ABOUT THE SPEAKER
Daniel Libeskind - Architect
Being a designer of breathtaking and sometimes confounding buildings seems almost a footnote to the amazing life of architect Daniel Libeskind.

Why you should listen

A true renaissance man, Daniel Libeskind possesses a staggering array of creative interests -- he has been a free-verse poet, an opera set designer, a virtuoso musician. When he finally settled on architecture, it was not long (in architect-years, anyway) before he had taken the skylines of the world by storm.

His many buildings include the recently opened Contemporary Jewish Museum in San Francisco, in the deep footsteps of his acclaimed design for the Jewish Museum Berlin -- his first major building project, and one of the most visited museums in Europe. He also created the spectacular extension to the Denver Art Museum (completed in 2006), and construction is under way on a massive retail complex on the strip in Las Vegas.

Libeskind's ambitious and highly controversial design for the rebuilt World Trade Center is perhaps his most well known project, and despite almost a decade of political wrangling and bureaucratic whittling, he insists that the final design will retain the spirit of his original renderings.

More profile about the speaker
Daniel Libeskind | Speaker | TED.com
TED2009

Daniel Libeskind: 17 words of architectural inspiration

Daniel Libeskind'den mimari ilham üzerine 17 kelime

Filmed:
1,045,285 views

Daniel Libeskind gerçekten büyük fikirler yaratıyor. Burada, kendi mimari vizyonunun temelini oluşturan ve her cesur, yaratıcı arayışa ilham kaynağı olabilecek 17 kelimeyi --ham, riskli, duygusal, radikal --paylaşıyor.
- Architect
Being a designer of breathtaking and sometimes confounding buildings seems almost a footnote to the amazing life of architect Daniel Libeskind. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I'll startbaşlama with my favoritesevdiğim museilham perisi, EmilyEmily DickinsonDickinson,
0
0
3000
En sevdiğim ilham kaynağım Emily Dickinson'ın bir sözü ile başlayacağım.
00:15
who said that wondermerak etmek is not knowledgebilgi, neitherne is it ignorancecehalet.
1
3000
4000
"Merak ne bilgidir ne de cehalet.
00:19
It's something whichhangi is suspendedaskıya alındı
2
7000
2000
Olabileceğimize inandıklarımız
00:21
betweenarasında what we believe we can be,
3
9000
2000
ve unutmuş olabileceğimiz bir gelenek
00:23
and a traditiongelenek we mayMayıs ayı have forgottenunutulmuş.
4
11000
2000
arasında sıkışmış bir şeydir o."
00:25
And I think, when I listen to these incredibleinanılmaz people here,
5
13000
3000
Ve ben burada bulunan inanılmaz insanları dinlerken,
00:28
I've been so inspiredyaratıcı -- so manyçok incredibleinanılmaz ideasfikirler, so manyçok visionsvizyonları.
6
16000
4000
çok ilham alıyorum, o kadar çok inanılmaz fikir ve vizyon var ki...
00:32
And yethenüz, when I look at the environmentçevre outsidedışında,
7
20000
4000
Fakat dışarıdaki çevreye baktığımda,
00:36
you see how resistantdayanıklı architecturemimari is to changedeğişiklik.
8
24000
2000
mimarinin değişime nasıl direnç gosterdiğini görüyorsunuz.
00:38
You see how resistantdayanıklı it is to those very ideasfikirler.
9
26000
3000
Bahsedilen bu fikirlere karşı ne kadar dirençli olduğunu görüyorsunuz.
00:41
We can think them out. We can createyaratmak incredibleinanılmaz things.
10
29000
3000
Bunları düşünebiliriz. İnanılmaz şeyler yaratabiliriz.
00:44
And yethenüz, at the endson,
11
32000
2000
Buna rağmen, sonunda,
00:46
it's so hardzor to changedeğişiklik a wallduvar.
12
34000
2000
bir duvarı değiştirmek gerçekten çok zordur.
00:48
We applaudalkışlıyorum the well-mannerediyi huylu boxkutu.
13
36000
3000
Düzgün, itaatkar yapıyı alkışlarız.
00:51
But to createyaratmak a spaceuzay that never existedvar is what interestsilgi me;
14
39000
3000
Ancak beni ilgilendiren şey, hiç var olmamış bir alanı yaratmaktır.
00:54
to createyaratmak something that has never been,
15
42000
3000
Asla görülmemiş bir şey yaratmak...
00:57
a spaceuzay that we have never enteredgirdi exceptdışında in our mindszihinler and our spiritsalkollü içkiler.
16
45000
3000
Zihnimiz ve ruhumuz dışında daha önce hiç bulunmadığımız bir alan...
01:00
And I think that's really what architecturemimari is basedmerkezli on.
17
48000
3000
Bana kalırsa mimarinin dayandığı temel nokta budur.
01:03
ArchitectureMimari is not basedmerkezli on concretebeton
18
51000
2000
Mimari; beton, çelik
01:05
and steelçelik and the elementselementler of the soiltoprak.
19
53000
2000
ve toprak malzemelere dayanmaz.
01:07
It's basedmerkezli on wondermerak etmek.
20
55000
2000
Meraka dayanır.
01:09
And that wondermerak etmek is really what has createdoluşturulan the greatestEn büyük citiesşehirler,
21
57000
3000
Ve bu merak aslında sahip olduğumuz en muhteşem şehirleri,
01:12
the greatestEn büyük spacesalanlarda that we have had.
22
60000
2000
en muhteşem alanları yaratan temel unsurdur.
01:14
And I think that is indeedaslında what architecturemimari is. It is a storyÖykü.
23
62000
4000
Ve bence mimari gerçekten budur. Bir hikâyedir.
01:18
By the way, it is a storyÖykü that is told throughvasitasiyla
24
66000
3000
Bu arada, sert materyaller aracılığıyla
01:21
its hardzor materialsmalzemeler.
25
69000
2000
anlatılan bir hikâyedir.
01:23
But it is a storyÖykü of effortçaba and strugglemücadele
26
71000
2000
Ama, olasılıksızlıklara karşı verilen
01:25
againstkarşısında improbabilitiesimprobabilities.
27
73000
2000
çabanın ve mücadelenin bir hikâyesidir
01:27
If you think of the great buildingsbinalar, of the cathedralskatedraller, of the templestapınaklar,
28
75000
2000
Eğer muhteşem yapıları, katedralleri, tapınakları,
01:29
of the pyramidsPiramitleri, of pagodaspagodadan,
29
77000
2000
piramitleri, pagodaları,
01:31
of citiesşehirler in IndiaHindistan and beyondötesinde,
30
79000
3000
Hindistan ve ötesindeki şehirleri düşünürseniz;
01:34
you think of how incredibleinanılmaz this is that that was realizedgerçekleştirilen
31
82000
3000
onların soyut bir fikir sonucu değil, ama insanlar tarafından
01:37
not by some abstractsoyut ideaFikir, but by people.
32
85000
3000
gerçekleştirildiğinin ne kadar inanılmaz olduğunu düşünürsünüz.
01:40
So, anything that has been madeyapılmış can be unmadedağınık.
33
88000
2000
Yani, yapılmış olan herşey yokedilebilir.
01:42
Anything that has been madeyapılmış can be madeyapılmış better.
34
90000
3000
Yapılmış olan her şey daha iyi yapılabilir.
01:45
There it is: the things that I really believe
35
93000
2000
İşte burada: benim mimari hakkında
01:47
are of importantönemli architecturemimari.
36
95000
2000
gerçekten önemli olduğunu düşündüklerim.
01:49
These are the dimensionsboyutlar that I like to work with.
37
97000
2000
Bunlar benim çalışmak istediğim boyutlar.
01:51
It's something very personalkişisel.
38
99000
2000
Bu aslında çok kişisel bir şey.
01:53
It's not, perhapsbelki, the dimensionsboyutlar appreciatedtakdir by artSanat criticseleştirmenler
39
101000
2000
Belki sanat eleştirmenleri, mimari eleştirmenleri ya da şehir planlamacılar tarafından
01:55
or architecturemimari criticseleştirmenler or cityŞehir plannersplanlamacıları.
40
103000
2000
takdir edilen boyutlar değil.
01:57
But I think these are the necessarygerekli oxygenoksijen
41
105000
3000
Ama bence bunlar binalar ve şehirler içinde yaşamak;
02:00
for us to livecanlı in buildingsbinalar, to livecanlı in citiesşehirler,
42
108000
2000
sosyal çevreyle bağlantı kurmak için
02:02
to connectbağlamak ourselveskendimizi in a socialsosyal spaceuzay.
43
110000
3000
ihtiyaç duyduğumuz oksijen niteliğinde.
02:05
And I thereforebu nedenle believe that optimismiyimserlik is what drivessürücüler architecturemimari forwardileri.
44
113000
3000
Ve işte bu nedenle bence iyimserlik mimariyi ileri taşıyan değerlerden biri.
02:08
It's the only professionmeslek where you have to believe in the futuregelecek.
45
116000
4000
Geleceğin kendisine inanmak zorunda olduğunuz tek meslek.
02:12
You can be a generalgenel, a politicianpolitikacı, an economistiktisatçı who is depressedbunalımlı,
46
120000
4000
Depresyona girmiş bir general, politikacı, ekonomist;
02:16
a musicianmüzisyen in a minorküçük keyanahtar, a painterressam in darkkaranlık colorsrenkler.
47
124000
3000
minör tonlarda bir müzisyen, karanlık renklerde bir ressam olabilirsiniz.
02:19
But architecturemimari is that completetamamlayınız ecstasycoşku that the futuregelecek can be better.
48
127000
5000
Ancak mimari geleceğin daha iyi olabileceğine dair tam bir coşku niteliğinde.
02:24
And it is that beliefinanç that I think drivessürücüler societytoplum.
49
132000
3000
Ve bence toplumu ilerleten şey bu inançtır.
02:27
And todaybugün we have a kindtür of evangelicalProtestan pessimismkötümserlik all around us.
50
135000
3000
Ve bugün etrafımız bir tür ateşli kötümserlik tarafından çevrilmiş durumda.
02:30
And yethenüz it is in timeszamanlar like this
51
138000
2000
Oysa bence asıl böyle zamanlarda
02:32
that I think architecturemimari can thrivegelişmek with bigbüyük ideasfikirler,
52
140000
3000
mimari büyük işler başarabilir.
02:35
ideasfikirler that are not smallküçük. Think of the great citiesşehirler.
53
143000
3000
Küçük olmayan fikirler. Muhteşem şehirleri düşünün.
02:38
Think of the Empireİmparatorluğu StateDevlet BuildingBina, the RockefellerRockefeller CenterMerkezi.
54
146000
2000
Empire State Binası'nı, Rockefeller Merkezi'ni düşünün.
02:40
They were builtinşa edilmiş in timeszamanlar that were
55
148000
2000
Bunlar aslında belli bir biçimde
02:42
not really the besten iyi of timeszamanlar in a certainbelli way.
56
150000
2000
en rahat, en iyi zamanlarda inşa edilmedi.
02:44
And yethenüz that energyenerji and powergüç of architecturemimari
57
152000
4000
Ve bu mimariden doğan bu enerji ve güç
02:48
has driventahrik an entiretüm socialsosyal and politicalsiyasi spaceuzay that these buildingsbinalar occupyişgal etmek.
58
156000
5000
bu yapıların doldurduğu koca bir sosyal ve politik alan yarattı.
02:53
So again, I am a believermümin in the expressiveifade.
59
161000
2000
Yani, yeniden, ben bir şeyler ifade edene inanlardanım.
02:55
I have never been a fanyelpaze of the neutralnötr.
60
163000
3000
Asla nötr olanın tarafını tutmadım.
02:58
I don't like neutralitytarafsızlık in life, in anything.
61
166000
2000
Hayatta, hatta hiçbir şeyde tarafsızlığı sevmem.
03:00
I think expressionifade.
62
168000
2000
Ben ifadeye inanırım.
03:02
And it's like espressoEspresso coffeeKahve, you know, you take the essenceöz of the coffeeKahve.
63
170000
2000
Bu, espresso kahve gididir. Hani kahvenin özünü alırsınız ya.
03:04
That's what expressionifade is.
64
172000
2000
İşte ifade budur.
03:06
It's been missingeksik in much of the architecturemimari,
65
174000
2000
Bu unsur mimaride bir süredir kayıp,
03:08
because we think architecturemimari is the realmDiyar of the neuteredhadım,
66
176000
4000
çünkü mimarinin tarafsızlaştırılmış olanın diyarı olduğunu düşünüyoruz.
03:12
the realmDiyar of the kindtür of a statebelirtmek, bildirmek that has no opiniongörüş,
67
180000
4000
Hiç bir fikri olmayan,
03:16
that has no valuedeğer.
68
184000
2000
değersiz bir eyalet gibi bir diyar.
03:18
And yethenüz, I believe it is the expressionifade --
69
186000
2000
Ve bence ifade;
03:20
expressionifade of the cityŞehir, expressionifade of our ownkendi spaceuzay --
70
188000
3000
şehrin ifadesi, kendi alanımızın ifadesi
03:23
that givesverir meaninganlam to architecturemimari.
71
191000
2000
mimariye anlam yükleyen unsurdur.
03:25
And, of coursekurs, expressiveifade spacesalanlarda are not mutesessiz.
72
193000
3000
Ve tabi ki ifade yüklü alanlar sessiz değildir.
03:28
Expressiveİfade spacesalanlarda are not spacesalanlarda
73
196000
2000
İfade yüklü alanlar, sadece,
03:30
that simplybasitçe confirmonaylamak what we alreadyzaten know.
74
198000
2000
bildiklerimizi onaylayan alanlar değildir.
03:32
Expressiveİfade spacesalanlarda mayMayıs ayı disturbrahatsız us.
75
200000
2000
İfade yüklü alanlar bizi rahatsız edebilir.
03:34
And I think that's alsoAyrıca partBölüm of life.
76
202000
2000
Ve bence bu da hayatın bir parçası.
03:36
Life is not just an anestheticanestezi to make us smilegülümseme,
77
204000
3000
Hayat sadece bizi gülümsetmeyi amaçlayan bir uyuşturucu değildir.
03:39
but to reachulaşmak out acrosskarşısında the abyssuçurum of historytarih,
78
207000
3000
Fakat bizi tarihin kuyusuna,
03:42
to placesyerler we have never been,
79
210000
2000
daha önce hiç gitmediğimiz
03:44
and would have perhapsbelki been, had we not been so luckyşanslı.
80
212000
3000
ve bu kadar şanslı olmasak gidebileceğimiz yerlere ulaştırır.
03:47
So again, radicalradikal versuse karşı conservativemuhafazakâr.
81
215000
3000
Yani yeniden, radikal muhafazakâr'a karşı
03:50
RadicalRadikal, what does it mean? It's something whichhangi is rootedköklü,
82
218000
3000
Radikal ne demek? Köklü bir şey demek.
03:53
and something whichhangi is rootedköklü deepderin in a traditiongelenek.
83
221000
2000
Köklerini bir geleneğin derinliklerine salmış bir şey demek.
03:55
And I think that is what architecturemimari is, it's radicalradikal.
84
223000
3000
Ve bence mimarinin barındırdığı unsurlardan biri bu, mimari radikal.
03:58
It's not just a conservationkoruma in formaldehydeformaldehit
85
226000
2000
Sadece formaldehid ya da ölü formlarda
04:00
of deadölü formsformlar.
86
228000
2000
muhafaza değil.
04:02
It is actuallyaslında a livingyaşam connectionbağ
87
230000
2000
Bir parçası olduğumuz kozmik olayla
04:04
to the cosmickozmik eventolay that we are partBölüm of,
88
232000
3000
ve devam eden bir hikâyeyle
04:07
and a storyÖykü that is certainlykesinlikle ongoingdevam eden.
89
235000
2000
olan canlı bir bağlantı aslında.
04:09
It's not something that has a good endingbitirme or a badkötü endingbitirme.
90
237000
3000
İyi ya da kötü sonu olan bir şey değil.
04:12
It's actuallyaslında a storyÖykü in whichhangi our actseylemler themselveskendilerini
91
240000
3000
Aslında belli bir şekilde davranışlarımızın
04:15
are pushingitme the storyÖykü in a particularbelirli way.
92
243000
2000
ileri götürdüğü bir hikâye.
04:17
So again I am a believermümin in the radicalradikal architecturemimari.
93
245000
3000
Yani, tekrar, ben radikal mimariye inanyorum.
04:20
You know the SovietSovyet architecturemimari of that buildingbina
94
248000
2000
Şu Sovyet mimarisinden çıkan binayı bilirsiniz.
04:22
is the conservationkoruma.
95
250000
2000
Bu muhafazadır.
04:24
It's like the oldeski LasLas VegasVegas used to be.
96
252000
2000
Las Vegas'ın eskiden olduğu gibi.
04:26
It's about conservingtasarruf emotionsduygular, conservingtasarruf the traditionsgelenekler
97
254000
3000
Bu; duyguları, zihni ileriye gitmekten alıkoyan gelenekleri,
04:29
that have obstructedtıkalı the mindus in movinghareketli forwardileri
98
257000
2000
muhafaza etmekle ilgilidir;
04:31
and of coursekurs what is radicalradikal is to confrontkarşısına çıkmak them.
99
259000
3000
ve tabi ki bunun tam karşısında radikal olan vardır.
04:34
And I think our architecturemimari is a confrontationçatışma
100
262000
2000
Ve bence mimari, duyularımızla,
04:36
with our ownkendi sensesduyular.
101
264000
2000
bir karşılama, bir meydan okumadır.
04:38
ThereforeBu nedenle I believe it should not be coolgüzel.
102
266000
2000
Bundan dolayı ben mimarinin sakin olmaması gerektiğine inanırım.
04:40
There is a lot of appreciationtakdir for the kindtür of coolgüzel architecturemimari.
103
268000
4000
Sakin mimariye sayısız övgü yağdırılmıştır.
04:44
I've always been an opponentkarşı taraf of it. I think emotionduygu is neededgerekli.
104
272000
3000
Ben her zaman buna karşı oldum. Bence biraz da duygu gerekli.
04:47
Life withoutolmadan emotionduygu would really not be life.
105
275000
3000
Duyguların olmadığı bir hayat, hayat olmazdı.
04:50
Even the mindus is emotionalduygusal.
106
278000
2000
Akıl bile duygusaldır.
04:52
There is no reasonneden whichhangi does not take a positionpozisyon
107
280000
2000
Etik çerçevede, ne olduğumuz hakkındaki felsefi gizemde
04:54
in the ethicalahlâki sphereküre, in the philosophicalfelsefi mysterygizem of what we are.
108
282000
4000
yer almayan bir kavrayış yoktur.
04:58
So I think emotionduygu is a dimensionboyut
109
286000
3000
Yani bana göre duygu,
05:01
that is importantönemli to introducetakdim etmek into cityŞehir spaceuzay, into cityŞehir life.
110
289000
4000
şehir alanına, şehir hayatına aktarılması gereken bir boyuttur.
05:05
And of coursekurs, we are all about the strugglemücadele of emotionsduygular.
111
293000
3000
Ve tabi ki hepimiz duyguların mücadelesiyle iç içeyiz.
05:08
And I think that is what makesmarkaları the worldDünya a wondrousHarika placeyer.
112
296000
3000
Ve bence dünyayı harika bir yer yapan unsur da bu.
05:11
And of coursekurs, the confrontationçatışma of the coolgüzel, the unemotionalduygusuz with emotionduygu,
113
299000
4000
Ve tabi ki sakine olan meydan okuyuş, duygusal ile duygusal olmayanın çarpışması,
05:15
is a conversationkonuşma that I think
114
303000
2000
şehirlerin kendiliğinden körüklediği
05:17
citiesşehirler themselveskendilerini have fosteredteşvik.
115
305000
2000
bir konuşma, bir diyalog, bir etkileşimdir.
05:19
I think that is the progressilerleme of citiesşehirler.
116
307000
2000
Bence şehirlerin ilerlemesi budur.
05:21
It's not only the formsformlar of citiesşehirler,
117
309000
2000
Bu sadece şehirlerin formuyla ilgili değil,
05:23
but the factgerçek that they incarnateenkarne emotionsduygular,
118
311000
2000
aynı zamanda sadece onları inşa edenin değil de
05:25
not just of those who buildinşa etmek them,
119
313000
2000
orada yaşayanların da duygularına
05:27
but of those who livecanlı there as well.
120
315000
2000
vücut kazandırmasıyla ilgilidir.
05:29
InexplicableAçıklanamaz versuse karşı understoodanladım. You know, too oftensık sık we want to understandanlama everything.
121
317000
3000
Anlatılamayana karşı anlaşılan. Siz de farkındasınızdır ki çoğu zaman her şeyi anlamak isteriz.
05:32
But architecturemimari is not the languagedil of wordskelimeler.
122
320000
3000
Ancak mimari kelimelerden oluşan bir dil değildir.
05:35
It's a languagedil. But it is not a languagedil that can be reducedindirimli
123
323000
4000
Bir dildir. Ama sözlü olarak yazabileceğimiz programatik
05:39
to a seriesdizi of programmaticprogramlı notesnotlar that we can verballysözlü writeyazmak.
124
327000
3000
bir notalar serisine indirgenebilecek bir dil değildir.
05:42
Too manyçok buildingsbinalar that you see outsidedışında that are so banalbanal
125
330000
2000
Dışarıda gördüğünüz sıradan binaların pek çoğu
05:44
tell you a storyÖykü, but the storyÖykü is very shortkısa,
126
332000
3000
size bir hikaye anlatır, ama çok kısadır.
05:47
whichhangi saysdiyor, "We have no storyÖykü to tell you."
127
335000
2000
"Anlatacak bir hikayemiz yok" derler.
05:49
(LaughterKahkaha)
128
337000
1000
(Kahkahalar)
05:50
So the importantönemli thing actuallyaslında,
129
338000
2000
Yani aslında önemli olan
05:52
is to introducetakdim etmek the actualgerçek architecturalmimari dimensionsboyutlar,
130
340000
3000
bütünüyle kelimelerle anlatılamaz olabilecek,
05:55
whichhangi mightbelki be totallybütünüyle inexplicableaçıklanamaz in wordskelimeler,
131
343000
3000
gerçek mimari boyutları göstermektir.
05:58
because they operateişletmek in proportionsOranlar,
132
346000
3000
Çünkü simetri, materyal, ışık kullanarak
06:01
in materialsmalzemeler, in lightışık.
133
349000
2000
çalışırlar.
06:03
They connectbağlamak themselveskendilerini into variousçeşitli sourceskaynaklar,
134
351000
3000
Kendilerini çeşitli kaynaklara,
06:06
into a kindtür of complexkarmaşık vectorvektör matrixmatris
135
354000
2000
gerçekten önde olmayan,
06:08
that isn't really frontalön
136
356000
3000
fakat yaşama ve bir şehrin
06:11
but is really embeddedgömülü in the liveshayatları,
137
359000
2000
ya da insanın geçmişine yerleşmiş
06:13
and in the historytarih of a cityŞehir, and of a people.
138
361000
3000
bir tür kamaşık vektör matrise bağlarlar.
06:16
So again, the notionkavram that a buildingbina should just be explicitaçık
139
364000
3000
Ve yeniden, bana kalırsa bir binanın aşikar olması gerektiği
06:19
I think is a falseyanlış notionkavram,
140
367000
2000
mimariyi banalliğe indirgeyen
06:21
whichhangi has reducedindirimli architecturemimari into banalitybayağılık.
141
369000
2000
yanlış bir düşünce.
06:23
HandEl versuse karşı the computerbilgisayar.
142
371000
2000
Ele karşı bilgisayar.
06:25
Of coursekurs, what would we be withoutolmadan computersbilgisayarlar?
143
373000
2000
Tabi ki, bilgisayarlar olmadan nasıl olurduk?
06:27
Our wholebütün practiceuygulama dependsbağlıdır on computingbilgi işlem.
144
375000
2000
Tüm pratiğimiz bilgisayara dayanıyor.
06:29
But the computerbilgisayar should not just be the gloveeldiven of the handel;
145
377000
4000
Ancak bilgisayar sadece bir eldiven olmamalı,
06:33
the handel should really be the driversürücü of the computingbilgi işlem powergüç.
146
381000
4000
el sahiden de bilgisayarın gücünü yöneten unsur olmalı.
06:37
Because I believe that the handel
147
385000
2000
Çünkü bence tüm ilkelliğiyle,
06:39
in all its primitiveilkel, in all its physiologicalfizyolojik obscuritybilinmezlik,
148
387000
5000
tüm fizyolojik bulanıklığıyla el
06:44
has a sourcekaynak, thoughgerçi the sourcekaynak is unknownBilinmeyen,
149
392000
3000
bir yerden geliyor, ve her ne kadar bu kaynak bilinemiyor da olsa
06:47
thoughgerçi we don't have to be mysticalmistik about it.
150
395000
2000
ve yine de hakkında mistik davranmamız gerekmiyor da olsa,
06:49
We realizegerçekleştirmek that the handel has been givenverilmiş us
151
397000
3000
elin bize kendi anatomimizin
06:52
by forcesgüçler that are beyondötesinde our ownkendi autonomyözerklik.
152
400000
3000
ötesindeki güçler tarafından verildiğini fark ediyoruz.
06:55
And I think when I drawçekmek drawingsçizimler
153
403000
3000
Ve bence ben bilgisayarı taklit eden
06:58
whichhangi mayMayıs ayı imitatetaklit etmek the computerbilgisayar, but are not computerbilgisayar drawingsçizimler --
154
406000
3000
fakat kaynağı bilgisayar olmayan çizimler
07:01
drawingsçizimler that can come from sourceskaynaklar
155
409000
2000
tam olarak bilinmeyen, normal olmayan,
07:03
that are completelytamamen not knownbilinen, not normalnormal, not seengörüldü,
156
411000
4000
görülmemiş kaynaklardan gelebilir.
07:07
yethenüz the handel -- and that's what I really, to all of you who are workingçalışma --
157
415000
4000
Ancak el -- ve çalışan hepinizin gerçekten anlamasını istediğim şey bu --
07:11
how can we make the computerbilgisayar respondyanıtlamak to our handel
158
419000
4000
acaba nasıl elin bilgisayara tepki vermesi yerine,
07:15
ratherdaha doğrusu than the handel respondingtepki vermek to the computerbilgisayar.
159
423000
3000
bilgisayarın ele tepki vermesini sağlayabiliriz?
07:18
I think that's partBölüm of what the complexitykarmaşa of architecturemimari is.
160
426000
4000
Bence bu mimarinin karmaşıklığının bir parçası.
07:22
Because certainlykesinlikle we have gottenkazanılmış used to the propagandapropaganda
161
430000
4000
Çünkü basit olanın iyi olduğu propagandasına
07:26
that the simplebasit is the good. But I don't believe it.
162
434000
2000
kesinlikle alıştık. Ama ben buna inanmıyorum.
07:28
ListeningDinleme to all of you, the complexitykarmaşa of thought,
163
436000
3000
Hepinizi dinlerken, düşüncenin karmaşıklığı,
07:31
the complexitykarmaşa of layerskatmanlar of meaninganlam is overwhelmingezici.
164
439000
3000
anlam katmanlarının karmaşıklığı çok kuvvetli olduğu bariz.
07:34
And I think we shouldn'tolmamalı shyutangaç away in architecturemimari,
165
442000
3000
Ve bence mimaride ilerlemekten kaçınmamalıyız.
07:37
You know, brainbeyin surgerycerrahlık, atomicatomik theoryteori,
166
445000
3000
Biliyorsunuz ki, beyin cerrahisi, atom teorisi,
07:40
geneticsgenetik, economicsekonomi bilimi
167
448000
3000
genetik, ekonomi
07:43
are complexkarmaşık complexkarmaşık fieldsalanlar.
168
451000
2000
çok karmaşık alanlar.
07:45
There is no reasonneden that architecturemimari should shyutangaç away
169
453000
2000
Mimarinin geride kalıp, basitin aldatıcı dünyasını
07:47
and presentmevcut this illusoryhayali worldDünya of the simplebasit.
170
455000
3000
göstermesini gerektiren hiçbir neden yok.
07:50
It is complexkarmaşık. SpaceUzay is complexkarmaşık.
171
458000
2000
Mimari karmaşık bir konu. Alan karmaşık.
07:52
SpaceUzay is something that foldskıvrımlar out of itselfkendisi into completelytamamen newyeni worldsdünyalar.
172
460000
4000
Alan kendi doğasından çıkıp, tamamen yeni dünyalar oluşturan birşey.
07:56
And as wondrousHarika as it is,
173
464000
2000
Ve ne kadar fevkalade olursa olsun,
07:58
it cannotyapamam be reducedindirimli to a kindtür of simplificationbasitleştirme
174
466000
3000
çoğu zaman hayran kaldığımız
08:01
that we have oftensık sık come to be admiredhayran.
175
469000
2000
bir tür basitleştirmeye indirgenemez.
08:03
And yethenüz, our liveshayatları are complexkarmaşık.
176
471000
2000
Oysa, hayatlarımız karmaşıktır.
08:05
Our emotionsduygular are complexkarmaşık.
177
473000
2000
Duygularımız karmaşıktır.
08:07
Our intellectualentellektüel desiresarzuları are complexkarmaşık.
178
475000
2000
Zihinsel arzularımız karmaşıktır.
08:09
So I do believe that architecturemimari as I see it
179
477000
3000
Bu nedenle, benim görüşüme göre mimari
08:12
needsihtiyaçlar to mirrorayna that complexitykarmaşa in everyher singletek spaceuzay that we have,
180
480000
4000
sahip olduğumuz her yerde, her mahremiyette bu karmaşıklığı
08:16
in everyher intimacysamimiyet that we possesssahip olmak.
181
484000
2000
yansıtması gerektiğine inanıyorum.
08:18
Of coursekurs that meansanlamına geliyor that architecturemimari is politicalsiyasi.
182
486000
3000
Elbette bu demek ki mimari politiktir.
08:21
The politicalsiyasi is not an enemydüşman of architecturemimari.
183
489000
2000
Politik mimarinin düşmanı değildir.
08:23
The politeamaPoliteama is the cityŞehir. It's all of us togetherbirlikte.
184
491000
3000
Eski Yunancada "Politeia" şehir demek. Hepimizin beraber olduğu yer.
08:26
And I've always believedinanılır that the actdavranmak of architecturemimari,
185
494000
2000
Ve her zaman şuna inandım ki, mimari eylemi,
08:28
even a privateözel houseev, when somebodybirisi elsebaşka will see it, is a politicalsiyasi actdavranmak,
186
496000
4000
şahsi bir alan bile, bir başkası gördüğünde, bir politik eylemdir.
08:32
because it will be visiblegözle görülür to othersdiğerleri.
187
500000
2000
Çünkü başkaları tarafından gözle görülecektir.
08:34
And we livecanlı in a worldDünya whichhangi is connectingbağlantı us more and more.
188
502000
2000
Bizi gittikçe birbirimize bağlayan bir dünyada yaşıyoruz.
08:36
So again, the evasionkaçırma of that sphereküre,
189
504000
4000
Ve yine, sadece soyut bir nesne olan
08:40
whichhangi has been so endemicendemik to that sortçeşit of puresaf architecturemimari,
190
508000
3000
katıksız mimari, özerk mimaride çok sık görülmüş
08:43
the autonomousözerk architecturemimari that is just an abstractsoyut objectnesne
191
511000
2000
alanı tartışmaktan kaçınmak düşüncesi benim
08:45
has never appealedtemyiz to me.
192
513000
2000
hiçbir zaman ilgimi çekmedi.
08:47
And I do believe that this interactionetkileşim
193
515000
3000
Ve ben çoğu zaman başarılması zor olan
08:50
with the historytarih, with historytarih that is oftensık sık very difficultzor,
194
518000
4000
tarih ile olan bu etkileşimin normal beklentilerimiz
08:54
to grapplekıskaç with it, to createyaratmak
195
522000
2000
ötesinde bir pozisyon yaratmak
08:56
a positionpozisyon that is beyondötesinde our normalnormal expectationsbeklentileri and to createyaratmak a critiqueeleştiri.
196
524000
6000
ve bir eleştiri ortaya çıkarmak için çok önemli olduğuna inanıyorum.
09:02
Because architecturemimari is alsoAyrıca the askingsormak of questionssorular.
197
530000
2000
Çünkü mimari ayrıca soru sormaktır.
09:04
It's not only the givingvererek of answerscevaplar.
198
532000
2000
Sadece cevap vermek değil.
09:06
It's alsoAyrıca, just like life, the askingsormak of questionssorular.
199
534000
3000
Aynı hayat gibi, soru sormaktır.
09:09
ThereforeBu nedenle it is importantönemli that it be realgerçek.
200
537000
2000
Bu yüzden gerçek olması önemli.
09:11
You know we can simulatebenzetmek almostneredeyse anything.
201
539000
2000
Biliyorsunuz, hemen hemen herşeyi harekete geçirebiliriz.
09:13
But the one thing that can be ever simulatedtaklit
202
541000
2000
Çünkü taklit edilemeyen tek şey var ki...
09:15
is the humaninsan heartkalp, the humaninsan soulruh.
203
543000
3000
o da insan kalbi, insan ruhudur.
09:18
And architecturemimari is so closelyyakından intertwinediç içe with it
204
546000
2000
Ve mimari onunla çok yakından bağlıdır,
09:20
because we are borndoğmuş somewherebir yerde and we dieölmek somewherebir yerde.
205
548000
3000
çünkü bir yerde doğar ve bir yerde ölürüz.
09:23
So the realitygerçeklik of architecturemimari is visceralvisseral. It's not intellectualentellektüel.
206
551000
4000
Yani mimarinin gerçekliği içgüdüseldir. Zihinsel değildir.
09:27
It's not something that comesgeliyor to us from bookskitaplar and theoriesteoriler.
207
555000
3000
Bize kitaplardan ve teorilerden gelen birşey değildir.
09:30
It's the realgerçek that we touchdokunma -- the doorkapı, the windowpencere,
208
558000
4000
Gerçek olandır, dokunduğumuz kapı, pencere,
09:34
the thresholdeşik, the bedyatak --
209
562000
2000
eşik, yataktır.
09:36
suchböyle prosaicyavan objectsnesneleri. And yethenüz,
210
564000
2000
Böylesine sıradan nesneler. Ve yine de,
09:38
I try, in everyher buildingbina, to take that virtualsanal worldDünya,
211
566000
2000
Her yapıda, çok gizemli ve zengin olan
09:40
whichhangi is so enigmaticesrarengiz and so richzengin,
212
568000
3000
o sanal dünyayı alıp, gerçek dünyada
09:43
and createyaratmak something in the realgerçek worldDünya.
213
571000
2000
birşey yaratmaya çalışıyorum.
09:45
CreateOluşturmak a spaceuzay for an officeofis,
214
573000
2000
Bir ofis için bir alan yaratmak,
09:47
a spaceuzay of sustainabilitySürdürülebilirlik
215
575000
2000
gerçekten o sanallık arasında çalışan
09:49
that really worksEserleri betweenarasında that virtualitysanallık
216
577000
3000
ve hala gerçek birşey olarak tanımlanabilen
09:52
and yethenüz can be realizedgerçekleştirilen as something realgerçek.
217
580000
2000
sürdürülebilir bir alan yaratmak.
09:54
UnexpectedBeklenmeyen versuse karşı habitualalışılmış.
218
582000
2000
Beklenmediğe karşı alışılmış.
09:56
What is a habitalışkanlık? It's just a shacklezincir for ourselveskendimizi.
219
584000
3000
Alışkanlık nedir? Sadece kendimiz için bir zincir.
09:59
It's a self-inducedkendi kendine indüklenen poisonzehir.
220
587000
2000
Kendiliğinden tetiklenen bir zehir.
10:01
So the unexpectedbeklenmedik is always unexpectedbeklenmedik.
221
589000
2000
Yani beklenmedik her daim beklenmediktir.
10:03
You know, it's truedoğru, the cathedralskatedraller, as unexpectedbeklenmedik,
222
591000
3000
Yani, doğru, katedraller, beklenmedik bir şekilde,
10:06
will always be unexpectedbeklenmedik.
223
594000
2000
her zaman beklenmedik olacaklar.
10:08
You know FrankFrank Gehry'sGehry'nın buildingsbinalar, they will continuedevam et to be unexpectedbeklenmedik in the futuregelecek.
224
596000
3000
Frank Gehry'nin yapıları, gelecekte onlar da beklenmedik olmaya devam edecekler.
10:11
So not the habitualalışılmış architecturemimari that instillsaşılayan in us
225
599000
3000
Yani bize yanlış tür denge aşılayan
10:14
the falseyanlış sortçeşit of stabilityistikrar,
226
602000
2000
alışılmış mimari değil,
10:16
but an architecturemimari that is fulltam of tensiongerginlik,
227
604000
3000
ama heyecan dolu bir mimari,
10:19
an architecturemimari that goesgider beyondötesinde itselfkendisi
228
607000
3000
insan ruhuna ve insan kalbine ulaşmak için
10:22
to reachulaşmak a humaninsan soulruh and a humaninsan heartkalp,
229
610000
2000
kendine aşan,
10:24
and that breakssonları out of the shacklespranga of habitsalışkanlıkları.
230
612000
3000
ve alışkanlıkların zincirlerinden kurtulan bir mimari.
10:27
And of coursekurs habitsalışkanlıkları are enforcedzorlanan by architecturemimari.
231
615000
3000
Ve elbette alışkanlıklar mimari tarafından zorla kabul ettiriliyor.
10:30
When we see the sameaynı kindtür of architecturemimari
232
618000
2000
Aynı tür mimari gördüğümüzde,
10:32
we becomeolmak immuredadacığın in that worldDünya of those anglesaçılar,
233
620000
3000
bu açıların, bu ışıkların, bu malzemelerin
10:35
of those lightsışıklar, of those materialsmalzemeler.
234
623000
2000
dünyasını kanıksıyoruz.
10:37
We think the worldDünya really looksgörünüyor like our buildingsbinalar.
235
625000
3000
Dünyanın gerçekten yapılarımız gibi göründüğünü düşünüyoruz.
10:40
And yethenüz our buildingsbinalar are prettygüzel much limitedsınırlı by the techniquesteknikleri and wondersharikaları
236
628000
4000
Oysa yapılarımız büyük ölçüde parçası oldukları
10:44
that have been partBölüm of them.
237
632000
2000
teknikler ve meraklar ile kısıtlanmış.
10:46
So again, the unexpectedbeklenmedik whichhangi is alsoAyrıca the rawçiğ.
238
634000
3000
Yani yine, aynı zamanda ham olan beklenmedik.
10:49
And I oftensık sık think of the rawçiğ and the refinedrafine.
239
637000
2000
Ben sık sık ham ve işlenmiş hakkında düşünürüm.
10:51
What is rawçiğ? The rawçiğ, I would say
240
639000
2000
Ham ne demek? Ham, benim tanımımla
10:53
is the nakedçıplak experiencedeneyim, untoucheddokunulmamış by luxurylüks,
241
641000
3000
lüksten etkilenmemiş,
10:56
untoucheddokunulmamış by expensivepahalı materialsmalzemeler,
242
644000
2000
pahalı malzelemeler ile bozulmamış,
10:58
untoucheddokunulmamış by the kindtür of refinementArıtma
243
646000
2000
yüksek kültür ile bağdaştırdığımız
11:00
that we associateilişkilendirme with highyüksek culturekültür.
244
648000
3000
tür incelikten etkilenmemiş çıplak deneyimdir.
11:03
So the rawnessçiğlik, I think, in spaceuzay,
245
651000
3000
Yani alanda hamlık, bence,
11:06
the factgerçek that sustainabilitySürdürülebilirlik can actuallyaslında, in the futuregelecek
246
654000
3000
sürdürebilirliğin gelecekte gerçekten
11:09
translateÇevirmek into a rawçiğ spaceuzay,
247
657000
2000
ham bir alana,
11:11
a spaceuzay that isn't decorateddekore edilmiş,
248
659000
2000
dekore edilmemiş bir alana,
11:13
a spaceuzay that is not manneredhuylu in any sourcekaynak,
249
661000
3000
herhangi bir şekilde ehlileştirilmemiş bir alana,
11:16
but a spaceuzay that mightbelki be coolgüzel in termsşartlar of its temperaturesıcaklık,
250
664000
4000
fakat sıcaklık açısından serin bir alana dönüştürebileceği gerçeği
11:20
mightbelki be refractivekırılma to our desiresarzuları.
251
668000
3000
arzularımızı yansıtabilir.
11:23
A spaceuzay that doesn't always followtakip et us
252
671000
3000
Bizi, takip etmesi öğretilen bir köpek gibi,
11:26
like a dogköpek that has been trainedeğitilmiş to followtakip et us,
253
674000
3000
her zaman takip etmeyen,
11:29
but moveshamle aheadönde into directionstalimatlar of demonstratingtasviridir
254
677000
3000
fakat daha önce mimarinin kelime haznesinin parçası olmamış,
11:32
other possibilitiesolasılıklar, other experiencesdeneyimler,
255
680000
2000
başka olasılıklar, başka deneyimler gösteren
11:34
that have never been partBölüm of the vocabularykelime hazinesi of architecturemimari.
256
682000
5000
yönlere doğru hareket eden bir alan.
11:39
And of coursekurs that juxtapositionyan yana is of great interestfaiz to me
257
687000
3000
Ve elbette bu dizme benim büyük ilgi duyduğum birşey
11:42
because it createsyaratır a kindtür of a sparkkıvılcım of newyeni energyenerji.
258
690000
4000
çünkü yeni bir enerji kıvılcımı yaratıyor.
11:46
And so I do like something whichhangi is pointedişaretlendi, not bluntkünt,
259
694000
3000
Yani ben kör olmayan, keskin birşeyi seviyorum,
11:49
something whichhangi is focusedodaklı on realitygerçeklik,
260
697000
3000
gerçekliğe odaklanmış birşey,
11:52
something that has the powergüç, throughvasitasiyla its leverageKaldıraç,
261
700000
3000
baskısı ile, küçük bir alanı bile değiştirebilecek
11:55
to transformdönüştürmek even a very smallküçük spaceuzay.
262
703000
2000
gücü olan birşey.
11:57
So architecturemimari maybe is not so bigbüyük, like scienceBilim,
263
705000
3000
Belki mimari, bilim gibi o kadar büyük değil,
12:00
but throughvasitasiyla its focalodak pointpuan
264
708000
3000
fakat odak noktasından
12:03
it can leverageKaldıraç in an ArchimedianArchimedian way
265
711000
2000
dünyanın gerçekten ne olduğu düşüncemizi
12:05
what we think the worldDünya is really about.
266
713000
2000
bir Arşimet tarzında geliştirebilir.
12:07
And oftensık sık it takes just a buildingbina
267
715000
2000
Ve çoğu kez sadece bir yapı
12:09
to changedeğişiklik our experiencedeneyim of what could be donetamam, what has been donetamam,
268
717000
4000
neler yapılabileceği, nelerin yapıldığı,
12:13
how the worldDünya has remainedkalmıştır bothher ikisi de in betweenarasında stabilityistikrar and instabilitykararsızlık.
269
721000
5000
dünyanın nasıl durağanlık ve değişkenlik arasında kaldığına dair düşüncemizi değiştirmeye yeter.
12:18
And of coursekurs buildingsbinalar have theironların shapesşekiller.
270
726000
3000
Ve elbette yapıların şekilleri var.
12:21
Those shapesşekiller are difficultzor to changedeğişiklik.
271
729000
2000
Bu şekilleri değiştirmek zor.
12:23
And yethenüz, I do believe that in everyher socialsosyal spaceuzay,
272
731000
2000
Ama yine de, ben her sosyal alanda,
12:25
in everyher publichalka açık spaceuzay,
273
733000
2000
her umumi alanda,
12:27
there is a desirearzu etmek to communicateiletişim kurmak more
274
735000
2000
yalnız bu kör düşünce, bu kör teknikten daha fazlasını
12:29
than just that bluntkünt thought, that bluntkünt techniqueteknik,
275
737000
4000
aktarma arzunun olduğuna inanıyorum.
12:33
but something that pinpointssaptar, and can pointpuan in variousçeşitli directionstalimatlar
276
741000
4000
Ama yer belirleyen, çeşitli yönleri, arkayı, önü, yanları
12:37
forwardileri, backwardgeriye dönük, sidewaysyana doğru and around.
277
745000
3000
ve etrafı gösterebilen birşey.
12:40
So that is indeedaslında what is memorybellek.
278
748000
3000
Bu aslında hafızanın gerçekleştirdiği şey.
12:43
So I believe that my mainana interestfaiz is to memorybellek.
279
751000
4000
Yani asıl ilgimin hafıza olduğuna inanıyorum.
12:47
WithoutOlmadan memorybellek we would be amnesiacsbunaklar.
280
755000
2000
Hafıza olmasaydı, hepimiz unutkan olurduk.
12:49
We would not know whichhangi way we were going,
281
757000
2000
Ne yöne gittiğimizi ve nereye
12:51
and why we are going where we're going.
282
759000
2000
neden gittiğimizi bilemezdik.
12:53
So I've been never interestedilgili in the forgettable"unutulabilir" reuseyeniden,
283
761000
5000
Ben hiçbir zaman unutulabilir şeylerle,
12:58
rehashingısıtıp of the sameaynı things over and over again,
284
766000
3000
aynı şeyleri tekrar tekrar yapmak ile ilgilenmedim.
13:01
whichhangi, of coursekurs, get accoladesövgü of criticseleştirmenler.
285
769000
2000
Eleştirmenlerden övgüler yağar bu tekrarlar.
13:03
CriticsEleştirmenler like the performanceperformans to be repeatedtekrarlanan again and again the sameaynı way.
286
771000
4000
Eleştirmenler performansın aynı şekilde tekrarlanmasını isterler.
13:07
But I ratherdaha doğrusu playoyun something
287
775000
2000
Ama ben kesinlikle duyulmamış,
13:09
completelytamamen unheardduyulmamış of,
288
777000
2000
ve kusurları bile olan
13:11
and even with flawskusurları,
289
779000
2000
birşey çalmak isterim,
13:13
than repeattekrar et the sameaynı thing over and over whichhangi has been hollowedboş
290
781000
2000
anlamsızlığı tarafından çökmüş aynı şeyi tekrar
13:15
by its meaninglessnessanlamsızlık.
291
783000
2000
etmektense.
13:17
So again, memorybellek is the cityŞehir, memorybellek is the worldDünya.
292
785000
3000
Yani yine, hafıza şehirdir, hafıza dünyadır.
13:20
WithoutOlmadan the memorybellek there would be no storyÖykü to tell.
293
788000
2000
Hafıza olmadan, anlatacak bir hikaye olmazdı.
13:22
There would be nowhereHiçbir yerde to turndönüş.
294
790000
2000
Dönecek bir yer olmazdı.
13:24
The memorableunutulmaz, I think, is really our worldDünya, what we think the worldDünya is.
295
792000
4000
Hatırlanabilir, bence, gerçekten bizim dünyamız, dünyanın ne olduğunu düşündüğümüz şey.
13:28
And it's not only our memorybellek,
296
796000
2000
Ve sadece bizim hafızamız değil,
13:30
but those who rememberhatırlamak us,
297
798000
3000
ama bizim hatırlayanların hafızası da.
13:33
whichhangi meansanlamına geliyor that architecturemimari is not mutesessiz.
298
801000
2000
Bu demektir ki mimari dilsiz değildir.
13:35
It's an artSanat of communicationiletişim.
299
803000
2000
Bir iletişim sanatıdır.
13:37
It tellsanlatır a storyÖykü. The storyÖykü can reachulaşmak into obscurekaranlık desiresarzuları.
300
805000
4000
Bir hikaye anlatır. Hikaye anlaşılmaz arzulara ulaşabilir.
13:41
It can reachulaşmak into sourceskaynaklar that are not explicitlyaçıkça availablemevcut.
301
809000
3000
Açık bir şekilde mevcut olmayan kaynaklara ulaşabilir..
13:44
It can reachulaşmak into millenniabin yıl
302
812000
3000
Toprağın derinliklerinde gömülü
13:47
that have been buriedgömülü,
303
815000
2000
sonsuz mutluluğa ulaşabilir,
13:49
and returndönüş them in a just and unexpectedbeklenmedik equityhisse senedi.
304
817000
4000
ve adil ve beklenmeyen bir kaynağa dönüştürebilir.
13:53
So again, I think the notionkavram that
305
821000
2000
Yani en iyi mimarinin
13:55
the besten iyi architecturemimari is silentsessiz has never appealedtemyiz to me.
306
823000
4000
sessiz olduğu fikri benim hiçbir zaman ilgimi çekmedi.
13:59
SilenceSessizlik maybe is good for a cemeterymezarlığı but not for a cityŞehir.
307
827000
3000
Sessizlik belki bir mezarlık için iyi olabilir ama bir şehir için değil.
14:02
CitiesŞehirler should be fulltam of vibrationstitreşimler, fulltam of soundses, fulltam of musicmüzik.
308
830000
3000
Şehirler heyecanla dolu, sesle dolu, müzikle dolu olmalı.
14:05
And that indeedaslında is the architecturalmimari missionmisyon
309
833000
2000
Ve benim gerçekten önemli olduğuna inandığım
14:07
that I believe is importantönemli,
310
835000
2000
mimari görev bu,
14:09
is to createyaratmak spacesalanlarda that are vibrantcanlı,
311
837000
2000
en sıradan eylemleri bile dönüştürebilen
14:11
that are pluralisticçoğulcu,
312
839000
2000
ve tamamen
14:13
that can transformdönüştürmek the mostçoğu prosaicyavan activitiesfaaliyetler,
313
841000
3000
farklı bir beklentiye yükselten
14:16
and raiseyükseltmek them to a completelytamamen differentfarklı expectationbeklenti.
314
844000
2000
canlı ve çoğulcu alanlar yaratmak.
14:18
CreateOluşturmak a shoppingalışveriş yapmak centermerkez, a swimmingyüzme placeyer
315
846000
2000
Gösteriden çok, bir müzeyi andıran
14:20
that is more like a museummüze than like entertainmenteğlence.
316
848000
3000
bir alışveriş merkezi ya da bir yüzme havuzu yaratmak.
14:23
And these are our dreamsrüyalar.
317
851000
2000
Bunlar bizim hayallerimiz.
14:25
And of coursekurs riskrisk. I think architecturemimari should be riskyriskli.
318
853000
4000
Ve tabi risk. Bence mimari riskli olmalı.
14:29
You know it costsmaliyetler a lot of moneypara and so on, but yes,
319
857000
2000
Biliyorum çok para ve daha fazlasına mal oluyor, ama evet,
14:31
it should not playoyun it safekasa.
320
859000
2000
risk almaktan kaçınmamalı.
14:33
It should not playoyun it safekasa, because if it playsoyunlar it safekasa
321
861000
3000
Risk almalı, çünkü eğer risk almazsa
14:36
it's not movinghareketli us in a directionyön that we want to be.
322
864000
4000
bizi istediğimiz bir yönde ilerletmiyor demektir.
14:40
And I think, of coursekurs,
323
868000
2000
Ve bence, elbette,
14:42
riskrisk is what underliesaltında yatan the worldDünya.
324
870000
2000
risk dünyanın temelini oluşturan şey.
14:44
WorldDünya withoutolmadan riskrisk would not be worthdeğer livingyaşam.
325
872000
3000
Risksiz bir dünya yaşamaya değer bir yer olmazdı.
14:47
So yes, I do believe that the riskrisk we take in everyher buildingbina.
326
875000
4000
Yani evet, her yapıda aldığımız riske inanıyorum.
14:51
RisksRiskleri to createyaratmak spacesalanlarda that have never been cantileveredkonsol to that extentderece.
327
879000
4000
Daha önce bu boyutta hiç inşa edilmemiş alanlar yaratmak için alınan riskler.
14:55
RisksRiskleri of spacesalanlarda that have never been
328
883000
2000
Öncülük eden bir şehir için olması gerektiği gibi
14:57
so dizzyingbaş döndürücü,
329
885000
3000
baş döndürücü
15:00
as they should be, for a pioneeringöncü cityŞehir.
330
888000
3000
hiç olmamış alanların riskleri.
15:03
RisksRiskleri that really movehareket architecturemimari
331
891000
3000
Mimariyi gerçekten, tüm kusurlarıyla bile,
15:06
even with all its flawskusurları, into a spaceuzay whichhangi is much better
332
894000
3000
hazır yapılmış birşeyin sürekli tekrarlanan boşluğundan
15:09
that the ever again repeatedtekrarlanan
333
897000
2000
çok daha iyi bir alana
15:11
hollownessboşluk of a ready-madekullanıma hazır thing.
334
899000
3000
dönüştüren riskler.
15:14
And of coursekurs that is finallyen sonunda what I believe architecturemimari to be.
335
902000
3000
Ve elbette nihayetinde mimarinin olduğuna inandığım şey bu.
15:17
It's about spaceuzay. It's not about fashionmoda.
336
905000
2000
Mimari alan ile ilgili. Moda ile değil.
15:19
It's not about decorationdekorasyon.
337
907000
2000
Dekorasyon ile ilgili değil.
15:21
It's about creatingoluşturma with minimalen az meansanlamına geliyor
338
909000
2000
Bir daha tekrarlanamaz,
15:23
something whichhangi can not be repeatedtekrarlanan,
339
911000
3000
başka bir çevrede oluşturulamaz birşeyi
15:26
cannotyapamam be simulatedtaklit in any other sphereküre.
340
914000
2000
en az araçla yaratabilmek ile ilgili.
15:28
And there of coursekurs is the spaceuzay that we need to breathenefes almak,
341
916000
4000
Ve elbette bu bizim nefes almamız gereken,
15:32
is the spaceuzay we need to dreamrüya.
342
920000
2000
hayalini kurmamız gereken alan.
15:34
These are the spacesalanlarda that are
343
922000
2000
Bu alanlar sadece bazılarımız için
15:36
not just luxuriouslüks spacesalanlarda for some of us,
344
924000
3000
lüks alanlar değil, fakat dünyadaki
15:39
but are importantönemli for everybodyherkes in this worldDünya.
345
927000
2000
herkes için önemli alanlardır.
15:41
So again, it's not about the changingdeğiştirme fashionsmoda, changingdeğiştirme theoriesteoriler.
346
929000
4000
Ve yine, modayı değiştirmek, teorileri değiştirmek ile ilgili değildir.
15:45
It's about carvingoyma out a spaceuzay for treesağaçlar.
347
933000
3000
Ağaçlar için bir alan oluşturmak ile ilgilidir.
15:48
It's carvingoyma out a spaceuzay where naturedoğa can entergirmek
348
936000
2000
Doğanın bir şehrin evcil dünyasına
15:50
the domesticyerli worldDünya of a cityŞehir.
349
938000
2000
girebileceği bir alan yapmaktır.
15:52
A spaceuzay where something whichhangi has never seengörüldü a lightışık of day
350
940000
4000
Daha önce hiç gün yüzü görmemiş birşeyin
15:56
can entergirmek into the inner workingskazı of a densityyoğunluk.
351
944000
4000
yoğunluğun iç mekanizmalarına girebildiği bir alan.
16:00
And I think that is really the naturedoğa of architecturemimari.
352
948000
4000
Ve bence mimarının doğası gerçekten bundan ibarettir.
16:04
Now I am a believermümin in democracydemokrasi.
353
952000
2000
Ben demokrasiye inanıyorum.
16:06
I don't like beautifulgüzel buildingsbinalar
354
954000
2000
Totaliter rejimler için inşa edilmiş
16:08
builtinşa edilmiş for totalitariantotaliter regimesrejimler.
355
956000
2000
güzel yapıları sevmiyorum.
16:10
Where people cannotyapamam speakkonuşmak, cannotyapamam voteoy, cannotyapamam do anything.
356
958000
2000
İnsanların konuşamadığı, oy veremediği, hiçbir şey yapamadıkları yapılar.
16:12
We too oftensık sık admirebeğenmek those buildingsbinalar. We think they are beautifulgüzel.
357
960000
3000
Çoğu zaman bu yapılara hayran kalırız. Güzel olduklarını düşünürüz.
16:15
And yethenüz when I think of the povertyyoksulluk of societytoplum
358
963000
2000
Oysa ben insanlarına özgürlük vermeyen
16:17
whichhangi doesn't give freedomözgürlük to its people,
359
965000
2000
toplumun fakirliğini düşündüğümde,
16:19
I don't admirebeğenmek those buildingsbinalar.
360
967000
2000
bu binalara hayranlıkla bakmıyorum.
16:21
So democracydemokrasi, as difficultzor as it is, I believe in it.
361
969000
2000
Yani demokrasiye inanıyorum, ne kadar zor olursa olsun.
16:23
And of coursekurs, at GroundZemin ZeroSıfır what elsebaşka?
362
971000
3000
Ve elbette, Ground Zero'da ne oluyor?
16:26
It's suchböyle a complexkarmaşık projectproje.
363
974000
2000
Çok karmaşık bir proje.
16:28
It's emotionalduygusal. There is so manyçok interestsilgi.
364
976000
2000
Duygusal. İşin içinde pek çok çıkar var.
16:30
It's politicalsiyasi. There is so manyçok partiespartiler to this projectproje.
365
978000
4000
Politik. Bu projede yer alan birçok taraf var.
16:34
There is so manyçok interestsilgi. There's moneypara. There's politicalsiyasi powergüç.
366
982000
2000
Pek çok çıkar var. Para. Politik güç.
16:36
There are emotionsduygular of the victimskurbanlar.
367
984000
2000
Kurbanların duyguları.
16:38
And yethenüz, in all its messinessmessiness, in all its difficultieszorluklar,
368
986000
4000
Ancak, tüm karmaşıklığı, tüm sorunlarına rağmen,
16:42
I would not have likedsevilen somebodybirisi to say,
369
990000
2000
Birisinin "Burası boş bir sayfa, mimar bey.
16:44
"This is the tabulatabula rasaRasa, misterBayım architectmimar -- do whateverher neyse you want."
370
992000
3000
Ne istiyorsanız yapın." demesini istemezdim.
16:47
I think nothing good will come out of that.
371
995000
2000
Bence bundan hiçbir iyilik çıkmaz.
16:49
I think architecturemimari is about consensusfikir birliği.
372
997000
2000
Bence mimari fikir birliği ile alakalı.
16:51
And it is about the dirtykirli wordsözcük "compromisetaviz." CompromiseUzlaşma is not badkötü.
373
999000
4000
Ve kimsenin sevmediği kelime "uzlaşma" ile alakalı. Uzlaşmak kötü değildir.
16:55
CompromiseUzlaşma, if it's artisticartistik,
374
1003000
2000
Uzlaşmak, eğer artistikse,
16:57
if it is ableyapabilmek to copebaşa çıkmak with its strategiesstratejiler --
375
1005000
3000
eğer stratejilerle başa çıkabiliyorsa --
17:00
and there is my first sketchkroki and the last renderingsıva --
376
1008000
2000
ve bu benim ilk taslağım ve soldaki yorumum --
17:02
it's not that faruzak away.
377
1010000
2000
o kadar da uzakta değil.
17:04
And yethenüz, compromisetaviz, consensusfikir birliği,
378
1012000
2000
Ve hala, uzlaşma, işbirliği,
17:06
that is what I believe in.
379
1014000
2000
ben bunlara inanıyorum.
17:08
And GroundZemin ZeroSıfır, despiterağmen all its difficultieszorluklar, it's movinghareketli forwardileri.
380
1016000
3000
Ve Ground Zero, tüm zorluklarına rağmen, ilerliyor.
17:11
It's difficultzor. 2011, 2013. FreedomÖzgürlük TowerKule, the memorialanıt.
381
1019000
5000
Zor bir iş. 2011, 2013. Özgürlük Kulesi, anıt.
17:16
And that is where I endson.
382
1024000
2000
Ve ben burada konuşmama son veriyorum.
17:18
I was inspiredyaratıcı when I camegeldi here as an immigrantGöçmen
383
1026000
2000
Diğer milyonlarca kişi gibi, bir göçmen olarak
17:20
on a shipgemi like millionsmilyonlarca of othersdiğerleri,
384
1028000
2000
bir gemiyle buraya geldiğimde,
17:22
looking at AmericaAmerika from that pointpuan of viewgörünüm.
385
1030000
3000
ve bu bakış açısından Amerika'ya baktığımda çok esinlendim.
17:25
This is AmericaAmerika. This is libertyözgürlük.
386
1033000
2000
Burası Amerika. Burası hürriyet demek.
17:27
This is what we dreamrüya about. Its individualitybireysellik,
387
1035000
2000
Bu bizim hayalini kurduğumuz şey. Gökyüzünde
17:29
demonstratedgösterdi in the skylineufuk çizgisi. It's resilienceesneklik.
388
1037000
3000
gösterilmiş bireyselliği. Dirençliliği.
17:32
And finallyen sonunda, it's the freedomözgürlük that AmericaAmerika representstemsil,
389
1040000
2000
Ve son olarak, bu Amerika'nın temsil ettiği özgürlük,
17:34
not just to me, as an immigrantGöçmen, but to everyoneherkes in the worldDünya. Thank you.
390
1042000
4000
bir göçmen olarak sadece bana değil, fakat dünyadaki herkese. Teşekkür ederim.
17:38
(ApplauseAlkış)
391
1046000
5000
(Alkışlar)
17:43
ChrisChris AndersonAnderson: I've got a questionsoru.
392
1051000
2000
Chris Anderson: Bir soru sormak istiyorum.
17:45
So have you come to peaceBarış
393
1053000
2000
Acaba Ground Zero'da yaşanan süreç ve
17:47
with the processsüreç that happenedolmuş at GroundZemin ZeroSıfır
394
1055000
3000
sizin yarattığınız o ilk inanılmaz tasarımın yitirilmesi
17:50
and the losskayıp of the originalorijinal, incredibleinanılmaz designdizayn that you camegeldi up with?
395
1058000
3000
olayını geride bırakabildiniz mi?
17:53
DanielDaniel LibeskindLibeskind: Look. We have to cureÇare ourselveskendimizi
396
1061000
4000
Daniel Libeskind: Bakın. Otoriter olduğumuz,
17:57
of the notionkavram that we are authoritarianotoriter,
397
1065000
2000
gerçekleşen herşeyi belirleyebileceğimiz düşüncesinden
17:59
that we can determinebelirlemek everything that happensolur.
398
1067000
2000
kendimizi kurtarmalıyız.
18:01
We have to relygüvenmek on othersdiğerleri, and shapeşekil the processsüreç in the besten iyi way possiblemümkün.
399
1069000
4000
Başkalarına güvenmemiz ve süreci en iyi şekilde şekillendirmemiz gerek.
18:05
I camegeldi from the BronxBronx. I was taughtöğretilen not to be a loserezik,
400
1073000
3000
Ben Bronx'tan geldim. Bana kaybeden bir kimse,
18:08
not to be somebodybirisi who just givesverir up in a fightkavga.
401
1076000
2000
kavgada hemen pes eden birisi olmamamı ögrettiler.
18:10
You have to fightkavga for what you believe. You don't always winkazanmak
402
1078000
2000
İnandığınız şey için savaşmalısınız. Her zaman istediğiniz şeyi
18:12
everything you want to winkazanmak. But you can steerSteer the processsüreç.
403
1080000
3000
kazanamazsınız. Fakat süreci yönlendirebilirsiniz.
18:15
And I believe that what will be builtinşa edilmiş at GroundZemin ZeroSıfır
404
1083000
3000
Ve ben Ground Zero'da inşa edilecek şeyin
18:18
will be meaningfulanlamlı, will be inspiringilham verici,
405
1086000
3000
anlamlı olacağına, ilham verici olacağına,
18:21
will tell other generationsnesiller of the sacrificeskurban,
406
1089000
2000
bu olayın anlamını, yapılan fedakarlıkları diğer nesillere
18:23
of the meaninganlam of this eventolay.
407
1091000
2000
anlatacağına inanıyorum.
18:25
Not just for NewYeni YorkYork, but for the worldDünya.
408
1093000
2000
Sadece New York için değil, fakat bütün dünya için.
18:27
ChrisChris AndersonAnderson: Thank you so much, DanielDaniel LibeskindLibeskind.
409
1095000
2000
Chris Anderson: Çok teşekkürler.
18:29
(ApplauseAlkış)
410
1097000
2000
(Alkışlar)
Translated by Zeynep Duygu Tamer
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Daniel Libeskind - Architect
Being a designer of breathtaking and sometimes confounding buildings seems almost a footnote to the amazing life of architect Daniel Libeskind.

Why you should listen

A true renaissance man, Daniel Libeskind possesses a staggering array of creative interests -- he has been a free-verse poet, an opera set designer, a virtuoso musician. When he finally settled on architecture, it was not long (in architect-years, anyway) before he had taken the skylines of the world by storm.

His many buildings include the recently opened Contemporary Jewish Museum in San Francisco, in the deep footsteps of his acclaimed design for the Jewish Museum Berlin -- his first major building project, and one of the most visited museums in Europe. He also created the spectacular extension to the Denver Art Museum (completed in 2006), and construction is under way on a massive retail complex on the strip in Las Vegas.

Libeskind's ambitious and highly controversial design for the rebuilt World Trade Center is perhaps his most well known project, and despite almost a decade of political wrangling and bureaucratic whittling, he insists that the final design will retain the spirit of his original renderings.

More profile about the speaker
Daniel Libeskind | Speaker | TED.com