya peaceBarış.
9
26000
5000
O halde ne istediğime gelelim, "dünya barışı".
00:55
And I know what you're thinkingdüşünme.
10
31000
2000
Ne düşündüğünüzü biliyorum. Diyorsunuz ki,
00:57
You're thinkingdüşünme, the poorfakir girlkız up there --
11
33000
2000
zavallı kız, çıkmış oraya kendini
00:59
she thinksdüşünüyor she's at a beautygüzellik pageantgeçit alayı.
12
35000
2000
güzellik yarışmasında sanıyor.
01:01
She's not. She's at the TEDTED PrizeÖdülü. (LaughterKahkaha)
13
37000
3000
Ama değil, aslında TED Prize da.
01:04
But I really do think it makesmarkaları senseduyu,
14
40000
5000
Ama ben --yani-- ben gerçekten bunun mantıklı olduğunu
01:09
and I think that the first stepadım to worldDünya peaceBarış is for people to meetkarşılamak eachher other.
15
45000
4000
düşünüyorum ve bence dünya barışı için ilk adım, insanların birbirleriyle tanışması.
01:13
I've metmet a lot of differentfarklı people over the yearsyıl
16
49000
3000
Yıllar boyunca çok farklı insanlarla tanıştım
01:16
and I've filmedfilme some of them --
17
52000
2000
ve bazılarının filmini yaptım --
01:18
from a dotcomdotcom executiveyönetici in NewYeni YorkYork that wanted to take over the worldDünya
18
54000
4000
New York'ta dünyaya egemen olmak isteyen bir internet şirketi yöneticisinden
01:22
to a militaryaskeri pressbasın officersubay in QatarKatar
19
58000
3000
Katar'da dünyayı devralmayı tercih etmeyen
01:25
that would ratherdaha doğrusu not take over the worldDünya.
20
61000
2000
askeri basın sözcüsüne kadar.
01:27
If you've seengörüldü the filmfilm "ControlDenetim RoomOda" that was sentgönderilen out,
21
63000
3000
Eğer yayınlanan "Control Room" filmini gördüyseniz,
01:30
you'dşimdi etsen understandanlama a little bitbit why. Thank you.
22
66000
2000
neden olduğunu biraz anlarsınız. Teşekkürler.
01:32
(ApplauseAlkış)
23
68000
1000
(Alkışlar)
01:33
WowVay canına! Some of you watchedizledi it.
24
69000
2000
Vav! Bazılarınız izlemiş.
01:35
That's great. That's great.
25
71000
2000
Çok iyi. Harika.
01:37
So basicallytemel olarak what I'd like to talk about todaybugün
26
73000
5000
Yani esasen bugün bir seyahat etme yolu
01:42
is a way for people to travelseyahat,
27
78000
3000
üzerine konuşmak istiyorum,
01:45
to meetkarşılamak people in a differentfarklı way than --
28
81000
4000
insanlarla farklı bir şekilde buluşma yolu,
01:49
because you can't travelseyahat all over the worldDünya at the sameaynı time.
29
85000
3000
çünkü aynı zamanda bütün dünyayı dolaşamazsın.
01:52
And a long time agoönce -- well, about 40 yearsyıl agoönce --
30
88000
5000
Uzun zaman önce --aslında, yaklaşık 40 yıl önce,
01:57
my momanne had an exchangedeğiş tokuş studentÖğrenci.
31
93000
4000
annemin bir değişim öğrencisi vardı.
02:01
And I'm going to showgöstermek you slidesslaytlar of the exchangedeğiş tokuş studentÖğrenci.
32
97000
2000
Ve ben size bu değişim öğrencisinin slaytını göstereceğim.
02:03
This is DonnaDonna.
33
99000
2000
Bu Donna.
02:05
This is DonnaDonna at the StatueHeykel of LibertyÖzgürlük.
34
101000
3000
Burda Donna Özgürlük Anıtı'nda.
02:08
This is my motheranne and auntteyze teachingöğretim DonnaDonna how to ridebinmek a bikebisiklet.
35
104000
4000
Burda, annem ve teyzem Donna'ya bisiklete binmeyi öğretiyorlar.
02:12
This is DonnaDonna eatingyemek yiyor icebuz creamkrem.
36
108000
3000
Burda Donna dondurma yiyor.
02:15
And this is DonnaDonna teachingöğretim my auntteyze how to do a FilipinoFilipin dili dancedans.
37
111000
7000
Ve burda Donna, teyzeme nasıl Filipin dansı yapacağını öğretiyor.
02:22
Now I really think as the worldDünya is gettingalma smallerdaha küçük,
38
118000
2000
Şimdi ben gerçekten, dünya küçüldükçe birbirimizin
02:24
it becomesolur more and more importantönemli that we learnöğrenmek eachher other'sdiğer en dancedans moveshamle,
39
120000
3000
danslarını öğrenmemizin, birbirimizle tanışmamızın, birbirimizi tanımamızın
02:27
that we meetkarşılamak eachher other, we get to know eachher other,
40
123000
2000
gittikçe önemli olduğunu, böylelikle sınırları aşmanın
02:29
we are ableyapabilmek to figureşekil out a way to crossçapraz borderssınırlar,
41
125000
4000
bir yolunu bulacağımızı, birbirimizi anlayacağımızı,
02:33
to understandanlama eachher other, to understandanlama people'sinsanların hopesumutlar and dreamsrüyalar,
42
129000
3000
insanların umutlarını hayallerini, onları neyin güldürdüğünü neyin
02:36
what makesmarkaları them laughgülmek and cryağlamak.
43
132000
2000
ağlattığını anlayacağımızı düşünüyorum.
02:38
And I know that we can't all do exchangedeğiş tokuş programsprogramlar,
44
134000
3000
Ve biliyorum ki hepimiz değişim programına katılamayız,
02:41
and I can't forcekuvvet everybodyherkes to travelseyahat.
45
137000
2000
ve ben herkesi seyahate zorlayamam.
02:43
I've alreadyzaten talkedkonuştuk about that to ChrisChris and AmyAmy,
46
139000
2000
Zaten, Chris ve Amy ile bununla ilgili konuştum
02:45
and they said that there's a problemsorun with this.
47
141000
2000
ve onlar burda bir problem var, özgür iradeli
02:47
You can't forcekuvvet people of freeücretsiz will, and I totallybütünüyle supportdestek that. (LaughterKahkaha)
48
143000
3000
insanları zorlayamazsın, ve ben buna tamamen katılıyorum.
02:50
So we're not forcingzorlama people to travelseyahat.
49
146000
2000
Dolayısıyla, biz insanları seyahate zorlamıyoruz.
02:52
But I'd like to talk about anotherbir diğeri way to travelseyahat
50
148000
2000
Ben seyahatın farklı bir yolu hakkında konuşmak istiyorum
02:54
that doesn't requiregerektirir a shipgemi or an airplaneuçak,
51
150000
4000
öyle ki, bu gemi veya uçak gerektirmiyor
02:58
and just requiresgerektirir a moviefilm camerakamera, a projectorprojektör and a screenekran.
52
154000
5000
sadece bir kamera, projetör ve ekran gerektiriyor.
03:03
And that's what I'm going to talk to you about todaybugün.
53
159000
5000
İşte bugün size hakkında konuşacağım şey bu.
03:08
I was askeddiye sordu that I speakkonuşmak a little bitbit
54
164000
2000
Öncelikle benden, nereden geldiğim
03:10
about where I personallyŞahsen come from,
55
166000
2000
hakkında biraz konuşmam istendi,
03:12
and CameronCameron, I don't know how you managedyönetilen to get out of that one,
56
168000
3000
Cameron, bundan nasıl kurtulmayı becereceksin bilmiyorum,
03:15
but I think that buildingbina bridgesköprü is importantönemli to me
57
171000
5000
ama bence bu köprüler kurma meselesi, kökenlerimden
03:20
because of where I come from.
58
176000
2000
dolayı benim için önemli.
03:22
I'm the daughterkız evlat of an AmericanAmerikan motheranne
59
178000
3000
Ben bir Amerikan annenin ve
03:25
and an Egyptian-Lebanese-SyrianMısır-Lübnan-Suriye fatherbaba.
60
181000
3000
Mısırlı, Lübnanlı, Suriyeli babanın kızıyım.
03:28
So I'm the livingyaşam productürün of two cultureskültürler cominggelecek togetherbirlikte.
61
184000
5000
Böylece, iki kültürün buluşmasının canlı bir ürünüyüm.
03:33
No puncinas intendedistenilen.
62
189000
1000
Kelime oyunu tasarlamadım.
03:34
And I've alsoAyrıca been calleddenilen --
63
190000
1000
Ayrıca şöyle de adlandırıldım --
03:35
as an Egyptian-Lebanese-SyrianMısır-Lübnan-Suriye AmericanAmerikan with a PersianFarsça nameisim --
64
191000
4000
Farçsa isimli, Mısırlı Lübnanlı Suriyeli Amerikalı olarak --
03:39
the "MiddleOrta EastDoğu PeaceBarış CrisisKriz."
65
195000
2000
"Orta Doğu Barış Krizi".
03:41
So maybe me startingbaşlangıç to take picturesresimler was some kindtür of way
66
197000
4000
Belki fotoğraf çekmeye başlamam, ailemin iki
03:45
to bringgetirmek bothher ikisi de sidestaraf of my familyaile togetherbirlikte,
67
201000
4000
tarafını bir araya getirmenin bir çeşit yolu,
03:49
a way to take the worldsdünyalar with me, a way to tell storieshikayeleri visuallygörsel.
68
205000
4000
dünyaları kendime getirmenin, hikayeleri görülebilir kılmanın bir yoluydu.
03:54
It all kindtür of startedbaşladı that way,
69
210000
2000
Tamamen buna benzer şekilde başladı,
03:56
but I think that I really realizedgerçekleştirilen the powergüç of the imagegörüntü
70
212000
3000
ama bence, görüntünün gücünü asıl farketmem
03:59
when I first wentgitti to the garbage-collectingçöp toplama villageköy in EgyptMısır,
71
215000
4000
Mısır'da çöp toplama köyüne ilk gittiğimde oldu.
04:03
when I was about 16. My motheranne tookaldı me there.
72
219000
4000
16 yaşlarındayken, annem beni oraya götürdü.
04:08
She's somebodybirisi that believesinanır stronglyşiddetle in communitytoplum servicehizmet
73
224000
2000
Kamu yararına hizmete kuvvetle inanan biridir,
04:10
and decidedkarar that this was something that I neededgerekli to do
74
226000
2000
bunun benim ihtiyacım olan bir şey olduğuna karar verdi
04:12
and so I wentgitti there and I metmet some amazingşaşırtıcı womenkadınlar there.
75
228000
5000
böylece oraya gittim ve orada inanılmaz kadınlarla tanıştım.
04:17
There was a centermerkez there
76
233000
3000
Orada bir merkez vardı, insanlara
04:20
where they were teachingöğretim people how to readokumak and writeyazmak
77
236000
2000
nasıl okuyacakları, yazacakları öğretiliyordu
04:23
and get vaccinationsaşılar againstkarşısında the manyçok diseaseshastalıklar
78
239000
2000
ve birçok hastalığa karşı aşılanıyorlardı
04:25
you can get from sortingsınıflandırma throughvasitasiyla garbageçöp.
79
241000
2000
çöpleri ayrıştırırken kapabileceklerinize karşı.
04:27
And I beganbaşladı to startbaşlama teachingöğretim there.
80
243000
2000
Ve ben orda öğretmeye başladım.
04:29
I taughtöğretilen Englishİngilizce, and I metmet some incredibleinanılmaz womenkadınlar there.
81
245000
3000
İngilizce öğrettim ve olağanüstü bazı kadınla tanıştım.
04:32
I metmet people that livecanlı sevenYedi people to a roomoda,
82
248000
5000
Yedi kişinin bir odada yaşadığı insanlarla tanıştım,
04:37
barelyzar zor can affordparası yetmek theironların eveningakşam mealyemek,
83
253000
2000
akşam yemeklerine zorlukla güç yetiriyor,
04:39
yethenüz livecanlı with this strengthkuvvet of spiritruh and senseduyu of humormizah
84
255000
3000
yine de bu ruhsal güçleri ve mizah yetenekleriyle yaşıyorlardı.
04:42
and just incredibleinanılmaz qualitiesnitelikleri.
85
258000
3000
ve sadece inanılmaz nitelikleriyle.
04:45
I got drawnçekilmiş into this communitytoplum and I beganbaşladı to take picturesresimler there.
86
261000
4000
Bu topluluğun içine çekildim ve resim çekmeye başladım.
04:49
I tookaldı picturesresimler of weddingsdüğün and olderdaha eski familyaile membersüyeler,
87
265000
7000
Düğünlerin ve yaşlı aile üyelerinin resimlerini çektim,
04:56
things that they wanted memorieshatıralar of.
88
272000
2000
hatıra kalmasını istedikleri şeyleri çektim.
04:59
About two yearsyıl after I startedbaşladı takingalma these picturesresimler,
89
275000
3000
Bu resimleri çekmeye başladıktan yaklaşık iki yıl sonra,
05:03
the UNBM ConferenceKonferans on PopulationNüfus and DevelopmentGeliştirme
90
279000
4000
Kahire Konferansı -- BM Nüfus ve Kalkınma Konferansı
05:07
askeddiye sordu me to showgöstermek them at the conferencekonferans.
91
283000
3000
benden resimleri konferansta göstermemi istedi.
05:10
So I was 18; I was very excitedheyecanlı.
92
286000
3000
18 yaşındaydım, çok heyecanlıydım.
05:13
It was my first exhibitsergi of photographsfotoğraflar and they were all put up there,
93
289000
5000
Benim ilk fotoğraf sergimdi ve hepsi oraya çıkarılmıştı,
05:18
and after about two daysgünler, they all camegeldi down exceptdışında for threeüç.
94
294000
6000
yaklaşık iki gün sonra, üçü dışında hepsi indirildi.
05:24
People were very upsetüzgün, very angrykızgın
95
300000
3000
İnsanlar çok üzgün, çok sinirliydi
05:27
that I was showinggösterme these dirtykirli sidestaraf of CairoCairo,
96
303000
3000
Kahire'nin bu kirli taraflarını gösterdiğim için,
05:30
and why didn't I cutkesim the deadölü donkeyeşek out of the frameçerçeve?
97
306000
4000
ve neden ölü eşeği çerçeveden çıkarmamıştım ?
05:34
And as I satoturdu there, I got very depressedbunalımlı.
98
310000
2000
Ve orada oturduğum gibi, moralim çok bozuldu.
05:36
I lookedbaktı at this bigbüyük emptyboş wallduvar with
99
312000
4000
Bu büyük boşalmış duvara baktım, bilirsiniz,
05:40
threeüç lonelyyalnız photographsfotoğraflar that were, you know,
100
316000
2000
üç tane yalnız fotoğraf ordaydı, bilirsiniz,
05:42
very prettygüzel photographsfotoğraflar and I was like, I failedbaşarısız oldu at this.
101
318000
6000
çok hoş fotoğraflar ve ben sanki başarısız olmuş gibiydim.
05:48
But I was looking at this intenseyoğun emotionduygu and intenseyoğun feelingduygu
102
324000
6000
Ama ben buna yoğun duygularla ve yoğun hislerle bakıyordum
05:54
that had come out of people just seeinggörme these photographsfotoğraflar.
103
330000
3000
sadece bu fotoğraflara bakarak meydana çıkan hislerle.
05:57
I mean, here I was, this 18-year-old-yaşında pipsqueakküçük adam that nobodykimse listeneddinlenen to,
104
333000
3000
Demek istediğim, orda, bu 18 yaşındaki kimsenin dinlemediği bacaksız
06:00
and all of a suddenani I put these photographsfotoğraflar on the wallduvar
105
336000
3000
birdenbire bu fotoğrafları duvara asmış ve
06:03
and there were argumentsargümanlar, and they had to be takenalınmış down.
106
339000
2000
tartışmalar çıkmış, ve duvardan indirilmişlerdi.
06:05
And I just saw the powergüç of the imagegörüntü.
107
341000
2000
Böylece ben imgenin gücünü gördüm.
06:07
And it was incredibleinanılmaz.
108
343000
2000
Ve bu inanılmazdı.
06:09
And I think the mostçoğu importantönemli reactionreaksiyon that I saw there
109
345000
3000
Sanırım orda gördüğüm en önemli tepki
06:12
was actuallyaslında people that would never have gonegitmiş to the garbageçöp villageköy themselveskendilerini,
110
348000
3000
açıkçası kendileri bu çöplük köyüne gitmemiş insanlardı,
06:15
that would never have seengörüldü that the humaninsan spiritruh could thrivegelişmek
111
351000
4000
bunun gibi zor şartlarda insan ruhunun inkişaf
06:19
in suchböyle difficultzor circumstanceskoşullar.
112
355000
2000
edebildiğini hiç görmemişlerdi.
06:21
And I think it was at that pointpuan that I decidedkarar
113
357000
2000
Ve sanırım tam bu noktadaydı ki
06:23
that I wanted to use photographyfotoğrafçılık and filmfilm
114
359000
4000
fotoğrafı ve filmi kullanmaya karar verdim, birşekilde
06:27
to somehowbir şekilde bridgeköprü gapsboşluklar, to bridgeköprü cultureskültürler, bringgetirmek people togetherbirlikte, crossçapraz borderssınırlar.
115
363000
5000
boşluklar, kültürler arasında köprü kurmak, insanları biraraya getirmek, sınırları aşmak için.
06:32
And so that's what really kindtür of startedbaşladı me off.
116
368000
6000
Yani tam anlamıyla bu beni harekete geçirdi.
06:38
Did a stintgörev at MTVMTV, madeyapılmış a filmfilm calleddenilen "StartupBaşlangıç.comcom,"
117
374000
4000
MTV de bir iş yaptım, Startup.com adında bir film çektim,
06:42
and I've donetamam a coupleçift of musicmüzik filmsfilmler --
118
378000
4000
sonra yaklaşık 2000 de --birkaç muzik filmi çektim--
06:46
but in 2003, when the warsavaş in IraqIrak was about to startbaşlama,
119
382000
4000
ama 2003 de, Irakta savaş başlamak üzereydi,
06:50
it was a very surrealgerçeküstü feelingduygu for me
120
386000
6000
Hissettim ki -- benim için garip bir histi
06:56
because before the warsavaş startedbaşladı, there was kindtür of this mediamedya warsavaş that was going on.
121
392000
4000
çünkü savaş başlamadan önce, birçeşit medya savaşı süre gidiyordu.
07:00
And I was watchingseyretme televisiontelevizyon in NewYeni YorkYork
122
396000
2000
Ve New York'ta televizyon izliyordum
07:02
and there seemedgibiydi to be just one pointpuan of viewgörünüm
123
398000
2000
ve sadece bir bakış açısı var gibiydi
07:04
that was cominggelecek acrosskarşısında, and
124
400000
3000
karşılaşılan tek bir bakış açısı, o da --
07:07
the coveragekapsama wentgitti from the U.S. StateDevlet DepartmentBölümü to embeddedgömülü troopsasker
125
403000
5000
yani içerik ABD Dışişleri Bakanlığından yerleştirilmiş birliklere
07:12
and what was cominggelecek acrosskarşısında on the newshaber
126
408000
4000
ve insanların karşılaştıkları -- haberlerde karşılaştıkları
07:16
was that there was going to be this cleantemiz warsavaş and precisionhassas bombingsbombalama,
127
412000
4000
temiz bir savaş ve duyarlı bombalamalar olacak,
07:20
and the IraqisIraklılar would be greetingselamlama the AmericansAmerikalılar as liberatorskurtarıcılar
128
416000
4000
Iraklılar Amerikalıları kurtarıcılar olarak karşılayacaklardı
07:24
and throwingatma flowersÇiçekler at theironların feetayaklar in the streetssokaklar of BaghdadBağdat.
129
420000
3000
Bağdat sokaklarında ayaklarına çiçekler sereceklerdi.
07:27
And I knewbiliyordum that there was a completelytamamen other storyÖykü
130
423000
2000
Ve ben biliyordum ki tamamen farklı bir hikaye
07:29
that was takingalma placeyer in the MiddleOrta EastDoğu where my parentsebeveyn were.
131
425000
4000
vuku buluyordu ailemin yaşadığı Orta Doğu'da.
07:33
I knewbiliyordum that there was a completelytamamen other storyÖykü beingolmak told,
132
429000
3000
Biliyordum ki tamamen farklı bir hikaye anlatılıyordu,
07:36
and I was thinkingdüşünme, how are people supposedsözde to communicateiletişim kurmak
133
432000
3000
düşünüyordum, insanların nasıl birbirleriyle iletişim kurması
07:39
with eachher other when they're gettingalma completelytamamen differentfarklı messagesmesajları
134
435000
2000
beklenebilirdi tamamen farklı mesajlar aldıkları ve kimsenin
07:41
and nobodykimse knowsbilir what the other'sdiğer en beingolmak told?
135
437000
3000
diğerine ne anlatıldığını bilmediği düşünüldüğünde?
07:44
How are people supposedsözde to have any kindtür of commonortak understandinganlayış
136
440000
3000
İnsanlar nasıl ortak bir anlayışa sahip olabilirlerdi ya da
07:47
or know how to movehareket togetherbirlikte into the futuregelecek?
137
443000
3000
nasıl birlikte geleceğe gideceklerini bileceklerdi?
07:50
So I knewbiliyordum that I had to go there.
138
446000
2000
Dolayısıyla oraya gitmem gerektiğini biliyordum.
07:52
I just wanted to be in the centermerkez.
139
448000
2000
Sadece merkezde olmak istiyordum.
07:54
I had no planplan. I had no fundingfinansman.
140
450000
3000
Hiçbir planım yoktu. Hiçbir kaynağım yoktu.
07:57
I didn't even have a camerakamera at the time.
141
453000
2000
Hatta kameram bile yoktu o zaman.
07:59
I had somebodybirisi bringgetirmek it there
142
455000
2000
Birisi getirmişti oraya
08:01
because I wanted to get accesserişim to AlAl JazeeraCezire,
143
457000
3000
çünkü El Cezire'ye -- George Bush' un favori
08:04
GeorgeGeorge Bush'sBush'un favoritesevdiğim channelkanal
144
460000
2000
kanalına-- ulaşmak istiyordum
08:06
and a placeyer whichhangi I was very curiousMeraklı about because
145
462000
3000
ve benim çok merak ettiğim bir yerdi çünkü
08:09
it's dislikedSevmediği by manyçok governmentshükümetler acrosskarşısında the ArabArap worldDünya
146
465000
4000
Arap dünyasındaki birçok hükümet tarafından sevilmiyordu
08:13
and alsoAyrıca calleddenilen the mouthpieceağızlık of OsamaUsame BinDepo gözü LadenYüklü
147
469000
4000
ayrıca Usama Bin Ladin'in sözcüsü olarak adlandırılıyordu
08:17
by some people in the U.S. governmenthükümet.
148
473000
2000
ABD hükümetindeki bazı kişiler tarafından.
08:19
So I was thinkingdüşünme, you know, this stationistasyon that's hatednefret edilen
149
475000
4000
Düşünüyordum ki, bilirsiniz, bu çok kişi tarafından
08:23
by so manyçok people has to be doing something right.
150
479000
2000
nefret edilen kanal birşeyleri doğru yapıyor olmalıydı.
08:25
I've got to go see what this is all about.
151
481000
4000
Gitip ne olup bittiğini görmem gerekiyordu.
08:29
And I alsoAyrıca wanted to go see CentralMerkez CommandKomut,
152
485000
2000
Ayrıca Merkez Komutanlığını gidip görmek istiyordum,
08:31
whichhangi was 10 minutesdakika away, and that way
153
487000
2000
10 dakika uzaklıktaydı, ve böylece
08:33
I could get accesserişim to how this newshaber was beingolmak createdoluşturulan
154
489000
4000
bu haberlerin nasıl yaratıldığına ulaşabilecektim
08:38
on the ArabArap sideyan reachingulaşan the ArabArap worldDünya,
155
494000
2000
Arap tarafında Arap dünyasına erişen,
08:40
and on the U.S. and WesternWestern sideyan reachingulaşan the U.S.
156
496000
3000
ve ABD ve Batı tarafında ABD'ye erişenlere.
08:43
And when I wentgitti there and satoturdu there,
157
499000
2000
Oraya gittiğimde ve oturduğumda
08:45
and metmet these people that were in the centermerkez of it
158
501000
3000
merkezdeki kişilerle tanıştım
08:48
and satoturdu with these characterskarakterler,
159
504000
3000
bu kişilerle oturdum,
08:51
I metmet some surprisingşaşırtıcı, very complexkarmaşık people.
160
507000
4000
şaşırtıcı, çok karmaşık insanlarla tanıştım.
08:55
And I'd like to sharepay with you a little bitbit of that experiencedeneyim
161
511000
5000
Bu deneyimden biraz paylaşmak isterim sizinle
09:00
of when you sitoturmak with somebodybirisi and you filmfilm them, and you listen to them,
162
516000
3000
biriyle oturduğunuzda ve filme çektiğinizde, onları dinlediğinizde,
09:03
and you allowizin vermek them more than a five-secondBeş saniye soundses biteısırmak,
163
519000
3000
ve beş saniyeden fazla konuşma süresi verdiğinizde,
09:07
the amazingşaşırtıcı complexitykarmaşa of people emergeçıkmak.
164
523000
5000
insanda ki hayret verici karmaşıklık ortaya çıkıyor.
09:15
SameerSameer KhaderKhader: Businessİş as usualolağan.
165
531000
3000
Sameer Khader: İşler her zamanki gibi
09:18
IraqIrak, and then IraqIrak, and then IraqIrak.
166
534000
4000
Irak, ve yine Irak, ve yine Irak.
09:23
But betweenarasında us, if I'm offeredsunulan a job with FoxFox, I'll take it.
167
539000
7000
Aramızda kalsın, Fox bir iş teklif ederse, kabul edeceğim.
09:34
To changedeğişiklik the ArabArap nightmarekâbus into the AmericanAmerikan dreamrüya.
168
550000
6000
Arap kabusunu Amerikan rüyasına çevirmek için.
09:43
I still have that dreamrüya.
169
559000
3000
Hala o rüyayıyı düşlüyorum.
09:46
Maybe I will never be ableyapabilmek to do it.
170
562000
4000
Belki hiç yapma imkanım olmayacak.
09:50
But I have plansplanları for my childrençocuklar.
171
566000
4000
Ama çocuklarım için planlarım var.
09:54
When they finishbitiş theironların highyüksek schoolokul I will sendgöndermek them to AmericaAmerika to studyders çalışma there.
172
570000
3000
Liselerini bitirdiklerinde onları Amerika'ya okumaya yollayacağım.
09:57
I will payödeme for theironların studyders çalışma.
173
573000
3000
Eğitimlerini karşılayacağım.
10:00
And they will staykalmak there.
174
576000
3000
Ve orada kalacaklar.
10:09
JoshJosh RushingAcele: The night they showedgösterdi the POWsSavaş esirleri and the deadölü soldiersaskerler --
175
585000
4000
Josh Rushing: Savaş esirlerini ve ölü askerleri gösterdikleri gece --
10:13
AlAl JazeeraCezire showedgösterdi them --
176
589000
2000
El Cezire onları gösterdi --
10:15
it was powerfulgüçlü because AmericaAmerika doesn't showgöstermek those kindsçeşit of imagesGörüntüler.
177
591000
2000
Çok etkileyiciydi çünkü America bu tarz görüntüleri göstermez.
10:17
MostÇoğu of the newshaber in AmericaAmerika won'talışkanlık showgöstermek really gorykanlı imagesGörüntüler
178
593000
2000
Amerika'daki çoğu haberde gerçekten ürpertici görüntüler gösterilmez
10:19
and this showedgösterdi AmericanAmerikan soldiersaskerler in uniformüniforma strewnStrewn about a floorzemin,
179
595000
4000
ve Amerikan askerlerini üniformalarında yere serilmiş olarak gösterdi,
10:23
a coldsoğuk tilefayans floorzemin.
180
599000
2000
soğuk taş zemine serili.
10:25
And it was revoltingiğrenç.
181
601000
2000
Ve bu tiksindiriciydi.
10:27
It was absolutelykesinlikle revoltingiğrenç.
182
603000
2000
Kesinlikle tiksindiriciydi.
10:29
It madeyapılmış me sickhasta to my stomachmide.
183
605000
2000
Bu midemi bulandırdı.
10:31
And then what hitvurmak me was, the night before,
184
607000
2000
beni sarsan, bir gece önce,
10:33
there had been some kindtür of bombingbombalama in BasraBasra,
185
609000
3000
Basra'da bir çeşit bomba patlamıştı,
10:36
and AlAl JazeeraCezire had showngösterilen imagesGörüntüler of the people.
186
612000
6000
ve El Cezire insanların görüntülerini göstermişti.
10:42
And they were equallyaynı derecede if not more horrifyingkorkunç -- the imagesGörüntüler were.
187
618000
4000
Daha ürkütücü değilse bile en az öncekiler kadar ürkütücüydü.
10:46
And I rememberhatırlamak havingsahip olan seengörüldü it in the AlAl JazeeraCezire officeofis
188
622000
3000
Ve El Cezire ofisinde seyrederken hatırlıyorum
10:49
and thought to myselfkendim, "WowVay canına, that's grossbrüt.
189
625000
3000
kendime dedim ki, "vav, bu iğrenç.
10:52
That's badkötü."
190
628000
3000
Bu çok kötü."
10:55
And then going away, and probablymuhtemelen eatingyemek yiyor dinnerakşam yemegi or something.
191
631000
3000
Ve sonra çıktım, muhtemelen akşam yemeği falan yedim.
10:58
And it didn't affectetkilemek me as much.
192
634000
3000
Beni çok fazla etkilemedi.
11:01
So -- the impactdarbe it had on me, me realizingfark that
193
637000
3000
Yani --bendeki etkisi, farkettim ki
11:04
I just saw people on the other sideyan,
194
640000
2000
diğer taraftaki insanları gördüm,
11:06
and those people in the AlAl JazeeraCezire officeofis
195
642000
3000
ve El Cezire ofisindeki insanlar
11:09
mustşart have feltkeçe the way I was feelingduygu that night.
196
645000
2000
benim o gece hissettiğim gibi hissetmiş olmalılar.
11:11
And it upsetüzgün me on a profoundderin levelseviye
197
647000
3000
Ve bu beni derin bir şekilde üzdü
11:14
that I wasn'tdeğildi botheredrahatsız as much the night before.
198
650000
3000
önceki gece beni bu kadar etkilememişti.
11:17
It makesmarkaları me hatenefret warsavaş.
199
653000
3000
Bu beni savaştan nefret ettirdi.
11:20
But it doesn't make me believe that we're in worldDünya that can livecanlı withoutolmadan warsavaş yethenüz.
200
656000
3000
Ama savaşsız yaşayabileceğimiz bir dünyada olduğumuza beni inandırmadı.
11:23
JehaneJehane NoujaimNoujaim: I was overwhelmedboğulmuş by the responsetepki of the filmfilm,
201
659000
3000
Jehane Noujaim: Filmin yansımalarından çok etkilenmiştim,
11:26
for we didn't know whetherolup olmadığını it would be ableyapabilmek to get out there.
202
662000
3000
ordan çıkabilip çıkamayacağını bile bilmiyorduk.
11:29
We had no fundingfinansman for it.
203
665000
1000
Hiçbir kaynağımız yoktu.
11:30
We were incrediblyinanılmaz luckyşanslı that it got pickedseçilmiş up,
204
666000
5000
Farkedildiği için inanılmaz derece şanslıydık,
11:35
and when we showedgösterdi the filmfilm in bothher ikisi de the UnitedAmerika StatesBirleşik and the ArabArap worldDünya
205
671000
4000
ve filmi ABD ve Arap dünyasında gösterdiğimiz zaman
11:40
we had suchböyle incredibleinanılmaz reactionsreaksiyonları.
206
676000
2000
son derece harika tepkiler aldık.
11:42
It was amazingşaşırtıcı to see how people were movedtaşındı by this filmfilm.
207
678000
3000
İnsanların bu filmden dolayı hareketlendiğini görmek inanılmazdı.
11:45
In the ArabArap worldDünya -- and it's not really by the filmfilm;
208
681000
3000
Arap dünyasında -- ve bu gerçekten filmden dolayı değil,
11:48
it's by the characterskarakterler.
209
684000
2000
karakterlerden dolayı.
11:50
I mean, JoshJosh RushingAcele was this incrediblyinanılmaz complexkarmaşık personkişi
210
686000
4000
Demek istiyorum ki, Josh Rushing müthiş karmaşık bir insandı
11:54
who was thinkingdüşünme about things.
211
690000
2000
herşey hakkında düşünüyordu.
11:56
And when I showedgösterdi the filmfilm in the MiddleOrta EastDoğu,
212
692000
2000
Ve Orta Doğu'da filmi gösterdiğimde
11:58
people wanted to meetkarşılamak JoshJosh.
213
694000
3000
insanlar dedi ki -- onlar Josh'la tanışmak istedi.
12:01
He kindtür of redefinedYemeği yeniden us as an AmericanAmerikan populationnüfus.
214
697000
3000
O sanki bizi Amerikan halkı olarak yeniden tanımlamıştı.
12:04
People startedbaşladı to, you know, asksormak me, where is this guy now?
215
700000
5000
O -- insanlar, bilirsiniz, bu adam nerde? diye sormaya başladı.
12:09
AlAl JazeeraCezire offeredsunulan him a job.
216
705000
2000
El Cezire ona iş teklif etti.
12:13
And SameerSameer, on the other handel,
217
709000
2000
Ve diğer taraftan Sameer, biliyorsunuz,
12:15
was alsoAyrıca quiteoldukça an interestingilginç characterkarakter for the ArabArap worldDünya to see,
218
711000
4000
Arap dünyasının görmesi için oldukça ilginç bir karakterdi,
12:19
because it broughtgetirdi out the complexitieskarmaşıklıklar of this love/hatenefret relationshipilişki
219
715000
3000
çünkü bu sevgi/nefret ilişkisinde ki karmaşıklıkları meydana çıkardı,
12:22
that the ArabArap worldDünya has with the WestBatı.
220
718000
3000
Arap dünyasının Batı ile arasında olan.
12:25
In the UnitedAmerika StatesBirleşik, I was blownşişmiş away by the motivationsmotivasyonları,
221
721000
5000
ABD deyken, bazı motivasyonlar tarafından sürüklendim,
12:30
the positivepozitif motivationsmotivasyonları of the AmericanAmerikan people
222
726000
3000
bunlar Amerikan halkının filmi izlediklerinde ki
12:33
when they'dgittiklerini see this filmfilm.
223
729000
2000
olumlu teşvikleriydi.
12:35
You know, we're criticizedeleştirdi abroadyurt dışı for
224
731000
3000
Bilirsiniz, biz dışarıda şöyle hissettiğimiz için eleştiriliyoruz --
12:38
believinginanan we're the saviorskurtarıcıları of the worldDünya in some way,
225
734000
2000
bir şekilde dünyanın kurtarıcısı olduğumuza inanıyoruz ya,
12:40
but the flipfiske sideyan of it is that actuallyaslında,
226
736000
3000
ama işin öbür yüzünde aslında,
12:43
when people do see what is happeningolay abroadyurt dışı
227
739000
3000
insanlar dışarıda neler olup bittiğini gördüğünde
12:46
and people'sinsanların reactionsreaksiyonları to some of our policypolitika abroadyurt dışı,
228
742000
3000
ve bazı dış politikalarımıza karşı insanların tepkisiyle,
12:49
we feel this powergüç that we need to --
229
745000
2000
ihtiyacımız olan gücü hissettik --
12:51
we feel like we have to get the powergüç to changedeğişiklik things.
230
747000
2000
yani hissettik ki değişim için bu güce ihtiyacımız var.
12:53
And I saw this with audiencesizleyiciler.
231
749000
2000
Ve bunu izleyiciyle gördüm.
12:55
This womankadın camegeldi up to me after the screeningtarama and said, "You know,
232
751000
5000
Gösterimden sonra bu kadın geldi ve dedi ki, "Anlarsınız ya,
13:00
I know this is crazyçılgın. I saw the bombsbombalar beingolmak loadedyüklü on the planesdüzlemler;
233
756000
2000
biliyorum bu delilik, ben bombaların uçağa konulduğunu gördüm,
13:02
I saw the militaryaskeri going out to warsavaş.
234
758000
2000
askerlerin savaşa gittiğini gördüm.
13:04
But you don't understandanlama people'sinsanların angeröfke towardskarşı us
235
760000
3000
Ama insanların bize karşı öfkelerini anlamıyorsunuz
13:07
untila kadar you see the people in the hospitalshastaneler and the victimskurbanlar of the warsavaş,
236
763000
4000
ta ki hastanelerdeki insanları ve savaş mağdurlarını görene kadar,
13:11
and how do we get out of this bubblekabarcık?
237
767000
2000
nasıl bu balonun içinden çıkacağız?
13:13
How do we understandanlama what the other personkişi is thinkingdüşünme?"
238
769000
4000
Nasıl diğer birinin ne düşündüğünü anlayacağız?"
13:18
Now, I don't know whetherolup olmadığını a filmfilm can changedeğişiklik the worldDünya,
239
774000
4000
Şimdi, bir film dünyayı değiştirebilir mi bilmiyorum,
13:22
but I know that it startsbaşlar -- I know the powergüç of it --
240
778000
2000
ama biliyorum ki başlatır -- o gücü biliyorum --
13:24
I know that it startsbaşlar people thinkingdüşünme about how to changedeğişiklik the worldDünya.
241
780000
4000
insanlara dünya nasıl değişir diye düşündürtmeye başlayacağını biliyorum.
13:28
Now, I'm not a philosopherfilozof,
242
784000
2000
Şimdi, ben felsefeci değilim,
13:30
so I feel like I shouldn'tolmamalı go into great depthderinlik on this but
243
786000
4000
yani çok derine girmemem gerektiğini hissediyorum ama size göstereceğim --
13:34
let filmfilm speakkonuşmak for itselfkendisi and take you to this other worldDünya.
244
790000
3000
hadi film kendisi konuşsun ve sizi öteki dünyaya götürsün.
13:37
Because I believe that filmfilm has the abilitykabiliyet to take you acrosskarşısında borderssınırlar.
245
793000
4000
Çünkü filmin sizi sınırların ötesine götürebilecek vasfı olduğuna inanıyorum.
13:41
I'd like you to just sitoturmak back and experiencedeneyim for a coupleçift of minutesdakika
246
797000
4000
Sizden sadece yaslanmanızı ve birkaç dakikalığına farklı bir dünyaya
13:45
beingolmak takenalınmış into anotherbir diğeri worldDünya.
247
801000
2000
götürülmeyi deneyimlemenizi istiyorum.
13:47
And these coupleçift clipsklip take you insideiçeride
248
803000
3000
Bu birkaç klip sizi bugünlerde yüzyüze
13:50
of two of the mostçoğu difficultzor conflictsçatışmalar that we are facedyüzlü with todaybugün.
249
806000
4000
olduğumuz en zor iki çatışmanın içine götürecek.
14:03
Man: As long as there is injusticeadaletsizlik, someonebirisi mustşart make a sacrificekurban!
250
819000
4000
Erkek 1: Adaletsizlik olduğu müddetçe, birinin fedakarlıkta bulunması lazım!
14:07
WomanKadın: That's no sacrificekurban, that's revengeintikam!
251
823000
2000
Kadın 1: Bu fedakarlık değil, bu intikam!
14:09
If you killöldürmek, there's no differencefark betweenarasında victimkurban and occupieroturan.
252
825000
6000
Ölürsen, mağdurla işgalci arasında ne fark kalır.
14:15
Man: If we had airplanesuçaklar, we wouldn'tolmaz need martyrsşehitler, that's the differencefark.
253
831000
7000
Erkek 1: Uçaklarımız olsaydı, şehitlere ihtiyacımız olmazdı, fark bu işte.
14:22
WomanKadın: The differencefark is that the Israeliİsrail militaryaskeri is still strongergüçlü.
254
838000
5000
Kadın: Fark şu ki İsrail ordusu hala daha güçlü.
14:27
Man: Then let us be equaleşit in deathölüm.
255
843000
2000
Erkek: O zaman bırak ölümde eşit olalım.
14:29
We still have ParadiseCennet.
256
845000
2000
Biz hala Cennete sahibiz.
14:31
WomanKadın: There is no ParadiseCennet! It only existsvar in your headkafa!
257
847000
4000
Kadın: Cennet diye birşey yok! O sadece senin kafanda var!
14:35
Man: God forbidyasaklamak!
258
851000
2000
Erkek: Allah korusun, Allah korusun!
14:37
MayMayıs God forgiveaffetmek you.
259
853000
2000
Allah seni affetsin.
14:39
If you were not AbuAbu Azzam'sAzzam'ın daughterkız evlat ...
260
855000
3000
Eğer Ebu Azzam'in kızı olmasaydın ...
14:44
AnywayYine de, I'd ratherdaha doğrusu have ParadiseCennet in my headkafa than livecanlı in this hellcehennem!
261
860000
3000
Neyse, bu cehennemde yaşayacağıma kafamdaki Cenneti tercih ederim!
14:47
In this life, we're deadölü anywayneyse.
262
863000
2000
Bu hayatta, nasıl olsa ölüyüz.
14:50
One only choosesseçer bitternessacılık when the alternativealternatif is even bittererbitterer.
263
866000
5000
Erkek: Birisi kötüyü sadece diğer seçeneği daha kötüyse seçer.
14:57
WomanKadın: And what about us? The onesolanlar who remainkalmak?
264
873000
3000
Kadın: Peki ya biz? Kalanlar ne olacak?
15:00
Will we winkazanmak that way?
265
876000
2000
Bu şekilde kazanacak mıyız?
15:03
Don't you see what you're doing is destroyingtahrip us?
266
879000
5000
Görmüyor musun yaptığın şey bizi mahvediyor?
15:09
And that you give Israelİsrail an alibimazeret to carrytaşımak on?
267
885000
3000
İsrail'e devam etmesi için gerekçe veriyorsun?
15:12
Man: So with no alibimazeret, Israelİsrail will stop?
268
888000
3000
Erkek: Yani hiçbir mazeret olmazsa İsrail duracak mı?
15:15
WomanKadın: PerhapsBelki de. We have to turndönüş it into a moralmanevi warsavaş.
269
891000
4000
Kadın: Belki. Bunu ahlaki bir savaşa dönüştürmeliyiz.
15:19
Man: How, if Israelİsrail has no moralstöre?
270
895000
2000
Erkek: İsrailde hiç ahlak yokken nasıl?
15:22
WomanKadın: Be carefuldikkatli!
271
898000
2000
Kadın: Dikkatli ol!
15:40
TzvikaTzvika: My wifekadın eş AyeletAyelet calleddenilen me and said,
272
916000
3000
George: Eşim Ayelet aradı ve dedi ki,
15:43
"There was a suicideintihar bombingbombalama in TelTel AvivAviv."
273
919000
3000
"Tel Aviv'de intihar bombası patladı."
15:46
AyeletAyelet: What do you know about the casualtieskayıplar?
274
922000
3000
Ayelet: Kayıplar hakkında ne biliyorsunuz?
15:49
We're looking for threeüç girlskızlar.
275
925000
3000
Üç kızı arıyoruz.
15:52
TzvikaTzvika: We have no informationbilgi.
276
928000
2000
George: Hiçbir bilgimiz yok
15:54
AyeletAyelet: One is woundedyaralı here, but we haven'tyok heardduymuş from the other threeüç.
277
930000
4000
Ayelet: Biri burda yaralı, ama diğer üçü hakkında birşey duymadık.
15:58
TzvikaTzvika: I said, "OK, that's Bat-ChenBat-Chen, that's my daughterkız evlat.
278
934000
5000
George: "Tamam, bu Bat-Chen, benim kızım." dedim
16:03
Are you sure she is deadölü?"
279
939000
1000
"Öldüğünden emin misiniz?"
16:04
They said yes.
280
940000
2000
Evet dediler.
16:14
GeorgeGeorge: On that day, at around 6:30
281
950000
3000
Tzvika: O gün, 6:30 sıralarında
16:17
I was drivingsürme with my wifekadın eş and daughterskız çocukları to the supermarketsüpermarket.
282
953000
6000
Eşim ve kızlarımla süpermarkete gidiyorduk.
16:25
When we got to here,
283
961000
3000
buraya ulaştığımızda ..
16:28
we saw threeüç Israeliİsrail militaryaskeri jeepscip parkedpark on the sideyan of the roadyol.
284
964000
6000
Yolun kenarına yanaşmış üç İsrail askeri cipini gördük.
16:34
When we passedgeçti by the first jeepjip,
285
970000
4000
İlk cipi geçtiğimiz sırada ..
16:38
they openedaçıldı fireateş on us.
286
974000
2000
bize ateş açtılar.
16:41
And my 12-year-old-yaşında daughterkız evlat ChristineChristine
287
977000
4000
Ve 12 yaşındaki kızım Christine
16:45
was killedöldürdü in the shootingçekim.
288
981000
2000
açılan ateşte öldürüldü.
16:58
I am the headmasterokul müdürü for all partsparçalar.
289
994000
2000
Tzvika: Bütün bölümlerin başındayım.
17:00
GeorgeGeorge: But there is a teacheröğretmen that is in chargeşarj etmek?
290
996000
3000
George: Ama görevde başka öğretmen var?
17:03
TzvikaTzvika: Yes, I have assistantsyardımcıları.
291
999000
3000
Tzvika: Evet, asistanlarım var.
17:06
I dealanlaştık mı with childrençocuklar all the time.
292
1002000
3000
Ben hep çocuklarla ilgileniyorum.
17:14
GeorgeGeorge: At first, I thought it was a strangegarip ideaFikir.
293
1010000
4000
Tzvika: Başta, tuhaf bir fikir diye düşündüm.
17:18
But after thinkingdüşünme logicallymantıksal about it,
294
1014000
4000
Ama sonrada akıllıca düşününce,
17:22
I didn't find any reasonneden why not to meetkarşılamak them
295
1018000
7000
Onlarla buluşmamak için hiçbir sebep bulamadım
17:29
and let them know of our sufferingçile.
296
1025000
4000
ve bırakayım acımızı bilsinler dedim.
17:34
GeorgeGeorge: There were manyçok things that touchedmüteessir me.
297
1030000
4000
George: Bana dokunan birçok şey vardı.
17:38
We see that there are PalestiniansFilistinliler who sufferedacı a lot, who lostkayıp childrençocuklar,
298
1034000
5000
Orada, çocuklarını kaybetmiş, çok acı çeken Filistinliler gördük
17:43
and still believe in the peaceBarış processsüreç and in reconciliationmutabakat.
299
1039000
3000
ve hala barış süreci ve uzlaşmaya inanıyoruz.
17:46
If we who lostkayıp what is mostçoğu preciousdeğerli can talk to eachher other,
300
1042000
3000
Eğer biz, en değerlisini kaybetmiş olanlar, konuşabiliyorsak
17:49
and look forwardileri to a better futuregelecek,
301
1045000
3000
ve daha iyi bir geleceğe bakabiliyorsak
17:52
then everyoneherkes elsebaşka mustşart do so, too.
302
1048000
4000
diğer herkes de bunu yapmak zorunda.
18:08
Man: SongŞarkı is something that we communicatedtebliğ with people
303
1064000
4000
Erkek: Şarkı bizi insanlarla iletişime geçiren birşey
18:12
who otherwiseaksi takdirde would not have understoodanladım where we're cominggelecek from.
304
1068000
4000
aksi taktirde nereden geldiğimiz anlaşılmazdı.
18:16
You could give them a long politicalsiyasi speechkonuşma
305
1072000
3000
Siz onlara uzun politik bir konuşma yapabilirdiniz
18:19
they would still not understandanlama.
306
1075000
3000
yine de anlayamayabilirlerdi.
18:22
But I tell you, when you finishbitiş that songşarkı,
307
1078000
3000
Ama size söylüyorum, bu şarkıyı bitirdiğinizde,
18:25
people will be like, "DamnLanet olsun, I know where you niggazzenciler are cominggelecek from.
308
1081000
2000
insanlar şöyle olacaklar, "Kahretsin, siz zencilerin nereden geldiğini biliyorum.
18:27
I know where you guys are cominggelecek from.
309
1083000
2000
Sizin nereden geldiğinizi biliyorum.
18:29
DeathÖlüm untoşöyle apartheidırk ayrımı!"
310
1085000
2000
Irkçılığa ölüm!"
18:33
NarratorEkran okuyucusu: It's about the liberationkurtuluş strugglemücadele.
311
1089000
3000
Sunucu: Bu özgürleşme çırpınışlarıyla ilgili ..
18:36
It's about those childrençocuklar who tookaldı to the streetssokaklar,
312
1092000
2000
Bu sokakları tutan çocuklarla ilgili,
18:38
fightingkavga, screamingbağıran, "FreeÜcretsiz NelsonNelson MandelaMandela!"
313
1094000
4000
dövüşen, "Nelson Mandela'ya Özgürlük!" diye bağıran,
18:44
It's about those unionssendikalar who put down theironların toolsaraçlar
314
1100000
4000
aletlerini yere indiren bu birliklerle ilgili
18:48
and demandedtalep freedomözgürlük.
315
1104000
3000
ve özgürlük talep edenlerle.
18:52
Yes. Yes!
316
1108000
4000
Evet. Evet!
18:58
FreedomÖzgürlük!
317
1114000
2000
Özgürlük!
19:05
JehaneJehane NoujaimNoujaim: I think everybody'sherkesin had that feelingduygu of sittingoturma in a theatertiyatro,
318
1121000
3000
Jehane Noujaim: Bence herkes şunu hissetmiştir, bir sinemada oturmuş,
19:08
in a darkkaranlık roomoda, with other strangersyabancı insanlar, watchingseyretme a very powerfulgüçlü filmfilm,
319
1124000
5000
yabancılarla bir karanlık odada, etkileyici bir filmi seyretmiş,
19:13
and they feltkeçe that feelingduygu of transformationdönüşüm.
320
1129000
3000
o dönüşüm hissini duyumsamıştır.
19:16
And
321
1132000
2000
Söylemek istediğim şu ki --
19:18
what I'd like to talk about is how can we use that feelingduygu
322
1134000
4000
bu hissi nasıl kullanabiliriz onun hakkında konuşmak istiyorum
19:22
to actuallyaslında createyaratmak a movementhareket throughvasitasiyla filmfilm?
323
1138000
3000
nasıl film yoluyla bir akım oluştururuz?
19:27
I've been listeningdinleme to the talksgörüşmeler
324
1143000
2000
Bir konuşma -- Yani, Bazı konferanslardaki konuşmaları
19:29
in some of the conferencekonferans, and RobertRobert WrightWright said yesterdaydün
325
1145000
4000
dinliyordum, ve dün Robert Wright dedi ki
19:33
that if we have an appreciationtakdir for anotherbir diğeri person'skişiler humanityinsanlık,
326
1149000
4000
eğer diğer kişinin insanlığının değerini bilirsek,
19:37
then they will have an appreciationtakdir for oursbizim.
327
1153000
2000
onlar da bizimkinin değerini bileceklerdir.
19:39
And that's what this is about.
328
1155000
2000
İşte hepsi bununla ilgili.
19:41
It's about connectingbağlantı people throughvasitasiyla filmfilm,
329
1157000
3000
Film ile insanlar arası bağlantı kurmak,
19:44
gettingalma these independentbağımsız voicessesleri out there.
330
1160000
3000
bağımsız sesleri açığa çıkartmak.
19:47
Now JoshJosh RushingAcele actuallyaslında endedbitti up leavingayrılma the militaryaskeri
331
1163000
5000
Aslına bakarsanız Josh Rushing askeriyeden ayrıldı
19:52
and takingalma a job with AlAl JazeeraCezire,
332
1168000
2000
ve El Cezire'yle çalışıyor,
19:54
so his feelingduygu is that he's on AlAl JazeeraCezire InternationalUluslararası because
333
1170000
5000
öyle hissediyor ki -- El Cezire Uluslararası'nda
19:59
he feelshissediyor like he can actuallyaslında use mediamedya
334
1175000
2000
öyle hissediyor ki medyayı, Doğu ve Batı
20:02
to bridgeköprü the gapboşluk betweenarasında EastDoğu and WestBatı.
335
1178000
3000
arasında köprü kurmak için kullanabilir.
20:05
And that's an amazingşaşırtıcı thing.
336
1181000
2000
Bu inanılmaz birşey.
20:07
But I've been tryingçalışıyor to think about waysyolları
337
1183000
3000
Ama ben bu bağımsız seslere güç vermenin
20:10
to give powergüç to these independentbağımsız voicessesleri,
338
1186000
3000
yollarını düşünmeye çalışıyordum,
20:13
to give powergüç to the filmmakersfilm yapımcıları,
339
1189000
2000
yapımcılara kuvvet vermenin,
20:15
to give powergüç to people who are tryingçalışıyor to use filmfilm for changedeğişiklik.
340
1191000
4000
filmi değişim için kullanmaya çalışanlara kuvvet vermenin yollarını.
20:19
And there are incredibleinanılmaz organizationsorganizasyonlar
341
1195000
2000
Bunu zaten yapan çok harika
20:21
that are out there doing this alreadyzaten.
342
1197000
2000
organizasyonlar var.
20:23
There's WitnessTanık, that you heardduymuş from earlierdaha erken.
343
1199000
3000
Witness var, daha önceden duymuşsunuzdur.
20:26
There's Just VisionVizyon, that are workingçalışma with PalestiniansFilistinliler and Israelisİsrailliler
344
1202000
3000
Just Vision var, Filistinliler ve İsraillilerle birlikte
20:29
who are workingçalışma togetherbirlikte for peaceBarış, and documentingbelgeleme that processsüreç
345
1205000
4000
barış için çalışıyorlar ve bu süreci belgeliyorlar
20:33
and gettingalma interviewsgörüşmeler out there and usingkullanma this filmfilm
346
1209000
2000
röportajlar yapıyorlar ve bu filmi Kongre'ye götürüp
20:35
to take to CongressKongre to showgöstermek that it's a powerfulgüçlü toolaraç
347
1211000
3000
güçlü bir araç olduğunu göstermek için kullanıyorlar,
20:38
to showgöstermek that this is a womankadın who'skim had her daughterkız evlat killedöldürdü in an attacksaldırı,
348
1214000
5000
saldırıda kızı öldürülmüş bir kadını göstermek için kullanıyorlar,
20:43
and she believesinanır that there are peacefulhuzurlu waysyolları to solveçözmek this.
349
1219000
3000
ve bu kadın bunu çözmek için barışcıl yolların olduğuna inanıyor.
20:46
There's WorkingÇalışma FilmsFilmler and there's CurrentAkım TVTV,
350
1222000
4000
Sonra Workin Films ve Current TV var,
20:50
whichhangi is an incredibleinanılmaz platformplatform for people around the worldDünya
351
1226000
3000
öyle bir platform ki dünyanın dört bir yanından insanlar
20:53
to be ableyapabilmek to put theironların -- yes, it's amazingşaşırtıcı.
352
1229000
4000
seslerini duyurma imkanı -- Evet, gerçekten harika.
20:57
I watchedizledi it and I'm just -- I'm blownşişmiş away by it
353
1233000
3000
Seyrettim ve ben sadece --ben çok etkilendim
21:00
and its potentialpotansiyel to bringgetirmek voicessesleri from around the worldDünya,
354
1236000
4000
dünyanın heryerinden sesleri getirme potansiyelinden,
21:04
independentbağımsız voicessesleri from around the worldDünya,
355
1240000
2000
bağımsız sesleri getirme ve gerçekten demokratik,
21:06
and createyaratmak a trulygerçekten democraticdemokratik, globalglobal televisiontelevizyon.
356
1242000
3000
küresel bir televizyon kurma potansiyelinden etkilendim.
21:09
So what can we do to createyaratmak a platformplatform for these organizationsorganizasyonlar,
357
1245000
4000
Bu organizasyonların platform kurması için ne yapabiliriz?
21:13
to createyaratmak some momentummoment,
358
1249000
2000
hareket oluşturmak için,
21:15
to get everybodyherkes in the worldDünya involvedilgili in this movementhareket?
359
1251000
4000
bu harekete dünyadan bütün insanları dahil etmek için.
21:20
I'd like for us to imaginehayal etmek for a secondikinci -- imaginehayal etmek a day
360
1256000
7000
Bir saniyeliğine düşünmemizi istiyorum --bir günü hayal edin
21:28
when you have everyoneherkes cominggelecek togetherbirlikte from around the worldDünya.
361
1264000
4000
dünyadaki bütün insanların buluştuğu bir günü.
21:32
You have townskasabalar and villagesköyler and theaterstiyatro all from around the worldDünya
362
1268000
10000
Dünyanın hertarafından kentleri, kasabaları, sinemaları bir araya
21:42
gettingalma togetherbirlikte, and sittingoturma in the darkkaranlık,
363
1278000
3000
getiriyorsunuz, karanlıkta oturuyorsunuz,
21:45
and sharingpaylaşım a communaltoplumsal experiencedeneyim of watchingseyretme a filmfilm,
364
1281000
4000
bir müşterek film seyretme deneyimi paylaşıyorsunuz,
21:49
or a coupleçift of filmsfilmler, togetherbirlikte.
365
1285000
3000
birlikte. Ya da birkaç film.
21:53
Watchingİzlerken a filmfilm whichhangi maybe highlightsvurgular
366
1289000
2000
Yaşamak için, adalet için mücadele eden,
21:55
a characterkarakter that is fightingkavga to livecanlı, or just
367
1291000
4000
basmakalıp yargılara meydan okuyan,
21:59
a characterkarakter that defiesmeydan okuyan stereotypesklişeler,
368
1295000
2000
şaka yapan, şarkı söyleyen bir karaktere
22:01
makesmarkaları a jokeşaka, singsşarkı söyler a songşarkı.
369
1297000
3000
vurgu yapan bir film izlemek.
22:04
ComediesKomedi, documentariesbelgeseller, shortsşort.
370
1300000
2000
Komedi, belgesel, kısa metraj.
22:06
This amazingşaşırtıcı powergüç can be used to changedeğişiklik people
371
1302000
3000
Bu inanılmaz güç, insanları dönüştürmek,
22:09
and to bondbağ people togetherbirlikte, to crossçapraz borderssınırlar
372
1305000
2000
insanları eklemlemek, sınırları aşmak için
22:11
and have people feel like they're havingsahip olan a communaltoplumsal experiencedeneyim.
373
1307000
4000
topluca bir deneyimi paylaştıklarını hissetmeleri için kullanılabilir.
22:15
So if you imaginehayal etmek this day when all around the worldDünya
374
1311000
3000
Eğer dünyanın heryerinde sinema salonlarını
22:18
you have theaterstiyatro from around the worldDünya and placesyerler where we projectproje filmsfilmler.
375
1314000
5000
dünya çapında filmleri yansıttığımız mekanları düşlerseniz.
22:23
If you imaginehayal etmek from --
376
1319000
2000
Hayal ederseniz --
22:25
projectingçıkıntı yapan from TimesKez SquareKare to TahirTahir SquareKare in CairoCairo,
377
1321000
5000
Times Meydanı'ndan Kahire'de Tahrir Meydanı'na kadar gösteriyoruz,
22:30
the sameaynı filmfilm in RamallahRamallah, the sameaynı filmfilm in JerusalemJerusalem.
378
1326000
4000
aynı filmi Ramallah'ta, aynı filmi Kudüs'te.
22:34
You know, we'vebiz ettik been talkingkonuşma to a friendarkadaş of mineMayın
379
1330000
3000
Bilirsiniz, hatta -- Arkadaşlarımdan biriyle konuşuyordum
22:37
about usingkullanma the sideyan of the Great PyramidPiramit
380
1333000
2000
Büyük Piramit'in bir yüzünü bile kullanabiliriz.
22:39
and the Great WallDuvar of ChinaÇin.
381
1335000
2000
ve Çin Seddini.
22:42
It's endlesssonsuz what you can imaginehayal etmek,
382
1338000
5000
Yine -- hayal edebileceklerinizin sonu yok
22:47
in termsşartlar of where you can projectproje filmsfilmler
383
1343000
2000
nereye filmi yansıtacağız düşünüldüğünde
22:49
and where you can have this communaltoplumsal experiencedeneyim.
384
1345000
3000
ve nerede bu toplu deneyimi yaşayabileceğiniz düşünüldüğünde.
22:52
And I believe that this one day, if we can createyaratmak it,
385
1348000
3000
Ve ben inanıyorum ki bu tek günde, eğer onu yapabilirsek,
22:55
this one day can createyaratmak momentummoment for all of these independentbağımsız voicessesleri.
386
1351000
4000
bu günde bütün bu bağımsız sesler için bir ivme oluşturabiliriz.
22:59
There
387
1355000
2000
Böyle bir yer yok --
23:01
isn't an organizationorganizasyon whichhangi is connectingbağlantı
388
1357000
2000
böyle bir organizasyon yok yani bağımsız sesleri
23:03
the independentbağımsız voicessesleri of the worldDünya to get out there,
389
1359000
3000
açığa vurmak üzere bir araya getiren bir yer
23:06
and yethenüz I'm hearingişitme throughoutboyunca this conferencekonferans
390
1362000
2000
oysa bu konferans boyunca şunu duyuyorum
23:08
that the biggesten büyük dangerTehlike in our futuregelecek is [lackeksiklik of] understandinganlayış the other
391
1364000
4000
gelecekte en büyük tehlike birbirimizi anlama, karşılıklı
23:12
and havingsahip olan mutualkarşılıklı respectsaygı for the other and crossinggeçit borderssınırlar.
392
1368000
4000
saygıya sahip olma ve sınırları aşma konusunda [yoksunluğumuzdandır].
23:16
And if filmfilm can do that,
393
1372000
2000
Eğer film bunu yapabilirse,
23:18
and if we can get all of these differentfarklı locationsyerleri in the worldDünya
394
1374000
3000
ve eğer biz dünyayın bu farklı konumlarından filmi izlemek
23:21
to watch these filmsfilmler togetherbirlikte, this could be an incredibleinanılmaz day.
395
1377000
5000
üzere biraraya gelebilirsek, bu inanılmaz bir gün olurdu.
23:26
So we'vebiz ettik alreadyzaten madeyapılmış a partnershiportaklık actuallyaslında, setset up throughvasitasiyla
396
1382000
5000
Bunun için, biz hali hazırda bir ortaklık kurduk, TED vasıtasıyla --
23:31
somebodybirisi from the TEDTED communitytoplum,
397
1387000
2000
yani TED topluluğundan birileriyle,
23:33
JohnJohn CamenCamen, introducedtanıtılan me to
398
1389000
2000
John Camen, beni Jacob Burns
23:35
StevenSteven ApkonApkon, from the JacobJacob BurnsYanıklar FilmFilm CenterMerkezi.
399
1391000
4000
Film Merkezinden Steven Apkon ile tanıştırdı.
23:39
And we startedbaşladı callingçağrı up everybodyherkes.
400
1395000
2000
Ve biz herkesi aramaya başladık.
23:41
And in the last weekhafta, there have been so manyçok people that have respondedcevap to us
401
1397000
5000
Geçen hafta, bize geri yanıt veren çok fazla kişi oldu
23:46
from as closekapat as PaloPalo AltoAlto to MongoliaMoğolistan and to IndiaHindistan.
402
1402000
5000
Palo Alto kadar yakından Moğolistana ve Hindistana kadar.
23:51
There are people that want to be a partBölüm of this globalglobal day of filmfilm,
403
1407000
4000
Bu küresel film gününün bir parçası olmak isteyen çok kişi var,
23:55
to be ableyapabilmek to providesağlamak a platformplatform for independentbağımsız voicessesleri
404
1411000
4000
bağımsız fikirlere ve özgür filmlere açığa çıkabilecekleri
23:59
and independentbağımsız filmsfilmler to get out there.
405
1415000
2000
bir platform sağlayabilmek için.
24:03
Now, we'vebiz ettik thought about a nameisim for this day
406
1419000
3000
Şimdi, bu gün için bir isim düşündük
24:07
and I'd like to sharepay this with you.
407
1423000
2000
ve bunu sizinle paylaşmak isterim.
24:09
Now, the mostçoğu amazingşaşırtıcı partBölüm of this wholebütün processsüreç
408
1425000
2000
Bu sürecin en harika kısmı
24:11
has been sharingpaylaşım ideasfikirler and wishesdilek,
409
1427000
3000
fikirleri ve dilekleri paylaşmak oldu,
24:14
and so I inviteDavet etmek you to give brainstormsbeyin fırtınaları ontoüstüne
410
1430000
4000
ve bende sizi bu günün geleceğe nasıl bir etki bırakacağına
24:18
how does this day echoEko into the futuregelecek?
411
1434000
3000
dair beyin fırtınası yapmaya davet ediyorum.
24:21
How do we use technologyteknoloji to make this day echoEko into the futuregelecek,
412
1437000
5000
Bu günün geleceğe etkisi olması için teknolojiyi nasıl kullanırız?,
24:26
so that we can buildinşa etmek communitytoplum
413
1442000
2000
toplumu inşa etmek ve internet
24:28
and have these communitiestopluluklar workingçalışma togetherbirlikte, throughvasitasiyla the InternetInternet?
414
1444000
4000
üzerinden bu toplulukları birlikte çalıştırmak için nasıl kullanırız?
24:33
There was a time, manyçok, manyçok yearsyıl agoönce,
415
1449000
2000
Bir gün -- bir zamanlar, çok uzun yıllar önce,
24:35
when all of the continentskıtalar were stucksıkışmış togetherbirlikte.
416
1451000
3000
bütün kıtalar birbirlerine kenetliydi.
24:39
And we calleddenilen that landmasskara parçası PangeaPangea.
417
1455000
3000
Bu büyük kara parçasına Pangea dedik.
24:42
So what we'devlenmek like to call this day of filmfilm is PangeaPangea CinemaSinema Day.
418
1458000
5000
Bu yüzden bu güne Pangea Sinema Günü demek istedik.
24:47
And if you just imaginehayal etmek
419
1463000
2000
Sadece hayal ederseniz
24:49
that all of these people in these townskasabalar would be watchingseyretme,
420
1465000
3000
bu şehirlerdeki bütün insanların izliyor olduğunu,
24:52
then I think that we can actuallyaslında really make a movementhareket
421
1468000
4000
bence, işte o zaman gerçekten bir hareket oluşturabiliriz
24:56
towardskarşı people understandinganlayış eachher other better.
422
1472000
3000
insanların birbirlerini daha iyi anlaması doğrultusunda.
24:59
I know that it's very intangiblemaddi olmayan, touchingdokunma people'sinsanların heartskalpler and soulsruhlar,
423
1475000
3000
Biliyorum insanların kalplerine ve ruhlarına dokunmak tarif edilmez,
25:03
but the only way that I know how to do it,
424
1479000
2000
ancak bunun için tek bildiğim yol,
25:05
the only way that I know how to reachulaşmak out
425
1481000
2000
dünya çapında birilerinin kalbine ve ruhuna
25:07
to somebody'sbiri var heartkalp and soulruh all acrosskarşısında the worldDünya is by showinggösterme them a filmfilm.
426
1483000
5000
uzanmanın bildiğim tek yolu onlara bir film göstermek.
25:12
And I know that there are independentbağımsız filmmakersfilm yapımcıları and filmsfilmler out there
427
1488000
3000
Ve biliyorum ki bunları gerçekten yapabilecek bağımsız
25:15
that can really make this happenolmak.
428
1491000
2000
yapımcılar ve filmler var.
25:17
And that's my wishdilek.
429
1493000
2000
İşte bu benim dileğim.
25:19
So I guesstahmin I'm supposedsözde to give you my one-sentencebir cümle wishdilek,
430
1495000
5000
Sanırım size tek cümlelik dileğimi vermem bekleniyor,
25:24
but we're way out of time.
431
1500000
3000
ama zamanın çok dışına çıktık.
25:27
ChrisChris AndersonAnderson: That is an incredibleinanılmaz wishdilek.
432
1503000
2000
Chris Anderson: Bu inanılmaz bir dilek.
25:29
PangeaPangea CinemaSinema -- the day the worldDünya comesgeliyor togetherbirlikte.
433
1505000
3000
Pangea Sinema-- dünyanın bir araya geldiği gün.
25:32
JNJN: It's more tangiblesomut than worldDünya peaceBarış, and it's certainlykesinlikle more immediateacil.
434
1508000
3000
JN: dünya barışından çok daha akla yatkın, ve kesinlikle daha yakın.
25:35
But it would be the day that the worldDünya comesgeliyor togetherbirlikte throughvasitasiyla filmfilm,
435
1511000
6000
Dünyanın film vasıtasıyla, filmin gücüyle biraraya geldiği
25:41
the powergüç of filmfilm.
436
1517000
2000
bir gün olurdu.
25:43
CACA: LadiesBayanlar and gentlemenbeyler, JehaneJehane NoujaimNoujaim.
437
1519000
2000
CA: Bayanlar ve Baylar, Jehane Noujaim.
Translated by Yasemin Ak
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jehane Noujaim - Filmmaker
TED Prize winner Jehane Noujaim is a gutsy filmmaker whose astonishing documentaries reveal the triumphs and hardships of courageous individuals.

Why you should listen

Two weeks before the US invaded Iraq in 2003, Jehane Noujaim gained access to both Al Jazeera and the US military's Central Command offices in Qatar. By being in the right place at that very wrong time, she caught the onset and outbreak of the Iraq war on film. The resulting documentary, Control Room (2004), exposed the very divergent ways the Middle East and the West covered the war. Since then, Noujaim has continued to document the Middle East, lending a personal eye to the world's most startling current events. Her film The Square (2013), which premiered at Sundance and was shown on Netflix, give viewers an intimate look at the personal stories and cultural complexities of the 2011 Egyptian revolution.

Raised between Egypt and the US, the exploration of culture is one of Jehane's driving forces. So is creating empathy and compassion through film. With the 2006 TED Prize, Noujaim wished for Pangea Day, a moment for people around the world come together to watch films and understand one another through their magic. Pangea Day took place in May 2008 and united people across 100 cities and online through a worldwide festival of film, music, art, performance and speakers.

More profile about the speaker
Jehane Noujaim | Speaker | TED.com