ABOUT THE SPEAKER
Chimamanda Ngozi Adichie - Novelist
Inspired by Nigerian history and tragedies all but forgotten by recent generations of westerners, Chimamanda Ngozi Adichie’s novels and stories are jewels in the crown of diasporan literature.

Why you should listen

In Nigeria, Chimamanda Ngozi Adichie's novel Half of a Yellow Sun has helped inspire new, cross-generational communication about the Biafran war. In this and in her other works, she seeks to instill dignity into the finest details of each character, whether poor, middle class or rich, exposing along the way the deep scars of colonialism in the African landscape.

Adichie's newest book, The Thing Around Your Neck, is a brilliant collection of stories about Nigerians struggling to cope with a corrupted context in their home country, and about the Nigerian immigrant experience.

Adichie builds on the literary tradition of Igbo literary giant Chinua Achebe—and when she found out that Achebe liked Half of a Yellow Sun, she says she cried for a whole day. What he said about her rings true: “We do not usually associate wisdom with beginners, but here is a new writer endowed with the gift of ancient storytellers.”

(Photo: Wani Olatunde) 

More profile about the speaker
Chimamanda Ngozi Adichie | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2009

Chimamanda Ngozi Adichie: The danger of a single story

Chimamanda Adichie: Tek hikayenin tehlikesi

Filmed:
21,248,547 views

Hayatlarımız, kültürlerimiz birbirine geçmiş bir çok hikayeden oluşur. Roman yazarı Chimamanda Adichie, kendi yerel kültürünü nasıl keşfettiğinin hikayesini anlatıyor ve, bir kişi veya ülke hakkında sadece tek bir hikaye duyduğumuzda, edinebileceğimiz yanlış fikirlere karşı bizi uyarıyor.
- Novelist
Inspired by Nigerian history and tragedies all but forgotten by recent generations of westerners, Chimamanda Ngozi Adichie’s novels and stories are jewels in the crown of diasporan literature. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I'm a storytellermasalcı.
0
0
2000
Ben bir hikaye anlatıcısıyım.
00:14
And I would like to tell you a fewaz personalkişisel storieshikayeleri
1
2000
3000
Ve, benim tanımımca, "tek hikayenin tehlikesi" hakkında
00:17
about what I like to call "the dangerTehlike of the singletek storyÖykü."
2
5000
5000
size birkaç kişisel hikaye anlatmak istiyorum.
00:22
I grewbüyüdü up on a universityÜniversite campuskampus in easterndoğu NigeriaNijerya.
3
10000
4000
Doğu Nijerya'da bir üniversite kampüsünde büyüdüm.
00:26
My motheranne saysdiyor that I startedbaşladı readingokuma at the ageyaş of two,
4
14000
3000
Annem iki yaşında okumaya başladığımı söylüyor,
00:29
althougholmasına rağmen I think fourdört is probablymuhtemelen closekapat to the truthhakikat.
5
17000
5000
ama herhalde dört yaşında başlamış olmam daha gerçeğe yakın.
00:34
So I was an earlyerken readerokuyucu, and what I readokumak
6
22000
2000
Yani, erken okumaya başladım. Ve okuduklarım
00:36
were Britishİngiliz and AmericanAmerikan children'sçocuk bookskitaplar.
7
24000
3000
İngiliz ve Amerikan çocuk kitaplarıydı.
00:39
I was alsoAyrıca an earlyerken writeryazar,
8
27000
3000
Aynı zamanda erken yazmaya başladım.
00:42
and when I beganbaşladı to writeyazmak, at about the ageyaş of sevenYedi,
9
30000
4000
Yaklaşık yedi yaşında,
00:46
storieshikayeleri in pencilkalem with crayonpastel boya illustrationsçizimler
10
34000
2000
zavallı annemin okumak zorunda kaldığı,
00:48
that my poorfakir motheranne was obligatedyükümlü to readokumak,
11
36000
3000
kurşun ve boya kalemleriyle çizilmiş desenlerle bezeli hikayeleri yazmaya başladığımda,
00:51
I wroteyazdı exactlykesinlikle the kindsçeşit of storieshikayeleri I was readingokuma:
12
39000
4000
okuduğum hikayelerin aynılarını yazıyordum.
00:55
All my characterskarakterler were whitebeyaz and blue-eyedmavi gözlü sevgilisi,
13
43000
5000
Bütün karakterlerim, beyaz tenli ve mavi gözlüydü.
01:00
they playedOyunun in the snowkar,
14
48000
2000
Karda oynuyorlardı.
01:02
they ateyemek yedi appleselma,
15
50000
2000
Elma yiyorlardı.
01:04
and they talkedkonuştuk a lot about the weatherhava,
16
52000
2000
(Gülme sesleri)
01:06
how lovelygüzel it was
17
54000
2000
Ve hava durumu hakkında çok konuşuyor,
01:08
that the sunGüneş had come out.
18
56000
2000
güneşin çıkmış olması ne kadar hoş, diyorlardı.
01:10
(LaughterKahkaha)
19
58000
2000
(Gülme sesleri)
01:12
Now, this despiterağmen the factgerçek that I livedyaşamış in NigeriaNijerya.
20
60000
3000
Halbuki, Nijerya'da yaşıyor olmama rağmen,
01:15
I had never been outsidedışında NigeriaNijerya.
21
63000
4000
hiç Nijerya'dan dışarı çıkmamıştım.
01:19
We didn't have snowkar, we ateyemek yedi mangoesMango,
22
67000
3000
Bizde kar yağmazdı. Biz mango yerdik.
01:22
and we never talkedkonuştuk about the weatherhava,
23
70000
2000
Ve hava hakkında hiç konuşmazdık,
01:24
because there was no need to.
24
72000
2000
çünkü gerek yoktu.
01:26
My characterskarakterler alsoAyrıca drankiçti a lot of gingerzencefil beerbira
25
74000
3000
Karakterlerim fazlasıyla zencefilli bira içerdi,
01:29
because the characterskarakterler in the Britishİngiliz bookskitaplar I readokumak
26
77000
2000
çünkü okuduğum İngiliz kitaplarındaki karakterler de
01:31
drankiçti gingerzencefil beerbira.
27
79000
2000
zencefilli bira içerdi.
01:33
Never mindus that I had no ideaFikir what gingerzencefil beerbira was.
28
81000
3000
Zencefilli biranın ne olduğu hakkında hiçbir fikrim olmadığı halde.
01:36
(LaughterKahkaha)
29
84000
1000
(Gülme sesleri)
01:37
And for manyçok yearsyıl afterwardssonradan, I would have a desperateumutsuz desirearzu etmek
30
85000
3000
Ve sonra yıllarca, zencefilli biranın tadına bakmak için
01:40
to tastedamak zevki gingerzencefil beerbira.
31
88000
2000
içimde dayanılmaz bir arzu besledim.
01:42
But that is anotherbir diğeri storyÖykü.
32
90000
2000
Ama bu başka bir hikayedir.
01:44
What this demonstratesgösterir, I think,
33
92000
2000
Bence bu, özellikle çocuk iken
01:46
is how impressionableduyarlı and vulnerablesavunmasız we are
34
94000
3000
bir hikayeden ne kadar etkilenebileceğimizi
01:49
in the faceyüz of a storyÖykü,
35
97000
2000
ve ne kadar zayıf
01:51
particularlyözellikle as childrençocuklar.
36
99000
2000
kalabilecegimizi gösteriyor.
01:53
Because all I had readokumak were bookskitaplar
37
101000
2000
Okuduğum tüm kitapların
01:55
in whichhangi characterskarakterler were foreignyabancı,
38
103000
2000
kahramaları yabancı olduğu için,
01:57
I had becomeolmak convincedikna olmuş that bookskitaplar
39
105000
2000
kitapların hepsinde,
01:59
by theironların very naturedoğa had to have foreignersyabancıların in them
40
107000
3000
doğal olarak, yabancı kahramanlar olması gerektiğine,
02:02
and had to be about things with whichhangi
41
110000
2000
ve kendimi kişisel olarak ilişkilendiremeyeceğim
02:04
I could not personallyŞahsen identifybelirlemek.
42
112000
3000
konular hakkında olması gerektiklerine inanmıştım.
02:07
Things changeddeğişmiş when I discoveredkeşfedilen AfricanAfrika bookskitaplar.
43
115000
4000
Sonra, Afrika kitaplarını keşfedince herşey değişti.
02:11
There weren'tdeğildi manyçok of them availablemevcut, and they weren'tdeğildi
44
119000
2000
Onlardan fazla yoktu. Ve, onları bulmak
02:13
quiteoldukça as easykolay to find as the foreignyabancı bookskitaplar.
45
121000
2000
yabancı kitapları bulmak kadar kolay değildi.
02:15
But because of writersyazarlar like ChinuaChinua AchebeAchebe and CamaraCamara LayeLaye
46
123000
4000
Ama, Chinua Achebe ve Camara Laye gibi yazarlar sayesinde
02:19
I wentgitti throughvasitasiyla a mentalzihinsel shiftvardiya in my perceptionalgı
47
127000
2000
edebiyatı algılamamda, keskin bir
02:21
of literatureEdebiyat.
48
129000
2000
zihinsel dönüşüm yaşadım.
02:23
I realizedgerçekleştirilen that people like me,
49
131000
2000
Benim gibi insanların da;
02:25
girlskızlar with skincilt the colorrenk of chocolateçikolata,
50
133000
2000
kıvırcık saçlarına at topuzu yapılamayan,
02:27
whosekimin kinkysapıkça hairsaç could not formform ponytailsponytails,
51
135000
3000
çikolata renkli deriye sahip kızların da,
02:30
could alsoAyrıca existvar olmak in literatureEdebiyat.
52
138000
2000
edebiyatta yer alabileceğinin farkına vardım.
02:32
I startedbaşladı to writeyazmak about things I recognizedtanınan.
53
140000
4000
Aşina olduğum şeyler hakkında yazmaya başladım.
02:36
Now, I lovedsevilen those AmericanAmerikan and Britishİngiliz bookskitaplar I readokumak.
54
144000
4000
Şimdi, okuduğum o Amerikan ve İngiliz kitaplarını seviyorum.
02:40
They stirredkarıştırılır my imaginationhayal gücü. They openedaçıldı up newyeni worldsdünyalar for me.
55
148000
4000
Hayal gücümü canlandırdılar. Bana yeni dünyaların kapılarını açtılar.
02:44
But the unintendedistenmeyen consequencesonuç
56
152000
2000
Ama istenmeyen etkileri,
02:46
was that I did not know that people like me
57
154000
2000
benim gibi insanların da edebiyatta yer alabileceğini
02:48
could existvar olmak in literatureEdebiyat.
58
156000
2000
bilmememe yol açmalarıydı.
02:50
So what the discoverykeşif of AfricanAfrika writersyazarlar did for me was this:
59
158000
4000
Yani Afrikalı yazarları keşfetmem bana şunu sağladı:
02:54
It savedkaydedilmiş me from havingsahip olan a singletek storyÖykü
60
162000
3000
Kitapların ne olduğu hakkında
02:57
of what bookskitaplar are.
61
165000
2000
tek bir hikayeye sahip olmamı engelledi.
02:59
I come from a conventionalKonvansiyonel, middle-classOrta sınıf NigerianNijerya familyaile.
62
167000
3000
Geleneksel, orta sınıf bir Nijeryalı aileden geliyorum.
03:02
My fatherbaba was a professorprofesör.
63
170000
2000
Babam bir profesördü.
03:04
My motheranne was an administratoryönetici.
64
172000
3000
Annem bir idareciydi.
03:07
And so we had, as was the normnorm,
65
175000
3000
Ve, alışıldık olduğu üzere,
03:10
live-inyatılı domesticyerli help, who would oftensık sık come from nearbyyakında ruralkırsal villagesköyler.
66
178000
5000
çoğunlukla yakın çevre köylerden gelen, yardımcılarımız vardı.
03:15
So the yearyıl I turneddönük eightsekiz we got a newyeni houseev boyoğlan.
67
183000
4000
Sekiz yaşıma girdiğimde, yeni bir yardımcı çocuk geldi.
03:19
His nameisim was FideFide.
68
187000
2000
Adı Fide idi.
03:21
The only thing my motheranne told us about him
69
189000
3000
Annemin onun hakkında tek söylediği şey
03:24
was that his familyaile was very poorfakir.
70
192000
3000
ailesinin çok fakir olduğuydu.
03:27
My motheranne sentgönderilen yamstatlı patates and ricepirinç,
71
195000
2000
Annem onun ailesine patates, pirinç
03:29
and our oldeski clothesçamaşırlar, to his familyaile.
72
197000
3000
ve eski kıyafetlerimizi gönderirdi.
03:32
And when I didn't finishbitiş my dinnerakşam yemegi my motheranne would say,
73
200000
2000
Ve annem, akşam yemeğimi bitirmediğim zaman
03:34
"FinishBitiş your foodGıda! Don't you know? People like Fide'sFide'nin familyaile have nothing."
74
202000
5000
"Yemeğini bitir! Bilmiyor musun? Fide'nin ailesi gibilerin hiçbir şeyleri yok." diyordu.
03:39
So I feltkeçe enormousmuazzam pityyazık for Fide'sFide'nin familyaile.
75
207000
4000
Ben de Fide'nin ailesi için çok acıyordum.
03:43
Then one SaturdayCumartesi we wentgitti to his villageköy to visitziyaret etmek,
76
211000
3000
Derken, bir cumartesi, onun köyüne ziyarete gittik.
03:46
and his motheranne showedgösterdi us a beautifullygüzel patterneddesenli basketsepet
77
214000
4000
Ve annesi bize, kardeşinin boyalı palmiye lifinden yaptığı,
03:50
madeyapılmış of dyedboyalı raffiarafya that his brothererkek kardeş had madeyapılmış.
78
218000
3000
çok güzel desenli bir sepet gösterdi.
03:53
I was startledşaşırttı.
79
221000
2000
İrkilmiştim.
03:55
It had not occurredoluştu to me that anybodykimse in his familyaile
80
223000
3000
Onun ailesinden birinin, gerçekten birşey yapmış
03:58
could actuallyaslında make something.
81
226000
3000
olabileceğini hiç tahmin edemezdim.
04:01
All I had heardduymuş about them was how poorfakir they were,
82
229000
3000
Onlar hakkında tüm duyduğum ne kadar fakir olduklarıydı,
04:04
so that it had becomeolmak impossibleimkansız for me to see them
83
232000
2000
bu yüzden onları fakirlik dışında, başka bir şekilde görmem
04:06
as anything elsebaşka but poorfakir.
84
234000
3000
imkansız hale gelmişti.
04:09
TheirOnların povertyyoksulluk was my singletek storyÖykü of them.
85
237000
4000
Fakirlik, onlar hakkındaki tek hikayemdi.
04:13
YearsYıl latersonra, I thought about this when I left NigeriaNijerya
86
241000
2000
Yıllar sonra, Nijerya'dan ayrılıp, ABD'de üniversiteye gittiğimde
04:15
to go to universityÜniversite in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
87
243000
3000
bunu tekrar düşündüm.
04:18
I was 19.
88
246000
2000
19 yaşındaydım.
04:20
My AmericanAmerikan roommateoda arkadaşı was shockedşok by me.
89
248000
4000
Amerikalı oda arkadaşımı şok etmiştim.
04:24
She askeddiye sordu where I had learnedbilgili to speakkonuşmak Englishİngilizce so well,
90
252000
3000
Bana nerede bu kadar iyi İngilizce öğrendiğimi sorduğunda,
04:27
and was confusedŞaşkın when I said that NigeriaNijerya
91
255000
2000
Nijerya'nın bir zamanlar resmi dilinin İngilizce olduğunu
04:29
happenedolmuş to have Englishİngilizce as its officialresmi languagedil.
92
257000
5000
söylediğimde kafası karışmıştı.
04:34
She askeddiye sordu if she could listen to what she calleddenilen my "tribalkabile musicmüzik,"
93
262000
4000
Kabile müziği olarak adlandırdığı şarkılarımızı dinlemek istediğinde ise,
04:38
and was consequentlySonuç olarak very disappointedhayal kırıklığına uğramış
94
266000
2000
ona Mariah Carey kasedimi çaldığımda
04:40
when I producedüretilmiş my tapebant of MariahMariah CareyCarey.
95
268000
2000
çok hayal kırıklığına uğramıştı.
04:42
(LaughterKahkaha)
96
270000
3000
(Gülme sesleri)
04:45
She assumedkabul that I did not know how
97
273000
2000
Fırını nasıl kullanacağımı bimediğimi
04:47
to use a stovesoba, fırın, ocak.
98
275000
3000
zannediyordu.
04:50
What struckvurdu me was this: She had feltkeçe sorry for me
99
278000
2000
Asıl beni şaşkına çeviren ise, beni daha görmeden önce
04:52
even before she saw me.
100
280000
2000
bana acıma duygusu beslemeseydi.
04:54
Her defaultVarsayılan positionpozisyon towardkarşı me, as an AfricanAfrika,
101
282000
4000
Bir Afrikalı olduğumdan, bana karşı ilk tutumu
04:58
was a kindtür of patronizingtepeden, well-meaningiyi niyetli pityyazık.
102
286000
4000
hor görme ve küçümsemeydi.
05:02
My roommateoda arkadaşı had a singletek storyÖykü of AfricaAfrika:
103
290000
3000
Oda arkadaşımın Afrika hakkında tek hikayesi vardı.
05:05
a singletek storyÖykü of catastropheafet.
104
293000
3000
Tek bir felaket hikayesi.
05:08
In this singletek storyÖykü there was no possibilityolasılık
105
296000
2000
Bu hikayede, Afrikalıların ona bir şekilde benzer
05:10
of AfricansAfrikalılar beingolmak similarbenzer to her in any way,
106
298000
4000
olabileceğine yer yoktu.
05:14
no possibilityolasılık of feelingsduygular more complexkarmaşık than pityyazık,
107
302000
3000
Küçümsemeden daha karmaşık bir duyguya da.
05:17
no possibilityolasılık of a connectionbağ as humaninsan equalseşittir.
108
305000
4000
Eşit insanlar olarak iletişim kurulabileceğine de.
05:21
I mustşart say that before I wentgitti to the U.S. I didn't
109
309000
2000
Söylemeliyim ki, ABD'ye gitmeden önce,
05:23
consciouslybilinçli olarak identifybelirlemek as AfricanAfrika.
110
311000
3000
kendimi bilinçli olarak Afrikalı olarak nitelendirmiyordum.
05:26
But in the U.S. wheneverher ne zaman AfricaAfrika camegeldi up people turneddönük to me.
111
314000
3000
Ama ABD'de, ne zaman Afrika konuşulsa insanlar bana döndüler.
05:29
Never mindus that I knewbiliyordum nothing about placesyerler like NamibiaNamibya.
112
317000
4000
Namibya gibi yerler hakkında hiçbir şey bilmesem bile.
05:33
But I did come to embracekucaklamak this newyeni identityKimlik,
113
321000
2000
Ama bu yeni kimliğimi benimsedim.
05:35
and in manyçok waysyolları I think of myselfkendim now as AfricanAfrika.
114
323000
3000
Birçok yönden kendimi artık Afrikalı olarak görüyorum.
05:38
AlthoughHer ne kadar I still get quiteoldukça irritableirritabl when
115
326000
2000
Ama, Afrika'dan bir ülke olarak bahsedildiği zaman
05:40
AfricaAfrika is referredsevk to as a countryülke,
116
328000
2000
hala çok rahatsız oluyorum.
05:42
the mostçoğu recentson exampleörnek beingolmak my otherwiseaksi takdirde wonderfulolağanüstü flightuçuş
117
330000
4000
En son örnek, iki gün önce Lagos'tan dönerken,
05:46
from LagosLagos two daysgünler agoönce, in whichhangi
118
334000
2000
aslında herşeyin çok iyi olduğu,
05:48
there was an announcementduyuru on the VirginVirgin flightuçuş
119
336000
2000
Virgin havayollarına ait uçakta, anons edilen
05:50
about the charitysadaka work in "IndiaHindistan, AfricaAfrika and other countriesülkeler."
120
338000
5000
"Hindistan, Afrika ve diğer ülkelerdeki" yardım kampanyası çağrısıydı.
05:55
(LaughterKahkaha)
121
343000
1000
(Gülme sesleri)
05:56
So after I had spentharcanmış some yearsyıl in the U.S. as an AfricanAfrika,
122
344000
4000
ABD'de bir Afrikalı olarak yıllar geçirdikten sonra,
06:00
I beganbaşladı to understandanlama my roommate'sOda arkadaşı 's responsetepki to me.
123
348000
4000
oda arkadaşımın bana olan tepkisini anlamaya başladım.
06:04
If I had not grownyetişkin up in NigeriaNijerya, and if all I knewbiliyordum about AfricaAfrika
124
352000
3000
Eğer Nijerya'da büyümemiş olsaydım, ve Afrika hakkında tek bildiklerim,
06:07
were from popularpopüler imagesGörüntüler,
125
355000
2000
popüler resimlerden ibaret olsaydı,
06:09
I too would think that AfricaAfrika was a placeyer of
126
357000
3000
ben de, Afrika'nın
06:12
beautifulgüzel landscapesmanzaralar, beautifulgüzel animalshayvanlar,
127
360000
4000
güzel manzaralar, güzel hayvanlar
06:16
and incomprehensibleanlaşılmaz people,
128
364000
2000
ve yıllardır anlamsızca savaşan, fakirlik ve AIDS'den ölen,
06:18
fightingkavga senselessanlamsız warssavaşlar, dyingölen of povertyyoksulluk and AIDSAIDS,
129
366000
3000
kendileri için konuşmaktan aciz,
06:21
unableaciz to speakkonuşmak for themselveskendilerini
130
369000
3000
ve nazik beyaz yabancı tarafından
06:24
and waitingbekleme to be savedkaydedilmiş
131
372000
2000
kurtarılmayı bekleyen
06:26
by a kindtür, whitebeyaz foreigneryabancı.
132
374000
3000
anlaşılmaz insanların yaşadığı bir yer olduğunu düşünürdüm.
06:29
I would see AfricansAfrikalılar in the sameaynı way that I,
133
377000
2000
Afrikalıları, çocukken Fide'nin ailesini nasıl gördüysem,
06:31
as a childçocuk, had seengörüldü Fide'sFide'nin familyaile.
134
379000
4000
aynı şekilde görürdüm.
06:35
This singletek storyÖykü of AfricaAfrika ultimatelyen sonunda comesgeliyor, I think, from WesternWestern literatureEdebiyat.
135
383000
4000
Afrika'nın bu tek hikayesinin, batı edebiyatından geldiğini düşünüyorum.
06:39
Now, here is a quotealıntı from
136
387000
2000
Şimdi, 1561 yılında batı Afrika'ya yelken açan,
06:41
the writingyazı of a LondonLondra merchanttüccar calleddenilen JohnJohn LockeLocke,
137
389000
3000
ve seyahatinin detaylı hikayesini yazan,
06:44
who sailedyelken açtı to westbatısında AfricaAfrika in 1561
138
392000
3000
Londra'lı tüccar John Locke'un yazdıklarından
06:47
and kepttuttu a fascinatingbüyüleyici accounthesap of his voyageyolculuk.
139
395000
5000
bir bölüm aktarmak istiyorum.
06:52
After referringatıfta to the blacksiyah AfricansAfrikalılar
140
400000
2000
Siyah Afrika'lılardan, "evleri olmayan yaratıklar"
06:54
as "beastshayvanlar who have no housesevler,"
141
402000
2000
olarak bahsettikten sonra,
06:56
he writesyazıyor, "They are alsoAyrıca people withoutolmadan headskafalar,
142
404000
4000
"Onlar kafaları olmayan,
07:00
havingsahip olan theironların mouthağız and eyesgözleri in theironların breastsgöğüsler."
143
408000
5000
ağızları ve gözleri, göğüslerinde olan olan bir halk" diye yazıyor.
07:05
Now, I've laughedgüldü everyher time I've readokumak this.
144
413000
2000
Ne zaman okusam buna çok gülüyorum.
07:07
And one mustşart admirebeğenmek the imaginationhayal gücü of JohnJohn LockeLocke.
145
415000
4000
Ve bence John Locke'un hayalgücü takdir edilmeli.
07:11
But what is importantönemli about his writingyazı is that
146
419000
2000
Ama bu yazı hakkında asıl önemli olan,
07:13
it representstemsil the beginningbaşlangıç
147
421000
2000
Afrika hikayelerinin, batı dünyasında anlatılma tarzına
07:15
of a traditiongelenek of tellingsöylüyorum AfricanAfrika storieshikayeleri in the WestBatı:
148
423000
3000
başlangıç oluşturmasıdır.
07:18
A traditiongelenek of Sub-SaharanSahra AfricaAfrika as a placeyer of negativesnegatifler,
149
426000
3000
Sahraaltı Afrika'nın olumsuzluklarla dolu,
07:21
of differencefark, of darknesskaranlık,
150
429000
2000
farklı, karanlık,
07:23
of people who, in the wordskelimeler of the wonderfulolağanüstü poetşair
151
431000
4000
ünlü şair Rudyard Kipling'in sözleriyle,
07:27
RudyardRudyard KiplingKipling,
152
435000
2000
"yarı şeytan, yarı çocuk" insanların yaşadığı
07:29
are "halfyarım devilşeytan, halfyarım childçocuk."
153
437000
3000
bir yer olduğuna dair anlatım geleneği.
07:32
And so I beganbaşladı to realizegerçekleştirmek that my AmericanAmerikan roommateoda arkadaşı
154
440000
3000
Ve böylece, Amerikalı oda arkadaşımın, hayatı boyunca
07:35
mustşart have throughoutboyunca her life
155
443000
2000
bu tek hikayenin değişik türlerini
07:37
seengörüldü and heardduymuş differentfarklı versionsversiyonları
156
445000
2000
gördüğünü ve duyduğunu
07:39
of this singletek storyÖykü,
157
447000
2000
anlamaya başladım.
07:41
as had a professorprofesör,
158
449000
2000
Bir zamanlar bir profesörün,
07:43
who oncebir Zamanlar told me that my novelyeni was not "authenticallyotantik AfricanAfrika."
159
451000
5000
romanımın "otantik Afrika"yı yansıtmadığını söylemesi gibi.
07:48
Now, I was quiteoldukça willingistekli to contendiddia that there were a numbernumara of things
160
456000
2000
Romanım hakkında, bazı şeylerin yerinde olmadığını,
07:50
wrongyanlış with the novelyeni,
161
458000
2000
rahatlıkla ileri sürebilirim,
07:52
that it had failedbaşarısız oldu in a numbernumara of placesyerler,
162
460000
4000
bazı yerlerinin başarısız olduğunu da.
07:56
but I had not quiteoldukça imaginedhayal that it had failedbaşarısız oldu
163
464000
2000
Fakat, otantik Afrika denilen kavramı yansıtmakta
07:58
at achievingelde something calleddenilen AfricanAfrika authenticityOrijinallik Sertifikası.
164
466000
3000
başarısız olduğunu hiç düşünmemiştim.
08:01
In factgerçek I did not know what
165
469000
2000
Aslında, otantik Afrika'nın ne olduğunu da
08:03
AfricanAfrika authenticityOrijinallik Sertifikası was.
166
471000
3000
bilmiyordum.
08:06
The professorprofesör told me that my characterskarakterler
167
474000
2000
Profesör, romandaki karakterlerin
08:08
were too much like him,
168
476000
2000
fazlasıyla kendisi gibi,
08:10
an educatedeğitimli and middle-classOrta sınıf man.
169
478000
2000
eğitimli ve orta sınıf insanlar olduğunu söylemişti.
08:12
My characterskarakterler drovesürdü carsarabalar.
170
480000
2000
Karakterlerim araba kullanıyordu.
08:14
They were not starvingçok aç.
171
482000
3000
Açlık çekmiyorlardı.
08:17
ThereforeBu nedenle they were not authenticallyotantik AfricanAfrika.
172
485000
4000
Bu yüzden otantik Afrikalı olamazlardı.
08:21
But I mustşart quicklyhızlı bir şekilde addeklemek that I too am just as guiltysuçlu
173
489000
3000
Ama hemen eklemeliyim ki, ben de tek hikaye konusunda
08:24
in the questionsoru of the singletek storyÖykü.
174
492000
3000
en az o kadar suçluyum.
08:27
A fewaz yearsyıl agoönce, I visitedziyaret MexicoMeksika from the U.S.
175
495000
4000
Birkaç yıl önce, ABD'den Meksika'ya gittim.
08:31
The politicalsiyasi climateiklim in the U.S. at the time was tensegergin,
176
499000
2000
O zamanlar, ABD'de politik hava oldukça gergindi.
08:33
and there were debatestartışmalar going on about immigrationGöçmenlik.
177
501000
4000
Göçmenler hakkında tartışmalar devam ediyordu.
08:37
And, as oftensık sık happensolur in AmericaAmerika,
178
505000
2000
Ve, Amerika'da alışıldık olduğu üzere,
08:39
immigrationGöçmenlik becameoldu synonymouseşanlamlı with MexicansMeksikalılar.
179
507000
3000
göçmenler, Meksikalılarla eş anlamlıydı.
08:42
There were endlesssonsuz storieshikayeleri of MexicansMeksikalılar
180
510000
2000
Meksikalılar hakkında,
08:44
as people who were
181
512000
2000
sağlık sistemini sömüren,
08:46
fleecingFleecing the healthcaresağlık hizmeti systemsistem,
182
514000
2000
sınırdan kaçak geçen,
08:48
sneakinggizlice acrosskarşısında the bordersınır,
183
516000
2000
veya sınırda tutuklanan insanlar olarak
08:50
beingolmak arrestedtutuklandı at the bordersınır, that sortçeşit of thing.
184
518000
4000
sonu gelmeyen hikayeler vardı.
08:54
I rememberhatırlamak walkingyürüme around on my first day in GuadalajaraGuadalajara,
185
522000
4000
Guadalajara'daki ilk günümde, etrafta dolaşırken
08:58
watchingseyretme the people going to work,
186
526000
2000
işlerine giden, pazar yerinde tortilla saran,
09:00
rollingyuvarlanan up tortillasekmeği in the marketplacepazar,
187
528000
2000
sigara içen, gülüşen,
09:02
smokingsigara içmek, laughinggülme.
188
530000
3000
insanları gördüğümü hatırlıyorum.
09:05
I rememberhatırlamak first feelingduygu slighthafif surprisesürpriz.
189
533000
3000
Önce biraz şaşırdığımı hatırlıyorum.
09:08
And then I was overwhelmedboğulmuş with shameutanç.
190
536000
3000
Ve sonra, utanç içinde kaldığımı.
09:11
I realizedgerçekleştirilen that I had been so immerseddalmış
191
539000
3000
Meksikalılar hakkındaki medya haberlerine
09:14
in the mediamedya coveragekapsama of MexicansMeksikalılar
192
542000
2000
o kadar dalıp gitmiştim ki,
09:16
that they had becomeolmak one thing in my mindus,
193
544000
2000
kafamda tek bir simge halini almışlardı;
09:18
the abjectsefil immigrantGöçmen.
194
546000
3000
sefil göçmen.
09:21
I had boughtsatın into the singletek storyÖykü of MexicansMeksikalılar
195
549000
2000
Meksikalılar hakkındaki bu tek hikayeye inanmıştım,
09:23
and I could not have been more ashamedutanmış of myselfkendim.
196
551000
3000
ve kendimden daha fazla utanç duyamazdım.
09:26
So that is how to createyaratmak a singletek storyÖykü,
197
554000
2000
İşte tek hikaye böyle yaratılır,
09:28
showgöstermek a people as one thing,
198
556000
3000
insanlara bir şey,
09:31
as only one thing,
199
559000
2000
sadece tek bir şey gibi gösterilir,
09:33
over and over again,
200
561000
2000
tekrar ve tekrar,
09:35
and that is what they becomeolmak.
201
563000
3000
ve sonunda o olur.
09:38
It is impossibleimkansız to talk about the singletek storyÖykü
202
566000
2000
Tek hikayeden söz ederken,
09:40
withoutolmadan talkingkonuşma about powergüç.
203
568000
3000
güç hakkında konuşmamak mümkün değildir.
09:43
There is a wordsözcük, an Igboİbo dili wordsözcük,
204
571000
2000
Igbo dilinde bir kelime var,
09:45
that I think about wheneverher ne zaman I think about
205
573000
2000
dünyadaki güç dengelerini düşündüğümde,
09:47
the powergüç structuresyapıları of the worldDünya, and it is "nkalinkali."
206
575000
3000
hep aklıma gelen bir kelime; "nkali".
09:50
It's a nounad, sıfat that looselygevşek translatesçevirir
207
578000
2000
Bu bir isim ve yaklaşık çevirisi,
09:52
to "to be greaterbüyük than anotherbir diğeri."
208
580000
3000
"bir başkasından daha güçlü olmak".
09:55
Like our economicekonomik and politicalsiyasi worldsdünyalar,
209
583000
3000
Ekonomik ve politik dünyalarımız gibi,
09:58
storieshikayeleri too are definedtanımlanmış
210
586000
2000
öyküler de,
10:00
by the principleprensip of nkalinkali:
211
588000
3000
nkali prensibi üzerine kurulu.
10:03
How they are told, who tellsanlatır them,
212
591000
2000
Nasıl anlatıldığı, kimin anlattığı,
10:05
when they're told, how manyçok storieshikayeleri are told,
213
593000
3000
ne zaman anlatıldığı, kaç hikayenin anlatıldığı,
10:08
are really dependentbağımlı on powergüç.
214
596000
4000
gerçekten güç ile bağlantılı.
10:12
PowerGüç is the abilitykabiliyet not just to tell the storyÖykü of anotherbir diğeri personkişi,
215
600000
3000
Güç, sadece başka birinin hikayesini anlatabilme değil,
10:15
but to make it the definitivekesin storyÖykü of that personkişi.
216
603000
4000
aynı zamanda bu hikayeyi kişinin tek hikayesi haline getirme yetisi.
10:19
The PalestinianFilistin poetşair MouridMourid BarghoutiBarguti writesyazıyor
217
607000
2000
Filistinli şair Mourid Barghouti diyor ki,
10:21
that if you want to dispossessyolla a people,
218
609000
3000
eğer birilerini kötülemek istiyorsanız,
10:24
the simplestEn basit way to do it is to tell theironların storyÖykü
219
612000
3000
en kolay yöntem, onların hikayesini,
10:27
and to startbaşlama with, "secondlyikinci olarak."
220
615000
3000
"ikinci" aşamasından başlayarak anlatmak.
10:30
StartBaşlat the storyÖykü with the arrowsoklar of the NativeYerli AmericansAmerikalılar,
221
618000
4000
Hikayeye, İngilizlerin gelişiyle değil,
10:34
and not with the arrivalvarış of the Britishİngiliz,
222
622000
3000
Amerikan yerlilerinin oklarıyla başlarsanız,
10:37
and you have an entirelyBaştan sona differentfarklı storyÖykü.
223
625000
3000
tamamen farklı bir hikayeniz olur.
10:40
StartBaşlat the storyÖykü with
224
628000
2000
Hikayeye,
10:42
the failurebaşarısızlık of the AfricanAfrika statebelirtmek, bildirmek,
225
630000
2000
Afrika'daki devletlerin kolonilerden ortaya çıkışı ile değil,
10:44
and not with the colonialsömürge creationoluşturma of the AfricanAfrika statebelirtmek, bildirmek,
226
632000
4000
başarısız yönetimleriyle başlayın,
10:48
and you have an entirelyBaştan sona differentfarklı storyÖykü.
227
636000
4000
ve tamamen farklı bir öykünüz olsun.
10:52
I recentlyson günlerde spokekonuştu at a universityÜniversite where
228
640000
2000
Geçenlerde, bir üniversitede konuşmamda,
10:54
a studentÖğrenci told me that it was
229
642000
2000
öğrencilerden biri,
10:56
suchböyle a shameutanç
230
644000
2000
Nijeryalı erkeklerin,
10:58
that NigerianNijerya menerkekler were physicalfiziksel abusersbağımlısı
231
646000
3000
romanımdaki erkek karakteri gibi fiziksel şiddetten hoşlanmalarının
11:01
like the fatherbaba characterkarakter in my novelyeni.
232
649000
3000
üzüntü verici olduğunu söylemişti.
11:04
I told him that I had just readokumak a novelyeni
233
652000
2000
Ona, geçenlerde,
11:06
calleddenilen AmericanAmerikan PsychoPsikopat --
234
654000
2000
"Amerikan Sapığı" adlı bir roman okuduğumu söyledim.
11:08
(LaughterKahkaha)
235
656000
2000
(Gülme sesleri)
11:10
-- and that it was suchböyle a shameutanç
236
658000
2000
- genç Amerikalıların seri katiller oluşu
11:12
that younggenç AmericansAmerikalılar were serialseri murdererskatiller.
237
660000
3000
ne kadar da üzüntü vericiydi.
11:15
(LaughterKahkaha)
238
663000
4000
(Gülme sesleri)
11:19
(ApplauseAlkış)
239
667000
6000
(Alkış sesleri)
11:25
Now, obviouslybelli ki I said this in a fituygun of mildhafif irritationtahriş.
240
673000
3000
Bunu, tabi ki, biraz rahatsız olduğumdan söylemiştim.
11:28
(LaughterKahkaha)
241
676000
2000
(Gülme sesleri)
11:30
But it would never have occurredoluştu to me to think
242
678000
2000
İçindeki karakteri seri katil olan
11:32
that just because I had readokumak a novelyeni
243
680000
2000
bir roman okuduğumdan ötürü,
11:34
in whichhangi a characterkarakter was a serialseri killerkatil
244
682000
2000
onun tüm Amerikalıları temsil eden
11:36
that he was somehowbir şekilde representativetemsilci
245
684000
2000
birisi olduğunu
11:38
of all AmericansAmerikalılar.
246
686000
2000
hiçbir zaman aklımdan geçirmemiştim.
11:40
This is not because I am a better personkişi than that studentÖğrenci,
247
688000
3000
Gerçek şu ki, o öğrenciden daha iyi bir insan olduğum için değil,
11:43
but because of America'sAmerika'nın culturalkültürel and economicekonomik powergüç,
248
691000
3000
ama, Amerika'nın kültürel ve ekonomik gücünden dolayı,
11:46
I had manyçok storieshikayeleri of AmericaAmerika.
249
694000
2000
Amerika hakkında birçok hikaye okumuştum.
11:48
I had readokumak TylerTyler and UpdikeUpdike and SteinbeckSteinbeck and GaitskillGaitskill.
250
696000
4000
Tyler, Updike, Steinbeck ve Gaitskill gibi yazarları okudum.
11:52
I did not have a singletek storyÖykü of AmericaAmerika.
251
700000
3000
Amerika hakkında tek bir hikayem olmadı.
11:55
When I learnedbilgili, some yearsyıl agoönce, that writersyazarlar were expectedbeklenen
252
703000
3000
Yıllar önce, yazarların başarılı olmak için
11:58
to have had really unhappymutsuz childhoodsÇocukluk
253
706000
4000
mutsuz çocukluk dönemleri
12:02
to be successfulbaşarılı,
254
710000
2000
geçirmiş olmaları beklendiğini öğrendiğimde,
12:04
I beganbaşladı to think about how I could inventicat etmek
255
712000
2000
anne babamın bana yaptığı korkunç şeyleri
12:06
horriblekorkunç things my parentsebeveyn had donetamam to me.
256
714000
2000
nasıl uydurabileceğimi düşünmeye başladım.
12:08
(LaughterKahkaha)
257
716000
2000
(Gülme sesleri)
12:10
But the truthhakikat is that I had a very happymutlu childhoodçocukluk,
258
718000
4000
Ama, asıl gerçek, mutluluk ve sevgi ile dolu,
12:14
fulltam of laughterkahkaha and love, in a very close-knitbirbirine bağlı familyaile.
259
722000
3000
birbirine yakından bağlı bir ailede, çok güzel bir çocukluk geçirdiğimdi.
12:17
But I alsoAyrıca had grandfathersDede who diedvefat etti in refugeemülteci campskampları.
260
725000
4000
Ama, aynı zamanda, mülteci kamplarında ölen dedelerim vardı.
12:21
My cousinhala kızı PollePolle diedvefat etti because he could not get adequateyeterli healthcaresağlık hizmeti.
261
729000
4000
Kuzenim Polle, yeterli sağlık hizmeti alamadığı için öldü.
12:25
One of my closestEn yakın friendsarkadaşlar, OkolomaOkoloma, diedvefat etti in a planeuçak crashkaza
262
733000
3000
En yakın arkadaşlarımdan biri Okoloma, bir uçak kazasında öldü,
12:28
because our fireateş truckskamyonlar did not have waterSu.
263
736000
3000
çünkü itfaiye araçlarımızda su yoktu.
12:31
I grewbüyüdü up underaltında repressivebastırıcı militaryaskeri governmentshükümetler
264
739000
3000
Eğitime önem vermeyen,
12:34
that devalueddevalüe educationEğitim,
265
742000
2000
baskıcı askeri yönetimler döneminde büyüdüm,
12:36
so that sometimesara sıra my parentsebeveyn were not paidödenmiş theironların salariesmaaşları.
266
744000
3000
öyle ki, bazen anne ve babamın maaşları ödenmezdi.
12:39
And so, as a childçocuk, I saw jamreçel disappearkaybolmak from the breakfastkahvaltı tabletablo,
267
747000
4000
Ve öyle ki, çocukken, reçelin kahvaltı soframızdan yok olduğunu gördüm,
12:43
then margarinemargarin disappearedkayboldu,
268
751000
2000
sonra margarin yok oldu,
12:45
then breadekmek becameoldu too expensivepahalı,
269
753000
3000
sonra ekmek çok pahalı oldu,
12:48
then milkSüt becameoldu rationedkarneye.
270
756000
3000
sonra süt karneye bağlandı.
12:51
And mostçoğu of all, a kindtür of normalizedNormalleştirilmiş politicalsiyasi fearkorku
271
759000
3000
Ve herşeyden öte, bir şekilde alıştığımız politik korku,
12:54
invadedişgal our liveshayatları.
272
762000
4000
hayatlarımızı sardı.
12:58
All of these storieshikayeleri make me who I am.
273
766000
2000
Bütün bu hikayeler, beni ben yapıyor.
13:00
But to insistısrar on only these negativenegatif storieshikayeleri
274
768000
4000
Fakat sadece bu olumsuz hikayelere odaklanmak
13:04
is to flattenDüzleştir my experiencedeneyim
275
772000
3000
tecrübelerimi donuklaştırmak,
13:07
and to overlookgöz ardı the manyçok other storieshikayeleri
276
775000
2000
ve beni oluşturan bir çok başka hikayeyi,
13:09
that formedoluşturulan me.
277
777000
2000
gözardı etmek olur.
13:11
The singletek storyÖykü createsyaratır stereotypesklişeler,
278
779000
3000
Tek hikaye kalıplaşmış kimlikler yaratır.
13:14
and the problemsorun with stereotypesklişeler
279
782000
3000
Kalıplaşmış kimlikler ile ilgili sorun ise,
13:17
is not that they are untrueyanlış,
280
785000
2000
doğru olmadıkları değil,
13:19
but that they are incompletetamamlanmamış.
281
787000
2000
ama aslında eksik olduklarıdır.
13:21
They make one storyÖykü becomeolmak the only storyÖykü.
282
789000
4000
Bir hikayeyi, tek hikaye haline getirirler.
13:25
Of coursekurs, AfricaAfrika is a continentkıta fulltam of catastrophesfelaketler:
283
793000
2000
Elbette, Afrika felaketlerle dolu bir kıtadır.
13:27
There are immenseengin onesolanlar, suchböyle as the horrifickorkunç rapestecavüz in CongoKongo Cumhuriyeti
284
795000
4000
Çok büyükleri yaşanmıştır, örneğin Kongo'da yaşanan korkunç tecavüzler.
13:31
and depressingiç karartıcı onesolanlar, suchböyle as the factgerçek that
285
799000
2000
Ve karartıcı olanlar, örneğin Nijerya'da
13:33
5,000 people applyuygulamak for one job vacancyboş yer in NigeriaNijerya.
286
801000
5000
bir iş pozisyonu için 5000 kişinin başvurması gerçeği gibi.
13:38
But there are other storieshikayeleri that are not about catastropheafet,
287
806000
3000
Ama felaket ile ilgili olmayan hikayeler de var.
13:41
and it is very importantönemli, it is just as importantönemli, to talk about them.
288
809000
4000
Ve bunlar hakkında konuşmak, en az diğerlerini konuşmak kadar önemli.
13:45
I've always feltkeçe that it is impossibleimkansız
289
813000
2000
Her zaman düşünmüşümdür ki,
13:47
to engagetutmak properlyuygun şekilde with a placeyer or a personkişi
290
815000
3000
bir kişi veya yer hakkında tüm hikayeleri incelemeden
13:50
withoutolmadan engagingçekici with all of the storieshikayeleri of that placeyer and that personkişi.
291
818000
4000
o kişi veya yeri algılamak mümkün değildir.
13:54
The consequencesonuç of the singletek storyÖykü
292
822000
3000
Tek hikayenin sonucu şudur:
13:57
is this: It robsçalmaktadır people of dignityhaysiyet.
293
825000
3000
Kişilerin saygınlığını ve itibarını yok eder.
14:00
It makesmarkaları our recognitiontanıma of our equaleşit humanityinsanlık difficultzor.
294
828000
4000
Tüm insanların eşit olduğuna inanmamızı zorlaştırır.
14:04
It emphasizesvurgular how we are differentfarklı
295
832000
3000
Birbirimize ne kadar benzer olduğumuzdan ziyade,
14:07
ratherdaha doğrusu than how we are similarbenzer.
296
835000
2000
ne kadar farklı olduğumuzu vurgular.
14:09
So what if before my MexicanMeksika tripgezi
297
837000
2000
Eğer Meksika seyahatimden önce,
14:11
I had followedtakip etti the immigrationGöçmenlik debatetartışma from bothher ikisi de sidestaraf,
298
839000
4000
ABD ve Meksika arasında süregelen,
14:15
the U.S. and the MexicanMeksika?
299
843000
2000
göç tartışmalarını iki taraftan da takip etmiş olsaydım ne olurdu?
14:17
What if my motheranne had told us that Fide'sFide'nin familyaile was poorfakir
300
845000
4000
Annem bize Fide'nin ailesinin fakir olduğu kadar,
14:21
and hardworkingçalışkan?
301
849000
2000
çalışkan da olduğu söyleseydi ne olurdu?
14:23
What if we had an AfricanAfrika televisiontelevizyon network
302
851000
2000
Afrika'ya ait farklı hikayeleri tüm dünyaya yayınlayan,
14:25
that broadcastYayın diverseçeşitli AfricanAfrika storieshikayeleri all over the worldDünya?
303
853000
4000
bir Afrika televizyon kanalı olsaydı ne olurdu?
14:29
What the NigerianNijerya writeryazar ChinuaChinua AchebeAchebe callsaramalar
304
857000
2000
Nijerya'lı yazar Chinua Achebe'nin
14:31
"a balancedenge of storieshikayeleri."
305
859000
3000
"hikayelerin dengesi" diye tanımladığı gibi.
14:34
What if my roommateoda arkadaşı knewbiliyordum about my NigerianNijerya publisherYayımcı,
306
862000
3000
Eğer oda arkadaşım, Nijeryalı yayıncım,
14:37
MuktaMukta BakarayBakaray,
307
865000
2000
Mukta Bakaray hakkında fikir sahibi olsaydı,
14:39
a remarkabledikkat çekici man who left his job in a bankbanka
308
867000
2000
ve bankacılığı bırakıp, rüyasını gerçekleştirmek için,
14:41
to followtakip et his dreamrüya and startbaşlama a publishingyayıncılık houseev?
309
869000
3000
bir yayınevi kuran sıradışı bir adam olduğunu bilseydi ne olurdu?
14:44
Now, the conventionalKonvansiyonel wisdombilgelik was that NigeriansNijeryalılar don't readokumak literatureEdebiyat.
310
872000
4000
Genel kanı Nijeryalıların edebiyat okumadığı yönündedir.
14:48
He disagreedaynı fikirde. He feltkeçe
311
876000
2000
O buna katılmıyordu.
14:50
that people who could readokumak, would readokumak,
312
878000
2000
Eğer edebiyatı onların ulaşabilecekleri konuma getirebilirse,
14:52
if you madeyapılmış literatureEdebiyat affordablesatın alınabilir and availablemevcut to them.
313
880000
4000
okumayı bilenlerin, okuyacaklarına inanıyordu.
14:56
ShortlyKısa bir süre after he publishedyayınlanan my first novelyeni
314
884000
3000
İlk romanımı yayınladıktan kısa bir süre sonra,
14:59
I wentgitti to a TVTV stationistasyon in LagosLagos to do an interviewröportaj,
315
887000
3000
röportaj için Lagos'ta bir TV kanalına konuk oldum.
15:02
and a womankadın who workedişlenmiş there as a messengerMessenger camegeldi up to me and said,
316
890000
3000
Orada bir hizmetli olarak çalışan bir kadın yanıma gelerek dedi ki,
15:05
"I really likedsevilen your novelyeni. I didn't like the endingbitirme.
317
893000
3000
"Romanınızı gerçekten beğendim. Sonunu beğenmedim.
15:08
Now you mustşart writeyazmak a sequelnetice, and this is what will happenolmak ..."
318
896000
3000
Şimdi bir devam yazmanız gerekiyor, ve işte olacaklar da bunlar..."
15:11
(LaughterKahkaha)
319
899000
3000
(Gülme sesleri)
15:14
And she wentgitti on to tell me what to writeyazmak in the sequelnetice.
320
902000
3000
Ve, bana devam romanımda neler yazmamı anlatmaya başladı.
15:17
I was not only charmedmemnun oldum, I was very movedtaşındı.
321
905000
3000
Sadece büyülenmemiştim, aynı zamanda çok heyecanlanmıştım.
15:20
Here was a womankadın, partBölüm of the ordinarysıradan masseskitleler of NigeriansNijeryalılar,
322
908000
3000
Orada, Nijeryalı sıradan çoğunluktan,
15:23
who were not supposedsözde to be readersokuyucular.
323
911000
3000
okuyucu olacağı düşünülmeyen bir kadın vardı.
15:26
She had not only readokumak the bookkitap, but she had takenalınmış ownershipsahiplik of it
324
914000
2000
Kitabı sadece okumakla kalmamış, aynı zamanda onu sahiplenmişti
15:28
and feltkeçe justifiedhaklı in tellingsöylüyorum me
325
916000
3000
ve bana devamında ne yazacağımı söylerken,
15:31
what to writeyazmak in the sequelnetice.
326
919000
2000
kendini ispat etmiş hissediyordu.
15:33
Now, what if my roommateoda arkadaşı knewbiliyordum about my friendarkadaş FumiFumi OndaOnda,
327
921000
4000
Şimdi, eğer oda arkadaşım, Lagos'ta bir TV programı sunan,
15:37
a fearlessKorkusuz womankadın who hostsana bilgisayarlar a TVTV showgöstermek in LagosLagos,
328
925000
3000
ve kendini unutmayı tercih ettiğimiz hikayeleri anlatmaya adamış,
15:40
and is determinedbelirlenen to tell the storieshikayeleri that we prefertercih etmek to forgetunutmak?
329
928000
3000
korkusuz bir kadın olan arkadaşım Fumi Onda'yı tanısaydı ne olurdu?
15:43
What if my roommateoda arkadaşı knewbiliyordum about the heartkalp procedureprosedür
330
931000
4000
Eğer oda arkadaşım, geçen hafta Lagos hastanesinde
15:47
that was performedgerçekleştirilen in the LagosLagos hospitalhastane last weekhafta?
331
935000
3000
gerçekleştirilen kalp operasyonunu bilseydi ne olurdu?
15:50
What if my roommateoda arkadaşı knewbiliyordum about contemporaryçağdaş NigerianNijerya musicmüzik,
332
938000
4000
Eğer oda arkadaşım çağdaş Nijerya müziğini tanısaydı?
15:54
talentedyetenekli people singingşan in Englishİngilizce and PidginPidgin,
333
942000
3000
İngilizce ve Pidgin dilinde,
15:57
and Igboİbo dili and YorubaYoruba dili and IjoIJO,
334
945000
2000
Igbo ve Yoruba ve Ijo dilinde,
15:59
mixingkarıştırma influencesetkiler from Jay-ZJay-Z to FelaFela
335
947000
4000
Jay-Z den Fela'ya, Bob Marley'den kendi büyükbabalarına kadar,
16:03
to BobBob MarleyMarley to theironların grandfathersDede.
336
951000
3000
farklı yorumları harmanlayan yetenekleri tanısaydı.
16:06
What if my roommateoda arkadaşı knewbiliyordum about the femalekadın lawyeravukat
337
954000
2000
Ya eğer, oda arkadaşım, yakın zamanda Nijerya mahkemesine giderek,
16:08
who recentlyson günlerde wentgitti to courtmahkeme in NigeriaNijerya
338
956000
2000
pasaportlarını yenilemek isteyen kadınların
16:10
to challengemeydan okuma a ridiculousgülünç lawhukuk
339
958000
2000
kocalarının onayını almasını gerektiren
16:12
that requiredgereklidir womenkadınlar to get theironların husband'skocanın consentrazı olmak
340
960000
3000
gülünç bir kanunu
16:15
before renewingyenileme theironların passportsPasaportlar?
341
963000
3000
kaldırmaya çalışan genç avukatı tanısaydı ne olurdu?
16:18
What if my roommateoda arkadaşı knewbiliyordum about NollywoodNollywood,
342
966000
3000
Eğer oda arkadaşım, büyük teknik zorluklara rağmen,
16:21
fulltam of innovativeyenilikçi people makingyapma filmsfilmler despiterağmen great technicalteknik oddsolasılık,
343
969000
4000
film çeken yaratıcı insanlarla dolu, Nollywood'u bilseydi ne olurdu?
16:25
filmsfilmler so popularpopüler
344
973000
2000
Öyle popüler filmler ki,
16:27
that they really are the besten iyi exampleörnek
345
975000
2000
Nijeryalıların kendi ürettiklerini kendilerinin tüketmesinin
16:29
of NigeriansNijeryalılar consumingtüketen what they produceüretmek?
346
977000
3000
gerçekten en iyi örnekleri.
16:32
What if my roommateoda arkadaşı knewbiliyordum about my wonderfullyharika ambitiousiddialı hairsaç braiderbraider,
347
980000
3000
Eğer oda arkadaşım, yakın zamanda kendine yapma saç satma işini kuran,
16:35
who has just startedbaşladı her ownkendi business sellingsatış hairsaç extensionsuzantıları?
348
983000
4000
hırslı muhteşem saç örgücümü tanısaydı ne olurdu?
16:39
Or about the millionsmilyonlarca of other NigeriansNijeryalılar
349
987000
2000
Ya da, kendi işlerini kuran, bazen başarısız olan,
16:41
who startbaşlama businessesişletmeler and sometimesara sıra failbaşarısız,
350
989000
2000
fakat hırslarından bir şey kaybetmeyen,
16:43
but continuedevam et to nursehemşire ambitionhırs?
351
991000
4000
milyonlarca Nijeryalıdan haberi olsaydı?
16:47
EveryHer time I am home I am confrontedkarşı karşıya with
352
995000
2000
Ne zaman vatanıma gelsem, çoğu Nijeryalının
16:49
the usualolağan sourceskaynaklar of irritationtahriş for mostçoğu NigeriansNijeryalılar:
353
997000
3000
rahatsızlık kaynağı olan sorunlarla yüzyüze gelirim:
16:52
our failedbaşarısız oldu infrastructurealtyapı, our failedbaşarısız oldu governmenthükümet,
354
1000000
3000
bozuk altyapımız, başarısız hükümetimiz.
16:55
but alsoAyrıca by the incredibleinanılmaz resilienceesneklik of people who
355
1003000
3000
Ama aynı zamanda, hükümet yüzünden değil,
16:58
thrivegelişmek despiterağmen the governmenthükümet,
356
1006000
3000
fakat hükümete rağmen,
17:01
ratherdaha doğrusu than because of it.
357
1009000
2000
çabalayan insanların inanılmaz esnekliği.
17:03
I teachöğretmek writingyazı workshopsatölyeler in LagosLagos everyher summeryaz,
358
1011000
3000
Her yaz, Lagos'ta, yazarlık seminerleri veriyorum.
17:06
and it is amazingşaşırtıcı to me how manyçok people applyuygulamak,
359
1014000
3000
Ve, ne kadar çok insanın başvurduğu,
17:09
how manyçok people are eageristekli to writeyazmak,
360
1017000
3000
ne kadar insanın yazmaya ve hikaye anlatmaya istekli olduğu,
17:12
to tell storieshikayeleri.
361
1020000
2000
bana hayret veriyor.
17:14
My NigerianNijerya publisherYayımcı and I have just startedbaşladı a non-profitkar amacı gütmeyen
362
1022000
3000
Nijeryalı yayıncım ve ben, yakın zamanda, Farafina Trust adında
17:17
calleddenilen FarafinaFarafina TrustGüven,
363
1025000
2000
kar amacı olmayan bir şirket kurduk.
17:19
and we have bigbüyük dreamsrüyalar of buildingbina librarieskütüphaneler
364
1027000
3000
Ve kütüphaneler kurmak,
17:22
and refurbishingyenileme librarieskütüphaneler that alreadyzaten existvar olmak
365
1030000
2000
varolan kütüphaneleri yenilemek,
17:24
and providingsağlama bookskitaplar for statebelirtmek, bildirmek schoolsokullar
366
1032000
3000
kütüphanelerinde hiç kitap olmayan
17:27
that don't have anything in theironların librarieskütüphaneler,
367
1035000
2000
devlet okullarına kitaplar temin etmek,
17:29
and alsoAyrıca of organizingdüzenleme lots and lots of workshopsatölyeler,
368
1037000
2000
ve okuma-yazma konusunda çok ama bir çok seminer
17:31
in readingokuma and writingyazı,
369
1039000
2000
düzenleme konusunda büyük hayallerimiz var.
17:33
for all the people who are eageristekli to tell our manyçok storieshikayeleri.
370
1041000
3000
Birçok hikayemizi anlatmaya gönüllü olan insanlar için.
17:36
StoriesHikayeler mattermadde.
371
1044000
2000
Hikayeler önemlidir.
17:38
ManyBirçok storieshikayeleri mattermadde.
372
1046000
2000
Birçok hikaye önemlidir.
17:40
StoriesHikayeler have been used to dispossessyolla and to malignMalign,
373
1048000
4000
Hikayeler mahrum etmek ve kötülemek için kullanıldı,
17:44
but storieshikayeleri can alsoAyrıca be used to empowergüçlendirmek and to humanizeinsanileştirmek.
374
1052000
4000
Ama hikayeler güçlendirmek ve insancıllaştırmak için de kullanılabilir.
17:48
StoriesHikayeler can breakkırılma the dignityhaysiyet of a people,
375
1056000
3000
Hikayeler insanların saygınlığını kırabilir,
17:51
but storieshikayeleri can alsoAyrıca repaironarım that brokenkırık dignityhaysiyet.
376
1059000
5000
Ama hikayeler aynı zamanda kırılan saygınlığı onarabilir.
17:56
The AmericanAmerikan writeryazar AliceAlice WalkerWalker wroteyazdı this
377
1064000
2000
Amerikalı yazar Alice Walker,
17:58
about her SouthernGüney relativesakrabaları
378
1066000
2000
kuzeye göç etmiş olan,
18:00
who had movedtaşındı to the NorthKuzey.
379
1068000
2000
güneyli akrabaları hakkında şunu yazmış.
18:02
She introducedtanıtılan them to a bookkitap about
380
1070000
2000
Onları, geride bıraktıkları güneyli hayatı konusunda,
18:04
the SouthernGüney life that they had left behindarkasında:
381
1072000
3000
bir kitapla tanıştırmış.
18:07
"They satoturdu around, readingokuma the bookkitap themselveskendilerini,
382
1075000
4000
"Etrafımda oturdular, kitabı kendileri okuyorlar,
18:11
listeningdinleme to me readokumak the bookkitap, and a kindtür of paradisecennet was regainedele geçirdi."
383
1079000
6000
beni okurken dinliyorlardı, ve bir çeşit cennet geri gelmişti."
18:17
I would like to endson with this thought:
384
1085000
3000
Şu düşünceyle bitirmek istiyorum:
18:20
That when we rejectReddet the singletek storyÖykü,
385
1088000
3000
Tek hikayeyi reddettiğimiz zaman,
18:23
when we realizegerçekleştirmek that there is never a singletek storyÖykü
386
1091000
3000
bir yer hakkında, hiç bir zaman tek bir hikaye olmadığını,
18:26
about any placeyer,
387
1094000
2000
farkettiğimiz zaman,
18:28
we regainyeniden kazanmak a kindtür of paradisecennet.
388
1096000
2000
bir çeşit cennet geri gelir.
18:30
Thank you.
389
1098000
2000
Teşekkür ederim.
18:32
(ApplauseAlkış)
390
1100000
8000
(Alkışlar)
Translated by Ersun Kutlu
Reviewed by Seda Demirel

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Chimamanda Ngozi Adichie - Novelist
Inspired by Nigerian history and tragedies all but forgotten by recent generations of westerners, Chimamanda Ngozi Adichie’s novels and stories are jewels in the crown of diasporan literature.

Why you should listen

In Nigeria, Chimamanda Ngozi Adichie's novel Half of a Yellow Sun has helped inspire new, cross-generational communication about the Biafran war. In this and in her other works, she seeks to instill dignity into the finest details of each character, whether poor, middle class or rich, exposing along the way the deep scars of colonialism in the African landscape.

Adichie's newest book, The Thing Around Your Neck, is a brilliant collection of stories about Nigerians struggling to cope with a corrupted context in their home country, and about the Nigerian immigrant experience.

Adichie builds on the literary tradition of Igbo literary giant Chinua Achebe—and when she found out that Achebe liked Half of a Yellow Sun, she says she cried for a whole day. What he said about her rings true: “We do not usually associate wisdom with beginners, but here is a new writer endowed with the gift of ancient storytellers.”

(Photo: Wani Olatunde) 

More profile about the speaker
Chimamanda Ngozi Adichie | Speaker | TED.com